Zıplanacak içerik
View in the app

A better way to browse. Learn more.

Tartışma ve Paylaşımların Merkezi - Türkçe Forum - Turkish Forum / Board / Blog

A full-screen app on your home screen with push notifications, badges and more.

To install this app on iOS and iPadOS
  1. Tap the Share icon in Safari
  2. Scroll the menu and tap Add to Home Screen.
  3. Tap Add in the top-right corner.
To install this app on Android
  1. Tap the 3-dot menu (⋮) in the top-right corner of the browser.
  2. Tap Add to Home screen or Install app.
  3. Confirm by tapping Install.

Efendi Türkler

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

Efendi Türkler tarafından postalanan herşey

  1. :clover: corbasida güzel olur yemegide ..
  2. bu tabak senin bahsetmis oldugun olaya sebeb olan tabak! az gelmis olacakki yemisde yemis ..böyle tabak benim önüme konamaz
  3. :clover: Aniyoruz
  4. :clover: corbasida güzel olur yemegide ..
  5. EVET IYI SECECEKSIN ..herkeside kendi tabagina benzetmeye calismayacaksin
  6. “Türban sosyete giysisidir” İŞÇİ Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek İzmir İl Örgütü'nün düzenlediği geceye katıldı. Gecede konuşma yapan Perinçek, son günlerde gündemde olan türban konusuna değindi. Türbanın ABD'nin bir dayatması olduğunu belirtirten Perinçek, türbanın bir rahibe kıyafeti olduğunu öne sürdü, “Süslü kadınların sosyete giysisisidir” dedi. İP İl örgünütünün dün gece Konak Life Restorant'ta düzenlediği yemeğe katılan Doğu Perinçek, Başbakan Recep Tayip Erdoğan'a yüklendi. Perinçek, “Başbakan Erdoğan ‘türban siyasi bir simgedir’ dedi. Evet, türban siyasi bir simgedir. Eskiden türban özgürlüktü ama şimdiyse siyasal bir karabayrak olduğunu itiraf ediyor ama hangi siyasetin simgesi. Amerika'nın ‘Büyük Ortadoğu Projesi'nin’ siyasi simgesi. Müslüman siyasetinin simgesi değil” dedi. Recep Tayyip Erdoğan'ın kendisini Ortadoğu Projesinin eşbaşkanı olduğunu itiraf ettiğini söyleyen Perinçek, “Türban haçlı ordusunun karabayrağıdır. Türban bir rahibe kıyafetidir. Bunun islamiyetle, bunun Türk kültürü ile ilgisi yoktur” diye konuştu. Perinçek, konuşmasına söyle devam etti: “Çapa çapılırken, tarlada çalışılırken, mutfakta tarhana yapılırken türban takılmaz, laboratuvarda çalışan, hastanede çalışan kadın türban takamaz, bu bir süslü kadınların sosyete giysisidir. Bunun sosyete giysisi olduğunu tespit etmek lazım. Müslümanlara ait giysi olmadığı tespit etmek gerekli. Türkiye'de çok krizler yaşandı. Tayip Erdoğan da türban kriziyle birlikte Anadolu topraklarına gömülecektir.” 19 Ocak 2008 (DHA)
  7. Washington Post gazetesi, bugün Hayrünnisa Gül’ün Cafe Milano’daki ıstakoz keyfine yer vererek “Göstermek istemiyorsan gitme” dedi.WASHINGTON, (DHA) burasi onuncu köy degil WASHINGTON, ...kimleri icine alip vitrine koymazki ... üzücü bir durum
  8. Hırsızın eli kesilsin, zina yapan taşlansın, herkes mutlu olsun! Malezya'daki şeriatçı partinin sloganı... Malezya da aşırı İslamcı parti PAS, Mart taki seçimler için Hristiyan-Müslüman tüm halktan Şeriata oy verin sokaklardaki suç oranı düşsün diye destek istiyor. Türkiye Malezya olur mu? sorusuyla birlikte yaklaşık 1 ay boyunca Türk siyaset ve basınında gündemi meşgul eden Malezya da Mart ayında yapılacak olan seçimler öncesinde şeriat tartışması yeniden alevlendi. Anayasa Mahkemesi Başkanı nın geçen aylarda Yasalardaki boşlukları şeriatı baz alarak doldurabiliriz demesinden sonra bu kez tartışmayı başlatan, şeriat yanlısı PAS ın kampanyası oldu. Daha önceki kampanyalarında Malezya Malezyalılar ındır sloganıyla ülkedeki Hristiyan azınlığı yok sayan bir seçim stratejisi yürüten parti, bu kez azınlıklara da seslenerek Bize oy verin, şeriatı getirelim, herkes mutlu olsun diyor. Sokakları biz yatıştırırız Partinin ruhani lideri Nik Mat ve genel başkanı Abdulhadi Avang, Reuters a bu seçimlerde sokak olaylarından bunalan halkın, suç oranlarını en çabuk düşürecek olan partiyi iktidara taşıyacağını belirtti ve şeriatın en doğru adım olacağını söyledi. Nik Mat, Hırsızın elini kesersek, zina yapanı taşlarsak bir daha kimse bu işlere kalkışmaz. Hem ülkemizde azınlıklar Malaylar dan daha zengin. Hırsızların hedefi aslında onlar. Yani şeriat gelirse asıl kazanacak olan Hristiyan azınlıklardır. O yüzden bize oy vermeliler dedi. .........................................
  9. Özgür-Der'in, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın başörtüsü yasağı hakkında İspanya’da vermiş olduğu beyan üzere yaptığı basın açıklamasının tam metni: BAŞÖRTÜSÜ ZULMÜNÜ DOĞRU TEŞHİS EDEN BAŞBAKAN ARTIK ÇÖZÜM NOKTASINDA SOMUT ADIMLAR ATMALIDIR!
  10. 'Transseksüeller Türban Takabilir' Diyanet İşleri Başkanlığı�ndan, transseksüelleri ilgilendiren tartışma yaratacak değerlendirmeler geldi. Din İşleri Yüksek Kurul Üyesi Prof. Dr. Saim Yeprem, �Cinsiyet değiştirip erkekken kadın olmuşlar, İslam�a göre kadın hükmündedir ve İslam�da kadınların uyması gereken kurallara uymak zorundadırlar� dedi. Yeprem, �Bülent Ersoy türban takmalı mı?� sorusuna, �İsim üzerinde durmuyorum. Genel kuralı söylüyorum� yanıtını verdi. Yeprem�in değerlendirmeleri şöyle: TRANSSEKSÜEL KADIN HÜKMÜNDEDİR: Erkekler erkek gibi kadınlar da kadın gibi davranırlar. Erkekken kadın olmuş biri de, kadınların mükellefiyetleri neyse onu taşır. Kadınken erkek olmuşsa da erkek hükmündedir. Yaradılışta kadın ve erkek özelliği karışık olanlar var. Hangisi hakimse tıp dünyası onu o cinsiyete dönüştürebilir. Bu bir tıbbi müdahaledir. ......................
  11. 1 bu haber dogru degil ..2 Hadi ispatlasinlar..3 inanc geregi almayabilir ,,4 almamasi? LOTTO yada OTTO 5 Sevap isleyip Okul yaptirabilirdi 6 cokda enfes olurdu...
  12. Atamıza En Büyük Saygısızlık Budur! dur yabanci onlar genc yanilmislar! ... fakat burda haklisin... kültür bakani Atamizin elindeki sigarayi kafasina takmis..neymis efendim kötü örnek... Atatürk'ü elindeki sigarayi kendine örnek alacak zihniyet düşünebiliyormusun!!! Reklam resminle , tarihi resmi ayirt edemeyenler bunlar gün geldimi bütün tarihi yakarlar.. en basiti Siirlerden sigara kelimesinide cikartalim öyle ya? olmadi liste cikartalim nerelerde tarihimizde sigara görünmüs uygunsuz bicimde yari ciplak.. ciplak deyince aklima ..Fransiz Ihtilalinin sembolü olmus meshur bir tablo vardi... yari ciplak....Ah O tablo varya O tablo ne yuvalar yikti? Duryabanci filimin sonunu kacirmayalim evet ülkemize yabancilasanlar...yavas yavas parmak kaldirmaya baslasin ..sen niye parmak kaldiriyorsun ? benim adim fasil say .... sen ordaki göbegini kasiyan adam ..sen ne yapiyon öyle yayilmis? benmi ben yöremin kiskanc adamiyim bakiyorum etrafa kiskanilacak birsey varmi ..durun birtane buldum ...kim? su parmagini kaldiran cünübet... Efendi Türkler
  13. Başbakan'dan "türban" çıkışı Başbakan'dan türban çıkışı Başbakan Erdoğan, üniversitelerdeki türban yasağı konusunda İspanya’da değerlendirmelerde bulundu. Erdoğan, Türkiye’de başını örtenlere “başörtüsünü siyasi simge olarak kullanıyorsun” şeklinde baskılar yapıldığını söyleyerek “Velev ki bir siyasi simge olarak taktığını düşünün. Bir siyasi simge olarak takmayı suç kabul edebilir misiniz? Simgelere bir yasak getirebilir misiniz? Özgürlükler noktasında dünyanın neresinde böyle bir yasak var? Buradaki dert başka aslında. Biz bunu çok iyi biliyoruz. Bunu maalesef takdirde zorlanıyoruz” dedi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’de başını örtenlere “başörtüsünü siyasi simge olarak kullanıyorsun” şeklinde baskılar yapıldığını söyleyerek “Velev ki bir siyasi simge olarak taktığını düşünün. Bir siyasi simge olarak takmayı suç kabul edebilir misiniz? Simgelere bir yasak getirebilir misiniz? Özgürlükler noktasında dünyanın neresinde böyle bir yasak var? Buradaki dert başka aslında. Biz bunu çok iyi biliyoruz. Bunu maalesef takdirde zorlanıyoruz” dedi. Başbakan Erdoğan, resmi davetli olarak gittiği İspanya’da düzenlediği basın toplantısında gazetecilerin İslam ve türban konularındaki sorularını yanıtladı. TÜRKİYE’DE İLERİCİ BİR İSLAM DEVLETİ OLAMAZ MI? Bir gazetecinin “Türkiye’de ilerici bir İslam devleti olamaz mı?” sorusu üzerine Başbakan Erdoğan, “Soru ne yazık ki hala batının bizi anlayamadığını gösteriyor” dedi. Her şeyden önce ‘İslamcı’ ifadesini anlamanın mümkün olmadığını belirten Erdoğan, “Bir defa biz din kökenli bir parti değiliz. Bunu partimizi kurarken açıkladık. Din üzerinden siyaset yapmayı asla kabul etmiyoruz” dedi. Erdoğan, partiyi kurdukları zaman batılı dostlarının ‘Siz Müslüman demokrat olamaz mısınız?’ sorusuyla karşılaştıklarını ifade eden Erdoğan kendilerine ‘Eğer biz Müslüman demokratız diye kendimizi ifade edersek o zaman İslam üzerinden siyasi rant sağlamaya çalışır duruma düşeriz’ yanıtını verdiklerini söyledi. Erdoğan şöyle konuştu: BİZDE İSLAMCI OLMAZ MÜSLÜMAN OLUR “İslam’ın kendi bir gücü var. Bizler yanlış yapabiliriz, partinin programında, şunda bunda eksikler, yanlışlar olabilir ama bizim dinimizin ilkeleri içinde böyle bir yanlış söz konusu değil dolayısıyla siyasetin yanlışlarını da dine fatura edemeyiz. Bu bakımdan ‘biz muhafazakar demokrat bir partiyiz’ dedik ve yola böyle çıktık. Eğer İslamcı ifadesini kabul edersek bu adeta bir tüccarlığa benzer. Esnaflığa benzer, ‘ayakkabıcı’ gibi. Bu çirkin bir şey. Bunu siyasi literatüre oturtma gayreti oldu. Ben oraya da yakışmadığını düşünüyorum. Bizde İslamcı olmaz bizde Müslüman olur. Bir Müslüman da dinini gereklerini iyi bir şekilde yerine getiriyorsa ona bizde ‘dindar’ denir. Dinini az yaşar çok yaşar o da bizim sorunumuz değil. Bunun bedelini takdir edecek olan biz değiliz. Bunu yaratıcı takdir eder. Bundan dolayı bu konudaki spekülasyonlar bizleri üzmektedir. İlerici İslam gibi bir ifade de çok çirkin, çok yanlış. İlerici İslam, gerici İslam... Bu tür sıfatlar yakıştırmak da yanlış. Mesela son zamanlarda Ilımlı İslam diye bir ifade kullanılıyor. Bu da çok yanlıştır. Yani ne adına kullanılıyor kim adına kullanılıyor? İslam İslamdır.” SİYASİ SİMGE BİLE OLSA YASAKLAYABİLİR MİSİNİZ? Basın toplantısında üniversitelerdeki türban yasağına da değinen Erdoğan, başını örtenlere “başörtüsünü siyasi simge olarak kullanıyorsun” şeklinde baskılar yapıldığını söyledi. Erdoğan, “Velev ki bir siyasi simge olarak taktığını düşünün. Bir siyasi simge olarak takmayı suç kabul edebilir misiniz? Simgelere bir yasak getirebilir misiniz? Sembollere bir yasak getirebilir misiniz? Özgürlükler noktasında dünyanın neresinde böyle bir yasak var? Buradaki dert başka aslında. Biz bunu çok iyi biliyoruz. Bunu maalesef takdirde zorlanıyoruz. Bugün Avrupa’da, Amerika’da, değişik ülkelerde rahatlıkla başı örtülü olarak üniversiteye kızlar gidebiliyor. Oralarda bir sorun yok Ama halkının yüzde 99’u Müslüman olan ülkemde böyle bir sıkıntı yaşanıyor maalesef. Ama bu sıkıntıyı aşacağımıza inanıyorum” diye konuştu. HER YERDE SERBEST TÜRKİYE’DE YASAK Başbakan Erdoğan, sorunun özgürlükler noktasında ve en yakın zamanda çözüleceğini belirtti. Sorunun Anayasa Mahkemesi’nin bir yorumundan kaynaklandığını ifade eden Erdoğan, “Demokrasilerde çare tükenmez o zaman demokrası içinde bu çare mekanizmasını işletelim ve bu sorunu da çözelim” dedi. Erdoğan aynı konuyla ilgili başka bir soru üzerine de “Avrupa’da bu noktada her üniversitede başörtülü olarak gidip okunabiliyor. Böyle bir sorun yok, Amerika’da böyle bir sorun yok. Ama ülkemizde böyle bir sorun ne yazık ki var. Üniversitelerde böyle bir sorun söz konusu. Bunu düzenlemeyle aşmak öyle zannediyorum ki eğitim özgürlüğü noktasında bir sıkıntıyı aşmaya da vesile olacaktır.”14 Ocak 2008ANKA
  14. Kürşat Bumin zaten bu yazisini bugünkü kösesinde yazmistir demekki yazilanlari harmanlamaya calismis!!! fakat hic bir katki göremiyorum konumuzla ilgili! sayin yazarin... birde meslegi buysa birde ekmek yiyorsa bu meslekden, emegin karsiligini vermeli..bizim elimizde on meslegi birlikte götürme mücadelesi oldugu icin onun kadar zamanimizda yok! Kürşat Bumin hicbir katkisi olmadigi icin sizin kendi yazinizla bir katkiniz olsun isterdim Sayin 'karabekir
  15. BAZEN GERCEK GÖZÜMÜZÜN ÖNÜNDEDIR AMA GÖREMEYIZ .......................................................................... ....... iran İslam devrimi kendi Fazıl Say'larına ne yaptı? Fazıl Say ın ortaya attığı iddiaları magazinleştirip üzerini kapattık. "Milli Eğitim Bakanlığı, müzik derslerine önem vermiyor mu?" sorusunu hiç tartışmadık bile. Ve her zaman yaptığımız gibi asıl konuyla yüzleşmedik; bizim dinimiz musikiye karşı mı? Müzik haram mı? Ya da hangi müzik türü günah? İran da, İslam Devrimi olduğunda bu soruların yanıtları bulunana kadar sanatçılar çok acı çekti. Yanıtlar bulunduğunda da bu acılar sona ermedi! İşte İranlı "Fazıl Say"ların yaşadıkları. AKİRA Kurosava adını duydunuz mu? Dünyaca ünlü Japon yönetmen ve senaryo yazarı. 1954 yılı yapımı "Yedi Samuray" filmi dünya sinema klasikleri arasındadır. Anımsarsınız belki; yoksul köylüler her yıl hasat zamanı köylerini basan haydutlardan bıkmıştır. Köyün güvenliği için yaşlı bir samuray ile anlaşırlar. Ancak haydutlara karşı bir samuray ne yapabilir ki? Yaşlı Samuray Kambai, ülkenin çeşitli yerlerine dağılmış eski samuray arkadaşlarının peşine düşer. Onları tek tek bulup ikna eder. Sonunda yedi samuray, haydutlara büyük bir ders verir. Ve film mutlu sonla biter. İran ın gelmiş geçmiş en büyük Klasik Batı Müzik üstadı; besteci, maestro Ali Aleander Rahbari yi, ben Samuray Kambai ye benzetirim. 1948 Tahran doğumlu Rahbari, daha dokuz yaşında beste yapmaya başladı. Viyana ya gönderildi. Tahran Müzik Konservatuvarı na yönetici olarak atandı. Şef olarak kariyerinin başlangıcında, İran ı terk etmek zorunda kalan ilk sanatçılarından biri oldu. Çalışmalarını ülkesinden uzakta sürdürmek zorunda kaldı. Herbert von Karajan ın dikkatini çekti; Berlin Filarmoni Orkestrası nı yönetti. 1985 yılında, Çek Filarmoni Orkestrası nın daimi konuk şefi oldu. 1996 da Virtuosi di Praga nın müzik direktörlüğüne getirildi. Ve gelelim; İranlı Rahbari nin "Samuray Kambai" olmasının öyküsüne... 1997 de Amerika, Avusturya, Belçika, Fransa, Almanya, Hollanda, İspanya, İsveç ve İsviçre de yaşayan 60 İranlı müzisyeni, tek tek bulup Bregenz de toplayan Rahbari, İran Uluslararası Filarmoni Orkestrası nı kurdu. Orkestradaki tüm sanatçılar İran İslam Devrimi nden kaçanlardı. Evet, "filmimiz" başlıyor... PİYANO GİREMEZ Yıl 1979. Ferhad Fahreddini, İranlı ünlü bir piyanistti. İran milli/ulusal müziğini Klasik Batı Müziği formatına sokarak çağdaşlaştıran sanatçıların başında geliyordu. (Tıpkı Fazıl Say ın; İsmail Dede Efendi nin "Gülnihal"ı, Aşık Veysel in "Kara Toprak"ı, Nasreddin Hoca nın "Danslar"ı ve Názım Hikmet, Metin Altıok oratoryosunu yaptığı gibi...) Piyanist Ferhad Fahreddini, İran Şahı aleyhine gösterilerin yoğunlaştığı o sıcak günlerde Azerbaycan Cumhuriyeti ne gitti. Bakü Radyo Televizyonu Senfoni Orkestrası yla bir dizi konserler verdi. O günlerde İran da büyük değişim yaşandı. Şah İran dan kaçtı, Humeyni Tahran a döndü. Piyanist Fahreddini, konserlerini bitirip ülkesine dönerken yaşamının en büyük sürpriziyle karşılaştı. Pasaport kontrolü yapan İranlı görevli, Fahreddini ye sordu: "Musiki helal midir?" Fahreddini yanıt veremedi. Bilmiyordu. Güvenlik görevlileri piyanoyu İran a sokamayacaklarını söyledi! MÜZİK HARAM İslam Devrimi, İran ı değiştiriyordu. İlk yasaklanan müzik oldu. Kuran-ı Kerim de müziği haram sayan bir ayet var mıydı? Yoktu. Ama yine de Nisa 140, En am 68, Furkan 72 gibi ayetlere göndermeler yapıldı. Önyargılar ve bilgisizlik sonucu bu ayetler musikiyi yasaklamak maksadıyla farklı yorumlandı. Artık İran da müziğin her türü yasaktı; hepsi müptezeldi; haramdı. Kültür emperyalizminin de aracıydı musiki. Müzik eğitim merkezleri kapatıldı. Sanatla uğraşmak "batıl" sayıldı. Yabancı müzisyenler ülkelerine geri döndü. Kaçabilen İranlı sanatçı yurtdışına kaçtı. Kaçamayanlar müziği bıraktı. Bestekár Ali Tecvidi gibi sanatçılar müzik aletlerini sakladılar; toprağa gömdüler. Evinin bodrum katında, gece yarıları gizli gizli çalmayı sürdürenler oldu. Yakalananlar devrim bekçileri tarafından falakaya yatırıldı. Müzisyenlere artık hiç iyi gözle bakılmıyordu; "şeytan"dı onlar! Müzik, İran düğünlerinde bile yasaktı. Radyo ve televizyon programları müzik olmadan yayın yapmakta zorlanıyorlardı, ama elden ne gelirdi? Mollalar, Emevi ve Abbasi dönemlerinde, kadın şarkıcıların bulunduğu müzikli, danslı, içkili toplantıları, İslam saltanatının yıkılmasına sebep olarak gösterdi. Koskoca bir ülke müzik dinlemeden yaşayacaktı. İBRAHİM TATLISES Toplum ilk şaşkınlığı üzerinden attıktan sonra el altından kaset satışı başladı. İran dan kaçıp Los Angeles a yerleşen ya da Arap ve Türk ses sanatçıların kasetleriydi bunlar. Kaçak yollardan İran a sokulan bu kasetler arasında en çok rağbet gören İbrahim Tatlıses ti. Zamanla bir yumuşama oldu. Çünkü tartışmalar başlamıştı: Müzik toptan mı yasaklanmalıydı, yoksa müziğin eğlence türü mü yasaklanmalıydı? Devrim marşlarının, askeri musikinin ve dinlendirici, ruhu güçlendirici müziğin çalınabileceği söylenmeye başlandı. Tartışmaya noktayı 1988 de Humeyni koydu: Marş okunurken kullanmak gibi genel fayda sağlayacak işler için müzik aletlerinin alımı ve satımı yapılabilirdi. Önce tambur, ut ve neye izin çıktı! Belli ölçüler içinde musiki ile uğraşmak caiz sayıldı. Ama öyle müziğin her türü de serbest değildi. İslam Devrimi ve askeri marşlar ile dinlendirici müzik olacaktı! Tahran daki büyükelçiliklerin resmi davetlerde İran geleneksel müziğini çalmalarına engel olamayan İran yönetimi, zamanla geleneksel müziğe de izin vermek zorunda kaldı. Ancak yine şart vardı; sanatçılar musikiye teknoloji sokmayacaktı! Örneğin, yaptıkları müzikte teknoloji kullandığı ortaya çıkan dönemin sanatçıları Huşenk Zarif, Hüseyin Alizade, Celil Şehnaz, Feramez Payver in şarkıları yasak kapsamındaydı. EL ÇIRPMAK YASAK Belli sınırlar dahilinde izin verilen müzik, öyle her ortamda çalınmayacaktı Bir kere öncelikle, kadın, içki ve dans olmayacaktı. Erkekler sadece erkek topluluklara çalıp söyleyebilecekti. Ancak sazlar öyle insanı kendinden geçirir gibi hızlı ve fesada sürükleyici olmayacaktı. Sözler günah içermeyecekti. Şarkıcının görünüşü/kıyafeti ve davranışları da önemliydi. Harama yöneltmeyecekti. El çırpılmayacaktı. Zamanla kadınların şarkı söylemelerine de izin verildi. Tabii sadece kadınların bulunduğu ortamda söyleyeceklerdi. Radyoda Klasik Batı Müziği nin çalınmasına da bir ara sözlü izin çıktı. Ancak yine şart vardı: Hızlı tempolu olanlar çalınmayacaktı. Erkek ya da kadın sesiyle arya söylemenin mümkünü yoktu tabii. Klasik Batı Müziği ne göreceli izin çıkmasının nedeni, marşların ancak bu müziğin enstrümanlarıyla çalınıyor olmasındandı. Bu arada müzik aletlerinin televizyonda gösterilmesine izin yoktu. Radyo ve TV de belli müziklere izin vardı ama bunların kaset yapılmasına izin yoktu! Sonra bu yasak da kalktı. İran sanat musikisinin önde gelen bazı şarkıcılarına, (örneğin M. Rıza Seceryan, Hüsemaddin Saraç, Sıddık Tarif, M. Rıza Lütfi ye) kaset yapma izni çıktı. Fakat kasetlerini satma ya da dağıtma özgürlükleri yoktu! Zamanla bu yasak da aşıldı. Ama yine de zorluklar vardı; sansür kurulundan geçmeniz gerekiyordu. Her engele rağmen kaset satışlarında patlama yaşandı. Uzatmayayım: Bugün İran da rap gibi bazı müzikler hálá yasak. Klasik Batı Müziği ise bazen yasaklanıyor bazen serbest bırakılıyor. "Samuray Kambai" Ali Rahbari ve diğer "samuraylar" kısılmış İran sesini dünyaya duyurmak için mücadeleye devam ediyor. Laİk Türkİye, kendİ Osman YaĞmurderelİ sİne ne yaptI İran İslam Devrimi müziği yasakladı; "Fazıl Say"larına izin vermedi. Peki, son 30 yılda müzik konusunda laik Türkiye ne yaptı? Osman Yağmurdereli gibi isimleri hangi koşullar ortaya çıkardı? Neden onlar hep el üstünde tutuldu? Bu kültürel yozlaşma, Türkiye nin "İranlaşma sürecini" hızlandırmıyor mu? TARİH: 6 Şubat 1953. Yer: Trabzon. Osman Gazi Yağmurdereli dünyaya geldi. Selma-Zeki çiftinin üçüncü çocuğuydu. Faik Levent, Nesime Yasemen den sonra doğmuştu. Yağmurdereliler soyadlarını Gümüşhane nin Yağmurdere İlçesi nden almışlardı. Kökleri oralıydı çünkü. Sonra Erzurum Tortul ve Trabzon a dağılmıştı aile. Baba Zeki Bey, sorgu yargıcı Ahmet Kaşif in oğluydu. Kayınpederi Salih Bey kaymakamdı. Teyzesi, Türkiye nin ilk kadın sendika başkanı Nevber Yağmurdereli idi. Ailede Eşber Yağmurdereli gibi solcular; Nazmi Bilgin gibi gazeteciler; Lemi Bilgin gibi tiyatrocular vardı. Osman Yağmurdereli nin babası Zeki Bey memurdu. Trabzon un zengin armatör ailelerinden Deteoğlu ların kızı Selma ile evlendi. Aileye içgüveysi oldu. Zeki Bey zamanla memurluğu bıraktı; Trabzon da yerel gazetesi ve matbaası olan bir işadamı oldu. Siyasete atıldı. Demokrat Parti Trabzon İl Başkanı oldu. 27 Mayıs 1960 askeri müdahalesi gelince Zeki Bey gözaltına alındı. Yine de siyasetten kopmadı; Adalet Partisi Trabzon İl Başkanı oldu. TBMM ye 12. dönem milletvekili olarak girdi. Aynı dönemde, halasının eşi Turan Bilgin de YTP den milletvekili oldu. Osman Yağmurdereli nin çocukluğu ve gençliği siyasetin merkezi Ankara da geçti. O, müziği seçti. Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü Müzik Bölümü ne girdi. Siyasetten kopmadı. MHP ye yakındı. Ülkücüydü. Olaylara karıştı. Osman Yağmurdereli, 1973 yılında Gazi Eğitim Enstitüsü nü bitirdi ve müzik öğretmenliği yapmaya başladı. Aynı zamanda gece kulüplerinde sahneye çıktı. Yeraltı dünyasıyla o dönemde tanıştı. Dündar Kılıç, Hüseyin Cevahir, İnci Baba gibi isimler artık onun "ağabeyi" idi. Ankara gazinolarında uzun süre kalmadı. Arkadaşı şarkıcı Faruk Tınaz ın ısrarlarıyla İstanbul un yolunu tuttu. Şişli de tek odalı bir evde türkücü Kamil Sönmez ve Faruk Tınaz la yaşamaya başladı. Bir süre sonra onlara Asım Ekren de katıldı. Hepsi de eğlence dünyasında çalışıyordu. Apolitik idiler. Osman Yağmurdereli, eski kabadayı ağabeylerine İstanbul da yeni bir isim ekledi: Alaattin Çakıcı. Yeraltı dünyasının pek çok ünlü ismi, Osman Yağmurdereli yi destekledi, kolladı, onun sahne aldığı gazinolardaki masaları doldurdu. Bu ilişkileri sayesinde, gazinolarda iş yapabilen az sayıdaki insandan biri oldu. Sesinin çok güzel olmadığı, diksiyon sorunları bulunduğu, hatta sık sık detone olduğu biliniyordu. Buna rağmen sık sık televizyonda boy gösteriyordu! Yeraltı dünyası onu bir yere taşıdı ama siyasal ilişkileri yıldızını parlattı. Arkadaşı Asım Erken in, Turgut Özal ın kızı Zeynep Özal la evlenmesinin ardından o da dönemin bakanlarından Veysel Atasoy un kız kardeşi Esin Atasoy ile evlendi. Bu evliliğin çöpçatanı, Özal çiftiydi. "Baba-oğul gibi olduk" dediği Turgut Özal ın iktidarı döneminde, yaşamının en parlak günlerini yaşadı. "110 kiloluk bir adam olarak tek başıma sahneye çıkıyorum ve alkışlanıyorum. Üstelik erkek şarkıcılardan hiçbirinin almadığı yevmiyeyi alıyorum" diyordu. Arkasına ANAP ın siyasal gücünü alan Yağmurdereli, oyunculuğa adım attı. "İz Peşinde" adlı televizyon dizisinde "Komiser Esat" oldu. Oyunculuktan yapımcılığa atladı. Yağmur Ajans ı kurdu. Kerime Nadir in "Samanyolu" adlı eserini bir dizi haline getirip TRT ye sattı. ANAP gitti DYP geldi, Yağmurdereli "baba ocağına" döndü. DYP gitti MHP geldi, Yağmurdereli "gençlik ülküsüne" döndü. Sonra AKP den milletvekili oldu. TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu üyesi olarak 12 Eylül 1980 askeri darbe döneminde işkence yapılmadığını savundu: "İşkence var diyen de vardı, yok diyen de var. Var diyene inanmak istiyorsun da, yok diyene neden inanmak istemiyorsun? Birisi görmüş mü? Ben oradaydım, Mehmet i aldılar, yere yatırdılar, falakadan geçirdiler, hayalarını sıktılar diyen var mı?" Osman Yağmurdereli çevresinde hep sevildi. Zeki değildi; kurnazdı. Son yıllarda yakalandığı kanser hastalığını yendi. Magazinin popülerleştirdiği Osman Yağmurdereli, gün geldi magazini eleştirmeye başladı. Ve en acıklısı: İçkisini içen, káğıt oyunları ve at yarışı gibi hobileri olan Osman Yağmurdereli, bir gün tutup, "Eşimin türbanlı olmasını isterdim" deyiverdi. Bu "kültürel yozlaşma" sizce Türkiye yi nereye götürüyor? Siz solcu avukat Eşber Yağmurdereli yi yıllarca dövüp cezaevlerinde çürütür ve şarkıcı Osman Yağmurdereli yi el üstünde tutarsanız, bu son, işte böyle kaçınılmaz olur. Arayın bakalım bulabilecek misiniz bir "Samuray Kambai"? ................................... bazen gercek gözümüzün önündedir ama göremeyiz
  16. Meseleyi çarpıtmayalım dilerseniz. O zaman neden atatürkün kurduğu iş bankasının genel merkezi levent de iki dev kuleyle temsil ediliyor. Ata'nın kurduğu bankadan dahamı Sayin Marcus merkez bankanin istanbula tasinmak istenmesinle iş bankasının ne alakasi var ? sonra benim yazdiklarimla hic alakasi olmayan elestiri getiriyorsun..olurmu böyle sey! Forum tartışma adabına uymuyorum demeniz daha yerinde olacaktır... 2010 Yılında istanbul finans ve yatırım şehri olacak diyorum.. istanbul zaten yatirim sehri hatda kapasitezi dolmus bir sehir önemli olan istanbulun alt yapisi ..sehrin yükünü yerlesim yükünü hafifletmek icin daha disari dogru tasimanin yollarina bakilmasi hatda canakkalenin veya cevresinde bir ikinci istanbulun adimlarin atilmasi gerekirken böyle birsey uygulamaya kalkmak istanbula ayri bir yüktür Ankarayada kötülüktür....zaten Bu şehrin derdi kendi yeterde artar diyorsunuz ozaman bu gelismeler bir komplo teorsine neden yakin olmasin... Vallahi hiç bir istanbullu istanbulun başkent olmasını istemez. belki istanbullu istemezde ...istanbulu baskenti olarak görmek isteyen baska diyarin insanlari olabilir? kimbilir Zaten o sönük şehrin ******* adamlarınıda kimse istanbula getiremez.Gelmesinlerde zaten bakin burda simdiden ülkeyi siniflandiriyoruz eee birkac sey daha istanbula tasinirsa o saatden sonra bir komplo teorsine gerek kalmayacak herhalde sizin yaklasiminiz bunu gösteriyor.. onun icin tekrar diyorum eyer tasinacaksa merkez bankasi Diyarbakira.. diger secimde zaten simdiden hazirlik yapiliyor diyarbakirda orda secimleri kazanabilmek icin odun kömür dagitimi yakinda basliyacak hic olmazsa adam gibi adam bir yatirimda kömürle beraber gider.. o zaman alkislarim..sakin bunada komplo teorsi deme hükümet kendi agizinla acikladi orda erzak dagitilacagini...vede secimi kazanmak istedigini..
  17. yok yok haşlama suyunla beni yanlis tarifin icine sokma .. orda reklam olsun diye et kullaniyorum kuru fasülye sade olur öyle degilmi! sonra tencere düdüklümüydü nasil yani tencere nasil düdük olur
  18. yok sogumadim daha cok hirslandim ..hirsimi alamayip bak ortadaki benim...nasilim ama degilmi
  19. Sayin Marcus inanki foruma katildigim dönemlerde cok güzel yazilariniz vardi okumak zevk veriyordu sonradan herhalde yorgunluk olacak bu dönemlerde biraz güzel yazilarinizin üzerine düsmüyorsunuz zannederim ..bende güzel yazilarini yazmiyorsun diye ufak bir protesto uyguluyorum saygilarimla
  20. Ata'nın kurduğu bankadan dahamı Atatürkçüsünüz. .2010 Yılında istanbul finans ve yatırım şehri olacak diyorum. Belki anlatırsanız daha açık bir şekilde.. Anlamaya çalışırız Zaten o sönük şehrin ***** adamlarınıda kimse istanbula getiremez.
  21. Evet arkadasim bizler dagitma rezalet sefalet konularini iyi biliriz yeterki ******** vede ruh sagligimiza ilac olsun ...parçalanmış yüzlerce aile,nin ne önemi var? o dedigin gibi o istisnalaradan biride Almanya oluyor...almanyanin nasil ülkeye yaydigi ekonomik acilimini görebilirsin dogru kararlarla tabi amac acilimda belli! Almanyanin merkez bankasi frankfurtdadir buna ragmen baska ülkelerin banka merkezleri almanyanin hersehrine dagilmistir vede buna ragmen bugün frankfurt birak almanyayi avrupanin ticaret merkezidir.. düne e kadar baskenti olan bonn frankfurtda tasinmamistir iki almanya birlestikden sonra iki almanyanin birligi icin ortasina berline tasinmistir burdaki amac eski baskentleri degil doguyla batinin bütünlügünn sagligi acisindan...orayi secmislerdir.. o zaman neden frankfurtadir merkez bankalari neden oraya kurulmustur o kadar büyük sehir dururken amac neydi.. dün itibariyle almanyanin hersehrine her bir sehrine büyük yatirimlar dagilmistir? bir yerde her ne pahasina olursa olsun toplanmasina izin verilmemistir...düne kadar eski almanyanin ortasina düsen frankfurtdu ticaret merkezi yapmasinada basarmislardir cünkü almanyanin ortasini düsen frankfurt güclü olmasi gerekiyordu düne kadar yeterli yollari olmayan frakfurtu bu azimle kalkindirmislardir bu basaridir.. biz ne yapmaya calisiyoruz Türkiyenin ortasina yakin düsen üstelik baskentimiz merkez bankasini ordan koprmaya calisiyoruz madem koparacaksiniz Diyarbakira götürün gelmek isteyen afganistanin dagin tepesinede geliyor Diyarbakira kosa kosa gelirler? oraya giderse bi amaci olur istanbula gelse ne olacak kapali carsi tek basina merkez bankasi? .. amac olsa olsa Anitkabiri Ankarayla basbasa birakmanin planlari birden olucak degilya adim adim...Ankaranin tasina bak bitmeyen gözyasina bak baska denecek laf kalmiyor...evet Ankarayi yok saymaya calisanlar unutmayin Ankaralilarinda var oldugunun mücadelesine girmeye calismasinlar...o sokaklar var oldugunu hissettirmesin...ATAMIN RUHU ORDA
  22. Sevilmezmi sayin politika ,sevilmezmi...sevgili spices sevilmezmi... Ben sevmezmiyim kuru fasülyemi

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.

Configure browser push notifications

Chrome (Android)
  1. Tap the lock icon next to the address bar.
  2. Tap Permissions → Notifications.
  3. Adjust your preference.
Chrome (Desktop)
  1. Click the padlock icon in the address bar.
  2. Select Site settings.
  3. Find Notifications and adjust your preference.