Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

BrainSlapper

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    2.691
  • Katılım

  • Son Ziyaret

BrainSlapper tarafından postalanan herşey

  1. İlk defa anladınız derseniz, beni üzersiniz. Sizin inancınızı anlıyorum. Anlamadığım tek şey bu inancınızı İslami inanç olarak sunmaya çalışmanız. Buna gerek yok, ihtiyaç da yok, baskı da yok. İçinizde acaba inkara mı gidiyorum diye bir korku hissetmenize de gerek yok. Benim nazarımda sizin inancınız, İslami inanç külliyatından daha makbuldür. Zira, Vahdet-i Vucut inancını taşınyanlar, inancın "kendilerine" yönelik kısmı ile ilgilenirler, başkalarını "yola getirmeye" çalışmazlar. İnanca ceza-ödül çerçevesinde bakmazlar. Vahdet-i Vücut inancından dolayı galeyana/dolduruşa gelmiş ve bu nedenle savaşa gitmiş, yağmaya katılmış, başka insanlara şu veya bu gerekçe ile zulmetmiş bir kişi yoktur tarihte, benim bildiğim kadarıyla. İsterdim ki Mevlana'nın, Yunus Emre'nin inancı yayılsın Türkiye'de, Muhammed'in, Gazali'nin değil. Bugün Türkiye'de mevlevilik bile "sünnileştirilmekte", "vahabileştirilmekte", deforme edilmektedir. Bizim sahip çıkamadığımız (esasen sünnilik nedeniyle sahip çıkmadığımız, sahip çıkmak istemediğimiz desek daha doğru olur) böyle bir adama başkaları sahip çıkmaktadır. ABD'de Türkiye'dekinden daha çok taraftarı ve seveni vardır (Mevlana türbesini ziyaret ettiğimde, oradaki manzara şaşırtıcıydı: belki benim ziyaretime rastlamıştı, bilemiyorum. Orada 1 Türk varsa, 10 tane yabancı vardı ve çoğunluğu da Amerikalıydı.) Wikipedia'a göre ABD'de en çok okunan "şairler" listesindedir. UNESCO 2007 yılını Mevlana yılı ilan etmiş, adına hatıra madalyalar bastırmış, Mevlana'yı bütün dünyanın ortak mirası olan en büyük filozof ve humanistlerinden biri olarak ilan etmiştir. İyi insana, insanlığa hizmeti dokunan veya okunacak insana, dini, ırkı ne olursa olsun, herkes sahip çıkar. Saygılar.
  2. Memnun ve müteşekkir olurum. özel mesaj atın lütfen... Saygılar.
  3. Parolayı söylüyorum: Google !!! Burada açıık bir yanlışlık yapıyorsunuz kanaatindeyim: Panteist/Şamanist ifadesini Pantesit veya Şamanist anlamına gelecek şekilde paralel anlamlı olarak yazdıysanız, sizinle hemfikir değillim. Ben, Panteist ifadesini kullanınca siz Paganist mi anlıyorsunuz? Bu itirazlar bu nedenle mi ortaya çıkıyor acaba diye alıma geldi de. Çünkü Panteist/şamanist ifadesi eş veya yakın anlamlı olarak kullanılamaz. Paganist/Şamanist ifadesi eş veya yakın anlamlı olarak kullanılabilir. Saygılar.
  4. Neden dumura uğradığın cevabını vermiştim. Ama başka bir başlıkta, enes34 de vermiş sana bir cevap. Saygılar.
  5. Teşekkürler. Umarım sayın boşig de okur ve kendisini itham etmediğimizi, sadece bir tespitte bulunduğumuzu anlar. Saygılar.
  6. Sayın kralx, ve sayın boşig, Bilginin zor ulaşıldığı bir dönemde değiliz. Google var, çağımızın "bileni". Tıklayınız: Google Search: Mevlana Vahdet-i Vücut Arama sonucu çıkan hangi linki tıklarsan tıkla. Hepsinde Vahdet-i Vücut inancının Kuran ile taban tabana zıt olduğu ve Mevlana'nın Vahdet-i Vücut anlayışına sahip olduğu yazılıdır. Bir siteden alıntılar Başka bir siteden alıntılar Bunlar sadece örnek. Yukarıda da söyledim: arama sonucu çıkan hangi linki tıklarsan tıkla. Hepsinde Vahdet-i Vücut inancının Kuran ile taban tabana zıt olduğu ve Mevlana'nın Vahdet-i Vücut anlayışına sahip olduğu yazılıdır. Mevlana, Arabi, Bektaşi, Yunus Emre, Hallac-ı Mansur, Ömer Hayyam gibi düşünürlerin ve bu kişilerle aynı inancı paylaştığını söyleyen boşig'in neden müslüman olmadıklarını iddia ettiğimi, neden daha çok budizmi çağrıştırdığını ileri sürdüğümü göreceksiz o sitelerin hepsinde. Saygılar...
  7. Benden de Doğru tahmin etmişsin, senden bu cevabı almayı bekliyorduk. Zira Vahdet-i Vücut inancında ahiret inancı yoktur, üzerinde durulmaz. Saygılar.
  8. "Vahdet-i Vücut inancına göre Herşey Tanrı ise, bugün belirlenen veya henüz belirlenmeyen madde ve türevlerinin hepsi birden, adı ne olursa olsun, ister doğa, ister Tanrı, yaşamı oluşturan şeydir. İradesi nedir, nasıldır, ben de bilemem, sen de. Tanrı adını verdiğin şey de kitap göndermez. Birileri gönderdiğini iddia eder. Bu soruyu Vahdet,i Vücutçu arkadaşımız cevaplasın. Çünkü bana göre Tanrı'nın varlığıda yokluğu da ispatlanamaz. Varlığını veya yokluğunu ispatlayamayacağım şeyin yok olup olmayacağına ilişkin spekülasyon yapamam. , Herşey yok olacaksa, herşeyle birlikte bu herşeyde bulunan "hakk" adını verdiği şeyin yok olup olmayacağının cevabını Tanrı Herşeydedir diyen arkadaşımız versin.. Sayın boşig'in bazı düşünceleri henüz "olgunlaşmamış". Hatırladığım kadarıyla bir başlıkta, katakuta "PKK mensupları özgürlük savaşçısıdır, çünkü onlar kendini böyle tanımlıyor" demişti, boşig'e inat olsun diye. boşig de buna itiraz etti. Onlar terörist dedi. nasıl ki, PKK'yı kendini tanımladığı biçimi ile kabul etmiyoruz. O adamların da bir şekilde açıkça müslüman değiliz dememiş olmaları, onların ne olduğu gerçeğini değiştirmez. Bundan 10 yıl önceki düşüncelerimi birisi buraya alıntılasa benim harikulade bir müslüman olduğumu iddia edebilir. Ahiret inancı olmayan bir düşünce sahibi, ne kadar müslümanım diye bağırısa bağırsın, müslüman değildir. Vahdet-i Vücut inancında da ahiret inancı yoktur. Saygılar.
  9. Konu dışına çıkıyoruz ama, birkaç şey eklemek istiyorum. "Tanrı herşeydir" ile "Tanrı Herşeydedir" senin de dediğin gibi farklı anlama gelir. Tanrı Herşeydedir demek Vahdeti Vücutçuluk düşüncesi değildir. Zira Tanrı Herşeydedir dediğiniz zaman, ikinci söylediğiniz şey ortaya çıkar "Tanrı Özdedir" Bu da Şu sonuca götürür. "Öz"in dışanda da "birşeyler" vardır anlamına gelir ki, öz ve özden gayrıları gibi bir ikili yapı ortaya çıkar, varlığın birliği (vahdet-i vücut) iddiası ortadan kalkar. Öz de, özden gayrısı da, "vahid/tek/birlik halinde" olmalıdır ki "Vahdet-i Vücut" inanışı olabilsin. Bu da ancak Herşey Tanrı'dır veya Tanrı herşeydir felsefesi ile mümkündür. *** kralx'in iddiası islam dinini kökünden dinamitler. Dumur olmamın nedeni de budur. Zira müslüman bir kişi madde yoktur diyemez. Dediği an islamı reddetmiş olur. Çünkü madde, islami inanca göre "yaratılanlar"dır. Yaratılanlar "hayal" olunca Allah'ın yaratma eylemi de "hayal" olacaktır. Halbuki İslami inanca göre Allah'ın en büyük özelliği yaratmasıdır, yoktan var etmesidir. kralx'in madde yoktur demesi, İslam'in Allah'a atfettiği yaratıcılık sıfatını hayale dönüştürür. Saygılar. Saygılar.
  10. Adıgeçenler Vahdet-i Vücut düşüncesinin savunucularıdır. Arabi "herşey O'dur" derken, Rabbani "herşey O'ndandır" demiş, tek farkları bu. Panteisttirler. Biri herşey tanrıdır der, diğeri herşey tanrının gölgesidir/yansımasıdır der. Panteist (Vahdet-i Vücut) düşüncesinde öbürdünya/ahiret inancı yoktur. Herşey bu dünyadır. İslam'ı ve diğer semitik dinleri reddederler. Öte yandan, Panteizm (Vahdet-Vücut veya Rabbani'nin tanımıyla Vahdet-i Şühud) son tahlilde bir çeşit ateist düşüncedir. Şöyle ki: - Vahdet-i Vücutçular: Herşey Tanrı'dır derler. Bu nedenle herşeyin eylemleri de yaratılıştır. Evren bütünüyle, börtüsüyle, böceğiyle, elektiğiyle, insanıyla, radyasyonuyla Tanrı'dır. Ateistler: Tanrı yoktur. Herşey kendi kendine varolmuştur. Yaratıcı olan Doğadır/evrenin kendisidir. Tanrı aramaya gerek yoktur. Doğa, Evren herşeydir. Bu iki düşünce de sonuçta aynıdır. Aynı yere varır. Bu iki düşüncenin de ortak özelliği doğaya, insana, bütün mevcudata saygılıdırlar. Çünkü Vahdet-i Vücutçu da Tanrı'nın parçasıi olarak gördüğü mevcudata "tanrı" olduğu için saygı duyar. Ateist de "Doğa" herşeyin olduğu için, bütün varlığın kendisi/kaynağı olduğu için saygı duyar. Mevlevilik, Bektaşilik, Melamilik Vahdet-i vücutçu inanışa yakın anlayışlardır. Türkiye'nin yetiştirdiği büyük din adamları, ilginç bir "rastlantı mı" desek bilemiyorum, hepsi Vahdet-i Vucutçudur. Öbür dünya ile ilgilenmeyen, bu dünyada sevgi ve barış ortamının tesisi için mücadele eden insanlardır. Hepsi Vahdet-i Vücutçudur: Mevlana, Yunus Emre, Şeyh Bedrettin, Hacı Bektaş Veli, Pir Sultan. Saygılar.
  11. Tek kelimeyle örnek harika. Saygılar.
  12. İslam'daki Kader Anlayışının ve Tanrı'nın isteğinin herşeyden üstün hale gelmesinin Mısır'daki kökeni Mısır'da "Ma'at" adı verilen bir kavram vardı. Bu kavram "gerçeklik, doğruluk, adalet, kozmik denge" anlamına geliyordu. Bugün dilimizde "ilahi adalet" veya "evrensel ahlak" olarak adlandırdığımız kavram idi kısacası. Bu kavrama ilahlar ve insanlar, yani bütün mevcudat uymakla yükümlüydü. Ölümden sonra hem ilahların, hem fravunların, hem de sıradan insanların "ma'at" a uyup uymadıkları konusunda yargılanacaklarına inanıylıyordu. Orada yapılan yargılamayı geçen ebedi huzura ulaşıyordu, geçemeyen yok oluyordu. Sonraları bu kavram bir kadın figürü ile sembolleştirildi, Tanrıça Maat olarak sembolleştirildi. Ama bu tanrıça'nın diğer ilahlara göre konumu hep farklı idi. hiyerarşiye tabi değildi. İlahların üstünde değildi, ama yaratıcı ilah dahil, bütün ilahlar da maat'a uymakla yükümlüydüler. Firavunlar ve idaresi de maat'a uyulmasını sağlamakla yükümlü idi. Bugünkü durumla karşılaştıracak olursak, kanunu yönetim şekline göre, meclis, ral, başkan, konsey, devrim lideri gibi kişi ve kurumlar yapar. Anacak yapılan bu kanuna onlar da tabidirler, kanun yapıcılar, kanunun üstünde değildirler yani. (Bazı Batı ülkelerinin Adalet Bakanlıklarının sembolü olarak seçilen gözü bağlı, eli terazili kadın figürü Maat'ı temsil eder. Yargılanacak olan kişinin, ister cumhurbaşkanı olsun, ister çoban olsun kimliğine bakılmayacağı, kişinin eylemlerinin yargılanacağını vurgular bu figür) Maat kavramının ve sonradan tanrıça figürü ile sembolleştirilen Maat'ın konumu eski mısırda bu idi. Teorik olarak bir insanın maat'a (ilahi adalete, evrensel ahlaka) uygun yaşayabileceğine inanılıyordu. Ancak tecrübe gösterdi ki, maat'a uyulmasını sağlamakla yükümlü olanların bile maat'ı ihlal ettikleri anlaşıldı. İnsan mükemmel değildi. Bu nedenle maat'a uygun yaşaması mümkün değildi. Bu durumda ne olacaktı ? Yani hiçkimse ebedi huzura kavuşamayacakmıydı? Bir çözüm olmalıydı. Bu durumda Yaratıcı Tanrı'nın, "dilediğini" ebedi huzura kavuşturabileceği inancı yayıldı. Bu gelişme inanç sisteminde bir kırılma noktası oluşturdu. Zira önceden ilahlar dahil, herkes, maat'a uymakla yükümlü iken, ebedi huzura kavuşmanın tek yolu bu maat'a uygun yaşamak iken, artık insanlar "maat"a uyup uymamalarına göre değil, Tanrı'nın rızasına, takdirine göre ebedi huzura kavuşabilme olanağına kavuştular. Bu inancın tamamlayıcısı da maat'a uyma yeteneğinin doğuşta Tanrı taafından insanlara verildiğine veya verilmediğine ilişkin inançtı. Bu inançla birlikte, insanın ölümden sonra huzura kavuşmasının tamamen Taqnrı'nın elinde olduğu anlayışı hakim duruma geldi. Bu gelişme kırılma noktası oluşturdu çünkü, bundan sonra Yargılamayı yapan İlah veya ilahların "beğenisi kazanmak" ön plana çıktı. "Tanrı'ya ibadet etmek, Tanrı'yı memnun etmek" ebedi huzura kavuşmanın tek yolu haline geldi. Maat'uymak önemini kaybetmedi, ancak, edebi huzura kavuşmanın tek yolu olmaktan çıktı, ikincil pozisyona düştü, Tanrı'nın isteği, dileği, edebi huzura kavuşmanın başlıca, hatta tek yolu oldu. Böylece insanın bu dünyada başarılı sayılması ile maat'a uyum arasındaki bağ koptu, yerine Tanrı'nın arzusuna uymak, Tanrı'nın arzusuna göre yaşamak insanın dünyadaki başarısının ölçütü haline geldi. Bu yazının, bugün bu forumda tartışılan cennet, cehennem, kader, ibadet vs gibi tartışmalara yeni bir boyut ekleyeceğini ümit ediyorum. Saygılar.
  13. Duyu organlarımızla algıladığımız maddler yok, ama imtahan var, ödül ve ceza var, ruh var öyle mi? Saygılar.
  14. Sayın kralx, Varmak istediğin yer neresi? Madde yoktur, aldın ibarettir diyorsun. Muhammed madde midir? Madde ise, Muhammed yok mudur? Sana göre, algıdan ibaret olan biz maddelerin, eylemleri de algıdan ibaret midir? Algıdan ibaretse, algıdan ibaret varlıkların ürettikleri algıdan ibaret eylemlere ödeül ve ceza verilecekmidir senin inancına göre? Allah yok madde var diyordunuz.. Bu yazıların neresinde "iş tersine dönüvermiş? Bizim "algılayamadığımız" yazıların mı var? Yoksa senin algılarla dolu dünyanda buraya yazamadığın birsürü ispatlar mı uçuşuyor ? Saygılar.
  15. Git o başlığı iyice oku. Sen o başlığa hiçbirşey yazmamıştın hatırladığım kadarıyla. Tıkla. Bill Gates benim samimi arkadaşım. Sürekli yazışırız. Hatta bana gönderdiği bir mesajda "Bilgisayar'ı sırf senin için icat ettim Sevgili BrainSlapper" dedi. O forumu da sırf senin için yaptırdım, "Stork Corporation'ı sadece buna vesile olsun, senin yazabileceğin "Turkish Media Forum'u işletsinler diye kurdurttum" dedi. Saygılar.
  16. Bence sen bu toptan herşeyi yok sayma işinden vazgeç. Algıdan ibaret şahıslar gelir, seni algıdan ibaret bir tımarhaneye atarlar. Senin inancını kanıtlayacak olsa, ona da bişey demiycem de, Muhammed de algıya dönüştü. Biz en azından adamın fiziki varlığına itiraz etmiyoruz. Ayrıca maade var mı yok mu senin teorinin içinde gizli yanıtı. Beynimiz diyorsun, elektrik sinyali diyorsun. Sinirler diyorsun, deri diyorsun. Saygılar.
  17. Biz sadece Hak din diye birşey olamaz, vahy diye birşey yoktur, Allah2ın varlığı veya yokluğu bilinemez demiştik, sen herşeye yok dedin, peygamber bellediğin kişi dahil. Yumruğu monitöre vur, sonra webcam'la elinin ve monitörün remini çek buraya koy, tartışmaya devam edelim. Algı mıymış değilmiymiş tartışalım. Saygılar.
  18. Vurdun mu yumruğunu monitöre? At ve şöyle de kendi kendine: Bu moitör gerçek değil, sadece bir algı. Yumuruğu attım, monitörden cozurtular ve kıvılcımlar geliyor, ama biliyorum ki bu da algı. Sanki elim sızlıyor ve kanıyor. Ama bu gerçek değil, bu da algı. Bundan sonra da kafa at monitöre. Ne de olsa algıdan ibaret. Ama sen her ihtimale karşı algıdan ibaret telefonla, algıdan ibaret bir ambulans çağır. Kafan algıdan ibaret bir yara alınca, sana algıdan ibare bir tıbbi müdahale yaparlar algıdan ibaret sağlık ekipleri. Saygılar.
  19. Şu anda hatırladığım tartışmalar dediğim tartımlara olmadı mı diyorsunuz? Yoksa oralarda verdiğiniz cevapları, artık geçerli saymıyormusunuz? Saygılar.
  20. Dumur vaziyetteyim, zira zaman ve maddinin algıdan ibaret olduğunu ispat edeceğim derken, diğer bütün savunduğun şeyleri yıkıyorsun. Madde algı mı? Muhammed de algı mı? Kuran da algı mı? Herşey algı ise, Muhammed de algı, Kuran da, madde de, her bir şey algı. Yani diyorsun ki bir matrix'de yaşıyoruz. Herşey bize gerçek gibi gösterilmiş. Gerçek gibi gösterilen ve olmayan şeyler için din de algıdır, allah da, cennet de, cehennem de, herşey algıdan ibarettir yani. Algı niteliğindeki, gerçek olmayan BraisSlapper ile kralx'in de algıdan ibaret olan eylemleri nedenniyle algıdan ibaret olan dünyada imtihan edildiklerini söylüyorsun da. Dumur olmamın nedeni bu. Maddenin olmadığını iddia ederek, kendi düğüncelerini, inançlarını dinamitliyorsun. Ama sevindim açıkçası dinsiz birinin değil de, senin dinamitlemem daha etkili olur. Saygılar.
  21. Çelişkili ayetler konusunda katakuta'nın uzuuun bir başlığı var. Hangileri cevaplanmış görebilirsin. Benimle yaptığın tartışmalardan şu anda aklıma gelenler şunlar (kelimesi kelimesine hatırlamıyorum, mealen aşağıdaki gibi) 1. Hacer-ül Esved Cennet taşı mıdır? Evet cennet taşıdır. Cennet taşı ise, o zaman cennet "dünya'ya taş gönderilebilen bir yerdedir, yani şu anda fiziken vardır" Cennet fiziken varsa ve oradan taş gelebiliyorsa, şu anda teknolojimiz yetmiyorsa da, buradan da oraya teorik olarak gitmek mümkündür.? Peygamberimiz cennet taşı dediyse, cennet taşıdır, biz inanırız. 2. BingBag'a inanıyorsun değil mi? Evet. Tanrı'nın ol demesini kanıtlıyor. Tamam. Peki Big Bang bilimsel bir teori. Bilime göre ünya 5 milyar küsür yaşında. Bulunabilen en eski insan fosili de carbon testlerine göre 40.000 yıllık. Belki daha eskisi de var, bilmiyoruz. Hz. Adem'in yaşı ise 6.000 yıl olarak hesaplanıyor. Şimdi Adem hikayesi doğru mu? İslam bilimle çelişmez diyorsun da... Kuran ilk insan Adem diyorsa İlk insan Adem'dir. 3. Muhammed Hz. Ayşe ile evlendiğinde Ayşe 9 yaşındaydı, çocukla evlenmek doğru mu? Hz. Ayşe 9 yaşında değildi. 18 yaşındaydı. Bütün hadis kitaplarında 9 diyor ama. O hadisler uydurmadır. 4. Kuran insanın Kalbi ile düşündüğünü, kavradığını, hissettiğini iddia ediyor, bu bilimle çelişmektedir. Bilim insan beyinle düşünür diyor. İnsan ruhu ile düşünür. Verdiğin cevaplar (koyu renkli) bunlar sayın kralx. İyi tatiller sana.
  22. Ne yazacağımı şaşırdım, dumur durumundayım da. ondan bööle bir işaret koydum. Sedatçıım sen bi tatile matile git. Biraz kafa dinlendir. Saygılar.
  23. Bunun kaynağını gösterebilirmisin Kuran'da. Ben atlamış olabilirm de. Saygılar.
  24. Verdiğiniz örnekle, katakuta'nın/forsa'nın faraziye sorusu aynı değil. Hava'nın olması uçabilmenin "olmazsa olmaz şartı"dır. Hava olmadan uçulamaz. "Ahiret olmmaması" ise "dinin, olmazsa olmaz şartı" değildir. Ahiret inancı olmayan dinler de vardır. Budizm, Hinduizm ve diğer Doğu dinleri. Saygılar.
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.