Zıplanacak içerik
View in the app

A better way to browse. Learn more.

Tartışma ve Paylaşımların Merkezi - Türkçe Forum - Turkish Forum / Board / Blog

A full-screen app on your home screen with push notifications, badges and more.

To install this app on iOS and iPadOS
  1. Tap the Share icon in Safari
  2. Scroll the menu and tap Add to Home Screen.
  3. Tap Add in the top-right corner.
To install this app on Android
  1. Tap the 3-dot menu (⋮) in the top-right corner of the browser.
  2. Tap Add to Home screen or Install app.
  3. Confirm by tapping Install.

tülvent

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

tülvent tarafından postalanan herşey

  1. tülvent şurada yorum gönderdi tülvent'nın galeri fotoğrafı içinde Üye Fotoğraf Galerileri
  2. tülvent şurada yorum gönderdi tülvent'nın galeri fotoğrafı içinde Üye Fotoğraf Galerileri
  3. tülvent şurada cevap verdi: sedelina başlık Forum Oyunları
    Herkese güzel bir hafta diliyorum ben de...
  4. Gençlik, 19 Mayıs'a sahip çıkıyor Türkiye Gençlik Birliği (TGB), "19 Mayıs Uluslararası Gençlik Buluşması" programını bugün İstanbul Taksim Hill Otel'de yaptığı bir basın toplantısıyla kamuoyuna duyurdu. Dilek Kılıç Taksim Hill Otel’de gerçekleşen basın toplantısına Şişli Belediye Başkan Yardımcısı Tayfun Kahyaoğlu, İstanbul Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Av. Hasan Kılıç, yönetmen Arif Keskiner, birçok aydın, sanatçı ve yüzlerce yurtsever katıldı. TGB Genel Başkanı İlker Yücel yaptığı konuşmada iktidarın kutlama yasağına rağmen 19 Mayıs bağımsızlık gününe sahip çıkacaklarını vurgulayarak ''Bu topraklardan bir Mustafa Kemal geçti. Mayası öyle bir tuttu ki halen bu topraklarda duruyor. 50 yıl uğraştılar ama Mustafa Kemal'den ve vatan sevgisinden gençliği koparamadılar. Vatan savunmasını hainlik olarak gören gerici nesil kendi neslini yetiştirememiştir" dedi. Halen liselerde Atatürkçü Düşünce Kulüpleri'nin kurulamadığını ve kimi üniversitelerde kulüplerin kapatıldığını kaydeden Yücel, "19 Mayıs'ı Atatürk Gençliği için mücadelenin közünü yeniden üfleme fırsatıdır. Belki de ilk kez 19 Mayıs gençliğin kendi iradesi ve çabasıyla kutlanacak. Gençlik, Bağımsızlık gününe sahip çıktığını üç gün sürecek etkinliklerle gösterecektir. Etkinliklerimizle örgütlenme eğilimimizi arttıracağız ve diriliş temasını bilinçlere kazıyacağız" dedi. Toplantıya katılan Şişli Belediye Başkan Yardımcısı Tayfun Kahyaoğlu da yaptığı konuşmada 19 Mayıs Gençlik Spor Bayramı'nın önemine değinerek, etkinliğin ikinci günü olan 18 Mayıs'ta Küçük Çiftlik Park’ta gerçekleşecek konserin ev sahipliğini belediye olarak üstlendiklerini, 19 Mayıs'ı TGB’li gençlerle birlikte kutlayacaklarını ifade etti. Basın toplantısında duyurulan programa göre; 17-18-19 Mayıs tarihlerinde İstanbul’da gerçekleşecek olan ‘19 Mayıs Uluslararası Gençlik Buluşması’nda ilk iki gün; Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde sempozyum gerçekleştirilecek. Sempozyuma Ataol Behramoğlu, Samir Amin, Semih Koray, Michel Chossudovsky ve Fellice Casson gibi isimler konuşmacı olarak katılacak. Son gün olan 19 Mayıs’ta ise; dünyanın dört bir tarafından gelen yurtsever gençler, Taksim Tünel’den Dolmabahçe’ye dev bir yürüyüş gerçekleştirilecek. Yürüyüş sonrası Şişli Belediyesi’nin ev sahipliğinde Küçük Çiftlik Park’ta gerçekleşecek konserde ise dünyaca ünlü müzik grubu Inti Illimani, Cherkezi Orkestra, İstanbul Mir Sanat Topluluğu, Grup Çığ ve Karmate sahne alacak. 14 Nisan 2012 - Cumhuriyet Haber Portalı
  5. Evet, büyüleyici ve ürpertici, sevgili Zuhurat
  6. Bahar ayları gelince evlerin içi insana sıkıntı verir. Dışarıda dallar çiçeklenmeye başlamış, kuşlar uzak ülkelerden göç edip, güzel sesleri ile tomurcuklu dallara tünemiştir çünkü. Güneş pırıl pırıl, gökyüzü masmavi, dağlar, bayırlar yemyeşildir artık. Büyük şehirde yaşıyoruz, ama doğayı da baharla birlikte büyük bir coşkuyla hissediyor ve özlüyoruz. Mahallemizdeki, bahçelerimizdeki, kaldırım diplerindeki minicik çalılara bile sevgiyle bakakalıyoruz. Ne de olsa insanın yeşile, doğaya ve güneşe hem fiziksel, hem de ruhsal olarak ihtiyacı var. Dağlara sırtını veren, vadileri gören evlerimiz; yemyeşil koruluğa bakan bir barakamız bile yoksa olsun, bizim de balkonlarımız var. Bence, çiçeğin en güzeli buketlerde değil, saksıda ya da bir bahçede durur. Çiçek ekecek bahçemiz yok ise, saksı koyacak balkonlarımız da mı yok... İstersek biz de balkonlarımızı sardunyalar, menekşeler, kedi tırnakları, arslan ağızları, rozetler, ortancalar ve petunyalarla neşelendirebilir, apartman dairesine sıkışarak yaşadığımız bir akşam üstü, çiçeklerimizin renklerine baka baka, çayımızı yudumlar ve onların bir önceki seneden düşen tohumlarıyla yeşeren yüzlerindeki gülümsemeye kapılır gidebiliriz. Bahar geldi, hadi ne duruyorsunuz! ... Haa, bu arada balkon saksılarınızı ya da bahçe çiçeklerinizi mutlaka akşamları sulayınız. Akşamdan sulanan bitkiler serinlikte suyunu alırsa sabahtan akşama kadar güneşe ancak karşı durabilirler. Aksi takdirde bozulurlar. Geçmiş çiçekleri kopartınız. Tohum yapmaya harcayacağı gücü ve besini size yeni çiçekler açmak için kullansın. Unutmayın çiçekleriniz mutluysa size de mutluluk verirler.
  7. Çiçeksiz bir ev ve balkon düşünemiyorum... Her yer çiçek olmalı, rengarenk...
  8. Geçmiş Zaman Olur Ki.. Eski zamanları özlerdi anam , Babam methederdi: "Eskiler şimdiden iyiydi " derdi. Evlerimiz: Küçük de olsa, harap da olsa Herkesin bir evi vardı. Bir camı mutlaka Bahçeye bakardı. Tel dolapları, tavanda mısır koçanları, Avluda ambarlar vardı. Kadınlar süt sağar, Erkekler satardı. Parasıyla; Hanıma şalvarlık, Kıza entari, oğlana pabuç alınırdı Naylon, yandan şıkşıklı. Bakkal Süleyman; Birinci, Gelincik, Bafra, Kulüp cıgarası... Teneke peynir, kırık leblebi, kuru üzüm Satardı. Her ayın başında hesap açar, Sonunda kapardı. Yani kimsenin Kimsede alacağı kalmazdı. Balıklı köprüsünde dilenci Kör Memet, Kapılarda dilenci Kör Zülâ, Sokaklarda Cevdet... Cumaları fakirler doyurulur, Kimsesizlerin hali vakti sorulurdu. Gönüllere nur, evlere bereket yağardı. O zamanlar insanlık vardı. Komşuluk : Yağmur yağdığında dam`lar akardı Her odaya tencere,sahan koyardık. Bazen de borulardan kurum damlardı; Teneke kutu bağlardık. Her şeyin kolayı vardı. Kimse kimseyi kıskanmazdı , Komşuda ne varsa, komşuda vardı. Hesna Hanım börek yollar, Karşılığında yaprak sarması giderdi. Tencere dolusu, " Tadımlık canim(!) " Kim hastalansa , Hayriyanım koşardı Adı gibi hayırlı... Şifalı otlardan merhem , Nane limon, ayva denesi , Her derde deva çörekotu. Hayriyanım` ın marifeti çoktu. Kim ölse "efkarlı " koşardı Yürekten, sevecen, telaşlı... Ramazanlar ve kış geceleri : Susamlı ramazan pideleri, Hem de "Dört Direkli" den. İftarlıklar, baklavalar, su börekleri.. Sokak aralarında, sahura kadar Hasır sobetleri, nargile sefaları. Çocuklarda iftar topu neşesi... "Topçu topunu atameyo, Helvacı kızını satameyo." Kış geceleri sıcacık, sevimli. Konu komşu birlikte yılbaşılar. Patlamış mısır, portakal, üzüm... Pişmaniye çekmeler, tombala oynamalar l.Çinko, 2. çinko, tombalaaaa. Sobanın dibinde sarman, Ana dizinde Osman uyumuş. Aaaa! Saat da geç olmuş. Aman canim, daha erken; Oturuyorduk. Derken... Borçsuz yaşardık derdi babam. Her şey yoktu, kuyruk çoktu. Ama insanlar umutlu ve daha Mutluydu. İskarpin giyemezsek, "Cızlavet " giyerdik. Ama, biz o günleri çook, çok severdik. Esat ANIK
  9. Ellerinize sağlık sevgili Admin Bi de resim eklerken tüm URL leri kabul eylese...
  10. Yer gök 19 Mayıs olacak! Dünyanın dört bir yanında genç kalpler ortak atıyor... Türkiye Gençlik Birliği (TGB), dünyanın dört bir tarafından gelen gençlerle 19 Mayıs'ı, büyük bir şölenle kutlamaya hazırlanıyor. TGB, iktidarın kutlama yasağına rağmen ''19 Mayıs Uluslararası Gençlik Buluşması'' faaliyetlerini ‘gençliğin diriliş günü’ sloganıyla İstanbul'da dev bir basın toplantısıyla ilan ederek çalışmaları başlatıyor. 19 Mayıs'a kadar ''Yer gök 19 Mayıs!'' olacak diyen yurtsever gençlik 14 Nisan saat 14:00'de Taksim Hill Otel'de buluşacak. TGB, başta Rutkay Aziz ve Tarık Akan olmak üzere çok sayıda aydın, sanatçı, kitle örgütü temsilcisi ve gencin katılacağı bu büyük buluşmaya tüm yurtseverleri beklediğini açıkladı. 13 Nisan 2012 Dilek Kılıç - Cumhuriyet Haber Portalı
  11. Kesinlikle, sevgili Etkinlik.
  12. tülvent şurada yorum gönderdi Smyrna'nın galeri fotoğrafı içinde Komik ve İlginç Fotoğraflar
  13. Sivas'ta insan yakanlara zaman aşımı, Deniz Feneri' nde dolandırıcılık yok. Peki ya Cumhuriyetçiler? 28 Şubat süreciyle ilgili soruşturmada ilk gözaltı dalgasında 5 kentte toplam 31 adreste eşzamanlı aramalar yapıldı. Dönemin Genelkurmay 2. Başkanı emekli Orgeneral Çevik Bir ile 3 emekli tuğgeneral, 19 emekli albay, 2 emekli binbaşı, 2 emekli yüzbaşı ve 4 emekli astsubay hakkında gözaltı kararı verildi. Cumhuriyet gazetesi yazarı Bekir Çoşkun bugün köşesinde konuya ilişkin sert bir yazı kaleme aldı. "Sivas'ta insan yakanlara zamanaşımı, Deniz Feneri'nde dolandırıcılık yok, Peki ya irticaya karşı olan cumhuriyetçiler neden içeri atılıyor" diye sordu. ÇANLAR KİMİN İÇİN ÇALIYOR Dün gün boyu çanlar çaldı... Evlerde aramalar yapıldı, zanlılar götürüldü... Televizyonlarda alt yazılar "baskınları" haber verdiler... Dikkatli konuşmaları tembih edilmiş spikerler, ağızlarını yamultarak "konuklara" hukukun işlemekte olduğunu anlattırdılar... Koca çeneli çıkıp televizyonlarda anlattı: "Çan çan çan..." O GÜN ÇAN BEŞ KEZ ÇALDI Bilirsiniz "beşinci çan"ın hikâyesini: Krallığın hüküm sürdüğü çağda şehrin merkezindeki kulede büyük bir çan vardı... Bir vatandaş öldüğünde çan bir kez çalardı... Bir asilzade öldüğünde iki, kralın adamlarından birisi öldüğünde üç, kral öldüğünde dört defa... Bir gün kralın mahkemesindeki yargıçlar insanların vicdanını sızlatacak kararı vererek, bir masumu mahkûm ettiler... O gün çan beş kez çaldı... ADALET ÖLDÜ Herkes koştu çan kulesinin altına... Sordular çancıya: "Kraldan daha büyük ölen kim?.." Kuledeki yanıtladı: "Adalet öldü..." NİYE İMZALADIN Dün yine bütün gün çanlar çaldı... "28 Şubat" diyorlar bu kez... 28 Şubat muhtırasından 15 yıl, iktidar olduktan 10 yıl sonra mı geldi aklınıza?.. Peki 28 Şubat kararlarının altında, o gün devlet bakanı olan Abdullah Gül'ün imzası var, bugün Cumhurbaşkanınız... 15 YIL SONRA İRKİLİR Mİ İNSAN Çağırıp sorun mesela: "Niye imzaladın?.." Hukuksuzluksa, hukuksuzluğu imzalayan da sorgulanmaz mı?.. "Korktuk" derse... Korktuktan 15 sene sonra mı irkilir insan?.. Adalet ise... MADIMAK' TA İNSAN YAKANLAR.. DENİZ FENERİ.. Salınan Hizbullahçılardan, zamanaşımına uğrayan Madımak'ta insanları yakanlara kadar... Kayıp trilyonlardan, evrakta sahteciliklere kadar... Otuzdan fazla AKP'li belediyedeki yolsuzluk iddialarından, daha önceki gün kapatılan Deniz Feneri dosyasına kadar... Say say bitmez... CUMHURİYETÇİLER HAPİSHANELERE.. İktidara dokunan tüm yolsuzluk, vurgun, soygun iddialarının örtülmesi... Ama gerici yapılanmaya ve irticaya tepki gösteren ne kadar cumhuriyetçi varsa toplanıp hapishanelere doldurulmaları rastlantı mıdır?.. Böyle midir adalet?.. "Türkiye geçmişi ile yüzleşiyor" diyor koca çene... Bugünü ile niçin yüzleşemiyor?.. Çenelerine vurdu: Çan çan çan çan çan... B. Coşkun
  14. Hükümetten tam destek 28 Şubat soruşturması kapsamında bu sabah yapılan gözaltılarla ilgili yorumlar gelmeye devam ediyor... Bu sabah başlayan 28 Şubat soruşturmasına hükümet kanadından da yorumlar yapılıyor... Hükümetten yapılan açıklamalar şöyle... Başbakan Recep Tayyip Erdoğan: 26 maddelik anayasa paketiyle de kendini bulan, halkımızın bizden talebi olan bir sürecin neticesi. Sivil iradenin, yasal süreci çalıştırılmasına yönelik bir adım. Şu anda bu süreç ilerlemektedir. Temenni ederizki bu süreç en kısa sürede neticelendirilsin. Kimse bu süreci bir intikam hırsı olarak değerlendiremez. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç: Türkiye darbelerle yüzleşiyor. Darbe döneminin geride kaldığına, Türkiye'de demokrasinin geldiği noktada hepimiz şahidiz. 28 Şubat ile bu toplumun mutlaka yüzleşmesi ve hesaplaşması gerekmektedir. Olay her yönüyle soruşturulmalıdır. Darbelerin, demokrasi dışı girişimlerin sorgulandığı, hukuk önüne çıkartıldığı bir Türkiye'den kimse endişe etmemelidir. Yargı, soruşturmanın her aşamasında hassas davranmalıdır. Özellikle gözaltılar konusunda yeni mağduriyetlere meydan verilmemelidir. Adalet Bakanı Sadullah Ergin: Türkiye yakın siyasi tarihinde, geçmişinde yaşamış olduğu ve demokrasisini belli periyotlarla kesintiye uğratan olaylarla yüzleşmek durumundaydı. Bunlar yaşanıyor. Temenni ederim, önümüzdeki süreçte ülkemiz demokrasisi kurumsallaşmış, ayağı yere sağlam basan ve kesintiye, askıya alınamayan bir istikrara kavuşsun. Bütün çabalar bunun için. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu: Türkiye'nin yakın siyasi geçmişiyle yüzleşmesinin Türkiye'ye itibar kazandırak. Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı: Demokratik alanda temizlik yapılıyor. Türkiye'de artık dizginleri halk, millet eline aldı. Hak ve özgürlükler yükseliyor. Hepimiz adalete güvenmeliyiz. Bu süreçte rol almayanlar aklanacaktır. Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay: Kimsenin tutuklanmasından, gözaltına alınmasından hoşnut olmam ve bir hukukçu olarak, suçlanan herkesin suçu sabit olana kadar masum olduğuna inanırım. Ancak en azından böyle bir tartışmanın, 12 Eylül yargılaması gibi, 30 yıl sonraya kalmamış olması, daha sıcağı sıcağına, daha deliller henüz tazeliğini muhafaza ederken bir soruşturma konusu olması en azından Türkiye'de hukukun eskisi kadar gecikmeyeceğini gösteriyor. Umarım ki suçluyu suçsuzdan kısa sürede ayıracak sağlıklı ve kısa süreli bir tartışma olur. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek: Türkiye, geçmişteki bazı karanlık fasıllarını aydınlatmaya çalışıyor, işin özü bu... 12 Nisan 2012 & Cumhuriyet Haber Portalı
  15. tülvent şurada yorum gönderdi Johnydoe'nın blog başlığı içinde V
    Maalesef bazıları kayıptayken bazıları da kazanmakta. Düzen böyle kurulmuş, beyenmesek de...
  16. tülvent şurada yorum gönderdi Radya'nın blog başlığı içinde RA'NIN RUH SESİ
    Sen canımsın benim... Hem güldürdün hem de hüzünlendirdin beni yine
  17. tülvent şurada bir başlık gönderdi: Şiir Forumu
    Hangi Şiir Kalpte Gizlenir? Şiir seviyorsanız... Hakiki şiir ve şairlerle tanışma bahtiyarlığına erişmişseniz... Bilirsiniz; bazı şiirler hafızada değil, kalpte saklanır! Sadece edebiyat algımızı değil, hayatla ve kendimizle ilişkimizi de anlatır o dizeler. Lafı getireceğim yer şu... Cezmi Ersöz hoş bir şey yapmış; edebiyat, sanat, medya dünyasında tanınmış kimi isimlere en sevdikleri şiiri sormuş. Ve bu şiirlerden bir kitap oluşturmuş. Adı da şöyle: "Sevdiklerinizin Seçtiği Şiirler: Kalbimde Bir Şiir Gizli." * Ali Kırca'dan Fatma Girik'e; Ayşe Kulin'den Ata Demirer'e uzanan bir listeye dayanıyor kitap. Tam 115 ünlü. Geniş bir yelpaze mi peki? Hayır! Görüyoruz ki, büyük bölümü sadece "dönüp dönüp okuduğu bina"yı edebiyat sayan kesimden! Cezmi Ersöz'ün kitabını karıştırırken çok sevdiğim kimi şiirlerle tekrar karşılaşmanın hazzını yaşarken bir yandan da hüzünlendim. Çünkü İsmet Özel'in o müthiş dizeleriyle söyleyecek olursam... Belli ki hâlâ "insanlar, hangi dünyaya kulak kesilmişse öbürüne sağır." Belli ki, ne Sezai Karakoç'la, ne Cahit Koytak'la bir bağ kurmuşlar. Belki adlarını bile bilmiyorlar. Düşünüyorum da... Bir İbrahim Tenekeci şiirinin, bir Ah Muhsin Ünlü dizesinin ruhuna dokunmadığı şiir severlerin olması ne fena! * Kitaba şöyle bir göz attığımızda çıkan sonuca göre, şiirleri en çok seçilen şair Can Yücel. Ardından Nâzım Hikmet ve Attilâ İlhan geliyor. Orhan Veli'nin şiirlerini kalbinde gizleyenler de çok! (Veli'nin sevilmesini anlıyorum da, "kalpte gizlenmesi", ne yalan söyleyeyim, tuhafıma gidiyor! Yazdığı o tür bir şiir değil çünkü!) Şiir seçimlerindeki "üniform" havayı bir Kürt şairi olan Melaye Ciziri'yi seçen Aynur Doğan ve Necip Fazıl'ı seçen Zeki Demirkubuz bozmuş. Beni şaşırtan... İnsanın çok derinlerine temas eden şiirler yazan Turgut Uyar'ın şiirlerini sadece üç kişinin seçmiş olması! * Edebiyatımızın yıllar boyu birbirine kapalı çevrelerde tıkanıp kalması, kalp kapılarını da kapatıyor. Mesela bu kişiler... İsmet Özel'in "Ben ne büyük dalgınlıkla bakmışım ki hayata/ görmedim orada çinko damların ve plastik sürahilerin tanrısını/ yerimi yadırgadım/ yerim olmadı zaten mezarımdan başka" dizeleriyle tanışsalardı, bir daha unutabilirler miydi acaba! Ya da... Tanıyıp okuma talihine erişselerdi... Cahit Koytak'ın şu dizelerini kalplerinde gizlemezler miydi: "yalnızlık, kayzerden daha güçlüdür/ ve romadan daha uğultulu/ yastığa gömebilir misin onu?" H. Babaoğlu Sayfa Sayısı: 208 Dili: Türkçe Yayınevi: Tekin Yayın ''Kalbimde Bir Şiir Gizli'' Cezmi Ersöz'ün projelendirip hayata geçirdiği "Kalbimde Bir Şiir Gizli" isimli antoloji şiir kitabı çıktı. Şarkının sol anahtarı gibidir şiir. Sahnenin perde aralığında öylece durur. Sazın telinde mızrap acısıdır, görünmeden de ağlar. Kalemlerde ince bir çizginin izdüşümüdür. Ve her filmin son karesi. Şimdi şiir saklandığı yerden çıkıyor. O sevdiğimiz seslerde, ustaların mürekkep gölgesinde, hayran olduğumuz yüzlerin en ışıltılı sahne görüntülerinde… Bize eşlik ediyor imgeler, insanların sevdiği şiirlerde. Cezmi Ersöz, o imgeleri bize getiriyor, sevdiğimiz insan yüzleriyle. Şiir bir kapı buluyor kendine… Arka Kapak Bana en sevdiğin şiiri söyle sana kim olduğunu söyleyeyim! Yeryüzünün en eski sesi şiir, sanatın her alanını sözün anası olarak hep besledi. Şiirin gücü, edebiyatın öykü ve roman macerasına öncülük etti. Sözün yalvacı şairlerin, yüz yıllardır süren amansız koşusu, insanlığa yaratıcılığın en yüksek ürünlerini sundu. Belki bu nedenle insanın şiirle ilişkisi ekmek ve su ihtiyacı gibi vazgeçilmezdir. Sözün hasıdır şiir. Her sanatçı için, suyu hiç eksilmeyen bir kaynaktır. Her bir şiir, günlük yaşantımızda, hatıralarımızda, gerçekle yüzleştiğimiz zorlu anlarda bir deniz feneri gibi yol gösterir bize. Şiirle iletiriz sevgiliye hislerimizi, şiirle ağlar ve güleriz açık ya da gizli. Anlatmakta zorluk çektiklerimizi, şairin iki dizesiyle söyleyiveririz en anlaşılır belki de en zor dilde. Çok sevdiğimiz şiirler vardır. Bizim olan, büyümemize, geçmişe ve hatta geleceğe tanıklık eden; kalbimizden hiç düşürmediğimiz. İşte bu en sevdiğimiz şiirler bizi bize en doğru anlatan sözlerdir. Kişiliğimizin aynasıdır sanki o şiirden gelen o ölümsüz sesler. Hepimizin kalbinde saklı bir yüz gibi en sevdiği bir şiir yok mudur 'bu benim' dediği? Cezmi Ersöz, sözün anayurdu bu ülkede, şiirin eşsiz örneklerinin söylenip, yazıldığı bu topraklarda, en sevilen sanatçılara en sevdikleri şiirleri sorarak bir gül bahçesi oluşturmuş: Kalbimde Bir Şiir Gizli. Kimi sanatçı, tek bir şiir adı söylemiş, kimileri birden çok, ama bir tanesini seçmek zorunda kalmış. Aynı şiiri seçenler olmuş hiç habersiz birbirinden. Ama hiçbir sanatçı, ' ben şiir bilmem, anlamam' dememiş gül bahçesinden gül seçerken. İnsanın ilk ve son sözü şiiri yaşatmaya adanmış bu kitapta yer alan dizeler, aslında hepimizin en sevdikleri. En sevdiklerimizin de en sevdikleri. O zaman kim olduğumuzu çok iyi biliyoruz, kalbimizdeki şiirleri bir daha okuyup, yaşarken, yaşatırken. Yelda Karataş
  18. Kediler, Köpekler ve Biz... Kedi nankör, köpek sadıkmış... Kedi bencilmiş, köpek sencil... Köpek sevilmekten, kedi sevmekten hoşlanırmış... Bir dakika, burada duralım! Çünkü hayvanlara dair kültürel yargıların listesini yapmaya kalktık mı, sonu gelmez. Hepimizin onlara dair anlatacak ne çok şeyi vardır. Hepsinin de tartışılmaz doğruluğuna yürekten inanırız. Ve mesela... Kedinin "nankörlük" diye algılanan davranışlarını veya köpeklerin sahiplerine "bağlılıkları"nı anlatırken onların türlerine ait genetik özellikleri falan umurumuzda değildir. O güzelim küçük kedilerin uzak atalarının yalnız ve yırtıcı "avcılar" olduğunu hiç düşünmeyiz! Hani derler ya, "kedilerin cesareti köpeklerin çenesinden güçlüdür" diye, belki bundandır! Ya köpekler! Onların bizimle kıpır kıpır bir iletişim içinde olmasının; bizi sürekli bir "oyun"un içine çağırmalarının altında genetik köklerine yerleşmiş "sürü hayvanı" olma özelliğinin yattığını aklımıza bile getirmeyiz. Hepsi bir yana, asıl olan şudur ki... Evcil hayvanlarımız hakkındaki yargılarımız onlardan çok bizi anlatırlar. Bizim sevme veya sevilme arzularımızı; bizim sadakate ve bağlılığa duyduğumuz ihtiyacı, bizim huy veya huysuzluklarımızı... * Neden bu konuya daldım birdenbire, anlatayım. Hayatımıza girdiği aya istinaden adını Temmuz koyduğumuz sevimli sokak kedisini görmeyeli aylar olmuştu. Onu çok özlemiştik. Ama bizi, evi, belki sokağı bile unuttuğundan emindik. Çok soğuk geçen kışı kim bilir nerede geçirmişti! Beslendiği yerlerin değişmiş ve çok uzaklara gitmiş olma ihtimali yüksekti. Geçen hafta yazlığa gittik. Pencereleri açıp evi havalandırırken... İncecikten bir miyavlama ve ardından müthiş bir gurultu sesi işittik. Temmuz kapıdaydı! Hiç duraksamadan aylar önce bıraktığı yerden evle sokak arasında kurduğu düzene geri dönmesi on dakikadan fazla tutmadı. * Neydi Temmuz'u böyle davranmaya iten? Sadakat mi? Özlem mi? Hani o kediydi? Hayır! Bunlar hoşumuza giden fakat "yararsız" akıl yürütmeler! Çünkü nankörlük, sadakat, bencillik gibi şeyler toplumsal, kültürel dinamikleri çok derin ve gayet "insani" davranış ve duygular. Bizimle yaşamaya zorladığımız hayvanların ne günahı var ki, onları da bu epeyce sorunlu "insani" alana çekmeye çalışıyoruz? Oysa ne bizden birileridir kediler ve köpekler ne de sahiplendiğimiz oyuncaklar! Karşılık beklemeden, varlıklarını ezip büzmeden, kendi duygusal dalgalanmalarımıza alet etmeden onları sevmeyi öğrenmeliyiz! Hem... Vazgeçtim, bize bağlanmalarından... Bize "katlanıyor" olmaları bile büyük bir şey! H. Babaoğlu
  19. tülvent şurada bir başlık gönderdi: Güncel Konular
    Evlerde '28 Şubat' araması 28 Şubat soruşturması kapsamında emekli Orgeneral Çevik Bir'in evinin de aralarında bulunduğu Ankara ve İstanbul'da 18 olmak üzere toplam 32 adreste arama yapılıyor. Soruşturma kapsamında, emekli Orgeneral Bir gözaltına alındı. İstanbul- 28 Şubat soruşturması kapsamında bu sabah itibariyle 5 ilde 32 adreste arama yapılıyor. HSYK Başkanvekilinden alınan bilgiye göre; Çevik Bir dahil olmak üzere Ankarada 11, İstanbul'da 17, Çanakkale ve Niğde de 1'er kişi gözaltına alındı. Çevik Bir kimdir? Çevik Bir, 1954 yılında Kuleli Askerî Lisesi'nden, 1958 yılında da Kara Harp Okulu'ndan mezun oldu. 1970 yılında Kara Harp Akademisi'ni bitirdi. 1973-1976 yılları arasında Shape Karargahı'nda proje subayı, daha sonra Kara Kuvvetleri Komutanlığı'nda NATO plan subayı olarak görev yaptı. 1983 yılında tümgeneralliğe terfi ederek, bu rütbede NATO Avrupa Karargahı'nda 2 yıl süreyle Daire Başkanlığı görevini yürüttü. 1991 yılında korgeneral, 1995 yılında da orgeneral oldu. Somali'de Birleşmiş Milletler Barış Gücü Komutanlığı görevinde bulundu. 28 Şubat Süreci'nde Genelkurmay Başkanlığında 2. Başkanlık görevini yapmaktaydı. Bu süreçte anayasal açıdan bağımsız olması gereken yargı organlarına ve savcılara Genelkurmay Başkanı adına talimatlar göndermişti. Ayrıca, ordu içinde faaliyet gösteren "Batı Çalışma Grubu" ile medyanın gündemine geldi. Batı çalışma grubunun fikir babası Emekli Orgeneral Çevik Bir, Batı Çalışma Grubu'nun (BÇG) da fikir babasıydı. BÇG, Postmodern darbe olarak bilinen 28 Şubat 1997 tarihli Milli Güvenlik Kurulu kararlarının uygulanıp uygulanmadığının denetimi amacıyla kurulmuş ve Güven Erkaya'nın komutanı olduğu Deniz Kuvvetleri bünyesinde faaliyet gösteriyordu. İrticai faaliyet içerisinde olduğu iddia edilen kişilere karşı tedbir almak amacıyla kurulan BÇG'nin 28 Şubat sürecinde 6 milyona yakın insanı fişlediği iddia edildi. Bir, 28 Şubat günlerini, "Demokrasiye balans ayarı yaptık" sözleriyle anlatmıştı. Andıç skandalı 28 Şubat süreciyle ilgili bugün başlatılan arama ve alınan gözaltı kararlarında ismi geçen dönemin Genelkurmay 2. Başkanı emekli Orgeneral Çevik Bir ve emekli Tümgeneral Erol Özkasnak, gönderdikleri sahte belgeyle Sakık'ın ifadesinde bazı gazetecilerin ve sivil toplum kuruluşlarının "para karşılığı PKK'ya destek verdiklerini" iddia etmişti. Bunun üzerine Sabah gazetesi sahibi Dinç Bilgin başta olmak üzere bazı medya patronları adı geçen gazetecilerin işine son verdi. Bu gazeteciler arasında Kürt sorununda devletin resmi politikasına uyum göstermeyen Cengiz Çandar, Ahmet Altan, Mehmet Altan, Mehmet Barlas, Mehmet Ali Birand gibi gazeteciler bulunuyordu. Belgede adı geçen Akın Birdal da suikasta uğramış, suikasttan ağır yaralı olarak kurtulmuştu. Daha sonra bu belgenin Çevik Bir ve Özkasnak tarafından "Andıç " adı verilen bir yazıyla hazırlandığı anlaşıldı. Belgenin Genelkurmay'ın bir andıçı olduğunun anlaşılmasıyla beraber olay hakkında hiçbir komutandan açıklama gelmezken, olaydan 11 yıl sonra belgenin sahte olduğunun anlaşıldığı dönemde 2. Başkan olan emekli Orgeneral Yaşar Büyükanıt "Evet hata idi.." açıklaması yapmıştı. Ergenekon'da ifade verdi Eski Genelkurmay 2. Başkanı Çevik Bir, 2009 yılında Ergenekon soruşturması kapsamında zamanın savcısı Zekeriya Öz'e ifade vermişti. Savcı Öz, emekli Orgeneralin ifadesini 28 Şubat'la ilgili şüpheli sıfatıyla aldığını açıklamıştı. Çevik Bir'in, 1 yıl sonra da "Devrimci Karargah Örgütü" soruşturmasında mağdur sıfatıyla ifadesi alınmıştı. Bir, 28 Şubat sonrası emekliliğe ayrılınca cumhurbaşkanlığına da aday oldu fakat TBMM ciddiye almadı 12 Nisan 2012 & Cumhuriyet Haber Portalı * Hükümetten 28 Şubat operasyonuna ilk tepki: Temizlik yapılıyor! Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, 28 Şubat Soruşturması kapsamında çıkarılan gözaltı kararına ilişkin, ''Türkiye'de artık dizginleri halk, millet eline aldı'' dedi. DEMOKRATİK ALANDA TEMİZLİK YAPILIYOR 28 Şubat operasyonuyla ilgili hükümetten ilk tepki geldi. Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, 'Türkiye'de dizginleri artık halk ve millet eline aldı. süreçte aktif rol oynayan aktörler cezalandırılacak. Demokratik alanda temizlik yapılıyor..' dedi. Türkiye yüzleşmek durumundaydı Adalet Bakanı Sadullah Ergin de, 28 Şubat soruşturmasıyla ilgili olarak, ''Gelişmeleri beraber takip edeceğiz. Türkiye, yakın siyasi tarihinde, geçmişinde yaşamış olduğu ve demokrasisini belli periyodlarla kesintiye uğratan olaylarla yüzleşmek durumundaydı. Bunlar yaşanıyor. Temenni ederim, önümüzdeki süreçte ülkemiz demokrasisi kurumsallaşmış, ayağı yere sağlam basan ve kesintiye, askıya alınamayan bir istikrara kavuşsun. Bütün çabalar bunun için'' şeklinde konuştu. S. Poligon
  20. Meral Okay, Mal Varlığını Bağışladı Yaşama veda eden senarist, söz yazarı ve oyuncu Meral Okay, mal varlığını İzmir Selçuk Şirince’deki Matematik Köyü’ne bağışladı Çocuğu bulunmayan Okay’ın mallarını bıraktığı ve kısa süre önce maddi imkansızlıklar nedeniyle kapatılma tehlikesi yaşayan köyün başında Prof. Dr. Ali Nesin bulunuyor. Ntvmsnbc’nin haberine göre; 1995 yılında ölen Aziz Nesin tarafından kurulan Nesin Vakfı’na bağlı olarak faaliyet gösteren köyde, ünlü matematikçiler 7′den 70′e herkese ücretsiz eğitim veriyor. Bu arada, imzasını attığı işlerle televizyon sektöründe çığır açan Meral Okay’ın, masasında 3 projeyi bırakarak aramızdan ayrıldığı öğrenildi. Okay’ın, “Allah uzun ömür verirse yazmayı çok isterim” dediği Sultan Abdülhamid dönemi ile Ahmet Altan’ın ‘Kılıç Yarası’ ve ‘İsyan Günleri’nde Aşk’ romanlarını senaryolaştırmak üzerinde çalıştığı belirtildi. NationelTurk
  21. tülvent şurada yorum gönderdi delifırtına'nın blog başlığı içinde delikızın türküsü
    '' saçak altına sığınmış göçmen kuşun kartanecikleri arasında düşen beyaz tüyünü de görebilmek işte sevmek! Sunay Akın
  22. Aşk-ı Memnu (1975 - İlk dizimiz) TRT SUNAR
  23. Yaa, hiç takma ismim olmadıııııı... Radyaaa, hadi bana bi isim bul
  24. Meral Okay'ın acısını Twitter'da yazdılar Meral Okay'ın ani ölümünün ardından dostları ve sanat dünyası üzüntülerini sosyal medya üzerinden milyonlarla paylaştı. Okay Twitter'da sadece Türkiye değil dünya gündeminde de ilk sıralarda yer aldı. Meral Okay'ın kaybı sosyal medyada geniş yankı buldu. Hem sanatçı dostları hem de sevenleri onu dünya ve Türkiye gündeminde ilk sıralara taşıdı. Okay'ın senaryosunu yazdığı 'İkinci Bahar', 'Yeditepe İstanbul', 'Asmalı Konak' gibi diziler ve yazdığı şarkılardan 'Masum Değiliz' de Twitter gündeminde yerini aldı. Burak Özçivit Meral ablanın haberi çok üzdü...Rolümü anlattığı an gözümün önünden gitmiyor... İnanasi gelmiyor insanin, mekanin cennet olsun... Ali Sunal Meral ablamı MERAL OKAY'I kaybettik başımız sağolsun Ümit Ünal Meral Okay ile çok kısa da olsa çalışma şansım oldu. Çok hoş bir insandı. Herkesin başı sağolsun. Demet Akalın Tanımadan seversin bazen bazı güzel kalpleri sabah aldığım haberle gözyaşlarımı tutamıyorum... Mekanın cennet olsun Meral Okay Özge Ulusoy Meral Okay... Allah rahmet eylesin... Gülben Ergen Meral Okay tüm sevenleriyle vedalaşıp kavuşma mertebesine vardı. Bize yazdıklari ile ismini hep zikredeceğiz senin Meral, hep özleyecegiz... Cem Ceminay ‏ Muhteşem Yüzyıl annesini kaybetti Meral Okay’ı unutmayacağız. Ceyhun Yılmaz ‏ Dizilerin usta kalemi Meral Okay’ı kaybettik, mekanı cennet olsun. Murat Dalkılıç ‏ Meral Okay mekanın cennet olsun… Özlem Yildiz Serter ‏ Televizyon dünyası çok önemlı bir ismi kaybetti Meral Okay mekanın cennet olsun… Derya Baykal ‏ Meral Okay çok üzgünüm çok …. Tuğba Özay ‏ Bazı insanlarla hiç karşılaşmamışsındır ama seversin ya. Ürettikleri hafızana kazılmıştır.. Meral Okay’da öyleydi benim için. Yolun ışıklı olsun. Murat Boz ‏ Cok büyük bir kayıp. Üzüntüm tarifsiz. Meral Okay’a Allah’tan rahmet sevenlerine ve ailesine sabırlar diliyorum. Mekani cennet olsun. Elif Güvendik ‏ Bu Şarkılar Meral ablamıza aİt. Adı Bende Saklı, Masum Değiliz, Helal Ettim Hakkımı #meral okay biz de helal ettik hakkımızı sana … Ebru Destan İnan ‏ Şu anda çok ama çok üzgünüm…Meral Okay’ı kaybettik tanisma fırsati bulduğum birlikte zaman geçirdiğim dünya tatlısı bir insandı inanamıyorum. Hadise Açıkgöz Meral Okay’a Allah’tan rahmet, ailesine, sevenlerine sabır diliyorum.Sinema dünyası çok değerli, çok sevilen ve sayılan bir isim kaybetti Seray Sever ‏ Sabah acı haberle güne uyandık… Allah rahmet eylesin Meral Okay, mekanin cennet olsun.Seni seviyoruz Işın Karaca Doğan ‏ İçin’deki aşkla yazarak döktün sayfalara bizi. Sensiz çok eksik olacak hayat. Yolun ışık olsun Meral Okay. Çok özel bir kadınsın. Yonca Lodi Meral Okay...Yaman diye yaşadı,muhtemelen Yaman diye diye gitti. Yaman O'na,O Yaman'ına kavuştu. Bizlerse büyük bir kadın kaybettik. Saba Tümer Gece Sezen Aksu’yla saatlerce Meral Okay'dan bahsedip sabah vefat haberiyle uyanmanin ne kadar derinden üzdüğünü ifade edebilmem çok zor. Reyhan Karaca Yine kanser yine aci lanet olsun!!! Meral Okay mekanin cennet olsun.. Hayat çok boş.. Levent Üzümcü Sezen Yaman abinin arkasından bu ağıtı yazdıydı. Bu sefer senin için gelsin, selam ederim Yaman abiye... 9 Nisan 2012 & Cumhuriyet Haber Portalı
  25. tülvent şurada bir takvim etkinliği gönderdi: Etkinlik Takvimi

    1. İzmir BOYOZ Festivali Bu yıl ilk kez düzenlenecek olan İzmir boyoz festivalini kaçırmayın! Festivalde neler mi var ? 30 bin boyoz, 5 bin haşlanmış yumurta, çay, müzik, Çimlerin üzerinde pazar kahvaltısı, Sonrasında gazete okuma ve Türk kahvesi keyfi… Yer : Alsancak Vapur İskelesi önü Tarih : 6 Mayıs 2012 Pazar sabahı Saat : 11 :00 – 15: 00 arası Ayrıca festivalde boyoz yeme yarışı da yapılacaktır. Bu festivaldeki amaç boyozu tanıtmak hak ettiği değeri alması ve boyozu markalaştırmak. İzmirliler için boyoz ayrı bir kültürdür ve İzmir’den uzak kaldıklarında hep o tadı ararlar.. Boyoz önemlidir, çünkü İzmir insanının kahvaltıdaki 'acaba ne yesem?' sorusuna her daim cevaptır. Boyoz önemlidir,çünkü İzmir kadını için rejimleri unutturandır. Sadece kahvaltıda değil, gece yarısı eğlence sonrasında da İzmirli' nin keyfidir Boyoz...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.

Configure browser push notifications

Chrome (Android)
  1. Tap the lock icon next to the address bar.
  2. Tap Permissions → Notifications.
  3. Adjust your preference.
Chrome (Desktop)
  1. Click the padlock icon in the address bar.
  2. Select Site settings.
  3. Find Notifications and adjust your preference.