dünyahepimizin tarafından postalanan herşey
-
TÜM DARBECILER DERHAL YARGILANSIN!
Lütfen baskalari adina madalyonun ikinci yüzüne bakmiyorsunuz diye bir atifta bulunmayin. Yorumumu iyi okursaniz hatta eger demek istediginiz su ise demisim o halde onlari yargilamak icin dün de yasa vardi bugünde demisim. Herkesin kabul ettigi gibi hic bir sebeb askeri fasist darbelerin gelmesini hakli cikartamaz. Evet o dönemler günde kac kisinin öldürüldülkerini unutmadik ve be gün o öldürülenlerin, sag olsun sol olsun hemen hemen ayni silahtan cikan kursunlar oldugun ögrendik. Askeri rejiminm, yani darbenin yapilmasi icin zeminlerin hazirlandiginida ögrendik. Madem mdalyonun diger yüzü mecburen geldiyse ve amaci ölümleri engellemesiyse, iyi bakalim onlar geldikten sonra kac bin kis öldürülmüs. Anarsi hala bitmedigi gibi, bir de basimiza PKK terörünü getirdi darbeciler. Darbeciler seriat rejiminin temel unsurlari olan dinciligi ülkemize yaydi. Evrenin sözünü hatirlamiyormusunuz "Solcu nesiller yetistirecegimize dindar, vatanina bagli gencle yetistirmeliyiz" diyerek mecburi dinderlerini baslatanlar kimler? Imamhatipleri cogaltanlar ve onlarin önünü acanlar kimler? demek madalyonun iki yüzü var ha. Iste buyurun, ikinci yüzü böyle.
-
TÜM DARBECILER DERHAL YARGILANSIN!
Sizin bu yorumunuzla baslik arasindaki iliskiyi tam olarak cikartamadim. Darbelerin gerekliliginimi vurgulamaya calisiyorsunuz veya daha baska bir seylermi söylemek istediniz, anladim desem yanlis olur.
-
Kürt Meselesi Onemli Ama
Ülkemizde yerlesim yerlerinin ve vatandaslarinin isimlerinin türklestirilmesinin arkasinda yatan sebeblerin basinda asimilasyon politikasi vardir. Bu anlamda altta alintiladigim Yücel Özdemir'in yorumu ülkemizdeki asimilasyon politikasini gözler önüne seriyor. Brezilyalı Türk oluyor da, Türk neden Alman olamıyor? Bugün Almanya`da 700 binden fazla Türkiye kökenli, Alman vatandaşı olmuş durumda. Bunların hiçbirisinin adını Hans, Wolfgang, Helmut ya da Helga yapmak, hükümet ve yerel yönetimlerin aklından bile geçmedi. Alman vatandaşlığına geçen göçmenlerin birçok şartı yerini getirmesi istendi, ama isimlerinin değiştirilmesi, akıllara gelmedi. Bunun sözü dahi edilseydi, inanın yer yerinden oynardı. Ama; Türkiye Cumhuriyeti, bugüne kadar vatandaşlığına aldığı yabancı sporcuların neredeyse tümünün ismini Türkleºtirdi. Bunların son örneği adı `Mehmet` yapılan Fenerbahçe`nin Brezilyalı oyuncusu Marco Aurelio. Beşiktaşlı Marcio Nobre`nin ismi de `Mert` yapıldı. `Mehmet Aurelio` olarak milli takım formasını giyen ilk yabancı olan `Marco Aurelio` üzerinden ırkçı, milliyetçi, yabancı düşmanı ve şoven bir tartışma sürüyor. Gazetelerin spor sayfalarında Mehmet Aurelio hakkında yazılanlar buram buram ırkçılık kokuyor. Sabah yazarı Kazım Kanat`Bugün bir, yarın 11 Marco` başlıklı yazısını şöyle bitiriyor: `TV`deki kapanışlarda çalınan Ulusal Marşı bile ayakta dinleyerek büyüyen bu satırların yazarı ilk kez Ulusal Marş`ta ayağa kalkmadı. Bu protestonun nedeni şu: Kendi isteği için değil, Fenerbahçe istediği için Türk vatandaşı olan ve Ulusal Marşı bile söylemesini bilmeyen Marco`ya ulusal forma giydirildi diye. Korkum şudur: Bugün sahada bir Marco var. Yarın ise 11 Marco olacak!` (18.08.2006) Kanat, Aurelio`nun Dortmund`da oynayan Nuri Şahin`in yedek kalmasına neden olduğunu eklemeyi de unutmuyor. Fatih Terim`in bu ırkçı eleştirilere yanıtı onlarınkinden aşağı kalmıyor: `Mehmet; Türk gibi değil, Türk!` Tartışma bu içerikte devam ettiği için spor camiası Brezilyalı Auerielo`yu değil, `Türk Mehmet`i konuşuyor. Ve Türkiye öyle bir ülkedir ki; bu ırkçı demeçlere, yazılara doğru dürüst bir tepki gelmiyor. Savcılar; ırkçılık ve yabancı düşmanlığını bir suç olarak saymıyor herhalde. Bir an durup, bütün bunların Alman vatandaşlığına geçen bir Türk sporcu hakkında yazıldığını, söylendiğini düşünelim. Eminim ki, bu durumda gösterilecek ilk tepki `Hitler yine hortladı` olacaktır. Tesadüfe bakın: Aurelio`nin Türk Milli Takımı forması giydiği gece Herta Berlin`de oynayan Malik Fatih; Alman Milli Takımı`nın formasını giyen ilk Türkiye kökenli futbolcu oldu. Hem de ismi değiştirilmeden... Hürriyet bu durumu `Marco`yu kaptık, Malki`yi kaptırdık` şeklinde yansıttı. Şüphesiz, Marco ile Malki arasında büyük farklılıklar var. Almanya`da doğup büyüyen, uzun süreden beri Alman vatandaşı olan, 21 kez Alman Ümit Milli Takımı`nda forma giyen, babası Türk annesi Alman 22 yaşındaki Malki`nin ne kadar Türk olduğu tartışmalıdır. Ama buna rağmen Malki, Almanya`ya `kaptırılan` bir Türk olabiliyor. Aynı çevreler, Almanya`da doğup büyüyen Türkiye kökenli sporcular, sanatçılar ve politikacıların `Türk` olduğunu ısrarla belirtiyorlar. Örneğin, onlar için Alman Parlamentosu`na seçilen Türkiye kökenli politikacılar hiç bir zaman Almanyalı değil, her zaman `Türk`tür. Ne Marco Aurelio yabancı bir ülkenin vatandaşlığına geçerek milli takım formasını giyen ilk yabancıdır, ne de Türkiye, milli takımda ilk kez yabancı oynatan ülke... Sporcular, sanatçılar ya da sıradan insanların hep aynı vatandaşlığı koruyacaklarına dair bir kaide yok. İsteyen, koşulları yerine getirdikten sonra başka bir ülkenin vatandaşlığına geçebilir, o ülkenin yurttaşı olarak sorumluluklarını yerine getirebilir. Bugün dünyada yüzbinlerce insan atalarının değil, başka bir ülkenin yurttaş olmuş durumda. Ama, Türkiye birçok ülkeden farklı olarak, hem de 1964 tarihli 403 sayılı Vatandaşlık Kanunu`nda olmadığı halde, yabancı sporcuların adını değiştirerek Türkleştiren, nadir ülkelerden birisi. Bu utanılması gereken bir durumdur. Etiyopyalı Elvan Abeylegesse`nin gerçek ismi hepimize unutturuldu. Bir gün gelecek Marco Aurielo, Marcio Nobre`nin gerçek isimlerini de çoğumuz hatırlamayacak. Bu düpedüz, Türk olmayan sporcuların asimile edilerek Türkleştirilmesinden başka bir şey değil. Milliyetçi reaksiyonları olmayan ülkeler genellikle yabancıları kendi isimleriyle, kimlikleriyle ve geçmişleriyle kabul ediyorlar. Marco`nun adını `Mehmet` yapmasını yeterli bulmayarak milli takım formasını giymesini `Türklüğe hakaret` sayan ırkçı çevrelerin, benzer durumun herhangi bir ülke tarafından Türklere yapıldığında nasıl tepki göstereceklerini tahmin etmek zor olmazsa gerek. Bu geçmişte yaşandı da. Özal döneminde, Bulgaristan`ın Müslüman Türkler`in isimlerini değiştirdiği gerekçesiyle geniş bir kampanya sürdürüldü. Yüzbinlerce Bulgaristan Müslümanı bu yolla Türkiye`ye getirildi, perişan edildi. Bir insana yapılabilecek en büyük kötülük, ona benliği, kimliği haline gelen ismini değiştirmeyi dayatmaktır. Avrupa`nın uzun süre önce geride bıraktığı tartışmaları Türkiye daha yeni yeni yapıyor. Bugün neredeyse bütün Avrupa ülkelerinin milli takımlarında, o ülkelerin vatandaşlığına geçen göçmen futbolcular, kendi öz isimleriyle oynuyor. Hatta, Fransa Milli Takımı`nda olduğu gibi, `gerçek Fransızlar` azınlıkta kalıyor. Ve Fransa gibi bir ülkede bu duruma karşı çıkan sadece Le Pen gibi faşistler olabiliyor. Bu bakımdan; Aurielo`nun milli takımda oynatılmasına karşı çıkanlar, ismini `Mehmet` yapılmasını savunanlar ile Le Pen, aynı ırkçılık çanağından besleniyor" Alinti: -http://www.tumgazeteler.com/?a=1660078-
-
Kürt Meselesi Onemli Ama
Keske herkes sizin gibi ne demek istedigini acik söylese. Görüsünüze katimasamda en azindan ne söylemek istediginizi acik yazdiginiz icin sizi kutlarim. ****
-
Kürt Meselesi Onemli Ama
Bir dönemler Bulgar irkci, milliyetci rejimi Bulgar sinirlari icerisindeki isimler Bulgarca olur diyerek Türk kökenli insanlarin isimlerini degistiriken Türkiye'de hic kimse öyle düsünmüyordu ve hepimiz hakli olarak protesto ediyorduk ve hatta binlerce Bulgar Türkleri ülkemize göc etmek zorunda kaldi. "Türkiye Cumhuriyeti Devleti sinirlari icersinde isimler Türkce olur" bu cümlenizle Bulgar devletinin tutumuda dogru olmus oluyor ve basta devletimizi olmak üzere bizler tümümüz haksiz yere Bulgar devletini protesto etmisiz ve haksiz yere vatandaslarini ülkemize kabul etmisiz. Her yazdigimizda biraz daha kendi söylemlerimizle celisiyoruz, görmüyormuyuz acaba kendi celiskilerimizi?
-
TÜM DARBECILER DERHAL YARGILANSIN!
Ne demek istiyorsunuz biraz acarmisiniz? Biz burada insanlik sucu islemis daerbecielerden bahsediyoriuz ve neler yaptiginida tek tek saymisiz. Insanlik sucunu tesbit etmek icin hangi madalyondan bahsediyorsunuz? Eger iktidar partilarini ima ediyorsaniz, onlarin yargilanmasi icin anayasada dün de madde vardi bugünde.
-
Bu Yilki Eurovizyon Sarki Yarismasi
Eurovision malesef son yillarda vatandaslarin katilimiyla bir müzok ve ses yarismasi yerine sadece vatan kurtarma isine döndü. Türkiye'nin 10 veya 12 puan aldigi bati avrupa ülkelerine bakarsaniz, bu puanlarin yükselis dönemi tesadüf degildir vatandaslarin katilimiyla olmustur, yani bu ülklerde yasayan Türk kökenli insanlarin her yarismada telefonla oy vermeleri, mesela bizim evden o gece dört kere oy verildi, karsi gelmeme ragmen. Dogrusu bir oydur. Aynisi diger ülkeler icinde gecerli malesef. Balkanlara bakin hep aynisi, tüm komsu ülkelerin puani gene komsulara, cünki her komsu ülkede diger ülkenin vatandaslari yasiyor. Kibris ve YunanistanIn durumu gene ayni, her dönem 12 puan Yunanistan'a ve Yunanistandan'da Kibrisa 12 puan, müzik ve performasyon iyimi kötümü balikmiyor. Birde buna ülkelre arasi iliskileri koyarsak oylamanin ne kadar tarafsiz olmadigi ve verilen puanlarin gercekten sese ve performatyona verilmedigi cok acik. Ben bundan sonra Eurovisionu asla bir ses ve müzik yarismasi olarak ne ciddiye alacagim ne de seyredecegim.
-
AB-TÜRKIYE VE FRANSA
Türkiye -AB iliskisi yanilmiyorsam 1963 veya 64 te basladi ve o günden günümüze kadar bir cok hükümet degisti ve parlemontoda olan hemen hemen her siyasi parti iktidarda ortak olarak veya tek basina hükümette yer aldi. Dolayisiyla tüm siiyasi partiler AB konisinda dönemlerinde bazi anlasmalar yapti. Tarihi olarak cok gerilere gitmezsek görecegizki yukarida bahsettiginiz anlasmalari AKP dönemi öncesinde yapildi, gümrük birligi mesela. Dönemin sözde Atatürkcü siyasileri ülkemiz icin en büyük bir gelisme ve anlasma yaptik diye bizlere her gün poz veriyorlardi. Unuttuk galiba bu günleri. Türkiye- Ab uyum yasalari sadece AKP döneminde yapilmadi bilakis her iktidar döyneminde yapilmistir. genellikle muhalefette olan partiler iktidar partisinin yaptiklarini elestirmislerdir,a ma kendileri iktidara gelince her söylediklerini unutup dahada fazlasini yapmislardir. Burada Türkiye -AB ortakligini veya üye olmamasi gerektigini konusabiliriz ve yanlis gören fikrini söyleyebilir. Ama AB meselesini sadece bir iktidara yüklenemez. Ben burada sanki AKP'nin savunucusu gibi anlasilabilirim ama, bastan söyleyeyim asla öyle degil. Beni düzen partilerinin hic birisi ilgilendirmiyor. Türkiye-AB iliskilerini kepazelik olarak degerlendirmek ne kadar dogru orasini yorumcu arkadaslar degerlendirsin. Ama 45 yil önce ortaklik anlasmasi yapmisiz ve anlasmanin nokta bulacagi yer de belirlenmis, ama gec ama erken, ama bazi ülke siyasetcileri Fransa ve Almanya örnegi gibi, kendi attiklari imzayi ve anlasmayi tanimayip baska önerilerde bulunsunlar bunlarin hicbiri sonunda anlasmayi bozamaz. Yapilan konusmalar sadece belirli ülkelerin günlük siyasi konjuktürüne göredir. Bir önceki Almanya hükümati mesela bugünkünün tam tersini iddaa ediyordu. Türkiye anlasma geregi tüm sartlari yerine getirsin ve ondan sonra görelim hangi yigit bizi AB'ye almiyormus. Yarin bir hükümet degisse ve AKP yerine digerleri gelse AB konusunda hic bir degisiklik olmayacagina adim gibi eminim, onlarin su anki elestirileri AB ülkelerindeki Türkiye karsitlari gibi sadece siyasi konjuktürden kaynaklaniyor. Cünki kendileride hükümetleri döneminde bugünki elestirdiklerinden daha fazlasini yaptilar.
-
TÜM DARBECILER DERHAL YARGILANSIN!
Derhal!!!
-
TÜM DARBECILER DERHAL YARGILANSIN!
Konumuz darbeciligin iyimi kötümü oldugu degil, ülkemizde darbecilerin vatan ve anayasayi koruma adi altinda islemis olduklari sayisiz sucu konusmak, yani yüzlerce gencin asilmasi, binlercesinin iskencelerden gecirilmesi, hapishanelere tikilmasi, vatandasliktan atilmasi. Ne hikmetse kim ne yaparsa yapsin herkes vatan ve Atatürk adina yapiyorlar. Insanlarin hayatiyla oynamak bu kadar basit olmamali. Demokrasiyi ve vatanseverliligi insanlik sucu isleyenlerden, yani darbecilerden ögremek hic dogru olmaz.
-
MHP Aynı MHP.
- Kürt Meselesi Onemli Ama
Olay o köylerin veya yerlesim yerlerinin o bölgede yasayan insanlarin razisi olmadan türkcelestirilmesidir. Istenilen gercek isimleriye anilmalaridir, siz buna Arap ismi dersiniz, Bizans , Iran veya Kürtce dersiniz orasi o kadar önemli degil. bahsettigimiz bölgeye bakarsak o sadiklarinizin hemen hemen tümü ve daha degisikleride yasiyor. O isimlerin tümümü Kürtce veya bazilari arapca veya Iranca falan filan olmasi bizim o yerlesim yerlerinin isimlerini degistirmemiz ve tümüyle türkcelestirmemizin hakliligini göstermez. Türkcelestirmenin tek amaci o bölgenin insanlarini hice saymak ve asimilasyon politikasinin bir ürünüdür. simdi de kalkiyoruz ne kadarinin Kürtce ne kadarinin baska ukustan oldugunu gene biz belirlemeye calisiyoruz. Kendi yaptigimiz ayibi en kisa zamanda düzeltecegimiz yere kalkiyoruz köylerinin isimlerini degistirdigimiz insanlara birde ders vermeye calisiyoruz. Cok ilginc bir yaklasim dogrusu.- TÜM DARBECILER DERHAL YARGILANSIN!
Arkadasim böyle bir kiyaslama yapilamaz. Alakasi olmayan bir kiyaslama. 12 eylül ve önceki cuntacilar Türkiye'de bagimsizlik mücadelesimi veriyorlardi dersiniz? *****- TÜM DARBECILER DERHAL YARGILANSIN!
Aktüel bir olay oldugu nicin sadece bir örnek olsun diye yazdik. Siz daha da iyi bir örnek verebilirsiniz, bu bizi sevindirir. Ama keske konu basligi hakkindaki görüsünüzüde yazsaydiniz daha daha da cok sevinirdik.- TÜM DARBECILER DERHAL YARGILANSIN!
Sn politika lütfen konuyu degisik alanlara cekmemize hic gerek yok. Konu anayasa cignenmesine karsi neler yapilir degilki. Konu basligi insanlik sucu isleyen darbecilerin yargilanmasi. Hic bir sebeb demokratik bir ülkede ne orduya nede baska bir kuvvete darbe yapma hakki vermez. Birakin ordunun darbeyi anayasayi korumak icin geldigini, herkesin bildigi gibi anayasayi cigneyen hic bir politikaci ne iskenceden gecirilmistir ne de sallandirilmistir, onlar kendilerinin de söylendigi gibi misafir olarak tutuldular ve sonradan gene hepimizin yasadigi gibi basbakan ve hatta cumhurbaskani bile oldular. Darbeciler diger taraftan yüzlerce insani, iyi okuyalim bunlar anayasayi cigneyen politikacilar degil, asip kestiler, binlercesini iskenceden gecirdiler, gene binlercesini vatandasliktan cikarttilar ve daha bir cok saymakla bitmeyecek suclar islediler. Ne icin ve kimlerin nedeniyle geldiler ve kimleri bundan sorumlu yaptilar gercekten cok celiskili bir durum. Bir taraftan yargilansin diyorsunuz, yani suclu olduklarini kabul ediyorsunuz ve sonrasindan ama geliyor. Bu ama celiskili bir durus.- MHP Aynı MHP.
Yukarida yazdiklarinizin konu basligiyla hic bir alakasi olmamasina ragmen genede yazdiklarinizi irdeledim, ama gerceklerden cok uzak bir iddaa. Konu MHP ve APO'yu asacagiz diye milletten oy alip sonrasinda tek basima iktidar degilim ve yapacak bir seyim yok diyerek aslinda Apo'nun asilmamasi icin onayini degisik agizla verdi. Eger bazi yerlesim yerlerinin nisimleri eskiden Kürtce ise geri verilmesindeki sakinca nedir anlasilir degil. Kürtce asla ikinci bir resmi dil olmaz ve olmayacak, sadece Türkceye paralel olarak Kürt köklenli vatandaslarimizin ögrenmeleri ve konusmalari kolaylastirilmasi ve gelistirilmesi iicn önünün acilmasi istenilen. Kurt vatandaslarimiz, tabiiki biz bunlari derken devamli genel bir yaklasimdan bahsediyoruz, asla özerklik istemiyorlar. PKK'ya imtiyaz falan taninmaz, bu tür istekleri olan ciddiye alinmayacagi gibi verilecek diyenlerin sözleride ciddiye alinacak bir cümle degil. Öcalan'in hapisten cikip cikmayacagini onu asamayanlara soralim daha iyi olur. Türkiye'de Türk'üm yerine müslümanin demenin sebebini gene ben kendimizde buluyorum, cünki bizler tarihimizle yüzlesmiyoruz. Cumhuriyeti kuruyoruz ve saltanati yikiyoruz ama okullarimizda genclerimize osmanliyi öven dersleri veriyoruz. benim icin celiski zaten burada, madem cumhuriyeti kuruyoruz ve saltanati yikiyíyoruz , o halde yiktigimiz sistemin neden yikildigini insanlarimiza anlatmaliyiz. Anlatilan sadece 1. dünya savasi sonrasi vahdettin'in ülkeyi teslim etmesi falan. Ame sadec bu sebeb olamaz, seben osmanli ve onun sisteminin halka faydali bir yönetim olmayisidir. Ama bizlere sadece 1. dünya savasi ve sonrasi anlatildigi icin, o anlatimda yarim yamalak bir tarih, insanlar tabiiki Osmanli ve onun sistemi olan müslümanligi dogru kabul görürler. Türkiye'deki siyasi partilere bakiyorsun MHP'den tutun Refah ve AKP'ye kadar taaki cumhuriyetin kurulusundan beri devamli Osmanli'lar övülmüstür ve asla elestirilmemislerdir. bana göre sorun buradan kaynaklanniyri. Insanlarimiza tarihimizi iyi yönüyle olsun kötü yönüyle olsun dogru dürüst anlatmiyoruz ve ögrenmeleri icin önlerini acmiyoruz. Bakin aklima geldi su an ve söyleyeyim, yakin gecmiste Osmanli padisahlariyla ilgili bir filim yapilmisti ve bu filmi yapan ve oynayanlar neredeyse linc edileceklerdi. Iste biz kötü oldugu icin yiktigimiz saltanati hala insanlarimiza en iyi devlet olarak lanse ediyoruz. Sonrada kalkiyoruz ve ülkemizde milyonlarca insan aradan 90 yil gecmesine ragmen Osmanli hayrani oluyorlar ve biz Türk degil müslümaniz demelerine sasiyoruz. Aynen imamhatiplerin birden cogalmasina ve onlarin vali bile olmalarina sastigimiz gibi. insanlarimizi bu hale getirenler ne AB ne de ABD sadece biz kendimiziz. Su igneyi bir defa olsun kendimize bir dokundurabilsek, bir cok sorunumuzu cözecegiz ama, malesef biz sadece cuvaldizi baskasina dokundurmayi tercih ediyoruz.- PKK'nin bir numarasi Karayilan'dan baris cagrisi...
MIT ile PKK iliskisinin oldugunu söyleyenleri tekrar hatirlatayim, sayin Dogu Perincek ve Yalcin Kücük. Bunlar sadece inadiklarini söylemiyorlar bildiklerini iddaa ediyorlar. Bu iki sahis bizim o masum Ergenekonculardan degillermi? Evet onlar bilmezse kim bilecekki?- TÜM DARBECILER DERHAL YARGILANSIN!
Bu yorumunuzdan anlamamiz gereken, ordu anayasyi korumak icin darbe yapiyor ama darbe yapanlar kötü niyetliydi. Bunumu anlamamiz gerekli bu yorumunuzdan? Eger öyleyse neden ordu bu kötü niyetlileri icinde barindiriyor ve hatta darbe yapacak kadar en üst düzeye getiriyor?- TÜM DARBECILER DERHAL YARGILANSIN!
Sn politika cunta rejiminin bir aciklmasi olamaz. Madem ordu devleti korumak icin cuntacilik yaptiysa neden darbeciler yargilansin diyorsunuz? Diger taraftan ordu anayasaya saygili diyorsunuz ama darbenin arifesinde anayasayi degistirdi. Siyasiler anayasaya aykiri davrandiklari icin darbe yapildi diyorsunuz, darbeden anayasayi cigneyen siyasiler degil bilhassa yüzbinlerce insan nasibini aldi. Darbe döneminin tüm siyasoleri belirli bir zaman sonra tekrar iktidara geldiler ve hatta birisi cumhurbaskani bile oldu. Birbiriyle celisen ifadeler kullanmisiniz ve sonuc olarak anladigim sizin darbeyi dogru bulmaniz ve dolayisiyla hangi darbecilerin yargilanmasini isdeginizde belli degil Acaba baska ülkelerin darbecilerindenmi bahsediyoruz, yargilansinlar derken. Türkiye'ninkinde söz edilmis olamaz, cünki onlar sadece anayasayi korumak icin gelmisler, yani bizlerin kurtaricisi olarak.- TÜM DARBECILER DERHAL YARGILANSIN!
Son günlerde herkes duymus olmali. Almanya ABD'den Nazi suclusu gardiyani Nazi döneminde gardiyanlik yaparken binlerce Yahudi'nin öldürülmesinde yardimci olmasindan dolayi yargilamak icin ülkesine getirdi ve su an zanli yasi ne kadarda ilerlemis olsa yaptigi suc en az 60 yili bile gecmis olmasina ragmen hapishaneye atildi ve mahkeme önünde yargilanacak. Ülkemizde ise bir cok kanli katillerin yaptiklari yanlarina kar kaliyor ve zaman asimi nedeniyle yargi önüne bile getirilemiyor. Bu tip örnekleri saymakla bitiremeyiz. 1 Mayis 1977 katlimi mesela zaman asimina ugradi. Bakin herkes demokrasiden ve hukuktan bahsederken 12 Eylül cuntasinin basi ve yardimcilar binlerce insanin ölümüne, iskencelerden gecirilmesine, vatandasliktan cikartilmasina, hapishanelerde ömürlerini bitirmelerine,..... sebeb olmalarina ragmen kanundaki zaman asimi nedeniyle yargilnamiyor. Ve hatta asagida yapmis oldugum alintiya göre bazi kanunlarin zaman asimina ugradiktan sonra cikartilacagi iddaa ediliyor. Nerede sözde Atatürkcüler, cumhuriyet hayranlari, demokrasi hayranlari, hukuk hayranlari? Hadin hodri meydan hep bir agizdan tüm fasist cuntacilarin yapmis olduklari insanlik sucundan derhal yargilanmasi icin haykiralim, ülkemizin gelecegi icin, demokrasi ve hukuk icin hic bir insanlik sucu ve cinayet zaman asmina ugramamali diyelim. Ben buradan yüregimle Kenan Evren ve onun tüm destekcilerinin 12 eylül insanlik sucundan yargilanmalarini istiyorum!!!! Binlerce akan kanin ve aglayan analarin, kadinlarin ve cocuklarimizin hesabi sorulmali!!!! "20 YILLIK ZAMANAŞIMI DOLDU, EVREN ARTIK YARGILANABİLİR 18:02 15 Mayıs 2009 12 Eylül Darbesi'nin mimarlarından Kenan Evren hakkında iddianame hazırladıktan sonra meslekten ihraç edilen eski Cumhuriyet Savcısı Sacit Kayasu, " Bu suçların zaman aşımı 20 yıldır. 2000 yılında zaman aşımı doldu. Artık yargılanabilirler" dedi. MAZLUMDER Genel Başkanı Ömer Faruk Gergerlioğlu ile birlikte derneğin Ankara'daki genel merkezinde bir basın toplantısı düzenleyen eski Cumhuriyet Savcısı Sacit Kayasu, "darbe suçunun mahkum edilmesini ve darbecilerin yargılanmasını" istedi. 12 Eylül döneminin Genelkurmay Başkanı Kenan Evren'in yargılanması talebiyle iddianame hazırladığı için mesleğinden alındığını ifade eden Kayasu, “12 Eylül 1980 darbecilerinin yargılanamayacağını söylüyorlar. Bunu da Anayasa’nın geçici 15’inci maddesine dayandırıyorlar. Bu suçların zaman aşımı 20 yıldır. O halde 2000 yılında zaman aşımı doldu. Bu da geçici 15’inci maddenin fonksiyonu kalmadığını gösterir. Bu madde kalksa da darbecilerin yargılanamayacağı söyleniyor. Bu sefer de zaman aşımı doldu diyorlar. Geçici 15. maddeyi kaldırmıyorlar. Bugün isteseler parlamentoda bulunanlar rahatlıkla bu maddeyi kaldırabilirler. Ancak 2010 yılının 13 Eylül’ünde bu maddeye kaldıracaklar. Bunun nedeni de benim zaman aşımı dolmadan tanzim ettiğim iddianamedir” şeklinde konuştu. Geçici 15’inci maddenin darbecileri korumayacağını ifade eden Kayasu, zaman aşımı doldu gerekçesiyle yargılama yapılamaz diye bir şeyin de mümkün olmadığını belirtti. 'HER VATANDAŞ DİLEKÇE VEREBİLİR' Eski Cumhuriyet Savcısı Sacit Kayasu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu milleti aldatmaktır. Ben savcı olarak yetkimi kullanmaya çalıştım beni engellediler. Hiçbir savcının iddianamesine takipsizlik kararı verilmez ama verdiler. Bu hukuken yok hükmünde sayılır. AHİM’de 2 ayrı davam görüldü. AHİM’in kararı ise darbecilere açtığım davayı haklı buldu. Her savcı darbecilere dava açabilir her vatandaş da darbecilerin yargılanması yönünde dilekçe verebilir denildi.” 'TSK ANAYASA'YI İHLAL ETTİ' Ülkemizde ordu müdahalesinin gerekçesi olarak TSK İç Hizmet Kanunu’nun gösterildiğini öne süren Gergerlioğlu ise, “Silahlı kuvvetlerin vazifesi yurdunu ve Anayasa ile tayin edilmiş olan Türkiye Cumhuriyeti’ni korumak ve kollamaktır. Oysa Anayasayı ortadan kaldırarak, anayasa ile tayin edilmiş Türkiye Cumhuriyeti’ni korumak ve kollamak terstir. Halkın seçtiği Meclis’i kapatarak, demokrasiyi ve Cumhuriyetini korumak ve kollamak da terstir. Cumhuriyetin temelinde yatan hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir” diye konuştu. Gergerlioğlu, şu talepte bulundu: “5271 sayılı Ceza Muhakeme Kanunu’nun 250. maddesinin 3. fıkrasının son bölümündeki ‘Savaş ve sıkıyönetim hali dahil askeri mahkemelerin görevlerine ilişkin hükümler saklıdır’ ibaresinin yerine ‘Savaş ve sıkıyönetim halinde askeri mahkemelerin görevlerine ilişkin hükümler saklıdır’ ibaresinin getirilmesini teklif ediyoruz.”" Alinti: -http://www.birgun.net/actuel_index.php?news_code=1242399725&year=2009&month=05&day=15-- Radikal - DTP, Başbakan'dan randevu istedi
Türkiye'de birakin Kürt'leri bir cok halk varken, mesela Ermeni, Rum, Arap, Cerkez, Arnavut, Cecen,.... hala baska halklar yok diye direniyorsak bunun adi inkarcilik degilde nedir acaba? Bu saydiklarim Türkiye cumhuriyeti vatandaslaridir ama baska halklardandir. Toplumlari inkar ederekmi devletin üniter yapisini koruyacagiz? ********- Ermenistan sınır kapısı açılmasın...
Bakin sn sardunyam, bana atifta bulunurken kendiniz aynisini yapiyorsunuz. Önce bu baslikta kalalim lütfen ve müdahil oldugunuz olayi birden unutmayiniz. Ben size cok acik ve net olarak sordum, bana bu baslikta yapilan iddalara karsilik bir belge gösterin diye. Bu baslikta bile gösteremezken, bana sadece arkadaslar size net cevap veriyor diye sadece taraf olmuyorsunuz birde gercek olmayani söylüyorsunuz. Lütfen önce bu basliktaki benim ilk müdahil oldugum yorumu ve devamini okursaniz göreceksiniz ne demek istedigimi. Belgeli iddalardan bahseden arkadas hangi belgeyi net olarak göstermiste ben görmüyorum? Siz göüyorsunuzki bana atifta bulunuyorsunuz. Lütfen ufak bir zahmet edin ve bana o belgeleri gösterin. Diger taraftan sizde cok iyi biliyorsunuzki Türkiye - Ermenistan tarihi, olan olaylar ülkemizde cok acik ve net sekilde tartisilmadigigibi tarih olarakta genis bir sekilde uzun boylu ögretilmiyor ve baska kaynaklar gösterilmiyor, bu eskiden beri böyle. Dolayisiyla kesin bilmedigim konuda ben neden sizin benden beklediginizi " ya soykirim oldu dememi veya oladi" dememi bekliyorsunuz anlasilir degil. Ben suna eminim ne Türkiye'de ne de Ermenistan'da tarihi gecmisler gercek olarak anlatilmiyor. Siz yok diyorsunuz ve kendinize göre belgeniz var, Ermeni'ler var diyor onlarinda kendilerine göre belgeleri var. simdi sen benden kalkiyorsun en azindan vatandaslik bazinda Türkkiye'nin yaninda olmami bekliyorsun veya en azindan evet veya hayir gibi kesin görüs bildirmemi bekliyorsun. Yapmayincada net konusmamis oluyorum. Ne yazikki yorumlarimi takip etmediginiz cok acik ve net görünüyor, cünki bildigim ve inadigim konularda kesin görüs bildiriyorum. Bildirmiyorsunuz diyerek ön yargili baktiginizi göstermis oluyorsunuz. Sizin net söylemlerinize karsilik benimkisi ise, Türkiye kendi gecmisiyle özdesmedigi ve etnik kökenlilerine ve hatta kendi öz evlatlari olan Alevilere bakis acisini degistirmedigi sürece bu ülkede bu meseleler bitmeyecek. Ermeni'den yana tavir kondukcaya söylemim yok, cünki kendi acimdan asla böyle bir tutum icerisinde olmadim ve olmam, Birakin ermeni'leri hic bir ulusdan ve milletten yana tavir koymam, sadece nerede olursa olsun ve kimden gelirse gelsin yapilan yanlislara ve haksizliga isaret ederim.- MHP Aynı MHP.
Sn asafi-i sahaf malesef bazi arkadaslar olayi böyle görmüyorlar ve bizler zoru sectigimiz icin durusumuzdan dolayi, insana saygimizdan dolayi ya bülücü oluyoruz yada devlet düsmani. Ama sizin gibi gercekleri görüpde bizleri yalniz birakmayan arkadaslari gördükce mücadele askimiz daha da büyüyor. Tesekkürler.- Ermenistan sınır kapısı açılmasın...
Türk sitelerini adam yerine koymadigimida nereden cikartiyorsunuz sasilacak bir durum. Ama biraz insaf yani. Ermenistan'in isteklerini belge diye siralayan kim? Siz. Belge isteyen kim? ben. nerede belge?????? Yok surada sunu acikladi veya su bildirgeyi söyledimi belge oluyor acaba? Ben sizden gayet normal sekilde belge istedim am asiz belge göstereceginiz yerde bana internetten arastirmami tavsiye ettiniz. Belge diye sundugum basliklari isbatlamaliyimki belge gecerli olsun. Yoksa suradan buradan yapilan haberler veya belirli sitelerin vermis oldugu yayinlar belge degildir. Anladigim kadariyla siz herhalde benim gibi Ermenistan anayasasini hayatta okumadiniz, ama en azindan ben iddaalarimda telkinli olmaya calisiyorum ve belgelerden ve okumadigim anayasadan belge olarak bahsetmiyorum. 37. maddeyi gösterince neden akliniza hemen Kürt'ler geliyorki? Ülkemizde baska etnik kökenliler yok herhalde.- Ermenistan sınır kapısı açılmasın...
Sn gelincik, google arama motoru üzerinden "Ermenistan Anayasasi" diyerek yazdigimda sadece direk Ermenistan anayasasindan hepsi olmasada paragraflari yazan bir sayfaya girebildim ve onu burada yayinliyorum. Ama o paragraflarda sizin bahsettiginiz isteklere rastlamadim. Sizin bahsettigini istekleri diger bir kac Ermenistan'i elestiren Türk internet sayfalarinda rastladim, ama anlarin yazdiklari sadece bir iddaadir, ama siz belgelerden bahsediyorsunuz ve bu belgeleri hala göremedik. Alinti yaptigim Ermenistan anayasasi muhakkak bu kadar az paragraflardan olusmuyordur, dolayisiyla diger paragraflari bilen varsa yayinlamalarini rica ediyorum. Asagidaki paragraflardan dikkatimi ceken §37 oldu. Okumanizi tavsiye ederim, cünki örnek alabilecegimiz bir paragraf. "Ermenistan Anayasası Biliman tarafından Ermenistan Anayasası giriş kısmı üzerine yapılan kısıtlı bir çalışmadır. Bölüm 1. Anayasal Düzenin Esasları Madde 1. Ermenistan Cumhuriyeti, sosyal adalet ve hukuka dayalı bağımsız ve demokratik bir devlettir. Madde 2. Ermenistan Cumhuriyeti’nde iktidar halka dayanır. Halk, iktidar gücünü özgür seçimler ve referandumlar yoluyla kullanır. İktidar gücünün herhangi bir grup veya birey tarafından gasp edilmesi suç teşkil eder. Madde 3. Ermenistan Cumhuriyeti’nin Devlet Başkanı, Ulusal Meclisi ve yerel yönetim organları, referandumlarda olduğu gibi, gizli oylamayla kullanılan genel, eşit ve doğrudan oylarla belirlenir. Madde 4. İnsan hak ve özgürlüklerinin korunumu, uluslararası hukuk normları ve ilkelerine uygun olarak devletin garantisi altındadır. Madde 5. Devletin gücü, Anayasa’ya ve yasama, yürütme yargı güçlerinin ayrılığı ilkesine dayalı olan kanunlara uygun olarak kullanılır. Devlet organları ve kamusal resmi kurumlar, yalnızca yasalar tarafından verilen yetkiler doğrultusunda uygulamalarını yürütebilirler. Madde 6. Hukukun üstünlüğü, Ermenistan Cumhuriyeti’nin garantisi altındadır. Cumhuriyet Anayasası, en üst düzeyde yasal güce sahiptir ve normları doğrudan uygulanır. Anayasa’ya aykırılık teşkil eden diğer yasal eylemlerde olduğu gibi, Anayasa’ya aykırılık teşkil eden kanunların yasal hükmü yoktur. Yasalar, yalnızca resmi olarak yayımlandıklarından sonra yürürlüğe girerler. İnsan hakları, özgürlükler ve ödevlere ilişkin yayımlanmamış yasal işlemlerin hukuki hükmü yoktur. Onaylanmış uluslararası antlaşmalar, Cumhuriyet’in hukuki sisteminin tamamlayıcı bir parçasıdır. Anayasa’ya aykırılık teşkil eden uluslararası antlaşmalar, Anayasa’da uyumlaştırıcı değişikliklerin yapılmasından sonra onaylanabilir. Madde 7. Ermenistan Cumhuriyeti’nde çok partili sistem uygulanmaktadır. Madde 8. Mülkiyet hakkı, Ermenistan Cumhuriyeti’nde tanınmakta ve korunmaktadır. Mülkün sahibi, mülkü kendi iradesi doğrultusunda elden çıkarabilir, kullanabilir ve düzenleyebilir. Mülkiyet üzerindeki haklar, çevrede zarara ve diğer bireylerin, toplumun veya devletin yasal çıkarlarında ihlale neden oluşturacak şekilde kullanılamaz. Serbest gelişim ve tüm mülkiyet şekillerinde eşit yasal koruma, ekonomik faaliyetlerde özgürlük ve serbest ekonomik rekabet, devletin garantisi altındadır. Madde 9. Ermenistan Cumhuriyeti’nin dış politikası, iyi komşuluk ilişkileri ve karşılıklı yarar sağlayan ilişkiler kurma hedefi doğrultusunda, uluslararası hukuk kurallarının normlarına uygun olarak yürütülür. Madde 10. Devlet, çevrenin korunumunu ve yeniten üretimini ve doğal kaynakların akılcı bir şekilde kullanımını garanti eder. Madde 11. Tarihi ve kültürel eserler ve diğer kültürel varlıklar, devletin gözetim ve koruması altındadır. Ermenistan Cumhuriyeti, uluslararası hukuk normları ve kuralları çerçevesinde, diğer ülkelerde bulunan Ermeni tarih ve kültür varlıklarının korunmasını ve Ermeni eğitim ve kültür hayatının gelişimini destekleyecektir. Madde 12. Ermenistan Cumhuriyeti’nin resmi dili Ermenice’dir. Madde 13. Ermenistan Cumhuriyeti’nin bayrağı kırmızı, mavi ve turuncu renkli üç eşit ve yatay çubuktan oluşan bir bayraktır. Ermenistan Cumhuriyeti Devlet Arması’nın orta kısmında, Nuh’un Gemisi’nin bulunduğu Ağrı Dağı ve Ermenistan tarihinin dört krallık hanedanı resmedilmektedir. Arma, alt kısmında bir kılıç, ağaç dalı, demet, zincir ve kurdelenin bulunduğu bir aslan ve kartal ile desteklenmektedir. Ermenistan Cumhuriyeti’nin ulusal marşı “Anavatanımız (Our Fatherland)”dır. Ermenistan Cumhuriyeti’nin başkenti Erivan’dır. Bölüm 2. Temel Beşeri ve Medeni Hak ve Özgürlükler Madde 14. Ermenistan Cumhuriyeti vatandaşlığının elde edilmesine ve sonlandırılmasına ilişkin bürokratik işlemler kanunlarla belirlidir. Ermeni kökenli şahıslar, Ermenistan Cumhuriyeti vatandaşlığını daha basitleştirilmiş bürokratik işlemlerle elde ederler. Bir Ermenistan Cumhuriyeti vatandaşı, aynı anda başka bir devletin vatandaşı olamaz. Madde 15. Vatandaşlar ulusal köken, ırk, cinsiyet, dil, inanç, siyasi ve diğer inanış, sosyal köken, servet ve diğer statülerine bakılmaksızın bütün hak ve özgürlüklere sahiptirler ve anayasa ve kanunlar tarafından belirlenmiş ödevlerle yükümlüdürler. Madde 16. Herkes kanunlar önünde eşittir ve ayrım yapılmaksızın kanunlar tarafından eşit şekilde korunur. Madde 17. Herkes yaşama hakkına sahiptir. Ancak bu hak, olağanüstü bir ceza olarak, failini ölüm cezasına çarptıran suçlar için kanunla verilen ölüm cezaları ile kaldırılabilir. Madde 18. Herkes özgürlük ve şahsının güvenliği hakkına sahiptir. Hiç kimse, kanunlarda öngörülmediği takdirde tutuklanamaz ve üzerinin aranmasına tabi tutulamaz. Herhangi bir şahıs, sadece mahkeme kararı ve yasal olarak tanımlanmış mevzuatlara uygun olarak alıkonulabilir. Madde 19. Hiç kimse eziyet verici ve onur kırıcı bir ceza, muamele ve işkenceye tabi tutulamaz. Hiç kimse kendi rızası olmadan tıbbi ve bilimsel bir deneyde kullanılamaz. Madde 20. Herkes kendisinin ve ailesinin özel yaşamını hukuka aykırı müdahalelere karşı koruma ve onur ve şerefine yönelik saldırılara karşı kendini savunma hakkına sahiptir. Herhangi bir şahsın veya ailenin özel yaşamına ilişkin bilgilerin kanunsuz yollardan toplanması, muhafaza edilmesi, kullanılması ve yayılması yasaktır. Herkes yazışmalarının, telefon görüşmelerinin, posta, telefon ve diğer haberleşme şekilleriyle yaptığı irtibatlarının gizli tutulması hakkına sahiptir. Madde 21. Herkes ikametgahının dokunulmazlığı hakkına sahiptir. Yasal düzenlemelerin izin verdikleri dışında, bir şahsın ikametgahına şahsın rızası olmadan girmek yasaktır. Bir ikametgah, sadece mahkemenin yasalara uygun olarak verdiği emir ile aranabilir. Madde 22. Her vatandaş Cumhuriyet toprakları genelinde hareket ve ikamet etme hakkına sahiptir. Herkes Cumhuriyet topraklarını terketme hakkına sahiptir. Her vatandaş Cumhuriyet topraklarına geri dönme hakkına sahiptir. Madde 23. Herkes din, vicdan ve düşünce özgürlüğü hakkına sahiptir. Şahısların din ve inançlarını yaşama özgürlüğü, Anayasa’nın 25. Maddesi’nde belirtilen hususlara dayalı olarak yasa ile sınırlandırılabilir. Madde 24. Herkes düşüncesini açıklama hakkına sahiptir. Hiç kimse sözünü geri almaya veya değiştirmeye zorlanamaz. Madde 25. Herkes diğer bireylerle beraber örgütler ve ticari birlikler kurma ve ticari birliklere katılma hakkına sahiptir. Her vatandaş, diğer vatandaşlarla birlikte siyasi partiler kurma ve siyasi partilere katılma hakkına sahiptir. Bu haklar, silahlı kuvvetler ve kanunları uygulayan kurumların mensupları için sınırlandırılabilir. Hiç kimse bir siyasi parti veya birliğe katılmaya zorlanamaz. Madde 26. Vatandaşlar, barışçıl ve silahsız miting, toplantı, gösteri ve törenlere katılma hakkına sahiptir. Madde 27. On sekiz yaşına ermiş Ermenistan Cumhuriyeti vatandaşları, devlet yönetimine doğrudan veya özgürce seçilmiş temsilcileri aracılığıyla katılma hakkına sahiptir. Mahkeme kararınca hukuken ehliyetsiz bulunan ve bir suçtan mahkum olanlar oy kullanamaz ve seçilemezler. Madde 28. Herkes özel mülkiyet ve miras hakkına sahiptir. Yabancı ülke vatandaşları, kanunlarda belirtilmiş durumların dışında, araziye malik olamazlar. Mülk sahibi, sadece mahkemenin kanunlarda belirtilen şekillerde verdiği karar ile mülkünü kullanmaktan mahrum edilebilir. Özel mülk, gerekli hukuki süreç sonrasında oluşan özel durumlarda ve eşdeğer bir tazminatın ödenmesi ile toplumun ve devletin ihtiyaçları için kullanılabilir. Madde 29. Her vatandaş çalışma durumunu belirleme konusunda özgürdür. Herkes, devlet tarafından belirlenmiş asgari ücretten düşük olmamak üzere ve işin sağlık ve güvenlik konusundaki gereklilikleri sağlaması şartıyla birlikte, adil bir ücret kazanma hakkına sahiptir. Vatandaşlar ekonomik, sosyal ve iş ile ilgili çıkarlarını savunma hakkına sahiptir. Bu hakkın uygulanması konusundaki sınırlamalar kanunlarla belirlenir. Madde 30. Herkesin izin hakkı vardır. Maksimum iş süresi, izin günleri ve minimum ücretli izin süresi kanunlarla belirlenir. Madde 31. Her vatandaş, kendisinin ve ailesinin yeterli seviyede yaşam koşullarında yaşaması ve barınması hakkına sahiptir. Bu hakların uygulanması konusundaki gerekli gelir, devlet tarafından sağlanacaktır. Madde 32. Aile, toplumun doğal ve temel birimidir. Aile, annelik ve çocukluk hali toplumun ve devletin gözetimi ve koruması altındadır. Erkekler ve kadınlar, evlenme aşaması, evlilik süresi ve boşanma dönemlerinde eşit haklara sahiptirler. Madde 33. Her vatandaş yaşlılık, sakatlık, gelirden yoksunluk, işsizlik veya kanunlarda belirtilen diğer sebepler halinde sosyal güvenlik hakkına sahiptir. Madde 34. Herkes tıbbi koruma hakkına sahiptir. Tıbbi bakımın ve sağlık hizmetlerinin verilmesi koşulları kanunlarla belirlenir. Madde 35. Her vatandaş eğitim-öğretim hakkına sahiptir. Eğitim, devletin ortaöğretim kurumlarında ücretsizdir. Her vatandaş yüksek veya diğer uzmanlaşmış eğitimi, eğitim kurumlarında ücretsiz ve rekabetçi şekilde alabilir. Madde 36. Herkes edebi, sanatsal, bilimsel ve teknik eser ya da buluş üretme, bilimsel gelişme konularından kazanç elde etme ve toplumun kültürel hayatına katılma hakkına sahiptir. Entelektüel sermaye yasalarla koruma altındadır. Madde 37. Azınlıklara mensup vatandaşlar, geleneklerini koruma ve kültür ve dillerini geliştirme hakkına sahiptir. Madde 38. Herkes kanunlar doğrultusunda hak ve özgürlüklerini savunma hakkına sahiptir. Herkes Anayasa ve kanunlarla varilen haklarını mahkemelerde koruma hakkına sahiptir. Madde 39. Herkes ihlal edilen haklarının, kanunların eşit koruma koşulları altındaki açık oturumlarda ve bağımsz ve tarafsız mahkemelerde iadesini ve şahsiyetinin herhangi bir suçtan temizlenmesini isteme hakkına sahiptir. Medyanın ve kamu temsilcilerinin adli duruşmalarda bulunması, kamusal ahlakın, sosyal düzenin, ulusal güvenliğin, siyasi partilerin güvenliğinin ve adaletin menfaatlerinin korunması amaçlarıyla, yasalarla tamamen veya kısmen yasaklanabilir. Madde 40. Herkes yasal yardım alma hakkına sahiptir. Yasal danışmanlık, yasalarda belirtilen durumlarda ücretsiz olarak sağlanabilir. Herkes tutuklandığı, alıkonulduğu veya itham edildiği andan itibaren yasal komisyona başvurma hakkına sahiptir. Her mahkum, mahkumiyet kararının belirlenen usüllerde bir üst mahkeme tarafından tekrar görüşülmesini isteyebilir. Her mahkum, herhangi bir ceza için affını veya cezanın hafifletilmesini talep edebilir. Haksız yere zarar görmüş şahıslara verilecek tazminat, kanunlarda öngörülen usullerle belirlenir. Madde 41. Bir şahıs, mahkemece suçluluğu ispatlanana ve mahkeme kararı verilinceye kadar suçsuzdur. Sanığın, suçsuzluğunu ispat etme mecburiyeti yoktur. Kuşkunun ötesine geçemeyen ve ispatlanamayan durumlar sanık lehine sonuçlandırılır. Madde 42. Bir şahıs, kendisine, eşine veya yakın akrabalarına karşı tanıklık etmeye zorlanamaz. Yasal olmayan yollardan elde edilen bilgiler delil olarak kullanılamaz. Sorumluluğu sınırlandıran veya arttıran kanunlar geçmişe dönük olarak etki etmezler. Madde 43. Anayasada açıklanan hak ve özgürlükler, kapsamlı (ayrıntılı) değildir ve evrensel olarak kabul edilmiş insan hak ve özgürlüklerinden ayrı yorumlanamaz. Madde 44. Anayasa’nın 23, 24, 25, 26 ve 27’inci maddelerinde düzenlenen beşeri ve medeni haklar, ulusal ve kamusal güvenliğin, kamusal düzenin, kamu sağlığı ve ahlakının ve diğer şahısların hak, özgürlük, onur ve haysiyetlerinin korunması amacıyla, gerekli görüldüğü takdirde yasayla sınırlandırılabilir. Madde 45. Anayasa’nın 17, 20, 39, 41, 42 ve 43’üncü maddeleri hariç olmak üzere, bazı beşeri ve medeni haklar, Anayasa’nın 55. maddesinin 4. paragrafında tanımlanan durumlar altında veya sıkıyönetim halinde geçici hale getirilebilir. Madde 46. Herkes vergi, resim ve diğer zorunlu ödemelerini kanunlarla belirlenmiş miktarlarda ve usullerde ödemekle yükümlüdür. Madde 47. Her vatandaş, kanunlarla belirlenen usullerde Ermenistan Cumhuriyeti’nin savunmasına katılmakla yükümlüdür. Madde 48. Herkes Anayasa’yı ve kanunları onaylarken, diğerlerinin hak, özgürlük ve itibarlarına saygı duymak zorundadır. Haklar ve özgürlükler ulusal, ırkçı veya dini düşmanlıkları kışkırtmak veya şiddet ve savaşı teşvik etmek amacıyla anayasal düzeni yıkıcı şiddet hareketleri oluşturacak şekilde kullanılamaz. ....... Not: Yukardaki metinler Biliman tarafından Ermenistan Anayasası üzerinde yapılan kısıtlı bir çalışmadır." Alinti: -http://www.biliman.com/bi/yasa/46-ermenistan-anayasasi.html- Umarim simdi sizde o bahsettiginiz istekleri iceren Ermenistan anayasasini ve o paragraflari gösterirsiniz. - Kürt Meselesi Onemli Ama
Önemli Bilgiler
Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.