Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Sayın Pantheaa,

 

Kur'an'ın pek çok yerinde, tanrının dilediğini yaptığına dair ayetler vardır. Dilediğini doğru yola iletip dilediğini saptırabilir, dilediğini yıldırımlar gönderip de çarpabilir, dilediği kavmi yokedebilir vs.vs.

 

Eğer bunları yapıyorsa, sisteme müdahale ediyor demektir. Yok eğer yap/a/mıyorsa dilediğini yapan değildir. Yani İslam inancına göre tanrı, sizin dediğiniz gibi saati kurup bir kenara çekilmiş değildir. Dilerseniz bunu tekrar değerlendiriniz.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bilim neden sadece maddeyle ve maddesel gerçeklerle ilşkili şeylerle sınırlıdır..

Bilim çözemedi diye, iredeleyemedi diye, deneye tabi tutmadı diye o şeyler, yok değildir..

O halde acaba bilimmi sınırlıdır, kısıtlıdır, zayıftır..?

Yoksa bilmin tanımı ve metedolojisi dar kapsamlımı belirlenmiştir..

Metafizik neden vardır..?

Daha yolun başındayız arkadaşlar..

Emin olun bilim, bilginin daha başında bile değildir..

Anlayamadığımı, bilemediğimi, çözemediğimi inkar etmek benim litaretürümde yoktur.. çözene kadar, anlayana kadar devam.. Çözemesemde devam...

Çünkü benim hafsalam dimağım aklım almıyor diye o yok değildir..

 

Saygılar..

 

Arkadaşımızın söylediği şeye bir bakarmısınız lutfen.

Bilim cinleri şeytanları incelemiyor/irdelemiyor diye nerdeyse yok sayacak onu.

 

Bilimin ilgi alanından defaatlerce bahsedildi ama yine hep ayni idddia;

 

"Bilim çözemedi diye, iredeleyemedi diye, deneye tabi tutmadı diye o şeyler, yok değildir.."

 

Sevgili kral o halde sana bir önerim var.

Mademki bilim, gözlemleyemdiği olguları incelemeye gerek görmeyip yok sayıyor.

Sende ona kızgınlığından dolayı, bilimi yok sayda kurtul bari.

Böylece büyük bir yük ve çelişkiden kurtulmuş olursun, rahatlarsın. Değilmi ?

 

Ama bunu yapmazsan eğer, sürekli bir ikilem içerisinde kalacaksın.

Bilim benim cinlerimi neden tanımıyor, böyle bilimmi olur diye...

 

Bilim;

Deneyimli gözlem ve gözlem sonuçlarına dayalı, mantıksal düşünme yoluyla olayları yanlışlama/doğrulama metodudur.

 

Selamlar...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Allah'ın sisteme müdahale etmediğini kim söyledi sayın yamyam..

O sadece özgür iradeye müdahale etmez genel anlamda..

Tabi onunda istisnaları vardır..

Ödül, ceza, ibret yada başka bir hikmet için dlediğini yapandır..

Sisteme müdahale diye bir şey yok.. çünkü müdehale etmediği bir an yok.. Fizik dediğimiz herşey ve buların devinimi, hareketi Allahın kudreti ve iradesiyle devam etmektedir..

Değilse doğa bu dengeyi asla kuramaz ve sürdüremez..

Bilinçli yaratılan ve bilinçli deveran eden bir sistemdir..

Her an her saniye irade tecelli eder..

 

 

Ve sevgil bilimselci sanada cevabım, o alıntı yaptığın cevabımdır, tekrar yazmaya gerek yok bilim sınırlıdır malesef..

 

 

Saygılar...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bu yazına karşın aynı yazmı kopyalamam lazım..

Zaten yazdığın bu düşünceyi baz alarak bilim neden böyle dedim..

Neden sınırlı, neden dar kapsamlı..

Oysa bilinmeyenler bilinenlerden kat kat daha çok..

Ama metafizik denilip geçiştirilmiştir..

Böyle olduğunda bilim neden kendi işiyle uğraşamasın..

Nereden biliyorsun o konuların bilme yeni boyutlar kazandırmıcanı..

Hem bütün bilim insanları tek dalda çalışmazlar..

Yani, korkma bilim işini göremez diye bir sorun olmaz..

Bilmin her dalında birileri muhakkak olacaktır..

Birde Zeus ve Posidonu dinlerle yada yaratıcıyla aynı kefeye koyuyorsun ölemi..?

Saygılar...

 

Sen metafiziğin bir bilim dalı olması gerektiğinden yanasın yani... Zaten ortada yeterince hurafe dolaşıyorken, bunların elliye, yüze katlanmasından yanasın. Ciddiye alınmayacak kadar abes bir konu...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Allah'ın sisteme müdahale etmediğini kim söyledi sayın yamyam..

O sadece özgür iradeye müdahale etmez genel anlamda..

Tabi onunda istisnaları vardır..

Ödül, ceza, ibret yada başka bir hikmet için dlediğini yapandır..

Sisteme müdahale diye bir şey yok.. çünkü müdehale etmediği bir an yok.. Fizik dediğimiz herşey ve buların devinimi, hareketi Allahın kudreti ve iradesiyle devam etmektedir..

Değilse doğa bu dengeyi asla kuramaz ve sürdüremez..

Bilinçli yaratılan ve bilinçli deveran eden bir sistemdir..

Her an her saniye irade tecelli eder..

Saygılar...

 

Lütfen konuyu iyi takip edin sayın kralx... Bu yazının muhatabı ben değil, sn Pantheaa'dır...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

...........

Ve sevgil bilimselci sanada cevabım, o alıntı yaptığın cevabımdır, tekrar yazmaya gerek yok bilim sınırlıdır malesef..

Saygılar...

 

Bunu sadece sen söylüyorsun kral.

 

Ama bak bilim ne diyor ;

Bilim bir sınama, yanılma, sınama sürecidir. Yanılma yanlışlama olasılığına açıktır.

Bu da, sonsuzlukça yeni gelişimlere açıklık demektir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ama bak bilim ne diyor ;

Bilim bir sınama, yanılma, sınama sürecidir. Yanılma yanlışlama olasılığına açıktır.

Bu da, sonsuzlukça yeni gelişimlere açıklık demektir.

 

Çok doğru, bende farklı birşey söylemedim zaten..:)

Hal böyleyken metafizik diyip atmamak lazım, sınanacak..

İçinden çıkılmasa bile reddedilmicek..

Deneye gözleme tabi değil diye geçiştirilmicek..

Mesela meleklerin yapısı hadi elektron düzeyindeyse..?

Yada daha karmaşık bir yapıdaysa..?

Neden ön yargı var..

Neden bu imani bir mesele diyip geçiştiriyoruz..

Sonuçta birşeyler söyleniyor, yazılıyor birileri kabul etmesede birileri kabul ediyor..

Şimdi melekleri nasıl incelicez yaa, diceksiniz ama..

Hadi incelenebilirse yada ilerde incelenebilecekse..!!

 

 

Saygılar..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Çok doğru, bende farklı birşey söylemedim zaten..:)

Hal böyleyken metafizik diyip atmamak lazım, sınanacak..

İçinden çıkılmasa bile reddedilmicek..

Deneye gözleme tabi değil diye geçiştirilmicek..

Mesela meleklerin yapısı hadi elektron düzeyindeyse..?

Yada daha karmaşık bir yapıdaysa..?

Neden ön yargı var..

Neden bu imani bir mesele diyip geçiştiriyoruz..

Sonuçta birşeyler söyleniyor, yazılıyor birileri kabul etmesede birileri kabul ediyor..

Şimdi melekleri nasıl incelicez yaa, diceksiniz ama..

Hadi incelenebilirse yada ilerde incelenebilecekse..!!

Saygılar..

 

Bilim'e, göle yoğurt çaldıracaksın kral.

Bu hiç olmadı işte...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Çok doğru, bende farklı birşey söylemedim zaten..:)

Hal böyleyken metafizik diyip atmamak lazım, sınanacak..

İçinden çıkılmasa bile reddedilmicek..

Deneye gözleme tabi değil diye geçiştirilmicek..

Mesela meleklerin yapısı hadi elektron düzeyindeyse..?

Yada daha karmaşık bir yapıdaysa..?

Neden ön yargı var..

Neden bu imani bir mesele diyip geçiştiriyoruz..

Sonuçta birşeyler söyleniyor, yazılıyor birileri kabul etmesede birileri kabul ediyor..

Şimdi melekleri nasıl incelicez yaa, diceksiniz ama..

Hadi incelenebilirse yada ilerde incelenebilecekse..!!

Saygılar..

 

Sen bilime "melek" diye bir şeyin varolduğuna dair ciddi bir gerekçe gösterirsen, emin ol ki bilim de melekleri inceleyecektir...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bilim'e, göle yoğurt çaldıracaksın kral.

Bu hiç olmadı işte...

Bu bir ön yargı değilmidir yada kestirip atmak..?

 

Sen bilime "melek" diye bir şeyin varolduğuna dair ciddi bir gerekçe gösterirsen, emin ol ki bilim de melekleri inceleyecektir...

 

Gerekçe: Meleklerin varlığının, insanların yazabilmelerinin mümkün olmadığı Kur'an-ı Kerimde zikredilmesi..

Tabi önce Kur'an-ı Kerim'in insanlar tarafından yazılmadığı (kitap haline getirilmesi anlamında değil) inancının hasıl olması lazım..

Zaten yine başa dönüyoruz, iş inançta bitiyor..

Yani önyargısızca Kur'an-ı Kerim'in bir insan tarafında yazılamayacağı bilincine varmak ve Kur'an-ı Kerim'in 1400 küsür yıldır neden bir harfinin dahi değiştirilemediğini düşünebilmek...

 

 

 

Saygılar..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bilim'e, göle yoğurt çaldıracaksın kral.

Bu hiç olmadı işte...

Bu bir ön yargı değilmidir yada kestirip atmak..?

 

Hayır ön yargı değildir.

Bilimseldir. Deneyler sonucu olmazlar listesine alınmıştır.

Cinler gibi...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bak yine başa döndük..

Deneysel gözleme tabi tutamıyoruz diye neden reddediyoruz..

Deneysel gözleme tabi tutamamız hadi teknoloji eksikliğindense..??

Hadi bir gün daha değişik ışınımları algılayan araçlar icad edilecekse..

Hadi bir gün meleklerin boyutlarını keşfedebilecek, aletler icat edilecekse..

Sorun nerede biliyormusunuz..

Sorun bilemediğimizi reddinde..

Hadi bir gün bileceksek..:)

Mesela deneysel gözleme tabi tuutmadağımız fakat varlığı mutlak olan kimyadaki eksi 273.15 derece sıcaklık..

Bu sıcaklığa deneysel olarak ulaşılamaz..

Ancak bunu yok saymak kimyasal bir çok teoriyi ve kanunu iptal etmek demektir..

Buda kimyanın sonu olur..

Bu sıcaklık bugüne kadar gözlenememiştir, bu sıcaklıkta madde yoktur..

Ama bu demek değildirki bu sıcaklık yoktur..!!

 

 

 

Saygılar..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Gerekçe: Meleklerin varlığının, insanların yazabilmelerinin mümkün olmadığı Kur'an-ı Kerimde zikredilmesi..

Tabi önce Kur'an-ı Kerim'in insanlar tarafından yazılmadığı (kitap haline getirilmesi anlamında değil) inancının hasıl olması lazım..

Zaten yine başa dönüyoruz, iş inançta bitiyor..

Yani önyargısızca Kur'an-ı Kerim'in bir insan tarafında yazılamayacağı bilincine varmak ve Kur'an-ı Kerim'in 1400 küsür yıldır neden bir harfinin dahi değiştirilemediğini düşünebilmek...

Saygılar..

 

Kur'an'ı, insanların yazabilmelerinin mümkün olmadığı tamamen sizin düşünceniz . Kur'an'ın değişmediği konusunu defalarca tartıştık. Sizin bu konudaki inancınız kimseyi bağlamıyor. Abesle iştigal etmeyelim lütfen...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kur'an'ı, insanların yazabilmelerinin mümkün olmadığı tamamen sizin düşünceniz . Kur'an'ın değişmediği konusunu defalarca tartıştık. Sizin bu konudaki inancınız kimseyi bağlamıyor. Abesle iştigal etmeyelim lütfen...

 

O tartışmalarda bende vardım..

Orada üstünlük sağladığınızı lanse etmeyin..

O tartışmalardaki bütün söylentiler asılsızdı..

Ve o tartışmada Kur'an-ı Kerim'in değiştirilmediği ve değiştirilemeyeceği gerçekği galip olmuştur..

Hangi link unuttum ama sen biliyorsan linki gösterde baksın arkadaşlarımız..

Ayrıca sözlerinizn başına yada sonuna alay edici yada küçük düşürücü sözler eklemeniz çok hoş değil..

Abesle iştikal etmiyorum..

Zira bu bana göre abes değildir sana göre abestir..

 

Saygılar..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

O tartışmalarda bende vardım..

Orada üstünlük sağladığınızı lanse etmeyin..

O tartışmalardaki bütün söylentiler asılsızdı..

Ve o tartışmada Kur'an-ı Kerim'in değiştirilmediği ve değiştirilemeyeceği gerçekği galip olmuştur..

Hangi link unuttum ama sen biliyorsan linki gösterde baksın arkadaşlarımız..

Ayrıca sözlerinizn başına yada sonuna alay edici yada küçük düşürücü sözler eklemeniz çok hoş değil..

Abesle iştikal etmiyorum..

Zira bu bana göre abes değildir sana göre abestir..

 

Saygılar..

 

Bana muhammed zamanındaki deri,kemik ve ayetlerin yazılı olduğu bilimum malzemeleri getirin ki, ondan sonra "değişmemiştir" diyebilesiniz. Sizin teist kaygılarla "değişmedi" demenizin hiç bir önemi yok. Üstelik Muhammed bunu önemsiyor olsaydı daha o zaman kitap haline getirilmesi gerekirdi.

 

Bilimin melekleri incelemesi konusu abesle iştigaldir arkadaşım. Sana göre abes değilse, koyarsınız ortaya meleklerin morfolojisini, sizi Nobel'e boğsunlar...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bak yine başa döndük..

Deneysel gözleme tabi tutamıyoruz diye neden reddediyoruz..

Deneysel gözleme tabi tutamamız hadi teknoloji eksikliğindense..??

Hadi bir gün daha değişik ışınımları algılayan araçlar icad edilecekse..

Hadi bir gün meleklerin boyutlarını keşfedebilecek, aletler icat edilecekse..

Sorun nerede biliyormusunuz..

Sorun bilemediğimizi reddinde..

Hadi bir gün bileceksek..:)

Mesela deneysel gözleme tabi tuutmadağımız fakat varlığı mutlak olan kimyadaki eksi 273.15 derece sıcaklık..

Bu sıcaklığa deneysel olarak ulaşılamaz..

Ancak bunu yok saymak kimyasal bir çok teoriyi ve kanunu iptal etmek demektir..

Buda kimyanın sonu olur..

Bu sıcaklık bugüne kadar gözlenememiştir, bu sıcaklıkta madde yoktur..

Ama bu demek değildirki bu sıcaklık yoktur..!!

Saygılar..

 

Sevgili kral,

Sanırım şu hiç bir zaman anlaşılamayacak.

BİLİM ANCAK SOMUT OLGULARLA İLGİLENİR.

 

İlgilenmesi gereken binlerce hastalık, sağlık vs. acil sorunlar, toplumsal problemler varken.

Bilimin gelişmesine kasıt olarak onu, hiç bir maddi temeli olmayan kurgularla oyalamak,

Galile zamanındaki hele bir incelensin bakalım, belki öküzün boynuzları da bulunabilir dünya altında, gibi bir iddia olur seninkisi.

 

Tinsel olgular bilimin değil teolojinin ilgi alandır.

Teoloji de yüzlerce çelişen inanç şekli oluşturmuştur bünyesinde.

Kendisini çürütmesi için bu yeterli olmuştur zaten...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bana muhammed zamanındaki deri,kemik ve ayetlerin yazılı olduğu bilimum malzemeleri getirin ki, ondan sonra "değişmemiştir" diyebilesiniz. Sizin teist kaygılarla "değişmedi" demenizin hiç bir önemi yok.

 

Bilimin melekleri incelemesi konusu abesle iştigaldir arkadaşım. Sana göre abes değilse, koyarsınız ortaya meleklerin morfolojisini, sizi Nobel'e boğsunlar...

 

Kur'an-ı Kerim değişmemiştir...

Hz Osman zamanındaki derleme hafızların kontrolündeydi..

Her kelime her ayet birebir indirildiği gibi yazılmıştır..

Peki o dönemden sonra neden değişmedi..

Yani hadi farzedelim islam halifeleri islam helifesi oldukları halde değiştirdiler diyelim.. peki o dönemden sonra nedne değişmedi..

Neden zina serbes diye biri cüret edipte değiştiremedi..

Yada herhangi bir konuyu neden değiştiremedi..

Kur'an-ı Kerim'e onca hakaretler edildi, yakıldı, üzerine pislik atıldı yada pis yerlere atıldı..

Peki bir Kur'an-ı Kerim düşmanı yada islam düşmanı nedne değiştiremedi..

Oysa değiştirebilseler bu islam için en büyük bir eksiklik ve karşı taraf içinde zafer olacaktı..

Çünkü Kur'an-ı Kerim'in değiştirilemeyeceği inancını mucisesini kıracaklardı..

Şİmdi durum yine aynı...

Hadi değiştirebilen varsa değiştirsin..

Neyse...

Melekler konusundada yukardaki cevabımı aynen kopyalıyorum..

İyice anlaşılsın diye..

Deneysel gözleme tabi tutamıyoruz diye neden reddediyoruz..

Deneysel gözleme tabi tutamamız hadi teknoloji eksikliğindense..??

Hadi bir gün daha değişik ışınımları algılayan araçlar icad edilecekse..

Hadi bir gün meleklerin boyutlarını keşfedebilecek, aletler icat edilecekse..

Sorun nerede biliyormusunuz..

Sorun bilemediğimizi reddinde..

Hadi bir gün bileceksek..

Mesela deneysel gözleme tabi tuutmadağımız fakat varlığı mutlak olan kimyadaki eksi 273.15 derece sıcaklık..

Bu sıcaklığa deneysel olarak ulaşılamaz..

Ancak bunu yok saymak kimyasal bir çok teoriyi ve kanunu iptal etmek demektir..

Buda kimyanın sonu olur..

Bu sıcaklık bugüne kadar gözlenememiştir, bu sıcaklıkta madde yoktur..

Ama bu demek değildirki bu sıcaklık yoktur..!!

Konu sana göre abestir bana göre değil..

 

 

Saygılar..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

"Allah dilediğini sapıklık içinde bırakır, dilediğinide doğru yola yöneltir. Çünkü doğru hüküm ve hikmetle edip-eyleyen en yüce iktidar sahibi O'dur."

ALLAH , tutum ve davranışlarının gidişi itibariyle asla imana ermeyeceğini bildiği insanların dışında hiç kimseyi saptırmaz, sapıklık içinde bırakmaz; ve yine ALLAH imana olan eğilimini bildiği insanların dışında kimseyi doğru yola iletmez, doğru yola sokmaz.

ALLAH yüzüstü bırakılmayı hak edenlerin dışında kimseyi yüz üstü bırakmaz; buna karşılık yardım ve desteği hak edenlerin dışında kimseye yardım ve destek vermez.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

tek bir soru...

 

bilim daha uzayin buyukluğu konusunda kendisi ile celisirken nasil olur da bu uzayin yaraticisinin olmadigini ya da oldugunu kanitlayabilir???

 

 

Astronomi der ki: Uzay sonsuzdur...

 

Matematik der ki: Hiçbir Zaman Sonsuz Olmayan bir sayı ile sonsuz olmayan başka bir sayının arasındaki işlemin sonucu bize sonsuzu vermez...

 

Şimdi basit bir matematik işlemi yapalım...

big bang'dan bu yana sonsuz zaman geçmiş midir? hayır. geçen zamanın sonsuz olmadığı bilinmektedir.

big bang'dan sonraki uzay yayılması sonsuz mudur? hayır degildir.

simdi uzayın ne kadar büyük olduğunu bulmak için yapmamız gereken tek şey zaman ile yayılma hızını çarpmaktır.

zaman(sonsuz değil)xyayılma hızı(sonsuz değil)=uzayın büyüklüğü(sonsuz değil)

 

İşte çok güvendiğiniz , her şeyi açıklamaya çalıştığınız bilim budur... daha elmanın ne oldugunu bilmeyen birisi elmanın nasıl yetiştirildiğini nerden bilsin???

 

Sevgili kral,

Sanırım şu hiç bir zaman anlaşılamayacak.

BİLİM ANCAK SOMUT OLGULARLA İLGİLENİR.

 

matematik bilim midir? felsefe? sosyoloji? psikoloji? fizik? peki ya Ufoloji?

 

bilim lazim oldugu zaman soyut seyleri de inceler ; soyut seylerden de yararlanir...

 

 

 

 

ve simdi de bazi bilim dallari:

 

Agnoioloji: Dogadaki Bilinmeyenleri Aciklamaya Calisan Bilim Dali...

Angeloloji: Melekleri Inceleyen Bilim Dali...

Arkaeozooloji: Geçmişte Yaşamış Canlıların Birbiri Ile Etkileşimini Inceleyen Bilim Dali...

Demonoloji: Cinleri Arastiran Bilim Dali...

Enigmatoloji: Bulmacalari Arastiran Bilim Dali...

Etimoloji: Kelimelerin Kokenlerini Inceleyen Bilim Dali...

Euloji: Cumleleri Inceleyen Bilim Dali...

Eksobiyoloji: Uzayin Disindaki Hayati Inceleyen Bilim Dali...

Grafoloji: Yazi Yazan Kisinin Kisiligini Inceleyen Bilim Dali...

 

 

G'de biraktim. tamaminin okunacagini bilsem Z'ye kadar yazardim... ama goruldugu gibi bilim sadece somut olgulari incelemez...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sayın Pantheaa,

 

Kur'an'ın pek çok yerinde, tanrının dilediğini yaptığına dair ayetler vardır. Dilediğini doğru yola iletip dilediğini saptırabilir, dilediğini yıldırımlar gönderip de çarpabilir, dilediği kavmi yokedebilir vs.vs.

 

Eğer bunları yapıyorsa, sisteme müdahale ediyor demektir. Yok eğer yap/a/mıyorsa dilediğini yapan değildir. Yani İslam inancına göre tanrı, sizin dediğiniz gibi saati kurup bir kenara çekilmiş değildir. Dilerseniz bunu tekrar değerlendiriniz.

Bakın, Ben Tanrının Saati kurup bıraktığını kastetmiyorum. Bu deiszmin inancıdır. ben sadece örnek verdim. Yani eğer, saati çalması gereken saate ayarlarsanız, o saatte çalması için başka bir şey yapmanız gerekmez. saatin varoluşuna göre, gerekli şartlar sağlandıkça, o saat zamanı geldiği zaman çalacaktır. ancak siz isterseniz o saati ileri alabilir, isterseniz geri alabilirsiniz... Ben yine diyorum ki, Allah genel olarak evreni böyle yaratmıştır. yani temel yasaları yaratmıştır ve işleyiş böylelikle sürmektedir. Allah, herşeyi birden yarattığını söylemektedir. varlık birden varolmuştur, yasaları ile beraber, ve bunu bizim tam olarak kavrayamayacağımızıda belirtiyor... yani Allah, bugün yerçekimini yaratayım, yarın suyun kaldırma kuvvetini, başka günde şunu şunu yaratırım dememiştir anlatabildim mi? tüm doğa yasalarını da böyle bir anda yaratmıştır ve maddesel nedenlerle ilişkilendirmiştir. herhangibir depremin nedenini bilimsel olarak araştırdığımızda "Allah Yaptı" sonucu çıkmaz karşımıza. ama biliyoruz ki, o depremin nedenlerini, yasalarını Allah yaratmış, dolayısıyla da depremi Allah yaratmıştır. Allah'ın müdahalesi böyledir. ve öyle ki zaman zaman, dediğiniz gibi bazı kavimleri helak etmek için doğaya MÜDAHALE ETMİŞTİR, yani normalde doğanın (insanların sosyal ilişkilerine değil, dikkat edin) işleyişini en baştan tesbit etmiş ve gerek gördüğü zaman (kavimleri helak edeceği zaman) müdahil olmuştur... ancak Hak din tamamlandıktan sonra artık böyle bir şey yapmamaktadır... çünkü, o helak olan kavimleri bize örnek olarak sunmuştur zaten. artık hesap kıyamete kalacaktır. başka bir şeyde, eğer Allah'ın her depreme yada afete an an müdahale ettiğini düşünürsek, dünyada her saniyede onlarca deprem olmaktadır, Tabii ki Allah'ın her şeye gücü yetmektedir, ancak o bunu yapmamaktadır. bu kendisini kısıtlaması yada yapamaması değildir. o zaten yasaları tesbit etmiştir ve dünya o çerçevede, oluşumu ile beraber doğal süreç içersinde afetleri meydana getirmektedir. bir depremin tek nedeni vardır, yer yüzünün hareketleri... heyelanın nedenleri de bellidir. yada diğer afetlerin... Allah bunların yasalarını meydanan getirmiş ve yaratmıştır. mesela dünyanın dönmesi için an an müdahale etmemiştir, doğanın devinimi içersinde, dünyanın dönme kanunlarını yaratmış ve artık dünya dönmektedir... ben bunu anlatmaya çalışıyorum... takdir edersiniz ki, eski ilkel dinlerde, yıldırım ve şimşeğin bile İlahlar tarafından bir cezalandırıcı ve uyarıcı olarak gönderildiğinie inanılırdı, ancak bugün biliyoruz ki bu tamamen doğal yasalarla tesbit edilmiş bir vakadır... işte benim dediğim budur ve afetlerin Allah'ın insanları cezalandırmak için gönderdiği inancı bu inançların yansımasıdır. yoksa bir deprem sırasında ölen her insan günahkar değildir, yada ölen bebekler günahkar değildir. o yüzden hala ısrar ediyorum ki tüm doğal afetlerin yaratıcısı yine Allah olmakla beraber, Allah bunların yasalarını yaratmış ve her şey o çerçevede olmaktadır. her şey bir sebepler dairesi içinde sürmektedir. umarım daha açık olabilmişimdir...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.