Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

BrainSlapper

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    2.691
  • Katılım

  • Son Ziyaret

BrainSlapper tarafından postalanan herşey

  1. Cehennem için de geçerli bu promosyon. Muhammed, Abduluzza adlı amcasına, kızıl suratlı olduğu için, Ebu Leheb adını takmış, Kuran'da hem ona hem de karısına beddua etmiştir. (Bu arada, insanların fiziki kusurları ile dalga geçmenin ne kadar ayıp birşey olduğunu belirmeye gerek yok sanırsam). Abduluzza'ya nede beduua ettiğine ilişkin rasyonelleştirme çalışmaları yapılmıştır müslüman cemaat tarafından. Abduluzza'nın (Müslümanların bildiği şekliyle Ebu Leheb'in) karısının suçu konusunda sadece varsayım vardır. Cehhennem azabını, kocasından dolayı bonus olarak almıştır. Saqygılar.
  2. Hoşgeldin Aurelien! Türkçe'yi iyi konuşmuyorum diyorsun da, bütün ömrünü Türkiye'de geçiren bazı Türk arkadaşlar senin kadar da konuşamıyolar Hep merak etmişimdir, belki meraklımı giderirsin. Neden Fransızca kelimelerde birsürü harf var da sadece bir-ikisi telaffuz ediliyo Saygılar.
  3. Başka ayetler: En'am Suresi-2: Sizi bir balçıktan yaratmış olan O'dur. Sonra hüküm verip bir süre belirlemiştir. Belirlenmiş başka bir süre de onun katındadır. Bütün bunlardan sonra siz hâlâ kuşkulanıp duruyorsunuz. Ahkaf Suresi-3: Gökleri ve yeri ve ikisi arasındakileri hak olarak ve belirlenmiş bir süre için yarattık biz. Küfre batanlarsa uyarılmış oldukları şeyden yüz çevirmektedirler. * Aşağıdaki tartışma, İslam'ın tanımladığı Allah katında oluyor: Araf Suresi-14. (Diablos/İblis) Dedi: "İnsanların diriltileceği güne kadar bana süre ver." Araf Suresi-15. (Allah) Buyurdu: "süre verilenlerdensin." Hicr Suresi-35. (Allah)"Din gününe kadar üzerinde lanet var." Hicr Suresi-36. (Diablos/İblis) Dedi: "Rabbim, onların diriltileceği güne kadar bana süre ver." Hicr Suresi-37. Allah) Buyurdu: "Hadi, süre verilenlerdensin." Sad Suresi-79: (Diablos/İblis) Dedi: "Rabbim, o halde insanların diriltileceği güne kadar bana süre ver." Sad Suresi-80: (Allah) Buyurdu: "Peki, süre verilenlerdensin." * A'raf Suresi-24: Buyurdu: "Kiminiz kiminize düşman olarak inin. Yeryüzünde belirli bir süreye kadar mekan tutmanız ve nimetlenmeniz öngörülmüştür." A'raf Suresi-34: Her ümmet için belirlenmiş bir süre vardır. süreleri dolunca ne bir saat geri kalırlar ne de öne geçerler. (Konu dışı ama, pembe/eflatun renkli yer de ayrıca dikkat çekici) * Ankebut Suresi-53: Azabı senden çarçabuk istiyorlar. Eğer belirlenmiş bir süre olmasaydı, azap onlara elbette gelmiş olacaktı. Fakat o, hiç farkında olmadıkları bir sırada kendilerine ansızın geliverecektir. Bunda kuşku yok. * Rum suresi 8 Kendi benliklerinin içinde olup bitenleri de mi düşünmediler! Allah gökleri, yeri ve bu ikisi arasındakileri ancak hak üzere ve belirlenmiş bir süreye bağlı olarak yaratmıştır. Şu da bir gerçek ki, insanlardan çokları Rablerine kavuşmayı gerçekten inkâr ediyorlar. * Kalem Suresi-45: süre tanıyorum onlara. Tuzağım gerçekten zorludur benim. * Mürselat Suresi-20. Sizi basit bir sudan yaratmadık mı? Mürselat Suresi-21. Onu dayanıklı karargâhta tuttuk. Mürselat Suresi-22. Bilinen bir ölçüye/süreye kadar. Mürselat Suresi-23. Bir ölçüyle yaptık. Ne güzel ölçü koyanlarız biz! * Buraya cennet ve cehennem azabı tanıtılırken kullanılan sonsuza kadar, sürekli, hiç bitmeyen gibi ifadeler içeren ayetleri de ekleyin. Saygılar.
  4. Hem müslümanlar, hem de dinsizlere çağrımdır: Ben bu konuyu aydınlatmak, anlamak istiyorum. Zaman birimleri görecelidir. Bu doğru. Dünyaya uzaydan bakan biri gece ve gündüz diye birşey görmez. Sadece dünyanın aydınlık ve karanlık olmak üzere iki yarımküre olduğunu görür. Ama bu durum dünyanın A noktasının belirli bir sürede geceden gündüze geçtiği gerçeğini değiştirmez. Yani zaman kavramını tartışırken, zaman ile zaman birimini karıştırmayalım. Zaman birimi görecelidir. Ama bu zaman'ın yokluğu anlamına gelmez. Sevgili evrensel'in alıntıladığı ayetlerde zaman birimi görecelidir. Ama zaman vardır. İnsan için de Kuran'da tarif edilen Tanrı için de. HAC SÛRESİ/47: Bir de senden acele azap istiyorlar. Halbuki Allah asla va’dinden caymaz. Şüphesiz Rabbinin nezdinde bir gün, sizin saydığınız bin yıl gibidir. SECDE SÛRESİ/5: Gökten yere kadar bütün işleri Allah yürütür. Sonra bu işler, süresi sizin hesabınızla bin yıl olan bir günde ona yükselir. Saygılar.
  5. Seninle "işime geliyor, gelmiyor, işime neden gelmesin, ne kaybediyorum, huriden mi oluyorum, nuriden mi oluyorum polemiğine" girmeyeceğim. Soruyla ilgili cevaplar verirsen, okurum ve cevabımı yazarım. Saygılar.
  6. Konuyla alakalı cevap verdiğinde anlarız, endişen olmasın. "Melekler nereden biliyorlardın insanın kötülük yapacağını" sorusuna ilk kez cevap vermişsiniz. Soruyu anlayıp, soruya cevap vermişsiniz. İlk kez soruya doğrudan cevap vermeyi denemişsiniz bunu takdir ettim, ancak verdiğiniz cevap, doğru değil. Zira, istidlal edecek bir materyal yok henüz ortada. Ayrıca cinler ile kıyaslamak mümkün değil. Zira katakuta'nın yazdığı gibi, cinler ateşten varlıklar ise, "kan dökme" sözü imkansızlaşır. Öte yandan, katakuta'nın alıntıladığı gibi: Allah meleklere "iddianızda doğru iseniz" diyor. Yani onlara Adam konusunda herhangi bir vahy falan vermediğini burada söylüyor Allah. *** Farklı bir konu ama, yeri gelmişken değinmeden edemeyeceğim: Allah'ın melekler ile bilgi yarışına girmesi de ilginç yani. Bu tür yarışlara genelde kendinden emin olmayan, ama hırs küpü bireyler tenezzül eder. Ayrıca, inanca göre Allah herşeyi ve herkesin aklındakini biliyor. Meleklerin bu soruya cevabı olmadığını bilmiyormuymuş da "iddianızda doğru iseniz" diye meydan okuyor? Yada, meleklerin ne bildiklerini bildiği için, onların cevap veremeyeceklerinini bildiği için, bu bilgiden yararlanıp onlara karşı "ucuz zafer " peşinde mi? Sürekli yeni birşeyler dikkatim çekiyor bu Kuran'da. Saygılar.
  7. Sevgili Evrensel, benim açmayı planladığım bir konuyu açmışsın. Eline sağlık. Ben de katkıda bulunacağım. Sadece senin verdiklerin değil, başka ayetler de var. Saygılar.
  8. Sevgili frozen, Aslında çok güzel bir tespitte bulunmuşsun. Semitik dinler ve özellikle sonuncusu, cinsel açlık çeken, çöl sıcağından bıkmış, gölgelikler özleyen erkek egemen bir toplumun arzuları çerçevesinde şekillendirilmiş bir dindir. Varsa bile, Tanrı ile alakası olmayan bir dindir. Saygılar.
  9. Yanlış ama neye göre yanlış? Yanlış; maddi gerçeklere göre yanlış. Yanlış, Kuran'ın kendisine göre yanlış. Kuran'ın kendisine göre neden yanlış? Kuran şurada A dediğini, başkabir yerde B derse, Kuran da yanlış olur. Bu nedenle yanlış. Bir pusula bazen güneyi, bazen batıyı, bazen doğuyu, bazen de kuzeyi gösterirse o pusula yanlıştır. Kuran da o bozuk pusula gibi. Arasıra doğru birşey söylemesi Kuran'ın "kökten yanlışlığına" çözüm getirmiyor. Durmuş bir saat da günde iki kez dopru zamanı gösterir derler. Kuran da öyle. ytani yanlışlığı sadece maddi gerçeklikle çelişmesinden değil, kendi kendisiyle çelişmesinden kaynaklanıyor. Saygılar.
  10. Sayın sarıgöl, teşekkür ederim. Bakara Suresi*30. ayettin "gelecek zaman" vurgusunu iyice ortaya çıkararak, benim tezimi desteklediğin için. Evet soru devam ediyor: Burada sadece Allah'ın gaybı bildiği belirtiliyor. sarıgöl'ün belirginleştirdiği hali ile, Melekler Allah'a şöyle diyor: orada fesat çıkartacak birisini mi yaratacaksın? O takdirde o kanlar dökecektir Melekler daha yaratılmamış bir insanın, yaşanmamış bir zamanda yapacağı eylemleri biliyorlar. Gayb'ı biliyorlar. *** Hangisi doğru? Allah mı yalan söylüyor "gaybı sadece ben bilirim" diye? Yoksa, Muhammed mi, kitabı yazarken, konjünktüre göre mi konuşuyor? Yoksa bu çelişkinin farkına varamamış mı? Ey müslümanlar, Allah'ı mı yalan söylüyor, yoksa Allah'ın elçisiyim diyerek insanları kandıran Muhammed mi? Karar verin! Saygılar.
  11. Müslümanken, camilerde beni en çok rahatsız eden şeylerden biri buydu. Çorap ve ayak kokusu. Islak ıslak çorabı tekrar giymek, ayakta bir çeşit mantar yapıyormuş bu da aşırı bir kokuya neden oluyormuş. (Bu iddiaya ilişkin bilimsel bir yazı okumadım, sadece iddia da olabilir, ama kokunun bir kaynağı olmalı) Müslümanken gitmekten gitmekten hoşlanmadığım namazlar Cuma ve Teravih idi ve çok az gittim. Tanrı'ya inandığını sanan insanların kir, pas içindeki kıyafetleri ve kokan ayaklarıyla Tanrı'ya saygısızlık ettiklerini düşünüyorsum. Camilerdeki ayakkabı hırsızlığı zaten başlı başına bir sorun. Cumhuriyet Devrimleri devam etseydi, bugün camilerde ayak kokusu sorununu konuşmayackatık. Zira, camilere, kiliselerdeki gibi, sıra konması projesi varmış. (ibadet illa yerde yapılacak diye bir ayeti veya hadisi yok heralde Muhammedin.) Keşke yapsalardı. Cuma günleri sokaklara taşan, gazeteler üstünde namaz kılan insan manzaraları olmazdı, bu görüntü kirliliği olmazdı en azından. Kuran'ın Türkçeleştirilmesi, ezan'ın, ibadetin Türkçeleştirilmesi, diğer reform projeleri imiş. O zamanki hükümet, meal işini devlet Mehmet Akif'ten, tefsir işini Elmalılı'dan istemiş istemiş. Ama Mehmet Akif, kendi mealinin Arapça kuran'ın yerine geçirileceğinden korkup vermemiş (kaynak okumadım, ama başka bir iddia da, Türkçe kuranı okuyan insanların inançlarını yitirecekleri kanaatine varmış ve dinden çıkma vesilesi olmak istememiş). Mehmet Akif kendisine bu iş için ödenen parayı iade edip cayınca meal işi de Elmalılı'ya kalmış. (Bu arada, Dine düşman olduğu söylenen Cumhuriyet'in devlet parasıyla ısmarlama ile Elmalılı Hamdi Yazır'a yazdırdığı meal ve tefsir hala tek otoriter kaynak Türkiye'de.) Saygılar.
  12. Saygılar.
  13. Ben beyin enerjisiz çalışır demedim. Beynin enerjisi ruhtur iddiana karşı çıktım. Beynin enerjisi bellidir. Gıda ve oksijen. Yani madde. Su içme veya kafayı suyun altına sok 1 dakika nefes alma, bunu anlayabilirsin. Saygılar.
  14. Sayın by_x_man, ben de gittim o ülkeye, sokaklar pis, insanlar da ********* gelen şeyler yapıyorlar. Ancak bu yine de dinle alakalı değil. Suudi Arabistan "para denizinin içinde nasıl fakir kalınabilir?" sorusunun cevabı bir ülkedir. Para herkeste değildir. Küçük bir azınlıktadır. Taşradaki devlet kurumlarında masa, sandalye bile yoktur. Bahreyn ve Dubai de müslümandır, ama orada rastladığınız "pis görünümlü" insanlar, Hintliler, Bangladeşliler falandır. Manila, Karakas, Kahire, Mexico City, neredeyse Hindistanın bütün kentleri dünyanın en pis yerledir. Bunlar arasında hiçbir din benzerliği yoktur. Dünyanın en pis insanları Hindistan'dadır. Yine gelirle alakalıdır. Dünyada yere, sokağa en çok tüküren insanlar Çinlilerdir. Ama aynı çinliler, Güneydoğu Asya'da yemeğini elle yemeyen tek topluluktur. Bunlar yüzyılların kültütüdür. Kuzey ülkelerinde insanlar daha az terlemelerine rağmen, soğuktan dolayı sauna kültürü gelişmiştir. Finliler, Ruslar falan bu nedenle dünyadaki en temiz insanlar arasındadır. Dinle alakası yoktur. Rusya'daki tatarlar mülümandır, ama Ruslar gibidirler, sauna kültürü vardır. Çok temiz insanlardır. *** sevgili gece yağmuru, abdest sadece görsel temizlik sağlar, terleyen kısımların (genital bölgeler ve koltukaltı) yıkanması şart olmadığından, kokuyu gidermez. sevgili katakuta, haklısın, toprakla temizlik (teyemmüm) olmaz. Saygılar.
  15. Anlat da bileyim, bana yeni malzeme gerek. İyi başlamışsın. İyi malzeme var burda bana. Melekleri sistem yaptın. İyi bu da bir yaklaşım. Sistem kurarsın işler gider. İradesiz olur. Demek ki Senin melekler, Cebrail falan iradesiz. Buradan devamla Allah da bir sistem olduğunu ileri sürebiliriz. Kozmik sistem diyorlar bazı dinler. Kozmik sistem. Bu kozmik sistem de iradesiz. Ama bazı srunlar ortaya çıkıyor. Mesela melekler (sistemler) Allah'a 50.000 yılda ulaşırlarmış. Bu sistemler hareketli, seyahat etmesi gerektiğini bilen sistemler demek ki. Esasen seyahatin kendisi de bir sistem olarak adlandırılabilir. *** Allah'ın komutanları. Allah demekki herşeye yetişemiyor. Komutanlar var emirleri yerine getirecek. Acaba başkomutan Diablos'un yerine bir atama yaptı mı? Yoksa iş başa düştü deyip o işi kendi mi yapıyor? Keskinkalem teşekkürler, ben uğraşsam dini bu kadar Japon çizgi filmi tadına getiremezdim yani. Voltran Voltran Voltran diyorlardı bizim çocukluğumuzda. Şimdi ne diyorlar bilemem. Sağol. Saygılar.
  16. Bak sen...Ben İslam'ın insanı korkutma politikasına göre biryerlerde dünyadakai imtihan için kayıt yaptırmıışmışım, burda sınava girmeyi reddediyormuşmuşum. Ve bu hurafeleri yutmalıymışım..! Hiçbir insan bilgisi dışında sınava kaydedilip, sonra da "sen bu sınavı kaybettin" denemez. Kurgu baştan sakat. Ha yeri gelmişken sana söylemeyi unutmayım, sana özel: Bulunduğum Yerdeki Türkiye'yi Sevenler derneği bir toplantı düzenledi. Bu toplantıya katılmayanların vatan haini olduklarını söyledi. Bazılarımız bu toplantıdan haberdar olmayan insanlar ne olacak dedik, dernek başkanı "kendini türk bilen herkesin böyle bir toplantı tertiplendiğini bilme ve bu toplantıya gelme yükümlülüğü olduğunu" söyledi. Seni göremedim toplantıda... Vatan haini damgası yedin. Kuran'a göre... Bütün iş burda düğümleniyor zaten. Helal olsun Muhammed'e bu Allah'ın sözüdür diye iyi yutturmuş. Evet bir söz verdiğimi hatırlamıyorum ve üstelik şunu da iddia ediyorum: Sen de hatırlamıyorsun. Sen hatırlamadığın bir sözü verdiğine inandırıldın! Olay bundan ibaret. Saygılar.
  17. Bilimde kanıtsız, desteksiz uydurma ekolünü mü oluşturmaya başladınız? Beynin enerjisinin ruh olduğunun kanıtı ne? Ruh'un kanıtı ne? Saygılar.
  18. Yukarıdaki yazımda, bedevi Arap ve göçebe Türk topluluklarına İslam'ın temizlik babında olumlu katkısından bahsettim. Olumsuz katkıya Endonezya'da şahit oldum. Endonezya, Malezya, Tayland gibi ülkelerde çok çinli var ve bütün yemekleri çubuk ile yiyorlar. Dolayısı ile komşusu olan malaylar ve Tailer de çubukla yiyorlar. (Endonezya da, Malezya da Malay ülkesi). Ancak Endonezya'da müslümalar elle yemek yemenin sünnet olduğunu söyleyip, yağlı, yappış yapış şeyleri bile elle yiyorlar. Çubuk varken, sünnet olur diye elle yiyorlar. Böyle bir tecrübem oldu. Zengin ve eğitimli insanların, müslüman da olsa, gayrimüslim de olsa sokağa tüküreceğini zannetmiyorum. Alt gelir grubu ve bu gruba ait davranışların genelleştirilmesinin doğru olduğunu düşünmüyorum. Kültür düzeyi ve Gelir yükseldikçe temizlik ve hijyen de artar. Dinle alakası yoktur. Saygılar.
  19. Dinle temizlik arasında doğrudan bağ kuramıyorum ben. Kültürle ve maddi imkanlarla alakalı diye düşünüyorum.Şimdi Rusya'dayım ve soğuğa rağmen insanlar hergün banyo yapıyorlar. (Kültür böyle ve her evde merkezi sisteme bağlı sıcak su var) Türkiye'de kafirleri cenabet gezmekle itham ederler. Benim gördüğüm kafirler (ki Rusların çoğu dinsiz, sadece nüfus cüzdanı hristiyanı), sadece seksten sonra değil, seksten önce de yıkanmayı adet edinmişler, bu adeti uygulamaya olanak verecek imkan da var. Abdest almak, görsel temizlik sağlar (el, yüz, ağız, burun, saç boyun, ayak). Sadece abdest almak temizlik değildir. Kokuya önlem değildir. Zira Abdest almakla, vücudun en çok terleyen ve koku üreten kısımları (koltuk altları ve genital bölgeler) yıkanmıyor. (%99'u müslüman olan ülkede, toplu taşıma araçlarındaki kokular nerden geliyor? Akşam iş dönüşü kokunun nedeni anlaşılabilir, ama ya sabahki?) Ama herşey birtarafa, İslam'ın temizlik konusunda müslüman toplumlara pozitif katkısı olmuştur, bu yadsınamaz. İslam'ın görsel temizlik konusunda olumlu katkısı kesindir. Ayrıca bedevi (Arap)/göçebe (Türk) toplulukların hiç olmazsa gusl zorunluluğu ile yıkanmasını sağlamıştır. Herkesin evinde ucuz, bol sıcak su bulunsa, hergün duş alır insanlar. Ama Türkiye'de bu imkan henüz yoktur. Ayrıca eğitim sistemi de olanaklara paralel olarak yapılmaktadır. Ben öğrencilik dönemimden hatırlıyorum. İlkokul çğretmenimiz "Hafta'da bir kez" yıkanacak herkes derdi. Ortaokulda, Özallı yıllarda, imkanlar arttığında, Ortaokul öğretmenimiz herkes "haftada en az iki kez" yıkanacak demeye başlamıştı. Şimdi daha iyiye gidiyor durum sanırım. Yukarıda yazdıklarım bireysel temizlik konusundaydı. Ortak alanların temizliği, temiz tutulması konusunda ise, İslam'ın olumlu veya olumsuz bir katkısı olduğunu sanmıyorum. Ancak yine söylüyorum. Din ile temizlik alışkanlığının alakası olmadığını düşünüyorum. Kültür ile ve imkanlarla alakalı birşeydir. Saygılar.
  20. Sana kötü bir tavsiyede bulunmadım. Kendi yararına bir tavsiyede bulundum. 10 gün üstüne düşsen öğrenirsin kendini güzelce ifade edebilmeyi ve güzel yazı yamayı. Ben de bayat bahanelerden kurtulurum. Saygılar.
  21. Komunist bir yayında "kapitaliz Piramidi" diye bir karikatür görmüştüm. Din adamlarının o karikatürde betimlenen görevi kitleleri uyutmaktı. (Bu yazıdan komunizmi savuınduğum anlaşılmasın, çünkü komunizmde de, din adamlarının yerini parti ideologları/propagandistleri alıyor) Krallar/Yöneticiler: Biz sizi Yönetiriz (We rule you) Din Adamları: Biz sizi uyuturuz, aldatırız (We fool you) Askeri/Polisiye Güçler: Biz sizi öldürürüz, ateş ederiz, yola getiririz. (We shoot at you) Sosyete/Ayrıcalıklı Sınıf: Biz sizin adınıza tüketiriz (We eat for You) Halk: Herkes için üretir, herkesi besleriz. (We work for all, we feed all) Dinin görevi hep aynı oldu. Garibanı hak arama mücadelesinden uzak tutmak, fantastik vaatlerle uyutmak. Saygılar.
  22. Eee müslüman arkadaşların buna bir cevabı yok mu? Bu çelişkiyi nasıl rasyonelize ettiklerini merak ettim de onadan soruyorum. Saygılar.
  23. Yanlışa yanlış demek saygısızlık değildir. Saygılar.
  24. Sana hakaret nerde diye sorup, polemiğe girmeyeceğim. "Yaptığın bilimsel değil" demek sana hakaret gibi geliyor. Sana kanıt sordum, ayrıca, organik ve inorganik maddeleri Tanrı2nın yaratma eylemi bakımından ikiye ayırmışsın. İnorganik maddeleri vesileli yaratım sınıfına, organik maddeleri vesilesiz yaratım sınıfına almışsın. Yine kanıt göstermemişsin. Dini/Kuranik kanıt bile yok. Saygılar.
  25. Kendinle çelişme kralx: Allah herşeyi bir sebep sonuç ilişkisine bağlamıştır Bence de. Kanıt? Kafana göre tanrının yaratma eylemini sınıfladın yani? İnorganik maddeler: Bing Bang ile vesileli yaratılanlar. Organik maddeler: Sihirli çubuk efekti eşliğinde, vesilesiz yaratılanlar. Acaip bilimsel takılıyorsun kralx. Ne zaman yaptı bu işi? Biz niye duymadık? Bize de bildirirsen müteşekkir kalırız. Saygılar..
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.