Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Ermeni sorunu


Misafir TheLastofMohicaN

Önerilen İletiler

Zaten kimse onların Irkının "Türk" olduğunu söylemiyor.

Kürtlerin kökeni isterse Afrika'ya dayansın; bu kimsenin umrunda değil.

.

.

.

*******

 

Eminimki siz ne Yalcin Kücük'ü ne Perincek'i ne de Türk Solu dergisini Ulusalci olarak kabul etmeyeceksiniz. Bu aynen seriatcilarin Afganistan ve Iran gibi ülkelerde yapilanlari örnek gösterdigimizde onlarinda bu ülkelerde hic bir zaman islamin dogru uygulanmadigini söyledikleri gibi.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bir kaç saattir bütün iletileri okumaya çalıştım ve

.

.

.

Sevgilerimle

 

Sevgili kardesim,

 

Turk Kurt Arap bir olup Kurtlere Kurt olduklari icin yapilan bu baskiyi KINAMALARI gerektigini belirtmek icindir! Ben bir Kurdum, Kurt oldugum icin baski altinda yasiyorsam beni bir taraf olmaya iten birileri vardir demektir! Siz gelin olaya insan haklari acisindan yaklasin isterseniz ben oyle yapamam!

 

Anlatabildim mi?

 

Yani bizlere pratik cozum lazim... Emperyalizme karsiymismisiz, yok insan haklariymismis, evet dogrudur! Karsi olmaliyiz! Ama bizlerin canina da tak etti artik! Oyle bir luksumuz yok. Pratik cozume ihtiyacimiz var!

 

Diyarbakirli...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

bir kaç yazıyada değinmeden geçemeyeceğim KENDİ GİBİ KONUŞMAYAN BİR KÜRT YÜZÜNDEN insanlık dışı davranmayı haklı gösteren bu iletiyi yazmak ne kadar doğru bunu o arkadaşın kendine bırakmayı uygun gördüm...

Tamam, by_x_man; erdeminden inanılmaz feyz alıyoruz, aydınlanıyoruz ama kastettiğin eğer benim şu iletimse, ironi yapmak istemiştim...

O biçimde katı düşünmüyorum elbette...

 

**

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Pratik çözüm İNSAN HAKLARIDIR. TÜRK - KÜRT ETNİK HAKLARI Değil öncelikle anlaman gereken şeyi anlamıyorsun habire kavram kargaşası yaratıyorsun....

 

Dünyanın hiç bir yerinde IRK Hakları diye hak verilmez verilse bile bunu yeri geldimi karşıtı ortadan kaldırır veye kaldırmak için çaba sarf eder. İNSAN HAKLARI veriler ve bunu oluşturduğunda IRK Olarak zaten kendini ifade etme özgürlüğü çıkar ortaya.

 

Ama ırka dayalı hak isteme her zaman karşıtlarını doğurmuştur ve bunlar hep biribirinin ekmeğine yağ sürerek bulundukları ülkeyi bir nebze rahat ettirmemiş ve hep kargaşa içinde tutmuştur.

 

İNSAN HAKLARI İÇİN SAVAŞIN ETNİK MİLLİYETÇİLİK İÇİN DEĞİL.

 

by_x_man...

Daha önce söylediklerim bundan çok mu farklıydı?

 

Ya hu sen, Kürtleri, "Benim Halkım" diyerek, bizzat "Ben"den ayırırsan ve ayrı tutarsan, ben niçin Kürtlere ait olduğunu söylediğin haklar için çırpınayım?

Bana ne?

Senin söyleminle, onlar "Benim Halkım Değil" ki?

Onlar "Senin Halkın"...

Sen çabala, bana ne?

Bende senin gibi önce "Kendi Halkım" olarak tanımlayabileceğin halkın derdine düşerim;

Niye Kürtlerin hakları ile uğraşayım "Kendi Halkım"ın dertleri dururken?

 

Senin tanımınla "Senin Halkın" ile "Benim Halkım"ın haklarının çatıştığı noktada da, elbette ki "Senin Halkın"ı da düşman olarak tanımlamam kadar doğal ne olabilir?

Tabii ki "Senin Halkın"ın da "Benim Halkım"ı düşman olarak görmesi kadar doğal başka bir şey yoktur o noktada...

 

"Etnik Kimliğe" bürüdüğünüz bir sorunu,

Nasıl olur da "İki halk" olarak ayırdığınız öğelerin kardeşçe çözebileceğini sanıyorsunuz?

 

Hala "Kürt Sorunu" vardır diyerek Etnik Temele oturtuyorsunuz.

Bir Türk kökenli kimsenin çıkıp "O zaman sen bana bir Türk sorunu ortaya çıkarırsın" demesine yol açmaz mı bu?

Etnik-Kafatası Türkçülüğü yapanlar, aynı nedenden dolayı bunu yapmıyorlar mı?

 

Aynı süreci ters çevir;

Türk Etnik-Milliyetçiliği de Kürt Etnik-Milliyetçiliğini beslemiyor mu?

 

Olgu bir "Kürt Sorunu" olmadığı gibi,

Ayrı Etnik-Milliyetçilikler birbirlerini beslerler, bu kaçınılmazdır.

...

...

Yıllardır, Türk Etnik-Milliyetçiliği ile Kürt Etnik-Milliyetçiliğinin birbirlerini beslediklerini nasıl göremiyorsunuz?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Pratik çözüm İNSAN HAKLARIDIR. TÜRK - KÜRT ETNİK HAKLARI Değil öncelikle anlaman gereken şeyi anlamıyorsun habire kavram kargaşası yaratıyorsun....

 

Dünyanın hiç bir yerinde IRK Hakları diye hak verilmez verilse bile bunu yeri geldimi karşıtı ortadan kaldırır veye kaldırmak için çaba sarf eder. İNSAN HAKLARI veriler ve bunu oluşturduğunda IRK Olarak zaten kendini ifade etme özgürlüğü çıkar ortaya.

 

Ama ırka dayalı hak isteme her zaman karşıtlarını doğurmuştur ve bunlar hep biribirinin ekmeğine yağ sürerek bulundukları ülkeyi bir nebze rahat ettirmemiş ve hep kargaşa içinde tutmuştur.

 

İNSAN HAKLARI İÇİN SAVAŞIN ETNİK MİLLİYETÇİLİK İÇİN DEĞİL.

 

Bizler ETNIK MILLIYECILIK icin degil, ETNIK MILLIYETCILIGE karsi savasiyoruz! Ikisin ayirt edememeniz beni cok sasirtiyor!

Ben ne zaman Turkce ya da Ermenice konusulmasin dedim? Ne zaman "Ne Mutlu Kurdum Diyene" ya da "Bir Kurt Dunya'ya bedeldir" gibi seyler soyledim?

 

Ne zaman forumdaki Dunya gibi Hakan Aytac gibi demokrat Turk arkadaslarina SIZ/BIZ ayirimi yaptim?

 

Asla yapmadim, ki sahitlerim onlardir! Sorun! Buna ragmen bizi de ETNIK MILLIYETCI yaptiniz. Ki MILLIYETCILIK zaten ETNIK b ir olaydir. Siz neden illah bunu ETNIK ya da ULUSAl gibi siniflara ayirmaya calisip adeta Turk ETNIK MILLIYETCILIGI'ni dogrularmis gibi gorunuyorsunuz onu anlayabilmis te degilim

 

Diyarbakirli...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sayin Diyarbakirli

İnsan gibi tartışmak yerine başka yollarla tartışmanın bir anlamı yok.

Ben ne söylediğimi çok iyi biliyorum:

 

Duruma göre davranılmaz. Bütün insanlara kardeşçe yaklaşıyorum o benim gibi konuşmuyor ona etnik milliyetçi tarafımı gösteririm bu benim gibi konuşuyor ona İnsani tarafımı gösteririm diye bir şey olmaz....

 

İnsan Hakları konusu açıldımı hemen hadi buyrun yapın diyorsunuz: Olay burada kilitleniyor çünkü İNSAN kavramını veya İNSAN HAKLARI kavramı IRK Olmayınca size hiç bir şey ifade etmiyor ve kendinizi şartlanmış gibi KÜRT kelimesinde ifade ediyorsunuz...

 

Dediğim gibi kavram kargaşası...

 

ÖNCELİKLE SAVAŞILMASI GEREKEN ŞEY İNSAN HAKLARIDIR TAM UYGULANMASIDIR... KİMSEYE HİÇ BİR ZÜMREYE AYRICALIK OLMAYAN İNSAN HAKLARI

 

hayir beni yanlis algiliyorsunuz. Sizin dusunce tarziniza saygi duyuyorum ve DOGRU lduguna inaniyorum. Ama bu forumda sozde demokratlik maskesi altinda kasten kafatasi milliyetciligi yapan uyeler var! Bir de Kurt olarak (ki bakin Kurt olup olmamakta benim elimdeki sey degil) goprdugumuz baskilar filan var. Ve bunlari gozumle gormemem ve yasamama ragmen hala INKAR edenler var. Biraz zoruma gidiyor acikcasi hala bazilarinin bu insanlik dramini INKAR etmeleri. Belki ondan biraz galeyana gelmis olabilirim, ki lutfen afedin!

 

Zaten sorarsaniz basindan beri benim beraberce kardesce insance yasama arzumu dile getirdigimi gorursunuz, ki buna bir suru forumdasim da sahittir. Ama ileri geri konusan birileri oluyorsa, insanin varligina ve haklarina saygiyi cigneyen iletiler olunca biz de gayet dogal bir sekil de etkilenip kiziyoruz. Olay bundan ibaret!

 

Elbette hepimiz sonucta insaniz, kimse Kurt ya da Turk olarak, escinsel ya da normal olarak, beyaz ya da zenci olarak Dunya'ya gelmesini etkileyemiyor. Bunlar dogal ve kontrolumuz disinda olan olaylardir. Evet haklisiniz, sonucta hepimiz insaniz ve bu Turklukten de Kurtlukten de cok cok daha onemli bir ortak yanimiz!

 

Yigidi oldur hakkini verme derler ya, iste o hesap! Haklisiniz! Umarim hepimiz bir gun sizin gibi dusunuruz!

 

Sizi konuya olan evrensel ve insancil yaklasiminizdan dolayi kutlamak istiyorum. Umarim ben de dahil hepimiz bir gun ayni sekilde dusunuruz!

 

Tekrar soyliyeyim ben: Turk, Kurt, Ermeni, Arap Musluman ya da Yahudi, benim icin hic fark etmez. Insan insandir. Hatali da hatalidir! Sadece Turkluk ya da Kurtluk bizlerin melek olmasina neden olsaydi topraklarimizda ve Dunya'da bu kadar kirlilik ve bu kadar yikim olmazdi zaten!

 

Zaten zaman zaman da Ermeni kardeslerimiz olsun, Turkiye'de escinsellerin ya da kadinlarin hakki olsun, cocuk haklari o lsun, bir suru konu da ileti ve yorum da yazmis biriyim. Turkiye'deki sorun sadece Kurtlere yonelik bir insan haklari sorunu degil. Bir dul kadin bile ozgurce, fislenmeden yasayamiyor bu m emlekette! Acilarla dolu bir yasam ve yasatma tarzimiz var! :(

 

Ben bundan sonra soyle bir sey yapsam: kendim tipki sizin takdtir ettigim y aklasiminiz gibi INSAN HAKLARI yonuyle yaklassam ve birileri burada bagnazlik yaptiginda sizden tepki arzu etsem? O zaman anlasirmiyiz? Ki soz veriyorum size ben de sizin gibi yaklasmaya karar verdim olaylara! ve eger bir surc-i lisan etsem de lutfen haberdar edin beni! Degisim denen sey bir surectir. Bir iki demekle olmaz! Bize de biraz sans taniyin su ofkemizi, hakli ofkemizi yenme savasinda! :)

 

Saygilar...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bu forumda henüz kafatascilik yapan bir forumdasa rastlamadim,yani kafatasciliktan kasit,sanirim ki Türklük'ten bahsetmek olsa gerek ki Türklük'ten bahsetmek kafatascilik degildir.Yani birileri rahatsiz oluyor diye burada kimse kalkip Türk oldugunu inkar etmez edemez de.Yani Kürt ben Kürt'üm deme özgürlügüne sahip ama Türk ben Türk'üm diyince kafatascimi olunuyor sizce?

 

Türkiye'nin üniter yapisina sahip cikmak bu yapiyi savunmak her Türk vatandasinin görevidir,Bu ister Kürt olsun ister Kürt olsun farketmiyor,bu ülkenin vatandasi olma özelligini tasiyorsa ülkeyi savunma görevi vardir.

 

Türkiye'de yapay bir Ermeni ve Kürt sorunu yaratiliyor.Bunu yaratanlar bilinmektedir.Ne kadar aci ki ülkemizin yönetimine sahip olanlar bu gercek disi yapay sorunlari yaratanlarla ayni cephede bulunmaktadirlar.

 

Icimizde kendilerini aydin diye tanimlayan birtakim yazar,sanatci ve ögretim üyeleri bu yapay sorunlarin yaratilmasinda cok büyük katkiya sahiptirler.

 

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Eğer bir karikatür yeteneğim olsaydı şöyle bir şey çizerdim...

 

Ortada bir ceylan (Türkiye) yaralanmış ve yatıyor henüz canlı fakat bilinci kapalı, etrafında bir sürü kurt, hepsi pazarlık ediyor, neresinden tutup koparsak diyenler, orasını burasını paylaşanlar, (Amerika, Ermenistan, İsrail, Avrupa) aynı zamanda yaralı ve baygın ceylanı yargılayıp mahkum edenler, yıllar önce kendisine saldırıp o zamanda yaralamış olan eski saldırganları haklı görenler, bütün bunlar yetmezmiş gibi, iç organları ayaklanmaya çalışıp, düşmana kendileri teslim olmaktadırlar...

 

Türkiye'nin hali bu, bağımsızlığını yitirmiş, eli kolu bağlanmış, uyutulmuş ve paylaşılmaya başlanmış bir yaralı ceylan gibi...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bu forumda henüz kafatascilik yapan bir forumdasa rastlamadim,yani kafatasciliktan kasit,sanirim ki Türklük'ten bahsetmek olsa gerek ki Türklük'ten bahsetmek kafatascilik degildir.Yani birileri rahatsiz oluyor diye burada kimse kalkip Türk oldugunu inkar etmez edemez de.Yani Kürt ben Kürt'üm deme özgürlügüne sahip ama Türk ben Türk'üm diyince kafatascimi olunuyor sizce?

 

Türkiye'nin üniter yapisina sahip cikmak bu yapiyi savunmak her Türk vatandasinin görevidir,Bu ister Kürt olsun ister Kürt olsun farketmiyor,bu ülkenin vatandasi olma özelligini tasiyorsa ülkeyi savunma görevi vardir.

 

Türkiye'de yapay bir Ermeni ve Kürt sorunu yaratiliyor.Bunu yaratanlar bilinmektedir.Ne kadar aci ki ülkemizin yönetimine sahip olanlar bu gercek disi yapay sorunlari yaratanlarla ayni cephede bulunmaktadirlar.

 

Icimizde kendilerini aydin diye tanimlayan birtakim yazar,sanatci ve ögretim üyeleri bu yapay sorunlarin yaratilmasinda cok büyük katkiya sahiptirler.

 

 

saygilarla

Sn politika, tabiiki kafatascilik demek insanin kendisini Türk olarak tanimlamasi olamaz. Ben de Türküm ve Türk oldugumu da özgürce söylüyorum, ama asla kafatasci degilim, diegr taraftan ise malesef ülkemizde ve aramizda kafatasci olanlar var.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Eğer bir karikatür yeteneğim olsaydı şöyle bir şey çizerdim...

 

Ortada bir ceylan (Türkiye) yaralanmış ve yatıyor henüz canlı fakat bilinci kapalı, etrafında bir sürü kurt, hepsi pazarlık ediyor, neresinden tutup koparsak diyenler, orasını burasını paylaşanlar, (Amerika, Ermenistan, İsrail, Avrupa) aynı zamanda yaralı ve baygın ceylanı yargılayıp mahkum edenler, yıllar önce kendisine saldırıp o zamanda yaralamış olan eski saldırganları haklı görenler, bütün bunlar yetmezmiş gibi, iç organları ayaklanmaya çalışıp, düşmana kendileri teslim olmaktadırlar...

 

Türkiye'nin hali bu, bağımsızlığını yitirmiş, eli kolu bağlanmış, uyutulmuş ve paylaşılmaya başlanmış bir yaralı ceylan gibi...

Ben senin yerine çizerim merak etme sardunyam...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Duruma göre davranılmaz. Bütün insanlara kardeşçe yaklaşıyorum o benim gibi konuşmuyor ona etnik milliyetçi tarafımı gösteririm bu benim gibi konuşuyor ona İnsani tarafımı gösteririm diye bir şey olmaz....

 

İnsan Hakları konusu açıldımı hemen hadi buyrun yapın diyorsunuz: Olay burada kilitleniyor çünkü İNSAN kavramını veya İNSAN HAKLARI kavramı IRK Olmayınca size hiç bir şey ifade etmiyor ve kendinizi şartlanmış gibi KÜRT kelimesinde ifade ediyorsunuz...

 

Dediğim gibi kavram kargaşası...

 

ÖNCELİKLE SAVAŞILMASI GEREKEN ŞEY İNSAN HAKLARIDIR TAM UYGULANMASIDIR... KİMSEYE HİÇ BİR ZÜMREYE AYRICALIK OLMAYAN İNSAN HAKLARI

 

Öncelikle şunu söylemek istiyorum ki; tartışmaya, her ne kadar by_x_man ile pek sıcak başlamamış olsak bile "yiğidi öldürüp hakkını vereceksek" eğer, "İnsanlık" ve "İnsan Hakları" konusunda beni düşünmeye ittiğini, düşündürdüğünü söylemek istiyorum...

 

Ben, Ülke içi birlik düşüncesinde ilke olarak "Ulusalcılık"ın en olası alternatif olduğunu ve Etnik-Milliyetçiliğin ise, ister Türk ve ister Kürt kökenli olsun daha ilkel ve ayrışmaya öykünen bir yapı olduğunu kabul ediyordum...

 

İnsanların, elbette ki "İnsanlık" temelinde buluşmaları gerektiğinin de ayırdındaydım; ancak bunun Ülke içi birlik ilkesi olabilmesi bakımından kullanılabilir bir harç olarak hayata geçirilmesini o kadar olası bulmuyordum ya da belki de bu açıdan yeterince düşünmemiştim...

 

Ancak by_x_man'in yukarıda alıntıladığım ve daha öncede aynı paralelde dile getirdiği düşünce, yani "İnsani Bakış"ın "Ulusallığın" da üzerinde olabileceği benimseyişinin olabilirliği bana çok uygun geldi.

 

Daha önce; Ulusallığın eleştirilebilmesi için, Ulusalcılıktan daha yetkin ve geçerli bir benimseyişin ortaya koyulabilmesi gerektiğini söylemiştim ki, by_x_man'ın ifadesi bununla büyük oranda örtüşüyor.

 

Ulusalcılığın, by_x_man'ın söylediği "İnsani Bakış Açısı" ile uyumlu bir biçimde benimsenebileceğini; ikisinin bir bütün ya da aynı bütünün birer yüzü olarak ele alınabileceğini ve Ulusalcılığın "Etnik-Milliyetçilik" demek olmadığını benimsiyorum...

 

Ancak itiraf etmeliyim ki; İnsan Haklarının, Ulusalcılık ile birlikte var kalarak ancak yine de Ulusalcılığın da daha üzerinde öngörülmesi ve öyle benimsenmesi tabii ki ideal geliyor...

 

by_x_man ya da diğer arkadaşlar bu görüşü paylaşır ya da paylaşmaz bilemiyorum;

Ancak benim örgütlediğim düşünce örüntüsü budur ve tutarsızlığı ortaya konulana kadar bunu savunmaya devam edeceğim...

 

Saygılarımla...

 

Ve bunlari gozumle gormemem ve yasamama ragmen hala INKAR edenler var. Biraz zoruma gidiyor acikcasi hala bazilarinin bu insanlik dramini INKAR etmeleri. Belki ondan biraz galeyana gelmis olabilirim, ki lutfen afedin!

 

...

 

Tekrar soyliyeyim ben: Turk, Kurt, Ermeni, Arap Musluman ya da Yahudi, benim icin hic fark etmez. Insan insandir. Hatali da hatalidir! Sadece Turkluk ya da Kurtluk bizlerin melek olmasina neden olsaydi topraklarimizda ve Dunya'da bu kadar kirlilik ve bu kadar yikim olmazdi zaten!

 

Zaten zaman zaman da Ermeni kardeslerimiz olsun, Turkiye'de escinsellerin ya da kadinlarin hakki olsun, cocuk haklari o lsun, bir suru konu da ileti ve yorum da yazmis biriyim. Turkiye'deki sorun sadece Kurtlere yonelik bir insan haklari sorunu degil. Bir dul kadin bile ozgurce, fislenmeden yasayamiyor bu m emlekette! Acilarla dolu bir yasam ve yasatma tarzimiz var! :(

 

Ben bundan sonra soyle bir sey yapsam: kendim tipki sizin takdtir ettigim y aklasiminiz gibi INSAN HAKLARI yonuyle yaklassam ve birileri burada bagnazlik yaptiginda sizden tepki arzu etsem? O zaman anlasirmiyiz? Ki soz veriyorum size ben de sizin gibi yaklasmaya karar verdim olaylara! ve eger bir surc-i lisan etsem de lutfen haberdar edin beni! Degisim denen sey bir surectir. Bir iki demekle olmaz! Bize de biraz sans taniyin su ofkemizi, hakli ofkemizi yenme savasinda! :)

 

Saygilar...

Diyarbakirli...

Gerçekte böyle düşünmediğini ikimizde çok iyi biliyoruz...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Daha önce; Ulusallığın eleştirilebilmesi için, Ulusalcılıktan daha yetkin ve geçerli bir benimseyişin ortaya koyulabilmesi gerektiğini söylemiştim ki, by_x_man'ın ifadesi bununla büyük oranda örtüşüyor.

 

Ulusalcılığın, by_x_man'ın söylediği "İnsani Bakış Açısı" ile uyumlu bir biçimde benimsenebileceğini; ikisinin bir bütün ya da aynı bütünün birer yüzü olarak ele alınabileceğini ve Ulusalcılığın "Etnik-Milliyetçilik" demek olmadığını benimsiyorum...

 

Ancak itiraf etmeliyim ki; İnsan Haklarının, Ulusalcılık ile birlikte var kalarak ancak yine de Ulusalcılığın da daha üzerinde öngörülmesi ve öyle benimsenmesi tabii ki ideal geliyor...

 

by_x_man ya da diğer arkadaşlar bu görüşü paylaşır ya da paylaşmaz bilemiyorum;

Ancak benim örgütlediğim düşünce örüntüsü budur ve tutarsızlığı ortaya konulana kadar bunu savunmaya devam edeceğim...

 

Ulusalcilik maskesi altinda etnik Milliyetcilik yapanlari dikkati nazara aliyormusunuz acaba? Eger aliyorsaniz, umarim bunlardan bir kac örnek verirsiniz. Mesela Türk solu dergisi, Perincek ve Yalcin Kücük sizin anladiginiz sekildeki ulusalcilardanmilar?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ulusalcilik maskesi altinda etnik Milliyetcilik yapanlari dikkati nazara aliyormusunuz acaba? Eger aliyorsaniz, umarim bunlardan bir kac örnek verirsiniz. Mesela Türk solu dergisi, Perincek ve Yalcin Kücük sizin anladiginiz sekildeki ulusalcilardanmilar?

 

Ben de ayni seyi defalarca arzu ettim, ozellikle su forumda ates ve kin puskuren bireylerin elestirilmelerini! Ama maalesef bize yapilan elestirinin zerre kadari yapilmadi kimseye! Eh Dunya, ne yapalim? Pacalari sivayip yolumuzda yurumeye devam edelim! :)

 

Diyarbakirli...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Öncelikle şunu söylemek istiyorum ki; .

.

.

.

 

Diyarbakirli...

Gerçekte böyle düşünmediğini ikimizde çok iyi biliyoruz...

 

Zaten adam Turk mu, Kurt mu, Turkce mi konusabilir, Kurtce mi konusabilir, Alevi mi, Musluman mi, Hristiyan mi, ona da en iyi siz karar verirsiniz! :)

 

Diyarbakirli...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bu konuda milli mücade yıllarında yazılan bir yabancı bilimadamının araşıtmasında var ruslar ermenilere destek verip doğu anadoluda ermeni devleti kurulmasını istiyor ve silah desteği sağlıyor bu ermenilerde rusların gazını alıp türk köylerine baskın yapıp katlediyor ve ozaman tabiki türkiye daha toparlanma sürecinde bile değil batıda yunanlarla güneyde fransızlarla heryerde düşmanlarla savaşıyordu işte bu toparlanma sürecindeyken doğudaki türk halkı toparlanıp bu ermenileri öldürüyor ama haksız bir durum yok sonradan bu ermenileri güneye sürüyorlar ve orda sürgündeykende bir kaç bin kişi ölüyor bunlar tabiki kendi yüzündendir

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bu konuda milli mücade yıllarında yazılan bir yabancı bilimadamının araşıtmasında var ruslar ermenilere destek verip doğu anadoluda ermeni devleti kurulmasını istiyor ve silah desteği sağlıyor bu ermenilerde rusların gazını alıp türk köylerine baskın yapıp katlediyor ve ozaman tabiki türkiye daha toparlanma sürecinde bile değil batıda yunanlarla güneyde fransızlarla heryerde düşmanlarla savaşıyordu işte bu toparlanma sürecindeyken doğudaki türk halkı toparlanıp bu ermenileri öldürüyor ama haksız bir durum yok sonradan bu ermenileri güneye sürüyorlar ve orda sürgündeykende bir kaç bin kişi ölüyor bunlar tabiki kendi yüzündendir

 

Yani alakaya maydanoz!

Zaten tartisilan sizin bu ezberlenmis soyleminiz!

Yani sizin durduk yerde yine plaki basa cevirmeniz gulunc oldu!

Kusura bakmayin ama "uc-bes bin olmus" diye olay ortbas edilmedigi icin bu konular bogun tartisiliyor.

Herhalde 1,5 milyon Ermeni zamaninda Ay'a cikmadi... Yada kendiliginden yok olmadi!

Belgelenen olumler var... En milliyetci kesim bunu 200-300 bin ile nitelerken, liberaller bunu 1.5 milyon olarak niteliyor. Ama siz hala kalkip "bir kac bin kisi" den bahsediyorsunuz! Pes yani!

Zira bir kisi olsun, bir milyon kisi olsun, kimsenin sirf dininden dolayi boylesine bir seye maruz kalmasi kabul edilemez! Ermenilerde Anadolu evlatlaridir! Tipki Kurtler ve Turkler gibi!

 

Diyarbakirli...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Önce o dönemde ne kadar Ermeni nüfus vardi onu ögrenin.Sonra sordugunuz soruyu kendinize söyle sorun;1,5 milyon Ermeni havaya ucmadigina göre (size göre öldürüldüler,cünkü elinizde belgeleriniz var,siz o belgelere Allaha inanir gibi inanmissiniz,onlarin haricindeki belgeler,sizce saptirma oluyor)sizin cevap vermeniz gereken soru su olmalidir;Peki bu 1,5 milyon ermeni nerededir.Simdi bunun cevabini siz verin.Sakin Kezzapla yakildilar demeyin cünkü öyle olsa bile yine tespit edilir.

 

EVET NEREDE 1,5 MILYON ERMENI!!...Okudugunuz kitaplarda veya belgelerde bununda cevabi varmi acaba,varsa yazinda bizde bilelim,veya Baskin Oran'a sorun.Cünkü sizlerin kaynagi onlardir.

 

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Önce o dönemde ne kadar Ermeni nüfus vardi onu ögrenin.Sonra sordugunuz soruyu kendinize söyle sorun;1,5 milyon Ermeni havaya ucmadigina göre (size göre öldürüldüler,cünkü elinizde belgeleriniz var,siz o belgelere Allaha inanir gibi inanmissiniz,onlarin haricindeki belgeler,sizce saptirma oluyor)sizin cevap vermeniz gereken soru su olmalidir;Peki bu 1,5 milyon ermeni nerededir.Simdi bunun cevabini siz verin.Sakin Kezzapla yakildilar demeyin cünkü öyle olsa bile yine tespit edilir.

 

EVET NEREDE 1,5 MILYON ERMENI!!...Okudugunuz kitaplarda veya belgelerde bununda cevabi varmi acaba,varsa yazinda bizde bilelim,veya Baskin Oran'a sorun.Cünkü sizlerin kaynagi onlardir.

 

 

saygilarla

1914 Nüfus sayımlarına göre Ermeni nüfusu 1.250.000civarında iken nasıl oluyoda 1.5 milyon ermeni katlediliyor.O zaman Ermenistan halkının içinde ermeni yokmu acaba kim kurdu bu devleti.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

1914 Nüfus sayımlarına göre Ermeni nüfusu 1.250.000civarında iken nasıl oluyoda 1.5 milyon ermeni katlediliyor.O zaman Ermenistan halkının içinde ermeni yokmu acaba kim kurdu bu devleti.

 

Turk kaynaklari 1.25 milyon der, Ermeniler 2.5 milyon der. Ikisi de tarafli ondandir! Gercek nedir bizler de bilmiyoruz ama iki sayinin arasinda bir sayi gercekci olur bence! Zaten daha dune kadar Ermeni olaylarinin tartisilmasinin bile yasak olmasi bu isin icinde bir bit yemigi oldugunu gostergesi degil midir?Ama sorum su:

 

Peki 1.5 milyon Ermeni Ay'a mi uctu?

Nereye gittiler? Siz ne iddia ediyorsunuz?

Hic bir Ermeni oldurulmedi mi?

Inkar mi etmeye calisiyorsunuz?

 

Diyarbakirli...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Turk kaynaklari 1.25 milyon der, Ermeniler 2.5 milyon der. Ikisi de tarafli ondandir! Gercek nedir bizler de bilmiyoruz ama iki sayinin arasinda bir sayi gercekci olur bence! Zaten daha dune kadar Ermeni olaylarinin tartisilmasinin bile yasak olmasi bu isin icinde bir bit yemigi oldugunu gostergesi degil midir?Ama sorum su:

 

Peki 1.5 milyon Ermeni Ay'a mi uctu?

Nereye gittiler? Siz ne iddia ediyorsunuz?

Hic bir Ermeni oldurulmedi mi?

Inkar mi etmeye calisiyorsunuz?

 

Diyarbakirli...

1. Türk kaynakları değil:

* 1917 İngiliz Salnamesine göre; 1.056.000

* Patrik Ormanyan�a göre; 1.579.000

* Kevork Aslan'ın "Ermenistan ve Ermeniler isimli kitabında Anadolu�da 920.000, Kilikya (Adana, Sis, Maraş Bölgesi) 180.000, Osmanlıların diğer bölgelerinde 700.000, olmak üzere toplam 1.800.000

* Alman Papas Johannes Lepsius�a göre; 1.600.000

* Cuinet'e göre; 1.045.018

* Fransız Sarı Kitabına göre; 1.475.011

* Basmacıyan�a göre: 2.280.000

* Patrik Nerses Varjabedyan�a göre; 1.150.000 bakın yabancı arşivler bunlar.

2.Ben ermeniler ölmedi demedim.Bunu nerden cıkardınız.Yer değiştirme uygulaması sırasında yeni yerleşim bölgelerine sevk edilen nüfus toplam 430 bin civarında ermeniler yenı yerleşim bölgelerine vardıklarında 380 bin civrında olduğu söyleniyor. yani 56 bin civarında ermeni ölmüş veya öldürülmüştür.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

1. Türk kaynakları değil:

* 1917 İngiliz Salnamesine göre; 1.056.000

* Patrik Ormanyan�a göre; 1.579.000

* Kevork Aslan'ın "Ermenistan ve Ermeniler isimli kitabında Anadolu�da 920.000, Kilikya (Adana, Sis, Maraş Bölgesi) 180.000, Osmanlıların diğer bölgelerinde 700.000, olmak üzere toplam 1.800.000

* Alman Papas Johannes Lepsius�a göre; 1.600.000

* Cuinet'e göre; 1.045.018

* Fransız Sarı Kitabına göre; 1.475.011

* Basmacıyan�a göre: 2.280.000

* Patrik Nerses Varjabedyan�a göre; 1.150.000 bakın yabancı arşivler bunlar.

2.Ben ermeniler ölmedi demedim.Bunu nerden cıkardınız.Yer değiştirme uygulaması sırasında yeni yerleşim bölgelerine sevk edilen nüfus toplam 430 bin civarında ermeniler yenı yerleşim bölgelerine vardıklarında 380 bin civrında olduğu söyleniyor. yani 56 bin civarında ermeni ölmüş veya öldürülmüştür.

 

Yok daha neler? Cekinmesiniz "56 bin degil sadece 56 Ermeni oldu "diyeceksiniz! Bir suru Milliyetci Turk yazar ve forumdas dahi bu sayiyi 200binlerde veriyor ama siz iyice kurutup 50 binlere caktiniz. Deryadan dere yaptiniz! Masallah!

 

Ki 56 bin kisilik illerimiz var Turkiye'de. Bir ya da iki ilin insaninin tarihten silindigini bir dusunun! Vahset vahsettir. Sayiyla olculmez ama, sirf milliyetci nutuklar atmak icin de sayilarla oyun oynamak ta biraz abes kaciyor! Ayni mantik daha dune kadar Turkiye'deki Kurt nufusunu da takriben yuzde 7 olarak gosteriyordu, yani 5-6 milyon olarak. Ve sonra yine ayni kaynaklar bu rsayiyi 13 milyona cikarma zorunda kalmisti gecen y il hatirliyormusunuz?

 

Ha bir de "ERMENILER OLMEDI DEMEDIM" yerine "ERMENILER OLDURULMEDI DEMEDIM" desenize?

 

Son olarak: Ornek verdiginiz kaynaklar kac Ermeni'nin oldugunu iddia ediyor soylermisiniz? Ve sizin kaynaginiz kim? Bu kaynak ipin hangi tarafinda zipliyor, onu da bir ogrensek?

 

Saygilar,

 

Diyarbakirli...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Elektronik postama gelen Sn. Bülent Karakaş'a ait bu makaleyi tartışmaya açmak istiyorum.

 

 

 

 

 

Bülent Karakaş: AHMET ALTAN'A AÇIK MEKTUP

 

 

 

Ben de ne zaman bir Ahmet Altan makalesi okusam, satır aralarında bir çıngıraklı yılan dolaşıyor sanki. Tıslaması kulaklarımda çınlıyor, hiçbir müzik türü gideremiyor bu sesi.

 

Her yeni makalenizde "sabır" diyorum ama artık yeter; "Ah Akparik" isimli makaleniz bardağı taşıran son damla oldu. Her fırsatta insanlıktan ve barıştan söz eden maskeli yazarın maskesinin ardındaki yüzü ortaya koymaksa şart oldu.

 

"Durun ne olur bir an ve düşünün" demişsiniz.

 

Durdum… düşündüm…

 

Gözlerimi kapattığımda 1915 öncesine gittim birden…

 

Erzurum'da isyan… Sasun'da isyan… Zeytun'da, Van'da, sonra tekrar Sasun'da, Adana'da isyan…

 

Derken 1915 yılına geldim… Osmanlı bir yandan dışarıdaki düşmanla savaşıyor…

 

Bir yandan da Bitlis'te isyan… Erzurum'da isyan… Elazığ'da, Diyarbakır'da, Sivas'ta, Trabzon'da, Yozgat'ta, Van'da isyan… Amaç; Osmanlı'nın gücünü bölmek, düşmana kolaylık sağlamak…

 

Hepsi Ermeni isyanı… Başlarındakiler Rusya'dan gelen Ermeni komitacıları olabilir ancak isyan edenler, yıllardır birlikte yaşadığı insanları komitacılarla birlikte vahşice öldürenler, bizzat Osmanlı Ermenileri…

 

Gözlerim hala kapalı 1915 Van'ındayım…

 

Ruslar Van yolunda… Ermeniler isyanda… Şimdi siz düşünün…

 

Bıyıkları etleri ile birlikte kesilen erkekler…

 

Evlerine ot tıkanıp ateşe verilmiş insanlar… Dışarı kaçmak istiyorlar, bu defa kurşunla, süngü ile öldürülüyorlar…

 

Bir eve doldurulmuş kadınlar, kızlar, defalarca tecavüze uğruyorlar….

 

Cesetlerle dolu kuyular…

 

Derisi yüzülmüş, uzuvları kesilmiş erkekler…

 

Kazığa oturtularak öldürülmüş yaşlı kadınlar… Uzaktan bakılınca başlarında örtüsü oturuyor gibi görünüyorlar.

 

Alınlarından, ellerinden duvarlara çivilenmiş ihtiyarlar…

 

Derken daha fazla kırılmamaları için Müslüman ahaliye hicret emri…

 

Vasıtaları olanlar vasıtaları ile, olmayanlar büyük bir perişanlık içerisinde yollara düşüyor…

 

İnsanlar yollarda çocuklarını bırakıyor, açlık ve salgın hastalıktan kırılıyor…

 

Bitlis, Urfa yollarında ailelerin çoğu yok oluyor…

 

Bazıları da göç için deniz yolunu seçiyor. Onlar için on iki gemi tahsis ediliyor…

 

Tabi gemiciler hep Ermeni…

 

Bu gemicilerin yardımı ile Adır adasına çıkarılan dört gemi dolusu insan, Ermeni fedailer tarafından katlediyor…

 

…ve sonra Ruslar geliyor…

 

Van'ın neredeyse beşte dördünün yok edildiği bu vahşete onlar bile razı olamıyor.

 

x x x

 

Savaşta arkasından vurulduğunu, iç güvenliğinin temelden sarsıldığını gören İttihat ve Terakki, Tehcir Kararını almak zorunda kalıyor.

 

İllere gönderilen telgraflara bakın; hasta, kör, sakat ve yaşlılar göç ettirilmiyor, şehir merkezlerine yerleştiriliyor.

 

Katolik ve Protestan mezhebinden olanlar, göç ettirilmiyor ve bulundukları şehirlere yerleştiriliyor.

 

Osmanlı ordusunda subay ve sağlık sınıflarında hizmet gören Ermeniler ve aileleri bulundukları yerlerde bırakılıyor, göç ettirilmiyor.

 

Yetim çocuklar ve dul kadınlar da göç ettirilmeyerek yetimhanelerde ve köylerde koruma altına alınıyor ve kendilerine maddi yardımda bulunuluyor.

 

Ayrıca ilk etapta da sadece belli bölgelerdeki, bir kısım Ermeniler göçe zorunlu kılınıyor, bir kısmı yerinde kalıyor…

 

Kalanların da hepsi Ermeni. Amaç bir soyu kırmaksa, İttihat ve Terakki neden bu kadar zahmet ve masrafa giriyor?

 

Bu arada savaş devam ediyor… İsyanlar durmuyor…

 

Şebinkarahisar'da isyan, Bursa'da isyan, Adana'da, Urfa'da, Fındıkçık'da, İzmit Adapazarı'nda isyan…

 

İşte o Bursa'daki Ermeni kadın, Adana'daki yaşlı adam, Sivas'taki bebek de bu yüzden gitmek zorunda kalıyor. Tek başlarına gitmiyorlar, yanlarında kocaları, babaları, oğulları da var, ailece gidiyorlar.

 

Bu arada yukarıda saydığım onca yerde vahşice öldürülenlerin de yaşlı adam, kadın, çocuk ve bebek olduğunu unutmamak gerekiyor, ailece ölüyorlar. Onların da tek suçları Müslüman olmalarıydı, Türk, Kürt, Çerkes, Laz olmalarıydı.

 

Bu gerçekleri dile getirmenin neresi ayıp? Asıl ayıp olan, bir tarafın kaybına üzülüp, diğerini dikkate bile almamaktır.

 

Ayrılıkçı Ermenilerden katliamlara fiilen katılmayanların da kimi casusluk, kimi yataklık, kimi yardımcılık yaptı. Bunların savaşmakta olan Osmanlı'ya daha az zarar verdiğini mi sanıyorsunuz? Ya Osmanlı ordusuna dahil olup da, silahları ile birlikte düşman tarafına geçen Ermeniler için ne düşünüyorsunuz?

 

Tabii ki, birçok Ermeni de Osmanlı'ya sadık kaldı. Ayrılıkçı Ermeniler, sadık Ermenilere de yapmadıklarını bırakmadılar; onları tehdit ettiler, soydular, hunharca öldürdüler.

 

x x x

 

Savaşan her devletin ilk önceliği emniyetidir. Nitekim daha I. Dünya Savaşı başlar başlamaz, İngilizler, dünyanın öbür ucundaki sömürgeleri Avustralya'nın güneyinde yaşayan Alman asıllı Avustralya vatandaşlarını kıtanın iç kısımlarına göç ettirdiler. Ortada isyan yok, düşmanla iş birliği yok, casusluk faaliyeti yok, cinayet yok. Hiçbir zaman dile getirilmediği için bunları bilen de yok ama savaş başlar başlamaz ne olur ne olmaz diye sürülmüşler. İngilizler, onları perişan halde sürerken onlara çok gaddarca davranmışlar. Evlerini basmışlar, mallarını mülklerini tarumar etmişler, piyanolarını bile parçalamışlar. Çünkü piyano ile Alman marşı çalabilirlermiş. (Ermeni Meselesi / Bilal N. Şimşir / Syf.26)

 

x x x

 

Uzun lafın kısası, İttihat ve Terakki bir soykırım yapmadı. Hem Müslüman ahali'yi hem de Ermeni halkını büyük bir soykırımdan kurtardı. Tehcir edilen Ermeni, kaldığı yerde ölüp, öldüreceğine; gittiği yerde yaşamaya devam etti. Tabii ki, dönemin ilkel koşullarında ve savaş döneminde yollarda kırılanlar oldu. Ancak tehcirde kırılanın canı candı da, hicrette kırılanınki can değil miydi? Önemli olan yitirilen canlarsa, ortalık bunun için ayağa kalkıyorsa, iki tarafın canı için de kalkması gerekmez mi?

 

Hadi sizin iddia etmiş olduğunuz gibi gerçekten soykırım yapmış olduklarını var sayalım. İngilizler 1919 – 1920 yıllarında yakaladığı İttihatçıyı Malta Adası'na sürmüştü. Hepsi ellerinde tutuklu bulunuyordu. Bunlardan 58'i Ermeniler ile ilgili suçlanıyordu. Ancak ne hikmetse mahkemeye bile çıkarılamadan salıverildiler. Çünkü onları yargılamak için tek bir kanıt bile bulamamışlardı. Oysa o günlerde olay tazeydi, tüm şahitleri hayattaydı. Buna rağmen kanıt bulamadılar. O düzmece Mavi Kitaplarını da delilden sayamadılar. Bu durumda insan, düşünmeden edemiyor; "bu insanları suçlu ilan edebilmek için tüm tanıkların ölmesi mi beklenmiştir?" diye.

 

x x x

 

Şimdi tekrar gözlerimi kapıyor ve 90 yıl öncesinden 16 yıl öncesine dönüyorum…

 

Yıl 1992, yer Azerbaycan'ın Hocalı Köyü…

 

Bir gece içerisinde katledilen 613 insan… Bunların 83'ü çocuk, 106'sı kadın…

 

Gözleri oyulmuş… Kulakları, burunları, kafaları ve daha başka birçok organları kesilmiş…

 

Aynı vahşetten hamile kadınlar ve çocuklar bile nasibini almış…

 

Bundan başka 487 ağır yaralı, 1275 rehin, 150 kişi kayıp…

 

Bir gece içinde yaşanan bu vahşete hangi yürek dayanır?

 

Bu vahşeti yaşayan ve sonra Beyrut'a yerleşen Ermeni gazeteci Daud Kheyriyan da dayanamamış, yazdığı "Haçın Hatırı İçin" adlı kitabında şu satırlara yer vermiş:

 

"…Gaflan denen ve ölülerin yakılmasıyla görevli Ermeni gurup, Hocalı'nın 1 kilometre batısında bir yere 2 Mart günü 100 Azeri ölüsünü getirip yığdı. Son kamyonda 10 yaşında bir kız çocuğu gördüm. Başından ve elinden yaralıydı. Yüzü morarmıştı. Soğuğa, açlığa ve yaralarına rağmen hala yaşıyordu. Çok az nefes alabiliyordu. Gözlerini ölüm korkusu sarmıştı. O sırada Tigranyan isimli bir asker onu tuttuğu gibi öteki cesetlerin üstüne fırlattı. Sonra tüm cesetleri yaktılar. Bana sanki yanmakta olan ölü bedenler arasından bir çığlık işittim gibi geldi. Yapabileceğim bir şey yoktu. Ben Şuşa'ya döndüm. Onlar Haç'ın hatırı için savaşa devam ettiler."

 

x x x

 

Evet, Ermeni gazeteci, Hocalı Katliamı ile ilgili bunları yazmış…

 

Peki Ahmet Altan ne yazmış?

 

Hiçbir şey! Evet, hiçbir şey! İlgi alanına bile girmemiş!

 

x x x

 

1986 Jivkov Bulgaristan'ı…

 

Türkçe isimler Slav isimlerine çevriliyor. Yetmiyor mezar taşlarındaki isimler de değiştiriliyor. Kamu alanlarında insanlar Türkçe konuşamıyor. Türkler, yaşadıkları bölgelerden alınıp Bulgarların çoğunluk olduğu bölgelere yerleştiriliyor. İbadet özgürlükleri kısıtlanıyor. Türk olduğu için iş verilmiyor ve insanlar Türkiye'ye göçe zorlanıyor. Bu kısıtlamalardan bir buçuk milyon insan nasibini alıyor.

 

Aradan üç yıl geçiyor, bir asimilasyon programı daha kapılarına dayanıyor. 310 bin Türk daha Bulgaristan'ı terk etmek zorunda kalıyor.

 

Ahmet Altan ise Bulgarların 1908'de bağımsızlıklarını ilan edişlerinde kalmış, sonrasıyla ilgilenmiyor.

 

Peki ya Yunanistan?... Türkistan?..

 

Bu konuda da tek satır yazmıyor.

x x x

Türkmen şehri Kerkük'e bitmez tükenmez bir Kürt göçü var, amaç Kürt nüfusu arttırıp, Türkmen'den arındırıp, burayı bir Kürt şehrine çevirmek.

Nüfus öylesine artmış ki; ne elektrik yetiyor ne de su. Yaz günü bir hafta boyunca susuz kalıyorsunuz.

Türkmenlere ait ve Saddam döneminde hükümet tarafından el konulan arazilere derme çatma yapılar kurulmuş. Yeni gelenler buralara yerleştiriliyor.

Kerkük'te yerleşecek olan her Kürt aile için 3000 dolar para yardımı yapılıyor.

Yetmiyor, evlerin yapımı için gerekli olan her türlü malzeme bedelsiz karşılanıyor.

Dahası Kerkük'te ev yapan Kürtlerin elektriği, suyu ve benzini de bedava...

Ohhh, ne ala!

Kürtler sadece boş arazilere değil, aynı zamanda Saddam hükümeti düştükten sonra, şehri terk eden Arapların boş evlerine, stadyumlara ve hatta kullanılmayan devlet binalarına da yerleşiyorlar.

Ya Türkmenler?

İleri gelen Türkmen aileleri her gün tehdit alıyor.

Çocukları okul önlerinden kaçırılıp, yüklü miktarda para karşılığı serbest bırakılıyor.

Her gün meydana gelen patlamalar nedense hep Türkmen mahallelerinde gerçekleşiyor.

Bu patlamalarda insanlar can veriyor, sakat kalıyor.

Ahmet Altan ise bakın kendisine neyi dert ediniyor?

"Vatandaşlığa bağlı bir ülkede milyonlarca Kürt kardeşimizle birlikte yaşarken, başka bir ülkedeki soydaşlarımızı, bu Kürt kardeşlerimizin soydaşlarına karşı koruyarak, çelişkiye düşmüyor muyuz? Bu durum bizi açıkça bölmez mi?"

(Makalenin tamamını için -http://www.gazetem.net/aaltanyazi.asp?yaziid=174-)

Daha sonra göreceklerimi, okuyacaklarımı bilmeden "pes" diyorum ama Ahmet Altan, siz öyle bir yazıyorsunuz ki, okudukça neye şaşıracağımı şaşırıyorum.

x x x

 

Şimdi yine kapıyorum gözlerimi ve Kurtuluş Savaşı günlerine dönüyorum. Ülkemizin batı bölümü Yunan işgali altında…

 

Bergama ve yöresindeyiz…

 

Yukarı Kimikler Köyünden Molla İbrahim'i kulaklarına kadar kesiyor, gem takıyorlar. Bu haldeyken Bergama içinde gezdiriyorlar. Sonra tırnaklarını halkın içinde kerpetenle söküyorlar ve 4 gün sonra parçalayarak öldürüyorlar.

 

Çerkes İdris Ağa'nın 10 yaşındaki kız evlatlığına sekiz, on Yunan askeri birden, bir çok kez tecavüz ediyor, sonra da vücudunu ikiye ayırarak öldürüyorlar.

 

80 yaşındaki dilsiz oğlu Ahmet ve eşi Zahide'yi paralarını aldıktan sonra parçalayarak öldürüyorlar.

 

Alaca Köyünden Mehmed oğlu İsmail ile oğlu Mustafa'nın ayaklarını testere ile kesiyorlar.

 

Firuz Köyü halkına silah aramak bahanesiyle işkence yapıyorlar, pek çok kadın ve kızın ırzına geçtikten sonra hepsini kurşuna diziyorlar.

 

 

Şimdi de Orhan Gazi'de bir sokaktayım…

 

Ağzında el bombası patlatılmış bir delikanlı yatıyor yerde…

 

Biraz ilerde karnından bağırsakları dökülmüş bir genç kadın cesedi var…

 

İki adım ötede 2 yaşlarında başsız bir çocuk…

 

İleride gübre yığını üzerinde 12 yaşında bir kız, ırzına geçilmiş…

 

İç sokaklara doğru ilerliyorum. 60 yaşında bir kadın… Irzına geçilmiş ve öldürülmüş…

 

Muratoba Köyü mü?

 

Erkekleri camiye dolduruyor, üzerlerine gaz dökülüp yakıyorlar...

 

Ya Çınarcık köyü?

 

Erkeklere annelerini peşkeş çekmek istiyorlar. Ölüm pahasına bu işi yapmayan delikanlıları süngülerle öldürüyorlar.

 

Bir taraftan ateşe verilen evler tutuşurken, Yunan askerleri süngü ucuna taktıkları küçük bebekleri kuzu kızartır gibi ateşe tutuyorlar… Genç kızların memelerini kesip, kebap yapıyorlar…

 

Yalova… Beykoz… Şile… Rezaletin, işkencenin bini bir para…

 

Tırnak sökmeler, un çuvalında dövmeler, çuvala koyup suya atmalar, ağaca ayaktan asmalar, ağaca asılanları parçalamalar, diri diri çukurlara gömmeler, göz oymalar, kulak kesmeler, camiye doldurup yakmalar, kadınlara zorla erkek uzvu çiğnettirmeler, anne ve babasına zorla tecavüz ettirmeler, kurşuna dizmeler, edep yerlerine bomba koymalar…

 

Yeter artık! İçim daha fazla dayanmıyor, ben gözlerimi açıyorum.

 

Sonra merak ediyorum, "Acaba Ahmet Altan bu konuda ne düşünüyor?" diye.

 

Karşıma "Kendini Öldürmek" adlı makaleniz çıkıyor. Amerikalı Clint Eastwood, tümüyle Japonca olan ve II. Dünya Savaşı'nda Japon askerlerinin Amerikalı askerlere karşı kahramanlıklarını anlatan "Iwo Jima" adlı bir film çekmiş. Film, düşmanın da insan olduğunu anlatıyormuş. Amerika, o kadar hoşgörülüymüş ki, bu filmi Oscar'a aday göstermiş.

 

Bütün bunları anlatıyor ve soruyorsunuz: "Ben Kurtuluş Savaşı'nda Yunan askerlerinin kahramanlığını anlatan bir film çekebilir miyim?"

 

Sonra ekliyorsunuz: "Yunanlıların kahramanlıklarını anlatan, tümüyle Yunanca bir film çekip, Türk askerlerinin iki Yunan esirini nasıl acımasızca öldürdüğünü göstermeye kalksam, bunu hoşgörüyle karşılamazsınız. Böyle bir işe kalkışsam, çok büyük bir ihtimalle 'Türk düşmanı olmakla', 'satılmışlıkla', 'hainlikle' suçlanırım."

 

Sonra yine soruyorsunuz: "Peki ama niye? Niye ben Yunanların kahramanlıklarını anlatamam?

 

Hiç mi kahraman, yiğit, cesur Yunan askeri yoktu o savaşta?

 

Hiç mi hayatını tehlikeye atan, ölümün üstüne yürüyen birileri çıkmadı Yunan ordusunda?

 

Bütün kahramanlıkları Türkler mi yaptı?"

 

(Okuduklarına inanamayanlar için makalenin tamamı -http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/6378062.asp?yazarid=150&gid=61- adresinde)

 

Amerika'nın Clint Eastwood gibi sanatçıları varmış. Eastwood'un bu filmini Oscar'a aday gösteren inanılmaz bir hoşgörü varmış. Amerikan toplumu, bu filmin oynadığı sinemaları yakmıyor, Eastwood hakkında "Amerikalılığa hakaretten" dava açılması için gösteriler düzenlemiyor, onu "ölümle" tehdit etmiyormuş. Kongre'de "bu adam bizi sırtımızdan bıçaklıyor" diye bağıran politikacıları yokmuş.

 

İşte Amerika tüm dünyada en gelişmiş ülkelerden biri kabul edilmesini politikacılarına, liderlerine, askerlerine, ordusuna, silahlarına değil, bütün bu hoşgörülü insanlara borçluymuş.

 

Bu muhteşem yorumla birlikte bizlere soruyorsunuz:

 

"Böyle bir film çekersem, beni över ve ödüllere aday gösterir misiniz?"

. . . . . . . . . .

 

Valla Ahmet Altan, Altın Portakal'ı bilmem ama böyle bir film ile Nobel'i garantilersiniz.

 

Ya da bakın, aklıma ne geldi? Bence siz, Girit adasındaki Yunan ayaklanmalarının bastırılması sırasında Türklerin gösterdikleri kahramanlıkları anlatan, tamamı Türkçe bir film yapıp, bunu Yunan sinemalarında gösterime sokun. Bakalım size ne ödül verecekler?

. . . . . . . . . . .

 

Yine değinmeden geçemeyeceğim. Aynı makalede diyorsunuz ki;

"Amerikalı bir sanatçı yaptığı filmde 'düşmanı' 'insana' dönüştürüyor. Biz düşmanımızı 'insan' olarak anlatabilir miyiz?"

 

İşte size bir öneri daha. Gördüğüm kadarı ile sizin dışarıda düşmanınız olmadığı için zorunlu olarak örneği içeriden vereceğim. Mesela bu aralar en uyuz olduğunuz kim var? Ergenekon Çetesi olarak adlandırdığınız insanlar, değil mi? Kendimi bildim bileli siz hangi kurumdan haz etmezsiniz? Türk Silahlı Kuvvetleri değil mi? Bunlar da sizin kendinize düşman belledikleriniz olduğuna göre, hadi anlayın düşmanınızı, insan olarak görün, sevin onları, sevmeyenlere de sevdirin. Ülkenin bir aydını olarak öncü olduğunuzu gösterin. Ne kaybedersiniz?

 

x x x

 

Artık gözlerimi korka korka kapatıyorum. Kıbrıs'tayım… Tarih 24 Aralık 1963…

 

Silah sesleri duyuluyor…

 

Tüfek dipçikleri ile kilitli kapılar kırılıyor… İnsanlar sokaklara sürükleniyor…

 

70 yaşında bir Türk, kırılan ön kapısının sesiyle uyanıyor…

 

Sendeleyerek yatak odasından çıktığında, bir sürü silahlı gençle karşılaşıyor…

 

"Çocuğun var mı?" diye soruyorlar…

 

Şaşkın bir biçimde "Evet" diyor…

 

"Dışarı gönder" diye emrediyorlar…

 

19 ve 17 yaşlarında iki oğlu ve 10 yaşındaki kız torunu aceleyle giyinip, silahlı adamların peşinden dışarı çıkıyorlar…

 

Çiftlik duvarının dibine dizildikten sonra, silahlı adamlar tarafından makineli tüfek ateşiyle öldürülüyorlar…

 

Başka bir evde, 13 yaşında bir erkek çocuğunun ellerini dizlerinin arkasında bağlayıp, yere yıkıyorlar…

 

Ardından tekmeleyip, ırzına geçiyorlar…Sonra da tabancayla başının arkasından vuruyorlar…

 

Tüm bunları ben değil, H. Scott Gibbons, Peace Without Honour adlı kitabında anlatıyor. Haliyle merak ediyorum, Ahmet Altan bu konuda ne diyor?

 

Bunun yanıtını "Türklerin Tek Sorunu Var" adlı makalenizde buluyoruz.

 

Bülent Karakaş seçimi..

 

 

Kaynak: -http://www.hurhaber.com/news_detail.php?id=92609-

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Elektronik postama gelen Sn. Bülent Karakaş'a ait bu makaleyi tartışmaya açmak istiyorum.

 

.

.

.

Kaynak: -http://www.hurhaber.com/news_detail.php?id=92609-

 

Yine bir kac ornek vererek olayi Turk tarafi, yani taraf olarak arastirmissiniz ve bir nevi propaganda yapmissiniz. Size sorum: Ermeniler de boyle bir cok oprnek veriyor 1915 Ermeni olaylari zamanindan. Onlara hic actiniz mi kulaklarinizi?

 

Ve kendim, bu konuda tarafsiz bir olarak sunu soylemek istiyorum: Ermeni kardeslerimize bizden degilmis gibi bakmamiz gercekten cok ayip bor olaydir. Ermeni Olaylari'ndan sonra bile nice Ermeni vatandasimiz Turk sanati ve kulturne ne katkilar da bulundular haberiniz var mi? Adile Nasitler, Fikret Hakanlar, Garo Mafyanlar...

 

Yapilmissa bir hata gecmiste kendini bilmez bir kac kisi tarafindan bu bizlere ve koca bir halka zaten maledilemez. Artik barissak fena mi olur? Ermeni kulturu hakkinda ne kadar bilgimiz var?

 

Diyarbakirli...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.