Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

T.C.Devleti vatandaslarindan her birinin kendi etik (milli, dini toresel, ahlaki, ananevi, kulturel, tarihi, sosyal v.s.) kimligini ortaya koymasi taninmassinin ve temsilinin talep edilmesi ve de baskalarinin etnik kimliklerine destek vermesi ve de herkesin etnik kimligini savunmasi, her bir T.C.Devleti vatandasinin, insan haklari ve evrensel hukluk guvencesinin temelhak ve ozgurlugudur. 

 

Bir etnik kimligin diger etnik kimlikler uzerindeki toplumsal yonlendirim ve yaptirfiminin devletin ve hukumetin politikasi olmasi ve bunun zorla baski ile kabul ettirilmeye calisilmasi ve devlet hukumet eliyle herhangibir etik kimligin digerleri uzerindeki ustunluk ve hakimiyet savunusu destegi ve zorlamasi ise hak ve ozgurluk ihlalidir.

Gönderi tarihi:

@@politika haklı bence.

 

Bence de haksız.

 

Etnisiteyi kaşıyanlar tabii ki art niyetli. Bunların iyi niyetinden asla söz edilemez. Emperyalizmin "böl parçala sömür" anlayışının kuklalarıdırlar.

 

Bunu zaten ben söyledim.

 

Türkiyeli diye bir şey olmaz. O zaman niye Türkiyeli? Niye Kürdiyeli değil, Laziyeli değil Gürciyeli değil? Bunun sonu var mı? Yok.

 

Neden olmasın efendim. Türkiye bir cografi isim. Daha önce buralarda Türkler yaşamış bu coğrafyaya Türkiye denmiş. Anadolu da denebilir. Yöreye bir isimle sahip çıkılacaksa eğer Türklerden önce yaşayan halklar da var. Yöreye sahiplenmek aynen insanlığın din, ahlak, vatan, bayrak gibi soyut olgusu. 

 

Türkiye Cumhuriyetini kuran halka Türk denir. 

 

İşinize geldiğinde de tüm halklarla birlikte savaşıldı dersiniz. Demek ki sizler de çoğunlukçu siyasetçilerdensiniz. Ben de Türk'üm ama sizin gibi Türk'çü değilim.

 

Türk adı tarihsel bir atamadır.

 

Şuna otoritenin ataması diyelim. Tarih bilimdir atama yapmaz.

 

Tarih böyle yapıldığı için böyle yazılmış.

 

Tarih bilim olsa da, olan yazılmışsa da, şekillendiren otoritedir. Kısaca emperyalist anlayıştır.

 

Bu ülke, tarih boyu süregelmiş olan Türklerin batıya hareketlerinin son durağı. Bu yüzden atama bu ada yapılmış.

 

Son güçlü, son işgalci demek lazım.

 

Yani çocuğun adını ya Ahmet koyuyorsun ya Mehmet, ya Ayşe, ya Fatma... Fraksul diye, Tiramo diye, ne bileyim Farasu diye bir sözcük uydurmuyorsun. Bir şeye atama yapıp bir isim vereceksin değil mi?

 

İsim önemli değil yeter ki insanlığı farklışatıran bir değer taşımasın. Emperyalizme yem olacak değer içermesin.

 

Atama tarihe yapılır ve tarihte de batıya doğru olan Türk hareketi bu tarihin belkemiğidir. Türklerin bu hareketi dünya tarihini kökünden değiştirmiştir. O yüzden bu harekete atama yapmakta en küçük sakınca yok.

 

Söyledim tarihi güçlüler belirliyor, Şimdi de Amerika.. Bu hareket Amerika imparatorluğunu oluşturursa bence sakıncalı.

 

Sonuçta, inançlar ve milliyetler insanlığı bölen parçalayan değerlerdir. Nerede karşına çıkarsa yok edilmeye çalışılmalı.

Gönderi tarihi:

Maalesef fikirlerini yanlış buluyorum @... Ulusalcılık ve vatanseverlik evini, ailesini sevmek ve korumak, daha iyi bir yer ve topluluk yapmak için çabalamak kadar doğal duygular. Yerilecek bir yanını görmüyorum.

 

Vatan ve ulus kavramlarını yermek, emperyalizme doğrudan hizmettir.

Gönderi tarihi:

Maalesef fikirlerini yanlış buluyorum @... Ulusalcılık ve vatanseverlik evini, ailesini sevmek ve korumak, daha iyi bir yer ve topluluk yapmak için çabalamak kadar doğal duygular. Yerilecek bir yanını görmüyorum.

 

Vatan ve ulus kavramlarını yermek, emperyalizme doğrudan hizmettir.

 

Ben de senin fikirlerini yanlış buluyorum.

 

Asıl insanların sadece kültürel olarak, soyut değerlerle farklılaştığını görememek, üstelik bunları yok etmek yerine bayraklaştırmak  emperyalizme hizmettir. Zira emperyalizm farklılığı sömürür.

Gönderi tarihi:

Emperyalist zihniyet her zaman mikro ayrimciliktan beslenir ve korukler.

 

Bir toplumu tek bir etik milli deger altinda toplamak ile, onu yok saymak onu gale almamak ayni mantiktir.

 

Sonucta "herkes turktur" demek, resmen kurde "sen kurd degilsin" demek temelli bir zorlamadir. Yine "herkes turktur" demek, "ben kurdum" diyeni de distalamaktir. Her ikisi de ayrimciliktir ve emperyalizmin ekmegine yag surmektir.

 

Cunku emperyalizm "bak sen kurdsun ama seni turk sayiyor, senin kurd oldugunu kabul etmiyor, seni turk olmaya zorluyor" temelli ayrimciligina yag surmektir.

 

Emperyalizme hizmet etmemek demek; farkli etnik kokenlerin varligini algilamak ve hak ve ozgurlugunu savunmak ve desteklemek demektir.

Gönderi tarihi:
Emperyalizme hizmet etmemek demek; farkli etnik kokenlerin varligini algilamak ve hak ve ozgurlugunu savunmak ve desteklemek demektir.

 

Farklı etnik kökenlerin varlığını algılayıp onların eşit şekilde her türlü hak ve özgürlüğünü savunmak, zaten gelecekte bu farklılıkların da ortadan kalkacağı anlama gelir. Bu, ne kadar kararlılıkla yapılırsa, emperyalizmin egemenliği de o kadar kısa olur.

Gönderi tarihi:

Farklı etnik kökenlerin varlığını algılayıp onların eşit şekilde her türlü hak ve özgürlüğünü savunmak, zaten gelecekte bu farklılıkların da ortadan kalkacağı anlama gelir. Bu, ne kadar kararlılıkla yapılırsa, emperyalizmin egemenliği de o kadar kısa olur.

Iste sana her turlu farkin ayrimciligi algisinin serbest dusunce ile bertarafi ve qua felsefesi ile ortaya konmasi.

 

Zaten bu algi ve bilincte etik olarak sahiplenilmis ve insanlasmanin onunde engel olan dogal/fenomenal zihniyetinin sorununun algisi vardir.

 

 

Cunku insanogfluna dunyanin hangi cografyasinda onun dogmu ile verilmis bir fark varsa, ustelik bu fark empoze olarak mucadeleye tasinirsa; tam da ayrimciligin eline koz verilmis olur.

 

Bilgiel bilimsel ve bilissel olarak her bir farkin bilincalti savunusu yani sorgulanmamasi toplumun sosyo-psikolojik sorunudur.

 

Mesela bugun insan haklari olarak Lice'deki halk direnisini savunmak, baskalarinca PKK savunusu olarak bile algilanasbilir.

 

Cunku onlar kurd kimligi kurdculuk politikasi ve PKK terorizm farkinin farkini algilayamazlar.

Gönderi tarihi:

Türk ataması, etnik temelli bir atama değildir. Hiç bir vatandaşın ırkına bakılmıyor. Irka dayalı bir ayrım yapılmıyor. "Haaa bak sen filan ırktansın, senin hakların şu şu şu ile kısıtlı. Haaa, sen falan ırktan mısın? Senin de hakların şunlar şunlar şunlar" diye bir durum yok. Bütün vatandaşlar anayasa ve yasalar önünde hiç bir ayrım yapılmaksızın eşittir.

 

Türk ataması, sadece tarihsel bir atama. Adamın adının muhammed olması, kendisine vahiy geldiğini iddia etmesini gerektirmez. Adamın adının kartal olması, yüksekten uçmasını gerektirmez. Adamın adının satılmış olması emperyalistlerin uşağı olmasını gerektirmez.

 

İsim sadece bir atamadır. Terakasama diye bir sözcük uydurup isim koymayız. İsimler atamalardır. İsimlere takılıp kalınmaz. Anayasaya bakılır, uygulanıp uygulanmadığına bakılır. Anayasada bir ayrım yok. Tüm vatandaşlar eşit. Uygulamada çıkan sorunlar demokratik tutumlarla giderilir. Bu budur.

 

O yüzden, bir isim ataması yüzünden millete: "Sen Laz değilsin, sen Kürt değilsin, sen Gürcü değilsin, sen Boşnak değilsin, sen Arnavut değilsin, sen de Zaza değilsin arkadaş kusura bakma" deniliyor şeklinde algılamak en hafif deyimle saflıktır. Bilgisizlik, medeniyetsizliktir.  Adam sana "bak evladım" dedi diye "sen anamı nerden tanıyorsun da evladın oluyorum"  diye tepki göstermek gibi bir banallıktır, basitlik, yozluk ve sığlıktır.

Gönderi tarihi:

Diğer iletilerde soyut dini kimliklerin insanları bölen bir fecaat olduğunu söyleyen arkadaşımız, burada ise yine bir soyut etnik kimliğin şemsiyesi altına girmeyi(din gibi) insanları bölmeyeceğini aksine birleştireceğini savunuyor. Benim asıl üzerinde durduğum bu çelişki.

Gönderi tarihi:

Ulusalcılığın niye birleştirici olmayacağını hiç anlayamadım. Kafatası ölçülüp kan testi yapılıp genetik harita mı çıkarılıyor da, hiç bir  kimseye "kusura bakma sen Türk ırkından çıkmadın, saçların lüle lüle, hadi sana güle güle" deniyor?

 

Yok böyle bir şey. Bu ülkeye tarihsel bir atama olarak Türkiye denmiş. Halkına da bu atamaya dayalı Türk denmiş. Türk bir atamadır, etnik kimlik değildir. Bir üst kimlik de değildir. Kimliğin altı üstü olmaz.

 

Türk egemen, üst kimliktir, alt kimlikler bu egemenliğe boyun eğmek zorundadır diyenlere ben de karşıyım, sonuna kadar da karşı olurum. Böyle bir iddiada asla bulunulamaz. Bu iddia insanlık onuruna aykırıdır. Böyle diyenlere birlikte karşı çıkalım, onlara insanlık değerlerini birlikte hatırlatalım. Hiç kimse hiç kimse üzerinde egemen filan olamaz. İnsanlık onuru buna karşı çıkar.

 

Ama atama olarak isim vermek son derece doğaldır. Türk ırkı dünyayı kökünden değiştiren bir ırktır. Öyle ki bu değişimden sonra dünya tarihi bir daha geri döndürülemez biçimde formatlanmıştır. Böyle büyük ve önemli bir tarihsel kökene atama yapılmayıp neye yapılacak. Bu koskoca tarihi görmezden mi geleceksiniz? 

 

Bu ülkenin Türkiye ve halkının Türk olmasını değiştirmek için tek yol var: Zaman makinesi icat edecek, geçmişe gidecek ve Türklerin batıya hareketini durduracaksınız. Dünya tarihini başka türlü yeniden formatlayacaksınız. Türkler Anadolu'ya kadar gelmeyecek, Kurtuluş Savaşı verilmeyecek ve Atatürk diye biri ortaya çıkmayacak. O zaman ne isim verirseniz verin.

 

Kimse ben Lazım ben Kürdüm ben Boşnakım ben Gürcüyüm ben Tatarım ben Arnavutum, ben Çerkezim, ben Abazayım dedi diye bir sorguya uğramıyor. Bunları söylemek Mardinliyim, Manisalıyım, Sivaslıyım demek kadar doğal. Hiç kimse buna bir şey demez. Bununla hiç bir ayrıştırıcılık olmaz. Dilini konuşur, türkünü söylersin. Kimse de ne yapıyorsun demez.

 

Bu söylenen teranelerin emperyalistlerin liboşların ağzına koydukları ve çiğneyip çiğneyip dincilere verdikleri kokmuş sakızlar olduğunu aslında çok iyi biliyorsunuz. Bunlardan bir cacık olmayacağını da çok iyi biliyorsunuz. Bu çürük sakızlardan nasıl midenizin bulanmadığına nasıl öğürmediğinize hayretler içindeyim.

 

Bu çürük sakızları değil ağzıma almak, yere atıp üstüne bile basmam. Bunların yeri kanalizasyondur. Peçete ile tutup atın. Elinizi bile dokunmayın, mikropludur. Emperyalizm mikropları kaynıyor o çürümüş kokuşmuş sakızlarda. 

Gönderi tarihi:

Dostum senin iletilerinde geçen sözleri burada sana karşı kullanacağım. "Bilim dışı her şey yalandır" dersin. Ulusalcılık soyut bulgusunun neresi bilimsel? Bilimin bir guruba Türk, diğerine Kürd, diğerine Arap gibi bir bulgusu mu var? Yada şimdilerde böyle bir saf ulus veya millet mi kaldı? Nerede?

 

"İnsan" üst kimliği varken "Türk üst kimliği"ni kullanmak emperyalizmin işine gelmez mi? Emperyalizm hangisini kullanır sence? Hangisine hizmet eden liboştur..

 

Bir de iki iletidir tarihsel atama diyip duruyorsun. Tarihsel atamayı tarih bilimi yapmıyor ki.. Tarihsellik bu atamayı otoritenin, hakim gurupların diğer zayıf guruplara karşın yaptığını söyler.

 

Yakın Tarih şunu söyler mesela; "Anadolu halkı, tüm etnik guruplar, işgalci güçlere, emperyalizme karşı örgütlenerek yaşadığı toprakları birlikte savunmuştur." Ama Türklük için savunulmuştur demez. Türklük üst kimliği sonradan dayatılmış, dayatmaya karşı olanlar da kanlı bir şekilde sindirilmiştir.

 

Türklük veya diğer etnik kimlikler insanları bölüp, parçalayıp emperyalizme yem eden, sömürü düzenlerin dogmatik buluşudur. Buna şu cevabı vermek çok mantıklıdır.

 

İşte ne yaparsın dogma... Bu illet vicdanı da kör eder, her türlü hakkı, hukuku, erdemi de katleder. İnsanlık tarihinde dogma kadar berbat ve korkunç bir illetle daha karşılaşmamıştır. Tüm zamanların en korkunç felaket illeti dogmadır. En büyük kötülükleri, katliamları, haksızlıkları, zorbalıkları doğru gösteren dogmadır. 

veya dogmalardır.

 

Bilim dışı tüm argümanlar dogmadır.

Gönderi tarihi:

İyi ama ben kimliğin altı üstü olmaz dedim. Dediğim sözlerin tam tersiyle bana karşı çıkmak nasıl olabiliyor anlamadım. 

 

Tarih bir bilim dalıdır. Bağımsız bilimci ve akademisyenler tarafından yapılır. Defalarca başka bilim dallarından, antropoloji gibi, etimoloji gibi, arkeoloji gibi, hatta jeoloji gibi dallardan onay alır. 

 

Türklerin dünya tarihini kalıcı olarak değiştirdiği tüm dünya tarihçilerinin ortak görüşü. Bunu ister olumsuz anlamda da alsan farketmez. Olay budur. Batsın bu dünya, her şey yalan, aşk da yalan, tarih de yalan diyerek anca arabeskçi olunur. 

 

İnsanlık üç kültür alanı üretmiştir: Bilim, felsefe ve din. Buna sanat, oyun, spor gibi eklemeler yapılabilir. Fakat ana olarak bu üçüdür. Şimdi tarihi dine bırakırsan zaten batağa saplanır, felsefeye bırakırsan kanıtsız tartışmalara boğulur, o halde tarih bilimdir. 

 

Kürt yok, Laz yok, Çerkez yok, Boşnak yok, Abaza yok, Arnavut yok, bunların ne dilleri, ne kimlikleri, ne şarkıları, ne türküleri hiç biri yok diyen kim? 

 

Bunların hepsi elbette var ve bunlar bizim zenginliklerimiz. Övünç de duyarız. Ama tarihsel atama doğrultusunda atanmış ortak paydada bunları birleştirmekte hiç sakınca yok. Bu sadece tarihsel bir atama, ne Türk ırken Türk olduğunu kanıtlayabilir, ne diğerleri kanıtlayabilir. Bilimsel olarak ırk diye bir şey zaten yoktur. Köpeğin kedinin, güvercinin, atın ırkı olur. Yapay seçilimle amaç doğrultusunda üretirsin. Kediden küçük fino da, insandan büyük Bernard da kurttan türetilmiştir. Yapay seçilimle. Aman Ankara kedisi sokak kedisiyle çiftleşmesin dendiği gibi aman ırklar melezleşmesin denmez. Tersine melez güzel olur. Gen havuzu genişledikçe zararlı mutasyonlar devre dışı kalır. 

 

Anayasada ırklar melezleşmeyecek diye madde var mı? Yok! 

 

Ne yani şimdi, illa ben Kürdüm de Kürdüm demek ırkçılık değil mi? Ey bilader tamam, Kürtsen Kürtsün, öyle diyorsan öylesindir elbette. Kim ne diyor Kürtçe konuşmana, Kürtçe türkü çağırmana? İstersen bir şey uydur, "ben Toramasunalım" de. Toramasunal olursun yani, bir de Toramasunalca dili uydur, konuş! Kimse bir şey demez. 

 

Zaten Kürtlerin kökeni Farstır. Kürtçe Farsçanın Arapça ile melezleşmesi ile oluşmuştur. Ey zararı da yok, oluşsun, bir şey de demedik.   Şurda bir tarihsel atamaya dayalı, ki son derece güçlü bir atamadır, tarih bilimi şahittir buna, bir ortak paydadan başka bir şey koymadık ortaya.

 

Nasıl en yakınların ailen, sonra belden, sonra vilayetin, sonra ülken, sonra tüm insanlıksa, bu silsile içinde doğal bir aidiyet yani ulus, o kadar... Nasıl kendi çocuğunun eğitim masraflarını karşılamakla işe başlıyor, paran çoksa başka çocukların da karşılıyorsan, Singapur'da askerlik yapmıyor, bu ülkede yapıyorsun. Vergini ABD Federal Bank'a değil bu ülke maliyesine ödüyorsun, bu yani, bu kadar doğal... Paran çok olsa da tüm ülkelere yardım etsen. Ama para yağmıyor, sınırlı. Bu kadar doğal bir konuda neyin bir bardak suda fırtınası koparılıyor?

 

Ben söyleyeyim: ABD çıkarları Hazar ve Akdeniz arasında bir piyon Kürt devleti gerektiriyor, onun bir bardak suda fırtınası bu. Aynı şeyi AB de istiyor. Tüm yalan propagandalar, kışkırtmalar, bölücülükler bundan kaynaklanıyor. 

Gönderi tarihi:

Bakın bu ülkede felaket olan, tehdit olan, ayrımcı, dikteci olan, faşizme yol açan, Türk -İslam sentezi ideolojisidir. Bu ülke bundan kurtulmadan hiç bir yere varamaz. Bu ülkede en yaygın ve ülkenin felaketi, faşizmin, diktanın kaynağı bu ideolojidir.

 

Yoksa dinden bağımsız ırkçılık yok denecek kadar azdır. 

 

Bu ülkede sorunun ana kaynağı dinsel dogmadır. Bunun haricinde hiç ama hiç bir ideolojik sorun yoktur. Olsa da önemsizdir. Bu ülkede bu Türk - İslam sentezi sorununa bir çare bulmak gerekiyor. Ama çare bulmak ne kelime, "allahın seçtiği kurtulmuş millet" diye hezeyanlar saçan şairin resimleri gericiler tarafından her yere asılıyor. 

 

Ülkenin en acil sorunu bu Türk - İslam sentezi denen ideolojiden yakasını kurtarmasıdır.

Gönderi tarihi:

Tek etik (milli, dini/mezhebi v.s.) deger altinda toplumu BIRLESTIRMEK te AYRISTIRMAKTA ayni empewryalist zihniyetin eline mikroayrimcilik kozu vermektir.

 

Cunku her ikisi de sosyal nitelikli etik farklar farkini algilayamamakta ve teklestirilen farktan baska bir farka yasam ve hak ve ozgurluk hakkini devlet/hukumet eliyle saglayamamakta ve bir etik degeri digerlerine ustun ve hakim kilmaktadir.

 

Dolayisi ile teklestirme politikasi ve ideolojisi ister 1980 oncesi gibi butunlestirmek ve ister 1980 sonrasi ve bugunku gibi ayristirmak uzerine yapilsin; sonucta Anadolu gerceginin tarihinin her turlu cok sesli ve mozaik etik farkli yapisina terstir.

 

Zaten gezi parki halk direnisi de, bugunku ayristirma altinda tum etik farklari farklari ile birlikte ve hic birini digerine ustun ve hakim kilmadan birlestirme bilinci ve direnisidir. O yuzden de T.C. tarihinde sosyal nitelikli olarak bir ilk ve tek harekettir.

 

http://www.turkish-media.com/forum/topic/309845-diktatorun-farkli-ideolojisipolitikasi/

Gönderi tarihi:

@ dostum, dogmaların sadece dini olmadığı belirlemeni önemli bulduğum için katıldığımı özellikle belirtmek istiyorum. Elbette öyledir. Dogma sadece dini olamaz. Tabii ki felsefi dogmalar da vardır.

 

Bilim dışı kabullerin ideoloji haline getirilmesi dogma yaratır. Atatürk bu yüzden tek yol gösterici olarak bilimi işaret etmiş ve başka yollara düşmeyi yanlış yollara sapma olarak nitelemiştir. 

 

Atatürk bir ideoloji kurmamıştır. İdeoloji kurmak için, dünyada mevcut, bilinen sisteme alternatif bir sistem önermek gerekir. Örneğin Marksizm bir ideolojidir. Çünkü alternatif bir sistem önermektedir. Atatürk ise çağdaş uygarlık düzeyi hedefini, yani mevcut, bilinen bir hedefi koymuştur. O yüzden asla ideoloji kurmuştur denemez. 

 

Ama Hitler, Mussolini, Stalin gibi o dönem liderleri hep devleti ideoloji bazında dogmatik biçimde şekillendirmişlerdir. Halbuki devletin ideolojisi olmaz. Dini veya felsefi olması farketmez. Devletler ideolojik yapılandırılamaz. Felsefi bir görüşü devlet görüşü yapmanın da din devleti kurmaktan bir farkı yoktur.

 

Atatürk'ün görüşü ise ne dinidir, ne felsefi. Tek yol gösterici olarak bilimi kabul etmiştir. Bu yüzden dünyada eşi görülmemiş bir devrim yapan çok büyük bir liderdir. O çapta bir lider ben insanlık tarihinde tanımıyorum. Gelmiş geçmiş en büyük devrimci liderdir. 

Gönderi tarihi:

 Bu yüzden dünyada eşi görülmemiş bir devrim yapan çok büyük bir liderdir. O çapta bir lider ben insanlık tarihinde tanımıyorum. Gelmiş geçmiş en büyük devrimci liderdir. 

 

Sana göre öyle olması lazım. Ulusalcı bir yapın var.

 

Çok ta duygusal bir yazı olmuş. Fikir yürüten insanların bu kadar duygusal olmaları yanlış düşünmelerine yol açıyor.

 

Atatürkü ululaştırmayı tıpkı peygamberi ululaştırma gibi düşünmüşümdür hep. Atatürk'ün bilimle çelişen bir kaç onlarca deyişleri var. Burada belirtmeye gerek duymadım. Atatürkün yaşadığı süreç dünya ülkelerinin ortaçağ kırallığından, karanlığından, feodalizmden demokrasiye, kiminin de sosyalizme geçiş dönemiydi. Dönemin aydın kişilerinden de destek alarak cumhuriyeti kurmuş olması, onun emsalsiz bir kişi olduğunu göstermez. Bana göre sadece dönemin gereklerini yerine getiren, milli demokratik devrim sürecini işleten bir toplum lideri.

 

Mesela Atatürk'ün izinden gidilerek zamanımızın en acil sorunu olan sınıf çelişkisi çözümlenemez.

Gönderi tarihi:

Atatürk ile peygamber arasında en küçük benzerlik yoktur. Bu da emperyalistlerin liboşların ağzına koyduğu ve çiğneyip çiğneyip dincilerin ağzına koydukları kokmuş çürümüş sakızlardan Bu çürük kokuşmuş sakızları çiğnemek insanı zehirler. Bu sakızları hemen klozete atıp sifonu çekin, layık oldukları yere gitsinler. 

 

Atatürk hakkında asla duygusal olmam. Söylediklerim gerçeğin ta kendisidir. Atatürk dünyada gelmiş geçmiş en büyük devrimci liderdir. Kimse onun başardığını başaramamıştır. Gerçek budur. 

 

Atatürk sınıf farklarını kaldıran devrimcinin ta kendisi. Ünvan, kisve, ayrıcalıkları kaldırmıştır. Tüm vatandaşları eşit kılmıştır. İnanç, etnik, cinsiyet, sınıf statü farklarını tanımamıştır. Onun yaptığı devrimlerin peşinden ABD ve Avrupa bile arkadan yetişmiştir. Ancak maalesef dogmayı tek bir insan yenemez. Atatürk ölür ölmez devrimleri durmuş ve sonra da geri gitmiştir. Bunun tek sorumlusu dogmadır. Dogmalarını atmaya kıyamayan dogmatiklerdir. 

 

Bugün Türkiye eski Marksistlerin bir kısmının Sovyetler Birliği'nin dağılması üzerine liboş olmaları sorunu yaşıyor. Bu liboşlar Atatürk düşmanlığında dincilerle ortaklık yapmışlardır. Marksistlerin onurlu olanları ise Atatürkçü olmuşlar, Atatürk'ü yeniden keşfetmişlerdir. 

 

Atatürkçü ve ulusalcı olmak hayatta taşıdığım en yüksek onurdur. Bu onuru korumak için canımı vermeye hazırım.

Gönderi tarihi:

Dini Orgutlenmeler Ile Milli Orgutlenmeler-Fark ve Benzerlikleri Nelerdir?

 

Dini orgutleme ile; milli orgutleme arasindaki farklar, benzerlikler nelerdir hic dusundunuzmu?

Ben benzerlikleri siralayayim.

Ikiside ayrimcidir
Ikisi de inanctir.
Ikiside ideolojidir.
Ikiside Dogrusaldir.
Ikiside kisilerin kisilik ve kimlik degerlerini olusturur.
Ikiside Duyguya hukmeder
Ikiside kendini savunur.
Ikiside ideolojik kavramdaslarina karsidir.
Ikiside kisilere dogumuyla birlikte verilir.
Ikisininde soyut ve somut sorgulanmaz degerleri vardir.
Ikiside sistemin vazgecilmez degerleridir.
 
Gönderi tarihi:

Muhammed'i Elestirebilenler; Neden Ataturk'e Elestirisel Yanasamiyorlar?

 


Insanogluna, dogumu ile birlikte; kimlik ve kisilik degerlerini olusturacak olan iki ana veri verilir. Bunlardan biri dini veri, digeri ise milli veridir. Bu iki verinin de temel ve kokeni, ayni dogal dusunsel zihniyetten kaynaklanir.

Boyle oldugu halde; kisiler, gelisme ve kendi degerlerini kendileri olusturma yolunda, dini soyut ve somut degerleri asabilip te; bu degerlere elestirisel gozle bakabildikleri halde; yine bu kendi soyut ve somut degerlerini kendileri olustururken; milli degerlere elestirisel gozle bakamamaktadirlar ve boyle bir yanasim gosterememektedirler.

Ilk merak ettigim acaba; kisinin kendi degerlerini olustururken; neden once dini one aldigi, ya da acaba; milli degerlere elestirisel yanasipta; dini degerlere elestirisel yanasamayanlar var midir?

Insanoglunun kisi olarak; bu kendine ait degerleri kendi olusturmasindaki verdigi mucadele de; neden, bu iki ana kimlik verisi, bir paralellik gostermez?

Dini degerlere, elestirisel yanasim gosterebilenleri; milli degerlere elestirisel yanasim gostermekten ali koyan nedir?

Dini somut ve soyut deger tabularini "yikabilenler, nasil olurda milli somut ve soyut deger tabularini yikamaz?

Ornek olarak somut degerleri verelim. Muhammed'in tabusalligini yikabilenler, nasil olurda Ataturk'un tabusalligini yikamaz?

Muhammed'e elestirisel yanasabilenler, nasil olur da; Ataturk'e elestirisel yanasamaz?

Bu durumda olupta; bu veri celiskisini aciklamak isteyen arkadaslara sesleniyorum.

Eger bu veri celiskileri bilincli ise; bunu aciklayabilecek cevaplari vardir. Yok, eger bu celiski bilincli degilse; neden bu elestirisel celiskiyi surdurduklerini izah edebilirlermi?

Ya da dini elestirisel bilinc ile; milli elestirisel bilinc arasinda; bir bilinclenme farki varsa bu nereden gelir?

Son bir soru daha; Eger Osmanli Imparatorlugu aynen devam etse idi, dine elestirisel yanasan arkadaslarimiz, bu yanasimi gosterebilecek bilince erebilecekler miydi?

Yani, illa bir kisinin kendi kisisel degerlerini olusturma yolunda, mutlaka kendisine bir, Ataturk devrimleri gibi bir yol mu gosterilmesi gerekir? Illa bunun pratik olarak yasanmasi mi, gerekir?

Ozaman, milli konudaki elestirisel yanasim da; ancak boyle bir pratik yasam sonucumu gerceklesecek? Kisi kendi dusunsel yeti ve gucuyle; bu elestirisel yapiyi kendinde olusturamaz mi?

 
Gönderi tarihi:

Milli cikis/dini cikis bagi ve iliskisi.

 

 

Osmanli Doneminde, milliyet ve milliyetcilik anlayisinin oturmadigini ve devlet ve de hukumet icice politikalarinin, dini temele dayandigi bilinir.

 

Bu temelde, henuz milli bilinc tam gelismemis ve Osmanlilar, milli cikislar yuzunden, topraklarini bir bir kaybederken, Osmanli acisindan, Ermeni "basarisini" milli bilinci olmayan bir hareket acisindan, milli degil de; ayni zamanda dini, bir cikis (Ermeniler, musluman degildi), olarak degerlendirmek, yanlis mi?, yanlis ise, neden yanlis. Ya da Ermeni ayaklanmasina karsi, Osmanli Idaresinin, milli cikisi hangi politika idi?

 

Bunun yaninda, TC kurulduktan sonra, bu politikanin tam tersine, mesela Dersim olayinin, milli bir hareketten ziyade, dini icerikte (Alevi), gosterilmesinin, altinda yatan politika ne idi?, yani, Halk, bu ayaklanma, milli icerik olarak ortaya konsa, karsi cikacak ta; dini icerik olarak ortaya kondugu icin mi, karsi cikilmayacakti?

 

Butun bu temelde, Anadoluda yasayan Alevi toplumun, tamamen dini cikislarini, milli cikislardan nasil ayirt edecegiz?

 

Kisaca, TC politikalarinin, milli veya dini tum cikislari, milli ya da dini icerikte ortaya koymasinin altinda, hangi politika yatmaktadir.

 

Dersim olayini halka tarihsel olarak anlatmak acisindan, iceriginin milli (Kurd), ya da dini (Alevi) cikisinin hangisi oldugunu ve hukumetin neden bu cikisi, milli degilde, dini icerikte gosterdiginin altinda yatan politika nedir?

 

Yani halkin "eger biz simdi, bu olayin milli temelden kaynaklandigini aciklarsak "yanlis" olur, ama dini temelden kaynaklandigini aciklarsak "dogru" olur" Temelli, bir politik tutumu, nasil aciklanir. Halk, dini cikislara yapilan mudaheleleri "normal" mi karsilamaktaydi?, ya da milli cikislara yapilan mudaheleeri "tepki" ile mi karsilayacakti.

 

Butun bu aciklamalar temelinde, tarihsel olaylarin, bilhassa Ermeni ve Dersim; milli/dini ic iceligini, hukumetin hangisini ve neden onu neden gosterme politikasini ve de Alevi (dini), Kurd(milli) tum tarihsel cikislarin, neye gore ve hangisi oldugunun yorum, gorus ve dusuncelerini nedenleri ile birlikte belirtirseniz, sevinirim.

 

Not:dersim ve Ermeni cikislarinin, kendi dile getiris acimdan, belirli bir milli/dini temele dayandirmadim. Oyuzden, bu mesaj, bir seyi savunma/karsi cikma degil; Osmanlinin son zamanlarindaki, ve TC deki; hukumet ve devlet politikalarinda, milli/dini politikalarin ve bu politikalarin, bilhassa askeri zihniyetle ve baski ile "cozum" icerigine burunmelerinin, neden ve neye dayanarak, tarihte yer aldiginin tartismalarla, GERCEK olarak ortaya cikmasi acisindan actim.

Gönderi tarihi:

Türkiye Cumhuriyeti devletine karşı olan tüm çıkışların milli mi dini mi kaynaklı olması önemli değildir. Çünkü bunlar sadece araçlar olarak kullanılmıştır bu isyanlarda. Asıl amaç ise siyasidir. Bu siyasi amaç da Türkiye Cumhuriyeti devletini parçalamak, Türk devrimini baltalamak ve yok etmektir. 

 

Bu da emperyalistler tarafından tezgahlanmıştır. Çünkü emperyalizmin taktiği her zaman böl parçala ve sömür şeklindedir. Bu da Roma senatosunun kapısındaki mermere kazılı "Divide en imperum" sözü ile ifade edilmiş ve somutlanmıştır. Emperyalistler halkların parçalanmasını isterler ki, küçük lokmaları kolayca yutabilsinler.

 

Mümkün olsa şehir devletlerine kadar toplumları parçalamaya, bölmeye çalışırlar. Çünkü büyük lokma yutulamaz. Küçük lokmalara bölünürse kolayca yutulabilirler. Irak'ın Kürt, Sünni ve Şii diye üçe parçalanması gibi. Türkiye için de benzerini yapmayı elbette istiyor, planlıyor ve bu planları PKK ve dini cemaatı kullanarak uyguluyorlar. Amaçları, Hazar ve Akdeniz arasında piyonları olacak bir Kürt devleti yaratmak. Bu devletin tüm desteklerini kendileri karşılayacakları için önce Basra, o tükenince de güney Hazar petrolünü Akdeniz'e kendi kontrollerinde akıtacaklar. Kaz gelecek yere tavuk vermekten kaçınmazlar. Güney Hazar rezervlerine henüz el değmedi. Çok önemli rezerv var. Bu rezervleri kimseye bırakmak istemiyorlar. İran petrolünü tamamen Basra'dan çıkarıyor. Güney Hazar rezervleri şu an saklıdır. 

 

Akdeniz'deki en uygun liman ise İskenderun'dur. Kürt devletinin eline bu limanın geçmesi gerekiyor. Bu yüzden hedefte İran ve Türkiye var. Bu iki ülke parçalanmalı ve Kürt devleti ikisinden de toprak kazanmalı. Bu planda ABD, AB ve İsrail ortaktır. Emperyalistlerin planı budur.

Gönderi tarihi:

 

Dini Orgutlenmeler Ile Milli Orgutlenmeler-Fark ve Benzerlikleri Nelerdir?

 

Dini orgutleme ile; milli orgutleme arasindaki farklar, benzerlikler nelerdir hic dusundunuzmu?

 

Ben benzerlikleri siralayayim.

 

Ikiside ayrimcidir

Ikisi de inanctir.

Ikiside ideolojidir.

Ikiside Dogrusaldir.

Ikiside kisilerin kisilik ve kimlik degerlerini olusturur.

Ikiside Duyguya hukmeder

Ikiside kendini savunur.

Ikiside ideolojik kavramdaslarina karsidir.

Ikiside kisilere dogumuyla birlikte verilir.

Ikisininde soyut ve somut sorgulanmaz degerleri vardir.

Ikiside sistemin vazgecilmez degerleridir.

 

 

 

Çok güzel bir analiz. Arşivledim.

Gönderi tarihi:

Ikiside kisilere dogumuyla birlikte verilir.

 

Milliyetin doğumla kazanılması şart değil. Amerika'da Yahudi anne babadan doğabilir ve Türkiye'ye yerleşip TC vatandaşlığı kazanırsanız, Türk olursunuz. Türk ırk ataması değil, tarihsel bir atamadır. O yüzden Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı anlamına gelir.

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.