''biji tirkiye'' tarafından postalanan herşey
-
Newroz Piroz Be-Newroz Kutlu Olsun-Hapy Newroz
--Newroz'un Tarihçesi-- Çok eski zamanlarda, henüz yeryüzünde kimsenin olmadığı dönemlerde Zervan isimli tanrının iki oğlu olur. Biri Hürmüzdür, bereket ve ışık saçandır. Diğeri ise Ehrimandır, kötülük ve kıtlık saçandır. Fırat ve Dicle’nin yaşam bulduğu, AhuraMazda’nın kutsadığı topraklarda Hürmüz iyinin ve uygarlığın geliştiricisi, Ehriman da onun düşmanıdır. Hürmüz yeryüzünde temsilini yapması için Zerdüşt’ü gönderir ve yüreğine sevgi akıtır. Zerdüşt de oğullarını ve kızlarını Hürmüz’e verir Ehriman bu durumu kıskanır ve yıllarca iyilerle savaşır. İyilere, Zerdüşt’ün soyuna Medya coğrafyasında yaşamı zehir eder. Ehriman gökten ateşler yağdırır, fırtınalar koparır. Sonunda içindeki nefreti ve kötülük zehrini zalim Dehak’ın beynine akıtır ve onu bir bela olarak Asur ve Med halkının üzerine salar. Dehak’ın bildiği tek şey kötülük etmektir. Zalim Dehak halkın kanını emerken beynindeki zehir onu ölümcül bir hastalığın pençesine düşürür. Dehak acılar içinde kıvranıyor, hastalığına çare bulamıyordu. Dönemin hekimleri acılarının dinmesi ve yarasının kapanması için yaraya genç ve çocukların beyinlerinin sürülmesini tavsiye ederler. Böylece günlerce süren bir katliam başlar; her gün iki gencin kafası uçurulup beyinleri merhem olarak Dehak’ın yarasına sürülür. Katliam sürerken, sıra Med halkının çocuklarına gelir. Gençler öldükçe Fırat’ın, Dicle’nin, Mezrabotan’ın hali perişan ve içler acısıdır. Halk çaresiz ve güçsüz düşmüştür. Gençler katledilirken sıra bir gün Kawa adında bir demircinin en küçük oğluna gelmiştir. Daha önce de 17 oğlu bu uğurda öldürülen Kawa çaresizdir. 20 Mart’ı –21 Mart’a bağlayan gece sabaha kadar demir ocağının başında sabahlar ve oğlunu zalim Dehak’ın katlinden kurtarmak için çareler düşünür. Ve göğün yedinci katındaki iyiliğin temsilcisi, Ninowa’nın yoksul, yüreği sevgi ve umutla dolu olan demircisi Kawa’nın bileğine güç, aklına ışık verir. Ona zalimin pençesinden kurtuluşun yolunu öğretir. 21 Mart sabahı olduğunda Kawa kendi eliyle oğlunu Dehak’ın eline teslim etmek ister ve zulmün ve kötülüğün kalesine girer. Oğlunu zalim Dehak’ın huzuruna çıkarırken örsünü Dehak’ın kafasına indirir. Dehak’ın ölü bedeni Demirci Kawa’nın önüne düşünce kötülüğün alevi Ninowa’da söner. Kısa sürede bütün Ninowa ve bölge halkı isyan eder ve ateşler yakarak saraya yürürler. Zulme karşı isyanı başlatan Kawa, demir ocağında çalışırken giydiği yeşil, sarı, kırmızı önlüğünü isyanın bayrağı, ocağındaki ateşi ise özgürlük meşalesi yapar. Ninowa cayır cayır yanarken meşaleler elden ele dolaşır, dağ başlarında ateşler yakılır ve kurtuluş coşkusu günlerce devam eder. Zalim Dehak’tan kurtulan halklar 21 Mart’ı özgürlüğün, kurtuluşun ve halkların bayramı olarak kutlar. Demirci Kawa; başkaldırı kahramanı, Newroz ise; direniş ve başkaldırı günü olarak tarihe geçer. Newroz’un bir bayram olarak kutlanışı ile Demirci Kawa olayı birbirinden ayrı tutulmalıdır. Newroz Gutiler’den bu yana bir bayram olarak kutlanmakta olup 4000 yıldan daha uzun bir tarihe sahiptir. Demirci Kawa’nın zalim Dehak’a karşı kazandığı zafer ise M.Ö.612 tarihlidir. Newroz’u yüzyıllar boyunca kutlayan Kürtler ve öteki Ortadoğu halkları 21 Mart’lar da Kawa’nın zaferiyle farklı bir coşku yaşamışlardır.
-
TAŞ ATAN ÇOCUKLAR SUÇLU!
İnsanlara istemedikleri şeyleri yaptırmayın sizde,zorla güzellik olurmu? Bırakın hangi marşı istiyorsa onu okusunlar ki zaten her maçta okunuyor
-
Roman acilimi!
Şöyle olanlar böyle olanlar diye sıralamışsınız,peki bu savaşta kaybedilen 400 milyar dolar Bu saydıklarınız giderilmesine yetmezmiydi,4000 köy yakılmamış olsaydı,milyonlarca insan sürgünlere mahkum edilmeseydi,17.000 faili meçhul olmasaydı,romanlara her fırsatta yarım vatandaş muamelesi yapılmayıp onlarda üreten konumuna getirilseydi,Şimdi herşeye muhalefet edenler Etö yandaşları bankaları boşaltırken susmasalardı,gece yarısı develiasyon yapılıp yandaş işadamları zengin edilirken susmasalardı,alevinin Cem evini hep küçümsemeselerdi,hıristiyan olan vatandaşlarımızın dinlerine saygı gösterilseydi,Türban takan insanlarımzın okuma özgürlüğü engellenmeseydi,offf yaz yaz elim yoruldu baksanıza ülkenin yarısı eder bunlar zaten,ozaman şöyle yazayım ülkenin yarısı ile kavga edilmeyip,onların din,dil,ırkına saygı gösterilseydi,nerelerde olurdu bu ülke?
-
TAŞ ATAN ÇOCUKLAR SUÇLU!
Dünkü tepki yanlıştı ancak sizin yorumunuzda yanlış,orada kimse İBB'li oyuncuları hedef almadı,zaten maç öncesinde Diyarbakırspor taraftarları İbb'li oyuncularıda trübüne çağırdı ve alkışladılar,ancak hakemin verdiği kasıtlı ve taraflı karar herkesi çileden çıkardı,hele o kararla verilen frikik golle sonuçlanınca ortaya halk tepkisi çıktı.... Sayın Politika ne Diyarbakı nede başka biri kimseye kendini ısptalamak mecburiyetinde değildir,biz bu ligde istenmiyosak kendi ligimizide kurarız merak etmeyin,ya bizi olduğumuz gibi kabulleneceksiniz,yada başka çıkar yol kalmaz bu şartlarda....
-
Bölücülükte Son Nokta Ve Sahnede Yine Chp....
Resmi kurum ve kuruluşlarda Memur yada yönetici kadrosunda yer alarak Başörtüsü takılmasına karşı bir insanım,ancak öğrenci yada hizmet alan kişi olarak takılmasına karışılmaması gerektiği düşüncesindeyim,bu öğrenci yüzü peçe ve banzeri birşeyle örtülü olmadıkça bu diğer öğrencilerin bütün haklarından faydalanma hakkına sahip olmalıdır,işte son sorduğunuz bölücülükle alakası nedir; anlayamadım'ın cevabıda burada saklıdır,Halkın bir kesimini,din,dil,ırk,mezhep vs gözeterek diğer kesimlerden farklı tutma ayrım yapma durumu vardır....
-
TAŞ ATAN ÇOCUKLAR SUÇLU!
İşin en ilginç yanı ise,Dtp Merkez Binasını kurşuna dizenler ''Morelimiz Bozuktu,Gittik Kuşunladık'' diyorlar ve serbest kalıyorlar ama polise taş attı diye çocuklar 10'larca yıl hapis cezalarına çarptırılıyorlar,İzmir'de taş atılınca halk tepkisi oluyor,Siirt'te atılınca Terörizm,Bursa'da Trübünde bütün Diyarbakıra ana avrat sövülünce ceza yok,Diyarbakır'da yapılınca verilebilecek en ağır cealar devrede,valla böyle hukuka can feda ne diyelim....
-
Bölücülükte Son Nokta Ve Sahnede Yine Chp....
CHP'li İzmir Büyükşehir Belediyesi, başörtüsü yasağını genişleten bir uygulamaya imza attı. Belediye otobüslerinden indirimli yararlanmayı sağlayan öğrenci ve öğretmen kartlarına başörtülü fotoğraf verenlerin başvurusu kabul edilmiyor. Bir süre önce Kütahya'dan İzmir'e taşınan Açıköğretim Lisesi 11. sınıf öğrencisi Zeynep Akçakaya, kişiye özel elektronik öğrenci kartı almak için ESHOT Genel Müdürlüğü'ne internet üzerinden başvurdu. Akçakaya'ya e-postayla gelen cevap, "Fotoğrafınız uygun olmadığından kart basılamadı." oldu. Bunun üzerine ESHOT'u telefonla arayan Akçakaya, fotoğrafının 'kılık-kıyafet yönetmeliğine uygun olmadığı' cevabını aldı. Daha önce yaşadığı şehirde böyle bir uygulama ile karşılaşmadığını aktaran Zeynep Akçakaya, tepkisini "Halkın vergisiyle alınan otobüslerde, başörtülü-başörtüsüz ayrımı yapılıyor." sözleriyle dile getiriyor. Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencisi Büşra Şahin de İzmir Belediyesi'nin mağdur ettiği öğrencilerden. Okulunun bulunduğu Manisa'da öğrenci kartı alırken başörtüsüyle ilgili sıkıntı yaşamadığını dile getiren Şahin, "Biz bu kartı okulda değil, sokakta kullanacağız. Başka öğrenciler otobüslere indirimli binerken biz başörtülü olduğumuz için tam bilet kullanmak zorundayız." diyor. İzmir Belediyesi ise başörtülülere indirimli kart verilmemesinin sebebini okullardaki kılık kıyafet yönetmeliklerine bağladı. Uygulamanın daha önceki yıllarda da olduğu savunuldu. Ancak ESHOT'un internet sitesinde yer alan başvuru şartları arasında, başörtüsüz fotoğraf yer almıyor. Kart alacaklardan son 6 ay içerisinde çekilmiş vesikalık fotoğraf isteniyor.
-
ÖCALAN'I BİZE MOSSAD VERDİ YA!
Bunu hepimiz ve bütün dünya biliyorki Öcalan'ı Türkiye'ye Amerikanın talimatı ile verdiler,mossad yada yunan istihparatı ne fark ederki,Türkiye'ye yarar değil zarar vermek amacıyla verdiler sonuçta,o çok berbat 3'lü koalisyon bir seçim daha kazansında bizim yandaş patronlara haber verip gece yarısı develüasyon ''doğrumu yazdım bilmiyorum ama'' yapsında adamlarımız dahada zengin olsun,halk batarsa batsın,intihar ederlerse etsinler bizene,bizim gemimiz yürüsün yeterki,Türkiye halkının çocuğkları bu savaşta ölmüş ölmemiş kime ne,haa pardon birilerini ilgilendiriyo tabi,eee adamlar haklı şehitler olmassa nerede slogan atıp işaretlerini yapacaklar değilmi ama....
-
Karayilan´dan PKK´ya talimat : Avrupa´daki Türklerden harac toplayin
ben Pkk'nin böyle birşey yaptığını ne gördüm nede duydum bugüne kadar,ama kitapevini bombalayıp yakalananları gördüm,sonrada birileri çıkıp onlar için ''tanırım iyi çocuklardır'' dedi belki bunuda siz göremiyorsunuzdur ne dersiniz?
-
Karayilan´dan PKK´ya talimat : Avrupa´daki Türklerden harac toplayin
Nedense ben bir doğuluyum ve benden hiç haraç istenmedi,acaba o yaka silkiyorum dediklerini idda ettiğiniz kişiler kimler ???
-
SIRRI SAKIK ne kadar hakli?
Sayın Sırrı Sakık'ın iddiasını kabul etmeyerek yalanlayan Chp lideri Deniz Baykal hakkında, dönemin İHD Mardin Şube Başkanı Cemil Aydoğan da çarpıcı eklemeler de bulundu. AKP'nin son yerel seçimde Mardin'in Kızıltepe İlçesi'nde belediye başkan adayı gösterdiği ancak seçimi kazanamayan ve 1999 yılındaki CHP-HADEP ittifakı görüşmelerini gerçekleştiren dönemin İHD Mardin Şube Başkanı Cemil Aydoğan, Sırrı Sakık'ın, “Baykal bizden 20 militan istedi” sözlerinin ardından eklemeler yaptı ve basında adeta şok etkisi yarattı. Etö'nün avukatı olduğunu her fırsatta söyleyen kişi,bir kaç şehit daha gelsede oyum artsın diyen kişinin bunuda demiş olabileceğini düşünüyorum....
-
Ergenekon: Türkiye’de Kansız Bir İç Savaş Sürüyor!
Türkiye'de hukuk yok zulüm var demek ne zaman aklına geliyor? Hukukun ucu askere dokunduğu zaman... Hukuk yok zulüm var demek ne zaman aklına geliyor? Hukukun ucu, darbecilere dokunduğu zaman... Hukuk yok zulüm var demek ne zaman aklına geliyor? Hukukun ucu, cuntacılara dokunduğu zaman... Hukuk yok zulüm var demek ne zaman aklına geliyor? Hukukun ucu, dönemin Genelkurmay Başkanı'nın bile yalanlamadığı 2003-2004'ün darbe tertiplerine, o devrin cuntacılarına dokunduğu zaman... Hukuk yok zulüm var demek ne zaman aklına geliyor? Hukukun ucu, 2003 yılı baharında, dönemin MİT Müsteşarı'nın Birinci Ordu'daki ihtilal hazırlığı olarak işaret ettiği Balyoz'a dokunduğu zaman... Hukuk yok zulüm var demek ne zaman aklına geliyor? Hukukun ucu, askerin içinde yalanlara dayalı andıçları, Türkiye'yi yönlendirmeye dönük lahikaları, ıslak imzalı darbe planlarını hazırlayan odaklara dokunduğu zaman... Hukuk yok zulüm var demek ne zaman aklına geliyor? Hukukun ucu, hem Cumhuriyet gazetesine bomba atıp, hem Danıştay'a kanlı baskın düzenleyip irtica çığlıklarıyla daha 2006'da, 2007'de darbe ortamı oluşturmak isteyenlere dokunduğu zaman... Hukuk yok zulüm var demek ne zaman aklına geliyor? Hukukun ucu, Hrant Dink ve Rahip Santoro cinayetleriyle Malatya'daki Misyoner Katliamı'ndan operasyon diye söz edebilen askerin içindeki odaklara dokunduğu zaman... Ama hukuk aklına bile gelmiyor, Hrant Dink cinayeti örtbas edilmek istenirken... Ama hukuk aklına bile gelmiyor, asker bir gece vakti 27 Nisan muhtırasıyla millet egemenliğine darbe indirirken... Ama hukuk aklına bile gelmiyor, askerle bir olup 367 gibi bir hukuk ucubesiyle Meclis iradesinin önünü kesmek isterken... Ama hukuk aklına bile gelmiyor, asker 28 Şubat darbesini sahnelerken... Ama hukuk aklına bile gelmiyor, Sincan'da tanklar rejime balans ayarı yaparken... Ama hukuk aklına bile gelmiyor, kurbanlarının büyük çoğunluğu Kürtlerden oluşan 17 bin 500 faili meçhul cinayet işlenirken... Ama hukuk aklına bile gelmiyor, Güneydoğu'da binlerce köy yakılırken, yüzbinlerce insan köylerinden zorla atılırken, zorla evlerinden barklarından edilirken... Ama hukuk aklına bile gelmiyor, taş attıkları için binlerce Kürt çocuğu tutuklanırken... Ama hukuk aklına bile gelmiyor, KÇK operasyonlarında binlerce gözaltı ve tutuklama yaşanırken... Ama hukuk aklına bile gelmiyor, üniversitelerde türban ve başörtüsü yasağı devam ederken... Ama hukuk aklına bile gelmiyor, yüzde 47 oyla seçim sandığından çıkmış bir parti kapatılmak istenirken... Ama hukuk aklına bile gelmiyor, asker kişilere de Avrupa demokrasilerindeki gibi sivil yargı yolu açılırken... Ama hukuk aklına bile gelmiyor, bu ülkede asker ve sivilden oluşan iki başlı yargı düzeni demokrasiyle alay edercesine varlığını sürdürürken... Ama hukuk aklına bile gelmiyor, örneğin Orhan Miroğlu seçim zamanı siyaset meydanında Kürtçe konuştuğu için beş yıl hapis cezası alırken... Ama hukuk aklına bile gelmiyor, örneğin Perihan Mağden, Hrant Dink'in katillerine şarkılarıyla, klipleriyle methiye düzenleri eleştirdiği için üç kez hapis cezasına mahkum edilirken... Ama hukuk aklına bile gelmiyor, örneğin Baskın Oran'a 'satılmış' iftirasını atan, 'yabancı devletlerden para alıyor' diyen kişi Yargıtay'da beraat ettirilirken... Ama hukuk aklına bile gelmiyor, bir Ordu Komutanı'nı ifadeye çağıran sivil savcının yetkileri apar topar elinden alınırken... Ama hukuk aklına bile gelmiyor, Şemdinli Savcısı Ferhat Sarıkaya, ucu zamanın Kara Kuvvetleri Komutanı'na dokunan bir iddianame hazırladığı için meslekten atılırken, avukatlık yapması bile yasaklanırken... Ama hukuk aklına bile gelmiyor, bir askeri garnizonda daha bu hafta �Adi başbakan!� diye parola düzenlenirken... Ama hukuk aklına bile gelmiyor, Hrant Dink cinayetine, Ahmet Kaya'nın ölümüne açılan yola taşlar döşenirken... Hukuk ne zaman aklına geliyor? Darbeciye, cuntacıya dokunduğu zaman... *** HASAN CEMAL - MİLLİYET
-
Terörist isimleri sokak adı oluyor
Birincisi Irak Kürtleri büyük acılar yaşayıp büyük savaşlar vererek o bölgeyi zaten 90'lardan bu yana kendi kontrolleri altında tutmaktadırlar. İkincisi Türkiye'ye Amerikan askerleri istedikleri zaman istedikleri kadar kuvvetle zaten girip çıkıyorlar,bir ALLAH'ın kuluda cesaret edip bu ne hal kardeşim diyemiyor. Bugüne kadar bu ülkeyi avrupaya Amerikaya veren ETÖ üyeleri neyseki içerdelerde ülkeyi işgal ettirecek yada iç savaş çıkartacak o çirkin oyunlarını oynayamıyorlar,yerlerindende çok memnunlarmış zaten,GATA'ya giden deli raporu alıp serbestte kalıyor ne ala memleket değilmi?
-
Terörist isimleri sokak adı oluyor
'Yeşil' Kelimesi zaten Kullanılıyor,kimse sokağa yada camilere yeşil diyemezsiniz onu bir terörist kullanmıştır demiyor,kalkıpta o Katilin ismini kullanalım derseniz elbette tepki çeker ancak o ve onun çevrsindekiler ona yeşil diyor diye kimsenin Türk halkına Yeşil kelimesini dilinden çıkar bir daha kullanma demeyede hakkı olamaz,bu kelimelerde aynı şekildedir....
-
Terörist isimleri sokak adı oluyor
Verilen isimlerin anlamlarını arkadaşımız yazmış zaten karşısına örneğin-REBER (YOL GÖSTEREN),ARGEJ (YÜKSELEN ATEŞ),HOGİR (GÜÇLÜ),BOTAN (SİİRT VE ŞIRNAK BÖLGESİ ayrıca çay ismidir),ORAMAR (DAĞLICA),hiç bir örgüt üyesinin adı verilmemiştir sadece onlar bu isimleri kullanıyor diye halkın günlük hayatında kullandığı bu kelimeleri yasaklayamazsınız böyle bir yasak 80 darbesi dönemindeki Kürtçe yasağının doğurduğu sonuçların dahada ağırını doğurabilecek bir durum olur,yeşilin adına gelince,zaten bölgede katliamlara karışmış bir isim olan yeşil bilerek ve istenerek bulunmamaktadır,aramızda dolaşmasına bilerek ve isteyerek izin verilmektedir,vanda geçmişte van halkına büyük acılar yaşatmış bir komutanın ismi tabura verilmiştir,ve Kocaman harflerle bütün Van halkının gözüne gözüne sokarcasına yazılmıştır,şemdinlide Kitapevine bomba atanlar hakkında dönemin Genelkurmay başkanı çıkıp (Tanırım İyi Çocuklardır) demiş ve her ne hikmetse sivil mahkemnin 39 yıl hapis verdiği bu kişiler askeri mahkeme tarafından serbest bırakılmışlardır daha sayabileceğim onlarca şey var,burada yaşanan sadece Kürt dili ve halkına olan öfkenin dışa vurumudur,Sözde kardeş olduğunu söyleyip Kardeşinin diline ve kendisine tahammül edememe durumundan ibarettir....
-
Terörist isimleri sokak adı oluyor
Bunu engelleyen ve buraya taşıyan zihniyete sormak gerekir,Pkk üyeleri nereden çıkmıştır diye,Pkk uzaydan gelmedi,oradan halkın içinden çıktı,eğer amerikadan gelseydiler amerikan isimleri taşırlardı,kendilerine Kürtçe isim veriyorlar diye bölge halkı o isimleri kullanmasınmı,bu nasıl bir mantıktır anlamak çok güç,Jan'ın dediğini birazda şöyle düşünmek istiyorum,Ergenekon Terör Örgütü üyelerinden birinin ismi fatih mehmet olsa boğaz köprüsü ve Fatih Sultan Mehmetin adını taşıyan bütün caddelerin isminin değiştirilmesini talep edecekmisiniz? Hiç Zannetmiyorum....
-
Kürt Halkına Karşı Top Yekün Savaş...
Sevgili dostum öncelikle yorumladığın yazının sahibi jan değil benim Türkiyede Kürt müziği eşliğinde halay çekmek uzun yıllar yasaklandı,ayrıca aklıma gelmişken sormak istiyorum Neden 23 nisanlarda kutlama yapılan yöreye ait oyunlar oynanmazda taa azeri oyunları dahi oynanır? (Bunu sadece aklıma geldi diye sordum) Bölücü amaç taşıyan kişi Türkçe konuşarak bölücülük yapmazmı,yoksa bölücüklük yapmak için illa yaşadığın ülkenin resmi dili dışında bir dillemi konuşmak gerekir? (Örneğin Öcalan'ın Kürtçe konuştuğunu nadiren görürsünüz) Yerel yasaklama dediğiniz neredeyse Türkiye Cumhuriyetinin yarısını kapsayan bir coğrafyadır,isyan edenlerin aileleri ve yakınları Konya,Kırklareli gibi şehirlere sürülmüşlerdir ancak halen benliklerini kaybetmemişlerdir. 1938 Dersim katliamından sonra Kürt hareketi durulmuştur, sadece siyasi ve kültürel hareketlerle hak aramayı denemiştir ancak her seferinde önüne barikatlar örülmüş, gazeteleri kapatılmış, siyasetçileri tutuklanmış, aydınları, işadamları infaz edlmiştir, 1980'e kadar bu böyle gelmiştiryani aradan geçen onlarca yıla rağmen bu sorun görmezden gelinmiştir, 1980 Darbesinde Diyabakır cezaevinde (o Dönem oranın komutanı olan kişinin deyimiyle Türklük okulunda) yapılanlar akla hayale sığmayacak işkencelerdir, aynı dönemde Kürt dili yasaklanmış, Kürtler yerlerinden yeniden sürülmüştür, Pkk'de bunlara tepki olarak destek görmüştür. Devletin Kürt dilini yaşatmasını isteyen olmadı zaten sayın Boşig,devlet Türkiye Cumhuriyeti Çatısı altında yaşayan bütün Kültürlere yaşama ve yaşatma hakkı tanımalıdır,devletin resmi dili Türkçe olmalıdır ve herkesin öğrenmesi zorunlu kılınmalıdır diyoruz zaten,ancak isteyen kendi anadilinide özgürce öğrenmeli ve öğretmelidir,rahatça Kürt olan Kürdüm,Alevi olan Aleviyim diyebilmelidir. Verdiğiniz seçeneklere gelecek olursak: Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan her etnik öğenin kendi Kültürünü yaşama yaşatma ve geliştirme hakkı vardır,kendi etnik ismi ile vakıf dernek Kültür merkezi Siyasi Parti vs. kurabilmeli, radyo, tv, gazete, dergi çıkarabilmelidir. Kanunda Türk'lüğe hakaret nasıl suçsa diğer etnisitelerede, dinlere, mezheplerede hakaret suç sayılmalıdır...
-
BİLDİKLERİNİ AÇIKLAMAKLA GÖZDAĞI VERDİ
Başbuğ Tsk'nın başındaki atanmış bir kişidir,bu kişinin bağlı bulunduğu bir bakanlık vardır kendi başına buyruk davranamaz. Asla devlet adamı değildir,devlet memurudur eğer Başbuğ devlet adamıysa bütün kamu kurumu yöneticileri devlet adamıdırlar,hepsi geçsinler kameralar karşına konuşsunlar olur mu? Başbakan memur değildir,halkın iradesi ile ''Al bu yetkiyi beni yönet'' dediyi kimsedir,atama ile gelmemiştir,halk getirmiştir,ancak halk götürecektir,(Ergenekon Terör Örgütü yandaşlarının bütün çabalarına rağmen) Ortada bir suç varsa ve biliyorsa çıksın açıklasın halka,halka açıklayamıyorsa savcılara açıklasın,zaten suç işlenen bir suç hakkında Genelkurmay başkanıda bilite susuyorsa kimin konuşması gerekiyor acaba. Peki bu sızanların montajlandığı fikrine nereden sahip oldunuz,yoksa mahkemeler sonuçları açıklamadan çnce size bilgimi verdiler? Yada siz Ergenekon Terör örgütünün avukatlığına soyunanların kannallarını fazlamı izliyorsunuz?
-
BİLDİKLERİNİ AÇIKLAMAKLA GÖZDAĞI VERDİ
Yazılanları okudumda,kimileri Başbuğ'un tıpkı bir Nüfus Müdür yada Okul Müdürü gibi memur olduğunu unutmuş ve devlet adamı olduğunu yazmışlar,Başbuğ sadece bir memurdur ve yasaların gerektirdiği gibi bağlı bulunduğu kişilerin emrinde olduğunu unutmamalıdır,ayrıca ''elimde belge var açıklarım'' demeside çok vahimdir çünkü mevcut yasalara göre suç teşkil eden bir olay ile ilgili elinde belge yada bilgi olupta yargı ile paylaşmamak suçtur....
-
Kürt Halkına Karşı Top Yekün Savaş...
Bu dediğiniz doğru ancak,Cumhuriyetin ilanından bu yana nu dediğiniz olmadığı için bugün bunları konuşuyoruz,insanlar halaylarını çekemediği,dillerini konuşamadığı,öğrenemediği,öğretemediği,şehirlerinin köylerinin adı değiştirildiği,kurdukları bütün kültürel yada siyasi oluşumlar kapatıldığı,kendi isimleriyle örneğin (Kürt Kültürünü Yaşatma) adı ile bir dernek kurmasının bölücü sayıldığı gibi sayabileceğim yüzlerce neden yüzünden bunları konuşuyoruz,demek istediğim artık temenni ettiğini belirtmek değil icraata geçmek gerekiyor,başka bir örnek daha vereyim,TRT 6 ne zamandır yayın yapıyor ancak hala anayasal bir dayanağı bile yoktur,sanki Kürtlere verilmiş bir lütuf gibi lanse ettiriliyor öyle değil mi? Yoksa benmi yanılıyorum....
-
AKP İKTİDARI: CUMHURİYETÇİ DEMOKRASİDEN DİNCİ OLİGARŞİYE ...
Başlığa bakınca bu ülkenin 80 yıllık geçmişinin demokrasi abideleri ile dolu olduğunu sanıyor insan,neyseki bu ülkede yaşıyoruz ve yaşananları araştırıyoruzda 80 yıllık yönetim şeklinin korku imparatorluğu üzerine kurulu olduğunu biliyoruz...
-
Devlet Memuru Olduğunu Unutan Memur...
Rasim Ozan Kütahyalı-Taraf
-
Kürt Halkına Karşı Top Yekün Savaş...
Askerin her yol başında arama noktasının bulunduğu bir bölgede,askeri araç temin ederek arkasına benzin vidonları yükleyip,ellerine g-3 almış PKK'liler köyleri yaktı,sonrada bu arabaları yerin altına gömdü,yada tünel kazıp Kandile Kaçırdılar bu arabaları değilmi sayın politika? Hatta bizim Köyü yakaanlar arasında yer alan Başçavuşu ben İlçe merkezinde gördüm,askeri araçla önümden geçti,belki şehir merkezlerindede askeri araçlarla geziyorlardır ne dersiniz?
-
Kürt Halkına Karşı Top Yekün Savaş...
Kürtlerin kardeşi olduğunu söyleyip, dillerinin yok olması ve Türkleşmeleri için yapılan her şeyi hoş görme durumu da bir diğer çelişkidir....
-
Kürt Halkına Karşı Top Yekün Savaş...
Sizin dediniz orayı kurtarmak için savaş vermedi,orası zaten Osmalıya bağlı Kürdistan'dı,Atatürk'ün kendilerine ''Birlikte Hareket edelim,Daha sonra ortak bir cumhuriyette kardeşçe paylaşmaya hazırız'' dediği halkın yaşadığı ve Atatürk'ün bu sözü ile ingilizlerin kendilerine vaat ettikleri ayrı devleti kabul etmeyip,kardeş belledikleri Türk'lerle omuz omuza savaşarak kurdular bu devleti,devlet kurulduktan sonrada bir gece yatıp sabah uyandıklarında ''TEK MİLLET,TEK DİL,TEK VATAN,TEK BAYRAK'' dendi bunun yanlış olduğunu söyleyenlere ceza,hapis,ceza,işkence,sürgün,ölüm verildi,sonra Şex Said isyanı patlak verdi ve diğer isyanlarda peşinden geldi,taki 1984 Eruh baskınına kadar ve 2000'li yıllara kadar Kürtçe yoktur,Kürt yoktur dendi,Kürtler Dağ Türk'üdür dendi,yani görmezden gelindi halbuki ben Kürd'üm ama bu ülkemi sevmeme engel olamazdı eğer eşit olabilseydik gerçekten,bizim Türk halkıyla asla sorunumuz olmadı,sorun hep sistemleydi,sistemin karşımıza çıkardığıysa hep anadolu gençleriydi....