Zıplanacak içerik

Dogrucudavut

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

Dogrucudavut tarafından postalanan herşey

  1. Bu nedir ? Komplo teorisi değil mi ? Yani 'Kasıt'! Sizce kim kastetmiş olabilir ve neden ?
  2. İnşallah! Bu konuda size katılıyorum. Ülkemiz ve milletimiz için en iyisinin olması ortak temennimiz sanırım.
  3. Sn.Bekir, Hadis ne sözüdür peki. Şimdi bana onlar Kutsi Hadistir demeyin lütfen, kutsi olmayanları kasdediyorum. Buna takılmayalım. Başka örnek te verebilirim kolaylıkla; mesela: İmam-ı Azam şöyle demiştir demek gibi... Bir kere Hegel idealist bir filozoftur. Hegel, devleti, insanın içinde varolan, ruhundan, fıtratından kaynaklanan iyi ve doğru melekelerinin somutlaşmış, eyleme geçirilmiş bir yapısı olarak görmüştür. Bu bir idealist yaklaşımdır. Ama bunun sabit fikir olarak değiştirilemez hükümleri ve kurumları olan, hikmetinden sual olunamayan bir güç olarak algılanması aşırı bir yorumdur ve faşist iktidarlara yol açmıştır. Cumhuriyet ise her ne kadar, sizin de haklı bulduğunuz gibi jakoben bir tavırla rejimi yerleştirmek zorunda kalmış olmasına rağmen, çok partili hayata geçme deneyimleri ile bu faşizan tavırdan ayrılır, çok rica ederim, lütfen, karıştırmayalım. O halkın yerine düşünenlere her kim olursa olsun, ne cenahtan gelirse gelsin ben de sonuna kadar karşıyım tabii ki, kim söylüyorsa bu onların kendi bidon kafalılıkları. Ancak, halkı tek yanlı bilgilenmeye mahkum edip belli bir yöne çekmeye çalışanlara da o derece karşıyım, lütfen bunu da görün. Saygılar.
  4. Sn.Yakışıklı, Dediklerinize katılıyorum. Zaten benim de konuyu getirmek istediğim nokta bu. PKK bitirilmeden, sağlıklı bir şey yapılamaz öncelik bu, ancak bu demek değildir ki şu anda çağdaş ve objektif olma koşuluyla eğitim vermeyelim. Ben soru sordum sadece. bana göre tabii ki, güvenlik tedbirleri ve operasyonları ile birlikte, eğitimin de paralel olması gerekir. Ha bu sadece yöre halkına verilecek eğitimle sınırlandırılacak bir şey değil. Elbette, uç noktada görev yapan askere de yani alt kademeye, erlere vs. verilecek bu eğitim polise de hukuk ve yetki dışı davranışlarını engelleme amaçlı. Ancak bunların olabilmesi için tabii ki bir de dirayetli bir hükümetin olması gerekir. Kürtçe yayın, hali hazırda TRT tarafından hazırlanıyor, yakında başlayacak. Eğitim konusunda ise CHPnin Kürtçe seçimlik ders teklifi de var değerlendiriliyor. Özel yayın denirse de burada ince çizgi açılacak Kürtçe TV ve yayınlanacak gazetelerdeki ayrılıkçı söylemlerin dikkatle takip edilmesi ve kurunun yanında yaşın yanmasına mani olunarak denetime tabi tutulması konusu. Bugün mesela Turan Dursun sitesini gerekçesiz kapatıp demokrat olduğunu iddia edenlerden ne derece bu yönde objektiflik beklenebilir o da ayrı bir tartışma konusu. Referandum uygulaması önerinize maalesef katılamıyorum. Bu çok tehlikeli yönlere gidebilir ve yine eğitim şart diyorum. Saygılar.
  5. Bu bilgileri sızdıran TSK içerisindeki ABDci Fethullah hocacılar olmasın ? Genelkurmay gereğini yapacaktır, hiç kuşkunuz olmasın.
  6. Sn. Bekir, O tefsir değil, Hegelin sözleri karıştırmayalım. Benim "Türkiye Cumhuriyeti için Jakoben derseniz eyvallah diyeceğim ama bu Hegelle açıklamak Hitlere benzetmek ne derece doğru, tartışalım buyrun hodri meydan!' çağrım yine havada kalmış anlaşılan. Sami Selçuk ya da Mustafa Erdoğanı aynı grup içine almayan var mı ? Peki kardeşim öyle olsun sen benden daha bilgilisin ve daha iyi biliyorsun. Öyle olsun, tamam. Saygılar.
  7. Sn.Bekir, Tartışılan mevzuyu açık açık tartışmak yerine kaçıp, belden aşağı vurarak sonuç almaya çalışmak ne kadar ahlaki ? Hegeli anlamak ve devlet hakkında söylediklerini, akıl hocalarınızın söyledikleri ile karşılaştırıp doğru yanlış yanlarını ortaya koymak yerine laf cambazlığı yaparak üste çıkma kurnazlığı sizce "Takva" ile bağdaşıyor mu ? Ben, Hegel şunu şunu demiş diyorum. Başka yerden alıntı yapmış olmam, Hegelin ne dediğini değiştirir mi ? Siz Kuranda Allah söyle demiş dediğinizde yada Hz.Peygamber bir hadis-i şerifinde şunu söylemiş dediğinizde kendi cümlelerinizle konuşmadığınız için suçlanıyormusunuz hiç ? O alıntıladığınız yerler Hegelin düşünceleri, internette bir çok yerde var, ayrıca kitaplarda da bulabilirsiniz. Siz Etyen Mahçupyan ve diğer -ondan akıl alan- İslamcı yazarların düşüncelerini tam anlamadan kendi fikirleriniz gibi buraya taşırken, buna ancak kendi yutar salkımı başkalarına verir talkımı denir. Ha öyle ya siz gol atmaya şartlanmışsınız. Buyrun Hegelin devlet hakkındaki görüşlerini tartışalım yada sizinkilerin dediği gibi Hegelyen devlet anlayışını(!) Türkiye Cumhuriyeti için Jakoben derseniz eyvallah diyeceğim ama bu Hegelle açıklamak Hitlere benzetmek ne derece doğru, tartışalım buyrun hodri meydan! Sn.Demir Efenin dediği gibi her şeyi futbol maçı gibi görüp gol atma yada benim dediğim gibi mahkemedeki avukatvari velinimetlerinizi hararetle savunma modunda olursanız, ne karşı tarafı anlama yolunda bir çabanız olur ne de tartışmamız sağlıklı ilerleyebilir. ************ Saygılar.
  8. Bakın, Sn. Dipnot, Ben Kürtlerin hor görülmesinden , dışlanmasından, asimile edilmesinden yana değilim, kardeş olarak ta görüyorum öncelikle yazdıklarımın yanlış anlaşılma ihtimaline karşı bunu belirtmiş olayım. Tüm bu isteklerin olabilmesi için insanımızın bilinçlenmesi, bakış açısını değiştirmesi gerekir, bu bir süreçtir, karşılıklı emek ister, karşılıklı iyi niyet ister, topyekün bir eğitim seferberliği ister. Bu da Ulusal, çağdaş bir devlet içerisinde olabilir ancak, anlatabiliyormuyum ? Kürtlerin ayrılmak istememesi de doğaldır, Türkiyeyi bırakırlarsa kendi kişilikleriyle varolamazlar zaten, bırakmazlar, emperyalistlerin oyuncağı olurlar, daha çok zulüme, sefalete itilirler, bunu kendileri de biliyor. Benim özelikle sorguladığım bu hak ve talepler içerisinde mesela Kürtçe Eğitim. Deniyor ki okullarda tamamen Kürtçe eğitim olsun, yani Matematik, Sosyal Bilgiler, Tarih vs tüm dersler, bu doğru mu sizce ? Bunun sınırı ne ? Böyle bir şey olması ister istemez birbirine yabancılaştırıp bölünmeye götürmez mi milleti ? Oradaki halkın büyük kısmı henüz Türkçe bilmiyor, nasıl olacak devletle ilişkileri ? Öncelik hangisi sizce çağdaş bir eğitim mi ? Ne olursa olsun Kürtçe eğitim mi? Kürtçe TV yayını mı? PKK bitirilmeden bunun yapılması sizce mümkün mü ? PKK okulları yakıp, öğretmenleri öldürürken ? önceliklerin sıralamasının da yapılması gerekir diye düşünüyorum. Saygılar.
  9. Sn.Mavi, yaşadıklarınızı sizin kadar bilebilmem mümkün olmasa da biliyorum ve anlıyorum. Bizim bunların tekrar yaşanmaması için çalışmamız gerekir. Onun için önce PKKnın bitirilmesi sonra da eğitim seferberliği diyorum. Ondan sonra herşey çözülür. Saygılar.
  10. İşte bu! Sn Mavi, işte bu! Sizi tebrik ederim çok güzel özetlemişsiniz. Mesele, Ulus kavramını insanlarımızın nasıl algıladığı ile ilgili! Eğer Ulus tanımını etnik Türke dayandıyorsanız, Kürtler de haliyle bizde Kürt ulusuyuz der, yok eğer kader ortaklığı ise hepimiz Türk ulusundanız. Her şey buna dayanıyor aslında. Aman ha RTEnin lafı gibi algılanmasın, onun dediği ne mutlu Türküm demek etnik anlamda algıladığını gösteriyor. Saygılar.
  11. Ben ülkemizdekini sormuştum. Eğer Kürtler, ülkemizde biz ULUSUZ diyorlarsa problem var. Neden ? Çünkü Hiçbir ulusal devlette iki ayrı ulus olamaz. Dünyada örneği yok ve mantığı da yok. Çokuluslu yapı, imparatorlukların son döneminde görülür sadece. Eğer öyleyse, bu sürecin sonu ya da bu yolun sonu ya ayrı devlettir ya da federasyondur kaçınılmaz biçimde maalesef. Tamam da Kürt halkının isteği diye başlık açıyorsunuz, sonra da "Kürt halkının talepleri anayasal güvence altına alınması ve herkes barış içinde elinde gelenin yapılması... " diyerek bu talepleri açıklamış mı oluyorsunuz ? "Dilini, kültürünü ve kimliğini özgürce yaşamak ve anadilini özgürce kullanması..." bunu biraz açmak gerekir, Sn.demir Efenin de dediği gibi olmayan ne var mesela? Diğer maddeler de sadece Kürt halkının değil zaten tüm vatandaşların isteği olması lazımdır. Kürte özel bir şey değildir.İstenenler, gelir dağılımının eşit olduğu, sosyal devletin etkin olduğu, demokratik, bağımsız, vatandaşa hizmete dayalı bir devletten beklenenlerdir. Mesela, Kastamonunun da Güneydoğu gibi kalkınmakta öncelikli iller arasında olduğunu biliyormuydunuz ? Biraz daha gayret, daha somut şeyler. 3.maddeyi açalım nedir bu istekler ?
  12. Sn.Yakışıklı, Kimse OHALi de istemez, Askeri rejim altında yönetilmek de istemez. Asker ve Polisin yetkilerinin artırılması demek git işkence yap demek değildir. İşkenceler, hükümetlerin bilgisi dahilinde yapılan hukuk dışı, yetki dışı uygulamalardır. Herhangi bir vatandaş kendisine yapılan işkenceden dolayı savcılığa suç duyurusu yaptığında, şikayetçi olduğunda bu dosyaları rafa kaldırıp ya da mahkemede haksız çıkartacak olan siyasi iktidarlara bağlı mercilerdir. Asker ya da Polis bu tutumdan emin olursa zaten rahat rahat hukuk dışı yollara sapabilir. Burda konuşulanlar AB yasalarının bizim ilgili kanunlarımıza çarpık biçimde adapte edilip terör için dezavantaj haline gelen hükümleri ile ilgilidir. Mesela, bugün, Asker ve Polis, teröristi uyarmadan ateş açamıyor ya da ilk ateşi açan taraf olamıyor. Bunlardan bahsediyoruz. Sn.Cyranonun yazdıklarına bakınız lütfen. Saygılar.
  13. 1-Yani ülkemizdeki Kürt kimliğini ulusal nitelikte mi görüyorsunuz ? Net soru! Net cevap! Lütfen. 2-Kürt halkının demokratik istekleri nelerdir.( İpucu: 1. şudur, 2. budur.... gibi) Kolay gelsin.
  14. Ortada gol mol yok. Ofsayta düşenler var. Donanımı kanıtlayan bir cümle. "Hegelyen devlet anlayışında hikmetinden sual olunmayacak irade vardır." diyenler sadece Etyen Mahçupyan gibi eski marksist şimdiki 2.Cumhuriyetçilerdir. Bunlar sadece Marksın bakış açısıyla her şeyi algılayan kıymeti kendinden menkul şahıslardır. Son zamanlarda Modernite eleştirileri yapan Daniel Bell, Francis Fukuyamları okuyup okuyup daha Moderniteye ulaşamamış Türkiye için modeller öneren aklı bir karış havada insanlardır. Sn. Bekir kardeşim uymayın bunlara. Hegelyen devlet anlayışı diye birşey yoktur, Hegelyen paradigma vardır.Hegel, tarihi birbirine rakip düşüncelerin mücadele alanı ve bu şekilde devam ettirilen diyalektik bir süreç olarak ele alır. Hegel, “Tüze Felsefesi”nde incelemesine konu edindiği Devlet için şu belirlemeleri yapar: “Devlet kendinde ve kendi için törel bütündür, özgürlüğün edimselleşmesidir ve özgürlüğün edimsel olması usun saltık ereğidir(hedefidir). “Devlet, Tinin (Ruhun) kendi için yapmış olduğu dünyadır.” der. Hegel’e yöneltilen eleştirilerin en yaygın olanlarından birisi de “Ussal olan edimseldir, Edimsel olan ussaldır” önermesidir. Eleştiriler zaman zaman, Hegel’in görüşlerinin Hitler’e esin kaynağı olduğunu ileri sürecek düzeye vardırılmıştır. Bu konuda söylenecek çok şey var da neyse yeri değil. Ne bu tehdit mi Sn.Bekir, siz değilmiydiniz,Sn.Cyrano ile uçakların çatışmaya neden müdahale edemediğini tartışan. Bu tartışmalardan cesaret alan çoluk çocuk ta başlıyor laser sıkalım demeye okumadınız mı? Burası mahkeme değil, burda doğruları bulmaya çalışıyoruz. Müvekkil savunma moduyla tartışıyorsanız zaten bir sonuç alamayız.Anlama oluşmadan önce yargıda bulunmak boş inancı doğurur, ideolojik bir tutumla düşünceyi donuklaştırır. Önce taraf olup sonra anlamaya çalışmak yerine anlayarak taraf olmak özneyi etkin kılar. Her anlama edimi insanı zevkli bir düşünsel yolculuğa çıkarır. Bu yolculuğun sonu yoktur, ama aşamaları vardır. Bir aşamadan bir sondakine geçmek insanın kendi emeğiyle olabilir. Suçlamak, beğenip-beğenmemek, taraf olup-olmamak gibi şeyler anlamak değil; ancak anlamanın sonuçları olabilirler. Eleştirmek anlamakla mümkündür, bir düşünce olumsuzlanmakla aşılmış olur. Ayrıca bir düşünce eğer gerçekliğe dair bir şeyler ortaya koymuşsa onu yok etmek olanaksızdır, ancak sınırı gösterilebilir; onu aşmak demek bu sınırın ötesine geçmek demektir. İşte o kamplaşmayı çıkaranlardan bahsediyorum zaten. Neden tüm gazetelere dağılmazlar da irtica medyasında toplanırlar bunu soruyorum. İnsan kimyası hakkındaki çıkarımlarınızı gerçekten merak ettim. Dini bilgiyi sizden alacaksam işim yaş. Hz.Peygamber önce dinlemeye ve anlamaya çalışır ondan sonra konuşurdu. Bu da benden olsun. Sn.Politika güzel söylemiş 80 darbesi öncesi nerdeydi o siyasi aktörler! Kimse Asker eleştirilmesin demiyor zaten, Hıncal Uluç gibi akıl dışı, samimiyetten uzak eleştirilere tepkimiz.
  15. O sizin kendi düşünceniz! Ben halkın doğruyu gösterilince ona sahip çıkacak kadar uyanık olduğunu düşünenlerdenim. Anayasa’sında “değiştirilmesi teklıf dahi edilemez” türünden bir madde bulunan “Demokratik Devlet”’in bir yasal partisinin kağıt üstündeki kuruluş felsefesinde ve parti programında “biz demokrasiyi yıkacağız, şeriat devletini kuracağız “ diye bir madde olamayacağından, asıl niyeti bu olan bir parti, ister istemez niyetini gizleyip, diğer partiler nasıl iktidar olabiliyorsa yani değişik ( popülist yada değil ) söylemlerle iktidara %99 oyla bile gelse ve iktidara gelince de “biz demokrasiyi yıkacağız bu halkın iradesidir” derse,bu halkı kandırma anlamına gelir ve bir dayatmadır. Buna halkın iradesi denemez, çünkü bu parti iktidara gelmeden önce seçim propagandalarında bunu açıkça söyleyemediğinden, ima dahi edemediğinden ( kanunen yasak ) sadece bu konu dışındaki söylemleriyle propaganda yapabilmiştir ve seçimde aldığı oylar bu söylemleri sayesindedir, yani iktidara gelebildiyse halkın iyi niyeti sayesinde gelmiştir. İktidara geldiğinde gerçek niyetini dile getirirse, buna, halkın iyi niyetini suistimal etmek, seçmenlerini kandırmak denir. Bu durumda, Anayasal kurumlar tarafından sorgulanması “halkın iradesine karşı gelmek” değildir. Darbeyi savunan yok, sadece tespit yapıyoruz. Adam olalım da, oyuna gelmeyelim de darbe olmasın diyoruz. Bu anlamda doğru demeyecek olan yoktur zaten. Bizim kastımız farklı anlamda bunu dile getirenlere, yarası olan gocunur diyelim ve geçelim. A'nın çeşitli vecheleri olabilir ve A'nın adı A değildir. Anlayabilen beri gelsin.
  16. Sn.Yakışıklı, Lütfen. Bir kelimeme bakıp ta benim "siz yetiştirin ben karışmıyorum" dediğim anlamını çıkarmak sizce doğru mu ? Bu bir ifade tarzıdır. Bu ifadeden kendimi yada bir kesimi soyutladığım anlamı çıkmaz, yapmayın. Benim bu doğrultuda çalışmadığımı da göstermez. Neden eğitim seferberliği lafı kullanılıyor bu konu için zaman zaman, düşünün bakalım? Bir önceki yorumumdaki son paragrafımı bu gözle bir daha okuyun lütfen. Bir şekilde herkes üstüne düşeni yapmalı anlatmak için, anlatmazsak bilemezler. Saygılar.
  17. Sn.Yakışıklı, O standart eğitimdeki, ırkçı, dinsel, şovenist unsurları temizleyip, daha demokratik bakan, aydın, hoşgörülü kafalar yetiştirirseniz, bu bir başlangıç olur. Ardından da doğal olarak açılımlar yaşanabilir. Bunun yolu da, -ben de altını çizeyim madem anlaşılmıyor-insanlarımıza bir şekilde doğruyu gösterip oylarını eşitlikçi, demokrat, sosyal faydayı gözeten, aydın fikirli ancak tam bağımsızlıkçı bir siyasal partide/partilerde birleştirmeleridir. Böyle bir parti yoksa da o zaman halkımızın kendi insiyatifleriyle bir siyasal oluşum meydana getirmeleri ve hızla partileşme sürecine gitmeleridir, diyorum. Malum demokrasi sokaktan başlar, umutsuzlukla hiç bir gelişme olmaz. Bunu diğer yazılarımda da vurgulamıştım. Saygılar.
  18. Arkadaşım, ben sana Kürt kimliğini sormuşum sen bana PKK kimliğini anlatmışsın. PKKnın artık destek alamadığını biliyoruz o ayrı konu. Sorum net: Kürt Kimliği nedir? Kürt halkının istekleri nedir? Anlamaya çalışıyorum . Samimiyetle soruyorum. Lütfen cevap ver, somut olarak; şudur, budur gibi. Bunu ben en başından söylemiyormuyum zaten ? Kürtler de PKKnın tasfiyesinde aktif olmalı, çıkarları bunu gerektirir diye. Böyle bir şey savunduğum da yok. Yazılarımı lütfen ön yargısız oku.
  19. Demokrasi bilinci olmayan bir toplumda bu tür partiler kurulması tehlikelidir. Hitler de, Mousolini de seçimle gelmişti unutmayın. Bu yüzden bugün takiyye yoluna giden AKP ve DTP için söylenebilecek tek şey vardır o da; Demokrasiyi araç olarak görmek! Yani 1993 te HEP temsilcilerini kendi bünyesine alarak seçime giren ve meclise sokan SHPnin son derece iyi niyetli, demokrat, aydın bir insan olan o dönemki lideri Erdal İnönü de mi çıkarcıydı. Yapmayın.
  20. Sn.Dipnot, Bir ara, yüzde tartışmalarına girildi ve bu konuda sizin savunduğunuz düşünce, Kürtlerin %90'nın, dolayısıyla, Türklerin %99'unun ayrılıkçı olmadığını söylediniz ki bence de doğrudur. Bu kabule göre, Güneydoğu'da yaşanan olay, ayrılıkçı Kürtlerle, teröristlerle, Türk Devleti, Türk Milleti arasındaki sorundur. Bu durumda, ayrılıkçı Kürtlerin istekleri, tüm Kürt halkının istekleri değildir. Bana göre PKK'nın siyasal uzantısı DTP'nin istekleri de, Kürtlerin istekleri değildir. Bu durumda, bu ayrılıkçı Kürtlerin, DTP yoluyla işlediği, 'Kürt istekleri verilmez ise savaş devam eder' önermesi çelişki oluşturur. Bana derseniz ki, DTP'nin bu istekleri PKK güdümünde dile getiriyor olması veya AKP gibi takiyye yapıyor olması, bu isteklerin yanlış olduğunu kanıtlamaz, o zaman bu istekleri tek tek ele alıp olabilirliğini tartışmamız ve ülkeyi bölüp, bölmeyeceğini irdelememiz gerekir ve tartışmamızın bu yönde olması gerekir diye düşünüyorum. Sizce yanılıyormuyum? Saygılar.
  21. Dogrucudavut şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Politika Bilimi
    Sn Yakışıklı, Ülkelerin aralarındaki diplomasiyi kesmiş olması sportif karşılaşma yapmayacakları anlamına gelmez. İkisi farklı bir şeydir. Dış ilişkilerde böyle bir yöntem yoktur. Biz Kıbrıs Rum Kesimi ile de maç yapıyoruz mesela. Ermeni soykırımı iddialarını çıkaranlar Ermenistanlılar değildir, Ermeni Diasporasıdır. Ermeni diasporası fakir Ermenistanı da siyasette bu çizgiye çekmiş ve Azerbeycanın Karabağ bölgesini işgaline sebep olmuş, Türkiyenin tavır alıp sınırı kapatmasıyla da kendi halklarına en büyük kötülüğü etmişlerdir. Ermenistanla iyi geçinmemiz bu iddiaları bitirip, dialog sürecini başlatmaz. Ermeni diasporası Batılıların güdümündedir. Bugün yaşanan gelişmeler, hükümetin ABD politikasına uyumlu davranması nedeniyle izlediği kişiliksiz tavırlardır. Türkiyenin şimdiye kadarki dış siyaseti , kendi çıkarları doğrultusunda, denge politikası olmuştur ve bu geleneksel politika, bölgenin de istikrarsızlaşmasını önlemiştir. Bugün hükümet, başta Kıbrıs, Irak ve Gürcistan olaylarında gösterdiği tavırla sadece ABD çıkarlarına hizmet etmektedir. ABD Gürcistan gibi Ermenistanı da kendi safına çekme planları yapmaktadır. Türkiyeye verilen görev, Ermenistanla Azerbeycanı uzlaştırıcılıktır sadece. İrandan ulaşamadığı Bakü petrollerini Ermenistan üzerinden kontrol altına almaktır amaç. Saygılar.
  22. Dogrucudavut şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Politika Bilimi
    Sn. Mavi, İzninizle bir kaç ekleme yapacağım. Tarihi doğru değerlendirmede yöntem olayların tüm kaynaklardan incelenerek bu kaynaklardaki birbirini doğrulayanlarda birleşmektir. Sn.Admin Genelkurmay arşivi açılmış diyor, ilginçtir kimse bundan söz etmedi şimdiye kadar, Ermenilere gelin tartışalım doğrularda birleşelim deniyor ama sürekli kaçıyorlar bundan. Onun yerine İstanbulda provokatif amaçlı konferans düzenliyorlar kendi yanında yer alan tarihçileriyle. Marksın insanlığın tarihsel gelişimi aşamalarına göz atarsanız, aristokrasi ve monarşiyle yönetilen dönemlerde, tarım toplumlarında kimliğin dinsel içeriği olduğunu görürsünüz. Yani, müslüman olsun hristiyan olsun dinsel aidiyet ön plandadır. Osmanlının asimilasyon diye bir derdi olmamıştır. Sadece sorunlu grupları, sorunlu bölgelerden uzaklaştırarak çözüme gitmiştir. Tehcir sadece Osmanlının uyguladığı bir yöntem değildir. Mesela, hem Çarlık Rusyasında hem de Sovyet Rusyada Ermenilerden çok daha büyük ve acı zorla göçettirmeler yapılmıştır. Kırım Tatarları yaklaşık 100 yıldır yerlerinden yurtlarından atılmış, üstelik resmen soykırıma uğramış, evleri, tarlaları, malları yağmalanmıştır. Sovyetlerin çöküşünden sonra yurtlarına geri dönebilen bir kısım Kırımlılar şimdi fakirlik içerisindedirler. Sovyetlerde bu muamelelere uğrayan hristiyan, müslüman, Türk kökenli ya da değil çok etnik grup vardır. Balkanlardan ülkemize sığınan insanları da unutmamak gerekir. Sovyetlerin ya da Rusyanın, Türkiye gibi suçlanmaması sağlam durması, ekonomisinin her şeye rağmen güçlü olmasıyla ilişkilidir. Ayrıca Türkiye üzerindeki talepler ve jeopolitik konumu bu tür siyasi köşeye sıkıştırmalar için ana nedendir. Ayrıca Kurtuluş savaşı 1919 ile 1923 arasında yapılmıştır. Ermeni tehciriyle ilgisi yoktur. Saygılar.
  23. Tamam, peki o yoldan gidelim, farketmez aynı kapıya çıkar. O halde, bu forumdan başlayalım, sizin ve benim Kürt ve Türk kimlikleri konusunda ne dediğimiz ortada mı ? Evet. Diğer arkadaşların görüşlerini de alalım bu konudaki, kimlik konusundaki algılamalarını öğrenelim o zaman.
  24. Lütfen yanlış anlamayın. Ne Amerikan halkına, devletine, ne Rus halkına, devletine ne de herhangi bir halka karşı değilim. Hümanist bir insanım. Karşı olduğum her yurtsever, milliyetçi insan gibi emperyalizmdir. Saygılar.
  25. Okudum kardeşim okudum da cevap verdim zaten. Anladım hümanist bir insansın, modern bir insansın ama bu kimlik olayı çözülmeden bu tartışma bir yere gelemez onu anlatmaya çalışıyorum. Olay burda düğümleniyor çünkü bunu çözmemiz lazım.

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.