Zıplanacak içerik
View in the app

A better way to browse. Learn more.

Tartışma ve Paylaşımların Merkezi - Türkçe Forum - Turkish Forum / Board / Blog

A full-screen app on your home screen with push notifications, badges and more.

To install this app on iOS and iPadOS
  1. Tap the Share icon in Safari
  2. Scroll the menu and tap Add to Home Screen.
  3. Tap Add in the top-right corner.
To install this app on Android
  1. Tap the 3-dot menu (⋮) in the top-right corner of the browser.
  2. Tap Add to Home screen or Install app.
  3. Confirm by tapping Install.

yam_yam

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

yam_yam tarafından postalanan herşey

  1. yam_yam şurada bir blog başlığı gönderdi: yam_yam' ca
    Yenilendiği doğrudur. Ancak bu yenilenme teistlerin iddia ettiği gibi tanrı tarafından yapılmamıştır. Burada göstermeye çalıştığım/çalışacağım şey, Kur'an'ın referans aldığı Tevrat'ın ilkçağ inançlarından esinlenerek nasıl hazırlandığı, ve bu bilgilerin Kur'an'a ne şekilde geçtiğidir. Bunun için önce Tevrat'tan başlamak gerekir. Yukarıda, Tevrat'ın bu konuyu nasıl işlediğini özet olarak aktarmıştım. Şimdi bir de Kur'an'a bir göz atalım... 2/31- Allah Adem'e bütün varlıkların isimlerini öğretti. Sonra onları meleklere göstererek, "Eğer doğru söyleyenler iseniz, haydi bana bunların isimlerini bildirin" dedi. Tevrat'ta, Adem'in hayvanlara isimleri kendisinin koyduğunu yazar. Kur'an da ise her şeyi bilen tanrı sıfatıyla bu değiştirilmiş ve Adem'e varlıkların ismini tanrı öğretmiştir. Aşağıda görüldüğü gibi... 2/33- Allah şöyle dedi: "Ey Adem! Onlara bunların isimlerini söyle." Adem, meleklere onların isimlerini bildirince Allah, "Size, göklerin ve yerin gaybını şüphesiz ki ben bilirim, yine açığa vurduklarınızı da, gizli tuttuklarınızı da ben bilirim demedim mi?" dedi. Tevrat ile benzerlikler şu şekilde devam eder : 7/19- "Ey Adem! Sen ve eşin cennette kalin. Dilediginiz yerden yiyin. Fakat şu agaca yaklaşmayin. Yoksa zalimlerden olursunuz." 7/20- Derken şeytan, kendilerinden gizlenmiş olan avret yerlerini onlara açmak için kendilerine vesvese verdi ve dedi ki: "Rabbiniz size bu ağacı ancak, melek olmayasınız, ya da (cennette) ebedi kalacaklardan olmayasınız diye yasakladı." 7/21- "Şüphesiz ben size ögüt verenlerdenim" diye de onlara yemin etti. 7/22- Bu sûretle onları kandırarak yasağa sürükledi. Ağaçtan tattıklarında kendilerine avret yerleri göründü. Derhal üzerlerini cennet yapraklarıyla örtmeye başladılar. Rableri onlara, "Ben size bu ağacı yasaklamadım mı? Şeytan size apaçık bir düşmandır, demedim mi?" diye seslendi. 20/117- Biz de şöyle dedik: "Ey Adem! Şüphesiz bu (Iblis) sen ve eşin için bir düşmandir. Sakin sizi cennetten çikarmasin; sonra mutsuz olursun." 20/118- "Şüphesiz senin için orada aç kalmak, çiplak kalmak yoktur." 20/119- "Orada ne susuzluk çekersin, ne de güneş altinda kalirsin." 20/120- Nihayet şeytan ona vesvese verip şöyle dedi: "Ey Adem! Sana ebedilik ağacını ve yok olmayan bir saltanatı göstereyim mi?" 20/121- Bunun üzerine onlar (Adem ve eşi Havva) o agacin meyvesinden yediler. Bu sebeple ayip yerleri kendilerine göründü ve cennet yapragindan üzerlerine örtmeye başladilar. Adem Rabbine isyan etti ve yolunu şaşirdi. 20/122- Sonra Rabbi onu seçti, tövbesini kabul etti ve ona dogru yolu gösterdi. İşte, yaradılış hikayesinin özü budur. Ancak Tevrat'ta bu konu daha detaylı işlenmiştir. Karşılaştırma yapabilmeniz için Tevrat'taki yaradılış hikayesini olduğu gibi aşağıya yazıyorum. Yar.2: 7 RAB Tanrı Adem'i topraktan Yarattı ve burnuna yaşam soluğunu üfledi. Böylece Adem yaşayan varlık oldu. Yar.2: 8 RAB Tanrı doğuda, Aden'de bir bahçe dikti. Yarattığı Adem'i oraya koydu. Yar.2: 9 Bahçede iyi meyve veren türlü türlü güzel ağaç yetiştirdi. Bahçenin ortasında yaşam ağacıyla iyiyle kötüyü bilme ağacı vardı. Yar.2: 10 Aden'den bir ırmak doğuyor, bahçeyi sulayıp orada dört kola ayrılıyordu. Yar.2: 11 İlk ırmağın adı Pişon'dur. Altın kaynakları olan Havila sınırları boyunca akar. Yar.2: 12 Orada iyi altın, reçine ve oniks bulunur. Yar.2: 13 İkinci ırmağın adı Gihon'dur, Kûş* sınırları boyunca akar. Yar.2: 14 Üçüncü ırmağın adı Dicle'dir, Asur'un doğusundan akar. Dördüncü ırmak ise Fırat'tır. Yar.2: 15 RAB Tanrı Aden bahçesine bakması, onu işlemesi için Adem'i oraya koydu. Yar.2: 16 Ona, "Bahçede istediğin ağacın meyvesini yiyebilirsin" diye buyurdu, Yar.2: 17 "Ama iyiyle kötüyü bilme ağacından yeme. Çünkü ondan yediğin gün kesinlikle ölürsün." Yar.2: 18 Sonra, "Adem'in yalnız kalması iyi değil" dedi, "Ona uygun bir Yardımcı Yaratacağım." Yar.2: 19 RAB Tanrı yerdeki hayvanların, gökteki kuşların tümünü topraktan Yar.atmıştı. Onlara ne ad vereceğini görmek için hepsini Adem'e getirdi. Adem her birine ne ad verdiyse, o canlı o adla anıldı. Yar.2: 20 Adem bütün evcil ve yabanıl hayvanlara, gökte uçan kuşlara ad koydu. Ama kendisi için uygun bir Yardımcı bulunmadı. Yar.2: 21 RAB Tanrı Adem'e derin bir uyku verdi. Adem uyurken, RAB Tanrı onun kaburga kemiklerinden birini alıp yerini etle kapadı. Yar.2: 22 Adem'den aldığı kaburga kemiğinden bir kadın Yar.atarak onu Adem'e getirdi. Yar.2: 23 Adem, "İşte, bu benim kemiklerimden alınmış kemik, Etimden alınmış ettir" dedi, "Ona 'Kadın*fc* denilecek, Çünkü o adamdan*fc* alındı." D Not 2:23 İbranice kadın (İşşa) sözcüğü adam (İş) sözcüğünden türemiştir. Yar.2: 24 Bu nedenle adam annesini babasını bırakıp karısına bağlanacak, ikisi tek beden olacak. Yar.2: 25 Adem de karısı da çıplaktılar, henüz utanç nedir bilmiyorlardı. BÖLÜM 3 Yar.3: 1 RAB Tanrı'nın yarattığı yabanıl hayvanların en kurnazı yılandı. Yılan kadına, "Tanrı gerçekten, 'Bahçedeki ağaçların hiçbirinin meyvesini yemeyin' dedi mi?" diye sordu. Yar.3: 2 Kadın, "Bahçedeki ağaçların meyvelerinden yiyebiliriz" diye yanıtladı, Yar.3: 3 "Ama Tanrı, 'Bahçenin ortasındaki ağacın meyvesini yemeyin, ona dokunmayın; yoksa ölürsünüz' dedi." Yar.3: 4 Yılan, "Kesinlikle ölmezsiniz" dedi, Yar.3: 5 "Çünkü Tanrı biliyor ki, o ağacın meyvesini yediğinizde gözleriniz açılacak, iyiyle kötüyü bilerek Tanrı gibi olacaksınız." Yar.3: 6 Kadın ağacın güzel, meyvesinin yemek için uygun ve bilgelik kazanmak için çekici olduğunu gördü. Meyveyi koparıp yedi. Yanındaki kocasına verdi, o da yedi. Yar.3: 7 İkisinin de gözleri açıldı. Çıplak olduklarını anladılar. Bu yüzden incir yaprakları dikip kendilerine önlük yaptılar. Yar.3: 8 Derken, günün serinliğinde bahçede yürüyen RAB Tanrı'nın sesini duydular. O'ndan kaçıp ağaçların arasına gizlendiler. Yar.3: 9 RAB Tanrı Adem'e, "Neredesin?" diye seslendi. Yar.3: 10 Adem, "Bahçede sesini duyunca korktum. Çünkü çıplaktım, bu yüzden gizlendim" dedi. Yar.3: 11 RAB Tanrı, "Çıplak olduğunu sana kim söyledi?" diye sordu, "Sana meyvesini yeme dediğim ağaçtan mı yedin?" Yar.3: 12 Adem, "Yanıma koyduğun kadın ağacın meyvesini bana verdi, ben de yedim" diye yanıtladı. Yar.3: 13 RAB Tanrı kadına, "Nedir bu yaptığın?" diye sordu. Kadın, "Yılan beni aldattı, o yüzden yedim" diye karşılık verdi. Yar.3: 14 Bunun üzerine RAB Tanrı yılana, "Bu yaptığından ötürü Bütün evcil ve yabanıl hayvanların En lanetlisi sen olacaksın" dedi, "Karnının üzerinde sürünecek, Yaşamın boyunca toprak yiyeceksin. Yar.3: 15 Seninle kadını, onun soyuyla senin soyunu Birbirinize düşman edeceğim. Onun soyu senin başını ezecek, Sen onun topuğuna saldıracaksın." Yar.3: 16 RAB Tanrı kadına, "Çocuk doğururken sana Çok acı çektireceğim" dedi, "Ağrı çekerek doğum yapacaksın. Kocana istek duyacaksın, Seni o yönetecek." Yar.3: 17 RAB Tanrı Adem'e, "Karının sözünü dinlediğin ve sana, Meyvesini yeme dediğim ağaçtan yediğin için Toprak senin yüzünden lanetlendi" dedi, "Yaşam boyu emek vermeden yiyecek bulamayacaksın. Yar.3: 18 Toprak sana diken ve çalı verecek, Yaban otu yiyeceksin. Yar.3: 19 Toprağa dönünceye dek Ekmeğini alın teri dökerek kazanacaksın. Çünkü topraksın, topraktan yaratıldın Ve yine toprağa döneceksin." Yar.3: 20 Adem karısına Havva adını verdi. Çünkü o bütün insanların annesiydi. Yar.3: 21 RAB Tanrı Adem'le karısı için deriden giysiler yaptı, onları giydirdi. Yar.3: 22 Sonra, "Adem iyiyle kötüyü bilmekle bizlerden biri gibi oldu" dedi, "Artık yaşam ağacına uzanıp meyve almasına, yiyip ölümsüz olmasına izin verilmemeli." Yar.3: 23 Böylece RAB Tanrı, yaratılmış olduğu toprağı işlemek üzere Adem'i Aden bahçesinden çıkardı. Yar.3: 24 Onu kovdu. Yaşam ağacının yolunu denetlemek için de Aden bahçesinin doğusuna Keruvlar ve her yana dönen alevli bir kılıç yerleştirdi. Muhammed bu hikayeyi, Kur'an'da yüzeysel olarak işlemiş, yarattığı tanrı kavramına uymayan kısımları değiştirmiştir. (Tanrı'nın bahçede dolaşması, varlıklara isim verilmesi vb.)
  2. yam_yam şurada bir blog başlığı gönderdi: yam_yam' ca
    "Ve Rab Allah yerin toprağından adamı yaptı, ve onun burnuna hayat nefesini üfledi; ve adam yaşayan can oldu. Ve Rab Allah şarka doğru Adende bir bahçe dikti; ve yaptığı adamı oraya koydu. …...... Ve Rab Allah dedi: Adamın yalnız olması iyi değildir; kendisine uygun bir yardımcı yapacağım. Ve Rab Allah her kır hayvanını, ve göklerin her kuşunu topraktan yaptı; ve onlara ne ad koyacağını görmek için adama getirdi; ve adam her birinin adını ne koydu ise, canlı mahlukun adı o oldu. Ve adam bütün sığırlara, ve göklerin kuşlarına, ve her kır hayvanına ad koydu; fakat adam için kendisine uygun yardımcı bulunmadı. Ve Rab Allah adamın üzerine derin uyku getirdi, ve o uyudu; ve onun kaburga kemiklerinden birini aldı, ve yerini etle kapadı; ve Rab Allah adamdan aldığı kaburga kemiğinden bir kadın yaptı, ve onu adama getirdi.” (Tekvin, Bap 2. 7-22) “Ve Rab Allah’ın yaptığı bütün kır hayvanlarının en hilekârı olan yılandı. Ve kadına dedi: Gerçek, Allah: Bahçenin hiçbir ağacından yemiyeceksiniz demi? Ve kadın yılana dedi: Bahçenin ağaçlarının meyvasından yiyebiliriz; fakat bahçenin ortasında olan ağacın meyvası hakkında Allah: Ondan yemeyin, ve ona dokunmayın ki, ölmiyesiniz, dedi. Ve yılan kadına dedi: Katiyen ölmezsiniz; çünkü Allah bilir ki, ondan yediğiniz gün, o vakit gözleriniz açılacak, ve iyiyi, ve kötüyü bilerek Allah gibi olacaksınız. Ve kadın gördü ki, ağaç yemek için iyi, ve gözlere hoş, ve anlayışlı kılmak için arzu olunur bir ağaçtı; ve onun meyvesinden aldı, ve yedi; ve kendisiyle beraber kocasına da verdi, o da yedi. İkisinin de gözleri açıldı, ve kendilerinin çıplak olduklarını bildiler; ve incir yaprakları dikip kendilerine önlükler yaptılar. Ve günün serinliğinde bahçede gezmekte olan Rab Allah’ın sesini işittiler; ve adamla karısı Rab Allah’ın yüzünden bahçenin ağaçları arasına gizlendiler………………. (Tekvin Bap 3, 1-24) İşte sizin yaradılış inancınızın temeli budur teist arkadaşlarım. Siz 3000 yıl öncesinden kalma mitlere inanıyorsunuz. Hep diyoruz ya "Kur'an, Tevrat'ın kötü bir kopyasıdır" diye. Bakalım evren nasıl oluşmuş : “Başlangıçta Allah gökleri ve yeri yarattı. Ve yer ıssız ve boştu; ve enginin yüzü üzerinde karanlık vardı; ve Allah’ın ruhu suların üzerinde hareket ediyordu. ………. Ve akşam oldu ve sabah oldu, birinci gün. Ve Allah dedi: Suların ortasında kubbe olsun, ve suları sulardan ayırsın. Ve Allah kubbeyi yaptı, ve kubbe altında olan suları, kubbe üzerinde olan sulardan ayırdı; ve böyle oldu. Ve Allah kubbeye Gök, dedi, Ve akşam oldu ve sabah oldu, ikinci gün. Ve Allah dedi: Gök altındaki sular bir yere biriksin, ve kuru toprak görünsün; ve böyle oldu. Ve Allah kuru toprağa Yer, dedi; ve suların birikintisine Denizler, dedi; ve Allah iyi olduğunu gördü. Ve Allah dedi: Yer, ot, tohum veren sebze, ve yer üzerinde tohumu kendisinde olup cinslerine göre meyva veren ağaçlar hâsıl etsin; ve böyle oldu…… Ve akşam oldu ve sabah oldu, üçüncü gün. Ve Allah dedi: Gündüzü geceden ayırmak için gökkubbesinde ışıklar olsun; ve alâmetler için, ve vakitler için, ve günler ve seneler için olsunlar……….Ve akşam oldu ve sabah oldu, dördüncü gün. Ve Allah dedi: Sular canlı mahlûkların sürülerine kaynaşsın, ve yerin üzerinde, gökler kubbesinin yüzünde kuşlar uçsunlar. Ve Allah büyük deniz canavarlarının, ve suların kendileriyle kaynaştığı cinslerine göre hareket eden her canlı mahlûka, ve cinsine göre her kanatlı kuşu yarattı………….Ve akşam oldu ve sabah oldu, beşinci gün. Ve Allah dedi: Yer, cinslerine göre canlı mahlûkları, sığırları ve sürünen şeyleri, ve cinslerine göre yerin hayvanlarını çıkarsın; ve böyle oldu………. Ve Allah dedi: Suretimizde, benzeyişimize göre insan yapalım; ve denizin balıklarına, ve göklerin kuşlarına, ve sığırlara, ve bütün yeryüzüne, ve yerde sürüne her şeye hakim olsun. Ve Allah insanı kendi suretinde yarattı; onları erkek ve dişi olarak yarattı.” (Tekvin, Bap 1, 11-27) “Ve Allah yaptığı işi yedinci günde bitirdi, ve yaptığı bütün işten yedinci günde istirahat etti. Ve Allah yedinci günü mübarek kıldı, ve onu takdis etti; çünkü Allah yaratıp yaptığı bütün işten o günde istirahat etti” (Tekvin, Bap 2, 2-3) İşte Tevrat'ta böyle anlatılır... 6 günde yaratma inancının temelini görün. Tanrı dünyayı 6 günde yaratmış, 7. gün yorulmuş ve dinlenmiştir. Ama Kur'an'da "Hiç bir yorgunluk da hisstemedik" denir. Öyle ya her şeyi gücü yeten tanrı nasıl olur da yorulur. İşte kutsal gün inancının temeli de aşağıda : “Sebt gününü takdis etmek için onu hatırında tut. Altı gün işleyeceksin ve bütün işini yapacaksın; fakat yedinci gün Allah’ın Rabbe, Sebttir; sen ve oğlun ve kızın, kölen ve cariyen ve hayvanların, ve kapılarında olan garibin, hiçbir iş yapmayacaksın; çünkü Rab gökleri, yeri ve denizi ve onlarda olan bütün şeyleri altı günde yarattı, ve yedinci günde istirahat etti; bunun için Rab, Sebt gününü mübarek kıldı, ve onu takdis etti. (Çıkış, Bap 20, 2-17) Bu da Sümer Yaradılış Efsanesi Sümer Efsanesine göre evrende ilk olarak Tanrıça Nammu adında,uçsuz bucaksız bir su vardı. Tanrıça o sudan büyük bir dağ yaratıyor. Oğlu Hava Tanrısı Enlil onu ikiye ayırıyor, üstü gök oluyor, Gök Tanrısı onu alıyor. Yer olan altı da, Yer Tanrıçası ile Hava Tanrısının oluyor. Bilgelik Tanrısı ile Hava Tanrısı, yeri bitkiler, ağaçlar ve sularla donatıyor. Hayvanlar yaratılıyor ve hepsini idare edecek tanrılar meydana getiriliyor. Ve dünyamız kurulmuş oluyor. Bu, çoğul tanrılara inanan Sümerlerin kainatın yaradılış efsanesidir.
  3. yam_yam şurada bir blog başlığı gönderdi: yam_yam' ca
    İnsanoğlunun en büyük ve en eski ütopyası : Ölümsüzlük Hemen hemen tüm ilkçağ inanışlarının ortak özelliğidir. Firavunlar bile bu inanç için eşyaları ile birlite gömülürdü. Trajikomik olan 5-6 bin yıl sonra bile insanlar bu inancı devam ettiriyorlar. İnsanoğlu için kabullenemeyeciği bir durumdur yok olup gitmek. Sonsuza kadar yaşamak isterler. Nedense, diğer canlılar (hayvanlar) ölünce yok olup gidecektir ama, insanoğlu için bu mümkün olamaz. Muhakkak ölümden sonra da hayat olmalı. Kendini buna o kadar inandırmıştır ki, onun için başka alternatif yoktur. Zaten dinlerin temeli de bu inançtır. Ölümsüzlük inancı. Dinler bu olgu yüzünden bu kadar tarftar toplarlar. İşin trajik yanı ise öldüğünüzde bunun gerçek olup olmadığını anlayamayacak olmanızdır. Bu da işin kötü tarafı işte....
  4. Son yıllarda ülkemizde çağdaş bilime ve bilim eğitimine karşı örgütlü bir kampanyanın başlatıldığı görülmektedir. Özellikle evrenin ve canlıların ortaya çıkışı ve gelişimiyle ilgili bilimsel teorilere saldırı ile kendini gösteren bu çalışmalar, ülke içi ve dışındaki bazı din gruplarının işbirliği ile yürütülmektedir. Aslında bu grupların öne sürmeye çalıştıkları kavramlar değişik Hıristiyan kuruluşarının uzun yıllardan beri yaymaya çalıştıkları ancak bilimde ilerlemiş ülkelerde tümüyle reddedilmiş görüşlerden ibarettir. Evren ve canlıların çok kısa bir süre içinde olağanüstü güçlerin eseri olarak yaratıldığı inancını değişmez ve tartışılmaz gerçek olarak gören bu gruplar, özellikle tüm canlıların uzun zaman dilimleri içinde ortak atalardan türediğini ve sürekli bir değişim içinde olduğunu belirleyen evrim teorisine karşı savaş açmışlardır. Evrim teorisi bugün yaşamla ilgili birçok soruna açıklık getiren en temel kavramdır ve bilim dünyasında çok yaygın bir kabul görmekte, saygın bilim adamları ve kuruluşlarınca kuvvetle desteklenmektedir. Üstelik başlangıçta biyolojik bilimler alanında ortaya atılan evrim teorisi bugün bilgibilim (epistemoloji), toplumbilim, ekonomi gibi birçok dalda son derece ilginç uygulama alanları bulmuş, temelinde edinilmiş bilginin bir nesilden diğerine aktarılması sözkonusu olan tüm gelişme süreçlerinin incelenmesi ve açıklanmasında kullanılmaktadır. Dogmalara dayanarak evrim teorisinin geçerliliğini yitirdiği ve bilimsel yönden yanlışlığının gösterildiğini ileri süren propaganda tümüyle gerçek dışıdır. Insanoğlunun yüzyıllar boyunca biriken bilim geleneğine yapılan bu saldırıların asıl amacı düşünmeyen, sorgulamayan, sınamayan; kendisine verilen dogmatik ve geçersiz bilgileri olduğu gibi kabullenen bireyler yetiştirmektir. Ülkemizde laik sisteme, özgür eğitime, bilim ve teknolojide gelişmeye karşı açık veya gizli savaşan çevrelerin, bağımsız düşünen uygar insanlar istemedikleri anlaşılmaktadır. Bu kesimler öncelikle eğitim programlarında bilim dışı inançların da bilimsel görüşlerle birlikte yer alması yönünde çaba göstermekte, uzun vadede ise evrim kuramının tümüyle ders kitaplarından çıkarılması amacını gütmektedir. Bu ilkel girişimler bilim geleneği yüksek ülkelerde yıllar önce reddedilmiş ve gündemden silinmiştir. http://www.tuba.gov.tr/duyurugoster.php?yil=98&duyuru=2
  5. yam_yam şurada bir blog başlığı gönderdi: yam_yam' ca
    1 - Ögrenciyi ögretmen yaratmaz 2- Ögrencinin karakterini ögretmen belirlemez 3- Ögrencinin ders çalisma ortamini ögretmen belirlemez 4- Ögrencinin ders çalisma kabiliyetini, zekasini ögretmen vermez 5- Ögrencinin dersini çalisamamasi için gerekli ortami ögretmen yaratmaz 6- Ögretmen, ögrencisini haytaliga meyletmez, sonra da ögrencinin dersini çalismamasi, haytalik etmesini saglamak için bir arkadasini (Seytan) görevlendirmez. (Hele ki arkadasinin bunu basaracagini bile bile) 7- Ögretmen ögrencisi için tüm bu olumsuz sartlari bir araya getirerek ögrencisinin ders calismasini engelleyecek, bunun sonucunda sordugu soruya cevap veremeyecegini (Ya da yanlis cevap verecegini) bile bile ögrencisine soru sormaz. SORSA DA BU BIR SINAV OLMAZ. SINAV OLSA DA ADIL OLMAZ. Bilmem anlatabildim mi?
  6. yam_yam şurada bir blog başlığı gönderdi: yam_yam' ca
    Bir bakalim bizi inançsizliga iten konular nelermis : 1 - "Bir de senden acele azap istiyorlar. Halbuki Allah asla va’dinden caymaz. Şüphesiz Rabbinin nezdinde bir gün, sizin saydığınız bin yıl gibidir." (Hac Suresi 47) "Gökten yere kadar bütün işleri Allah yürütür. Sonra bu işler, süresi sizin hesabınızla bin yıl olan bir günde ona yükselir." (Secde Suresi 5) "Melekler ve Ruh (Cebrail) ona süresi elli bin yıl olan bir günde yükselir." (Me'aric Suresi 4) Yorum : Hani Allah zamanin ve mekanin disindaydi. Resmen zamana tabi oldugunu Kur'an-i Kerim söylüyor. Üstelik karar da verememis. 1 gün Bin gün mü yoksa 50 Bin gün mü? 2 - "Şüphesiz, inananlar (Müslümanlar) ile, Yahudiler, Hıristiyanlar ve Sâbiîlerden13 (her bir grubun kendi şeriatında) “Allah’a ve ahiret gününe inanan ve salih ameller işleyenler için Rableri katında mükafat vardır; onlar korkuya uğramayacaklar, mahzun da olmayacaklardır” (diye hükmedilmiştir)." (Bakara Suresi 62) "Şüphesiz inananlar (müslümanlar) ile Yahudiler, Sabiîler ve Hıristiyanlardan (her bir grubun kendi şeriatında) “Allah’a ve ahiret gününe inanan ve salih ameller işleyenler için hiçbir korku yoktur. Onlar mahzun da olmayacaklardır” (diye hükmedilmiştir.)" (Maide Suresi 69) " Kim İslam’dan başka bir din ararsa, (bilsin ki o din) ondan kabul edilmeyecek ve o ahirette hüsrana uğrayanlardan olacaktır." (Al-i Imran Suresi 85) Yorum : Kur'an burada da karar verememis. Hristiyanlar, Yahudiler ve Sabiiler (Sabiiler mi? Onlar gökyüzündeki cisimlere tapmiyorlar miydi) Cennetlik mi, yoksa cehennemlik mi? 3 - "Andolsun biz, en yakın göğü kandillerle donattık. Onları şeytanlara atılan taşlar yaptık ve (ahirette de) onlara alevli ateş azabını hazırladık." (Mülk Suresi 5) Yorum: Buyrun Kur'an in bilimselligi. Yildizlar dünya için birer kandil olarak donatilmis. Üstelik onlarla da seytan taslaniyormus. Pes... 4 - "Bir kötülüğün karşılığı, onun gibi bir kötülüktür (ona denk bir cezadır). Ama kim affeder ve arayı düzeltirse onun mükafatı Allah’a aittir. Şüphesiz O, zâlimleri sevmez." (Sura Suresi 40) " Ey iman edenler! Öldürülenler hakkında size kısas farz kılındı. Hüre karşı hür, köleye karşı köle, kadına karşı kadın kısas edilir. Ancak öldüren kimse, kardeşi (öldürülenin vârisi, velisi) tarafından affedilirse, aklın ve dinin gereklerine uygun yol izlemek ve güzellikle diyet ödemek gerekir. Bu, Rabbinizden bir hafifletme ve rahmettir. Bundan sonra tecavüzde bulunana elem dolu bir azap vardır" (Bakara Suresi 178) "Ey akıl sahipleri! Kısasta sizin için hayat vardır. Umulur ki (bu hükme uyarak) korunursunuz." (Bakara Suresi 179) Yorum: Yoruma gerek var mi? Kisas farz kilinmis. Kimse "Yok efendim iste affetmek güzelliktir diyor" falan diye bahsetmesin. Açik açik "kisas size farzdir" diyor. "Bir kötülügün karsiligi onun gibi kötülüktür" diyor. 5 -" Ey Peygamber! Biz sana mehirlerini verdiğin eşlerini, Allah’ın sana ganimet olarak verdiklerinden elinin altında bulunan kadınları; seninle beraber hicret eden, amcanın kızlarını, halalarının kızlarını, dayının kızlarını ve teyzelerinin kızlarını sana helal kıldık. Ayrıca, diğer mü’minlere değil de, sana has olmak üzere, mehirsiz olarak kendini Peygamber’e bağışlayan, Peygamber’in de kendisini nikahlamak istediği herhangi bir mü’min kadını da (sana helal kıldık.) Mü’minlere eşleri ve sahip oldukları cariyeleri hakkında farz kıldığımız şeyleri elbette bilmekteyiz. Bütün bunlar, sana herhangi bir zorluk olmaması içindir. Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir." (Ahzab Suresi 50) Yorum : Valla insanin (bir erkek için) peygamber olasi geliyor. Ne diyeyim 6 - "Biz bir memleketi helâk etmek istediğimizde, onun refah içinde yaşayan şımarık elebaşlarına (itaati) emrederiz de onlar orada kötülük işlerler. Böylece o memleket hakkındaki hükmümüz gerçekleşir de oranın altını üstüne getiririz." "Nûh’tan sonra da nice nesilleri helak ettik. Kullarının günahlarını hakkıyla bilici ve görücü olarak Rabbin yeter." (Isra Suresi 16-17) "Kur’an’ı anlamamaları için kalpleri (Anlamak isi beyin ile ilgilidir. Kur'an in bilimselligi üzerine bir örnek daha) üzerine perdeler, kulaklarına da ağırlık koyarız. Kur’an’da (ibadete layık ilah olarak) sadece Rabbini andığın zaman arkalarına dönüp kaçarlar." (Isra 46) Yorum : Ilahi adalet bu olsa gerek 7 - "Ey Peygamber! Müminleri savaşa teşvik et. Eğer içinizde sabırlı yirmi kişi bulunursa iki yüz kişiye galip gelirler. Eğer içinizde (sabırlı) yüz kişi bulunursa, inkar edenlerden bin kişiye galip gelirler. Çünkü onlar anlamayan bir kavimdir." (Enfal Suresi 65) "Şimdi ise Allah yükünüzü hafifletti ve sizde muhakkak bir zaaf olduğunu bildi. Eğer içinizde sabırlı yüz kişi olursa iki yüz kişiye galip gelirler. Eğer içinizde (sabırlı) bin kişi olursa, Allah’ın izniyle iki bin kişiye galip gelirler. Allah sabredenlerle beraberdir." (Enfal Suresi 66) Yorum : Kur'an burada da karar verememis anlasilan. Önce 1/10 diyor, sonra bakiyor ki olmuyor, 1/2 ye düsüyor
  7. yam_yam şurada bir blog başlığı gönderdi: yam_yam' ca
    Arkadaslar sunu demeye çalisiyorum. Bir tanri oldugunu iddia ediyorsunuz. Kanit olarak da dogadaki nizami gösteriyorsunuz. Ya da ondan geldigine inandiginiz Kur'an ya da Incil i... Simdi tanri oldugunu nereden biliyorsunuz? Kitapta yaziyor... Kitabin dogru oldugunu nereden biliyorsunuz? Çünkü kitabi o yazdirdi..... Kitabi onun yazdirdigini nereden biliyorsunuz? Çünkü kitapta onun yazdirdigi yaziyor.... Ya da Hz.Muhammed in hayatini örnek aliyorsunuz. Onun yaptigini iddia ettiginiz güzel islerini övüyorsunuz. Bunu da hadislere dayanarak yapiyorsunuz. Biz hadislerden örnek getirdigimizde (Üstelik "Sahih" diye nitelenen) hakaretler yagdiriyorsunuz. Bakalim ben nelere inanmak istemiyorum.... *10-15 tane kadinla (Üstelik birisiyle 9 yasinda) birlikte yasamasini, köle, cariye edinmesini normal karsiliyorsunuz.(En vahimi de 9 yasinda bir çocukla cinsel iliskiyi normal karsilamaniz) *Din adina saga sola savas açilmasini dogal karsiliyorsunuz.. *Kadinlari eksik görmeyi onlari dövmeyi dogal karsiliyorsunuz *Kitapta peygamberin cinsel hayatinin düzenlenmesini normal karsiliyorsunuz *Diger insanlara degilde peygambere dayi-hala-teyze kizlarini ve dahi peygambere kendini hediye eden (ne demekse) kadinlarin helal kilinmasini normal karsiliyorsunuz *Peygamberin gögün bilmem kacinci katina !!!! (Demek ki tanri gökte bir yerlerdeymis) çikmasini ve buralarda diger peygamberlerle karsilasmasini Tanriyla konusmasini dogal karsiliyorsunuz *Bir adam ve eseginin 100 yil ölü kaldiktan sonra tekrar etlerinin biraraya getirilmesini (ve dahi pek çok mantiksiz hikayeyi) normal karsiliyorsunuz *Insanin topraktan yaratildigini normal karsiliyorsunuz *Kurban kesmeyi (Din adina kan akitmayi, ki en ilkel ve en eski ibadet sekli) normal karsiliyorsunuz *Dünyada 5 kitada yasam varken nasil olup da 3 dinin de (Yanilmiyorsam Kur'an da 28 peygamber adi geçiyor ve hiçbiri de farkli bir topluma aitmis gibi görünmüyor) Arap yarimadasina gönderilmis olabilecegi sorusu akliniza gelmiyor. Ya da bunu da dogal karsiliyorsunuz *Meleklerin savasta müslümanlarla birlikte savasmasini normal karsiliyorsunuz *Hirsizlik yapan birinin ellerinin kesilmesini normal karsiliyorsunuz *Kur'an in daha önce bir kitapta (Levh-i Mahfuz) sakli olduguna inaniyorsunuz ama sonra bu kitaptaki bazi ayetlerinin "nesh" edilmesini normal karsiliyorsunuz *Yildizlarla seytan taslanmasini normal karsiliyorsunuz Tüm bunlari normal karsiliyor ve bizim de bunlara inanmamizi bekliyorsunuz.. Hadi canim sizde......
  8. yam_yam şurada bir blog başlığı gönderdi: yam_yam' ca
    Her seferinde gülesim gelir Kandil gecelerinde camilerden naklen yayinlanan mevlid okunusunda. Hoca bir makam esliginde arapca bir seyler okur. Bizim millet de el pence dinler. Kimi aglar, kimi kendinden gecer, kimi bagirir. Sorsan "ne anladin" diye, cevap koskoca bir HIÇ . Ibadet geregi namaz kilar. Ancak söyledigi dualarin hiçbirini anlamaz, üstelik onlari ezberlemek için de bayagi ugrasmistir hani. "Ana dilde ibadet" dersin, ortalik ayaga kalkar "olur mu hiç öyle sey" diye. Ama diger taraftan "Kur'an tüm insanliga inmistir. Evrenseldir" , ibadete gelince arapcadan baskasi gecersizdir. Ibadeti geregi hac vazifesi görür. Gözünün önündeki aç sefili görmezden gelir.Onlar nasilsa bulur bir çaresini. Hacca gitmek daha önemli. Illa ki araplara dökecek parasini. Üstelik çogu için bir kerede yetmemektedir. Onun için bir statüdür çünkü "Haci" olmak. Artik çevredekilerin gözünde de itibar kazanmistir. Ibadeti geregi kurban keser. Hayvan nasilda huzur içinde uzatmistir boynunu biçaga. Pes yani. Vallahi biliyor Allah için kesildigini. Halbuki kendisini o hayvanin yerine koysa. Ehliyetsiz, beceriksiz, amatör bir elin tuttugu bicagin boynuna dayandigini düsünse... Ama bu onun için normaldir. Insanlar etçildir. Bu da hayvanlarin 15-20 bicak darbesiyle kurban!!!! edilmesini hakli çikarir. Aksam haberlerinde bicak darbeleriyle agir yaralanmis can havliyle kacan hayvanlari, kurban keserken orasini burasini da kesen insanlarin görüntülerini izlerken bunlari çok dogal karsilar. Üstelik çocuklarin izlemesinde de bir sakinca görmez. "Alissinlar simdiden." Ondan sonra da kendisine "barbar" dediklerinde "vay sen misin...". (Bu arada aramizda kalsin etin en güzel yerlerini de kendine saklar) Domuz eti haramdir. Kesinlikle yemez. Içki de haramdir. Ama zaten çok içmemektedir. Çolugunun çocugunun nafakasindan da kesmemektedir. Olur o kadar "Allah affeder" der geçer. Üstelik üç aylarda, hele Ramazan da asla içmemektedir. Olur mu öyle sey canim. Ramazan ayinda içki mi içilirmis. Hem zaten cennette de vaad edilmez mi en güzel saraplardan. Oruç ibadet geregidir. Ramazan da 30 gün boyunca oruç tutar. Is namaza gelince, çalismaktadir. Çalismak da ibadettir. Üstelik elinden geldigince Cuma namazlarina da gitmektedir. Hele Bayram namazlarini asla kaçirmaz. Ne zaman ki yas 50 yi geçer, artik bir ayak çukurdadir. O zaman 5 vakit namazi kaçirmaz. Caminin eksikleri vardir. En kisa zamanda tamamlanmasi gerekmektedir. Her Cuma ve Bayram namazlarinda pamuk eller cebe gitmekten geri kalmaz, ne de olsa Allah içindir. Ama çocuk okuldan gelmistir. Okulun eksigi vardir. Su kadar para istemektedirler. Vay sen misin para isteyen... Hocalar ulvi kimselerdir. En iyi doktordan da daha doktordur. "O kadar doktor dolastik/dolasti fayda etmedi, falanca yerde bir hoca var, Allah seni inandirsin bir okudu üfledi, ertesi gün hiç bir seyim/seyi kalmadi." Hem doktorlar ne anlar ki.. Yalan söylemek günahtir ama, zaten kim yalan söylemiyor ki. Zaten önemli olan inanmaktir canim. Ne kadar günah islerse islesin bir tevbe yetmektedir. Ondan sonra gelsin cennette en güzel meyveler, en lezzetli saraplar, memeleri yeni çikmis huriler, bir elin yagda bir elin balda sonsuza kadar devam. Ohhhhhh. Münafiklar düsünsün... Vs.vs.vs. liste uzaaaar gider.
  9. İsa'yı bizzat kendisinden mi okuyayım? Siz ne dediğinizin farkında mısınız sayın enkas? Tüm İncil'ler İsa'dan sonra yazılmıştır. İsa'nın kaleme aldığı bir kitap yoktur. Matta da İsa'dan aşağı yukarı 50 yıl sonra yazılmıştır. İsa ölmeden şehir efsanesi haline getirilmişken, körleri iyileştirdiği,ölüleri dirilttiği kulaktan kulağa fısıldanırken İsa'dan 50 yıl sonra neler yazılabileceğini siz düşünün artık... Üstelik yukarıda bazı sorular sormuştum ve hala cevabını alamadım. Beşikteki bir bebek konuşarak peygamberliğini ilan ederken, neden Roma zulmü altında ezilerek her yeni gün umutla peygamber bekleyen yahudilerin bundan haberi olmamış? Madem ki İsa beşikteyken peygamberliğini ilan etmiş de, neden yirmili yaşlarına kadar kimsenin İsa'dan haberi yok? İşte diyorum ya, mitoloji yalnızca mitoloji olarak kalmalı diye... Bunların gerçekten varolduğuna inanmak insan zihnini körleştiriyor...
  10. Sizin bahsettiğiniz ana baba konusu zaten benim alıntıladığım ifadeden önce geçiyor. Bknz : "Babasininkinden baska bir soy idda eden ......" Efendiden kasıt kadının kocasına olan bağlılığı mı? Saçmalamayın lütfen...
  11. Beşikteki bir bebek peygamber olduğunu söyleyecek, ve yahudiler hala kendilerini Roma zulmünden kurtaracak bir peygamber gelmesini bekleyecekler. Beşikteki bir bebek peygamber olduğunu söyleyecek, ve yağmuru bekler gibi peygamber bekleyen yahudilerin İsa yirmili yaşlarına gelene kadar bundan haberi olmayacak... Keşke mitoloji yalnızca mitoloji olarak kalabilse sayın suheda... Ben şaşırmayayım da kimler şaşırsın...
  12. Sayın selef61 , Böyle uzun kopyala-yapıştır yerine, kısa bilgiler yanında kendi yorumlarınızı da eklerseniz daha okunur olabilirsiniz kanaatindeyim. İnternet aleminde bu konularla ilgili yığınla sayfa var. Herkes bir copy-paste yapmaya kalksa forumun hali nice olur? Biraz daha özen lütfen...
  13. Sayın enkas, Ben, isa ile ilgili aktardıklarımı Kur'an'dan almış değilim. İtirazınızın sebebini anlayabilmiş değilim. Piyasa meallerinden olmayan Meryem Suresi'ne ait bu ayetleri neden buraya aktardığınızı da anlamış değilim. İtirazınızın sebebini belirtin ki, sağlıklı bir tartışma zemini oluşabilsin... Siz İsa'yı yalnızca Kur'an'dan tanıyorsunuz. Halbuki ben farklı kaynaklara da bakıyorum haberiniz olsun...
  14. Maalesef ülkemizde bir vergi kültürü oluşturabilmiş değiliz. Her gelen hükümet de buna çanak tutmuştur. Bugün vergi gelirlerinin %70 i dolaylı vergilerden (KDV,ÖTV,ÖİV vs) sağlanmaktadır. Geri kalan, gelir üzerinden alınan %30 verginin de %70-80' ini ilk 500 firma ödemektedir. Geri kalan vergi mükellefleri ya ödememekte, ya da hemen hemen bir asgari ücretliyle aynı seviyede vergi ödemektedir. Bugün vergi mükelleflerinin çoğunluğu büyük şehirlerde bulunmaktadır. Büyük şehirlerde vergi inceleme oranı ise yalnızca %1 dir. Yani her yüz mükelleften yalnızca bir tanesi incelenebiliyor. Hal böyle olunca da zaten vergi ödeme konusunda kaypak olan halkımıza, vergi kaçırma konusunda çanak tutulmuş oluyor. Yeterli vergi toplayamayan devlet için de en kolay yol, dolaylı vergilere yüklenmek oluyor. Ondan sonra vergi kaçıranı bile utanmadan şikayet edebiliyor. Benzine, tüpe, tekele, otomobile yüklenildikçe yükleniliyor. Sonuç ortada... Dünyanın en pahalı benzinini kullanıyoruz, en pahalı iletişimini yapıyoruz, en pahalı otomobillere biniyoruz... Çözüm mü? Çözüm, vergi kültürünün yaygınlaşması. Bu da ancak sıkı denetimlerle olur. Vergi kaçırmaya yeltenen adam önce bir düşünmeli, "yakalanırsam yanarım" diyebilmelidir. Vergi kültüründeki bu kaypaklık devam ettikçe, dolaylı yollardan alınan vergilere de yüklenilmeye devam edecek. Benzin, şu an vergi gelirlerinde hatırı sayılır bir kalem tutmaktadır. Hiç kimse yakın zamanda benzinden alınan verginin düşürülmesini beklemesin. Bu Türkiye'nin bir gerçeğidir. Her ne kadar AKP hükümetini pek çok konuda eleştiriyor olsam da, bugün AKP yerine başka bir hükümet olsaydı da durum bundan daha farklı olmayacaktı. Bu arada size bir tüyo arkadaşlar. Vergi kaçırıldığı yönünde ihbarda bulunanlar, bu ihbar neticesinde tahakkuk ve tahsili edilen verginin %5 ini muhbir payı olarak almaktadır. Yani ihbarınız sonucunda 100 bin YTL.lik vergi tahakkuk ve tahsili yapılırsa, 5 bin YTL.si sizindir. Haydi işbaşına... (Not : Bu bir şaka değildir)
  15. Teizm insanları "biz, siz" diye ayırdıkça, kendi dinininden olmayanları tukaka ilan ettikçe barış diye bir şeyden söz etmek de anlamsızdır. Bu bağlamda teizm, barışa destek değil, köstek olmaktadır. Zira dinlerin özünde hümanizm yoktur. Dinlerin özünde tanrı vardır. Tanrı herşeyin üzerindedir. Teizm bir taraftan insanlara karşı iyi olunmasını emreder ama, diğer taraftan da kendinden olmayanlara yüz çevirmelerini, onlarla dostluk kurulmamasını söyler. Yani özünde dünya kardeşliğini değil, din kardeşliğini barındırır.
  16. Hepsi iyi güzel de ; "yahut efendisinden baskasina baglilik öne süren nankör" ifadesi buna gölge düşürüyor. Muhammed'in köleliği kaldırmaya çalıştığını iddia edenler, neredesiniz?
  17. Birileri yine fena kızmış, ******* saldırıyor. Şuraya küfür yazacağına fikir yazsaydın da bir işe yarasaydın *******..
  18. Hizbullah = Müslüman = Teist Abd = Hristiyan = Teist İsrail = Musevi = Teist Demek ki teizm, barış konusunda yeterli telkinlerde bulunmuyor. Abd İsrail'e destek veriyor, bizimkiler Filistin'e... Oralarda barışa destek veren biri var mı?
  19. İsa beşikteyken mi konuşmuş ? İsa'yı yirmili yaşlarına kadar kimse tanımıyordu. Hatta İsa, Hristiyan öğretisi yayılmaya başladıktan sonra ortaya çıkmıştır. Önce İsa için uygun ortam yaratılmış, İsa hakkında söylentiler yayılmış, İsa ondan sonra ortaya çıkmıştır. Ama bir bebeğin beşikteyken konuşacağına inanmak, babasız bir çocuk doğabileceğine inanmaktan çok daha kolaydır. İsa beşikteyken ilk ne söylemiş acaba? "Baba" mı?
  20. Nedense bu yazı bana Fethullah Gülen merkezli yazılmış gibi geldi... "Siz bakmayın o söylenenlere, Allah'tan korkun" gibi bir söylem... Neden şaşırmadım acaba?
  21. Acaba İbrahim'i, İsmail'i katletmesi konusunda şeytan mı dürtükledi.. Bu hikaye mitolojik olarak güzeldir de, özünde çok tehlikelidir. Allah yolunda öz oğlunun beline bomba dolayıp zalimlerin arasına salmayı meşru kılar; dikkat etmek gerekir. Keşke zamane insanı da mitoloji ile gerçek yaşamı birbirinden ayırabilmeyi becerebilseydi...
  22. Bilimin böyle bir derdi yoktur... Astronomi böyle bir şey demez. En son hatırladığım 75 milyar ışık yılı genişliğinde olduğuydu. Ancak "içinde bulunduğumuz evrenin dışında başka evrenler de var mı" sorusu hala muallaktır... Sanırım sizin sonsuzluk kavramı ile ilgili bazı sıkıntılarınız var. Bilim aynı zamanda "hiç bir şey yoktan varolmaz, varken yok olmaz" der. Siz evrenin ve maddenin başlangıcını Big Bang olarak varsayıyorsunuz; ancak bu pek de doğru değildir. Big Bang'e neden olan tekillik noktasındaki enerjinin yoktan varolma olarak nitelendirilemeyeceği açıktır. Evren bugün bir çökme içine girse, çöküş tamamlandığında alacağı hal, Big Bang'den önceki durumu olacaktır. Yeni bir patlama ile de ortaya çıkacak olan evren, yoktan varolmuş bir evren olarak nitelendirilemez. Lütfen bilimin ne olduğu ve bilim dalları hakkında detaylı bilgi edininiz. Teolojinin alt dallarını "bilim" olarak göstermek gaflettir...
  23. Bana muhammed zamanındaki deri,kemik ve ayetlerin yazılı olduğu bilimum malzemeleri getirin ki, ondan sonra "değişmemiştir" diyebilesiniz. Sizin teist kaygılarla "değişmedi" demenizin hiç bir önemi yok. Üstelik Muhammed bunu önemsiyor olsaydı daha o zaman kitap haline getirilmesi gerekirdi. Bilimin melekleri incelemesi konusu abesle iştigaldir arkadaşım. Sana göre abes değilse, koyarsınız ortaya meleklerin morfolojisini, sizi Nobel'e boğsunlar...
  24. Kur'an'ı, insanların yazabilmelerinin mümkün olmadığı tamamen sizin düşünceniz . Kur'an'ın değişmediği konusunu defalarca tartıştık. Sizin bu konudaki inancınız kimseyi bağlamıyor. Abesle iştigal etmeyelim lütfen...
  25. Sen bilime "melek" diye bir şeyin varolduğuna dair ciddi bir gerekçe gösterirsen, emin ol ki bilim de melekleri inceleyecektir...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.

Configure browser push notifications

Chrome (Android)
  1. Tap the lock icon next to the address bar.
  2. Tap Permissions → Notifications.
  3. Adjust your preference.
Chrome (Desktop)
  1. Click the padlock icon in the address bar.
  2. Select Site settings.
  3. Find Notifications and adjust your preference.