Φ derin Gönderi tarihi: 15 Mayıs , 2006 Gönderi tarihi: 15 Mayıs , 2006 Merhaba arkadaşlar bu söylenenlere bende katılmak istiyorum diğer bir arkadaşımızın verdiği cevap gibi olacak benimkide 1)Atalarım karamanoğlullarıdır.oğuzların afşar boyuna Bayram oğlu ailesine mensubum 2)afşarlar,anadolunun türkleşmesinde kayı ve kınık boyu ile birlikte önemli yer tutarlar. 3)Osmanlı soyu yoktur kozmopolit olup şu an bir örneğini verirsek Amerika birleşik devletleri gibidir. Osmanlı 1922 de resmen sona ermiştir.osmanlı bir millet değildir soy mensubiyeti de söz konusu olamaz 4)Tarihi günümüz şartlarına göre değil yaşanan günü şartlarına göre değerlendirmeliyiz aksi taktirde hata yapmış oluruz Yaşanan tüm olaylar o zamanın içerir bugun ile kıyaslanamaz... dedelerim kabullenmemiş ki Üsküpe sürülmezlerdi. Vede tekrar Konyaya gelmezlerdi 5)600 yıl osmanlı tarihi konuşulu fakata nedense tarihler 200 yıllık karaman anlatılmaz ,değer 400 yıl zaten kabullenmediğimiz sürgünde geçirmezdi atalarımız 6) 4. cevabımda olduğu Atatürk günün şartlarında osmanlı paşası idi ama fikri dönüşümü ve yaptıkları bizi ilgilendirir 7) Bu sorunuz bana tam olarak neyi anlatmak istediğini vermediği için cevap vermek hatalı olacak. 8)evet 9)sorunun cevabı zaten sorduğunuz sorunun içinde bu zamanda hiç kimsenin mutlak bir monarşiye geri dönmeyi isteyeceğine ihtimal vermiyorum ama bu tarihimizde halen yaşanan bir süreç) cevaplarım tamamen şahsidir...konunun genellenmesi ile alakası yoktur Not: Kısaca Osmanlının yaptığını harfiyen uygulayan günümüz çağındaki karşılığı Amerikadır..Amerikanın bir milleti varmıdır? Saygılarımla FATİH'İN İNSAN HAKLARI AHİDNAMESİ Fatih Sultan Mehmed, Bosnayı fethettiği zaman Osmanlı devlet politikasının sonucu olarak bölge halkına dini serbestiyest getirmiştir. Fatih Sultan Mehmed'in buradaki latin papazlarına verdiği 883 (1478) tarihli ferman suretinde; "Nişanı-ı hümayun şu ki Ben ki Sultan Mehmed Han'ım; üst ve alt tabakada bulunan bütün halk tarafından şu şekilde bilinsin ki, bu fermanı taşıyan Bosna rahiplerine lütufta bulunup şu hususları buyurdum: Sözkonusu rahiplere ve kiliselerine hiçkimse tarafından engel olunmayıp rahatsızlık verilmeyecektir. Bunlardan gerek ihtiyatsızca memleketimde duranlara ve gerekse kaçanlara emn ü aman olsun ki, memleketimize gelip korkusuzca sakin olsunlar ve kiliselerinde yerleşsinler; ne ben, ne vezirlerim ne de halkım tarafından hiç kimse bunlara herhangi bir şekilde karışıp incitmeyecektir. Kendilerine, canlarına, mallarına, kiliselerine ve dışardan memleketimize getirecekleri kimselere yeri ve göğü yaratna Allah hakkı için, Peygamberimiz Muhammed Mustafa (s.a.v.) hakkı için, yedi Mushaf hakkı için, yüz yirmi dört bin peygamber hakkı için ve kuşandığım kılıç için en ağır yemin ile yemin ederim ki, yukarda belirtilen hususlara söz konusu rahipler benim hizmetime ve benim emrime itaatkâr oldukları sürece hiç kimse tarafından muhalefet edilmeyecektir." Bu ferman suretinde de görüldüğü gibi azınlıklar tam bir hürriyet ortamı içinde hayatlarını sürdürmüşlerdir. Böyle bir ferman tarihte tek tir. Arkadaşlar merhaba yukarıda yazılı ahidname Fatih Sultan Mehmet’in hırıstiyan olduğunu kanıtlayan bir eserdir. Fakat bizim tarihçilerimiz bunu İnsan Hakları bildirgesi olarak tanımlamışlardır. Burada asıl önemli olan O dönemde İstanbul fethi sırasında İstanbul Ortodoks Rum hakimiyetindeydi ve yıllar boyu Ortodokslar ve Vatikan Katolikler arasında çekişme hep vardı. Katoliklerden nefret eden Ortodoks Rumlar, Roma kilisesine bağlanmak istemiyor ve tarihe geçen bir açıklamada bulunmuşlardı İstanbul'da Kardinal Külahı görmektense, Türk sarığı görmeye razıyız" diyorlardı..Aslında Burada destelenen Osmanlı idi Bünyamin beyin de dediği gibi Fatih Sultan tüm istedikleri kabul edilseydi oda tarihe geçen açıklamayı yapacaktı. Fakat beklenen tam olarak olmadı aslında bunu kanıtlayan diğer bir önemli olay tarihimizde basit bir savaş olarak gösteren OTLUKBELİ SAVAŞI olmuştur. Buradan nereye gelicem benim araştırmalarıma Otlukbeli savaşı o dönemlerde Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan ile yapıldı. İşte burada Vatikan osmanlı ilerlemesine izin verirken bir yandan gerçek tehlikeyi sezinlemişti Doğu Anadolu, Kafkasya, İran ve Irak üzerinde hakimiyet artıran Akkoyunlulardı keza Vatikan çift taraflı oynaması sayesinde bunun önüne de geçti. Bu arada bu savaştan önce osmanlıya baş kaldıran İçersinde 16 Büyük boyu barındıran Karaman alt etmesi gerekiyordu ki türk leri barındıran bir topluluktu daha Karaman halkı İstanbul'a ve çeşitli yerlere göç ettirildiler. Çok büyük bir kısmı Makedonya Üsküp ve İstanbul’a gittiler. Dikkat edilirse o tarihte arap yarım adası Memlüklerin elinde idi fakat çokça problemler yaşandığı halde sıcak bir savaştan kaçınmıştı. Osmanlı Neden Araplara bulaşmamasını Vatikan istiyordu çünkü Araplar tarih boyunca onların zaten oyuncağı silahıydı Yapıları bozuk bir toplumdu halende öyleler Dikkar edilirse ayeti kerimde şöyle der Ben islamiyeti Dünyanın en bozuk yapısının olduğu yerde başlattım.. Neyse sonuç olarak geleceğim yer şu Üsküp te olan toplum Arnavut Yunan Sırp halklları ile birlikte yaşayarak soyunu devam ettirdi bunların için de kendilerine an çok yakın olan toplum arnavutlardı bilindiği üzere sonradan müslüman olmuş çok fazla arnavut menderes zamannın olan Türkiye göçünde kendilerini türk olarak gösterek Türkiyeye yerleşmiştir. Dediğim gibi konu konuyu açar ama tek doğru yoktur. Baba İshak ta katılıyorum iyi bir bakış açısı yakalamış Alıntı
Φ KaRaKuRt Gönderi tarihi: 15 Mayıs , 2006 Gönderi tarihi: 15 Mayıs , 2006 OSMANLI TÜRK DEĞİLDİR & OSMANLIYI TÜRKLER KURMAMIŞTIR Bilindiği üzere birçok tarihçi Osmanlı Türk mü, değil mi diye tartışır. Çoğunlukla Türk sayarlar Osmanlıyı fakat hakikat aslında öyle değildir. Bütün deliller ise tam tersini ıspatlamaktadır. Osmanlıya Türk dendiği özellikle son 100 yılda yazılmış kitaplarda görülür, daha öncesinde böyle birşey yoktur. Osmanlı ise hiç bir zaman kendine ne Türk demiştir, nede Türklüğü kabul etmiştir. . . . 12) Özer Ozankaya, a.g.y., s.121. 13) Warshew'den aktaran, Bozkurt Güvenç, a.g.y., s. 311. 14) Bozkurt Güvenç, a.g.y., s.26. 15) Aktaran, Çetin Yetkin, a.g.y., s.145. 16) Esat Kamil Erkut, a.g.y., s.63. 17) M.Rauf İnan, Atatürk'ün Evrenselliği, Önder Kişiliği, Eğitimci Kişiliği ve Amaçları, Ankara, 1983, s.198. 18) Ramsay'dan aktaran, Bernard Lewis, a.g.y., s.331. 19) Türkoloji uzmanı Cahun'dan aktaran, Bozkurt Güvenç, a.g.y., s.308. 20) Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Atatürk, İstanbul, 1971, s.24, 25. Senin bu dediklerin küçük şeyler değil efendi... Bunlar benim ırkıma atalarıma hakaret niteliği taşır... Rum senin atandır... Benim Osmanlı atalarım -ki eğer ki araştırıp bilseydin-harzemşahlara karsı anadolu selçuklularının yanında saf tuttukları için anadoluda toprakla ödüllendirilmiştir.... Rum ise amadolunun araplarca adlandırılmasıdır... Hiçbirşeyden haberin yok.... Alıntı
Φ Scaramouche Gönderi tarihi: 15 Mayıs , 2006 Gönderi tarihi: 15 Mayıs , 2006 Karakurt arkadaşım bırak şu bölücü terörist süprüntülerinin mesajlarına cevap yazmayı değmez...bunlar da cevap yazmanı istiyorki zehirlerini dökmek için bir nedenleri olsun...Belli işte ne mal olduğu zaten üç beş hain sitesinden derlediği saçma sapan safsataları burda gerçek gibi yutturmaya uğraşıyor...biz enayiyiz tarihden bihaberiz ya... bunlar tarihsizliklerinin kuyruk acısını çekiyorlar...çamur atmaları bu yüzden türk ulusuna...karşılarında böyle bir millet görmek istemiyorlar ozaman da çamur at çek aşağıya kendi seviyene getir...sen sen ol bunlara haddinden fazla değer verme...yazmana değmez...çok sapıtırlarsa yazarsın özelden bir mesaj hem sen rahatlarsın hem de reklam yapacak fırsatı bulamaz şark kurnazları... Alıntı
Φ derin Gönderi tarihi: 18 Mayıs , 2006 Gönderi tarihi: 18 Mayıs , 2006 Senin bu dediklerin küçük şeyler değil efendi... Bunlar benim ırkıma atalarıma hakaret niteliği taşır... Rum senin atandır... Benim Osmanlı atalarım -ki eğer ki araştırıp bilseydin-harzemşahlara karsı anadolu selçuklularının yanında saf tuttukları için anadoluda toprakla ödüllendirilmiştir.... Rum ise amadolunun araplarca adlandırılmasıdır... Hiçbirşeyden haberin yok.... Sizde kendinize göre Haklısınız Arkadaşlar ama tarihimizi tam olarak bilmeliyiz şimdi bizlerin gözümüzün önüne çekilmiş bir perde var orada gördüğümüze göre konuşuyoruz öğreniyoruz ama birde o perdenin arkasında gerçekleri görmüyoruz araştırmıyoruz bak ne güzel bir bilgiye sahipsin senin dedin gibi harzemşahlara karsı anadolu selçuklularının yanında saf tuttukları için anadoluda toprakla ödüllendirilmiştir. Ama sonrasında ne olmuştur buna bakmak gerekir. Yüce önder ATATÜRK kurtuluş mücadelesini neden istanbulda trakyada başlatmamış çünkü öztürk buralarda barındırmamışlar neden kimse istanbulluyum diyemez türk yokmuşki nasıl başlatsın işte bu yüzden sivas, erzurum, Konya,Ankarada başlatmış çünkü osmanlı tarihi boyunca hep ikinci sınıf saydığı öz türkler ile bu işi başarmıştır. Bu özün gerçek sahipleri ile başarmıştır. Osmanlıya kalsaydık şu anda memleketimiz ne hale düşerdi bilmiyorum. Bu yüzden Sahip çıktığın Vatanının tarihinide gerçekleri bilmem gerekir. Türk ulusu ULUSLARIN en büyüğüdür. Anadoluyu hiç gezdinizmi yoksa oturduğunuz yerdenmi yorum yapıyorsunuz Anadoluya bir bakın Osmanlının yaptığı bir tek büyük bir eser varmıdır. Anadoluda tüm tarihi yapılar Osmanlı öncesine aittir. Birde gidin İstanbul ve çevre bölgelere bakın buralarda Osmanlının izleri görülür. Ya Anadolu üveymiydi önce görün araştırın gezin anadolu insanını bir dinleyin sonra yorumlarda bulunun Türk Soyu Dünyanın dört bir yerine yayılmıştır. Çünkü çok kuvvetli bir toplumdur. Ama yinede sizlerinde fikirlerini saygı duyuyorum vede hiç kızmıyorum kalın sağlıcakla... Alıntı
Φ Scaramouche Gönderi tarihi: 18 Mayıs , 2006 Gönderi tarihi: 18 Mayıs , 2006 Sizde kendinize göre Haklısınız Arkadaşlar ama tarihimizi tam olarak bilmeliyiz şimdi bizlerin gözümüzün önüne çekilmiş bir perde var orada gördüğümüze göre konuşuyoruz öğreniyoruz ama birde o perdenin arkasında gerçekleri görmüyoruz araştırmıyoruz bak ne güzel bir bilgiye sahipsin senin dedin gibi harzemşahlara karsı anadolu selçuklularının yanında saf tuttukları için anadoluda toprakla ödüllendirilmiştir. Ama sonrasında ne olmuştur buna bakmak gerekir. Yüce önder ATATÜRK kurtuluş mücadelesini neden istanbulda trakyada başlatmamış çünkü öztürk buralarda barındırmamışlar neden kimse istanbulluyum diyemez türk yokmuşki nasıl başlatsın işte bu yüzden sivas, erzurum, Konya,Ankarada başlatmış çünkü osmanlı tarihi boyunca hep ikinci sınıf saydığı öz türkler ile bu işi başarmıştır. Bu özün gerçek sahipleri ile başarmıştır. Osmanlıya kalsaydık şu anda memleketimiz ne hale düşerdi bilmiyorum. Bu yüzden Sahip çıktığın Vatanının tarihinide gerçekleri bilmem gerekir. Türk ulusu ULUSLARIN en büyüğüdür. Anadoluyu hiç gezdinizmi yoksa oturduğunuz yerdenmi yorum yapıyorsunuz Anadoluya bir bakın Osmanlının yaptığı bir tek büyük bir eser varmıdır. Anadoluda tüm tarihi yapılar Osmanlı öncesine aittir. Birde gidin İstanbul ve çevre bölgelere bakın buralarda Osmanlının izleri görülür. Ya Anadolu üveymiydi önce görün araştırın gezin anadolu insanını bir dinleyin sonra yorumlarda bulunun Türk Soyu Dünyanın dört bir yerine yayılmıştır. Çünkü çok kuvvetli bir toplumdur. Ama yinede sizlerinde fikirlerini saygı duyuyorum vede hiç kızmıyorum kalın sağlıcakla... Derin senin bu yazdıklarının altına kendi imzamı koyarım...Dediğin gibi osmanlı Türk olmasına Türk'dür ama daha sonrasın da kendi öz halkını ikinci plana itmiş bir hanedandır,Osmanlının Anadolu'da doğru düzgün eseri olmadığı da doğru tüm yazdıklarından da haklısın...burda eleştiri yaparken önemli olan amaç olmalı ve uslup da önemli tabi...bu konuda birbirimize düşersek bazı maksadı belli şahısların ekmeğine yağ süreriz... Alıntı
Φ KaRaKuRt Gönderi tarihi: 18 Mayıs , 2006 Gönderi tarihi: 18 Mayıs , 2006 Derin senin bu yazdıklarının altına kendi imzamı koyarım...Dediğin gibi osmanlı Türk olmasına Türk'dür ama daha sonrasın da kendi öz halkını ikinci plana itmiş bir hanedandır,Osmanlının Anadolu'da doğru düzgün eseri olmadığı da doğru tüm yazdıklarından da haklısın...burda eleştiri yaparken önemli olan amaç olmalı ve uslup da önemli tabi...bu konuda birbirimize düşersek bazı maksadı belli şahısların ekmeğine yağ süreriz... Evet bunları ben de biliyorum... Ama dedim ya osmanlı ulus devlet türkü macara macarı ruma üstün tutamazdı... tutsaydı osmanlı olamazdı zaten... eser konusunda şöyle.... evet var ama rumeli ve ıstanbulla kıyas edilemez çok azdır.... ama şunu unutmayalı osmanlı kurulan en büyük türk devletidir... Alıntı
Φ A.T. Gönderi tarihi: 24 Mayıs , 2006 Gönderi tarihi: 24 Mayıs , 2006 Osmanlıların beyliklerini kurduğu sıralarda, Türklük bilincine sahip olduğu kesindir. Ancak daha sonra, saray kadınlarının, devşirmelerin, vezirler, yabancı lalaların şehzadeleri hafiften hafiften etkilemesinin sonucunda bir Fars-Arap hanedanı görünümüne girmişlerdir. işte bu durum sonrasında Hanedanla halk arasında büyük bir uçurum oluşmuş ve padişah Türklerden oluşan o halkı küçük görmüştür, daha doğrusu önemsememiştir. Çünkü balkanlarda veya başka yerlerde heran ayaklanabilecek gayrimüslim ve türk olmayan toplulukarın bulunması, onlara yaranılmasını zorunluluk haline getirmiştir. Özellikle Arap yarımadasının fethinden sonra tamamen Araplaşmış bir Osmanlı görülür. Onlar neredeyse bir Arap hanedanı olmuşlardır. Genetik bakımdan tartışmalı olsa bile kültürel ortamda bu böyle. Zaten iyi bilinen birşeydir padişahların ve ileri yönetici kesimin ''Türk'' kelimesini hakeret anlamında kullanılması. Bunun ikinci bir sebebi de bence Osmanlı'da görülen Asya Tipi Üretim tarzıdır. İlk başta Karl Marx'ın öne sürdüğü bu idda; Asya ülkelerinin kapalı ekonomi sistemlerini ve ''tarım-halk-devlet-hizmet'' ilişkisini ele alıyor. Böyle ülkelerde çok fazla ticaret yapılmaz, iç ticaret fazla yapılmaz. Osmanlı'nın yüz ölçümü devasallaşmamışken bu duruma benzer bir görünyü vardı ülkede. Şimdi çıkarım yapmak gerekirse; Rumlar, Ermeniler ve Yahudiler serbest bir ekonomi anlaışına sahipti. Hiç değilse Osmanlı daki görüntü onlarda yoktu. Bundan dolayı bu halkların ticari işlevselliği daha fazla olmuştur ve sonuçta ülke içinde zenginleşip, dışlanamaz konuma gelmişlerdir. Bunun arkasında kalan Türkler de ikinci sınıf vatandaş haline gelmişlerdir. Üçüncü sebebi de -yine bence- dindir. Sarayda öğretilen İslamla halkın bildiği İslam kuşkusuz ki çok farklıydı. Ne kadar İslamlaşılsa da halk dindeki bazı Türk motiflerini korumuştu. bazı totemist ve Şamanist unsurlar İslam'ın içine yerleşmişti (nitekim hala var bunlar ama artık gelenek görünümünde ancak din temelindeler.) Hanedan bu yüzden de Türklere hiç de iyi bakmıyordu. Sonuçta padişah ve saray iradesi yukarıda bahsettiğim gibi tam bir Arap hanedanı gibi yaşıyordu. Bunlar yüzünden Çukurova da bir sürü Türkmen kabilesi katledildi. Ya da Alevilerin ve Kızılbaşların kellesi uçuruldu....Ama bunlarla Osmanlıyı yadırgamamak lazım. Ne olursa olsun onlar üzerine inşaa edildik. Ecdadımız diyemem, çünkü benim ecdadım o hanedandan değil, o hanedanın sahip olduğu topraklarda yaşayanlardandı. Ama katılıyorum; bunları bilmek lazım, tarihi bilmek lazım. Sadece kendi düşüncelerimdi....Teşekkür ederim. Bu arada bir devletin neye göre büyük ya da küçük olarak adlandırdığımızı bilmiyorum. Evet Osmanlı sınırları en büyük olan Türk devleti ama ben Selçuklu Uygarlığının ondan daha büyük olduğunu söyleyebilirim....Ya da Hazarlar....Bu adamlar çağının metropolü oldular ki üç büyük dinin çatışmasız buluştuğu nadir ve güzel yerlerden biriydi. Uygur kültürünü de küçümsememiz çok kötü. Mani diniyle mükemmel bir gelişim yakaladılar....yapmayalım, sınırlarla büyüklüğü hesaplamayalım. Alıntı
Φ derin Gönderi tarihi: 24 Mayıs , 2006 Gönderi tarihi: 24 Mayıs , 2006 Osmanlıların beyliklerini kurduğu sıralarda, Türklük bilincine sahip olduğu kesindir. Ancak daha sonra, saray kadınlarının, devşirmelerin, vezirler, yabancı lalaların şehzadeleri hafiften hafiften etkilemesinin sonucunda bir Fars-Arap hanedanı görünümüne girmişlerdir. işte bu durum sonrasında Hanedanla halk arasında büyük bir uçurum oluşmuş ve padişah Türklerden oluşan o halkı küçük görmüştür, daha doğrusu önemsememiştir. Çünkü balkanlarda veya başka yerlerde heran ayaklanabilecek gayrimüslim ve türk olmayan toplulukarın bulunması, onlara yaranılmasını zorunluluk haline getirmiştir. Özellikle Arap yarımadasının fethinden sonra tamamen Araplaşmış bir Osmanlı görülür. Onlar neredeyse bir Arap hanedanı olmuşlardır. Genetik bakımdan tartışmalı olsa bile kültürel ortamda bu böyle. Zaten iyi bilinen birşeydir padişahların ve ileri yönetici kesimin ''Türk'' kelimesini hakeret anlamında kullanılması. Bunun ikinci bir sebebi de bence Osmanlı'da görülen Asya Tipi Üretim tarzıdır. İlk başta Karl Marx'ın öne sürdüğü bu idda; Asya ülkelerinin kapalı ekonomi sistemlerini ve ''tarım-halk-devlet-hizmet'' ilişkisini ele alıyor. Böyle ülkelerde çok fazla ticaret yapılmaz, iç ticaret fazla yapılmaz. Osmanlı'nın yüz ölçümü devasallaşmamışken bu duruma benzer bir görünyü vardı ülkede. Şimdi çıkarım yapmak gerekirse; Rumlar, Ermeniler ve Yahudiler serbest bir ekonomi anlaışına sahipti. Hiç değilse Osmanlı daki görüntü onlarda yoktu. Bundan dolayı bu halkların ticari işlevselliği daha fazla olmuştur ve sonuçta ülke içinde zenginleşip, dışlanamaz konuma gelmişlerdir. Bunun arkasında kalan Türkler de ikinci sınıf vatandaş haline gelmişlerdir. Üçüncü sebebi de -yine bence- dindir. Sarayda öğretilen İslamla halkın bildiği İslam kuşkusuz ki çok farklıydı. Ne kadar İslamlaşılsa da halk dindeki bazı Türk motiflerini korumuştu. bazı totemist ve Şamanist unsurlar İslam'ın içine yerleşmişti (nitekim hala var bunlar ama artık gelenek görünümünde ancak din temelindeler.) Hanedan bu yüzden de Türklere hiç de iyi bakmıyordu. Sonuçta padişah ve saray iradesi yukarıda bahsettiğim gibi tam bir Arap hanedanı gibi yaşıyordu. Bunlar yüzünden Çukurova da bir sürü Türkmen kabilesi katledildi. Ya da Alevilerin ve Kızılbaşların kellesi uçuruldu....Ama bunlarla Osmanlıyı yadırgamamak lazım. Ne olursa olsun onlar üzerine inşaa edildik. Ecdadımız diyemem, çünkü benim ecdadım o hanedandan değil, o hanedanın sahip olduğu topraklarda yaşayanlardandı. Ama katılıyorum; bunları bilmek lazım, tarihi bilmek lazım. Sadece kendi düşüncelerimdi....Teşekkür ederim. Bu arada bir devletin neye göre büyük ya da küçük olarak adlandırdığımızı bilmiyorum. Evet Osmanlı sınırları en büyük olan Türk devleti ama ben Selçuklu Uygarlığının ondan daha büyük olduğunu söyleyebilirim....Ya da Hazarlar....Bu adamlar çağının metropolü oldular ki üç büyük dinin çatışmasız buluştuğu nadir ve güzel yerlerden biriydi. Uygur kültürünü de küçümsememiz çok kötü. Mani diniyle mükemmel bir gelişim yakaladılar....yapmayalım, sınırlarla büyüklüğü hesaplamayalım. Bu söylediklerin bakış açının doğru yönde olduğunu gösteriyor fakat bir noktaya dikkatini çekmem gerekiyor. Bu doğu tarzı ticaret ile senin söylediğin gibi diğer toplumların ticaret anlayışları birbirine farklı demişsin doğru ama eksik bu türkmen beyliklerinin içersinde 233 yıl hüküm sürmüş tek resmi dil olarak Türkçeyi kabul etmiş bir karaman beyliği var 16 türk boyundan oluşan Karamanlıların bu kadar uzun süre yaşamalrının sebebi ticareti çok iyi yapmaları idi özellikle cenevizlerele yapılan deniz ticareti ve iç anadoluda bahsettiğin toplumlarala yapılan ticaret çok kuvvetliydi. Zaten bunu farkına varan Osmanlı hükümdarlığında ticaret yoktu bu yüzden gelişmeye açık ilerlemeye yatkın bu toplumu tarih boyunca yok etmeye çalıştı kezada neredeyse tamamını trakya kıbrıs yunanistan makedonya arnavutlu gibi fethettiklere yerlere sürüldü ve dağıttı Osmanlı tarih boyunca ARAPLARda olduğu gibi gelişime kapalı bir politika savaş politikası güttü bunu öncellikle kendi halkı üzerinde yaptı. Türk toplumunun gelimemesi için tarih boyunca baskı altında tutuldu. Taaki kurtuşuş mücadelesine kadar kurtuluş mücadelesini bu anadoluda gerçek türk toplumu yaptı. Senin belirtiğin gibi Karl Marx'ın öne sürdüğü bu idda; Asya ülkelerinin kapalı ekonomi sistemlerini ve ''tarım-halk-devlet-hizmet'' ilişkisi biz türkler toplumu için değil diğer doğu ülkeleri için geçerli Türk toplumu ise tam tersine hareket eden bir toplumdur. Son olarak en önemli nokta son söylediğin cümle olmuş Bahsettiğin türk toplumları osmanlıdan daha büyük toplumlardı ama tarihimiz bize Osmanlı ve sonrası olarak anlatılmıştır. Atatürk boş yeremi Türklüğün tarihçesi araştırmıştır. Yazın için teşekkür ederim. Alıntı
Φ A.T. Gönderi tarihi: 24 Mayıs , 2006 Gönderi tarihi: 24 Mayıs , 2006 Bu söylediklerin bakış açının doğru yönde olduğunu gösteriyor fakat bir noktaya dikkatini çekmem gerekiyor. Bu doğu tarzı ticaret ile senin söylediğin gibi diğer toplumların ticaret anlayışları birbirine farklı demişsin doğru ama eksik bu türkmen beyliklerinin içersinde 233 yıl hüküm sürmüş tek resmi dil olarak Türkçeyi kabul etmiş bir karaman beyliği var 16 türk boyundan oluşan Karamanlıların bu kadar uzun süre yaşamalrının sebebi ticareti çok iyi yapmaları idi özellikle cenevizlerele yapılan deniz ticareti ve iç anadoluda bahsettiğin toplumlarala yapılan ticaret çok kuvvetliydi. Zaten bunu farkına varan Osmanlı hükümdarlığında ticaret yoktu bu yüzden gelişmeye açık ilerlemeye yatkın bu toplumu tarih boyunca yok etmeye çalıştı kezada neredeyse tamamını trakya kıbrıs yunanistan makedonya arnavutlu gibi fethettiklere yerlere sürüldü ve dağıttı Osmanlı tarih boyunca ARAPLARda olduğu gibi gelişime kapalı bir politika savaş politikası güttü bunu öncellikle kendi halkı üzerinde yaptı. Türk toplumunun gelimemesi için tarih boyunca baskı altında tutuldu. Taaki kurtuşuş mücadelesine kadar kurtuluş mücadelesini bu anadoluda gerçek türk toplumu yaptı. Senin belirtiğin gibi Karl Marx'ın öne sürdüğü bu idda; Asya ülkelerinin kapalı ekonomi sistemlerini ve ''tarım-halk-devlet-hizmet'' ilişkisi biz türkler toplumu için değil diğer doğu ülkeleri için geçerli Türk toplumu ise tam tersine hareket eden bir toplumdur. Son olarak en önemli nokta son söylediğin cümle olmuş Bahsettiğin türk toplumları osmanlıdan daha büyük toplumlardı ama tarihimiz bize Osmanlı ve sonrası olarak anlatılmıştır. Atatürk boş yeremi Türklüğün tarihçesi araştırmıştır. Yazın için teşekkür ederim. Önemli değil...konu güzel o yüzden yazdım......evet karamanoğullarında ticaret gelişmişti...Sorun Osmanlıda. Dediğin gibi osmanlı bu ticareti köreltti......Ancak bir durum var...bu asya tipi üretim tarzı yarı göçebe türklerde görülüyordu ki osmanlı yerleşik bir toplumdu....Biraz tartışmalı ama bu üretim modelinin çoğu özelliği, Osmanlı'nın tarım sistemine uyuyor. Örneğin; devlet-halk ilişkisi.....Özel mülkiyet olmadığından artık ürün tamamen devlete geçiyor...Sonra bu devlet bu artık ürünün yanında bir de vergi alıyor...Bunları ise iç ve dış yatırımlarda yani hizmet için harcıyor. Osmanlı Devleti'nde de böyle değilmiydi. Evet son dönemlerdeki ağalar bu sistemi bozuyor ancak yukarıda bahsettiğimiz sorun, devletin kuruluş ve yükseliş aşamasında kendine zemin hazırlıyor....Tabiki bu durum diğer doğu ülkelerinde daha ağırlıklı görülüyor. Mesela eski Çin ve Hindistan zaten modelin esin kaynağı. Türklerin geçmişindeki göçebelik kuşkusuz ki bu modelin etkisini azaltmıştır.... Bu arada haklısın; bize hep osmanlı öğrettiler, zaten o yüzden İlk Çağ çalışıyorum. Soğuttular insanı..ama soğumayanlar var....onlara güveniyoruz. Alıntı
Φ derin Gönderi tarihi: 26 Mayıs , 2006 Gönderi tarihi: 26 Mayıs , 2006 işte en son 400 yıllık eziyet ve yapılanlardan sonra türkler boy gösterdi dediğimiz şey de.. bu.. son dönemde subaylar da türk olmak zorunda kalmıştı..fevzi çakmak..kazım karabekir..İmet İNÖNÜ..MUSTAFA KEMAL ATATÜRK.. Bunlar zaten yazıyor.. açıkça olmasa bile.. İyi bir yazı fakat Şu son cümleni biraz açarmısın açık olmasa bile dediğini Alıntı
Φ abdil han Gönderi tarihi: 2 Eylül , 2006 Gönderi tarihi: 2 Eylül , 2006 Hepimiz bize çocukluğumuzdan beri empoze edilen tarih öğretimiyle de Osmanlının torunları olmakla gurur duyarız.Peki Osmanlı da Türk olmakla gurur duyuyor muydu ya da kendini Türk olarak görüyor muydu?...Bu sorunun kesin cevabı Osmanlı'nın kendini Türk olarak nitelendirmediği hatta Türk kekimesinin anlamının Osmanlı için bir aşağılama terimi olmasıdır. Osmanlılar için Türk'ün sözlük anlamı idrak-ı bilhak(anlayış yoksunu,cahil)di.Eğer birçok kişi merak edip Osmanlı belgelerini incelerse Osmanlı hanedanının birçok yazılı belgede özmü öz Türkmen soyundan geldiği halde kendini Türk olarak nitelemekten itinayla kaçındığını görecektir. Gerçek şudur ki Osmanlı hanedanı birazda saltanatının diğer soylu Türk ailerince de tehdit edilmemesi için özellikle devletin üst kademelerine ve orduya Türk soylu halkın geçişini tamamen engelleme yoluna gitmiştir.Bunun yerine devlet adamı ihtiyacını Avrupa ülkelerinden 7 yılda bir ve her bölgeden en az 40 kişi olaacak biçimde, 12-15 yaşlarındaki sağlıklı ve akıllı çocukları ailerinden zorla koparıp enderun ve yeniçeri ocağında yetiştirerek karşılama yoluna gitti.Yani bahtsız anadolu Türklüğüne kendi soyundan gelen bir devlette hem ordu hem de devlet yönetimi yolu kapanmış oldu. Osmanlı Devleti'nin gerileme dönemine kadar son Türk soylu sadrazamı Çandarlı Halil Paşa idi ve oda devşirme kökenli vezirlerin de etkisiyle Fatih Sultan Mehmet tarafından boğdurulmuştur.Böylece Osmanlı Devletinde başta sadrazamlık olmak üzere üst düzey yönetimi,Türk kökenlilerin elinden çıkıp hristiyan kökenli devşirmelerin eline geçmiştir. Zoraki devşirmelerin ortak yönü şudur:Bu devşirmeler analarından,babalarından,kardeşlerinden,yurtlarından zorla sökülüp alınmış mutsuz kişilerdir.Daha çocuk yaşlarında aile ve yurtlarından alınmış bu devşirmelerden çok az sayıda olanı Osmanlı'yı ve İslam'ı tam olarak benimsemiş ve hayatları boyunca kin ve nefret duygularıyla dolu olarak bu nefretlerini Anaolu Türk halkına eziyet ederek açığa vurmuşlardır. Osmanlı Devleti'ni yöneten devşirmelerin büyük çoğunluğu Anadolu Türklerini sürekli olarak aşağılamışlar,ellerine güç geçtiğinde asıp keserek malını,canınıırz ve namuslarını ellerinden alarak yapmadıkları rezillik bırakmamışlardır. *Hırvat kökenli devşirme sadrazam Kuyucu Murat Paşa, Güney Doğu Anadolu'da 70000 Kızılbaş Alevi Türkmeni öldürmüş ya da diri diri kuyulara doldurmuştur.Aman dileyen Anadolu insanına Kuyucu'nun yanıtı ''Vurun şu pis Türk'ün başını olmuştur!'' *Osmanlı sarayının devşirme yazarlarından Hafız Ahmet Çelebi'nin 1499 yılında yazdığı şiirin bir kıtası şöyledir: SAKIN TÜRK'Ü İNSAN SANMA BİR AN BİLE OLSA TÜRKLE OLMA TÜRK ELİNE ŞEKER LSA,O ŞEKER ZEHİR OLUR TÜRK'ÜN BAŞINI KESERKEN SAKIN GAM YEME BABAN BİLE OLSA TÜRK'Ü ÖLDÜR. *Fatih Sultan Mehmet'in sadrazamı Mehmet Paşa,Rum çocuğu bir devşirmeydi.Bu nedenle kendisi Rum Mehmet Paşa olarak anılırdı.Osmanlı'nın Karaman seferindeki kıyımın ve talanın durdurulması içinpadişiha yalvarmaya gelen yaşlı Türklere Rum Mehmet Paşa şu yanıtı verir.''NİCE SIZLARSINIZ AKILSIZ TÜRKLER!VATANIMIN,IRKIMIN ÖCÜNÜ SİZLERDEN KARAMAN ÜLKESİNDE ALMAYA MUVAFFAK OLDUM'' Osmanlının Anadolu Türklerine yaptığı zulümün listesi daha böyle uzar gider.Biz ise kendimizi,kendini Türk saymayan hatta Türklüğü aşağılayan bir hanedanın ve devletin torunları olarak görmeye hala devam ediyoruz.Ne mutlu ki Atatürk ve onun silah arkadaşları Türk Milletinin en ihtiyacı olduğu anda çıktılar ve bizi Osmanlının köleliğinden,kendimizin efendiliğine;ümmetten millet olmanın bilincine,atalarımız ve Türk olmamızla gurur duyduğumuz bu günlere getirdi. HEPSİNİN RUHU ŞAD OLSUN..... merhaba, bu söylenenlere inanmak veya inanmamak bizim elimizde ,ancak birkaç kitap okuyup kesin hüküm vermek pekte adil olmasa gerek. Anladığım kadarıyla Ali Kemal Meram'ın ''Padişah Anaları'' kitabından alıntılar yapmışsınız, ancak sizde takdir edersiniz ki tek penceresi olan bir evden heryeri görmek mümkün değildir. Osmanlı Devleti ulusal bir devlet değildi,zaten ulusalcılık yaparak bu büyüklükte bir devleti ayakta tutamazsınız,şu an dünyada Osmanlıdan ayrılmış 36(kıbrısı,filistini ve karadağıda sayarsanız 39) bağımsız devlet vardır.Böyle onlarca milleti barındıran bir cihan devletinde üstkimlik olarak türklüğü savunursanız yıkılmanız birkaç yıl içinde gerçekleşir.Osmanlı'da üst kimlik islam idi ve insanlar kesinlikle milliyetlerine göre ayrılmadı. Bugün milliyet esasına dayanan ulus devletimiz içinde bulunan kimlik çatışmaları bu konuda bize güzel bir örnektir. Ancak bu Osmanlı'nın bir Türk devleti olma gerçeğini asla değiştirmez.Türk olmayan bir devlette nasıl Türk dili konuşulur? Türk olmayan bir devlette nasıl Türk adetleri yaşatılır?Türk olmayan bir devlette yeni fethedilen topraklara niçin Türkler yerleştirilir?Bu soruları çoğaltabiliriz,şimdi açıklamak istediğim hususlardan ilki devşirme usulü; kısaca devşirme usulü pençik hesabına dayanan,yeni fethedilen memleketlerdeki halkların çocuklarının alınıp belli eğitimlerden geçirilerek devletin çeşitli mekanizmalarında görevlendirilmesidir. Pençik(farsça penç-yek ten gelir ki 5'te 1 demektir) usulünde 5 çocuğu olan hristiyan ailenin en gürbüz ve zeki olanının alınıp eğitilmesi hesabına dayanır.Burada hristiyan ailelerin seçilmesinin sebebi;müslümanlaştırılan bu çocuk devletin üst kademelerine ulaştığında ailesiyle görüşme imkanı elde eder ve islamın yayılmasında ve devlete bağlılığın artırılmasında pozitif rol oynar.Zira devşirilen çocuk Osmanlının gönüllü elçisidir artık. [devşirme ile alınan çocukda aileside bu durumdan fazlasıyla memnundur,düşünün ki zamanın süper gücü çocuğunuzu alıp devlet idaresinde görevlendirmek üzere saray okuluna almıştır,bu konuda herhangi bir hoşnutsuzluk sözkonusu değildir(Amerika sizi beyaz sarayda üst düzey bir kademe için eğitmek istediğini söylese babanız bundan mutsuz olurmu? ) ]. İkinci mesele ise padişahların yabancı kadınlarla evlenmesi hususu;burada en önemli neden padişahların eşinin ailesiyle uğraşmak istememesidir.Türklerle evlenen birkaç padişah bu konuda çok fazla sorun yaşamıştır,evlendiği kadının ailesi Sultan'dan iş,rütbe, kısaca torpil istemiştir.Bu sebeple evlenilecek kadının yabancı olmasına özen gösterilmiştir. Ayrıca yabancı kadınlarla evlilik müslüman olmayan tebanın devlete olan bağlılığını artırmış ve devletin nüfuzunu halk içerisinde yükseltmiştir. Ayrıca Çandarlı Halil paşanın Fatih tarafından katledilmesinde çoğu tarihçi ,kendisinin İstanbulun fethi zamanında kuşatmanın kaldırılması için uğraştığını ve bazı bizans elçileriyle sık sık görüştüğünü yazar.Tabi en doğru sebebi zamanı yaşamadığımızdan veremeyiz.Ancak sırf Türk olduğu için öldürüldüğünü söylemekte büyük bir insafsızlık ve akıl almaz bir iddiadır. bu konuyla ilgili söyliyeceklerim şimdilik bukadar, iyi akşamlar herkese Alıntı
Φ turkmuyum Gönderi tarihi: 5 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 5 Nisan , 2007 daha ne olduğumuz belli değil... nerden geldiği kat'i belli olmayan bir millet üzerinden milliyetçilik yapmak ne kadar saçma. geçmişteki olaylara takılıp kan uğruna hayatı insanlara zindan etmek ne kadar acınası bir durum. aslına bakılırsa artık kan uğruna değil tamamen çıkar amaçlı yapılıyor bu olaylar. sonuç olarak ne millet ne ümmet... çünkü her ikisinin de kim ve nerden geldiği kim olduğu belli değil. artık herkesin okuyarak kendi doğrularını kendi kişiliğini oluşturduğu bir zamandayız. ortak çıkarlar doğrultusunda beraberlikler yapılabilir buna da çıkar ilişkisi denir, milliyetçilik değil. din konusunda da ne hristiyanın ne müslümanın ne başka bir dine mensup kişinin sabit fikirli olmadan herşeyi araştırması gerekiyor. öyle bir devirde yaşıyoruz ki bilgi kirliliğinden insanlar neye inanacağını şaşırmış durumda, belki bir yönden güzel. bu kadar saçma sapan düşünceleri kaldıramayan beyinler "düşünerek" doğruları arama yolunu seçiyorlar, atasından gelmiş bilgiler yerine. bu arada bu yazdıklarımın aksine çok feci tutucu bir müslümanım ve osmanlı, türk deyince ağlayan biriyim. ama bütün bunlar acaba bana aşılandığından dolayı mı? bu sorunun cevabını Allah' tan bu yaşımda düşünmeye başlıyorum. İnşaallah kısmet olur ve bu sorunun cevabını bu hayatta bulabilirim. bu arada tarihçiyim tarih okuyorum falan diyen şahsiyetler kürt,türk,rum,ermeni,arap her ne iseniz artık... böyle ordan burdan okuduğunuz iki üç kitapla hadi 30-40 kitap olsun, buraya gelip yok o böyle yok o şöyle demek ne kadar doğru? neyden nasıl emin olabiliyorsunuz, yaşamış gibi? 300 sene önce birisinin yanlış bilgisi, kini şimdinin dogması olmuşta olabilir. önemli olan geçmişte kimin ne yaptığı falan değil. ırkçılık yapacağım derken insanlıktan çıkmayın ve birbirinizi aşağılamayın. neyse işte bizde tarih okumamış normal halktan biri olarak bu kadar yazabiliyoruz. varsa bir kusurumuz 0535... bildirin, affola... Alıntı
Φ oneyouu Gönderi tarihi: 26 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 26 Temmuz , 2007 Arkadaşlar,bu konu ile ilgili tüm mesajları okudum.Bu konu ile daha önce hiç ilgilenmemiştim ve bilgi sahibi değildim.ama 6 sayfalık mesaj listesinden sonra,tamemen ön yargısız olarak verdiğim bir karardır bu,osmanlının Türk düşmanı olduğuna dair ikna oldum.paylaşımcıları kutluyorum. Alıntı
Φ sonçeri Gönderi tarihi: 10 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 10 Ağustos , 2007 osmanlı düşmanlığını bırakın artık....! asıl bugün türk düşmanlığı var ama kimse bunu dile getirmiyor. bugün 2.sınıf konumunda yaşayan insanlar olduk. burası türkiye cumhuriyeti yani türk yurdu ama yönetenler , işadamları, siyasetçisi bürokratların %10 u türk bugün türkiyede azınlık olan biz türkleriz osmanlı türk düşmanı değildi ama kendini batıya çok kaptırmıştı bugün bizlerin kaptırdığı gibi ve bunun bedelini ağır ödedi. eğer tartışmak istiyorsanız türkçeyi - kültürümüzü nasıl koruruz bunları tartışalım.... bir deli kuyuya taş atmış kırk tane akıllı çıkarmaya çalışıyorsunuz..... ayrıca bizler osmanlı torunuyuz sizler istesenizde istemesenizde ..... saygılarımla NE MUTLU TÜRKÜM DİYEBİLENE ..........! Alıntı
Φ monacodoom Gönderi tarihi: 6 Aralık , 2008 Gönderi tarihi: 6 Aralık , 2008 ************ türkler orta asyada ortaya çıkmış dğnyadaki en eski 5 mileltten biridir zamanında orta asyada hazara kdr çok büyük devletler kurmuş bir milelttir ve lakin orta asyada salgın bir hastalık ortaya çıkmıştır sonra herkezin bildiği gibi kavimler göçü ile yüzlerce türk kabilesi batıya ve kuzeye göçe başlamışlardır oğuz koluda bunlardan biridir ve 1040 dandanadakn savaşı 1071 malazgirt savaşı ile anadolua kdr gelmiş kimi kavimlerimiz kafkaslara kimimiz şimdiki azerbeycan kısmına yerleşmiş bazılarımız ise avrupaya kadr girip avrupa hun devleti kurmuş ve soyumuzu devam ettirmişlerdir herneyse oğuzlar önce küçük beyliklere ayrılır anadoluda yine beylikler dönemi vardır ve bizasn imparatorluğu gayet mutlu bir biçimde hakimiyetini sürdürmektedir ve lakin oğuz boyundan gelen selçuklu beyleri toprak kazanmaya başlar anadoludaki diğer Türk beyliklerini himayesine alır alır ve büyük bir Türk devleti kurar sornaki yıllarda iç karışıklıklar olr devlet parçalanır bunu ardındna yine selçuklular yenidenn halkı ve yöneticileri türk olan Anadolu selçuklularını kurar bundan sorna yine devlet parçalanır ve bizim bildiğimiz beylikler dönemi başlar anadoluda onlarca beylik kurulur ve hepside Türktür osmanlıda bunlardan biridir ve bu beyliklerin 7 ceddi türktür ama zmnla müslüman olmanın etkisiyle araplarla iletişim olmuş çevredeki devletlerle iletişim olmuş ve kırmı çocuklarda doğmuştur fakat bu kırma olayı hangi mileltte yoktur ki? neyse konumuza dönemlim osmanlı yvş yş büyür türk birliğini sağlama çabaları verir büyüdükçe büyür ve halkı ve yöneticileri Türk olan 3 kıtada toprağı bulunan ve bu 3 kıtada toprak hakimi değil fakat siyasi üstünlüğü olan ne derse sözü geçen bir imparatorluk durumuna gelmiştir . bi örnek vereyim fransa kralı ve kanuni arasında bir mektuplaşma olr kanuni fransada dans edildiğini öğrenir ve fransuvaya mektup yollar "eğer bu rezilliğe bir son vermezsen şanlı ordum ile gelip bn bu rezilliğe son veririm" der. Bunun üzerine fransada tamı tamına 100 yıl dans yasaklanır !!sn bu konu ile ilgili ilk yazını yazdığında devşirmelerin sözünü vermişsin ki onlar tabiki Türk deil 6-7 yaşlarında ailesinden koparılmış medreselerde eğitim görmüş ve türk gibi yetiştirilmiştir fakat içlerinde türk düşmanlığı vardır hepsininde ne kdr devlet yönetiminde ellerinden geldiğince iyi bir yönetim sergilemeye çalışmışlarsada zamanında Türkler(osmanlılar)onların kendi topraklarını işgal etmiş onları ailesinden koparmıştır ki sn 2 devşirmenin sözü ile osmanlı türk düşmanıdır türk değildir gibi ******************* Alıntı
Misafir CYRANO Gönderi tarihi: 8 Aralık , 2008 Gönderi tarihi: 8 Aralık , 2008 anadoluda onlarca beylik kurulur ve hepside Türktür osmanlıda bunlardan biridir ve bu beyliklerin 7 ceddi türktür ama zmnla müslüman olmanın etkisiyle araplarla iletişim olmuş çevredeki devletlerle iletişim olmuş ve kırmı çocuklarda doğmuştur fakat bu kırma olayı hangi mileltte yoktur ki? Osmanlı bu türk beyliklerinden birisi değildir. Ertuğruloğulları beyliği bir türk beyliğidir. Osmanlı ise, Ertuğruloğulları beyliği ile, Merkezi otoristesi zayıflayan ve merkezkaç kuvvetleri güçlenen Bizans İmparatorluğunun Bitanya ucuna komşu olan Tekfurlarıyla, Osman Gazi'nin Bizans imparatorluğu ile diğer türk beyliklerine karşı ittifak kurmasıyla kurulmuş bir devlettir. Yani Ertuğruloğlulları beyliği ile, Osmanlı Devleti, gerek etnik olarak gerekse devlet makinesi ve güç unsurları olarak farklı aygıtlardır. Moğol istilasıyla Konya tahtının hiçbir gücü kalmayan Anadolu Selçuklu Devleti'nin merkezkaç unsurları olan Türk beylikleri arasındaki rekabet ve mücadelede, Ertuğruloğulları beyliği, bizansın merkezkaç unsurları olan tekfurlarla birleşerek öne çıkmış ve yenibir devlet kurmuştur. neyse konumuza dönemlim osmanlı yvş yş büyür türk birliğini sağlama çabaları verir Osmanlı Devleti'nin "büyük türk birliği" gibi bir çabası hiçbir zaman olmamıştır. Osmanlı İmparatorluğunda padişahlar dahi "Türk" adını son yüzyıllara kadar kullanmamış. Osmanlı İmparatorluğu'nda Türk adı, hakaret ve aşağılama olarak kabul edilmiştir. Osmanlı'da Hümayin yazılarında, saray şairlerinin şiirlerinde, Padişahlara sunulan namelerde Türkten bahsediliş şekline bakalım ; "yazık o kürke bit düşe, yazık o eve türk düşe" "türk *** şehre gelince farisice ürer" Saray Şairlerinden "Baki" Kanuni Sultan Süleyman'a sunduğu bir şiirinde şöyle yazar ; "her taç yoksulluk ve yokluk ehline baş tacı olamaz. ey hoca türk toplumundan olanın başı kabadır. türk, sultan olma yeteneğinden yoksundur." başka bir saray şiiri ; "türk değil mi, merzifon'un ******, *********" Osmanlı'da son yüzyıllara kadar Türk'e ve Türklüğe bakış böyledir. Anadolu Türklerinin Osmanlıya bakışı ise ; "Şalvarı şaltak Osmanlı Eğeri kal tak Osmanlı Ekende yok , Biçende yok Yiyende ortak Osmanlı" büyüdükçe büyür ve halkı ve yöneticileri Türk olan Bana bir tane Türk vezir ismi söylermisin kuruluş döneminden sonra görev yapmış olsun. Osmanlı imparatorluğunda Türkler, sarayda üst düzey memur dahi olamazlardı. Saraya yönetici sınıfını yetiştiren Enderun mektebine alınmazlardı. Türkler yeniçeri ocağına alınmazlardı. Osmanlı imparatorluğunda ülkeyi asıl yönetenler ise, vezirler ve yeniçeri ağalarıydı. Tabi 10 yaşında tahta oturan bir çocuğun ülke yönetibileceği masallarına itibar etmiyorsak. Birkaç ünlü padişah dışında, Devletin yönetimi üzerinde etkili olabilen padişah yoktur. Padişahlar genelde bir sembol ve ülkenin birliğini sağlayan unsur olarak tahtta oturur.Ülkeyi ise vezirler ve yeniçeri ağaları yönetirdi. Bu kimseler istedikleri zaman, padişahı öldürür, istedikleri şehzadeyide tahta çıkarırlardı. bi örnek vereyim fransa kralı ve kanuni arasında bir mektuplaşma olr kanuni fransada dans edildiğini öğrenir ve fransuvaya mektup yollar "eğer bu rezilliğe bir son vermezsen şanlı ordum ile gelip bn bu rezilliğe son veririm" der. Bunun üzerine fransada tamı tamına 100 yıl dans yasaklanır Bu efsanede Armstrong'un ayda ezan sesi duyması, Kusto'nun müslüman olması gibi bir efsanedir. Analatan çoktur, inanan çoktur. Ancak, sadece birinin yazması , öbürünün ondan okuyup emin bir şekilde tekrar etmesinden ibarettir. Ne böyle bir mektup vardır. Ne de devletler arası ilişkide böyle bir olay olabilir. Ne Avrupa'ya dans o yüzyılda gelmiştir. Ne Fransa'da dans yasaklanmıştır. Ne de Osmanlı arşivlerinde, fransa arşivlerinde veyahut tarihi kaynaklarda böyle bir mektuptan bahsedilir. Osmanlı, hristiyan tebanın yaşamına bile islam kurallarını kriter alarak müdahele etmezdi. Osmanlı'da islam kuralları yalnızca müslüman teba için geçerliydi. Yani kadınların rakkase olarak dans etmesi müslüman kadınlara yasakken , hristiyan kadınlara serbestti. Osmanlı bırakalım bir avrupa devletini, kendi tebası içindeki hristiyanlara bile birşeyi islami emirlere göre yasaklamazdı. Kaldı ki dediğim gibi Fransa, Kanuni'nin tahtta olduğu dönemde, güçsüz bir devlet değildi. Böyle uydurmalara insanların inanma sebebi sadece anlatılıyor olmasıdır. !!sn bu konu ile ilgili ilk yazını yazdığında devşirmelerin sözünü vermişsin ki onlar tabiki Türk deil 6-7 yaşlarında ailesinden koparılmış medreselerde eğitim görmüş ve türk gibi yetiştirilmiştir fakat içlerinde türk düşmanlığı vardır hepsininde ne kdr devlet yönetiminde ellerinden geldiğince iyi bir yönetim sergilemeye çalışmışlarsada zamanında Türkler(osmanlılar)onların kendi topraklarını işgal etmiş onları ailesinden koparmıştır ki sn 2 devşirmenin sözü ile osmanlı türk düşmanıdır türk değildir gibi ******************* Hiçbir vezir Türk değil, Hiçbir Yeniçeri Türk değil, Osmanlı Sarayının bütün yüksek memurları devşirmedir, bütün vezirleri sadrazmları devşirmedir, Türkler ne saraya, ne enderuna, ne de yeniçeri ocağına girememektedir. Hiçbir Osmanlı padişahı Ne kendisinden Türk diye bahsetmiştir, Ne de isim olarak bir Türk ismini kullanmıştır. Alıntı
Φ Suheyla Gönderi tarihi: 8 Aralık , 2008 Gönderi tarihi: 8 Aralık , 2008 Osmanlı ... Hiçbir vezir Türk değil, Hiçbir Yeniçeri Türk değil, Osmanlı Sarayının bütün yüksek memurları devşirmedir, bütün vezirleri sadrazmları devşirmedir, Türkler ne saraya, ne enderuna, ne de yeniçeri ocağına girememektedir. Hiçbir Osmanlı padişahı Ne kendisinden Türk diye bahsetmiştir, Ne de isim olarak bir Türk ismini kullanmıştır. Sayin Cyrano, bu koundaki katkilariniza cok tesekkurler. Osmanli tarihini bu kadar bilmiyordum. Valide Sultanlarin irklarindan haberdar idim, fakat bu genis aciklamalariniz beni bilgilendirdi. Bilhassa "Saray Şairleri" hakinda.... Tarih konusundaki yazilarinizi okumaktan hoslanirim! Alıntı
Misafir CYRANO Gönderi tarihi: 8 Aralık , 2008 Gönderi tarihi: 8 Aralık , 2008 Sayin Cyrano, bu koundaki katkilariniza cok tesekkurler. Osmanli tarihini bu kadar bilmiyordum. Valide Sultanlarin irklarindan haberdar idim, fakat bu genis aciklamalariniz beni bilgilendirdi. Bilhassa "Saray Şairleri" hakinda.... Tarih konusundaki yazilarinizi okumaktan hoslanirim! Valide sultanların, hasekilerin ırkları, işin magazin boyutudur. Konumuzda Osmanlı'nın Türklük ve Türklere bakışında, ırk değildir kriter. Osmanlı sarayının Türkler ve Türklük konusunda yüzyıllarca süren tutumunun altında yatan yine devlet ve iktidar meselesidir. Herşeyden önce bir türk boyu olan moğolların Büyük Selçuklu İmparatorluğu ve Anadolu selçuklu devletini yıkmış, sömürge haline getirmiş olması, tüm selçuklu beylikleri arasında daha sonra bizans tekfurlarıyla ittifak kurup Osmanlı Devletini oluşturacak olan Ertuğruloğulları beyliğine karşı en sert tutumu göstermiş olması. Moğol hakimiyeti sırasında Ertuğruloğullarının dışlanmış, mülksüzleştirilmiş, yetkisizleştirilmiş. Ve Doğu ile batı arasında yani Bizans ile, Tebriz İlhanlığı-Anadolu Selçuklu devleti arasında sınır olan Bitanya ucuna yerleştirilmiş olması. Baba İlyas ve Cimri vakaları yüzünden diğer Türk beyliklerinin Ertuğruloğulları'na karşı öfke ve düşmanlık besliyor olmaları. Ertuğruloğulları'nın, Ertuğrul Gazi'nin ölümünden sonra bey seçilen Osman Gazi'nin, Ahi şeyhi Edebali ile yaptığı görüşmelerden sonra kendi deyimiyle "Gündoğusundan geçip, günbatısına, suyun akarına çevirmek yönünü" şeklindeki strateji ile Ortaçağ Avrupa düzeninin Bizans topraklarına sirayet etmesi (Bizans, ortaçağ serflik-derebeylik sistemini kullanmamıştır. Bizans soyluları, batı krallıklarındaki gibi kendi bölgelerindeki köylüler üzerinde geniş yetkiye ve tasarrufa sahip değildir. Batıdaki derebeylerinin muadili sayılabilecek Tekfurlar sadece imparatorun memurları statüsündedir. Katolik değil Ortodox olmaları dolayısıyla Papa'lık devletinin düzenine ve yasalarına bağlı değildirler) Batı Avrupa'dan Bizans topraklarına göç eden "dönmez" denilen köylülerin kaçtıkları rejimin Bizansa doğru ilerlemesi, köylüleri ve tekfurları imparatordan bağımsız hale getirmiş. Bitanya ucunun bir tarafında , batı dünyası tarafından sıkıştırılan Bizans Tekfurları ile, ucun öbür tarafında, moğollar ve diğer türk beylikleri tarafından sıkıştırılan Ertuğruloğulları beyliğini bir nevi kader ortaklığı noktasına getirmiştir. Devrin ünlü ticaret yolu, İstanbul-Tebriz hattını tutan bu kuvvetler bağlı bulundukları devletlerden (Bizans İmparatorluğu ve Anadolu Selçuklu Devleti) koparak, yeni bir devletin temellerini atmışlardır. Ertuğruloğulları, Moğol İlhanı Argun İlhan'ın ölümünden sonra, Anadolu veziri yahudi Sad-al Davala'nın öldürülmesi, Argun İlhan'ın tahta oturan varisine karşı, Baydu ve Gazan'ın baş kaldırmasıyla Tebriz çevresinde başlayan taht kavgasıyla, Moğolların Anadolu'yu boşlamalarını fırsat bilerek. Önce Batı feodal düzenini uygulamak isteyen, Bizans Tekfurlarının üstüne yürümüş, Ertuğruloğulları beyliği ile ittifak kurmak isteyen Bizans Tekfurları ile ise, evlilik, müslümanlığa kabul etme gibi yöntemlerle (Orhan Gazi'nin ilk eşi, Müslümanlığa geçen bizans tekfurunun kızı, Lotüs hanımdır, Osman Gazi'nin baş yardımcılarından birisi "Köse Mihal" denilen, müslümanlığa geçmiş Bizans Mikhael Kosses'tir) birlik oluşturulmuş. Karşıt Tekfurlar yok edildikten sonra (Aya Nikola, Rumanos, Aksantos, Filatyos), Diğer Türk beylikleri (karamanoğulları, germiyanoğulları gibi) üstüne yürünmüş ve Osmanlı Devleti kurulmuştur. Salt kuruluş öncesi ve sonrası değil. Osmanlı tarihi boyunca, İran'lı bir Türk olan Şah İsmail'in Osmanlı ile olan savaşları ve eski türkmen beyliklerine bağlı Türkmen aşiretlerinin Şah İsmail'i desteklemesi. Bir Türk devletinin hükümdarı olan Timur'un Anadoluyu işgal edip, Osmanlı padişahını kafeste dolaştırıp öldürmesi. Anadolu Türkmenlerinin devlet yönetim kültürüyle, Osmanlı'nın padişahlık sisteminin uyuşmaması (Cengiz yasaları, Ulular konseyi) Osmanlı'nın yaşadığı en büyük tehlike, en büyük istilaların, en büyük isyanların Türk devletleri ve Türk teba tarafından yaşatılmış olması. Osmanlı sarayında türklük ve türklere karşı belli bir tutumun gelişmesini doğurmuştur. Türklere saray ve ocak kapıları kapatılmış. Türk adı ve Türk isimleri Osmanlı devletinin literatüründen çıkarılmıştır. Padişahlar ünvanları arasında Türk isimleri (Mete , alparslan, cengizhan, attila vs..) kullanmadıkları gibi. Fatih "Kaizer-i Rum" (Roma İmparatoru) ünvanını dahi kullandığı halde, Türk İmparatoru gibi bir ünvan kullanmamıştır. Bu, devletin işleyişi ile ilgilidir. Osmanlı Devlet aygıtı böyle bir gereklilik hissetmiştir. Türkleri ve Türklüğü devlet anlayışına ve devlet aygıtına karşı bir tehlike olarak görmüştür. Taaki Türk tebaa dışındaki tüm tebaalar milliyetçilik cereyanlarıyla bağımsızlık istemeye başlayana kadar. Oysa Fransız ihtilalinin tüm dünyada yarattığı milliyetçilik cereyanlarına kadar. Osmanlı'ya karşı ayaklananlar hep Türkler olmuştur. Padişahların validelerinin, hasekilerinin türk veya slav, rum olmaları değildir belirleyici olan. Bu işin dediğim gibi popülist magazin boyutudur. Hun kağanlarıda Çin'li prenseslerle evleniyorlardı. Ama bu devlet olarak benimsedikleri kimlik, ve ismi değiştirmiyordu. Ya da Çin prensesleriyle evlendikleri için, savaş beylerini, delibaşları, vezirleri çinli devşirmelerden seçmiyorlardı... Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 8 Aralık , 2008 Gönderi tarihi: 8 Aralık , 2008 Osmanli'cilarin neden Atatürk karsiti olduklarini hic merak eden oldumu? Atatürk'ün yaptigi en önemli tarihi olay neydi? Atatürk'ün kurdugu devlet ne devletidir ve bu devlete o günlerde oldugu gibi bugünde saldirilmasinin ana nedeni nedir? Osmanli ulus devlet degildi deniyor,dogrudur,isgal ve savaslarla baska topraklari ele gecirip ahalisini tebaa yapmis bir imparatorluktu Osmanli. Türkiye ahalisi degisik etnik kökenlerden olusuyor gibi görünen ama aslinda kökenleri Rum,Ermeni ve Yahudi disinda kalanlarinin hepside Türktü. Ahali yani Anadolu halklari Türkce konusurdu,Osmanli'nin saraylarinda ise Türkceden soyutlanmis ve imparatorluk dili yapilmis Osmanlica konusulurdu.Osmanlica genelde Arap ve Farscanin birlesimi ile olusturulmus bir dildi ve sadece saray erkani yani okumus olanlar bilirdi Osmanlicayi.Osmanli halkin egitimine asla önem vermemis sadece savasa asker gerektiginde halk hatirlanmis ve zenginlik sarhosu halinde asirlarini doldurmus halk ise sahte seyhlerin ve cahil din adamlarinin elinde kalmisti. Saraydaki entrikalarin yanisira sonucta zenginlikde bitmis,sefahat baslamis ilerleme adina hicbir sey yapilmamis oldugu icin her önüne gelenden bir tokat yiyerek en sonunda bugünkü Türkiye topraklarinda yasamak zorunda birakilmistir..Bu topraklardan da atilmamiz icin iste 7 düvel denilen ittifak ile ülke paylasilmis,ve bir Mustafa Kemal cikmis yaninda kendisi gibi vatanperver birkac arkadasi ve gercek Türk halklari ile baslattiklari akilalmaz mücadele sonucu 7 düvele bagimsizligimizi kanitlamistilar. Mustafa Kemal bir tarafta Türk devleti bir tarafta Osmanli diye bir baska devletin olamiyacagina karar vererek Osmanli'yi tarihten silmistir.Iste dün ve bugün yapilan Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti karsitliginin nedeni budur,Osmanlinin tarihe karistirilmasi.Bugün Atatürk'e karsi olanlar aslinda Türkiye Cumhuriyetine karsidirlar,Atatürk sadece bir paravandir onlar icin. Türk halki bir gecede neye ugradigini sasirdi insanlar bir gecede cahil kaldi diyenler aslinda halkin zaten cahil oldugunu cok iyi biliyorlar ama iftiranin dini imani olmaz ki! saygilarla Alıntı
Φ mavi olmayan gökyüzü Gönderi tarihi: 20 Şubat , 2009 Gönderi tarihi: 20 Şubat , 2009 Oğuzlar'ın Kayı boyundan gelen OSMANLI DEVLETİ,yediyüz yıllık bir ihtişam,yeni dünya düzeni ve son. "Şeylerin, toplumsal olguların ve süreçlerin kimin tarafından adlandırıldığı önemlidir. Söylemin sahibi eskeri iktidarın da sahibidir. Başka türlü söylersek, söylemle iktidar arasında diyalektik bir ‘belirleyicilik’ ilişkisi vardır. Gerçeği gizleme aracı olan söylemin gücü, iktidarın da gücü ve varlık nedenidir. Zaten her türlü iktidarın varlık nedeni de söylemle gerçek durum arasındaki ‘boşluktan’ başkası değildir. “Dünya sarı öküzün boynuzları üzerinde duruyor” diyenin amacı tartışmasız bir egemenlik tesis etmektir ama bunun gerçekleşmesi için insanların gerçekten “dünyanın sarı öküzün boynuzları üzerinde durduğuna” inanmaları, bunun bir edinilmiş bilgi [idée reçue] haline gelmesi gerekir. Söylemin sahibiyle muhatabı arasındaki ilişki, daha baştan hiyerarşik bir ilişkidir. “Sözün” kendisinden çok, “kimin sözü” olduğu önemlidir. Dolayısıyla, bize sunulanla gerçek dünya’da fiilen [reel olarak] var olan, ya da rivayet edilenle ‘reel durum’ arasındaki ‘uyumsuzluk’ veya ‘çakışmazlık’ şeyleri gizlemeye yarıyor. İşte gerçek bilimsel-entellektüel çabanın misyonu, bu uyumsuzluğu teşhir etmektir. "(Fikret Başkaya) Söylemler... İlköğretimin ilk kademesinden lisans eğitiminin son kademesine kadar bize empoze edilen en değişmez söylemlerden biri de "Osmanlı Devleti herşeyi ile bir Türk Devletidir." Hatta bana çok ilginç gelirdi,doğruluk payını bir tarafa bırakırsak,Tarih öğretmenlerimizin dilinden düşmeyen bir başka söylem de; "Osmanlı Devletinin yıkılış sürecinde etkili olan etmenlerden biri de saray dışı yabancı unsurlarla olan evliliklerdir." Osmanlı Devleti bir Tük düşmanı mıydı,sorusundan önce Osmanlı Devleti kim'dir sorusuna cevap aranmalıdır. Osmanlı Devleti bir imparatorluktu. Sadece bu bile resmi tarih söylemlerini yerle bir eder. İmparatorluk,yapısı gereği sadece bir etniği,dini değil;egemenlik sınırların da ki tüm unsurları kendi içinde barındırır. Böylesi bir durumda,kalkıp ta Osmanlı Devleti bir Türk Devleti demek mantıklı düşününce oldukça gülünçleşir. Osmanlı Devleti bir Türk Devleti değildir,ama Türk düşmanı da değildir. Sadece kurluş ve yıkılış dönemin de Türklüğünden dem vurulan bu devlet için asli olan etnik kimlik değil,imparatorluğun devamıdır. Devşirme siisteminden tutun da iskan politikasına,etnisyenliğin çıkarı değil egemenliğin otoritesidir amaçlanan. Osmanlı Tarihi,maalesef sarayın ve söylemlerin tarihidir. Sarayın tarihinde dört dörtlük bir imparatorluk,söylemlerin tarihinde ise empoze edilmek istenen bir imparatorluk var. Osmanlı Devleti bir Türk Devleti değil,bir etniğin bayraklığı hiç değildir. Söylemlerle gizlenmek istenen bir tarih,adı resmi tarih... Alıntı
Misafir Domuzbağı Gönderi tarihi: 20 Şubat , 2009 Gönderi tarihi: 20 Şubat , 2009 Osmanlıların Türk düşmanı olup, olmadığı tartışmalı bir konu. Ama 1954'e kadar genç Türkiye en fakir dönemlerini, Osmanlı'nın borçlarını ödemeye çalışarak geçirdi. Osmanlı'nın Türklere hayrı budur. Saygılar... Alıntı
Misafir Yakisikli Gönderi tarihi: 20 Şubat , 2009 Gönderi tarihi: 20 Şubat , 2009 Arkadaslar su isin aslini bir anlatin merak etmeye basladim farkli kaynaklardan olursa sevinirim ... osmanli padisahlarin genelde rus kizlariyla evlendiklerini falan biliyorumda.. osmanlilarin turkleri sevmediklerini bilmiyordum ozaman okullarda kullanilan kitaplarda nicin bununla ilgili birseyler yazmamakta ..bilgileriniz icin simdiden tskler saygilar Alıntı
Φ kaplan-200 Gönderi tarihi: 20 Şubat , 2009 Gönderi tarihi: 20 Şubat , 2009 hiçbir tarihçi kaynak belirtmeden bir iddiada bulunamaz, ama gösterilen kaynağın geçerliliği tartışılabilir, birincil kaynak, ikincil kaynaklar vardır. ilk elden yazılmış veya sonradan devri yaşayan kişilerden dinlenerek yazılmış bilgiler vardır ve bir de kulaktan dolma bilgilerle ,Ergenekondan tutuklu pkk ile işkisi bulunan YALÇIN KÜÇÜK GİBİ sözde araştırmacıların yazdıklarını burda kynak göstermek gibi, kaynağı belirtilmeyen iddialar vardır, kaynaklar çürütüldüğünde iddianın hiçbir geçerliliği kalmaz. Bu iddianın doğruluğu ispatlanamadığı gibi doğru olmadığı yüzlerce kez farklı tarihçiler tarafından belgelerle ispatlanmıştır. Ancak bu iddlarıda Ermeni katliamını kabul eden ve bu sebeten dolyı ermenilerden özür dileyen sözde aydınların iddlarıdırıdır. osmanlının türk olmadığına iddia edenler''Halil inalcik'' bugün dünyanın yaşayan en büyük osmanlı tarihçisi olarak kabul edilir ve yine dünyanın sayılı tarihçileri arasında geçen ilber ortayli,osmanlının türk olmadığını iddia eden arada bir, türk diliyle ilgili çalışmalar yapan oktay sinanoğlunun kitaplarına göz atması gerekiyor. türkçenin kaç bin yıllık bir dil olduğunu ve hangi coğrafyada hakim olduğunu idrak edebilmesi için.. kendi tarihini yabancı kaynaklardan okursan varacağın kanı bu olacak tabi. Dışarıda ve robert kolejde okuyup da ermeni soykırımı vardır diyen ! örn;corden bey-toni bey-maykıl bey vs. Atatürk bir toplulukta Ortaya şöyle bir sual attı: "Tarih acaba benim mi, yoksa İkinci Mehmet'in mi yaptığı işleri daha mühim bulacaktır?" Bulunanların hemen hepsi: "Siz" dediler Bravo!" dedi. Sonra, biraz evvel Fatih'i küçümseyen kişiye dönerek: "Sen halt etmişsin. Ben Fatih'ten büyük olabilir miyim? Çok kereler Fatih'in karşısında kaldığı meseleleri düşündüğüm zaman ben de aynı hal çarelerine varmışımdır. Yalnız, Fatih, benim karşısında kaldığım hadiseleri nasıl hallederdi. Bunu çok merak ederim. İkinci Mehmet büyük adamdır, büyük..." ( Münir Hayri Egeli )-ADD GENEL MERKEZİ. Osmanlı zamanında bir çok ırklar bir arada yaşamıştır o nednle osmanlının tamamı türk demek yanlış olabilir,fakat bir gerçek varki osmanlı devleti yönetenleri türktü.Bunun aksini söylemek gerçekten çok basit ve komik. Osmanlının türk olmadığını söylemek , kasıtlı olarak tarihi çarpıtmaktır ki bunları söyleyen zihniyetlerde bellidir zaten. os Alıntı
Φ kaplan-200 Gönderi tarihi: 20 Şubat , 2009 Gönderi tarihi: 20 Şubat , 2009 Bana bir tane Türk vezir ismi söylermisin kuruluş döneminden sonra görev yapmış olsun. Osmanlı imparatorluğunda Türkler, sarayda üst düzey memur dahi olamazlardı. Saraya yönetici sınıfını yetiştiren Enderun mektebine alınmazlardı. Türkler yeniçeri ocağına alınmazlardı. Osmanlı imparatorluğunda ülkeyi asıl yönetenler ise, vezirler ve yeniçeri ağalarıydı. Tabi 10 yaşında tahta oturan bir çocuğun ülke yönetibileceği masallarına itibar etmiyorsak. Birkaç ünlü padişah dışında, Devletin yönetimi üzerinde etkili olabilen padişah yoktur. Padişahlar genelde bir sembol ve ülkenin birliğini sağlayan unsur olarak tahtta oturur.Ülkeyi ise vezirler ve yeniçeri ağaları yönetirdi. Bu kimseler istedikleri zaman, padişahı öldürür, istedikleri şehzadeyide tahta çıkarırlardı. Hiçbir vezir Türk değil, Hiçbir Yeniçeri Türk değil, Osmanlı Sarayının bütün yüksek memurları devşirmedir, bütün vezirleri sadrazmları devşirmedir, Türkler ne saraya, ne enderuna, ne de yeniçeri ocağına girememektedir. Hiçbir Osmanlı padişahı Ne kendisinden Türk diye bahsetmiştir, Ne de isim olarak bir Türk ismini kullanmıştır. Padişahların isimlari hoffman bey. ohans bey 1.maykıl fatih sultan michael. 4.bush ceddin deden neslin baban. hep kahraman turk milleti. orduları pek çok zaman. vermiştiler dünyaya şan. dizelerinin neye göre yazıldığını merak etmiyormusunuz. Sevmediği türkler içinmi bu dizeleri yazmışlar? Görmediğiniz bilmediğiniz Türk vezirler....umarım bu konudada ''Operasyona giden askerlerin her görev için para ldığını idda ettiğin gibi''ısrar etmesin. . Osman Orhan Gazi Alaüddin Paşa (İlk sadrazam) Gündüz Alp (İnönü Beyi) Hasan Alp (Yarhisar Beyi) Turgut Alp (İnegöl Beyi) Konur Alp Abdurrahman Gazi Samsa Çavuş Köse Mihal Gazi Yutulmuş Birader Ak Temür (Osman Gazi'nin torunudur) Karamürsel Akçakoca Saltuk Alp Taz Ali Akbaş Mahmut Alp Karaoğlan Kara Tekin Candarlı Mevlana Kara Halil Aydoğdu Orhan Gazi Alaüddin Paşa Süleyman Paşa Mahmutoğlu Nizamüddin Paşa Hacı Paşa Sinanüddin Yusuf Paşa I. Murad Sinanüddin Yusuf Paşa Çandarlı Kara Halil Hayreddin Çandarlı Ali Paşa I. Bayezid Çandarlı Ali Paşa I. Mehmed Osmancıklı İmam-zade Halil Paşa Çandarlı İbrahim Paşa Amasyalı Bayezid Paşa II. Murad Amasyalı Bayezid Paşa Çandarlı İbrahim Paşa Amasyalı Hızır Danişmendoğlu Koca Mehmed Nizamüddin Paşa Çandarlı Halil Paşa II. Mehmed Çandarlı Halil Paşa Mahmud Paşa Rum Mehmed Paşa İshak Paşa Gedik Ahmed Paşa Karamani Mehmed Paşa II. Bayezid İshak Paşa Davud Paşa Hersek-zade Ahmed Paşa Çandarlı İbrahim Paşa Mesih Paşa Hadım Ali Paşa Koca Mustafa Paşa I. Selim Koca Mustafa Paşa Hersekzade Ahmed Paşa Dukakinoğlu Ahmed Paşa Hadım Sinan Paşa Yunus Paşa Piri Mehmed Paşa I. Süleyman Piri Mehmed Paşa İbrahim Paşa Ayas Mehmed Paşa Lütfi Paşa Hadım Süleyman Paşa Rüstem Paşa Kara Ahmed Paşa Semiz Ali Paşa Sokullu Mehmed Paşa II. Selim Sokullu Mehmed Paşa Semiz Ahmed Paşa Lala Mustafa Paşa Koca Sinan Paşa Kanijeli Siyavuş Paşa Özdemiroğlu Osman Paşa Mesih Paşa Ferhad Paşa III. Murad Sokullu Mehmed Paşa Semiz Ahmed Paşa Koca Sinan Paşa Kanijeli siyavuş Paşa Özdemiroğlu Osman Paşa Mesih Paşa Ferhad Paşa III. Mehmed Ferhad Paşa Koca Sinan Paşa Lala Mehmed Paşa Damad İbrahim Paşa Cığala-zade Sinan Paşa Hasan Paşa Cerrah Mehmed Paşa Yemişçi Hasan Paşa I. Ahmed Malkoç Ali Paşa Lala Mehmed Paşa Derviş Mehmed Paşa Kuyucu Murad Paşa Nasuh Paşa Öküz Mehmed Paşa Halil Paşa II. Osman Halil Paşa Kara Mehmed Paşa Güzelce Ali Paşa Ohrili Hüseyin Paşa Dilaver Paşa IV. Murad Kemankeş Kara Ali Paşa Çerkes Hasan Paşa Müezzinzade Hafız Ahmed Paşa Halil Paşa Hüsrev Paşa Topal Recep Paşa Tabanı Yassı Mehmed Paşa Bayram Paşa Tayyar Mehmed Paşa Kemankeş Kara Mustafa Paşa İbrahim Kemankeş Kara Mustafa Paşa Civan Kapıcıbaşı Sultanzade Semin Mehmed Paşa Salih Paşa Kara Musa Paşa Hezarpare Ahmed Paşa Mehmed Paşa IV. Mehmed Sofu Mehmed Paşa Kara Murad Paşa Melek Ahmed Paşa Siyavuş Paşa Gürcü Mehmed Paşa Tarhuncu Ahmed Paşa Derviş Mehmed Paşa İpşir Mustafa Paşa Süleyman Paşa Deli Hüseyin Paşa Zurnazen Mustafa Paşa Boynueğri Mehmed Paşa Köprülü Mehmed Paşa Köprülüzade Fazıl Ahmed Paşa Merzifonlu Kara Mustafa Paşa Kara İbrahim Paşa Sarı Süleyman Paşa Siyavuş Paşa II. Süleyman Siyavuş Paşa Nişancı Mehmed Paşa Bekri Mustafa Paşa Köprülüzade Fazıl Mustafa Paşa II. Ahmed Köprülüzade Fazıl Mustafa Paşa Arabacı Ali Paşa Çalık Ali Paşa Bozoklu Bıyıklı Mustafa Paşa Sürmeli Ali Paşa II. Mustafa Sürmeli Ali Paşa Elmas Mehmed Paşa Amcazade Hüseyin Paşa Daltaban Mustafa Paşa Rami Mehmed Paşa III. Ahmed Kavanoz Nişancı Ali Paşa Enişte Hasan Paşa Kalaylıkoz Ahmede Paşa Baltacı Mehmed Paşa Çorlulu Ali Paşa Köprülü-zade Damad Numan Paşa Baltacı Mehmed Paşa Ağa Yusuf Paşa Silahdar Süleyman Paşa Hacı Halil Paşa Nişancı Mehmed Paşa I. Mahmud Damad Mehmed Paşa Kabakulak İbrahim Paşa Topal Osman Paşa Hekimoğlu Ali Paşa Gürcü İsmail Paşa Seyyid Mehmed Paşa Muhsin-zade Abdullah Paşa Yeğen Mehmed Paşa Hacı İvaz Mehmed Paşa Nişancı Hacı Ahmed Paşa Hekimoğlu Ali Paşa Seyyid Hasan Paşa Tiryaki Hacı Mehmed Paşa Boynueğri Seyyid Abdullah Paşa Mehmed Emin Paşa Bahir Mustafa Paşa III. Osman Bahir Mustafa Paşa Hekimoğlu Ali Paşa Başdefterdar Naili Abdullah Paşa Bıyıklı Ali Paşa Mehmed Said Paşa Bahir Mustafa Paşa Koca Ragıp Mehmed Paşa III. Mustafa Koca Ragıp Mehmed Paşa Hamza Hamid Paşa Bahir Mustafa Paşa Muhsin-zade Mehmed Paşa Hamza Mahir Paşa Hacı Mehmed Emin Paşa Moldovancı Ali Paşa İvaz-zade Halil Paşa Silahdar Mehmed Paşa Muhsin-zade Mehmed Paşa I. Abdülhamid Muhsin-zade Mehmed Paşa İzzet Mehmed Paşa Derviş Mehmed Paşa Darendeli Cebecizade Mehmed Paşa Kalafat Mehmed Paşa Seyyid Mehmed Paşa İzzet Mehmed Paşa Hacı Yeğen Mehmet Paşa Halil Hamid Paşa Şahin Ali Paşa Koca Yusuf Paşa III. Selim Koca Yusuf Paşa Meyyit Hasan Paşa Gazi Hasan Paşa Çelebizade Şerif Hasan Paşa Koca Yusuf Paşa Damat Melek Mehmed Paşa İzzet Mehmed Paşa Yusuf Ziyaüddin Paşa Hafız İsmail Paşa İbrahim Hilmi Paşa IV. Mustafa İbrahim Hilmi Paşa Çelebi Mustafa Paşa II. Mahmud Alemdar Mustafa Paşa Memiş Paşa Yusuf Ziyaüddin Paşa Laz Ahmed Paşa Hurşid Ahmed Paşa Mehmed Emin Rauf Paşa Derviş Mehmed Paşa Seyyid Ali Paşa Benderli Ali Paşa Hacı Salih Paşa Hamdullah Paşa Ali Paşa Mehmed Said Galip Paşa Benderli Selim Sırrı Paşa İzzet Mehmed Paşa Reşid Mehmed Paşa Mehmed Emin Rauf Paşa I. Abdülmecid Koca Hüsrev Mehmed Paşa Mehmed Emin Rauf Paşa İzzet Mehmed Paşa İbrahim Sarım Paşa Mustafa Reşid Paşa Mehmed Emin Rauf Paşa Damad Mehmed Ali Paşa Mustafa Naili Paşa Mehmed Emin Ali Paşa Mehmed Ali Paşa Mehmed Emin Paşa Mehmed Rüştü Paşa Abdülaziz Mehmed Emin Paşa Ali Paşa Mehmed Fuad Paşa Yusuf Kamil Paşa Mütercim Rüştü Paşa Mehmed Emin Ali Paşa Mahmud Nedim Paşa Mithat Paşa Ahmed Esad Paşa Mehmed Rüşdü Paşa Hüseyin Avni Paşa Esad Paşa II. Abdülhamid Mütercim Rüştü Paşa Mithat Paşa V. Mehmed Hüseyin Hilmi Paşa Hakkı Paşa Said Paşa Gazi Ahmed Muhtar Paşa Kamil Paşa Mahmud Şevket Paşa Said Halim Paşa Talat Bey VI. Mehmed Talat Paşa Ahmed İzzet Paşa Tevfik Paşa Damat Ferid Paşa Ali Rıza Paşa Salih Paşa Damat Ferid Paşa Tevfik Paşa Bu isimlerde asıl türk değildir,zorla türk ismi konulmıştur fln demesiniz snırım. Alıntı
Φ kaplan-200 Gönderi tarihi: 20 Şubat , 2009 Gönderi tarihi: 20 Şubat , 2009 Osmanlıların Türk düşmanı olup, olmadığı tartışmalı bir konu. Ama 1954'e kadar genç Türkiye en fakir dönemlerini, Osmanlı'nın borçlarını ödemeye çalışarak geçirdi. Osmanlı'nın Türklere hayrı budur. Saygılar... Babanın velayeti kimin olur? Elbette türklerden isteyecekler,neden bulgarlardan, almanlardan,ruslardan istemiyorlar? Bunun en basit örneğide bu değilmi? Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.