Efendi Türkler tarafından postalanan herşey
-
Kuru fasulyeye iade-i itibar
Kuru fasulyeye iade-i itibar En revaçta Türk yemeği olmasına rağmen kuru fasulyenin niçin hor görüldüğünü kimse bilmez... Kuru fasulye, fakirin mecburen yemek zorunda kaldığı bir yemek olarak bilinir. Oysa, kıvamında pişirilmiş kuru fasulyenin tadını özlemeyecek biri bu topraklarda yoktur herhalde. Hemen herkesin sevdiğini bir türlü itiraf edemediği kuru fasulyeye itibarını, geçtiğimiz hafta İstanbul da açılan Fasuli iade ediyor. İstanbul un güzel semtlerinden Tophane de 5 katlı bir binanın tamamı, kuru fasulyenin hizmetine sunulmuş. Tarihî bir dekora sahip, Boğaz a nazır Fasuli Restaurant ın mönüsünde sadece kuru fasulyeye yer verilmiş. Ne yabancı isimli yemekler, ne de bildik kebaplar bu nezih mekanda yer bulabilmiş. Fasuli de de toplantı salonları ve kafe de mevcut. Fasuli Restaurant ın hatırı sayılır miktarda para sarf ederek niçin kuru fasulyeye yatırım yaptığını sorduğumuzda işletme sahibi Süleyman Tarakçı dan aldığımız cevap oldukça anlamlı: Hiçbir ülke tarımını yok sayarak kalkınamaz. Yine hiçbir ülkenin kalkınması kültürünü yok sayarak gerçekleşmez. Biz kuru fasulyeye iyi bir yatırım yaptık çünkü bir tarım ürününün para kazandıracağına inanıyoruz. Fasulye kültürünü restoranımızda tez olarak işliyoruz; çünkü bu yemek bizim. Fasuli de servis yapılan kuru fasulye her yerde bulunmayacak özelliklere sahip. Erzurum un meşhur İspir fasulyesi, tereyağı kullanılarak özel metodlarla pişiriliyor. Halk arasında Rize fasulyesi olarak yanlış tanınan İspir fasulyesinin sırrını ise kimse tam olarak bilmiyor. İri ve şeker tadında olan fasulyeler Türkiye de sadece İspir deki bir dere yatağında yetişiyor ve üreticisi tarafından herkese satılmıyor. Fasuli de İspir fasulyesinin yanında verilen pilav, süzme yoğurt ve turşu da leziz. Laz tatlısı ve özel formüllerle üretilen mercimek çorbasının tadı her yerde bulunmayacak cinsten. Fasuli de sadece yeme içme ihtiyacı düşünülmemiş... Yemek yiyip ruhlarında Anadolu nun binlerce yıllık dinginliğini hissetmek isteyenler müziğin sesine dikkat kesilsin. Çünkü Süleyman Tarakçı, ünlü müzisyen Dr. Adnan Çoban a Fasuli ye özel bir CD hazırlatmış. Kuru fasulyeye bunca yatırım yapan Süleyman Tarakçı nın hedefleri ise oldukça büyük. Pişirme formülünü sakladıkları fasulyeyi yurtdışına satmaya hazırlanan Süleyman Tarakçı, gıda mühendislerinin yardımıyla bu işin olabileceğini ispatlamış. Fasulyeler özel kaplarda muhafaza ediliyor, sos ayrıca gönderiliyor ve Avrupa, Türklerin küçümsediği fasulyeyi büyük bir iştahla yiyor... ....................................... Kuru fasulyeye iade-i itibar...Çek bir kuru fasulye
-
AKP NEREYE KOŞUYOR!
benim bilmek istedigim Akp yi övüpde AKP yi oy vermeyenler kime oy veriyor artik bunu bir bilsek fena olmuyacak söylermisin? ( akp ye vermedim ) ...kime verdin ne verdin! Akp dogru yolda..birde bu yolu aciklasan hangi yolda ? senin gercek anlamda oy vermek istedigin yoldami
-
First Lady'den garip istek!
:clover: aşırıya kaçmak karsilikli eziyettir insanlari üzer... ben tesekkür ederim arkadasim
-
First Lady'den garip istek!
birkere senin anlatmak istedigin apayri konu! eyer bu konuda yardim istiyorsan ...birkac yardimci kelimem olucak bu karsilastigin olay .. heryerde nadirde olsa karsilasabilirsin...bu bardakla veya bardakda degil bir ibrikde olabilirdi bir resturanta degil bir caminin tuvaletindeki ibriklede olabilirdi bende tuvaletde su kullanmam istersen onuda tartisalim neyse benim öyle niyetim yok sadece latife olsun? bu durum tutucu temizlige karsi asiri bir titiz Aile ortaminda dahi olur! yani evimizdede karsilasabiliriz illahin icki kokmasi sart degil ister elde yikansin ister bulasik makinasinda ister süper kullan ister cift katli calgonit kullan arada böyle fireler olur.. ne yapariz veya mantik olarak ne yapilir yenisinle degistirilir...ne yapilmaz onu kaldirip bir cins sekilde kirilip atilmaz tekrar yikanmaya alinir ,o bardak icki degilde yumurtada kokabilirdi ..mesir macunuda kokabilirdi...önemli olan ne kokdugu degil ne yapilmasidir bu durumda... ama sayin bLeedinq_me sizin yapacaginiz keske kibarca bardagi degistirmek olsaydi herhalde daha yakisikli olurdu bazi seylerin olmazlari vardir tuvalet gibi... hayatin gerceklerini bilipte heryeri saldirmanin tabiki anlami yok...ben diyememki tuvaletlerde ibrik kaldirilsin islak mendille tuvalet kagidi konsun saglik ve üzerimize,derimize sinecek koku acisindan ..gerci parali yapabilirler ya neyse onlarin keselerine dokunmayalim ibrige devam...
-
YASAKLAYIN BU CANAVARI!
Sayin fft cok güzel cok güzel düsünüyorsunuz duyarli olmak cok güzel birsey bilincli duyarli olmak herseye karsi dahada güzel! yokmu cevrede o kedicigi kimse yardim edemezmiydi kurtaramazmiydi?diyorsunuz, burda su gercek varki sizin basinizda buna benzer yakin bir olay gecseydi müdahale edeceginiz acik?...bir müdahale yetenegi öbür müdahalelere bilmedigi karsilasmadigi fakat teorik olarak aklinda kalan bir sözcükle baska bir müdahalede basariya götürür evet kurtarabilinirdi cokda kolaydi...bir bayan basaramazdi fakat karsi cinsi basarabilirdi..orda üctane pitbull görünüyor ikitanesi zaten yavru onlar saldiramaz büyük olani kedicigi kapanin sadece cenesi aninda acilarak tabii buna biraz güc gerektirir onun icin karsi cins basarabilirdi diyoruz ..kurtarilirdi.... ,,, İnsan olanın yapabileceği bu kadar mı?,,, demissiniz belirtdigim gibi okumak okumak egitim egitim hersey birbirine baglidir ..hayatda bir müdahale bütün müdahalelerin önünü acar!!! ,,,,,Kusura bakmayın,bütün hayvanlara hassasiyetim var ancak kedilere ayrı bir hassasiyetim var,,,,, kedicige olan hassasiyetini anliyorum ...evimde beslemesemde kedileri severim kuzulari severim... ana kuzuzu cocuklarida cokmu cok severim ilerdeki yaslarda elimi ocuklardan dahafazlasini onlara kimsesizlere sahip cikmak adina elimi onlardan ayirmayacagimi biliyorum... onun icindirki sizin belirtiginiz gibi bu hayvanlarin neslinin tükenmesi gerktigini yazmistim bir hayvan sever olarak..bu hayvanlarin oluşları yaratilisi zaten insanoglu tarafindan dogalligi bozularak sirf siddete yakin siddet olsun diye siddet yanlilari tarafindan cogalmalari saglanmistir..sokaklar bu siddet yanlilarina terkedilemez.onlarca cocuk bu hayvanlarin ani saldirisina bu kedicik gibi kalarak hayatini kaybetmistir.. sokaklar cocuklarindir bu hayvanlarin bu sokaklarda isi yoktur? nasil bu hayvanlarin cogalmalari saglanmissa ayni sekilde tersi yapilarak dogal olanina dönülmelidir...yoksa bekleriz baska kedicikleri baska canlarin kurban olmasini! müdahaleyide kurban veriyoruz diye es gecmeye devam ederiz...kurbanlik koyun gibi
-
AKP SONUNDA ALEVİLERİ DE BİRBİRİNE DÜŞÜRDÜ
sayin politika burdaki amac laik mülümanlarin yani anadolu Alevisi nin elinden bu laikligin elinden alinmaya calisilmasi! cünkü Aleviler en son asamada karsilarina dikilecek en büyük topluluk oluyor bunlari asmalari imkansiz Alevilerin inanc tarzlari kesinlikle seriata taviz verecek yapilari yok hadi bizleri sindirdiler öyle ama böyle ya onlari nasil sindirecekler!!! imkansiz degilmi? iste oyunun bu perdeside var ,,büyük paralar la bunlarida asmaya calisacaklar evet zarlar atilmis ...durmak yok tam gaz gidiyorlar.. Tanrim bu ülkeye yardimci olsun .. cünkü bunlari bölüp ellerine ibadet diye zincirler vererek kendilerine dövmeleri saglanacak yani irandaki siiler yaratmak istiyorlar bu ülkede Anadolu Alevisini feshedip...sii olmalari saglanacak olurmu olur bu ümmet anlayisi herseyi yaptirir bakin müslümanlarin ABD den dayak yemesini nasil karsiliyorlar gittikleri yerde domuz pismeyen tava sorarak? o tavayi dini bölümde sordum kimse cevap verdimi .. veremez veremez herkes baglanmis ... öyle degilmi sayin politika
-
Çanakkale Şehitleri Ziyaretçi Defteri
Bu vatanın nasıl kazanıldığını bilmeyenlere, anlamayanlara ya da anlamak istemeyenlere lütfen anlatınız....evet anlatmasina anlaticagizda kimsenin gercek anlamda anlatmak istemedigi gibi anlatanda yok ,,Sayin GeceKuşu,, siz güzel birseyler izah etmeye calismissiniz ama devami gelmiyor devami vatan millet sakarya.. zaten kayiplarimizda bundan gelmiyormu Ermenilerin bile bizlerle iyi gecinmekden baska sanslari olmayan ermeni topraklari bile bizim zayifligimizdan bize dönmüs ganimet bekler olmus... aslinda kendisi normalinde sicak iliskiler beklemesi oldugunu bile bile ..evet suclu bu durumda onlar degil bizleriz..cünkü dünya politikasinin gerceklerini yerine getiren onlar yoksa yarinlar onlardan hesap soracak?.. cünkü.. çanakkale savaşını anarken sadece savaş cografyasını ele alıyoruz örnegin. oysa aynı tarihlerde bir sürgün yaşandı. bu sürgünü hazırlayan olaylar, acılar, **** katliamlar yaşadı insanlarımız. biz ise sadece çanakkale savaşını anıyoruz. sonra ardından bir ay geçiyor ve ermenilerin yıllık propagandası ile karşılaşıldiginda bu sefer de onu dile getiriyoruz. oysa her ikisi de aynı zamanda gerçekleşen olaylar. biz kutlamalarımızda her kutlamamizda bir yanlışlık yapıyoruz... çanakkale savaşı kutlamalarında öyle gürültü koparıyoruz ki, duyanlar izleyenler aynı tarihlerle ilgili olarak diaspora ermenilerinin yalanına inanıyor, ister istemez. bu sene en azından biz çanakkale zaferini anma sürecinde ermenilerce yapilan katliamlari da dile getirelim... bu Irkcilik bu karsi tarafi düsman görmek anlamina gelmez..bu iki toplumunda bu dünya düzeninde yapilmasi karsilikli yola gelmenin politikasidir..cünkü tek tarafli birseyler beklemek emperyalistlerin arzuladigi durumdur yani cözümsüzlük..ozaman onlarin yaratdigi karsi progandayi bizimde o dönem yasadiklarimizi ortaya cikararak canakkale savasi döneminde yasadiklarimiz o dönemde basliyalim.. yetişkin erkekler savaşta ülkesini korumak için cephedeyken boşalan köyleri, yerleşim yerlerini anlatalim. oralarda kalanların, kadın, çocuk, yaşlı ve savaşamayacak sakatlardan ibaret olduğunu, ermeni çetelerin bu insanlara yaptiği işkence ve vahşeti de dile getirelim .. onlarda saldiridan savunmaya gecsinler evet sürekli yapilacak vede o dönem gercekten yapilanlari halkimiz tarafindan gercek anlamda paylasilmaya baslandiginda iliskilerin seyrini simdiden görmemek yanlis olur .. evet bu bir ihtiyac bu bir gercek her iki halklar acisindan gelecegin güzel olmasi acisindan... artik böyle günleri sakarya milletle degil? gercekleri arastirip bulabildiklerimizi gözler önne sermeye calismakla olur anmak budur gercekleri devamli arastirmaktir.. Efendi Türkler
-
TÜRBAN SORUNU - KONUSU - ANA BAŞLIK
Su bir gercek ki, turbanin seriat ozlemi anlamina geldigini goruyoruz... fakat bu özlem kadinlar tarafindan degil erkekler tarafindan kadinlar üzerinde uygulanan baskiyla yola cikildigini her daim görebiliyoruz yani bu baskidan yola cikarak seriat özlemini gerceklestirmek..icin onlarin en büyük merdivenin ayagini olusturuyor..baski Türban takan kadinlara sahsi kisisel baski asil seriata özlem duyanlar tarafindan gelmektedir... laiklerin hic bir dönem kadinlara karsi bir baskisi söz konusu degildir?... kisisel sahsi baski asla laiklikde kadina sadece saygi vardir..sevgi vardir hürmet vardir ilgi vardir hayatda herseyi beraber kucaklamak vardir sayginin en büyügü vardir..
-
First Lady'den garip istek!
First Lady'den garip istek! Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile birlikte New York'ta bulunan Hayrünnisa Hanım, gittiği retoranlardaki talepleriyle yeni bir tartışmanın fitilini ateşledi Cumhurbaşkanı Abdullah Gül New York'ta temaslarda bulunurken, eşi Hayrünnisa Gül de New York'ta hem geziyor hem de alışveriş yapıyor. odatv'nin haberine göre, Hayrünnisa Gül'ün New York'taki restaurantlarda garsonlardan ilginç bir isteği oluyor. Gül New York'ta gittiği restoranlarda önce siparişini veriyor sonrasında ise istediği yemeğin piştiği tavada daha önce domuz eti pişip pişmediğini soruyor. "Evet" yanıtını aldığında ise garsonlardan tavayı değiştirmelerini rica ediyor. First lady Hayrünnisa Gül New York'ta bulunduğu sürede Türkiye'ye yeni bir polemik konusu daha kazandırmış oldu. Domuz eti pişen tavadan Müslümanlar yemek yiyebilir mi? Domuz etinin piştiği tavada pişen yemek caiz midir? ............................... Arkadaslar inaninki bu yaziyi okudugumda şok oldum !!! simdiye kadar böyle benim bir soruyu sormak ve yahutda hic bir ortamda böyle soranla karsilasmadim.. evet bizler buralarda yasarken yetisirken kücüklügümüzde bu domuz etimi degilmi diye sorar inanin hatda onlar bize sormadan bu domuz eti diye domuz eti haric yemekleri mönüleri tavsiye ederlerdi.. neyse büyüdük neyin ne oldugunu ayirt ettigimiz icin ona göre siparis veriyoruz.. fakat böyle bir soru inanilir gibi degil cünkü bende kesinlikle domuz eti yemem yiyemem hem gelenek olsun hemde dini inanclarima ters geldigi icin sogukluk olmus vede zamanla domuz etininde sagliksiz oldugu icin bende kafamda yer etmis yiyemem! ama tavanin degismesi evet ya bu cok ilginc? bizler burda hastanelerde herhangi konaklama yerlerde tavayi degistir diyecek sansimiz yok? o zaman gercekten bu saglik acisindan dini acidan ne gibi etkileri olabilir..vs . vs.. ben laik bir müslüman cocugu olarak bu durum beni biraz meyoş etti yani etkiledi... bu konuyu derin düsüncelerinize birakiyorum..
-
AKP NEREYE KOŞUYOR!
ister istemez bu hizli gidisin yani alt yapisi olmadan yerli yerine oturmamis vede yeterli olmayan kurumlarin bir ülkede bu hizli gidisin vede yayilisin fikirlerin bu derece önü acilmasi vede bir yöne akitilmaya calisilmasi cok düsündürücü!! bu acilim bizi nerelere götürür kurumlarin temeline cimontomu olur dinamitmi bunu kestirmesi hayli zor.. yani Akp´y le gidiyoruz sonunda meshur vede lügatimizda cok güzel yeni sözcük var ..yani bu gidisin Arkasından çok daha derin bir dip dalga geliyor? Ama Tarih ne yazacak kestirmesi zor ... görünen bir gercek cok büyük acilimla karsi karsiyayiz.. Özal dönemi sifir kalir ,, gercek ürünler ortaya cikmaya baslasin görecegiz.. Sayin KesKiNkAleMin dedigi gibi Özetle Akp, ülkemizi çözülmeyemi götürüyor... yoksa benim düsünceme göre cözüldükde bölünmeyemi? issallah tarih bizi yaniltirda ülkemiz bir büyük acilimla büyüklügünü ispatlar....cogulcu demokrasilerde tek basina bir iktidarin ülkeyi kendi kaderini kendisinin yazdiramiyacagini görürüz
-
Öykü - Berk
Evlerinin Önü Boyalı Direk,gercekden güzel harika parca olmus! nedenmi böyle müzikleri dinleme aliskanligim yok fakat son zamanlarda ülkemizde okadar yetenekli sanatcilarimiz yetistiki vede bizleri böyle yapitlari sevdirmesini bildiler.. birkere bu cok güzel kendi müzigini dinliyorsun ben düne kadar türkce parca dinlemede zorluk cekerdim...insanlarin zamanla yemek aliskanligi degisebiliyorsa doksan derece ayni sekilde Müziktede olabiliyor? gelelim tekrar Öykü ile Berk´e ilk dinledigimde tabii bunu televizyonda rastladim televizyonun mac disinda tam anlamiyla gecemedigim icin hep sonucta mac disinda göz ucuyla bakmistim bugünde böyle.. dikkatimi cekerse biraz ilgilenirim!!! neyse bu arkadaslar cikti birden televizyona yani Öykü - Berk...şiveleri bana gurbetci gibi geldi... dedim aha yeni bir gurup daha bizden!! ilk bastan öyle zannettim süperler ya filan nede olsa gurbetciler filan ayagina gittik.. birkac kere hasir nesir olunca sagda solda ne yazikki yerlilermis ama süperler öyküde tek basina bir harika! ne diyelim basarilarin devamlarini dileriz!!! zannediyorum ses tonlari ithal yani alamanca...
-
TÜRBAN SORUNU - KONUSU - ANA BAŞLIK
Size ’bayan’ diyebilir miyim 12 Ocak 2008 KADINLARLA ilgili küçük bir test yapalım.Kadın olsanız, cinsiyetinizden hangi kelimeyle söz edilmesi hoşunuza giderdi: "Bayan" veya "hanım" mı? Yoksa; "kadın" mı? Benim çevremde erkeklerin çoğu "kadın" kelimesini kullanmaya çekinir. Çünkü onlara, bu kelimede "aşağılayıcı" bir anlam varmış gibi gelir. Keza "karı" kelimesi yerine de "eş" demeyi tercih ederler. Muhafazakár kesimin modern erkekleri de "kadın" kelimesinden kaçınır. Geriye kalan iki kelimeden hangisinin kullanılacağı konusunda muhafazakár kesimle muhafazakár olmayan kesimin erkekleri arasında bir terminoloji farkı vardır. Muhafazakár olmayan çevrenin erkekleri "bayan" kelimesini tercih ederken, muhafazakár kesim "hanım"ı daha çok sever. * * * Kadınların dünyasında ise durum farklı. Geçen salı akşamı, muhafazakár kesimi iyi tanıyan iki kadınla yemek yedim. Konuşmalardan anladım ki, muhafazakár kesimin okumuş kadınları da "hanım" kelimesini sevmiyor. Sadece sevmemekle kalmıyor, bunu kullanan erkeklerle dalga geçiyor, küçümsüyor. Dün Yeni Şafak Gazetesi’nde Fatma K.Barbarosoğlu, yazısının sonuna şöyle bir not eklemiş: "Abdullah Harmancı vermiş olduğu söyleşide ’geleneksel hanım’ tabirini kullanıyor. Kavramsal açıdan ’hanım’ kelimesinin durumu karşılamadığını düşündüğüm için, meseleyi tartışırken ’geleneksel kadın’ vurgusunu tercih ettim." Gelelim "bizim mahalle"ye... * * * Bizim mahallede de durum farklı değil. Hürriyet içinde çok güçlü bir "kadın lobisi" vardır. Bu lobi, gazetenin İcra Kurulu Başkanı Vuslat Doğan Sabancı’dan da büyük destek alır. Gazetenin çalışanlarının iç iletişimini sağlayan web sitesinde her gün bu konuda eleştiri ve tartışmalar yapılır. Manşete çıkan bir haberde kullanılan kadın fotoğrafı, seçilen kelimeler, haberin yazılış üslubu her gün "kadın gözüyle" ince ince masaya yatırılır. Bu eleştiriler aynı şiddetle yazı işlerine iletilir. Hürriyet’te çalışan kadınların hepsi olmasa da çoğu, "bayan" kelimesinin kullanılmasına çok tepki gösterir. O kelimeyi sevmezler. "Niye kadın demiyorsunuz?" diye e-mail yağdırırlar. * * * Benim çevremdeki erkeklerin çoğu kadın konusunda çok çekingendir. Dilleri "kadın" demeye gitmez. "Bayan" ona daha incelikli, daha zarif bir kelime gibi gelir. Bu işten galip çıkan kadın lobisi oldu. Artık dilimiz gitmese de klavyedeki parmaklarımız gidiyor. "Kadın" kelimesini kullanıyoruz. Yine de itiraf edeyim. Erkek arkadaşlarımızın çoğunun tercihi bu değil. Onlar hálá "bayan" kelimesinin daha zarif olduğunu düşünüyorlar. * * * Bence bu, böyle gülümsemeyle geçilecek kadar basit bir tartışma değil. Arkasından çok daha derin bir dip dalga geliyor. Toplumun muhafazakár ve muhafazakár olmayan kesimlerinin kadınlarının, giderek daha belirgin hale gelen ortak talepleri oluşmaya başladı. "Terminolojik talep" bunlardan sadece biri. Asıl ortak alan, kadının erkek karşısındaki konumunun yeniden gözden geçirilmesi. İşte bu noktada işler muhafazakár kesimde daha sancılı geçecek gibi görünüyor. Kadının türban için mücadelesi, aysbergin sadece görünen yüzü. Alt taraftan başka mücadele konuları geliyor ki, orada kendi aralarında epey kavga çıkacak diye düşünüyorum. Çünkü "modern mahrem", hem haremi hem duvarı yıkıyor. Duvar bir yıkıldı mı, öteki taraf da görülür. Ertuğrul ÖZKÖK
-
YASAKLAYIN BU CANAVARI!
Arkadasim kendini kötü hissetmen beni üzdü! amacim korku yaratmak veya heyacan degil ben konuyla ilgili en makul resimleri koydum inanki yoksa cok carpici görüntüler vardi.. sonra kötü hissetmeniz tabiki iyi degil fakat bu tehlike hep aramizda dolasiyor bu kedicik gibi herkes bu tehlikenin icine hic ummadigi an düsebilir veya canli sahiti olabilir!!! amac bu tehlikeyi bilmek bilinclenmek acisindan yinede bu olayi bu sekilde görüntülü olarak okumakda yarar var.. isterdimki kendinizi kötü hissederken biriiki sorunuzuda sorabilseydiniz veyahutda düsüncenizide yazabilseydiniz.. neyse ben bu hayvanlarin biriki özelligini vede dikkat edilmesi gereken biriki konuya degineyim tabi sonra gelecek sorularida cevaplamaya hazirim.. bu cins hayvanlar birkere cok vahsi vede güclü hayvanlar yani cok bilincli birisinin elinde vede o kisi bilincli olsada kurallarin disina cikarsa bu hayvanlar kesinlikle birgün katil olurlar ... saldirilari yüzde doksan insanlardir!!! öyleki bunlar etrafi cevrili normal bir evin bahcesine bile selbest birakilamaz.. cünkü ordaki bahcenin kapisi veyahutda cevreleyen citler saglam degilse avini gözüne kestirirse kirip cikar okadar güclüler .. sonra onlari bir arkadasin besliyorsa sana zincirinle teslim ederse biriki dakkaligina seni gözüne kestirirse öldürebilir veyahutda sen tutarken baska avini kestirme orani yüzde doksan artar ve senden kurtulur.. kesinlikle bu hayvanlari sahibi yaninda degilken kesinlikle irtibatin olmuyacak sahibininde yapabilecegi biryere baglamasi bu durumlarda... vs.vs anlatilacak o kadar cok sey varki bu hayvanlar hakkinda o kadar cok.. yapilacak en güzel durum bu hayvanlari gezdirenleri görürseniz agizlerinda tasmalari yoksa kesinlikle hic vakit kaybedilmeden polise haber verilmesi..v.s v.s .. poliste tuanagini tutmasi belediyede devamini getirmeli bu kisiler bu hayvanlari ne sartlarda besliyor yeterli yerleri varmi kisinin durumu egitim icin okulada götürüp götürmedikleri...vs.vs. Ailece cocuklu gezenlerin böyle vakalarda bu hayvanlarin bulundugu yerden uzaklasmalari yani gitdiginiz bir parkda veyahutda herhangi biryerde bu hayvanla gezen varsa oradan uzaklasmak en bastaki görev olmali!! bu hayvanlardan saldirida nasil kurtulabiliriz .. bir nevi elektirik akimina kapilmis gibi sopayla birde kaptigi yer varsa kesinlikle elle onun cenesinden kurtulmak ikinci sefer saldirmazlar bir nevi sinirleri bosalmasi ikinnci saldiriya cesaret edemezler..vs.vs...neyse vs.vs..
-
GÜNÜN KARİKATÜRÜ... (Kendi dilini oluşturmak için, karikatür, metafor yaparak kendine has bir anlatım dili oluşturuyor... :). :(. :|...)
Çizer: Erdoğan BAŞOL
-
BUGÜN NE PİŞİRELİM?
vay be
-
GÜNÜN KARİKATÜRÜ... (Kendi dilini oluşturmak için, karikatür, metafor yaparak kendine has bir anlatım dili oluşturuyor... :). :(. :|...)
- Sigara Yasağı Hakkında Ne düşünüyorsunuz?
İşte uzun yaşamanın sırrı 20 bin kişi üzerinde yapılan araştırmaya göre 14 yıl daha uzun yaşamak için yapılması gerekenler şunlar... İNGİLTERE DEKİ Cambridge Üniversitesi nde yapılan geniş çaplı araştırma, sigarayı bırakmak, meyve tüketmek, az alkol almak ve biraz spor yapmak gibi basit değişikliklerle insanın ömrünü 14 yıl uzatabileceğini ortaya koydu. 1993 ile 2006 yılları arasında 45 ile 79 yaş arasındaki 20 bin kişi üzerinde yapılan araştırmaya göre 14 yıl daha uzun yaşamak için yapılması gerekenler: * Hiç sigara içmemek. * Haftada 7 kadehten fazla içki tüketmemek. * Her gün beş adet meyve-sebze yemek. * Günde yarım saat spor yapmak ya da koşuşturma gerektiren bir iş sahibi olmak. ............................. * Hiç sigara içmemek.nefesi, temiz almasini,yürümenin tadini cikarmasini,saglik kosmani ,bisiklet binmenin,yüzmenin tadini artirir..vs.vs saymakla bitmez... benim hobim olan motosikleti rüzgarda sürmenin tadida cabasi... nefes nefes nefes nefes... nefesin tadini ögrenmek NEFESIN TADINI ÖGRENMEK...nefesin tadini ögrenmek- AKP SONUNDA ALEVİLERİ DE BİRBİRİNE DÜŞÜRDÜ
Alevi iftarında AKP'li Koç hüngür hüngür ağladı Alevi iftarında AKP'li Koç hüngür hüngür ağladı AKP Milletvekili Reha Çamuroğlu’nun organizatörlüğünde Abdal Musa Vakfı tarafından düzenlenen ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın da katıldığı “Muharrem İftarı” nda duygulu anlar yaşandı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın birlik ve beraberlik mesajları veren bir konuşma yaptığı iftar Ehli Beyt için okunan mersiye ile başladı. Bu sırada Eski Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç gözyaşlarını tutamadı. Kamuoyunda tartışma konusu olan ve birçok Alevi örgütünün tepki gösterdiği iftara Başbakan Erdoğan’ın yanı sıra Devlet Bakanları Mehmet Aydın, Sait Yazıcıoğlu, Hayati Yazıcı, İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan, Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker bakan olarak katıldı. Katılanlar arasında AKP Genel Başkan Yardımcıları Necati Çetinkaya, Reha Denemeç, Fatma Şahin, Şükrü Ayalan, Egemen Bağış, eski Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç, eski TBMM Başkanı Bülent Arınç, eski İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu da yer aldı. Yemeğe Türk Tarih Kurumu Başkanı Yusuf Halaçoğlu ile Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu da katıldı. Bardakoğlu, yemeğe cübbesiyle geldi. Yemeği düzenleyen milletvekilleri Reha Çamuroğlu ve İbrahim Yiğit, iftarın yapılacağı salonun girişinde davetlileri karşılarken Çamuroğlu’nun Alevi inancı gereği sakal traşı olmadığı gözlendi. İftarın yapılacağı salona Hz. Ali ve Atatürk posterlerinin yanı sıra Türk bayrağı asılırken Türkçe ilahiler çalındı. Bilkent Otel’de yapılan iftar için yoğun güvenlik önlemleri alınırken gazetecilerle Başbakanlık korumaları arasında kısa süreli bir gerginlik yaşandı. İftara davetli olan Alevi örgütlerinin büyük bir bölümünün katılmadığı gözlendi. Davetlilere mönü olarak iftariyelik tabak mercimekli çorba, peynirli su böreği, sebze türlü, pilav, hoşaf ve dondurmalı kazandibi sunuldu. BAŞBAKANA ÖZEL MÖNÜ Masalarda Alevi inancı gereği su ve bıçak bulundurulmazken, isteyen davetlilere su veriliyor. Başbakan Erdoğan’a hazırlanan menünün dışında salata tarzı özel bir diyet mönüsü sunuldu. BAŞBAKAN ERDOĞAN'DAN BİRLİK ÇAĞRISI Yemekte bir konuşma yapan Başbakan Erdoğan " Siz can dostlarımla birarada olmaktan memnun olduğumu ifade etmek isterim. Bu buluşmanın bir matem vesilesiyle olması, bir Muharrem gününde gerçekleşmesi hepimiz için derin manalar taşıyor"dedi. Konuşmasında birlik ve beraberlik mesajları veren Başbakan Erdoğan "Burada birlikte olmanın birliğin, beraberliğin, sesini yükseltmenin, elele gönül gönüle, yüzyüze olmanın memnuniyetini taşıyoruz" diye konuştu. Konuşması sırasında Hasan Hüseyin Korkmazgil'in 'acıyı bal eyledik' adlı şiiri ile Mehmet Akif Ersoy'un "Yıllar geçiyor ki ya Muhammed aylar bize hep Muharrem oldu/ Akşam güneşli bir geceydi/ Eyvah o da bize leyli matem oldu" dizelerine gönderme yapan Erdoğan "Tüm mesele kendi doğrularımızı başkalarına dayatmamak" diye konuştu. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Siz can kardeşlerimle, gönül dostlarımla bir arada olmaktan, yüz yüze hasbi hal etmekten, son derece memnun olduğumu özellikle ifade etmek isterim” diyerek başladığı konuşmasında, buluşmanın bir matem vesilesiyle olmasının, bir muharrem gününde gerçekleşmesinin, herkes için derin manalar taşıdığını söyledi. Erdoğan, birlikte olmanın, birliği, beraberliğin sesini yükseltmenin , el ele gönül gönüle, yüz yüze olmanın memnuniyetini taşıdıklarını kaydetti. Aynı inanç iklimine mensup olmanın huzuruyla, yüzyıllar boyu, aynı temiz kaynaklardan su içmenin hazzıyla bugünlere gelindiğini belirten Başbakan Erdoğan, “Farklılıklarımız birlik içinde, vahdet ikliminde erimiş, hepimiz, bir bütün olmuşuz. Tabi ki bir muharrem günündeyiz. Bugünün manasını ve önemini çok iyi biliyoruz. yüreklerimiz buruk, kalplerimizi mahzundur” diye konuştu. Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü : HEP BİRLİKTE BİZİM MATEMİMİZİ PAYLAŞMAYA GELDİM “Ama Allah’a hamd olsun ki gönüllerimiz birdir, beraberdir. Umutlarımız diridir, geleceğe böyle bir umutla bakıyoruz. Herhalde hiçbir toplum, “gelin canlar bir olalım” düsturunu, bizim kadar açık ve net olarak dile getirmemiştir. Sevgili canlar, ben buraya, sizin mateminizi paylaşmaya değil, hep birlikte bizim matemimizi paylaşmaya geldim. Bu matem, bizim matemimizdir. Bu duygu seli olarak, bizim ortak dünyamızın bir parçasıdır. Bu davete, gönül huzuruyla icabet ettim çünkü gönül huzuruyla bir davet vardı, benim için de icabet gerekti. Zira burada, sevgili kardeşlerim olarak sizler varsınız, bu buluşmayı, farklı mülahazalarla değerlendirenler olabilir. Bizim gönül dünyamız çok geniş. Biz çok kucaklayıcı olmalıyız. Biz gelmedik kavga için, bizim işimiz sevgi için. Dostun evi gönüllerdir, gönüller yapmaya geldik. İşte bizim değerlerimizde bu var. Hiç kimsenin haklı iradesi, gönlü, başkasının ipoteği altında değildir. Dinin tek bir sahibi var, o da yüce Allah’tır. Kimse kimseye din bahşetme, din lütfetme hakkına sahip değildir. Gönüllerin sahibi bellidir. İnanıyorum ki muhabbetimiz, sevgimiz, açık yürekliliğimiz, bütün ön yargıları eritecek kadar büyüktür, büyük olmalıdır. Kaldı ki bizler, sadece bu vesileyle, sadece muharrem ve matem vesilesiyle bir araya gelen bir toplum değiliz. Biz her zaman, her yerde, tasada ve kederde, acıda ve mutlulukta birlikteyiz, birlikte olmalıyız. Bizim için bin yılı aşkın bir tecrübedir bu. Dolayısıyla bu akşamki buluşmamız, son derece tabi ve doğal bir buluşmadır. Hepimiz hür ve özgür bir ülkenin vatandaşlarıyız. Hepimiz, birlik esasında, daha güçlü bir millet olmanın sevdasındayız. Farklılıklarımızın altını çizmek için değil, müşterek aklın, müşterek irfanın, birlik iradesinin ortaya çıkması için, burada bu akşam, bir ve beraberiz.” Başbakan Erdoğan, “Bizler, tarihte, bugün birlikte, ortak bir medeniyet inşa etmenin onurunu, istiklalin hazzını, şerefini birlikte hisseden modern Türkiye Cumhuriyetinin vatandaşlarıyız. Siz biz ayrımı olmadan hepimiz bu ülkede ev sahibiyiz, kardeşiz” dedi. ERDOĞAN’DAN HASAN HÜSEYİN ATFI Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, konuşmasında, Şair Hasan Hüseyin Korkmazgil’den de dizelere de yer verdi. Erdoğan, “Bizler, Şair Hasan Hüseyin Korkmazgil’in ifadesiyle, ‘Acıyı bal eylemesini’ bilmiş bir milletiz. Burada da acıyı bal eylemek üzere bulunuyoruz. Bundan sonra da Allah’ın emriyle, birbirimizi daha da aydınlatmak üzere, bu ruhla, medeniyet yolundaki yürüyüşümüzü sürdüreceğiz” diye konuştu. ÇAMUROĞLU’NA TEŞEKKÜR Başbakan Erdoğan, “Değerli kardeşim, edebiyat ve irfan adamı” dediği Reha Çamuroğlu’na, ve buluşmaya vesile olduğu için Abdal Musa Kültürünü Araştırma ve Tanıtma Vakfına da teşekkür etti. ASIL OLAN İSTİKAMETTİR, YOLDUR Alevi Bektaşi kültürünün, Anadolu’nun eşsiz zenginliklerinden biri olduğunu belirten Erdoğan, bu kültürün bu toprakların özünde, mayasında olduğunu ve bu mayanın herkese çalındığını kaydetti. Erdoğan, şöyle konuştu: “Yolumuz birdir, istikametimiz birdir, rehberimiz birdir, dolayısıyla menzilimiz birdir. Zira asıl olan istikamettir, yoldur. Yol kavramının bu zengin kültür haritamız içindeki özel manasını çok iyi biliyorsunuz, çok iyi biliyoruz. Bu yolda öfke, bu yolda ayrılık-gayrılık, bu yolda senlik-benlik yoktur, sadece biz vardır. Aziz milletimizin asırlardır bozulmayan kimyasının, kardeşlikle yoğrulan hamurumuzun, bugünkü meselelerimizi aşacak kudretli bir öze sahip olduğundan hiç kimsenin şüphesi, endişesi olmamalıdır. Ne politik mülahazalar, ne ideolojik analizler, ne hariçten yapılan kasıtlı müdahaleler, birbirinde erimiş, yüreklerimizi ayrıştırmaya muktedir olmamıştır, olamayacaktır. Siyasetin görevi, halkın bir bütün olarak ihtiyaç ve beklentilerini karşılamak, temel hak ve hürriyetlerini koruma altına almaktır. Devletin görevi, toplumun bir parçası olan farklılıkları tanımlamak değil, bu farklılıkları tanımak ve anlamaya çalışmaktır.” “YARATILANI YARADANDAN ÖTÜRÜ” Erdoğan, Anayasadaki tanımıyla, demokratik laik ve sosyal bir hukuk devleti olan Cumhuriyetin, bütün inanç gruplarına, mezheplere, dini inançlara eşit mesafede durmak, hepsinin din ve vicdan özgürlüğünü garanti altına almak durumunda olduğunu söyledi. Erdoğan, “Hikmetini, ilhamını, irfanını, Ahmet Yesevi’den, Mevlana’dan, Hünkar Hacı Bektaş Veli’den, Yunus Emre’den, Pir Sultan Abdal’dan, Virani’dan alan bir milletiz” dedi. Erdoğan, şunları söyledi: “Yaratılanı Yaratan’dan ötürü, Yaratıcı’ya nispetle, onun için, onun adına sevmek bizim en temel şiarımızdır. İnsana “can” diyen bir ortak medeniyetin, bir ortak dilin çocukları olduğumuz için, barışa hasret kalan insanlık ailesi içinde biricik bir konuma sahibiz.” .......................................- AKP SONUNDA ALEVİLERİ DE BİRBİRİNE DÜŞÜRDÜ
Dedelere maaş asimilasyondur Dedelere maaş asimilasyondur Halk müziği sanatçısı Musa Eroğlu, son dönemdeki gelişmeler üzerine çarpıcı açıklamalar yaptı. Halk müziği sanatçısı Musa Eroğlu, son dönemdeki gelişmeler üzerine çarpıcı açıklamalar yaptı. Demirkulak sitesine konuşan Eroğlu'nun röportajından satırbaşları: - Ben kendimi izole etmiş biri değilim. Ülkemde 2 milyon hayranım var, benim jeepim ve korumalarım yok. Benim jeeplerim ve hayranlarım konser meydanlarındaki sevdiklerimdir" -Kadın programları ve özellikle sabah tv programlarına katılan türkücü arkadaşlarıma şaşıyorum. Kendilerini sazık gibi çiğnetiyorlar orada, ne işiniz var. Neden bu tür yerlerde kendinizi ezdiriyorsunuz? -Ben alevi kültürünün taşıyıcısıyım. Bin yıllık geçmişimiz var, kimse bizim cem evlerimize cümbüş evi diyemez. Bu toplumda her zaman Atatürk evlerimizin köşesinde asılıdır, politik yönümüz yoktur. Bizi rahat bıraksınlar" -Biz laiklikten ve cumhuriyetten yana tavır koyuyoruz. Bundan başka siyasi bir yaptırım gücü yok. Biri parlamentoya seçilsin, insanlar gitsin, Alevilerin hakkını arasın diye bir şey yok. Oraya seçilecek adamlar da oradaki kendilerini seçenler tarafından konuşabilecekleri makaslanıyor, konuşamayacakları var mecliste. Var birkaç tane onlardan. Gölgenin resimleri bile var, onların yok! -Laik devletin dini olmaz. Şahısların dini olur. Ona inanırlar bu da onların doğal hakkı. Devletin resmen bir dini ve bir de mezhebi var. Hanefi mezhebi. Diyanet de onların üzerine kurulmuş. Dedeleri diyorlar ki gelin siz de imamların sınıfına katılın, siz de maaş alın. Sizi asimile edelim. -Dedelere maaş rüşvetten başka nasıl bir yaklaşım olabilir? Sen benim inancımı nasıl pazarlayabilirsin? O tanrıyla benim aramdaki bir mesele. Asırlardır böyle yaşıyoruz. Bizim bir derdimiz var, Alevilerin bir derdi var o da bu ülkede laikliğin iyi işletilmesi. Başka hiçbir sorun yok. Cem evi yaptırılacaksa parasını verir, yaptırır. Devletin sırtına yüklenmezsin. Devlet çünkü inancı yönetmiyor. -Ne kadar masumane bir yaklaşım: "sizin dininiz yok mu" diyor milletvekili. "Var" diyorsunuz, "o zaman camiye geleceksiniz" diyor. Tanrının kitabına inanacaksın. Mecbur muyum ben? Belki de ateistim yani. -Asimilasyon politikası bu. 8-10 tane insanı oraya götürürsün, fotoğrafa koyarsın "onlar birinci sınıf Alevidir, Müslüman'dır, namazlarını kılıyorlar, siz de buyurun" . ben Müslüman olmak zorunda değilim, Müslümanlığı farklı anlıyorum. Türk kültüründen, örf ve adetlerinden gelen bir Müslüman'ım ben. -Alevileri de taşeron olarak kullanmak istiyorlar ama Aleviler bunun farkında. Biliyorlar.- YASAKLAYIN BU CANAVARI!
YASAKLAYIN BU CANAVARI ANTALYA'nın Kemer İlçesi'nde sahipleri tarafından serbest bırakılan 3 köpek, çevredekilerin gözünün önünde sahipsiz bir kediyi boğazladı. Çevredekilerin izlemekle yetindiği vahşete koşarak gelen bir Rus turist müdahale etti. Kadın turistin büyük çaba sarf ederek köpeklerden birinin ağzından aldığı kedi kısa süre sonra öldü. Bir Pitbull vahşeti daha İki pitbul canavarı agacın tepesine kaçan kediyi sıkıstırıp milletin gözü önünde paramparça ettiler.. Dünyada buna benzer saldirilar bu hayvanlar tarafindan defalarca gerceklestirildi hergün bir yenisini duyuyoruz birçok cocukda buna benzer saldirilarda canavarın dişlerinden kaçamadi Avrupada bilhassa bu olaylar bir dönem cok yasandi bu yüzden yeni uygulamalar yasalarda yerini aldi bu hayvanlara karsi birkere cogalmalari engelleniyor! ikincisi kesinlikle bu hayvanlarin disarda tasmasiz gezemiyecekleri.. vede agizlerinda güvenlik icin ayriyetden tasmasi olmasi gerekiyor disarida sahibinden baskasida cikartamaz? zannediyorum bu uygulamalarin ülkemizdede var veyahutda olmasi gerekiyor..zannediyorum var ne yazikki uygulamalardan habersiz vede önemsemeyenlerin ne gibi telikelerle karsi karsi kalacaklari ortada tabiki bu ortamda suca istirak oluyor Antalyadaki kedinin ölümünden sahibide sucludur... tasmasını çıkartıp gezdiriyorsa birkere yasalarin harekete gecip en agir cezaya carptirilmasi gerekiyor! yoksa hayvanlarin insanlarin bilhasa cocuklarin bu tehlikenin devam edecegini gösterir.. Bu güne kadar öldürülen, yaralanan bebekler için ve son olarak vahşice bogulan o kedicik için bu hayvanlarin neslinin tükenmesi gerekiyor bilhassa ülkemizde!!- BUGÜN NE PİŞİRELİM?
Arkadasim sen beni kurufasülyeden sogutmakmi istiyorsun! Web Sitene gittim yine o kab yine ayni daginiklik inanki iceri girmemle cikmam bir oldu.. birde hareketden bahsediyorsun ..hareketin oldugu yerde temizlik olur ilk önce Web Siteni temizle- Google Logoları
- BUGÜN NE PİŞİRELİM?
gönderdigin link hareketsiz kimildamiyor yerinden... neyse üzmeyin tatli caninizi ben birseyler yapmaya calistim aksamdan kuruyu sicak suyun icine koydum ertesi günde taŞ gibi yedim aradaki fark,, mideme oturdu ... sagolun- TÜRBAN SORUNU - KONUSU - ANA BAŞLIK
Örtünmeyen kadın bakanı kovduracaklar Örtünmeyen kadın bakanı kovduracaklar Kuveyt kabinesinin tek kadın üyesi olan Eğitim Bakanı Nuriye el Subai’nin azledilmesi için 20 vekil önerge verdi. Gerekçe, Asyalı bir işçinin üç öğrenciye tecavüz etmesi. Ancak genel kanıya göre esas gerekçe, kadın bakanın örtünmeyi ısrarla reddetmesi. KUVEYT meclisindeki kadınlar, İslamcı vekillerin boy hedefi haline geldi. Geçtiğimiz Ağustos ayında bir hastane yangını bahane edilerek verilen soru önergesi sonucu görevden alınan Sağlık Bakanı Masume el Mübarek’in ardından, şimdi de başını örtmeyi reddeden Eğitim Bakanı Nuriye el Subai’nin kellesi isteniyor. Bir ilkokulda üç küçük erkek öğrenciye Asyalı bir işçinin tecavüz etmesinden sonra İslamcı vekillerin eline, mecliste kalan tek kadın bakan olan El Subai’yi de yok etmek için fırsat geçti. 20 mevkidaşının desteğiyle harekete geçen İslamcı vekil Saad el Şaria, görevden alınması talebiyle, El Subai hakkında soru önergesi verdi. Şaria, "Bakan /_newsimages/4740929.jpgistediğini yapacağını, ancak asla sorumlu tutulamayacağını sanıyor. Okulda meydana gelen olay, ihmalin sonucu oldu. Bakan, eğitim standardının düşmesinin sorumlusudur" diyerek El Subai’yi suçladı. Dün önergenin görüşüldüğü meclis oturumunda tansiyon hayli yükseldi. Liberal görüşlü El Subai, İslamcılar’ın tüm baskılarına karşın, başını örtmemekte direniyordu. Kendisine karşı başlatılan kampanyanın nedeninin aslında bu tutumu olduğu ifade ediliyor. Ancak Kuveyt basınına göre, sürmekte olan bu çatışma yüzünden, ülkede son kararları veren Emir Şeyh Sabah el-Ahmed el-Sabah’ın, yine bir bakanın istifaya zorlanması halinde, meclisi feshedebileceğini yazdı. ............................... istediginiz kadar iyi niyetli olun ,, cizgi belli ...götürülmek istenen nokta belli..- ALINTILAR ve Alıntı Kuralları
Benim anladigim kadar reklam yapiliyor .. sen Türk hava yollarinla ucuyorsun fakat ucagin icinden luftansanin amlemini salliyorsun ... pilotsan olmaz olmadigi icin o kisinin ucmasi icin: lufthansa ya gönderirsin.. ucmasi icin veya ucurmasi icin 1 senede 1272 kişinin ucmasida rekor! tabii hemen benim bir sorum olacak yavas yavas puanini doldurupta ömrünü dolduranlari nasil hallettiniz onun rekor seviyesi nedir? saygilarimla - Sigara Yasağı Hakkında Ne düşünüyorsunuz?
Önemli Bilgiler
Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.