Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

TÜRBANIN DİLİ VARDIR... (Türbanlı eş bir kimliktir... Şeriatçıdır, Medeniyeti sevmez........)


DİPNOT

Önerilen İletiler

sevgili berceste :clover:

 

gördüğüm kadarıyla yasağı haklı görenlerin alt yapıları dahi yok sadece "yasak" kelimesinin mutluluğunda . sebep ya da haklılık adına düşünmeyi bile gerekli görmedikleri gayet açık.

 

bu arada sayın gecekuşu merve kavakçı mecliste ne eylem yaptı? halk tarafından seçilmiş bir insanın seçildiği hal üzere meclise girmesi eylemse bütün milletvekillerini suçlu addedelim.

 

kaldı ki halkın vekil olarak tayin ettiği bir insanı "atın şunu dışarı" diyerek meclisten dışarıya çıkartmak dışında bir suç, kabalık ve bağnazlık göremiyorum.

 

kılık kıyafet yasağı saçmalığını öne sürecekseniz size şunu söyleyeyim: o halde sevgili büyük aydın (?) yasakçılarımız bir forma tayin etsinler tüm vekiller ve öğrenciler ve memurlar bu formayı giyinsin. böylece tüm farklılıkları tüm inançları ve tüm simgeleri bertaraf etmiş oluruz.

 

yoksa birileri sürekli mağdur diğerleri sürekli su üstünde zeytinyağı olacaksa kalkıp demokrasi ve cumhuriyetten söz etmenin hiç bir haklılık payı yok!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • Cevaplar 234
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

***

 

Sevgili 'berceste', Dediğiniz doğrudur,

 

Siz ve çevrenizdeki kişiler bunu, inançlarınız doğrultusunda yerine getiriyor,

Siyasi bir amaç ve eylem olarak kullanmıyor olabilirsiniz...

Bu kadar, içten ve samimi olarak ısrarla savunduğunuza göre,

Bu durumda bana düşen, Sizinle ilgili olarak bu samimiyetinize inanmak olacaktır.

 

***

Ama bana kalırsa şu anda önemli olan sizin bunu siyasi olarak kullanmadığınızın anlaşılması,

"başörtülü insanları siyasi olarak kullananlar." olduğunu ikimizin de kabul ediyor olmasıdır...

 

O zaman ikimizin vardığı bu ortak noktada; durumu şu şekilde özetleyebiliriz...

 

"başörtüsünü siyasi amaçla takmayanlarda vardır." ve çoğunluktadırlar.

 

Fakat ne yazık ki, " başörtülü insanları siyasi olarak kullananlar vardır."

Fakat ne yazık ki, " konu baş örtüsü olduğunda, gelenek ve inançlar savunuluyor yargısıyla

Kendi içlerinde samimi de olsalar, bu amaçalara alet olanlarda vardır"...

 

Ve onlar buna fırsat verdikleri için hala bunu siyasi rant olarak kullananlar çoğunluktadır...

Ve onlara bu fırsatlar verildiği sürece bu devam edip gidecektir...

Ve buna samimi olarak inanan sen ve ben onların istediği çizgide tartışıp duracağız...

 

Ben bu yazdıkların çerçevesinde senin samimiyetine inanıyorum...

Senin bu samimi yaklaşımın ön kabulüm...

 

Benin bu yazdıklarıma Senin bir itirazın, karşı duruşun varsa yazarsan, medeni çerçevede tartışır,

Fikirlerimizi ortaya koyar, yeni ortak kazanımlarımızı arttırmış oluruz...

Selam ve sevgiyle...

Sende Sevginin gerçek sahibine emanet ol...

 

*tna

***

 

 

Sevgili GeceKuşu bende sizin birçok arkadasa göre daha sağduyulu olduğunuzu düşünüyor ve inanıyorum inş..Teşekkürler...

 

Sizinle belli ince noktalar dışında ortak paydada buluştugumuz kanısındayım inş...

 

Başörtüsünün belli kitlelerce siyasi simge olarak benimsenmesinin sebebi sadece yasaklardır.Başörtüsünde kendi içlerinde samimi olsalarda kullanılan belli bir kesim az da olsa var malesef evet...Mesela bu dertten muzdarip olan kişilerin bu yarasından faydalanıp onların sözde cıkar yol bulmak adına o insanların samimiyetini kullanıp kendi reklamlarını yapan dernekler partiler vs.. var Ben bunlara cok defa sahit oldum ve gözleri gören herkes oluyordur ve ben bunların her daim karsısındayım...Bu noktada başörtülülerde kullanılmaktadır...

 

Ve benim inancından dolayı samimiyetle başını örten arkadaslarım dönen bu entrikalardan bin fersah uzaklıkta hislerle bürülüyken ruh dünyaları siyasi amaçla takmak gibi **** bir ithama maruz kalacak, amaçları sadece okumak ve milletine yararlı olmak iken okul kapılarında bir yabancı gibi bekletilecek başındaki esarbı insanlık dısı bir sekilde basından çekilecek! ama tüm bunlar olurken yine seçim zamanı gelince bu insanların üzerinden basörtüsü düşmanı olan bile sözde özgürlük adına onların yanında yer alacak her agızda sakız gibi başörtüsü olacak! Ve bu lanet düzen birileri dur demezse hep sürüp gidecek!

 

Eger gercekten huzur , barıs ve kardeslik içinde bir Türkiye isteniyorsa önce bu yasak kalkmalı ve kalkmalı ki samimiyetsizlerin maskeleri düşmeli ve rahata kavusulmalı...

 

Anlaşılmak ümidiyle...

 

Selam ve dua ile...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Öncelikle Dipnot denen kişiye kurtuluş savaşının dinle bir alakası yok değerlendirmesine Türk şiirinin büyük şairiyle cevap vermek istiyorum.Bakın Yahya Kemal ne diyor:

Şu kopan fırtına Türk ordusudur ya Rabbi

Senin uğrunda ölen ordu budur ya Rabbi

Ta ki yükselsin ezanlarla müeyyed namın

Gaalib et çünkü bu son ordusudur İslamın

 

Eğer olur da yakında bir savaş çıkarsa ki o günlerin yakın olduğunu düşünüyorum sizin gibi maneviyattan yoksun ruhsuzlarla nasıl omuz omuza savaşacağım onu merak ediyorum.

 

 

Hacı denen kişiye gelirsek sizin zihniyetteki insanlar bu memleket için çok tehlikeli.işiniz kafa bulandırmaktan başka bir şey değil.sen dinimi savunur gibi gözüküp anneme ablama küfredemezsin.bu nasıl bir yobazlıktır ki eşitlik ve barış üzerine kurulan islamdan kadınları dışlamaya çalışırsın.bu ortaçağdaki hrıstiyan zihniyetidir.

 

Türban yasaklanmamalıdır.eğer türbanlıların zihniyetindeki (sizin anladığınız anlamda zihniyet) erkeklerin heryere girme özgürlüğü varsa kadınların da olmalıdır.çünkü bu kadın erkek eşitsizliğidir.her türban takan da illa simge diye takıyor diye bir kaide yok.onlara bu yasakları uygulayarak onların daha fazla güçlendirdiğinizin farkında değil misiniz?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Öncelikle Dipnot denen kişiye kurtuluş savaşının dinle bir alakası yok değerlendirmesine Türk şiirinin büyük şairiyle cevap vermek istiyorum.Bakın Yahya Kemal ne diyor:

Şu kopan fırtına Türk ordusudur ya Rabbi

Senin uğrunda ölen ordu budur ya Rabbi

Ta ki yükselsin ezanlarla müeyyed namın

Gaalib et çünkü bu son ordusudur İslamın

 

Eğer olur da yakında bir savaş çıkarsa ki o günlerin yakın olduğunu düşünüyorum sizin gibi maneviyattan yoksun ruhsuzlarla nasıl omuz omuza savaşacağım onu merak ediyorum.

Hacı denen kişiye gelirsek sizin zihniyetteki insanlar bu memleket için çok tehlikeli.işiniz kafa bulandırmaktan başka bir şey değil.sen dinimi savunur gibi gözüküp anneme ablama küfredemezsin.bu nasıl bir yobazlıktır ki eşitlik ve barış üzerine kurulan islamdan kadınları dışlamaya çalışırsın.bu ortaçağdaki hrıstiyan zihniyetidir.

 

Türban yasaklanmamalıdır.eğer türbanlıların zihniyetindeki (sizin anladığınız anlamda zihniyet) erkeklerin heryere girme özgürlüğü varsa kadınların da olmalıdır.çünkü bu kadın erkek eşitsizliğidir.her türban takan da illa simge diye takıyor diye bir kaide yok.onlara bu yasakları uygulayarak onların daha fazla güçlendirdiğinizin farkında değil misiniz?

Öncelikle Dipnot denen kişiye kurtuluş savaşının dinle bir alakası yok değerlendirmesine Türk şiirinin büyük şairiyle cevap vermek istiyorum.Bakın Yahya Kemal ne diyor:

Şu kopan fırtına Türk ordusudur ya Rabbi

Senin uğrunda ölen ordu budur ya Rabbi

Ta ki yükselsin ezanlarla müeyyed namın

Gaalib et çünkü bu son ordusudur İslamın

 

Eğer olur da yakında bir savaş çıkarsa ki o günlerin yakın olduğunu düşünüyorum sizin gibi maneviyattan yoksun ruhsuzlarla nasıl omuz omuza savaşacağım onu merak ediyorum.

Hacı denen kişiye gelirsek sizin zihniyetteki insanlar bu memleket için çok tehlikeli.işiniz kafa bulandırmaktan başka bir şey değil.sen dinimi savunur gibi gözüküp anneme ablama küfredemezsin.bu nasıl bir yobazlıktır ki eşitlik ve barış üzerine kurulan islamdan kadınları dışlamaya çalışırsın.bu ortaçağdaki hrıstiyan zihniyetidir.

 

Türban yasaklanmamalıdır.eğer türbanlıların zihniyetindeki (sizin anladığınız anlamda zihniyet) erkeklerin her yere girme özgürlüğü varsa kadınların da olmalıdır.çünkü bu kadın erkek eşitsizliğidir.her türban takan da illa simge diye takıyor diye bir kaide yok.onlara bu yasakları uygulayarak onların daha fazla güçlendirdiğinizin farkında değil misiniz?

 

2023 Bahsettiğiniz zihniyet 1919'dan önceki düşüncelere aittir ve tabiî ki istemem fakat tekrar o karanlık günler olursa eğer ve bu ülke için savaşmak gerekirse seninle en yakın bir dost, arkadaş olarak ve kahramanlar gibi şavaşta canımı seve seve vermeye hazırım... Sen hazır değilsen o başka tabiî ki...

 

Diğer taraftan...

Dinen sen vecibelerini benden fazla yerine getiriyorsun ve herşeyini yukarısı ile pazarlık meselesi yapmışsan bilemem ama sana şunu söylemek isterim... Eğer bugün minarelerde ezan sesi duyuyorsan, İmanını en iyi bir şekilde yapabiliyorsan ve dini vecibelerini yerine getiriyorsan onu Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarına borçlu olduğunu unutma... Vahdettinlere değil...

 

Ve son olarak... Dini istismar eden ve kardeşi kardeşe vurdurmaya götürecek kadar ve Allah’ı bile buna alet eden Yobaza, Ticaniye, bir bez parçasına alet olmuş sofulara ve irticaya karşı sonuna kadar da demokratik, laik ve hukukumuza bağlı olarak sonuna kadar mücadele etmeye yeminliyiz... Bu savaş her nerede, ne şekilde ve sonu ne olursa olsun her koşul altında sürdürülecektir...

 

(Tekrar söylüyorum; Dinini politikaya alet etmeyene, ülkeyi kavga ortamına sürüklemek isteyip devlete karşı suç işlemeyene, mevcut sistemi yıkıp yerine şeriatı getirmek istemeyene, Toplumsal anlamda ekenomik zorlukları fırsat bilip ve bu zorlukların çözümünü kende emelleri doğrultusunda ve niyeti herkesce açık açık bilinen dinsel bir toplum düzeni aramayanlara ve buna inanmıp karşı duranlara karşı hiç ama içbir problemimiz yok)....

 

Problem Kısaca dini yanlış amaçlar için kullanan gerici yabazlara, ticanilere, ulemalara karşıdır...

 

Lütfen artık bunu bilin...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

***

 

Sevgili GeceKuşu

bende sizin birçok arkadasa göre daha sağduyulu olduğunuzu düşünüyor ve inanıyorum inş..Teşekkürler...

Sizinle belli ince noktalar dışında ortak paydada buluştugumuz kanısındayım inş...

 

 

Sevgili 'berceste', Yazmış olduğunuz yazınızı yukarda alıntı yaptığım bu iki satırından sonra,

 

kalan kısmını nasıl okudum bilemiyorum. Çünkü içinizde hakkımda bir güvensizlik taşıdığınızı hissettim…

 

 

Beklide çok doğal karşılanabilecek bir durum olarak ta değerlendirilebilirdi, fakat bunu yapamadım…

 

Çünkü O yazıyı yazarken, hangi önyargısız ve ön kabullerle,

 

anlamak ve anlaşılmak adına, içimde yaşattığım duyguları hala hatırlıyorum.

 

Ve bu yüzden içim buruldu…

 

 

O nedenle geriye kalan bölümlerini okumak benim için hiçte kolay olmadı…

 

Okuduklarımdan bir şeyler anladığım da söylenemez..

 

Bu yüzden bu yazınıza şimdilik bir yanıt vermek istemiyorum, gerçekçi olmaz çünkü…

 

Ve bu yazdıklarıma vereceğiniz yanıtı görmek istiyorum…

 

***

 

Belirtmek istediğim ikinci bir durumda şu;

 

Aslında o Yazımı size hitapla yazmış oldum ama esas olarak aklımda olan kişi ‘süheda’ hanım idi…

 

Neden derseniz bir önceki iletilerde bu içerikle onunla yazışıyorduk…

 

İlk anda yazınızı okuduğumda onun yazdığı düşüncesiyle o satırları yazdım,

 

Dikkat ederseniz başörtüsü taktığınızdan bahsediyorum ve sizin bir bayan yâda erkek olduğunuzu bilemiyorum.

 

Bu sebeple hata yaptıysam düzeltmenizi isterim…

 

Bu karışıklık için ikinizin de beni hoş görmenizi rica ediyorum…

 

Sanırım bu iletimi ‘Süheda’ da okur, o yazımın ona da olduğunu anlayarak bana bir yanıt verir…

 

***

 

Son olarak belirtmek istediğim şu;

 

Bu güne kadarki yaşamım da edindiğim tecrübemle,

 

Birer ilke olarak kabul ettiğim ve her koşulda tavizsiz uygulamaya çalıştığım şey,

 

Çevremde bulunan her kim olursa olsun onlara,

 

Önyargısız, ön koşulsuz yaklaşarak ilişki ve iletişim kurmak,

 

Sevgiye dayalı bir samimiyetle yaklaşarak bunu hissettirmek,

 

İlk başta neye nasıl güveneceğimi bilemesem de bunu onlara hissettirmemek,

 

Hangi koşulda, ne zaman ve nasıl güven duymam gerektiğini anlamaya çalışmak oldu…

 

 

Bu belki, zaman zaman karşınızdakiler tarafından istismar edilmenize,

 

Saf biri olarak düşünülmesine neden olsa da,

 

Sonuçta İlişkiler, eğer kendinizi olumlu ve doğru bir şekilde ifade ederseniz,

 

Ve karşınızdaki anlayışlı ve kişiliği oturmuşsa daha da sağlıklı olarak rayına oturuyor.

 

 

Hani derler ya, “Büyük dostluklar kavgayla başlarmış” diye,

 

Çoğu zamanda insanların birbirini gerçekten anlamaları için, bu tür istismarların da yararları oluyor…

 

 

Ben yaşamım da bunu ilke edindim, Hep böyle hissedip, hissedilmesini istediğim için,

 

belkide çok gereksiz olarak alınganlık yapmışta olabilirim beni hoş görün…

 

***

 

Lütfen şu yazacaklarımı da bir tavsiye, çokbilmişlik olarak değerlendirmeyin,

 

Eğer siz,

 

Karşınızda her kim olursa olsun, küçüğünüz yâda büyüğünüz herkese,

 

 

Yaklaşımlarınızla samimi ve içten olduğunuzu,

 

Ön koşulsuz olarak sevginizi,

 

Ön yargısız olarak güveninizi,

 

karşınızdakilere hissettirebilirseniz,

 

Kazançlarınızın, kayıplarınızdan daha çok olduğunu,

 

ve karşınızdakilere de çok şeyler kazandırdığınızı göreceksiniz…

***

 

Yalnız sizden benim her zaman yaptığım şu yanlışı da yapmanızı istemem,

 

Herkese illaki kendinizi anlatmak ve ifade etmek zorunda hissetmeyin,

 

 

Hele karşınızdakinin, anlayıştan uzak, olgunlaşmamış,

 

Kişiliği oturmamış biri olduğunu anladıysanız,

 

Bunu asla ve asla yapmayınız…

 

Bırakın biraz da onlar anlayışlı olmaya çalışsın…

 

 

Ama ben bunu çoğu zaman beceremiyorum,

 

hata olduğunu bile bile yine de yapıyorum…

 

Umarım şu anda yaptığım yine aynı şey değildir…

 

 

Bütün içtenliğiniz ve samimiyetinize karşılık,

 

Anlaşılmadığınızı görüp tekrar kendinizi ifade ettiğinizde,

 

Yine de anlaşılamadığınızı farkedince, esas yıkım o zaman ortaya çıkıyor…

 

 

Bin defa değmez neden yaptın diye pişman olup üzülüyorsunuz…

 

Ama can çıkar huy çıkmaz derler ya, yine de bile bile yapıyor insan işte…

 

 

Sana ve Süheda’ya en içten dileklerimle

 

Sevgi ve selamlarımı yolluyorum…

 

*tna

***

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sevgili GeceKuşu bende sizin birçok arkadasa göre daha sağduyulu olduğunuzu düşünüyor ve inanıyorum inş..Teşekkürler...

 

Sizinle belli ince noktalar dışında ortak paydada buluştugumuz kanısındayım inş...

 

Başörtüsünün belli kitlelerce siyasi simge olarak benimsenmesinin sebebi sadece yasaklardır..

.

.

.

Eger gercekten huzur , barıs ve kardeslik içinde bir Türkiye isteniyorsa önce bu yasak kalkmalı ve kalkmalı ki samimiyetsizlerin maskeleri düşmeli ve rahata kavusulmalı...

 

Anlaşılmak ümidiyle...

 

Selam ve dua ile...

 

Sevgili GeceKuşu bende sizin önceki yazınızda bana karşı öyle bir his içerisinde olduğunuzu hissetmiştim açıkçası belkide onun verdiği bir hissiyatla yazdığımdan dolayı sizde de öyle bir etki bırakmış olabilir...

 

Aksi halde size bir güvensizliğim olduğu söylenemez...

 

***

Sevgili 'berceste', Yazmış olduğunuz yazınızı yukarda alıntı yaptığım bu iki satırından sonra,

.

.

.

Ama can çıkar huy çıkmaz derler ya, yine de bile bile yapıyor insan işte…

Sana ve Süheda’ya en içten dileklerimle

 

Sevgi ve selamlarımı yolluyorum…

 

*tna

***

 

Ama samimiyetle size sunu söylemek isterim ki ben başörtüsü konusunun hassas oldugunu ve bu forumda dahi belli kişilerce üzerinden rant sağlandığı kanısındayım ve her ne kadar bu mevzu ile ilgili konuşulsada bazı fikir sahipleri ne dersek diyelim kendi dünyalarından olaya yaklaşıp anlamamakta ısrar edecekler ve takiyelikle suçlayıp duracaklar önlerine gelenleri...Ve benim de kendi his dünyamdaki fikirlerimi samimi bir dil ile buraya dökmem de saçma kalacaktı..Samimiyet ile yazdıgım ifadelerime aynı samimiyetle okuyup objektif bir yaklaşım sergileyen kişiler olmadıkça...

 

Bunu bildiğimden dolayı da bu topice de hiç bir yazı yazmadım ta ki sizin yazınızı göresiye kadar çünkü inanıyorum ki siz sağduyulu ve objektif bir bakış açısına sahip bir kişisiniz...Ve buna inandığım içinde size cevap yazma isteği doğru içime....Ve size yazdığım cevapta ki yorumlarımda sizin anlayacağınızı farklı yönlere çekmeyeceğinizi umarak yazdım aksi halde inanın yazmazdım...Bunu da dikkate alırsanız yanıldığınızı anlarsınız diye düşünüyorum...

 

Allah yar ve yardımcınız olsun...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

***

Sevgili 'berceste', Yazmış olduğunuz yazınızı yukarda alıntı yaptığım bu iki satırından sonra,

 

 

***

 

Belirtmek istediğim ikinci bir durumda şu;

.

.

.

Ama can çıkar huy çıkmaz derler ya, yine de bile bile yapıyor insan işte…

Sana ve Süheda’ya en içten dileklerimle

 

Sevgi ve selamlarımı yolluyorum…

 

*tna

***

 

Sevgili Gecekuşu;

Yazdıklarınız gerçekten düşündürücü ve güzel sözler ama nedense içim acıyarak okudum çünkü ben baş örtülü olduğum için beni yargılayan ve örtüyü sınıflara bölen ve örtülüleri Arabistan'a sürelim diyen bir şahsı alkışlayan sizlersiniz....

Tüm bunlardan sonra beni yine sağduyulu olmaya davet ederken acaba ne kadar beni anlayabilmişsiniz diye düşündüm evet kabul ediyorum tepkilerim sert olabilir kimseyi kırmak gibi bir niyetim yoktur biz (biz derken benim gibi düşünen insanları kast ediyorum)hiç bir zaman şekilci olmadık karşımızda ki insanları görüntülerine göre değerlendirip yargılamadık zaten söylemiştim daha önceki yazımda da bana göre insanları şekline bakarak yargılamak pek iyi bir ruh sağlığı olmayan insanlara özgü bir davranıştır,karşınızda ki insana nasıl bakarsanız öyle görürsünüz demişler ve inanın ben insanların hepsine sevgiyle bakarım ama bir zaman sonra karşımdakinin baktığım gibi olmadığını fark edip üzülürüm burda kastım asla siz değilsiniz yanlış anlamayın... formun bir çok sayfasında defalarca kez bizim kutsal saydığımız değerlere hakaret etmeyin diye yazılar yazdık takip ettiğiniz gibi değişen bişey olmadı benim dinimi,örtüme,paygamberime,kimliğime eleştiri yapacağına direkt şahsıma hakaret etsin tercihimdir.

Bazı yazıları yazarken lütfen düşünüpte yazalım.

Sevgiyle kalın

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Arkadaşlar ne zaman insanların giyim kuşamlarıyla uğraşmaktan vazgeçeceksiniz?Anlayamıyorum türban takan birisini nasılda hemen rejim düşmanı ilan ediyorsunuz bence sorun farklılıklara müsamaha gösterememeniz?

Şimdi üniversitelerde türban siyasi bir simge olduğu için mi yasak yani o zaman siyah takımelbisede(kravatsız giyilmesi) yasak olsun onuda ülkücüler giyiyor yapmayın lütfen bu kadar korkmayın bu insanlardan.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

***

Sevgili GeceKuşu bende sizin önceki yazınızda bana karşı öyle bir his içerisinde olduğunuzu hissetmiştim açıkçası belkide onun verdiği bir hissiyatla yazdığımdan dolayı sizde de öyle bir etki bırakmış olabilir...

 

Aksi halde size bir güvensizliğim olduğu söylenemez...

 

Bunu bildiğimden dolayı da bu topice de hiç bir yazı yazmadım ta ki sizin yazınızı göresiye kadar çünkü inanıyorum ki siz sağduyulu ve objektif bir bakış açısına sahip bir kişisiniz...Ve buna inandığım içinde size cevap yazma isteği doğru içime....Ve size yazdığım cevapta ki yorumlarımda sizin anlayacağınızı farklı yönlere çekmeyeceğinizi umarak yazdım aksi halde inanın yazmazdım...Bunu da dikkate alırsanız yanıldığınızı anlarsınız diye düşünüyorum...

***

Sevgili Gecekuşu;

Yazdıklarınız gerçekten düşündürücü ve güzel sözler ama nedense içim acıyarak okudum...

Sevgili berceste, Sevgili suheda

 

Sizlerin de bu son yazdıklarınızdan,

ince, hassas ve kalp kırmamaya elinizden geldiğince dikkat eden bir yapınız olduğu anlaşılıyor…

Bu nedenle insan olabilmenin, birbirini anlamakta önce bu değerlerin önemli olduğu konusunda

artık hem fikir olduğumuz anlaşıldı…

 

İşin bu tarafını artık gönül rahatlığıyla bir kenara koyabiliriz…

 

Bundan sonra hangi konuda olursa olsun görüşlerimizi yansıtırken,

sadece yaşama ne kadar farklı yerlerden baktığımızı görüp anlamamız gerekiyor…

 

şu andan sonra, yapacağımız değerlendirmelerde,

Aynı şeyleri düşünmesek te, farklı çözüm ve yaklaşımlar öne sürsek de amacın birbirimizi yok etmek değil,

Çözüme yönelik sunumlarımıza duyarsız kalarak, anlamazlıktan gelmek değil,

Kendi durduğumuz yerden kendi görüş ve önerilerimizi sunduğumuzu kabul edebilmemiz….

 

Herkes için bu durum böyle olmasına karşın, ne yazık ki karşılıklı olarak ulaşılamaz ve

bunlar anlaşamaz, anlaşmamalıdır, dayatmalarının,

ön yargı ve etkilerini taşıdığımız ve aşamadığımız için her öne sunulan öneri ve yaklaşımı,

Kabul edilemez ve karşı durulması gerekli bir durum olarak algıladık…

 

Ortaya çıktı ki, küçücük bir duyarlı ve anlamaya çalışan yaklaşımla bile birbirimizi anlayabiliyoruz…

Bence aslında çevremizde bizler gibi insanlar çoğunlukta, yapılması gereken tek zor şey,

aslında kolaylıkla bir araya gelip ön yargı ve dayatmaları ortadan kaldırıp, birbirini anlamaya çalışmak…

 

Bu ufacık noktanın ne kadar çok zorluklar taşıdığı da ne yazık ki gerçek,

en ufak farklı yaklaşım görüş pamuk ipliğine bağlı birliktelikleri hemen ortadan kaldırıveriyor ne yazık ki,

maalesef herkesin üzerin de düşünmesi gerektiği, beni en çok üzen de, işin bu tarafı…

 

Çoğu insan, gelinen bu noktayı, kendi görüş ve çözümlerinin karşısındaki tarafından kabul edilmesi gerektiğini düşünüp,

farklılıklarda yakalanan, üzerinde hemfikir olunan ortak noktaları korumak ve devam ettirmek olduğunu anlayamıyor…

 

Biz şimdi en azından bunun böyle olmadığının farkında olan kişiler olarak,

birbirimize ve çevremize, bu olumlu noktadan bakarak, bu şekilde yan yana olabilecek kişileri çoğaltarak,

hepimizin yararına yere ulaşmak için,

elimizden gelen sevgi ve samimi duygularımızı hissettirerek düşüncelerimizi ifade edebilmeliyiz…

 

Şu anda bulunduğumuz noktada, karşımıza çıkacak olan anlaşmazlıklarımızı, kişilik değil fikir mücadelesi olarak görür,

birbirimize kendi görüşlerimizi dayatmak yerine haklılıklarımızı anlaşılabilir bir üslupla anlatıp

karşımızdakinin bunu anlayabilmesi için ona zaman tanımak olduğunu bilir ve bunu becerebilirsek,

her şeyin kavgasız gürültüsüz aşılacağına inanıyorum…

 

Bütün bunlar hiçte kolay değil biliyorsunuz, aslında çok rahatlıkla gösterilebilecek olan insani sevgi ve duyarlılık,

nedense bir türlü aşılamıyor, yaşamda hala kişisel, toplumsal ve ulusal çatışmalar

hem de en acımasız en kanlı bir şekilde devam ediyor…

 

Ne kadar da zormuş, bu bir avuç mudur, değimlidir, bu ayrılıkçı görüş yâda kişileri elbirliğiyle saf dışı bırakmak…

 

Bence birbirimize yargılayan ve güvensiz yaklaşımlar yerine,

farklı olduğunu düşündüğümüz görüşlerimizi, yargılamadan, kışkırtmadan,

kabul etmediklerimizi de, anlaşılabilir üslupla hiç kimsenin, ilkelerine, yaşamsal değerlerine,

özeline ve kutsalına dil uzatmadan,yaşamın gerçeklerini gösteren kanıtlarımızı sunarak ifade edebilmeliyiz…

 

o düşünüyordur ya her şeyi bilen,

inanıyordur ya karşısındaki garip bir yaratık olarak gören,

kendisi gibi düşünmüyordur ya kolayca yok etmeyi düşünen, vs. vs… insanlar değil midir ki hala çatışmaların tarafı olan…

 

Birbirimizin değerlerine saygılı ve duyarlı, etik davranışlar içerisin de birbirimizi anlamaya ve

birer insan olduğumuz değerini hiç aklımızdan çıkarmadan, iletişimimizin devam etmesi dileğiyle sevgi ve saygılar…

*tna

***

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

***

 

Sevgili berceste, Sevgili suheda

 

 

Birbirimizin değerlerine saygılı ve duyarlı, etik davranışlar içerisin de birbirimizi anlamaya ve

birer insan olduğumuz değerini hiç aklımızdan çıkarmadan, iletişimimizin devam etmesi dileğiyle sevgi ve saygılar…

*tna

***

Sevgili Gecekuşu;

Sevgi ve saygınıza aynı duygularla cevap veriyorum teşekkür ederim :clover::clover:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

***

 

şu andan sonra, yapacağımız değerlendirmelerde,

Aynı şeyleri düşünmesek te, farklı çözüm ve yaklaşımlar öne sürsek de amacın birbirimizi yok etmek değil,

Çözüme yönelik sunumlarımıza duyarsız kalarak, anlamazlıktan gelmek değil,

Kendi durduğumuz yerden kendi görüş ve önerilerimizi sunduğumuzu kabul edebilmemiz….

 

Birbirimizin değerlerine saygılı ve duyarlı, etik davranışlar içerisin de birbirimizi anlamaya ve

birer insan olduğumuz değerini hiç aklımızdan çıkarmadan, iletişimimizin devam etmesi dileğiyle sevgi ve saygılar…

 

*tna

***

 

:clover:

 

Sevgili Gecekuşu;

Sevgi ve saygınıza aynı duygularla cevap veriyorum teşekkür ederim :clover::clover:

 

:clover:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bu kadar güzel ve saygili tartisma, bilgi paylasma ve fikirleri savunma ben baska bir forumda görmedim. Gercekten arkadaslar sizleri tebrik ederim. Ben bu forumu cok sevdim :)

 

Konuya dönüyorum..

 

Türban denen basörtüsü tartismalarina cok girdim. Özellikle karsi oldugum, sadece kamu kuruluslarinda, üniversitelerde vs. yasak olmasi degil, bilincli bir sekilde, programlanmis bir makina gibi basörtüsüne genel olan saldirilardir. Türkiye'de bu sorun (tartismalar) artik sokakta ve evlerimizde de yasaklamalara kadar gelmistir. Bazi zihniyetler bunu istemektedir. Baslikta da oldugu gibi medeniyet tanimaz, sevmez sözleri gercekten cok aci ve üzücü. 'Utanc' olarak görende var örtülü bayanlari, ya da sakalli beyleri . Hatta bir gazetemiz domuz benzetmesi dahi yapmistir. Cok aci...

 

Bir Ögretmen bayan, hatirlarsiniz müdür olamadi. Danistay, okula gidip gelirken basini örtmesini sakincali buldu. Cocuklara kötü örnek oldugunu ifade etti. Hani kamu kuruluslari, okullar vs. idi yasaklama? Yoksa Atatürk okula gidip gelirken de yasakladi mi basörtüsünü? Sokakta yasakladi mi? Benim mi haberim yok?

 

Iste burada sorun Atatürk ilkeleri degil, ilkeleri cikarlara göre uygulamaktir, sorun Türkiye'de basörtüsü görmek istemeyen, 'medeni' yobazlarimizdir. Bir bakarsiniz antiemperyalizmcilik yaparlar, "Kahrolsun Amerika" diye bagirirlar avazi ciktiklari kadar. Özgürlükten bahsederler ama sadece kendi düsüncelerine özgürlük isterler (Ilginc bir Özgürlük anlayisi (!)). Diger yandan McDonald's tan cikmazlar. Coca Cola, pepsi icmeden yapamazlar. Türbana, inanclara takilip kalirlar.

 

Öyle büyük bir celiski icindeler ki farkinda bile degiller.

 

Sevdigim bir yazar olan Mehmet Seker'in kaleminden size bir pilav tarifesi.....

Danıştay'a ne danışayım?

 

Hiç şüpheniz olmasın, bu pilav çok su kaldırır. Yorumu pat diye en başta yaptık ama usule uyalım ve önce pilav için gerekli malzemeyi verelim:

 

Bir öğretmen

Bir okul

Bol miktarda öğrenci

Bir mahkeme

Bir de yüksek mahkeme (Danıştay)

Göz kararı tuz, biber ve bolca su.

 

 

*

Pilavın tarifine geçiyoruz:

 

Okulun içine öğretmeni ve öğrencileri doldurun, kısık ateşte yanaklar pembeleşene kadar karıştırın.

 

Öğretmen 'bayan' olacak ve okul içinde kurallar gereği 'başı açık' görev yapacak.

 

Akşam olunca öğretmen hanım okuldan ayrılıp evine giderken başını kapatacak.

 

Bunu tespit ettiğinizde hemen müdahale edin ve işi mahkemeye aksettirin.

 

İdare Mahkemesi öğretmen lehinde karar verecektir.

 

Bu durumda gidilecek merci, Danıştay.

 

 

*

Danıştay 2. Dairesi, kalın kalın kitaplara bakacak ve bir karara varacaktır.

 

Şimdi habere bakıyoruz:

 

"Danıştay, okula geliş gidişlerinde türban takan bir öğretmenin, anaokuluna müdür olmasını sakıncalı buldu."

 

İşte tam burada tencerenin içine bol miktardaki suyu boca edin gitsin.

 

 

*

Öğretmen okul içinde kurallara uyarak başı açık görev yapıyor fakat evine gidip gelirken örtüyor.

 

Yine de uygun bulunmuyor.

 

Tuz ve biberi unuttuk sanmayın.

 

Karar metnine baktıktan sonra onu da ilave edeceğiz.

 

Bakalım:

 

"Davacının yönetici olarak görev yapacağı eğitim öğretim kurumunda öğrenim görenlerin yaşlarının küçüklüğü itibariyle mantıksal değerlendirme ve çıkarım yapma çağından uzak oldukları hususları birlikte değerlendirildiğinde, bulunduğu ortam içerisinde ve eğitim öğretimin bir şekilde yansımasının oluştuğu dışsal çevrede en iyi örnek konumunda olması gereken davacının, okula geliş ve gidişleri sırasında da olsa söz konusu yasal düzenlemelerde belirtilen temel ilkelere aykırı davrandığı sabit olduğundan, ..."

 

 

*

Öğrencilerin yaşları küçük.

 

Mantıksal değerlendirme ve çıkarım yapamazlar.

 

Öğretmenin dışsal çevrede iyi örnek olması gerekir.

 

Bu kararı okurken, niçin Yavuz Bülent Bâkiler'in kulaklarını çınlatma gereğini duyduğumu bilenlere çay ısmarlayacağım.

 

Özellikle "dışsal çevre" sözüne bayıldım.

 

Görse, sevgili Yavuz Bülent Ağabeyimiz de bayılacaktır eminim.

 

 

*

İşin "dilsel yanı" kenarda dursun, "dışsal çevre"den başka bir noktaya dikkat çekmek istiyorum.

 

O öğrencilerin yarıdan çoğunun annesi de başlarını örtüyor azizim; buna ne buyrulur?

 

Sadece anneleri mi?

 

Geride çocukların teyzesi, anneannesi, babaannesi, halası, yengesi de var.

 

Onlar arasında baş örtme oranı muhtemelen daha yüksek.

 

Yaşları küçük olduğu için mantıksal değerlendirme ve çıkarım yapma çağından uzak olan çocuklar, bu durumu nasıl değerlendirecekler, nasıl çıkarım yapacaklar dersiniz?

 

Sevgili dostlar, siz en iyisi tuzu biberi daha fazla bekletmeyin.

 

 

*

Öğretmenin okul içinde kurallara uyması yetmedi, okul dışında da başını açması gerekiyor demek.

 

Öğretmen bu isteğe de uydu diyelim.

 

Bu sefer, kendi evinde nasıl davranacağına da karışılacak mı, karışılmayacak mı?

 

İnanın emin değilim.

 

 

*

Bıraksanız, kalın kitaplarla boğuşarak toplum hayatını yön vermeye kalkan adamlar, başörtüsü üretimini ve satışını da yasaklamanın bir yolunu bulabilirler.

 

Sadece okulda yasaklanmasıyla yetinilmemesinden bu sonucu çıkarıyorum.

 

Kararda "Her ne kadar okul içinde başı açık hizmet verdiği..." ifadesine yer vermişler.

 

Ellerine sağlık.

 

Fakat bir metinde "Her ne kadar" ile başlayan bir cümle varsa, bilin ki gerisi iyi gelmez.

 

 

*

Üç beş 'dan'galak marka tarafından çizilmiş İslamiyet'e hakaret amacı taşıyan karikatürlerle bütün dünya çalkalanırken, 'köprü'deki gelişmelere bakın.

 

Bakın da nelerle uğraşıyoruz görün.

 

- Bir öğretmen evine gidip gelirken başını örtebilir mi örtemez mi?

 

- Örterse anaokuluna yönetici olabilir mi olamaz mı?

 

 

*

O okul ve o öğretmen değil de başka bir okul ve başka bir öğretmen söz konusu olsa.

 

Varsayalım öğretmen de bayan değil, bay.

 

Kendisinin başı açık fakat eşi kapalı.

 

Ne yapacağız?

 

Hani "dışsal çevre, şu, bu" derken, aynı mantıkla onun da yöneticiliğe (hatta öğretmenliğe) uygun olmayacağına karar vermek gerekir.

 

Yoksa cinsiyete dayalı ayrımcılık yapılmış olur.

 

Yanlış diyenin alnını cetvelle ölçerim.

 

Bu durumda halen görev yapan öğretmenlerin en az yarısına işten el çektirme mecburiyeti doğar.

 

Doğmaz diyenin aklına şaşarım.

 

 

*

Şimdi elinizi vicdanınıza koyup söyleyin.

 

Ben Danıştay'a ne danışabilirim?

 

 

 

Saygilar..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bu kadar güzel ve saygili tartisma, bilgi paylasma ve fikirleri savunma ben baska bir forumda görmedim. Gercekten arkadaslar sizleri tebrik ederim. Ben bu forumu cok sevdim :)

 

Konuya dönüyorum..

 

Türban denen basörtüsü tartismalarina cok girdim. Özellikle karsi oldugum, sadece kamu kuruluslarinda, üniversitelerde vs. yasak olmasi degil, bilincli bir sekilde, programlanmis bir makina gibi basörtüsüne genel olan saldirilardir.

Bir Ögretmen bayan, hatirlarsiniz müdür olamadi. Danistay, okula gidip gelirken basini örtmesini sakincali buldu. Cocuklara kötü örnek oldugunu ifade etti. Hani kamu kuruluslari, okullar vs. idi yasaklama? Yoksa Atatürk okula gidip gelirken de yasakladi mi basörtüsünü? Sokakta yasakladi mi? Benim mi haberim yok?

 

Iste burada sorun Atatürk ilkeleri degil, ilkeleri cikarlara göre uygulamaktir, sorun Türkiye'de basörtüsü görmek istemeyen, 'medeni' yobazlarimizdir. Bir bakarsiniz antiemperyalizmcilik yaparlar, "Kahrolsun Amerika" diye bagirirlar avazi ciktiklari kadar. Özgürlükten bahsederler ama sadece kendi düsüncelerine özgürlük isterler (Ilginc bir Özgürlük anlayisi (!)). Diger yandan McDonald's tan cikmazlar. Coca Cola, pepsi icmeden yapamazlar. Türbana, inanclara takilip kalirlar.

 

Sevdigim bir yazar olan Mehmet Seker'in kaleminden size bir pilav tarifesi.....

Danıştay'a ne danışayım?

 

Hiç şüpheniz olmasın, bu pilav çok su kaldırır. Yorumu pat diye en başta yaptık ama usule uyalım ve önce pilav için gerekli malzemeyi verelim:

 

Bir öğretmen

Bir okul

Bol miktarda öğrenci

Bir mahkeme

Bir de yüksek mahkeme (Danıştay)

Göz kararı tuz, biber ve bolca su.

*

Pilavın tarifine geçiyoruz:

 

Siz plavı yapa durun sevgili Abendstern...

 

Kökdendinci ideolojinin kadını cinsel bir meta olmaktan kurtardığı, sıkmabaşın da bunun bir göstergesi olduğu savunulmaktadır. Oysa sıkmabaşa devrimci bir ruh verdirmek, gerçeğin büyük ölçüde çarpıtılması demektir. Sıkmabaşın kadına özgürlük getirdiği büyük bir yalandır. Eğer köktendinci ideoloji kadını cinsel bir meta olarak görmüyorsa, bu durumda neden onu sarıp sarmalıyor? Neden komik bir biçimde paketliyor?

 

Ahlak, özgürlük, eşitlik gibi kavramlar Batı'nın düşünürleriyle, sınıfsal çatışmalarıyla yüzyıllar içinde olgunlaştırdığı, bu uğurda nice kanların döküldüğü kavramlardır. Ne özgürlük, ne eşitlik ne de ahlak, sıkmabaşın simgelediği o zifiri karanlık içinde boy atamaz.

 

Çünkü sıkmabaş; kendine güvensizliğin, özgürlükten ve dolayısıyla değişimden duyulan korkunun bir simgesidir. İnsanlık ise asla tersine akan bir nehir değildir. Uygarlık tarihine baktığımızda insanlığın hep daha ileriye, daha çok özgürlüğe doğru koştuğunu görürüz. Bu bakımdan da sıkmabaş tutsaklığın, eşitsizliğin, kısacası insan doğasının karşıtıdır ve asla laik, çağdaş bir Atatürk Türkiyesi'nde kendine yer edinemeyecektir.

 

Ve böyle giderse plavı yeme fırsatı bile bulamıyabileceksiniz... Sakın geç kalmayın Aydınlanma treni kalkmak üzere...

 

Sevgi ve saygılarımla...

.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

sayın dipnot sözlerinize ve seviyenize lütfen dikkat edin. "sıkma baş" da ne demek???

 

paketleme, özgüvensizlik ile türbanı aynı kefeye koymak ancak sizin önyargı dolu tezahürünüzün sonuçlarıdır. baktığınız açının darlığı nefes almanızı engelliyor olsa da bunu buraya aksettirmeniz çok saygısızca ve haksız..!

 

sizi bir kez daha kınıyorum.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sevgili dipnot..

 

 

Öncelikle yüce Allah'in selami ile seni selamliyorum.

 

Tipik bir kemalistsin. Daha önce duymadigim sözler dgeil bunlar. Beni sadece güldürür, asla kizmam.

Ben senin deyiminle 'sikmabas' degilim, yani ben gerektigi yerde kisa etekte giyen, basi acik, tirnaklari uzun ve ojeli bir bayanim. Yani senin anlayisinla 'medeni'yim.

 

Insanlarin dinleri ve uygulamalari sadece ve sadece bizzat kendilerini ilgilendirir. Her insan inancini secmekte ve yasamakta özgürdür. Sen bunu yasaklayamazsin. Insan haklarina aykiridir bu. Sen 'sikmabas' görmek istemiyorsun diye de kimse inancindan vazgecmez. Bu bir inanctir, ama bunu senin ve senin gibi kemalist sahislarin, aslinda basörtüye degil genel anlamda islam'a karsi olmalarini biliyoruz, anlayamayacagi bir olaydir. Anlamani bekleyemem ben senden, beklemiyorum da.

 

Hz.Ali'nin bir sözü vardir.

 

Cahil alimi tanimaz cünkü daha önce alim degildi. Alim cahili hemen tanir, cünkü daha önce cahildi.

 

Ben de senin gibi 'cahil'dim yani. Din'e ve basörtülülere karsiydim. O yüzden senin bu paniklemeni bu telasini anliyorum :)

 

Biraz o insanlarin icine gir derim, korkma yemezler seni. Bilmedigimiz seyler bizi korkutur, ürkeriz.

Bir tani da ne kadar medeni olduklarini, sen ve ben gibi insan olduklarini gör. Bunu hala göremediysen ve 'medeni-yobaz' ayrimi yapiyorsan bu senin kayibin ve ayibin.

 

Kendisi gibi düsünmeyen, kendisi gibi giyinmeyen, kendi inancinda olmayan insanlari dislamak irkciliktir.

 

Sen bir irkcisin.

 

Dikkat edersen yazindaki detaylara hic girmedim, direk 'esas' konuya gectim, gercegi söyleyiniz. Islam düsmani oldugunuzu söyleyiniz, cekinmeyiniz. Bu da sizin düsüncenizdir.

 

 

Bir de her forumda bir 'provakatör' kesin vardir. Paylasmak, tartismak, fikir alisverisi yapmak, dostluklar

kurmak degildir niyetleri. Niyetleri bellidir. Oradan buradan, belirli ideolojiye sahip gazetecilerden anti islam, anti türban yazilarini toplayip foruma pastelleyerek, kemalizm propagandasi yaparlar.

 

 

Her sürüde kara koyunlar vardir :)

 

Saygilarimla...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kınanması gereken birileri varsa onlar da İMAM HATİP LİSELERİYLE RUHBAN OKULLARINI VE KUR'AN KURSLARI AÇMAK İSTEYEN,DAHA OKULLARIMIZ (İMAMHATİPLER HARİÇ!!!) YETERSİZ KALIYORKEN HABİRE CAMİ YAPTIRAN,BİZİ TÜM DÜNYAYA (ÖZELLİKLE abd ye) KARŞI EL PENÇE DİVAN DURDURUP REZİL EDEN,AB ÜYELİĞİ DİYE NEREDEYSE TÜM ANAYASAYI SİL BAŞTAN YAZAN,"PKK EYLEMLERİNİ AZDIRAN VE BUNA GÖZ YUMAN",NİCE İŞÇİMİZİ İŞTEN ÇIKARTIP "EMEKLİSİNE VARINCAYA KADAR" "MAAŞLARINI AZALTIRKEN" İMAM SAYISINI GİTGİDE ARTTIRIP MAAŞLARINA ZAM YAPAN,SIRF "KIZLAR OKUMASIN DİYE" "ÜNİVERSİTE OKUYAN KIZLARIN SAĞLIK MASRAFLARINI KARŞILAMAYACAK" OLAN, TAVIRLARIYLA BAĞIRA ÇAĞIRA "ŞERİATI GETİRİYORUZ" DİYEN,MİLLETİN MİLLİ DEĞERLERİNİ YERLERDE SÜRÜNDÜREN,NİCE CANLAR VEREN NİNE VE DEDELERİMİZİN KANLARIYLA SULANMIŞ BU GÜZELİM CENNET VATANI ÖZELLEŞTİRME VE "DEVLETİN KASASINA PARA KOYMAK İÇİN ÖZELLEŞTİRME YAPIYORUZ" DEYİP DE O PARALARI HORTUMLAYAN,SONRA DA PİŞMİŞ KELLE GİBİ SIRITAN CANLILLARDIR (İNSAN BİLE DENEMEZ!!!)...

 

(ayrıca sosyal güvenlik yasa tasarısının içeriğinin bunları içerdiğini enimim ki bilmiyordunuz-madem dindarsınız (son yazdıklarınıza göre öyle) lütfen dinini(mi)zince de günah olan yalan söylemek fiilinde bulunmayınız -tabi eğer vicdanınız varsa ve sızlamayacaksa yalan da söyleyebilirsiniz hem BU BİR İTHAM DEĞİLDİR!!!-

 

Bunu BÜYÜK HARFLERLE YAZDIKLARIMI anlamanız ve artık "FARKINA VARMANIZ" önemle rica olunur (ne kadar başarabilirseniz kârdır!!!)

 

SAYGI DUYABİLMEK ÜMİDİYLE...

 

Ayrıca Abendstern adlı arkadaşım KEMALİST OLMAK BİR SIRADANLIK DEĞİL AKSİNE AYRICALIKTIR!!!

 

BUNUN KOYUN ZİHNİYETİYLE UZAK-YAKIN HİÇBİR ALAKASI YOKTUR!!!

 

EĞER KEMALİSTLİK SUÇSA CEZASI NE OLURSA OLSUN SONUNA DEK BUNDAN VAZGEÇMEM!!

 

KEMALİST OLMAK GURURUNA ULAŞMAYAN VE ULAŞAMAYACAK OLANLAR UTANSIN...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sende bana göre tipik bir şeriatçısın...

 

Yani AKP nin ik kongrelerinde Perde ile ikiye ayrılmış haremlik selamlık bölümlerinden birinde başın açık ellerin ojeli olman bana senin şeriatçı olmadığınımı anlatacak...

.

.

.

Öyle bir ülkede yaşıyoruzki bir belediye başkanı 9 Yaşındaki kızla evlenin diyor bunu Kurana dayandırıyor....

 

Öyle bir ülkede yaşpıyorki bir belediye başkanı Kadını dövmek Mübahtır diyor bunu Kurana dayandırıyor....

 

Ve yukarıdaki şahıs geliyor bana diyorki Türbana Özgürlük....

Offf offfffff PROVAKASYON kokuyor... Şeriat isteyeceğine Kadınların arkasına saklanan Şeriatçı Erkeklerin maşası oluyorsunuz...

 

Devam edin bakalım....

 

Birgün bu demokrasi yerleşecek Türban da serbest olacak....

 

 

Diger baslik altinda yazdiklarinin zittini yaptin simdi. Bana kisisellestirdin tartismayi dedin suan sende aynisini yaptin. Ben seriata karsiyim. Yanlis izlenimin. Kemalizme karsi seriati görüyorsunuz hemen. Yine tipik bir cevap. Dindar olan, atatürkcü olamaz, atatürkcü olan dindar olamaz safsatasi. Ben insanlarin özgürce yasayacagi bir devlet istiyorum. Isteyen mini giyinsin, isteyen basini örtsün ama birbirleriyle saygi ve sevgiyle gecinsinler. Cok mu istedigim?

 

Almanya dan da bahsetmissin, gözümden kacmadi, ne demek istedigini anladim. Almanya'da zaten özgürce islamiyeti yasiyor basörtülü arkadaslarim, hemsiresi de var doktoru da. ögretmeni de var, ressami da.

Türkiye'de de özgürce yasayabilmeli insanlar.

 

Burada ben insanlik haklarindan bahsediyorum, sen seriatcisin diyorsun :) Cok güldüm gercekten...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sende bana göre tipik bir şeriatçısın...

 

Yani AKP nin ik kongrelerinde Perde ile ikiye ayrılmış haremlik selamlık bölümlerinden birinde başın açık ellerin ojeli olman bana senin şeriatçı olmadığınımı anlatacak...

.

.

.

Öyle bir ülkede yaşıyoruzki bir belediye başkanı 9 Yaşındaki kızla evlenin diyor bunu Kurana dayandırıyor....

 

Öyle bir ülkede yaşpıyorki bir belediye başkanı Kadını dövmek Mübahtır diyor bunu Kurana dayandırıyor....

 

Ve yukarıdaki şahıs geliyor bana diyorki Türbana Özgürlük....

Offf offfffff PROVAKASYON kokuyor... Şeriat isteyeceğine Kadınların arkasına saklanan Şeriatçı Erkeklerin maşası oluyorsunuz...

 

Devam edin bakalım....

 

Birgün bu demokrasi yerleşecek Türban da serbest olacak....

 

DOĞRU SÖZE NE DENİR! :flowers:

SEVGİ ve SAYGILAR SUNAR HİÇBİR CANLININ SİZİ BU DÜŞÜNCEDEN ALIKOYAMAYACAĞI BİR YAŞAM DİLERİM

 

ancak son cümlenizi tam anlayamadığımı bildirmek isterim... :clover:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Anladığına sevindim Dipnotu tipik bir Kemalist olarak gördün ama sen şeriatçısın denilince rahatsız oldun...

 

Ve öyle tuhaf bir örnek verdinki başın açık elin ojeliymiş yazdığım yazıya bir daha bak istersen bu ülkede kadına biçilen ve Türbanla ön plana çıkarılan yaşam biçimi nedir?

 

Olayları görmezlikten geliyorsunuz:

 

Öyle bir ülkede yaşıyoruzki bir belediye başkanı 9 Yaşındaki kızla evlenin diyor bunu Kurana dayandırıyor....

 

Öyle bir ülkede yaşpıyorki bir belediye başkanı Kadını dövmek Mübahtır diyor bunu Kurana dayandırıyor....

 

Eger seriati savunsaydim inanin ben acik bir dille söylerdim bunu. Evet seriatciyim derdim. Bunu demek Türkiye Cumhuriyetinde bir suc oldugunu bilmeme ragmen, emin ol ki derdim.

 

Benim acik olmam, digerinin kapali olmasi bir milli zenginliktir. Ben inancindan dolayi örtünen insanlarin kisisel haklarini savunuyorum. Ellerimdeki oje ile onun basindaki örtü ne alaka, afedersin anlayamadim. Ben insanlarin karekterlerine göre, zekalarina göre deger veririm, basindaki örtüyü görmem bile.

 

 

Su son yazdiginiz iki cümleyi asla tasvip etmiyorum. Ve karsiyim ve de kiniyorum. Bu belediye baskanlari bu 'beyinle' belediyesine saglikli bir hizmet veremez. Partilerinin bu konuda gerekeni yapmasini isterim.

 

Son olarakta, benim hangi yazimda dindar oldugum yaziyor? Hangi yazimda Kuran'dan ya da bir ayetten bahset misim? Türban yada basörtüsünün kisisel hak oldugunu savunup özgür birakilmasi gerektigini savunmam seriatci mi yapiyor beni?

 

tekrar saygilarimla..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

sayın dipnot sözlerinize ve seviyenize lütfen dikkat edin. "sıkma baş" da ne demek???

paketleme, özgüvensizlik ile türbanı aynı kefeye koymak ancak sizin önyargı dolu tezahürünüzün sonuçlarıdır. baktığınız açının darlığı nefes almanızı engelliyor olsa da bunu buraya aksettirmeniz çok saygısızca ve haksız..!

sizi bir kez daha kınıyorum.

Bakın tekrarlıyorum sevgili Su DaMLaSı...

Beni istediğiniz kadar kınayabilirsiniz, sevmeye bilirsiniz ve katli vacip biri olarak görebilirsiniz ama bakın dünya ne diyor....

Bilimsel anlamda yol ve yordam almış ülkelere göre bizler aynen şu şekilde değerlendirilip şu şekilde görünüyoruz...

Bakın; Özellikle eğitim ve gelir düzeyi düşük, sözde aydınının da birey dahi olamadığı azgelişmiş toplumlarda sürü içgüdüsünü ya da koşulsuz boyun eğmeyi sağlayacak en elverişli ideoloji köktendinci ideolojidir. Ve ne yazıkki sadece imanı olan insanlar gelecekte yer almayacakları kadar geridedirler ve durum böyle olunca da daima gerecidirler umarım anlamışsınızdır...

Sevgili dipnot..

Öncelikle yüce Allah'in selami ile seni selamliyorum.

Tipik bir kemalistsin.

Evet bununla da gurur duyuyorum çünkü Mustafa Kemal ATATÜRK ve onun misyonu sadece bizim ülkemizin yobaz ve gericileri karşısında değil, tüm müslüman ülkelerin gerici ve yobazları için potansileyel bir tehlikedir ki bu bizim için mükemmel bir örnektir... Hayrıca tüm dünyaca kabul edilmiş örnek bir dünya lideridir...

Su son yazdiginiz iki cümleyi asla tasvip etmiyorum. Ve karsiyim ve de kiniyorum. Bu belediye baskanlari bu 'beyinle' belediyesine saglikli bir hizmet veremez. Partilerinin bu konuda gerekeni yapmasini isterim.

Sizi anlıyorum sevgili abendstern ama...

Bu adamlar şeriatıt nabzını yokluyorlar... Şeriat için eksersiz yapıyorlar... Lütfen biraz dikkat... Yobaz'a ufak bir müstesna göstermek bile zamanla sizi köleleştirdiğinin farkına varacaksınız fakat inanın iş işten çoktaaan geçmiş olacak...

Sevgi ve saygılarımla...

.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bakın tekrarlıyorum sevgili Su DaMLaSı...

Beni istediğiniz kadar kınayabilirsiniz, sevmeye bilirsiniz ve katli vacip biri olarak görebilirsiniz ama bakın dünya ne diyor....

Bilimsel anlamda yol ve yordam almış ülkelere göre bizler aynen şu şekilde değerlendirilip şu şekilde görünüyoruz...

Bakın; Özellikle eğitim ve gelir düzeyi düşük, sözde aydınının da birey dahi olamadığı azgelişmiş toplumlarda sürü içgüdüsünü ya da koşulsuz boyun eğmeyi sağlayacak en elverişli ideoloji köktendinci ideolojidir. Ve ne yazıkki sadece imanı olan insanlar gelecekte yer almayacakları kadar geridedirler ve durum böyle olunca da daima gerecidirler umarım anlamışsınızdır...

 

 

sizi anlamak çok güç :

 

zira bilim din ile alakasız deyip; sürekli bilimle dini aynı kefeye koyuyorsunuz.

zira bu şekilde bilimi bir din haline getirip; taassup derecesinde bağnazca bir iman değeri haline getiriyorsunuz.

zira tüm müslüman bağnazları eleştirirken aynı bağnazlıkla müslümanlara kendinizce bir savaş açıyorsunuz.

zira şeriattan korkup forumda en çok şeriat kavramını gündeme getirip reklamını yapıyorsunuz.

zira bu korkuyla savunduğunuz değerlerin tepesine oturup onları ezdiğinizin farkında dahi değilsiniz.

zira baş örtüsü hususunda yasakçı, salt ve kör bir bakış (?) açınız var.

zira zihninizde ; Kuran'ı bozulmuş, müslümanı katil ve bağnaz, ve bilimi bir totem haline getirmişsiniz.

 

siz bu kadar vahim bir psikoloji ve fikir dünyası içindeyken sizi anlamak oldukça güç.

 

ülkeyi kimse öyle kolay kolay elden götüremez. hele de şeriat propagandalarıyla asla. tıpkı bu ülkeyi kendi vatandaşına şaşı bakan ve düşman kesilen, kıt zihniyetiyle tek tip vatandaş üretmeye çabalayanlar gibi

 

farklılık zenginliğimiz; sermayemiz genç zihinlerimizdir. bunları harcayan ve harcanmasında haklılık gören her kişi vatanımıza zulmetmektedir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

ben şu sonuca vardım. malesef ülkemizde bır kısım insanlar belli kalıpların içerisine girmiş ve onları terketmek istemiyor. asıl muhafazakarlığı ve tutculuğu onlar yapıyor. mevcut statükolarının kaybolmasından korkan bu insanlar halktan kopuk halkam rağmen varolmağa çalışöaktadırlar. varlıklarını halka değil devletin çeşitli organlarına ve medyaya bağlamaktadırlar. ama gel görki bu insanlar 40 yıldır halk tarafından muhalefette tuttulmuştur. ama hala ders almamışlar. son aylarda ve son günlerdeki yaygaranın temel sebebleride bunlar. onlar kendileri gibi düşünmeyen taşradan gelmiş birinin üst bir makama gelmesinin istemiyorlar. ve hergün bir mevki bir cephe kaybediyorlar. kaybettikçede sesleri artıyor. halka değilde bürokrasiden yardım istiyorlar. zaten bunların babaları halkın oyunu 1 kendilerininkini 2 oy saymayı bile denenmişlerdir.

AK PARTİCİ DEĞİLİM AMA ÇEVRENİN MERKEZE YERLEŞMESİNİ TÜM KALBİMLE DESTEKLİYORUM. NİYE BİZİM KÖYDEN MERKEZ BANKASI BAŞKANI ÇIKMASIN

 

SON SÖZDE ARKADAŞLAR BAŞÖRTÜLÜLERİN HİÇBİRİ SUDİARABİSTANA VEYA İRAN'A GİTMEDİ HEPSİ AVRUPA'DA OKUDU YANİ ONLARI BU ÇAĞIN GERİSİNDE KALMIŞ BİZİM ÜNİBERSİTELER DEĞİL AVRUPA ÜNİ OKUDU. AYRICA 8 YILLIK EĞİTİMDE İMİM HATİPLERİN ÖNBÜNÜ KESİLMESİ İYİ OLDU. ÇÜNKÜ O AİLELER ÇOÇUKLARINI AYNI EĞİTİMİ VERDİ MİLLİ VE MANEVİ DEĞERLERİ ÖĞRETTİ. VE BİZİM ÇOÇUKLAR İMAM HATİOE DEĞİLDE ANADOLU LİSESİNDEN ÜNÜVERSİTEYİ KAZAN DI VE ALLAHIN İZNİYLE DAHA ÜST MAKANLARA GELECEKLER

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

sizi anlamak çok güç :

 

zira bilim din ile alakasız deyip; sürekli bilimle dini aynı kefeye koyuyorsunuz.

zira bu şekilde bilimi bir din haline getirip; taassup derecesinde bağnazca bir iman değeri haline getiriyorsunuz.

zira tüm müslüman bağnazları eleştirirken aynı bağnazlıkla müslümanlara kendinizce bir savaş açıyorsunuz.

zira şeriattan korkup forumda en çok şeriat kavramını gündeme getirip reklamını yapıyorsunuz.

zira bu korkuyla savunduğunuz değerlerin tepesine oturup onları ezdiğinizin farkında dahi değilsiniz.

zira baş örtüsü hususunda yasakçı, salt ve kör bir bakış (?) açınız var.

zira zihninizde ; Kuran'ı bozulmuş, müslümanı katil ve bağnaz, ve bilimi bir totem haline getirmişsiniz.

 

siz bu kadar vahim bir psikoloji ve fikir dünyası içindeyken sizi anlamak oldukça güç.

 

ülkeyi kimse öyle kolay kolay elden götüremez. hele de şeriat propagandalarıyla asla. tıpkı bu ülkeyi kendi vatandaşına şaşı bakan ve düşman kesilen, kıt zihniyetiyle tek tip vatandaş üretmeye çabalayanlar gibi

 

farklılık zenginliğimiz; sermayemiz genç zihinlerimizdir. bunları harcayan ve harcanmasında haklılık gören her kişi vatanımıza zulmetmektedir.

Zira 1___ Bilim ile din aynı kefede asla olamaz...

Zira 2___ Evet bizim için bilim bir dindir... Bir sporun din olarak algılanması gibi mesela... Siz spor yaparsınız biz kupayı alırız...

Zira 3___ Evet tüm yobaz, gerici, bağnaz, tutucu, ticani, ulema vb. bilmem ne... Tümü benim için mücadele edilmesi gereken ve ülkeme zarar ve ziyan verecek olan potansiyel tehlikeler arzedenlerdir...

Zira 4___ Evet şeriattan korkuyorum çünkü dinsel bir dünyanın ne kadar tehlikeli olabileceğini, ne kadar anlamsız olabileceğini ve ne kadar gereksiz olabiliceğinin farkındayım da ondan..

Zira 5___ Hayır onları ezmek, aşağılamak, incitmek gibi bir niyetim yok... Sadece amacım gerçekçi olmaları ve kör karanlık uykulardan uyanıp tüm gerçekleri modern, gerçekçi ve yaşama anlam katan ve onu cennede ceviren insanlar olabiliriz... Kaldı ki bu dünya cennete çevirilmedikçe yarınki cenneti kimse garanti edemiz... bu da İsa ile, Musa ile ve Muhammed ile olmayacak. Akıl ile, mantık ile ve gerçek bir dünyaya bakışı yakalamak adına olacak...

Zira 6___ Baş örtüsü bir bez parçasıdır ve bundan meden umanların ne kadar yanlış ve anlamsız bir yol izlediğinin artık farkına varmaları gerekir... Tuhafiyeden alınan bir bez parçası sizi ve inancınızı ne kadar ifade edebilir anlayamıyorum...

Zira 7___ Evet kur'an bozulmuştur ve günümüz gerçeklerine cevap verememektedir. Kur'an günümüz koşullarına tepki amacı ile kullanılmış ve gelişme, ilerleme ve çağdaşlaşmanın bir psikolojik tepkisidir. Sahte bir huzurdur... Aslinda gerçek huzur başarı, yaratıcılık, güven, toplumsallaşma ve vatandaş bilincini yaşayabilmektir...

 

Sevgi ve saygılarımla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.