Zıplanacak içerik
View in the app

A better way to browse. Learn more.

Tartışma ve Paylaşımların Merkezi - Türkçe Forum - Turkish Forum / Board / Blog

Ana ekranınızda anlık bildirimler, rozetler ve daha fazlasıyla tam ekran uygulama.

To install this app on iOS and iPadOS
  1. Tap the Share icon in Safari
  2. Scroll the menu and tap Add to Home Screen.
  3. Tap Add in the top-right corner.
To install this app on Android
  1. Tap the 3-dot menu (⋮) in the top-right corner of the browser.
  2. Tap Add to Home screen or Install app.
  3. Confirm by tapping Install.

Taylan Abi

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

Taylan Abi tarafından postalanan herşey

  1. Şahi,Doğan, Kartal vb kuş serisi Tofaş otomobillerin helezonlarını kestirip, yere yaklaştırıp, vapur gibi öten egsoz takma, siyah filmli camların arkasında bangır bangır cıs-tak müzik dinleme hastalığı. Kendini böyle anlarda Brad Pitt zannetme hastalığı. Aynı gruptaki arabaların iç dikiz aynalarında CD-DVD vs sallandırma hastalığı. Kamyonlara "maaşallah" yazma hastalığı. Yeni ev-araba alınca kurban kesme hastalığı. Kesilen kurbanın kanını oraya buraya sürme hastalığı. Dolmuşlara içinde gül figürü olan şeffaf başlıklı vites topuzu takma hastalığı. Mercedes marka otomobillerde vites kutusuna veya hiç olmadı sinyal koluna tespih takma hastalığı. Lisede öğretmenlere Hocam denmesi hastalığı. Odtü kampüsünde herkesin birbirine Hocam demesi hastalığı.
  2. Söyleyene değil söyletene bakalım bence. Sen bu başlığı açmamış, bu konuyu başlatmamış olsaydın hiçbirşey diyemeyecektik. Güzel oldu bence de, yeni fikirler çıksın diye de inceden bekliyorum. Bu kadarla bitmemeli
  3. Ya katılmadığınız temenninin tam tersini yazsaydım ne olurdu dersiniz? "Allah bu memleketin yoksulunu, muhtacını şöyle böyle beter etsin" mi denir? Eğer denemeyecekse, ben de size katılmıyorum. Ama herneyse. Konumuz bu değil zaten. Sadede gelelim. Detayda kaybolmayalım.
  4. Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) 2006 Yoksulluk Çalışması'na göre, Türkiye'de açlık ve yoksulluk sınırı altında yaşayanlar azaldı. TÜİK hesaplamada 4 kişilik bir ailenin açlık sınırını 205 YTL, açlık sınırını ise 549 YTL olarak aldı. Bu sınır rakamlarına göre 2002'de yüzde 1.35 olan açlık sınırının altında yaşayanların nüfusa oranı 4 yılda neredeyse yarıya düşerek binde 74'e geriledi. Açlık sınırının altındaki fert sayısı ise aynı dönemde 926 binden 539 bine düştü. Bunu şimdi mümkün olabilir diye biraz kurcalayalım. 4 kişilik bir aile günde 2 ekmek tüketirse ayda 240 ekmeğe 96 YTL bütçe ayrılıyor. Her öğünde 50 gram zeytin yenmesi durumunda, aylık zeytin harcaması 18 kiloya ulaşıyor. Bu da kilogramı 6 YTL olan zeytin için 108 YTL ödenmesini gerektiriyor. Böylece sadece ekmek ve zeytinin toplamı 204 YTL oluyor. Bu geliri olan vatandaşımızın zaten evi ve arabası vardır. O bakımdan kira ve ulaşım giderini de karşılıyordur değil mi? TUİK'e göre öyle çünkü. Vatandaşımızın çocuğuna okula giderken günlük harçlığını da yoldan geçen birisi verir heralde. Arabasının benzinini de evinin bahçesine kurduğu petrol kuyusundan doldurur. Evi yoksa kuyu açma izni için ev sahibinden izin alması gerekir. Kirayı ödeyen biri de vardır heralde oralarda biryerde, iyice bakın kapı arkasında kalmış filan olabilir. Arabası yoksa zaten işe uçan halı ile gidip geliyordur. Akbil derdi yok, çevreye de duyarlı. Ohh misss! Minimumda bile olsa örtünme ihtiyacında olacaklarından, kılık kıyafetlerini de kayınpederin sahibi olduğu tekstil fabrikasının mağazasından alırlar artık bol bol giyerler. TUİK'e göre öyle çünkü. Ayrıca bu yokluklar içerisinde yaşayan vatandaşımız büyük bir mucizeye de imza atıyor. Nasıl mı? İşte şöyle; TÜİK tarafından açıklanan tüketici fiyatları endeksine (TÜFE) göre, gıda grubundaki fiyatların 2006 yılında yüzde 11.2 oranında artarken Yoksulluk Araştırması'nda açlık sınırı için baz alınan gıda harcamalarının yüzde 7.8 artması dikkat çekti. Bu durum TÜİK'in açlık sınırını belirlerken anket yaptığı ailelerde tüketilen besinlerin fiyatının daha sınırlı artmasından kaynaklanıyor. Buna göre yoksullar gıda harcamalarındaki artışı, genel gıda fiyatlarındaki artışın altında tutabiliyorlar. Partizanlığın, dalkavukluğun limiti yok. Bu kurumu da kendilerine benzettiler. Allah bu memlekette yoksulun, muhtacın yardımcısı olsun.
  5. Güzel, kısmen haklısınız. Haksız olduğunuz kısmı izah edeyim. AKEPE hükümetinin ilk 3 yılda dış borcu 30 milyar dolar, iç borcu 85 milyar dolar DAHA artırmayı başardığını biliyor musunuz? Borçlu olmak başka birşeydir sayın maviolmayangökyüzü. Ama borcu katlamak apayrıdır. Bunu yaparken de bu paraların kimlere yedirildiği çok çok önemlidir. Bakınız bu takla olayını detaylandırayım. Eski bir makaleden alıntıdır. Ankara Ticaret Odası (ATO) hazırladığı “59. Hükümetin 3 Yıllık Karnesi” raporunda AKP hükümetinin 3 yıllık dönemi değerlendirildi. Rapora göre, hükümetin göreve geldiği günden bu yana iç ve dış borç stoku 116.9 milyar dolarlık arttı. 2002 yılında 3 bin 214 dolar olan kişi başına düşen borç miktarı ise 4 bin 666 dolara çıktı. 2002 yılında 130.2 milyar dolar olan dış borç, 2005 yılı Haziran ayı itibariyle 161.8 milyar dolara yükseldi. 2002 yılı sonunda 91.7 milyar dolar olan iç borç stoku ise 2005 yılı Ağustos sonu itibariyle 177 milyar dolar oldu. Cari açık, hükümetin 3 yıllık karnesindeki ''en kırık not''u oluşturuyor. 2002 yılında 1.5 milyar dolar olan cari açık, 2003 yılında 8 milyar dolara, 2004 yılında ise 15.5 milyar dolara, 2005 Ağustos sonu itibariyle de 15.7 milyar dolara çıktı. Ekonominin en kırılgan noktasını oluşturan cari açık, 59.hükümet döneminde 10.4 kat artmış oldu. Bu işin sadece ekonomik tarafı. Rakamlar sizi kendinize getirir umarım.
  6. Mangalın işi bitince de Scarlett Johansson gelsin, sofrayı kursun o işi de ben yapmayayım artık. Sonra O gitsin, Eva Longoria gelsin iki muhabbet edelim. Hatta kapıyı hiç kapatmayım ben. Işığı gören gelsin. Misal Jennifer Love Hewitt
  7. Bana da mangalı yakacak biri gelirse iyi olur. Haa unutmadan, mangalı da getirsin gelirken
  8. Bilmeden azmettiren kim? Başbakan. Sözü söyleyen kim? Yök Başkanı. Olayı adli vaka haline getiren kim? Meclis başkanı. Suçlu kim? Kameraman. Altta kalanın canı çıksın. Yakışır.
  9. BOP'un maymunu olmamızdan ve Malezyalılaştırılmak istendiğimizden olabilir mi sayın maviolmayangökyüzü? Sınır ötesi harekat için 5 Kasım'ı beklememizden olabilir mi sayın maviolmayangökyüzü? Demokrasinin amaç değil de araç olmasından olabilir mi sayın maviolmayangökyüzü? Şeyhlerin/kralların ayaklarına kapanan, saygısızlıklara şeref madalyası takanların varlığından olabilir mi sayın maviolmayangökyüzü? Sanatın içine tükürenlerin kıymet bulduğu bir toplum olmamızdan olabilir mi sayın maviolmayangökyüzü? Dış borcun, cari açığın patladığı, cumhuriyet tarihinin cari açık rekoru kırılmasından olabilir mi sayın maviolmayangökyüzü? Borsanın %70'inden fazlasının, bankaların bir çoğunun, stratejik bir çok kamu kurumunun yabancıya peşkeş edildiğinden olabilir mi sayın maviolmayangökyüzü? Hala anlayamadıysanız, ben memnuniyetle devam edebilirim.
  10. Herkes kendi dünya görüşü içerisinde fikrini yazmış, tartışılıyor da, bu güzel birşey. Demokrasinin cazibesi de burada bence. Ancak, kişiler ile kurumlar arasında farklar bulunmalıdır. Kişilerin fikirleri anlık tansiyonlara ve eğitim seviyesine göre değişse de kurumların fikirleri sabit olmalı, hiçbir etkenle değişememelidir. Devlet olmak büyük iştir. Devletin bizim toplumumuzda sokaktaki adı "Devlet Baba"'dır. Devlet bakar, büyütür, okutur, eğitir, yargılar, cezalandırır, yeri gelir affeder ama bunu hükümetlerin dünya görüşü ile değil, anayasanın işaret ettiği şekilde yapar. Devlet olabilmek de budur zaten. Devleti devlet yapan bir başka husus ta, onu oluşturan bölümlerde yönetici bulunan insanların adam olmasıdır. Devlet adamlığı tabirinde çok yakışıklı bir anlam yok mudur sorarım size? Şimdi bu olayın yaşanması neticesinde kişiler fikir hürriyetleri ile Fazıl Say'a karşı çıksaydı ancak devlet baba, babalığını gösterip bir alt desibelden olayı izah etseydi fena mı olurdu? Devletin bakanı hemen celallenip dava açacağız demeseydi, bir kaç gün sonra bundan vazgeçip tükürdüğünü yalamasaydı, baştan daha makul düşünüp devlet adamlığının o yakışıklı anlamına layık olsaydı, fena mı olurdu? İşin özü sevgili okur, sorun ne devlette, ne sanatçıda, ne de kişilerde. Sorun olmayanı sorun yapabilen, adam olamamış devlet adamlarında. Saygıyla.
  11. 15.12.2007 TARİHLİ BİR KOMEDİ. TEK PERDE. Rektörler Komitesi toplantısından ayrılırken kameralar önünde açıklama yapmak istemeyen Özcan, saat 14.00’de de Meclis Başkanı tarafından kabul edildi. Toptan’ın Meclis’teki makamında gerçekleşen görüşme yaklaşık yarım saat sürdü. Basına kapalı gerçekleşen görüşme öncesinde basının fotoğraf ve görüntü almasına izin verildi. Bu sırada Toptan ile Özcan arasında ilginç bir diyalog gerçekleşti. Toptan, ”Eleştirilere karşı açıklama yapıp yapmama “ konusu gündeme getirdiğinde, YÖK Başkanı hem Cumhurbaşkanı Gül’ün hem de Başbakan Erdoğan’ın kendisini ” dikkatli konuşma “ konusunda uyardıklarını söyledi. Bu sırada Kanal D kamerası çekimde olduğu için kameranın tepe üstü mikrofonu bu diyaloğu kayda geçirdi. Kanal D editörlerinin çözümledikleri Toptan ile Özcan arasındaki ilginç diyalog şöyle: * Toptan: Arada sırada bu konularla ilgili katılım için cevap da vermek lazım. * Özcan: Aynısını konuştuk bunların. Sayın Cumhurbaşkanı tavsiye etti. Başbakan ’Aman hocam’dedi. ’Dikkat’ dedi, ’Bir şey söylersin, ipimizi çekerler’. Yaaaa işte böyle sevgili okur. Bu size aslında başbakanın ne kadar doğru bir tespitte bulunduğunu göstermiyor mu şimdi? Adam elindeki malzemeyi biliyor, bu kesin sağda solda konuşur bizi zor durumda bırakır, dur şuna iki çift laf edeyim diyor. Ancak nato kafa nato mermer. Dakika 1 gol 1 görüldüğü üzere. Ama başbakan endişe etmesin, biz ip atanlardan değil, ************. Herşey sırayla.
  12. Hiç yorulma. Söyleyebilecek sözü olan zaten tartışma etiği içerisinde hareket eder. Aksi bir tavır içine istese de giremez. Ancak suheda'nın yaptığı tam bir vur-kaç taktiği. "Ya tutarsa" sevdası. İnsanın söyleyecek sözü var ise söyler, yok ise böyle sağa sola yalpalar durur. suheda eğer ki atıp tutmuyorsa, şu sorularına bir cevap "buyursun" da biz de öğrenelim.
  13. Birisini "söverek" övme hastalığı (genelde erkekler) Berberdeyken illa ki ekonomiden ve Fener'in halinden konuşma hastalığı. (yine erkekler) Taksi şoförüne "abi memleket neresi?" diye sormayı mecburiyet zannetme hastalığı. (hep erkekler)
  14. Taylan Abi şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Güncel Konular
    Herkes büyük bir incelik gösterip Hristiyan arkadaşlarımızın Noel'lerini kutlamış. Çok güzel birşey bu. Ben de kutlarım. Ancaaaaaaak, Herhangi bir Hristiyan arkadaşımız çıkıp da bize teşekkür etmemiş. İki nedeni olabilir. 1- Forumda Hristiyan kimse yok. 2- Mahalle baskısı yüzünden çekinik davranıyorlar. Nasıl etmeli ne yapmalı? Aksi halde, körler sağırlar birbirini ağırlar
  15. Bak ben sana başka birşey daha göstereyim; Afyon Kocatepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi Bölümü'ne bir veterinerin öğretim üyesi olarak atanması kriz yarattı. Veteriner öğretim üyesi Doç. Dr. Türkmenoğlu, "İnsan, hayvan fark etmez. İki ya da dört ayak ne fark eder" dedi Afyon Kocatepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ali Altuntaş, doktorasını "Akkaraman Koyunu ve Ankara Keçisinin Karın Boşluğu Arterleri Üzerine Karşılaştırmalı Makroanatomik Araştırmalar" üzerine yapan ve hayatında insan anatomisiyle ilgili hiçbir akademik çalışması olmayan veteriner Doç. Dr. İsmail Türkmenoğlu'nu, tıp fakültesi anatomi bölümüne öğretim üyesi olarak görevlendirdi. Anatomi ve Klinik Anatomi Derneği, atamayı tepkiyle karşıladı. İNSAN HAYVANDAN EVRİLDİ Görevlendirmenin üniversitenin takdiri olduğunu söyleyen Altuntaş, "Türkmenoğlu anatomi bölümünde laboratuvar kuracaktı. Karaciğeri, bağırsağı anlatsın demedik ki. Sonuç olarak kas kastır. Görevlendirmeyi doğru buluyorum" diyerek atamayı savundu. (Milliyet) Heeeeeyyy maaaşalllaaaahhhh diyesin geldi ve dedim de nitekim. Ama duuuuuur, sana bişey daha göstereyim; “Elazığ'daki en büyük sorunumuz işsizliktir, bütün Türkiye'de olduğu gibi. İşsizliği kısmen de olsa aşağıya çekmemize rağmen her yıl soframıza yeni yavrularımız geliyor. Nüfusumuz hızla artıyor. Doğu ve Güneydoğu"da işsizlik biraz daha bizi sıkıntıya sokmaktadır. Bize gelen taleplerden de bunu görüyoruz. Biraz daha sabırlı olmanızı istiyoruz. Bize gelen taleplerinizi biliyoruz. Teşkilatlarımızdan bize talepler geliyor. Tabiki sağlıkta eğitimde mağdur olan bir takım tayin ve atamalarda yardımcı oluyoruz. Teşkilatlarımızdan ricamız, biraz daha süre tanısınlar bize, çünkü tek tek sorunu çözmek bu şehrin sorununu çözmek anlamına gelmiyor. " Vay babam vay, bunu kim söylemiş? AKP Elazığ Milletvekili Feyzi İşbaşaran. Montaj mıdır? Kesinnnnnnnnn!
  16. Kimsenin cehaletini kusur tutmuyorum dikkat ederseniz. Bu cehaleti fırsat bilip, fayda sağlamaya çalışanlar için konuşuyorum. Benim vatandaşım bu dilden anlarmış, anlasın. Topluma değil, olaylara yukardan bakıyoruz. Sap ve samanı karıştırmışsınız yine.
  17. Zaten arıza burada, bu zihniyette. Vatandaşın oyunu kapmak için dağıtılan kömürden, erzaktan, paradan kimsenin haberi yoktur zaten. Vatandaş dediğin AKEPE'nin ve AKEPE'lilerin pis işlerini bile bile oy vermiştir diye ******** cümle kurabilenlerde bu arıza. Yoksa yine vatandaşa lafımız yok, vatandaş aç, vatandaş muhtaç. Kimseyi ihtiyacından dolayı yaptıkları için değerlendirmiyorum. Misal, RTE'nin son bombası valiler çıksın kamyona kömür dağıtsın dedi. Demedi mi? Duymadınız mı? Kömür kimin kömürü? Devletin. Yani senin. Birazı da benim. Vali kimin valisi? AKEPE'nin. Şimdi "hamam suyu ile dost gönüllenmez" diye bir laf vardır. Devletin malıyla, senin benim paramla yapılacak şovu yasallaştırma çabasında olan bir başbakana ne diyelim biz?
  18. Dağınık bir tartışma tarzınız var. Şimdi yazmış olduğunuz şu cevaptan 5 tane farklı konu başlığı çıkar. Medya-siyaset ilişkilerinden tutun da, aydınların suçlu olmasına, köşe yazarlarının koyun gütmesinden, reyting kaygılarına varana kadar uzatabiliriz. Kısa bir tespitte bulunayım, bu örneklediğiniz koyun gütme olayını RTE de çok sever. Zamanında Demirel de çok severdi. Neden? Hiç düşündünüz mü? Devlet işiyle, siyasetle, yazarlıkla koyunların ne alakası var? Sıfır. Ama vatandaş bundan anlıyor. ************** Netice itibariyle, köşe yazılarında yazılanlardan yazarları sorumludur. Ancak bu konuları değerlendirip, kimseye prim vermeden, onun bunun lafına itibar etmeden, işin özünü doğrusunu en sağlam ve en ilgili kaynaktan öğrenmenin sizi neden böyle rahatsız ettiğini hala anlamış değilim.
  19. AKEPE'nin nereye koştuğunu daha iyi anlayabilmek için partiye yön veren isimleri ve fikirlerini çözümlemek gerekir, daha kesin ve kolay netice verir. Bu hükümetin Nakşibendi tarikatı ile ne kadar içli-dışlı olduğunu artık ispat gerekmeksizin söyleyebiliyoruz. Onlar da alıştılar zaten, eskisi gibi hoplamıyorlar. Bu cemaatin başındaki isim Fethullah Gülen'in TV'de izlediğimiz vaazından bir bölüm aktarayım, o zaman AKEPE nereye gidiyor anlarız. "Adliyede, mülkiyede, askeriyede arkadaşlarımız devletin can damarları içinde dolaşıp çok ileri gidecekler... Kaymakam iseler vali olacaklar... Yargıç iseler yükselecekler... Erken vuruş yaparlarsa Müslümanların başı ezilir... Türkiye’deki devlet yapısında dengeyi kendi cephemize çekeceğimiz ana kadar her adım erken sayılır..." Durum budur sevgili arkadaşlar.
  20. *********************** Kimsenin takıda küpede gözü yok öncelikle, onu bilin. Konu takı değil zaten. Daha kayıp trilyon davasında bile hali hazırda üç kağıtçılık dosyası bulunan bir insanın cumhurbaşkanı olduktan sonra aynı işlere devam edip etmediğidir bizim konumuz. Verilen sözlerin tutulup tutulmayacağı önemli değil midir? Bir insanın dürüstlüğü konusunda devletle bile alıp veremediği varsa, benim bunu sorgulamam kadar doğal bir hakkım olamaz. Hiiiiç zorunuza gitmesin, gelen cevabı da yazacağım buraya. Kral'ın verdiği hediyenin muhteviyatı peşinde de hiç değilim. Toplu iğne verse, hesabını sorarlar adama. Bu tür alışverişler mevki-makam itibariyle sağlandığından vatandaşların en azından sorgulama hakkı vardır. Tabi bunlar zeka seviyesiyle, hayatı algılamakla alakalıdır. Size dokunmayan yılan bin yaşasındır, size ne takıdaaaaaan size ne hediyeden. Sizin gereksiz gördüğünüz dilekçe konusu bugün günlük siyasi gazetelerin köşe yazarlarını öyle yoğun şekilde meşgul ediyor ki, bunu da gündemden bir haber olmanıza bağlıyorum. Geçmiş olsun.
  21. Siz benim linkini yazdığım youtube kaydını izlemediniz heralde? Adam üzerine basa basa söylüyor, hem müslüman hem laik olunmaz, ya müslüman olacaksın ya laik! diyor. Bunun ne demek olduğunu ya anlamak istemiyorsunuz ya da başka sorunlarınız var. Bunu söyleyen adamın kurduğu hükümet midir laikliğin savunucusu? Siz gözümüzün içine baka baka bunları nasıl rahatlıkla söylüyorsunuz, inanın hayretler içinde kalıyorum. ****** Ne sandınız siz bizi?
  22. Cumhurbaşkanına dokunulmazlık hakkı vermek için anayasa üzerinde çalışıyorlar biliyorsunuz. Nedir sebebi? Makama duydukları saygıdan, mahremiyetten vs sebep mi? Bırak dostum allahını seversen, bu kayıp trilyon davasında o yaşlı adam ile yargılanan 75 kişiden biri de şimdiki cumhurbaşkanı ABDullah Gül. İşteee, işini bilen çavuşlar herşeyin tezgahını ince ince hazırlıyorlar. Vah memleketim, vah vatandaşım, vah size.
  23. Genelkurmay'dan açıklama: 150-175 TERÖRİST ETKİSİZ HALE GETİRİLDİ ANKARA - Genelkurmay Başkanlığı, 16 ve 22 Aralıkta Irak'ın kuzeyindeki terör örgütüne yönelik harekatta, terörist kayıpları konusundaki çalışmaların devam ettiğini, ilk belirlemelere göre, açıkta veya korunaksız yapılarda bulunan 150-175 teröristin etkisiz hale getirildiğinin anlaşıldığını bildirdi. Bu rakamlara, hava harekatı sonucunda çöken sığınak ve mağaralarda etkisiz hale getirilen terörist sayısının dahil olmadığı, ayrıca çok sayıda yaralı teröristin, Irak'ın kuzeyinde yer alan Erbil, Raniyah, Kaladiza ve Choman'daki hastanelere götürüldüğünün tespit edildiği belirtildi. Genelkurmay Başkanlığı'nın açıklamasında özetle şu ifadelere yer verildi: • "PKK terör örgütünce kullanılan 3 adet komuta, 2 adet muhabere, 2 adet eğitim ve 9 adet lojistik tesisi ile 182 adet muhtelif sığınak/barınak, 10 adet uçaksavar mevzii (mürettebatı ile birlikte) ve 14 adet silah/mühimmat deposu tahrip edilmiştir. Söz konusu tesislerde bulunan çok miktarda silah, mühimmat ve malzeme tamamen kullanılamaz hale getirilmiştir" • "Ayrıca, çok sayıda yaralı teröristin, Irak'ın kuzeyinde yer alan Erbil, Raniyah, Kaladiza ve Choman'daki hastanelere götürüldüğü tespit edilmiştir" • "24 Aralık 2007 tarihinde Irak'ın kuzeyi ve merkezi hükümeti temsilen yapılan basın toplantısında, bir yetkilinin ağzından verilen 'hava harekatında birçok sivilin hayatını kaybettiği' şeklindeki beyanat tamamen gerçek dışıdır" • "Türk Silahlı Kuvvetleri, kendisine verilen yetki çerçevesinde operasyonlarına kararlılıkla devam edecektir" • "200'den fazla münferit hedef savaş uçakları ve karada konuşlu ateş destek unsurları tarafından ateş altına alındı" Kaynak : A.A.
  24. Taylan Abi şurada cevap verdi: politika başlık Güncel Konular
    Eski bir köşe yazısı ile konuya ekleme yapayım. ZAHMET edip hatırlamak seni yorar ama, az gayret et, hatırlamaya çalış... "Senin yüzünden düştü paşam" dendiğinde, nerelerde geziniyordu borsa? 55 bin. Şimdi kaç? 47 bin. * E hani paşa? N’aaptı ki bu sefer?* Dikkat ediyorsan... Minnesota’daki muslukçu Jason, evinin mortgage taksidini ödemiyor diye, senin ülkende dolar yükseliyor. Niye? Sana mı sordular Jason’a kredi verirken? * Seninle ne alakası var ki, Japon ev kadını Akiro, kimonosunu satıp TL’ye yatırmış da, sonra geri çekmiş de, senin borsan o yüzden düşmüş filan... Carry trade mi diyorlarmış ne... Hem zaten kimdir bu Akiro? * Kafan karıştı di mi... Yoksa, anlatmadılar mı sana kahvede? * "Neyi anlıcam" dersen... Türkiye artık ne ekonomik kriz çıkartabilir, ne de çıkması muhtemel ekonomik krizi durdurabilir... Türkiye artık bizim değil. Anlayacağın bu. Canım kardeşim. * Çocuk sevindirir gibi eline tutuşturdukları balon, şişti şişti, dayanamıyor, hava kaçırıyor... Ya fiyuuuv diye fırlayıp gidecek... Kalakalacaksın. Ya da bum! * Bak, balon dedim, aklıma meteoroloji balonu geldi... * Yağmur kesildi... Ankara’yı gördün. Şimdi de rüzgár dönüyor, küresel bulutlar dağılıyor. Sağanak dolar bi kesilsin... Maalesef asıl o zaman göreceksin, yaz ortasında sahte cennetine nasıl kar yağıyor! Y.ÖZDİL, 16.08.2007 Pekii bugün borsa kaç? Hala 55 bin
  25. Taylan Abi şurada cevap verdi: Taylan Abi başlık Karikatür
    1977 yılında İstanbul'da doğdu. Süleyman Demirel Üniversitesi İnşaat bölümünü bitirdi. "Komikaze.net", "Penguen" ve "Kemik" dergisinde çalıştı. 2002 yılından bu yana "Penguen" dergisinde karikatür çizmeye devam ediyor. Bu da size müessesemizin küçük bir ikramı olsun

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.

Tarayıcı push bildirimlerini yapılandırın

Chrome (Android)
  1. Tap the lock icon next to the address bar.
  2. Tap Permissions → Notifications.
  3. Adjust your preference.
Chrome (Desktop)
  1. Click the padlock icon in the address bar.
  2. Select Site settings.
  3. Find Notifications and adjust your preference.