Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

ALLAH VAR MIDIR, NE YAPMIŞTIR?


cheshmidil

Önerilen İletiler

Bu tür iddialar nasılsa kimse zahmet edip kontrol etmez, inanmak istedikleri için nasılsa inanıp geçerler diye sıklıkla ortaya atılır.

 

Ben üşenmeyip kontrol ettim. İşte kelime kelime sayım:

 

 

Kamer 1 .Ve 2.iyyerav 3.ayetey 4.yu'ridu 5.ve 6.yekulu 7.sıhrun 8.mustemir. 9.Ve 10.kezzebu 11.vettebeu 12.ehvaehum 13.ve 14.kullu 15.emrin 16.mustekirr 17.Ve 18.le 19.kad 20.caehum 21.minel 22.embai 23.ma 24.fihi 25.muzdecer 26.Hıkmetum 27.baliğatun 28.fema 29.tuğnin 30.nuzur 31.Fe 32.tevelle 33.anhum 34.yevme 35.yed'ud 36.daı 37.ila 38.şey'in 39.nukur 40.Huşşean 41.ebsarıhum 42.yahrucune 43.minel 44.ecdasi 45.keennehum 46.ceradum 47.munteşir 48.Muhtıyne 49.iled 50.da'i 51. yekulul 52.kafirune 53.haza 54.yevmun 55.azir 56.Kezzebet 57.kablehum 58.kavmu 59.nuhın 60.fekezzebu 61.abdena 62.ve 63.kalu 64.mecnunuv 65.vezducir 66.Fe 67.dea 68.rabbehu 69.enni 70.mağlubun 71.fentesır 72.Fe 73.fetahna 74.ebvabes 75.semai 76.bimaim 77.munhemir 78.Ve 79.feccernel erda

 

Görüldüğü gibi iki kelime arasında 78 kelime var. Yok eğer kelimeleri de takılarına parçalayalım derseniz:

 

Kamer 1 .Ve 2.iy 3.yerav 4.ayetey 5.yu'ridu 6.ve 7.yekulu 8.sıhrun 9.mustemir. 10.Ve 11.kezzebu 12.ve 13.tebeu 14.ehvae 15.hum 16.ve 17.kullu 18.emrin 19.mustekirr 20.Ve 21.le 22.kad 23.cae 24.hum 25.min 26.el 27.embai 28.ma 29.fi 30. hi 31.muzdecer 32.Hıkmetum 33.baliğatun 34.fe 35.ma 36.tuğnin 37.nuzur 38.Fe 39.tevelle 40.an 41.hum 42.yevme 43.yed'ud 44.daı 45.ila 46.şey'in 47.nukur 48.Huşşean 49.ebsarı 50.hum 51.yahrucune 52.minel 53.ecdasi 54.keenne 55.hum 56.ceradum 57.munteşir 58.Muhtıyne 59.iled 60.da'i 61. yekulul 62.kafirune 63.haza 64.yevmun 65.azir 66.Kezzebet 67.kable 68.hum 69.kavmu 70.nuhın 71.fe 72.kezzebu 73.abdena 74.ve 75.kalu 76.mecnunuv 77.vez 78.ducir 79.Fe 80.dea 81.rabbe 82.hu 83.enni 84.mağlubun 85.fe 86.ntesır 87.Fe 88.fetahna 89.ebvabes 90.semai 91.bi 92.maim 93.munhemir 94.Ve 95.feccernel erda

 

Görüldüğü gibi takıları da ayrı kelime kabul etsek bile arada 95 kelime var. Yok, aslında örneğin "rabbehu" bir kelimedir. "Rab" ve "hu" diye iki kelime olarak kabul edilemez. Bu, "masamız" kelimesini "masa" ve "mız" diye iki kelime kabul etmeye benzer de, zorlasak bile olmuyor, o bakımdan...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Gerekli rakama ulaşılamadıkça önemi yok ama yine de yanıt vereyim. Bahse konu cümlenin anlamı: "Nuh rabbine yakardı" dır. Bunu "Nuh onun rabbe yakardı" olarak almanın bir yolu yoktur. "Rabbehu=Rabbine" olur, takısıyla birlikte tek kelime olur, başka olmaz. Bunun için gramer allamesi olmaya gerek yok, apaçık görülüyor...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 6 ay sonra...

sence, gerçekten inanan müslümanlar, cennet ve cehennnemden emin oldukları için çıkara dayalı bir hayatmı sürüyorlar şimdi?

eğer inanmamız gereken bir din olmasaydı ortada dediklerin mantıklı olurdu.

düşünmemiz için dikkat uyandırıcı delilleri insanlar kendi kendine bulur ve bu sınavın manası olurdu.iyi ile kötü tam olarak ayrılırdı.

 

yani eğer düşünmemiz için dikkat uyandırıcı deliller dediğin şeyler arasında Allah tarafından din gönderilmesini saymıyorsan, din dediğimiz şeyi insanlar kendi kendine bulmuş demektir.

sayıyorsanda o zaman gerçekten inanan müslümanlar, cennet ve cehennnemden emin oldukları için çıkara dayalı bir hayat sürüyorlar dediğine göre.

 

Gayet kaliteli bir soru sormuşsunuz. Öncelikle bunun için teşekkür ediyorum. Diyeceklerimi şöyle ifade edeyim ;

 

Siz son derece kötü niyetli biri olsaydınız bile,Allah sizi cehennemin kenarına koysaydı oraya girmemek için "Allah! , Allah !" deyip yalvarırcasına ibadet ederdiniz. Oraya girmek istemezdiniz. Bu kendinizi kurtarmak için yaptığınız bir davranış olurdu. Çıkarınızı düşünürdünüz. Öyleki bu sınavda doğru olan şık için biri sizi zorluyor olurdu. Sınavın bir manası kalmazdı.

 

Ama bu dünyada sizi tehdit eden birşey yok. İstediğiniz gibi yaşayabilirsiniz.. Seçim sizin. Sizi zorlayan birşey yok. Dinde zorlama da yok zaten. Eğer siz iyi bir insansanız , zaten isteristemez kötülüklerden uzaklaşıyorsunuz. Allah size yardım ediyor.

 

Ayrıca cennet cehennem e inananlar çıkar içinmi inanıyor demişsiniz. Bende size soruyorum; insanın içinde iyilik yoksa, bir ömür boyu çıkar için iyilik yapabilir mi ? ömrünü çıkar için harcayabilirmi? Hiçbir kötü insan, öldükten sonra mutlu olayim diye içindeki bütün kötülüklerini bertaraf edip kendini zorlarcasına iyilik yapmaya kalkışamaz. Bir insan ömür boyu rol yapabilir mi ? iyilik içinden gelmelidir. Eğer iyilik yapmak insanın içinden geliyor ise zaten bu insana kötü diyemeyiz.

Yalnız başta verdiğim örnekte , kötü biri bile olsa inanın bütün iyilikleri yapardı. Taaki gerçekleri unutana kadar.( dünyaya tekrar gönderilene kadar )

 

Kolaya kaçıp dünyada günahkar bir hayat sürmek yerine, Cennet ve Cehenneme inanan ve buna göre yaşayan insanlar Allah sevgisi ve korkusu taşıyan insanlardır. iyilik yapmanın güzelliğini idrak etmiş, verilen nimetlere şükreden vefalı insanlardır. Tahmin edebileceğiniz gibi , buna çıkara dayalı bir hayat demek yanlış olur. Sevgide çıkar olmaz.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 1 ay sonra...

İnsan aklıyla kainatın sırrı çözülmez..Herşeyi bildiğimizi düşünüyoruz ama emin olun HİÇ bişey bilmiyoruz...KAİNATA BAKIN VE DÜŞÜNÜN..Allahın en büyük Mucizesi İNSANDIR...herkes İLMİ, ŞANI, ŞÖHRET, GÜZELLİĞİ,GÜCÜ ,KUVVETİ TAŞIYAMAZ .. SAPITIR..

 

 

İnsan aklıyla kainatin sırrının çözülemiyeceğini nerden biliyorsunuz, biz evrenin büyüklüğünü bile bulduk(yaklaşık 13milyar ışık yılı)gelecekte kim bilir neler olucak, neden bu kadar öznel ama kesin konusuyorsunuz.İnsan; Allahin en büyük mucizesi mi yoksa Dünyanin gazabi, sonsuz bencillik ve aptallik ürünümü onu bilemeyiz,ama bazi insanlar sapıtır evet tarihte çok gördük sapıtanları.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Din ile ilgili her tartışmada aynı şey oluyor. Tartışılan konu üzerinde fikir söylemekten kaçınılıp "e ne yani şimdi Allah yok mu? Biz boşuna mı yaşıyoruz? Dinsiz insan nasıl iyi insan olacak?" gibi alakasız sorularla karşılık veriliyor.

 

Bu soruların cevapları ayrı tartışma konularıdır. Önce tartışılan konuya bir açıklık getirmek gerekiyor. Konu şu ki Kuran'da Kamer suresinde Ay ve Dünya sözcükleri arasında Ay-Dünya arası mesafeye sığacak Ay sayısı kadar kelime olduğu tümüyle düzmece. Böyle bir şey yok.

 

Yani Kuran'ın öyle bilimsel olarak tanrı sözü olduğu filan ispatlanamıyor. Buna benzer ileri sürülen tüm sayısal iddialar da fasaryadan öte değildir. Konu bu.

 

Bundan da ne sonuç çıkar? İnanç kimseyi bağlamaz, isteyen Kuran tanrı sözüdür diye inanmakta devam eder, isteyen de insan sözüdür diye inanır.

 

Bu yüzden laiklik vardır ve kimse toplumsal düzeni dini esaslara dayamaya kalkışamaz. Buna hakkı yoktur. Eğer öyle bilimsel ispat filan olsaydı kimse itiraz edemez ve herkes şeriatı kabul etmeye zorunlu kalırdı.

 

Yok öyle bir şey ve zorunluluk. Konu budur... Kuran tanrı sözüdür diye inanmak kadar değildir, insan sözüdür diye inanmak da gayet normal, geçerli bir inançtır.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 5 ay sonra...
  • 1 ay sonra...

bismillahirrahmanirrhim

 

allahın varlıgı hakkında şüphesi olan kardeşlerim bir siyasi fikir eklentisiolan atezmin agına düşmüş kardeşlerim sadece şunu yapın,

bir tuzlugu alın ve karşınıza koyun ve şu soruyu sorun kendinize hangimiz daha degerli ?sizin düşüncenze göre tuzluk neden mi aklı fikri, ilmi olmadıgı halde kendine uzun bir hayat vadesi biçmiştir.Siz aklınız ilminiz biliminiz varken neden kendinize uzun bir ömür biçemediniz ?

 

projesi olmayan ve tasarlanamayan bir kompleks yapının ilk başta aklı fikri iradesi olmadan bu kadar kompleks bir yapıyı nasıl meydana getirebilir nasıl tesadüfe baglarsınız önünüzde milyonlarca parcadan oluşan bir pazıl var ne oldugunu bilmeden şu aklınızla şu iradenizle hadi bakalım buyrun pazıla ne cıkacak ortaya...tasarı olmadan imalat olmaz kardeş ,hem mahkum olan nasıl olurda hakim olur,bence sorun kbir ve büyüklükte kim neyi isterse allah onu yaratandır bence yönelin ve isteyin tövbe istigfarda kurtuluş

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 5 ay sonra...
  • 1 ay sonra...

Atmosfer tabası olsun havanın miktarı olsun oksijenin miktarı olsun karbondioksit olsun azot olsun ve diyer hava ile ilgili durumlar olsun bunlar birer yazılımdır. Ve sistemli çalışan yazılımlardır.. toprak ve suyun ve havanın olması bir yaşamında olmasının en büyük kanıtlarındandır..dahada önemlisi bunları yazılım halıne getirip bir yaşam kaynağı meydana gelmesini sağlayan bir mühendis olabileceği gerçeğinin olmasıdır..çünkü evrenin tesadüfler sonucu olmuş olabileceği tezini savunanlar daha sonra keşfettikleri bazı deneyler sonucunda gördükleri karşısında hayrete düşüp durup düşünmeye başlamışlar ve bir yaratıcı fikrini benimsemişlerdir.ve deneyler sonucunda tesadüf diye bir şey olmadığı işpatlamışlardır bizzat tesadüflere inananlar tarafından keşfedilmiştir bu gerçek yakın zamanda gelelim diyer konulara özellikle kuranda belirtilen bir durum şöyle demektir..yaratıcının insanoğlunu yaratırken ruhuyla beraber yarattıgını ruhunu ise kendinden bir parça olduğunu ve düşünceyi vereninde asıl ruh olduğunu hayvanları ve bitkileri yaratırken ruhlarını yaratmadıgını sadece bedensel olarak yarattıgını ver bu yüzden bi

tkilerin ve hayvanların düşünme yateneğinin olmadığını ve bu yüzden onların yaratılışını ve kaderini belirleyen yaratıcı olduğu gerçeğini ve nedenden dolayı düşünen varlıklar olarak insanogluna sırf düşündükleri için özgür iradeyle yaratıldıgını bilimsel ve deneysel olarak ispatlandığını söylemek mümkündür..ve mantıklıdır..şimdi sizler eğer yaratıcı varsa onunda ateist oldugunu ispat edicem arladaşlar burasını iyi dinleyin lütfen yaratıcıyı var kabul edersek şu sonuç kaçınılmaz olarak ortaya çıkacaktır..herşeye yaratan bir varlık büyük bir ihtimalle yalnızdır..taratıcı yaratılmadığı için yalnızca kendine tapar ve inanır..hiç kimseya tapmaz hiçbir şeye bağlı kalmaz ..en büyük en kesin güçtür..hiç şüphesiz bnu onun karakteristik özelliklerini oluşturur..evrende bu özelliği barındıran başka bir canlı daha vardır..oda insan dediğimiz ateistlerdir..işte size yaratıcının ateist bir varlık olduğuna dair ..çok farklı bir yorumla ve gerçekçi bakış açısıyla tanrıyı anlatmaya çalıştım..arkadaşlar..bunu aksini savunmak çok mantıksız olucaktır nedeni?bir tanrı varsa dinlerde dahil olmak üzere onun bu özelliklerini en çok bu özellikler oluşturmaktadır..gelelim diyer konulara EVREN İSE BİR YAZILIMDIR..BİLİNMEYEN BİR YAZILIMDIR..DA DİYEBİLİRİZ..aklınızı kullanarak çözebileceğiniz bir yazılım olarak düşünmeyin çünkü psikolojik olarak etkilenmeniz kaçınılmazdır..şimdi eğer bir yazılımsa gerçekten zamanı belirlenmiş kaderi çizilmiş BİR OLASILIGIN SADECE BİR SEFER OLACAĞININ GARANTİSİ VERİLMİŞ YARATICININ 6 GÜNDE TASARLADIGI VE OLDUKÇA ZORLANDIĞI BİR SİSTEMDİR..EVREN..YARATICI İSE 7. GÜN DİNLENMİŞTİR..buda başka bir şeyin ispatıdır..yaratıcının kendi boyutunda sınırlı bir güce sahip olabileceği yönündedir..bu kitaplarda yazmaz çünkü yaratıcı kitap yazmaz evren yaratır..yaratıcıyı aklını kullanarak düşünen bir varlıksa şöyle düşünebilir..evren bir anlık yatatılmıştır..ve asıl gerçek budur yaşam oluşana kadarda evren belirli bir boyuta gelip milyarlarca yıl süren bir evrim sonucunda ve zamanla beraber evrende kaçınılmaz olarakta yaşam başlamıştır..aslında zaman diye ışık diye ısı diye karanlık diye aydınlık diye bir şey yoktur..burası kesindir..fakat gerçekte ne vardır..GERÇEKTE HİÇBİRŞEY YOKSA YARATICI NASIL VARDIR..ve yaratıcı gerçek boyutu dediğimiz boyut hiçbir şey olmayan gerçek olan ana boyuttur diyebiliriz.. ve boyutta yaşamasına izin verdiği insanoğluna müjdelemiştir..ve adına cennet ve cehennem demiştir. bu kelimeler tamamen insan uydurması olup insanların yaratıcıyı algılayamamasından kaynaklanmaktadır..bilimde zaten bu gerçeği ortaya çıkarmak için yaratıcı tarafından oluşturulmuş bir yazılımdır..hiç şüphesiz..asıl gerçek cennet ve cehannem denen boyutun asıl boyutta olan olağan bir durumdan başka bir şey olmamasından kaynaklanan bir gerçektir.. bu gerçeği yaratıcıya bırakmak en mantıklısı olacaktır.insanoglu için ..son olarak bir şey söylemek istiyorum..rüya dediğimizde yazılımın içinde olan başka bir sanal yazılımdır..buna blutut veya wireless bağlantı şeklide diyebilirsiniz..aslında rüyada boyut daha gerçekçidir..ve insan kendisini tam olarak ifade edebildiği bir ortamdır..rüyalar..PACH OF MORFİS!!!!!!!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Allah var (Elhamdulillah)

 

Modern bilimi inkar edemiyoruz

 

o derece keskin

 

"Modern bilim" dediginiz, sozde bilimdir. Yani pseudoscince. Bilimselligi yoktur ve tamamen inanca dayanir. Bilimsellikte ise inanc yer almaz. Cunku gozlem ve olgu ve de evrensel-onay soz konusudur.

 

Tanrinin varligi tartismasi metafizigin, teolojisinin konusudur ve bilimsel icerigi yoktur.

 

Buradaki bilimsellik bu tartismayi yapanlarin sosyo-psikolojik ve toplumsal, kisisel yasam ve iliski ve de duzen ve sistem temelli kurumlasmanin v.s. verdigi gozlemin olgusal ve verisel verileridir. Bunlar da degiskendir.

 

Bu temelde sosyal bilim olarak adlanan bu dalin temelini bilissel bilim olusturur. Cunku bilissellik tamamen insdanoglu fenomenini her turlu yonlendiren numenal yeti degerleri tabulari ve verileridir. Etik basligi altinda toplani ve metafizik ideolojik temelleri vardir. Bunlarin hepsi de inanca dayanir.

 

Genelde bilimsel bakis acisi bu temeldeki tanrinin insanogluizdusumu ve yansisi uzerindeki gozlemdir ve bu da ya teolojik ya da bilissel noncognitivizmdir.

 

Yani tanri kavrami ya non olarak gereksiz, luzumsuz, anlamsiz ihtiyac disi v.s. olarak degerlendirilir, ya da teist olarak erisilmez, algilanamaz, degerlendirilemez, ulasilamaz v.s. olarak degerlendirilir.

 

Buradaki felsefi temel de, non effeble, yani tanri kavrami soylenemez, aciklanamaz temelinde ya nonteizmin ya da teizmin yanasimidir.

 

Bunun disinda kalan her turlu teolojik yanasim akilci inancsal ve ideolojik olarak determinist, indirgemeci ve mutlaktir.

 

Buna da soyle ornek verelim. Bu ornekten once konunun tanri degil; onun eylemi olan tanrilastirma oldugunu hatirlayalim. Bu temelde nesnel tanrilastirma; hyloteizm/panteizm oznel tanrilastirma da deizm, varolusculuk, mistisizm, tasavvuf v.s. temelli nesnelligi olmayan ya da indirekt olan yanasimlardir.

 

Iste bu temelde de diyalektik olarak ya materyalist ya da idealist monizm soz konusudur. Bunlari ic ice geciren dualizm olarak ta panenteizmi soyleyebiliriz.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

bizler hepimiz insanız farklı mantıklarda olmamız bunu deyiştirmez asla sonuçta düşünen hayvanlarız madem öyle bir orta yol bulunması gerekmezmi insanlık için bu araştırmalar ve geliştirmeler bu ortayol için neden yapılmaz da hep kesin bir olgu vardır herkes için herkes içinde öyle olmalı zaten alternetifsizlikten dolayıda diyebilirsiniz buna ya bana komik gelen ne biliyormusunuz ..inananlarla inanmayanlar bunlar bana komik geliyor..inandıkları felsefeler için sonsuza dek şavaşmaya mahkumlar sanki sanki asla bitmiyecek bir mücadele gibi kimbilir belkde hayatın gerçek anlamlarından biri budur olamazmı? bilinmez tabi ama sonuçta kusurlu veya kusursuz olsun bir yapı sonsuza dek mevcut olacak e bu yapıyıda tesadüflere bağlamanın imkansız oldugu ispatlanmış bir zamanda olduğumuza göre geriye bu yapıyı oluşturan nedir ne amaçla vardır ..onu bulmanın zamanı geldi insanoğlu için tabi bu zaman ben karar vermedim ..sizler verdiniz burdaki tartışmalar birgün pratiğe dökülerek arastırma ve geliştirme yolunda dev adımlar olucaktır bir gün hertürlü sürprize açık olmak gerekir insan oglu için çünkü yapılan araştırmalar tanrı üzerine olsun veya tanrısız yaşam üzerine olsun evrene hep baktıgımızda belkide trilyonda bir olasılık ta bulunan bilgilerdir..belkide tanrınn veya olmadıgının ispatı için trilyonlarca yıl da geçebilir ama mantık kep aynı kalıcaktır.. oda araştırma ve geliştirme bunun böyle olmasını sağlayanda bir varlıktır.. adına ne dersen de ben yaratıcı diyorum..ben bazı günlerde yaratıcıya isyan ediyorum ama sonuçta kendime zarar veriyorum..bunu farkettim..ama hayatımda en önemli şeyide farkettim fakat nedenini bir türlü anlayamadım..yari gediğinde bir ateist olabiliyordum yeri geldiğinde bir inanç sahibi olabiliyordum yeri geldiğindede tanrı olabiliyordum.. yeri geldiğindede bir insanın en güzel yanının neye istiyorsa ona inanması gerektiğini anladım..bunu anladıgım günde şunu farkına vardım..ÖZGÜR İRADENİN VAR OLDUĞUNU ve hayatımızı şekillendirdiğini farkettim..ve son olarak şunu farkettim kimsenın kimseyi eleştirmemesini nedeni ise henüz ispatlanmış bir yaşam olup olmadığını keşfettim..PACH OF MORFİS

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

her daim yana yakıla yok allah vardır, yok her yerdedir aman basma dikkat et yok en büyüktür, yok kainatın hakimdir, yok her şeyi bilendir, yok her şeyi görendir, yoktan her şeyi var eden ve yok edecek güce sahiptir diye diye bir yerlerini yırtan müslümanların, bugün libya ya yapılması geç bile kalınmış müdahale karşısında etekleri tutuşmuş bir biçimde ağız birliği etmişçesine batı uygarlığına saldırıp, kendi kumaşından olan insan kasamı müslüman diktatör kaddafi ye sahip çıkmaları karşısında dudaktan dökülmesi artık farz olmuş söylemdir.

 

öyle ya, maden allah var ve her şeyi yapmaya kadir, e o vakit müslüman libya nın tepesine atılan bombaları durdursun, bomba atan uçakları düşürsün, batının libya halkını bir diktatörden kurtarmak için libya topraklarına girmesini engellesin.

 

sen dedin, siz dediniz ya allah var, her yerde, her şeyi gören. görmüyor mudur acep allah müslüman libya nın tepesine bombalar yağdırıldığını. varsa eğer allah korur müslüman libya yı, o bombaları tutar, batının savaş uçaklarını düşürür.

 

neden acep dünyanın en yoksul, yoksun, geri kalmış, doğal afetler ile inleyen, kan gölüne dönmüş ülkeleri islam coğrafyasındadır ? allah neden kendisine inananları bu denli sahipsiz bırakmıştır. hani allah vardı ? yoksa yok mu ?

 

insan denilen şey gerçekten varsa bu savaşları durdursun. hadi bakalım var mıdır bu ? iyi insanlar var mıdır. nato şerefliyse bunu yapmasın, amerika adamsa petroller için girmesin ülkeye, hadi bakalım var mıdır böyle bir şey. adamsanız savaşmayın.

 

insanların yaptıkları hatalardan dolayı allah bunları durdursun denilmesin, insanların kendi akılları var bu allah ın varlığına kanıttır. hadi bakalım.

 

 

allah isteseydi şeytanı ve kötülüğü var etmezdi. zaten bizi bir sınav yaptığı için dünya hayatına kapılıp kapılmadığımızı ölçüyor. gerçek hayat diğer tarafta. allah var, herşeyi görüyor, o her yerde. aksini iddia edenler bu konuları bu platforma taşı*********** sadece kendini rezil ediyor.

 

 

bunların tanrısı sadece deprem yolluyor savaşlara bakmıyor herhalde ...

 

iki dakka sabit durun bu kadar da dönülmez ki ...

 

 

tanrı iyilik ve kötülüğe müdahale etmez. insan aklı, gönderilen peygamberler ve kutsal kitaplarla doğru yolu bulmak zorundadır. bulana mükafatını bulamayana da cezasını verir. bulup kıymetini bilemeyene de daha fazlasını verir.

 

'insan için çalıştığından başka bir şey yoktur' ayetini düşünürsek islama göre yanlış olan düşünce .allah zalim daha çok çalışırsa zalime veririm ve de o zalimliğini yapar demiş .çalışan müslümana zaten vaadi var,ama bugün çalışkan müslümanların sayısı yahudilerin veya hristiyanların sayısına nazaran daha az .sonucunda da filistin,bosna,karabağ,keşmir,afganistan,pakistan,libya .. kan ağlıyor .

 

bütün bu felaketlerden sonra bile kılını kıpırdatmayan müslüman sözde müslümandır .allah da o müslümana yardım etmez .allah günde 3 saat uyuyup 21 saat görevinin başında olan yavuz sultan selimlerin arkasındadır,klavye müslümanlarının değil .alıntı dediğin böyle olur..PACH OF NEO!!!!!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bilimsellikte ise inanc yer almaz.

 

bu insani cildirtir .. Darvin once cildirdi sonra teorisini din olarak benimsetti ..

 

 

sana bi ornek ;

 

100 de 100 bilimsel bi bakis acisina sahip olucaksan eger ; artik senin icin hicbiseyn anlami kalmicaktir ..

 

 

bi sarki ancak beynin yorumudur ; gercekte o sarki anlamsiz dalga boyudur dis alemde .. beyin o ezgilere bir anlam veriyor ve muzik ruhun gidasi oluyorsa da ; bilimsellik on plandayken o sarki ancak bir anlamsz dalga boyu hukmundidir ';

 

sonra kulak ; gelen dalgalari beyne ileten bir alicidan baska bisey degildir ; kulak anlamli sey duymaz : )) sadece ileticidir ..

 

beyin ise o dalgalari isler ve ruh anlam katar ! sen ruhu cikar ! cunku ruhun kattigi anlam inanctir .. bunu sen yok saymalisin anlattigin seylere gore ..

 

 

 

 

 

sonra gormeye gecelim ;

 

goren goz degildir !

 

goz kamera mercegi gibi cansizdir ; gozun tek bir amaci vardir isigi kirip ; goruntu nakli yapmak !

 

gozun gordugu hicbisey kesin olmamalidir cunku goruntu 41 farkli yerden yansir ... kavanozdaki goz de canlidir ; insan gozu de .. kavanozdaki gozun islevselligi ile insandakinin islevselligi aynidir, iletir birakir gerisine karismaz

 

koyun gozu de esek gozu de ayni kalitede isler .. isigi kirar ve beyne iletir ...

 

 

goz, bilimsel bakildiginda insana dehset veren bir organa donusur ; ama sen bakislardaki manayi, ciddiyeti , muzipligi , sevkati yok saymak durumundasin cunku bunlar goz icin inanca girer ... bilim gozdeki manayi ve derinligi cozemez ..

 

 

 

 

 

sen diyosun ki bilimsellik !

 

 

 

DOTUM ;

 

tam anlami ile bilimsel olabilmek insani zamanla oldurur ! farkina varamaz o ... once suuru gider , sonra surekli ayni seyleri vurgulamaya baslar ..

 

halbuki olmustur .

 

 

insan inancsiz yasayamaz ... yasarsa da artik ruhu kutsalligini yitmeye baslar ..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

bu insani cildirtir .. Darvin once cildirdi sonra teorisini din olarak benimsetti ..

.

.

.

insan inancsiz yasayamaz ... yasarsa da artik ruhu kutsalligini yitmeye baslar ..

 

Bence sen once bir bilimselligi tad, algila, bilinc ve farkina var. Ondan sonra tekrar bakariz. Yani once su inancinin sinirlarini bir sorgula. Inandigin her ne ise onu builimsel olarak bir kontrol et. Mantiksal olabilirlik olasiligi olarak her seyi degerlendir ondan sonra su an bilimin epistemolojik olarak ortaya koyamadigi bir seyin var oldugunu dusunuyorsan da, o konuda inancini koru ama unutmaki o inanc bilim onu curutene kadar gecerlidir ve sadece senin icin gecerlidir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Yani once su inancinin sinirlarini bir sorgula.

 

gel senin kendi inancinin sinirlarini bir sorgulayalim ;

 

simdi sana bir alinti yapicam iyi okumani rica ediyorum merak etme oldukca surukleyici

 

 

(detaylara girmiyorum dogal dengeyi az cok biliyosundur .. )

 

 

Birçok canlı kendilerine gelebilecek zararları çok iyi tahmin edip, çok değişik korunma yöntemleri üretecek yeteneklere sahiptir. Örneğin biraz önce anlattığımız termitler, yuvalarının duvarlarını kazmayla bile kırılamayacak kadar kalın ve sert yaparlar. Dokumacı kuşlar ise yuvalarının girişlerini baş düşmanları olan yılanların içeri girmesini engelleyecek şekilde inşa ederler. Bazı örümcekler de yuvalarının içinde çeşitli odacıklar yapar ve içeri girmeyi başaran diğer hayvanları bu odacıklarda hapsederler.

 

Arıların yuvaları da özel bir koruma altındadır. Kovanın bekçiliği ile görevlendirilmiş olan arılar, kovana kendi kolonilerinin üyelerinden başka hiç kimseyi almazlar. Nöbetçi arının yerinden ayrılması durumunda ise hemen başka bir işçi arı gelir ve kovan kapısındaki nöbeti devralır. Üstelik nöbetçi arılar bu koruma işlemini kendi canları pahasına yaparlar.

Kunduzlar da yuvalarını su altına inşa ederler. Bu yuvalara girebilmek için sadece yuvayı yapan kunduzun bildiği gizli bir tünelden geçmek gerekir. Tünelin sonunda kunduzların yavruları ile birlikte yaşadıkları gizli odaya ulaşılır.

Bu birkaç örnek bile canlıların ne kadar akıllı davrandıklarını, korunmak için nasıl etkili yöntemler kullandıklarını anlamamız için yeterlidir. Ayrıca dikkat ettiyseniz, düşmanlar farklı cinsten canlılar da olabilmektedir. Buna rağmen bütün canlılar düşmanlarını çok iyi tanımakta ve onları engelleyecek şekilde güvenlik önlemleri alabilmektedirler. Bir termitin ya da bir kuşun -aklı olmamasına rağmen- başka bir canlının özelliklerini bilmesi çok hayret vericidir.

 

 

Bunu daha iyi anlamak için kendinizi düşünün. Hiç tanımadığınız, daha önce hiç görmediğiniz bir hayvanın ne gibi özellikleri olduğunu bakar bakmaz anlayabilir misiniz? Ne yer, nasıl avlanır, neden korkar bilebilir misiniz? Tabi ki hayır. Bunları bilmeniz için ya bir kitabı açıp bu canlıyla ilgili bilgileri okumanız ya da birinin size bu canlının özelliklerini anlatması gerekir. Peki öyleyse hayvanlar nasıl olup da başka canlılar hakkında bilgi sahibi olurlar? Önce düşmanlarının hangi hayvan olduğunu bulup, onun davranışları ve avlanma yöntemleri hakkında araştırma yapıyor olabilirler mi? Sonra da buna göre nasıl önlem almaları gerektiğini düşünüyor olabilirler mi? Elbette ki olamazlar. Hiçbir hayvan araştırma yapacak bir akla ve yeteneğe sahip değildir. Hayvanların düşmanları hakkında tesadüfen bilgi sahibi olduklarını düşünmek de çok mantıksız ve saçmadır. Çünkü ilk denemelerinde başarısız olmaları demek bu canlıların ölmesi demektir.

 

 

 

 

iste benim inancimin temeli bu sorgulama sekline dayanan hikmetli ve ilmi duzeydedir ...

 

 

 

seninki ise son derece akli orten ; bilimi son derece olagan bir seymis gibi gosteren yasalarin derlenmesi ile bir dialektik bakis acisina sahip kasvetli birsey : ))

 

 

 

 

 

 

 

 

Inandigin her ne ise onu builimsel olarak bir kontrol et.

 

bunu benim gibi birine solemen hic olmadi : ))

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Allah var midir ne yapmistir : ))

 

bu basligi takip etmeye karar verdim ...

 

alintilarla tabi : ))

 

 

Su yüzeyine yakın yaşayan bazı canlılar hem su üzerinden, hem de dipten gelebilecek tehlikelerle karşı karşıyadırlar. Bu canlılar hiç akla gelmeyecek bir savunma sistemine sahiptirler, bu canlıların renkleri şeffaftır. Resimlerde de gördüğünüz gibi bu özellikleri sayesinde düşmanları tarafından fark edilmezler. Yengeç, karides ve balık yavruları da bu şekilde, şeffaf olarak yaratılmışlardır.

Bu küçük canlıların, kendi kendilerine yaşadıkları yerin durumunu belirleyip ona göre bir renk almış olamayacakları çok açıktır. Ayrıca bu hayvanlar kendilerini korumaları gerektiğini nereden bilmektedirler? Etrafta düşmanları olduğunu ve şeffaf oldukları takdirde fark edilmeyeceklerini nasıl bilebilirler?

Herşeyi kusursuz bir şekilde yaratan Allah, bu küçük ve savunmasız canlıları da mükemmel bir şekilde yaratmıştır. Allah koruyan, gözeten ve muhafaza edendir. Sonsuz şefkatli olan Rabbimiz tüm canlılar için özel bir korunma yöntemi yaratmıştır. Bu canlılar da şeffaflıkları ile korunmaktadırlar. Allah bütün canlıları eksiksiz yaratandır. Rabbimiz herşeyi en mükemmel şekilde yarattığını ayetlerinde bize şöyle haber vermektedir:

 

O, biri diğeriyle 'tam bir uyum' (mutabakat) içinde yedi gök yaratmış olandır. Rahman (olan Allah)ın yaratmasında hiçbir 'çelişki ve uygunsuzluk' (tefavüt) göremezsin. İşte gözü(nü) çevirip-gezdir; herhangi bir çatlaklık (bozukluk ve çarpıklık) görüyor musun? Sonra gözünü iki kere daha çevirip-gezdir; o göz (uyumsuzluk bulmaktan) umudunu kesmiş bir halde bitkin olarak sana dönecektir. (Mülk Suresi, 3-4)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

gel senin kendi inancinin sinirlarini bir sorgulayalim ;

.

.

.

bunu benim gibi birine solemen hic olmadi : ))

 

Bak sana bilimsel bakis acisi ile inancsal bakis acisi farkini kisaca izah edeyim.

 

Bilimsel olan;

 

Insanogluna bir fenomen yasnsiyor ve gozlem veriyor. Insanoglu bu fenomeni beyninde algiliyor ve var isareti veriyor. Sonra o var isareti verdigi fenomen ile yarattigi kavrami ozdeslestiriyor ve mesela "agac" diyor. Ondan sonrada bu agaci, kendi algisi, ve beyin yetisi ile vucut temasi ile, teknigi ve verileri ile inceliyor, irdeliyor v.s. sonrada neyi gozlemlemis ise bu agac hakkinda onu kavramsal bilgi olarak ortaya koyuyor.

 

Inancsal olan;

 

"Bu agac kendikendine burada olamaz, onu oraya koyan bir guc var, ya da onu olduran bir guc var v.s. iste bu guc tanri, akilli tasarimci, yaratan, yaratici v.s." Ozel bir din felsefesi olan islam icin de Allah.

 

Eger istersen her iki farkli bakis acisini daha da detaylandirabilirim. Kisaca bilimsel olan gozleme dayanir, inancsal olan aklin yaratimina ve gozlem vermeyen inanca dayanir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kisaca bilimsel olan gozleme dayanir, inancsal olan aklin yaratimina ve gozlem vermeyen inanca dayanir.

 

 

e tamam ben seni zaten hakli buluyorum ;

 

ama

amasi var ;

 

bilimsel gozlemden bir sonuc cikar ... o sonuca da herkes ulasamaz ;

...

 

ben bu konuya kucuk kucuk alintilarla devam edeyim ;

 

Yol kenarında inşa edilmiş bir bina kompleksi düşünün... Önünden geçerken bu bina için "tesadüf eseri ne kadar da mükemmel olmuş" der misiniz? Elbette ki böyle mantıksız bir şey aklınıza dahi gelmez. Aksine gördükleriniz, binanın bir mimar tarafından ne kadar titizlikle çizildiğini, mühendisler tarafından ne kadar kusursuz planlandığını, tasarımcıların kullanım kolaylığına yönelik ne kadar çok detayı düşündüklerini aklınıza getirebilir. Akıl ve mantık sahibi bir kimse, aynı şekilde hücredeki kompleks tasarım için de onu yaratan Rabbimiz'in ilmini, aklını, gücünü düşünüp, takdir edecektir.

 

 

 

Canlı bir hücre tüm bilim adamlarını hayranlık içinde bırakan bir yaratılış harikasıdır. Elektron mikroskobu ile incelendiğinde hücrenin içinde arı kovanındaki faaliyetleri andıran çok hareketli bir yapı olduğu görülebilir. Tıpkı yüzlerce arının ölüp, onların yerine yenilerinin gelmesiyle kovandaki yaşamın devam etmesi gibi, vücutta da her gün milyonlarcası ölen hücrelerin yerlerine yenileri gelir. Ve milyarlarca hücre insanın vücudunu yaşatmak için birlikte ve uyum içinde hareket ederler.

 

İnsan vücudundaki bu görünmez yapıları bir şehir merkezine benzetmek mümkündür. 100 trilyon hücrenin her biri, etrafı duvarla çevrelenmiş bir şehir gibi tüm ihtiyaçlarını karşılar, enerji üretir, haberleşme, nakliye ve güvenlik birimleri barındırır. Santral birimleri hücrenin enerjisini, fabrikalar proteinleri ve hayati önem taşıyan kimyasalları üretirler. Kompleks nakliye sistemleri ise bu kimyasalları hücrenin içerisinde bir noktadan diğer bir noktaya ve gerektiğinde hücrenin ötesine taşırlar. Barikatlardaki nöbetçiler de ihraç ve ithal piyasasını denetlerler ve muhtemel tehlike işaretlerini almak için dış dünyayı gözlerler. Disiplinli biyolojik ordular istilacılarla savaşabilmek için hazır bir durumda beklerken, "merkezileşmiş genetik hükümet" de düzeni sağlar.15

 

 

Hücre içi ulaşım sistemi de oldukça komplekstir. Hücreler kendi içlerinde birçok bölüme ayrılmıştır ve aralarında büyük bir uyum içinde işleyen bir iş bölümü mevcuttur. Bu bölümlerin bir kısmı besin depolarken, bir kısmı enzim ve protein üretir ve birbirleri arasında geçiş sağlarlar. Örneğin hücre içinde bazı besinler, kullanıma geçmek üzere moleküler kamyonlara yüklenirler. Her bir kamyon varacağı noktanın kilidini açacak bir anahtara sahiptir. Böylece bir kısım proteinler de, yükleme limanları gibi hareket ederek, kamyonları açar ve içindekileri varış kompartımanına boşaltırlar.161718

Hücredeki indirgenemez komplekslik, sistemin çalışması için aynı anda pek çok unsurun kusursuzca var olması koşulunu öngörür. Bu durumda tesadüflerin sistemin tüm parçalarını bilinçli bir şekilde, akıl, bilgi ve düzen gerektiren görevlerini yapar şekilde bir kerede var etmesi gerekmektedir. Ancak bütünü oluşturacak olan parçaların da son derece kompleks yapıda oldukları düşünülürse, bu durumda basitten komplekse doğru aşamaların olamayacağının göz ardı edilmemesi de gerekir. Çünkü bu parçaların varlığından, ancak tümü birarada olduğunda söz etmemiz mümkündür.

 

Kaynak: HY

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.