''biji tirkiye''

Kürt çocuklarına 10'larca yıl hapis cezaları veren,Kürt dilini halen bile yasaklayan,Seçtiğimiz Belediye başkanlarımızı sabah evlerinin kapılarını kırıp ellerine kelepçe takarak gözaltına alan,Seçtiğimiz Millet vekillerini taşlayanlara ''Halk tepkisi'' diyenler,Kürt Köylerini yakıp yıkacaksın,insanları tarayacaksın,sonrada bu nasıl zihniyet diyeceksin,önce kendi zihniyetinizi bi ele alın sonra bizde bakarız...

Tsk'nın kendi kendini yıprattığı doğrudur,ama bunun çözümü kendini fesh etmek değil,içindeki Ergenekoncuları,çetecileri,cuntacıları tasfiye etmektir,zaten hiçkimsenin topyekün Tsk'yı suçladığıda yoktur,suçlanan bu yasadışılıklara bulaşanların korunması politikasıdır....

sivilleri mağaralara doldurup gaz vermek,üzerlerine bombalar yağdırmak bir insanlık suçudur...

Alıntı: .yuksekovahaber.com

:clover: Kemalizm Kendi halkına karşı bir korku imparatorluğu kurmuş,zengin zümrenin çıkarları çevresinde şekillenmiş ve halkıda buna göre şekillendirme çabasında olan bir Dogmadır aynı zamanda....

Fırkanın aldığı tedbirler ve yürüttüğü politikayla işin götürülemeyeceği anlaşılmıştı. Dersim'i baştan başa yakıp yıkmaktan, isyancı Kürtlerin aman dilemelerini beklemekten başka çare yoktu. Bu da mümkün değildi... „... Balıkan Tepeleri doruklarında bir gece kaldıktan sonra yolumuz üzerindeki köyleri yakıp yıkarak Ovacık kışlasına döndük. Ormanlarda, mağaralarda bulduğumuz keçe, kilim, hurç, çökelek, yağ, peynir gibi maddelere el koyduk, keçi ve sığırları ganimet olarak aldık.” (Tuğgeneral Ziya Yergök, Harbiye'den Dersim'e (189019149, 2005, s. 175, Remzi Kitabevi, Yayına hazırlayan Sami Önal.) Görüldüğü gibi Sey Rıza'nın babasının türbesi, daha doğrusu 'Hewşê pî û kalikî' (Ata Ocağı), evi, arıları ateşe veriliyor, balı yağmalanıyor. Ulaşılabilen öteki köyler de yine yakılıp yıkılıyor, halka ait ne varsa el konuluyor. Ve bu işi yapanların hücum sloganı “Allah Allah” tır. Yeri gelmişken şu bilgiyi de vereyim: Sey Rıza'nın babasının mezarının bulunduğu yer ziyaretgahtır. Yani, cami Müslümanlar için ne kadar kutsalsa, orası de Dersim halkı için o kadar kutsal bir mekandır. Ayrıca Dersim Alevilerinin inancında, arı, kutsal sayılan ve öldürülmesi günah olan hayvanlardandır. Peki general Yergök'ün anlattıkları bir istisna mı? Keşke öyle olsaydı. Ama değil, generalin anlattıkları, son bin yıllık Türk tarihinin bir özeti gibidir. 1937-38 Dersim soykırımının görgü tanıklarından hala hayatta olanlar var. İsteyenler, onlarla görüşüp konuşabilirler. O soykırım sırasında da, Türk askerinin hücum sloganı da aynı şekilde “Allah Allah”tır. Yani kutsal yerleri yıkmak, üzerlerine pislemek, onlara tükürmek ve hatta Barginî'de (Bargıniye) olduğu gibi insanlarla birlikte ateşe verip kül haline getirmek, ormanları, ekinleri, evleri yakmak, yaş ve cinsiyet farkı gözetmeksizin insanları katletmek gibi, kişinin dile getirmekte zorlandığı o vahşeti yaratanların, değişmez sloganı hep aynı sözcüğün peş-peşe tekrarından oluşmaktadır: “Allah! Allah! Allah!...”

4 bin kürt çocuğunu cezaevine tıkıp sonra Filistinli çocuklar için üzülen bir başbakan sizce samimi mi? Yoksa Ahmet Altan'ın dediği gibi, " yollar yapılınca herkes onu hükümetten (AKP) den bilecek te Çocuklar cezaevine tıkandığında millet bunu başkası mı yaptı diye düşüneceğini zannediyor sn Başbakan?" sözlerine katılmamak elde değil...

Bütün partilerde parti içi demokrasi olabileceğine inanırımda Chp'de olabileceğine ihtimal bile vermem,Deniz Baykal oraya demir attı,bir türlü demir almak bilmiyor ve o demir almak bilmedikçe,parti içi hiyerarşi sona ermedikçe CHP 1 adım bile ileriye gidemez...

Süleyman Demirel'in Cumhurbaşkanı,Tansu Çillerin Başbakan olduğu dönemde uygulanan kelle başı para verme olayı sonucunda bölgede çok fazla masum insan öldürülmüş ve Pkk'li süsü verilerek para alınmıştır,bunu sağır sultan bile bilirken birilerinin olayı magazine etme çabası ne kadar demokrasi yanlısı olduklarını ıspatıdır....

Edirneye defalarca gittim,çok yakın akrabalarım halen edirnede yaşamaktadırlar,edirnenin yaşam şartlarınıda yaşan standartlarını hatta bütün trakyanın yaşam tarzı ve standardını gayet iyi bilirim,trakya bölgesi genelinde bulgaristan göçmenlerinin yaşadığı bir bölgedir,edirnede pek fabrikalaşma yoktur,silivri,çorlu,tekirdağ,çerkezköy,kırklareli,edirne çevresini defalarca gezdim,yöre insanıyla bol bol oturup kalktım,örneğin çorlu'ya 10 yılı aşkın bir zamandır gider gelirim,çorluda hep belediye Chp'ye aittir,ama çorluda bir yol bile yoktur,Tekirdağın merkezi keza aynı durumdadır,ama bu bölge insanları buna rağmen atalarını Türkiye'ye getirip ev,arsa ve para veren Atatürk'ün partisi olduğu için halen Chp'ye oy vermektedirler,hiçbir siyasi bilgisi olmayan,hiçbir hizmete tabi olmayan halk eskilerden dem vurarak anlatır Chp'ye oy verme hikayesini. İkinci olarak,Chp Yada Mhp bu kafayla bu ülkede asla iktidar olamayacaklar,ancak koalisyon falan filanla ortak olabilirler,Türkiye halkı maalesef olaylara sadece milliyetçi çerçeve içerisinden baktığı için ve Milli duygularının okşanmasından haz aldığı için bugün Romanların,Kürtlerin,Alevilerin sorunlarının çözümünü bölücü faaliytet gibi gösterenlerin tezgahına gelmektedir,akıl ve mantık sahibi her insan bu sorunların çözümünün ülkenin refahı ve geleceği için çok önemli olduğunun farkına varır zaten....

Bdp 2 Roman Vatandaşın Ölümüyle ilgili soru önergesi verdi,Bdp İstanbul Milletvekil Sabahat Tuncel Verdiği soru önergesindeiçişleri bakanına şu soruları yöneltti: 1. En son Edirne’de yaşanan olay sonucunda Romanlara karşı linç girişimlerinin önlenebilmesi için ne gibi tedbirler almayı düşünüyorsunuz? Bu sorunun köklü çözümü için gerekli hukuksal düzenlemeler yapılacak mıdır? 2. Olaya karışan memur hakkında bir soruşturma başlatılmış mıdır? 3. Romanların yoğunluklu yaşadığı Edirne, İstanbul, Manisa gibi illerde Roman vatandaşların kentsel dönüşüm projeleri sonucu zorla göç ettirilmelerinin engellemeyi düşünüyor musunuz? Bu şekilde zorla göç ettirilmiş kaç Roman vatandaş bulunmaktadır? Bu Romanların refahının tazmin edilebilmesi için ne gibi adımlar atılacaktır? 4. Türkiye’nin de taraf olduğu uluslararası sözleşmelere rağmen Romanların uğradığı ayrımcılığa karşı tedbir alınmamasının demokrasi ve insan hakları ile ilgili Türkiye’nin itibarını zedelediğini düşünüyor musunuz? Bu şehirde seçimlerde birinci olan partinin neden sormadığı,yada soramadığıda sorgulanmalıdır elbette....

Ülkemizde Hukuğun çok yavaş işlediğini hepimiz çok iyi biliyoruz,o içerde dediğiniz Ergenekon sanıklarının mahkemeye çıkarılmadan hapislerde tutulması elbetteki büyük yanlıştır,bu işin çözümü hukuk alanında yapılacak reformlar ve Anayasa değişikliği olabilir ancak,darbe anayasası ile bu işler yürümez herkes için daha fazla özgürlük sağlayacak bir anayasa şart,ülkemizde ne bir aydın düşüncesinden dolayı,ne bir vatandaş anadilinden dolayı içeri tıkılmamalıdır....

Sorunun ekonomik yönlerinin varlığını zaten kimsenin red ettiği yoktur,ancak ekonomik boyut sorunun sosyo kültürel başllıklarını yok saymayıda gerektirmez,Bir halkın varlığına karşı açılan topyekün büyük psikolojik asimetrik savaş yaşandı bu ülkede yaklaşık 80 yıl boyunca,bir halkın önde gelenleri sürgünlere yollandı,dili yasaklandı,köyleri yakıldı,bölgesinin,şehirlerinin,köylerinin isimleri değiştirildi,sürgüne yollandığı yerlerde ''kuyruklu Kürt'' diye dalga geçildi,itildi kakıldı,şu andaki halk büyük bir psikolojik ezikliğin içine sokuldu,bu halkın varolmadığı yönünde yalancı tezler hazırlatıldı üniversitelerde,bugünkü gençleri babalarına Diyarbakır cezaevinde insan pisliği yedirildi,annelerinin önünde babalarına,babalarının önünde annelerine cinsel tacizde bulunuldu,memleketinde hayvancılıkla uğraşmış,tarım yapmış adamı sürgüne yolladılar büyük şehirlere,elinde ne bir mesleği vardı nede parası,hamallık yaptı,pislik temizledi çocuklarına bir lokma ekmek bulmak için,bu psikolojiyi bilemzsiniz,bir sabah köydeki evinizde uyurken köy meydanından gelen gürültülerle uyandınızmı hiç,niri bağırır ''Hepiniziz ......,buradan defolup gideceksiniz yoksa hepinizin....''diyor,konuşmaya kalkana köy meydanında hayvan pisliği yediriliyor,insanlar eşyalarını alamadan benzin dökülüyor ve yakılıyor köy,hangi birini anlatayım bilmiyorumki.....

Kimse üzülmesin ona yine döner söylediklerinden tıpkı Dersim tartışmasında yaptığı gibi,dönmek içlerine işlemiş bunların zaten,bi laf söylerler sonra aman ben öyle demedim derler....

Nedense yanlı yayın iddasında bulunulurken hep karşıt düşünce yanlılarından bahsedilir,örneğin Ergenekon Terör Örgütü yanlısı yayın yapan ART isimli kanalın yayını neden hiç eleştirilmez,yada Ergenekon örgütününde Avukatlığına soyunanların kanalı Halk tv neden hiç sorgulanmaz,bunlarıda iyi algılamak lazım....

Lütfen dikkatli ve tek tek okuyunuz sayın y.yılmaz.... Çalışmada, demokratikleşme, insan hakları, yerel yönetimler, ekonomi, eğitim, kadın hakları, sağlık ve çalışma yaşamını ilgilendiren alanlarda kapatılan DTP grubunun Meclis'te toplam 34 kanun teklifi bulunduğu da kaydedildi. Çalışmaya göre, kanun tekliflerinin 14'ü demokratikleşme, 4'ü insan hakları, 4'ü çalışma yaşamı, 1'i sağlık, 4'ü eğitim, 2'si ekonomi ve 1'i de yerel yönetimler konusunda verildi. Kapatılan DTP'nin 65 araştırma önergesi verdiği kaydedilen çalışmada, "Özellikle parlamentonun el atmaya cesaret edemediği JİTEM faaliyetleri ve faili meçhul cinayetler, 1 Mayıs, Gazi ve Maraş katliamları, 12 Eylül darbesi, andıçlar, işkence ve toplumsal gösterilerde orantısız güç kullanımı, koruculuk sistemi, kayıtdışı işçilik, işsizlik, kuraklık, kadın cinayetleri, enerji sorunu, ekonomik kriz ve mevsimlik tarım işçilerinin sorunları, cezaevlerindeki hak ihlalleri gibi alanlarda Meclis araştırması açılması istendi. Darbeler ve faili meçhul cinayetler gibi Türkiye'nin karanlık dönemleriyle yüzleşmesi için Meclis göreve çağrıldı. Tuzla Tersaneleri'ndeki ölümlerle ilgili olarak DTP Grubunun vermiş olduğu araştırma önergesi, diğer muhalefet partilerinin de verdiği önergelerle birleştirilerek, araştırma komisyonu kuruldu. Verilen araştırma önergelerinin önemli bir bölümü iktidar çoğunluğunun oylarıyla reddedilirken, birçoğu da halen gündeme alınmayı bekliyor" denildi. 2.5 yıl boyunca DTP'nin TBMM'de 56 grup toplantısı gerçekleştirdiği ifade edilen çalışmada, 14 Ocak 2009'da Ergenekon soruşturması ve yasadışı örgütlenmeler hakkında genel görüşme açılması talebiyle önerge verildiği ancak genel görüşme açılması AKP oylarıyla reddedildiği bildirildi. Kapatılan DTP'nin yine, "toplumsal olaylarda orantısız güç kullanımı nedeniyle yaşanan ölümlerin toplumsal barışı bozacak boyutlara varması' nedeniyle İçişleri Bakanı hakkında 15 Nisan 2009'da gensoru önergesi verdiği ve bu önergenin de AKP oylarıyla reddedildiği kaydedildi. Çalışmaya göre, kapatılan DTP, 2.5 yıl boyunca TBMM'de 71 basın toplantısı düzenledi.

Sonrada diyorlarki Kürtler herhangi bir haksızlık yoktur, Kürt dili yasaklanmamıştır, balyoz darbe planının bölge için yaptığı ''İsrailin Filistini vurduğu gibi vurmak'' sözleri bile umurlarında değil....

Türkiyedeki hiçbir partinin içinde demokrasi yoktur,her partinin kurucusu genelbaşkanı olmakatdır,bu genel başkanda milletvekili olacak kişileri seçmektedirler,ayrıca DTP-BDP kürtlerin sadece 4'te 1 buçuğunun oyunu alabilmektedir,ama Türkiyenin heryerine gitmekte ve her kesimin sorunlarını meclise taşımaktadır,Chp kaç tane önerge vermiştir o bölge ile ilgili DTP-BDP diğer bölgeler ile ilgili kaç tane vermiştir?

Siz eğer Türkiye Cumhuriyetinin sınırlarının sivastan öte olmadığını düşünüyorsanız ona bişey diyemem,çünkü Chp sınırını yıllar önceden koydu,sivasın ötesi Chp için yok... sayın politika sizin dediğiniz gibi herkes hakettiği cevabı alır...

Olaylartı o noktasya getiren unsurları görmezden geliyorsunuz hala,burada askere kurşun sıkanları defalarca lanetlediğimizi ve doğru bulmadığımızı yazdık,ama devlet ideolojisininde yanlışlarını görüp onlarıda söylemek gerekir, Resmini kullandığım kişi Türkiyenin en dürüst,en namuslu siyasetçilerinden biridir,adı bir tane yolsuzluğa karışmamıştır,''Askere geln kurşun bana gelsin'' diyecek kadar askeri sever bizde aynı şekilde severiz ama birini yada bir kurumu sevmek onun hatalarını örtpas etmeye çalışmayı gerektirmez,insanların hatalarını gizlemek,görmezden gelmek onların bu yanlışlarına onay vermektir,aferin devam et demektir,Vatanım Türkiye'dir elbette,Bayrağımda Ay Yıldızlı Kan kırmızı bayraktır,ama ben Kürdüm,Türk asla ama asla değilim,doğduğum Bölgenin adı Kürdistan'dır,şehrin adı Şırnax,Sêrt,Colemerg,Gever,Dıhê,Êlih.....'tir anadilim Kürtçe'dir,resmi dilim Türkçe'dir,artık şunu anlamnızı istiyorum BU VATANI SEVMEK İÇİN TÜRK OLMAK,YADA TÜRK'ÜM DEMEK ŞART OLAMAMALIDIR....

Devlet Kürde zorla Türk'üm dedirtmeye çalışmıştır. Devlete vergi vermem diyen ağaların,bugün Pkk'nin kullandığı gibi halkın yasaklanan değerlerini kullandıkları çok açıktır yasaklayanda devlet ideolojisidir. Defalarca burada yayınladım İsmet İnönü'nün Şark ıslahat raporunu,o rapor mecliste onaylandı ve ve uygulandı lütfen okuyunuz. Türkçüler,Turancılar şöyle demiş yada böyle demiş,bir dönem Üniversite rektörlerine Kürtlerin aslında bilmem ne boyuna bağlı olduklarını ıspatlayan araştırma sonuçları hazırlayarak bunları kürtlere empoze edin dendiğini o dönemin paşalarıda o rektörlerde daha sonra açıkladılar. Türk isminin tarihi bir atama olduğunu,dünyada Türkiyelilerin yaptığı işlerin Türk olarak söylendiğini ve bilindiğini söylüyorsunuzda,tarihi Bir atama olan Kürdistan ismini,ve o bölgedeki şehir isimlerini,vatandaşların kendi çocuklarına vereceği isimleri neden yasaklıyor bu devlet onu neden kabullenmiyorsunuz? Bi başka devlette bırakın Türkiyedeki bölgeyi sizin Kuzey ırak diye tabir ettiğiniz Irak Kürdistanına bile Kürdistan deyince neden kızıp öfkelenliyor? Yani dostum,artık bunlara inanmamızı ve ''he vallah'' dememiz<i beklemeyin,bu ülkenin birliği ve bütünlüğü eşitliğimiz arttıkça artacaktır,sen benim çocuğuma zorla her sabah ''Ne Mutlu Türk'üm Diyene'' dedirtme,Türk'lük üzerine yemin ettirtme bakalım,bırak benim çocuğum Türkçenin yanında atalarının dilinide serbestçe öğrensin,müzik yapsın,edebiyat yapsın,Türkiye adına,bayrağımızı daha yükseğe çektirmek için Kürtçe şarkıyla eurovisiona katılsın orada ülkemizi temsil etsin,ama olmaz dimi,ingilizce dururken kendi ülkemizde yaşayan bir halkın dilini nasıl kullanırız adı bölücülük bunun....

Eee Chp ülkeyi böleceğine Chp'nin bölünmesi daha hayırlıdır bence....

''Ölürsem,istediğim tek bir şey var,asla ama asla bu ülkeyi sevmiyor demesinler,ben edirneden,ardahan'a kadar bu ülkeyi çok sevdim'' ''Biz Kimlik dedik onlar nüfus cüzdanı anladılar,bu kadar acayip adamlar işte ne diyeyim'' ******** Bunları söylemek suçsa eyvallah gözüm,aynı suçları bizde işledik,işlemeyede devam ediyoruz,gözün arkada kalmasın....

Genelkurmay böyle bir planın varlığını red etmiyor,bu planın bir senaryo olduğunu söylüyor,ancak ülke bu seneryodaki hale gelmiş olsa bile Genelkurmayın görevi hükümeti devirmek değil,hükümetin emrini yerine getirmektir,Genelkurmay Hükümete bağlı bir birimdir,hükümeti devirip yerine yeni hükümet getirme planları yapacağına olası bir tehdit durumunda ülkeyi nasıl savunacağına çalışması en doğru olandır,ayrıca İlker Başbuğ'un dün yaptığı açıklamada dikkat çeken başka bir nokta vardı,''askerimiz düşmanın üzerine yürürken ALLAH ALLAH diyerek yürüyor'' diyordu,sayın Başbuğ'a bir soru,madem öyle neden Namaz kılanları,eşi yada anası örtülü olanları ordudan ihraç ediyorsunuz?

2009'da 20 bin 720 hak ihlali yaşandı bölgede bunlar için özür bile beklemiyoruz artık,çünkü anladıkki biz kardeşlik dedikçe ''al sana kardeşlik'' çocuklarımızın kameralar önünde çatır çatır kolları kırıldı,artık ne özür ne başka bişeyin faydası yoktur....