LUCAS

Çevremden edindiğim tecrübelerime göre Ateist kulluk,kölelik,tapınma vb.şeyleri bilmez,yapmaz kabul etmez,sadece duyulması gerekene saygı duyar.

Şu kadınların cennetten ne anladığını ne beklediğini bir öğrensem bir anlasam..kadınlara ne var orada,ben aradım kuranda bişeyden bahsetmiyor,hatta kadınlar sanki orada hiç yoklar.

Bravo... Dikkatle okunup özümsenmesi gereken bir yazı olmuş. Teşekkürler.

İslamda bayanlarla ilgili bakış açısı içler acısıdır;şöyle ki bayanların giyim kuşamlarından tüm yaşam tarzlarına kadar sınırlamalar getirilmiştir,gönüllerince,özgürce giyinip kuşanamazlar,denize plaja gidemezler,gençliklerini yaşayamazlar, nekadar güzel olursa olsunlar tesettür adı altında çirkinleştirilirler,ortada bir miras sözkonusu ise bayan bu mirastan erkeklere nazaran daha az pay alacaktır,ölüp cennete gittiklerinde bile erkeklere huriler,şaraplar vaadedilirken bayanların hakettiklerinin sözü dahi geçmez,hatta cennette bayanlar sanki hiç yoktur,gerektiğinde erkekler tarafından dövülebilirler, yataktan kovulabilirler hatta yanlarına başka hanımlarda getirilebilir.Benim merak ettiğim hayret verici konu bayanlarımız bunları nasıl bir ruh haliyle kabulleniyor sineye çekiyor?Hangi düşünceye hangi mantığa göre itaat ediyorlar?

Ne gerek var bukadar çarşaf gibi yazı yazmayın okunmuyor söyleyeyim. soru da çok basit bırakın kafaları bulandırmayı net cevap verin bi kerede.

Kafayı çekip çekip yazıyomuşsun gibi geliyo bana...

Öldükten sonra iyi ve kötü(cennet-cehennem) olarak iki ayrı yaşam varmıdır,yokmudur konusu değil bence önemli olan.Kesin olan tek şey kesin vardır yada yoktur diyemez hiçkimse, Adı üstünde i-n-a-n-ç. Bu konuda en korkunç olan etkiler ise; 1-)İnsanın tüm ömrünü öldükten sonra rahat edebilmek uğruna aslında hiç içinden gelmediği bir yaşam tarzını kendisine kabullendirmek mücadelesi vermesi, (--ki bu zaten çıkarcılıktır) 2-)Bu dünyada kendisine ve topluma zarar vermeden yaşamak yapmak istediklerini yapmayıp yada yapamayıp öldükten sonraya bırakmaktır. 3-)Bu dünyadaki kötülüklere karşı ''nasıl olsa ahirette cezasını görür''deyip, müdahalede bulunmamaktır.Daha iyiye gidişat için çaba göstermemektir. Her inançlı arkadaş için bunlar kıstas alınamaz ama müslüman dünyasının bugün düştüğü durum genel anlamda budur ve bunun acısını da fazlasıyla çekmektedir. Sevgilerle

Konunun dışına çıkmak istemiyorum ama;şunu baştan belirteyim savaş esnasında zarar gören tüm çocuklara kadın ve yaşlı masum insanlara çok üzülüyorum. Ama gelin görün ki arap dünyası bugün yaşadıkları kaosu birazcık haketti, açın okuyun tarihi türk milletinin yokolmanın sınırına geldiği ve canla başla kurtuluş mücadelesi verdiği yıllarda,ingiliz ve fransız ordularının yanında yeralarak vahşice türk askerinin ve halkının(dedelerimizi) katlinde bizzat bulunmuş olanlar yine bu arap milletiydi.Ve büyük zafer kazanıldıktan sonra Türk ün gücü dünyayı dize getirdikten sonra;hiç utanmadan sıkılmadan büyük bir ikiyüzlülükle Mustafa Kemal'in kapısına kadar gelip''gelin birlik olalım ortadoğuda sizin önderliğinizde bir islam birliği yaratalım,din kardeşiyiz''diyen arap milletinden bahsediyorum.Yani bu da eden-bulur kuralı deyin yada Allahın takdiri deyin nasıl isterseniz.

Din Hürriyeti=Toplumun her fertinin devlet ya da diğer toplum fertleri tarafından baskı altına alınmadan dilediği inancı kimseye zararı olmamak şartıyla yaşayabilmesidir. Kimse ama hiç kimse bunlar benim inandığım dinin kurallarıdır ve bunuda ister kabul etsin ister etmesin bu ülkede yaşayan her insan benimseyecek diye bir dayatma yapamaz,özellikle devlet yada devleti elegeçiren örgüt yada topluluklar adı herneise.Atatürk'ün bu sözünün anlamı budur işte.Sanırım mutbıkız.

Devamını bekliyoruz.

Ve bu din savaşında teknolojisi güçlü olan bilime akla daha çok yatırım yapan bir diğerini ezip geçmektedir,bu yüzyıllar boyu böyle olmuştur. Son yüzyıldaki bilimsel patlamayla iman gücü ortadan kaldırılmıştır.

Çağdaş eğitimin,bilimin,akli mantıki toplum kural ve kanunlarının uygulanmadığı ''benimsenmediği'' her ülkede toplumlar bu bahsettiğin hale düşer. Bak gördünmü konu nereye geldi?

1-)Komşun sendeki bu ''anormal''davranış ve duygudurum sapmasının farkında ve daha da kötüye gitmemesi için sana yardımcı olmaya çalışmış, üzerinde sorumluluk hissetmiş. 2-)Sen sayın fft başımızdaki tehlikenin boyutlarının ''biraz farkında olsan-olabilsen'' tarafsız oy atmaktansa gidersin sandık başına bunlara karşı bir oy bir oydur deyip karşı bir tepki oluşturursun.

İşte çakamadıklarınızla ilgili beyinlerinizde fırtına oluşturmaya çalışıyorum bende, sen islam dinini dışarıdan bağımsız,bölünmemiş uzaktan kumandası olmayan bir din mi sanıyorsun,cesur ol aç gözlerini gerçeklerle yaşa ve gerçeklerle öl.

Sayın fft şuna katılmıyorum; bu ülkede kimsenin dini inancını yaşamasına ibadetlerini yerine getirmesine kesinlikle karışılmıyor,tam tersine Türkiye bu konuda çiftlik bile diyebiliriz.İster 15 vakit namaz kıl, 365 gün oruç tut istersen yerlere kapan bir daha da kalkma kimse sana birşey demez,zaten bu tartışmada amerika nın şu son hükümeti başımıza getirmesiyle ortaya çıktı daha önce yoktu,dinibütünler derin derin uyumaya devam etsin,Bu ülkedeki şeriat savunucusu siyasi liderler kimin adamı sanıyorsunuz,hala alet oluyorsunuz yazık çok yazık.

Her insanın aklı aynı kapasitede çalışmaz,dolayısıyla dünyada diğerinden daha akıllı zümreler daima diğer zümreleri yönetir ve malesef te çoğu kezde sömürür Dini hükümler herzaman farklı yorumlamalara açık göreceli ve bu sayede akıllı zümreler tarafından suistimale de açık durumda olduğu için; din kurallarının getirdiği mistisizm ile toplum yönetimi yapılamaz,yapılmamalıdır.

Geçen yıl amerika ve avrupa da gösterime girmiş fakat sanırım Türkiye de gösterimemiş bir film var adı; SUBJECT TWO Bu konu üzerine bir film bulabilirsen izlemeni tavsiye ederim.

Ama bizler bu dünyada yaşarken,mücadele verirken her işimizi ahirete bırakamayız,Herhangibir kötülüğe maruz kalan zarar gören görmüştür,O kötülüğü yapan 20 sene sonra 30 sene sonra veya öldükten sonra cezasını çekse ne olur?Zarar gören görmüştür birkere. Yani demek istediğim iyi niyetlinin bir koruma kalkanı filan yok,hakedeni de haketmeyeni de bu dünyada büyük talihsizlikler yaşıyabiliyor,kötüye ceza iyiye sınav bize göre.Öbür dünyayı bilemem o bir ''inanç'' meselesi ve bu yüzden tartışmaya açık bir konu.

Bence kitapta dinde ne yazıyor kim ne söylüyor filan diye düşünmektense biraz çevremize dünyaya bakarsak;Kul hakkı yiyeninde,devleti milleti soyanında gayet güzel yaşadıklarını başlarına gelen kötü olayların her iyi insanın da başına gelen ve gelebilecek sıkıntılardan farklı olmadığını görürüz. Yani kim kime dum duma öyle manevi bir düzenleyici filan yok ortada.... Ama dinler bunun da kulbunu bulmuş kolayca;iyi bir insanın başına kötü bir olay geldiğinde bu ona sınavdır,ya da Allah sevdiği kuluna çektirimiş, sabrını denermiş vb...Kötü insanın başına bir sıkıntı geldiğinde ''bak gördün mü Allah nasıl cezalandırdı'' olur.Yani iyi ol kötü ol her iki durumda da başına ne gelecekse geliyor.

sayın alio ile hernekadar aynı fikir ve düşünceleri yada inançları paylaşmıyor olsakta düzeyini daima koruyan karşısındakine saygıyı bozmayan ,Senin bulunduğun uç noktaları çoktan aşmış bir arkadaştır.karşındaki insan senin inandığına inanmasa bile saygı göstermek zorundasın yoksa kendi karanlık dünyanda boğulmaya terkedilirsin.

''İyiliklerin kötülüğe dönmesi''konusunu biraz açabilirmisin,çevrende bu konuyla ilgili gerçekleşmiş bir örnek var mı?Ya ''dinibütün''vatandaşların yaptıkları kötülükler ne olacak onları ne yapmalı?

Restpektif arkadaşım ben zaten dikkat ettiyseniz ''ağırlıkça''kelimesini kullandım,ve savlarınıza karşılık sayın katakuta ve muki arkadaşlar ayetlerde delil olmak üzere gerekli cevapları ilettiler.Ben kuranı baştan sona okudum ve benim yegane aklımda kalan eğer o kitapta yazılanlara kayıtsız şartsız inanmazsam cehennemde sonsuz azaba çarptırılacağımdır ve bundan daha önemle üzerinde durulan bir kabahat suç nederseniz deyin yoktur.

Bu yapılan eylemler üzerinde neden''biz''der ;biz yaptık,inşa ettik,yarattık....vb. Burada bir ekipmi kastedilmiş?''Ol deyince olur'' sözü bu açıdan bakılınca havada kalıyor gibi.

Daha önce başka bir başlık altında şunu vurgulamıştım ve yine vurguluyorum; Kuranda bir insanın cennete veya cehenneme gitmesinin en büyük ölçütü ona inanmaktır,ibadetleri yerine getirmektir.Hırsızlık,gasp,başka insanlara aklınıza gelebilecek her türlü kötülüğü yaparak yaşamanın cezasının üzerinde ''ağırlıkça''durulmamıştır.''En zalim'' kimselerin bu ayetlere inanmayanlar olduğu da açıkça belirtilmiştir.Diğer bütün insanlık suçlarına af vardır. Bilmem anlatabildim mi?

İnsan nasıl ki sonsuza kadar mutlu olabilecek yapıya sahip değilse kimse içinde sonsuz azap,işkenceye mahkum olması mümkün değildir. İnsanın öldükten sonra (beyin de ölmüş olur)bilincinin devam ettiğini düşünürsek bile sonsuz azabtan kasıt;dünyada yaşıyorken yaşamak isteyipte çeşitli nedenlerle yaşayamadığı,yapamadığı şeylerin derin üzüntüsü olsa gerek.