
Taylan Abi
Φ Üyeler-
İçerik Sayısı
1.727 -
Katılım
-
Son Ziyaret
-
Lider Olduğu Günler
2
İçerik Tipi
Profil
Forumlar
Bloglar
Fotoğraf Galeresi
- Fotoğraflar
- Fotoğraf Yorumları
- Fotoğraf İncelemeleri
- Fotoğraf Albümleri
- Albüm Yorumları
- Albüm İncelemeleri
Etkinlik Takvimi
Güncel Videolar
Taylan Abi tarafından postalanan herşey
-
Daha Hafif Şeyler
Taylan Abi şurada yorum gönderdi alamet-i farika'nın blog başlığı içinde alamet-i farika
Üzerine hafif bişiler al, rakıları hazırlıyorum dedim. İçeri gittin kayboldun, 4 gündür bekliyorum yahu. Düşünsene evine misafir gelmiş, içeri gitmişsin 4 gündür gelmiyosun, adam da salonda elinde rakılar bekliyo. Ayıp bee. Adamdaki sabrı da bilahare takdir ederiz. -
Çılgınlar, burada. TV8de yayınlanan 'Hayat Deyince' programında Sunay Akın'ın anlattığı anektod gözleri doldurdu. Çanakkale'de görev yapan doktorun elinde morfin azdır. Ameliyat yapabilmek için hastaları ayırt etmek zorundadır. Umutsuzları kaldırıp ölüme terk etme zorunda, kurtarılabileceklere de morfin vererek ameliyat etmek durumundadır. Bu kalsın, Bunu kaldırın, Bunu da kaldırın... Derken bağırsakları dışarıda ölmek üzere bir asker daha getirirler. Doktor 'Bunu da kaldırın' der. Asker doktora döner 'Baba beni tanımadın mı? Çok acım var baba' der. Asker, doktorun yaralı oğludur. Doktor gözleri dolu bir şekilde sıhhıyeci askerlere seslenir ve şu emri verir; Bu askeri gölge bir yere kaldırın! İşte biz bu savaşı böyle kazandık. Ve diyoruz ki; Yine saldırıyorsunuz, YİNE KAYBETMEYECEĞİZ. KAZANAMAYACAKSINIZ.
- 11 cevap
-
- 1
-
-
"Senin güzelliğine benzetme bulmak zor" şair ne güzel söylemiş. Çok incesin, Allahım gönlüne göre versin. Amin. Sen de askerliği yedin, düğün fotoğraflarını bekliyoruz netekim. Çok sağol arkadaşım. Adada piknik yapamamış olsak da, bu hiçbir zaman mangalı hep beraber yelleyemeyeceğimiz anlamına gelmesin Bil mukabele. Yaşlanmaktansa, yıllanmayı tercih ederim. Sizlerle birlikte olursa da ne mutlu bana. Zebercet insanı ise halen doğum günümü kutlamadı, iş bu halde kapışmalarımızı izlemeye devam et lütfen. Dönüşüm muhteşem olacak. Son 32 yılı mutlu/mutsuz atlattım. Olan bitenleri de "1 itiraf 1 davet" blogumda anlattım. Artık eminim ki beni pek daha mutlu zamanlar bekliyor. İnşallah sağlık ve afiyet içerisinde. Çok teşekkür ederim arkadaşım. İsmi güzel, kendi eminim ki güzel insan Eksik olmayınız forumumuzdan. Son yaşım, acayip bir güzellik ve anlam getirmişti; Dilerim ki bu sene de altında kalmayız Size de çok teşekkür ederim. Hay maaşallah Zebercet insanı seni tanıdı, ah bir de ben tanıyabilsem. Öpüldünüz efenim. Eyvallah. Sen bunu hiç söylemesen bile varlığın yeter bize. Sağolasın dost.
-
Başbakan: Kendi başına bırakılan ya davulcuya ya zurnacıya gider.
Taylan Abi şurada cevap verdi: Efendi Türkler başlık Güncel Konular
Başbakan’ın ‘ahlak erozyonu’ dediği gençlerin el ele dolaşması mı?.. Başbakan kararını vermiş.. Öteki dediği mahallenin yaşamına müdahale etmeye hazırlanıyor.. Ey gençler.. Özellikle siz.. Ayağınızı denk alın! Çünkü Başbakan pazar günü önemli sinyaller verdi.. Gelin önce ne dediğine bakalım.. “Dün dediğim tesisleri denetlemeye giderken orada maalesef gençliğimizin bir bölümünün halini gördük. Gerçekten üzüntü vericiydi. Bu şekilde sınırsız, kontrolsüz bir ahlaki erozyonun olduğu yapılanma bizi dertlendiriyor” Metni Anadolu Ajansı’ndan aldım.. Aynen böyle.. Başbakan cumartesi günü neredeydi? Öğle saatlerinde Dolmabahçe’deki ofisine gitti.. Saat 19.00’da oradan ayrıldı, Harbiye Kongre Vadisi’ne giderek çalışmaları denetledi.. Evine döndü.. Başbakan’ın denetlemeye gittiğim yer dediği Harbiye.. ‘Maalesef, üzüntü verici’ diye nitelediği gençler de Dolmabahçe ile Harbiye arasında gördüğü gençler.. Harbiye mıntıkasında.. Maçka çevresinde.. Abdi İpekçi Caddesi’nde.. Valikonağı’nda dolaşan gençler.. Yani öteki mahallenin simgesel merkezinde... Peki yolda gördüğü gençler ne yapıyordur? Tahmin edelim.. Ele ele yürüyorlardır.. Banklarda oturmuş el ele, göz göze sohbet ediyorlardır.. Cafe’lere çökmüşlerdir.. Sigaralarını tellendiriyorlardır, kimi içkisini yudumluyordur.. Kızlar askılı tişört giymiştir.. Belki mini etek de.. Erkekler bermudalıdır.. Gözümün önüne getirmeye çalışıyorum da.. Başbakan için ‘üzüntü verici’ başka ne olabilir? Valla sokakta başka bir şey yapılmaz ki! En fazla küçük bir buse.. Başbakan, gördüğü bu manzarayayı ‘sınırsız ve kontrolsüz bir ahlaki erozyon’ diye tanımlıyor.. Belki de bir grup genç kahkaha atarak yolda şamata yapıyordur, Başbakan onları görmüştür.. Sınırsız, kontrolsüz ahlaki erozyon dediği budur.. Veya bunlardan biri.. Vahim mi? Daha da vahimini söyleyeyim.. Başbakan sadece sınırsız demiyor, sınırsız ve kontrolsüz ahlaki erozyondan söz ediyor.. Dikkat! Kontrolsüz!.. Demek ki kontrol altına almanın gerekli olduğuna inanıyor.. Dikkat! Bunun bir yapılanma olduğunu söylüyor.. Kontrolsüz bir yapılanma! Demek ki; bu yapılanmanın ortadan kaldırılması.. Yaşam biçimlerinin değiştirilmesi gerektiğine inanıyor.. Ve diyor ki bu bizi dertlendiriyor.. Vatandaşın kılık kıyafeti, sokaktaki davranışı, oturup kalkması Başbakan’ı dertlendiriyorsa, bunu da açık açık söylüyorsa müdahale yakın demektir.. Ahlak polisi olmasa bile.. Ahlak zabıtasına hazır olun.. Nişantaşı sakinleri dikkat.. Başbakan ‘kontrolsüz ahlak erozyonunu’ önlemeye sizin oradan başlayabilir! Başlarsa.. Sokakta görünce üzüntü duyduğu, dertlendiği, gençleri yola getirmeye, hizaya sokmaya kalkarsa.. O rejime ne ad verilir! Dilim varmıyor.. Siz söyleyin.. M.Tezkan 21.07.2009- 26 cevap
-
- 1
-
-
Daha Hafif Şeyler
Taylan Abi şurada yorum gönderdi alamet-i farika'nın blog başlığı içinde alamet-i farika
Güller solmadan önce gel Gecenin yarısında gel Gizli gizli gel sessiz gel. Ay pencereden aşmadan Karanlık yolda şaşmadan Yavaş yürü koşmadan gel. Kimselere sataşmadan Ekiplerle dalaşmadan Belaya bulaşmadan gel. Bak ben gelmeden önce gel Ben sana gel demeden gel İşte şimdi gel hadi gel. Uykulara karışmadan Yastığımız buruşmadan Rakımız mayışmadan gel, Gün sabaha kavuşmadan Ayakların dolaşmadan Arzular savuşmadan gel. Ateş sönmeden önce gel Sabahın serininde gel Islak ıslak gel titre gel. Şarkım bitmeden önce gel Söyleyince gel çabuk gel Hadi hadi gel şimdi gel. RTÜK'e sevgilerimle. -
-
cemba, Taylan Abi, kriptex1000, *fLy*, baroborro doğum günü
Taylan Abi şunu cevapladı bir başlık içinde Doğum Günü Kutla
Teşekkür ederim S.e.t.h , dilerim daha uzun zaman sizlerle birlikte olabiliriz. -
Alıntı Radikal'den. -http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalHaberDetay&ArticleID=944386&CategoryID=99- : Yazının tamamı için burayı tıklayabilirsiniz. Guangdong olayı Çin’de artık genel bir olgu haline gelen bu kitlesel huzursuzluklar bu son olaya kadar Şincan’da görülmemişti. Böyle bir ortamda 26 Haziran’da Çin’in güneyinde yer alan Guangdong eyaletindeki bir oyuncak fabrikasında olaylar çıktı. Fabrikada Çinlilerin dışında Mayıs ayından beri 600 Uygur da geçici işçi olarak çalışmaktaydı. Çin resmî haber ajansı Şinhua’nın geçtiği haberlere bakıldığında olayların bir söylenti sonucu patlak verdiği anlaşılmaktadır. Fabrikadan ayrıldıktan sonra kendisine yeniden iş verilmeyen bir şahıs, internet üzerinden altı Uygur gencinin iki kıza tecavüz ettiği yönünde bir sahte haber yaymıştır. Bu sahte haber üzerine fabrikada çalışan Çinliler, bölgede yaşayan diğer Çinliler ile birlikte Uygurların bulunduğu yurtlara saldırdı ve resmî rakamlara göre iki Uygur’u öldürdü. Haberlere göre daha sonra bu sahte haberi yayan şahıs yakalandı ve haberin doğru olmadığını itiraf etti. (4) Urumçi olayları İşte bu olaydan bir hafta sonra Urumçi’de toplanan bir grup, bu olayın sorumlularının yeterli cezayı almadığı, olayın savsaklandığı düşüncesiyle protesto gösterisinde bulunmak istemiş, ancak polis sert bir karşılık verince birkaç yüzle ifade edilen protestocu sayısı çok kısa zamanda binin üzerine fırlamıştır. Sonra hepimizin televizyonlardan gördüğü, gazetelerden okuduğu o dehşet olaylar meydana geldi. Resmî rakamlar 160 civarında bir ölü sayısından bahsederken hiç polis veya asker zayiatından bahsetmemektedir. Bu da ölenlerin hepsinin göstericilerden, yani Uygurlardan olduğunu düşündürtmektedir. Ayrıca Uygurların Çinlilere saldırdığı yönünde de haber bulunmamaktadır. Televizyon görüntüleri göstermektedir ki göstericilerin derdi kamu mallarıyladır, yani devlete karşı bir tatminsizlik söz konusudur. Ölenler ise dövülerek değil kurşunla öldürülmüştür. Bu da askerin doğrudan doğruya göstericilere karşı silâh kullandığını göstermektedi. (5) Daha kötüsü Bunun yanında Çarşamba sabahı BBC’nin geçtiği video görüntüleri son derece korkutucudur. BBC kamerasından görüldüğü kadarıyla Urumçi’de yaşayan Çinliler ellerine bir örnek sopalar almış, kalabalıklar halinde sokaklarda yürümekte, koşmaktadır. İşin daha dehşet verici yanı bu koşan grubun yanında askerin durması, müdahale etmemesi, aksine BBC kamerasını eliyle kapatmaya çalışmasıdır. Çin Halk Cumhuriyeti’nin önceki uygulamalarını dikkate alacak olursak bölge uzun müddet dış dünyaya kapatılacaktır. Bu kapalı ortamda neler olur, neler biter, onun tahminini yapmak güç. 1- Şincan, Yeni Ülke anlamına gelir. Bu isimlendirme etrafında yoğun bir politik tartışma vardır. Bölgenin tarihî adı Doğu Türkistan veya bölge halkının kullanımıyla Şarkî Türkistan’dır. Bugün Doğu Türkistanlılar bölgenin Çin’e ait olmadığını vurgulamak için Şincan kullanımına karşı çıkarlar. Çin devleti ise Türklüğü çağrıştıran Doğu Türkistan adını tamamen reddetmekte ve orada antik çağdan beri Çin hâkimiyetinin bulunduğunu iddia etmektedir. Yakın zamanlara kadar Çinli yetkililer Doğu Türkistan tabirini yok saymaktaydı. Biz yazımızda çoğunlukla Çin resmî kaynaklarına dayandığımız için daha çok Şincan kelimesini kullandık. 2- Burada rakamları yuvarladık. Bu yuvarlamalar oranlama sonucunu değiştirmemektedir. Daha ayrıntılı bilgi için Çin Ulusal İstatistik Bürosunun sayfasına (-http://www.stats.gov.cn/"]http://www.stats.gov.cn/-) bakılabilir. 3- Plânın boyutlarının büyüklüğü ve sektörel ayrıntıları plânın resmî internet sitesinden anlaşılabilir (http://www.chinawest.gov.cn/web/index.asp). 4- Bu konuda uluslar arası ajanslar birçok haber geçmiştir. Bunlardan bazıları: Ethnic tension sparks massive brawl at China factory (Reuters), Man held over China ethnic clash (BBC), Rumormonger held over south China toy factory brawl (Şinhua). 5- Türk kamuoyunda duyarlılığın artmasıyla olaylardan üç gün sonra Çin’in Ankara maslahatgüzarı, Türk Dışişleri Bakanlığınca çağrılmış ve Türkiye’nin sessiz kalamayacağı konusunda uyarılmıştır. Maslahatgüzar ancak bu tepkiden sonra “Ölenler arasında Çinlilerin ve polisin de bulunduğunu” söylemiştir. Yazımızı yazdıktan sonra ajanslara düşen bu açıklamanın Türk kamuoyunu ve devletini yatıştırmaya, imaj düzeltmeye çalışan zoraki bir açıklama olduğu anlaşılmaktadır. Devlet tepkisi gösterilene kadar Türkiye ve dünyadaki haberlere karşı hiçbir düzeltme çalışmasına gitmeyen Çin makamlarının, tepkilerin artması üzerine yaptıkları bu açıklamanın inandırıcılığı şüphelidir. Doç. Dr. Konuralp Ercilasun: Maltepe Üniversitesi, akademik çalışmalarını Çin, Kaşgar ve Moğalistan üzerine yaptı. Haydi cümleten geçmiş olsun. Görüşmek üzere.
-
Ölenleri tek tek tanıyormuş gibi yazıyorsun ya, buna da hayret ediyorum. Uygurlar öldürülüyor diyeni "Amerikancı, gerici, gaza gelmiş insan" şeklinde tanımlıyorsun. Ama Çinliler öldürülüyor denildiğinde beğenmediğin ABD Avrupalının medyasına yaslanıp, oradan buradan haber apartıyorsun. "Birileri ölüyor ama bunların çoğunluğu Çinli değil" demek ne demek sen de anlayacaksın. Beni bile gerici propogandaya dahil ediyorsun, ki ben bu insanların dini inancına ve etnik kökenine hiçbir kelime olumlu/olumsuz söz etmemişken bunu yapıyorsun. Tamamen insani boyutuyla değerlendiriyorum diyorum, gerici propogandadan kafanı kaldır diyorsun. Sabitsin, sabit. Zaman herşeyin ilacıdır. Sular durulunca tekrar değerlendiririz, geç kalmış olan da belli olur.
-
Ben de yaptığınız takiyyeyi yakıştıramadığım için yorumda bulundum. Önceleri birşekilde başlığı takip ediyordum, pek detaylı bilgim de yoktu ancak gazete-tv-internet aracılığıyla birşeylerden de haberdar oluyordum. Sizin tabii ki alenen, kelimesi kelimesine "Çin'liler kimseyi öldürmemiştir ya da Uygur'lar ölmemiştir" gibi bir cümleniz yok. Ancak söylediğiniz herşey adeta bu kapıya çıkıyor. Öldürüldü deniyor, yalanlıyorsunuz. Katledildi deniyor, O işin aslı öyle değil böyle diyorsunuz. Birileri ölüyor ama sayın Cyrano. İki taraftan da birileri ölüyor. Fakat siz öyle bir sunum yapıyorsunuz ki, Uygur Türkleri adeta gribal enfeksiyondan ölüyormuş gibi rutin/doğal yaklaşımlarda bulunuyorsunuz. Size yalan söylüyorsunuz demiyorum, "tarafsız" olacağım derken "kör-sağır-dilsiz" oluyorsunuz. Bunu izah etmeye çalışıyorum. Birilerinin gazına gelip, siyasi planlarına alet olmayalım ancak gözümüz de görsün, kulağımız da duysun, sesimiz de çıksın. Olayların başlangıcı ve gelişimi konusunda herhangi özel bir iddiam-tespitim yok. Daha çok neticesiyle ilgileniyorum, insani yönüyle değerlendiriyorum. Ölüyorlar diyorum. Böyle devam ederse Çin'in elindeki gücün orantısızlığı nedeniyle çok çok ağır sonuçların ortaya çıkacağını düşünüyorum. Şu gün itibariyle bile telafisi onyıllar sürecek bir toplumsal ve siyasal çatışma süreci yaşanıyor. Bu bir de katliam/soykırım haline dönerse, insanlık çok şeyler kaybedecek. Çarpıtılmış, uydurulmuş, yalan olmuş haberlerin doğrusunu yazmaya tabii ki devam et. Ancak bu yolda devam ederken başını kaldırıp etrafına bakmayı da ihmal etme. Sonra çok geç kalmış olabilirsin.
-
Soykırım konusunda da sicilimizin tertemiz olmadığını bir çoğumuz biliyoruz. O dönemde iki taraftan da hayatlarını kaybedenler var, ne oldu nasıl oldu, neden oldu, ne boyuttaydı bu kısımlar biraz karmaşık. Araştırılmasını istiyoruz, aklanacağımızı düşünüyoruz. Ama tertemiz bir tarih değil bizi bekleyen. Aynı mantıkla Çin'de bugünlerde hayatlarını kaybedenler var. Daha bugün TV'de izledim, caddede kaçan adamı önce ayağından sonra gövdesinden vurarak öldürdü Çin polisi. Ölen de bir Uygur'du. Çinlilerden de ölenler var mutlaka. Ama şimdi çıkıp sayın Demirel'in zamanında söylediği gibi "bana sağcılar adam öldürüyor dedirtemezsiniz" demesi gibi, "Çinliler adam öldürüyor dedirtemezsiniz" mantığını savunuyorsunuz. Birşeyler oluyor. İki taraftan da birileri ölüyor. Haberleri bir yerlerde çıkıyor, bir şekilde duyuluyor. Avrupalı kimisini doğruluyor, kimisini doğrulamıyor. Ama doğrulanmayan olaylarda ölen insanların veya gelişen olayların gerçekliği de değişmiyor. Sağcılar da adam öldürür. Çinliler de. Kimsenin zoruna gitmesin.
-
Hazret-i Google'da "196 Uygur Türk'ü" yazdım, 23.200 sonuç çıktı. Tek tek incelemedim ama hepsi de bu olayla ilgili. Ateş olmayan yerden duman çıkmaz.
-
Buraya kadar sustum ve hep yazdıklarınızı okudum. Şimdi bir sorum olacak. Çin'in olayların sorumlusu olarak tespit ettiği 196 Uygur Türkünü dün idam ettiği söyleniyor. Eğer doğruysa bu bile tek başına bir katliamdır. Ne hukuk vardır, ne yargı, ne sorgu, ne de yargılama. 600'den fazla kişiden de haber alınamıyormuş. Şimdi hiçbir milliyetçi duyguya esir olmadan, durumu tamamen insani yönüyle değerlendirerek bir soru sormak istiyorum. Şunun orjinali neyse bulup bize söyleyin Bu da mı Amerikan oyunu?
-
Daha Hafif Şeyler
Taylan Abi şurada yorum gönderdi alamet-i farika'nın blog başlığı içinde alamet-i farika
Üzerine "daha hafif birşeyler" al istersen. Ben de rakılarımızı hazırlayayım. -
huuuuuuuuuuuu ben geldim
Taylan Abi şurada cevap verdi: Elonki başlık Ben Geldim - Buradan Başlayabilirsiniz - Birbirimizi Tanıyalım
"Ben sana kurban oliiim kurban" demek -
İsmi güzel olduğuna göre kendi de güzeldir. Eğer güzel değilse votkanın dozunu artırmak gerekir.
-
Çok partililik, çok kafalılık mıdır? Bu da nasıl bir tanımsa artık Çok parti olmasından, çok fikir çıkmasından neden rahatsızsınız? Bize bunu izah edin. Öyle bir durumda kalabilirsiniz ki, 100 parti içerisinde 1 tek doğru iş yapan yoktur, 101.parti olarak siz parti kurup doğru birşeyler söylediğinizde size de aynı tepkiyi verirler. Ne yaparsınız bu durumda? Küser gider misiniz? Yanlışı kabul mu edersiniz? Biat edip eve mi dönersiniz? Siz bu işi benden daha iyi biliyorsunuz der misiniz? Demokrasilerde sayı önemli değildir. Tekrar tekrar söylüyorum. Yanlış yerlere takılıyorsunuz. Tüm o çok kafalılık diyerek karşı çıktığınız ise otoriter/teokratik rejim hevesidir. Ama demokrasi herşeye, herkese, her söze, her kafaya izin verir; Buna izin vermez. Sizin alıp veremediğiniz rejimle.
-
Laikliğe sapkın, Atatürk ve İnönü'ye militan diyor
Taylan Abi şurada cevap verdi: deniz_kizi başlık Güncel Konular
Hiç şaşırmadım. Laikliğe karşı odak olduğu Anayasa Mahkemesi tarafından karar bağlanmış olan bir partiden, demokrasi için "binilecek ve zamanı gelince inilecek" bir araç gibi davranan partililerden, şehylerin-şıhların dizi dibinde el pençe divan duran liderlerinden ve O'na biat etmeyi hak yol saymış şirkperest yandaşlarından daha başka ne bekleyebiliriz ki? Daha başka birşey bekliyorsanız ya aklınız yok ya da AKePe'nin hayal alemindesiniz demektir. Ama hala bu milletin bütün bu olan bitenlere karşı suskun kalması düşündürüyor beni. Yarın bir gün sokaklarda Allah adına adam kesecekler (ki yakarak başladılar); Yine kimsenin sesiz çıkmayacak. Bu gidiş, oraya doğru gidiş. -
Ne dediğinizi hiç anlamadım. DE'leri ve Kİ'leri yazmayı, virgül kullanmayı öğrenirseniz derdinizi de anlatabilirsiniz. Yarım yamalak anlattığınız kısım için cevap vereyim; Benim konum belli ki Atatürk değil. Zaten Atatürk'e de atıfta bulunmadım. Atatürk'ün kurduğu cumhuriyetteki bir partiye, AKePe'ye atıfta bulundum. Kuruluş döneminde neler olduğunu, şimdi neler olduğunu karşılaştırdım. Fark var. Benim konum, yeni siyasi oluşumlar. Çok partili dönemden, bu döneme geçiş sürecinden, çok seslilik tanımından neden rahatsız oluyorsunuz? Sadece Atatürk kelimesine mi takıldınız yoksa?
-
Kimsenin temize çıktığı falan yok.
- 169 cevap
-
- Sivas katliamı
- Madımak olayları
-
(ve 4 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
"Hayat zor be müdür" otomatiğine bağladık sanırım.
-
Repeat after me Yeme beni. Bizi.
-
Arkadaş'a mı bıraktın? Ben onu anladım.