Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Bakabilecekmisiniz ?


haksöz

Önerilen İletiler

Nisa 56 Şüphesiz ayetlerimizi inkar edenleri gün gelecek bir ateşe sokacağız; onların derileri pişip acı duymaz hale geldikçe, derilerini başka derilerle değiştiririz ki acıyı duysunlar! Allah daima üstün ve hakimdir

 

saffat 64- O bir ağaçtır ki cehennemin dibinde çıkar.

Saffat 65- Tomurcukları şeytanların başları gibidir.

Saffat 66- Mutlaka onlar, ondan yiyecekler de karınlarını bundan dolduracaklardır.

Saffat 67- Sonra üzerine onlar için kaynar bir içecek vardır.

 

 

 

Araf 44 Cennet ehli cehennem ehline: Biz Rabbimizin bize vadettiğini gerçek bulduk, siz de Rabbinizin size vadettiğini gerçek buldunuz mu? diye seslenir. "Evet!" derler. Ve aralarından bir çağrıcı, Allah'ın laneti zalimlerin üzerine olsun! diye bağırır.

 

Araf 47 Gözleri cehennem ehli tarafına döndürülünce de: Ey Rabbimiz! Bizi zalimler topluluğu ile beraber bulundurma! derler.

 

Araf 50 Cehennem ehli, cennet ehline: Suyunuzdan veya Allah'ın size verdiği rızıktan biraz da bize verin! diye seslenirler. Onlar da: Allah bunları kafirlere haram kılmıştır, derler.

 

 

Cennet ehli, cehennemde ki bu insanların böyle korkunç işkencelerine bakıp dururken nasıl hangi vicdanla sayısız nimetlerle cennete eğlenecekler?Bu kadar korkunç azablara şahid olup dururken bir insanın rahat bir şeklide cennette keyfialem sürmesi mümkünmü ? O cennet sizin için bir nevi cehenneme dönüşmez mi ?

 

İnsanlar dünya hayatında bile katliamlara,işkencelere sürekli bakamazken, vicdanları sızlarken sonsuza değin cehenmedeki insanların acılarına nasıl tahammül edecekler?Hangi sağduyulu bir insanın vicdanı bunu kaldırabilir.Tanrı madem insanları cehennemde yakacaksa en azından bunu cennettekilere göstermemesi gerekmez mi ?

 

Sayın müslüman kardeşler;ne dersiniz? Varsayalımki siz cennetliksiniz. İnkarcıların cehennemde cayır cayır canması bizi hiçmi hiç ırgalamaz, biz cennette keyfimize bakarız diyebiliyormusunuz?.Eğer bunu deme cesaretiniz varsa dünya hayatındaki katliamlara olan tepkininiz samimiyeti nerde kalır.Kim size inanır ?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • Cevaplar 84
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

İŞKENCECİ ******** İTHAF OLUNUR.

iŞKENCENİN ENVA-İ ÇEŞİTLERİ.

 

Yûnus/4

Hepinizin dönüşü ancak onadır. Allah bunu bir gerçek olarak vadetmiştir. Şüphesiz o başlangıçta yaratmayı yapar sonra, iman edip salih ameller işleyenleri adaletle mükafatlandırmak için onu (yaratmayı) tekrar eder. Kafirlere gelince, inkar etmekte olduklarından dolayı, onlar için kaynar sudan bir içki ve elem dolu bir azap vardır.

 

Tevbe/35

O gün bunlar cehennem ateşinde kızdırılacak da onların alınları, böğürleri ve sırtları bunlarla dağlanacak ve, “İşte bu, kendiniz için biriktirip sakladığınız şeylerdir. Haydi tadın bakalım biriktirip sakladıklarınızı”! denilecek.

 

Hac/19

İşte iki hasım taraf ki, Rableri hakkında tartışmaya girmişlerdir. Bunlardan inkar edenler için ateşten giysiler biçilmiştir. Başlarının üstünden de kaynar su dökülür.

 

İbrahim/50

Gömlekleri katrandandır. Yüzlerini de ateş bürüyecektir.

 

Sâffât/67

Sonra onlar için bunun üstüne kaynar sudan karışık bir içecek vardır.

 

İsrâ/97

Allah kimi doğru yola iletirse işte o, doğru yolu bulmuştur. Kimi de saptırırsa böyleleri için O’nun dışında dostlar bulamazsın. Onları kıyamet günü körler, dilsizler ve sağırlar olarak yüzüstü haşredeceğiz. Varacakları yer cehennemdir. Cehennemin ateşi dindikçe, onlara çılgın ateşi artırırız.

 

Kehf/29

De ki: “Hak, Rabbinizdendir. Artık dileyen iman etsin, dileyen inkar etsin.” Biz zalimlere öyle bir ateş hazırladık ki, onun alevden duvarları kendilerini çepeçevre kuşatmıştır. (Susuzluktan) feryat edip yardım dilediklerinde, maden eriyiği gibi, yüzleri yakıp kavuran bir su ile kendilerine yardım edilir. O ne kötü bir içecektir! Cehennem ne korkunç bir yaslanacak yerdir.

 

Enbiyâ/15

Biz onları biçilmiş ekin, sönmüş ateş gibi yapıncaya kadar bu feryatları devam etti.

 

Vâkı’a/42,43,44

Onlar, iliklere işleyen bir ateş ve bir kaynar su içindedirler. Ne serin ve ne de yararlı olan zifiri bir gölge içinde!..

 

Fâtır/36

İnkar edenler için ise cehennem ateşi vardır. Öldürülmezler ki ölsünler. Kendilerinden cehennem azabı da hafifletilmez. İşte biz her nankörü böyle cezalandırırız.

 

Vâkı’a/54

Üstüne de o kaynar sudan içeceksiniz.

 

Tevbe/35

O gün bunlar cehennem ateşinde kızdırılacak da onların alınları, böğürleri ve sırtları bunlarla dağlanacak ve, “İşte bu, kendiniz için biriktirip sakladığınız şeylerdir. Haydi tadın bakalım biriktirip sakladıklarınızı”! denilecek.

 

Sâd/57

İşte (azap), onu tatsınlar: Bir kaynar su ve bir irin.

 

Nisâ/56

Şüphesiz âyetlerimizi inkar edenleri biz ateşe atacağız. Derileri yanıp döküldükçe, azabı tatmaları için onların derilerini yenileyeceğiz. Şüphesiz, Allah mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.

 

En’âm/129

İşte biz, kazanmakta oldukları günahlar sebebiyle zalimlerin bir kısmını diğer bir kısmına böyle musallat ederiz.

 

Hac/20

Onunla, karınlarının içindekiler ve derileri eritilir.

 

Mü’min/71-72

O zaman onlar, boyunlarında demir halkalar ve zincirler olduğu halde kaynar suda sürüklenecekler, sonra da ateşte yakılacaklardır.

 

Duhân/45,46

O, maden eriyiği gibidir. Kaynar suyun kaynaması gibi karınlarda kaynar.

 

Duhân/48

“Sonra başının üstüne kaynar su azabından dökün.”

 

Muhammed/15

Allah’a karşı gelmekten sakınanlara söz verilen cennetin durumu şöyledir: Orada bozulmayan su ırmakları, tadı değişmeyen süt ırmakları, içenlere zevk veren şarap ırmakları ve süzme bal ırmakları vardır. Orada onlar için meyvelerin her çeşidi vardır. Rablerinden de bağışlama vardır. Bu cennetliklerin durumu, ateşte temelli kalacak olan ve bağırsaklarını parça parça edecek kaynar su içirilen kimselerin durumu gibi olur mu?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İŞKENCECİ ******* İTHAF OLUNUR.

iŞKENCENİN ENVA-İ ÇEŞİTLERİ.

 

Yûnus/4

Hepinizin dönüşü ancak onadır. Allah bunu bir gerçek olarak vadetmiştir. Şüphesiz o başlangıçta yaratmayı yapar sonra, iman edip salih ameller işleyenleri adaletle mükafatlandırmak için onu (yaratmayı) tekrar eder. Kafirlere gelince, inkar etmekte olduklarından dolayı, onlar için kaynar sudan bir içki ve elem dolu bir azap vardır.

 

.

.

.

Muhammed/15

Allah’a karşı gelmekten sakınanlara söz verilen cennetin durumu şöyledir: Orada bozulmayan su ırmakları, tadı değişmeyen süt ırmakları, içenlere zevk veren şarap ırmakları ve süzme bal ırmakları vardır. Orada onlar için meyvelerin her çeşidi vardır. Rablerinden de bağışlama vardır. Bu cennetliklerin durumu, ateşte temelli kalacak olan ve bağırsaklarını parça parça edecek kaynar su içirilen kimselerin durumu gibi olur mu?

 

arkadaşım sana daha öncede bu attığın çamurun izahını yapmıştım görüyorum ki tık yok sende hiç bişe girmemiş kafana aynı yerdesin hala...

 

Bahsi geçen ayetlerin bir ceza olarak ahiret yurdunda verileceğini vaad etmesi Allahın takdir edebileceği türden bir cezadır.şöyle söyleyeyim belki anlarsın Allah dünada senin kafana kaynar su döküp sana zakkum yedirdi mi? elbette hayır .o halde hem ahireti inkar edip hemde orda verileceğini Allahın vaad ettiği cezayı ne mantıkla eleştiriyorsun.

 

Allah ceza vereceğini vaad ederken izah ettik evrensel kabul görmüş bir ilkedir ki cezalar caydırıcı özelliklere haizdir...bunu ihmal ederek bakıyorsun olaya kuru ve satıhsal bir mantıkla yani...

 

sana iyi günler arkadaşım ...kavrayamıyorsunuz ...dönüp aynı yere getiriyorsunuz olayları...

 

benim kızım elif okur döner döner yine okur...

 

saygılar

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Yaratan o dur..

İrade kudret ve tasaruh hakkıda onundur..

Dünyada işkence ve haksız yere adam öldürmeyi haram kılmıştır..

Dünyada yapılan katliamlara üzülüyoruz..

Fakat onca peygambere, kitaba ve delile rağmen, ben Rabbime küfredersem, bana her ceza müstehaktır..

Bakın bana diyorum size değil..!

Eğer ben Rabbime şirk koşarsam, onu ilah kabul etmezsem, taştan, helvadan, altından putcuklara taparsam, güneşe, ateşe, yıldıza, rüzgara, doğaya taparsam, bu şirkimin cezasını, o bahsettiği ayetlerde geçen azaptan daha beteriyle versin..

 

 

 

Saygılar-sevgiler...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

arkadaşım sana daha öncede bu attığın çamurun izahını yapmıştım görüyorum ki tık yok sende hiç bişe girmemiş kafana aynı yerdesin hala...

 

Bahsi geçen ayetlerin bir ceza olarak ahiret yurdunda verileceğini vaad etmesi Allahın takdir edebileceği türden bir cezadır.şöyle söyleyeyim belki anlarsın Allah dünada senin kafana kaynar su döküp sana zakkum yedirdi mi? elbette hayır .o halde hem ahireti inkar edip hemde orda verileceğini Allahın vaad ettiği cezayı ne mantıkla eleştiriyorsun.

 

Allah ceza vereceğini vaad ederken izah ettik evrensel kabul görmüş bir ilkedir ki cezalar caydırıcı özelliklere haizdir...bunu ihmal ederek bakıyorsun olaya kuru ve satıhsal bir mantıkla yani...

 

sana iyi günler arkadaşım ...kavrayamıyorsunuz ...dönüp aynı yere getiriyorsunuz olayları...

 

benim kızım elif okur döner döner yine okur...

 

saygılar

 

Bu tür cezalar bir tanrının vereceği türden cezalar değil... Tamamen insanları korkutmak amacıyla başka bir insan tarafından uydurulmuş ceza yöntemleridir. Sizin kavrayamadığınız şey de işte bu...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bu tür cezalar bir tanrının vereceği türden cezalar değil... Tamamen insanları korkutmak amacıyla başka bir insan tarafından uydurulmuş ceza yöntemleridir. Sizin kavrayamadığınız şey de işte bu...

Tanri nin verecegi en buyuk ceza YOK ETMEK TAMAMEN ORTADAN KALDIRMAKTIR oysa O " Merhametim Gazabımın önüne gecti" diye buyurmustur o ceza verdiklerinide sevdigi icin yok etmemistir sizde bunu anlayamiyorsunuz anlamanızıda bekledigimiz yok zaten :angry:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Tanri nin verecegi en buyuk ceza YOK ETMEK TAMAMEN ORTADAN KALDIRMAKTIR oysa O " Merhametim Gazabımın önüne gecti" diye buyurmustur o ceza verdiklerinide sevdigi icin yok etmemistir sizde bunu anlayamiyorsunuz anlamanızıda bekledigimiz yok zaten :angry:

 

Acaba hangisi daha merhametlicedir? Tamamen ortadan kaldırmak mı, sonsuza kadar işkence yapmak mı?

Sizin merhamet anlayışınız da bir acayip yahu...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

Bu tür cezalar bir tanrının vereceği türden cezalar değil... Tamamen insanları korkutmak amacıyla başka bir insan tarafından uydurulmuş ceza yöntemleridir. Sizin kavrayamadığınız şey de işte bu...

 

 

 

senin bu düşüncen hakkında da izah yaptım ama okuyan yok ararsan bulursun sorular farklı sayfalarda tekrar edilip duruyor ve arpa boyu yol alınamıyor...Açıkladık küfür bütün mahlukatın hakkını yok saymak , inkar etmek ve bir cinayet olduğundan cezasıda o nisbetle büyük olacaktır .o kafirlerki dünyada ebediyyen kalsalar ebediyyen küfür üzere devam edeceklerinden Allahta ebedi bir cezayı onlara layık görüyor.ki sana biri babası belli olmayan (gayrı meşru)deseki argo tabirini yazmıyorum, senin ne derece zoruna giderse öylede tüm kainatın sahibi olma namına Allahı inkar ederek yaratılanların tümünün hakkını gasb etme vardır ki Allah bu suçu affetmiyor...

 

demişsin ki Allahın vereceği türden bir ceza değil;

 

Allahtan iyimi bileceksin hangi cezanın uygun olduğunu...sümme haşa bu çıkarımı yapmak için Allah gibi düşünmek iktiza ederki buda muhal(imkansız)dır...

 

herkese saygılar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

benim kızım elif okur döner döner yine okur...

 

saygılar

 

İnsanlarımız fiziksel ve düşünsel olarak henüz evrimini tamamlamadıkları için öğretiler (elifler) birkaç kez, hatta altını çizerek te vurgulanması gerekiyor.

 

Evrensel insan hakları, işlenilen suçlarda hükümlülerin yargılanmasının,

bir takım özgürlük kısıtlamalarının yanı sıra,

kesinlikle İNSANLIK DIŞI (normal bir insanın kabul edemeyeceği) olan işkencelerle değilde,

eğitimle yada sosyal düzenlemeyle mümkün olabileceğini söylemekte.

 

Hükümlüler'e şimdilerde islah için tutuk evlerinde eğitim verilmekte, kişilik kazadırılmaktadır.

 

Bu şekildeki insan aklının alamayacağı işkencelerin, normal, medeni bir insanın aklından ve kişiliğinden

onay göreceğini sanmıyorum.

 

Kaldıki, bir insanın en yakını olan anne ve baba, çocuğunun böyle bir işkence görmesinde kahrolmaktadır.

Yaşamı kararmaktadır.

 

En’âm/32

"Dünya hayatı ancak bir oyun ve bir eğlencedir."

 

Yaşamı "oyun eğlence" diyerek tanıtan bir yaratıcının, yarattığı kullarına bu tip işkenceleri uygun görmesi akıl almaz bir olgudur.

 

Hangi düşünen zihniyeti inandırabilirsiniz bu kurgulara.

"Elifler" kaç tekrardan sonra anlaşılabilecekler.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Allahtan iyimi bileceksin hangi cezanın uygun olduğunu...sümme haşa bu çıkarımı yapmak için Allah gibi düşünmek iktiza ederki buda muhal(imkansız)dır...

 

İşte bu yüzden bir tanrının vereceği türden cezalar değildir. Zira çok basit, ancak o dönem bedevilerinin aklına gelebilecek türden cezalardır.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

İşte bu yüzden bir tanrının vereceği türden cezalar değildir. Zira çok basit, ancak o dönem bedevilerinin aklına gelebilecek türden cezalardır.

 

 

 

Ve 'diri diri toprağa gömülen kızcağıza' sorulduğu zaman:

."Hangi suçtan dolayı öldürüldü?"

 

Yani masum bir çocuğun diri diri toprağa gömülmesi vahşet olmuyor da ,

 

Allah bu masun çocuğa yapılanların hesabını cehennemle sorucağını vaad edince vahşet oluyor...

 

örnekler çoğaltılabilir gerek görmüyorum..meseleyi . okuyanların akıllarına ve vicdanlarına havale ediyorum

 

saygılar.

 

 

 

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ve 'diri diri toprağa gömülen kızcağıza' sorulduğu zaman:

."Hangi suçtan dolayı öldürüldü?"

 

 

Yani masum bir çocuğun diri diri toprağa gömülmesi vahşet olmuyor da ,

 

Allah bu masun çocuğa yapılanların hesabını cehennemle sorucağını vaad edince vahşet oluyor...

 

örnekler çoğaltılabilir gerek görmüyorum..meseleyi . okuyanların akıllarına ve vicdanlarına havale ediyorum

 

saygılar.

 

Ne alakası var? Üstelik ben bunu zamanında da çok sormuştum hala bir cevap alamadım. Bana hangi arap kabilelerinin kız çocuklarını diri diri toprağa gömdüğünü söyleyebilecek biri var mı?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

Ne alakası var? Üstelik ben bunu zamanında da çok sormuştum hala bir cevap alamadım. Bana hangi arap kabilelerinin kız çocuklarını diri diri toprağa gömdüğünü söyleyebilecek biri var mı?

 

 

cidden iyi tetkik etmişsin ...hz. Ömer cahiliyye devrinde kendi çocuğunu gömmüştür...yeterli mi yoksa başkada istermisin...

 

mukayese gücünden yoksunsan ben ne yapayım...

 

saygılar

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

İnsanlarımız fiziksel ve düşünsel olarak henüz evrimini tamamlamadıkları için öğretiler (elifler) birkaç kez, hatta altını çizerek te vurgulanması gerekiyor.

 

Evrensel insan hakları, işlenilen suçlarda hükümlülerin yargılanmasının,

bir takım özgürlük kısıtlamalarının yanı sıra,

kesinlikle İNSANLIK DIŞI (normal bir insanın kabul edemeyeceği) olan işkencelerle değilde,

eğitimle yada sosyal düzenlemeyle mümkün olabileceğini söylemekte.

 

Hükümlüler'e şimdilerde islah için tutuk evlerinde eğitim verilmekte, kişilik kazadırılmaktadır.

 

Bu şekildeki insan aklının alamayacağı işkencelerin, normal, medeni bir insanın aklından ve kişiliğinden

onay göreceğini sanmıyorum.

 

Kaldıki, bir insanın en yakını olan anne ve baba, çocuğunun böyle bir işkence görmesinde kahrolmaktadır.

Yaşamı kararmaktadır.

 

En’âm/32

"Dünya hayatı ancak bir oyun ve bir eğlencedir."

 

Yaşamı "oyun eğlence" diyerek tanıtan bir yaratıcının, yarattığı kullarına bu tip işkenceleri uygun görmesi akıl almaz bir olgudur.

 

Hangi düşünen zihniyeti inandırabilirsiniz bu kurgulara.

"Elifler" kaç tekrardan sonra anlaşılabilecekler.

 

arkadaşım evrensel hukuk diye bir şeye takılmış gidiyorsun ...senin evrensel hukuk dedğin şeyler islamın evrensellik üstü kurallarıyla uyuşmuyorsa o senin ve senin evrenselliğinin sorunu...ama tabi bazılarının ...bazı şeyleri kavrayıp öğrenebilmesi için bizzat başına gelmesi gerekiyor anlaşılan...

 

insan hakları söyleminin peşine takılan insanlara sorsanız deseniz ki ;

 

biri gelip evinize anne ve bacınızın ırzına geçip ,sonrada öldürüp gitse acaba mahkemelerde yargılandıktan belli bir süre sonra salı verilmesini kabul edecekler mi...evet diyorsanız ya aile ve namus anlayışınız yoktur yakınlarınıza zerre sevgi duymuyorsunuzdur ,yada aslında sizde kabul etmiyorsunuz bu medeniyetin sözde hikayelerini... sadece işte maksat muhalefet olsunda mühim değil mantığı var yani.

 

 

 

ayrıca yaşam bir oyun ve eğlencedir derken burda dünyanın bel bağlanmayacak kadar geçici ve fani olduğu anlatılmıştır...yoksa dünyanın ahiretin bir tarlası olduğu islamda kabul edilen bir esastır...

 

hem bana antitez diye sunduğun ayetleri ne maksatla sunuyorsun anlamıyorum ...şimdi ben sana düşüncenin aksini belirten bir ayet sunarsam sen vazmı geçeceksin ...o zaman nedir bu uğraş arkadaşım ...bir fikriniz teziniz varsa onu savunun ...yoksa fikirsiz olduğunuz için fikrinizi başkalarının tezine antitez olarakmı kurmayı deniyorsunuz.(ki ben burda islamı tez olmaktan tenzih ederim İslam Allahın hak dinidir)

 

saygılar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

[/b][/i][/size]

 

 

cidden iyi tetkik etmişsin ...hz. Ömer cahiliyye devrinde kendi çocuğunu gömmüştür...yeterli mi yoksa başkada istermisin...

 

mukayese gücünden yoksunsan ben ne yapayım...

 

saygılar

 

Ömer'in kızını diri diri gömdüğüne dair sağlam bir kaynak gösterebilir misin?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

arkadaşım evrensel hukuk diye bir şeye takılmış gidiyorsun ...senin evrensel hukuk dedğin şeyler islamın evrensellik üstü kurallarıyla uyuşmuyorsa o senin ve senin evrenselliğinin sorunu...ama tabi bazılarının ...bazı şeyleri kavrayıp öğrenebilmesi için bizzat başına gelmesi gerekiyor anlaşılan...

 

insan hakları söyleminin peşine takılan insanlara sorsanız deseniz ki ;

 

biri gelip evinize anne ve bacınızın ırzına geçip ,sonrada öldürüp gitse acaba mahkemelerde yargılandıktan belli bir süre sonra salı verilmesini kabul edecekler mi...evet diyorsanız ya aile ve namus anlayışınız yoktur yakınlarınıza zerre sevgi duymuyorsunuzdur ,yada aslında sizde kabul etmiyorsunuz bu medeniyetin sözde hikayelerini... sadece işte maksat muhalefet olsunda mühim değil mantığı var yani.

 

 

 

ayrıca yaşam bir oyun ve eğlencedir derken burda dünyanın bel bağlanmayacak kadar geçici ve fani olduğu anlatılmıştır...yoksa dünyanın ahiretin bir tarlası olduğu islamda kabul edilen bir esastır...

 

hem bana antitez diye sunduğun ayetleri ne maksatla sunuyorsun anlamıyorum ...şimdi ben sana düşüncenin aksini belirten bir ayet sunarsam sen vazmı geçeceksin ...o zaman nedir bu uğraş arkadaşım ...bir fikriniz teziniz varsa onu savunun ...yoksa fikirsiz olduğunuz için fikrinizi başkalarının tezine antitez olarakmı kurmayı deniyorsunuz.(ki ben burda islamı tez olmaktan tenzih ederim İslam Allahın hak dinidir)

 

saygılar.

 

Himyata, anlaşılan sen polemikçi tartışmaları çok seviyorsun.

"Kızım dönerek elif okur", "öğrenmişsin bir evrensel anlayış", "anenin bacının ırzı", "aile namus anlayışınız varmı", "maksat muhalefet olsun","mukayeseden yoksunsun" gibi kişiliğe yönelik deyimler.

 

Ne kadar kişileri karıştırmadan, genel olarak insanların inançlarını tartışmaya kalkışıyorsakta, bir şekilde

kahvehane tartışmasına çekiliyor.

 

Bak arkadaşım, şimdi sana evrensel değerler'de sadece devlet anlayışını izah edeceğim.

Gerekirse evrensel hukuk ve laik devlet anlayışını da izah edebilirim.

Yazımın sıkıcı olmamsı için uzamasını istemiyorum.

Tüm dünya aydıları bunları sürekli gündemde tutarak insanlara benimsetmeye çalışıyorlar.

Alternatifi hiç yok. Bu zihniyet insanlık demektir. Özgürlük demektir. Dayanışma demektir.

Olmazsa olmaz hükümler, şansımız yok. Yargılarımızın, yorumlarımızın insanca olabilmesi için bu hükümleri kabul etmek zorundayız.

Sen, ben kabul etmesekte birşey ifade etmez, ama tüm dünya insanlarının sosyal anlayışı, sosyal yaşamı evrilerek buraya kadar geldi.

 

MİLLİ DEĞERLERE BAĞIMLI DEVLET ANLAYIŞI;

 

Geleneksel devlet anlayışıdır.

Yerel ve milli değerler ön plandadır.

Bu devlet anlayışında "batı uygarlığı bize uymaz" anlayışı vardır.

Örf ve adetlerimizle evrensel değerlere şüpheci yaklaşımımız vardır.

Bu devlet anlayışında evrensel değerler her zaman milli değerlerin gerisinde kalmaktadır.

Farklı kimlikler üzerinde baskı ve sömürü yapılabilir.

Çoğunluk baz alınıp resmi bir dil, din, ırk bütünlüğü ideolojisi oluşturulur.

Bu tip devlet yönetimi ile değerler karşılıkı etki içerisindedir.

Bireylerin hak ve özgürlükleri etkin bir biçimde denetim altındadır.

 

EVRENSEL DEĞERLERE DAYALI DEVLET ANLAYIŞI;

 

Bu yeni devlet anlayışı geleneksel ulus devleti anlayışını reddeder.

Ülkede yaşayan insanların kimlikleri, din ve dilleri ne olursa olsun, resmi ideoloji ile baskı yapılmaz.

Kültürel ve dinsel farklılıklar hoşgörülür, kültürel zenginlik olarak kabul edilir.

Devlet anlayışının tabuların ve geleneklerin etkisinde kalmaması sağlanır.

Devlet yönetiminde ve sosyal düzende evrensel değerlere bağımlı kalınması gereklidir.

Devlet ,toplumdaki tüm dinlere tarafsız ve eşit uzaklıktadır.

Din ve mesheplere devletçe, doğrudan yada dolaylı destek olunamaz.

Bireylerin sosyal hak ve özgürlükleri devlet tarafından güvence atındadır.

 

EVRENSEL ANLAYIŞ, TÜM DÜNYA İNSANLARI İLE KARDEŞÇE YAŞAM ANLAYIŞIDIR.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

Ömer'in kızını diri diri gömdüğüne dair sağlam bir kaynak gösterebilir misin?

 

 

 

bu soruyu hangi makasatla sorduğunu bildiğim ve bu sorunun soruluş mantığına fikir babalığını yapanın kim olduğunuda bildiğim için bu alıntıyı paylaşmak istiyorum...

 

ve şunuda belirteyim konuyla ilgili olmadığı halde... konunun çarptırılmak istenmesine karşılık bu alıntıyı yapmak durumunda kaldım.

 

 

KIZ ÇOCUKLARI ÖLDÜRÜLMEDİ Mİ?

 

Rıza GÖRÜŞ

 

Şimdi gelelim T.Dursun’un, “kız çocuklarının diri diri gömülmemiştir” yalanına.

 

Turan Dursun, İslâm’dan önce Araplar arasında kız çocuklarını diri diri toprağa gömmenin yalan olduğunu iddia ediyor. Bunu Kur'ân ifade ettiğine göre demek ki Kur'ân'ın söylediği, gerçeği yansıtmıyor.

 

Böylece Turan Dursun, bütün tarihçilerin kaydettiği bir gerçeği, dolambaçlı yollara dalarak inkâr ediyor.

 

1.1-Peki, ama böyle bir şey yok ise Kur'ân neden böyle söylesin?

 

1.2-Kur'ân bunu söylediği zaman, dinleyenler böyle bir şey yok, diye neden itiraz etmemişler.

 

1.3-Olmayan bir şeyi söylemesi, Kur'ân'a karşı o zaman inanmış olanların da inancını sarsmaz mıydı?

 

1.4-Turan Dursun, İslâm öncesi şâirlerden Ferazdak'ın şiirinde de geçen bu olayı nasıl inkâr eder? Dursun, bu olayı anlatan şiiri de kuşkulu görmektedir. Ferazdak'a âit dizelerin "sonradan uydurulmuş olduğu düşünülebilir" diyor. Neye dayanarak? Neden uydurulan bu dizeler yalnız Ferazdak'a dayandırılmış öyleyse? Buna gerek olsaydı, A'şâ'ya da bu mealde şiirler yakıştırılırdı. Neden Ferazdak?

 

Turan, vâide' (kelimesi)nin, çocuğunu toprağa gömen kadın anlamına geldi­ğinden de şüphelenmektedir. Oysa en güvenilir lügatlerden Lisânu'l-

 

Arab'da kelime: " Vede’b-netehu: “Sağ kızını toprağa gömdü." şeklinde açıklanıyor.

 

"Toprağa gömülmüş kıza sorulduğu zaman, hangi günâhından ötürü öldürüldü, diye!" (Tekvîr: 8-9).

 

Turan'a göre:

 

"Araplarda, hem de "yaygın biçimde" yaşandığı ileri sürülen bu olayların olduğu apaçık yalan. Ne bir baba, ne de bir anne burada ileri sürüleni yapar. Bu tür şeyin olması, insan doğasına aykırı olduğu gibi, hayvanlarda bile görülmez, ilkellerde, "çocukların Tanrılara kurban edildiklerini biliyoruz. Ama Araplar, o sıralarda, "ilkellik" dönemini çoktan gerilerde bırakmışlardı, İslam döneminden daha ileri bir uygarlığa sahiptiler. Bunun tersine, yalanlar uydurulmuş olsa da... Kaldı ki burada söz konusu olan "Tanrı'ya kurban" da değil. Aktarmalarda da bu ileri sürülmüyor. Yani "kız çocuklarının, Tanrılara kurban etmek için diri diri gömüldükleri"nden söz edilmiyor. Böyle bir şey, yani "çocuğu Tanrı'ya kurban etme" de hangi dönemde ve nerede yaşanmış olursa olsun; "çok yaygın" değil, tek tük olurdu. "Tanrı'ya kurban et­me" durumu da söz konusu olmayınca, işin mantığı büsbütün ortadan kalkıyor. "Kız çocuklarının yoksulluk için, ya da leke sayıldığı için... diri diri gömüldüklerini" ileri sürmek ve bunu kabul etmek, "annelik, babalık" ne demek; bilmemektir. Ayrıca "insan"ı. insanın doğasını tanımamaktır, insanlar, ileri sürülen türden şeyi yapmış olsalardı, türle­rini sürdüremezlerdi."

 

Turan'a göre hiçbir anne baba yüreği bunu yapamaz. Doğru, normal anne baba bunu yapamaz. Ama toplum, bunu yapmayı aile şerefinin korunması için gerekli görürse yapar. Merhamet duygusu fazla gelişmemiş ilkel insanlarda bunun yapılması olağandır.

 

Bu uygulamanın,-bütün Araplar arasında, yaygın biçimde yapıldığını, halkın tümünün bunu hoş gördüğünü kimse iddia edemez elbette.

 

Bu uygulamanın, uygarlık düzeyi ileri aşamalara varmış kabilelerde değil, daha ilkel bedevi kabileler arasında görüldüğü muhakkak. El­bette kabilede her aile böyle yapmıyordu. Ama tek tük de olsa bazı taş yürekliler bunu yapıyorlardı. Abdulaziz Çaviş'in ifadesine göre Kureyş ve Kinde gibi bazı Arap kabilelerinde, kızları diri diri gömmeyi güzel işlerden sayanlar vardı. Nitekim "Defnu'l-benât mine'l-mekrumât: Kızları gömmek, güzel işlerdendir." gibi mesel haline gelmiş sözler de bunu kanıtlamaktadır (Anglikan Kilisesine Cevap, 169).

 

Ancak dediğimiz gibi bunun yaygın bir uygulama olduğunu söylemek hatadır. Öyle olsa toplumda kadın kalmaz, toplum inkıraz bulurdu. Bunu bugün uygulanmakta olan kürtajla karşılaştırabiliriz. Çeşitli nedenlerle kürtaj uygulanmaktadır ama bundan herkesin kürtaj yaptığını sanmak hata olur. Masum yavrunun diri diri toprağa gömülmesi veya çeşitli biçimlerde öldürülmesi, toplumun çoğunluğu tarafından hoş karşılanmıyordu.

 

Ne var ki yaygın olmasa da bu âdet toplumda vardı ve bunun temel nedeni de aile şerefini korumak, ya da fakirlik endişesi idi. Onun için Kur'ân, fakirlik korkusuyla bu işi yapanlara: "Fakirlik korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin. Onları da sizi de biz besliyoruz. Onları öldürmek büyük günahtır." (İsra: 31) buyurmaktadır. Demek ki bu uygulama toplumda vardı ki Kur'ân böyle söylüyor.

 

2.1-Turan Dursun, hiçbir anne babanın böyle bir şey yapamayacağını, bunun doğaya aykırı olduğunu söylüyor. Söylüyor da günümüzde henüz dünyaya gelmemiş de olsa anne karnında gelişimini tamamlamış, dünyaya gelmek için hazırlanmış binlerce çocuğun, kürtaj yoluyla katledilmekte olduğun yine doğurduğu çocuğu öldürüp çöp bidonlarına atan yahut sağ olarak cami duvarına bırakanlar bulunduğunu hiç düşünmüyor. Bunları yapanlar, yaptıranlar anne baba değil mi? Bunları yapan kürtajcılar insan değil mi?

 

Turan Dursun, 244. sayfada kız çocuğunu diri diri gömme ile ilgili olarak Ebû Dâvud'dan bir hadis meali aktarıyor: "Vâide de, mev'ûde de ateştedir." (Kitâbu's-Sunneh, bâb fî Zerâriyyi'l-muşrikîn, 2/532). Ve şu yargıya varıyor:

 

"Kız çocuğunu diri diri gömen kimsenin cehenneme gitmesini anladık ama o zavallı kız çocuğunun cehennemde işi ne? O niye cezalandırılıyor?" diye sorabilirsiniz." diyor.

 

Dursun, işine yarar bulduğu her rivayeti toplamış ve bile bile bunları katıksız doğru saymıştır. Bir kitapta Hz. Muhammed'e nisbet edilen bir rivayet olsun da, sağlam olsun, çürük olsun ona göre fark etmez. Nasıl olsa okuyanlar hadis uzmanı değillerdir. Kimse bunun çürüklüğünü fark etmeyecektir. Böyle düşünmüş ve amacına da ulaşmıştır.

 

Şunu vurgulayalım ki hadisçiler, hadis derlemek için gezmiş, do­laşmışlar bir senede bağlayabildikleri her hadisi, hatta zinciri kopuk da olsa (mürsel) kesik de olsa (münkta’ı) derleyip kitaplarına yazmışlar. Bunların içinde pek çok zayıf, ağızdan ağıza dolaşırken anlamı değiş­miş söz, Peygamber'e bağlanmıştır. Bu rivayetlerin içeriği, Kur'ân ile, Hz. Muhammed'in temel düşünce yapısıyla karşılaştırılmadan, sadece rivayet zinciri yönünden kritik edilip alınmıştır.

 

2.2-Şimdi Kur'ân-ı Kerîm'de kız çocuklarına yapılan bu zulüm, şid­detle kınanırken: "Toprağa gömülmüş kıza sorulduğu zaman, hangi günâhından ölürü öldürüldü, diye?" ifadesiyle yavrunun masumluğu vurgulanırken; Kur'ân'ın tebliğcisi, Kur'ân'ın, masumluğunu vurguladığı yavrunun cehenneme gideceğini söyler mi? Bunu sağduyu kabul eder mi? Bu Kur'ân'a ve Peygamber’in düşünce yapısına aykırı uydurma rivayetler, nasıl Peygamber sözü olarak değerlendirilir? Hele bunun tam tersini söyleyen rivayetler de varsa? İşte İbn Hanbel'in Müsned'inde, bu rivayetin tam tersini söyleyen bir hadis: “Dedim:- Ey Allah’ın elçisi, kim cennettedir? Peygamber (a.s), peygamberler cennettedir, şehid cennettedir, yeni doğmuş çocuk cennettedir ve mev’ude (canlı olarak gömülmüş kız) cennettedir.” (Müsned, 5/58)

 

Yukarıya aldığımız S. ATEŞ’in makalesine ilave olarak:

 

3.1-Dursun, Tefsirlerde geçen; “Kız çocukları, "yoksulluk yüzünden diri diri gömülüyordu.", "ailelerine leke sayıldığı için diri diri gömülüyordu.", "meleklere katılsınlar diye diri diri gömülüyordu. Çünkü Melekler de Tanrı'nın kızları diye niteleniyordu." ifadelerine değinmiş, aklınca çelişki bulmuş.

 

Ortada bir olay ve bunun değişik sebeplerinin olabileceğini görmezden gelmiştir.

 

Kürtaj bir vakıadır. Sebebi ise,

 

a-Çocuğa bakamama endişesi olur.

 

b-Gayrimeşru ilişkiden dolayı olur.

 

c-Aileye kabul ettirememekten olur.

 

d-Tecavüzden olur.

 

e-İyi bir eğitim veremeyeceği endişesinden dolayı olur.

 

f-Kocası ya da kendisi istemediğinden olur…

 

Herkes kendi gerekçesini üretir ama Dursun’un gerekçe çelişkisi kendi problemi olarak kalır.

 

3.2-"Melek" son derece "kutsal bir varlık" görüldüğüne göre, kız çocuğu ailesi için "leke, utanç verici" olamaz. Diyen Turan, değişik kabilelerin değişik gerekçesi olabileceğini aklına bile getirmek istemiyor ya da düşünemiyor.

 

3.3-Din etnologu(!) da olan ve Tanrılara “darı” ikram ettiren Dursun, "çocukların Tanrı’lara kurban edildikleri"ni biliyoruz, ama "çok yaygın değil, tek tüktü” diyor. M.S.640’lı yıllarda Mısır’da, Nil’e genç kız atılarak, adak yapıldığından haberi de yok.

 

4.1-“Tefsirler, Ferezdak'ın iki dizesi üzerinde durur. Ne var ki, tefsirlerde bu iki dizi de hep aynı sözcüklerden oluşmuyor, iki dizi de değişik biçimde yer alıyor, diyen Dursun kendisi 2000’e doğru dergisinde yazdığı yazıları kitaplaştırmak için tekrar gözden geçirip, bazı çıkarmalar ve ilaveler yapabiliyor. Bu normalde, 1500 sene öncesine ait olan Ferezdak’ın şiirlerinde aynı kelimelerin olmaması garip öylemi? İlginç, doğrusu?

 

5.1-Şimdi de Hamdi Yazır merhum’un dediğine bakalım:

 

MEV'ADE: Küçükken diri olarak gömülüp öldürülen kızcağız demektir ki, “V’ed”den müştaktır. Ve'd, aslında evd gibi ağır basmak mânâsıyla alâkadar olup Câhiliyye Arablarının kız çocuklarını diri diri kabre gömmek âdeti şemalarına denilir. Müfessirînin beyan ettikleri veçhiyle Câhiliyye Arabları'nda bu çirkin âdet şayi' idi ve bunu türlü türlü yaparlardı. Kimisi, kızlar yüzünden bir ar gelmek korkusiyle yapar, kimisi, züğürtlük ve besleyememek korkusiyle yapar, kimisi de, Melâike Allah'ın kızlarıdır dediklerinden dolayı kızlarını da Melâikeye ilhak etmek üzere Allah'a daha lâyıktırlar diye yaparlardı. Alûsî'nin beyanına göre bir değil, birçokları zikr etmiştir ki: Bir adamın bir kızı doğduğu vakit, onu öldürmeyip berhayat bırakmak istediği surette ona yünden veya kıldan bir cübbe giydirir badiyede koyun veya deve güttürürdü. Öldürmek istediği takdirde de bırakır altı yaşlarına doğru gelince anasına: “Bunu, temizle, süsle, hısımlarına gezmeye götüreceğim” der. Hâlbuki sahrada bir kuyu kazmıştır onu oraya götürür. «Bak şunun içine» der. Sonra arkasından iter ve üzerine toprağı yığar, kuyuyu arz ile dümdüz edene kadar örterdi. Bir de gebe kadın vakti yaklaştığı zaman bir kuyu kazar, ağrısı tutunca başına gider, kız doğurursa onu, onun içine atar, oğlan doğurursa alıkordu denilmiştir. Kamus şârihi der ki: “Cahiliyyede Arablar, kız evlâdını açlık veya ar gelme korkusunda kabre defn ederlerdi. Bâzıları açlık korkusuyla oğlanı dahi defn ederlerdi “"Toprağa gömülmüş kıza sorulduğu zaman, hangi günâhından ötürü öldürüldü, diye!"” ol babda” nazil oldu.” Mısır müftîsi Abduh, burada şöyle demiştir: “Bak şu kasvete, şu katı yürekliliğe, şu fakr-u âr korkusundan başka bir günahı olmayan ma'sum kızcağızları öldürmek vahşetine ki, Arab'ın kalbine müslümanlık karıştıktan sonra nasıl merhamet ve şefekate mübeddel olmuş, İslâm bu çirkin âdeti temamen mahvetmekle bütün insaniyyete ne büyük bir ni'met olmuştur.”

 

Âlûsî, Bezzar, ve “Künâ”da Hâkim ve “Sünen”'de Beyhakî, Hazret-i Ömer ibn Hattab radıyallahü anh'den rivayet etmişlerdir. Demiştir ki: “Kays ibn Asım-ı Temîmî, Resulullah'a geldi de: “Ben, dedi, Cahiliyye de sekiz kızımı ve'd ettim.” Peygamber sallâllahü aleyhi vesellem, “Her birinden bir rakabe azâd et” buyurdu. O: “Ben, dedi, deve sahibiyim.” “O halde, buyurdu, her birinden bir bedene hedy et.” “İslâm makeblini keser atar” olmasına nazaran bu emir, tevbenin sıhhatinde vücub için olmayıp nedb için olmak gerektir. Ve bunda ve'din pek büyük cinayet olduğuna ayrıca bir tenbih vardır. Maamafih Arablar, içinde ve'di çirkin görenler de vardi. Ferezdek'in dedesi Sa'saa ibn Nâciyete'l-mücaşî, kavmi Benî Temîm'den mevûdeleri fidye ile kurtarırdı, Ferezdek, şu beytinde;

 

“Dedem hakkı için ki, çocuklarını gömen vâ'ideleri men'etti.

O suretle gömülecek olanı ihya etti de gömülmez oldular.”

Diye onunla iftihar etmiştir. Taberânî, müşarünileyh Sa'sa'a'dan şöyle rivayet eylemiştir: “Ya Resulâllah! Dedim, ben cahiliyyede bâzı ameller işledim onlarda bir ecir var mıdır? Üçyüz altmış mev'ûdenin hayatını kurtardım. Her birini iki uşera' naka ile iştira ederdim. Bunlarda bana bir ecir var mıdır?” Hazret-i Peygamber sallâllahü aleyhi vesellem buyurdu ki: “Sana, onun ecri var. Çünkü Allah Teâlâ, sana İslâm'ı in'âm buyurdu” demiştir.Ve'd denilen bu büyük cinayetin hâsılı, evlâdını öldürmekten ibaret olduğu ve bunun en çok sebebi fukaralık ve besleyememek korkusu bulunduğu için Sûre-i En'am'da, "Yoksulluk yüzünden evlâdınızı öldürmeyin, sizin de onların da rızkınızı Biz veririz." (En'âm 6/151) Sûre-i İsra'da "Bir de züğürtlük korkusuyla evlâdlarınızı Öldürmeyin, onlara da rızkı Biz veririz size de, elbette onları öldürmek büyük bir cinayet bulunuyor." İsrâ 17/31) âyetleriyle de defeat ile nehy olunduğu gibi Hazret-i Peygamber sallâllahü aleyhi vesellem kadınlardan bey'at alırken, "Ve evlâdlarını öldürmeyecekler." (Mümtehine-60/12) evlâdlarını katl etmemek kaydının da tasrih olunduğu Sûre-i Mümtehane'de geçmişti. Bu âyetlere nazaran yalnız gömmek suretiyle değil, her hangi bir suretle olursa olsun evlâdını âmden öldürmek de böyle büyük bir cinayettir. Onun için, “büyük hata” buyurulmuştur. Şu halde iskat-ı cenîn, kasden çocuk düşürmek dahi evlâdını katletmek olduğu için aynî mahiyyette bir katil cinayeti olduğu unutulmamak lâzım gelir. Câhil bedevilerin ve'd vahşetlerini, dinlerken tüyleri ürperen Medenîlerin iskatı cenîn cinayetlerinden yüzleri kızarmamasına da, ne kadar teessüf olunsa azdır. Hattâ azlin bile bir ve'd-i hafi olduğu hakkında bir hadîs-î şerif mervidir. İmam Ahmad, Müslim, Ebu Davud, Tirmizî, Neseî, İbn Mace, Taberânî ve İbn Merduye, Huzâme bint Vehb'den rivayet etmişlerdir ki, Resulullah sallâllahü aleyhi vesellem Hazretleri'ne azilden sual olundu: “O, ve'd-i hafidir.” buyurdu demiştir. Bundan dolayı azlin de hürmetine kail olanlar olmuşsa da, Fıkıhda kerahet olması tahkîk olunmuştur. Çünkü nesli kesmeğe bir yol, bir sû-i isti'mâldir. Azl, ve'd-i hafî olunca hilkati tebeyyün etmiş cenînlerin iskatı ve yeni doğan yavruların itlafı gerek tesebbüb ve gerek mübaşeret i'tibariyle ve'd-i celîye mübaşeret veya tesebbüb mânâsında, "Evlâdlarınızı öldürmeyin." (İsrâ-17/ 31) nehy-i sarihinin hükmü dahilinde haram bir cinayet olduğunu anlamak kolay olur. Şayan-ı dikkattir ki, burada tezvic-i nüfustan sonra mes'uliyyet vakti ihtar olunurken ve'din ve bigayri hakkın katl-i nüfusun mes'uliyyetindeki ağırlık anlatılmak üzere evvel emirde hâmîsi yok farz edilen mev'ûdenin suali tasrih olunmuş ve bunun evvelâ katile değil, kati olunan ma'sum kızcağaza sorulacağı anlatılarak, "Mev'ûdeye sorulduğu vakit ki hangi günahla katledildi." Tekvir-81/8-9) buyurulmuştur. Cinayetin sebebi doğrudan doğruya cânîye sorulmayıp da davacısı olan masum mev'ûdeye sorulması o ve'di yapan katilin vicdanını sızlatacak ve hamisiz gördüğü mazlumun karşısında mağlûbiyyetini duyuracak ve haksızlığını bütün mânâsiyle tanıtarak hakkın huzurunda hiç bir müdafaaya kadir olamayacak vech ile gayz ve ukubete istihkakını anlatacak şiddetli bir ihtar ve tariz vardır ki, buna, tebkît tâbir olunur. Nitekim Nasârâ muvacehesinde Hazret-i İsa'ya, "Hem Allah buyurduğu vakit: “Ey Meryem'in oğlu İsâ! Sen mi dedin o insanlara; "beni ve anamı Allah'ın yanında iki ilâh edinin" diye?" Maide 5/116) diye sorulması da Nasârâ'ya bu kabîlden bir tariz ile tebkîttir. Bundan başka her türlü amellerin hesabı rü'yet olunacağı da şununla anlatılıyor. (Hamdi Yazır, Hak dini, Kur’an Dili 8/433-436)

 

Yukarıda ki metinden de anlaşılacağı üzere Hamdi Yazır, Ferezdek’in şiirinden hareketle,erkeklerin öldürmediğini değil, kadınların daha çok öldürdüğüne işaret ediyor.

 

Ama bu alanda kafa yormaya gerek yok. Nasıl olsa hepsi bir "yalan" üstüne kurulu. diyen Dursun’un dediği gibi fazla kafa yormaya gerek yok. Nasılsa Dursun’un dediklerinin hepsi “yalan ve saptırma üzerine kurulu

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

Himyata, anlaşılan sen polemikçi tartışmaları çok seviyorsun.

"Kızım dönerek elif okur", "öğrenmişsin bir evrensel anlayış", "anenin bacının ırzı", "aile namus anlayışınız varmı", "maksat muhalefet olsun","mukayeseden yoksunsun" gibi kişiliğe yönelik deyimler.

Ne kadar kişileri karıştırmadan, genel olarak insanların inançlarını tartışmaya kalkışıyorsakta, bir şekilde

kahvehane tartışmasına çekiliyor.

 

1_Polemik yapmıyorum konuşmalarım çok sadedir...herkes bakabilir.

 

2_kızım elif okur meselesi...hoşuna gitti anlaşılan ...şimdi de buna taktın.

 

3_Estağfirullah niyetim senin şahsını rencide etmek değil...senin şahsında bu fikri eleştiriyorum.

 

 

 

sonuç: Seni tanımam etmem...dolayısıyla sadece yazılanları konuşuyor olmamız gerekiyor...ve eleştirilerim hususunda da haklıyım geri adım atmam ...ama bazı kimseler bunu biraz geç anlayacak sanırım.

 

saygılar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

1_Polemik yapmıyorum konuşmalarım çok sadedir...herkes bakabilir.

 

2_kızım elif okur meselesi...hoşuna gitti anlaşılan ...şimdi de buna taktın.

 

3_Estağfirullah niyetim senin şahsını rencide etmek değil...senin şahsında bu fikri eleştiriyorum.

 

......

 

 

Fikirler, insanların şahsında eleştirilmez.

Fikirler tarihseldir. İnsanlığa aittir, geneldir.

 

Seninle olan tartışmamı bitiriyorum. İyi şanslar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

Fikirler, insanların şahsında eleştirilmez.

Fikirler tarihseldir. İnsanlığa aittir, geneldir.

 

Seninle olan tartışmamı bitiriyorum. İyi şanslar.

 

 

 

bu yazdıkların neye göre acaba merak ettim şimdi...

 

sen kuranı eleştirmeye kalkerken ( tutarsız olduğun halde ) aynı evrensel duruşunu neden ihmal ettin acaba...

 

fikirker insanlığa aittir geneldir sözünede katılmıyorum...nedeni şu;

 

ben bahsini ettğin insanlıktan bir parçayım ve senin yazdığın şeylerin çoğuna muhalifim...katılmıyor reddediyorum...

 

ayrıca senin benimle tartışmayı bitirmek gibi bir lüksünde yok burası serbestçe herkesin yazabileceği bir yer...saçma bulduğum şeyleri tenkit ederim...ha sen cevap yazmayabilirsin o kadar yani...

 

saygılar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kırmızılar himyataya aittir

 

 

arkadaşım evrensel hukuk diye bir şeye takılmış gidiyorsun ...senin evrensel hukuk dedğin şeyler islamın evrensellik üstü kurallarıyla uyuşmuyorsa o senin ve senin evrenselliğinin sorunu...ama tabi bazılarının ...bazı şeyleri kavrayıp öğrenebilmesi için bizzat başına gelmesi gerekiyor anlaşılan...

 

asıl sorun 1400 sene önceki bir arabinin çöl kanunlarını evrensel sanıp acımaszıca dayatanlardadır.

 

insan hakları söyleminin peşine takılan insanlara sorsanız deseniz ki ;

 

biri gelip evinize anne ve bacınızın ırzına geçip ,sonrada öldürüp gitse acaba mahkemelerde yargılandıktan belli bir süre sonra salı verilmesini kabul edecekler mi...evet diyorsanız ya aile ve namus anlayışınız yoktur

 

 

 

Bunu sizmi söylüyorsunuz. Bravo tebrik ederim. Müslümanların ahlak anlayışını ne güzel de ortaya koymuşsunuz. İslamdaki cariye ve köleler kudret helvası gibi yere düşmedi herhalde.

 

 

yakınlarınıza zerre sevgi duymuyorsunuzdur ,yada aslında sizde kabul etmiyorsunuz bu medeniyetin sözde hikayelerini... sadece işte maksat muhalefet olsunda mühim değil mantığı var yani.

 

Evet aynen dediğiniz gibi.Eğer yakınlarınıza sevgi duymuş olsaydınız,bu ******* ******* dini hala birbir türlü boyamalarla savunmazdınız.İslam dünyaya gülücükler saçarak,güller dağıtarak değil, her kavme yaptığı gibi türklerinde canları malları, kanları ve namusları üzerinde palazlanarak gelişmiştir

 

 

ayrıca yaşam bir oyun ve eğlencedir derken burda dünyanın bel bağlanmayacak kadar geçici ve fani olduğu anlatılmıştır...yoksa dünyanın ahiretin bir tarlası olduğu islamda kabul edilen bir esastır...

 

bunu söyleyen muhammed, öldüğünde kaç ton altın miras bıakmıştır ?

 

hem bana antitez diye sunduğun ayetleri ne maksatla sunuyorsun anlamıyorum ...şimdi ben sana düşüncenin aksini belirten bir ayet sunarsam sen vazmı geçeceksin ...o zaman nedir bu uğraş arkadaşım ...bir fikriniz teziniz varsa onu savunun ...yoksa fikirsiz olduğunuz için fikrinizi başkalarının tezine antitez olarakmı kurmayı deniyorsunuz.(ki ben burda islamı tez olmaktan tenzih ederim İslam Allahın hak dinidir)

 

******************

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kırmızılar himyataya aittir

 

 

arkadaşım evrensel hukuk diye bir şeye takılmış gidiyorsun ...senin evrensel hukuk dedğin şeyler islamın evrensellik üstü kurallarıyla uyuşmuyorsa o senin ve senin evrenselliğinin sorunu...ama tabi bazılarının ...bazı şeyleri kavrayıp öğrenebilmesi için bizzat başına gelmesi gerekiyor anlaşılan...

 

asıl sorun 1400 sene önceki bir arabinin çöl kanunlarını evrensel sanıp acımaszıca dayatanlardadır.

 

insan hakları söyleminin peşine takılan insanlara sorsanız deseniz ki ;

 

biri gelip evinize anne ve bacınızın ırzına geçip ,sonrada öldürüp gitse acaba mahkemelerde yargılandıktan belli bir süre sonra salı verilmesini kabul edecekler mi...evet diyorsanız ya aile ve namus anlayışınız yoktur

 

 

 

Bunu sizmi söylüyorsunuz. Bravo tebrik ederim. Müslümanların ahlak anlayışını ne güzel de ortaya koymuşsunuz. İslamdaki cariye ve köleler kudret helvası gibi yere düşmedi herhalde.

 

 

yakınlarınıza zerre sevgi duymuyorsunuzdur ,yada aslında sizde kabul etmiyorsunuz bu medeniyetin sözde hikayelerini... sadece işte maksat muhalefet olsunda mühim değil mantığı var yani.

 

Evet aynen dediğiniz gibi.Eğer yakınlarınıza sevgi duymuş olsaydınız,bu ******* ******* dini hala birbir türlü boyamalarla savunmazdınız.İslam dünyaya gülücükler saçarak,güller dağıtarak değil, her kavme yaptığı gibi türklerinde canları malları, kanları ve namusları üzerinde palazlanarak gelişmiştir

 

 

ayrıca yaşam bir oyun ve eğlencedir derken burda dünyanın bel bağlanmayacak kadar geçici ve fani olduğu anlatılmıştır...yoksa dünyanın ahiretin bir tarlası olduğu islamda kabul edilen bir esastır...

 

bunu söyleyen muhammed, öldüğünde kaç ton altın miras bıakmıştır ?

 

hem bana antitez diye sunduğun ayetleri ne maksatla sunuyorsun anlamıyorum ...şimdi ben sana düşüncenin aksini belirten bir ayet sunarsam sen vazmı geçeceksin ...o zaman nedir bu uğraş arkadaşım ...bir fikriniz teziniz varsa onu savunun ...yoksa fikirsiz olduğunuz için fikrinizi başkalarının tezine antitez olarakmı kurmayı deniyorsunuz.(ki ben burda islamı tez olmaktan tenzih ederim İslam Allahın hak dinidir)

 

******************

 

1_sana kim ne dayamış veya dayatmış açıklarmısın eğer bir dayatma olsaydı böyle hakaret ederek konuşabilirmiydin.

 

2_islamda ki köle sistemi diye bir şey yoktur...islamdan sonra belirlenen ve düzeltilmeye çalışılan bir sistem vardır. Bir boynu çözmek (bir köleye özgürlük vermek)tir; gibi ayetler ve ;

 

İmam Ahmed, İbnü Hibban, İbnü Merduye ve Beyhaki Bera (r.a.)'dan şöyle rivayet etmişlerdir: Bir bedevi, ey Allah'ın Rasulü! Bana bir amel öğret de beni cennete koysun, demişti. Rasulullah (s.a.v.): "Bir neseme (bir can) kurtar veya bir köle salıver." buyurdu. vb. hadisler konuya islamın bakış açısını ortaya koymaktadır.

 

3_Türklerin palazlanması meselesinde hangi Türk islamla palazlandı boş boş atıp tutmayın maksat yazmak ilerisini göremiyorsun.

 

4_peygamber aleyhisselam miras bırakmadı peygamberler miras bırakmazlar; Alimin, ibadetle meşgul olan (âbid) kimseye olan üstünlüğü, ayın diğer yıldızlara olan üstünlüğü gibidir. Alimler peygamberlerin varisleridir. Peygamberler ne dinar ne de dirhem miras bırakmazlar. Peygamberler miras olarak sadece ilim bırakırlar. Kim ilmi elde ederse büyük bir pay ele geçirmiş olur.”Ebû Davud, Tirmizî, İbn Mâce, Beyhaki ve İbn Hibban ...ki kızı fatımanın peygamberimizin vefatının ardından miras istemesine karşılık hz.Ebubekr bu hadisi gösterip ona miras vermemiştir.ki vefat etmeden evvel elindekileri dağıtmıştır...ayrıca hanımlarının neden bize ganimet malları getirmiyorsun sitemine karşılık peygamberimizin onları uyarması meşhurdur...kısa kısa yazıyorum...

 

Okuyanların insaflarına havale ediyorum...nedir arkadaşım bu kin nefret...

 

saygılar...

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

cidden iyi tetkik etmişsin ...hz. Ömer cahiliyye devrinde kendi çocuğunu gömmüştür...yeterli mi yoksa başkada istermisin...

 

mukayese gücünden yoksunsan ben ne yapayım...

 

saygılar

 

birader hz. ömerin kızını gömdüğüne dair rivayetler zayıftır.ama hz.Ömer hakkında böyle bir hadis vardır

 

Alûsî, Bezzar, Hâkim "Kûnâ"da ve Beyhakî "Sünen"de Hz. Ömer (r.a)'in şöyle dediğini rivayet etmişlerdir: Temim kabilesinden Kays b. Asım Resulullah (s.a.v)'a geldi ve: "Ben, dedi, cahiliye döneminde sekiz kızımı diri diri toprağa gömdüm." Hz. Peygamber (s.a.v): "Herbirine karşılık bir köle azat et." buyurdu. Kays: "Benim develerim var." dedi. Hz. Peygamber (s.a.v): "O halde her birine karşılık bir deve kes." buyurdu. "İslâm, kendisinden önce olanları keser atar." olmasına göre bu emir, tevbenin sahih olması için bunu yapmanın vacip olduğunu ifade etmez, bunun müstehap ve mendup olduğunu gösterir. Bunda kız çocuğunu diri diri toprağa gömmenin pek büyük bir suç olduğuna ayrıca bir uyarı vardır.

 

umarım konuya katkım olmuştur

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

birader hz. ömerin kızını gömdüğüne dair rivayetler zayıftır.ama hz.Ömer hakkında böyle bir hadis vardır

 

Alûsî, Bezzar, Hâkim "Kûnâ"da ve Beyhakî "Sünen"de Hz. Ömer (r.a)'in şöyle dediğini rivayet etmişlerdir: Temim kabilesinden Kays b. Asım Resulullah (s.a.v)'a geldi ve: "Ben, dedi, cahiliye döneminde sekiz kızımı diri diri toprağa gömdüm." Hz. Peygamber (s.a.v): "Herbirine karşılık bir köle azat et." buyurdu. Kays: "Benim develerim var." dedi. Hz. Peygamber (s.a.v): "O halde her birine karşılık bir deve kes." buyurdu. "İslâm, kendisinden önce olanları keser atar." olmasına göre bu emir, tevbenin sahih olması için bunu yapmanın vacip olduğunu ifade etmez, bunun müstehap ve mendup olduğunu gösterir. Bunda kız çocuğunu diri diri toprağa gömmenin pek büyük bir suç olduğuna ayrıca bir uyarı vardır.

 

umarım konuya katkım olmuştur

 

 

 

tamamda bu beni tekzip etme anlamına gelmiyor...bilakis meseleyi açıklayıcı bir örnek olmuş.

 

zaten burada isim önemli değildir önemli olan vakaanın yaşanıp yaşanmadığıdır ki .bu palaşımın beni teyit etmektedir.

 

saygılar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

tamamda bu beni tekzip etme anlamına gelmiyor...bilakis meseleyi açıklayıcı bir örnek olmuş.

 

zaten burada isim önemli değildir önemli olan vakaanın yaşanıp yaşanmadığıdır ki .bu palaşımın beni teyit etmektedir.

 

saygılar.

 

Ömer'in kızını diri diri gömmesi hikayedir. Geçiniz...

 

Bu konuya forumda daha önce de değinmiştim. İslam öncesi böyle olaylar olsa bile münferit olaylardır. Bugün kaç tane anne bebeğini çöp tenekesine atıyorsa, o dönemde de o kadar kişi kızını diri diri gömüyordu. Bu konu, İslamiyet'i yüceltme adına yapılan propaganda malzemesinden başka bir şey değildir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.