Zıplanacak içerik

Canraşit

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

Canraşit tarafından postalanan herşey

  1. Farkındayım da Milli Vesayetin toplumda bulunan çoğunluktaki sosyo-etik farkın politik tahakkümü olarak algılandığını bildiğim için itiraz ettim. Yoksa, Milli Vesayet demek bu değildir ve böyle olmadığı için zaten politik değildir.
  2. O halde neden geri olmalarının nedeni olarak dine saplanıp laik olamamış olmaları varsayılarak Güney Amerika ülkeleri örnek gösterildi ?
  3. Alaka şu : 80 öncesi bir derin devlet vardı Gladyo benzeri. Bunun görevi darbeye zemin hazırlamak, yani önce iki taraf yaratıp sonra bu iki çarpıştırıp, darbeyi toplumun istemesini sağlayıp darbeyi bu yolla meşrulaştırmak. Konu da şu : Kenan Evren bu yapılanmadan haberi var mıydı ? İlker Başbuğ ile alakası da şu : İlker BAşbuğ'un Olmayan Ergenekondan haberi doğal olarak olamayacağı, böyle bir örgüt olsaydı kesin haberi olacağı idi. Olsaydı, Ergenekon Laik-Laik olmayan kutuplaşması çıkaracak ve böylece darbeyi toplumun istemesini sağlayıp gelecek darbeyi bu yolla meşrulaştırmış olacaktı.
  4. Her Millet Devleti politik değildir. Dini vesayetten önce olan da Atatürkçülük vesayeti değildir. Başka bir türlü vesayettir, ABD'nin istediği, Atatürkçülük adı altında ama içi boşaltılmış bir sistemin vesayetidir.
  5. Ne yani Laiklik dinsizlik midir ? Laik olmak için dinsiz mi olmak gerekir ? Kuzey Amerika dinsiz miydi ? Venezuela kendisini sömürtmüyor ama aynı zamanda epey dindar bir ülke mesela.
  6. Onu diyorum işte. Düzmece olduğu için İlker Başbuğ'un haberi olması beklenemez. Düzmece olmasaydı, mutlaka haberi olurdu. Aynen Kenan Evrenin haberdar olduğu gibi.
  7. Görülürse, Muhammed Necibullah'a söylenebilir.
  8. Komünist Parti kurulması için değil, savaş için İyi okumak lazım yazılanları, yoksa işte böyle fantaziler üretmek işten bile değildir.
  9. Yeşil ordu hem din hem de bolşevik yanlısıydı. Orduda din üzerinden bir bölünme olduğu bunu yazanın fantazisinden başka bir şey değildir. Atatürk'ün Yeşil orduya karşı olup, dağıtmak istemesi, onun başına Çerkes Ethem'in geçmesinden sonradır.
  10. Atatürk Lenin'e karşı kartını açık oynamıştır. Anti Emperyalist bir savaş verdiğini ve 3. Enternasyonalde alınan karar gereğince bir Komünist Parti kurulmasına izin vereceğini söylemiş ve yapmıştır.
  11. Kimsenin cici dediği yok. Önce bunu bir anlamak gerekir. Ondan sonra da bu anlatılanın Sovyetlerin emperyalist politikası nedeniyle olmadığını anlamak gerekir.
  12. Konu HY değil. Enternasyonel marşını onun gibi bağlam dışı cımbızlamak.
  13. Daha önce söylemiştim zaten Stalin savaş sonrası emperyalist politika gütmüştür.
  14. 3. Enternasyonalde alınan karar gereğince, Lenin'in Atatürk'ten istediği Türkiye'de bir Komünist Parti kurulması idi. Atatürk de Lenin' e verdiği bu sözü tutmuştur. Atatürk kimseyi kandırmamıştır.
  15. Bu bir kural yada öneri değildir. Yabancı emperyalist saldırıya maruz kalan bir iktidarın kendi tercihidir. Sovyetlerin durduk yerde Afganistanı işgal etmediğinin açıklamasıdır.
  16. İdeoloji kaynağı olarak Lenin, Stalin resimleri taşımakla, Sovyet egemenliğini kabul etmek başka şeylerdir. Bir de bakıyoruz HY da sizin aynen burada söyleneni diyor : “Bu kızıl kan denizinin ufkundan bir kızıl güneş doğacak” diyor komünistler. Bak, “bu kızıl kan denizi;” “deniz gibi kan akacak” diyor komünistler, deniz gibi ve “bu kızıl kan denizinin ufkundan kızıl bir güneç doğacak” diyor. Bir de işin aslına bakalım Enternasyonal Marşından : Cellatların döktüğü kan Bir gün onları boğacak Bu kan denizinin ufkundan Kızıl bir güneş doğacak Umarım anlaşılmıştır. Görüldüğü gibi HY misali cımbızlama yöntemi her yerde sökmüyor efendim.
  17. Embesil Sultanın bile bildiği, KGB arşivlerinin açılmasıyla, Sovyetlerin her ülke üzerindeki gizli planlarının ortaya çıkması ama bir Türkiye'ye yönelik çıkmaması idi. Zaten Sovyetler, Stalini saymazsak, Lenin'le başlayan ve süregelen dış politikası gereği, yanı başında İngiliz veya ABD'ye bağlı bir ülkedense, bağımsız bir ülkeyi her zaman yeğlemiştir. Zaten bu nedenle Kurtuluş Savaşına silah ve para yardımı yapmıştır.
  18. Burada konu şartların olgunlaşmasını Sıkı Yönetim halinin verdiği yetkilere rağmen kullanmayarak beklemek. Yoksa, kimse halk desteği olmadan darbe olur demedi. Bir de küçük bir hatırlatma Sıkı Yönetimde Polis değil asayişi Asker sağlar.
  19. İnsan haklarına uygundur diyen mi oldu ? Gaipten mi geldi o ses yoksa :
  20. Affedilecek kişi katilden başkası olamayacağından çok ilgisi var.
  21. İlgili ayet öyle anlaşılacaksa şayet, köle hürü öldürdüğünde de kısas olmaz. Üstelik böyle anlaşılmamasına dair bir de kölesini öldüreni öldürürüz gibi bir hadis de mevcut. Hadi bu hadis İsrailiyat diyebiliriz. Ama Hanefi mezhebi de bu ayeti öyle anlamamış, uygulamada hür, köle, kadın, gayri müslim ayrımı falan yok.
  22. Sovyet Emperyalizminin yayılma stratejisi Kruşçevden sonra terk edilmiştir. Örneğin, Afganistan Demokratik Cumhuriyeti hükümeti, iktidardaki Sosyalist hükümetin devrilmesi için mücadele eden ABD emperyalizminin Pakistan üzerinden askeri ve taktik destek verdiği mücahitler olmasa ve zor durumda bırakılmasa yardım için Sovyetleri davet etmeyecekti. Zaten Sovyetlerin dağılmasından sonra KGB arşivleri didik didik edilip her türlü belge yayınlanmıştır. Ama Türkiye işgali veya desteklenen örgütler olduğu konusunda herhangi bir kayda rastlanmamıştır. Diğer taraftan Türkiye'de tek Sovyet yanlısı örgüt TKP'dir ki onunla ilişkilendirilen herhangi bir silahlı örgüt 12 Eylül mahkemelerinde bile olmamıştır.
  23. Evet, doğru. Darbe öncesinde Sıkıyönetim hali ve aynı irade zaten vardı. Üstelik bir beyanında Evren şartların olgunlaşmasını bekledik demişti. Zaten Özel Harekat Dairesinin kağıt üzerindeki görev tanımı Sovyet İşgali halinde yapılacaklarla ilgilidir. Eğer, kendisi böyle bir işgal olmadığı halde Özel Harekat Dairesinin birtakım gizli çalışmalarından haberdar ise bu komployu da kendince meşru görerek kabul etmiş demektir. Zaten bu mantıkla, İlker Bağbuğ'un da kendisine karşı dava konusu yapıldığı, onu ilgili " terör örgütünün başı " yapan, iddiaya göre darbe yapacak olan birimlerden de haberdar olmaması ve bu nedenle mahküm edilmemesi gerekirdi.
  24. Murat Bardakçı böyle bir bilginin yer aldığı bir belge yok diyor.
  25. Sınırlarını emperyalizmin çizdiği, döneminde emperyalizmin kukla Kralları ile yönetilen, petrol üzerinden türlü emperyalist hesapların yapıldığı bir bölge tam bir bataklıktır. Zaten " Yurtta Sulh Cihanda Sulh " diyen biri bu tür hesaplar içinde olamaz. Dolayısıyla, Atatürk Sadabat Saldırmazlık Paktı ile barışı garantiledikten sonra, OD'ya yönelik herhangi bir emperyalist dış siyaset güdücek değildi. Zira, emperyalizmin kıskacında olan bir coğrafyadaki ülkelerle ilişki geliştirmek, emperyalizm ile çıkar ilişkisi kurmak ancak onların Türkiye üzerindeki taleplerinin yeniden pazarlık konusu olmasına yol açacaktı. Atatürk döneminde ne Arap Sosyalizmi, ne Baas Partisi ne Mısır'da Nasır ne Libya'da Kaddafi ne de Afganistan Demokratik Cumhuriyeti ne de henüz bağımsızlıklarını kazanmış veya bu yolda mücadele eden OD ülkeleri vardı.

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.