morbezelye

İLERİ DEMOKRASİ HATIRASI. '' Tarih ; bize bazı ülkelerin kaderlerinin nasıl acınacak hale geldiğini gösterdiği gibi bazı ülkelerin de , eğitimli olmak ve iki ayaklı hayvanlara ve uslu karıncalara dönüşmemek için nasıl savaşıp , hayatlarını sağlam temeller üzerine inşa ettiklerini gösterir '' Pevrov ( Beyaz Zambaklar Ülkesinden )

'Deniz Gezmiş'e şarkılar söylerdim' Bülent Ersoy, 1972'de idam edilen devrimci Deniz Gezmiş'le dostluğunu ilk kez anlattı: Deniz Gezmiş'in toplantılarında çok bulundum. Rahmetli çok severdi sesimi. Bir gün bana üç şişe Çamlıca gazozu aldı, ona şarkılar söyledim. Deniz'in ardından çok ağladım... *** Bana da Burger King den Çocuk menüsü almıştı... Çok severdim kendisini... Sonra Bülent abi gelmişti yanımıza.. O zaman abla değildi daha... Biz Bülent abiyle Çelik çomak oynamıştık... Deniz Ağabeyde kızmıştı bize hadi ordan be çoluk çocukla mı uğraşacağız burada demişti... Ben anlamamıştım dediklerini ama galiba Bülent Abi-Abla da anlamamıştı durumu... Şaka bir yana Ufak at Bülent Abala Civcivler yesin...

Anımsamak mı dediniz? Sayın omar; "Ummadığınız taş baş yarar" bu sözü duymuşsunuzdur sanırım. Siz kendinizi bir öğretici olarak kabul ediyor olabilirsiniz. Ama verdiğiniz bilgiler yaşamın gerçekleriyle uyumluysa insanlara doğru şeyler vermiş olursunuz. Siz kalkın kişisel sanılarınızı yaşamın değişmez gerçeği gibi dikte edin, ardından karşınızdakilere şunu şöyle, bunu böyle öğren diye tutturun.. Sizin söyledikleriniz yaşamın gerçekleriyle örtüşmüyor değerli arkadaşım. Yazdıklarınıza verilen cevaplar bunu ifade ediyor, cevap verenin bilgisizliğini değil. ... Anımsamak demiştiniz galiba... Size bir başka başlıkta yapılan bir uyarıyı anımsatmak istiyorum...

Alışveriş yap tüket, kampanyaları takip et, tüket... Gerçek şu ki:; Liberal ekonominin kandırmaca kampanyaları iş başında... Etiket fiyatlarını kendin belirle, yüksekten etiketle sonra indirm yapmış gibi bilinçsiz tüketiciye sun... Harca!, Tüket!, Hep tüket!, Tüket, tüketemiyorsan bir an önce öl! Sıradaki gelsin... Kapitalist ekonomi tıkanmasın...

Kitapta yazanların bilimle yakından uzaktan ilgisi yoktur. Kutsal kitaplara takılı kalıp, orada yazılanları bilimle ve bilimsel buluşlarla özdeşleştirmek sanıdır. Sandığınız şeyleri dayanak gösterip öne sürdükleriniz kanıt değil kanıdır. Son paragrafta sözünü ettiğiniz gibi, "insanların herhangi bir manevi etkiyle psikolojik anlamda rahatlamaları söz konusu olabilir." Ancak bu sözünü ettiğiniz hidayete erme durumu ile psikoloji farklı şeylerdir. İslamiyet bilim dışı uydurulmuş bir din değildir diyorsunuz, uydurulup uydurulmadığını bilemem ama peygamberlerin birer bilim adamı olmadıklarını hepimiz biliyoruz. Kutsal kitaplar birer bilim kitabı mıdır ki, içinde yazan şeyler bilimle örtüşsün...

Günlük dilde kullanılan akıl hastalığı veya ruh hastalığı, sizin ele aldığınız gibi ölünce uçup giden ruh anlamında kullanılmaz. Bahsettiğiniz halk arasında ruh doktoru olarak sözü edilen kişilere bilimsel adıyla psikolog ve psikiyatr denir. Psikiyatri bir tıp dalıdır. Başlıca ilgi alanı beyin hastalıklarıdır. Bu hastalıklar düşünce, davranış, duygu değişiklikleri ile kendini gösterir. Psikiyatr ve psikologlar bu hastalıkların tanı ve tedavileriyle uğraşır. Yani sizin sözünü ettiğiniz uçup giden ruh ile uğraşmaz. Dolayısıyla sözünü ettiğiniz anlamda ruh bilimi diye bir şey yoktur.