Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

O dişi tırnağı kim verdi..?

Çalışmaya takatın olmasa, hasta düşsen kazanabilecekmisin o kazandıklarını..

Bir topic başlığı var "her insan bir engelli adayıdır" diye..

Bir gün bu sağlığını kaybetmeyeceğin ne malum..

Sen irade ediyorsun kazanmayı, mücadele kararı alıyorsun ve Allah fiileri yaratıyor..

Yolda yürümeyi sadece adım atmaktan ibaret mi sanıyorsun..

O bir adımda, vücudun belli yerlerinde akla hayale sığmayacak ne büyük olaylar teşekkül ediyor biliyormusun..?

Dişimle tırnağımla kazandım diyenler neredeler..

Hükümdarlar nerede..?

Nerede.. tanrılık idda edecek kadar kibirlenen firavunlar, nemrutlar..

Nerede kaldı hükümranlıkları malları..

Şu üç ayet mealini tefekkür ederek okuyunuz lütfen..

Eğer dileseydik onların gözlerini büsbütün kör ederdik de (bu halde) yola koyulmak için didişirlerdi. Fakat nasıl görecekler ki?! (Yâ Sîn-66)

Yine eğer dileseydik oldukları yerde başka yaratıklara dönüştürürdük de ne ileri gidebilirler, ne geri dönebilirlerdi. (Yâ Sîn-67)

Kime uzun ömür verirsek, onu yaratılış itibariyle tersine çeviririz (gücünü azaltırız). Hâlâ düşünmeyecekler mi? (Yâ Sîn-68)

Saygılar..

 

:clover::clover:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sayın Kralx ve Pantheaa

 

Önce pantheaa

 

Arkadaşım Zaten araştırma yapan insanlar neyin ne olduğunu görüyorlar.Müslümanlık insanı kaderciliğe sevkettiği için araştırmaya engeldir.Bahsettiğin alimlerin müslüman görüntüsü altında olmadıklarını nereden biliyorsunuz bu bir.Müslüman ülkelerin şu anki durumunu nasıl izah ediyorsun buda iki.Arap ülkelerinin plastik leğen yapacak teknolojisi yok buda üç.Allah inancı insanın kendi yarattığı bir olgudur.Eğer anadoluya müslümanlık bulaşmamış olsa çok daha ileri olacağımızda kesindi.Dolayısı ile Allah ve peygamberi kadını eve tıkıp ikinci,üçüncü sınıf vatandaş sınıfına düşürmeseydi,dahası kadınımız din denilen olguyu tabuyu parçalama gücünü kendinde bulup erkeği ile omuz omuza çalışsa idi çok daha farklı konumda olacağımız kesindi.Araştırma iç güdüsü sadece bende değil siz sadece ol deyince herşeyi yarattığına inandığınız bişeye inanıyorsunuz ama öyleyse onu kimin yarattığını bilmiyorsunuz.Hiç birşey hiçlik ten yani yoktan varolmaz.Zaten inandığınız allahta tek olmadığını belirtiyor.Aşşağıdaki ayetlerde allahın yeminleri var.

 

 

Diyanet mealleri

 

Mearic 40 Doğuların ve batıların Rabbine yemin ederim ki, bizim gücümüz yeter.

 

95/1. İncir ve zeytine and olsun,

95/2. And olsun Sina dağına,

95/3. And olsun bu güvenli Mekke şehrine ki:

 

52/1-8. Tura, yayılmış ince deri üzerine satır satır dizilmiş Kitap'a, mamur bir ev olan Kabe'ye, yükseltilmiş tavan gibi göğe, kaynayacak denize and olsun ki, Rabbinin azabı hiç şüphesiz gelecektir. Onu savacak yoktur.

 

Kıyamet 1 Kıyamet gününe yemin ederim.

 

Tekvir 15 Şimdi yemin ederim o sinenlere

 

İnşikak 16 Hayır! Şafağa, yemin ederim ki

 

Tarık 1 Gökyüzüne ve tarıka (sabah yıldızına) yemin ederim.

 

 

 

68/10 Şunların hiçbirine itaat etme: Yemin edip duran, aşağılık,

 

68/11 Alabildiğine ayıplayıp kötüleyen, söz getirip götüren (gizlilik içinde söz ve haber taşıyan),

 

 

66/3. Hani, Peygamber, eslerinden birine bir sözü gizlice söylemisti. Sonra esi bu sözü duyurup Allah da onu Peygamber'e bildirince,

Peygamber sözün bir kısmını açıklamıs, bir kısmından vazgeçmisti. Peygamber, sözü esine bildirdiginde o: "Bunu sana kim haber

verdi?" demisti. Peygamber de: "O her seyi bilen, her seyden haberi olan bana bildirdi." diye cevaplamıstı.

 

 

 

Şimdi Kralx

 

Bak kardeşim allah hiçbirşeyi yaratmadığı gibi yok etme yetisinede sahip değildir.

 

Nerede.. tanrılık idda edecek kadar kibirlenen firavunlar, nemrutlar..

Nerede kaldı hükümranlıkları malları..

 

Bende sana soruyorum müslümanlar inim inim inleyip gözyaşı dökerken inandıkları allah nerde? Devesini kestiler diye semudu yok eden müslümanlar yok olurken nerdeydi bu ölen insanların bir deve kadar kıymeti yokmuydu? Ben bana deve si kadar kıymet vermeyen allaha neden kıymet vereyim aşağıdaki ayetler insanların savaşı dişiyle tırnağıyla kazandığını anlatmıyormu.Neden savaşmadan allah kafirlere bir zarar verememiş düşün bakalım birşey istediği zaman ol demesi yeten allah değilmi.

 

9/14 Onlarla çarpışınız. Allah, onları sizin ellerinizle azablandırsın, hor ve aşağılık kılsın ve onlara karşı size zafer versin, mü'minler topluluğunun göğsünü şifaya kavuştursun.

 

8/17 Onları siz öldürmediniz, ama onları Allah öldürdü; attığın zaman sen atmadın, ama Allah attı. Mü'minleri kendinden güzel bir imtihanla imtihan etmek için (yaptı.) Şüphesiz Allah, işitendir, bilendir.

 

 

Hükümdarlar nerede..? demişsinizde hiç olmazsa onlar et kemik olarak yaşayıp ölmüşler ya allah nerde?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Dinler çelişkilerle doludur.Herşeyi, kaderi Allah yazmışsa levh-i mahfuzda, o zaman bizim ne günahımız var?

 

Allah bizi imtihan ediyormuş.Neden biz deneme tahtası mıyız?Hem Allahın adaleti var mı?Baksanıza bir yanda zenginler bir yanda fakirler.Bir yanda ağlayan bir yanda gülen.Bu mu adalet?

 

Ayrıca Allahın gücü herşeye yeter.O istese herşey mükemmel, herşey güzel olmaz mıydı?Kötü insan bile kalmazdı.Hepimizi cennete gönderirdi.O halde neden kötülüklere müdahale etmiyor?Neden sessiz kalıyor?Yoksa o kötü mü?

 

Madem annemizden daha şefkatli o halde bizi cennete göndersin.Hiçbir anne oğlunu yakmaz.

 

Kuranda tanrıma hamdederim diyor.Tanrı kendisine hamdeder mi?

 

Bu ve bunun gibi çelişkilerden kurtulmanın yolu agnostisizmdir.Agnostisizm der ki tanrı olabilir de olmayabilir de.100 tanrı da olabilir 500 tanrı da.Biz bilemeyiz.En mantıklısı bu değil mi?Biz nasıl bilebiliriz tanrıyı ve tek olduğunu.Lütfen mantıklı olalım.Bilim agnostisizmden yanadır.

 

Bilmeyenler için açıklayayım agnostisizm bilinmezcilik demektir.Yani gerçeklik hiç bir zaman bilinemez.Sadece görünüşler bilinebilir.

 

Bu din konusunda da böyledir.Tanrı olabilir de olmayabilir de biz bilemeyiz.Tanrı meselesi insan aklının ötesinde bir konudur.Öyleyse böyle bir varlık hakkında konuşmak ve hüküm vermek de imkansızdır.

 

Aslında hepimiz agnostiğiz.Ateist ya tanrı varsa der bazen.Dindar ya tanrı yoksa diye sorar kendine.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Dinler çelişkilerle doludur.Herşeyi, kaderi Allah yazmışsa levh-i mahfuzda, o zaman bizim ne günahımız var?

 

Allah bizi imtihan ediyormuş.Neden biz deneme tahtası mıyız?Hem Allahın adaleti var mı?Baksanıza bir yanda zenginler bir yanda fakirler.Bir yanda ağlayan bir yanda gülen.Bu mu adalet?

 

Ayrıca Allahın gücü herşeye yeter.O istese herşey mükemmel, herşey güzel olmaz mıydı?Kötü insan bile kalmazdı.Hepimizi cennete gönderirdi.O halde neden kötülüklere müdahale etmiyor?Neden sessiz kalıyor?Yoksa o kötü mü?

 

Madem annemizden daha şefkatli o halde bizi cennete göndersin.Hiçbir anne oğlunu yakmaz.

 

Kuranda tanrıma hamdederim diyor.Tanrı kendisine hamdeder mi?

 

Aynı kaynak, aynı sorular.. :)

Sil baştan..

Bu belki kırk..

Sevgili arkadaşım günlerdir, aylardır bu meseleler üzerine tartışıyoruz zaten..

Aynı şeyleri tekrar yazmayı gözüm kesmiyor..

Ksr bakma..:)

 

 

Saygılar..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Dinler çelişkilerle doludur.Herşeyi, kaderi Allah yazmışsa levh-i mahfuzda, o zaman bizim ne günahımız var?

 

 

Kısaca açıklamak gerekirse:Kul ne isterse Allah onu yaratır.Günah işlemek istersen günah,sevap işlemek istersen sevap.İşte özgür iraden,sen ne istiyorsun..?

 

Allah bizi imtihan ediyormuş.Neden biz deneme tahtası mıyız?Hem Allahın adaleti var mı?Baksanıza bir yanda zenginler bir yanda fakirler.Bir yanda ağlayan bir yanda gülen.Bu mu adalet?

 

Bu şükretmeyi bilebilenlerle tartışılabilecek bir konu,eğer imtihan olmasa senle ben aynı kefeye konacağız.İşte ben o zaman sorarım Hani adalet diye..

 

 

Ayrıca Allahın gücü herşeye yeter.O istese herşey mükemmel, herşey güzel olmaz mıydı?Kötü insan bile kalmazdı.Hepimizi cennete gönderirdi.O halde neden kötülüklere müdahale etmiyor?Neden sessiz kalıyor?Yoksa o kötü mü?

 

 

Şüphesiz gücü herşeye yetendir.Daldan bir yaprak onun izni olmadan düşemez.Yerde bir karınca ölse onun emriyle alır azrail canını.Şimdi bir bak bakalım etrafına gücü herşeye yeter mi..?Diğerinin cevabını yukarıda verdim ama tekrarlayayım;Özgür irade.Kişi yapacağını yapar,karşılığını alır.En yalın anlatımı bu sanırım..

Kötüysen kötü görürsün,iyiysen iyi,bu senin bakışınla alakalı bişey arkadaşım..

 

 

Madem annemizden daha şefkatli o halde bizi cennete göndersin.Hiçbir anne oğlunu yakmaz.

 

 

Yakmamak için tarih boyunca 250.000 elçi,binlerce sayfa örnek ve öğüt gönderdi.Kainatın en değerli insanını kendisine şahitlik eden Kuran'la bize gönderdi.O kuran'da yapmaman ve yapman gerekenleri açık açık anlattı.Sana tövbe etme şansını defalarca verdi.E hala inkarcılıkta ısrar ediyorsan bu kimin suçu..?

 

 

Kuranda tanrıma hamdederim diyor.Tanrı kendisine hamdeder mi?

 

 

Yanlış telaffuz,doğru idrak edememe.. -_-

 

Bu ve bunun gibi çelişkilerden kurtulmanın yolu agnostisizmdir.Agnostisizm der ki tanrı olabilir de olmayabilir de.100 tanrı da olabilir 500 tanrı da.Biz bilemeyiz.En mantıklısı bu değil mi?Biz nasıl bilebiliriz tanrıyı ve tek olduğunu.Lütfen mantıklı olalım.Bilim agnostisizmden yanadır.

 

Bilmeyenler için açıklayayım agnostisizm bilinmezcilik demektir.Yani gerçeklik hiç bir zaman bilinemez.Sadece görünüşler bilinebilir.

 

Bu din konusunda da böyledir.Tanrı olabilir de olmayabilir de biz bilemeyiz.Tanrı meselesi insan aklının ötesinde bir konudur.Öyleyse böyle bir varlık hakkında konuşmak ve hüküm vermek de imkansızdır.

 

Aslında hepimiz agnostiğiz.Ateist ya tanrı varsa der bazen.Dindar ya tanrı yoksa diye sorar kendine.

 

İşte sadede geldiğin yer..

 

La ilahe illallah..İşte bunu okuduğunda Allah'tan başka ilah yoktur dedin.Doğrusu budur,iman ettiğim budur.Mantığımın emrettiği de işte tam olarak budur..Sen bir Allah'ı kavrayamazken 100- 500 tanrıyı nasıl anlayacaksın mantığın bu mu..?

 

Bilmeseydim,araştırır öğrenirdim dediğin terimi.Peki sen benim inancımı araştırma zahmetine katlandın mı..?

 

Allah'ı kasdederek Öyleyse böyle bir varlık hakkında konuşmak ve hüküm vermek de imkansızdır diyorsun.Peki neden sen hakkında konuşup,hakkında hüküm veriyorsun..?Demek herkese imkansız değil..

 

Ben agnostik değilim,Allah'ı inkar eden hiçbir ideolojiye mensup değilim.Evet ateist arada sırada Tanrı varsa der,çünkü var.Ama inanan,gerçekten inanan ya yoksa demez.Ben demedim,eminim buradaki arkadaşlarımda dememiştir..

 

Sevgi ve saygılarımla..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sayın Kralx ve Pantheaa

 

Önce pantheaa

 

Arkadaşım Zaten araştırma yapan insanlar neyin ne olduğunu görüyorlar.Müslümanlık insanı kaderciliğe sevkettiği için araştırmaya engeldir.Bahsettiğin alimlerin müslüman görüntüsü altında olmadıklarını nereden biliyorsunuz bu bir.Müslüman ülkelerin şu anki durumunu nasıl izah ediyorsun buda iki.Arap ülkelerinin plastik leğen yapacak teknolojisi yok buda üç.Allah inancı insanın kendi yarattığı bir olgudur.Eğer anadoluya müslümanlık bulaşmamış olsa çok daha ileri olacağımızda kesindi.Dolayısı ile Allah ve peygamberi kadını eve tıkıp ikinci,üçüncü sınıf vatandaş sınıfına düşürmeseydi,dahası kadınımız din denilen olguyu tabuyu parçalama gücünü kendinde bulup erkeği ile omuz omuza çalışsa idi çok daha farklı konumda olacağımız kesindi.Araştırma iç güdüsü sadece bende değil siz sadece ol deyince herşeyi yarattığına inandığınız bişeye inanıyorsunuz ama öyleyse onu kimin yarattığını bilmiyorsunuz.Hiç birşey hiçlik ten yani yoktan varolmaz.Zaten inandığınız allahta tek olmadığını belirtiyor.Aşşağıdaki ayetlerde allahın yeminleri var.

 

 

 

Arkadaşım, tesbitlerine son derece güldüm... Allah'ta seni güldürsün.. öncelikle;

Arkadaşım Zaten araştırma yapan insanlar neyin ne olduğunu görüyorlar.Müslümanlık insanı kaderciliğe sevkettiği için araştırmaya engeldir.

Arkadaşım, İslam'da kadercilik diye bi anlayış yoktur... Eğer diğer konulardaki "Kader" hakkındaki yazıları okusaydın, belki anlardın, Kader anlayışının gerçekte ne olduğunu... Araştırmaya engel olan "Kader" anlayışının kendisi değildir ve Kader sizin anladığınız manada değildir. Araştırmaya engel olan, İslamı anlayamayanların sandığı Kader anlayışıdır... bu konuda yazacağım bir açıklama, sayfalar süer, isterseniz siz daha pratiğini yapın ve bu konuda açılmış bir konu var, oradan okuyun "Kader" neymiş... çok Ukala!! (yine Admin hakaret sanacak ama Ukala -Akıllıca- demektir arapçada) konuşupta, Kader'in aslında ne olduğunu bilmemek ayıptır sayın arkadaşım...

Bahsettiğin alimlerin müslüman görüntüsü altında olmadıklarını nereden biliyorsunuz bu bir..

nerden mi biliyorum, kardeşim adamlar bastıra bastıra Müslümanlar olduklarını söylüyorlar. Ya onu bırak, eğer bu adamlar hakkında zerre kadar bir bilgin olsaydı, bu soruyu sormaktan utanırdın be arkadaşım. Bakın Fatih Sultan Mehmet 7 dil bilirdi ve zamanının en önemli Balistik uzmanıydı. Döktürdüğü tüm topların balistiğini, hesaplamalarını, dökümlerini kendisi yapmış ve bizzat yaptırmıştır... Ancak bu adam aynı zamanda Kur'an-ı çok iyi bilirdi ve yine komutan-alim olan Akşemseddin'den ders almıştı. Sadece bu örnek bile yeter, diğer alimlerinhayatlarını, nerelerde ve kimlerden ders aldıklarını tenezzül et de bi oku istersen... en azından haksızlık etmemiş olursun o şahıslara...

Müslüman ülkelerin şu anki durumunu nasıl izah ediyorsun buda iki.

Çok zekice bi soru mu bu sizce? peki, Orta çağda, niçib Arabistan yarımadası ve Müslüman Türkler dünyanın Bilim yuvası idi? bakın önemli fars (iranlı) bir gazeteci şöyle bir tesbitte bulunuyor "Avrupa bizi çağdışı diye görüyor müslümanlıktan ötürü ancak, onlar insanları arenalarda birbirlerine öldürtürken, biz burada Satranç oynuyorduk." yani gerileme İslam'la alakalı değildir be canım kardeşim... Gerilmem, o toplumların idraklerinin yetmemesi ve İslam'ı, aynen senin gibi yanlış anlamalrından kaynaklanmaktadır. sorduğun bu çok hafif soruları için, bu kadar cevap falzla bile...

Arap ülkelerinin plastik leğen yapacak teknolojisi yok buda üç.

Alsınlar efendim, alsınlaro teknolojiyi? Kur'an "teknoloji alma"mı diyo? hangi ayette diyor bunu açıklar mısın? yada Bilimle ilgilenmeyin mi diyo? hangi Ayette? o dediğin arap ülkelerinde, halk açlık sınırındayken, BAE Emiri, herşeyi tamamen gümüşten AUDİ araba yaptırıyor kendisine, bunu da mı Kur'an-a ve İslam'a yükleyeceksiniz... Tabi Allah öyle emretti di mi? "halkın fakirken, sen gidip gümüşten araba yaptır"mı demiş Kur'an? hocam, çok ayyuka sorduğun sorular yaaa...

Eğer anadoluya müslümanlık bulaşmamış olsa çok daha ileri olacağımızda kesindi.Dolayısı ile Allah ve peygamberi kadını eve tıkıp ikinci,üçüncü sınıf vatandaş sınıfına düşürmeseydi,dahası kadınımız din denilen olguyu tabuyu parçalama gücünü kendinde bulup erkeği ile omuz omuza çalışsa idi çok daha farklı konumda olacağımız kesindi.

Kesindi mi? neye göre, kime göre? Peki, İslam olunca Türklerin İlimde ilerlemesi, hatta çok çok azını saydığım Müslüman-Türk İlim adamlarını ortaya çıkarması hiç bi yaptığınız haksızlık bakımından vicdanınızı sızlatmıyor? Diyorum hep, İnanç bir vicdan meselesidir ve sizin inanmamanız en tabii şeydir... İslam'da kadının yerine gelince!!! kardeşim, eğer Anadolu'nun Türk Köylerine gidersen, dinine herşeyinden çok bağlı Türk kadınının erkekleriyle ne kadar eşit olduğunu ve ne kadar yerinde olduğunu görürsün... Şimdi dersin ki sen bana, "gördün mü?", evet gördüm arkadaşım... Hatta sana köylerin isimlerini vereyim, git bu has Türk Köylerinde, İslamı olduğu gibi anlayan bu saf Türk Köylerinde, Yörüklerin yaşamlarını, Dini yaşamlarını bi incele bakayım... belki söylediklerinden, yaptığın haksızlıktan vicdanın sızlar biraz olsun.

 

Ayetleri yorumlamana gelince... Son derece art niyetliymişsin hakkaten... yani bu kadar olur... hiç bir şey demiyorum... ve arkadaşım, bu kafayla, bana cevap vermeyin lütfen... yani sizin yazdığınız tarzda yazılan çok basit (kolay manasında değil) ve hafif şeylerle muhatap olmak istemiyorum. o yüzden bu yazıma cevap vermezseniz sevinirim... dikkat ederseniz, size sorduğum sorular, sizin kendi vicdanınızla ilgili sorulardır ve kimse sizin vicdan muhasebenizi buraya taşımanızı istemiyor, en azından ben cevap vermenizi istemiyorum, çünkü yazım, size cevap mahiyetindedir ve size hitaben bir şey daha yazmıcam... çünkü sizden daha mantıklı tesbitlerde bulunan arkadaşlarımız var, size cevap vermek, onlara haksızlık olru... Rica ediyorum cevap vermeyin, cevaplamıycam, cevaplamamamıda "Aha, bana cevap veremdi" şeklinde algılamayın, zira soru(n)larınızın ne kadar, cevap gerektiren sorular olduğu ayan beyan ortadadır saygıdeğer arkadaşım...

 

Zira bizde araştırma yapıyoruz ve neyin ne olduğunu görüyoruz. Eğer araştırma yapanlar, hakkaten, sizin yukarıda gördüğünüz gibi görüyorlarsa, onlarında vay haline... yazık yani o kadar araştırmaya, çünkü çıkış noktası yanlış bi kere...

 

Saygılarımla...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Arkadaşım, İslam'da kadercilik diye bi anlayış yoktur... Eğer diğer konulardaki "Kader" hakkındaki yazıları okusaydın, belki anlardın, Kader anlayışının gerçekte ne olduğunu... Araştırmaya engel olan "Kader" anlayışının kendisi değildir ve Kader sizin anladığınız manada değildir. Araştırmaya engel olan, İslamı anlayamayanların sandığı Kader anlayışıdır... bu konuda yazacağım bir açıklama, sayfalar süer, isterseniz siz daha pratiğini yapın ve bu konuda açılmış bir konu var, oradan okuyun "Kader" neymiş... çok Ukala!! (yine Admin hakaret sanacak ama Ukala -Akıllıca- demektir arapçada) konuşupta, Kader'in aslında ne olduğunu bilmemek ayıptır sayın arkadaşım...

 

Sevgili Pantheaa İslamda kadercilik anlayışı vardır.Kader hakkındaki yazıları okumama gerek yok ben sana kurandan örnekler veriyorum.Kuranda kabaca iki çeşit kader geçer biri gezegenlerin ayın cansız varlık ve oluşturulması ayın dönmesi güneşin dönmesi gece ve gündüzün oluşması vs.vs diğeride insanlarla alakalı bu ayetlerdede bellidir.Zaten fakir ülkelerin islamı tercihi de bu kaderciliktendir.Bu dünyada kadere razı ol isyan etme sonrası cennet ve hurilerle zevk-ü sefa Kaderine razı olan insan araştırmaz yırtıcılığını kaybeder kader insanları uyutma efsunudur. ( Ben kendi kaderimi kendi yaradanlardanım.)

 

nerden mi biliyorum, kardeşim adamlar bastıra bastıra Müslümanlar olduklarını söylüyorlar. Ya onu bırak, eğer bu adamlar hakkında zerre kadar bir bilgin olsaydı, bu soruyu sormaktan utanırdın be arkadaşım. Bakın Fatih Sultan Mehmet 7 dil bilirdi ve zamanının en önemli Balistik uzmanıydı. Döktürdüğü tüm topların balistiğini, hesaplamalarını, dökümlerini kendisi yapmış ve bizzat yaptırmıştır... Ancak bu adam aynı zamanda Kur'an-ı çok iyi bilirdi ve yine komutan-alim olan Akşemseddin'den ders almıştı. Sadece bu örnek bile yeter, diğer alimlerinhayatlarını, nerelerde ve kimlerden ders aldıklarını tenezzül et de bi oku istersen... en azından haksızlık etmemiş olursun o şahıslara...

 

Bilmeden yazıyorsun biraz daha araştırman lazım.

 

Osmanlı İmparatorluğu'nun 700. Kuruluş yıldönümü nedeniyle Osmanlı tarihini anlatan birçok kitap yayımlanmıştır. Bunun en büyük yararı, Osmanlı İmparatorluğu'nun bilinmeyen yönlerinin açıklanması açısından önem taşımasıdır. Eğitim yaşantımız boyunca bizlere yüceltilerek öğretilen Osmanlı tarihine farklı bakış açısı ile bakmamızı sağlamakta. Osmanlı tarihini tanımadan sevenler ya da eleştirenler bu kitaplar aracılığıyla gerçekleri öğrenebilirler.

 

Bu kitaplardan biri, Ali Kemal Meram tarafından yazılan "Padişah Anaları". Osmanlı İmparatorluğu'nun kuruluşu ile başlıyor ve tüm padişah dönemleri tek tek ele alınarak inceleniyor. Roman tarzında yazılmış olması, kitabın akıcılığını kolaylaştırıyor. Kitapta, okul kitaplarında tanımadığımız bir Osmanlı İmparatorluğu ile karşılaşıyoruz. Çoğumuzun okuduğu zaman birçok konuya itiraz edebileceği kitaptaki ağırlıklı konuları şu şekilde sıralayabilirim.

 

600 yıl boyunca bizi yöneten padişahların bir Türk düşmanı olduğu vurgulanmakta. Osmanlı İmparatorluğunun kurulduğu yıllarda Anadolu'da birçok Türk beylikleri bulunmakta idi. Osmanlı İmparatorluğu' nun kurucusu Osman Bey ölürken oğlu Orhan'a verdiği vasiyette "gözünü Türk beyliklerinden ayırma. Aralarına nifak sok. Çünkü onlar çok güçlüdürler. Bizi bir solukta ortadan kaldırırlar. En büyük düşmanımız onlar" diyerek bir Türk düşmanlığı başlatmıştır. Anadolu'da kurulan Türk Devletlerini tek tek ortadan kaldırarak tutsak aldıkları milyonlarca Türk'ü yüzyıllar boyunca yağma ve talan savaşlarına sürüp onların kanları ve canları karşılığında mermer saraylara kavuştukları anlatılmakta. Kitaptaki ilginç bir konu da, 600 yıl Osmanlı'yı yöneten sadrazamlarla ilgili. Orhan Gazi' den Fatih Sultan Mehet'in tahta çıktığı güne kadar devleti padişah adına yöneten vezir ve sadrazamların Türk soylu olduğu sanılmaktadır. Fatih Sultan Mehmet ile başlayan dönmeler ve devşirmeler yönetimi, 1922 yılına kadar geçen yüzyıllar boyunca devleti, bu ülkeyi yönetenlerin tümü, Enderun - u Hümayun denilen ocaktan çıkma yabancı soylu kölelerdir. 477 yıl boyunca Türk soyundan gelen tek bir kişinin ile devlet yönetiminde görev almasına izin verilmemiştir.

 

Kitabın başlığından da anlaşıldığı gibi, ağırlıklı olarak padişah anneleri üzerinde durulmakta. Osmanlı Padişah annelerinin hiçbirisinin Türk olmadığını ancak, ısrarla Türk ismi verilen gayrimüslimlerden olduğunu öğrenmek beni oldukça şaşırttı. Aşağıdaki liste, birici Murat'tan başlayıp altıncı Mehmet Vahidettin'e kadar uzayıp gitmekte.

 

Kitapta Osmanlı padişahlarının titizlikle korudukları bir ilke olduğunu görüyoruz. Hiçbir padişah bu ilkeyi ayakaltı etmeyi aklının ucundan bile geçirmemiş. Bu ilkeye göre, geleceğin padişahını doğurma hak ve yetkisi binlerce kadın arasında sadece Rum, Sırp, Bulgar, Yahudi, Rus ve Fransız kadınlarına verilmiş. Bunların dışında kalan ırklar aşağılık sayılıp, Türk kadınlarından biri padişahtan gebe kalmışsa hemen öldürülmüştür.

 

Fatih Sultan Mehmet ile başlayan bir başka ilke ise, başa geçen padişah kendisinden başka var olan erkek kardeşlerini öldürmesidir. Tahtlarına göz dikecek birinin hayatta olmaması bir kural olarak IV. Murat'a kadar sürdürülmüş, daha sonra başa geçen padişahların durumuna göre bu kural son padişaha kadar taşınmıştır.

 

Osmanlı İmparatorluğu ve onların yönetimi, bizlere yıllarca övülerek, yüceltilerek anlatıldı. Eşsiz kahramanlar ve bilge kişiler olarak tanıtıldı. 600 yıl boyunca hanedanlığını sürdüren Osmanlı ailesine farklı bir gözle bakmamızı sağlayan bir kitap. Okul kitaplarından farklı bir Osmanlı İmparatorluğu.

 

Birinci Murat'ın annesi Rum kızı Horofira (Nilüfer Hatun)

Yıdırım Beyazıt'ın annesi Bulgar kızı Marya (Gülçiçek Hatun)

İkinci Murat Hıristiyan bir kadın Veronika

Fatih Sultan Mehmet'in annesi Sırp kralının kızı Mara Despina (Hüma Hatun)

İkinci Beyazıt'ın annesi Rum kızı Kornelya (Gülbahar)

Kanuni Sultan Süleyman'ın annesi Polonya Yahudisi Helga (Hafsa Sultan)

İkinci Selim'in annesi Rus kızı Roza (Hürrem Sultan)

 

Ayrıca burayıda bir incele.

http://www.turkish-media.com/forum/index.p...c=2619&st=0

 

 

Alsınlar efendim, alsınlaro teknolojiyi? Kur'an "teknoloji alma"mı diyo? hangi ayette diyor bunu açıklar mısın? yada Bilimle ilgilenmeyin mi diyo? hangi Ayette? o dediğin arap ülkelerinde, halk açlık sınırındayken, BAE Emiri, herşeyi tamamen gümüşten AUDİ araba yaptırıyor kendisine, bunu da mı Kur'an-a ve İslam'a yükleyeceksiniz... Tabi Allah öyle emretti di mi? "halkın fakirken, sen gidip gümüşten araba yaptır"mı demiş Kur'an? hocam, çok ayyuka sorduğun sorular yaaa...

 

Kuran İnsanları cizyeye alıştırdığı için tembellik artık genlerine işlemiş. Hep talana ganimete alışan insanda çalışmaz bakınız enfal,tövbe ve diğer sureler.Bunlarıda emreden kurandaki allah.

 

Ayetleri yorumlamana gelince... Son derece art niyetliymişsin hakkaten... yani bu kadar olur... hiç bir şey demiyorum... ve arkadaşım, bu kafayla, bana cevap vermeyin lütfen... yani sizin yazdığınız tarzda yazılan çok basit (kolay manasında değil) ve hafif şeylerle muhatap olmak istemiyorum. o yüzden bu yazıma cevap vermezseniz sevinirim... dikkat ederseniz, size sorduğum sorular, sizin kendi vicdanınızla ilgili sorulardır ve kimse sizin vicdan muhasebenizi buraya taşımanızı istemiyor, en azından ben cevap vermenizi istemiyorum, çünkü yazım, size cevap mahiyetindedir ve size hitaben bir şey daha yazmıcam... çünkü sizden daha mantıklı tesbitlerde bulunan arkadaşlarımız var, size cevap vermek, onlara haksızlık olru... Rica ediyorum cevap vermeyin, cevaplamıycam, cevaplamamamıda "Aha, bana cevap veremdi" şeklinde algılamayın, zira soru(n)larınızın ne kadar, cevap gerektiren sorular olduğu ayan beyan ortadadır saygıdeğer arkadaşım...

 

 

Demek art niyetli yorum ha perdeyi sıyırıp gerçeği göstermeye çalışınca art niyetli olduk ama gerçek bu üstteki cilalı islamın altı ne yazıkki bu.Cevap veremediğiniz konuda da sıyrılmakta ilginç bir yaklaşım ama kendiniz bilirsiniz ben üzerime düşeni yapayımda.

 

saygılarımla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sevgili Pantheaa İslamda kadercilik anlayışı vardır.Kader hakkındaki yazıları okumama gerek yok ben sana kurandan örnekler veriyorum.Kuranda kabaca iki çeşit kader geçer biri gezegenlerin ayın cansız varlık ve oluşturulması ayın dönmesi güneşin dönmesi gece ve gündüzün oluşması vs.vs diğeride insanlarla alakalı bu ayetlerdede bellidir.

.

.

.

Demek art niyetli yorum ha perdeyi sıyırıp gerçeği göstermeye çalışınca art niyetli olduk ama gerçek bu üstteki cilalı islamın altı ne yazıkki bu.Cevap veremediğiniz konuda da sıyrılmakta ilginç bir yaklaşım ama kendiniz bilirsiniz ben üzerime düşeni yapayımda.

 

saygılarımla

 

Kardeşim şuradan oku, buradan bak demekle olmaz bu işler... Konuşuyosun, şurdan al bak falan diyosun ama, Benim Mesleğim bu kardeşim, mesleğim bu... anlatabiliyor muyum?... Osmanlı'nın ne kadar Türk olduğu değildir tartıştığımızın konusu... ya da Osmanlı Türkleri aşşağılamış mı, benimsemiş mi değil... Bunun için ayrı bi konu açın, ben orada yazayım size Osmanlının gerçekte ne olduğunu, merak etmeyin, öyle Osmanlı aşığı da değilim körü körüne, kaldı ki menşeim, Osmanlının uçlara sürdüğü ve terkettiği kimselerdendir, yörüktürler, o kadar biliyorsanız, anlamışsınızdır ne demek istediğimi sanırım, neyse, konumuz bu değil...

 

Ben size açık açık söyleyeyim, verdiğiniz ayetlerin açıklamasını sayfalarca yapayım isterseniz, ama gereksizdir... çünkü burada bunları açıkladık... her ne kadar okuma gereği görmesenizde, ben size tavsiye ediyorum, okuyun...

 

Meseleyi nasıl Türklük konusuna getirdiniz bunu da hiç anlamış değilim, ama sanırım, verecek cevabınız olmadığı için kaçak dövüşüyorsunuz... Konuyu saptırıyorsunuz yani... Diyorum ya, sizin şu yazdıklarınızın konuyla alakası yoktur, bu birincisi... ikincisi, ismini verdiğim kişilerin Müslüman olmadığını iddia edebilecek tek bir araştırmacı dahi yoktur yer yüzünde... çünkü, böyle bir iddia ancak, beceriksiz ve bilgisiz araştırmacılar!!!'ın iddiası olabilir... Öyle ki, en kansız araştırmacı bile, bunu iddia edebilecek kadar bilgisiz olamaz diye düşünüyorum... O kimselerin Müslümanlıkları su götürmez bir gerçektir... İster avrupa kaynaklı bilgilere bakın, ister Türk kaynaklı bilgilere bakın... Kaldı ki siz öyle bir saplanmışsınız ki dünya görüşünüze, öyle doğmatik hale getirmişsiniz ki Ateizm'i "Nerden Biliyorsunuz, Belki Değillerdi" bile diyebiyorsunuz o kişiler hakkında... e yuh yani... hiç bişey diyemiyorum...

 

Arkadaşım, sizin, diğer konularda, gerek Tasavvuf, gerek Kur'an gibi konularda yazdıklarınızın hemen hepsini okudum ve tahlil ettim... Sonuç; bu konular sizin mesainiz değildir... kulaktan dolma, bir iki kitap okumakla olmuyo bu işler ne yazık ki... ve yazdıklarınızı cevap verilecek değerde bulmuyorum, kusura bakmayın... değersiz bir iki karından konuşma o kadar... kaldı ki, sanırım yazdığınız yazıyı da bi yerden koyala/yapıştır yapmışsınız, ki buda öyleyse eğer, sizin ayıbınızdır, beni bağlamaz... Edinilmiş her türlü bilgiye değer veren bir insan olarak, sizin düşünceleriniz hakında böyle düşünmem şaşırtmasın sizi, çünkü edindiğiniz bilgilerin, her hangi bir çaba sonucu elde edilmediği ayan beyan ortadadır... sadece başkalarının çok kötü bir tekrarını ve alakasız cevaplandırmalarınızı yapmışsınız... Size başarılar dilerim... rica ederim, size cevap vermemi gerektirecek bir şey yazmayın arkadaşım... umarım buna saygı duyarsınız...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Pek çok defa söyledim, yine söylüyorum; İslam'daki Kader anlayışını anlatabilmek mümkün değildir. Zira neresinden tutarsanız elinizde kalır.

 

9/51- De ki: "Bizim başimiza ancak, Allah'ın bizim için yazdığı şeyler gelir. O bizim yardımcımızdır. Öyleyse mü'minler, yalnız Allah'a güvensinler."

 

Bazı meallerde, "yazdığı" ifadesi yerine, "takdir ettiği" ifadesi vardır (S.Yıldırım, Elmalılı, S.Ateş, Gölpınarlı) . Yani buradan, "bildiği için yazıyor" gibi bir savunma yapılması mümkün değildir. Buradaki "yazmak", "belirlemek" anlamındadır.

 

Şimdi bir değerlendirme yapalım. Cinayete kurban giden bir maktulun da yazgısı tanrı tarafından belirlenmiştir. Peki cinayeti işleyenin suçu ne? Cinayet, İslam'da en büyük günahlardan biri sayılmıştır ama, cinayetin müsebbibi de tanrıdır. Peki tanrı nasıl oluyor da, kendi belirlediği bir kurgu için birilerini cehenneme atabiliyor?

 

Bunun külli ya da cüz'i iradeyle falan alakası yok. İslam'ın tanrısı açık ve net olarak ifade etmiş :

 

"Bizim başımıza ancak, Allah'ın bizim için belirlediği şeyler gelir"

 

Bu budur... Gerisi durumu kurtarma çabalarından ibarettir....

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Pek çok defa söyledim, yine söylüyorum; İslam'daki Kader anlayışını anlatabilmek mümkün değildir. Zira neresinden tutarsanız elinizde kalır.

 

9/51- De ki: "Bizim başimiza ancak, Allah'ın bizim için yazdığı şeyler gelir. O bizim yardımcımızdır. Öyleyse mü'minler, yalnız Allah'a güvensinler."

 

Bazı meallerde, "yazdığı" ifadesi yerine, "takdir ettiği" ifadesi vardır (S.Yıldırım, Elmalılı, S.Ateş, Gölpınarlı) . Yani buradan, "bildiği için yazıyor" gibi bir savunma yapılması mümkün değildir. Buradaki "yazmak", "belirlemek" anlamındadır.

 

Şimdi bir değerlendirme yapalım. Cinayete kurban giden bir maktulun da yazgısı tanrı tarafından belirlenmiştir. Peki cinayeti işleyenin suçu ne? Cinayet, İslam'da en büyük günahlardan biri sayılmıştır ama, cinayetin müsebbibi de tanrıdır. Peki tanrı nasıl oluyor da, kendi belirlediği bir kurgu için birilerini cehenneme atabiliyor?

 

Bunun külli ya da cüz'i iradeyle falan alakası yok. İslam'ın tanrısı açık ve net olarak ifade etmiş :

 

"Bizim başımıza ancak, Allah'ın bizim için belirlediği şeyler gelir"

 

Bu budur... Gerisi durumu kurtarma çabalarından ibarettir....

 

Bakın, verdiğiniz Surenin, bir kaç ayetiyle birlikle açıklamasını yapayım... Ama, siz yine, bunu bir kurtarma çabası olarak göreceksinizidr, lakin ben olaya birde sizin bakamadığınız, yani Tasavvufi açıdan, İslamın özü açısında bakayı o zaman...

 

48. Andolsun, bunlar daha önce de fitne çıkarmak istemişler ve sana karşı türlü türlü işler çevirmişlerdi. Nihayet hak geldi ve onlar istemedikleri hâlde, Allah’ın dini galip geldi.

49. Onlardan “Bana izin ver, beni fitneye (isyana) sevk etme” diyen de vardır. Bilesiniz ki onlar (böyle diyerek) fitnenin ta içine düştüler. Şüphesiz ki cehennem, kâfirleri elbette kuşatacaktır.

50. Sana bir iyilik gelirse, bu onları üzer. Eğer başına bir musîbet gelirse, “Biz tedbirimizi önceden almıştık” derler ve sevinerek dönüp giderler.

51. De ki: “Bizim başımıza ancak, Allah’ın bizim için yazdığı şeyler gelir. O, bizim yardımcımızdır. Öyleyse mü’minler, yalnız Allah’a güvensinler.”

52. De ki: “Bizim için siz, (şehitlik veya zafer olmak üzere) ancak iki güzellikten birini bekleyebilirsiniz. Biz de, Allah’ın kendi katından veya bizim ellerimizle size ulaştıracağı bir azabı bekliyoruz. Haydi bekleyedurun. Şüphesiz biz de sizinle birlikte beklemekteyiz.”

53. Yine de ki: “İster gönüllü, ister gönülsüz olarak harcayın, sizden asla kabul olunmayacaktır. Çünkü siz fasık bir topluluksunuz.”

 

Bakın, aslında bakış açınız belli ama, ben yinede açıklamaya çalışayım...

 

Bakın bu sure, Tövbe Suresi'dir ve Besmele ile başlamaz. Nedeni ise, Müşriklere karşı, katı bir ültimatom içerir ve besmele ile başması uygun görülmemiştir... Yani, bu Sure, temel olarak bir savaş ortamını ele almaktadır... Bir savaşta, insanların psikolojisi göz önünde bulundurularak tesbitler yapılmıştır... Burada, 51inci Ayet, İnsanların muharebede yaptıklarının sonucunun takdiri Allah'ındır... Bakınız, burada dikkat edilmesi gereken husus, bu konunun, "Kader"e değilde "Tevekkül"e girmesidir. Sizlerin yanıldığı nokta budur işte... Bu Ayet, Kaderle alakalı değildir. Eğer bütünlüğe bakarsanız, daha sonra gelen ayetlerde ve konunun geçtiği savaş dönemi de ele alınırsa, her iki tarafta, yaptıklarının sorumluluğunu taşımaktadır ve sonuçta da bu sonucun Takdirini Allah yapacaktır, eğer açık açık, diğer ayetlerde, Müslümanların ve Müşriklerin, yaptıklarının sonuçlarını taşıyacakları söylenmemiş olsa ve böyle bir bahis hiç geçmese idi, dediklerinize inanmak mümkün olurdu. Ancak bakınız ki, o ayetin hemen akabindeki ayetlerde kimseler, kendi yaptıklarında sorumlu tutularak, 51inci ayetin neye işaret ettiği dile getirilmiştir ayrıca. Çünkü, bu anlatım, Tevekkül'ün yapısına uygundur ve Tevekkül Kader ile farklı bir anlamdadır... Yani, Müslümanlar ya Şehit olacak cennete gidecektir, yada yada müşrikler ölüp cehenneme gidecektir... Burada "Yazılmış" yada "Takdir Edilmiş"ten kasıt, Tevekküldür, Kader değildir... İslam'da Tevekkül inancında, insan bir işi için harekete koyulur, elinden geleni yapar, sonucun takdiri Allah'a bırakılır... mesela, Bir sınava elinizden geldiğince çalıştınız, didindiniz, sınava girdiniz ve sınavı oldunuz, her şey sizin elinizde idi, çalışmak ve sınavda bildiklerinizi yazmak sizin elinizde idi. temel anlamıyla, bu yaptıklarınızın bütünlüğü içinde sonucun iyi yada kötü olmasına katlanmak sizin için tevekkülü teşkil eder... Öyle ki, sınavda çıkacak sorular, sınavdaki durumunuz, yada hocanızın kağıdı yorumlaması hakkında bir bilgi sahibi değilsinizdir ve bu bilinmezlikleri Allah'a teslim ederek, sonucun hayırlı olmasını diler ve tevekkül edersiniz.. bu manada, sonuçtan birinci derecede siz sorumlusunuzdur... Ayette geçen savaş ortamında da, Müslümanlara, savaşın nihayetinde iki sonuç tesbit edilmiştir ya Şehit olacaktır, ya da Gazi kalacaktır... işte bu kurumların yaratılmasıdır Kader olan... Yani, bu iki sonucu değiştiremezsiniz. çünkü bir savaş sonucunda ölenler ve kalanlar mutlaka olacaktır, kader bu gerçektir... Zaten ölüm ve kalım gerçekleri, doğanın kanunları olarak bir "Kader" özelliği teşkil ederler, bunu hep söylüyoruz... Allah'ta muharebede Müslüman'a "Şehitlik" ve "Gazilik" manevi rütbeleri vererek bu Kader'i kutsallaştırmıştır... Ancak 51inci ayette geçen "yazgı" ise, savaştaki durumlardan, savaşın seyrinden bi-haber olan Müslüman'ın, gerekli hazırlıkları yaparak, bu şartları Allah'ın Takdirine bırakması ve bu Tevekkül mucibince de, Allah'ın nasip ettiği sonuca razı gelmelerini içerir, ki bu sonuçtan kastımız Şehitlik (Ölüm) ve Gazilik (Kalım)tir... yoksa yine bu ayet "Yenildiğin zaman, nedenlerini araştırma, yenilgiyi kabullen, yok efendim teknolojini kabullenme, otur oturduğun yerde" manasını taşımaz sevgili arkadaşım... Bildiğiniz gibi "Ölmek" o kadar basit değildir... ve Allah, yapılan hazırlıklar sonucunda ölüneceksede, kalınacaksada, bu sonuca katlanılmasını tavsiye ediyor... Yoksa diğer, sizin algıladığınız mana çıkmaz sevgili arkadaşlarım... Savaşın seyrini, ve diğer nüveleri insanlar kestiremez ve ancak bunlardan emin olmak için Allah'a tevekkül eder ve savaşın seyri bu minvalde olur... Kısaca, ele aldığınız ayet, Kader'i değil, Kadere mahsuben Tevekkül'ü içermektedir... ve tek bir ayete bakarak, hemde alakası olmayan bir ayete bakarak, "Kader Budur İşte" yorumu yapmanız, gerçekten çok komik olmuş... bilmiyorum tam olarak ifade edebildim mi ama işin özünü kavramanız açısından sanırım yeterli olur...

 

Saygılarımla...

 

Pek çok defa söyledim, yine söylüyorum; İslam'daki Kader anlayışını anlatabilmek mümkün değildir. Zira neresinden tutarsanız elinizde kalır.

 

9/51- De ki: "Bizim başimiza ancak, Allah'ın bizim için yazdığı şeyler gelir. O bizim yardımcımızdır. Öyleyse mü'minler, yalnız Allah'a güvensinler."

 

Bazı meallerde, "yazdığı" ifadesi yerine, "takdir ettiği" ifadesi vardır (S.Yıldırım, Elmalılı, S.Ateş, Gölpınarlı) . Yani buradan, "bildiği için yazıyor" gibi bir savunma yapılması mümkün değildir. Buradaki "yazmak", "belirlemek" anlamındadır.

 

Şimdi bir değerlendirme yapalım. Cinayete kurban giden bir maktulun da yazgısı tanrı tarafından belirlenmiştir. Peki cinayeti işleyenin suçu ne? Cinayet, İslam'da en büyük günahlardan biri sayılmıştır ama, cinayetin müsebbibi de tanrıdır. Peki tanrı nasıl oluyor da, kendi belirlediği bir kurgu için birilerini cehenneme atabiliyor?

 

Bunun külli ya da cüz'i iradeyle falan alakası yok. İslam'ın tanrısı açık ve net olarak ifade etmiş :

 

"Bizim başımıza ancak, Allah'ın bizim için belirlediği şeyler gelir"

 

Bu budur... Gerisi durumu kurtarma çabalarından ibarettir....

Bakın pek çok defa anlattık... yaptığınız değerlendirmedeki açıkları tesbit edelim...

 

Cinayete kurban giden bir maktulun da yazgısı tanrı tarafından belirlenmiştir.

Arkadaşım, Yazgı (Kader)dan kasıt, burada, adamın nerede, ne zaman, kim tarafından, ne şekilde öldürüleceği değildir... Eğer öyle bir Kader anlayışı olsa, haklısınız, hemde sonuna kadar... Ancak, dediğimz gibi Kader, İnsanların değiştirmeye gücünün yetemeyeceği Yasalardır öncelikle. Ölüm gerçeği de bu yasalardandır... Yani, insan gelecekte, mutlaka ölecektir... Diyor ya "Her Canlı Mutlaka Ölümü Tadacaktır" işte Kader budur? ha bir gün Ölümsüz birisini çıkarırsınız karşımıza, o zaman deriz ki "..... hakkaten haklıymışsınız"... neyse, gelelim değerlendirmenizdeki açığa... Bakınız Kader yukarıda söylediğiniz değildir, Kader, insanın bıçaklandığı zaman, yeteri miktarda kan kaybettiğinde Öleceği Gerçeğidir... Yani o Maktülün Kaderindeki mana, gerekli şartlar olduğu vakir öleceği gerçeğidir... Anlatabildim mi? kafanıza kurşun sıktığınızda, büyük ihtimalle öleceksinizdir, Kader budur... ancak kurşun ölümcül noktalara, ölüme sebebiyet verici noktalara denk gelmemişse, ölmezsiniz; Kader budur...

 

Peki cinayeti işleyenin suçu ne?

suçu o cinayeti işlemiş olmasıdır kardeşim... sonuçta, biz Allah'ın varlığına inananlar olarak, en başta bizim karşı çıkmamız lazım, dediğiniz gibi bir Kader anlayışı olsaydı eğer... ancak Kader, o kimsenin adam öldürmesi değildir... Buradaki kader, Tevekkül kabilinden ortaya çıkmaktadır. Bir insanı öldürmeye niyetlendiniz veya planını kurdunuz. şartlar uygun olduğu zaman öldüreceksiniz... Allah burada size karışmıyor ki? karışsa özgür düşünceye etki etmiş olacak çünkü? dikkat edin her şeyi kendiniz planlıyorsunuz... Allah önünüze engel çıkarmak için her hangi bir vesile koymuyor... gidiyorsunuz, adamı öldürüyorsunuz ve sonunda pişman oluyor yada olmuyorsunuz... Allah yapmak istediğinizi görüyor, biliyor, ancak etki etmiyor... Planınız başarıya ulaşıyor...

 

Cinayet, İslam'da en büyük günahlardan biri sayılmıştır ama, cinayetin müsebbibi de tanrıdır. Peki tanrı nasıl oluyor da, kendi belirlediği bir kurgu için birilerini cehenneme atabiliyor?

Allah insanları, bir kukla gibi, yada bilgisayar oyununda bir kahraman gibi, sizi elinden tutup, yönlendirip adam öldürtmez arkadaşım... Adamı öldürende, yalan söyleyende, doğru işi yapan da sizsinizdir... hatta size şunu söyleyim, kötü işeri yapan, şeytan'da değildir... yine kişinin kendisidir... Ku'an-ın hiç bir yerinde, Allah'ın yaptırdığına dair bir ifade bulamazsınız. Tabi ayetleri yine kafanıza göre kırpıp biçer ve alaksız konuları Kaderle ilişkilendirirseniz, ancak ve ancak kendinizi tatmin edecek, değersiz tesbitlerde bulunabilirsiniz, o ayrı...

 

Bunun külli ya da cüz'i iradeyle falan alakası yok. İslam'ın tanrısı açık ve net olarak ifade etmiş :

 

"Bizim başımıza ancak, Allah'ın bizim için belirlediği şeyler gelir"

Bak sanıım tek doğru tesbitiniz bu... Bu Kader konusunun, hakkaten irade ile alakası yok... Çünkü sizinde yanlış anladığınız gibi bir Kader anlayışı yok zaten... Eğer, önceden yazılmış, senaryo haline basılmış bir Kader anlayışı olsa idi, söyledikjlerinizde sonuna kadar haklı idiniz.

 

Ancak şunu itiraf etmeliyim ki, yazdıklarımın size, zerre kadr bir yararı olacağını hiiiç sanmıyorum. öyle ki, siz en baştan İslam'ı (inanmasanız dahi) anlamak çabasında değilsiniz. Oysa ki, bir dini tanımayı istiyorsanız, en baştan, anlama çabasında olmanız gerekmektedir... Peki böyle bir çabada olmadığınızı, öngörüsel olduğunuzu, önkabullerinize yenildiğinizi, bir dini anlama konusunda iyi niyetli olmadığınızı nereden mi çıkarıyorum? ben böyle bir anlam çıkarmıyorum, bunu kendiniz söylüyorsunuz.... bakalım;

 

Bu budur... Gerisi durumu kurtarma çabalarından ibarettir....

 

Ne yazık ki, öyle olduğunu düşündüğünüz şey, hiç te öyle değildir arkadaşım... bunlar sadece kendi kendinizi tatmin etmeye çalıştığınız ön kabulleriniz... Bence, hangi din, inanç ve felsefe olursa olsun; öncelikle "Anlama Çabası"nda olun... eğer en baştan "Çürütme" çabasında olursanız; çürüyen kendiniz olursunuz...

 

Saygılarımla...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kardeşim şuradan oku, buradan bak demekle olmaz bu işler... Konuşuyosun, şurdan al bak falan diyosun ama, Benim Mesleğim bu kardeşim, mesleğim bu... anlatabiliyor muyum?... Osmanlı'nın ne kadar Türk olduğu değildir tartıştığımızın konusu... ya da Osmanlı Türkleri aşşağılamış mı, benimsemiş mi değil... Bunun için ayrı bi konu açın, ben orada yazayım size Osmanlının gerçekte ne olduğunu, merak etmeyin, öyle Osmanlı aşığı da değilim körü körüne, kaldı ki menşeim, Osmanlının uçlara sürdüğü ve terkettiği kimselerdendir, yörüktürler, o kadar biliyorsanız, anlamışsınızdır ne demek istediğimi sanırım, neyse, konumuz bu değil...

 

Sevgili kardeşim sana verdiğim bir link daha öncede burada bu konu tartışılmış.Niye okadar celallendin anlamadım? Mesleğim bu dediğiniz ne? Osmanlı konusunda mı dini konulardamı görevlisiniz?Ben o övündüğünüz sultan 2. Mehmet namıdeğer fatihin kimliğininde osmanlının ne olduğunu küçük paragraf olarak sundum madem osmanlı aşığı değildiniz neden fatihi örnek gösterdiniz?

 

 

Ben size açık açık söyleyeyim, verdiğiniz ayetlerin açıklamasını sayfalarca yapayım isterseniz, ama gereksizdir... çünkü burada bunları açıkladık... her ne kadar okuma gereği görmesenizde, ben size tavsiye ediyorum, okuyun...

 

Verdiğim ayetlerin manası açık ama cilalama çalışmaları okadar yoğunki her şekilde yorum yapılabiliyor.Zaten bu cilalama çalışmaları ve islam nemacıları ortadan çekilse kuranın gerçek yüzü görülecek ama insanları kuran icma,hadis,kıyas,usul olmadan anlaşılmaz,Arapça okuyunki sevabı daha büyük olsun,arapça okunmadan hadis olmaz gibi laflarla milletin eline kuranı aldırmadıkları için halk da kurandan bi haber kaldı.Konu açık ebu leheb inanmadığı için insanları kandırmasın diye peygambere her türlü engel olmaya çalışmıştır.Hatta çoğu kişi bilmez peygamberin iki kızıyla evli olan çocuklarını bile boşatmıştır.Sonrası pat mesed yani namıdeğer tebbet veya leheb diyebileceğiniz inişe göre 6. sure inmiştir ve ebu leheb yaşarken cehennemle müjdelenme onuruna erişmiştir.Hemde daha kuranın inişi bitmeden kadere bak.Artık ebu leheb inanmaya karar versede dönüşü yok çünki kuranın allahı öyle uygun görmüş.

 

Meseleyi nasıl Türklük konusuna getirdiniz bunu da hiç anlamış değilim, ama sanırım, verecek cevabınız olmadığı için kaçak dövüşüyorsunuz... Konuyu saptırıyorsunuz yani... Diyorum ya, sizin şu yazdıklarınızın konuyla alakası yoktur, bu birincisi... ikincisi, ismini verdiğim kişilerin Müslüman olmadığını iddia edebilecek tek bir araştırmacı dahi yoktur yer yüzünde... çünkü, böyle bir iddia ancak, beceriksiz ve bilgisiz araştırmacılar!!!'ın iddiası olabilir... Öyle ki, en kansız araştırmacı bile, bunu iddia edebilecek kadar bilgisiz olamaz diye düşünüyorum... O kimselerin Müslümanlıkları su götürmez bir gerçektir... İster avrupa kaynaklı bilgilere bakın, ister Türk kaynaklı bilgilere bakın... Kaldı ki siz öyle bir saplanmışsınız ki dünya görüşünüze, öyle doğmatik hale getirmişsiniz ki Ateizm'i "Nerden Biliyorsunuz, Belki Değillerdi" bile diyebiyorsunuz o kişiler hakkında... e yuh yani... hiç bişey diyemiyorum...

 

Türklük konusu çok önemlidir.Bu vatanda türkiyede yaşayan her fert müslüman kisvesi ni yırtıp türk olduğunu hatırlamalı ve vatanın menfeatine uygunsuz davrananların tek yumruk olarak suratlarında patlamalıdır.Yuh çekmenizede gerek yok doğru bildiklerimiz daha doğrusu tarihimizin ve kuran'ın manalarının nasıl saptırıldığı nemalanma ve cilalama çalışmaları ortadayken o insanlarla beraber mi yaşadınızki bu kadar eminsiniz.

 

Arkadaşım, sizin, diğer konularda, gerek Tasavvuf, gerek Kur'an gibi konularda yazdıklarınızın hemen hepsini okudum ve tahlil ettim... Sonuç; bu konular sizin mesainiz değildir... kulaktan dolma, bir iki kitap okumakla olmuyo bu işler ne yazık ki... ve yazdıklarınızı cevap verilecek değerde bulmuyorum, kusura bakmayın... değersiz bir iki karından konuşma o kadar... kaldı ki, sanırım yazdığınız yazıyı da bi yerden koyala/yapıştır yapmışsınız, ki buda öyleyse eğer, sizin ayıbınızdır, beni bağlamaz... Edinilmiş her türlü bilgiye değer veren bir insan olarak, sizin düşünceleriniz hakında böyle düşünmem şaşırtmasın sizi, çünkü edindiğiniz bilgilerin, her hangi bir çaba sonucu elde edilmediği ayan beyan ortadadır... sadece başkalarının çok kötü bir tekrarını ve alakasız cevaplandırmalarınızı yapmışsınız... Size başarılar dilerim... rica ederim, size cevap vermemi gerektirecek bir şey yazmayın arkadaşım... umarım buna saygı duyarsınız...

 

Okuduğunuz için teşekkürler bende çok okurum.Yanlız okuduklarım kulaktan dolma değil genelde mevzunun dibine inmeyi severim.Kopyala yapıştır dediğiniz şey aslı elimde olan ali kemal meram'ın padişah anaları ve devşirmeler kitabının önsözü yani osmanlının gerçek yüzü cilalanmışıda şu an bizlere servis ediliyor.Dahası bu forumda kendi fikirlerimle çarpışan ender kişilerdenim kopyala yapıştırı dikkatli incelerseniz kimlerin yaptığı zaten belli.

 

Saygılarımla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sevgili kardeşim sana verdiğim bir link daha öncede burada bu konu tartışılmış.Niye okadar celallendin anlamadım? Mesleğim bu dediğiniz ne? Osmanlı konusunda mı dini konularda mı görevlisiniz?Ben o övündüğünüz sultan 2. Mehmet namıdeğer fatihin kimliğininde osmanlının ne olduğunu küçük paragraf olarak sundum madem osmanlı aşığı değildiniz neden fatihi örnek gösterdiniz?

 

Celallenmedim arkadaşım, sadece yazdıklarının konuyla alaksı olmadığını söyledim... Tarihçiyim arkadaşım, araştırmacıyım eğer merak ettiğin buysa... eğitimi aldığım için olsa gerek, Tarihsi bir araştırma nasıl yapılır pek ala biliyorum yani... Bir yazı bilimsel mi, değil mi çözebilirim yani merak etme... 2. Mehmet hakkında sunduğunuz şeyler, O'nun Müslüman olmadığını göstermez sevgili arkadaşım... Aksine, Osmanlı devletinin Şeriat Devleti olmadığının kanıtlarıdır bunlar... Osmanlı değil burada konumuz, ancak daha ayrıntılı bilgi istiyorsanız, bi zahmet araştırıverin... bir iki linkten örnek vermeyin arkadaşım... 2. Mehmet'i savunmam, Osmanlıyı savunmak değildir... Mesela, İnönü'yü sevmiyorsak, Türkiye Cumhuriyetini sevmiyoruz mu demek? Sonuçta, Osmanlı Devleti iyisi ile, kötüsü ile bu milletin geçmişdir... Onlar hakkında yapabileceğimiz en dürüst şey, aşşağılamadan, gerçekleri yazabilmektir... Ben Fatih'in Bilimsel yönünü ve Müslüman tarafını ele aldım, siz çok alakasız ve abes bir şekilde örnek vermişsiniz. Tartışmanın adabına uymamış...

 

Verdiğim ayetlerin manası açık ama cilalama çalışmaları okadar yoğunki her şekilde yorum yapılabiliyor.Zaten bu cilalama çalışmaları ve islam nemacıları ortadan çekilse kuranın gerçek yüzü görülecek ama insanları kuran icma,hadis,kıyas,usul olmadan anlaşılmaz,Arapça okuyunki sevabı daha büyük olsun,arapça okunmadan hadis olmaz gibi laflarla milletin eline kuranı aldırmadıkları için halk da kurandan bi haber kaldı.Konu açık ebu leheb inanmadığı için insanları kandırmasın diye peygambere her türlü engel olmaya çalışmıştır.Hatta çoğu kişi bilmez peygamberin iki kızıyla evli olan çocuklarını bile boşatmıştır.Sonrası pat mesed yani namıdeğer tebbet veya leheb diyebileceğiniz inişe göre 6. sure inmiştir ve ebu leheb yaşarken cehennemle müjdelenme onuruna erişmiştir.Hemde daha kuranın inişi bitmeden kadere bak.Artık ebu leheb inanmaya karar versede dönüşü yok çünki kuranın allahı öyle uygun görmüş.

 

E buyrun efendim... siz mi otoritesiniz bu Ayet yorumlama işinde acaba, bunu merak ediyorum... Kardeşim, ne desek boş anlatabiliyor muyum? çünkü Anlama çabasında değilsiniz bir dini... İslam için demiyorum bir tek... Ben İncil'i de okudum, Tevrat'ı da... Kur'an-ı Türkçesi ile okurum arapçasını da okumayı bilirim... Kur'an-ı çok iyi bilen sen misin yani arkadaşım... Öyle söyleyebiliyorsan, yazdıkların karşısında insaf diyorum sadece... E ser bakalım İslam'ın gerçek yüzünü... Çünkü ne desek, ne yapsak "Cilalama, Makyajlama, Kurtarma Çabası" olarak göreceksiniz hep... Bu öngörüden kurtulamayacaksınız. Ancak bir Dinin ve Felsefenin mantığını anlamak istiyorsanız yola böyle çıkılmaz... Sizin İslamın mantığını anlayamadığını gün gibi ortadadır ve bu yüzden anlamanızı da beklemiyorum zaten... Siz yazın tüm iddialarınızı, çünkü ne desek sizi tatmin etmicek, biliyorum... Siz en baştan İslam'ı savunan birisini "Yobaz" olarak görüyorsunuz. İslamı herşeyiyle dışlamışsınız. Size göre tek gerçek var "İslam Yalandır, Kmisenin savunmaya hakkı yoktur". hemde bunları en temelsiz iddiaları öne süren kimseler olarak kabulleniyosunuz, asıl bam teli budur... Hangi Dinin kitabı olursa olsun, o kitapları okumanın, anlamanın yolu ve yordamı vardır. İslam için yukarıda saydıklarınız geçerlidir kardeşim... Merak etmeyin, Kur'an-ı öyle almanız sizi Müslüman yapmaz, eğer korktuğunuz Müslüman olmaksa... İncil ve Tevrat'ı okuyup anlamanın, yani herhangi bir Din öğretisini anlamanın yolları benzerdir zaten... Bakın, ben İncil ve Tevrat-ı da okudum, anlama çabasında oldum ve Hıristiyan ya da Musevi değilim? Ateist olmadığım gibi... Bir Dini ele alırken yapmanız gereken tek şet, kendi inancınızı bir kenarda bırakmaktır... Yoksa hiç bir zaman anlayamayacağınız çok çok açıktır... Bu yüzden iddialarınıza herhangi bir cevap vermiyorum arkadaşım... Dikkat ederseniz size cevap hakkı doğurmamaya çalışıyorum. Sizde umarım saygı gösterip muhatap olmazsınız... Çünkü Tartıştığımız şeylerin denk olmadığını düşünüyorum... Aşağıladığımı sanmayın... En baştan siz benim ve benim gibilerin hatalı olduğunu ve haksız olduğunu düşünüyorsunuz... O yüzden cevap vermeniz, zaten kendi içinizde bir çelişkidir... Oysa ben sizin kendinizce haklı olduğunuzu ancak yönteminizin yanlış olduğunu düşünüyorum... Anlatabildim mi... Eğer bir kimsenin İslamı savunmamasını, aklınızca Cilalamasını istemiyorsanız, yorum yapmayın. Çünkü her insan içgüdüsel olarak kendi inancını korur... tıpkı sizin, kendi inancınızı cilalamak uğruna, Kur'an-ı hiç ele alınmaması gerektiği şekilde ele aldığınız gibi...

 

Türklük konusu çok önemlidir.Bu vatanda türkiyede yaşayan her fert müslüman kisvesi ni yırtıp türk olduğunu hatırlamalı ve vatanın menfeatine uygunsuz davrananların tek yumruk olarak suratlarında patlamalıdır.Yuh çekmenizede gerek yok doğru bildiklerimiz daha doğrusu tarihimizin ve kuran'ın manalarının nasıl saptırıldığı nemalanma ve cilalama çalışmaları ortadayken o insanlarla beraber mi yaşadınızki bu kadar eminsiniz.

 

Bunu bana siz öğretemezsiniz efendim... Müslüman kisvesinide siz öğretemezsiniz, Türklüğümü de... Türklüğüme inandığım her şeyden daha çok inanırım ben... Irkçı değilim ama şecerem apaçıktır beyefendi... Kimseye Türklüğüme laf etme hakkını vermem... İslamcı, Dinci yada Şeriatçı değilim... Ben sadece kendi inandığım değerleri savunuyorum... Kimsenin Müslümanlığı beni ilgilendirmez, Ateistliği yada Hıristiyanlığı... Ben Dünya için Türk, Ahiret için Müslümanım beyfendi... Ölene kadarda Türklük içi çalışmaktan gurur duyacağımdan emin olabilirsiniz... Celallenme konusunda tek haklı olabileceğiniz konu budur, çünkü gerçekten yaptığınız saçma değerlendirme beni çok sinirlendirdi... siz benim Türklüğüme söz söyleyecek kadar değilsiniz, kusura bakmayın... Türklüğün ne olduğunu, Bir Felsefeyi ve İnancı Anlama Çabasının ne demek olduğunu bilmeyen birisinden öğrenemem sanırım... Kimseyi tanımadan, etmeden böyle şeylerle itham edemezsiniz... Tarih ortadadır... Siz peki o insanlarla beraber mi yaşadınız? o insanların eserleri ortadadır beyfendi... Gidin biraz okuyun, öğrenin... hayatlarını ve öğretilerini okuyun... Kimlerden, nerelerden ders almışlar onları okuyun... onlarca kaynak var bu konuda... Kimse, hiç bir aklı yerinde insan, o insanların Müslüman olmadığını iddia edemez kardeşim... Lütfen içinden çıkamadığınız konular olduğu zaman, insanların inançlarını söz konusu yapmayın ve çamur atmayın... bu yapılabilecek en ********* davranıştır... İnsanların kalplerindekini Elbette ki sadece Allah bilir, ancak bu size İnsanların inançlarından şüphe duyma hakkı vermez ve mesaininz de bu olmamalı... niye o insanların inançları ile uğraşıyorsunuz anlamıyorum... aslında anlıyorum... çünkü yapabilecek başka bir şeyiniz kalmıyor bazen... yazık... görüyorum ki, sıkışınca ya Türklüğü konu edip insanların duygularını incitiyorsunuz veya hut inançlrına dil uzatıyorsunuz... Biz Müslüman kisvesinde isek, sizin Kisveniz ve Seviyeniz bellidir beyefendi... yapılacak en küçük hareketler bunlar... Rica ederim yapmayın... küçülmeyin...

Ayrıca unutmayın ki, Yüzünde tokatın patlaması gereken sizsiniz... öyle ki, bu millet 1000 yıldır Müslümanlıkla içiçe... İnanmasanızda saygı duymak zorundasınız... Çünkü Osmanlılarda atanız, Selçuklularda... ve Anadoluda bu milleti 1000 yıldır bir arada tutan, sadece Türklük değildir... Eğer bu milletin Dinine laf ederseniz haysiyetine de onuruna da dil uzatmış olursunuz... İslamiyet bizim 1000 yıllık gerçeğimizdir ve yadsıyamazsınız... Eğer, yeterince Türk olabilseydiniz, bunu kavrardınz beyefendi...

 

 

Okuduğunuz için teşekkürler bende çok okurum.Yanlız okuduklarım kulaktan dolma değil genelde mevzunun dibine inmeyi severim.Kopyala yapıştır dediğiniz şey aslı elimde olan ali kemal meram'ın padişah anaları ve devşirmeler kitabının önsözü yani osmanlının gerçek yüzü cilalanmışıda şu an bizlere servis ediliyor.Dahası bu forumda kendi fikirlerimle çarpışan ender kişilerdenim kopyala yapıştırı dikkatli incelerseniz kimlerin yaptığı zaten belli.

Belli efendim, kimlerin kopyala yapıştır yaptığı belli... Sizin "kendi fikirlerimle çarpışan ender kişilerdenim" dediğinizden kastınız yazılarınızsa eğer hiç bir şey demiyorum... Tek bir kitaba bakarak Osmanlı'nın cilalandığını iddia edemezsiniz beyefendi... Osmanlı sütten çıkmış akkaşık değildir, eyvallah; ama, bilimsel olmayan bir kitabı da buna kaynak olarak hiç gösteremezsiniz ve o kitap size gerçekleri vermez... Eğer cilalandığına inanyorsanız gerçekten, gidip daha derin araştırmalar yapın... Bence pek te ender değilsiniz beyfendi o kadar övünmeyin isterseniz... pek te değer arzetmiyorsunuz... özellikle dil uzattığınız İnanç ve Türklük Hisleri, sizin ne kadar özgün ve ender olduğunuzu ortaya koyuyor... kusura bakmayın...

 

Saygılarımla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 ay sonra...

Ben bir fen lisesi öğrencisiyim

hem bilgiliyim hem de zekiyim

allah diye bir varlığın olduğuna inanmıyorum

ayrıca bir kişi ingilterede doğsa hristiyan olur

türkiyede doğsa müslüman olur

o kişinin nerede doğacağı da allah tarafından belirleniyorsa

ingilterede doğan o hristiyan çocuğun suçu ne????

neden o cehenneme gidiyor????

Sevgilerle...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Arkadaşlar size bişey söyleyim bu dinlerin hepsinde ama hepsinde gökyüzünden gelen veya göklerde ikamet eden tanrı veya tanrıların insanlara koymuş olduğu ÖDÜL-CEZA mantığına dayanan kurallar bütünü olduğu tanımlanır.Bu tanrı yada tanrıların

peygamber,elçi vb. olarak tayin ettikleri bireyler vasıtasıyla göstermiş oldukları teknolojik eylemler o günün insanları tarafından anlaşılamayarak MUCİZE olarak nitelendirilmiştir.Son büyük din günümüzden 1500 yıl önce yani ilkel diyebileceğimiz çağlarda

gelmiştir.Zaten bugünlerde gelseydi foyaları meydana kolayca çıkardı diyorum ben,ister inanın ister inanmayın,evrende bizden daha eski ve doğal olarak daha teknolojisi gelişmiş uygarlıklar var ve onlar evrendeki kendilerinden daha ilkel tüm toplumlara müdahale etmişlerdir bu şekilde.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ben, cinleri ve insanları yalnızca bana ibadet etsinler diye yarattım. (ZARİYAT SURESİ / 56)

 

ARKADAŞIM SEN İNANMAYA BİLİRSİN AMA BAK ALLAH AYETTE NE DİYOR SENİN ENTİRİKALARIN ALLAH A İNANLARI BAĞLAMAZ EM,N OLABİLİRSİN O ZAMAN BANA YARATILMADIĞINI İSPATLA DELİLLER SUN

BU DÜNYADAKİ HASSAS DENGELERİ BANA ACIKLA KENDİNİ ÖLDÜR VE SONRADAN CANLAN BAKALIM NASIL OLQACAK BU

:)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ben, cinleri ve insanları yalnızca bana ibadet etsinler diye yarattım. (ZARİYAT SURESİ / 56)

 

ARKADAŞIM SEN İNANMAYA BİLİRSİN AMA BAK ALLAH AYETTE NE DİYOR SENİN ENTİRİKALARIN ALLAH A İNANLARI BAĞLAMAZ EM,N OLABİLİRSİN O ZAMAN BANA YARATILMADIĞINI İSPATLA DELİLLER SUN

BU DÜNYADAKİ HASSAS DENGELERİ BANA ACIKLA KENDİNİ ÖLDÜR VE SONRADAN CANLAN BAKALIM NASIL OLQACAK BU

:)

madem ki biz sadece bu sebeple dünyaya geldik

ozaman bu hayat mücadelesi nedemek oluyor

çekilen acılar sıkıntılar insanın sevdiklerini kaybetmesi vb.şeyler neden başımıza geliyor

Ayrıca Allah egoist bir varlıkmıdır ki yarattıkları

kendisine tapınsın istiyor,artık aklınızı başınıza toplayın

Allah ı konuşturmaktan ona birtakım

duygular ve misyonlar yüklemekten vazgeçin ya.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ayrıca Allah egoist bir varlıkmıdır ki yarattıkları

kendisine tapınsın istiyor,artık aklınızı başınıza toplayın

Allah ı konuşturmaktan ona birtakım

duygular ve misyonlar yüklemekten vazgeçin ya.

:clover:

 

:clover:

 

Ortadoğu kültüründe tasavvur edilen bir Allah egoist de olur, gaddar da olur, bağışlaması bile "büyüklüğünü" göstermeye yöneliktir.

 

Ortadoğu çöl kültüründe, sıcak bir başbelasıdır. İnsana yapılabilecek en kötü işkencenin sıcakla & ateşle yapılabileceğine inanılır.

 

Ortadoğu çöl kültüründe, ırmak bir ütopyadır, bu nedenle ortadoğu kültürünün Allah'ı elbette içinde ırmaklar bulunan cennet vaad edecektir.

 

Ortadoğu çöl kültüründe, en büyük mutluluk sıcaktan korunmaktır, gölgede döşeklere uzanıp, yan gelip yatıp, dilberlerle vakit geçirmektir. En çok nefret edilen şey sıcak, en sevilen şey şey gölgelik ve serinliktir.

Elbet böyle bir kültürün Allah'ının vereceği cennet de elbette gölgelikler, döşekler, yastıklar ve yaşıt kızlarla dolu olacaktır. Bu Allah'ın tehdidi de elbette "sıcaklık" içeren bir tehdit olacaktır, cehennem elbette ateş olacaktır, insanlar elbette kaynar su içmeye mecbur bırakılmakla tehdt edilecektir.

 

Ortadoğu kültürü sadece bir Emir'i, Kabile liderininin daha büyüğünü ilah olarak tasavvur etmiştir, elbette bu ilahın duyguları ve misyonları da bu kültürü yansıtacaktır.

 

Saygılar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ortadoğu kültüründe tasavvur edilen bir Allah egoist de olur, gaddar da olur, bağışlaması bile "büyüklüğünü" göstermeye yöneliktir.

 

Ortadoğu çöl kültüründe, sıcak bir başbelasıdır. İnsana yapılabilecek en kötü işkencenin sıcakla & ateşle yapılabileceğine inanılır.

 

Ortadoğu çöl kültüründe, ırmak bir ütopyadır, bu nedenle ortadoğu kültürünün Allah'ı elbette içinde ırmaklar bulunan cennet vaad edecektir.

 

Ortadoğu çöl kültüründe, en büyük mutluluk sıcaktan korunmaktır, gölgede döşeklere uzanıp, yan gelip yatıp, dilberlerle vakit geçirmektir. En çok nefret edilen şey sıcak, en sevilen şey şey gölgelik ve serinliktir.

Elbet böyle bir kültürün Allah'ının vereceği cennet de elbette gölgelikler, döşekler, yastıklar ve yaşıt kızlarla dolu olacaktır. Bu Allah'ın tehdidi de elbette "sıcaklık" içeren bir tehdit olacaktır, cehennem elbette ateş olacaktır, insanlar elbette kaynar içeceği elbette kaynar su içmekle tehdt edilecektir.

 

Ortadoğu kültürü sadece bir Emir'i, Kabile liderininin daha büyüğünü ilah olarak tasavvur etmiştir, elbette bu ilahın duyguları ve misyonları da bu kültürü yansıtacaktır.

 

Saygılar.

 

Sayın Brain..

Bunda şaşıracak birşey göremiyorum..

Ceza ve mükafat elbette insanların ilişkili olduğu nesnelerle ve zevklerle örneklendirilecektir..

Hangi kültürden olursa olsun, ateş azaptır..

Hangi kültürden olursa olsun, leziz yiyecekler hep güzeldir..

Hangi kültürden olursa olsun, kadın güzeldir..

Ceza ve mükafat için senin ve benim bilmediğimiz şeylerden bahsetse ne sen nede ben tasavvur edebilecektik..

Kim bilir belkide bilmediğimiz daha nice şeyler var..

 

 

Saygılar..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sayın Brain..

Bunda şaşıracak birşey göremiyorum..

Ceza ve mükafat elbette insanların ilişkili olduğu nesnelerle ve zevklerle örneklendirilecektir..

Hangi kültürden olursa olsun, ateş azaptır..

Hangi kültürden olursa olsun, leziz yiyecekler hep güzeldir..

Hangi kültürden olursa olsun, kadın güzeldir..

Ceza ve mükafat için senin ve benim bilmediğimiz şeylerden bahsetse ne sen nede ben tasavvur edebilecektik..

Kim bilir belkide bilmediğimiz daha nice şeyler var..

Saygılar..

 

 

Yanılıyorsun sayın sedat.Sibiryada soğuk su satmaya ,aynı şeklide arabistanda sıcak salep satmaya kalkarsan sana en azından gülerler.Ruh hastası diye tedaviye alıp almayacaklarına garanti veremem.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sayın Brain..

Bunda şaşıracak birşey göremiyorum..

Ceza ve mükafat elbette insanların ilişkili olduğu nesnelerle ve zevklerle örneklendirilecektir..

Hangi kültürden olursa olsun, ateş azaptır..

Hangi kültürden olursa olsun, leziz yiyecekler hep güzeldir..

Hangi kültürden olursa olsun, kadın güzeldir..

Ceza ve mükafat için senin ve benim bilmediğimiz şeylerden bahsetse ne sen nede ben tasavvur edebilecektik..

Kim bilir belkide bilmediğimiz daha nice şeyler var..

Saygılar..

 

Mesela Eskimolara göre cennet iklimini tarif et.

Mesela Eskimolara göre güzel yiyecekleri tarif et.

Bakalım Çöl kültürüne özgü şeyler olacak mı?

 

Saygılar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Tekrar ediyorum..

Hangi kültürden olursa olsun ateş azaptır.. (Buna kimse itiraz edemez)

Hangi kültürden olursa olsun leziz yiyecekler güzeldir...

Bakın bir ateş birde leziz yiyecekler..!

Ateşte yanmayı seven yada leziz yiyecekler yemeyi sevmeyen bir kişi gösterebilir misiniz..?

Varsada milyarda bir istisnadır..

Eskimo da olsa farketmez..

Moğol da olsa farketmez..

Gerekli cevabı verdim bundan daha gerekli cevap bulamam..

 

 

Saygılar..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Tekrar ediyorum..

Hangi kültürden olursa olsun ateş azaptır.. (Buna kimse itiraz edemez)

Hangi kültürden olursa olsun leziz yiyecekler güzeldir...

Bakın bir ateş birde leziz yiyecekler..!

Ateşte yanmayı seven yada leziz yiyecekler yemeyi sevmeyen bir kişi gösterebilir misiniz..?

Varsada milyarda bir istisnadır..

Eskimo da olsa farketmez..

Moğol da olsa farketmez..

Gerekli cevabı verdim bundan daha gerekli cevap bulamam..

Saygılar..

 

Sevgili kralx,

 

Ateş azaptır, herkes için azaptır. Ama soğuk da azap değil midir?

 

Yiyecek bir ihtiyaçtır. Yani insanlar mecburdur bu ihiyacı gidermeye. Yiyecekle terbiye dünyanın en kötü işkencelerinden biridir.

 

Ateşten yanmayı seven adam görmediğim gibi, soğuktan hoşlanan adam da görmedim. Yiyecek ihtiyaç olduğundan bunu sevmeyeni de görmedim.

 

Madem ateş ve yiyecek konusu anlaşmamızı sağlayamadı, çöl kültürüne özgü güzellik olan kelime üzerinde duralım: Gölge ve serinlik.

 

Gölge ve serinliğin Eskimolar için de harika birşey olduğunu iddia edemezsiniz heralde.

 

Saygılar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Gölge ve serinliğin Eskimolar için de harika birşey olduğunu iddia edemezsiniz heralde.[/b]

 

Saygılar.

 

Brainslapper kardeş, haklısın iddia edemeyiz mantık olarak. Ama mutlaka iddia eden taraflılar çıkacaktır. Şimdi eskimolara cenneti anlatsak ne hissederler acaba ? desekki orada gölge ve serinlik var !!!

 

Ama ben mümin kesimin cevaplarını biliyorum. Şöyle diyecekler.

 

Gölge ver serinlik, ihtiyacı olan insanlar içindir, cennet sadece gölge ver serinliği müjdelemez orada her tür insan için türlü türlü güzellikler vardır. Gölge ve serinlik ihtiyacı hissetmeyen insanlar, başka ihtiyaçlarını rahatlıkla karşılayabilirler. Şüphesizki Allah en doğrusunu bilendir, görendir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Gölge ver serinlik, ihtiyacı olan insanlar içindir, cennet sadece gölge ver serinliği müjdelemez orada her tür insan için türlü türlü güzellikler vardır. Gölge ve serinlik ihtiyacı hissetmeyen insanlar, başka ihtiyaçlarını rahatlıkla karşılayabilirler. Şüphesizki Allah en doğrusunu bilendir, görendir.

 

+1

Aynen öyle.:)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

ALLAH VAR

Rabb’imizin varlığı delil gerektirmeyecek kadar açıktır. Ne var ki, varlığı her şeyden açık olan O

yüce Yaratıcı, Zatı itibarıyla gözlerin bizzat göremeyeceği, idrak edemeyeceği kadar da yüce ve eşsiz bir varlıktır. Bu itibarla yüce Yaratıcı kendisini bize, Zat’ıyla değil, yaratmış olduğu eserler ve göndermiş olduğu rehberlerle tanıtmak istemektedir. O’nu bize anlatan veya bizi O’na götüren deliller sayısızdır. Bu delillerin en büyükleri şunlardır:

1. Kâinat

2. Kur’an-ı Kerim

3. Peygamber Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem)

 

1. Kâinat önemli bir delil

Muhteşem bir sanat eseri olan kâinat, insandaki aklî ve hissî bütün duyguları fazlasıyla uyaracak inceliklere, güzelliklere ve sırlara sahiptir. Bu âlemde, görebilen gözler için her şey, şüpheye yer bırakmayacak şekilde O’nun varlığını haykırmaktadır. Nitekim “Hiç gökleri ve yeri yaratan yüce Yaratıcı hakkında şüphe edilebilir mi?” ayet-i kerimesi bu hakikati dile getirmektedir. İnkâra şartlanmamış her bir akıl, kâinatın göz kamaştıran mimarisi ve baş döndüren düzenli işleyişinden hareketle, kâinattan objektif veriler elde edebilir ve onu âdeta bir kitap gibi sayfa sayfa okuyabilir. Zaten kâinatı büyük bir kitap olarak kabul edebiliriz. Bu kitabın her kelimesi, hatta her harfi öyle mucizeli bir şekilde yaratılmıştır ki, en küçük bir zerresini dahi tam yerinde yaratabilmek için, bütün kâinatı yaratabilecek sonsuz bir kudret lazımdır. Allah’ın dışında, bütün tabiî sebeplerin, sözgelimi iradeye ve güce sahip olsalar dahi bu kitabın bir harfini bile yaratmaları mümkün değildir. Çünkü bu harf, özellikle canlı bir mevcut olsa, kâinat kitabının bütün kelimeleri ile doğrudan ilgilidir.

Kâinat kitabının bütün harfleri ve hatta noktaları, tek tek veya birleşmiş halleriyle yani kelime, cümle, paragraf oluşturmuş şekilleriyle yüce bir Zat’ın varlığına ve birliğine şahitlik etmekte ve “O’nu övgü ile tesbih etmeyen hiçbir şey yoktur.” hakikatini haykırmaktadırlar. Çünkü kâinat, İlâhî sanatın sergisi ve Allah’ın varlığını ilan ve ispat eden en büyük delildir. Kâinattaki varlıklar ise Allah’a ayna olan İlâhî birer memur, anlamlı birer harf, birer sanat mucizesi ve nihayetsiz kudret sahibi bir sanatkârın mukaddes isimlerinin tecellileridir.

Rahmetin bütün mahlukatı kuşatması, hayattaki mucizenin zuhur etmesi, bütün kâinatın nihayetsiz ihtiyaçlarıyla her an yoktan yaratılması ve durmadan değişmesi, varlık âleminin zerrelerinden her bir zerresinde tecelli eden öldürme ve hayat verme kanununun her an görülmesi, her bir şeyin hal ve söz diliyle tesbihatta bulunmaları yüce bir Yaratıcı’nın varlığına işaret etmektedir. İşte kâinattaki bu muhteşem düzen, bu düzeni idare eden bir düzenleyicinin varlığını, birliğini, sınırsız bir kudret, ilim ve iradeye sahip olduğunu göstermektedir ki, bu varlık Allahu Teala’dır.

 

2. Kur’an-ı Kerim

Kur’an, Allah’ın varlığını ispat eden diğer bir delildir. Şu muazzam kâinattaki var olan her şey, bir yaratılış ayetidir ve Kur’an ayetleri bu yaratılış ayetlerini okuyarak, insanların anlayabileceği bir dile tercüme etmektedir. Yaratıcı’nın güzel isimlerinin, yaratılıştaki düzenin gereği olan sebepler ağının gerisinde gizlenmiş manevi hazinelerini keşfedip insanların istifadesine sunmaktadır. Kur’an, İlâhî takdirin birbiri ardı sıra dizdiği hâdiseler zincirinin oluşturduğu şu kâinat kitabının satırları arasında gizlenmiş, Yaratıcı’yı tanımaya vesile olan gerçekleri açan bir anahtardır. Kur’an’ın lafızları ise; hidayet cevherinin birer parlak ışığı, iman hakikatlerinin kaynağı ve İslam esaslarının madeni, kelimeleri; hoş mânâların definelerine birer anahtar, ayetleri ise bir mücevher sandığı ve kemal hazinesinin ve ilim definesinin anahtarıdır.

 

3. Peygamber Efendimiz Risalet semasının güneşi, bütün peygamberlerin efendisi, Kur’an’ın tercümanı, şaşırmaz ve şaşırtmaz en doğru rehber ve en mükemmel üstad olan Efendimiz, her söz ve hareketiyle Cenab-ı Hakk’ın varlığını ispat etmektedir. O, getirdiği Kitap ve o Kitap’a göre ortaya koyup uyguladığı hayat (temsil) ve gösterdiği hedeflerle Allah’ı tanıtan canlı bir örnektir. Çöl ikliminde yaşayan bedevi kabilelerden asırlara hitap edecek medeniyetler kuran bir toplum vücuda getirmesi güçlü bir delildir.

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.