suheda_

Vay anası beaaa,özgürlüğün tanımına bak hele.. Çatal-bıçak,bulgur,gülyağı,sinek kaydı traş falan filan hem dine hemde Anadolu kadınına gönderme yapmaya çalışmış pek büyük muhtereeeemm yazar bir taşla iki kuş vurma amacı... O olması gerektiği gibi anlattığın kadın var ya o Anadolu kadının tırnağı olamaz... Özgür kadın demek cosmopolitan kadını olmak demektir yazıdan çıkan sonuç budur...

Canınamı susadın Egzoooo Sanki kaşınıyormuşsun gibi hissediyorum..Neden tahrik etmeye çalışıyorsun beni? Hani vardırya birine bir şey yaptırmak için "yapamaz ki yapamaz ki" diyerek kışkırtmaya çalışmak tıpkı şuan senin yaptığın

Çizgili Pijamalı çocuk-The Boy in the Striped Pyjamas (2008) Son zamanlarda o kadar çok Nazi Askerleri ve yahudi soykırımını anlatan filmler izledim ki... Artık sinir olmaya başladım desem yeridir.Yahu adamlar neredeyse her filmde Hitler Almanyasında yaşadıkları katliamları dile getirir oldular. Hoş bu yeni bir şey mi?değil tabi ama insan buradaki asıl amaç nedir diye düşünmeden edemiyor.. Dünya sinemasının en büyük şirketlerinin onlara ait olduğunu düşününce bu olayı çok daha kendi lehleri için kullanacaklarını tahmin edebiliyorum. "Çizgili Pijamalı Çocuk" ta Nazi Almayasında geçen olayları konu almış,ama öyle muhteşem bir film ki.... Tüylerimiz ürpererek izledik.. Savaşın korkunçluğunu hiç bir şeyi idrak edemeyen iki küçük çocuğun gözleri ile değerlendirmek.. Bir kez daha savaşlarda kadınlar ve çocukların hiç bir suçları olmadıkları halde en çok acıyı çekenler olduğuna şahit oluyorsunuz.. Bruno babası üst düzey Nazi askeri olan küçük bir çocuktur,yeni taşındıkları yerde hiç arkadaşı olmadığı için sıkılmaya başlar,hapishane görüntüsünde ki evlerinin bahçelerine bir salıncak kurulur Bruno için,ama o karşı çiflikte yaşayan pijamalı tuhaf insanları merak etmektedir (Yahudi esirler) evden uzaklaşması kesinlikle yasak olan Bruno bir gün evin arka kapıya açılan tarafından bir bodrum penceresi keşfeder.. Artık Bruno nun dış dünyaya ve arkadaş bulma ümidiyle hep merak ettiği çifliğe (ölüm kampı)doğru yola çıkar.. Orada tel örgülerin öteki tarafında adı Shmuel olan bir çocukla tanışır... Filmin bundan sonrası öyle bir trajedi ile devam eder ki tel örgülerin arkasından oyun oyamaya çalışan iki çocuk düşman kelimesinin anlamını bilmeyen... ....Ve şok edici sonu.. Bu film izlenilmesi gerekenler listesinde en öne alınmalı... Herkese kadın ,çocuk,genç,yaşlı herkese tavsiye edilecek bir film.... Mutlaka izleyin.. Dipnot:Tanıtacaklarım sırasında "Kara Kitap" var umarım Yahudi propagandası yapmakla itham edilmem

Bırakıcağım kaplan ama tarihini henüz netleştirmedim

Yalnızca yetişkinlere hitap eden gece 22.00 matinesine gittim.. Üç boyutlu Türkçe altyazılı olarak izledik salonda tek bir çocuk yoktu bırak çocuğu yeni yetme dahi yoktu.. Tıklım tıklım herkesin yetişkin olduğu bir salonda çocuklara yönelik yapılmış bir animasyon filmi izlemek öyle hoş bir duyguydu ki.. Buz Devri 3 Dinazorların şafağı...Anlatılmaz bir keyfle kesintisiz kahkahayla ve elini uzatsan dokunacakmışsın hissi veren 3 boyut tekniğiyle unutulmaz anlar yaşattı bize.. Serinin üçünsüsü olan bu bölümde, Kahramanımız Sid baba olmaya hazırlanan Manyy e özenip kendine bir aile kurma çabasına girişir Yer yüzü katmanı altında bulduğu dinazor yumurtalarına kendine benzeyen yüzler çizip büyük bir aşk ve sevgiyle sahip çıkar, fakat herşey yavrularını aramaya gelen annelerinin gelişiyle değişir.. Başı ciddi anlamda derde giren Sid i kurtarmak yine ekibine düşer.. Yeryüzü katmanları altında hayatları pahasına arkadaşlarını kurtarma macerasına atılan ekibimize bu sefer yarı deli yarı çılgın tek gözü olmayan bir gelincik eşlik edecektir. Gelinciğin yerden aldığı bir taşla sözde telefon görüşmesi yaptığı sahnede yanımda oturan delikanlı gülmekten koltuktan düşme tehlikesi geçirdi.. Aynı krizi ben Sid'in yavru dinazorlar için anneleri ile giriştiği pazarlıkta geçirdim Hele bir de Ellienin doğum sahnesi vardı ki sert erkek kaplanımız Diegonun yardım ettiği... Diğer yandan büyük bir azimle meşe palamudunun peşinden giden Scrat ın karşısına dişisi çıkıverir aşk ve meşe palamudu arasına sıkışan Scrat bir tercih yapmak zorundadır... Her bölümde kendini yenileyerek devam eden bu sinema klasiği olma yolunda ki animasyon filmi gerçekten ciddi bir emeğin ürünü olduğu gibi hakettiği değeride bulmaktadır... Bu tarz fimleri seven yetişkin bir çocuk olaraktan emeği geçen herkese minnetlerimi sunuyorum..

kurban ve cerrahi operasyonmu? Ben,birine iğne yapılırken bakamayan ben.. Hatta bir keresinde benim akrabalarımdan biri elini kesti üstelik ufakta bir kesikti.Hastaneye gittik dikiş atılması için bakmadığım halde... Küüütttt bayıldım gözümü bir açtım doktor hemşire hastayı bırakmış hepsi benim başımda.. Utanç verici bir durumdu Hem sen ne düşünüyorsun ki ben seni istesem sezgilerimle bulurum beeaaa

Bu işte bir şey var amaaa... Ya bilen bilir resmi kurumlarda imza sirküleri diye bir olay var,artı yazılan her belge kayıt altına alınır,numaralandırılır sıraya göre dosyalanır.. Şimdi bu albayın imza yetkisi yokmuydu bulunduğu yerde?ee buda mümkün değil sonuçta adam albay yüzlerce belgede imzası vardır.. Peki bu belge illegalmiydi? Bir belgenin aslını bulmak neden bu kadar zor olsun ki?

Sivas ve Başbağlarda ölen tüm insanları rahmetle anıyorum.. Yaşanan trajedilerden istifade edip hala bu olaylar üzerinden siyaset yapmaya çalışanları gördükçe.. Söyleyecek söz bulamıyorum... Ve insanların hala gösterilmek istenileni gördüklerini hayretler içerisinde kalarak seyrediyorum.. Yazıklar olsun kendi kokuşmuş düşüncelerini ölüler üzerinden insanlara empoze etmeye çalışanlara.. Sivas'ı ateşe verip üç gün sonra "Sivasın intikamı"adı altında Başbağları yakanlar amaçlarınıza ulaştınızmı?

Aslında o kadar çok şe vardı ki aklımda kalmadı gülme krizine girdim bir ara.. Şimdi aklıma geldi...bizim küçüğün benim için "odun yer" demesiydi.. Ne odunu dedim yaaa Hani var ya şurda Baktım baharat kavanozlarını gösteriyor odun dediğide karanfilmiş arada çiğnerim.. Alem çocuklar... Ama sen genede Radyacım oğlanı bana bırakma çünkü azdılarmı benim sesim öteki ilçeden duyuluyor.. Bizimkiler alışmış nasılsa çocuğun yüreğine iner neme lazım.. Seviyorum kerataları eğleniyorum onlarla

Gerçekten çok üzücü.. Bazen şöyle düşünüyorum neden ölenlerin ardından bu kadar çok üzülüyoruz ki.. Eninde sonunda hepimiz öleceğiz.. Bir daha görememek mi yani özlemidir bizi böylesine derinden sarsan.. Yarın tam iki hafta olacak Selda öleli.. Diliyorum gittiği yerde mutludur..

Haftasonunu evde geçireceğimi söyleyince gezmeye kaçan veledini bana bıraktı gitti.. Bir çeşit çocuk bakıcılığı yaptım yani.. Aşırı gelişmiş sorumluluk duygum yüzünden bi şey olur korkusuyla çocukları sokağa çıkarmadım yalnız iki kez para verip kendilerine abur cubur almaları için markete gönderdim. Giderkende "hemen eve dönüyorsunuz"diye sıkıca tembihledim.. Hal böyle olunca çocuklar evde sıkıldı tabi.. Biraz sonra şikayetler başladı.. Saçımı çektiiiiii Ayağıma bastııııı Başka kanal açıyor ben diğerini izlemek istiyorum Beni bilgisayarda oynatmıyoorrrr Vuuuuaaaaaaa Mutfakla salon arasında mekik dokumaktan yorulunca hepsini mutfağa topladım. "hadi bir oyun oynayalım"dedim.Sevinçle kabul ettiler.. Bende hem sarmamı sarar hemde onları oyalarım düşüncesi ile bir taşla iki kuş vurmayı hedefledim.. Hadi kimi isityorsanız tanımlayın bakayım... Hepsi birilerini seçip anlattı arada benimde yorumlarımla beklediğimden daha fazla keyf aldılar bu oyundan..eee haliyle sıra bana geldi.. Tanımla beni bakiiiimmm.. 11 yaşında kız yeğenim.. Teyzemdir. Sigara içiyor Anneme benzer -Hadi canım ben annenden güzelim Hiçte bileee sen gençsin gezmeyi sever,alışverişi daha çok sever.. Güzel yemek yapar Yaramazlık yapınca bağırır 8 yaşında ki erkek yeğenim Halamdır En çok abimi sever -Neden ben hepiniz çok seviyorum Ama ona söylediklerini bana söylemiyorsun (bakarmısın kıskançlığa) Zengindir -Kim benmi? Ama ne istersek alıyorsun(hehee çocukların zenginlik anlayışı bu demekki) Hep gereksiz şeyler alır Nasıl gereksiz Hani var ya kirpiklere sürülen bide dudaklara (makyaj malzemesinden bahsediyor) -Onlar gereksizmi? Ama sen kullanmıyorsun kullanmadığın şeyi almak gereksiz değilmi? Ekmek yemeği sever Ekmekmi yemek diyecektin herhalde.. Hey yarabbim... 12 yaşında kuzenimin kızı... Annemin amcasının kızıdır Sağlığa zararlı olduğunu bildiği halde sigara içer Hep başka başka şehirlere gezmeye gider ama en çok İstanbula.. Çalışıyor.. Annem o nu çok sever Hep aşık olur Neeeaaaa Tamam tamam yeter bu kadar tanımlama... Başka bir oyuna geçiyoruz "K" harfinden üç şehir söyle,sende o arada üç ülke düşün..... Şu çocukların dikkatini ve gözlem yeteneğini hafife alanların aklına şaşayım.. Suheda

Norman Bates

Valla ilk önce bir erkek.. ben güneşte ense yaparken odun toplayacak,yiyecek temin edecek,baraka yapacak v.s v.s.. Sonra laptopumu,sonrada cilt kremlerimi... yeeaaahhhhh

Suheda bana neden öyle bakıyorsun hem o elindekide ne korkuyorum,korkuyo,korku,.......

İnsene üstümden yaaa

Şeytan diyor ki... Vur sırtına çantanı tırman dağlara

Bazen seçimlerinden pişmanlık duyduğun oldumu?

Balık burcu kadında iyidirde erkeği hiç çekilmez.. Ya anam babam kadına biraz yakışıyorda gene,erkeğin kapriside çok çirkin oluyor be.. Bu arada o potansiyel olmazmı? Birde kan tutmasa beni dahada süper olacak ya Bu arada hala listemin en başındasın ona göre

Bu ifadeler apaçık bir şekilde zavallılığın işareti,yaşlanmanın verdiği bir güven duygusunu yitirmenin üstü kapalı izahı... "Sıkılan çiftler birbirini aldatsın"peki bir aldatmayla sıkıntı geçecekmi?geçmezse o zaman ne yapılacak.. Sıkılmanın diğer izahı"artık seni istemiyorum"olabilirmi? Aldatılmanın kaçınılmaz olduğunu bildiği içinmi "aldatılmak hoşuma gidiyor"diyerek kendini teselli ediyor.. Ya da.. Evliliği boyunca yaşadığı ihanetleri ve zamanında evli erkeklerle yaşadıklarınımı örtbas etmeye çalışıyor.. Bir çeşit günah çıkartma diyeceğim ama bulundukları camiayı düşününce!!!! Kimin aldatılmak hoşuna gider kim ihanetten haz alır?

Farkında değilim, Neyse bizde bol smileyli yazılarımızı teknolojinin çığır yaptığı uzay yıllarında ekleyiveririz Bekleriz anacım işimiz ne?

Bugün blogıma oldukça eğlenceli bir yazı ekleyeyim dedim.. Yazdım bitirdim,fakat kullandığım mimiklerin çokluğu yüzünden yazıyı bir türlü ekleyemedim. Sürekli fazla mimik kullandınız uyarısı geldi sildim gene uyarı tekrar bir kaç tane daha sildim gene aynı uyarı.. Bu işlem dört yada beş kez devam etti.. Sonunda sinirlenip yazıyı eklemekten vaz geçtim.. Çünkü o mimikler olmayınca bir espirisi olmayacağına karar verdim... Şimdi merak ettiğim,bir metin içerisinde kaç mimik kullanma hakkımız var ve bunların sayısı günlüklerde arttırılımazmı?

Az değil neredeyse 4. yılımızı tamamlayacağız.. Evet ilk dikkatimi çeken üyeydin çünkü kendini ve fikirlerini ifade ederken kullandığın uslubun güzelliğinin yanı sıra öyle net ve öyle açıktın ki.. bunları övmek için söylemiyorum ama çizgisinden şaşmadan ilerleyen nadir birisin,bunun anlamı bence olduğun gibi davranmandan kaynaklıyor.. hangi görüşten olursa olsun,dürüstlük ilkesi olunca bir kişinin mutlaka değer görüyor.. Başlıkta şuydu BİR DOGMA OLDUĞU SÖYLENEN İNANCIMDAN FEVKALADE MEMNUNUM. http://www.turkish-media.com/forum/index.php?showtopic=16852

teşekkür ederim..

İnşallah anlatırım ilerde... Evet balık olmak zor hassaslığını kırılganlığını örtbas edebilmek için hep güçlü görünmeye çalışmak zorundasındır, sendemi balıksın yoksa Ayrıcana o parton değil,müdür devletin fabrikasında kimin haddine patronluk yapmak işte sırf bu yüzden o hain planları yapmıştım..Koca fabrikaların sahibi sanıyorlar kendilerini...

katil dadı... saol be tengeriin filmi başından sonuna kadar anlatmışsın ya insan bu yorumu yaparken belki izlemeyen vardır diye düşünmezmi?