Canraşit tarafından postalanan herşey
-
SİYASAL İSLAM ve DEMOKRASİ (Evrensel bağlamdan Türkiye Özeline)...
Türban yasağını savunduğunuz başlıktan : Olsun, yerine AKP verdik. Çelişki hala yerinde duruyor. Din korku titreme aracı değildir de demediniz, korku olarak mı algılanır da demediniz. Peki ne dediniz ? Yani, din korku aracıdır ama korku olarak algılanmaz demişsiniz. Yahu, gerçekten ne dediğinizi bildiğinizden emin misiniz beyefendi ? Saygılar sunarım.
-
Aleviler...
Saygılar sunarım.
-
Aleviler...
Saygılar sunarım.
-
Aleviler...
Efendim, indeterminizm, hesaplanabilirlik kavramını reddeden bir akımdır. Metafizik ile karıştırmamak gerekir efendim aman dikkat. Gorgias eserlerinde ilk Nihilist düşüncenin görüldüğü ilk çağ filozoflarındandır. Ve dediğim gibi daha önce, ''Nihilizm indeterminizm değildir''. Nereden çıktı bu efendim ? Bunun nedeni, Kaotik denklemlerin çözülemezliğindendir. Gök cisimlerinin mekaniği kaotik denklemler verir. Bu konuda Nobel ödüllü Matematikçi Poincare'nin deklerasyonu önemlidir. Araştırınız bi zahmet. İndeterminizmi Metafizik ile karıştırmamak gerekir, aman ha! Hayır efendim, yok öyle bir şey ! Kaos, determinizme eklemlenmemiştir. Saygılar sunarım.
-
Aleviler...
''İlk çağ felsefesi; M.Ö. 7. yüz yılın sonundan başlayıp, M.S. 2. yüzyıla dek süren dönemin felsefesidir. ilkçağ felsefesi, mitolojiden ya da çoktanrılı dinden kopuş ve doğal olayların yine doğal nedenlerle açıklanması gerektiği inancıyla başlamıştır.'' Kaynak : -http://www.felsefe.gen.tr/ilk_cag_felsefesi_tarihi.asp- Saygılar sunarım.
-
SİYASAL İSLAM ve DEMOKRASİ (Evrensel bağlamdan Türkiye Özeline)...
Efendim, zaten potansiyel suçlu görme anlamında akıl ve mantık dışı olduğunu ben söyledim baştan. İlerde kamuda bir mağduriyet yaratma konusundaki yoğunluk olma potansiyeli üzerinden düşünülmüş bir yasak olması açısından mantıklı ama zanna dayandığı için yanlış demiştim. Onu bulamadık yerine AKP verdik ve çelişki devam ediyor, dediğimi değiştiren bir şey yok. Siyasal simge olduğu için yasaklandığı her yerde yazar, araştırın. Dini simge zaten devrim kanunlarına göre ibadethane dışında her yerde yasak, uygulanmıyor o ayrı. Siyasal simge olarak algılanmasının ortadan kalkması gibi de bir durum olmadığından, şart dediğim gibi siyasla islamın bu yasağı bayrak haline getirmesine engel olma şartıdır. Türban yasağının yayınlandığı genelgenin dayandığı yönetmelik, YÖK'ün yönetmeliğiydi. Çelişki var efendim, var ! Dinden çıkanın öldürülmesi gereği bir müslüman üzerinde korku, titreme yaratıcı bir baskı unsuru değil midir ? Bunu savunmaz mısınız gerçekten ? Saygılar sunarım.
-
Aleviler...
Efendim, Anarşizm bu değildir. Ve İndeterminizm de anarşizm değildir. Felsefe, nedenlerin karmaşıklığı nedeniyle belirlenimin yapılamamasından dolayı indeterminist savlar ileri süren bir disiplin değildir. Yalnızca, bazı nedenleri ön plana çıkararak konusu olan olguyu, olayı, değeri, nesneyi açıklama yoluna girer. Örneğin, verdiğim alıntıdaki gibi, ideal düzeni belirleyen ana neden olarak Özgürlüğü öne süren akım liberalizm gibi veya Eşitliği öne süren akım Sosyalizm gibi veya Adaleti öne süren akım Sosyal Hukuk Devleti gibi... Bakın, indeterminizm bir olgunun veya olayın '' nedensiz '' olduğunu iddia eden bir akım değildir. İndeterminizm, doğanın temelinde kuantum düzeyinde '' hesaplanamazlık'' yani ( indeterminizm ) olduğunu ileri süren bir akımdır. '' Hesaplanamazlık '' demek '' nedensizlik '' demek değildir. Saygılar sunarım.
-
Aleviler...
VARDIIIR, o da ''din''dir. Sayın demirefe, bunu söylerseniz dinin insan ürünü olmadığını kabul etmişsiniz demektir. Çünkü, felsefe dinden doğmuştur ( bilim öyle diyor ). Benden uyarması Saygılar sunarım.
-
CHP 41 ilde ön seçim yapacak
- Aleviler...
Beyefendi, insan öğrenmeye bu kadar kapalı olmamalı, çok rica ederim. ''Siyaset Felsefesinde İdeal Düzen Arayışları Felsefe tarihinde ideal bir düzenin olup olmadığı tartışmaları iki ana grupta toplanır. Bunlardan ilki ideal bir düzenin olamayacağını öne süren görüşler ve ikincisi ideal bir düzenin olabileceğini öne süren görüşlerdir. 1. İdeal Bir Düzen Olamaz! Sofistlere ve nihilistlere göre ideal bir düzen yoktur; çünkü düzenin amacı insan mutluluğunu sağlamaktır. Tüm insanların mutluluğunu sağlamak ise olanaksızdır. Bu anlamda bugüne kadar hiçbir düzen mutlak insan mutluluğunu sağlayabilmiş ve bundan sonra da sağlayabilecek değildir ve bu yüzden de ideal bir düzenden söz edilemez. 2. İdeal Bir Düzen Olabilir! İkinci ana yaklaşımlar ideal bir düzenin olabileceğini söyleyen yaklaşımlardır. Bu yaklaşımlara göre ise asıl sorun ideal düzeni belirleyen ölçütlerdedir. a. Özgürlüğü Temel Alan Yaklaşım (Liberalizm) Liberalizm olarak bilinen bu görüş Adam Smith, J. Locke ve Stuart Mill tarafından savunulmuştur. Bu yaklaşım Batı dünyasının kapitalist üretim tarzının dayandığı felsefi temel olarak karşımıza çıkar. Smith'in “bırakınız yapsınlar,bırakınız geçsinler” sözüyle özetlenebilecek olan liberalizme göre ideal bir düzen mutlak anlamda birey özgürlüğünü sağlayabilen düzendir. Bir düzenin ideal sayılabilmesi için özgürlükçü olması gerekmektedir. b. Eşitliği Temel Alan Yaklaşım (Sosyalizm) Bu yaklaşımın başlıca temsilcileri St. Simon, C. Fourier, Prodhon, Owen ve Karl Marx'tır. Bunlara göre ideal düzeni belirleyen ölçüt eşitlik ilkesidir. Bu yaklaşımla birlikte sosyalist ekonomik sistemin felsefi düşüncesi ortaya çıkmış olmaktadır. c. Adaleti Temel Alan Yaklaşım (Sosyal Hukuk Devleti) Özgürlüğü veya eşitliği temel alan yaklaşımların dayandığı ekonomik sistemler insan ve toplum problemlerini çözmeye yetememiştir. Bu nedenle daha sonra ideal düzeni belirleyen ölçüt olarak adalet ilkesi öne sürülmüştür. Bu yaklaşıma göre özgürlüğün olmadığı yerde eşitlikten, eşitliğin olmadığı yerde ise özgürlükten söz etmek olanaksızdır. Adalet ilkesini temel alan yaklaşım sosyal hukuk devleti denilen yeni bir devlet modelinin ortaya çıkmasını sağlamıştır. '' Alıntı-http://www.felsefe.gen.tr/siyaset_felsefesinde_ideal_duzen_arayislari.asp- Saygılar sunarım.- Aleviler...
Saygılar sunarım.- Aleviler...
Efendim, tekrar soralım o zaman; devlet üzerine bir siyasi felsefi yaklaşım türü olan '' Sosyal Hukuk Devleti '' kavramı devleti kuranlarca kabul edilip anayasada yeralırsa bu dogmatizm mi olur ? Saygılar sunarım.- Aleviler...
Efendim, ben de bu anlamazdan gelme tavrını kendi haline bırakıp söyleyeceklerimi söylemeye devam ediyorum. Kurana dayandırılan İslam hukuku şiddet içeriyor demek başkadır, Kurana dayandırılan İslam Savaş Hukuku '' terör enstrumanıdır '' demek başkadır. Bu anlam ayrımını yapmadan tartışmak sağlıklı olmaz. Ilımlı İslamın bir din yorumu olmadığını, Kuran ayetlerinde yumuşatma demek olmadığını elli kere söyledim. Ilımlı İslam denilen şey emperyalizmle Uyumlu Siyasal İslam rejimidir. Saygılar sunarım.- SİYASAL İSLAM ve DEMOKRASİ (Evrensel bağlamdan Türkiye Özeline)...
Bir insanın türban takan oğlanları gördüm diyebileceğine hangi akıl inanır ? YÖK çember sakalı niye yasaklamadı ? Düşünün biraz, ilerde bunlar mezun olursa kamuda memur olmak isteyecekler, sakalı olan keser çünkü farz olarak görülmüyor vazgeçilebilir ama türban farz olarak görülüyor ve yeteri kadar çoğunlukta kamu kurumlarında türbanla çalışmak için başvuru olursa ne yapılacaktı ? Bunu önlemenin tek çaresi türbanlıları üniversiteden uzaklaştırmaktı. Yasağın gerçek gerekçesi buydu. Yani, siyasal islamı kamudan uzak tutmak. Fakat görüldüğü gibi ters tepti. Hatta bugün fiili olarak kamuda bile türbana izin var bilginize. Refeandum ertesi CHP'nin siyasi partiler yasasında değişiklik yapılması ve seçim barajının düşürülmesi teklifi ile birlikte paket olarak verdiği, YÖK'ün kaldırılması teklifinden haberiniz olmamış olamaz. Velev ki, o sözleri AKP için söylemiş olasınız, bu da bir çifte standarttır. Aynı söylemi AKP kullanınca olmaz, HEPAR diyince olur, olabilir diye desteklemek... Neymiş o şartlar efendim ? Daha artık şart mı kaldı da serbestlik düşünülebilsin ? O şart nedir biliyor musunuz ? Bahsettiğim gibi artık siyasal islamın bu yasağı bayrak yapmasının önüne geçilmesi şartı. Bu da geç kalınmış bir karar, ya neyse. Bunu anladık efendim. Tekrar tekrar söylemenize gerek yok. Gerçekten öylemiymiş ? Bakıyoruz hemen : Motamot tercüme edildiğinde '' dinin devamlı olarak bir korku, titreme, şikayet ve dilenme olarak '' algılanacağını iddia eden biri olarak bu söylediğiniz Pamukoğlu'nun görüşüne katılmadığınız anlamına gelir ve hatta O'nun doğru din kültürü olarak bahsettiğinin de '' ballandırmak, şekerle kaplayıp yut bunu iyi gelir '' olduğunu kabul etmek anlamına gelir ki bu da dini siyasete alet etmektir, bu yönü ile O'na muhalefet etmeniz, O'nu eleştirmeniz gerekir. Saygılar sunarım.- Japonya… Honshu… 11 Mart 2011… 05:46…
Efendim, sanırım bir yanlış anlaşılma var. Bu dedikleriniz tamamıyle doğru fakat cevabınız benim yazımla alakalı değil. Sanırım yaptığım bir teknik düzeltmeyi üstünkörü okuyup yanlış anladınız. üstelik, bu başlıkta, bu konuyu ilk gündeme getiren ben olmama rağmen. Saygılar sunarım.- SİYASAL İSLAM ve DEMOKRASİ (Evrensel bağlamdan Türkiye Özeline)...
Tabi ki var efendim, üstelik bu başlıkta bahsettik bu belgelerden, mahkeme kararlarından, Wikileaks'ten, siz kendi yazdıklarınızdan başka bir şey okumuyorsunuz herhalde sayın raif bostan bey ! Bakın linkini de vereyim 2 sayfa geride : Burada Saygılar sunarım.- Taraf'tan WikiLeaks Bombası
Efendim, o teknolojiyi üretenleri arkasına alanlar elbet çaldıkları minarenin kılıfının sıyrılmasını da engelleyebilirler. Değil mi ? Saygılar sunarım.- Aleviler...
Efendim, " Kuran'da eline diline beline sahip olacaksın yazar '' diyen kimdir ? "Bana kul hakkı ile gelmeyin yazar." diyen kimdir ? Ben hiç duymadım böyle bir şey. Ha, tam bu bu şekilde yazmaz ama anlatılmak istenen fikrin özü varsa bunu inkar etmek mi gerekir ? Beyefendi, burada bir çelişki yoktur. "sahi neresinde yazıyor yahu?" diye bakarsanız, daha önce tartıştığımız ve en son cevap veremediğiniz başlıkta, "Müşrikleri gördüğünüz yerde öldürün" ayetinin tüm zamanlar için geçerli olduğu iddianız değil, yaşandığı zaman dilimi içerisindeki bir savaşta geçerli olduğu doğrulanmıştır. Hala emperyalistlerin Irak ve Afganistan işgallerini meşru göstermek için ortaya attıkları '' İslam terör ve şiddet dinidir '' bayatlamış argümanına dayanak yapılan ayeti ortaya atıyorsunuz ya, pes doğrusu ! Saygılar sunarım.- Aleviler...
Efendim, size soralım o zaman; devlet üzerine bir siyasi felsefi yaklaşım türü olan '' Sosyal Hukuk Devleti '' kavramı devleti kuranlarca kabul edilip anayasada yeralırsa bu dogmatizm mi olur ? Çünkü, bir evvelki yazınızda, '' Felsefe hiç bir konuyu kesinleştiremez ve bir belirlenimde bulunamaz. Çünkü birbiri ile taban tabana çelişebilen birbirinden çok farklı ve zıt önerilerde bulunur. Bunlardan birini benimseyip ona göre bir bireysel ve toplumsal yaşam biçimi belirlerseniz bu dogmatizm olur.Yani başkalarının doğrularını umursamadan kendi doğrunuzu toplumun tümüne dayatma ve farklı felsefi önerileri baskılama, susturma demektir. '' demiştiniz. Bilim her şeyi belirleyemediği için felsefeler üretilmiştir diyorsunuz( yada bana göre felsefeler bilimin belirleyemediği alanlarda vardı ve ne zamanki bilimin belirlediği bir alan oldu o konuda felsefelerin yeri kalmadı ) ve sizin de örnek alınmasını çok gerekli ve çağdaşlık olarak gördüğünüz felsefenin adı Pozitivizmdir ( felsefenin sonuna gelindiğini iddia eden felsefe ). Buna göre tutup; '' Dogmatik toplumlar felsefenin bir düşünüm biçimini baz alır ve diğerlerini mahkum ederler. '' derseniz kendinizi de dogmatik sınıfına dahil etmiş olursunuz. Kuran'ın anlamının bilinmiyor olmasını diyanetin kuruluşu için gerekli olmasına dayanak olarak sunan biri, aynı zamanda onun toplumda yatıştırıcı değil kışkırtıcı anlamı olduğunu iddia eden biri ise bu çelişkidir. Böyle görüşlerin de var olduğu iddiası, enternasyonal marşı böyle diyor diye mi savunulur ? Yoksa, varsa eğer, enternasyonal marşı böyle diyor diyen Komünistlerin kim olduğu gösterilerek mi ? Zor durumda kaldığında HY'yi bile savunabilecek kadar esneklik gösteren demir gibi bir din karşıtını da ilk defa görüyorum laf arasında onu da söyleyeyim... Anlatalım efendim : Bildiğiniz gibi tartışmalar fikirler üzerinden olur, kişiler üzerinden değil. Ve fikir sahiplerinin savundukları fikirleri, ifade edilirken çelişkili ifade ve fikirler sonucu ulaştıkları yargılar ise, ulaştıkları yargının ortaya koyduğu fikir bu çelişkiler gösterilerek eleştirilir. Çelişkiler gösterilerek eleştirilen fikrin yanlış olduğunu söylemek, o fikri savunan şahsı konu almak değildir. Saygılar sunarım.- Tatlıses'e Suikasti TAK ÜSTLENDİ
Efendim, olur mu hiç öyle şey ? Bakın velinimetiniz ne diyor ? '' müddei iddiasını ispatlamakla mükelleftir '' Çok doğru diyor ve hukukta da altın kural budur. Bu arada bizim vaktimiz gayetle bol, zira sizin gibi BM Güvenlik Konseyi toplantılarımız falan yok ! Evet, alıntılarınızı bekliyoruz efendim sabırla... Saygılar sunarım.- Aile İmamlığı
Efendim, laik bir devletin olduğu bir ülkede böyle bir uygulama olamaz. Laikliğin olduğu bir ülkede kimse dini görüşünü, inancını açıklamak zorunda bırakılamaz, müslüman bile olsa kimseye hesap vermek zorunda bırakılamaz, fişlenemez. Bu uygulama laikliğe tamamen aykırıdır. Saygılar sunarım.- İslam İsyanı Bize Umut... “İsyan”, hele sınıfsal isyan, İslam ülkelerinin “tabiatında” yoktu!...
Ne olacak efendim, isyancılar onu örnek alacak yani hem NATO'ya, İsrail'e karşı sözde müslümanların haklarını savunan bir babayiğit, hem de sözde demokrasiden yana bir modern şahsiyet imajını parlatmak için süper manevralar bunlar. Saygılar sunarım.- İslam İsyanı Bize Umut... “İsyan”, hele sınıfsal isyan, İslam ülkelerinin “tabiatında” yoktu!...
Bu cevabınızla benim söylediklerim arasında ben bir alaka kuramadım sayın raif bostan bey ! Saygılar sunarım.- Aleviler...
Efendim, öncelikle tekrar vurgulamam gerekir ki, Komünizm herhangi bir ülke için öngörülen bir yönetim biçimi değildir, tüm dünya için düşünülmüş bir sitemdir ve ayrıca Komünizmde devlet yoktur. Siz SSCB gibi bir Sosyalist devleti baz alıp fikir yürütüyorsunuz. Yani, başlangıçta '' Proleterya Diktatörlüğü''nün devletin yönetim biçimi olduğu ve daha sonra yönetimin oligarşik bir yapıya dönüştüğü bir ülkeye bakarak düşünüyorsunuz. Oysa ki, Sosyalizm ekonomide bir yaklaşımdır ve yönetim biçiminden bağımsızdır. Yönetim biçimi monarşi de olabilir, diktatörlük de olabilir, liberal demokratik cumhuriyet de olabilir, sosyal demokratik cumhuriyet de. Yani, tüm yönetim biçimleri altında sosyalist ekonomi uygulanabilir. Ve ayrıca, önceki mesajımda, sosyalist ekonomide üreten ürettiği oranda tüketim hakkına sahiptir demiştim. Elbette daha çok kazanmak isteyen daha iyi mal ve hizmet sunmaya yönelik çalışmak zorunda kalacaktır. Sosyalist ekonomi buna engel değildir. Saygılar sunarım.- Aile İmamlığı
Bakın sayın y.yılmaz, başka bir başlıkta benden bir talebiniz olmuştu hatırlarsanız : Şimdi, bakın aşağıya ne dediğimi daha iyi anlarsınız, tam vakti geldi manzarayı koyalım : Sayın Politika burada doğru söylemiş, doğru bir tanım yapmış fakat o da ne ? Biraz üzerine gelindiğinde savunduğu değeri gerçekten özümsemediği anlaşılıyor, '' buyrun burdan yakın '' : Oldu mu şimdi bu ? Ne demiştik efendim daha önce onu da bir hatırlayalım : Ondan sonra da yok sivil darbeydi yok dincilerdi falan filan diye, dövünün durun ! Ee boşuna dememiş Konfüçyus '' İnsanlar layık olduğu biçimde yönetilirler '' diye... Saygılar sunarım. - Aleviler...
Önemli Bilgiler
Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.