Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

******** HIRSIZLAR... (Bu memleketin yüzde 99’ı Müslüman ama yüzde 60’ı hırsız. Böyle şey olur mu? Müslümanız diyoruz ama yalancılık, üçkağıtçılık bi)


DİPNOT

Önerilen İletiler

Sayın Dipnot bugüne kadar hiç yazmadığım birşey yazacağım bu iletinize karşın..

Bakın İslam dinine göre, bir hükmü bir imani esası reddetmek imanın gitmesine sebeptir..

Sizin inancınız nedir net olarak bilmiyorum fakat..

Bir melek görmedim fakat meleğin var olduğuna inanmak zorundayım..

Bunun adını ne koyarsanız koyun ben böyle yapmak zorundayım..

Ahiret hayatına inanıyorum ve ahiret hayatımı berbat etmeye hiç niyetim yok..

Aslına bakarsan melek yoktur demiyorum dikkat edin..

Varlığına inanıyorum fakat yakin iman yani görerek değil..

Ama beyazı siyah yapmaktan kastım inançlar konusunda değil..

İnançlılığı yada inançsızlığı tastik boyutunda bazı bilimsel gerçeklerin gözardı edilmesi olaylarından bahsediyorum..

Birde kabüllenmeme gibi bir kötü huyumuz var, yani arkadaşım tamam bu konuda sen haklısın diyemiyoruz bir türlü..

Örneğin bir hücrenin kendi kendine oluşma ihtimalinin sıfır olmasına rağmen, kırk türlü kelime varyasyonlarıyla bunun böyle olmadığı, yada benim Konya-Meramda bir buluş yapayacağımın garanti görülmesi gibi şeyler..

 

 

Saygılar..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • Cevaplar 137
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Sayın Dipnot bugüne kadar hiç yazmadığım birşey yazacağım bu iletinize karşın..

Bakın İslam dinine göre, bir hükmü bir imani esası reddetmek imanın gitmesine sebeptir..

Sizin inancınız nedir net olarak bilmiyorum fakat..

Bir melek görmedim fakat meleğin var olduğuna inanmak zorundayım..

Bunun adını ne koyarsanız koyun ben böyle yapmak zorundayım..

Ahiret hayatına inanıyorum ve ahiret hayatımı berbat etmeye hiç niyetim yok..

Aslına bakarsan melek yoktur demiyorum dikkat edin..

Varlığına inanıyorum fakat yakin iman yani görerek değil..

Ama beyazı siyah yapmaktan kastım inançlar konusunda değil..

İnançlılığı yada inançsızlığı tastik boyutunda bazı bilimsel gerçeklerin gözardı edilmesi olaylarından bahsediyorum..

Birde kabüllenmeme gibi bir kötü huyumuz var, yani arkadaşım tamam bu konuda sen haklısın diyemiyoruz bir türlü..

Örneğin bir hücrenin kendi kendine oluşma ihtimalinin sıfır olmasına rağmen, kırk türlü kelime varyasyonlarıyla bunun böyle olmadığı, yada benim Konya-Meramda bir buluş yapayacağımın garanti görülmesi gibi şeyler..

Saygılar..

Bu açıklamaların karşısında sizi daha da iyi anlıyorum sevgili xlark tades...

Bana göre ise durum çok farklı şöyleki;

Bu toplumun temel hedefinin ''dinsel âlem'' in baskısından kurtulup (yani öküzün boynuzundan indirilmiş) ''maddi dünya'' ya çekmek, düşünen beyinler yetiştirmek olması gerçekçiliğidir. Sonuçta boş inançların yerini akıl ve bilim almalı, uygarlaşmanın temel yöntemi araştırma, inceleme, ''değişim'' yoluyla da toplumun çağdaşlaşması sağlanacağı gerçeğine olan sıkı sıkı bağlanmasıdır...

Yoksa bilimsel bir toplum yaratma gücü bilinçsizce kırılmakta ve kemirilmeye çalışılmaktadır..

Kimse kendi emellerini, beklentilerini, programları ve geleceğin yaradanan inisafiyetine bırakmamalı ve bırakılması kabul edilemez....

Son yıllarda toplumun bilincine kadercilik, tevekkül, boyun eğme, rıza gösterme gibi mistik değerleri aşıladılar ne yazıkki.

Atatürk 'ün deyişi ile ''Din daima siyaset aracı, menfaat aracı, istibdat aracı yapıldı. Bu hal Osmanlı tarihinde böyle idi, Abbasiler, Emeviler zamanında böyle idi.''

Fakat tarihsel durumları ortadır..

Bu yazgı toplumlar olduğu kadar tek tek insanlar içinde kaçınılmazdır...

O nedenle bence akıl, bilim yolundaki ivme yittikçe hepimizin içinde bulunduğu karanlık süreç kaçınılmazdır...

Ama bakıyorum siz bizi anlamakta ve hala bu tür yaklaşımlar ile ideolojik köleliğin olduğu gibi dini köleliğinde savunuculuğunu yapıyorsunuz...

Benimde bir inancım tabiki var ama..

Asla bahsettiğiniz kur'anın her türlü yazısın kabul ederek olmayacak, olamaz...

Çünük bilirim ki bu beni dahima kulluğa götürecektir ve kendimi bırıkanız cemaati, tahrikatı vb. yaratan ve peygamberine dahi kulluk edemeyeceğim bir kişiliğim var ve ben kendime yabancılaşamam, kendime olan saygımın yitiremem...

Benimde sizden farklı alarak kişisel duruşum bu...

Dost sevgilerimle...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sevgili Dipnot..

Bahsettiğiniz bir inançta değilim ve tasvip etmiyorum..

O söylediğiniz olgular ortaçağ Avrupasındada vardı..

Ve dünya öküzün boynuzundan ineli çok oldu..

Ve indirende Kur'an-ı Kerimdi..

Daha sonra daha teknik ilk bilgiler İslam alimlerinden gelmiştir.

Bkz.. ilgili ayetler, yörüngeler vs..

İslam bilme glişime hiç bir zaman ayak bağı olmamıştır, fakat insanlar islamı yanlış yaşayarak kendilerine ayak bağı yapmışlardır..

Çağdaşlıktan modernlikten anladığınız kadının açılması ise burada hemfikir olamayız..

Bu olayların çağdaşlıkla alakası yoktur..

Ama bana diyinki, "islam şu bilimsel gerçeğe ayakbağı oluyor" bakar incelerim ve gerçekten ayakbağı ise gerekeni yaparım..

 

Saygılar..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sevgili Dipnot..

Bahsettiğiniz bir inançta değilim ve tasvip etmiyorum..

O söylediğiniz olgular ortaçağ Avrupasındada vardı..

Ve dünya öküzün boynuzundan ineli çok oldu..

Ve indirende Kur'an-ı Kerimdi..

Daha sonra daha teknik ilk bilgiler İslam alimlerinden gelmiştir.

Bkz.. ilgili ayetler, yörüngeler vs..

İslam bilme glişime hiç bir zaman ayak bağı olmamıştır, fakat insanlar islamı yanlış yaşayarak kendilerine ayak bağı yapmışlardır..

Çağdaşlıktan modernlikten anladığınız kadının açılması ise burada hemfikir olamayız..

Bu olayların çağdaşlıkla alakası yoktur..

Ama bana diyinki, "islam şu bilimsel gerçeğe ayakbağı oluyor" bakar incelerim ve gerçekten ayakbağı ise gerekeni yaparım..

 

Saygılar..

 

Bilim ve din hiçbirzaman at başı koşmaz sevgili xlark tades...

Yani bilimin dine dayanarak bilim üretmez, din ile birlikte doğa olaylarına bakmaz..

Din bir inanç biçimidir...

Diyorsunuz ki bakınız ayetler falanlar filanlar..

Diyorsunuz ki İslam gelişmeye ayak bağı olmamıştır...

Diyorsunuz ki kadının açılmasını bizden beklemeyim...

Dünya bize bu düşüncelerden dolayı gülüyor ve bu düşünceler sayesinde de gülünç duruma düşürülüyor bu ülke...

Gerçekten üzücü...

Üstelik din konusunda bir uzmanlığınız ve bir kariyeriniz bile yok iken bizleri burada oyalayıp duruyorsunuz...

Bu nedenle biz sizin gibi asla inanmayız ve inanamayız...

Görüşülecek, konuşulacak daha fazla birşey bulamıyorun...

Ve yaptığımız mücadelenin ne kadar aklı ve kutsal olduğunu görüyorum...

Sevgilyle kalın...

 

Saygılarla..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ben nerede bilim dine dayalı hareket eder dedim..

Allah aşkına siz neden her seferinde benim yazmadıklarımı bana atfediyorsunuz..

Sana sadece daha ortaçağda yani miladi 1400 yıllarında dünyanın öküz boynuzunun üzerinde olduğuna inanaların bulunduğu bir zamandan 800 yıl evvel Kur-an'ı Kerim ayetlerinde dünya ay ve güneşin belli yörüngelerde hareket ettiğini ve bunların boşlukta durduklarını anlatan ayetlerin varlığından bahsettim..

Herneyse..

Sizi meşkul ediyoruz demek öyle mi..?

Şöyle bir bakın bakalım başlıklara, din hakkında başlıkları en çok teistlermi açmış ateistler mi..

Din ve bilim ayrı ayrı şeyler olmasına rağmen, aynı kategoriye sokan sizlersiniz..

Din bilimsel değildir diyen sizlersiniz..

Ee siz böyle savlarla karşımıza gelirseniz elbette bizlerede cevap hakkı doğacaktır..

Arkadaşım ben inanıyorum ve inancımıda kimse sorgulayamaz, yazışmak istersen devam istemezsen kimseyi zorla yazışmaya davet etmiyoruz..

Lütfen hem hayata hemde foruma bakarken biraz daha objektif olnuz ve az daha dikkatli okuyunuz..

Hem kaç kez benim yazdıklarıma cevap vermeme kararı almıştın..

 

 

 

Saygılar..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Neyse sevgil xlark tades...

Senden bir ricam olacak...

Açmış olduğun bir topic vardı ve insanları analiz ediyorsunuz...

Hakikaten orada çok başarılısınız ve üretkensiniz...

Tabiki insanın heryerde başarılı ve üretken olması beklenemez...

Bu haksızlık olur...

En azından da bizlere...

Sevgiyle kalın...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Benimde senden bir ricam olacak sevgili DİPNOT..

Senin forum muhabirliğini çok beğeniyordum..

Hani on-line haberler aktarıyordun bizlere..

Bizlerde çok mutlu oluyorduk..

Tabiki her insan her yerde aynı başarıyı yakalayamaz..

Habercilikteki başarına hayran olduğumu unutma ama..

Vay bee bir zamanlar sadece canuqur ve ben tartışırdık buralarda...

Bağdakini kovar deyimi tekerrür etti az önce..

Ve son sözü hep dostsevgi olan birinin bunu yapması çok üzdü beni..

Oysa hep kendi derdi kişileştirmeyelim ve fikirlere fikirlerle cevap verelim diye..

Herneyse buralarda çok şeylere şahit olduk ve şahit olacağızda..

 

 

Saygılarımla..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

memleketin %99 müslüman ama %60 hırsız diyorsunuz ve bunun sonucunda müslümanlar hırsızdır mı demek istiyorsunuz?

 

müslümanlık kimine göre bir etiket kimine göre yaşam biçimidir. müslümanlığı tc kimlik kartında islam yazılı olmakla sınırlı tutarsanız o zaman bu istatistikten çok daha fazla sonuç çıkar. sizlerinde kimliğinde islam yazıyor değil mi?

 

ateistlerin %90'ı islamı araştırdığını iddia eder, oysa tamamen açık aramak ve doğruları saptırmak amaçlı bir araştırmadır bunlar. burada yapılan istatistikten de belli olmakta.

 

memleketin %70'i cahil demiyorsunuz, 80 yıldır emperyalizmin oyunlarıyla halkımız özellikle cahil bırakılmıştır demiyorsunuz, ister inançsal, ister ahlaksal, ister insani değer, ister bilimsel eğitim bakımından ele alın millet bütün bu değerlerin özünden uzaklaştırılmıştır. Mustafa Kemal'den önce kutsal kitabını bile ana dilince okuyamamış bir milletin, özellikle arablaştırılmış bir milletin, halen günümüzde bile Kuran'dan bihaber yaşamakta olan dindar insanlar var olduğunu göz ardı edip, hurafeye, dogmaya, hadis adı altında yanlışlara alıştırılmış insanların bunlardan eğitimsiz kurtalamayacağını biz biliyoruz. (dogmadan kastımız İslam değildir, islam dogma değil bilakis akılla idrak edilen üzerine binlerce felsefe kitabı yazılan Allah'ın hak dinidir) ama islamın içerisinde yerleşmiş dogmatik düşünceler ve fikirler insanları cahil bırakmıştır. ve cahil halk bazı dalkavuklar tarafından kullanılmıştır.

 

ülkemizde ki hırsızlığın bir sebebi de, yine emperyalist sömürgecilerin ülkedeki asayişi bozarak, halkta bir boşluk ve korku yaratma isteğidir. pkk'nın sebebi neyse, kapkaçın, hırsızlığın sebebide odur. ama siz bunlarla ilgilenmezsiniz, meseleyi ne yapar eder müslümanlara mal edersiniz.

 

1200-1500 yılları arasında müslüman bilim adamları yetişmiştir ve günümüz bilimine ışık tutan araştırmalar ve tespitler yapmışlardır. batı dünyası engisizyon ile bilim adamlarını keserken islam olanlar bilim adamlarına özel ihtimam göstermişlerdir. müslümanlar bilim adamlarını kesmemiş, yakmamış, öldürmemişlerdir. günümüzde bilim insanı yetiştirememizin çok fazla sebebi var.

 

selametle

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Tekrar edeyim anlaşılmadı herhalde söylediklerim

............

şayet anlattığın gibi ise bu arkadaşlarla yazışmanın bir anlamı yok dünyada ki en zor iş sabit fikirleri kırmaktır.

Söylediğin şeyin tam aksi olan, inançların, dogma, değişmez ve sabit fikirler olduğudur.

Bilimsel olgular ise güncel doğrulardır. Diyalektik gelişmelere göre değişmektedirler.

Galiba bilmediğinizden böyle konuşuyorsunuz. Bilmemek ayıp değil ama.....

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Söylediğin şeyin tam aksi olan, inançların, dogma, değişmez ve sabit fikirler olduğudur.

Bilimsel olgular ise güncel doğrulardır. Diyalektik gelişmelere göre değişmektedirler.

Galiba bilmediğinizden böyle konuşuyorsunuz. Bilmemek ayıp değil ama.....[/size][/b]

 

Birde şu var galiba sevgili bilimselci...

Müspet bilimlerden nasibini almamış doğma düşünce hiçbir zaman değişmez ve değiştirilemez...

Çünkü sorgulama, araştırma gibi bir dertleri olmadığı gibi felsefe ve mantığında çok geresindedirler...

Dolayısıyla bence pratiğin teorisini oluşturabilmek ve toplumsal gelişmeye ayak uydurabilmenin temelini yakalayabilmek için bireysel ve toplumsal hedefin / hedeflerin tamamıyla bilmeye, öğrenmeye ve akılcı yaklaşıma ihtiyaç duyulur...

Ki bu da talep edilen bir olgudur..

Aksi bilimsel olarak tamamıyle kulluktur...

Günümüz ne yazıkki buna çok müsaittir ve gelecekte var olabilmek için ve geleceğin Türkiyesini oluşturabilmenin temelinde sürdürülebilir bir düşünsellik için ise tamamıyle araştırma, gelişmeye açık, sorgulayan bir beyin, felsefik ve mantıksal yaklaşımı yaşam biçimi halen getirmiş kişilerle oluşmalıdır yoksa bunun dışındaki düçüncelerle girilen ikilem bizleri fasit daireden (kısır döngüden) öteye götürmez...

Çabanı anlıyor ve verdiğin emeğe saygı duyuyorum...

Dost sevgilerimle...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ganimet nedir bana bir açıklayın yanlız bunu ikiye ayırın maldan ganimet nedir, insandan ganimet nedir?

 

Ganimet kelimesinin ... Sözlük anlamına baktığımız zaman, Savaşta düşmandan alınan mal şeklinde olduğu görülür..

 

Cariye ise kadın köle demektir. Peki, insandan ganimet olurmu..?

 

Kadın da bir insansa, kadından ganimet olur mu ?

 

Ahzab 50, İslam'ın, kadınlar hakkında belli bir kafa yapısı ve anlayışını yansıtması açısından çok önemlidir.. Bu nedenle bu ayet tek başına incelenmelidir..

Bu ayet, “Allah’ın sana ganimet olarak verdiği ve elinin altında bulunan cariyeleri..” ifadesiyle başlar.. Bu tanıma göre, Kuran'daki Allah, gece baskınlarında elde edilen kızları bile bir mal olarak görmekte ve ganimet olarak nitelemektedir..

 

Buna benzer bir ifade biraz daha farklı olmakla birlikte Tevrat'da vardır.

Tesniye 21/ 10-14

Esirler içinde güzel bir kadın görür, onu arzu edip evlenmek istersen, onu evine getirip saçlarını ve tırnaklarını kestirecek, senin evinde oturacaktır. Savaşta ölmüş babasına, anasına tam bir ay ağlayacaktır ve ondan sonra ona yaklaşacaksın, kocası olacaksın, şayet hoşlanmazsan o zaman canı nasıl isterse salıvereceksin.

 

Tevrat'da görüldüğü gibi düşmanların karılarını almak İslam öncesinde de vardır. Burada savaşta kocası ölen kadının ortada kalmaması için, böyle bir uygulamaya gidildiği düşünülebilir. Ancak, dikkatli okunacak olursa ayet, savaşta kocaları ölen kadınlara sahip çık, dememektedir, erkek savaşta kocası ölen kadından hoşlanmazsa o kadını bırakabilir.

 

Kuran'da ise, ganimet olarak elde edilen kadınların, o kadını esir edenler tarafından istenildiği gibi kullanılmaları Allah tarafından onaylanmaktadır.

Allah yücedir, Allah kullarını esirger, korur... Allah merhametlidir.. Kuran bu ifadelerle doludur.. Ancak, o masum kızlar Allah’ın kulları değilmidir ki Allah bu hiç suçu olmayan masum kızları mal gibi ona buna verir ve helal eder..?

 

(...) Kadın bir ganimet olarak görülmekte ve cariye yapılmaktadır..

 

Bu masum kızların hiçbir suçu yokken, sırf gece baskınlarında veya savaşlarda ele geçirildikleri için ganimet olarak tanımlanmalarını hangi vicdan onaylayabilir..? Hele böyle bir onayın Tanrı tarafından gelmesi mümkünmüdür ?

 

Bir an düşünün ki, bir gece baskınında, yakınlarınız İslami birlikler tarafından ganimet olarak alınıyor, İslam Peygamberi ve yandaşlarına cariye oluyor.. İnsanların neler hissedebileceğini sormaya gerek yoktur. İslam inanırlarının, herşeyden önce vicdanlarını dinleyerek bu sorulara samimi olarak cevap vermeleri gerekir..

 

Her ne kadar bazı İslami düşünceler kabul etmek istemeseler de, bize okullarda gösterilmeyen, Türklerin 8. Yüzyılda Müslümanlaştırılmaları ile ilgili tarihimize bakıldığında da, nice masum Türk kızının müslüman Araplar tarafından ganimet olarak alınarak cariye yapıldığını görürüz.. Onların, kendi hayatlarını kendi hür iradeleri ile kurmaya hakları yokmuydu sorusuna, İslami zihniyet, yoktu, çünkü İslam'ın yayılması için Allah onları ganimet olarak verdimi diyecektir..? Sanki, koyun veriyorsunuz.. Bu yükümlülük Allah için doğrumudur?

 

Kuran cennetlerinde erkeklerin cinsel ihtiyaçları için ikram edilen kadın, dünyada da, pek farklı olmayan bir şekilde erkeklere ikram edilmektedir.Her ne kadar din adamları, bu tür ayetler için akla hayale gelmeyen kılıflar bulmaya çalışsalarda, yukarda çeşitli meallerden örnekleri verilen Ahzab 50 ayet, çok açık bir ifadeyle bir defa daha belirtir ki, kadın erkeğe verilen bir ganimet, bir maldır..

 

Ancak, ne garip ve acıdır ki, 3. Millenium'a giren dünyamızda, ülkemiz dahil, bütün İslam ülkeleri bu ayetlerin Allah kelamı olduğunu zanneden ve böylece kabul eden milyonlarca İslam inanırı kadınla doludur..

 

 

Kaynak:geocities.com/IslamPencereleri/kadin_ganimet

 

"Diyanet Vakfı Meali

Ahzab / 50 .

 

Ey Peygamber!

 

Mehirlerini verdiğin hanımlarını,

 

Allah'ın sana ganimet olarak verdiği ve elinin altında bulunan cariyeleri,

 

amcanın, halanın, dayının ve teyzenin seninle beraber göç eden kızlarını sana helâl kıldık.

 

Bir de Peygamber kendisiyle evlenmek istediği takdirde,

 

kendisini peygambere hibe eden mümin kadını, diğer müminlere değil, sırf sana mahsus olmak üzere (helâl kıldık).

 

Kuşkusuz biz, hanımları ve ellerinin altında bulunan cariyeleri hakkında müminlere neyi farz kıldığımızı biliriz.

 

(Bu hususta ne yapmaları lâzım geldiğini onlara açıkladık) ki, sana bir zorluk olmasın.

 

Allah bağışlayandır, merhamet edendir. "

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sevgili Gecekuşu "gece baskını" tanımlamanıza katılmıyorum..

Durup duruken savaşmakta yoktur..

Sadece savunma amaçlı savaş vardır..

 

Saygılar..

 

Evet sevgili sedat...

 

O zaman senin itirazını haklı görerek şunu yapabiliriz...

 

"gece baskını" tanımlamasını kaldırarak o cümleleri tekrar yazalım...

***

 

(...) Ahzab 50, “Allah’ın sana ganimet olarak verdiği ve elinin altında bulunan cariyeleri..” ifadesiyle başlar..

 

Bu tanıma göre, Kuran'da Allah, savaşlarla elde edilen kızları bile bir mal olarak görmekte ve ganimet olarak nitelemektedir..

 

 

(...) ganimet olarak elde edilen kadınların,

 

o kadını esir edenler tarafından istenildiği gibi kullanılmaları Allah tarafından onaylanmaktadır.

 

 

(...) Allah yücedir, Allah kullarını esirger, korur... Allah merhametlidir.. Kuran bu ifadelerle doludur..

 

Ancak, o masum kızlar Allah’ın kulları değil midir ki...

 

Allah bu hiç suçu olmayan masum kızları mal gibi ona buna verilmesine onay verir ve helal eder..?

 

 

Bu masum kızların hiç bir suçu yokken,

 

savaşlarda ele geçirildikleri için ganimet olarak tanımlanmalarını hangi vicdan onaylayabilir..?

 

Hele böyle bir onayın Tanrı tarafından gelmesi mümkün müdür ?

 

 

Bir an düşünün ki, bir savaş sonrasında, yakınlarınız İslami birlikler tarafından ganimet olarak alınıyor,

 

İslam Peygamberi ve yandaşlarına cariye oluyor..

 

İnsanların neler hissedebileceğini sormaya gerek yok ama,

 

İslam inanırlarının, herşeyden önce vicdanlarını dinleyerek bu sorulara samimi olarak cevap vermeleri gerekir..

 

 

(...) Onların, kendi hayatlarını kendi hür iradeleri ile kurmaya hakları yok muydu ? sorusuna,

İslami zihniyet, yoktu, çünkü İslam'ın yayılması için Allah onları ganimet olarak verdi mi diyecektir..?

 

Sanki, koyun veriliyor.. Bu yükümlülük Allah için doğru mudur?

 

 

Kuran cennetlerinde erkeklerin cinsel ihtiyaçları için ikram edilen kadın,

 

dünyada da, pek farklı olmayan bir şekilde erkeklere ikram edilmektedir.

 

Her ne kadar din adamları, bu tür ayetler için akla hayale gelmeyecek yorumlar getirmeye çalışsalarda,

 

(...) Ahzab 50. ayet, çok açık bir ifadeyle bir defa daha belirtir ki, erkeğe verilen bir ganimet, bir maldır...

 

Diyanet Vakfı Meali ... Ahzab / 50 .

" Ey Peygamber!

 

Mehirlerini verdiğin hanımlarını,

Allah'ın sana ganimet olarak verdiği ve elinin altında bulunan cariyeleri,

 

amcanın, halanın, dayının ve teyzenin seninle beraber göç eden kızlarını sana helâl kıldık.

 

Bir de Peygamber kendisiyle evlenmek istediği takdirde,

 

kendisini peygambere hibe eden mümin kadını, diğer müminlere değil,

 

sırf sana mahsus olmak üzere (helâl kıldık).

 

Kuşkusuz biz, hanımları ve ellerinin altında bulunan cariyeleri hakkında müminlere neyi farz kıldığımızı biliriz.

 

(Bu hususta ne yapmaları lâzım geldiğini onlara açıkladık) ki, sana bir zorluk olmasın.

 

Allah bağışlayandır, merhamet edendir. "

 

***

 

Ganimet kelimesinin ... Sözlük anlamına baktığımız zaman,

 

" Savaşta düşmandan alınan mal " demek olduğu görülür..

 

Cariye ise kadın köle demektir.

 

Peki, insandan ganimet olur mu..?

 

Kadın da bir insansa, kadından ganimet olur mu ?

 

Ancak, ne garip ve acıdır ki, 3. Millenium'a giren dünyamızda,

 

ülkemiz dahil, bütün İslam ülkeleri bu ayetlerin Allah kelamı olduğuna inanan

 

ve böylece kabul eden milyonlarca İslam inanırı kadınlarla doludur..

 

*tna

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

******** HIRSIZLAR...

 

(basına) yansıyan şu açıklamada bulunmuş: “Bu memleketin yüzde 99’ı Müslüman ama yüzde 60’ı hırsız.

 

Sayın Vali’nin değerlendirmesine göre, bir başka tanımla ülkemizde ki Müslümanların yüzde 60’ı hırsız! Yoruma göre ortaya çıkan sonuç bu!

 

Buna göre, Bir camide namaz kılan 100 Müslüman’ın 60’ı, 500 kişilik camidekinin 300’ü hırsız! Ama bu adamlar, hiçbir cumayı kaçırmazlar, Ramazan’da Allah kabul etsin oruçlarını tutarlar, kandillerde dürüst Müslümanlar olarak birbirlerini kutlarlar. Uygun bir zamanını bulurlarsa Haç farizalarını yerine getirirler. Tüm bunlara karşın yüzde 60’ı hırsızlıktan, dolandırıcılıktan, üçkağıtçılıktan geri durmazlar!..

 

_____________________________________________________

Kaynak: http://www.acikgazete.com/?newsid=12507&category=149

 

 

Ya bunu yazan insan ne kadar düşüncesiz ne kadar karşısındakileri *****l gören birisiymiş hayret!!

 

O zaman yazarın baktığı şeklin biraz daha geliştirilmiş haliyle bakalım olaya

 

Bu ülkenin %99 u müslüman (ki bu rakam bile yanlış) %60 ı "HIRSIZ"

Buna göre bir camide namaz kılan 100 müslümanın 60 ı "HIRSIZ"

Buna göre Meclisteki her 100 milletvekilinden 60 ı "HIRSIZ"

Buna göre Barodaki her 100 avukattan 60 ı "HIRSIZ"

Buna göre her 100 doktordan 60 ı "HIRSIZ"

Buna göre her 100 polisten 60 ı "HIRSIZ"

Buna göre her 100 öğretmenden 50 ı "HIRSIZ"

Buna göre her 100 bilimadamından 60 ı "HIRSIZ"

Buna göre ailenizden her 100 kişiden 60 ı "HIRSIZ"

 

Eğer ülke nüfusunun %99 u müslümansa ve %60 ı hırsızsa ve her camide namaz kılan 100 kişiden 60 ı hırsızsa

bu yazıyı yazan adamın demesine göre yukarıdaki her 100 kişiden 60 ı da "HIRSIZ"

 

insanlar sadece birşeyi karalamak için çamur atmak için ellerinden gelen herşeyi yapıyorlar ama biraz onların deyimleriyle onların bakış açısıyla bakınca bakın neler çıkıyor ortaya

bu şahsiyet belki açık açık bunları söylememiş ama onun bakışıyla baktığımızda bu vahim tablo ortaya çıkıyor

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sevgili Gecekuşu "gece baskını" tanımlamanızı kaldırdığınız için teşekkürler..

Konuya gelince;

İslam dini kadına tarihinde verilmeyen değeri vermiştir..

Artık kız çocukları diri diri gömülmüyordu..

Cenet annelerin ayakları altında hadisi şerifi hakeza..

Anne ve babanıza üf bile demeyin..vs..

Bir diğerinin eşi kızı nikahsız olarak bir diğerine haramdır..

Ve daha nice aklıma gelmeyenler..

Şimdi bunun neresinde kadın mal drumundadır..

Sizin yaptığınız alıntıya göre değerlendirirsek..

Savaş durumu özel bir durumdur ve taraflar karşılıklı olarak herşeylerini kaybetmeyi göze alarak savaşa başlarlar..

Tekrar ediyorum savaş durumu özel bir durumdur ve genelleştirilemez..

 

 

Saygılar..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

(...)

 

Savaş durumu özel bir durumdur ve taraflar karşılıklı olarak herşeylerini kaybetmeyi göze alarak savaşa başlarlar..

 

Tekrar ediyorum savaş durumu özel bir durumdur ve genelleştirilemez..

 

 

Sevgili sedat;

 

Yazılanları tekrar değerlendirme yapmak amacıyla gözden geçirirsek...

 

( ... ) Ahzab / 50 . ayetin;

 

sadece "Allah'ın sana ganimet olarak verdiği ve elinin altında bulunan cariyeleri,"

 

satırı ele alınarak hiç bir genelleme yapılmadan;

 

"Kuran'da Allah, savaşlarla elde edilen kızları bile bir mal olarak görmekte ve ganimet olarak nitelemektedir.. "

 

"Ganimet olarak elde edilen kadınların,

 

o kadınları esir edenler tarafından istenildiği gibi kullanılmaları Allah tarafından onaylanmaktadır."

Sonuçlarının ortaya çıktığı vurgulanmış...

 

 

Allah yücedir, Allah kullarını esirger, korur... Allah merhametlidir.. Kuran bu ifadelerle doludur..

 

Gerçeğini ifade ederek;

 

Sizin son geldiğiniz noktada "Savaş durumu özel bir durum da olsa"...

 

"o masum kızlar Allah’ın kulları değil midir ki...

 

Allah bu hiç suçu olmayan masum kızları mal gibi ona buna verilmesine onay verir ve helal eder..?"

 

"Bu masum kızların hiç bir suçu yokken,

 

savaşlarda ele geçirildikleri için ganimet olarak tanımlanmalarını hangi vicdan onaylayabilir..?

 

Hele böyle bir onayın Tanrı tarafından gelmesi mümkün müdür ?" soruları sorulmuştur..

 

Bunun ardından empati yapılması gerektiği

 

ve kendi içimizde yaşattığımız zaman olumsuzlukları kavrayabileceğimiz düşüncesiyle...

 

"Bir an düşünün ki, bir savaş sonrasında, yakınlarınız İslami birlikler tarafından ganimet olarak alınıyor,

 

İslam Peygamberi ve yandaşlarına cariye oluyor.. " sorusu okuyana yönlendirilmiştir...

 

Ardından; herkesin bu durumu yüreğinde hissedip...

 

"İslam inanırlarının, herşeyden önce vicdanlarını dinleyerek bu sorulara samimi olarak cevap vermeleri" istenmiştir...

 

***

 

Bütün bu açıklamaları bir kenara bırakırsak...

 

Konuya verdiğiniz cevaplarla dahil olduğunuz için ...

 

Hiç bir genellemeye girmeden soracağım şu soruların yanıtlarını vermek zorundasınız...

 

***

Savaş sizin ifadenizle ne kadar "özel bir durum" olursa olsun...

 

yine empati yaparak düşünür ve vicdanlarımızı rahatlatacak yanıtları bulmaya çalışırsak...

 

1-Bu özel durumda sizin alenizden insanların; savaş sonrası ganimet olarak alınıp,

 

onları esir edenler tarafından cariye olarak istenildiği gibi kullanılmaları durumunda neler hissedersiniz.?

 

 

İnanan bir kişi olarak ;

 

2-"(...) Onların, kendi hayatlarını kendi hür iradeleri ile kurmaya hakları yok...

 

çünkü Allah onları ganimet olarak verdi, bu yükümlülük Allah için doğrudur." diye mi düşünürsünüz.?

 

 

***

Dediğiniz gibi genelleştirmeden sadece savaş gibi özel bir durumda olsa;

 

3-Savaşlarda ele geçirildikleri için ganimet olarak tanımlanmalarını hangi vicdan onaylayabilir..?

 

 

4-Hele böyle bir onayın Tanrı tarafından gelmesi mümkün müdür.?

 

 

5-Sizce hangi özel durum olursa olsun... insandan ganimet olur mu..?

 

 

6-Kadın da bir insansa, kadından ganimet olur mu ?

*tna

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sayın Gecekuşu..

Cariyeler nikah altına alınıyorlardı ve kendilerine yiyecek giyecek ve barınma temin ediliyordu..

Yani diğer ganimet malları ile aynı kategoride ele alınmamalıdır..

Sonuçta o bir insandır mal değildir..

Zaten alınıp satılamaz..

Bir tek kişiye nikahlanır..

 

 

Saygılar..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

sevgili arkadaşlar..

 

''HIRSIZLAR... (Bu memleketin yüzde 99’ı Müslüman ama yüzde 60’ı hırsız. Böyle şey olur mu?''gibi taraflı bir başlık açılıyorsa bu arkadaşlar artık objektif olmaktan çıkmıştır...

 

bizlere yakıştırdıkları at gözlüklerinin farklı versiyonları kendi yüzlerindedir,bir aynaya bakın isterseniz...bu üslubu kullanmak istemezdim ama böyle taraflı bir başlık açıp altınada yorumsuz yazılırsa kişilerin anladığı dilden konuşmak gereklidir...

 

insani değerlere bu kadar değer veren arkadaşlarım...bazı müslüman kişilerin yaptıkları çirkin ve savunulamaz işleri bütün müslümanlara mal ederseniz,nerde kaldı sizin bilimselliğiniz,aydınlık kafalarınız.

 

bilimde tamamen duygusal(PARA) kaynaklı yapılan hiç kimsenin onaylayamayacağı işleri bizde buraya getirip sayalımmı,bazı bilim adamlarının kişisel kaygıları uğruna yaptığı çirkin ve savunulamaz işleri bütün bilim dünyasına mal etsek,sizlerin at gözlüklerinizden takmış olmazmıyız...

 

islam şöyledir böyledir-islam cehalettir,değildir-çelişkilerle doludur değildir-inananı vardır inanmayanı vardır...vs..vs...bu tartışmalar yararlı ve öğretici olabilir,olmayabilir,ama lütfen biraz daha saygı ve insaf..evet sizler inanmadığınız bir kitaba saygı gösterme zorunluluğu duymasanız bile kişilere saygı gösteriniz....

 

yanlı başlıklar açılarak bilimsel olunmaz,olsa olsa bunun adı nefret ve tahammülsüzlük olur....

 

sevgiler

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

sevgili arkadaşlar..

 

''HIRSIZLAR... (Bu memleketin yüzde 99’ı Müslüman ama yüzde 60’ı hırsız. Böyle şey olur mu?''gibi taraflı bir başlık açılıyorsa bu arkadaşlar artık objektif olmaktan çıkmıştır...

 

bizlere yakıştırdıkları at gözlüklerinin farklı versiyonları kendi yüzlerindedir,bir aynaya bakın isterseniz...bu üslubu kullanmak istemezdim ama böyle taraflı bir başlık açıp altınada yorumsuz yazılırsa kişilerin anladığı dilden konuşmak gereklidir...

 

insani değerlere bu kadar değer veren arkadaşlarım...bazı müslüman kişilerin yaptıkları çirkin ve savunulamaz işleri bütün müslümanlara mal ederseniz,nerde kaldı sizin bilimselliğiniz,aydınlık kafalarınız.

 

bilimde tamamen duygusal(PARA) kaynaklı yapılan hiç kimsenin onaylayamayacağı işleri bizde buraya getirip sayalımmı,bazı bilim adamlarının kişisel kaygıları uğruna yaptığı çirkin ve savunulamaz işleri bütün bilim dünyasına mal etsek,sizlerin at gözlüklerinizden takmış olmazmıyız...

 

islam şöyledir böyledir-islam cehalettir,değildir-çelişkilerle doludur değildir-inananı vardır inanmayanı vardır...vs..vs...bu tartışmalar yararlı ve öğretici olabilir,olmayabilir,ama lütfen biraz daha saygı ve insaf..evet sizler inanmadığınız bir kitaba saygı gösterme zorunluluğu duymasanız bile kişilere saygı gösteriniz....

 

yanlı başlıklar açılarak bilimsel olunmaz,olsa olsa bunun adı nefret ve tahammülsüzlük olur....

 

sevgiler

 

Saygı diye gerçekler söylenmeyecekmi sevgili frozen..

Saygı diye bu toplumu gerilere iten nedenleri, sömürgenin ağına bırakan gerçekleri, yaşamsal ikilemlere sokan bilimsel gerçekleri görmeyecekmiyiz..

Saygı diye insanlarımızın inançlarını sorgulama cesaretizin göstermeyip, sessiz, olduğu gibi kabul eden, sorgulamayan, araştırmayan bireyler olarak mı değerlendireceğiz.

Saygı diye inancı islam olsun, hıristiyan olsun, budist olsun, yahudi olsun insan olmanın gereğinin akıldan geçmesi gerektiğini, mantıklı ve mutlu bir yaşam sürülebileceğini söyleyen bilime sırt mı çevireceğiz...

Saygı diye insanların ertelenmiş cennetlere yelken açmaları yerine önemli olan bugünden itibaren bu dünyayı cennete çevirmenin olanaklarını ve koşullarını yaratmamız gerektiği bilincini vermemiz gerektiği bilincine hizmet etmeyecekmiyiz

......

Unutulmamlı..

İnsanız ve herşeyden önce düşünenen, varlığını geleceğine adayan, özgür, umutlu ve mutlu yaşamaya muktadır bir yaratıktır...

Dost sevgilerimle frozen... :)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Söylediğin şeyin tam aksi olan, inançların, dogma, değişmez ve sabit fikirler olduğudur.

Bilimsel olgular ise güncel doğrulardır. Diyalektik gelişmelere göre değişmektedirler.

Galiba bilmediğinizden böyle konuşuyorsunuz. Bilmemek ayıp değil ama.....[/size][/b]

 

İnandığım dini kastederek bana sabit fikirli diyorsanız sevgili arkadaşım evet ben bu konuda sabit fikirliyim fakat bu fikri sabiteye ulaşmak için çok fikirleri gezmiş beyin süzgecinden geçirmiş biriyim.

Bilimsel olgular tabiki güncel olgulardır herhangi bir devamlılık içermezler bugün bize doğruymuş gibi gösterilen bir çok bilimsel verinin yarın tam aksi ispat edilebilir.

Şimdi size bir soru siz ateistmisiniz?yoksa sadece bilime inan ateizmle ve dinle ilgilenmeyen birimisiniz?yanıtlarsanız memnun olurum.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

memleketin %99 müslüman ama %60 hırsız diyorsunuz ve bunun sonucunda müslümanlar hırsızdır mı demek istiyorsunuz?

 

müslümanlık kimine göre bir etiket kimine göre yaşam biçimidir. müslümanlığı tc kimlik kartında islam yazılı olmakla sınırlı tutarsanız o zaman bu istatistikten çok daha fazla sonuç çıkar. sizlerinde kimliğinde islam yazıyor değil mi?

 

ateistlerin %90'ı islamı araştırdığını iddia eder, oysa tamamen açık aramak ve doğruları saptırmak amaçlı bir araştırmadır bunlar. burada yapılan istatistikten de belli olmakta.

 

memleketin %70'i cahil demiyorsunuz, 80 yıldır emperyalizmin oyunlarıyla halkımız özellikle cahil bırakılmıştır demiyorsunuz, ister inançsal, ister ahlaksal, ister insani değer, ister bilimsel eğitim bakımından ele alın millet bütün bu değerlerin özünden uzaklaştırılmıştır. Mustafa Kemal'den önce kutsal kitabını bile ana dilince okuyamamış bir milletin, özellikle arablaştırılmış bir milletin, halen günümüzde bile Kuran'dan bihaber yaşamakta olan dindar insanlar var olduğunu göz ardı edip, hurafeye, dogmaya, hadis adı altında yanlışlara alıştırılmış insanların bunlardan eğitimsiz kurtalamayacağını biz biliyoruz. (dogmadan kastımız İslam değildir, islam dogma değil bilakis akılla idrak edilen üzerine binlerce felsefe kitabı yazılan Allah'ın hak dinidir) ama islamın içerisinde yerleşmiş dogmatik düşünceler ve fikirler insanları cahil bırakmıştır. ve cahil halk bazı dalkavuklar tarafından kullanılmıştır.

 

ülkemizde ki hırsızlığın bir sebebi de, yine emperyalist sömürgecilerin ülkedeki asayişi bozarak, halkta bir boşluk ve korku yaratma isteğidir. pkk'nın sebebi neyse, kapkaçın, hırsızlığın sebebide odur. ama siz bunlarla ilgilenmezsiniz, meseleyi ne yapar eder müslümanlara mal edersiniz.

 

1200-1500 yılları arasında müslüman bilim adamları yetişmiştir ve günümüz bilimine ışık tutan araştırmalar ve tespitler yapmışlardır. batı dünyası engisizyon ile bilim adamlarını keserken islam olanlar bilim adamlarına özel ihtimam göstermişlerdir. müslümanlar bilim adamlarını kesmemiş, yakmamış, öldürmemişlerdir. günümüzde bilim insanı yetiştirememizin çok fazla sebebi var.

 

selametle

:clover:çok taraflı ve çok ard niyetli bir topic olmuş

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İslam Bilim ve Teknolojiye Nasıl Yön Verdi?

Dünyanın bugünkü medeniyet seviyesinde büyük payı olan bilim ve teknolojinin tarihi gelişimi de son derece hızlı oldu. Peki, bilim ve teknolojinin önderliğini üstlendiği uygarlık ve kültür alanındaki bu değişimin tarihsel başlangıcı hangi dönemlerde başlamıştır?

Yukarıda saydığımız keşiflerin tamamı, dokuzuncu yüzyıldan on dördüncü yüzyıla kadar uzanan dünya tarihinde, dönemin en ileri uygarlığı olan "İslam Uygarlığı"nın ürünüdür. Tüm yaşamlarını, dolayısı ile bilime dair tüm çalışmalarının temelini Kuran ayetlerine dayandıran Müslümanlar o dönemde bile bilime sahip çıkmışlardır. Akıla ve bilgiye dayanan uygarlıkları, dünyanın bugün sahip olduğu pek çok değere de kaynaklık etmiştir.

Kuran'da, evrenin yaratılışı ve kainatın düzeni ile ilgili ayetlerin bildirilmesi, bilgi sahibi olmaya büyük önem verilmesi, doğada Allah'ın varlığının delillerinin görülmesi, evrendeki her nesne ve varlığın birbirine olan uyum ve bağlılığı; söz konusu dönemde bilimin ilerlemesine yol göstermiştir.

Teknik ilimler, tıp, astronomi, cebir ve kimya gibi birçok alanda önemli neticeler elde eden Müslüman bilim adamları, medeniyet ve kültür sahasında kısa zamanda kendilerini tüm dünyaya kanıtlamışlardır. Buluşlarıyla uygarlığın ilk adımlarının atılmasına vesile olan Müslümanlar, ilerlemenin yolunu açmışlardır. İslam tarihinde, bilim dallarını tek tek incelediğimizde, hepsinin kaynağının Kuran-ı Kerim olduğunu, bilimin maddi-manevi herşeyin Allah'ın yarattığı sistemin bir parçası olduğunu defalarca ispat ettiğini görmekteyiz.

Müslüman bilim adamları öncelikle, Batı'da Roma ve Doğu'da başta Çin olmak üzere, diğer devletlerde geliştirilen bilim ve teknolojiyi rehber almışlar ve önemli kaynakları tercüme etmişlerdir. Bu bilgi birikiminin içinden imanî ve teknik anlamda yanlış ve tutarsız olan noktaları çıkartarak, kendilerine fayda sağlayacak duruma getirmişlerdir. İlk adım niteliğindeki çalışmalarının ardından, elde ettikleri bilgileri değerlendirip yorumlayarak bilim ve teknolojiye katkıda bulunmaya başlamışlardır.

Beşinci yüzyılın ikinci yarısında doğup gelişen İslamiyet, deneye ve gözleme dayalı bilimin gelişmesinde önemli bir rol oynamıştır.

İslam dünyasında yetişen bilim adamlarından Cabir Bin Hayyan, 'Kimyasal maddeleri, uçucu maddeler, uçucu olmayan maddeler, yanmayan maddeler ve madenler' olarak dört grupta toplar. Cabir Bin Hayyan'ın bu çalışması, modern kimyanın kurucusu olarak bilinen Lavoisier'e öncülük eder.

El-Kindi, Einstein'dan 1100 yıl önce 800 yılında, izafiyet teorisi ile uğraşır. El-Kindi, 'Zaman cismin var olma süresidir, zamanla bilinebilen ve ölçülebilen hız ve yavaşlık da hareketin sonucudur. Zaman, mekan ve hareket birbirinden bağımsız değildir, göğe doğru çıkan bir insan ağacı küçük görür, inen insan ise büyük görür' der.

Tıp ve eczacılıkta İbn-i Sina ve Razi gibi alimler, anatomi ve tedavi alanına pek çok yeni bilgi eklerken; tarih ve coğrafya bilimlerinde Idrisi, Hamevi ve Taberi ve adını bu satırlara sığdıramayacağımız pek çok İslam âlimi, bilimsel teorilerde önemli ilerlemeler kaydetmişlerdir. Özellikle optik alanında, on birinci yüzyılda İbn-i Heysem, bu bilim dalını tek başına yeniden inşa etmiştir. Dokuzuncu yüzyılda yaşamış olan Sabit bin Kurra, astronomi alanındaki ilk büyük yeniliği gerçekleştirmiş, Batlamyusçu sisteme dokuzuncu yıldızsız küreyi eklemiştir. Onüçüncü yüzyılda, bu sistemin karşılaştığı güçlükleri fark eden yine Müslüman astronomlar olmuş ve Batlamyusçu olmayan gezegen modellerini geliştirmişlerdir. Bunlar, gerçekten zamanlarının çok ilerisinde çalışmalardır. Söz konusu çalışmaları ile bilim tarihine adlarını yazdıran Müslüman bilim adamları, devlet tarafından maddi-manevi destek görmüş, teşvik edilmiş, halk arasında itibar kazanmışlardır. Aynı dönemin Avrupa'sında ise durum tamamen farklıdır. Bilime hizmet eden Avrupalı bilim adamları, pek çok engelleme ile karşılaşıp kısıtlanmakta, hatta çalışmaları tamamen durdurulmak istenmekteydi.

(alıntıdır)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Şimdi size bir soru siz ateistmisiniz?yoksa sadece bilime inan ateizmle ve dinle ilgilenmeyen birimisiniz?yanıtlarsanız memnun olurum.

Yanlış bir soru...

İnsan her türlü dine sahip olabilir..

Bir dine mensup olabileceği gibi

Ateist te olabilir...

Bu ülkede her ateist veya her dinsiz kendisini olduğu gibi rahatça ifade edebilmelidir.

Bunun için ateistler ve dinsizler üstündeki toplumsal baskı ortadan kalkmalıdır.

Bu ülkedeki herkes dolaylı veya dolaysız yoldan baskı ile Müslüman yapılmaya çalışılmamalıdır.

Din olgusunun saygı sınırları içinde eleştirilmesi, ifade özgürlüğü sınırları içinde kabul edilebilmelidir.

Bu ülkede yaşayan her Türk vatandaşı demokrasiye inanmış ve laikliğin savunucusudur...

Öncelikle bunu bileceğiz....

Sevgiyle kalın..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sorumun muhattabı siz değilsiniz sevgili arkadaşım,ama her iki kişide sizseniz sözüm yok.

Neden böyle bir soru sorma ihtiyacı duydum arkadaşımız sürekli bilimden dem vuruyor fakat ne hikmettir ki ben bilimsel bir açıklamaya henüz rastlamadım.Ateizmi sizden daha iyi bildiğimi sanıyorum ateizm bir felsefi görüş değilmidir?yani Allah inancını kabul etmeyen felsefi bir görüş bir çeşit inanç şekli daha doğrusu yokluğa inan materyalist bir düşünce değilmidir?

Peki buna rağmen bu görüşü savunup benimsediği belirten arkadaşlar neden kendi fikirlerini ispat etmeye çalışırken ayet ve hadislerden yararlanma ihtiyacı duyuyorlar karşında ki fikri eleştirmekle sonuca gidilmez,herkesin kendi doğruları vardır sadece yanlış bulduklarınızı anlatarak doğruya ulaşılmaz kendi cephenizdeki doğruları bilmemiz lazım öyle değilmi?

Siz burda bir başlık açtınız zannedersem alıntı bir yazı bu peki buna bu yazıya katılıyormusuz yada katılmıyormusunuz katılıyorsanız neden katılmıyorsanız neden?önce konu üzerinde ki görüşleri belirtmeniz lazım,öyle tepeleme uslupla inanmadığınızı söylediğiniz Kuran ayetleriyle fikir beyan edilmez.Bu çok eski bir o kadarda yakışıksız bir davranış şeklidir.

Benim edindiğim izlenim burda bir tartışma ortamı değil düpedüz karşı görüşe hakaret şeklidir her yazının her konun her fikrin arkasından"bakın sizin dininiz bunları söylemiş"mantığı pek sağlıklı bir mantık değil bu neyi gösterir inanmayla inanmamanın arasında sıkışıp kalmışlığı ve fikir çaresizliğinin üretememenin ümitsizliğin işaretidir.Farz edelim ki burda herkes inançsız o zaman ne yazacaksınız?Sözün özü bu din olmasa sizinde verebileceğiniz hiç birşey yok.....

Bırakalım şimdi ayetleri hadisleri camide namaz kılan her yüz müslümandan altmışı hırsız demişsiniz bu istatistik hakkında sizin görüşünüz nedir?

 

Son olarak ateist ve dinsizler üzerinde ki toplumsal baskının kalkmasının gerektiği söylediniz böyle bir baskı yok geçelim bunu sonuçta inanıp inanmadığınız anlınızın ortasında yazmıyor,ama siz her fırsatta dine sataşırsanız karşı görüşlerde kendi inançlarını savunma ihtiyacı duyar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.