sardunyam tarafından postalanan herşey
-
TOPLUMLAR-HUKUK VE SÖZDE DEMOKRATLAR
Sevgili Tengeriin Boşig, Yazılarını özlemişim önce onu belirteyim keyifle okudum... Ancak ben sana bu yazdıklarına karşı çıkacakların söyleyeceğini baştan söyleyim: Siz din düşmanısınız, İslam gelip gelecek, siz göreceksiniz, Fethullah Gülen çok muhterem biri bakın bütün dünyada okullar yaptırıyor Türklüğü yaşatıyor ama siz beğenmiyorsunuz... Şimdi ben bütün tecübelerimden bir sonuç çıkardım oda şudur sevgili arkadaşım, yozlaşma ve bayağılaşma bir moda haline geldiğinde bunu bilimde, alimde çözemiyor... Bu modada yozlaşmaya ve bayağılaşmaya tutku ile bağlanan ve öğrenmeden/öğretilen kişilerin ancak fanatik birer taraf olacağını biliyorum... anlamayacak ve anlamaya çalışmayacak kendini Allah'tan yana taraf sanarak egosunu tatmin edecek... Allah'la Aldatmak muhteşem bir kitap keşke okusalar gerçekte Allah ne tarafta çok güzel anlatıyor... Ama işlerine bu gelmez, işlerine kendileri ile aynı paralelde düşünen ve konuşan başbakanın sokak dili ile yaptığı abes konuşmalar yakın gelir... E bundan daha doğalıda yok zaten... Aynı duyguları paylaşanlar anlaşırmış
-
komplo terosinde son nokta
Kırım/kongo kanamalı Türk kenesinden kurtulmak için, devlet büyüklerimizden Sayın Sağlık Bakanımız çok önemli bir keşiftebulunmuştur... Şöyleki, Keneden korunmak için pantalon paçalarınızı çoraplarınızıniçine kıvıraraksokacaksınız, böylece KENE namındaki bu haşere vücudunuza temasetmeyecek... Eller,Kollar ve baş gibi vücudun diğer organları için deyakında ünlütürk büyüklerinden önemli buluşlar bekliyoruz... Sayı Sağlık Bakanı Çorap meraklısı olduğu için ayaklardan başlamış her halde...İmkanı olanlar çorapların üzerine adlarını,adreslerini,alolarını ve dee/postalarını yazdırırlarsa daha da KARİZMATİK olur...
-
komplo terosinde son nokta
farklı bir oyun oynayacağız arkadaşlar... güncel olaylar arasında kafanızı farklı yönden meşgul eden ve trajedikte olsa onu komediye dönüştürecek türde teorilerinizi öğrenmek isteriz... Benim ilk teorim (aslında ben eminim siz teori diyebilirsiniz) : Kırım-Kongo kenesi nedir? Biz keneyi bilirdik bu pis hareşe insan ya da hayvan her canlının tenine yapışır utanmadan kan emerdi velakin yediği kaba şeyetmezdi... Şimdiki kenelerde tuhaf insanın kanını emdiği yetmiyor gibi birde utanmadan öldürüyor... Ama sanıyorum ve aslında eminim ki bu keneler labaratuar ortamında üretildi ve Oktar Babuna adında bir sahtekarın ilik kanseri olduğu yalanıyla toplanan kanlarımızdan alınan örneklerle DNA kodumuza göre üretildiler... Yani bana öyle geliyor ki bu keneler sadece Türkleri öldürmek üzere tasarlandılar... Zaten henüz bir hayvanı öldürdüğünü duymadık Siz daha uyuyun adamlar keneleri meneleri genetik yapılarıyla oynayarak silah haline getiriyor... sonra onları yemesi muhtemel, kuşları, tavukları, ördekleri grip bahanesiyle yok ediyor ve böylece kenelerin yolu açılıyor işleri kolaylaştırılmış oluyor... Kuş gribi ve kene saldırısı nedense en çok bizi etkiliyor
-
TOPLUMLAR-HUKUK VE SÖZDE DEMOKRATLAR
Size öyle geliyor bu teorinizi çürütmek için onlarca şık açabilirim... 1) Avrupa en çok kimleri sömürüyor? 2) Sömürdüğü ülkeler arasında çağdaş olan var mı? 3) Laik olmayıp çağdaş olan bir ülke var mı? 4) Çağdaş (yani ekonomik+kültürel+eğitimsel+siyasal+sosyal olarak gelişmiş) ülkeler hiç sömürülebilir mi? 5) Laiklik dini bitirmenin en temel yolu ise Osmanlıda ve bütün İslam aleminde din neden bitti onlar laik değildi? 6) Laiklik dine özgürlük getirmiyorsa laik olmamak mı getirecek nasıl, kimin anlayışını ve bunun imkanı var mı? 7) Din ile yönetilen ve insanları özgür olan bir ülke var mı? bunların cevapları sizin bütün iddialarınızı çürütür ama gerçekleri görebilmeniz gerekir, din olarak ortaya atılan ve yaşandığı sanılan şey ancak birilerinin dayatması ve insanları sömürmenin en kolay yoludur, din adamları tanrılaşır ve onlara inananlarda sömürülür... hadi aksi varsa göster...
-
TAVSİYE EDECEĞİNİZ FİLMLER
KUTSAL DAMACANA (komedi) Komedi severlere Kutsal Damacana filmini öneriyorum gerçekten çok komik... Klasik bir şeytan çıkarma filmi konusu ancak tarz çok sıradışı PERSAPOLİS (animasyon-belgesel) Bir kız çocuğun gözünden İran Devrimi ve değişen İran'ın gerçek yüzü Nereden nereye nasıl gelindiğini anlatan çok güzel bir animasyon film, izlemeyen herkese öneriyorum... MUSALLAT (korku-gerilim) Farklı bir çalışma ve cin ile insan aşkını konu alan ilginç bir film Türk sinemasında efektlendirme olarak türleri içerisinde gayet iyi bir çalışma gerilim ve bu türleri sevenlere önerebilirim... 10.000 A.C (fantastik) İlk çağları anlatan çok iyi görsel ve akustik efektleri olan farklı bir film... bu filmi izleyince farkedeceksiniz ki insan hala en vahşi canlı... Hala törpülenmemiş yanları var ve sanırım kalıcı bir özellik bu...
-
Yazarlar... Çeşitlemeler...
Herşeyin sağlamasının mümkün olduğunun kanıtı bir yazı
-
GODZİLLA ve RUA Ortak Anı Defteri
Birleşik Arap Emirlikleri gibi olmuşsunuz ayol Hayırlı uğurlu olsun sayfanız şimdi biz size gelince size gelmiş olcaz he öylemi iyi yapmışsınız öyle ayrı ayrı uğramak zor oluyordu
-
Yazarlar... Çeşitlemeler...
“Hükümetin birden bire ortaya çıkan Güneydoğu’ya olan hizmetlerini ilerletme isteği, aslında yabancıların buraya olan ilgisi sebebiyle oluştu. Bu bölgeye ciddi yatırımlar yapılarak, su getirilerek yabancıya satmayı istiyorlar. Bu sebeple de toprak fiyatları artıyor. Fiyatların artmasıyla da burada Türk çiftçisi kalmayacak. Bundan sonra o yörede yabancı çiftlikler göreceğiz. Suriye sınırındaki 216 bin dönüm mayınlı arazinin temizlenmesi de yabancı şirketlere verilecek. Hükümet tarafından Güneydoğuyu yabancılaştırma hareketi resmen başlatılmıştır” Diyarbakır Ticaret Borsası Başkanı Fahrettin Akyıl, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın GAP ile ilgili olarak Diyarbakır’da bugün yapacağı açıklamaların tarihi nitelikte olacağını söyledi. CHP Muğla Milletvekili Gürol Ergin ise “Hükümetin birden bire ortaya çıkan Güneydoğu’ya olan hizmetlerini ilerletme isteği, aslında yabancıların buraya olan ilgisi sebebiyle oluştu. Bu bölgeye ciddi yatırımlar yapılarak, su getirilerek yabancıya satmayı istiyorlar. Bu sebeple de toprak fiyatları artıyor. Fiyatların artmasıyla da burada Türk çiftçisi kalmayacak. Bundan sonra o yörede yabancı çiftlikler göreceğiz. Suriye sınırındaki 216 bin dönüm mayınlı arazinin temizlenmesi de yabancı şirketlere verilecek. Hükümet tarafından Güneydoğuyu yabancılaştırma hareketi resmen başlatılmıştır” dedi. * * * Gürol Ergin’in bahsettiği Güneydoğu’yu yabancılaştırma hareketinin yasal alt yapısını, hükümet 5 Ekim 2004 tarihinde Resmi Gazete’de “Milletlerarası Anlaşma” başlığı altında yayınladı. Konu, sadece bu sütunda gündeme getirildi! Anlaşma, dönemin Tarım Bakanı Sami Güçlü’nün daveti üzerine, 14-15 Temmuz 2004 tarihlerinde, Türkiye’yi ziyaret eden İsrail Başbakan Yardımcısı Ehud Olmert ile imzalanan mutabakat zaptının onaylanması hakkındaki karar idi! Mutabakatın 12’nci maddesinde şöyle deniliyordu: “İsrail tarafı, İsrail firmalarının ilgilendiği GAP projelerinin 2005 yılı bütçesinde uygulamaya konulmasını Türk yetkililerden talep etmiştir.” Mutabakatın, 15’inci maddesinde ise özellikle GAP bölgesinde İsrail firmalarının hangi alanlarda nasıl çalışacağı tespit ediliyordu. Tayyip Erdoğan, son Amerika gezisinden dönerken, uçakta, gazetecilere önemli bilgiler vermişti. Erdoğan, Yahudi lobisi ve kendilerini “Dünya Hükümeti” gibi gören 12 kişilik Global Stratejik Komite’nin beyni Henry Kissinger ve onun halefi olan Richard Hollbroke ile yeni görüşmüştü. Sıcağı sıcağına, uçaktaki gazetecilere, GAP’ın eksik kalan yatırımları için yaklaşık 10 milyar dolara ihtiyaç olduğunu anlatan Erdoğan, bu sorunu Körfez sermayesi ile aşmayı düşündüklerini söylemişti Erdoğan, Fatih Altaylı’nın Teketek programında da GAP’a 10 milyar dolar yatırım yapılması gerektiğini, bu yatırımla GAP’ın ayağa kalkacağını belirtmişti. Yahudi lobisinin bir numaralı gündem maddesi GAP olmuştu! * * * 2006 yılı Kasım ayı başında Şanlıurfa’da “İkinci GAP Buluşması” düzenlendi. Harran Üniversitesi’ndeki toplantıda GAP İdaresi Başkanı Muammer Yaşar Özgül, Yusuf Kürkçüoğlu’nun sorusu üzerine “Sulama projeleri için 8 milyar dolar, diğer yatırımlar için 14 milyar dolar olmak üzere 22 milyar dolara ihtiyaç var” demişti. Demek ki Erdoğan rakamları eksik veriyordu. Yabancı Sermaye Derneği Başkanı Şaban Erdikler ise 9 GAP iline, yabancı yatırımcıyı çekmek için Batı ülkelerinde bilgilendirme turuna çıkacaklarını açıkladıktan sonra, YASED’in sonbahar resepsiyonunda Erdoğan’ın kendileriyle özel olarak görüştüğünü ifade ederek, “Sayın Başbakan bizden, GAP’ta yatırım konusunda yabancı ve yerli yatırımcıya dönük çalışmalarda bulunmamızı istedi” demişti Erdikler, dünyanın en büyük şirketlerinin başkanlarının katıldığı Uluslararası Yatırım Danışma Konseyi toplantısının dördüncüsünün Mart 2007’de yapılacağını, toplantıda GAP yatırımlarının “özel bölüm” olacağını da bildirmişti. * * * Bilindiği gibi Uluslararası Yatırım Danışma Konseyi üyeleri, daha çok ABD ve İngiltere merkezli şirketlerden oluşuyor ve çoğu Yahudi sermayesidir. Bunları davet eden de Erdoğan’dır. Erdoğan’ın bugün GAP ile ilgili olarak milli bir proje açıklaması sürpriz olur. Çünkü, özelleştirme adı altında, Türkiye’nin nesi var nesi yoksa küresel sermaye dedikleri Yahudi sermayesine satmış durumdadır. Sıra GAP’a gelmiştir!
-
Güncel Olaylardan Kısa Başlıklar
Flash Tv'de "Gerçek Gelecek" programına katılan Erhan Göksel:'Paksüt'ü Başbakan dinletti' Erhan Göksel, Flash Tv'de Yılmaz Tunca'nın hazırlayıp sunduğu "Gerçek Gelecek" de gündemi değerlendirdi. Göksel'in programda söyledikleri satırbaşlarıyla şunlar: "Başbakan Erdoğan ekonomik krizi gördü. Kaçmak için "Kapatın bizi" der gibi hali var..." "Gül'ün eşi sayın RTE nin eşinin omzuna elini atmış fotosu tüm gazetelere servis edildi. 15 yaş küçük olan Emine Hanım'ın omzuna elini atmış omzunda da apoletleri var..." "1200 kişi salgından hasta. Sayın Bakan Recep Akdağ meydanda yok. İki saatlik yola gitmiyor. Van' daki PKK uzantısı DTP toplantısında Barzani'nin marşı söyleniyor. Kimsenin gıkı çıkmıyor! Başbakan kendini Ahmet Davutoğlunun sekreteri durumuna düşürdü. " PAKSÜT'Ü BAŞBAKAN DİNLETTİ Şimdi bana gelen bir iddiayı sizinle paylaşacağım. Bunlar iddia ama devletin belgelerinde kayıtlı. Teyid ettirdim. Bazı kayıtların devlette olduğunu biliyorum. Türk toplumunu ilgilendiren bir olay bu. Türkiye yerinden hoplayacak. Başrol oyuncusu da Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek ile Anayasa Mahkemesi Üyesi Osman Paksüt'un eşi Ferda Paksüt. Bunlar devlette belgelidir. Melih Gökçek, Ferda Paksüt'ten gaz ihalesi için bir istekte bulunuyor. Anayasa Mahkemesi gaz ihalesini kapatıyor. Ferda Paksüt ile Gökçek arasındaki bilgi alışvcerişi bazı kişilerin dikkatini çekiyor. Gökçek, kapatma davasında (güç bende) diyerek mesaj yolluyor. Davada ağırlık kazanmak için, Paksüt'le olan ilişkisini kullanmak istiyor. Çünkü; Gökçek'i aday göstermeyecekler. Gökçek de bu yüzden kendini önemli hissettirmek istiyor. Başbakan, Gökçek'in Ferda Paksüt'le olan ilişkisinin araştırılmasını istiyor. Bu yüzden de 'dinlenilmesi' emrini veriyor. Ancak YASAL BİR DİNLEME İZNİ YOK. Çünkü bu izni kimse alamaz. Ortaya somut bir şey koymanız gerekir. Hiçbir savcı bu dinleme iznini vermez. Somut bir belge lazım. Bu dinlemeler kayıt altına alınır. Silinmez. Ama burada böyle bir şey yok. Başbakan Kaçakçılık ve Organize Suçlar Şubesi'ne emir veriyor. Ankara Emniyet Müdürü Ercüment Yılmaz'ın bile haberi yok. O da olay yerine gelince biri telefon açıyor. (Sen bu işe karışma, Başbakan'ın emri) deniliyor. Ercümen Yılmaz da o yüzden çıkıp gidiyor. Burada dinleme Ferda Paksüt'e yönelik. Paksüt'ün zor zaptedilen bir kadın olduğunu herkes biliyor. Bu dinlemeyi emir veren Başbakan, zor duruma düşmüştür. Bunu herkesin araştırması gerekir. BU DİNLEME YASADIŞIDIR. Dinleme yapan araçlardan 17 tane var. İkisi poliste. 15 tanesi de askerde. Acaba asker kimleri dinliyor. Yakında bunların bantları da çıkar bir haber ajansından. Bu araçlar alınırken, Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök'e bile haber verilmedi. Bu araçların alındığını Başbakan Erdoğan da bilmiyordu. Bunlar örtülü ödrenekten alındı."
-
SARDUNYAM.... (Günlük... kendisini fark ettirebilen çok az şey vardır günlük yaşamımızda... )
işte geldiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiim
-
YÜZ AKePe gerçeği..
Umarım objektif bir gözle ve akılla okunur bu gerçekler emeği geçenlere teşekkürler... Yalanların ve takiyeciliğin prim yaptığı ve itibar gördüğü gezegende doğruların peşinde çok az kişi kalmıştır ama biz doğrunun gücüne inanmaya devam ediyoruz... Yalanın zayıflığına da... Önemli olanın bu ülkenin ve bu ülkenin çocuklarının geleceğini kurup kuramayacağımız yani bağımsız , güçlü ve çağdaş Türkiye... (elimizde yolu çizili ve sistemi belli Kemalist ilkeler)
-
Hayatın size öğrettikleri :
ağızdan çıkan bir sözün geri dönüşü olmadığını o sözün çoğu kez karşıdakine ulaşırken değişime uğradığını bir satırı, bir şiiri ve bir kişiyi okumanın her defasında baika şeyler öğretiğini kendini tanımak için başka insanları gözlemlemen gerektiğini hayatın neresinde durduğunun ve dünyaya hangi gözle baktığının çok önemli bir ayrıntı olduğunu azınlıkta olsalar düşünce emekçilerini tanıdığınızda asla peşlerini bırakmamanız gerektiğini çünkü en büyük sermayenin düşüncenerek elde edilen fikir olduğunu özür dilemek gerektiğini hatalıydım diyebilmek gerektiğini değerinden fazla anlam yüklememek gerektiğini kendinden başka kimseyi değiştiremeyeceğini fiyatını bilmenin kolay değerini bilmenin zor olduğunu bedavacıların çok olduğunu karşılıksız hiç bir şeyin olmadığını herkesin az ya da çok bencil olduğunu ve arkadaşlar sizin öğrendiklerinizden de çok şey öğrenicem umuyorum
-
Gece Yağmuru
evet bende gördüm sayende bebişi aynı sen hık demiş burnundan düşmüş, mine sana çok bakmış demek ne döneri oldun kıs,
-
SARDUNYAM.... (Günlük... kendisini fark ettirebilen çok az şey vardır günlük yaşamımızda... )
gece, akşam üzeri ve sabaha karşıde dene işte godzilla ya bir kaç gün yokum iyi bakın kendinize bu arada
-
6 mayıs 1972
Dtp ve Akp gibi ****** anlayışı benimsemiş partiler toplumların duygu ve düşücelerinde önemli yerleri olan insanları kendi anlayışlarındaymış gibi gösterebilirler bir nevi onları kullanabilirler ve kullanıyorlar, mesela Akp'nin iddiasına göre asıl Atatürk'çü onlarmış... Hatta Dtp demokratik, laik, insan haklarından yana, özgürlükçü ve eşitlikçi olduğunuda iddia ediyor peki öyleler mi? Yani Dtp'nin Deniz Gezmiş'i kullanmaya kalkmasına bakmayacağız Deniz Gezmiş'in Kemalist anlayışla ne yaptığına bakacağız... Dtp ve Akp ne söylüyor önemli değil ne yapıyorlar bu önemli yaptıkları ve takiyecilikleri işin sağlamasını yapmakta bize yardım ediyor... Deniz Gezmiş Kemalisttir, Dtp ise ne Deniz Gezmiş'çidir ne de Kemalist olabilir...
-
KANALTÜRK SATILDI
Başörtüsü ile iffet, namus ve haysiyet sahibi olunmaz, başını örtmeyendede bulunmaya bilir bunlar... Yani başına koyduğu örtü ile hiç bir şey olunmaz... Bir şey sormak istiyorum, dinde sorgulama olur mu olmaz mı? Eğer olur ise nasıl olmaz ise neden? Çünkü buna göre bizim kafamızda beliren sorulara kim nasıl yanıt verecek yanıt verilemeyecekse ne olacak? Örneğin: Saç ne işe yarar, kirpik ne işe yarar, kaş ne işe yarar? Allah yaratırken bunlara neden gerek duymuştur saçın kutsal bir yanı mı vardır? yoksa hepsi tamamen bilimsel olarak açıklanabilir bedeni ihtiyaçlardan mı kaynaklanmaktadır? Fuzuli arkadaşım, Amaç hem dini hem vatanı çağdaşlığa taşımaksa bağımsız ve özgür düşünmek ve ifade etmekten yana olmaksa evet aynı ve o yol mutlak aydınlığa çıkacaktır. Yok amaç dini kısır bir döngüde yorumlamaksa ve asla sorgulanmasına izin vermemekse (bu dini ahmetin mehmetin humeyninin fethullahın) dini yapmaktan başka bir şey olmayacak eğer öyle ise amaç aynı değil... Ve o yol karanlığa çıkar... Evet islam felsefesinde çeşitli yorumlar bulunmaktadır bir taraf ilmihal ve ritüellerle sistemli ve şekilsel bir anlayış varken diğer yanda ruhani, manevi ve akılcı yorumlar var ritüellerin ve şeklin çok arka planda kaldığı anlayış... Birinci anlayışı benimseyen gök dinlere inananlar genellikle baskıcı ve kuralcı davranmışlar ve toplumlara belli anlayışları zorla kabul ettirmişlerdir... Bugün olduğu gibi...
-
Sevdiğim ve Seçtiğim Şiirler
çılgınlık nedir? samimiyetsiz şiirleri gördükçe duygusuz ilahileri duydukça hele en adi levhalar üzerine adını yazmıyorlar mı? ifrit olup ölüyorum. bu bayağılık neyin nesi? aşk sandığınız şey bu kadar mı ucuz be hey akıl fukaraları! yüzünü gözünü taşa toprağa sürüp kendine faydası olmayandan şifa bekleyen zavallı! Allah'ı nerede sanıyorsun? Ne yapıyor? Ne düşünüyor? İnsanlığın rezilliğini seyredip zevke mi dalıyor? Gösteriş yapın Kocaman camiler yaptırın Milyonlarca dolarlık ihaleler alın karşılığında... Allah'la ihale karşılığımı anlaşacaksınız? Ne o ağır mı geliyor yazdıklarımız? Siz Allah'ı saf yerine koyacaksınız hatta gerici, cezacı, işkenceci, sabotajcı, kışkırtıcı, hatta akıl yoksunu biz bunları yazınca ağır olacak öyle mi? Ne kadar çağdaş tanıyorsun? En iyi kim, En güzel, En merhametli, En zeki, En akılcı, En muhteşem, En yenilikçi, En yaratıcı, En iyi filazof, En modern, En en en en hata yapmayacak nizamcı? İşte onların hepsinin üzerinde olanı Bu kadar kısır döngüye sokuyorsan Asıl büyük günaha sen giriyorsun Ve sen bütün bunlardan mesulsün Keşke anlayabilseydin... Taşa toprağa ota yüz sürüp ölülerden medet bekleyen zavallı sen Allah'a inanmıyorsun sadece kendini kandırıyorsun... sardunyam
-
Hayatın size öğrettikleri :
Çok şey öğrendiğini sananların aslında hiç birşey öğrenmediğini Bir şeyi çok uzun süre saklayamacağını Dostlukların fedakarlıklar üzerine kurulu olduğunu En güvenilir yolun doğru sözden geçtiğini Geride bıraktıklarımızın bizimle anılacağını Hayatın hepimize başka şeyler öğrettiğini Bir tarafımız dolarken boş kalan yanımızın aşağı eğildiğini Herkesin bir potansiyeli olduğunu bittiğini sandığın anda başka bir yerden başladığını sabır denilen şeyin tıpkı bir süngere benzediğini ama onunda mutlak bir kapasitesi olduğunu duygusal insanların daha çok yıprandığını birgün mutlaka bütün gerçeklerim ortaya çıkacağını akıllı geçinenlerin yaptıkları hataların farkına bile varmadıklarını herkesin yine herkesle çarpılıp bölündüğünü ve eksilip çoğaldığını insanların en zayıf yerlerinden yaralandıklarını ve yaralandıkça o yerin sertleştiğini aslında her yeni günün yeni bir ödev olduğunu hayatta tek hesaplaşılacak kişinin yine kendiniz olduğunu ne yaşarsanız sebebinin yine kendiniz olduğunu Koşarken aniden durmaman gerektiğini Yokuş çıkarken hep aynı tempoda çıkman gerektiğini Meyve vermeye başladıkça taşlanacağını Kuru ağaçların ancak odun olacağını sardunyam
-
SARDUNYAM.... (Günlük... kendisini fark ettirebilen çok az şey vardır günlük yaşamımızda... )
Ben dostlarıma kızmam Tartışmayı bilen insanlarla tartışmak kültürel birikimi yüceltir bunu biliyorum hemde en iyi öğrenme yöntemidir en akılda kalıcısı... o bakımdan rahat ol zaten dışarıdan nasıl göründüğümüzüde bilmek zorundayız hepimiz... evet Napolyon manidar adam zaten bu arada bir msj'ım var : "Ortanca" isimli bir aylık edebiyat dergisi 5 aydır yayında ve ilk dört sayısında benimde 3 düz yazım ve bir şiirim yayımlandı bu dergiyi okumak isteyen arkadaşlarım için isteme adresi: GÜNDÜZ KİTABEVİ YAYINLARI 1) Vatan Cad. Demet 7 sokak no: 7/8 yenimahalle/Ankara (0 312 346 54 57) 2) Cebeci dörtyol (dağıtım şirketi) hamamönü çifteler sokak no: 7/A Altındağ/Ankara (0 312 363 09 94) www.gunduzkitabevi.com.tr
-
Tuzla'da Yine Ölüm
Tuzla Türkiye'nin öteki yüzüdür yani gerçeği insana verilen değerin !!! ve özenin !!! sembolüdür üstü örtülen ve gizlenmeye çalışılan öteki Türkiye'dir fukaralığın adıda hakkıda yoktur orada
-
Arabistan'da bir kadın yüzüne bakan kocasını boşuyor !
her iki durumda akla zarar
-
Güncel Olaylardan Kısa Başlıklar
İki aydır izlenip dinlendiğini ifade eden Anayasa Mahkemesi Başkan Vekili Osman Paksüt sıradan biri değil. Paksüt çok iyi bir diplomat. Bağdat’ta görev yaptı. Bazıları bilmez, diplomatlar takip edilme ve dinlenme konularında özel eğitimlidirler. Osman Bey diyor ki, “beni iki aydır izliyorlar”. Bu, şu demek. Kapatılma davası ile beraber Anayasa Mahkemesi Üyeleri aldıkları nefese kadar izleniyorlar. Peki, niye mi? Deniz Baykal bu soruya “şantaj için olabilir” cevabını veriyor. CHP önderinin ne demek istediğini biraz açalım; AKP’yi kapatma davasında üyelerin kararını etkilemek için onlar hakkında açık arama, bilgi stoklama... Örneğin, üyelerin özel bir ilişkisi ya da açığı mı var? Dava öncesinde, bu bilgiler açığı olanların önüne konacak ve kapatma davasındaki tutumu değiştirilecek... Şantajdan kasıt bu... Efendim, bu kadar da olamaz mı dediniz! Bakın, konuya muhatap Başkanvekili Paksüt takip ve dinlemeden yüzde yüz emin. Efendim, Osman Bey’in paranoyası diyenler de olabilir, ki AKP’liler öyle diyor!... O zaman soralım, Paksüt’ü evinden itibaren takip neyin nesidir? Sivil bir araçla takip yapan polis Osman Bey’e neden kimliğini açıklamaz ve telaşa kapılmak yerine biz narkotik bir takibi yapıyoruz demez? Kimliği ve makamı bilinen isme, yani Osman Paksüt’e arabayı neden aratmaz? Söz konusu araç aranma ihtimaline karşı niçin aniden yok edilir? Öyle ya, ortada ciddi bir isimden, ciddi bir iddia var ve bunu çürütmek, yani arabayı göstermek ve aratmak mümkün iken araç apar topar neden kaçırılıyor? Ankara Emniyet Müdürü oraya gelmesine rağmen araç niçin kaçırıldı ve aranmasına izin verilmedi? Dahası Osman Paksüt iki aydır izlendiği araçların plakalarını bildirdiğini söylemesine rağmen bu araçlar için Emniyet’ten neden bir açıklama yapılmadı? Mızrak çuvala sığmaz beyler, bu fotoğraf suçüstü halidir. Evet, derin bir mihrak Anayasa Üyelerini dinliyor. Sadece Anayasa Üyelerini değil, AKP’ye karşı ya da milli olan herkesi dinliyor. Yok yok, buna şaşırmayın! Benzer dinlemelerin pek çok örneklerini Youtube’da görmedik mi? Bu fotoğraf polis devleti çizgilerini taşımaktadır. Dahası, bu hal faşist sistemlere özgü bir davranıştır. Vahim olan hükümetin tutarsızlığıdır? İçişleri Bakanı daha olayı sormadan “yok böyle bir şey” diyor. Devlet umuru görmüş Cemil Çiçek de Fikret Bila’ya yaptığı peçeli açıklamaların tahribatını önlemek için ilk gün hemen şövalyevari bir üslupla “asla ve kat’a” diye haykırıyor. Bereket aralarından sağduyulu biri yani Mehmet Ali Şahin çıkıyor ve “iddia ile iddia sahibi önemli, araştıracağız” diyor. Gelelim bu çirkinliğe bazı medya çevrelerinin takındığı tutuma? Dün AKP medyasını taradım, tek bir yorum yok. Nazlı Ilıcak’tan Fehmi Koru’ya, Mehmet Altan’dan Mustafa Karaalioğlu’na, Şamil Tayyar’dan Eser Karakaş’a, Hasan Cemal’dan Taha Akyol’a, Ali Bayramoğlu’ndan Hasan Karakaya’ya, Ergun Babahan’dan Mehmet Barlas’a, Emre Aköz’den Ahmet Altan’a, Ahmet Kekeç’den Abdurrahman Dilipak’a konu ile alakalı olarak tek bir soru, eleştiri ya da açıklama talebi yok, iyi mi? Sorarım size, bu yazarlar aynı şey, yani dinleme Ergenekon soruşturmasını yürüten Zekeriya Öz için yapılsa yeri göğü inletmez miydi? Efendim, Ergenekon soruşturması savcısı elbette daha önemli demeyin, dinlendiğini ispatla haykıran kişi Anayasa Mahkemesi Başkanvekilidir ve mahkeme iktidardaki partiyi yargılamaktadır, yani iki isim arasında Paksüt lehinde konum olarak ciddi bir fark söz konusudur... Hal böyle iken, sözde özgürlükçü, sözde çete düşmanı, sözde demokrat, sözde anti-darbeci bu yazarlar güruhu hadiseyi sus pus seyrediyor... Seyredenlerin içinde adını yazmayı unuttum “Ben AKP’li değilim, ilkelerin adamıyım” diyen Tankçı Hasan da var iyi mi!...Sorarım Güzel Hasan’a, nerede var dediğin o ilkelerin? Yoksa senin ilkelerine göre Anayasa Mahkemesi Başkan Vekilini dinlemek kutsal bir görev midir? Sabahattin ÖNKİBAR
-
İMAM EFENDİ KADINLARDAN DAYAK YEDİ
sevgili birce sanırım imam önce saldırmış sonra karşılığını almış hay Allah'ım üşüttü millet
-
Arabistan'da bir kadın yüzüne bakan kocasını boşuyor !
değilmi rua, insanın aklı tutuluyor resmen ama ben Artropod arkadaşımızın sözüne takıldım hakikaten neresinden tanıyor tanımasına gerek olmuyor belkide işte bu ****** önüne geçebilmek için laik bu cumhuriyet yoksa bunun önüne geçemez kimse... din adına uygulanan milyonlarca saçmalık olduğu için akıl ve bilgi önemli diyoruz ama bu kadında olmadığı kesin sağlamasını yapmak çok kolay hayat boyu ambalajlı içinde ne var bilmiyorsun, sonra bu kadın okula gitmişmidir acaba gittiyse hangi amaçla gitmiştir merak ettim
-
Ağaçlar içten çürür ve ayakta ölür...
Bilgi ve Takas Hayal gücü, bilgiden daha önemlidir. Albert Einstein Bütün dahiler aslında en büyük hayalperestler... İmkansıza inanmazlar, hayalini kurar ve projesini yapanlardır dehalar... Eğer bir hayaliniz yoksa peşinden gideceğiniz bir yaşamınız yok demek, bir zombi nasıl yaşarsa öyle yaşamış olursunuz... iMzA: Bir Deli... Yüzümün yarısında ay diğer yarısında güneş. Bir elimde aşk diğer elimde öfke ateşten top, Bir yanıma gece oluyor, diğer yanımda daha yeni gün, Bir yanım kuraklıktan kırılır, diğer yanımda yağmurlar, Yazdıklarım öğrenmekte olduklarımdan ibaret, Ağr yaralı bir maratoncuyum finale varmasına ramak kalmış, En aksiyonlu filmlerin romantik oyuncusu, Bütün bunlar burcumun bana oyunu Ki, bu yıl kendimleymiş bütün savaşım, Al sana diyerek salladığım tokatların, Beş parmağın izlerini yüzümde taşır, Eğer birgün hayattan bir şey öğrenmeyi becerebilirsem, Bunu paylaşmadan ölmek istemem, Hayallerimi yazışım bu yüzden, İnanmak yarı aldanmakmış, Aldanma ihtimaline imza atmak... Kınanmak ihtimalide çok yüksek, İnsan kendini affetmek için başka suçlular arar bu yüzden... Sünger gibi bütün suçları üstüme yüklensem, Hafiflermisiniz günahlarınızdan... Eşi benzeri olanlar, Eşi benzeri olmayanlar, Yüzbinlerce olanlar, hiç olmayanlar, hiç olanlar kadar zengin değiller... Hayallerinizi mi ayıplayacaklar? Aldırmayın onların hayalleri sizinkinden daha normal değil, Kendinizi affetmek için suçlayacak birini aramayın yeter... Sardunyam