Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

GÜNÜN ŞİİRİ


TANİA HAYDE

Önerilen İletiler

BENİ BU HAVALAR MAHVETTİ

 

Beni bu güzel havalar mahvetti,

Böyle havada istifa ettim

Evkaftaki memuriyetimden.

Tütüne böyle havada alıştım,

Böyle havada aşık oldum;

Eve ekmekle tuz götürmeyi

Böyle havalarda unuttum;

Şiir yazma hastalığım

Hep böyle havalarda nüksetti;

Beni bu güzel havalar mahvetti.

 

ORHAN VELİ KANIK

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

*Gencecik ustanın ağıdı

 

çocuk yaşta küçük yaşta

canım yaşta gözüm yaşta

bir lokma ekmek derdine

düştü gurbet ellerine

abdullacık

genç ustacık

 

atlantik denilen yerde

dönerci girip dönerde

ustaca kesip kebabı

oldu işinin erbabı

yüreği gon-

ca goncacık

 

bir gün izine çıkınca

dönerde çalışan gece

patron iki işi birden

görmeyi istedi ondan

abdullacık

genç ustacık

 

dedi ki"patrona" olur

yalnız ücretim de olur

sekiz yerine on altı

saat çalışanın hakkı

bilinci to-

mur tomurcuk

 

kardan gözü dönmüş patron

ağzı leş gibi anason

çok gördü üç beş parayı

sövdü dövdü abdullayı

abdullacık

genç ustacık

 

polise şikayet etti

derdi gülüşmeye yetti

bunca küçük düşürülme

abdullayı canından etti

onuru yıl-

dız yıldızcık

 

gitti boğaz köprüsünden

attı sulara kendini

duyurdu dosta düşmana

onurunun ölmediğini

abdullacık

genç ustacık

 

ana babası burdur'dan

geldi aldı tabutunu

arkadaşları patrondan

sormaktalar hesabını

öfkesi bı-

çak bıçacık

 

Yaşar Miraç :clover:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Daha Ölmem

 

Yokluğundan kalma sızılar bunlar.

Büyük yaraların ardından kalanlar.

Bilmediğin ve hiç bilmeyeceğin.

 

Gece yarılarında aniden sıçramaların,

Sabahlara kadar seni sayıklamanın,

Her yağmurda seni dilemenin

İzleri.

 

Kimse bilmedi seni ne çok sevdiğimi.

Sen bile.

 

Baharda kuşlara söyledim,

Göçüp gittiler.

Yazın suya anlattım,

Buharlaşıp gittiler.

Son çarem kar taneleriydi ki

Sen üzerlerine basarak gittin.

Sana gücendiler,

Söylemediler.

 

Şimdi çok uzaklarda bir yerdesin

Bilmediğim.

Dönmeyeceğin bir yerde.

 

Yaralarım her geçen gün büyüyor.

Sızısı biraz daha artsa da

Ölene kadar hayattayım.

Sen dönene kadar hayattayım…

 

 

Erol Ardıbatan

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

ÇANAKKALE ŞEHİTLERİNE

 

Şu Boğaz Harbi Nedir? Var mı ki dünyada eşi?

En kesif orduların yükleniyor dördü beşi,

-Tepeden yol bularak geçmek için Marmara’ya

Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya,

Ne hayasızca tahaşşüd ki ufuklar kapalı!

Nerde-gösterdiği vahşetle “bu: bir Avrupalı”

Dedirir-yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi

Varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yahut kafesi!

Eski Dünya, Yeni Dünya bütün akvam-ı beşer

Kaynıyor kum gibi, Mahşer mi, hakikat mahşer.

Yedi iklimi cihanın duruyor karşında,

Osrtralya’yla beraber bakıyorsun ; Kanada!

Çehreler başka, lisanlar, deriler rengarenk.

Sade bir hadise var ortada : Vahşetler denk.

Kimi Hindu, kimi Yamyam, kimi bilmem ne bela...

Hani tauna da zuldür bu rezil istila...

Ah o yirminci asır yok mu, o mahluk-i asil,

Ne kadar gözdesi mevcut ise hakkiyle sefil,

Kustu Mehmetçiğin aylarca durup karşısına;

Döktü karnındaki esrarı hayasızcasına,

Maske yırtılmasa hala bize affetti o yüz ...

Medeniyet denilen kahbe, hakikat yüzsüz.

Sonra mel’undaki tahribe müvekkel esbab,

Öyle müthiş ki: Eder her biri bir mülkü harab.

Öteden saikalar parçalıyor afakı;

Beriden zelzeleler kaldırıyor a’makı;

Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin;

Sönüyor göğsünün üstünde o aslan neferin.

Yerin altında cehennem gibi binlerce lağam,

Atılan her lağımın yaktığı: Yüzlerce adam.

Ölüm indirmede gökler, ölü püskürtme de yer

O ne müthiş tipidir: Savrulur enkaaz-ı beşer...

Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el, ayak,

Boşanır sırtlara, vadilere, sağnak sağnak.

Saçıyor zırha bürünmüş de namerd eller,

Yıldırım yaylımı tufanlar, alevden seller.

Veriyor yangını, durmuş da açık sinelere,

Sürü halinde gezerken sayısız tayyare.

Top tüfekten daha sık, gülle yağan mermiler...

Kahraman orduyu seyret ki bu tehdide güler!

Ne çelik tabyalar ister, ne siner hasmından;

Alınır kal’a mı göğsündeki kat kat iman?

Hangi kuvvet onu, başa, edecek kahrına ram?

Çünkü te’sis-i ilahi o metin istihkam.

Sarılır, indirilir mevki’-i müstahkemler,

Beşerin azmini tevkif edemez sun’-i beşer;

Bir göğüslerse Huda’nın edebi serhaddi;

“O benim sun’-i bediim, onu çiğnetme” dedi.

Asım’ın nesli... diyordum ya... nesilmiş gerçek:

İşte çiğnetmedi namusunu, çiğnetmeyecek.

Şuheda gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar...

O, rukü olmasa, dünyaya eğilmez başlar,

Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,

Bir hilal uğruna, ya Rab, ne güneşler batıyor!

Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker!

Gökten ecdad inerek öpse o pak alnı değer.

Ne büyüksün ki, kanın kurtarıyor Tevhid’i...

Bedr’in aslanları ancak, bu kadar şanlı idi.

Sana dar gelmeyecek makber’i kimler kazsın?

“Gömelim gel seni tarihe”desem, sığmazsın.

Herc ü merc ettiğin edvara da yetmez o kitab...

Seni ancak ebediyetler eder istiab.

“Bu, taşındır” diyerek Ka’be’yi diksem başına;

Ruhumun vayhini duysam da geçirsem taşına;

Sonra gök kubbeyi alsam da, rida namıyle;

Kanayan lahdine çeksem bütün ecramıyle;

Mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan;

Yedi kandilli Süreyya’yı uzatsan oradan;

Sen bu avizenin altında, bürünmüş kanına;

Uzanırken, gece mehtabı getirsem yanına,

Türbedarın gibi ta fecre kadar bekletsem;

Gündüzün fecr ile avizeni lebriz etsem;

Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana...

Yine bir şey yapabildim diyemem hatırına.

Sen ki, son ehl-i salibin kırarak savletini,

Şarkın en sevgili sultanını Salahaddin’i,

Kılıç Arslan gibi iclaline ettin hayran...

Sen ki, İslam’ı kuşatmış, boğuyorken hüsran,

O demir çemberi göğsünde kırıp parçaladın;

Sen ki, ruhunla beraber gezer ecramı adın;

Sen ki, a’sara gömülsen taşacaksın... Heyhat,

Sana gelmez bu ufukalar, seni almaz bu cihat...

Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber,

Sana ağuşunu açmış duruyor Peygamber.

 

Mehmet Akif ERSOY

 

:clover:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

yavaşça ölür onlar

 

yavaş yavaş ölürler

 

seyahat etmeyenler,

 

yavaş yavaş ölürler okumayanlar,

 

müzik dinlemeyenler,

 

vicdanlarında hoşgörmeyi barındırmayanlar.

 

yavaş yavaş ölürler

 

izzetinefislerini yıkanlar

 

hiçbir zaman yardım

 

istemeyenler.

 

yavaş yavaş ölürler

 

alışkanlıklara esir olanlar,

 

her gün aynı yolları

 

yürüyenler,

 

ufuklarını genişletmeyen ve

 

değiştirmeyenler,

 

elbiselerinin rengini değiştirme riskine bile

 

girmeyen

 

veya bir yabancı ile konuşamayanlar.

 

yavaş yavaş ölürler

 

ihtiraslardan ve verdikleri heyecandan kaçınanlar,

 

tamir edilen kırık kalplerin gözlerindeki pırıltıyı

 

görmek istemekten kaçınanlar

 

yavaş yavaş ölürler.

 

yavaş yavaş ölürler

 

aşkta veya işte bedbaht olup istikamet

 

değiştirmeyenler,

 

rüyalarını gerçekleştirmek için risk

 

almayanlar,

 

hayatlarında bir kez dahi mantıklı tavsiyelerin

 

dışına çıkmamış olanlar.

 

yavaş yavaş ölürler.

 

pablo neruda

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

NE varsa ( ! )

Bir gün herşeyin üstüne sünger misali !

Çekmeli hayatı!

Ansızın, acıtmadan..

Arkanda hiç bir iz bırakmadan sessizce tertemiz

Geleceğe dair yaşanılacak NE varsa ( ! )

Herşeyden kopmalı; düşünmeden arkana bakmadan,

Kimler üzülecek diye düşünmeden;

Bir rüzgar gibi esmeli içine

O rüzgarın soğuğu.

Girmeli, Acıtmalı ! Yakmalı hatta yüreğini;

Gözlerinden yaşlar süzülmeli ansızın

Hayatın bir film şeridi gibi geçip gitmeli gözlerinin önünden,

Her geçen karede bir damla yaş daha

Süzülmeli şakaklarından

Korkularını satmalı bir pezevenk gibi

Hain geçmişine umarsızca.

Ne önemi varki ;

Kan revan içinde kaybolmalı

Hatta tüm günahlarınla soyunmalı sonsuz karanlığa

Bir daha bir daha ve bir daha

Haykırmalı YALNIZLIĞA

Kaybolan yılların ardından

Ne yaptığını bilmeden

Arkana bile bakmadan... :clover:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sensizliğime!

 

 

 

Her sabah gün doğarken uyanıp,

Seni sevdiğimi söylüyorum

Sensizliğime!

 

Adını sayıklıyorum

Gündüzleri;

Şiirimde, şarkımda.

Geceleri;

Düşümde, rüyamda.

 

Ve nihayet akşam olup,

Güneş batınca,

Seni özlediğimi haykırıyorum.

Beni sensiz bırakan güne!

 

İbrahim Uğur Toprak

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ateşe verip tahta gemilerini

Gene o kıyıda kalırlar her eylül

Yaprakları sonsuza dökülmüş bir parkında İstanbulun

Dallar küçük çocuklar gibi üşür

Gitmiştir bütün görüntüleri durgun suların

Eylüldür

 

Gecenin denizinde o beyaz martı

Issız kanatlarını çırpar yorgun

Sis dağılsa belki uzakta

Belki uzakta gözleri görünür

Düşer gölgesine yaprak

Eylüldür

 

Sessiz rüzgarıdır uzak dağların

Andıkça daha yakın daha belirsiz

Büyük unutulmuşların denizinde dalga

Büyür sabahlara kadar büyür

Bitmiştir yürünecek yolların

Eylüldür

 

Ergin Sander :clover:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Şuan gece yarısı,

Bana göre günün tam ortası,

Satırlara döküyorum şuan seni,

Anlatmak için kelimeler yetmiyor inan ki,

 

Gün batımıyla yalnızlık gelir kapıya,

Sanki, sanki adeta durur dünya,

Sokaklar hiç olmadığı kadar sessiz,

Şimdi bi ümitle sabahı bekleyeceğiz,

 

Güneş kendini gösterene kadar,

Ben seni düşlerim,

Keşke, keşke şuan yanımda olsa derim,

Bir ümitle yollarını gözlerim...

 

Gel güzel yeter ki gel,

Ben seni gelmesende bekleyeceğim...

 

:clover:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Birden Bire Bitmeyecek

Sensizliğe alışmak ne kadar da zor

Korkarım hiç alışamayacağım ben buna

Salkım söğüt saçlarına düşsede aklar,

Yapraklar sararıp dökülse gelsede sonbahar

Yüzünde yılların çizdiği kırışıklar

Zamanın son vagonunda da olsan

Alışamayacağım sensizliğe korkarım

Ve bitmeyecek bendeki sevdan

:clover:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Yürek çağrısı

 

 

 

Acılı yağmurlarla düşmüşüm yere

Tatlı su göllerine akamıyorum

Yüzüm yüreğim deprem dalgası

Bu gül kıyımlarına bakamıyorum

Her sevi bir turkudur bağrımda

Her öfke bir ağıt

Ağıtlar kuşatmış dört yanımı

Kendi türkülerimi haykıramıyorum

 

Şarkılarla bezeniyor ufuklar

Yüreğim patlıyor dağbaşlarında

Yüreğim

Sancımı duyar mısın yaralarında

Kuş seslerinde yas nağmeleri

Şarkılar sabır ve çile makamında

 

Mendilimde öfke çıkınımda bilinç

Uykusuz kalır mısın kitaplarıma

Dudaklarımda hüzün

Avucçarımda sevinç

Kulak verir misin çığlıklarıma

Dağları aşarak gelmişim sana

Demir kapıları kırarak

Işık olur musun karanlıklarıma

 

İsterim ki senden

Yaylalarda otlak olasın

Ovalarda ırmak olasın

Yayılasın göğsümün kırlarına

Sarasın beni sarasın

 

Dallarını sevdası düşmüş toprağa

Olgun meyvelere hasret gençliğimiz

Zamanın billur cağlayanı

Gürül gürül akarken avuçlarımızda

Bir damla yağmur adına

Yakarmış dağbaşlarında yüreğimiz

Gökyüzünde sanılmış bütün yaşam

Gökyüzüne çivilenmiş ellerimiz

 

Ateşler yine parlıyor dağlarda

Dolular yine kırıyor çiçekleri

Gecenin karnına inerken şafağın tekmeleri

Bulutları delen ışıklar

Ezik ve kinli

Aydınlık iri

Sanki kocaları işkencede kadın gözleri

 

Nasıl kapanır bu kanayan yara

Nasıl anlatılır ki sana bu hal

Terimde tuz gözyaşımda bal

Bağdaş kurar mısın soframa

Gözlerimde umut yüreğimde aşk

Ölümleri boşlayıp düşer misin sevdama

 

İsterim ki senden

İnancıma aşık olasın

Zindanıma ışık olasın

Yürüyesin gönlümün yollarına

Sorasın beni sorasın

 

İnce kabukları zorlanıyor zamanın

Gelecek damlıyor yorgun havuzlara

Damlalarla yılların gelin yüzü

Suların üstünde koskoca bir cağ

Umutlar sığmaz oluyor alanlara

 

Baharda gazel dökme bahçelerime

Ben yaşamayı bilmez miyim

Çocuklarım okul yollarında

Okullarım sabah kollarında

Sanki güzellikleri görmez miyim

Papatya beyazlığında ölüm sarısı

Karanfil kıvrımlarında kan

Bu çicekler uğruna ölmez miyim

De gülüm ben seni sevmez miyim

 

Bahar değil acı yükleniyor dallarıma

Yapraklarımda ayrılık

Meyvelerimde gurbet

Vuslat olup gelir misin kollarıma

Ellerimde kiş saçlarımda kar

Cemre olup düşer misin toprağıma

 

İsterim ki senden

Yılgınlıkta inanç olasın

Zulme karşı direnç olasın

Gömülesin aşkımın sularına

Göresin beni göresin

 

Göresin ki destan edesin

Söyleyesin dillerden dillere

Bir türkünün dizelerinde

Bir kavalın nağmelerinde

Alıp başını gidesin

Bağrı yanık yeller üstünde

Güneşin rengiyle düşesin ufuklarıma

Kırasın karanlıklarımı kırasın

 

 

Adnan Yücel

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

sen gelmez oldun

SEN GELMEZ OLDUN

UYKUSUZ GEÇEN GECELER

ÇOK OLDU NİCELER

BU KALBİM SENİ İSTER

SEN GELMEZ OLDUN

 

AĞLAMAKTAN GÖZYAŞLARIMI KURUTTUM

BENLİĞİMİ BENDE UNUTTUM

HEP YOLLARINI BEKLER OLDUM

AMA SEN GELMEZ OLDUN

 

BİRTEK SENİ SENİ SEVDİM

SEN KALBİMDE TEKTİN

HEP YOLARINI BEKLEDİM

AMA SEN GELMEZ OLDUN :clover:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ah su geceler, karanlik geceler

Beni sensizlige daha cok itenler

Geceleri seni daha cok özlüyorum

Geceleri sensiz olmak cok koyuyor bana

Yalnizlıgımda suclu olan kim diye düsünüyorum?

Benmiyim yoksa sen mi?

Bir cevap bekliyorum birinden, bir hesap!

Ama kimse agzını acıpta senle ilgili bir laf etmiyor

Sanki sen hic yasamadın, sanki hic hayatıma girmedin gibi

Aglamak geliyor icimden, aglayıp acımı azaltmak

Olmuyor, yapamıyorum, su demirden kabugumu kıramıyorum

Gün gelir buda gecer diyorum, unutursun onu!

Oysa kendimi kandırıyorum

insan kendisini unuturmu?

:clover:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bahardır Adım Güneştir Sembolüm

 

 

 

 

Bahardır adım güneştir sembolüm

Umutsuzluğa çiçek satarım

Hasretliği süpüren rüzgarım

Gönüllere dost seyyahım

Kırgınlıkları toplayan hurdacıyım

Kış gönülleri bahara döndüren falcıyım

Kavuşamayan aşkların arasında postacıyım

İster içinde ister yanında arkadaşınım

Nefsinde sınır beyninde düşünceyim

Benliğindeki benim

Aynanım nasıl görmek istersen

Sen ne istersen ben oyum

Nurten Tarım

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

HAYDİ GÜLE GÜLE GÜLÜM

 

Haydi güle gülü gülüm

haydi güle güle

Hani ağlamak yoktu?

Ağlama kızım,

gözüne batacak sürmelerin.

Taksiye bindin işte,

işte hapishanesinde yattığım şehrin

geçiyorsun içinden.

Şöför belki ben yaşta bir adam

dikiz aynasından bakıyor sana

anlıyor bu güzel kadının ağlamasını.

Belki onunda içerde yatanı vardır,

belki tanır beni, belki kendiside bizdendir.

Biliyorum:

Demirlerden seyrettiğim bu şehir

kaplıcalar

türbeler

ipek fabrikaları ve kocaman bir çınardır.

Ve sahici insanları

benim insanlarım

nasılda perişan...

Fakat yüzlerine güneş vurmuş gibi olmuştur

sen gözyaşları arasından

onlara baktığın zaman.

Sen bu şehre bundan öncede geldin demek?

Sen bu şehre gelesinde beni aramayasın!

Öylemi? AĞLA GÜLÜM!

Hemde hüngür hüngür ağlamalısın.

Hayır ağlama, Allah belamı versin benim ağlama!

Etrafına bak:

Ben ve şehir çoktan arkada kaldık

 

NAZIM HİKMET

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Beni en güzel günümde

Sebebsiz bir keder alır

Bütün ömrümün beynimde

Acı bir tortusu kalır.

 

Anlayamam kederimi

Bir ateş yakar derimi

İçim dar bulur yerini

Gönlüm dağlarda bunalır.

 

Ne bir dost ne bir sevgili

Dünyadan uzak bir deli

Beni sarar melankoli

Beni sarar melankoli.

 

Ne kış ne yazı isterim

Ne bir dost yüzü isterim

Hafif bir sızı isterim

Ağrılar sancılar gelir.

 

Yanıma düşer kollarım

Görünmez olur yollarım

En sevgili emellerim

Önüme ölü serilir.

 

 

Sabahattin Ali :clover:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

VUSLAT

 

 

Bir uykuyu cananla beraber uyuyanlar,

 

Ömrün bütün ikbalini vuslatta duyanlar,

 

 

Bir hazzı tükenmez gece sanmakla zamanı,

 

Görmezler ufuklarda, şafak soktuğu ani...

 

 

Gördükleri Rusya ezeli bahçedir aşka;

 

Her mevsimi bir yaz ve esen rüzgarı başka.

 

 

Bülbülden o eğlencede feryada işitilmez;

 

gül solmayı; mehtaba, azalıp gitmeyi bilmez...

 

 

gök kubbesi her lahza, bütün gözlere mavi...

 

Zenginler o cennette fakirlerle müsavi;

 

 

Sevdaları hülyalı havuzlarda serinler,

 

Sonsuz gibi, bir fıskiye ahengini dinler.

 

 

Bir ruh, o derin bahçede bir defa yasarsa

 

Boynunda Onun kolları, koynunda O varsa,

 

 

Dalmışsa Onun saclarının rayihasiyle,

 

Sevmekteki efsunu duyar her nefesiyle.

 

 

Yıldızları, boydan boya doğmuş gibi, varlık

 

Bir mucize halinde o gözlerdendir artık.

 

 

Kanmaz, en uzun buseye, öptükçe susuzdur

 

Zira, susatan zevk, o dudaklardaki tuzdur.

 

 

İnsan ne yaratmışsa yaratmıştır o tuzdan...

 

Bir sır gibidir azcık ilah olduğumuzdan.

 

 

Onlar ki bu güller tutuşan bahçededirler.

 

Bir gün nereden hangi tesadüfle gelirler?

 

 

Aşk, onları sevkettigi günlerde, kaderden

 

rüzgar gibi bir sevk alır, oldukları yerden.

 

 

Geldikleri yol, Ömrün ışıktan yoludur o!

 

Alemde bir aksam ne semavi koşudur o!

 

 

Dört atlı o gerdune, gelirken dolu dizgin,

 

Sevmiş iki ruh ufku görürler daha engin,

 

 

Simaları her lahza parıldar bu zefirle;

 

gök, her tarafından, donanır mes'alerle!

 

 

Bir uykuyu cananla beraber uyuyanlar,

 

Varlıkta bütün zevki o cennette duyanlar

 

 

Dünyayı unutmuş bulunurken o sularda,

 

-Zalim saat ihmal edilen vakti çalar da-

 

 

Bir an uyanırlarsa leziz uykulardan,

 

Baştanbaşa, herler kesilir kapkara, zindan...

 

 

Bir faciadır böyle bir alemde uyanmak...

 

Günden güne, hicranla bunalmış gibi, yanmak...

 

 

Ey tali! ölümden ne beterdir bu karanlık!

 

Ey Aşk! O gönüller sana mal oldular artık!

 

 

Ey vuslat! O asıkları efsuna Rafet!

 

Ey tatlı ve ulvi gece! yıllarca devam et!

 

 

YAHYA KEMAL BEYATLI

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

vefasz

Sende vedaların hiç tarifi yok,

Çektiğim acıyı ruhun duyarmı?

Canım deme bana canım değilsin,

İnsan hiç sevdiği cana kıyarmı?

 

Bizde adettendir gidenler dönmez,

Bekleme boşuna bu zafer benim.

Sana gönül veren düşünsün artık,

Gururum aşkımdan büyüktür benim,

:clover:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Gözlerinin içine değsem

Sana beni anlatabilsem

Yıllarca susmuşken şimdi

Tekrar yeniden diyebilsem

 

Ellerinin boşluğunda yansa avuçlarım

Üşüsem yokluğunda tek başıma

Ağlasam derdim yüzse göşyaşlarımda

Tekrar seni sevdiğimi duyabilsen

 

Bir şarkı mırıldansam içimde

Seni hasretimle buluştursam kalbimde

Acılarını terkettirsem yüreğinde

Tekrar istesem aşka dilek

:clover:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

.....................SUS.....................

 

 

Bu gece yanımda olabilmeliydin

Gölgeni seyredebilmeliydim holde gezinen

Mutfaktan bir şeyler aramalıydın ve

Kırılmadıydı bir bardak mermerde, en kıymetlisinden

-Canın sağ olsun, seslenebilmeliydim, - boş ver aldırma

Yüreğinin atışını duyabilmeliydim bu gece, dalga dalga

Şekerini karıştıran bir kaşığın bardak sesine karışmalıydı sesin

–Sen de ister misin?

Bu gece yanımda olabilmeliydin

Demleyebilmeliydik zamanı seninle

Demlenebilmeliydik

 

Korumasızdır yavruları kumruların / biraz saf, uçmaya hevesli

Taşıyamaz kanatları oysa acemi uçuşları

 

En uslu dokunuşlarım gezinebilmeliydi saçlarında / düşmeden önce

Çenenden tutup yüzünü bana doğru kaldırabilmeliydim

Körkuyu gözlerinde dibe vurabilmeliydim özlediğim

Kozasında büyümeliydi mavi şafak renginde ipekten bir sevgi

Ayrılık nedir bilmemeliydi ve öğrenmemeliydi

Ölüme bir türlü sonsuzluk dendiğini

 

 

İbadetine diz çökmüş bir bekleyişin dualarında

Kokun dokunuyor önce bam teline sızımın / pan flüt eşliğinde

Arka fonda gözü kan çanağı yarasa geceler bekçim

Resimlerinde flu bir bulut / kir beyazı, pamuk duman

Çalmayın mavimi diyorum gözlerimin mayasından

Acıtıyor dudaklarımı filtresinden yanan ateş

Bu kaçıncı bilmem

Bu kaçıncı sigaram

 

 

Bu gece yanımda olabilmeliydin, çırılçıplak soyunup geçmişinden

Harman yeri savrulmuş duygularıma yenik düşmüşlüğümde

Küfürlerin binini bir paraya savurduğum bu yazgıya

Öpebilmeliydin dudaklarımdan

- Sus..!

Bu gece yanımda olabilmeliydin

 

 

İmansız bir acının terkisinde kırbaç ıslığı sesim

..........Sus / tura

....................bilmeliydin

..........Sus / a

....................bilmeliydim

 

Bu gece yanımda olabilmeliydin...

 

Nurten Altınok

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.