tülvent tarafından postalanan herşey
-
Kuşadası`nın Özel Çiçekleri Açtı
Şimdi aklıma geldi; Endemik bitki; bulunduğu bölgenin ekolojik şartları yüzünden yalnızca belirli bölgede yetişen, dünyanın başka yerinde yetişme ihtimali olmayan, yöreye özgü bitki türüdür. Vikipedi
-
Kuşadası`nın Özel Çiçekleri Açtı
Aydın'ın Kuşadası İlçesi' nin Endemik bitkileri arasında yer alan 'çan çiçekleri' açmaya başladı. Dilek Yarımadası- Büyük Menderes Deltası Milli Parkı'nın deltaya bakan güney kıyılarında sıkça rastlanan çan çiçeklerinin açmaya başlaması doğa sevenleri heyecanlandırdı. Genellikle Nisan ayının sonlarında açmaya başlayan çan çiçekleri yine kendisi gibi nadir bir tür olan Aydın Ölmez Çiçeği'yle bir arada sadece milli parkın güneyinde görülebiliyor. Tüylü çan çiçeklerinin, Dünya Doğayı Koruma Birliği'nin rthaber kırmızı listesinde 'Hassas' kategorisinde yer aldığını belirten Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği (EKODOSD) Başkanı Bahattin Sürücü, çiçeklerin botanik turizminde önemli bir yere sahip olabileceğini kaydetti. Sürücü, "Nisan, Mayıs ve Haziran aylarında mor renkleriyle görenlerin hemen ilgisini çeker. Etkileyici görüntü ve renklere sahip olan tüylü çan çiçeklerinin cazibesine kapılan bazı bilinçsiz kişiler, bu endemik çiçekleri koparmakta ya da sökerek götürmektedir. Yaptığımız araştırmalarda bazı çan çiçeklerinin ertesi yıl yerinde olmadıklarını görmekteyiz. Doğanın bu harika çiçeklerine gerekli duyarlılığın gösterilmesi, koruma bilincinin geliştirilmesi ve mutlaka tanıtılarak botanik turizmine kazandırılması gerekir" dedi. EKODOSD Başkanı Sürücü, Milli Park ve çevresinde özellikle antik kentlerde sıkça tüylü çan çiçeğine rastlandığını belirterek, "Çan çiçeklerinin en çok görüldüğü alanlardan birisi de Otantik Rum köyü mimarisinin en güzel örneklerinin bulunduğu, döşeme taşlı sokaklarıyla Milli Park sınırları içinde yer alan Eskidoğanbey Köyü'dür. Eskidoğanbey Köyü evlerinin duvarlarında, yoldaki döşeme taşların arasında, köyün birçok yerinde tüylü çan çiçeklerini görmek mümkündür. Burada yaşayanların bu çiçeklerin ne kadar önemli bir tür olduğunun bilinciyle, onları korumaları sevindiricidir. Panionion Birliği'ne bağlı Antik İon kentlerinden biri olan Priene'nin binlerce yıllık sur duvarlarında da tüylü çan çiçekleri görülebilir" dedi. Sürücü, endemik bir türü görmek isteyenlerin Kuşadası'na gelmelerinin yeterli olacağını kaydetti. rthaber “Kuşadası Bitkileri” Kitabı Hazırlanıyor Doğal bitkilerin habitatlarını bünyesinde taşıyan ve bitki çeşitliliği açısından önemli yere sahip olan Kuşadası’ nda bu bitkilerin tespit edilerek tanıtılması için Kuşadası Belediyesi ile Kuşadası Eko Sistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği(EKODOSD) tarafından “Kuşadası Bitkileri” kitabı hazırlanıyor. Kuşadası Belediye Başkanı M. Esat Altungün, yürütülen çalışmaların Kuşadası’nın geleceği açısından büyük önem taşıdığını belirterek, çalışmaların yürütülmesindeki çabalarından dolayı Prof.Dr. Ali Çelik ve EKODOSD’a teşekkür etti. Kuşadası’nda ilk kez böyle bir çalışma yapıldığını kaydeden Başkan Altungün, “Türkçe -İngilizce olarak Kuşadası’nda ilk kez hazırlanacak resimli Kuşadası Bitkileri kitabının çok yararlı olacağını düşünmekteyiz. Kuşadası halkı ve kentte eğitim gören öğrencilerin bu konuda önemli bilgiler kazanmasını ve aynı zamanda botanik turizmine önemli katkı yapmasını bekliyoruz ” dedi. Kuşadası’nın bitki kitabının hazırlanması amacıyla gerçekleştirilen bilimsel çalışmalar EKODOSD üyesi ve bilim danışmanı Denizli Pamukkale Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü öğretim görevlisi Prof. Dr. Ali Çelik tarafından yürütülüyor. Yapılan çalışmaları değerlendiren Prof.Dr. Ali Çelik, şöyle konuştu: “Yaptığımız arazi çalışmaları sonucu Kuşadası ve çevresinde vejetasyon dönemi (çiçeklenme) başladığını saptadık. Yaptığımız arazi çalışmaları sonucu ilk çalışmamızı bugün gerçekleştirerek 30′a yakın bitki örneği belirledik.” Sadece doğal botanik parkındaki bitki potansiyelinin 400 üzerinde olacağının tahmin edildiğini anlatan Çelik, şunları söyledi: “Bu bitkiler içerisinde Aydın Gaşağı (Centaurea mykalae) gibi, dünyada sadece bu bölgede yetişen bitkilerde bulunmaktadır. Orman, maki, garik ve otsu vejetasyonlara ait önemli bitki örneklerinin kent içerisinde yer aldığı görülmektedir. Kuşadası aynı zamanda geofit olarak adlandırdığımız yumrulu, soğanlı ve rizomlu bitkiler açısından çok zengin bir potansiyele sahiptir. Salep olarak adlandırılan önemli orkide türlerini doğal botanik parkı içerisinde görmekteyiz. Özellikle kıyı ekosisteminde yer alan maki ve garik elemanları kuvvetli kök sistemlerine sahip oldukları için, erozyona karşı toprağı tutmaktadır. Olası toprak kaymalarına karşı bu doğal habitatların mutlaka korunması gerekir. Yapacağımız 1 yıllık çalışma periyotu sonucu önemli bitki türlerinin doğal ortamlarında fotoğrafları çekilecek, herbaryumları hazırlanacak, bu örnekler ileride kurulması planlanan botanik müzesinin temelini oluşturacaktır.” Doğal değerlerin ortaya çıkarılmasına yönelik yürütülen çalışmalarla ilgili EKODOSD tarafından da bir açıklama yapıldı. EKODOSD Başkanı Bahattin Sürücü, turizm ülkelerinde son yıllarda alternatif turizm kaynaklarına büyük önem verildiğini belirterek sözlerine şöyle devam etti: “Bunlardan bir tanesi de botanik turizmidir. Botanik turizmi yapan ülkeler hem sahip oldukları doğal kaynakların korunmasını sağlamakta, hem de bu doğal kaynaklardan önemli kazanç elde etmektedirler. Dünyanın başka hiçbir yerinde yetişmeyen endemik türler bakımından zengin olan ülkemiz, bu değerlerin tespit edilmesi ve tanıtılmasıyla bitki bilimciler ve botanik turizmi yapan ekoturistlerin uğrak yerlerinden birisi olacaktır.” Ülkenin her tarafında kar kış devam ederken, Anadolu’nun en güzel iklimine sahip kentlerinin başında gelen Kuşadası’nda, anemonların çiçek açtığına dikkati çeken EKODOSD Başkanı Bahattin Sürücü, şunları söyledi: “1897 yılında bilim dünyasına tanıtılan Romulea mor yıldızlar, başka yerlerde görülmeyen sıklıkta, doğal botanik parkını renk cümbüşüne çevirdikleri görülmektedir. Baharın yaklaştığı bugünlerde her hafta farklı bitki türleri çiçek açacağından, çalışmalarımızdaki süreklilik devam edecektir.” Adını kuşlardan alan Kuşadası’nda, kuşların büyük bir bölümünün doğal botanik parkındaki bitkilerle beslendiğini belirten Sürücü, sözlerini şöyle tamamladı: “Protein ve yağ açısından zengin olan bitkilerin, birçok kuş türünün doğal botanik parkına gelmesine neden olmaktadır. Hem kendi besinini temin eden hem de çiçekten çiçeğe geçerek onları tozlaştıran kuşlar, buradaki ekosistem korunduğu sürece buradaki varlıklarını sürdüreceklerdir. Yapılan çalışmalara verdikleri destek nedeniyle Kuşadası Belediyesi’ne ve katkıları nedeniyle Prof. Dr. Ali Çelik’e teşekkür ediyoruz.” Aksarayhaber
-
Ah, Bir de Konuşabilselerdi...
- Kuşuma bu tarz bişey almak istiyorum?
Çook tatlı! Bence hemen al, sevgili tweetyy. Ben de doğum yapacak olan Mimi' me sepet düzenliycem bu ara:)- Seni özlemem için bana fırsat verir misin lütfen?
Bu da, bu ilişkinin resmidir!- Seni özlemem için bana fırsat verir misin lütfen?
Üzgünüm, erkek açısından bu ilişki bitmişşşş... Nefis bir anlatımdı ama...- Kadını Mutlu Eden Şeyler
Kadını Mutlu Eden Şeyler Araştırmaların ardı arkası kesilmiyor, ama hâlâ kadınları neyin mutlu edeceği tam olarak bilinemiyor. Konu hakkında çeşitli spekülasyonlar var elbet ancak kadınların kendileri bile, ne zaman, nerede ve neye mutlu olacaklarından bihaber... DEĞİŞKENİZ KABUL Bir gün bizi mutlu eden şey, ertesi gün gayet sıradan gelebiliyor. Hiç mutlu olmayacağımızın düşünüldüğü bir durumda da havalara uçabiliyoruz. Kabul ediyoruz, değişkeniz yani... İngiltere'de yapılan bir araştırmaya göre kadınları hediye değil, iltifat mutlu ediyormuş. Yalan! Hediye bizi her zaman mutlu eder, beğenmezsek en kötü ihtimalle gider değiştiririz ama iltifatın içimizde yaratacağı mutluluk dalgası tamamen kimden geldiğiyle orantılıdır. Hiç hoşlanmadığımız biri bin kere iltifat etse, kaç yazar değil mi kızlar? İşte bu yüzden dün gece düşündüm, biz kadınları yüzde 90 mutlu edecek şeyleri listeledim. Şansınızı bir de bu maddelerde deneyin beyler! ÇİÇEK HEP İŞ YAPAR Teşekkür edilmesi... Sokağa çıkmak, gezmek, yeni yerler görmek, sosyalleşmek... Öyle kanepede devrilip yatmayın, sinirimiz oynuyor. Hediye alınması... Çiçekler de her zaman iş yapar. Zayıfladığını duymak... İş yerindeki erkeklerden daha yüksek maaş almak... Arkada trafik beklerken tek hamlede otomobilini park edebilmek... Kızından daha genç ve havalı olduğunu duymak.... Öpüşmek... Sevişmek... Tatlı dil... Yeni ayakkabılar... Saate bakmak zorunda kalmadan yapılan kadın muhabbeti... Eşi ya da sevgilisi için 'Sensiz buralara gelemezdi' denmesi... Bari bu kadar çabasına değsin değil mi? ÜSTÜNÜ ÖRTÜN Onu düşündüğünüzü hissetmesi... Mesela; en sevdiği tatlıyı almanız, uyurken üstünü örtmeniz... Onunla ve arkadaşlarıyla sohbet etmeniz, arkadaşlarını güldürmeniz... Ortamdaki en dikkat çeken kadın olmak... Eski sevgilisinin çirkinleştiğini, şişmanladığını, bi tuhaflaştığını öğrenmek (Gördünüz mü benden sonra çöktü işte)... Kredi kartında yer olduğunu fark etmek... İndirimde şahane kıyafetler bulabilmek... İç çamaşırları... İstediği yere tatile gidebilmek... Fotoğraflarda güzel çıkmak... Güzel çıkmadığı fotoğrafların imha edilmesi... Arada sırada sessizlik. Biri de bir şey istemesin bizden lütfen. Bari iki saat. A. Özyılmazel- Seni özlemem için bana fırsat verir misin lütfen?
Arzulu olsan bir türlüüüü, olmasan bir türlü! Bu erkeklere nasıl davranacağımızı şaşırdık vallaaa...- 28 Şubat Operasyonu
28 Şubat'ta Üçüncü Operasyon 28 Şubat operasyonunda üçüncü operasyon sabah saatlerinden itibaren başladı. Operasyonda eski Jandarma Genel Komutanı emekli Orgeneral Fevzi Türkeri gözaltına alındı. Özel yetkili Ankara Cumhuriyet Başsavcıvekilliği’nin yürüttüğü 28 Şubat Soruşturması kapsamında aralarında Ankara, İstanbul, İzmir ve Kars'ın olduğu emekli ve muvazzaf askerlerin evlerinde arama yapılıyor. Operasyon kapsamında 10 kişinin gözaltına alındığı belirtiliyor. Batı Çalışma Grubu'nun Kriz Masası'nda görev alan eski Jandarma Genel Komutanı Emekli Orgeneral Fevzi Türkeri'nin Zirvekent'teki evinde arama yapıldı. Türkeri arama sonrası gözaltına alındı. İlk dalgada tutuklanan Çevik Bir'e bir şema gösterilmiş "Türkeri ile görev yaptınız mı" diye sorulmuş, Bir "Evet" yanıtını vermişti. Ankara'daki subay lojmanlarında bir haftada ikinci kez arama yapılıyor. Türkeri, 28 Şubat döneminde basın mensuplarına yönelik brifingleri veren tümgeneral olarak da biliniyor. Emekli Korgeneral Yıldırım Türker'in de evinde arama yapılıyor. Gözaltılar, Batı Çalışma Grubu'na dahil olan isimlere yönelik soruşturma kapsamında gerçekleştiriliyor. Soruşturma kapsamında ilk operasyonda aralarında eski Genelkurmay 2. Başkanı emekli Orgeneral Çevik Bir’in de bulunduğu 31 kişi hakkında gözaltı kararı çıkarılmış, Çevik Bir de dahil 18 kişi tutuklanmıştı. 25 Nisan 2012 - Cumhuriyet Haber Portalı- AŞK' ın Mezarı... Evlilik! :((
EVLİLER AMA SEVİŞMİYORLAR, NEDEN? Giderek daha fazla sayıda çift, evliliklerin de cinselliğin yok olması nedeniyle evlilik terapistlerinin kapısını çalıyor: “Biz birbirimizi hala seviyoruz ama aylardır sevişmiyoruz. Üstelik sevişmeye niyetimiz de yok. Bu bir sorun mu, sorunsa çözebilir miyiz?” Uzmanlara göre, üç-beş yıldır evli olan çiftlerin çoğu buna benzer sorunlar yaşıyor. Konuyu, Cinsel Eğitim Tedavi ve Araştırma Derneği (CETAD) Genel Sekreteri psikiyatr Cem İncesu ile konuştuk. “Evli çiftlerin yüzde 15-20’si bu durumda. Yani her beş çiftten biri, sekssiz evlilik sürdürüyor. Bu önemli bir sorun ve giderek artıyor” diyen İncesu, evlilikte seksi öldüren nedenleri anlattı... EVLİLER AMA SEVİŞMİYORLAR, NEDEN? 1 CİNSEL İŞLEV BOZUKLUKLARI ETKİLİYOR Her üç kişiden birinde cinsel işlev bozukluğu var. Bu bozukluklar, cinsel isteksizliğe ve çiftin cinsellikten kopmasına neden oluyor. Devamında aseksüel evlilikler yaşanıyor. Çiftlerin bu soruna en yaygın tepkisi, inkar etmek. Zamana bırakıyor, konuşmuyor, kendiliğinden çözülmesini bekliyorlar. Süreç içinde sorun devam ediyor. Keylifli bir şey olan cinsellik, gerginliğe dönüşüyor. 2 ŞEHİR YAŞAMINDAKİ SORUNLAR YORUYOR Özellikle kentlerdeki yaşam biçimi insanların zamanını çalıyor. Sadece stres değil, geç saatlerde eve gelmek, evde birbirine zaman ayıramamak uzaklaştırıyor insanları. Ve seks yapmak çok gerilerde kalıyor. Kimsenin cinselliği yaşamaya motivasyonu olmuyor. 3 İLAÇLAR CİNSEL YAN ETKİ DE YAPIYOR Dünyada ilaç kullanımı çok yaygınlaştı. Tansiyon, kolesterol, diyabet ilaçları ve antideprasanlar artık orta yaştaki insanlar tarafından yoğun kullanılıyor. Bu ilaçların büyük bölümü cinsel yan etki yapıyor. Bize geldiklerinde bunu da değerlendiriyoruz. Bazı kişilerde ilaçları kesince sorun çözülüyor. Bazen bir tek ilacı değiştirmek mucizevi etki gösteriyor. 4 ÇOCUK OLUNCA ROLLER DEĞİŞİYOR Çocukların dünyaya gelmesiyle birlikte aile içinde dinamikler değişiyor. Emzirme döneminde prolaktin hormonu artıyor, bu da kadını cinsellikten uzaklaştırıyor. Kadının sevgili rolü, anneliğe dönüşüyor. Hayatını çocuğa odaklaması da cinsel yaşamı etkiliyor. Çiftler artık birbirini sevgili olarak görmüyorlar. 5 BASTIRILAN ÖFKE CİNSELLİKTEN KOPARIYOR İlişkinin iyi gitmemesi, iletişim sorunları, duygusal uzaklaşma, karşılıklı ilginin azalması ve bunların sonucunda bastırılmış öfke, cinselliği öldüren en önemli etkenlerden. Çatışmalar konusunda bir profesyonelden yardım alınmalı. Bir sürü gözardı edilen problem öfkeye neden olabiliyor. Öfke zamanında iyi ifade edilmezse sorun çok büyüyor. Kadınlar öfkelerini ifade edemedikleri için genellikle bastırıyorlar ve cinselikten kopuyorlar. 6 MUHAFAZAKAR YAPIDA EŞ, HAYAT ARKADAŞI Ailenin aseksüel bir ünite gibi algılanması, kutsal aile kavramının abartılması ister istemez aseksüel yapıyı çağrıştırıyor. Bizim gibi toplumlarda eş, bazen yalnızca bir hayat arkadaşı olarak görülüyor ve cinsel boyutundan soyutlanıyor. Batı toplumlarında menopoz problemli bir dönemdir. Ama bizde kadın “Oh be kurtuldum” diyor, çünkü cinselliği ödev olarak görüyor ve yaşamak istemiyor. 7 P.rno BAĞIMLILIĞI SEKSTEN SOĞUTUYOR Bu bağımlılık özellikle şehirlerde hızla artıyor. Kadın erkek ayrımı yok, ama erkekte çok daha fazla görülüyor. Eğitimli, kariyer sahibi pek çok kişide var. Daha çok orta yaşlarda çıkıyor. Bu kişiler, akşamları internetin başında zaman geçiriyor. Pornografiyle haşır neşir olma, farklı fantezilere yönelme, çiftleri birbirinden soğutuyor. İnsanlar saatlerce pornografiyle zaman geçirip, mastürbasyon yapıyor. Erkekler “İnternette yaşadığım fantezileri bana eşim veremez” diyorlar artık. Bir kadının bu fantezileri tek başına karşılaması gerçekten de imkansız. 8 UZUN EVLİLİKTE ŞEHVET AZALIYOR Evlilikte yıllar geçtikçe cinsellik frekansı azalıyor. Herkeste mutlaka böyle olmaz ama, yıllar içinde partnerlerin çekiciliği azalıyor. Sıradanlaşma başlıyor. Aynı partner, aynı ses, aynı koku ve görüntü, aynı tercihler... Sürekli aynı şeyin yaşanması kanıksamayı getiriyor, gizem kalmıyor. Bunun sonucunda şehvet duygusu azalıyor. Aşkın aktivasyonu iki, üç yılla sınırlı olduğu için heyecan bitiyor. YENİ NESİL KADIN YATAKTA ERKEĞİ KORKUTUYOR MU? Kesinlikle evet. Yeni nesil kadın, metropollerde yaşayan kadınları işaret ediyor. Onlar bir çok yönleriyle erkekleri etkiliyorlar. Bu durumun ciddi boyutları var. Değişen kadın profili erkeklerin cinselliğini de etkiliyor, çünkü bu kadınların beklentileri her anlamda çok yüksek. Kendilerine güveniyorlar, kaliteli bir yaşam arzuluyorlar. İkili ilişkilerden, erkeklerden beklentileri de yüksek. Partnerleri de ister istemez performans kaygısı yaşıyor; iyi bir iş ve kariyer sahibi olmayı istiyorlar. Üstelik bu durum uzun bir süreci kapsıyor. Dolayısıyla erkekleri her anlamda zorluyor ve yoruyor. Özgüveni yüksek yeni nesil kadınlar, erkekleri cinsel anlamda da etkiliyor. Bu da bazen uzaklaşmaya yol açıyor. İSTEKSİZLİK NE ZAMAN ORTAYA ÇIKIYOR? Aslında evlilikte bir çatışma varsa ve evlilik üzerinden belirli bir zaman geçmişse bu cinsel yaşama yansıyor. Aseksüel evlilik derken, yılda dört kereden az birlikte olmaktan söz ediyoruz. Peki bu duruma nasıl geliyor evlilikler? Aslında bu birçok faktörün etkilediği bir durum. Kadın ya da erkek fark etmez; orgazm sorunlarına, erken boşalma ve ereksiyon porblemlerine bakıyoruz biz. EŞİNİ YILLAR SONRA YENİDEN KEŞFETMEK MÜMKÜN MÜ? Mümkün. Sorunlu geçen dönemlerden sonra yenilenen ve heyecanlı giden ilişkiler var, ama bunların oranları yüksek değil. SEKS YAPMAYAN ÇİFTLER NEDEN BOŞANMIYORLAR? Çünkü evlilik kurumunun getirdiği bağlayıcılıklar var. İnsanlar yalnızca cinsellik için evlenmiyorlar. Evlilik, toplumun oluşturduğu bir yapı. Bunun sürekliliğini sağlayan etkenler var; çocuk, ekonomik ihtiyaçlar, ebeveynlerin durumu, aile baskısı gibi... Bütün bu etkenlerin dışında; bekar olmak, yalnız kalmak, yalnızlık bir kadın ya da erkek olarak hayatı göğüslemek zor. İnsanlar riske girmek istemiyorlar. Cesaretleri yok. Hayata hedonizm olarak bakıyorsanız, cinsellik ve aşk önem taşır. Ama hayat bundan ibaret değil! HABERTÜRK- AŞK' ın Mezarı... Evlilik! :((
- Birileri bana mı seslendi?:))
Sensiz burayı düşünemem bile...- 28 Şubat Operasyonu
- 28 Şubat Operasyonu
28 Şubat'ta İkinci Operasyon Özel yetkili Ankara Cumhuriyet Başsavcıvekilliği'nin yürüttüğü 28 Şubat Soruşturması kapsamında aralarında İstanbul, İzmir ve Adana ve Muğla'nın da bulunduğu 7 ilde 12 adreste arama yapılıyor. 8 Şubat soruşturması kapsamında sabahın erken saatlerinde 2. operasyon düzenlendi. Özel yetkili Ankara Cumhuriyet Başsavcıvekilliği'nin yürüttüğü soruşturma kapsamında aralarında Ankara, İzmir, İstanbul, Adana, Muğla (Bodrum), Eskişehir ve Afyon'un bulunduğu 7 ildeki 12 adreste arama yapılıyor. Aralarında dönemin Genelkurmay Genel Sekreteri emekli Tümgeneral Erol Özkasnak'ın bulunduğu 8'i emekli 4'ü muvazzaf asker hakkında gözaltı kararı bulunduğu öğrenildi. Bir albay ve bir binbaşı sabah saatlerinde Ankara Adalet Sarayı'na gelerek, soruşturmayı yürüten özel yetkili Cumhuriyet savcılarından Kemal Çetin ile bir süre görüştü. Emekli Tümgeneral Erol Özkasnak’ın Muğla’nın Bodrum İlçesi’ndeki evinde arama başlatıldı. Özkasnak'ın evine polisten önce gazetecilerin gelerek beklemeye başladı. Özkasnak’ın evinde olduğu ve gelen sivil polislere kapıyı açarak içeri davet ettiği belirtildi. Villanın önünde bekleyen jandarmaların da sivil polislerin gelmesinin ardından 100 metre uzaklıkta bulunan Gümüşkaya Karakolu’na doğru çekildikleri gözlendi. Emekli Tümgeneral Erol Özkasnak, saat 10.15 sıralarında evinden çıkarak villasının yanında bulunan kapalı garaja gitti. Bu sırada villanın önünde bekleyen 'Biz Kaç Kişiyiz' platformu Genel Sekreteri İrfan Pınarbaşı ile bir süre sohbet eden Özkasnak, ardından otomobilinden ehliyet ve ruhsatını aldı. Özkasnak bu sırada gazetecilerin ''Geçmiş olsun. Hakkınızda gözaltı kararı var, ne diyeceksiniz?'' şeklindeki sözlerine, ''Bu konuda bir açıklama yapmak istemiyorum. "Geçmiş olsun" sözünün üstünde durun iyi olur. Lütfen rahatsız etmeyin, biraz sonra zaten rahatsız edileceğim'' dedi. Özkasnak açıklamanın ardından villasına döndü. Hemen ardından da çok sayıda polis, Bodrum Cumhuriyet Savcısı Oğuzhan Dönmez, İlçe Emniyet Müdürü Ömer Akgün ve İlçe Jandarma Komutanı Binbaşı Hakan Demirörs gelerek villaya girdi. İstanbul İstanbul’da da emekli 2 albay ve 2 yarbay hakkında gözaltı kararı olduğu öğrenildi. Bu kişilerin kaldığı adreslerde de arama yapıldığı, aramaların ardından soruşturmanın yürütüldüğü Ankara’ya gönderilecekleri bildirildi. Afyon Soruşturma kapsamında Afyonkarahisar'daki Ordu Bulvarı üzerinde bulunan askeri lojmanlarda da arama yapılıyor. Aramada polislere merkez komutanlığı askerlerinin eşlik ettiği bildirildi. Operasyon kapsamında Eskişehir' de de bir emekli albayın evinde arama yapıldığı bildirildi. Özel Yetkili Ankara Cumhuriyet Başsavcılık açıklama yaptı Özel Yetkili Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Vekilliği bu sabah başlayan 28 Şubat soruşturmasının 2. dalgasına ilişkin yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, kamuoyunda 28 Şubat olarak bilinen ve "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya ve ya görevini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek suçundan" 18 Nisan 2012 tarihinde Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesinden alınan arama kararı doğrultusunda bugün saat 08.00 itibariyle Ankara'da 3, İstanbul'da 4, İzmir'de 1, Eskişehir'de 1, Muğla (Bodrum)'da 1, Adana'da 1, Afyonkarahisar'da 1 olmak üzere toplam 12 ayrı adreste arama yapıldığı belirtildi. Arama kararı alınan 4'ü muvazzaf 8'i emekli toplam 12 şüpheliyle ilgili, soruşturmayı yürüten Ankara Cumhuriyet Savcısı Mustafa Bilgili tarafından gözaltı kararı alındığı da kaydedildi. Açıklamada, askeri mahallerdeki aramaların Cumhuriyet Savcısı denetiminde ve merkez komutanlığı görevlileri tarafından gerçekleştirildiği ve arama ve gözaltı işlemlerinin halen devam ettiği belirtildi. Geçen hafta yapılan ilk operasyonda 31 kişi gözaltına alınmış, 18 kişi tutuklanmıştı. Tutuklananlar arasında dönemin Genelkurmay 2. Başkanı Emekli Orgeneral Çevik Bir de bulunuyor. 19 Nisan 2012 - Cumhuriyet Haber Portalı- Neandertaller ve Biz...
Neandertal isminin şöyle bir hikayesi varmış: 1680'de terk-i diyar eyleyen ozan ve besteci joachim neander, esin perisi bulurum umuduyla evinin yakınındaki vadide gezintiye çıkıyormuş. Kasaba halkı tarafından pek bir sevilen joachim'in, ölümünden sonra anısını yaşatmak için, vadiye neander vadisi anlamına gelen Neander thal ismi verilmiş. Aradan yıllar yıllar geçmiş. 1856 yılında, prusya'daki yapılara taş yetiştirmek için çalışan işçiler, neander vadisindeki feldhoffor grotto mağarasında insan kemikleri bulmuş. binlerce yılda birikmiş kireç yığınları arasında bulunan bu kemikler, kirecin sert yapısı, işçilerin de özensizliği nedeniyle kırık dökük çıkarılmış. yalnızca kafatasasının ön kısmı, kol ve bacak kemiklerinden bazıları ve birkaç örselenmiş kemik parçası... Bu kemikler, kasabada meraklı ve araştırmacı olarak bilinen matematik ve tarih öğretmeni carl fuhlrott' a gösterilmiş. Bu kemiklerin insan yapısına benzemekle birlikte tam olarak insanımsı olmadığını fark eden;ama bilgisi daha fazlasını söylemesine yetmeyen carl, kemikleri toplayıp bir çuvala koyup Boon Üniversitesi'nin yolunu tutmuş. Üniversitenin anatomi profesörlerinden dönemin mümtaz şahsiyeti hermann schaafhausen' e bu kemikleri göstermiş. Hermann da kemiklerdeki ilginçliği ilk görüşte fark etmiş ve üzerinde çalışmaya karar verip Carl'a kemikleri getirdiği için teşekkür edip kendisini yolcu etmiş. 1 sene sonra, 4 şubat 1857'de, çalışmalarını noktalayan hermann, bir bildiriyle, bu kemiklerin insan öncesi bir türe-hatta insanın ilk ataları olduğunu düşündüğü bir türe- ait olduğunu açıklayıp, bu türe, çıkartıldığı vadinin adı olan Neanderthal ismini vermiş.- 70' li Yıllarda Küçük Gezintiler...
http://youtu.be/bKSSaU9iGQ0 http://youtu.be/UhXLRv21I7E- 70' li Yıllarda Küçük Gezintiler...
Bir Başkadır AYTEN ALPMAN! Işıklar içinde uyu Mekanın cennet olsun! AYTEN ALPMAN 20 Kasım 1930 İstanbul - Yeşilköy doğumludur. Müzikle tanışması ilk defa Nişantaşı Kız Lisesi'nde öğrenci iken İlham Gencer sayesinde olur. İlk olarak ingilizce şarkılar söyler. Daha sonra ailesi onu Erenköy Kız Lisesi'ne gönderir ve lise eğitimini orada tamamlar. Liseden sonra İlham Gencer'in solistlik teklifi ile İstanbul Radyosu'nda programa başlar. Radyoda ilk söylediği parça "You Are Always In My Heart" olur. Sahneye ilk defa Taksim Belediye Gazinosu'nda Tıp Balosu'nda çıkar ve sahnede ilk defa söylediği parça yine "You Are Always In My Heart" olur. Daha sonra Arif Mardin ile tanışır, onun teşviki ile caz şarkıları söylemeye başlar ve ilk caz şarkıları ondan öğrenir. 1952 yılında Yeşilköy Deniz Park Oteli'nde ilk profesyonel sahne çalışmasına başlar. 3 ay çalıştıktan sonra Kervansaray Gece Kulübü tazminatını ödeyerek transfer eder. 1953 yılında İlham Gencer ile evlenir. Eşinin Çatı Gece Kulübünü kurmasıyla birlikte Çatı'da sahne almaya başlar. 1959 yılında ilk plağı olan "Sayanora / Passion Flower" taş plak olarak yayınlanır. 1960 yılında İlham Gencer'den ayrılır. Bir süre sonra İsmet Sıral Orkestrası ile çalışmaya başlar ve 1963 yılında çalışmak için İsveç'e giderler. İki sene boyunca İsmet Sıral'la, bir sene de bir caz orkestrası ile sahne çalışması ve yapar ve daha sonra Türkiye'ye geri döner. Dönüşünde Türkiye'de caz şarkıları değil de Türkçe sözlü aranjman modası başladığı için bir süre başarılı sahne çalışmaları yapamaz çünkü ısrarla caz söylemeye devam etmek ister. Fecri Ebcioğlu'nun ısrarlarıyla Türkçe söylemeye başlar ve ilk çalışması "İnan Bana / Ayrıldık Yalnızım" 45lik plak olarak yayınlanır ancak ilk yaptığı 45lik çalışmalar pek ilgi görmez. Sezen Cumhur Önal ile birkaç 45lik çalışması yapar. 1968 yılında Ümit Aksu ile evlenir. Fecri Ebcioğlu ile birlikte plak yaptıkları "Sensiz Olamam" ile ilk büyük çıkışını yapar. 1972 yılında yaptığı ve sözlerini Fikret Şeneş'in yazdığı "Bir Başkadır Benim Memleketim" plağı pek ilgi görmez. 1974 yılında Kıbrıs çıkartması ile TRT'de "Memleketim" çok sık çalınmaya başlayınca şarkı tekrar 45lik plak olarak piyasaya sürülür ve büyük satış rakamlarına ulaşır. Mireille Mathieu'nun Fransızca seslendirdiği bu şarkı Fikret Şeneş'in Türkçe sözleriyle adeta Ayten Alpman’la özdeşleşir ve bir milli marş halini alır. 2 adet LP çalışması yapan Alpman, son profesyonel sahne çalışmasını 1990 yılında Yeniköy Bilsak Kulübü'nde yapar. 1995 yılında ses tellerinde oluşan nodüllerden ameliyat olur. 1999 yılında en sevilen şarkılarından oluşan bir albümü Ada müzik tarafından yayınlanır. Sahne çalışmalarına profesyonel anlamda devam etmemekte olup sadece dönem dönem caz konserleri vermektedir. Şarkıları: • 1967 o İnan Bana / Ayrıldık Yalnızım o Seni Unutmak Senden Kaçmak İstiyorum / Kim Demiş Aşk Yalandır Diye o Bu Sana Son Seslenişim / Sevmedim Hayatı o Hakkın Yok / Beni Unutma • 1968 o Ve... Tanrı Aşkı Yarattı / Ömrüm Senindir • 1969 o Hayal / Çağırdın Sana Koştum • 1970 o Sensiz Olamam / Aynalar Aynalar • 1971 o Bir Başkadır Benim Memleketim / Yaşamak İçin • 1973 o Tek Başına ~ Sevince Herşey Başka o Memleketim ~ Unutsana • 1974 o Yanımda Olsa ~ İstersen o O Sabah ~ Ben Varım o Ben Yürürüm Yana Yana ~ Iraktır Yolların o "Memleketim" • 1975 o Birazcık Umut ~ Kimbilir Kim Var Yanında o Ben Böyleyim ~ Mutlu Olamadım o Ölünceye Kadar ~ O Gün • 1976 • "Ben Böyleyim" • 1977 o Son Bir Defa ~ Neden Sanki Bu Dünya Dar Geliyor İnsana • 1999 o "Eski 45'likler" • 2007 o ‘’Bir Başkadır Ayten Alpman’’ Filmleri: • Tek Başına 1974 • Aşk Izdıraptır 1953- Ben Yokken - Y. ÖZDİL
Ben yokken... Başbakanımız seçim mitinginde “Filyos projesi, Zonguldak'ın çılgın projesidir” demiş, ayrıntı vermemişti. Ayrıntılar netleşti... Filyos köprüsü çöktü, anca 6 ölü buldular, 9 kişi hâlâ kayıp. 11 işçi çadırda yanarak, 5 işçi deniz bisikletiyle boğularak ölmüştü, Elazığ'da 6 işçi konteynerle uçarak öldü. Çadır tutuklandı, deniz bisikleti aranıyor, konteyner gözaltında. * “5” şehit verdik. E ölenle ölünmüyor tabii... Bi vatandaş İçişleri Bakanımıza, sizi gördüğüme çok sevindim deyince, yapma yahu, nerden bileyim sevindiğini, takla at da göreyim bakiim dedi. Vatandaş, takla atmasam göbek atsam olur mu deyince, çal davulcu dedi, “5” dakka göbek atıldı. * Brunei Sultanı geldi. Topkapı'yı gezdirdiler. Tahminim o ki, Kaşıkçı Elması'nı satacak bunlar. * Asrın yolsuzluğu denilen Deniz Feneri iddianamesi tamamlandı, Zahid Akman'a “3 sene” hapis isteniyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi davası başladı, köylüden mandalina satın alıp öğrencilere dağıtan Başkan Aziz Kocaoğlu'na “397 sene” hapis isteniyor! * Annem ağırlaşmıştı. Sağ olsunlar, İzmir'deki hekim arkadaşlarım seferber, elden gelen yapılıyordu. O sırada, Ankara'dan bi telefon: “Profesör Mehmet Haberal'ın selamı var, annenizi Başkent Üniversitesi Hastanesi'ne aldırmak için özel ekip ve ambulans göndermek istiyor...” Annemin son gülümsemesi buydu. Son duası da... Profesör Haberal için dua etti. Annem gitti. Peşinden Haberal'ın annesi... Annemin cenazesi nedeniyle Medine teyzenin cenazesine katılamadım ama, anne'min anne'yi orada karşıladığından eminim. * Milli Eğitim Bakanımız “çocuklarımız Arap harfleriyle Türkçe gibi okuyacaklar ama, anlamayacaklar” dedi. Eğitim diye buna derim ben. Anlamayıp, bakacaklar... “Bakan” olacaklar. * 12 Eylül, 28 Şubat... Sıra geldi, 31 Mart ayaklanması vesilesiyle Hareket Ordusu'nu tutuklamaya! * Çevik Bir'i içeri tıkarlarken, Genelkurmay eski Başkanı Hilmi Özkök, Turgutlu'da ilkokul açılışında Bülent Arınç'a karanfil veriyordu. Kurdeleyi kestikten sonra, VIP dolmuşuyla tur atsalardı dört dörtlük olurdu aslında. Çünkü, ilkokulu yaptıran kişi... Sit alanında villa ayarlayan Spor Bakanı Suat Kılıç'ın VIP dolmuşunu değerinden fazla fiyata Belediye'ye aldığı iddiasıyla hakkında soru önergesi verilen Turgutlu Belediye Başkanı. * Spor Bakanı demişken... Ankaragücü küme düşmüştü, stadının adı 19 Mayıs... Manisaspor küme düşmüştü, stadının adı 19 Mayıs... En son Samsunspor küme düştü, stadının adı 19 Mayıs... “19 Mayıs statlarda kutlanmayacak” diyorlar, inanmıyorsunuz kardeşim! * Başbakanımız, Arabistan'a gitti, Kral'ın çadırında, Suriye'ye “demokrasi” çağrısı yaptı iyi mi... Malum, teokratik monarşiyle yönetilen Suudi Arabistan “demokrasinin beşiği”dir. * 2002'den beri TSK'nın maaş iyileştirilmesi taleplerini reddeden Hükümetimiz, generallere 354'er lira zam yaptı. Hazır, Suriye'yle savaşmak üzereyken, bundan iyisi Şam'da kayısı. * Tarım Bakanı, Güneydoğulu. Sağlık Bakanı, Doğu Anadolulu. Kabine'nin çoğu, Karadenizli. Hal böyleyken, Tarım ve Sağlık Bakanlığı işbirliğiyle, ilkokul çocuklarına süt dağıtılması için ihale yapıldı. Karadeniz, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu'dan teklif veren bile olmadı! İhale sütsüzlükten iptal oldu. Uruguay'dan süt ithal ederlerse, şaşma. * Türk Standartları Enstitüsü “helal gıda sertifikası” sempozyumu düzenlerken... Bal'dan sonra peynir'in de sahte olduğu anlaşıldı. Sucuk'tan kaynağı belirsiz doku ve organ çıktı. * Enerji Bakanımız, Adıyaman'da yüksek graviteli petrol bulunduğunu açıkladı. Sırf benim saydığım 18'inci bulunuşu filan. * Huysuz Virjin, mirasını Türkan Saylan'ın Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği'ne bağışladı. Böylece, bundan böyle herhangi bi televizyon kanalında program yapamayacağı kesinleşmiş oldu. * Memleketin çok önemli bi meselesi daha çözüldü. Diyanet İşleri Başkan Yardımcımız, hapşıran müminlere “çok yaşa” demektense “Allah rahmet etsin” demenin daha doğru olacağını söyledi. * Velhasılıkelam... Hoş bulduk. Y. ÖZDİL- 28 Şubat Operasyonu
Teşekkürler sevgili politika. Aczimendi Grubu '28 Şubat' için Ankara'da 28 Şubat sürecine müdahil olmak isteyen Aczimendi grubu Ankara'da bir araya geldi. İstanbul- Hacı Bayram Cami'nde toplanarak öğle namazı kılan Aczimendi grubu buradan Ankara Adliyesi'ne yürümek istedi. CNN Türk'ün haberine göre polisin barikat kurarak yürüyüşlerine izin vermediği Aczimendi grubu, cami avlusunda oturma eylemi başlattı. 28 Şubat sürecinde Fadime Şahin olayı ile gündeme gelen Aczimendi grubu lideri Müslüm Gündüz: "28 Şubat'ı anlamak için o süreçte Aczimendi grubunun yaşadıklarını iyi anlamak lazım. Dönemin mağdurları biziz. Müdahil olmak isitiyoruz. Savcı gönderdiğimiz dilekçeyi kabul etmiyor. Kimin savcısı ve kimden maaş alıyor? Demek ki süreç devam ediyor. Biz buradan adliyeye giderek müdahil olmak için dilekçemizi sunacaktık. Ancak izin verilmedi. Bir hafta buradayız" diye konuştu. 16 Nisan 2012 - Cumhuriyet Haber Portalı- DSC08433
- DSC08440
Şu albümden: Çeşni (Objektifimden)
- DSC08433
Şu albümden: Çeşni (Objektifimden)
- DSC08431
Şu albümden: Çeşni (Objektifimden)
- DSC08430
Şu albümden: Çeşni (Objektifimden)
- DSC08426
Şu albümden: Çeşni (Objektifimden)
- Kuşuma bu tarz bişey almak istiyorum?
Önemli Bilgiler
Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.