Zıplanacak içerik

Canraşit

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

Canraşit tarafından postalanan herşey

  1. Bunlar sorumun yanıtı değil. Sorum hala cevaplanmadı :
  2. Rica ederim efendim. Okumaya değer bulduğunuz için asıl ben size teşekkür ederim.
  3. Bunlar zaten bilgiye dayalı düşüncelerdir : “Yunan askerleriyle birlikte Türkiye’de 160.000 askerimiz var. Türklerin ise 80.000. Fransız, İngiliz ve Yunanlılardan meydana gelen her iki asker, bir Türk askerini yenemez ise bu konferansı durdurup Türklerin bütün isteklerini kabul edelim!... Mustafa Kemal Paşa adi bir çeteci değildir. Türk Hükümeti’nin atadığı Erzurum valisidir. Bu Türk valisi bizim müttefikimize (Maraş’ta Fransızlara) saldırsın, biz hiçbir harekette bulunmayalım. Bu olamaz. Hemen en enerjik tedbirleri almalıyız. İlk iş olarak Mustafa Kemal Paşa’nın atılmasını istemeli, sonra Müttefik Kuvvetlerle İstanbul’u işgal etmeliyiz.” ( Lloyd George Londra Konferansı 5 Mart 1920 ) “İngilizler, İzmit etrafında, Hasanpaşa, Solaklar, Tepe Köy, Ağa Köyü hattının bazı yerlerine siperler kazarak buralara Halife Kolordusu’ndan 1, 2 ve 3. alayları yerleştirmişler ve bunların cenah ve gerilerine de iki üç İngiliz taburu koymuşlardı. İzmit Limanı’nda bulunan birkaç parça İngiliz Savaş gemisi de söz konusu savunma mevkinin sağ kanadını ateşleriyle koruyabilecek bir durum almıştı.” “14 Haziran sabahının erken saatlerinde önceden kararlaştırdığım plan gereğince her taraftan yapılan baskın saldırıları Halife Kolordusu’nun birlikleri üzerinde beklediğimiz etkiyi yapmış, piyadelerinin hemen hepsi direnme göstermeksizin tüfek ve makineli tüfekleriyle bizim tarafımıza geçmişlerdi. Yalnız topçuları Kumla Çiftliği civarında mevzi alarak üzerimize ateş açmak cüretinde bulunmuştu. Fakat topçumuzun şiddetli ateşi karşısında ateş keserek İzmit şehrinin girişine sığınmışlardı. Öğleye kadar Hacı İbrahim, Solaklar, Tepeköy, Akköy hattı tarafımızdan işgal olunmuş, Halife birliklerini bizimle savaşa sokmak amacıyla üzerimize ateş açmış olan bazı İngiliz birlikleri, İzmit içerisine kadar sürülmüştü.” “İngiliz uçaklarının bu saldırısı üzerine 14/15 Haziran gecesi baskın hareketi ile İzmit’in işgaline karar vermiştim. Ne yazık ki bu baskın İzmit’in kuzeyini inatla savunmakta olan Ermeni çetelerinin direnmesine rastlamış ve bu nedenle bir sonuç vermemişti. 15 Haziran’da İngilizlerin İzmit’i boşaltacakları söylentisi dolaşmışsa da gerçekleşmemişti. Aynı gün İzmit’in kuzeyine karşı tekrarlanan saldırı hareketimiz şehrin kenarlarına kadar ilerlemişti. 16/17 Haziran’da İngilizlerin karadan ve denizden İzmit’i savunmaya başlamaları üzerine hareketimizin biçimi ve niteliği değişmiş, esasen bu saldırılardan beklediğimiz sonuçlar da sağlanmış olduğundan, hareketimizi durdurmuş, birliklerimizin eski mevkilerine dönmeleri kararını vermiştim.” “Kütahya’nın Milli kuvvetlerimiz tarafından işgalinden sonra İngilizler evvela çekilmiş, fakat sonra eski yerlerine dönmek istemişlerdi. Milli Kuvvetler Kumandanı ise geri dönüşlerine izin verilmeyeceğini bildirmesi üzerine iki taraf arasında bir müsademe olmuş, mateessüf iki taraf da kayıplar vermişti.” “Yunan birlikleri kısa bir sürede, Bandırma, Bursa ve İzmit bölgesini işgal ederek İngiltere hesabına Boğazları güvenlik altına alırlar. İngilizler, Anzavur Paşa kuvvetleri ile Süleyman Şefik ve Suphi Paşaların Halifelik Ordusu’nun başaramadığı bu işi Venizelos’un Yunan Ordusu’na yaptırmak kararındadırlar.” ( Batı Cephesi Kuvayı Milliye Komutanı Ali Fuat Cebesoy ) “Aslında 22 Haziran 1920 Yunan ilerlemesi tamamen İngiltere’nin kontrolünde bir saldırıdır. Saldırı planları İngiliz kurmayları ile birlikte hazırlanmıştır. Olayların iç yüzünü bilme bakımından geniş olanaklara sahip bulunan Prof. A.Toynbee, saldırı planlarının İngilizlerle birlikte hazırlandığını yazmaktadır.” ( Doğan Avcıoğlu ) Ayrıca, halifeliğin kaldırılması da bu linkteki kaynaktan okunabilir : http://tr.wikipedia.org/wiki/Halifeli%C4%9Fin_kald%C4%B1r%C4%B1lmas%C4%B1
  4. Suriye'nin arkasındaki Rusya'yı neden ermperyalist saymıyorsunuz ? Suriye Rusya olmasaydı bu kadar direnebilir miydi ? Rusya'yı emperyalist saymayıp Sovyetleri neden emperyalist sayıyorsunuz o zaman ? Ya da Rusyayı emperyalist sayıyorsanız, neden Suriyede Rus hegemonyasına karşı ABD müdahalesini kötü buluyor da, Afganistanda Sovyet hegemonyasına karşı ABD müdahalesini kötülemiyorsunuz ? Türkiye'de darbe Sovyetleri durdurmak oluyor da, Suriyedeki ABD müdahalesi neden Rusyayı durdurmak olmuyor ? İkisinde de saldıran ABD iken. Yoksa, bu çifte standart Suriyedeki rejim karşıtı cephedeki radikal islamcıların kimliğinden mi kaynaklanıyor ? Ne de olsa Evren onlar gibi değildi, " Atatürkçü " idi, değil mi ? Mitinglerde Kuran ayetleri de okumadı, yurt dışındaki diyanet din görevlilerin maaşlarını da Rabıtaya ödetmedi, tarikatçıların önünü de hiç açmadı zaten.
  5. Tabii eksik bilgi olursa, " olan gerçek " sanılarak bunlar savunulabilir. Oysa, olan gerçekler şunlardır : 1- BK ile sıcak çatışma anlamında savaşılmıştır ve yenilmiştir. 2- BK Osmanlı'nın yıkılmasını değil, sömürgelerindeki Müslümanları kontrol edebilmek temelinde kullanışlı bir halifenin olduğu ve sembolik bir toprak parçasının yeterli olduğu bir Osmanlı istiyordu. Vatikan gibi.
  6. BK'nın birey devleti olması savunulmuyor muydu yoksa ? Yazdığımın bağlamını algılamak bu kadar mı zor ? " İşte bugün Birey devletleri Emperyalizmin önde gidenleridir diye, birey devletini savunmamak ne kadar mantıksızsa, döneminde Millet Devletleri Emperyalizmin önde gideniydiler diye de o dönem için Millet Devletini savunmamak o kadar mantıksızdır. Dolayısıyla, Kemalist devrimi savunduğum için " insanlasma da farkli bir bilinctir. Cunku insanlasan bunlari savunmaz. " demek ne kadar hakaret içerikli ve mantıksız ise, bugün Birleşik Krallık'ı savunan biri ( kim acaba ) için de aynı ifadeleri kullanmak aynı derecede hakaret içerikli ve mantıksızdır. Tabii retorik ifadeleri algılayamayan daha evvelki cevabımı ve o temeldeki şimdi bu yazdıklarımı yine algılayamaz, o başka. " Son cümlemdeki öngörüm de doğru çıkmış maalesef.
  7. Ona baştan yanlış olan denmez, devrim süreci denir. Devrim süreci tamamlanamadığı için, kesilen devrim sürecinin bir anındaki devrim için kullanışlı mevcut yapıyı ele geçiren, bu yolla aynı yapıyı kendi çıkarına uygun olarak karşı Devrim amacıyla kullanmıştır. Olay bundan ibarettir. Önce 50'de DP eliyle ABD ele geçirmiş, sonra 60'da, 71'de, 80'de, 97'de yine ABD asker eliyle devam ettirmiş, 97'den sonraki kırılma sırasında asker eliyle Ulusalcı ele geçirimi 2001'de ve sonrasında sivil darbeyi yemiş, tekrar ABD tarafından ele geçirilmiştir. Şu anda ise RTE ele geçirmeye çalışmaktadır.
  8. Elbette şu an demokrasi yoktur, elbette şu an RTE'ye ABD desteği kalktığında sıcak para kesildiğinde ekonomi çöker ve elbette Türkiye'de üretim olmadığı için kalkınması sanaldır ve kalıcı değildir. Zira, RTE şu an hem içte hem de dışta ABD çıkarlarına aykırı işler peşinde gibi görünüyor. Askeri darbe olsaydı bu ancak yine ABD destekli olabileceğinden tablo son durumun öncesinden farklı olmazdı. Ama diyelim ki Ulusalcı bir askeri darbe oldu. işte o zaman ambargolar, kışkırtmalar, terör had safhaya çıkartılırdı, ekonomik sıkıntı artarak 2001 krizindeki gibi benzer bir hale gelebilirdi. Yani halk bağımsızlığın bedelini bir şekilde öderdi. Zaten bu nedenle NATO'dan çıkılması ve Rusya-Çin-İran'a yakınlaşılması gerektiğini söyleyen bir emekli paşa hemen içeri alınmıştı dalgalardan birinde hatırlarsanız. Zaten RTE de bunun bilincinde olduğundan desteğini aynı emperyalist ittifaklarda arıyor görünüyor. Önemli olan ne şekilde olursa olsun bağımsızlığın bedelini ödeyecek halkın bunun bilincinde olması ve sonuçlarına katlanıp, kabul etmesi. Halk bu bilinçte olsaydı, Irak'a tezkere çıkarmayan hükumete karşı yaratılan 2001 krizinin sonuçlarına katlanabilir, faturayı hükumete kesmezdi. Zaten, Gladyo benzeri yapılanmalar, halkın tabiri caizse etik değerler üzerinden gaza getirilebilirliği ve milli bilincinin yokluğundan yararlanarak ister askeri olsun ister sivil darbe ortamları hazırlama şansını bu nedenle kolay bulur. Buna göre, 2001 krizi de medya kullanılarak F tipi Gladyonun bir manüpülasyonu idi. Buna karşılık tasfiye edilmek istenen Gladyonun Ulusalcı kanadının karşı manüpülasyonu oldu ama bu da F Tipi tarafından yandaş medya yolu ile ve usülsüz davalarla bertaraf edildi. Halk bunu da yedi. Askeri vesayet kaldırıldı, Sivil Vesayet başladı. Şimdi ise, yine F Tipinin RTE üzerinde manüpülasyonları söz konusu. Bunun etkinliği ve şiddeti de seçimlerin sonucuna ve RTE'nin geri adım atabilmesine bağlanmış durumda. Aksi halde itibarsızlaştırma adına bulurlar bir şeyler ve o da gider. Burada önemli olan her zaman ABD'nin çıkarıdır. Halkın bilinçlenmesi de bu çıkarı tehdit eden en önemli unsurdur.
  9. AKP'yi de getiren halktır. O halde " AK Parti " de aklanmıştır, öyle mi ? O halde bundan sonra bir daha eleştirmezsiniz AKP'yi herhalde.
  10. Buna gerek olmadığından zaten diktatörüm demedi. Zira, 81 Anayasası zaten diktayı fiilen sürdürdü. Olmayan grev hakkı, YÖK, 1990'a kadar Farkı Dilde Konuşma Yasağı, 2000'e kadar Farklı Dilde Yayın Yasağı, Lider Sultası yaratan Siyasi Partiler Kanunu, Seçim barajı vs. gibi Anti-Demokratik uygulama ve yasalar kimin eseri ?
  11. Ya o tankerin frenlerini bozan biri varsa ve zaten o sürücüyü bu yukarıdaki senaryo nedeniyle vurmasını bu şekilde meşrulaştıran da aynı kişi ise ?
  12. ABD işgali ile darbe arasındaki 10 fark nedir ? Darbeden sonra Türkiye tam bağımsız mı olmuştur, yoksa ABD'ye daha bir bağımlı mı ? Darbeden sonra Türkiye daha mı Atatürkçü olmuştur, yoksa Atatürkçülük adı altında daha bir YEŞİL KUŞAK TÜRK - İSLAM SENTEZCİSİ Mİ ? Darbeye Fethullah Gülen neden destek vermiştir ? Fethullah Gülen Atatürkçü müydü ?
  13. İşte bugün Birey devletleri Emperyalizmin önde gidenleridir diye, birey devletini savunmamak ne kadar mantıksızsa, döneminde Millet Devletleri Emperyalizmin önde gideniydiler diye de o dönem için Millet Devletini savunmamak o kadar mantıksızdır. Dolayısıyla, Kemalist devrimi savunduğum için " insanlasma da farkli bir bilinctir. Cunku insanlasan bunlari savunmaz. " demek ne kadar hakaret içerikli ve mantıksız ise, bugün Birleşik Krallık'ı savunan biri ( kim acaba ) için de aynı ifadeleri kullanmak aynı derecede hakaret içerikli ve mantıksızdır. Tabii retorik ifadeleri algılayamayan daha evvelki cevabımı ve o temeldeki şimdi bu yazdıklarımı yine algılayamaz, o başka.
  14. Afganistan'da o zaman ki meşru Sosyalist hükumete karşı o zamanın El-Kaidesini kullanarak, bu hükümeti devirmeye çalışmak ABD işgali değilse, Suriye'de olan nedir ve yöntemsel olarak ne farkı vardır ? Siz bir benzerlik kurmaya çalışıyorsanız, eğer 12 Eylül olmasaydı Türkiye'de bir Sosyalist iktidar olacağını varsayarak, bu iktidara ve meşru ordusu ile ABD'nin desteklediği kuvvetler arasında bir iç savaş olacağına inanıyor ve bu savaş sırasında hukümetin Sovyetleri yardıma çağıracağını düşünüyorsanız, zaten Türkiye'nin resmi olmasa da fiilen ABD işgalini ve Türkiye'nin asla Afganistan gibi bağımsız olmadığını ve olamayacağını da kabul etmiş oluyorsunuz. Zira Afganistan'da olan budur. Oysa, Sovyetlerin böyle bir niyeti olsa darbe olduğunda da müdahalesi olurdu. Zira, darbe zaten fiilen ABD işgali demekti. Ve zaten sizin senaryonuzdaki gibi eğer Evren bir kurtarıcı olmuş olsa, Türkiye tam bağımsız olurdu.
  15. Güncel BOP Projesi ile o zamanın YEŞİL KUŞAK Projesi benzer İslami temelde olmakla birlikte hedefleri itibariyle aynı değildir. Sovyetlere karşı YEŞİL KUŞAK Projesi dahilinde bir blok oluşturmak isteyen bir ABD neden, Türkiye'nin parçalanmasını istesindi ? Bir bahane / meşrulaştırma zemini ( iç çatışma ) yaratarak bu sebeple darbe yaptırıp kendilerince Komünizme karşı bir panzehir olarak gördükleri TÜRK-İSLAM sentezini hayata geçirmek varken, neden parçalanmasını istesindi ?
  16. Türkiye'nin NATO'ya katılışından itibaren var ve yani hala var. Eskiden Ülkücü-Milliyetçi Gladyo vardı, şimdi Fethullahçı Gladyo var. Eskiden kullandığı yöntemler başkaydı, şimdi başka. Yalnız, Sovyetlerin çöküşü ile birlikte eski Ülkücü-Milliyetçi Gladyo yol ayrımına geldi ve Ulusalcı ve Amerikancı olarak ikiye ayrıldı. İşte bizim şu an Fethullahçı dediğimiz Gladyo o günün Amerikancı kanadının devamı, o misyonun bugünlere taşıyıcısıdır. Zaten, Ergenekon tertibi, aslında Gladyonun Ulusalcı kanadının tasfiye işlemidir. Ayrıca Ergenekon tertibi, bu tasfiye işlemine ek olarak tüm muhalif sivil kesimlere karşı bir sindirme operasyonudur. 12 Mart 71 Muhtırasını hatırlayalım. Mahir Kaynak nasıl önce MDD'ci solcu cepheye sızmış, provoke etmiş ve daha sonra MDD temelinde yapılması planlanan 9 Mart darbesini deşifre etmişti ve akabinde Amerikancı 12 Mart darbesi gerçekleşmişti. İşte 12 Eylül'deki mantık da aynıdır. İki tarafı da el altından destekleyen, ajan provakatörlerle olayları tırmandıran aynı Gladyodur ve bir " OUR BOY " olan bir Genel Kurmay Başkanının bu faaliyetlerden haberdar olmaması imkansızdır. Evet Evren görevini yapmıştır. Ona verilen görev tabana yayılma eğilimi gösteren yükselen sınıf bilincinin önünü kesmek, demokratik hakları kısıtlamak ve böylece ülke ekonomisini Global ekonomiye tam anlamıyla entegre etmektir. Malum, hakları kısıtlanan " ucuz işçi cenneti ", her zaman Kapitalizmin tercihidir.
  17. http://www.dailymotion.com/video/x9b7m7_grup-yorum-buyu-erdal-eren_music
  18. Gerçekten çok benziyor. Yoksa o fotoğraf bir kurgu mu ?
  19. İşte aslında gerçek " Evren " sel insan böyle olunur.
  20. Aman efendim katiyen olmaz, siz önden buyurun :
  21. Anlaşılan Kenan Evren'in masalları toplumda baya etkili olmuş.
  22. Yalnız dine saplanmayıp dinsiz olununca mı laik olunabiliniyor yani ?
  23. Millet nedir ? Millet Devleti nedir ?

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.