Zıplanacak içerik

haksöz

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

haksöz tarafından postalanan herşey

  1. Araf 192- Bu putlar, ne o tapınanlara, ne de kendi kendilerine yardım edebilirler. Araf 193- Eğer siz onları doğru yola çağırsanız, size uymazlar. Onları ha çağırmışsınız, ha çağırmayıp susmuşsunuz, hiç fark etmez. Araf 194- Allah'ı bırakıp taptıklarınız da tıpkı sizin gibi kullardır. Eğer iddianızda doğru iseniz haydi onları çağırın da size cevap versinler. Kurana göre iddia edilen tanrının gerçek olabilmesi için yapılan çağrılara cevap vermesi gerekiyor.Eğer allah gerçek tanrı ise, aynı şeklide,tutarlı olabilmesi için yapılan çağrılara cevap vermesi gerekir. Evet sayın müslümanlar sizleri test,e davet ediyorum. Eğer iddianızda samimi iseniz ? Allahı çağırın bakalım cevap verecekmi?
  2. Müslüman olduğum zamanlarda da aynı itirazlarla sık sık karşılaşıyordum.Sem kim oluyorsun da bu konu hakkında kuran üzerine yorum yapıyorsun ? Onca alim geldi geçti onlar anlamadıda senmi anlıyorsun? Yani özet olarak burda söylenmek istenen şudur. İslam/kuran anlayışı belirli bir ruhban sınıfının tekelindedir.Dolayısıyla onların anlayışının dışında herhangi bir yorum yapılması geçersizdir. Sayın Panthea; benim yazdıklarımı saf dışı edebilmek için farkında olmadan kendi kitabınızı bile ayaklar altına alıyorsunuz, İşte delili Tevbe 31- Onlar, Allahın yanısıra bilginlerini ve rahiplerini de kendilerine Rab edindiler, Meryem oğlu Mesih'i de. Oysa onlar bir olan Allah'a ibadet etmekle emrolunmuşlardı. Allah'dan başka hiçbir ilâh yoktur. O, müşriklerin ortak koştuğu şeylerden de münezzehtir ehli kitap; haham ve ruhbanlarının karşısına geçip secde etmediler hiç bir zaman, sizler bizim rabbimizsinizde demediler.Peki kuran niçin bu insanları şirk koşmakla suçlar. Sözde indirilen tevratın yanısıra haham ve ruhbanların oluşturdukları mişnalar vardı. ve zaman zaman bu mişnalara göre halka fetva veriyorlardı.yani kısaca aynen müslümanlardaki gibi din anlayışını tekelinde tutan bir elit tabaka vardı. hadislerden de bunun bir çok örneğini gösterebilrim ama konuyu uzatmak istemiyorum. Demişsiniz ki Haksöz ve Bilimselci arkadaşlarımızın Hıristiyanlık ve Yahudilik hakkındaki yorumlarını ise çok çok merak ediyorum. Al birini vur ötekine. Herhalde yeterli bir cevaptır sanırım ?
  3. Nasıl hakaret ettiğimi örnek vererek gösterirseniz mennun olurum.İkitidarı ellerine geçirince hiç acımadan benim gibileri kıtır kıtır kesebilecek argümanlara sahip bir dini, bırakında bu kadarcık sert eleştirelim. Eğer saygıdan maksadınız bu ise tabi ,yani eleştirmeyin.
  4. Merhaba Arkadaşlar. Allahın olmadığını zaten müslümanlarda itiraf ederler, nasılmı ? Bakalım şimdi onlar allahı nasıl tanımlıyor Allah, mekan tutmaz,zaman geçmez,cisim değildir,kütle değildir,yoğunluk değildir,başlangıcı ve sonu yoktur,görünmez (niye acaba ) hiç bir şeye ihtiyacı yoktur, şey değildir (ne demekse) Şimdi düşünelim, tüm bu vasıflamalar,var olan bir şeyimi yoksa olmayan bir şeyimi tanımlıyor ?
  5. Hangi ayet bu ? Sure ve ayet nosunu rica etsem. Genelde müslümanlar böyle yaparlar. Kulaktan dolma bilgileri kurandan zannederlerde.
  6. O kadar laf oyunu yapacağına bana kuranda recm ayeti varmı onu göster.Hiç kimse sizin metodolojinizi kabul etmekz zorunda değil lafa bakarmısnız ? Ve defalarca anlatıldı bunlar recm ayeti metin olrak kaldırılıp hüküm olarak devam eden bir ayettir. İster hükmünü kaldır ister tilavetini kaldır, , ister hoplat ister zıplat ister takla atttır ne taparsan yap.Kuranda recm ayeti yok. Demekki kuran değişmiş işte bu kadar basit Önceden var olupta sonradan kuranda olmayan şey,iki kere ikini 4 ettiği gibi değişme anlamına gelir.
  7. Daha önce söylemiştim. Zerre akadar alakası olmayan ayatleri getirip bilimsel verilerle örtüştürüyorsnuz. bu yaptığınız sahtekarlıktır.Bu ayet güya big bang,dan bahsediyormuş. Birincisi ne kuranda nede arapçada evren diye bir kelimenin karşılığı yoktur.En fazla gökler (semavat) kelimesi geçer kuranda buda bildiğimiz evren anlamımda yine değildir.. Gök araplara göre bir insanın gözünün algıladığı kadar yıldızların olduğu bir alandır.Yıldızlarda küçüücük boncuk taneleridir ,onun içinde kıyamette patır patır yere düşeceklerdir. Bu biiiir Ayeti tamamen çarpıtarak çevirmişsin bu ikiiiiiii Parentez eklemişsin bu üüüüüüç Büyük bir kudret kelimesi yok ayette . E efendim el demek allahın yüceliğine aykırı düşermişte o kelimeyi kudret diye anlamak gerekirmiş. Allah kendine el yakıştrıyırda siz niye yakıştıramıyorsnuz. Yoksa Allahın hatasınımı düzeltiyorsunuz ? 47. Ves semae beneynaha bi eydin, ve inna le musiun O Göğü elimizle biz yükselttik. Cümlenin birinci kısmında,gök tanımlamasına ek olarak ''HA'';O''' zamiri var ayette. Yani O göğü.Cümlenin ikinci kısmında ise, gök kelimesine atfedilecek bir zamir yok. ''İNNA'' BİZ'' kelimesine atfedlilen ''LE'' iyelik edatı var hani nerde parantez içine aldığın ''ONU'' kelimesi Muhakkak ki biz genişletenlerdeniz . Cümlenin ikinci kısmı bu Şimdi ayetin çarpıtmasız çevirisi O Göğü elimizle biz yükselttik,ve şüphesiz Biz genişleticiyiz Cümlenin birinci kısmı göğün bina edilmesinden bahsettiğine göre, burdaki genişleme evrenin genişlemesi değil,gök yere yapışıkken (valla nasıl olmuş bu bende bilmiyorum) göğün yerden yukarıya doğru genişlemesidir.(Valla kim niye yapıştırmış önceden onuda bilmiyorum) Bizde bir deyim vardır cart diye ayaklarını ayırırım şeklinde. İşte ayne onun gibi Allah tutmuş yere bitişik olan göğü eliyle kopartıp sonrada havaya kaldırmış işte.ne alaksı var bigbang ile Enbiya 30 İnkar edenler, göklerle yer bitişik bir halde iken bizim, onları birbirinden kopardığımızı ve her canlı şeyi sudan yarattığımızı görüp düşünmediler mi? Yine de inanmazlar mı? 30. E ve lem yerallezıne keferu ennes semavati vel erda kaneta ratkan fe fetaknahüma ve cealna minel mai külle şey'in hayy e fe la yü'minun
  8. Sen istediğin kadar, karın ağrıları ile öyle değildir gibi göstermeye çalışsan bile deliller apaçık ortada. Kuran değişmiştirilmiştir.İster nesh de ister başka bir kılıf bul aynı kapıya çıkar. 1561 - İbnu Abbâs (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: "Hz. Ömer (radıyallahu anh)'i hutbe verirken dinledim. Şöyle demişti: "Allah Teâla hazretleri Muhammed (aleyhissalâtu vesselâm)'i hak (din ile) gönderdi ve O'na Kitab'ı indirdi. Bu indirilenler arasında recm âyeti de vardı! Biz bu âyeti okuduk ve ezberledik. Ayrıca, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) zinâ yapana recm cezasını tatbik etti, ondan sonra da biz tatbik ettik. Ben şu endişeyi taşıyorum: Aradan uzun zaman geçince, bazıları çıkıp: "Biz Kitabullah'da recm cezasını görmüyoruz (deyip inkâra sapabilecek ve) Allah'ın kitabında indirdiği bir farzı terkederek dalâlete düşebilecektir. Bilesiniz, recm, kadın ve erkekten muhsan olanların zinâları, -delil veya hamilelik veya itiraf yoluyla- süb-t bulduğu takdirde, onlara tatbik edilmesi gereken Kitabullah'da mevcut bir haktır. Allah'a kasemle söylüyorum, eğer insanlar: "Ömer Allah Teâla' nın kitabına ilâvede bulundu" demeyecek olsalar, recm âyetini (Kitabullah'a) yazardım." Buhârî, Hudud 31, 30, Mezâlim 19, Menâkibu'l-Ensar 46, Megâzi 21, İ'tisâm 16; Müslim, Hudud 15, (1691); Muvatta, Hudud 8, 10, (, 823, 824); Tirmizî, Hudud 7, (1431); Ebu Dâvud, Hudud 23, (4418).
  9. 584 - Hz. Berâ (radıyallahu anh) anlatıyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'in yanına yürür kömürle karartılmış ve dayak atılmış bir Yahudi getirdiler. Bunun üzerine Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) Yahudileri çağırarak: "Kitabınızda zina haddini (cezasını) böyle mi buluyorsunuz? diye sordu. "Evet" dediler. Sonra Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) onların alilerinden birini çağırdı ve "Musa'ya, Tevrat'ı indiren Allah aşkına soruyorum, zina edenin haddini kitabınızda böyle mi buluyorsunuz?" dedi. Alim: -Hayır! Eğer bana böyle yemin vererek sormasa idin sana haber vermezdim. Kitapta recm buluyoruz. Fakat, zina vak'aları eşrafımız arasında çoğaldı. Artık şerefli birini bu suçla yakalarsak onu bırakır olduk. Ancak biçare birisini yakalarsak ona haddi tatbik ediyoruz. Kendi aramızda şöyle dedik: "Gelin aramızda öyle bir ceza şeklinde anlaşalım ki o, eşraftan olsun, halktan olsun herkese tatbik edilsin. Sonunda recm yerine suratın kömürle boyanıp dayak atılmasında ittifak ettik." Bunun üzerine Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm): "Allahım, onların öldürdüğü emr-i şerifini ilk ihya edip dirilten ben olayım" dedi ve had cezasının tatbikini emretti, zâni hemen recmedildi. Bunun üzerine şu âyet indi: "Ey Peygamber! Kalbleri inanmamışken ağızlarıyla "inandık diyenler, Yahudilerden yalana kulak verenler ve başka bir topluluk hesabına casusluk edenlerden inkara koşanlar seni üzmesin. Sözleri asıl yerlerinden değiştirirler de "Böyle bir (fetva) size verilirse alın, verilmezse kaçının" derler..." (Maide 41). Az sonra Allah Teâla şu ayeti indirdi: "Allah'ın indirdiği ile hükmetmeyenler, işte onlar kâfirlerdir..." "Allah'ın indirdiği ile hükmetmeyenler işte onlar zâlimlerdir..." "...Allah'ın indirdiği ile hükmetmeyenler, işte onlar fâsıklardır!" (Maide 44, 45, 47). Müslim, Hudud 28, (1700); Ebu Dâvud, Hudud, 26 (4448). Tevratta zina edenlerin recm edilmesini emreden merhametli allah,acaba kuranda niye buna 4 şahit ister ve 100 degnek cezasına çevirir? Nur 2- Zina eden kadın ve zina eden erkekten her birine yüz sopa vurun; Allah'a ve ahiret gününe inanıyorsanız, Allah dini(ni tatbik) hususunda sizi sakın acıma duygusu kaplamasın! Müminlerden bir grup da onlara uygulanan cezaya şahit olsun. Nur 12- Erkek ve kadın müminlerin, bu iftirayı işittiklerinde kendi vicdanları ile hüsnü zanda bulunup da, "bu apaçık bir iftiradır" demeleri gerekmez miydi? NUr 13- (Bu iddiayı ortaya atanların) da bu konuda dört şahit getirmeleri gerekmez miydi? Madem ki şahitler getirip ispat edemediler, öyle ise onlar Allah nezdinde yalancıların ta kendisidirler. Boşuna dememişler,iğneyi kendine sonra çuvaldızı başkasına sok diye. Zira bu sefer zina ile suçlanan en sevdiği eşi ayşedir. Nasıl onu taşlasın olacak şeymi yani ? Daha önce zinadan dolayı recm edilen insanların suçu ne idi. Neden onlar için 4 şahit istemedi merhametli allah ? Eğer bir insanın temiz oluşu ayetlerle isbatlanacaksa 4 şahit istemenin ne geregi var? Başka insanların vahiyle aklanmaya ihtiyacı yokmu ? Neden bir tek kişi için ilahi bir torpil yapılarak aklanıyor ?Diğer insanlar allahın üvey kulu mu ?
  10. Himyata; sende yanılıyorsun.Ben sözlerimin arkasındayım.Yeryüzündeki tüm putlar masumdur Dolayısıyla senmi daha çok putçusun biz mi gibi gibi laf salatası yapmanın hiç bir anlamı yok.Asıl mesele herhangi bir toplumun putunun başkalarına acımasızca dayatılmasıdır. ne diyeyim cehennemede adam gerek... İşte bak sende hala bu despotca tavrını sürdürüyorsun. İnat değilmi bak bende gerçek Amon Ra,ya inanıyorum. Oda beni elçi olarak gönderdi ve buyurduki. Kainatı ben yaratttım,bütün nimetleri sizin istifadenize ben verdim.Yarattığım kulları benim adıma cehennemde yakacağını iddia eden allah,ın dedilkerine bakmayın. Ona korkunç işkenceler yapacağım.Akılsızca onun sözlerine inanalarrı öldükten sonra ceza olarak maymuna çevirceğim diye dayatsam,hoşuna gidermi ?
  11. Yanlıyorsun. Bizim yargıladığımız masum bir arap putu olan allah değil.Masum bir puta kendi hayalinden ürettiği olmadık yetenekler yüklemiş ve onun adına kendi uydurduğu ayetlere inanmayanlara insanlık dışı işkenceleri reva gören muhammeddir.
  12. Hangi metin olursa olsun, imanla değilde akıl süzgeci ile etüd edildiğinde yazının karakterinden kime ait olduğunu anlamak kolaydır. Şimdiye kadar kurandaki çelişkiler üzerinde durduk. Hani meşhur bir deyim vardır Anlayana sizvrisinek saz, anlamayana davul zurrna az Dolayısıyla kuranda çelşikier konusunda verdiğimiz örnekler anlayabilenler için yeterde artar bile Şimdi ise kuranın nasıl bir insan psikolojisi ile yazıldığını ortaya koyacağız İnsanlarda intikam alma duygusu vardır. Muhammed de insan olduğu ve bu duygulardan bağımsız olmadığı için inanmayanları tehdit amacıyla intikam içeren bir yığın ayetleri kurana komuştur.Daha önce bu ayetleri örnek olarak vermiştim. İnsanlarda güvenirliğini daha da etkili kılabilmek için yemin etme olgusu vardır. Dolayısıyla muhamed,de bu duygularla hareket ederek bir çok şeye yemin etmiş ve ayet formatında kurana sokmuştur. Korkmak insani bir duygudur. Muhammed,de insanların bu duygularını kullanarak cehennem ile tehdit etmiş ve bir yığın ayet kurana dahil etmiştir Ümit beslemek. Yine aynı şeklide muhammed insanların bu duygularını kullanarak cennet ile ilgili ayetleri kurana eklemiştir. Ancak ne yaparsa yapsın, ne kadar allah adına bunları kuran eklese bile kendi insani duygularından bağımsız hareket edememiştir edemezde. Bu her insan için geçerlidir. Zira, eğer gerçekten bir tanrı varsa, hiç bir insan tanrı gibi düşünme yetisine sahip değildir. Şimdi vereceğimiz örneklerden bunu çok kolay bir şeklide ortaya çıkaracağım Rahman 62. Bu ikisinden başka iki cennet daha vardır 68. İkisinde de her türlü meyva, hurma ve nar vardır. Rad 4 Yeryüzünde birbirine komşu kıtalar, üzüm bağları, ekinler, bir kökten ve çeşitli köklerden dallanmış hurma ağaçları vardır. Bunların hepsi bir su ile sulanır. (Böyle iken) yemişlerinde onların bir kısmını bir kısmına üstün kılarız. İşte bunlarda akıllarını kullanan bir toplum için ibretler vardır. * Nahl 11 (Allah) su sayesinde sizin için ekinler, zeytinler, hurmalar, üzümler ve diğer meyvelerin hepsinden bitirir. İşte bunlarda düşünen bir toplum için büyük bir ibret vardır. Bakara 266 Sizden biriniz arzu eder mi ki, hurma ve üzüm ağaçlarıyla dolu, arasından sular akan ve kendisi için orada her çeşit meyveden (bir miktar) bulunan bir bahçesi olsun da, bakıma muhtaç çoluk çocuğu varken kendisine ihtiyarlık gelip çatsın, bahçeye de içinde ateş bulunan bir kasırga isabet ederek yakıp kül etsin! (Elbette bunu kimse arzu etmez.) İşte düşünüp anlayasınız diye Allah size ayetleri açıklar. * Nahl 67 Hurma ve üzüm gibi meyvelerden hem içki hem de güzel gıdalar edinirsiniz. İşte bunlarda da aklını kullanan kimseler için büyük bir ibret vardır Yasin 34 Biz, yeryüzünde nice nice hurma bahçeleri, üzüm bağları yarattık ve oralarda birçok pınarlar fışkırttık. Müminun 19 Böylece onun (yağmurun) sayesinde sizin yararınıza hurma bahçeleri ve üzüm bağları meydana getirdik. Bunlarda sizin için birçok meyveler vardır ve siz onlardan yersiniz. Hurma ve üzüm.Yeryüzünde binlerce meyve varken allah acaba neden sadece hurma ve üzümleri örnek verir. ?Niye bir tane bile olsun kivi veya ananas yok ? Sebebi ise gayet açıktır. Muhammmed arabistan gibi bir bölgede yaşadığı, hurma ve üzümden başka bir meyve bilmediği için elbette ki sadece kendi tanıdığı meyveleri örnek verecek Nisa 57 İnanıp; iyi işler yapanları da, içinde ebediyen kalmak üzere girecekleri, zemininden ırmaklar akan cennetlere sokacağız. Orada onlar için tertemiz eşler vardır ve onları koyu bir gölgeye koyarız Rad 35 Takva sahiplerine vadolunan cennetin özelliği (şudur): Onun zemininden ırmaklar akar. Yemişleri ve gölgesi süreklidir. İşte bu, (kötülüklerden) sakınanların (mutlu) sonudur. Kafirlerin sonu ise ateştir. Yasin 56 Onlar ve eşleri gölgeler altında tahtlara kurulurlar. Cennete gölge ne işe yarar? Yoksa orada kavurucu sıcaklar mı var? Cennet maksimum zevk diyarı değilmi. Arabsiyan gibi sıcak bir iklimde yaşayan bir için ( kendim gittiğim için biliyorum) gölge paha biçilmez bir nimettir.Muhammed,de elbetteki bu özlemini ayet formatında kurana sokacak. Örneğin muhammed arabistanda değilde bir eskimo olarak kutuplarda dünyay gelseydi gayet doğal olarak cennet tasvirleri şu şeklide olacaktı Ey iman edenler, sizlere cenette sıcacık evler ve avlanmadan sahip olabileceğiniz balıklar var Altlarından ırmaklar akan cennetler gibi ayetler olmayacaktı.hayatı boyunca karda ve sularda yaşamış bir insan elbette ırmakları düşünmez aklına bile gelmez. Ama sıcak iklimde yaşayanlar için fışkıran pınarlar vazgeçilmez bir özlemdir Tüm bu deliller gösteriyorki kuran, allahın sözleri değil baştan sona muhammedin allaha isnat ettiği kendi sözleridir
  13. 1- Bazıları "bu âyette maksad, nikahın hükmünü açıklamak değil, zinanın kötülüğünü açıklamadır. Burada nikah çiftleşme mânâsındadır ve bu sebebten haramlık da zinanın haramlığıdır" demişlerse de anlamsızdır. Çünkü Kur'ân'da nikah, hep akit "nikahlanma" mânâsına geldiğinden çiftleşme mânâsı verilmesi doğru değildir. Bir de bu mânâca âyetin hiçbir fayda ifade etmemiş olacağı gösterilmiştir. 2- Hz. Aişe (r.anha) dan rivayet edilmiştir ki: "Bir erkek bir kadınla zina etse onu nikahlayamaz, bu âyette haramdır. O işe başladığında zina etmiş olur..." Ebu Hayyan tefsirinde: Ashâb-ı kiramdan İbnü Mes'ud ve Berâ b. Azib (r.anhüma)'nin de görüşlerinin böyle olduğu bildirilmiştir. Fakat buna karşılık Hz. Peygamber (s.a.v) den bu konu sorulmuş "Evveli akılsızlık, ahiri nikahtır, haram, helali haramlaştırmaz" buyurduğu nakledilmiştir. Ebu Bekr'i Sıddîk, İbnü Ömer, İbnü Abbas ve Cabir'den ve Tâvûs, Saîd b. Müseyyeb, Cabir b. Zeyd, Atâ, Hasen'den ve dört imam'dan naklolunan görüş de caiz oluşudur. Ancak Fahrü'r-Râzî tefsirinde zikredildiği üzere zina eden erkek ve zina eden kadının iffetli erkek ve iffetli kadın ile ve iffetli erkek ve iffetli kadının, zina eden erkek ve zina eden kadın ile evlenmesinin haram olması, Hz. Aişe ve İbnü Mes'ud gibi Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer ve Hz. Ali'nin de mezhepleridir, deniliyor. 3- Hasen'in görüşüne göre bu haramlık, belirli zina eden erkek ve zina eden kadın haklarındadır. Had vurulmuş zina eden erkek ancak zina etmiş bir kadınla evlenebilir, Hz. Ali böylesinin nikahını reddetti diye, rivayet edilmiştir. 4- Bazıları bu hükmün Medine'de İslâm'ın başlangıcında gelmiş olup daha sonra neshedildiğini söylemişlerdir, Said b. Müseyyeb bu sûredeki "Aranızdaki bekarları evlendirin." (Nûr, 24/32) ve Nisâ Sûresi'ndeki "Size helal olan kadınlardan nikahlayın." (Nisâ, 4/3) âyetlerinin umumlarıyla birlikte neshedildiği rivayet edilmiş ve bu görüş yaygınlık kazanmıştır. Mütezile'den Cübbâî de icma ile nesholunmuştur, demiş. Fakat Fahrür-Râzî tefsirinde açıklandığı üzere araştırmacı âlimler bu iki görüşün ikisinin de zayıf olduğunu anlatmışlardır. Çünkü neshedenin icma olduğunu söylemek ise, icmanın nâsih olamayacağı Fıkıh usûlü ilminde sabittir. Bir de Ebu Bekir, Ömer, Ali gibi zatların muhalefetleri bulunan bir konuda icma sahih olamaz. Bu sebepten icma ile nesholunmuştur, demek doğru olamayacağı gibi mensuh olduğuna icma edilmiş demek de doğru değildir. Çünkü açıklandığı üzere aksi sabittir. Gerçi ve emirleri geneldir. Fakat bunların da dinen bir engel bulunmayanlara ait olduğunda şüphe yoktur. Bundan dolayı diğer haramlar gibi buradaki haram kılınmanın da engellerden biri olması düşünülebilir. Böyle bir ihtimal karşısında ise neshe hükmetmek doğru olmaz. Özellikle sûrenin başındaki "Onu farz kıldık" kelâmı bu sûrede mensuh bir hüküm bulunmadığını anlatmak için yeterlidir. 5- Abdullah b. Ömer'den, İbnü Abbas'tan (r.anhüm) Mücahid'den, Said b. Cübeyr'den ve yine Saîd b. Müseyyeb'den gelen rivayetlere göre bu âyetin iniş sebebi şudur: Cahiliye devrinde fahişeleri işleten kirahaneler (Kerhaneler) kerhaneciler vardı. İslâm geldiği vakit Medine'de bunlardan Ümmü Mehzûl gibi meşhur karılarla, kapıları bayraklı, alâmetli dokuz kadar kerhane bulunuyordu. Bu karılar, bu kerhaneciler hep müşriklerden idi. İçlerinde servet edinmiş olanları vardı. İslâm'da zina haram olduğundan bu fahişelerden bazıları, yeni müslüman olmuş olan bazısına nikah teklif etmiş ve kabul ederlerse nafakalarını taahhüt etmek istemiş, onlar da fakirlikleri ve ihtiyaç içinde bulunduklarından dolayı Resulullah'tan izin istemişler, bunun üzerine bu âyet indirilmiş, o nikahın müminlere haram olduğu anlatılmıştır. Bundan dolayı bazı tefsirciler bu haramlığın nüzul sebebi olanlara mahsus olduğunu zannetmişlerdir ki, "elif lâmlar" ahd için demek olur. Gerçi karine tamam olduğu zaman hüküm, nüzul sebebine tahsis olunabilir. Fakat burada hüküm, umumî sıfat üzerine gelmiş ve bu suretle haramlığa sebep olanların şahıslarında değil; ötede zinakârlık, beri de iman vasıfları arasındaki zıtlık da gösterilmiştir. Bu ise tamim, yani umumîlik karinesidir. Öyle ki "lâm" ahde yorumlansa bile, hükmün kıyas ile genelleştirilmesi zorunlu olacaktır. Bundan dolayı, nüzul sebebine mahsustur, diyenlerin muradı da bu haram kılmanın özellikle kerhane fahişeleri hakkında olduğunu söylemektir. Ve bu fahişelerin belirgin özelliği ise zinayı helal kabul etme veya hafife alma demektir ki, küfürdür. İslâmiyetin hakimiyeti ile o cahiliyet kalıntısı olan kerhaneler kalkmış ve had cezalarının konulması ve uygulanması İslâm topraklarında artık öylelerinin ortaya çıkmasına meydan bırakmamış olduğu müddetçe, bunların nev'i şahıslarına münhasır kalmış olmasından dolayı bu, onların şahıslarına mahsus kaldı, diyenler de olmuştur. Bununla beraber: 6- Tefsircilerin çoğunun açıklamasına göre; bu haram kılma, zina edenleri nikahlamaktan müminleri sakındırıp korkutmak için mübalağa içindir. Çünkü diyorlar; zina damgası basılmış fasıkların peşine takılmak caiz değil, mahzurludur. Fasıklara benzemesine, töhmet mevkiinde bulunmasına, hakkında kötü lakırdılar edilmesine ve daha birçok bozgunculuklara sebebtir. Günahkârlar topluluğunda oturmakta bile günahlar işlemeye maruz kalmak tehlikesi ne kadar çoktur! Artık zina eden kadınlar, kahpelerle evlenmek nasıl olur? "Aranızdaki bekarları, kölelerinizden ve cariyelerinizden iyi olanları evlendirin" (Nûr, 24/32) emrindeki "Salâh" "iyi olanlar" kaydında da bu mânâya dikkat çekilmiştir. Ancak bir mümin, kaçınılması gereken böyle haram bir nikahı -faraza- yapmış olsa o nikah , nikah olur mu? Yoksa o da bir zina mı olur? Üç sayfalık yazıda laf kalabalığı hariç, net bir sonuç olmadığı gibi çelişkiyi giderecek bir bilgide yok Kem küm Her konuda olduğu gibi bu konudada açıkça teologlar guruhunun kıvırmalarını açık bir şeklide görmektesiniz.Eğer çelişki olmasaydı bu kadar farklı görüşler de olmazdı
  14. Bakara 221- Müşrik kadınları, iman etmedikçe nikâhlamayın. Bir müşrik kadın, sizin hoşunuza gitse bile, iman etmiş olan bir cariye herhalde ondan daha hayırlıdır. Müşrik erkeklere de mümin kadınları nikâh ettirmeyin. Bir müşrik, sizin hoşunuza gitse bile, mümin bir köle elbette ondan daha hayırlıdır. Onlar sizi ateşe davet ederler, Allah ise, kendi izniyle cennete ve mağfirete davet ediyor ve âyetlerini insanlara açıklıyor. Umulur ki onlar hatırda tutup, öğüt alırlar. Nur 3- Zina eden erkek, zina eden veya müşrik olan bir kadından başkası ile evlenemez; zina eden bir kadınla da ancak zina eden veya müşrik olan erkek evlenebilir. Bu, müminlere haram kılınmıştır. özetle,müslümanların müşrik kadın ve erkeklerle evlenmesi yasak. Şimdide bu ayetlerle çelişen ayet Maide 5 Bugün size iyi ve temiz şeyler helal kılındı. Kendilerine kitap verilenlerin yiyecekleri size helal olduğu gibi, sizin yiyeceğiniz de onlara helâldir. Ve müminlerden iffetli hür kadınlar ve sizden önce kendilerine kitap verilenlerden namuslu hür kadınlar, zina etmeksizin, gizli dost tutmaksızın, namuslu bir şekilde mehirlerini ödediğiniz takdirde, size helâldir. Her kim imanı inkâr ederse, ameli boşa gitmiş olur ve o, ahirette zarara uğrayanlardandır. Şimdide ehli kitabın da müşrik sayıldığına dair ayetler hemde aynı surenin devamında Maide 72- Andolsun, "Allah, Meryem'in oğlu Mesih'tir" diyenler elbette kâfir olmuşlardır. Oysa Mesih onlara: "Ey İsrailoğulları, hem benim, hem de sizin Rabbiniz olan Allah'a ibadet edin. Kim Allah'a ortak koşarsa, şüphesiz Allah ona cenneti haram kılmıştır ve onun varacağı yer cehenemdir. Zalimlerin yardımcıları da yoktur" demişti. Maide 73 Andolsun "Allah, üçün üçüncüsüdür" diyenler de kafir olmuşlardır. Halbuki bir tek Allah'dan başka hiçbir tanrı yoktur. Eğer diye geldiklerinden vazgeçmezlerse, içlerinden kafir olanlara acı bir azap isabet edecektir. Son bir ayet daha Tevbe 31- Onlar, Allah'dan başka bilginlerini ve rahiplerini de kendilerine Rab edindiler, Meryem oğlu Mesih'i de. Oysa onlar bir olan Allah'a ibadet etmekle emrolunmuşlardı. Allah'dan başka hiçbir ilâh yoktur. O, müşriklerin ortak koştuğu şeylerden de münezzehtir. Hani müşriklerle evlenmek yasaktı.
  15. Ey iman edenler! Eger babalariniz ve kardesleriniz küfrü imana tercih ederlerse,onlari dost edinmeyin. Sizden kim onlari dost edinirse,iste onlar zalimlerin ta kendileridir. De ki: Eger babalariniz,ogullariniz,kardesleriniz,esleriniz,hisim akrabaniz,kazandiginiz mallar,kesada ugramasindan korktugunuz ticaret,hosunuza giden meskenler, size allahtan,resulunden ve allah yolunda cihad etmekten daha sevimli ise, artik allah emrini yerine getirinceye kadar bekleyin. Allah fasiklar toplulugunu hidayete erdirmez.Ey iman edenler!,kafirlerden size yakin olanlara karsi savasin ve onlar (savas aninda) sizde bir sertlik bulsunlar."-Tevbe:23,23,123- Bu ayetlere göre kisaca bir müslüman, inançsiz olan en yakin akrabalarina bile düşman kesilmeli, onlarla cihad edilmeli yani savaşılmalıdır. Eger bir inanan böyle akrabalarina düşman kesilmiyorsa, cihad etmiyorsa allahin indinde zalim ve fasiktir. Peki bunun muhammed zamaninda uygulanmis bir ornegi var midir? Kesinlikle olmalidir, cunku muhammedin ayetleri nedense hep "gercek" durumlara gore inmistir!.. En canli ve kanli ornegini verelim: Bu ayetlerden gazı alan daha ölmeden cennetle mujdelenmis muhterem sahabeler bakin Bedir savasinda nasil da hakkını veriyorlar müslüman olmanın; Omer, o savasta öz dayisi As bin Hisam'i öldürüyor. Ali, hamza ve Ebu Ubeyde'de, her biri kendi amcaogullari Utbe, Seyde ve Velid bin Utbe'yi öldürüyorlar. Daha da vahimi, Ebu Ubeyde,kendi oz babasını olduruyor. Ebu Bekir ise, kendi oz oğlunu teke tek carpissin diye muharebe meydanina suruyor. Bu savaş falan degil resmen cinayettir. Dunya tarihinde esi benzeri olmayan bir olaydir. Bunun tartismasi bu sayfada yapilacak elbette. Bu arada öncelikle bu sahabelerin neden cennet ile mujdelendiklerine deginmek gerekir. Yakinlarini ölduren bu sahabeler ne kadar katı yurekli olsalar da, üzüntü duyuyorlardı. Sonucta, dayılarını,amcaogullarını,babalarını öldurmüşlerdi. Ve bunların hepsi de muhammed icin onemli kiiilerdi. Savaşın sıcaklığı gectikten sonra, üzüntülerinin bir isyana donusmemesi lazimdi.Ki, moral babindan "yukaridan" bir iki ayet inmesi sartti. derken "iniveriyor" tabii: "Allah'a ve ahiret gününe inanan bir toplumun,Allah ve Resulune düşman olanlarla dostluk kurdugunu goremezsin. Her ne kadar babalari,cocuklari, kardesleri ve diger akrabalari da olsalar yine farketmez (onlari sevmezler,dost olmazlar) Allah boylelerinin kalbine iman yazmis ve kendi katindan onlari bir ruh ile desteklemistir. Onlari iclerinden irmaklar akan cennetlere sokacak, orada temelli kalacaklardir. Allah onlardan, onlar da Allah'tan razi olmuslardir. Iste onlar Allah'tan yana olanlardir. Iyi bilin ki, Allah'tan yana olanlar suphesiz kurtulusa erenlerdir."-Mucadele:22- Bu ayetleri duyunca o sahabelerin üzüntüleri gecmistir herhalde.. Günümüz müslümanları için cennete gitmenin en kolay yolu budur herhalde. Baska hicbirsey yapmanıza gerek yok, sadece inanmayan yakınlarınız öldürün yeter, cennet garanti, ve buna allah kefil! Simdi peşin peşin gelmesi olasi ilk sözde argumani curuteyim; " Bu ayetler o zaman ki duruma gore inmistir" Hayir.Kuran evrenseldir diyorsaniz, bütün zamanlar icin geçerli olmalıdır. Allahın kanununda degisme olur mu?
  16. Sayın yam yam kardeş. Uyarı almamak ne diyeceğimi bende şaşırdım doprusu. Savaşlar yoluyla isanların mallarını gasb etmeleri yetmiyormuş gibi,uzun yılların emek ürünü olan bilmisel buluşlarıda alaksız bir biçimde kendilerine yontamaya ve kurana mal etmeye çalışmalarına (bilim hırsızlığı) pes valla demekten başka çare kalmıyor. Madem kuranda vardıda siz niye bulmadınız beyler ? Sadece bu sorunun cevabını verin
  17. Mademki konu (kurandaki çelişkiler) maksatlı olarak alaksı olmayan sözde mucizelerle örtülmeye devam ediyor bizde devam edelim o zaman Enfal 1- Sana ganimetlerin bölüştürülmesini soruyorlar. De ki, ganimetlerin taksimi Allah'a ve Resulüne aittir. Onun için siz gerçekten mümin kimseler iseniz Allah'tan korkun da biribirinizle aranızı düzeltin. Allah'a ve Resulü'ne itaat edin. Kırmızı renkle işaretlediğim kelimler ayetin orijinalinde asla yoktur. 1. Yes'eluneke anil enfal kulil enfalü lillahi ver rasul fettekullahe ve aslihu zate beyniküm ve etıy'ullahe ve rasulehu in küntüm mü'minın 8/1- Sana savaş-ganimetlerini sorarlar. De ki: "Ganimetler Allah'ın ve Resûlündür. Buna göre, eğer mü'min iseniz Allah'tan korkup-sakının, aranızı düzeltin ve Allah'a ve Resûlü’ne itaat edin." Görüldüğü gibi herhangi bir taksimat paylaşama söz konusu değil. Bu insanların ganimetlerden sorması ise gayet normal. Zira muhammed ile canları pahasına savaştılar. Şimde elde edilen ganimetten pay istiyorlar ama muhammed paylaşmaya yanaşmıyor. tamamı allaha ( ne işine yarayacaksa) ve muhammede ait. Pes Vallahi. Hadi diyelimki başkalarına kafir, müşrik bahanesiyle savaştın. mallarına el koydun, el insanf yani savaş arkadaşlarına bari kelek yapılırmı ? İyide muhammed hepsi bana dedi diye ganimetin hepsini bırakacak kadarda enayi değil tabi gökteki yıldızlar gibi olan sahabeler elbetteki itiraz edecekler. yapılan itirazlar çoğalınca muhammed de ister istemez paylaşmak zorunda kalıyor Enfal 41- Şunu da biliniz ki, ganimet olarak aldığınız her hangi bir şeyden beşte biri mutlaka Allah içindir. O da peygambere ve ona yakınlığı olanlara, yetimlere, miskinlere ve yolda kalmışlara aittir. Eğer siz Allah'a iman etmiş, hak ile batılın ayrıldığı o gün, iki ordunun karşı karşıya geldiği o (Bedir) günü kulumuza indirdiğimiz âyetlere iman getirmiş iseniz bunu böyle biliniz. Ve biliniz ki, Allah, herşeye kâdirdir.
  18. Kırmızılar himyataya aittir arkadaşım evrensel hukuk diye bir şeye takılmış gidiyorsun ...senin evrensel hukuk dedğin şeyler islamın evrensellik üstü kurallarıyla uyuşmuyorsa o senin ve senin evrenselliğinin sorunu...ama tabi bazılarının ...bazı şeyleri kavrayıp öğrenebilmesi için bizzat başına gelmesi gerekiyor anlaşılan... asıl sorun 1400 sene önceki bir arabinin çöl kanunlarını evrensel sanıp acımaszıca dayatanlardadır. insan hakları söyleminin peşine takılan insanlara sorsanız deseniz ki ; biri gelip evinize anne ve bacınızın ırzına geçip ,sonrada öldürüp gitse acaba mahkemelerde yargılandıktan belli bir süre sonra salı verilmesini kabul edecekler mi...evet diyorsanız ya aile ve namus anlayışınız yoktur Bunu sizmi söylüyorsunuz. Bravo tebrik ederim. Müslümanların ahlak anlayışını ne güzel de ortaya koymuşsunuz. İslamdaki cariye ve köleler kudret helvası gibi yere düşmedi herhalde. yakınlarınıza zerre sevgi duymuyorsunuzdur ,yada aslında sizde kabul etmiyorsunuz bu medeniyetin sözde hikayelerini... sadece işte maksat muhalefet olsunda mühim değil mantığı var yani. Evet aynen dediğiniz gibi.Eğer yakınlarınıza sevgi duymuş olsaydınız,bu ******* ******* dini hala birbir türlü boyamalarla savunmazdınız.İslam dünyaya gülücükler saçarak,güller dağıtarak değil, her kavme yaptığı gibi türklerinde canları malları, kanları ve namusları üzerinde palazlanarak gelişmiştir ayrıca yaşam bir oyun ve eğlencedir derken burda dünyanın bel bağlanmayacak kadar geçici ve fani olduğu anlatılmıştır...yoksa dünyanın ahiretin bir tarlası olduğu islamda kabul edilen bir esastır... bunu söyleyen muhammed, öldüğünde kaç ton altın miras bıakmıştır ? hem bana antitez diye sunduğun ayetleri ne maksatla sunuyorsun anlamıyorum ...şimdi ben sana düşüncenin aksini belirten bir ayet sunarsam sen vazmı geçeceksin ...o zaman nedir bu uğraş arkadaşım ...bir fikriniz teziniz varsa onu savunun ...yoksa fikirsiz olduğunuz için fikrinizi başkalarının tezine antitez olarakmı kurmayı deniyorsunuz.(ki ben burda islamı tez olmaktan tenzih ederim İslam Allahın hak dinidir) ******************
  19. Islamin kolelige (cariyelik dahil) yaklasimini, ve kolelikte neyi degistirdigini net olarak anlayabilmek icin, oncelikle, islam oncesi Araplar'da ve cagdas yada daha eski baska toplumlarda, kolelige nasil yaklasildigi hakkinda biraz bilgi sahibi olmak gerekmektedir. Bu bilgiye sahip olmayanlarin, "islam kolelik kurumunu kaldirmaya calisti, islamda kolelerin durumu iyiydi" ve benzeri soylemlerle Islami aklamaya calismalari anlasilabilir olmakla birlikte, tamamen dayanaksiz oldugu icin kabul edilmemesi de gayet normaldir. Evet, simdi ornek olarak, Romalilar donemindeki kolelige bakalim: Romalilar, ilkbaslarda savas esirlerine cok kotu muamele ediyorlardi. Cogunu da cesitli iskencelerle olduruyorlardi.Ama, zamanla onlari oldurmek yerine, kole olarak cesitli islerde onlardan yararlanma yoluna gittiler. Romalilar doneminde koleler oyle bir cogalmislardi ki,sayilari hur insanlarin uc katina yukselmisti. Ornegin,Sezar'in 1milyon koleyi, Paulus Aemilus'un 150bin koleyi, Marius'un ise 140bin koleyi yalniz bir savasta ele gecirip sattiklari kayitlara gecmistir.Kaynak:TDV Islam Ansiklopedisi Esir mad.11/382, Ziya Umur "Roma Hukuku" Asurlar, buyuk kucuk demeden, ele gecirdikleridusmanin derisini yuzup, sehrin kapisina asar, bunu da dini bir vecibe bilirlerdi. K.-Abdusselam bin Hasan Edgiri, Hukm'ul Esra fi'l Islam s.36- Hammurabi kanunlarinda kolelik: 282 maddelik Hammurabi kanunlarina gore ise insanlar uc sinifa ayrilmistir: 1-Avilim sinifi: Asil ve hur olan siniftir. 2-Meskenum sinifi: Yoksul ve yari efendi olan siniftir. 3-Werdum sinifi: Bu kole siniftir. Avilim sinifina karsi islenen sucun cezasi cok agirdi. Ornegin,bir avilm mensubu, bir fakir yada kolenin gozunu cikartsaydi, bunun cezasini parayla odeyebilirdi. Ama eger kole baskasinin gozunu cikartsaydi, o kolenin de gozu cikarilmaliydi. Yani kisasa kisas.-Hammurabi kanunlari 196.madde ve devami- Yine Babil Krali Ammi Shaduga fermaninin 18 ve 129.maddelerine gore, borcunu odemeyen bir insan, odeyene kadar borc sahibinin kolesi olacak ve ona calismak zorunda kalacaktir. Farslilar zamaninda kolelik: Farslilarda da esirlere uygulanan muamele digerlerinden farkli degildi. Onlar savaslarda ele gecirilen esirlerin arasindan siyahileri olduruyorlar. Digerlerini ise kolelige tabii tutuyorlardi. Islam oncesi kolelik donemi: Oncelikle, islam oncesi araplarda ki sozde"cahilye devri" ne bir goz atmak lazim: Islam oncesi araplarda kolelik kurumu azami derecede devam etmekteydi. Ancak buna karsin duyarli insanlar da yok degildi. Ornegin Hakim bin Hizam, henuz islamiyet ortalarda yokken, yuz kole satin almis ve onlari azat etmisti. Ayrica sadaka olarak yoksullara yuzdeve verdigi de gecer islami kaynaklarda.-Buhari,Itk,12- Vasaya,9;Edep,16 ve tecrid-iSarih, Diyanet tercemesi no:705 ve 709- Yahudi olan ve henuz musluman olmayan Sad bin Ubade'nin babasi ve dedesi hergun cagrida bulunup "kimin evinde yemek, et yoksa gelsin bizim evde yesin" diyorlardi.-Askalani,el Isabe,no:3175- Hatta o donemde oyle duyarli insanlar vardi ki, kiz cocuklarini velilerinden alip, buyuttukten sonra velilerine iade ederlerdi.Ayrica, o kiz cocuklarini iade ederlerken, velilerine bir miktar mal/esya da verirlerdi.Ornegin, Hakim bin Hizam bu sekilde yuz kizi buyuttukten sonra onlari iade ederken de sahiplerine 360 deve vermisti.Yani o donemde genel olmamakla birlikte,her toplumda olabilecek olumsuzluklar yaninda, cok daha fazlasiyla olumlu seyler de vardi.Fakat yonetim, bu gibi duyarli insanlarin elinde degildi. -Ibni Habib,Muhabber,141, Isbahani,el Agani,21/280- Ayrica yine Muhammed doneminde(islamdan once), gecmisi cok eskilere dayanan Hilfu'l Fudul ve Hilfu's Salah gibi isimlerle tarihe gecen insan haklari etkinlikleri vardi. Bu teskilatlarin amaci, yerli olsun, yabanci olsun herkesi zulme, haksizliga karsi korumak, ihtiyaci olanlara yardim etmekti. Muhammed bile kendisi henuz yirmi yaslarindayken, Hilfu'l Fudul teskilatina katilmis ve peygamberlik iddiasinda bulunana kadar bu teskilatta bulunmustur. Bu teskilatin diger bir adi da "Erdemler" teskilatiydi. Buraya ancak duyarli insanlar katilirdi. Muhammed, peygamberliginin son yillarinda bu teskilat hakkinda "Eger bir daha bu teskilata cagrilsam, yine seve seve giderim. Ayrica o teskilata uye olmayi, kizil develere sahip olmaya yeglerim" demistir.-Muhammed hamidullah,Islam Peygamberi,1/51, Islama Giris, diyanet yayini s.7- daha bir suru kaynaklar. Muhammed zamaninda da Mekke'de kolelerin satildigi bir pazar yeri vardi.-Buhari,Istizan,2.bap- Hele daha sonraki donemlerde, islam zamaninda, kafkaslar, Afrika hatta Hindistan ve yakin ulkelerden koleler getirilip bu pazarlarda satiliyordu.Ozellikle cariye satisi had safhadaydi.-MEB tercemesi Wensinck,Islam ansiklopedisi,Abid mad,1/110-115- Araplar savasta ele gecirdikleri insanlardan fidye alirlardi. Bir hukumdarin kurtulus fidyesi bin deveydi. Bir kabile ileri geleninin fidyesi yuz deve, bir onemli savascinin ikiyuz deveydi. Bazen hakaret anlaminda bir onemli insanin fidyesi olarak halk nezdinde degeri olmayan ornegin bir merkep alinirdi.bazen de, ele gecirilen esirin sacinin ontarafi yada tumu tras edilir ve bu sekilde halk arasinda rezil edilmeye calisilirdi. Bazen de savasta ele gecirilen esirini cesitli organlari kesilir, iskenceyle oldurulurdu. Bedir savasina kadar, araplarda fidye ile ebirakmak cok yaygindi.-Ibni Seyyidi'n Nas,Uyunu'l Eser,1/62,2/102, Muhammed Hamidullah,Hz.Peygamberin savaslari,s.66- Peki Muhammedin koleye bakis acisi nedir? Bu konuda kendisinden muhtesem birkac cumle sunalim: "Merkebe, ata ve koleye zekat dusmez.!" "Kim bir cariye yada koleyi efendisine karsi orgutleyip te,ona karsi kiskirtiyorsa o bizden degildir." Karilarindan biri olan Meymune, kocasi muhammed'e haber vermeden kendi cariyesini azad edince Muhammed:"Keske onu azad edecegine, dayilarindan birine hediye etseydin." der. "Sayet bir kole esaretten kurtulmak icin efendisinden kacarsa, ondan koruma garantisi kalkmistir.Onun namazi da kabul edilmez." -Kutbu Sitte,12-11, MuslimIman no:68/70, Ebu davud,Hudud no:4360 daha bircok kaynaklar.-Butun bu hadislerde amac, koleyi efendiye baglamak, kolelik kurumunu birak kadirma niyetini, bilakis daha saglam tutmak amaci acikca gorulmektedir. Bu konuda simdilik bir de "yuksek" yerden ayet vermezsek olmaz: "Allah hicbir seye gucu yetmeyen, baskasinin mali olmus bir kole ile, katimizdan kendisine verdigimiz guzel riziktan gizli ve asikar olarak harcayan bir kimseyi ornek verir. Bunlar hic ESIT olurlar mi? Hamd Allah'a mahsustur."-Nahl:75- Kuran'da esirlerden, kolelerden bahseden daha bircok ayet vardir, yeri geldikce yine buraya getirecegiz. Simdiye kadarki yazilanlar isiginda, Muhammed oncesi, sirasi ve sonrasinda da kolelik kurumunun devam ettirildigini gorduk. Hatta islam zamaninda kolelik cok onemli bir gelir kaynagi haline getirilmisti. Sadece arap yarimadasi dahilinde degil, islam fetihlerinin ulastigi butun ulkeleri de kapsiyordu esir ticareti. Baskin ve savaslarla ve getirisi ganimet ve esirlerle gelisip serpiliyordu islam. Oyleki bir baskinda yada savasta, elegecirilen esirler, cesitli bolgelerdeki esir pazarlarina gonderilip satiliyor, geliriyle de islam ordusuna silah ve at aliniyordu.Buna kole ticareti denmez de ne denir? Ayni zamanda kadin ticareti. Gunumuzde kadin tacirlerine ne dendigini gayet iyi biliyoruz sanirim.. Cogu muslumanin da baslica gelir kaynagiydi esirler, daha dogrusu kolelestirilmis esirler.Erkek ve kadin kolelerini calismasi icin-sex- dahil, kiraya veren insanlar bile vardi. Hatta bu yuzden ayet bile "inmek" zorunda kalmisti: "Cariyelerinizden iffetli kalmak isteyenler varsa/fuhus yapmak istemiyorlarsa, o zaman onlari dunya cikari icin zinaya zorlamayin. Her kim ki onlari zinaya zorlarsa, Allah bagislayici ve merhametlidir."- Nur/33.- "Evli olan kadinlarla evlenmeniz size haramdir. Ancak, evli olan kadinlar, cariye/savas esiri iseler sizler onlari alabilirsiniz."-Nisa:24- Peki bu ayet neden ve ne zaman inmistir? Bu ayet hakkinda sahabelerden Ebu Sait el-Hudri anlatiyor: "Peygamber, Huneyn savasinda bazi insanlari evtas tarafina yolladi. Bunlar oranin halkini maglup edip hanimlarini ele gecirdiler. Bu kadinlar muhammed tarafindan muslumanlara dagitilinca, bazi sahabeler,-biz nasil musriklerin hanimlariyla yatacagiz? Bu is nasil helal olabilir?-diye itiraza basladilar. bu tartismalar uzerine Nisa suresinin 24. ayeti indi." Demek ki, islamin allahi, savas esiri kadinlar evli olsalar dahi, onlarla yatabilirsiniz diyor!.. Muhammed,etrafindaki biraz olsun duyarli(hatta kendisinden bile duyarli!) insanlarin itirazlarini durdurmak icin bu ayeti indirmis, sonunda bu tur "kolaylik" larla, resmen zulum sayilacak bu tur seyleri yapabilmeleri icin alistirmayi basarmistir. Muslumanlarin baslangicta " Bizler nasil olurda musriklerin karilariyla yatariz?" seklindeki olumlu itirazlarina karsin Muhammedein verdigi "olumsuz" yanit cok onemlidir:"Allahin emriyle siz onlari kullanabilirsinz." Boylece onlar, zaman icinde Kuranda boyle ayetler gorunce degistiler ve oyle bir noktaya gelindi ki, artik bir an evvel cariyeleri kapmak icin dort gozle savas bekler duruma geldiler. Kuran'a gore-Bakara/228 ve234.ayetler-Eger bir kadinin esi olur veya oldurulurse, en az 4 ay10gun ya da 3 ay hali-adet- gorunceye kadar beklemelidir. Ama savas esiri cariyeler olunca kural degisir: "Savasta ele gecirilen bir kadinla iliskiye girebilmek icin, o cariyenin bir ay hali adet gormesi yeterlidir."-Ebu davud,Nikah no:2157, ayrica beyhaki, Taberani ve saire..- Yine sahabeden: "Ben de Muhammed'le birlikte Beni Mustalik baskininda vardim.Bu baskinda ele gecirdigimiz kadinlarla colde iliskide bulunurken, hamile kalmasinlar diye spermimizi kadinin rahmine degil de, disariya bosaltirdik. Bunun uygun olup olmadigini muhammed'e sordugumuzda,'evet bir sakincasi yoktur, boyle bir yonteme basvurabilirsiniz' dedi"-Tecridi Sarih,Diyanet tercemesi,no:1117- Savasta ele gecirilen bir kadinin hamile kalmasi istenmezdi cunku, savas esiri bir cariye, cocuk dogurmakla ummul veled sayilir ve kocasinin/efendisinin olumunden sonra ozgurlugune kavusurdu. Boylece o cariye bir "mal" olmaktan cikardi yani. Savas esiri kadinlarla/cariyelerle cinsel iliski oyle bir boyuttaydi ki, bazen bir cariyeyle birden fazla erkek iliskide bulunurdu. Bu arada kadin hamile kaldiginda ise, anlasmazliga dusup, cocuk icin Ali'ye basvuranlar olmustur. Ali'de ne yapsin, karsisindaki uc tane erkegi gorunce cocuk kavgasini cozmek icin kura cektirir. Muhammed'de bunu duydugunda kahkahalarla guler.-Ebu Davud,Talak;2269/70, Ibni Mace,Ahkam:2348, Nesai,Talak;6/182- Yine sahabedeb Sait bin Yesar: "Bazen cariyeleri satin alirken, 'livata'da (ters iliski) dahi bulunurduk." Yeter, sahsen benim bile yazma sevkim kacti. ************************ Evet, koleligi kaldirmaya calismak bir yana, koeler ve cariyelerden sonuna kadar faydalanmistir islam Yine sahabelerden Abdullah bin Omer anlatiyor: "Peygamber Beni Mustalik uzerine gece baskini yapti. Onlar ansizin yakalanmisti. Hayvanlari da su basinda sulaniyordu. Peygamber savasabilir durumda olanlarini oldurttu; cocuklarini da tutsak olarak aldi. O sirada Cuveyriye'yi kendine secti."-Buhari,Kitabu'l-Itk/13; Tecrid,hadis no:1117- Henuz daha 13 yasinda olan Cuveyriye'nin gercek adi Berre idi. Muhammed'in el koymasindan sonra Cuveyriye (cariyecik) adini almisti. Bu olayi biraz daha aciklamakta fayda var: 627 yilinda, Muhammed, Mekke ile medine arasinda el Mureysi denen su kaynagi civarinda oturan Mustalikogullari kabilesine bir gece baskini duzenler. Tek amaci da ganimet ve tutsaklardir. Bu baskinda Mustalikogullarindan 10 kadar savasci oldurulur. Ve butun kabile esir alinir. Mallarina, kadinlarina cocuklarina el konulur. Tutsaklar arasinda kabile baskaninin henuz onuc yasindaki tazecik ve cok guzel! kizi Cevriye de vardir. Esirler, musluman savasci! lara bolusturulurken, Cevriye'de Sabit Ibn Kays'in payina duser. Fakat Muhammed, kizi farkettiginde, yerine karsilik olarak baska birsey vererek, kizi kendisine alir. *************** Yine onemli bir ayrintiya deginmeliyim: O siralarda, Ayse ile cevriyenin yasida ayni idi. Zaten medine'ye donuste de Aysenin kolye ve saffan olayi vuku bulacaktir. Aysenin kiskanc bir kisiligi oldugu bilinmektedir.. Islamin arka yuzu budur. Ne kadar bakilmak, gorulmek istenmese de bunlar yasanmistir.Cok iyi biliyoruz ki, fundamentalistler icin bunlarin yasanmis olabilmesi kabul edilmeyecektir. Ama bizim icin kabul edilemeyecek olan, butun bu yasanmis/yasattirilmis ******* "normal" olarak gorulmeye devam edilmesi ve ustune ustluk bunlari uygulamis olanlarin hala kutsalliklarla sivanip, saygiya garkedilmesi, ve butun insanlari da bu saygiya zorlama gayretleridir. Simdiye kadar verdigim ornekler gibi, irili ufakli daha onlarca vuku bulmus olay vardir. yeri geldikce yine aktaracagim. Peki, "Muhammed esirlere nispeten iyi davranmistir" diye bir argumanin her zaman hazir olarak onumuze suruldugunu biliyoruz. Gercekten oyle mi acaba? Beni Kureyza savasinda-daha dogrusu ilan edilmemis bir savas, dolayisiyla baskin- yaklasik 1500 kisi ele geciriliyor. Bunlarin icinde,cesitli kaynaklara gore eli silah tutan erkek sayisi 400 ile 900 arasinda degisiyor. Ve bunlarin tumu icin de idam karari veriliyor.-Bu idam kararina yol acan olaylari ayrica ayrintilariyla isleyecegim ki, oyle muslumanlarin kendi taraflarina yonttuklari gibi olmadigi gorulecek- Bu esirler idam edilmeden once,Muhammed onlar hakkinda "Arkadaslar, onlari simdi idam etmeyelim, cunku hava sicaktir, birakin onlari serin bir saatte infaz edelim. Ayrica, eger canlari istiyorsa onlara hurma da verin, onlardan kim Tevrat okumak istiyorsa, ona da izin verin" diyor.-Ahmet Ozel,Savas Esirleri,Diyanet yayini,s.40,41, Serahsi,Siyeri Kebir Sehri,3/1029 no:1900- Evet, o elleri boyunlarindan baglanmis, toplu halde idam edilmeyi bekleyen, acliktan ve susuzluktan perisan hale gelmis o insanlarin onune , kopeklere atilir gibi,birkac hurma atiyorlar, o insanlar da itis kakis halinde bir izdihamla yemeye calisiyorlardi.- Bu mu esirlere iyi muamele? Bir yandan bu insanlar idam edilip, karilari( abuz edildikten sonra), coluk cocuklari esir edilip satiacak, bir yandan da insanlik olsun diye onlerine birkac hurma atip, tevrat okumalarina izin vereceksin. Evet, cok buyuk bir merhamet gosterisi dogrusu....-Ahmet Ozel,Savas Esirleri,Diyanet yayini,s.40,41, Serahsi,Siyeri Kebir Sehri,3/1029 no:1900- Muhammed bu esirleri idam ettirdikten sonra, ****** Reyhane'yi kendisine secip, kalan diger onbes tane kadin ve kizi da onemli sahabelerine dagitiyor. . . . Evet, islamda kolelik ve cariyeligin nasil uygulandigini gorduk. Peki Kur'an, koleler/cariyeler icin ne dusunuyor? Bunlara hic mi insanca bakilmamis? Koleyi koruyan hic mi ayet yoktur? Merhametli allah, kolelere ne gibi kolayliklar saglamistir? Muslumanlara gore allah kitabinda kolelere iyi davranilmasini buyurmustur. Peki..,bakalim: Kuranda koleler icin ilk basta olumlu olarak degerlendirilebilecek bircok ayet vardir. Kisaca deginelim: Maide:92.de:"Yanlislikla bir insani oldurenin kefareti, bir kole azad etmektir" denir. Bakara:177.de iyi insanlarin ozelliklerinden bahsedilirken,"kolelere de sevdikleri mallarindan harcarlar" buyrulmus. Insan:8. de"iyi insanlar,esire de yedirirler." deniyor.("Neyi" yedirdiklerini gorduk..) Maide:89.de, yemin kefaretinden sozedilirken, bunun bir yolunun da kole azad etmek oldugu soyleniyor. Beled:11-13. de ozetle insanoglunun sarp yokusu8zoru)asabilmesi icin bazi seyler yapmasi gerektigi, bunlardan birinin de kole azad etmek oldugu soyleniyor. Peki bakalim, kuran'in bu soylemleri ne kadar samimi?: Beled suresinde, "insanoglu ancakl kole azad etmekle sarp yolu asabilir denmekle, cok mu olumlu bir tavsiye de bulunulmus oluyor?..oysaki bu ayetin icinde bulundugu Beled suresi, inis sirasinda 35. olup ,peygamberligin ilk yillarinda Mekke'de inmistir. Yani daha henuz muhammedin dolayisiyla islamin en gucsuz oldugu zamanlarda, etrafinda fakir ve kolelerin cogunlukta oldugu zamanda inmistir. Iste bu tur onemli noktalari dikkate almayan musluman savunucular, boyle ayetlerle karsi iddialari curutmeye calisirlar. Ama daha sonra Medine'de inen daha once getirdigim ahzab suresindeki "siz Beni Kureyza da ele gecirdiginiz o insanlarin bir kismini olduruyor, bir kismini da esir ediyordunuz" mealindeki ayetler, islamin artik guclendigi donemin psikolojisiyle yazilmistir. Kuranda, koleler lehine bazi seyler one suren ayetlere bakarak, koleler hakkinda yeni seyler getirdigini sanmak ta gereksizdir. Ilk basta, Kur'an da koleligi yasaklayan/kaldiran hatta elestiren hicbir ayet yoktur. Daha once ki iletilerde de belirttigim gibi, hakim bin hizam adindaki kisi, daha islam ortalarda yokken, tek basina yuz kole azad etmisti. Bir "kafir" ve daha onun gibi nice "kafir"boyle bir lutufta bulunabilirken, islam gelmis,Kuran inmis, bu kadarcik miymis allahin lutfu kolelere karsi? Din eger din olsaydi, ve evrensel!bir yaraticiya ait olsaydi, koleler hakkinda boyle iyi! sayilabilecek ufak tefek nasihatlarla ugrasacagina, koleligi tamamen kaldirip, insanlari esaret zincirinden kurtarmasi gerekirdi. Ve yine, mademki insanin isledigi bazi gunahlardan kurtulmasi icin, kole azad etme koayligi/cezasi cikartilmis, adam demez mi, yaw, o zaman biraz daha kole edineyim de, gunahlarima kefaret olsun. Hele bir de adam iyice zenginse ne olacak? Kolelik kurumunu daha da bir guclendirmez mi bu tur sozum ona kole hakkindaki iyi niyetli! ayetler? Peki adam kole sahibi olamayacak kadar fakirse ne olacak? Yapacagi tek sey var:Muhammed'le baskina savasa gidip, kole/cariye sahibi olacak. Gerisini zaten allah kolaylastirir, zenginligini gani eder. Fakire sadaka, koleye iyi muamele soyleminden baska birsey bulamazsiniz Kuran'da. Muhammed'in allahi zenginleri sever cunku... Yani lafin ozu, bir insan kolelestirildikten sonra, ona iyi davranilsa ne olacak, azad edilme yollari acilsa-ki, bunu da zaten Muhammed ozellikle zorlastirmis- ne olacak? O insani allah bile kurtarmayacak, bilakis, onu muminlere sevap vesilesi olacak bir meta kilacaksa, kolelik tum yonleri ve kati kurallariyla islamda da devam ettirilmistir demekten baska caresi kalmaz insanin..
  20. haksöz şurada bir başlık gönderdi: Dini Konular - Din - Dinler
    Nisa 56 Şüphesiz ayetlerimizi inkar edenleri gün gelecek bir ateşe sokacağız; onların derileri pişip acı duymaz hale geldikçe, derilerini başka derilerle değiştiririz ki acıyı duysunlar! Allah daima üstün ve hakimdir saffat 64- O bir ağaçtır ki cehennemin dibinde çıkar. Saffat 65- Tomurcukları şeytanların başları gibidir. Saffat 66- Mutlaka onlar, ondan yiyecekler de karınlarını bundan dolduracaklardır. Saffat 67- Sonra üzerine onlar için kaynar bir içecek vardır. Araf 44 Cennet ehli cehennem ehline: Biz Rabbimizin bize vadettiğini gerçek bulduk, siz de Rabbinizin size vadettiğini gerçek buldunuz mu? diye seslenir. "Evet!" derler. Ve aralarından bir çağrıcı, Allah'ın laneti zalimlerin üzerine olsun! diye bağırır. Araf 47 Gözleri cehennem ehli tarafına döndürülünce de: Ey Rabbimiz! Bizi zalimler topluluğu ile beraber bulundurma! derler. Araf 50 Cehennem ehli, cennet ehline: Suyunuzdan veya Allah'ın size verdiği rızıktan biraz da bize verin! diye seslenirler. Onlar da: Allah bunları kafirlere haram kılmıştır, derler. Cennet ehli, cehennemde ki bu insanların böyle korkunç işkencelerine bakıp dururken nasıl hangi vicdanla sayısız nimetlerle cennete eğlenecekler?Bu kadar korkunç azablara şahid olup dururken bir insanın rahat bir şeklide cennette keyfialem sürmesi mümkünmü ? O cennet sizin için bir nevi cehenneme dönüşmez mi ? İnsanlar dünya hayatında bile katliamlara,işkencelere sürekli bakamazken, vicdanları sızlarken sonsuza değin cehenmedeki insanların acılarına nasıl tahammül edecekler?Hangi sağduyulu bir insanın vicdanı bunu kaldırabilir.Tanrı madem insanları cehennemde yakacaksa en azından bunu cennettekilere göstermemesi gerekmez mi ? Sayın müslüman kardeşler;ne dersiniz? Varsayalımki siz cennetliksiniz. İnkarcıların cehennemde cayır cayır canması bizi hiçmi hiç ırgalamaz, biz cennette keyfimize bakarız diyebiliyormusunuz?.Eğer bunu deme cesaretiniz varsa dünya hayatındaki katliamlara olan tepkininiz samimiyeti nerde kalır.Kim size inanır ?
  21. Bravo tebrikler yam yam tam can evinden yakalamışsın.İslam kölelliği kaldırmış diyenler buna nasıl cevap verecekler merak ediyorum ?
  22. Hadi diyelimki şarkiyatçılar asılsız iddalarda bulunuyorlar,islam dininin en güvenilir kaynakları olan hadis imamlarıda mı yalan söylüyor ? Aşru radatin malümatin yuharrime. Hamsu radaatın malümatın. 1-“(bir kadın memesinden) belli olan on kez emme ( emişenlerin süt kardeşliklerinden dolayı evlenmelerini) haram kılar.” Sözü indirilen ayetlerdendi. Sonra “belli olan beş kez emme haram kılar” ayeti ile hükmü değiştirildi. Peygamber öldüğünde bu ayet kuran’dan bir parça olarak okunuyordu. Müslim es-sahih , Kitabu’r Rada 24-25 Hadis : 1452 Not : ELİMİZDEKİ KURAN’DA BÖYLE BİR AYET YOK: En belliğu Kavmena. En kad lakina Rabbena . Fe radiye anna ve radina anhu.2- “Toplumumuza bildirin ki ; biz Rabbimize kavuştuk. O bizden hoşnut oldu , biz ondan hoşnut olduk.” Bu ayet Bir’ru Maune’de savaşta öldürülen Müslümanların öldükten sonra neler dediğini anlatıyordu ve Kuran’dan bir parça olarak okunurdu. Müslim : es-sahih , kitabu’l mesacid 297 hadis no : 677 Not : ELİMİZDEKİ KURAN’DA BÖYLE BİR AYET YOK Ve alellezine yusallune’es sufufe’l evvele 3- sahabe Ebu yunus’un kızı anlatıyor. Babam 80 yaşında iken Aişenin Mushafında bana şunu okumuştu. ( ahzab 56. ayette geçen bir parça) “ ve birinci saflarda namaz kılanlara da (tanrı ve melekleri ) salat eder. Not : ELİMİZDEKİ KURAN’DA BÖYLE BİR AYET YOK
  23. Ve son sayfa İnsanlar bile kendinden bahsederken 'BEN'' zamirini kullanır.Üçüncü şahıs zamiri ile ''O demez'' KUranda binlerce ayette, Allah tanımlamalarında bir kaç ayet dışında üçüncü şahıs zamirleri geçer, HUVE/ELLEZİ Hepsini almak çok uzun olacağından bir kaç tene örnek verelim 255. Allahü la ilahe illa hüvel hayyül kayyum* la te'huzühu sinetüv vela nevm* lehu ma fis semavati ve ma fil ard* men zellezı yeşfeu ındehu illa bi iznih* ya'lemü ma beyne eydıhim ve ma halfehüm* ve al yühıytune bi şey'im min ılmihı illa bi ma şa'* vesia kürsiyyühüs semavati vel ard* ve la yeudühu hıfzuhüma* ve hüvel alıyyül azıym 2/255- Allah... O'ndan başka İlah yoktur. Diridir, Kaimdir. O'nu uyuklama ve uyku tutmaz. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O'nundur. İzni olmaksızın O'nun Katında şefaatte bulunacak kimdir? O, önlerindekini ve arkalarındakini bilir. (Onlar ise) Dilediği kadarının dışında, O'nun ilminden hiçbir şeyi kavrayıp-kuşatamazlar. O'nun kürsüsü, bütün gökleri ve yeri kaplayıp-kuşatmıştır. Onların korunması O'na güç gelmez. O, pek Yücedir, pek büyüktür. Bu ayette konuşan kim.Allah mı Muhammed mi ? Allah bu kadar basit bir gramer hatası yaparmı, neden ''BEN'' demiyorda ''O'' diyor. Biliyorum yine binbir dereden su getirip işte efendim kuranın anlatım tekniği filandır diyeceksiniz. Peki ya şu ayete ne buyurursunuz ? Nahl 56. Ve yec'alune li ma la yalemune nasıybem mimma razaknahüm tellahi le tüs'elünne amma küntüm tefterun 56- Bir de müşrikler kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden tutuyorlar mahiyetini bilmedikleri şeylere (putlara) pay ayırıyorlar. Allah'a andolsun ki, siz bu yaptığınız iftiralardan mutlaka hesaba çekileceksiniz. eee işte bir zıpla iki zıpla ama nereye kadar.Muhammed yakayı fena halde ele vermiş. Yani aslında yemin eden muhammed, daha doğrusu kuranın tamamı muhammedin sözleri, dolayısıylada allahtan bahsederken elbette ''O'' diyecek. Bak ben bile bu kadar basit bir şeyi aklımla bulabiliyorum ama muhammed düşünenememiş işte. Boşuna dememişler insan beşer şaşar.Yok eğer hala kuran allahın sözleri diye diretirseniz İki allah ortaya çıkarmış olursunuz.Hemde ayetle sabit.Zira ,eğer bu ayet allahın sözü ise allaha adına yemin eden allah, açıkça iki allahın var olduğunu ortaya koyar Son olarakta yemin meselesine değinelim. Kuranda yüzlerce ayette, incirden tuttunda yıldızlara kadar yeminler edilir.Niye acaba ? Zaten allah (muhammed) ayetlerine inanmayanları cehenne ile tehdit etmiş, birde bu yeminlere ne gerek var iman edeckler için yeter ve artar bile. Müslüman arkadaşlar lütfen hakaret olarak algılamasınlar, bu kısım tamamen benim düşüncem, kabul etmek zorunda değilsiniz elbette kaliteli ve sağlam mal satan tüccarlar asla böyle bir şeye yeltenmez.Sattığı mal zaten ortadadır nasıl olduğu. Peki ama satacağı mal çürük ve bozuk olan tücccarlar ne yapsın? Müşteriyi ikna etmek için genelde böyle bir yönteme başvurur yemin billah ederek mallarını satmaya çalışırlar. Aksi takdirde malı satılmazsa elinde kalır iflas etme endişesi doğar. Noksansız ve kusursuz olarak tanımladığınız allahın böyle bir endişesi olabilrimi ki bu kadar çok yeminler etsin.Ama muhammedin endişesi elbette vardır. Zira büyük bir iddia ile ortaya çıkmıştır
  24. Muhterem kardeşim yazdıklarının noktasından,virgülüne kadar katılıyorum. En içten dileklerimle sana hayatında mutluluklar diliyorum
  25. Bravo leyla tebrik ederim dürüstlüğünden dolayı. Kuranın kendisi bile çelşiki oluduğun apaçık haykırıp dururken daha ne zamana kadar çırpınacaksınız merak ediyorum 1400 sene önceki insanlar bile bunu farketmişler ve muhammede, bir dediğin ötekini tutumuyor diye itiraz edince güya inen ayetlere bakın Bakara 106 Biz, bir ayetin hükmünü yürürlükten kaldırır veya onu unutturursak mutlaka daha iyisini veya benzerini getiririz. Bilmez misin ki Allah her şeye kadirdir. Nahl 101 Biz bir ayetin yerine başka bir ayeti getirdiğimiz zaman -ki Allah, neyi indireceğini çok iyi bilir- "Sen ancak bir iftiracısın" dediler. Hayır; onların çoğu bilmezler.

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.