-
İçerik Sayısı
2.202 -
Katılım
-
Son Ziyaret
-
Lider Olduğu Günler
9
İçerik Tipi
Profil
Forumlar
Bloglar
Fotoğraf Galeresi
- Fotoğraflar
- Fotoğraf Yorumları
- Fotoğraf İncelemeleri
- Fotoğraf Albümleri
- Albüm Yorumları
- Albüm İncelemeleri
Etkinlik Takvimi
Güncel Videolar
yam_yam tarafından postalanan herşey
-
Birileri fena öfkelenmiş ve külhanbeyi havalarına gelmiş. "Az kaldı yakında küfür edeceksin" Bu sözü hatırlıyor musun kralx? Neyse... Görüyorum ki, seviyeni gittikçe düşürmeye başlamışsın... Hadi onu da geçtik de, başkalarının entellektüelitesini sorgulama hakkını nerede buluyorsun? Yok bunun dersini verebilirmişsin de, yok üstüne diploma da hazırlarmışsın da... Burasının 9 yaşındaki çocukların atışma yeri olduğunu mu sanıyorsun? Hadi sen kendini öyle hissedebilirsin de, emin ol karşındakiler öyle değil. Foruma dön de bir bak bakalım, tartıştığın insanların içinde bu tür yaklaşım sergileyen bir başkası var mı... Ayrıca ibret linki yerinde dururken, "içindeki ezikliğin dışa vurumu" gibi ifadeler kullanman da pek bir ironik olmuş doğrusu...
-
YAŞAMI ZEHİR EDEN ZAMLARA VE PAHALILIĞA KARŞI 1 DAKİKA KARANLIK EYLEMİ
yam_yam şunu cevapladı bir başlık içinde Güncel Konular
Şu şükürcülüğümüz yok mu, ne gelirse başımıza bundan geliyor. Sanki yüksek enflasyon oranlarının önceki dönemlere nazaran düşük olması, dünyanın en pahalı benzinini almamızı legalleştiriyormuş gibi. Sanki enflasyon oranının düşmesi, halkın alım gücünü büyük oranda artırmış gibi... Hala işsizlik yüksek seviyelerde seyrediyor. Dünyanın en pahalı benzinini kullanıyoruz. Konut kiraları çoğu yerde asgari ücretin çok üzerinde. Hala halkın alım gücü çok iyi değil.. Dolaylı vergilerden belimiz bükülüyor. Pek çok ülkede bir otomobil sahibi olmak lüks sayılmazken, bizim ülkemizde otomobil sahibi olmanın ne demek olduğunu biliyorsunuzdur herhalde... Daha iyisiyle kıyaslamak varken, neden hep daha kötüsüyle kıyaslayıp bulunduğumuz yerden memnun olmaya çalışırız? Bence sevgili bilimselci'nin buraya taşıdığı öneri, demokratik bir toplumda olması gereken haklı eylemlerden biridir. Bizim Türk halkı olarak ne tür bir ayrıcalığımız var ki dünyanın en pahalı benzinini kullanıyoruz? -
CANIMIZ VÜCUDUMUZUN NERESİNDE BULUNUR
yam_yam şurada cevap verdi: bekir başlık Dini Konular - Din - Dinler
Babil yazıtlarında ve kutsal metinlerdeki mübalağalı ifadeleri saymazsak, günümüzde ortalama insan ömrü, geçmişe nazaran çok daha yüksektir... -
CANIMIZ VÜCUDUMUZUN NERESİNDE BULUNUR
yam_yam şurada cevap verdi: bekir başlık Dini Konular - Din - Dinler
Konuyu buraya çekmeye çalışacağınızı anlamıştım da, bir başka başlık altında yazmış olduğunuz iletide bunu açıkça dile getirmişsiniz, ben de yeni farkettim. Bir kaç iletinizde samimi davranarak evrim teorisini tartışacak düzeyde olmadığınızı, bu tartışmaya girmeyeceğinizi belirtmiştiniz. Ben de çoğu zaman aynı şeyi yaptım ve evrim tartışmalarından uzak durmaya çalıştım. Ta ki, buraya sahtekarlıklar taşınana kadar. Günümüzde teolojinin sarılabileceği pek az şey kaldı. Zira bilimsel verilerin çık kısıtlı olduğu dönemlerde dinler insanların merak ettiği konulara bir şekilde açıklamalar getirmiş, başka açıklama olmadığı için de insanlar bunları sahiplenmişlerdi. Gel zaman git zaman bilim, yavaş yavaş teolojinin açıklama getirdiği konulara müdahil olmaya başladı. Bilim bazı konuları teolojiden daha iyi ve kapsamlı açıklamaya başlamıştı. İşte bu durum bazılarını fena halde rahatsız etti. Pek çok bilim adamı teolojik kaygılarla susturulmaya çalışıldı, hatta ölüme mahkum edildi. Ancak bu durum bilimin gelişmesine engel olmadı. Bilim her geçen gün bilinmeyen sorulara yeni cevaplar üretiyordu. Örneğin eskiden insanlar yağmur ve doğa olaylarından bir meleğin sorumlu olduğunu düşünürken, bilim bu işleyişi bir meleğe ihtiyaç olmadan açıklamayı başarmıştı. Teoloji nedir ? Neden insanları kendine bu kadar bağlamıştır? Bu soruların cevabı aslında basittir. İnsanlar meraklı canlılardır. Her zaman için cevabı bilinmeyen sorular üretmeyi başarmışlardır. İşte teoloji insanın bu yönüne hitap eder. İnsanları bir şekilde tatmin eden cevaplar üretmiş, bu yönüyle insanları kendine bağlamayı başarmıştır. Bu yönüyle de binlerce yıldır rakipsiz kalmıştır. Ama artık bir rakibi var. Tabii bu "bilim bir din midir" tartışmasının içeriği değildir. Bilim, dinin binlerce yıldır insanların bilinmeyenlerine getirdiği cevaplara artık taraf olmuştur. Bilim, cevaplar getirdikçe teoloji bilinmeyenler tarafına çekilmiştir. Bilim, cevaplar getirdikçe teolojinin gücü zayıflamıştır. Artık teoloji talnızca belli başlı konularda insanları tatmin ediyor. Onların da hemen hepsi felsefi sorulardan ibaret. Bugün teolojiyi ayakta tutan "İnsan nedir" , "Neden buradayız" , "Hayatın anlamı nedir" gibi sorulara getirdiği cevaplardır. İşte geldik zurnanın melodiyi bozan deliğine. En sık tartışılan, ancak cevabı hep iyimserce karşılanan soruya; "Bilim ve din yanyana mı, karşı karşıya mı?" Cevabı çoğu zaman iyimserce karşılanıp her ikisinin de birbirleri ile ilişkisinin olmadığı yönünde cevabı verilen soru. Acaba öyle mi? Bence değil... Zira öyle bir zaman gelecek ki, artık bilim teolojinin verdiği cevapların çok daha fazlasını inkar edilemeyecek biçimde vermeye başlayacak. Öyle bir zaman gelecek ki, teolojinin arkasına sığınabileceği bir soru kalmayacak. Elbette bilim, teolojiyi bir rakip olarak görmez. Bilimin teolojik kaygıları yoktur. Bilimi rakip olarak gören teolojidir. Zira bilim, teolojinin varlığını tehdit etmektedir. Neyseki artık teolojinin eskiden olduğu gibi bilimi baskı altına alacak gücü ve etkisi yoktur. Sizce evrim teorisine neden bu kadar çok saldırılıyor? Bilim, teolojinin elindeki en önemli cevaplardan birini insana vermeye çalışmaktadır; "İnsan nasıl varolmuştur ?". Elbette bu durum, teolojik kaygılar nedeniyle teistlerin kabul edemeyeceği bir durumdur. Zira teolojinin ayakta kalmasını sağlayan en sağlam bir kaç kolondan biri de bilim tarafından yıkılmak üzeredir. İşte bu yüzden evrim teorisine bu kadar saldırılıyor, onun için sahtekarlıklara başvuruluyor. Sayın bekir; bu yazıda "evrim neden ölüme çare bulamamıştır" sorusunun yanıtını sizi tatmin edecek kadar alamayacaksınız. Zaten maksadınızın da sizi tatmin edecek bir cevap bulmak olduğunu sanmıyorum. Eğer gerçekten öğrenmek isterseniz, evrim hakkında pek çok bilimsel kaynaktan tarafsız olarak bilgi edinebilirsiniz. Bunu yaparsanız, evrimin her zaman ileriye gitmediğini,zaman zaman duraklayıp zaman zaman geriye döndüğünü, evrimin bir tanrı olmadığını ve canlılığa ölümsüzlük vadetmediğini göreceksiniz. Emim olduğum bir şey var, bilim yarın insanın belki de en çok istediği şeye, ölüme çare bulma noktasına gelse bile, bu duruma teolojik kaygılar nedeniyle engel olunmaya çalışılacaktır. -
CANIMIZ VÜCUDUMUZUN NERESİNDE BULUNUR
yam_yam şurada cevap verdi: bekir başlık Dini Konular - Din - Dinler
Sanırım siz "Madem evrim vardı da, ölüme neden çare bulamadı" gibi abuk bir soru sormaya kalkacaktınız ki, son anda bundan vazgeçtiniz. İyi de yaptınız sayın bekir... Zira bu, evrimin bir çıkmazı değildir... Evrimin ölüme çare bulmak gibi bir misyonu yoktur. Aynı mantıkla "Madem evrim vardı da, bunca zamandır insanlar neden sürekli hasta oluyorlar" gibi bir soru da sorabilirsiniz... -
Duayla kim bir şeyler elde etmiş ki, dua öneriliyor? Dua etmeyenler umut ettiklerini elde edemiyorlar mı? Bir ateist olarak çok uzun zamandır umut ettiklerim için dua etmiyorum. Ancak müslüman halimle ateist halim arasında umut ettiklerimin gerçekleşme orantısı değişmedi. Diyanet bu yaptığıyla vatandaşı hacı-hoca-üfürükçü takımına emanet etmiştir. Müslüman vatandaşlara hayırlı olmasını temenni eder, hacı-hoca-üfürükçü takımına bol kazançlar dilerim...
-
CANIMIZ VÜCUDUMUZUN NERESİNDE BULUNUR
yam_yam şurada cevap verdi: bekir başlık Dini Konular - Din - Dinler
Sayın bekir'in böyle bir konuyu neden din başlığı altında açtığını merak ettim doğrusu... Ölümü, ruhun bedenden ayrılması olarak tanımlamak doğru bir yaklaşım ise, hayvanlarda da bir ruhtan bahsetmek gerekir ki, bu İslam'ın öğretisine aykırıdır. Öyleyse böyle bir yaklaşımda bulunmak doğru olmayacaktır. Ölümden bahsederken,ölümün farklı şekilleri ve sebepleri var elbet. Ben ölümü şöyle tanımlayabilirim; "Bilinç durumunun bir daha geri gelmemek üzere kapanması." Elbette bu tanım tıbbi ölümü anlatmaz. Zira insan beyin ölümü gerçekleşse dahi, tıbbi makinalar sayesinde bedenen bir süre daha yaşatılabiliyor. Tabii buna ne kadar "yaşamak" denilebilirse... Ölümün farklı şekilleri ve sebepleri olsa da, temel olarak durum aynı , "Beyin ölümü". Beynin faaliyetine devam edebilmesi için oksijene ihtiyacı var. Herhangi bir sebeple beyne giden oksijenin belli bir zaman için (3-5dk) kesilmesi, beynin ölümüne, ya da ciddi şekilde zarar görmesine neden oluyor. Sayın bekir 5 dk olarak hatırladığını söylemiş. Doğrudur... Ancak 3. dakikadan sonra beyin hasar görmeye başlıyor. Daha sonra beyne oksijen gitmesini sağlasanız bile, beyin geriye dönüşü mümkün olmayacak şekilde hasar görmüş oluyor. Böyle bir durumda, en iyi ihtimalle hayatınızın geri kalanını felçli geçirmek zorunda kalıyorsunuz. Doğal yoldan ölümlere (yaşlılık) gelirsek, hücrelerimizin her birinin yaşam süresi sınırlıdır. Yaşlandıkça kromozomlar kısalıyor. Bunun nedeni, uçlarındaki "telomer "denilen bölümlerin, her hücre bölünmesinde biraz daha kısalması. Kromozom boyu kritik bir uzunluğa erişince, hücre daha fazla bölünemiyor ve ölüyor. İnsan vücudundaki hücre ölümleri kritik bir noktaya gelince de insan bedeni için ölüm kaçınılmaz oluyor. Aslında bu hücre ölümlerini engellemenin bir yolu var. Yani hücrenin sürekli bölünmesi sağlanalarak hücre ölümsüzleştirilebilir. Ancak bu durumun bir başka adı daha var; o da "kanser". Kanser hücreleri sonsuz bölünme yapar ve büyümesi durdurulamayan tümörler oluşturur. Bu, hücrenin ölümsüzlüğü anlamına gelse de, bedenin ölümüne giden yolu hazırlıyor. Sayın bekir 5 dk. içinde ne olduğunu sormuş... 5 dk. önce kalp, fonksiyonunu yerine getirerek beyne kan ile oksijen gönderiyordu. Kalp, fonksiyonunu yitirince beyne giden oksijen kesildi ve ilk bir kaç dakika için beyin, kan içinde bulunan oksijen ile idare etti. Ancak oksijen sağlanımı devam etmediği için beyin hücreleri çok hızlı bir şekilde öldü ve beyin de faaliyetini yerine getiremez hale geldi. Bu da insanın ölümü demek. Üst beynin ölmesi bedenin ölmesi anlamına gelmiyor. Zira insanın nefes alma, vücut sıcaklığını ayarlama, kalp atışını düzenleme gibi faaliyetler beynin alt bölgesiyle ilgilidir. Bu yüzden insan, bilinci bir daha yerine gelmeyecek olsa bile bu faaliyetlerin devam etmesi ile bedenen yaşayabiliyor. Acaba bu anlattıklarım içinde "ruh" nerede? Ruh, tamamen beyin faaliyetleri sonucu insanda oluşan "bilinç" durumuna verilen addır... -
Türkler ‘evrim’e en az inanan millet
yam_yam şurada cevap verdi: Multi başlık Dini Konular - Din - Dinler
Evet öyle... 50 yıl sonra dinler evrim teorisini de ihtiva edecekler. 50 yıl sonra Kur'an'dan 2 ayet bulunup, evrimin 1450 yıl önce Kur'an'da yazdığı bunun ise gerçek bir mucize olduğundan dem vurulacak... -
Türkler ‘evrim’e en az inanan millet
yam_yam şurada cevap verdi: Multi başlık Dini Konular - Din - Dinler
Ne zaman ki bilimsel yayınları H.Y yerine bilimsel kaynaklardan takip edersiniz, işte o zaman sizinle aynı dilden konuşmaya başlayacağız. Sahtekarlıklarla dolu bir siteden yapılan copy-paste lerle yeterince uğraştım. Artık bu zırvalıklara ayıracak vaktim yok... -
TÜRBANINI ÇIKARTANLAR BAŞÖRTÜSÜYLE GİREBİLECEKLER MİDİR GİRMEK İSTEDİKLERİ YERE
yam_yam şurada cevap verdi: bekir başlık Dini Konular - Din - Dinler
İnanamıyorum yahu...Uzunca bir yazı hazırlamıştım. "Yanıt ekle " ye bastım ve sayfa hata verdi. Yazdıklarımımn hepsi gitti... Bir dahaki sefere sayın bekir... -
Türkler ‘evrim’e en az inanan millet
yam_yam şurada cevap verdi: Multi başlık Dini Konular - Din - Dinler
Neye inanıp neye inanmadığınız sizleri bağlar. Bir cevap istediniz getirdik. Şimdi de "armudun sapı üzümün çöpü" bahaneleriyle karşı çıkıyorsunuz. Oradaki yazı elbette "Bir gün" diye başlayacaktı... Yoksa "Milattan Önce 16 Temmuz 1.499.743.652 saat 14:30 " gibi bir tarih mi bekliyordunuz? H.Y sağolsun bilimsel verileri çarpıtmayı milletin içine işlemiş... Kralx sanki hücre o güne kadar çoğalmıyormuş da, o günden sonra çoğalmaya başlamış gibi bir anlam çıkarmış.. Halbuki orada, o zamana kadar hücrenin mitoz bölünme yoluyla çoğaldığı ifade ediliyor. Dahası erkek dişi ayrımına neden olan olay da açıkça anlatılıyor... Çok biliyorsanız çıkar "Bu olay biyolojik açıdan mümkün değildir, çünkü..." diye başlayan cümleler kurarsınız. İşin asıl ironik tarafı, masallarla yaşadığınız halde, inancınız dışındakilere masal gözüyle bakmanız. Eeeee kılavuzu karga olanın.... -
Türkler ‘evrim’e en az inanan millet
yam_yam şurada cevap verdi: Multi başlık Dini Konular - Din - Dinler
Madem kabul etmeyeceksin de, ne diye cevap isteyip bizi de uğraştırıyorsun arkadaşım? "Ben buna inanmıyorum ; bilim ne derse desin" dersin olur biter... Sanırım sen cevap gelmeyeceğinden bahisle böyle bir soru sordun, baktın ki olmadı, "tukaka"... Olmuyor kralx.... -
Türkler ‘evrim’e en az inanan millet
yam_yam şurada cevap verdi: Multi başlık Dini Konular - Din - Dinler
İşte "tespit" diye ben buna derim... -
Türkler ‘evrim’e en az inanan millet
yam_yam şurada cevap verdi: Multi başlık Dini Konular - Din - Dinler
Ho ho ho... Aç biraz gözünü kralx... Kaldır artık kafanı şu H.Y saçmalıklarından. Biraz bilim dünyasına bak bakalım neler oluyor... -
Türkler ‘evrim’e en az inanan millet
yam_yam şurada cevap verdi: Multi başlık Dini Konular - Din - Dinler
Cevabı zannettiğin gibi "acayip" değil kralx... Cevabını verelim de, kafana takılan şey seni daha fazla rahatsız etmesin... "Bundan yaklaşık 1.5 milyar yıl öncesine kadar canlılarda erkek ve dişi kavramı yoktur, çünkü böyle bir ayrım yoktu. Her hücre ayrı bir bireydi ve mitoz ile bölünerek çoğalmaktaydı. Bunlarda kalıtım aynen aktarılmakta ve böylece aynı hücreye ait klonlar oluşmaktaydı." .............. "Bir gün, hücrelerde yaşamsal öneme sahip bir proteini yapan genetik materyalin bir kısmı bir hücreye bir kısmı ise diğer hücreye geçti. Bundan sonra artık bu yaşamsal proteinin yapılabilmesi için genetik bilginin tamamlanması, yani genetik materyalinin dağıldığı 2 hücrenin yan yana gelmesi, böylece genetik materyallerini birleştirmeleri gerekti. İşte ilk defa bu olay ile iki farklı eşem yani erkek-dişi ayrımı ortaya çıktı." Devamı için : http://www.androloji.info/volvox.php -
TÜRBANINI ÇIKARTANLAR BAŞÖRTÜSÜYLE GİREBİLECEKLER MİDİR GİRMEK İSTEDİKLERİ YERE
yam_yam şurada cevap verdi: bekir başlık Dini Konular - Din - Dinler
Emin olun, yarı açık boyalı saçlar herhangi bir dini simge niteliği taşıyor olsaydı o da yasaklanırdı. -
TÜRBANINI ÇIKARTANLAR BAŞÖRTÜSÜYLE GİREBİLECEKLER MİDİR GİRMEK İSTEDİKLERİ YERE
yam_yam şurada cevap verdi: bekir başlık Dini Konular - Din - Dinler
Ben boşuna söylemiyorum "Asıl hedef laiklik ilkesidir" diye... Sağolsun sayın bekir söylediklerimi haklı çıkaracak kadar açık seçik ifade etmiş. Elbette halkın %90'ı türbanın serbest bırakılmasını isterse laiklik engeliyle karşılaşacak. Tıpkı halkın %90'ının şeriat hukukuna geçmek istemesinin, bu iş için yeterli olamayacağı gibi... Doğu'da yaşayan insanlar bağımsız kürt devleti istiyorlar diye orayı kürtlere mi vereceğiz? O zaman orada da halk plebisit istesin ve bağımsız ya da özerk bir bölge olsunlar... Sap ile samanı karıştırmayalım sayın bekir... Dini dayatmalar devletin üzerinde yer alamaz. Laiklik bunun için vardır... -
çoooook enterasan fotoğraflar(dünyanın her yerinde ALLAH yazan yerler)
yam_yam şurada cevap verdi: AsiMeLek başlık Dini Konular - Din - Dinler
Aslında bu başlığa bir şeyler yazmayı gereksiz görüyordum. Zira daha önce de teist arkadaşlar tarafından buna benzer fotoğraflar getirilmiş, biz de karşılığında Atatürk ve sair objelere ilişkin fotoğrafları gösterip bunlar nedir diye sormuştuk. Konu neticelenememişti tabi. Zira çok gereksiz bir konuydu. Ancak bazı yaklaşımları görünce de cevaplamadan olmuyor. Öncelikle yukarıdaki iletiyi yazan arkadaş sanırım kendisine "müslo" diye hitap etmemden gocunmayacaktır. Zira aynı yaklaşımı kendisi de göstererek "ate kafa" gibi 5.sınıf kelimeler kullanabiliyor. O zaman Mars'ı Allah yaratmamış... Zira Mars'ta başka birinin imzası, hatta suratı var. Bknz: http://www.ntvmsnbc.com/news/12321.asp Ya da bu surat Allah'a aittir ne dersiniz? Kendi ismini sağa sola yazan, yüzünü de sergileyebilir değil mi? Ama neyseki sonradan çekilen fotoğraflar, işin aslının farklı olduğunu gösterdi. Onu da buradan görebilirsiniz: http://antwrp.gsfc.nasa.gov/apod/ap010528.html Teist arkadaşlar pek meraklıdır tanrılarını kuşta-çiçekte-böcekte aramaya... Bilimselci arkadaşım sen de kırma şu teist arkadaşların şevkini... Bırak onlar her yerde "Allah" yazısı aramaya devam etsinler, bazıları da dağdaki Atatürk silüetine bakarak O'nu peygamber ilan eder... İkinci linkte verdiğim fotoğrafı görmeyenler marstaki insan yüzünü uzaylılara kanıt olarak gösterir falan filan... Biz de hafif tebessümle birlikte Aziz Nesin'i saygıyla anmaya devam ederiz...- 39 cevap
-
- enteresan fotoğraflar
- Allah
-
(ve 1 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
LÜTFen arkadaşlar yardımcı olun
yam_yam şurada cevap verdi: krmcncn başlık Dini Konular - Din - Dinler
Senin için buna da ayrıntılı bir yanıt hazırlayacağım kralx... Gerçi sen yine kabul etmeyeceksin ama ben yine de hazırlayacağım... "Şıracı-bozacı" ifadelerin çok yakışıksız ve münasebetsizce olmuş... Keşke bu ifadeleri kullanmasaydın... Sevgili Dipnot; güzel ifadelerin için teşekkür ediyorum. Düşüncelerin benim için çok değerli.... -
LÜTFen arkadaşlar yardımcı olun
yam_yam şurada cevap verdi: krmcncn başlık Dini Konular - Din - Dinler
Hayır.... "Ancak aklı ve alet kullanma yeteneği sayesinde bunu avantaja dönüştürmeyi başarmıştır. " Bunu kastediyorum... -
LÜTFen arkadaşlar yardımcı olun
yam_yam şurada cevap verdi: krmcncn başlık Dini Konular - Din - Dinler
Bunu yazımın başında belirtmiştim zaten kralx... "Akıl" ı yukarıda yazdıklarımdan ayrı görmeye çalışmak, yazının içeriğini kavrayamamış olduğunuzu gösterir... -
LÜTFen arkadaşlar yardımcı olun
yam_yam şurada cevap verdi: krmcncn başlık Dini Konular - Din - Dinler
Elbette mümkün.... Bir kere insan şahane falan değildir. İnsanın biyolojik ve fizyolojik açından diğer hayvanlara göre belirgin dezavantajları vardır. Ancak aklı ve alet kullanma yeteneği sayesinde bunu avantaja dönüştürmeyi başarmıştır. Yoksa bugün bile insanlar, bazı hayvanların besin listelerinde bulunabiliyorlar. İnsan, aletsiz bir hiçtir. Aleti olmadan ne besinini sağlayabilir, ne de tehlikelerden korunabilir. Alet olmadan tarım yapamaz, et ihtiyacını sağlayamaz. Alet olmadan besin listesinde bulunduğu hayvanlardan ya da diğer tehlikelerden korunamaz. Zira kaçmak için bir aslandan hızlı koşamadığı gibi, yakalamaya çalıştığı bir ceylandan da hızlı koşamaz. Ceylanı yakalasa bile onu yemek için pişirmesi gerekir. Zira insanın avını parçalamak için pençeleri, ya da buna uygun ağız yapısı olmadığı gibi, sindirim sistemi de çiğ et için uygun değildir. Yalnızca bu durum bile insanın şahane olmadığının kanıtıdır. İnsanın bugün bulunduğu noktanın müsebbibi yine insandır. İnsanlığın gelişimi aşamasında insana, yine insandan başkası yardımcı olmamıştır. Ne bir tanrı, ne de başka bir şey. İnsanoğlu bugüne deneme/yanılma yöntemiyle geldi. Hangi bitkiyi yemesi, hangisini yememesi gerektiğini öğrenene kadar kim bilir ne sıkıntılar çekti. Ya da hangi bitkiyi yetiştirmesi, hangisini yetiştirmemesi gerektiğini öğrenene kadar ne çabalar sarfetti. Her gün öğrendiklerinin üzerine yeni bir şeyler koyarak geldi bugünlere... İşte biz bu birikime bugün "bilim" diyoruz. İnsanın varolma savaşında yanında olan yalnızca bilimdi. Yoksa insanın işi tanrıya kalsaydı, biz bugün mağaralarda yaşamaya devam ediyor olacaktık. Bilimden başka yol gösterici aramak doğru olmadığı gibi, buna gerek de yoktur. -
Yani çocuklara ve sivillere dokunmadıktan sonra herşey mübahtır öyle mi? Osmanlı'nın "devşirme" diyerek ana kucağından ayırdığı yavrular ne olacak ? (Kimse aileler kendi istekleriyle veriyorlardı gibi söylemlerde bulunmaya kalkmasın) ...
-
İyi de, bu saydıklarınız yalnız bugün için geçerli değildir. Hangisini insanlık dışı olarak kabul edeceğiz; İsrail'in Filistin ve Lübnan'da yaptığını mı, yoksa Emeviler'in dini yaymak adına yaptıkları katliamları mı? Bugün ABD ve İngiltere'nin konumunda düne kadar Osmanlı vardı. Ondan da önce Roma... Birileri her zaman için Dünya'yı egemenliği altına almak istemiştir. Bu istek için atılan her adım, ortaya konan her eylem de maalesef hiç insanca olmamıştır. Ne ABD'nin, ne Osmanlı'nın, ne de Roma'nın... Bugün bir savaş olsa ben Kurtuluş Savaşı'nda olduğu gibi bir direniş olacağından eminim. Zira bizden başka hiç bir toplum evladını askere davul ve zurna ile göndermiyor. Vatan savunması yapmak için, vatan sevgisinden başka manevi bir değer aramaya gerek yoktur. Pekala da böylesi bir durumda ateistler de teistlerle yan yana savaşacaklardır.