Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

fantastico

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    223
  • Katılım

  • Son Ziyaret

fantastico tarafından postalanan herşey

  1. Selam tanıyan tanımayan herkese sevgi ve saygılar diyorum.. uzun zamandır görüşemiyorduk.. şimdiden hoşbulduk diyorum..
  2. Fazla zamanım yok !

    1. Admin

      Admin

      o kim gelmiş... hoşgeldin... :)

    2. fantastico

      fantastico

      Hoşbulduk ;

      Teşekkür ederim Admin :)

  3. Şu anda ne düşünüyorsunuz?

  4. Kimse yanlız değildir, yanlızlık sadece ve sadece tercih etmekle alakalı..Senin gibi bir insanın yanlız olabileceğine inanmıyorum...
  5. Rica ederim, ruhumu okşayan cümleler kullandığınız için asıl ben teşekkür ederim.Sevgiyle kalın
  6. Bence önemli olan " sevilenin kendisi değil, sevenin içinde duyduğu aşk"tır" derim.. Sevilen burda önemini yitirir, içinizdeki duygularla kalıverisiniz öylece.. Yalanmıydı diye sorgularsınız kendinizi ve şansınız varsa sünger çekersiniz üzerine, yolunuza devam edersiniz böylece...
  7. Çok etkilendim konuşmalarınızdan, çok ince , samyeli gibi duyguları okşayan hitap şekilleri ..Mükemmel bu ya, insana insan olduğunu hatırlatan , herkesin duymayı düşlediği cümleler bunlar bence.. Hak ediyorsunuz gerçekten..
  8. "KAZ MESELESİ" Padişah ve veziri iki seyyah kılığında ülkeyi dolaşıyorlardı. Akşam olup saraya dönecekleri vakit, bir derenin kenarında kışın ayazında deri tabaklayan bir ihtiyar dikkatlerini çekti. yanına gittiler Padişahla ihtiyar arasında şöyle bir konuşma geçti. - Esselamü aleyküm ey pir-i fani. -ve alaeykümselam ey serdar-ı cihan. -Altılarda ne yaptın? -Altıyı altıya katmayınca otuzikiye yetmiyor. -Geceleri kalkmadın mı? -Kalktık lakin ellere yaradı. -Sana kaz göndersem yolarmısın? -Hemde hiç ciyaklatmadan ! Padişah ve veziri bu tuhaf konuşmadan sonra yeniden saraya doğru yola koyuldular. Padişah hala gülüyordu, veziri ise şaşkınlık içinde olanları anlamaya çalışıyordu. Padişahın gülüşünden de cesaret alarak soruverdi: - Hünkarım siz o ihtiyarla ne konuştunuz? - Ne.. Sen anlamadın mı konuştuklarımızı ? - Hiç.. Hiçbirşey anlamadım hünkarım. - O halde bakasın vezir, gece yarısına kadar ne konuştuğumuzu öğrenemezsen kellen gider, haberin olsun. - Başı üstüne hünkarım... Vezir sorduğuna soracağına pişman olmuştu. Gecenin yarısına kaç saat vardı ki şurada? Tek çare gidip dere kenarında ki ihtiyara sormaktı. Vezirde öyle yapmaya karar verdi.. Dere kenarına vardığında adamcağız işini bitirmiş, gitmek üzereydi. Telaşla gelen veziri görünce sordu: -Hayrola devletlum, siz bu saatte buralarda?... -Bırak şimdi devletlumu, kellem gidecek! - Hayırdır inşaallah, ne oldu ki?... -Padişahla aranızda geçen konuşma yüzünden! sen önce şunu haber ver, üzerinde padişahlığını belli edecek birşeyi yokken padişahı nasıl tanıyabildin? -Ben dericiyim anlarım.Bu ülkede o deri yeleği padişahtan başka giyecek kimse olamaz ! - ya demek öyle... Diğer konuşmalar vardı birde... iHTİYAR ADAM ANLAMMAIŞ GÖRÜNEREK MEVZUYU DEĞİŞTİRDİ BİRDEN.. -Bu sene de kış pek çetin geçiyor ha..! hele bu saatlerde... Vezir ihtiyarın niyetini hemen anlamıştı: - Anlaşıldı anlaşıldı, al bakalım bir kese altın sana, Şu altılar meselesi, neyin nesiydi o? - Padişah , altı ay yazın ne yaptın ki bu kışta kıyamette çalışıyorsun dedi bana..Bende kışın altı ayında da çalışmazsak otuziki dişimize yetiremiyoruz, diye cavap verdim.. - Peki geceleri kalkmadın mı, bu ne manaya geliyor du? Yaşlı adam mevzuyu yine değiştirdi: -Allah Allah insan yaşlandıkça herşeyi nasılda unutmaya başlıyor. Vezir tekrar atıldı: - Zeki adamsın vesselam! Şu keseyide al, ama biraz çabuk ol! - Hay Allah birden hatırlayıverdim şimdi... Padişah geceleri kalkmadın mı derken, çoluk çocğun yokmu diye sordu. Bende var ama hepsi kız oldu, kocaya gittiler dedim. Öğreneceeklerini öğrenen vezir, İhtiyarın zekasına bir kez daha hayran oldu. Rahat bir nefes alıp, tam sarayın yolunu tutacağı bir sırada birden aklına geldi: - Birde kaz meselesi vardı baba, o neyin nesiydi? İhtiyar derici bir taraftan toparlanırken gülerek cevap verdi: - Var git devletlum, onuda sen düşün artık...... SATIR ARASI HİKAYELER sERDAR tUNCER
  9. fantastico

    biz kişiliksiz bir halk mıyız

    işte bu... Evet artık birbirimizin farklılılklarını kabul edip, kenetlenmeliyiz..Bu ülkemiz için daha hayırlı olur..Hepimiz aynı gemideyiz değil mi?
  10. Türki ye kabuk değiştiriyor, bu değişime ayak uyduramıyoruz maalesef...Yeniliklere karşı bir tavır ve tutum içerisindeyiz , bu yenilikler olumlu bile olsa bu tepki alıyor, ben bunlara kızıyorum. Demokrasi yi neden belirli kesimler kendi tekeline alıyor ben bunu anlamıyorum, milliyetçiliği neden tekelleştiriyorlar ben bunu anlamıyorum..Ben mhp yi desteklemiyorum, ama benim diyenden daha milliyetçiliğim, ideolajilere sıkışıp kalmak ne kadar doğru..Dürüst olalım beyler, kirli siyaset yapanların devri bitti artık. Siz inanıyormusunuz ki bu kişiler bu dediklerinizi yapsalar tutarlrmı orada..Ben hiç inanmıyorum ki ne Akp ne Chp Ne DE dP ne sp bu ülkeye ihanet etsinler...Beni üzen konu bu şekilde siyaset yapılması..
  11. Sağolsunlar arkadaşlarımız araştırmışlar ,buraya rakamlarla karşılaştırma yapmışlar...Bu ve buna benzer rakamlar la hergün karşılaşıyoruz..Peki ya insanlara yansıması nedir? bu rakamların..rakamlara mı inanacağız? hangisine peki..yoksa inanmak istediğimize mi, alio nun dediği gibi ideolojilere göremi hareket edeceğiz..Bu rakamların bir anlamı olmalı, ekonomist değilim ama bu rakamlar belirli bir değerler baz alınarak belirleniyor..Chp nin bahsettiği değerler bakiye üzerinden hesaplanan değerler, iktisatçılar bilir..daha iyisini bilir ler.. İnsanları aldatmak neden, ideolojiler üzerinden prim yapmak nedendir? neden değişimlere bu kadar yabancıyız, alışkanlıklarımızdan neden vazgeçemiyoruz? köle olmayı neden bu kadar iyi becerebiliyoruz ben bunları anlamak isterdim doğrusu..
  12. inançlarım, Macera , tutku, tehlike, aşk, sevgi, ihtiras, anlaşılması zor olan, yaşanılması nadir olan, yapabileceklerimin yarısı, hayallerimin bir kısmı, bilmediklerimin pişmanlığı, yaptıklarımın sevinci, yapacaklarımın heycanı...İşte benim hayatım
  13. fantastico

    "MHP İKTİDARI"

    Mhp iktidara gelirse, Terörist başını asacak mı? Terörü bitirecekmi? Terörist başını asarsa nereye gömecek, Diyarbakıra mı? Diyarbakırda belediye başkanı yada hadep anıt yaptırır mı? kürt ulasalcılığının yada milliyetçiliğinin sembolü olurmu? peki ya her yıl düzenlenecek anma törenleri nasıl bir politik etki bırakacak? ülkemizde ve dünya da... olabilecek, yada olması muhtemel öngörüler mi bunlar...Cevap arıyorum SAYGILAR
  14. fantastico

    ankara

    Sevdiğine sevindim
  15. fantastico

    ankara

    Ankara, ilk aklıma gelen Ankaranın kış güneşleri oldu..İçeriden bakıldığında içinizi ısıtan, fakat dışarıya çıktığınızda soluğunuzu kesen bir soğuk.. Ankara yı anlamak için bu şehirde yaşamak lazım, Ankara yı Ankaralı dan başka seven insan oldukca da azdır..
  16. fantastico

    -DEMOKRASİ-

    "Demokrasi ulaşılması amaçlanan olarak her türlü ifadeye zararlı olana kadar hoşgörüyle yaklaşan, kendi içinde doğal olarak özgürlük ve bireysellik barındıran yönetim anlayışıdır; bu yüzden yöneten-yönetilen iç içedir..." Bu ifadeler içinde en hoşuma giden , zararı olana kadar hoşgörü....Eğer ifade şekilleri zararlı olmaya başlıyorsa, hoşgörününde bittiği bir noktada vardır elbet.. Açıklamaların için teşekkürler sevgili Alio.. SAYGILAR
  17. Bir araştırma raporunu sizlerle paylaşmak istedim arkadaşlar..Hangi partiye oy verirsek verelim sorun değil, herkezin demokratik hakkıdır...Fakat Ülkemizin birlik ve beraberliği hepimizi ilgilendiren bir konudur, bu yüzden bitirene kadar okuyun lütfen.. Partiler kuşatıcı politikalar üretmeli 1990'larda bunu Yugoslavya'da izledik. Sırplar sadece Sırp partilerine oy veriyordu. Hırvatlar, Boşnaklar, Slovenler ve diğerleri de aynen öyle yapıyordu. 1990'ların başında başbakanlığa gelen Ante Markoviç, ülke ekonomisini başarıyla yönetti. Azgın enflasyon aylık %70'lerden %2'lere indi, paradan sıfırlar atıldı, kapsamlı bir özelleştirme programı başladı. Bu başarılardan da cesaret alan Markoviç, etnik kimlikleri aşan ve tüm Yugoslavları kucaklamak isteyen bir parti kurdu. Ama seçimlerde ağır bir yenilgi aldı. Markoviç başarılı olabilseydi, Yugoslavya'nın kaderi muhakkak ki farklı olacaktı. O sırada kazanmış gibi görünenlerin başında, aslında milliyetçi olmadığı bilinen eski solcu Miloşeviç vardı. Gözünü iktidar hırsı bürümüş Miloşeviç birden "ulusalcı" olmuştu; "tüm solu birleştirdiğini" söylüyor, bir taraftan da etnik Sırp milliyetçiliğini sonuna kadar tahrik ediyordu. O günlerde Yugoslav gazetecileri acı şakalar yapıyordu: Ülkede nüfus sayımına gerek yoktu ve seçim sonuçları her etnik grubun sayısını göstermek için yeterliydi! Parçalanmış siyasetin arkasından, Yugoslavya'nın kanlı bir şekilde dağılması geldi. Şu sıralarda Irak'ta da siyaset benzer bir parçalanmayı yaşıyor. Kürtler, Şiî Araplar ve Sünnî Araplar sadece kendi partilerine oy veriyorlar. Türkmenlerin bir bölümü Türkmen partilerine oy verirken, Şia kimliğini daha baskın hisseden Türkmenler Şiî partilere oy veriyor. Neticede Irak'ta şimdi, tamamen etnik kimliklere ve mezhep aidiyetlerine bağlı bir şekilde siyasi parçalanma tamamlanmış görünüyor. Ülke artık sadece dış güçler tarafından bir arada tutulabiliyor. Hemen herkesin kabul ettiği gibi, fiilî parçalanma sadece bir zaman meselesi. Bu örneklerin açıkça gösterdiği şu ki, Türkiye'nin bütünlüğünü sadece sözde değil; fakat gerçekten korumak isteyen tüm partilerin, ülkenin her bölgesinden; fakat o arada Doğu ve Güneydoğu'dan güçlü bir şekilde oy alabilecek politikalar izlemesi gerekiyor. Ülkenin her kesiminden ve her bölgesinden oy alamayan bir partinin, uzun vadede ülkenin bütünlüğünü koruyabilmek için gerekli siyasi liderliği taşıyabilmesi mümkün değil
  18. fantastico

    -DEMOKRASİ-

    Sevgili Alio, demokrasi yolculuğundaki, bize sağladığın bu bilgiler için ve emeğin için teşekkür ederiz.. Benim demkrasiye olan ümidimi zedeleyen bir husus daha var..İdeolojiler.... bu farklılıkları demokrasinin önündeki en büyük engel olarak görüyorüm..
  19. Evet , ne ateistler gördüm dedim, yalancılıkla itham ettin. inanmak yada inanmamak bu senin meselen...Vardığım sonuca denebilecek bir söz bulamıyorum...İnançsızlığa inanmak, siz ateistler inandığınız birşeyler olduğunun farkında değilmisiniz? Ateizm tespitinde vardığım son noktayı sen koydun değerli arkadaşım" ateizm din değil derken, islamın din olduğunu tastik etmiş olmuyormusunuz acaba..Yani zaten İslam size göre bir din değil ki zaten, zaten o şartları kutsalları kabul etmiyorsunuz ki.
  20. Takip edemedim, konuyu dağıtmadan merak ettim, O zaman şu sonuca varabiliriz, Ateizm sahte bir inançtır diyebiliriz...Sonuç olarak Ateizm de bir inanç mekanizması, Temelinde inanç var..Ateizm tutarsız bir inanç sistemi.."İnançsızlığa inanmak"
  21. fantastico

    -DEMOKRASİ-

    Korkmakta da haklı olabiliriz..Demokrasinin nelere gebe olabileceği korkusu , bütün oluşumlara gebe olabilir sonuçta değil mi? Ama korkmak savunma psikolojisinin gelişmesini sağlayan bir mekanizma..Belkide Demokrasi hakkında ki yorumlar ,yada bakış açıları, bu psikolojinin sonuçları da diyebiliriz..Demokratik yollarla antidemokratik neler yapılabilir? Korkmamak mümkün değil hakikaten..
  22. fantastico

    -DEMOKRASİ-

    Sevgili Alio , Öncelikle buradan çıkacak sonucu çok merak ediyorum..Umarım benim ,demokrasinin tam olarak, ne anlama geldiğiyle ilgili bir sonuca varabileceğime inanıyorum. Demokrasi nedir ? derken sözlük anlamından ziyade, demokrasinin uygulanma efektlerinin neler olduğunun , sınırlarının neler olduğunun , ideolojiler demokrasiyi sınırlıyormu? gibi soruların cevabını bulmak için bu başlığı açmıştım.. Umarım bu başlıkta bunların cevabını buluruz..Saygılar
  23. Tabi benimkisi bir öngörü, Mhp ve Chp nin var olan potansiyeli herzaman dengeleri değiştirecektir, ama ben bu seçimde, Bu potansiyeli kullanamıyacaklarını düşünüyorum..Son zamanlardaki gelişmeler bunu gösteriyor...Bana şöyle diyebilirsiniz __sen hiç gazete okumuyormusun diye; Ama Türkiye de olaylara daima tersten bakmayı bilmek gerektiğinide düşünüyorum.. Tahminlerimin bu yönde..Saygılar
  24. Ben ne ateistler ne dinsizler gördüm, gerçeği görmezden gelemez insan, yaşlandıkca farkına varırlar, ölüm yaklaştıkca kalpleri yumuşar, ve iman ederler...İslam dini İman esaslıdır..İnanmak , varolduğunu bilmek ,insan olduğunun farkına varmak , İnanmanın önündeki en büyük engel neyi göze alıp neyi alamamakla alakalıdır...Bir takım duyguları yaşayamama korkusu belkide insanı bu inançtan mahrum eden..Kim bilir sonumuzun nasıl biteceğini...
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.