Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Seni Sevmiyorum Başbakan


irinçköl

Önerilen İletiler

Burada sömürü tespiti yapılabilmesi için koşulları bilmek önem kazanıyor.

Eğer iki kişi de yeterli ve eşit gelire sahip ise, birinin diğerinden borç alması / geç vermesi / taksit yaptırması vs., diğerini " ihtiyacı fazlası harcama yapmak için " sömürmesi olur. Hatta bu hal borç alınanın ihtiyacını karşılayamamasına sebep oluyorsa bu daha vahimdir.

Yoksa, iki kişiden biri ihtiyaç fazlası kazanıyor ve arkadaşı ihtiyacını karşılamak bakımından yetersiz bir gelire sahip ise, borç alınanın ihtiyacını karşılayamamasına sebep olmadığı müddetçe, diğerinin borç alması ihtiyaçtandır. Bu sömürü olmaz. Zira, ihtiyaç fazlası kazançta da üretim araçlarını elinde bulunduranların sömürüsünden pay vardır.

Fakat, biz bu başlıkta Kapitalist toplumdan değil, Komünal bir toplumdan bahsediyoruz. Elbette Komünal bir toplumda bu yazdıklarım geçersiz olur. Zira, Kapitalist toplumda " ihtiyaç " tanımı kişiye göre değişir. Kapitalizmi ayakta tutan sürekli ihtiyaç yaratmak olduğundan.

Herkesin herkes tarafından yeteneğine göre ürettiği ürünleri, ihtiyacı oranında paylaştığı Komünal bir toplumda sömürü olmaz.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Değil komünal toplum, değil başka toplum, iki kişi yan yana geldiği anda sömürü başlar. Olmaması olanaksızdır. Eşitlik ancak sömürüye sömürü ile karşılık vermekle sağlanabilir. Sömürü illa parasal olmaz. Duygu sömürüsü, inanç sömürüsü gibi sömürüler de yapılır. Sömürü doğanın özündedir. Doğadan evrimleşmiş insan sömürüden soyut olamaz...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Her türlü sömürü sömürü bilinci ve samimiyetsizlik olmadan yapılamaz. Doğada da, İlkel Komünal toplumlarda da bu bilinç ve samimiyetsizlik yoktur. Dolayısıyla, ihtiyaç fazlası elde etmek için, nemalanmak için, rant elde etmek için ne ekonomik ne duygusal ne de inanç sömürüsü bu toplumlarda bulunmaz. Bu sömürülerin hepsi Köleci toplumla başlamıştır.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sömürü için bilinç gerekmez. İlkel reptil beyin çekirdeği bile, elinde lezzetli bir yiyecek bulunan bir insanın kafasına bir taş veya odun vurup o lezzetli yiyeceği onun değil, kendisinin yemesinin daha iyi olacağını emreder. Sömürüyü en aza indirmek bilinç sayesinde olası hale gelebilir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İlkel beyin aç iken elinde lezzetli bir yiyecek bulunan bir insanın kafasına bir taş veya odun vurup o lezzetli yiyeceği onun değil, kendisinin yemesinin daha iyi olacağını emreder. Fakat, tok iken böyle bir şey emretmez.

 

Dolayısıyla, sömürü tanımımız " ihtiyaç fazlası " nı elde etmek üzerine olduğundan, bu ancak bilinçle yapılır, yani; " SÖMÜRÜ BİLİNCİ "

 

Bu anlattığınıza günümüzde ise " GASP " deniyor. Bu da bilinçsizlikle değil, bilinçlilikle yapılan bir eylemdir. Dolayısıyla, cezai müeyyideden muaf değildir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş


Açlık-tokluk kavramları, artı-eksi, sıfır-bir gibi birinin varlığında diğerinin kesin yokluğu demek olan kavramlar değiller. Kemik kemirmek var, yağlı lüp etli butu mideye indirmek var. Geniş bir alana sahip olmak ve büyük bir sürüye liderlik etmek var, sürüden kovulup tek başına artıklarla karın doyurmak var. Düşük kalorili meyvelerle karın doyurmak var, safi balla karın doyurmak var. Doymaktan doymaya fark var.


 


İhtiyaçların bir sınırı olmaz. İhtiyacım tamam, oturayım kimsenin lokmasına göz dikmeyeyim diye bir şey yoktur. İki lokma fazla yersen daha güçlü olur, daha geniş bir alana hükmeder ve daha kalabalık bir sürüye sahip olursun.  


 


Daha fazla enerji üretmek için topraklarında uranyum olan bir ülkeyi işgal etmek de ihtiyaçtır. İhtiyaç duyuyor yani, istiyor. "Otur oturduğun yerde, karnın tok, uranyumu ne yapacaksın" desen de dinlemiyor. İlla bu uranyum bana lazım, ihtiyaç diyor. 


 


Öyle basit mantıklarla karnı toksa otursun keyfine baksın akıllarıyla işler çözülmüyor. Ben yiyeceğini alma konusunu sadece örnek olarak verdim. Tartışmanın karın açlığı tokluğu şeklinde basit bir mantık üzerinden gideceğini aklıma bile getirmemiştim. 


 


Şimdi kabile şefi butun kaba ve yağlı yerini kendine ayırdığında bu nasıl sömürü olmuyor? Kabile büyücüsü de öteki buta el koyduğunda? "Yoksa hastalarınızı iyi edemem, ölmüş atalarınızın ruhlarından haber alamam" dediğinde?


 


Yani örneği geliştirelim o zaman, ilkel reptil beyin çekirdeği bile, karnı ikisi de tok olan iki kişinin yemeğin üzerine birinin elinde havuç, birinin elinde bal varsa, "o balı benim yemem daha iyi olur" der! Bu kez örnek açıklayıcı olmuştur sanırım! Gaspın tanımının, tarihçesinin, günümüzdeki yasalara göre cezasının ise konumuzla uzaktan yakından bir ilgisi bulunmuyor.


Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kapitalist Mantıktan sıyrılamadıkça ihtiyaçların sınırı da olmaz tabii.

 

Siz tok bir kediye isterse en sevdiği mama veya ciğer olsun zorla yediremezsiniz. Ve evet doygunluk hissi 1- 0 mantığıdır. Belli bir eşik değerden sonra ilk 20 dk. ne yerseniz yersiniz ondan sonra beyinin ilgili bölümü ( HİPOTALAMUS ) sinyali verir ( İnsülin ve Leptin hormonları salgılanır ve iştah kapanır. )

 

Doğal durum budur. Ama biriktireyim, gelecek kaygısıyla yağ depolayayım zihniyeti ilkel toplumlarda da doğada da yoktur. ihtiyaç her neyse o kadar kapasite vardır. İhtiyaç dışı için bir mücadele söz konusu değildir.

 

Yani; her günün akşamında toplanan ve avlanan ürünlerin paylaşıldığı, paylaşmamanın ayıp sayıldığı bir toplumda sömürü bilinci de, sömürünün kendisi de bulunamadığı gibi, Kabile Şefi veya Büyücüsünün hiyerarşik üstünlüğünün olması da, sömürü bilincine sahip olmasını gerektirmez.

 

Bunun anlaşılamamasının nedeni iliklerimize işlemiş Kapitalist düzendeki Hiyerarşi mantığı üzerinden düşünülmesidir.

 

Gaspın konumuz ile alakası, bilinçlenince yapılamayacağı iddiasıdır.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Karnı tıka basa doymuş kedi ciğere mundar diyebilir. original.gif Ama karnı neyle doyduysa artık, lifli sebzelerle, düşük kalorili meyvelerle mi, yağlı lüp etli butla mı, orası bilinmez, tok bir insan bir avuç yüksek kalorili bala asla hayır demez.

 

Ayılar kışa doğru besinin en yağlısını tercih eder, gerisini yemeden bırakırlar. 0-1 mantığı elektronik lojik mantıktır. Doğada karşılığını bulmak biraz zordur.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Gercekleri yazanlara degisik etiketler yapistiranlar aslinda "Gitsin basbakanin huzurunda okusun"gazeliyle sözümona yorum yapmis.Halbuki cok iyi biliyor ki agzini acanin agzini 50 kisi birden kapatiyor.Elli kisi diyorum bunlar aslinda kisi degil satin alinmis araclardir,yani insanliklarini satmis robotlasmis aldiklari görevi bir robot edasiyla yerine getirirler.robotlar programlara göre calisirlar.Cünkü robotturlar,insanlar ise vicdan denilen bekcinin kontrolü altindadir.

 

Basbakani sevmiyorum diye yazan kisiyi kutluyorum,gitsin basbakanin huzurunda okusun diyeni de kiniyorum.

 

Bana karisan yok diyor arkadas dogrudur,ülke satilirken,bölünürken,cumhuriyet yok edilip ordusu hadim edilirken seyredenlere kimse dokunmaz..

 

 

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Karnı tıka basa doymuş kedi ciğere mundar diyebilir. original.gif Ama karnı neyle doyduysa artık, lifli sebzelerle, düşük kalorili meyvelerle mi, yağlı lüp etli butla mı, orası bilinmez, tok bir insan bir avuç yüksek kalorili bala asla hayır demez.

Aç olan asla hayır demez, çünkü şekeri düşmüştür. Ama tok olan hayır diyebilir, hele bal için karşısındakinin kafasına odun vurmayı, hiç düşünmez.

 

 

Ayılar kışa doğru besinin en yağlısını tercih eder, gerisini yemeden bırakırlar.

Evet, ihtiyacı kadarını yer, ihtiyaç fazlasını yemez.

 

 

0-1 mantığı elektronik lojik mantıktır. Doğada karşılığını bulmak biraz zordur.

Bilakis, canlılığın en temelinde eşik değerler söz konusudur. Eşiğin altı-üstü 0-1 mantığıdır. Tüm hücrelerde mV mertebesinde aksiyon potansiyeli eşiği vardır. Beyin de 1-0 mantığı ile çalışır.

 

Burada sanırım karıştırdığınız mevzu potansiyel değerlerin zamana bağlı değişkenliği / dinamikliğidir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Tok olanın hayır deme olasılığı elbette var ama işte... Dese? Demiyor! Ayı, yağlı yeri yiyor, yağsız yeri başkası yesin, bana ne diyor. Öbürünün önünde yağlı tarafı varsa karın doyuracağı halde yağsızı bırakır, saldırıp yağlıyı almaya çalışır. Daha çok güç, daha fazla egemenlik, daha fazlası... Hep daha fazlası... Doğanın dinamiği budur.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Der der..ihtiyacı kadarını yedikten sonra yağlı da olsa, ayı da olsa der. original.gif

 

Bir süre sonra tekrar acıkır bu kez ihtiyacı olan başka ayının elindeyse gücü yetiyorsa onu alır ve yer.

 

Doğanın dinamikliği ihtiyaç fazlasını elde etmek üzere kurulu değildir. Zamana bağlı dinamik / değişken olan ihtiyaçtır. Her zaman diliminde ihtiyaç giderilir, fazlası için mücadele yoktur.

 

Av ve cinsellik için bölge egemenliği de böyledir. İhtiyacı olan yani daha iri daha fazla hormon salgılayan vs. daha büyük alana sahip olur. 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İyi beslenen iri olur. Daha çok enerji tüketmeye başlar, daha fazla hormon salgılar, semirir, palazlanır, güçlenir, ihtiyaçları artar...

 

Doğa sömürü üzerine kuruludur. Daha hayatın ilk temelleri başlarken tek hücrelilerin bazıları hazır besin olarak diğer tek hücrelileri sömürmeye yöneldiler. 

 

Sömürüyü yok etmek için doğayı baştan yaratmanız gerekir. Bu tartışmada uzatılacak ve demagojilerle konuya takla attırılacak bir taraf göremiyorum. Konu kesin ve nettir. Demagoji yapılacaksa demagojiye yatkın bir konu bulunmalı. Sömürünün doğanın temelinde olduğu kesin, su götürmez ve kuşkuya kapalıdır. Kesindir. 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İyi beslenen iri olur. Daha çok enerji tüketmeye başlar, daha fazla hormon salgılar, semirir, palazlanır, güçlenir, ihtiyaçları artar...

Doğa sömürü üzerine kuruludur. Daha hayatın ilk temelleri başlarken tek hücrelilerin bazıları hazır besin olarak diğer tek hücrelileri sömürmeye yöneldiler.

Sömürüyü yok etmek için doğayı baştan yaratmanız gerekir.

Sizin sömürü tanımınız ihtiyacı karşılamak. Oysa, sömürü ihtiyaç fazlası elde etmektir. Başkasının emeği üzerinden ihtiyaç fazlası çıkar temin etmektir, rant sağlamaktır. İhtiyacı karşılamak için verilen emek sömürü tanımına uymaz.

 

Doğanın dinamikliği ihtiyaç fazlasını elde etmek üzere kurulu değildir. Zamana bağlı dinamik / değişken olan ihtiyaçtır. Her zaman diliminde ihtiyaç giderilir, fazlası için mücadele yoktur.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İnsanların karnı doyunca etliye sütlüye karışmadığı bir dünya hayali kuranlar hayal aleminde yaşayan kişilerdir. İhtiyaç fazlası diye bir şey yoktur. İhtiyaçların bir sınırı bulunmamaktadır. Böyle bir dünya hiç olmamıştır ve hiç olmayacaktır. Hayal aleminde yaşamak insanı gerçek hayattan koparır, bir ruh yapar. Tavsiye etmem. Gerçek dünyaya acil dönüş yapmak şart...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İşte Sömürü sistemi insanı o hale getirir ki, kendisini sömürenlerin sömürücü mantığını bile savundurtur.

 

Sürekli ihtiyaç yaratma üzerine kurulmuş Kapitalist sistemin ruhu, insanı kendine yabancılaşmış ruhsuz bir robot haline getirir.

 

Öyle ki, İhtiyacı için çalışmayı bile sömürü saydığı için ve bu " sömürüsünü " normal gördüğü için gerçek sömürüyü de göremez  Mesela kredi kartına taksitle çoğu fonksiyonunu bilmediği ve ihtiyacı olmadığı halde bir Akıllı cep telefonuna sahip olarak hayal aleminde yaşaması onun için gerçek hayat olur.

 

Diğer taraftan, her şeyin her aile bireyinin ihtiyacı oranında paylaşıldığı bir aile yaşamında bile, sırf Babanın otoritesinin olmasına bakıp bunu Babanın sömürüsü olarak da görür. Çünkü, çalıştığı şirketteki müdürü, artı değerden aldığı -astlarına göre- fazla payla patrondan daha patron olup astlarını maaşlarının artmaması için türlü bahaneler bularak ezdiği ve " bu normal bir sömürü " olduğu için, Babanın hiyerarşik konumunu kafasında bununla aynılaştırır ve kendisi de müdür gibi olmaya çalışır.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bana karisan yok diyor arkadas dogrudur,ülke satilirken,bölünürken,cumhuriyet yok edilip ordusu hadim edilirken seyredenlere kimse dokunmaz..

 

Doğru söze can kurban... 

 

Gelelim, sömürgecilerin nasıl ihtiyaçtan fazlasını elde etmelerinin sömürü olduğu söylemine kimin aklı erer? Doğada sömürü olmadığına kimin aklı erer? Doğa sömürü üzerine kuruludur ve ihtiyaç da sömürerek elde edilir.

 

Arı balı ayı gelip yesin ihtiyacını gidersin diye mi yapıyor? Hayır. Ayı enerji sağlamak gibi zorunlu bir ihtiyaç için arıların emeğini sömürüyor.

 

Ceylan yavrusunu aslanlar yesin de karınlarını doyursunlar diye mi doğururuyor? Onu sütüyle besliyor, büyütüyor, ama aslan gelip yiyor. Yemezse ölür, zorunlu ihtiyaç. Yemesi şart. Ama buna rağmen durum şu: Aslan ceylanın her şeyini sömürüyor.

 

İnsanların masal anlatma ve masal dinleme merakına ben akıl sır erdiremedim gitti... Bunlar dogmatik masallardır, yok tanrı rızık yaratmış, takdir etmiş, falan filan. Böyle bir şey yoktur. Şu bilgisayarı kullanırken enerji tüketerek dünya kaynaklarını sömürüyorum. Bu bilgisayarda yazabilmem için orada kömür yanıyor, doğa kirleniyor, nükleer fisyon oluyor, radyoaktif atıklar binlerce yıl radyasyon saçıyor.

 

Kabile şefi but kısmını kendine, kaburgaları kabileye kemirmeleri için ayırırken nasıl kabileyi sömürmüyor? Sömürü doğaldır, bilinç gerektirmez. Sömürüyü önlemek bilinç gerektirir. Bunu ancak biz insanlar ve bizim bilinçli olanlarımız başarabiliriz. Eğer başaramazsak zaten doğal olan sömürü doğal biçimde sürer gider...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Emeksiz hiç bir şey hak edilmez. Emek ile Kazanılanın orantılılığı önemlidir. Emeğinize göre az kazanıyorsanız sömürülüyorsunuz demektir. Aynı şekilde emeğinize göre fazla kazanıyorsanız sömürüyorsunuz demektir.

Doğada sömürü yoktur. İhtiyacı karşılamak sömürü değildir. Her canlı emeği ile orantılı olarak kendisine fayda sağlar. Faydanın üst sınırı da ihtiyacı olandır. İhtiyaç fazlası diye bir şey yoktur doğada.

Aslan, Ayı vs. zorunlu ihtiyacını karşılamak için EMEK harcar ve ihtiyacı olanı kazanır. Aslan, Ayı sürekli olarak aynı ceylanın, aynı arı kovanındaki arıların kendisine yavru ceylan, bal vs. getirmesini emretmiş olsa bu sömürü olur. Ama böyle bir şey yok. Çünkü bu sömürü bilinci hiç bir canlıda yok insan dışında.

Sömürü insan icadıdır. Sömürü için Sömürü bilinci, Üretim Aracı Mülkiyeti ve Orantısız Emek şarttır.

Kölecilikte efendiler, arazisini işleyen, orada sebze vs. yetiştirip gıda üreten kölelerin emeği ile orantılı fayda elde etmesine izin vermez. Kendi emeği olmadan yalnızca araziye yani üretim aracına sahip olduğu için o ürüne el koyar, SÖMÜRÜRLER.

Feodal dönemde Soylu Ağa, Bey, Lord, Baron, Dük, Grandük, Kral vs. gibi Aristokratlar yine aynı şekilde yalnızca araziye yani üretim aracına sahip oldukları için Köylülerin ( serfler ve diğerleri ) emeğini çalarlar, SÖMÜRÜRLER.

Burjuva demokrasilerinde de, Büyük ve Küçük Burjuvalar ( Patronlar ve Esnaf ), yalnızca araziye / fabrikaya / dükkana yani üretim aracına sahip oldukları için yanında çalıştırdıkları ücretli kölelerin emeğini çalarlar, SÖMÜRÜRLER.

 

İlkel Klanlarda ise kan bağı vardır. Tıpkı bir ailedeki gibi paylaşım esastır Paylaşmamak dışlanma nedeni olur, ayıptır. Ailede Baba reis bile olsa, etin yağlı tarafını yeme hakkına sahip değildir. Bilakis çocuklara en iyi besin verilir. Çünkü onların daha çok  ihtiyacı vardır. İlkel Kabile Şefi ile Aile Babası özdeştir, Kapitalist Sistemdeki Yönetici ( Müdür, Şef ) değil.

 

Kendi sömürü bilincinin bilincine varmak da iki seçenek sunar insana, ya sömürüyü hak görüp sömürmeye devam eder, ya da vicdanının sesini dinleyip sömürüden vazgeçer.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Aslan, Ayı sürekli olarak aynı ceylanın, aynı arı kovanındaki arıların kendisine yavru ceylan, bal vs. getirmesini emretmiş olsa bu sömürü olur. 

 

kahkaha.gif Ya öldürdün beni gülmekten birader ya! Hay sağolasın, bir porsiyon kadar iyi geldi... Teşekkür ederim... 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 hafta sonra...

Sürekli sünni güzellemesi yapan başbakanın sanırım bu ülkede yaşayan diğer din ve mesheplere ait olanlara da bir minnet borcu varş. tek başına bu söylemleri bile sevilmemesi için yeterli bir nedendir.

 

Ben asıl sevilmesi için bir neden bulmayı başarabilenlere hayret ediyorum. Bu nasıl başarılabilir? Bunun "kıl" sevgisinden başka yolunu göremiyorum. Teyze iyi açıklamıştı... Teyzenin görüşü aynen geçerli ve çok açıklayıcıdır. Sağol teyze... Bizi çok ama çok aydınlattın.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 hafta sonra...

Herkes cengaver kesildi, mektup yazan yazana da bu işler mektupla olmaz. Kimliğini açık ederek çıkacaksın başbakanın makamına orada anlatacaksın derdini yanlız bu mektupta sarfettiği cümlelerin %10'nu edebilirse bu şahıs şükredin. Kolaydı bu lafları etmek sanki.

 

Ne demek istiyorsun?

 

Herkes benim gibi despottan korkmalıdır mı?

Çevremde örneklerini gördüğüm birçokları gibi insanlar onun yalakası yada düşünme yeteneğini yitirmiş biad edenlerden olmalıdır mı?

 

"Ananı da al git" diye höykürdüğü yurttaşı ne çabuk unuttun?

Onun gibi düşünen konuşan ve direnen milyonlarca insanın haykırışını duymuyor mu kulakların!

 

Böyle mektup yazıp şov yapmak yerine çıksın mertce başbakanın makamına burada yazdıklarını bırak söyleyebilmeyi tir tir titremekten 2 lafı zor bir araya getirir gibime geliyor.

 

 

Onun Yapamadığını sen neden yapmıyorsun peki...

Onu ve yazının içeriğinde sözü edilen politikalarını onayladığın için mi?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Böyle mektup yazıp şov yapmak yerine çıksın mertce başbakanın makamına burada yazdıklarını bırak söyleyebilmeyi tir tir titremekten 2 lafı zor bir araya getirir gibime geliyor.

 

 

Eleştiri getirdiğin onun yapamadıklarını sen neden yapmıyorsun peki?

Yazının içeriğinde sözü edilen politikaları benimsediğin yada desteklediğin için olabilir mi?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.