Ramazan öncesi birgün,öğlenden sonra işyerindeyim..
Karnımda kaburgalarımın hemen altından vurup geçen hafif bir ağrı var,zaman ilerledikçe ağrının şiddeti ve periyod aralığı iyice sıklaşmaya başlıyor.Kasılma şeklinde dayanılmaz bir ağrı öyleki nefesim kesiliyor geldiği zaman...Eve gittim spazm çözücü bir ilaç alıp yattım,annem bal şerbetleri bitki çayları getirip,getirip zorla içiriyor.....Ağrı artık dayanılmaz bir hal alıyor evdekiler hastaneye gidelim ısrarında ben "hayır anlamazlar,boş yere beni apandist ameliyatı yaparlar"diyorum "beni Türk hekimlerine emanet edin"diyen Atatürk'e selam olsun telefonu alıyorum doktor kuzenimi arıyorum,durumumu anlatıyorum ona güveniyorum,bas bas bağırıyor nasıl hala doktora gitmezsin diye uzun süren sancılar çok tehlikeliymiş meğer öğrenmiş oldum,
peki ya yumurtalıklarında kist vardıysa ve patladıya ne olacak diyor
haydaaa şimdi durup dururken neden yumurtalıklarımda kist olsun ben sağlıklı biriyim.belli diyor.korkunun ecele faydası yok.. hastenedeyim,acil koşturup duran bir pratisyen iyice durumum kötüleşmiş beni hemen alıyorlar bir sürü tahliller..
benim küçük sevgililerimden biride yanımızda (yeğenim) nasıl üzülüyor ben acı çekiyorum diye etrafımda koşturuyor bana su getiriyor yarısını sıcak yarısını soğuk yapıyor soğuk içersem daha çok karnım ağırırmış öyle diyor çocuklar ne mükemmel varlıklar..
neyse tahlil sonuçlarım çıkıyor doktor bana eğilip regl olup olmadığımı soruyor bende bende evet diyorum tanı:adet sancısı
sinirli bir şekilde,doktor diyorum sen ne diyorsun ben adet sancısını bilmiyormuyum,benim kaburgalarımın altı ağrıyor kasılma şekilinde ne ilgisi var adet sancısı ile..
doktor-ben bugün en az beşyüz hastaya baktım biliyormusun..diyor yanlış tanının izahına bak sevgili Atatürk senin zamanındaki hekimler milad oldu bilesin..
tekrar muayene yapıyor serum hazırlatıyor içerisine bir sürü ilaç müşahade altına alıyorlar tanı değişti,mide spazmı..
çünkü kusmalar başladı öğürmem hastane koridorlarında yankılanıyor,hep özenmişimdir kibar kibar kusan insanlara yanınızda kusar kimisi ruhunuz duymaz bense bir öküz gibi böğüre,böğüre ortalık ayağa kalkar
serum bitince doktor tekrar gelip durumumu soruyor daha iyiyim diyorum..yalaann biran önce ordan çıkıp eve gitmek istiyorum çünkü..gece yarısı eve dönüyor kendimi yatağa atıyorum peşimden hiç ayrılmayan yeğenimde benimle üzerimi örtüyor öpüyor,öpüyor iyi geceler dileyip odadan çıkıyor
ertesi gün bizim doktor kuzen geliyor evde muayenemi yapıyor tanı aynı stresmi yaptın diyor..yooo beni bu hale sokan işyerinin o ağır yemekleri..hele ogün yediğim karnıyarık ve bulgur pilavı bir hafta gözümün önünden gitmedi artık ömrü billah karnıyarık ve bulgur pilavı yemem herhalde..
neyse hasta olduğumu duyan eve doluşuyor bana bir hizmet bir hürmet "yahu diyorum ben ölsem bir bardak su verenim olmayacak derim ama yanılıyorum galiba"
evet diyorlar yanılıyorsun sen çok merhametlisin ve mutlaka onun mükafatını alırsın....
öylemiyim öyleyim öyleeee