Φ tülvent Gönderi tarihi: 1 Haziran , 2013 Gönderi tarihi: 1 Haziran , 2013 Polisler Taksim Meydanı'nı terk ediyor. Polis, Gezi Parkını boşalttı. Göstericiler parka girdi. Polis ekipleri çekilirken su şişesi atılması üzerine polis gazla müdahale etti. Kısa süreli gerilimin ardından polis çekildi, eylemciler Taksim'de... Taksim'de polis saat 15.30 sıralarında çekilmeye başladı. Polisin çekilmesiyle birlikte çok sayıda vatandaş Taksim Meydanı ve Gezi Parkı'na girdi. Gezi Parkı'nın yanından ayrılırken göstericilerle karşı karşıya gelmesiyle gerginlik yaşandı. Göstericilerin aralarında kalan polise tepki gösterildi. Su şişesi atılan polisler, gaz bombalarıyla karşılık verince Taksim Meydanı karıştı. Kısa süreli gerilimin ardından polis çekildi, Gezi Parkı açıldı, eylemciler Taksim'de, Gezi Parkı'nda... . EYLEMCİLER YANGINI SÖNDÜRDÜ Polisin Taksim meydanı'ndan çekilmesinden kısa süre sonra Gezi Parkı girişinde alevlerin yükseldiği konteynerler Çevikkuvvet polislerinin bekleme noktasıydı. Konteynerlerden yükselen alevler parktaki ağaçları tehdit edince parktaki eylemcilerin çabasıyla söndürüldü. Göstericiler çevre binalardan kap ve şişelere doldurarak getirdikleri suları alevleri söndürmek için kullandı ve bunda da başarılı oldu. İTFAİYEYE POLİS İZİN VERMEDİ Dumanların yükseldiği anlarda itfaiye araçları olay yerine gitmeye çalıştı. Ancak ihem polis hem gösterici engeline takılan İtfaiye araçları yangın yerine ulaşamadı. Alıntı
∞ evrensel-insan Gönderi tarihi: 1 Haziran , 2013 Yazar Gönderi tarihi: 1 Haziran , 2013 Istanbul da polis saldirisi Dolmabahce/Besiktas'ta tekrar basladi. Alıntı
∞ evrensel-insan Gönderi tarihi: 1 Haziran , 2013 Yazar Gönderi tarihi: 1 Haziran , 2013 Korkunun sonu; Taksimden olaysiz bir sekilde ayrilmaya baslayan direnisciler, Besiktas 'a geldiklerinde polisin ani acimasiz saldirisina ugradi. Neden mi? Cunku polis direniscilerin diktatorun ofisine "saldiracagini" dusundu. Alıntı
∞ evrensel-insan Gönderi tarihi: 1 Haziran , 2013 Yazar Gönderi tarihi: 1 Haziran , 2013 TBMM çalışanları, Milletvekilleri ve Eşlerinin Ev, Cep, işyeri Numaralari - RedHack http://kiyamet-projesi.blogspot.co.u...umaralari.html Alıntı
∞ evrensel-insan Gönderi tarihi: 1 Haziran , 2013 Yazar Gönderi tarihi: 1 Haziran , 2013 #direngeziparkı ≡@melisacicaa9m 22.00'da ışık açıp kapama eylemi var yurt genelinde bilgilerinize RT!! Her Yer Taksim Her Yer Direniş Alıntı
Φ tülvent Gönderi tarihi: 1 Haziran , 2013 Gönderi tarihi: 1 Haziran , 2013 ************SON BİLGİLER: (SÜREKLİ GÜNCELLENİYOR)***************BEŞİKTAŞ: Dolmabahçe- Taksim arasında yollara barikat kuruldu. Twitterdan bir kişi"Biri kucağımda ölmek üzere... Ihlamurdere caddesi üzerindeyim acil doktor lazım" diye twit attı. PORTAKAL GAZI MI ATILDI : Beşiktaş'ta polisin müdahale sırasında portakal gazı attığı söyleniyor.Bir kadın direnişçi polislere gaz attıkları için böyle çıkıştı. Elinde Türk bayrağı olan başörtülü kadının, 2 polisle olan konuşması böyle yansıdı. KIZILAY MEYDANI SON FOTOĞRAF:Ankara'daki gösteriler sürüyor. İşte gelen son fotoğraf;TENCERE KAPAK SESLERİ : İstanbul bu sesle inliyor... Sokaktan geçen arabalar korna çalarkan, binalardan tencere kapak sesleri yükseliyor. Anadolu Yakası'nda Bağdat, Kadıköy ve Çamlıca'dan sivil tepki yansıyor.NİHAT DOĞAN'IN ATTIĞI TWİT : Polisin olduğu noktada şiddetin tırmanmasına sanatçılardan tepki var. BEŞİKTAŞ YANIYOR : Beşiktaş'taki olaylar giderek büyüyor. Polisin Bahçeşehir Üniversitesi'ne sığınanlara da gaz bombası attığı, üniversitenin de duman altında olduğu söyleniyor. BU FOTOĞRAF PAYLAŞILIYOR : Hakkari'deki bir askeri birlikten çekilip atılan bu fotoğraf sosyal medyada fenomen oldu. 21.58 : ANKARA : Ankara'da Kızılay'da kıyamet kopuyor. Başbakanlığa gitmek isteyenlere polis sert müdahalede bulunuyor. 21.30 - BEŞİKTAŞ KARIŞTI : Taksim'den çekilen polis Beşiktaş'ta Gezi parkı direnişçilerine gaz sıktı. Çok sayıda kişinin gazdan etkilendiği ve Bahçeşehir üniversitesine sığındığı haberleri geliyor. Yaralılar olduğu bildirilirken ambulans isteniyor. CENGİZ ÇANDAR'IN ATTIĞI TWİT : Radikal yazarı Cengiz Çandar umumi manzarayı böyle yorumladı;EN BÜYÜK SİVİL EYLEMDİ : Adını kim ne koyarsa koysun, bugüne kadar Türkiye'nin gördüğü en büyük sivil eylemdi. Şu anda Taksim meydanı, bir çok aydına göre "demokratik hakkını kullanan", Erdoğan'a göre ise "ideolojik davranan" vatandaşların. İşte meydandan gelen son görüntü;18.00 : ANKARA'da Kızılay Meydanı'nda olaylar sürüyor. Polis meydanı geri çekilerek halka bırakıyor. Ancak gazlı müdahale hız kesmedi. 17.44 - ÜNLÜ DİZİ OYUNCULARI TAKSİM'DE : Polisin çekilmesi ile birlikte Taksim meydanı vatandaşa kaldı. Meydan tıklım tıklım. İstiklal Caddesi'nden akın akın geliş sürüyor. Şu anda meydanda tek bir polis yok, meydana terk etmiş durumda. Ünlü sanatçılarda direnişçiler arasında. Bergüzer Korel ile Muhteşem Süleyman dizisinin yıldızı Halit Ergenç, Mehmet Ali Alabora ve Yalan Dünya ekibi Gezi Parkı'na girmeye çalışıyor..16. 45- CHP'LİLER TAKSİM'E ULAŞTI: Beşiktaş Meydanı'nda toplanarak yürüyüşe geçen CHP'liler Taksim'e ulaştı. Bayraklarla meydana gelen kalabalık grup slogan atarak Dolmabahçe'den Taksim Meydanı'na geçti. CHP'liler, meydana girişte polislere tepki gösterdi.GEZİ PARKI'NDAN DUMAN YÜKSELİYOR : Dumanın sebebi henüz bilinmiyor ancak yoğun siyah ve hayli yoğun. ANKARA SON DURUM: 5 saattir süren gösteriler gazla devam ediyor. Kızılay Meydanı'na gidiş kesildi. Polisin suyu bitti ancak göstericiler nedeniyle Toma'lar için itfaiye su ulaştıramadı. Ankara'da gazlı müdahale sürüyor. TAKSİM 'GEZİCİLERİN' : Taksim Meydanı şu anda tamamen gezi parkı direnişçileriyle dolmuş durumda. İstiklal Caddesi'nden meydana akın akın gelenler var. Polisin çekilmesi ile birlikte Gezi Parkı artık vatandaşın. Bugünkü gösterilerde 57 kişi gözaltına alındı. Divan Oteli vatandaşa su dağıtıyor. Starbuck ise dün aldığı tepkinin ardından halka kahve dağıttı. İÇİŞLERİ BAKANLIĞI : İçişleri Bakanlığı orantısız güç kullanan polisler hakkında soruşturma açtı. İstanbul Valiliği ise CHP'ye Taksim'e çıkış izni verdi. ATA DEMİRER TWİTİ: 16.17 : Gezi Parkı açıldı diye parka yürüyen halk, polisin gazıyla şok oldu. Polis çekilmesi sırasında bir grup taş attı. Bunun üzerine de polis yoğun kalabalığın üstüne gaz sıktı. Ortam tam sakinleşti derken gelen bu müdahale gerilimi yeniden yükseltti. TWİTTER'A DARBE : Sosyal medya üzerinden fotoğraf paylaşımı durdu. Twitterde kesintiler başladı. Sınırlı giriş yapılırken fotoğrafların gösterimi çöktü. İnternet servis sağlayıcılarına tepki var. 16.11:YENİDEN ÇATIŞMA ÇIKTI: Meydanda polis ile göstericiler arasında çatışma çıktı. Valilik Taksim'e yürüyecek CHP'li gruba izin verdi.15.45 FLAŞ KARAR : POLİS TAKSİM'DEN ÇEKİLİYOR. GEZİ PARKI HALKA AÇILDI. DEMİRTAŞ'TAN SERT AÇIKLAMA : "Hükümetin aklını başına alması lazım. Başbakan'ın halktan özür dilemesi lazım. Sert müdahalelere hukuki işlem yapması gerekiyor."15.25 : TAKSİM'DE TWİTTER ENGELLENDİ Mİ? Gezi Parkı göstericilerinin organize olmasına engellemek için kesinti yapıldığı söyleniyor;15.19 - Cihangir meydan savaş alanı gibi. İtalyan Yokuşu Firuzağa Camii arkasını polis çevirdi, ara sokaklarda gazlı kovalamaca var. STARBUCKS ÇARKETTİ : Dün kapılarını kilitleyen Starbucks bu kez göstericilere yiyecek ve içecek dağıtmaya başladı. Babylon ve Lounge'dan da 'kapılarımız' açıktır mesajı geldi. Bölge esnafı da Gezi Parkı nöbetine arka çıkıyor. *BAŞBAKANLIK BİNASINA ASKER KORUMASI İSTENDİ: Taksim'deki gösterilere destek için Ankara'da toplanan gruba polis müdahale etti. Başbakanlık Binasının çevresi barikatlarla çevrildi. Polis, binaya araç, sivil vatandaş girişini engelliyor. İl Jandarma Alay Komutanlığı'ndan destek istedi. Valilik talimatı ile Başbakanlık binasının çevresine askerler de konuşlandırıldı.15.00 - Colins Mağazası Kızılay Meydanı'nda gazdan etkilenip içeri sığınmak isteyenlere karşı kapıları kilitledi. Sosyal medyaya yansıyan bu fotoğraf tepki çekti.14.59 - Şişli'de biber gazlı müdahale... Tepki gösteren vatandaşlar "Dağ başına duman almış" marşıyla karşılık veriyor. 14. 53- Bahçelievler Merkez Mahallesi sakinleri ellerindeki tencere ve tavaları alarak sokağa döküldü. Büyük bölümünü kadınların oluşturduğu grup, ellerindeki tencere ve tavalarla tempo tutarak Gezi Parkı yıkımını protesto etti.14.50 - THE MARMARA'DAN POĞAÇA SERVİSİ : Bakırköy Meydanı'nda da Gezi Parkı protestosu var. Taksim The Marmara protestoculara ücretsiz poğaça, börek dağıtıyor. Af Örgütü Galatasaray'da acil müdahale servisi kurdu. 20 doktor yaralılara yardım ediyor.14.45 : Şişli ve Beşiktaş üzerinde sürekli helikopterler uçuyor. Çevre illerden takviye çevik kuvvet ekipleri havayoluyla İstanbul'a getiriliyor. 14.35- Taksim İlkyardım Hastanesi önünde polis müdahale etti FAZIL SAY'IN ATTIĞI TWİT : Turkiye insani tarihinin en onurlu gunlerini yaziyor. Gurur duyuyorum hepinizle. Cesur yurekler. Bravo Turkiye. Yilmak yok.Gunesi gorecegiz 14.30 : Amerikan Hastanesi doktor ve hemsireleri Divan Oteli'nde yaralılara destek veriyor. Tünelde sıkışan bir grup havasızlık nedeniyle zorda. Osmanbey'de de gösteri var. Polis henüz toplananlara müdahale etmedi. HALİÇ KAPILARINI AÇTI : Taksim, İstiklal Caddesi, Tünel, Tarlabaşı ve Galata bölgesindeki gösterilerde yaralananlar için Haliç Üniversitesi Şişhane Kampüsü kapılarını açtı.14.00 ANKARA'DA KARIŞTI : Güven Park'ta gezi parkına destek için yapılan gösteriye polis müdahale ediyor. 13.00 -ÜLKÜCÜLERE MÜDAHALE: Taksim Gezi Parkı için ülkücüler de sahneye çıktı. TOMA'nın önüne geçip polise tepki gösteren grup, İstiklal Marşı da okudu. Polis, gruba gaz bombası ile müdahale etti. 11. 23- Sabah saatlerinde trafiğe kapatılan Barbaros Bulvarı tekrar trafiğe açıldı. Eylemciler ara sokaklara dağılırken polisin önlemi devam ediyor. 10.45- Polis, ellerinde Türk bayraklarıyla Ulusal Kanal önünde toplanan gruba da tazyikli su ve biber gazıyla müdahale etti. Müdahale sırasında bazı işyerlerinin camları kırıldı. İstiklal Caddesi'ndeki dükkanların çoğunun kapalı olduğu görüldü. 10.35- Göstericiler Barbaros bulvarına barikat kurdu. Müdahale sırasında hasta taşıyan ambulansın önüne geçen eylemciler bir süre ambulansın gitmesine izin vermedi. Daha sonra yolu açılmasından sonra ambulans hızla olay yerinden ayrıldı. 10.16- İstiklal Caddesi’nde takımlarının kaşkollarını açan Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş taraftarlarına polis biber gazı ve tazyikli su ile müdahale etti. 09.30- Taksim'de çıkan olaylarda gözaltına alınan göstericilerin sayısı 81'e yükseldi. İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne getirilen göstericilerin sağlık kontrollerinin yapılmasının ardından öğleden sonra adliyeye sevk edilmeleri bekleniyor. 07.00- Grup saat 07.00 sıralarında Beşiktaş'a geldiklerinde polis müdahale etti. Gaz bombası ve tazyikli su sıkılarak yapılan müdahale sonrası gruptakiler dağıldı. 06.00- Taksim meydanında polisin gruplara müdahalesi de sürüyor. Meydanda ateşe verilen tahtalar TOMA aracından sıkılan suyla söndürüldü. Polis halay çeken gruba gaz bombası sıkarak karşılık verdi. 05.30- Eylemciler herhangi bir engelle karşılaşmadan Boğaziçi Köprüsü'nü geçtiler. 04.30- Kadıköy'de toplanan yaklaşık 500 eylemci, saat 04.30 sıralarında Taksim Meydanı'na doğru yürüyüşe geçti. 04.00- Protesto gösterileri nedeniyle İstanbul'da bugün saat 04.00'ten itibaren 3 saat süreyle metrobüs seferleri durduruldu. İnternet Haber Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 2 Haziran , 2013 Gönderi tarihi: 2 Haziran , 2013 Almanya Hamburg'ta dün yapilan Taksim'e destek protestosu PKK ve dincilerin tehditleri altinda Türk bayragini actirtmama girisimine dönüstü.Bazi kendini bilmezler Türk bayragi ile protesto yürüyüsü yapilmasini fasistlik olarak nitelendirdi. Siyasi olmayan bu halk ayaklanmasi,doganin korunmasina yönelik olsada bu ayaklanmada acilan Türk bayraklari son günlerde polisin bayraga karsi takindigi affedilemez davranislara karsi bir uyaridir.Bayragin acilmasini fasistlik olarak nitelemek densizliktir.Bunu yapanlarin bayrakla sorunlari oldugu ortadadir. Fetulahin kanallari olaylari carpitarak vermekte ve eylemi kücük düsürmek gayretini gütmektedir.Aslinda bu kanallara karsi bir uyarida bulunulmasi gerekmektedir. Basbakan ve yandaslari,Facebook ve Twitter'in yasaklanmasi gibi planlar yapmaktadirlar.bu planin amaci eylemlerin yurt sathinda kitlelere ulasmasini önlemektir.Yani diktatör korkmaktadir,her diktatör gibi o da korkuyu tatmaya baslamistir.Yalaka ve cikarci kanallarin sansürlemesine,karatmasina,carpitmasina ragmen Uluslararasi medya yasanan zulmü dakika dakika ülkelerine haber olarak ulastirmaktadir. Özellikle EN SON HABER denilen dinci ve yandas Internet Sitesi müthis bir carpitma ve dezinformasyon görevini yürütmektedir.Yani birkac kanal ve gazete disinda bu kalkisma ve demokratik hareket antidemokrat kesim tarafindan perdelenmekte ve kamuoyunun gözünden kacirilmaktadir.Bunlardan da zamani gelince hesap sorulmalidir. saygilarla Alıntı
Φ tülvent Gönderi tarihi: 3 Haziran , 2013 Gönderi tarihi: 3 Haziran , 2013 Vahşetin Resmi! İZMİR - ALSANCAK... ELLERİ SOPALI ADAMLAR ve POLİS ARTIK İÇ İÇE! Zorla imzalatılmak istenen tutanaklar! Ve video çekimleri: http://www.youtube.com/watch?v=XThjR-7F0io&feature=share (İzmir Gündoğdu Meydanı polis müdahalesi) https://www.facebook.com/photo.php?v=551869698185497&set=vb.340156762765156&type=2&theater Erdoğan'ın yalanladığı olayın videosu - SİLİNMEDEN İZLE https://www.facebook.com/photo.php?v=671412522874834&set=vb.100000182780813&type=2&theater Otobüs durağına TOMA ile keyfi bir müdahale! Tekme tokat döven polis Evlerin camını kırıp gaz bombası atan Polis! Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 4 Haziran , 2013 Gönderi tarihi: 4 Haziran , 2013 Düsünün ki bir basbakan,kendine karsi olan herkese CAPULCU diyor.Demokratik hakkini kullananlara TERÖRIST diyor .Hitler'in SS'leri vardi.Hitler'i korumak icin kurulmus olan bir güvenlik ordusuydu SS'ler.Hitler'e,Hitler'in rejimine karsi olan herkes SS'lerden nasibini almistir,kimileri katledilmis,kimileri ziindanlarda cürütülmüstür,kacan kurtulmus kacamayanlar feci bir akibete ugramislardir.Sadece Yahudiler degil,kim varsa Diktatöre karsi bunlarin hepsi cezalandirilmistir.Bunlarin üniformalari vardi asker gibi giyinirdiler herkes bilirdi bunlarin SS oldugunu,birde GESTAPO vardi o da Hitler'in ajanlari görevini yerine getirirdi. Yeniceri Ocagi Padisahin korunmasi düsüncesi ile kurulmustu.Ancak en adi olaylar,en vahsi cinayetler,Osmanli'ya karsi kalkismalar bu YENICERI'ler tarafindan gerceklestirilmisti. Recep Tayyib Erdogan'in polisi'de aynen yukaridaki SS'lerin ve de YENICERILERIN görevini yerine getirmek amaciyla görevlendirilmistir,yani diktatörü ve onun baski rejimini korumak icin yönlendirilerek asli görevinden uzaklastirilmistir.Polisin asli görevi huzuru ve yurttaslarin güvenligini saglamaktir.Polis bu görev yerine artik diktatörün iktidarinin korunmasi icin görev yapmaktadir. Muhakkak ki ülkelerde güvenlik sorunu cok önemli bir yer isgal eder.O ülkenin güvenlik güclerine ihtiyaci vardir.Ancak bu güvenlik gücleri sadece diktatörün mutlulugu icin görev yapiyorsa bunun adina polis devleti denir. AKP iktidara gelene kadar Türkiye'de polis sayisi 120 bindi.Bugün bu sayi yüzde yüzü de asarak 250 bine ulasmis ve 10 bin yeni polis alinmasi da söz konusudur.AKP döneminde polise olaganüstü yetkiler verilerek adeta yargi ikinci plana itlimis,örnegin Ergenekon ve Balyoz denilen tertipler tamamen polis tarafindan hazirlanan sahte belgeler ve raporlarla uygulamaya konmustur. Örnegin;Ergenekon sanigi Tegmen'in cep telefonuna SEHVEN!yüklenen numaralar gibi,polis bunu itiraf etmis fakat SEHVEN diyerek yirtmistir. MIT denilen ve ülkenin istihbarat ihtiyacini gidermekle yükümlü olan kurum diktatörün gizli servisi konumuna getirilmistir.Kim diktatöre karsiysa MIT diktatöre bunu rapor eder.Ayni MIT ve ayni Emniyet Reyhanlidaki katliama seyirci kaldilar. Diktatör,koltugunu saglamlastirmak icin terör örgütüyle isbirligine giderek kaybolan imajini teröristler sayesinde kurtarma cabasi ve telasi icinde girmistir.Terör örgütü ile pazarliga karsi olanlar ise diktatör tarafindan TERÖRIST VE CAPULCU diye adlandirilmaktadir. Diktatör son secimden sonra agzi kulaklarina vara vara "SIMDI USTALIK DÖNEMI BASLIYOR"diyerek aslinda yasanacak olan vahim gelismelerin de sinyalini vermisti.Bu vahim gelismeler:Terör örgütü ile pazarlik,teröristlerin affedilmesi ve silahlariyla birlikte simdilik geri cekilmeleri,T.C.'nin silinmesi,Islami uygulamalarin hayata gecirilmesi,Osmanli'nin bile akil edemedigi,Istanbul'un en güzide tepesi olan CAMLICA'ya cami yaptirma projesi,TAKSIM'deki irtica sembolü olan TOPCU KISLASI'nin yeniden tanzim ederek sözümona tarihi yeniden yasatma hevesi.Anitkabiri'n yikilmak istenmesi,Alkol düzenlemesi paravani altinda alkolün yasaklanmasi ve bunlara benzer birtakim dinsel icerikli yasalar ve calismalardir. Polis orijinli TARAF Yazari Emre Uslu'nun eger iddiasi dogruysa,basbakanin koruma müdürünün,basbakanlik ofisine yaklasanlara vur emri vermis olmasi bile diktatörün ve SS'lerinin nasil bir zihniyete sahip olduklarini anlatmaya yetiyor. TAKSIM GEZI PARKI'ni tüm Türkiye birbirine kenetlenerek korumaya calisti.SS'ler ise üstlendikleri misyon geregi bu eylemleri yapanlara karsi insanlik disi bir saldiriyi gerceklestirdiler.Bunlari tekrar tekrar yazmaya gerek yok resimlerde hersey acik acik görülmektedir.Birde canli olarak o zulmü yasayanlar var ki onlara saygilarimi iletiyorum. Ahlaktan nasibini alamamis olan yandas medya ve calisanlari mümkün olan her yola basvurarak bu hakli ve kutsal eylemleri kücük düsürmeye,bu eylemleri yapanlara hakaretlerle saldirmaya,ifitralar atarak gercek disi haberler yapmaya özen gösterdiler. Basbakan,ülkeden kacirilirken giderayak tehditler savurdu.Yüzde 50'yi evlerinde zor tutuyoruz dedi.Bu bir mesajdi.Sokaga cikin AKP'yi ve onun diktatörlügünü kurtarin mesajiydi bu.Aklima CAVUSESKU geldi."Ifadesi alinirken;ben halkim icin calistim ama capulcular bana karsi ciktilar"demisti,CAVUSESKU'nun esi de "BEN SIZIN ANANIZIM"diye duygu sömürüsü yapiyordu kendisini yargilayanlara.CAVUSESKU bir diktatördü,acimasiz,koltuk düskünü,halki aclik ve sefalet icersinde yasarken, O'nlar refah icinde yasiyordular,seyahatler ailecek yapiliyordu.Nasil olsa parasini millet ödüyordu.Lesleri bir duvar dibinde birakildi. Halkina zulmedenler er veya gec hakettikleri akibetten kacamazlar.Halka hizmet ediyoruz diyerek halki ezenler ancak kendilerini aldatirlar.Ellerinde güc varken cok güclüdürler,korkusuzdurlar ama bu güc ellerinden kaydigi zaman cok acinacak bir hale gelirler. Demirel iyi bir siyasetci degildi ama Demirel bir devlet adamiydi.Sözleriyle,yaptigi siyasetle,oturup kalkmasiyla devlet adamligini ispatliyordu.Bugün Demirel'e laf edenler ise onun seviyesine ulasamayanlardir. Basbakan,giderayak milleti tehdit etti.Bunu ben neye benzetiyorum:Sokak cocuklari vardir,uygunsuz hareketler yapip birisinden tokat yediklerinde,seslerini cikaramazlar ama bes on metre uzaklastiktan sonra,ben seni abime söyleyeyim de gör seyini sey ettigim diyerek kacarlar. saygilarla 1 Alıntı
Φ omar123 Gönderi tarihi: 4 Haziran , 2013 Gönderi tarihi: 4 Haziran , 2013 Sevgili Omar son 2-3 iletini okudum hep aynı tarzla bu olayların böyle olmadığını söylüyorsun, pencereye çıkıyorsun, devamlı birşeyler yazıyorsun ama bir türlü ne olduğunu yazmıyorsun.... Birinin sormasını bekliyorsan sorayım da rahatla ve yaz... Hadi yaz neymiş bu olaylar bizde anlayalım.. by-x-man pencereden bakıp yazmadım yanlış anlamışsın Buradaki eylemlerin olayların geziparkıyla hiçbir alakası yok,olaylar başladıktan 2-3 saat sonra haberim oldu..Desenki amaç geziparkı değil tamam derim..Buradaki olaylar Tayite karşı yapılan olaylar ağaçlarla hiçbir alakası yok..Ağaçlar sebepti.. Alıntı
Φ omar123 Gönderi tarihi: 4 Haziran , 2013 Gönderi tarihi: 4 Haziran , 2013 Bu arada Hakkarideki askeri birlik fotoğrafı gerçek değil.. Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 4 Haziran , 2013 Gönderi tarihi: 4 Haziran , 2013 Mahmut ÖZYÜREK BASIN AÇIKLAMASI Taksim Gezi Parkında başlayıp tüm ülkeye yayılan eylemler, hakkın hukukun meşru müdafaası, iktidarın, faşizan uygulamalarına karşı bir protesto eylemleri olarak başlamıştı. Ancak bu amaçla meydanlarda toplanan kalabalıklar birden uluslararası bir harekâtın öznesi, figüranı olmaya yönlendirilmeye çalışılıyor. Toplumun, haklı ve meşru olan tepkileri üzerinden başka bir tezgâh örülmeye çalışılıyor. Yaratılan bu ortam, tam’da her türlü provokasyona açıktır. Çünkü; disiplinsiz, bilinçsiz, örgütsüz yığın hareketleri, her dönemde ve her zaman belirsiz odaklar tarafından yönlendirilebilir ve sonu hiç de amaçlanmayan, istenmeyen felaketlerle, yıkımlarla sonuçlanabilir. Reyhanlı’da bir savaş yaşanırken, 51 ağaç değil, 51 insan hükümetin destek verdiği caniler tarafından katledilirken, kılları kıpırdamayan Brüksel, Cenevre, New York, Madrid, Amsterdam‘ın Taksim’de birden sahneye çıkmış olmaları düşündürücüdür. Bugüne değin Türkiye’de yaşanan onlarca yıkım ve felaketlerin hiç birinde seslerini duyamadığımız, Türk ulusuna düşmanca tavırları bilinen uluslararası af örgütü ve benzer kurumların gezi parkı olaylarında kararlar yayınlaması, AB ve ABD siyasilerinin art arda açıklamalar yapması, batılı hükümet ve medya gruplarının gezi parkı olayındaki alışılmadık desteği, Türk halkının ezici çoğunluğunun haklı istemleri ve meşru direnişi üzerinden bir “tezgah”ın sahneye sürülmekte olduğunun göstergeleridir. Merkezine “Tam Bağımsızlık “ şiarını koymayan, sloganlarında; “Ne ABD, Ne AB Tam Bağımsız Türkiye” özlemini yansıtmayan direnişler, protestolar son tahlilde dönüp dolaşıp uluslararası güç odaklarının amaçları ile örtüşür hale gelecektir. Uluslararası güç odakları Tayyip Erdoğan’ın ve AKP iktidarının “kullanım süresi”nin dolduğunu, Türk halkının sabrının taşmakta olduğunu, huzursuzluğun arttığını, bu nedenle her an bir eylemin veya direnişin başlayabileceği kaygılarını 2 yıldır dile getirmekteydiler. Uluslararası güç odakları, çıkarlarını korumak ve yeni kazançlar elde etmek için ilişkili ülkelerdeki işbirlikçilerle el ele verip toplumun değer yargılarını değiştirerek, kendi ideolojisi doğrultusunda bir dünya görüşü yaratmakta ve bunu uygulamaktadır. Böyle bir tuzağa düşen ülke, bu aşamadan sonra, Uluslararası güç odaklarının çizdiği yön doğrultusunda yol alacaktır. Taksim Gezi Parkı protestosunu Uluslararası güç odaklarının kendi amaçları ve denetimleri altında yönetebilmek için binlerce ajanı devreye soktuğu duyumlarımız arasındadır. AKP gitsin de kim gelirse gelsin anlayışı Türk halkına kurulmuş yeni bir tuzaktır. AB’ci NATO’cu, OECD’ci, Gümrük Birlikçi, Dünya Bankacı yeni bir iktidarın, emperyalizm için yeni bir “taze kan”ın halkın kendi eliyle devreye sürülmesi tezgahıdır. Gezi Parkının tozu dumanı arasında; Osmanlı’nın kapitülasyonundan daha tehlikeli olan “petrol yasası” Meclisten geçirildi. TBMM’den geçen yeni Türk Petrol Kanunu mevcut yasadaki “milli menfaat” vurgusunu kaldırıyor “devlet hissesini” kuyularda sahalara göre azaltıyor. Yani Türkiye’nin petrol sektörü yeni Türk Petrol Kanunu ile birlikte artık yabancıların hakimiyetine terk ediliyor. Bizim mücadelemiz özü itibari ile emperyalizme karşı tam bağımsızlık mücadelesidir. Uluslararası güç odaklarının maşa değiştirip, makyajlanmış yeni hainleri, yeniden önümüze sürmelerine izin vermemeliyiz. Sol gösterip, Amerikancı sağ yumruk atanlara dikkat etmeliyiz. Milliyetçiyim deyip, emperyalizmin yerli uşakları zora girdiğinde onlara elini uzatım kurtaranları iyi tanımalıyız. Yaşadığımız süreç, 11 yıllık ihanet döneminden, hatta son 63 yıllık teslimiyet döneminden daha zorlu, ihanet mayınlarıyla döşeli bir süreçtir. Bu süreci Örgütlü, bilinçli ve ilkeli birlikteliklerle aşabiliriz. Dünyada hiçbir bağımsızlık mücadelesi “yığınların kendiliğinden hareketi” ile kazanılmamıştır kazanılamayacaktır. Mahmut ÖZYÜREK ULUSAL EĞİTİM DERNEĞİ ISPARTA ŞUBE BAŞKANI saygilarla Alıntı
Φ by_x_man Gönderi tarihi: 4 Haziran , 2013 Gönderi tarihi: 4 Haziran , 2013 Olayları başlatanlar Sosyalist gruplar.... Nereden nereye gidiyoruz birileri bunu bile kendilerine yontmaya çalışıyorlar. Sosyalizme karşı olan darbeciler sahneye çıktı... hemen kendilerine pay çıkaracaklar... Unutmyaın sosyalizm çıkış yoludur. Sosyalist insan başkaldırır kimseye boyun eğmez ne darbecilere hiç kimseye... Unutmadan hatırlatayım dedim Alıntı
Φ Radya Gönderi tarihi: 5 Haziran , 2013 Gönderi tarihi: 5 Haziran , 2013 İstanbul Bilgi Üniversitesi'nin, 20 saatte 3 bin eylemciye sorduğu sorulardan şu sonuçlar çıktı.İstanbul Bilgi Üniversitesi'nin, 20 saatte 3 bin eylemciye sorduğu sorulardan şu sonuçlar çıktı: Direnişçilerin yüzde 70'i Başbakan'ın iddia ettiği gibi kendisini herhangi bir siyasi partiye yakın hissetmiyor. Yapılan anketten çıkan bir diğer sonuç da Gezi Parkı eylemlerine neden olan asıl konu Başbakan Erdoğan'ın otoriter tavrı... Direnişçiler kendilerini daha çok "Özgürlükçü" olarak tanımlıyor. Anketten çıkan sonuçlardan bir diğeri de direnişçilerin proetestoların sonunda beklediği en önemli şey "Özgürlüklere saygı"Geçtiğimiz cuma gününden beri devam eden ve pek çok kişi tarafından Cumhuriyet tarihinin en önemli dönüm noktalarından biri olarak nitelendirilen halk ayaklanmasıyla ilgili gerçekleştirilen ilk araştırmanın özet sonuçları açıklandı. İstanbul Bilgi Üniversitesi öğretim elemanları Esra Ercan Bilgiç ve Zehra Kafkaslı tarafından hazırlanan ve online ortamda toplam 20 saatte üç bin direnişçi tarafından yanıtlanan anketin sonuçları, ayaklanan kitlenin kimliği ve talepleri konusunda net ipuçları veriyor.GENÇLER VE PARTİLİ DEĞİLLERYayınlanan ilk sonuçlara göre, sokağa çıkan insanlar Başbakan Tayyip Erdoğan'ın dediği gibi belirli bir siyasi parti mensubu veya yandaşı değil.Direnişçilerin yüzde 39.6'sı 19-25; yüzde 24'ü 26-30 yaşları arasında ve yüzde 75.8'i eylemlere sokağa çıkarak katıldı. Yüzde 53.7'si daha önce hiç bir kitlesel eyleme katılmayan direnişçilerin yüzde 70'i kendini hiç bir siyasi partiye yakın hissetmiyor. Yüzde 14.7'si bu konuda kararsızken yalnızca yüzde 15.3'ü ise kendini bir siyasi partiye yakın buluyor.SOKAĞA ÇIKMA NEDENİ BAŞBAKAN'IN OTORİTER TAVRIHangi gerekçelerin protestolara destek vermelerinde ne derecede etkili olduğu katılımcılara soruldu. Katılımcılardan her bir gerekçe için "kesinlikle katılıyorum", "katılıyorum", "kararsızım" ve "katılmıyorum" seçeneklerinden birini işaretlemeleri istendi.Buna göre, protestolara destek vermelerinde Başbakan'ın otoriter tavrının etkili olduğuna kesinlikle katılanlar yüzde 92.4'le birinci sırada.Polisin protestoculara uyguladığı orantısız gücün etkili olduğuna kesinlikle katılanlar yüzde 91.3,Demokratik hakların ihlal edilmesinin etkili olduğuna kesinlikle katılanlar yüzde 91.1,Medyanın suskunluğunun etkili olduğuna kesinlikle katılanlar yüzde 84.2Ağaçların kesilmesinin etkili olduğuna kesinlikle katılanlar yüzde 56.2.Bağlı bulunduğu siyasi hareketin yönlendirmesiyle eylemlere katıldığını söyleyenlerin oranı ise yalnızca yüzde 7.7 düzeyinde.KENDİLERİNİ ÖZGÜRLÜKÇÜ OLARAK TANIMLIYORLARAnkette, hangi nitelendirmelerin kendilerini tanımlarken ne derecede geçerli olduğu katılımcılara soruldu. Katılımcılardan her bir nitelendirme için "kesinlikle katılıyorum", "katılıyorum", "kararsızım" ve "katılmıyorum" seçeneklerinden birini işaretlemeleri istendi.Buna göre protestolara katılanlar en çok "Özgürlükçü" nitelemesinin kendilerini tanımlarken geçerli olduğunu düşünüyor.- "Özgürlükçüyüm" seçeneğine kesinlikle katılıyorum diyenler yüzde 81.2.- Bunu yüzde 64.5 oranındaki kesinlikle katılıyorum cevabıyla "Laikim" seçeneği takip ediyor.- "Apolitiğim" seçeneğine katılmıyorum diyenlerin oranı yüzde 54.5.- Protestolara destek verenler arasında, kendilerini tanımlarken "Ak Parti seçmeniyim" nitelemesine katılmıyorum diyenler yüzde 92.1 oranında.- "Muhafazakarım" seçeneğine katılmıyorum diyenlerin oranı ise yüzde 75.0.ÖZGÜRLÜKLERE SAYGI İSTİYORLARProtestoların sonucunda ne olmasını istedikleri katılımcılara soruldu. Katılımcılardan her bir öneri için "kesinlikle katılıyorum", "katılıyorum", "kararsızım" ve "katılmıyorum" seçeneklerinden birini işaretlemeleri istendi. Direnişçilerin "kesinlikle katıldığı" cevapların oranı şöyle:- "Polis şiddeti dursun" yüzde 96.7,- "Bundan sonra özgürlüklere saygı gösterilsin" yüzde 96.1,- "Yeni bir siyasi parti kurulsun" yüzde 37.- Sonuçlara göre "Askeri müdahale" olmasını isteyenlerin oranı ise çok düşük. Bu fikre kesinlikle katılanlar yüzde 6.6, katılanlar ise yüzde 2.3. Darbeye karşı olanlar ise yüzde 79.5'la ezici çoğunluğu oluşturuyor. Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 5 Haziran , 2013 Gönderi tarihi: 5 Haziran , 2013 Terörle mücadele eden Esad ülkesinden ayrilmiyor,halkina savas acmis olan basbakan Türkiye disinda...! saygilarla Alıntı
∞ evrensel-insan Gönderi tarihi: 5 Haziran , 2013 Yazar Gönderi tarihi: 5 Haziran , 2013 Ak Parti’li Direnişçiden Başbakana Mektup…Sayın Başbakanım,Mektubumdaki başlığın mahiyetine bakarak olur da hakkımda “provakatör” yaftası yapıştırmayasınız diye derdimi anlatmadan önce kendimden bahsetmek zorundayım ne yazık ki…33 yaşında, Uluslararası İlişkiler ve Siyaset tahsili yapmış, iki yabancı dil bilen, teknoloji dahil dünyadaki tüm gelişmeleri yakından takip eden, hayatının 3’te 1’ini 30’a yakın ülkeyi gezerek ve yaşayarak geçirmiş, aslen Karadeniz’li ve Gürcü kökenli ama aslanlar gibi bir Türk evladıyım…Bugüne kadar Asya, Avrupa, Amerika, Afrika ve Avustralya kıtalarında bulunmuş, genç yaşıma rağmen ülkem daha 2023 hedefiyle tanışmadan yıllar önce kuşun uçmadığı kervanın geçmediği Pakistan-Afganistan sınırlarında ticaret yaparak bayrağımızı gururla taşımış, bugün hala bu birikim ve deneyimle iş yapmaya çalışan gururlu bir Türk girişimcisiyim.Beş vakit namazında ve niyazında olan annem ve babam dâhil ailemin hiçbir ferdi bugüne kadar hiçbir yasa dışı oluşum, toplantı, gösteri vb eylemler içerisinde yer almamış, var gücüyle vatanı ve milleti için çalışmış - yani özetle ötekileştirebileceğiniz hiçbir sosyolojik, ekonomik ve siyasal bir gruba ait olmayan - standart bir Türk aile yapısına mensubum.Bütün bu söylediklerimi emriniz altında çalışan istihbarat teşkilatımıza teyit ettirebileceğiniz gibi, buna hiç ihtiyaç dahi duymadan -bugün tam bir baş belası olduğunu söylediğiniz- sosyal medyadaki twitter hesabımdan yıllardır yazdıklarıma ve paylaştıklarıma bakarak da rahatlıkla anlayabilirsiniz… (@bulent_peker)Buraya kadarı hikayenin sıkıcı kısmı… Sizi ilgilendiren tarafı bundan sonrası…Sayın Başbakanım, hikayemin sizi ilgilendiren tarafı asıl bundan sonra başlıyor… Bilmenizi isterim ki; iktidara geldiğiniz ilk günden bu yana bir seçmen ve destekçiniz olarak partinizin yanında yer aldım. Oy kullandığım bütün seçimlerde Ak Parti’ye oy verdim. Ak Parti’ye ait yerel yönetimlerin ulusal ve uluslararası ölçekteki projelerine danışmanlık yaptım. Toplantılarınıza katıldım. Size ve birlikte yola çıktığınız insanlara yapılan tüm haksızlıkların karşısında durdum. Siz, 28 Şubat, askeri vesayet, baş örtüsü, özgürlükler, Mavi Marmara, Ergenekon, Anayasa ve en nihayetinde çözüm süreci gibi onlarca konuyu savunurken aklım ve ilmim yettiğince sizi savundum ve destekledim. O meşhur balkon konuşmanızı gözlerim dolu ve mağrur bir şekilde dinledim. Defalarca etrafıma dinlettim.Sahip olduğum bütün imkânlara rağmen bir kez olsun hak yemedim, haram yemedim ve kendi gücümce yedirmedim. Tüm bunlara rağmen etrafım ve çevreme göre; kimi zaman “yavşak” oldum, “yandaş” oldum, “düzenin adamı” oldum ama bir gün olsun “doğru bildiğimden şaşmadım”.Biz kimdik, ne olduk?Biz, hayatımızın baharında yerleşik düzenle mücadele etmeyi, yapılan tüm haksızlıklara ve taşkınlıklara rağmen sabırla direnmeyi, her ırktan, görüşten, milliyetten insanı dinlemeyi öğrendik. “Kefeni giyip çıktım” dediğiniz yolda gencecik bedenlerimizi, akıllarımızı ve ruhlarımızı size emanet ettik. Hiçbir zaman “sandıkta bir oy” değildik. Eğitimi, tahsili, ahlakı, kültürü, vicdanı ve tüm insani birikimi ile olsa olsa bu memleketin geleceği bizler idik. Öyle gördük, öyle bildik, öyle inandık… Şimdi ne oldu da bir avuç provakatör, darbeci, çapulcu olduk?İşte bu bizim hikâyemiz…Anlatacaklarımın bundan sonraki kısmına derdimi daha iyi ifade edebilmek için resimlerle devam edeceğim Sayın Başbakanım. Gerçi siz benden daha iyi biliyorsunuzdur ama olur ya atladığınız bir şeyler vardır diyerek bu resimleri seçerken kronolojik bir sıralama yapmaya özen göstereceğim…Önce “biz” değildik… Onlar vardı…Bir hafta önce başladı her şey. Önce birkaç görüntü ilişti gözüme televizyonlarda. Yukarıda Allah var, “hiç önemsemedim”. “Tevekkeli zeki insanlar ama bunların da hayatı muhalefet be” dedim ve geçtim…Ya kardeşim olsaydı…Derken bir gün ansızın bu görüntüler düşmeye başladı sosyal medyadaki hesabıma… Gerçi siz Twitter başa bela dediniz ama biz Sizi, Cumhurbaşkanımızı, Suat abimizi ve hatta Melih Gökçek’i bile hep oralardan takip ettik bugüne kadar…Bir gece yarısı ansızın Gezi Parkı’na giren kolluk kuvvetlerimizin nefretine ve şiddetine tanık olduk ekranlarda. Ortalığı nasıl dağıttıklarını, çadırları nasıl yaktıklarını, bilmem kaç bar basınçla insanların kafasına nasıl su sıktıklarını izledik. Üzüldük…Ben bunlara bakarken, memlekette olan eli öpülesi anam aradı telefondan. İstanbul’a gittiğimi biliyordu. Dikkatli olmamı salık verdi her zaman ki. Dua edip kapattı. Bir resimlere baktım, bir de kendime… Düşündüm… Dedim, ya bu kızcağız benim kardeşim olsaydı..?Ve bir kardeşimiz daha ilişti gözüme… Memlekette adam kalmamış gibi sanki, dikilip tek başına bir TOMA’nın karşısında göğsünü siper eden…Ve o büyük vatanperverin dizeleri yankılandı beynimin içinde…Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar,Benim “iman dolu göğsüm” gibi serhaddim var.Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar,‘Medeniyet!’ dediğin tek dişi kalmış canavar?Mehmet Akif ErsoyBüyüklerimden öğrenmiştim. Parayla “imanın” kimde olduğu bilinmez diye. Sizce de öyle değil mi Sayın Başbakanım?(Bilmenizi isterim ki; ben bundan sonra katıldım bu direnişe…)Ben hiç gitar çalmadım…65 yaşındaki kamu emeklisi babam, saz çalmamı isterdi çocukluğumdan beri. Yeteneğim yoktu, yapamadım. Sonra bir kardeşimizi gördüm elinde gitarıyla. İmrendim… Dedim; “ya bizim topraklardan bir şeyler çalıyorsa?” Ne bileyim bir Âşık Veysel, bir Âşık Mahsuni, bir Neşet Ertaş, bir Ahmet Kaya, bir Kazım Koyuncu biliyorsa…Sonra U2’nun solisti Bono ile buluşmanız geldi aklıma… Hani hatırlarsınız dünyada çok az sayıda lidere nasip olan - reformist - şahsiyetinizi bizzat tanımak ve destek vermek için ülkemize gelip bir IPod hediye etmişlerdi size ve çocuklarınıza…Düşündüm sonra… Müziğe de karşı olamazdınız ya?Basit bir eylem bir direnişe nasıl dönüşür?Hani hep diyorlar ya bunların derdi üç beş ağaç değil diye… Doğrudur, ne yalan söyleyeyim. Karadeniz’in yeşilliklerinde büyümüş, yeşile doymuş bir evlat olarak doğa için canımız feda ama soruyorum size “insan” olmadıktan sonra, doğa neye yarar?İsterseniz bu görüntülere birlikte bakıp anlayalım ben neden düştüm “insanlık peşine”…(Eylemler esnasında Mobese kameralarımız kapalı veya havaya bakar durumda olduğu için görüntülerimizi “haddimiz olmayarak” sivil halktan edinmek durumunda kaldık maalesef, kusura bakmayınız.)(Arkadaşın elindeki pankartta isminiz yazıyor. Saygısızlık ettiğimi düşünüp okumaktan vazgeçersiniz diye bu plandan çekilmiş resmi verdim.)Olimpiyatlara hazırlanan şehrimizin uzak doğu sporları takımından arkadaşlarla #GeziParkı Keyfi…Bu arkadaş da voleye hazırlanırken…Çiçek sulayan çevreci polis kardeşlerimiz…Gözümle gördüm. Bu kızcağız ahlaksızca geziyordu Kordon’da..Bu arkadaş da mevsimi gelmeden şort giymiş, ondan olabilir…Bunun da sakalları var. Devrimci midir nedir?Beyin travması nasıl yaratılır adlı eser…….Bacağımızı da aldık geldik der gibi…Siz yanlış biliyorsunuz Sayın Başbakanım… Biz bunlar değiliz…Eli kanlı şuursuzlar değiliz…Gezi Parkı’ndaki barakaları, kamu mallarını yakanlar bizler değiliz…Maşa ve piyon HİÇ değiliz…Biz aslında bunlarız…Onbinlerce olsak da polisini her fitneden sakınan bir milletiz…Mizacımız biraz “kaba ve sert” de olsa kurallarımız var…….Birlikte yaşamak nedir iyi biliriz…Yardımseveriz…Merhametliyiz….Maskelerin arkasına saklanmayacak kadar yürekliyiz… (Teyzecim affet, ellerinden öperim)Özetle…Biz; bu ülkenin düşünen, okuyan, üreten sağduyulu evlatlarıyız. Ülkemiz ve milletimiz kadar özgürlüğüne düşkün, hakkını aramasını bilen, aslında apolitik yetişmiş ama yeri geldiğinde politikanın alasını yapabilen fikri genç, kimliği genç beyinleriyiz.Biz; Ak Parti, CHP, MHP, BDP, TKP, İP değiliz. Biz apolitik yetişmiş bir neslin yine apolitik kitleleriyiz. Biz bindirilmiş kıtalar da değiliz üstelik. Örgüt değiliz, örgütlü de değiliz. Şiddet ve provokasyon taraftarı şerefsizlerden hiç değiliz. İlla bir provokatör görmek istiyorsanız lütfen önce kendi çevrenizden başlayınız.Bizlerin arkasına geçmiş provokatif tipler olamaz mı? Elbette olabilir. Ama siz de iyi bilirsiniz ki; bir devlet kendi halkının arkasını kollamadığı zaman o halkın arkasına geçen çok olur. Gençliğimiz sizi yanıltmasın, biz tarihi dogmalarla değil, internet aleminde milyon tane farklı kaynaktan okuyarak öğrendik.Biz; elimizde telefonlar, kucağımızda laptoplarla “pasif ve barışçıl direnişi” ve “orantısız zeka kullanımını” benimsemiş, “teknolojik devrimi” yaşamış yeni jenerasyonuz.Biz; yeri geldiğinde kendiyle dalga geçen, en sıkıntılı zamanlarda bile gülümsemesini bilen (bkz. aşağıda), gündüz ekmek parası peşinde ama iş çıkışı davasını gütmeye gidenleriz. Şiddet anlamında değil ama duygusal dünya olarak bizler dengesiz tipleriz vesselam. Duygularımız patlamayagörsün yeter ki…Kısacası biz; ülkemizin bize, yaratıcılığımıza ve üretkenliğimize ihtiyacı olduğunun farkındayız. Zaten bu yüzden buradayız.Sayın Başbakanım,Biz sizinle geçmişle hesaplaşmaya, alışılagelmiş tüm doktrinleri yıkmaya, halkına, milletine, doğasına ve özgürlüğüne saygı duyan, dünya devi bir Türkiye yaratmaya da varız, insanca yaşayabilmek için gerekirse kavga etmeye de… Bu bizim değil, aslında sizin tercihiniz…Biz sadece demokratik hakkımızı kullanıyor ve iletişim kurmak istiyoruz. Dinlenmek, anlaşılmak ve saygı duyulmak istiyoruz. Derdimiz, meselemiz sizin istifanız değil. Haa ben bu ülke için faydalıyım, ille de ben olacağım diyorsanız o zaman biz de “balkon konuşmasındaki Recep Tayyip Erdoğan”ı istiyoruz, bugün bize sunulanı değil.Bir sürü danışmanınız varken, ne yapmanız gerektiği konusunda bizden size tavsiye vermek düşmez Sayın Başbakanım. Ama illa somut bir şey söylememizi isterseniz, size yine sizin kullandığınız bir cümleyle cevap verelim.“Söz ola kese savaşı, söz ola kestire başı…”Bilmem anlatabildim mi?Saygılarımla,Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı / Gezi Parkı Direnişçisi 1 Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 5 Haziran , 2013 Gönderi tarihi: 5 Haziran , 2013 Basbakanin yüzde 50 dedigi kitlenin yüzde 40'i bu yukaridaki mektubu yazanlardandir.Geriye kalan yüzde 10 var ki onlar da biliyorlar kazin ayaginin basbakanin dedigi gibi olmadigini.Bu yüzde 10'un icinde bir kesim var ki;Izmir Emniyet Müdürlügü yaptigi aciklamada "ELI SOPALI GÖRÜNEN SIVILLERIN POLIS OLDUGUNU ifade etmisti.HAYIR ONLAR POLIS DEGILLERDI.Tahrir Meydani'na develerle dalan Mübarek yandaslari gibi Erdogan'in yandaslariydi onlar.Emniyet Müdürlügü gercegi itiraf etme mertligini gösteremedi ve AKP yandaslarini Polis diye tanimladi.Onlar Iste o yüzde 10'un icindeki insanliktan nasibini alamamis olanlardi. saygilarla Alıntı
Φ gloria Gönderi tarihi: 6 Haziran , 2013 Gönderi tarihi: 6 Haziran , 2013 Duyuru: İnsan Hakları Derneği (İHD) 27 Mayıs 2013 günü Taksim Gezi Parkı’nda başlayan ve tüm Türkiye’ye yayılan olaylarla ilgili olarak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM İç Tüzüğü’nün Geçici Önlemlerle İlgili 39. maddesi çerçevesinde) başvuru yapmak için gerekli hazırlıklara başlamıştır. Söz konusu başvuruyu gerçekleştirmek için yaklaşık 500 bireysel şikayet belgesi toplamamız gerekmektedir. Belgede olaylar sırasında nasıl zarar gördüğünüzü (gaza/işkence ve kötü muameleye maruz kaldım/gözaltına alındım/yaralandım) ayrıntılı ve somut olarak (şu gün ve saatte, gaza/işkence ve kötü muameleye maruz kaldım/gözaltına alındım/yaralandım /gözaltı sırasında şunlara maruz kaldım/şu belgeler zorla imzalatılmak istendi/imzalatıldı/şurada serbest bırakıldım ya da şurada yaralandım/şurada tedavi gördüm/şu tetkikler yapıldı ve şu raporu aldım/aileme ya da avukatıma haber verilmedi) belirtmeniz gerekmektedir. Kayıtların (yazılı/görsel/işitsel) ve belgelerin şikayet belgesiyle sunulması çok önemlidir. Kamu görevlilerinin ve onların yönlendirdiği kişilerin eylemlerinden dolayı siz ya da bir yakınınız zarar gördüyse en kısa sürede, yazılı beyanlarınızla, İHD şubelerine ve temsilciliklerine başvurun. Ayrıca daha fazla bilgi için [email protected] adresine yazabilirsiniz.İnsan Hakları Derneği Alıntı
Φ gloria Gönderi tarihi: 6 Haziran , 2013 Gönderi tarihi: 6 Haziran , 2013 KAMUOYUNAİstanbul Taksim Gezi Parkında planlanan AVM çalışmalarına İstanbul halkının gösterdiği yasal ve meşru tepki sonrası göstericilere polis tarafından temel insan haklarını hiçe sayan ağır saldırılar gerçekleştirilmiştir. Polis şiddeti tüm illere yayılmış ve devam etmektedir. Bu süreç başından itibaren tarafımızdan izlenmektedir.Türkiye İnsan Hakları Vakfı İstanbul temsilciliği, İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi, Çağdaş Hukukçular Derneği İstanbul Şubesi olarak Hukuki, insani ve tıbbi destek sağlanması, insan hakkı ihlallerinin belgelenmesi için birlikte bir çalışma yürütmekteyiz.İnsan Hakları Derneği koordinasyonu 24 saat sağlayacaktır.Konuyla ilgili aşağıdaki telefon numaralarından iletişim kurulabilir.Türkiye İnsan Hakları Vakfı İstanbul temsilciliğiİnsan Hakları Derneği İstanbul ŞubesiÇağdaş Hukukçular Derneği İstanbul ŞubesiToplumsal Hukuk ve Araştırmalar VakfıİLETİŞİMİnsan Hakları Derneği İst. Şubesi: 0212- 2444423 Cep: 0535 5482983Türkiye İnsan Hakları Vakfı: 0212- 249 30 92İstanbul Barosu CMK Servisi: 0212- 444 52 71TOHAV : 0212-293 47 70 Alıntı
Φ gloria Gönderi tarihi: 6 Haziran , 2013 Gönderi tarihi: 6 Haziran , 2013 Dünyadan habersiz bi miktar %20 miz daha var. Onları daha evlerinden çıkarmadık Alıntı
Φ tülvent Gönderi tarihi: 6 Haziran , 2013 Gönderi tarihi: 6 Haziran , 2013 Beşiktaş'ın taraftar Grubu çArşı, bir teşekkür yazısı yayınladı... Grup, yayınladığı yazıda birçok kişiye teşekkür etti............."Bir bahçeye giremezsenDurup seyran eylemeBir gönül yapamazsanYıkıp viran eyleme... Gördüğü şiddet yüzünden yaralanmış tüm insanlarımıza geçmiş olsun der, yaşamını yitirmiş olan insanlarımızın ailelerine ve yakınlarına başsağlığı dileriz. Mekanları cennet olsun, hatıraları yaşasın...İstemeden de olsa kimilerine bir zararımız dokunmuşsa... Geride bıraktığımız tek bir çöp için dahi halkımızdan ve dünyadan en onurlu işini en az ücret karşılığı yapan tüm temizlik işçilerimizden özür dileriz...Bilenler bilir bizi; Gerektiği zaman özür dileyenleri severiz.Hayatı futbol değil, futbolu hayata feda edenler olarak, yaşadığımız bu süreç zarfında, çocukluğumuzdan beri vurmalı çalgıların ustası analarımıza...Kapısını arkadan sürgülemeyen semtimizin güzel sakinlerine..."Direnmeye gittim gelicem" diyen esnafına..."Semt bizim aşk bizim" şarkısının hakkını verirken, yere düşen insanlara korkusuzca kalkan olan delikanlılarımıza...Seccadesini sedye yapan cami imamına, su taşıyan kilise papazına... Başka renklere gönül verip rekabetini maneviyata saklayanlar... Dualarını iyi niyetlerini bizden esirgemeyen Antartika'daki penguenlere... Şerefini patronlarına devreden medyaya karşı kalemini kırıp onurlu tavır sergileyen basının tüm emekçilerine...Duyarlılıklarını esirgemeyen sanatçı, Yazar/şair ve düşünürlere... Emekçi ve emeklilere... Starbuck'ın alnının ortasına "Yaşasın tam bağımsız Kurukahveci Mehmet Efendi" yazan zekâya..."Sinirlenince çok güzel oluyorsun Türkiyem" diyen dikkate, haksızlığın, kibrin fırlattığı taşlara karşı göğsünü siper eden kadınlarımıza...Gönüllü doktor ve avukatlarımıza... "Bi başına çoraplarını bile giyemez, eksantirik kitaplar dışında kitap, dergi okumaz; etliye, sütlüye, dertliye, asgari ücrete, evin ekmeğine karışmaz, yanında bomba patlasa umurunda olmaz" denilen velakin herkese çalımını atıp röveşatasını yapan gençliğimize...Selam veren tüm dostlara... Yolda bize eşlik eden Beşiktaş sahilinin martılarına ve gölgesini bizden esirgemeyen ağaçlara teşekkür ederiz..." Alıntı
∞ evrensel-insan Gönderi tarihi: 6 Haziran , 2013 Yazar Gönderi tarihi: 6 Haziran , 2013 Borsa DususteDiktatorun, bugun Tunus'tan yaptigi kiskirtici ve korukleyici "inadim inat..." deyimini surdurmesi nedeniyle, dususte olan borsa bugunde %4 dususu gordu.Hava atilan sicak paranin suyunu cekmesi ile gercek ekonomi gundeminin artik yansimasi kacinilmazdir.Ayrica basta bakirkoy ve yenikoy olmak uzere, diktator'un havaalanina inecegi saat 19'da halk hem isiklarini yakip sondurecek hem de tencere kasik calacak.Ayrica istanbul'un sokaklarindan da kitlesel yuruyusler bekleniyor. Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.