suheda_

koptum

oohhh aman yarabbi inanamıyorum şu yaşlı dünya ikinci bir elvis'i kaldırabilecekmi? hemen elvis olduğunu söylüyorsun hem ona rabıta yapıyorsun tuhaf değilmi?insan kendine rabıta yaparmı? Hadi hepsini geçtim birde din varmış elvisi bence sen buraya bir uğra http://www.turkish-media.com/forum/index.p...5&start=125

bütün alışveriş mağazalarından,bütün kredi kartlarından,turkcellden,hiç tanımadığım şahıslardan aldığım tüm mesajlara sinir oluyorum....

Kadinlar giderse.. Kadinlar gittiklerinde, arkalarinda daha buyuk bosluklar birakirlar. Onlar bir gun cekip gittiklerinde, peslerinde yetim-oksuz kalan cok olur. Mutfaktaki dolap, perdeler, kavanozun icindeki eski dugmeler, ozenle saklanmis kuculmus giysiler, dolap diplerindeki kurdeleler... Sabah karanliginda mutfaktan gelen tikirtilar susar, yetim kalmistir tabaklar. Bir kadin gittiginde hep suyu unutulur saksilarin. Sik sIk boynunu buker sarikiz. O teki kalmis eski bardagin anlamini bilen olmaz, degerini kimse anlayamaz krom hac tasinin. Balkon artik sessizdir, koridor kimsesiz. Hep boyle olur; bir kadin gittiginde; ovguler, uyarilar, yakinmalar, dualar yetim kalir. Kapi esigindeki "Dikkat et" duyulmaz, annesi gitmistir "Gec kalma"nin. Kadinlar, arkalarinda buyuk bosluklar birakarak giderler. Bir kadin gittiginde pek cok kisi gitmistir aslinda. Ve bir kadin gittiginde pek cok yetim birakmistir arkasinda. Bir kadin gittiginde ne cok kisi gider aslinda; bir agir isci, bir temizlikci, bir bakici, bir bahcivan, bir muhasebeci... Bir anne gider... Bir dost... Bir arkadas... Bir sevgili... Ne cok kisi yok olur bir kadin gittiginde... alıntı

sevgili arkadaşım, hiç kimse bana kalkıpta bu ülkede sırf kürt olduğu için öldürülenler olduğunu anlatmaya kalkmasın böyle bir şey olmadığını olamayıcağını benim kadar en az sende biliyorsundur.. Kaç tane kürt tanıyorsun kürd olduğu için okula alınmayan,hastanelerde tedavi göremeyen,işten çıkartılan lokantalardan kovulan kısacası devletin bana tanıdığı tüm haklardan yararlanamayan geçelim bunları bunlar kürtlere yıllardır empoze edilen sözlerden başka birşey değildir.. feodal yapının yıllarca kendilerini sömürmesine müsade edip suçunu ona buna yüklemeye çalışmakta neyin nesi.. söylemekten sıkıldım,bu ülkede kürt sorunu yoktur varmış gibi gösterilen sunni bir dayatmadır.. tuturmuşsunuz bir dil gidiyorsunuz,sorarım sana arkadaşım,dil çözüme kavuşsa yani sizin söylediğiniz gibi tamamen resmileşse tüm bunlar bu terör bitecekmi?Bitmeyecek bitirilmeyecek.. Kürt halkı ne zaman gözünü açıp kendini kullandırmaktan vazgeçerse sorunlarda o zaman bitecektir.. Tamamına olmasada yazınızın büyük bir kısmına katılıyorum..

insanlar bir tuhaf olmuş şekerim ne yaparsın aklıma dahada beterleri geliyorda yazamıyorum

Cevabını ülkede kürt sorunu olduğunu iddia edenlerden duymak istiyorum tekrar soruyorum kürtlerin ayrıcalığı nedir?

Üzülüyorum hala bazı insanlar bazı şeyleri idrak edemiyor yada işine geldiği gibi davranıyor.. Sanki kürtçe konuşmak yasakmış gibi bir dil sorunu tutturmuş gidiyorlar,düne kadar böyle bir şeyde yoktu şurda bir kaç yıldır türedi bu dil meselesi.. Bir milleti bir arada tutan çok önemli bazı ortak paydalar vardır nedir bunlar mesela vatan,dil,din,kimlik,bayrak v.s v.s peki bir arada dostça yaşamanın ortak değerlerinden en önemlisi hangisidir dersiniz? Bence dil.. Bölücü zihniyetin ortaya atmış olduğu bir fikirden başka bir şey değil bu dil safsatası...Bölünme böyle başlayacak önce farklı bir dil sonra farklı bir kimlik sonra ülkenin şurası benim burası senin..Bu kadar basit.. Politika topiğindede sormuştum kürtlerin bu ülkeda yaşan diğer etnik guruplardan ayrıcalığı nedir diye.. Onların kendi dilleri yokmudur?Onların kendi kültürleri yokmudur?Yada şöyle söyleyeyim bazılarının diline doladığı gibi bu ülkede kürt sorunu vardırda onların hiç bir sorunu yokmudur?yada onlar sorunlarını dile getiremiyecek kadar acizmidir? Değildir.... Bu ülkede bazıları tarafından şişirilmiş sunni bir kürt sorunu varmış gibi gösterilmektedir,ve bu şekilde ısrar edilirse ülkede ciddi anlamda bir Türk-kürt sorunu oluşacaktır..Ve o zaman kim ne yapacak çok merak ediyorum...

Bekir'im sen beni takip et pişman olmazsın yemek konusunda hem iddialıyımdır hemde damak zevkim iyidir.. Ramazanda herşeyi yiyeceğini sanıp en az üç-dört kilo eksikle çıkanlardanım.. seninde şu mercimek çorbası tarifin hiç fena değil hani ama benim acıyla pek aram yok,daha doğrusu severimde mide sakat.. Yalnız merak ettim künefede Diyarbakır usulu nasıl birşey olaki?(of şimdi ne güzel yenirdi)

karşılaşma ihtimalinizin bile canınızı sıkmasına sebep olan şeydir...

utandım bak şimdi

Akşam kanallar arasında gezinirken bu diziye rastladım izlediğim sahnede bir karadenizli karakter vardı.. Daha öncede bir diziden tanıdık geldi bana ama kim olduğunu bilmiyorum,gerçi büyük ihtimalle buralı olduğunu tahmin ediyorum.şiveyi müthiş güzel kullanıyor hiç bir yapmacıklık yok tamamen doğal özgün karadeniz daha doğrusu Trabzon aksanı... Başka dizilerde karadeniz aksanı ile konuşmaya çalışıp eline yüzüne bulaştıranlara örnek olsun..

Birisi çıkıpta bana açıklayabilirmi lütfen! kürtlerin ülkede yaşayan diğer etnik kökenli vatandaşlardan farkı nedir? neden bir çerkez,laz,abaza,boşnak v.s v.s sorunu yokta kürt sorunu olduğu iddia ediliyor.. bir,onların kendi dilleri yokmu? iki,onların kendi kültürleri yokmu? üç,onların kendi haklarını istemekten acizmi?

her şehit haberi duyuşumda "yeter artık yeteeerrrrrrr" diyorum...

peki adamcağızın fantezilerinin içerisinde kovboy çizmesi ile şey yapmak varsa ne olcak

birde eve gidince kafasına yiyeceği topuğu düşün topuğunu yere vuracak ayakkabısı olmayan erkelere karşı bence her hanım gardırobunda metal sivri topuklu ayakkabı saklamalı

Her yıl olduğu gibi müthiş bir İstanbul gezisi yaptım tarihi mekanları boğazı Adaları içime sindire sindire gezdim.. Bu arada ufak tüyolar vereyim size Büyükada'da at boku koklamak (faytonla gezinti) 50 ytl olmuş o kokuyu solumaktansa üşenmeyin yayan dolaşın gerçi bayağı bir zahmetli olacaktır ama inanın faytonla dolaşmaktan daha iyidir.. Bizim her yıl bir ada faciamız olur İstanbul'da,ben her yıl olduğu gibi gitmek istemem ama yoğun ısrarla hatta zorla ve cebren götürülürüm.Adaya adımınızı attığınız anda kesif bir at dışkısı kokusu her yanınızı sarar,neymiş efendim manzarası süpermiş sanki ben hayatımda hiç denizi ve çam ağaçlarını görmedim..Benim gezi arkadaşlarım gibi ısrarla"gideceğim ben kokuya razıyım"diyorsanız yanınıza benim gibi kokulara karşı hasas birini almayın zira nostaljik gezinizi size zehir edebilir Bu arada bildiğiniz üzere İstanbul önümüzdeki yıl kültür başkenti seçildi.O yüzden neredeyse tüm tarihi eserler resterasyonda şu tarihlerde gitmeyi düşünüyorsanız gezinizi biraz erteleyin.. Boğazda tekne turu yapmayı kesinlikle ihmal etmeyin.Topkapı ve Dolmabahçe sarayını Süleymaniye'yi Ayasofya'yı asla rehbersiz gezmeyin aksi takdirde sadece ihtişamlarına ağzınız açık bakıp dönersiniz,ben bunu rehberlerle gezdikten sonra fark ettim. İstanbul uzun vadede yaşanılası bir şehir olmayabilir ama gezi için en ideal yerdir ve bunun için en güzel zamanları nisan,mayıs yada eylül ekimdir.. Dipnot:bilenler bilir yukarıdaki resim Fatih'in kabrinin girişinde bizzat benim tarafımdan çekilmiştir.İstanbula gidipte o büyük fethin sahibi kumandanın kabrini ziyaret edip dönmeyenin iki elim yakasında olsun.. İçimdeki İstanbul seni unuttum sanma,sanada!!! Eyüp'te hüzünlerimi,pierre loti'de bir Türk kahvesi eşliğinde muhabbetlerimi,Eminönü'nde sevinçlerimi,Beyazıt'ta bakışlarımı,Ortaköy'de yalnızlığımı ve boğazda deniz rüzgarına karışmış kokumu bıraktım.. Adım adım sokak sokak yürüdüm.ardımda izlerimi bırakarak belki benim bastığım yerlere değer seninde ayakların diyerek ve buradan bir Suheda geçtiğini hissederek..

Ne yalan söyliyeyim ödediğim sinema bileti parasına yandığım bir film.. son derece sıradan hiç bir estetiği olmayan basit bir korku gerilim.Fragmanını izlediğimde güzel bir film olmalı diye düşünüp gittim birincisi çok fazla şiddet ve kan var benim gibi psikolojik gerilimlerden hoşlananlara hitap etmeyen film sadece konu itibari ile tuhaf onun dışında hep aynı bildik sahnelerle dolu,hatta bir kafa kesme sahnesi vardıki evlere şenlik kopup yere düşen kafanın uyduruk bir maket kafa olduğu o kadar bariz ki gülümsetiyor sizi.. Çocukları olmayan koyu katolik ruh hastası bir karı kocanın ve aksesuar olarak yanlarına eklenmiş her yanı yanık korkunç suratlı işkenceci bir adam (kadının kardeşi)... Hele filmin o herzamanki bildiğimiz sonu varya hani herşey tam bitti derken aslında bitmediğini gösteren final sahnesi..sanki çok muhteşem bir filmde devamını çekmek için açık kapı bırakmışlar... kesinlikle izlemenizi tavsiye etmiyorum vaktinize yazık...

biz kuş diline özgürlük istiyoruz ne münasebet bölge,toprak falan neymişşşş asıl niyetler böylece itiraf edilirmiş.demekki ne idiğü belli olmayan bir dilin kabul edilmesi yeterli değil birde o dilin koşulması için toprak ve bölge lazımmış öylemi? Naziliğe gerek yok çünkü ben ülkede kürt sorunu olduğuna inanan biri değilim ki,hep derim kürt sorunu yoktur sorunlu bazı kürtler vadır kuş diline özgürlük

Diğerleri / The Others 2001 suheda'nın sunumuyla Tanıtıldımı daha önce bilmiyorum ya neyse.. Diğerleri son derece ince düşünülmüş zeki bir senaryonun eseri,film gerilim tarzında..İlk önce bu filmi izlemediyseniz ve izlemeyi düşünüyorsanız hakkında araştırma yapmayın bırakın süpriz kalsın.. Tarzının en güzel örneklerinden biri olan film karanlık,soğuk ve sisler içerisinde geçiyor hani şu fimlerde hep kullanılan İngiliz atmosferi varya,birde onların şu meşhur ürkütücü koca şatoları.. Filmde olaylar böyle bir ortamda yaşanıyor başroldeyse Nicole Kidman fiziki görüntü olarak bu tip filmlere pek uymayacağını düşüsenizde son derece başarılı bir performans seriliyor öyle ki filmde beni en çok etkileyen karakter yine Nicole Kidman.. eğer gerilim tarzı filmlerden hoşlanan biri iseniz ve bu filmi izlemediyseniz tam isabet bir film.. Film izledikten sonra son derece iyi yapılmış bir tercih olduğunu görüp bana teşekkür edeceksiniz ve hiç beklenmedik süpriz finali... Filmin yönetmeni,senaristi ve müziklerini yapan kişi hep aynı Alejandro Amenabar hani şu meşhur "Vanilla Sky"filminin yönetmeni.. gelelim filmin konusuna.. Kocası Savaşa giden ama geri dönmeyen Grace iki çocuğuyla beraber insanlardan uzakta büyük bir malikanede yaşamaktadır. Günün birinde ikisi kadın olan üç yabancı Grace'in evine gelerek ondan iş isterler. Hizmetçileri bir süre önce ayrılan Grace'de bu teklifi kabul eder. Ancak bu evde bazı kurallar vardır. Grace'in çocuklarının ışığa alerjisi olduğu için perdeler her zaman kapalı tutulmalı ve odalar her zaman karanlık olmalıdır. Hizmetçilerin gelmesinden kısa süre sonra çocuklar evde bazı hayaller ve garip olaylar görmeye başladıklarını söylerler. Çok güzel bir film tavsiye olunur..

kendine başka bir bayrak ve başka bir millet arayan başka kapıya....

ben artık sana ne diyeyim ki şu yukarıda alıntıladığım yazıyı bana insanlık değeri olarak algılayıp yorumladın ya pessss kontrgerilla olarak kast ettiğin dağdaki çağulcu tayfası herhalde çünkü masum sivilleri öldüren başka bir cenah daha yoktur.. onları değil kınama ne şekilde lanetlediğimi çokta iyi bilmen lazım.. barış adına ülkem için yapılacak en güzel şeyi yaptım insanlarla dostça yaşadım kim olduğuna aldırmaksızın kimseye nefret beslemeden herkesle insanca yaşayarak.. peki sen ne yaptın?terörü be teröristleri övmekten başka...

bugünden itibaren bende kuş dili için mücadele başlatıyorum,kuş dili resmi bir dil olsun yoksa tek başıma eylem yapıp dağa çıkıyorum kaplan 200 de yanıma intihar bombacısı olarak alsammı

Biri beni aydınlatsın lütfen,kürtçe diye bir dil varmı yoksa bu dil diye dayatılan lehçemi?

arada böyle işte içimden geldiği gibi bir şeyler yazıyorum beğendiğine sevindim canım.. ramazanın sarhoşluğundan çıkayım daha çok yazılar ekleyeceğim.