Terapi tarafından postalanan herşey
-
ALLAH'IN OLMADIĞINI SEN BANA İSPAT ET
Müthiş bir tespit.Harikasınız. Evet İnsan sadece kendisini kandırabilir. Bu konuda da oldukça başarılıdır.!!!!Çünkü hayattaki en kolay hadiselerden birisidir bu. Bu sebeple birçok insan bu yola başvurur.. Bizler zora talibiz ::PP Niçe'de öyle yapmamışmıydı kolay olanı seçmemişmiydi..
-
ALLAH VAR
Sevgili biliselci yukardaki makalede bunları uzun uzun anlattık. Bu sahada çalışan bir çok fikir adamından alıntılar yaptık. Hala bitmedi az kaldı inşAllah. Bittiğinde de isteyenlere .doc olarak verebiliriz. Kısaca soracak olursak... Aşağıda verilen denklem sanalmıdır? somut mu? "İslam Dini Dini ve Fenni İlimleri aşağıdaki gibi tanımlar. Başka türlü tanım ve yansıtmalar yanılgıdır. " Kur'an: Tekellüm-ü İlâhi Kâinat: Konuşan kitap Her ikisi de Allah'ın vahyidir. Aralarında karşılıklı ve sürekli ilişki vardır. Kur'an, kâinatı tefsir eder; kâinat, Kur'an'ın davasına bürhandır. - Kâinat, Kur'an'ın rehberliğinde okunur. Kur'an'ın davasına da kâinat şahitlik eder. - Kur'an Allah'ın İlm-i Ezelîsinden gelir ve her zaman "taze nazil oluyor" gibi okunur. - Kur'an, Allah'ı İsimleriyle bildirir. Kâinat da bu gaybî haberin doğruluğuna, kendisini Yaratanın İsimlerini ilân ederek şahitlik yapar. Böylece, marifetullaha ulaşmak için bir metodoloji çıkar. - Dini ilimler ile fen bilimleri birbirleriyle öyle kaynaşırlar ki, aralarında alan farkı kalkar; din ilimleri ve fen bilimleri ayırımı anlamsızlaşır. Kur'an ve Kainat ikiside somut verilerdir. Ve Gözlerimizin önündedir. Kainat kavramından ne anlıyorsunuz ? Saygılar.. Terapi
-
ALLAH VAR
"Tesadüfilik? ve Muhasebesi" Kâinatta çok hassas bir mizan, son derece mükemmel bir intizam, parçalar ve bütünler arasında öyle harikulade bir ahenk mevcuttur ki, tesadüfün varlığı asla söz konusu değildir. Tesadüf nedir? Bu öyle bir hadisedir ki, önceden hesabı yapılmadan, üzerinde düşünülmeden, hiç bir faktöre istinad ettirilmeksizin bir nizam, bir program ve bir kanuna bağlı olmadan meydana gelir. Kâinata nazarımızı çevirip, eşya ve hadiseler üzerinde dikkatlice durup, tefekkür ve teemmülde bulunduğumuz zaman müşahade ve tesbit edeceğimiz, vaziyet, nizam, intizam, mizan ve ahenktir. Hatta bu durum kâinatı öylesine lebâlep doldurmuş, eşya ve hadiseler arasında öylesine sağlam bir irtibat meydana getirmiştir ki, ortada tesadüfün girebileceği bir boşluk kalmamıştır. O kadar ki, kâinatın yaradılışında tesadüfîliğin, bir ihtimal olarak bile zihinlerden geçmesi mümkün değildir. İlimler âlemine girdiğimiz zaman, herhangi bir ilmin tesadüfî hadiseleri incelediğini veya tesadüflere bağlandığını göremezsiniz. Bütün ilimler, bilhassa müsbet ilimler, kanunlardan meydana gelmiştir. O kanunlar ki, cereyan eden hadiselerdeki nizamın, intizamın, birer plan ve programın kalıplaşmış şekillerinden ibarettir. Herhangi bir ilimdeki bir kanunla tesadüfilik tamamen birbirine zıt iki mefhumdur. Mesela, bir an yerçekimi kanununun ortadan kalktığını, tesadüfiliğin bu konuda hâkim olduğunu düşününüz. Acaba elinizden bıraktığınız bir cismin yere düşüp düşmeyeceği hakkında kesin bir şey söyleyebilir misiniz? Su 100 C derecede kaynar, 0 C derecede ise donar. Bu bir fizik kanunudur. Bir an böyle bir şeyin olmadığını, bu konuda da tesadüfiliğin hâkim olduğunu kabul edelim. Ne yapardınız? Tencereye koyduğunuz su bazen ateşi görür görmez kaynamaya başlasa, bazen de saatlerce ateşte kaldığı halde kaynamayarak donsa, bırakın ilimleri veya içtimaî hayatın düzenini bir tarafa, sadece mutfaklarda nizam ve intizamın temin edilebileceğini iddia edebilir miydiniz? Elbette ki hayır! Bunlar gibi( bir çok kanunları gözden geçirdiğimiz zaman göreceğiz ki, kanunların bir araya gelmesinden hasıl olan ilimlerde tesadüfiliğin geçerliliğini kabul etmek kat’iyyen mümkün değildir. Kâinattaki kanunların son derece hassas ve umumî oluşu, eşya ve mevcudat arasında harika bir nizam ve şiddetli bir alaka bulunuşu ilimlerin gelişmesine ön ayak olmuş, pek çok keşif ve icadların yapılmasına sebep ve vesile ‘teşkil etmiştir. İlimler kâinatın derinliklerine dalarak, adeta birer casus gibi, eşya ve varlıklar arasındaki harikulade intizam ve nizamın inceliklerini ve mahlukâtın esrarını araştırma ve kucak kucak malumat getirmek suretiyle, insanlığa hizmet etmişlerdir. Araştırmacıların mevcudatta görülen mükemmeliyet ve intizamdan faydalanarak yapmış oldukları keşiflere pek çok misal gösterilebilir. Elementlerin periyodik sistemlerindeki nizam ve mizandan faydalanılarak laboratuvarlarda yeni elementlerin keşfedilmesi buna bir misal olarak verilebileceği gibi, küçük gezegenlerin keşfinde müşahede edilen son derece harika mükemmellik de bu meselede göz kamaştırıcı bir misaldir. 1772 yılında gezegenlerin güneşe ortalama uzaklıkları üzerine enteresan bir kanun bulunmuştu. Kanunu bulup ortaya çıkaranların isimlerine izafeten buna Titius ya da Bode Kanunu ( The Titius-Bode Law) adı verildi.Bu kanuna gezegenler, a = 0,4 + O,3.2^n = —i,0,1,2,3..(a=Gezegen - Güneş uzaklığı) belirttiği uzaklıklarda sıralanmış. Burada Merkür için — 1, Venüs için n = 0, dünya için n 1, Mars için n = 2 (The semimajor axes of the orbits of the planets follow the relationship: a = 0.4 + 0.3 x 2^n where a is the semimajor axis is astronomical units (AU) and the exponent, n, takes values minus infinity, 1,2,3, ...) Görüldüğü gibi herhangi bir boşluk, plansızlık, programsızlık ve karışıklık söz konusu değildir. Tam aksine her tarafta ölçü, her yerde ahenk ve müthiş bir hesap göze çarpmaktadır. Yapmış olduğumuz şu küçük inceleme dahi, kâinatta tesadüf diye bir mefhumun mevcut olmadığını adeta haykırırcasına ilân etmekte, bizi herşeyi ilim ve programla ayarlayan bir Yaratıcıyı tanımağa sevketmektedir. Saygılarımla Terapi
-
Kimler ataizme meyillidir?
evet cevap gelmiş farkına varamamışım. Neyse ki sonunda buldum çok şükür Bu günleride gördük Hamdolsun Terapi
-
FAiz YİYENLERE ALLAH SONSUZ CEHENNEMİ LAYIK GÖRÜYOR
İstediğim cevap bu değil ki? tekrar edeyim bence anlaşılmadı sanırım: HAYIR YAMYAM HİÇBİR ŞEYE CEVAP VEREMEDİNİZ. SINIFTA KALDINIZ.Hiçbirşeyi açıklayamadınız. VERDİĞİNİZ CEVAPLAR SADECE KAFANIZDAN UYDURDUĞUNUZ YORUMLAR OLDU. AYETLERİDE nasıl yanlış yorumladığınız ispat ettim..O ayetlerin hangi manalara geldiğini tek tek açıkladım.. Bana tezlerinizi ve makalelerinizi getirin. Kafadan uydurduğunuz yorumlarınızı değil... Mesela sevgili yam yam bu kadar bilgilisiniz ilim sahibisiniz. Bana 1 tane bilim dünyasına katkıda bulunduğunuz bir çalışmanızı gönderin bekliyorum..... Ben hiçbir soruma cevap alamadım!!!!!!
-
Kimler ataizme meyillidir?
Evet buldum "yam yam" bana cevap vermiş ama ben görememişim vermiş olduğu cevap yukarda "Yorumsuz"
-
Kimler ataizme meyillidir?
Zaten "yam yam" arkadaşa göre herşey yalan ve aldatmaca. Ayetleri bir tek biz inananlar anlayamıyoruz zaten . Bizden başka herkes anlıyor ve yorumluyor... Enbiya 32. Göğü de korunmuş bir tavan yaptık. Yine de onlar gökyüzünün âyetlerine aldırmıyorlar.(6) (6) Dünyamıza uzaydan sadece günışığı gelmez. Onun yanı sıra, gerek Güneşten, gerekse uzayın başka yerlerinden, sürekli olarak X ve gama ışınları, kozmik ışınlar ve göktaşları gibi, öldürücü ışın ve maddeler yağar. Ancak bir yandan atmosferin yapısı, diğer yandan Dünyanın manyetik alanı, bu tür zararlı şeyleri ya eleyecek, yahut yönünü değiştirecek şekilde düzenlenmiş ve böylece yeryüzünde hayat son derece özenli bir şekilde koruma altına alınmıştır. Fakat bu mucize önlemlerden birine, kâşifine izafeten Van Allen Radyasyon Kuşağı adını veren insanlar, gökyüzünün âyetlerine aldırmıyor ve kendilerine yeri ve göğü hizmetkâr eden Rableri hakkında aynı kadirşinaslığı göstermekte zorlanıyorlar. (Evet zorlanıyor çünkü zor olan bu kolay olan inkar. Bunu Niçe ve babaannem isimli yazımızda izah ettik. İsteyenler bakabilirler) Van Allen bir bilim adamıdır. İsteyenlere daha detaylı bilgiler verebiliriz. Saygılar... Terapi
-
ALLAH VAR
Savunmuş olduğumuz tezlere ve sormuş olduğumuz sorulara karşı cevaplar verilmiş.. Öyle söyleniyor.. Ben ortada bir cevap göremiyorum. Görebilen var sa söylesin...? Terapi
-
FAiz YİYENLERE ALLAH SONSUZ CEHENNEMİ LAYIK GÖRÜYOR
HAYIR YAMYAM HİÇBİR ŞEYE CEVAP VEREMEDİNİZ. SINIFTA KALDINIZ.Hiçbirşeyi açıklayamadınız. VERDİĞİNİZ CEVAPLAR SADECE KAFANIZDAN UYDURDUĞUNUZ YORUMLAR OLDU. AYETLERİDE nasıl yanlış yorumladığınız ispat ettim..O ayetlerin hangi manalara geldiğini tek tek açıkladım.. Bana tezlerinizi ve makalelerinizi getirin. Kafadan uydurduğunuz yorumlarınızı değil... Mesela sevgili yam yam bu kadar bilgilisiniz ilim sahibisiniz. Bana 1 tane bilim dünyasına katkıda bulunduğunuz bir çalışmanızı gönderin bekliyorum..... Ben hiçbir soruma cevap alamadım!!!!!!
-
Güllerin Efendisine şiirler...
Eyvallah
-
Güllerin Efendisine şiirler...
Rasul evrensel değildir diyen bir arkadaştan bunları duymak hoşuma gitti yahu.... Diğer kısımı ise duymamış sayıyorum kendimi... İnanan bir insan O'nu istismar etmez.... Seni seviyorum Efendim...
-
RASULULLAH’A İTAAT ve SÜNNETE SARILMAK
Evet herkes fikrini belirtti yapacak bişey yok. Herkes inancını yaşasın. İnancına sahip çıksın. Ve neticesine razı olsun..... Eyvallah :) Terapi
-
İSLAMI HADİSLERLE YOZLAŞTIRMAYA ÇALIŞANLAR
Bunlar senin yapmış olduğun yanlış yorumlar seni bağlar....Bize dayatmaya kalkma Kendini yorma haksöz....Dayatmalar bize bir şüphe ve zarar veremez Allah bizim Mevlamızdır... Terapiii
-
RASULULLAH’A İTAAT ve SÜNNETE SARILMAK
Tamam o zaman hemen başka haksöz oldumu. Hala bol bol ithamda bulunuyorsun. bize şöyle bir makale hazırla oldumu. Açıklayıcı net ve akademik yeterliliği olan.... Sonra senin bu makaleni ulusal değil , uluslararası platformlarda tartışmaya açalım varmısın?? Hatta sen türkçe hazırla ben ingilizceye çevireyim halledelim oldumu.. Bence bilim dünyası karar versin senin ispatlarının tutarlılığına biz sana bi türlü anlatamadık ya o yüzden ::))... Sonrada tezini halka açarız bakalım ne kadar kabul görecek.... Diyorsun ki "ruhban sınıfından oluşan kelle sayısı" noldu ? neden o insanlara saygı göstermiyorda hakaret ediyorsun? Söyleyecek sözün varsa çık onların karşısına ve söyle.....İnsanları itham etme. Kimseyide küçük görme Herkesin kafası çalışıyor, sadece senin değil...!!!!! Bekliyorum makaleni.... Terapi Kimse sana birşey dayatmıyor ki. Sen bir iddia attın ortaya bizde konunun uzmanlarından delillerle sana cevap verdik.... Dayatma filan yok haksöz istediğin gibi inanmakta hürsün bu senin tercihin...Esas bu konuyu gündeme getirip konuyu deşen ve bize dayatan sensin.... Sonra istemediğin cevapları alıncada bizi dayatmayla suçlayan gene sensin.......:)) Bizim kimsenin inancıyla işimiz yok. Herkes istediği gibi yaşar. Ama kalkıp bu inançlarınızı bize dayatmaya kalkarsanız ( yok Allah yok, yok İslamda şu yok bu yok derseniz ..vs..) . Tabiki cevabınızı alırsınız..Kendini yorma bence inandığın gibi yaşa ve tercihine razı ol....işte sana çözüm... Tutarlı olalım... Terapi
-
RASULULLAH’A İTAAT ve SÜNNETE SARILMAK
:))))) <<<<<<< “GÜZEL ÖRNEK” Rasulullah’ı gören Müslümanlar, ona itaat konusunda ki ayetlere uyarak hem getirdiği Kuran’ı canla başla kabul ettiler hem de bir dediğini iki etmeyecek şekilde şahsına itaat ettiler. Namazın, haccın, zekatın ve benzeri ibadetlerin nasıl yapılacağı konusunda Kuran’da yeterince açıklanmayan hususları ondan öğrendiler ve dediklerine harfiyen uydular; böylece “Rasulullah’a itaat edin!”ayetinin gereğini yaptılar. Peygamber (a.s)’in en önemli görevlerinden birisi buydu. Alın size ayetler ben artık gerisine karışmam demedi O. Bizzat kendisi hayatında ayetlerin nasıl anlaşılması gerektiği gösterdi ve öğretti. Şimdi gelelim Asr-ı Saadet’ten bugüne kadar gelen, bugünden kıyamete kadar gelecek Müslümanların “Rasulullah’a itaat edin!” ayeti karşısındaki durumuna. Bugün Rasulullah hayatta olmadığına göre biz ona nasıl itaat edeceğiz? Bizden sonra gelecek Müslümanlar ona nasıl itaat edecekler? Bu sorunun bir tek cevabı vardır.Yukarıda görüşlerini kısaca arz ettiğim dört alim ile onların dışındaki yüzlerce İslam büyüğün dediği gibi vefatından sonra da Kuran’da olmayan hususlarda Rasulullah’ın sünnetine uymak suretiyle ona itaat edilecektir. Bu sayede Peygamber a.s her çağda evrensel bir görevi üslenmiş bulunmaktadır. Ve öğretisiyle hala aramızdadır. Aramızda olmaya devam edecektir. Böylece, ben Müslümanım diyen herkes,, hangi devirde yaşarsa yaşasın “Allaha ve Resulu’ne itaat edin” ayetinin gereğini yerine getirmiş olacaktır. Ayet böyle anlaşılmadığı, Rasülü Ekrem efendimizin hadis ve sünnetinin devre dışı bırakıldığı takdirde, Peygamber (a.s)’i göremeyen bütün Müslümanlar “Rasulullaha itaat edin” ayetinin gereğini yapmamış olacaklardır.Sadece bu ayetin gereğini mi? Hayır, hadis ve sünnet devre dışı bırakıldığı takdirde, daha nice ayetin gereği yerine getirilmemiş olacaktır.En çarpıcı örneklerden birisi şudur: Allah Teala şöyle buyuruyor: “ Yemin ederim ki- sizin için , Allah’ın huzuruna çıkmayı umanlar, ahiret gününe inananlar ve Allah’ı çokça ananlar için Allah’ın rasulu gözel bir örnektir.” (Ahzab süresi : 21 ) Zamanın şu içinde bulunduğumuz çizgisinde yaşayan bizler, Allah’ın huzuruna çıkmayı umuyoruz.Ahiret gününe inanıyoruz. Allah’ı da çok anıyoruz.Biz de ayeti kerimede ki tavsiyeye uyarak Allah’ın Resulu’nu kendimize örnek almak istiyor ve hadis muhaliflerine sesimizin en yüksek tonuyla soruyoruz: “Rasulullah’ın yaşayışı (hayatı) demek olan sünnet ile Müslüman’ın hayatına yön veren hadisler devre dışı bırakıldığı takdirde, bugünün Müslüman’ı Resullah’ı nasıl örnek alacaktır? Allah O sizin için güzel bir örnektir diyor ama? Madem Allah böyle diyor. Burada bir incelik var. Değil mi? İşte bütün mesele bu sorunun cevabında yatmaktadır.>>>>>>> Habire yorum yorum. Deliller bekliyoruz .
-
RASULULLAH’A İTAAT ve SÜNNETE SARILMAK
Başka bir örnek: İstediğiniz kadar örnek veririz. Boşa kendi yorumlarınızla çırpınmayın. Bizlerin getirdiği deliller bu konudaki ilim dünyasının ittifak ettiği delilerdir. Kafamıza göre yorumlar değildir. 20. “Namaz kılın, zekatı verin: Peygambere itaat edin ki . merhamet göresiniz.” (Nur suresi : 56 ) (Bakın burada Peygambere itaat diyor sadece) Peygambere itaat etmek, : verdiği hükümden memnun olmaktır.. Yukarda yapmış olduğun yorumların ve söylediklerinin hiçbir ilmi dayanağı ve mesneti yoktur. Bizler senden yorum istemiyoruz. Bize delilleriyle ispatlar getir. Habire sağa sola çekip durmaya gerek yok konuları konu gayet açık... Haksöz maksadınız nedir? sadete gelin bence..? Hiç inandırıcı ve mantıklı değilsiniz.. Bizler ilmi geçerliliği olan ve kabul görmüş deliller istiyoruz....Kafanıza göre yaptığınız yorumlar değil...? Terapi
-
RASULULLAH’A İTAAT ve SÜNNETE SARILMAK
Bunların hiçbirisi kopyala yapıştır. Değil. Hepsi senin gibi düşünenler için hazırlanmış çalışmalar.. Hiçbirşey söylemedin ki söylenecek birşey kalmadı diyorsun. Bencede cevap yazma artık. Delillerinin hepsi havada kaldı..Evrensel_mesaj Son olarak bir ilavem olsun... İyi okuyalım... Nur suresi 65: "Hayır hayır, Rabbine andolsun ki, onlar aralarında çıkan anlaşmazlıklarda senin hakemliğine başvurmadıkça, sonra da vereceğin karara, gönüllerinde hiçbir burukluk duymaksızın, kesin bir teslimiyetle uymadıkça mümin olamazlar." Kendimizi bir kere daha iman şartı ve İslâm'ın tanımı ile karşı karşıya buluyoruz. Bu şartı ve bu tanımı bizzat yüce Allah ortaya koyuyor ve onu yüce zatı üzerine yemin ederek perçinliyor. Artık bundan sonra imanın şartı ve İslâm'ın tanımı konusunda hiç kimsenin söyleyebileceği bir söz, hiç kimsenin getirebileceği bir yorum olamaz. Bundan sonra ancak demogoji yapılabilir ki, ona da kulak asılmaz, değer verilmez. Bu konuda ortaya konabilecek bir demogoji örneği şudur: "Yüce Allah'ın bu sözü belirli bir zamana bağlıdır ve sadece belirli bir grup insan hakkında geçerlidir!" Bu iddia, İslâm'ı hiç kavramamış olanların, Kur'an-ı Kerimin üslubu hakkında hiçbir şey bilmeyenlerin sözüdür. Bu yüzeysel yorumun tersine, yüce Allah'ın bu sözü İslâm'ın genel karakterli gerçeklerinden biridir, yeminle perçinlenerek ifade edilmiştir, hiç bir kayıtla sınırlı değildir. Peygamberimizi hakem tutma zorunluluğu, sadece sağlığında O'nun kendisini hakem tutma zorunluluğudur diye bir kuruntuya kapılma ya da bu kuruntuyu başkalarının zihinlerine aşılamak tamamen yersiz ve gerekçesizdir. Söz konusu olan Peygamberimizin şeriatını ve sistemini hakem tutma zorunluluğudur. Yoksa öyle olsaydı Peygamberimizin ölümünden sonra Allah'ın şeriatine ve Resulullah'ın sünnetine hiç yer kalmazdı. Bu görüşü Hz. Ebu Bekir döneminde en sapık dönekler (mürtedler) ileri sürünce Hz. Ebu Bekir bu gerekçe ile onlara karşı savaş açmıştı. Hatta bundan çok daha azını yapanlara, yani Peygamberimiz ölünce zekât verme zorunluluğu konusunda Allah'a ve Peygambere itaat etmekten vazgeçmeye kalkışanlara, Peygamberimizin bu konudaki hükmüne karşı çıkanlara karşı savaş açmıştı. "İslâm"ın varlığını kanıtlayabilmek için yüce Allah'ın şeriatının ve Peygamberimiz tarafından verilen hükmün hakemliğine başvurmak yeterlidir. Ama bu kadarı "iman"ın varlığını kanıtlamaya yetmez. İmanın varlığını kanıtlayabilmek için bu şartın beraberinde gönül hoşnutluğu, kalb teslimiyeti ve iç rahatlığı da bulunmalıdır. İşte "İslâm" ve "İman" budur. Buna göre herhangi bir kimse müslüman ve mümin olduğunu iddia etmeden önce kendisi nerede, İslâm nerededir ve yine kendisi nerede, iman nerededir, buna iyi bakmalıdır. Bu ayetlerin akışı ïçinde Peygamberimizin hakemliği kabul edilmedikçe, arkasından vereceği karara gönül hoşnutluğu ile teslim olunmadıkça mümin olunamayacağı vurgulanıyor Terapi
-
RASULULLAH’A İTAAT ve SÜNNETE SARILMAK
Konuyu saptırmaya hiç gerek yok!!!! Tekrar edeyim istersen... Tarih tekerrür edip duruyor.Rasulullah efendimizin hadisini ve sünnetini bir yana bırakmaktan bahsedenler yüzlerce yıldan beri eksik olmuyor.Bunların Peygamber’e itaati emreden, O’nun verdiği her şeyi almayı öğütleyen ayetleri anlamadıkları veya anlamak istemedikleri gün gibi aşikar. Bu sebeple bu konuya açıklık getirmekte fayda görüyorum. Yüce Rabbimiz Peygamberleri niçin gönderdiğini açıklarken : “Biz, her gönderdiğimiz peygamberi, kendisine Allah’ın izni ile itaat edilsin diye göndermişizdir.”(Nisa : 64) buyuruyor. Son Peygamber’ine ve O’nun buyruklarına itaat etmenin ne kadar önemli ve gerekli olduğunu belirtmek için de Kuran-i Kerimin 10’dan fazla ayetinde Rasulü’nun adını kendi adıyla yan yana zikrederek : “Allah’a ve Peygamber’e itaat edin” buyuruyor. Bununla da yetinmeyerek yine 10’dan fazla ayette bu defa Rasülünü yalnız anarak O’na itaat edilmesini emrediyor. Acaba “Peygamber’e itaat edin!” ayeti kerimesini nasıl anlamak gerekir ve İslam alimleri bu ayeti nasıl anlamıştır? Sözü uzatmamak için bu alimlerden bir kaçının kanaatini kısaca görelim: İbn Kayyım el- Cevziyye (8.751/1350 ) dört cilt halinde basılan şöhretli eseri İ’lâmü’l–muvakkı’in de (1,49) diyor ki: Bütün alimler şu konuda ittifak etmişlerdir: Peygamber’e itaat edin demek sağlığında kendine,vefatından sonra da Sünneti’ne uyun demektir. Şâtibî (ö.790/1388 ) Türkçe’mize de kazandırılan usul hıkha dair dört ciltten ibaret meşhur eseri el – Muvafakat ta (III, 14 ) diyor ki: Bu ayetin manası, Kuran’da olmayan hususlarda Peygamber’in sünnetine sarılın, demektir. Çağdaş müfessirlerden otuz ciltlik Ruhü’l-me’ani müellifi Âlûsî (ö.1342/1924 ) bu eserinde Rasulullah’a itaat konusunu işlerken (V,65 ) diyor ki : Resulullah’a itaatin Allah’a itaatle birlikte yan yana zikredilmesinde ki incelik, Allah’ın Resulu’nun değerini ortaya koymak, Kuran’da bulunmayan dini emirleri yapmak gerekmez zannını kesinlikle yıkmak ve Peygamber’in Kuran’dan ayrı ve müstakil olarak (hadislerinde) ortaya koyduğu emirlerine itaat etmektir. Size tarihi seyir içinde sünnete dair görüşlerini arz ettiğim bu dört alim, kendi sahalarında otorite olan, eserleri ve şöhretleriyle tarihi yararak günümüze kadar gelen İslam büyükleridir.Onlar, diğer İslam alimleri gibi, Peygamber (a.s)’a itaat konusundaki ayetleri böyle anlamışlardır. Kuranda kısaca temas edilen konularda Peygamberin açıklamalarına bakılması, Kuranda temas edilmeyen konularda da Peygamberin buyruklarına uyulması gerektiğini söylemişlerdir. Şayet Allah (c.c.) “Peygamber’e itaat edin” sözüyle, Peygamber’le gönderdiğim ayetlere itaat edin, ama onun Şahsi açıklamalarına ve yorumlarına bakmayın demeyi murad etseydi bunu açıkça söyleyebilirdi. Mesela “Rasulu’mün getirdiği ayetlere inanın ve onun gereğini yapın”, diyebilirdi. Ama öyle demiyor; Tam aksine mutlak ve genel bir ifadeyle “Resulullaha itaat edin” buyruğunun anlamı, Allah Teala’nın O’nunla gönderdiği ayetlere itaat edin demek olsaydı, o takdirde bu ayetin baş tarafındaki “ Allah’a itaat edin “ sözü gereksiz bir tekrardan ibaret olurdu ki , bir müminin bunu düşünmesi bile mümkün değildir. Demek ki Allah’ın emrettiği bu itaat, sadece Resulünün getirdiği ayetleri kapsamıyor, ayetlerle birlikte şahsına itaati de kapsıyor. 6. “ Hayır, Rabbine yemin ederim ki , aralarında çıkan anlaşmazlıklarda seni hakem kabul edip sonra da verdiğin hükümden içlerinde hiçbir sıkıntı duymadan onu kabullenmedikçe , iman etmiş olmazlar.” (Nisa suresi: 65) (Demek ki: Allah’ın Rasulu’de hüküm verebiliyor değil mi? Ayet isteyenlere cevabımızdır.) Ayrıca Peygamberin koyduğu hükümlerin Allah'ın izni olmadan yapıldığınıda nerden çıkarıyorsun ..?Bu çok tutarsız bir iddia..Bunlara cevapları detaylıca verdik... Haydi artık konuyu başka yerlere çekme ne dediğim açık istedeiğim cevapta açık... Cevap vereceksen ver artık..... terapi
-
RASULULLAH’A İTAAT ve SÜNNETE SARILMAK
olmuyor olmuyor beklediğimiz cevaplar bir türlü gelmiyor. Dersine iyi çalışmamışsın evrensel_mesaj...Yoksa cevap veremeyecek misin? Sorum gayet NET: Eğer öyleyse bize daha fazla vakit kaybettirme evrensel_mesaj ve seviyesiz zeminlere beni çekmeye çalışma boşa kürek çekersin... Bekliyoruz..... Terapi
-
Güllerin Efendisine şiirler...
Allah razı olsun kardeş çok güzel bir paylaşım olmuş... Devamını bekliyoruz.. Tane tane okumak ve tefekkür etmek lazım değil mi Saygılar...
-
RASULULLAH’A İTAAT ve SÜNNETE SARILMAK
Yukarda 3 adet tutarlı (consistent) ve gayet açık (obvious) makale varken. Herşeyi bir güzel anlatmışken hala kafamıza göre cevaplar yetiştirme derdini bir kenara bırakalım da. Bunlara aynı şekilde makaleler le cevaplar yazalım oldumu evrensel_mesaj. senden bunu bekliyoruz. Eğer makale yazacak kadar bilgimiz yoksa şöyle yapalım istersen... Mesela : 6. “ Hayır, Rabbine yemin ederim ki , aralarında çıkan anlaşmazlıklarda seni hakem kabul edip sonra da verdiğin hükümden içlerinde hiçbir sıkıntı duymadan onu kabullenmedikçe , iman etmiş olmazlar.” (Nisa suresi: 65) Kim yeni bir din farklı alternatifler getiriyormuş buyur açıkla bakalım. Olayları çarpıtmadan dosdoğru bir şekil de.... Bekliyoruz..Önce buna bir cevap ver sonra teker teker yeni sorularımız olacak oldumu... Terapi
-
RASULULLAH’A İTAAT ve SÜNNETE SARILMAK
Sağda solda başlık açanlara sesleniyorum. Yukarda tüm iddialarınıza tutarlı bir tezle cevap verdik. Önce verdiğimiz cevapları iyi okuyunuz. Ve sorduğumuz sorulara cevap veriniz..... Beklemekten bir hal olduk... Sevgili Suheda bunlar ne ilk neden son. Cevap istediler cevapladık. Ama gene birşeyin değişeceğini sanmıyorum. Çünkü okumuyorlar bile. İncelemiyorlar bile..Samimi değiller..Maksatları başka... Samimi bir inananmış gibi görünüp İslamın inanç esaslarını inkar ediyorlar... Herkes vazifesini yapıyor. Kısacası... Sevgiler Terapi
-
FAiz YİYENLERE ALLAH SONSUZ CEHENNEMİ LAYIK GÖRÜYOR
Benim istediğim cevap bu değil. Evrensel_mesaj diyor ki: . Kim tekrar Faize dönerse, işte onlar cehennemliktir, orada sonsuza kadar kalırlar. Sen bunu kabul ediyormusun? EĞer evrensel_mesaj ve haksözü savunuyorsan fikirlerine sahip çık!! Eğer savunmuyorsan o zaman haksözün karşısına çık ve kendi inandığın gerçekleri dile getir... Çok basit manevralar bunlar. Bunlara bizler alışığız Gecekuşu.. Sizler önce benim sorduğum 10'larca soruya bir lutfedip cevap bulun, gönderin. Sonra sizin sorularınıza geliriz... Terapi
-
FAiz YİYENLERE ALLAH SONSUZ CEHENNEMİ LAYIK GÖRÜYOR
Sayın GeceKuşu hala kaçak dövüşüyorsunuz!!!! Haksöze demişsin ki: "Emin ol ki akıl sahipleri seni çok iyi algılayacaktır...Akordu bozulmuş borazan seslerine kulaklarınızı tıkayın siz..." Eğer akıl sahibi isen...O zaman o ayetleri iyice oku, doğru anla ve kabul et ki samimiyetine inanalım bu 1. Ve yapmış olduğum çağrılara kulak verin. İslamda Hadis yok dediler sizde destek verdiniz.. Yeni bir başlık ekledim. Sünnete sarılmak ve Rasule itaat diye. Size tavsiyem orada yazdıklarımın bir çıktısını alın. Mesela Marmara İlahiyat Fak. Gidin. Uzman bir bilim adamına danışın.. YAzılanların ilmi bir değeri var mı yok mu öğrenin. Madem konu dini ilimlerle ilgili. Bu alanda ülkemizdeki e yetkin Fak. Orası .Haydi Göreyim. Sizi...VE Samimiyetinizi... Meydan boş değil baylar... Yukarda verdiğin adreslerle alakalı olarak ta derim ki: Bakın daha yeni bir başlık ekledim. Bunların hiçbirisi kopyala yapıştır değil. Bunlar zaten milyonlarca insanlar tarafından bilinen gerçekler. Demek ki sen yazdıklarımın benzerini başka siteler dede bulmuşsun. Davamız o kadar tutarlı ki: Sana binlerce adres yazabilirim Gece Kuşu: Koskocaman metin yazıyorum. 3-4 dakka içinde cevap geliyor. Demek ki okunmuyor. Demek ki maksat başka.... Ve Tekrar sesleniyorum.....Artık tarzınızı ve yönteminizi revize edin....ÇAğrıma kulak verin... Ben burada yanlış bulduğum şeyleri delilleriyle yazıyorum. Kimseye saldırmıyorum... Biz inananların ALLAH VAR bölümünde Kainattaki herşey anlamlıdır şeklinde devam edecek olan bir tezi var. Benim inanç esaslarımını kaynak alan bir tez. Buyur sende buna benzer geniş, akademik, anlamlı ve tutarlı bir tez ortaya koy görelim. Bizim tezimize, benzer bir çalışmayla farklı bir tezle cevap ver.Yalan olanlar nelermiş görelim.....Laf üretmeyi bırakın.. Yazdıklarımın hepsi O alana hakim ilim adamlarının ittifak ettiği şeylerdir.. Literatürde yer etmiştir. Mesela benim bazen referans verdiğim risale-i nurlar bugün üzerinde doktora tezleri yapılan ve anlamak maksadıyla enstitüler kurulan bir kaynaktır. İnkar edemezsiniz. Sağdan soldan kopyalama şeyler değil....Hakeza diğer verdiğim kaynaklarda aynı..Bunlar sizler için birşey ifade etmeye bilir ama onbinlerce bilim adamı için büyük anlamlar ifade ediyor..görmemezlikten gelemezsiniz.. Varsa bir iddianız tezinizi hazırlarsınız seminerler var . Herkesin önü açık. Çıkar tezinini paşa paşa savunursunuz. Ve tutarlıysa merak etmeyin kabul görür ve bilim dünyasında yerinizi alırsınız. Çünkü insanların çoğu vefalıdır. Emeğe ve hakikate sahip çıkar hiç merak etmeyin.. Ama madem bu zemindeyiz. Burada ahkam keser gibi bol bol başlık açmayın. Birkaç konuya yönelelim istifade edelim. Konular arasında kaybolup gitmeyelimmm... Vakit buldukça bu çalışmalar sizlerle paylaşılacak. Ama vakit ayırıp önem verip katkıda bulunun farklı tezlerle karşımıza çıkın... Münazara bu şekilde yapılır... 15 güne yakın oldu. O konuya bir cevap bile vermediniz. Ama buraya hemen cevaplar peşpeşe geliyor... Lütfen o makaleyi inceleyin eleştirilerinizle katkıda bulunun uluslararası bir semimer çalışmasıdır o katkınız olmuş olur. Madem burdayız faydalanalım değil mi... yanlış mı..? Tutarlı olalım lütfen Terapi
-
RASULULLAH’A İTAAT ve SÜNNETE SARILMAK
“ SÜNNETE SARILMAK ” Tarih tekerrür edip duruyor.Rasulullah efendimizin hadisini ve sünnetini bir yana bırakmaktan bahsedenler yüzlerce yıldan beri eksik olmuyor.Bunların Peygamber’e itaati emreden, O’nun verdiği her şeyi almayı öğütleyen ayetleri anlamadıkları veya anlamak istemedikleri gün gibi aşikar. Bu sebeple bu konuya açıklık getirmekte fayda görüyorum. Yüce Rabbimiz Peygamberleri niçin gönderdiğini açıklarken : “Biz, her gönderdiğimiz peygamberi, kendisine Allah’ın izni ile itaat edilsin diye göndermişizdir.”(Nisa : 64) buyuruyor. Son Peygamber’ine ve O’nun buyruklarına itaat etmenin ne kadar önemli ve gerekli olduğunu belirtmek için de Kuran-i Kerimin 10’dan fazla ayetinde Rasulü’nun adını kendi adıyla yan yana zikrederek : “Allah’a ve Peygamber’e itaat edin” buyuruyor. Bununla da yetinmeyerek yine 10’dan fazla ayette bu defa Rasülünü yalnız anarak O’na itaat edilmesini emrediyor. Acaba “Peygamber’e itaat edin!” ayeti kerimesini nasıl anlamak gerekir ve İslam alimleri bu ayeti nasıl anlamıştır? Sözü uzatmamak için bu alimlerden bir kaçının kanaatini kısaca görelim: İbn Kayyım el- Cevziyye (8.751/1350 ) dört cilt halinde basılan şöhretli eseri İ’lâmü’l–muvakkı’in de (1,49) diyor ki: Bütün alimler şu konuda ittifak etmişlerdir: Peygamber’e itaat edin demek sağlığında kendine,vefatından sonra da Sünneti’ne uyun demektir. Şâtibî (ö.790/1388 ) Türkçe’mize de kazandırılan usul hıkha dair dört ciltten ibaret meşhur eseri el – Muvafakat ta (III, 14 ) diyor ki: Bu ayetin manası, Kuran’da olmayan hususlarda Peygamber’in sünnetine sarılın, demektir. Çağdaş müfessirlerden otuz ciltlik Ruhü’l-me’ani müellifi Âlûsî (ö.1342/1924 ) bu eserinde Rasulullah’a itaat konusunu işlerken (V,65 ) diyor ki : Resulullah’a itaatin Allah’a itaatle birlikte yan yana zikredilmesinde ki incelik, Allah’ın Resulu’nun değerini ortaya koymak, Kuran’da bulunmayan dini emirleri yapmak gerekmez zannını kesinlikle yıkmak ve Peygamber’in Kuran’dan ayrı ve müstakil olarak (hadislerinde) ortaya koyduğu emirlerine itaat etmektir. Size tarihi seyir içinde sünnete dair görüşlerini arz ettiğim bu dört alim, kendi sahalarında otorite olan, eserleri ve şöhretleriyle tarihi yararak günümüze kadar gelen İslam büyükleridir.Onlar, diğer İslam alimleri gibi, Peygamber (a.s)’a itaat konusundaki ayetleri böyle anlamışlardır. Kuranda kısaca temas edilen konularda Peygamberin açıklamalarına bakılması, Kuranda temas edilmeyen konularda da Peygamberin buyruklarına uyulması gerektiğini söylemişlerdir. Şayet Allah (c.c.) “Peygamber’e itaat edin” sözüyle, Peygamber’le gönderdiğim ayetlere itaat edin, ama onun Şahsi açıklamalarına ve yorumlarına bakmayın demeyi murad etseydi bunu açıkça söyleyebilirdi. Mesela “Rasulu’mün getirdiği ayetlere inanın ve onun gereğini yapın”, diyebilirdi. Ama öyle demiyor; Tam aksine mutlak ve genel bir ifadeyle “Resulullaha itaat edin” buyruğunun anlamı, Allah Teala’nın O’nunla gönderdiği ayetlere itaat edin demek olsaydı, o takdirde bu ayetin baş tarafındaki “ Allah’a itaat edin “ sözü gereksiz bir tekrardan ibaret olurdu ki , bir müminin bunu düşünmesi bile mümkün değildir. Demek ki Allah’ın emrettiği bu itaat, sadece Resulünün getirdiği ayetleri kapsamıyor, ayetlerle birlikte şahsına itaati de kapsıyor. Peygamber (a.s) şöyle söylediğini düşünüz. Ey insanlar Benim sizlere Allah’tan getirdiğim ayetleri alın, onlara inanın ama benim söylediklerime asla önem vermeyin. Benim sözlerime inanmayın. Ben sadece bir postacıyım. Ayetleri olduğu gibi size okurum. Gerisine karışmam. Ayetleri anlamak, yorumlamak ve nasıl uygulanacağı çözmek ve öğrenmek size kalmış beni karıştırmayın..Başınızın çaresine bakın.. Bu akla muhaldir. Ve asla tutarlı bir durum değildir. Eğer insanların bütün hayatını etkileyecek söylemlere sahipseniz her şeyinizle ve her yönünüzle tutarlı olmalısınız. Ve çağırdığınız insanların her türlü çıkmazlarına çözüm üretmelisiniz. Yoksa hiçbir inandırıcılığınız olmaz.. Ki Peygamber (a.s) yukarda kısaca zikrettiğimiz şekilde asla davranmamıştır. O tam ters bir metod izlemiştir. “GÜZEL ÖRNEK” Rasulullah’ı gören Müslümanlar, ona itaat konusunda ki ayetlere uyarak hem getirdiği Kuran’ı canla başla kabul ettiler hem de bir dediğini iki etmeyecek şekilde şahsına itaat ettiler. Namazın, haccın, zekatın ve benzeri ibadetlerin nasıl yapılacağı konusunda Kuran’da yeterince açıklanmayan hususları ondan öğrendiler ve dediklerine harfiyen uydular; böylece “Rasulullah’a itaat edin!”ayetinin gereğini yaptılar. Peygamber (a.s)’in en önemli görevlerinden birisi buydu. Alın size ayetler ben artık gerisine karışmam demedi O. Bizzat kendisi hayatında ayetlerin nasıl anlaşılması gerektiği gösterdi ve öğretti. Şimdi gelelim Asr-ı Saadet’ten bugüne kadar gelen, bugünden kıyamete kadar gelecek Müslümanların “Rasulullah’a itaat edin!” ayeti karşısındaki durumuna. Bugün Rasulullah hayatta olmadığına göre biz ona nasıl itaat edeceğiz? Bizden sonra gelecek Müslümanlar ona nasıl itaat edecekler? Bu sorunun bir tek cevabı vardır.Yukarıda görüşlerini kısaca arz ettiğim dört alim ile onların dışındaki yüzlerce İslam büyüğün dediği gibi vefatından sonra da Kuran’da olmayan hususlarda Rasulullah’ın sünnetine uymak suretiyle ona itaat edilecektir. Bu sayede Peygamber a.s her çağda evrensel bir görevi üslenmiş bulunmaktadır. Ve öğretisiyle hala aramızdadır. Aramızda olmaya devam edecektir. Böylece, ben Müslümanım diyen herkes,, hangi devirde yaşarsa yaşasın “Allaha ve Resulu’ne itaat edin” ayetinin gereğini yerine getirmiş olacaktır. Ayet böyle anlaşılmadığı, Rasülü Ekrem efendimizin hadis ve sünnetinin devre dışı bırakıldığı takdirde, Peygamber (a.s)’i göremeyen bütün Müslümanlar “Rasulullaha itaat edin” ayetinin gereğini yapmamış olacaklardır.Sadece bu ayetin gereğini mi? Hayır, hadis ve sünnet devre dışı bırakıldığı takdirde, daha nice ayetin gereği yerine getirilmemiş olacaktır.En çarpıcı örneklerden birisi şudur: Allah Teala şöyle buyuruyor: “ Yemin ederim ki- sizin için , Allah’ın huzuruna çıkmayı umanlar, ahiret gününe inananlar ve Allah’ı çokça ananlar için Allah’ın rasulu gözel bir örnektir.” (Ahzab süresi : 21 ) Zamanın şu içinde bulunduğumuz çizgisinde yaşayan bizler, Allah’ın huzuruna çıkmayı umuyoruz.Ahiret gününe inanıyoruz. Allah’ı da çok anıyoruz.Biz de ayeti kerimede ki tavsiyeye uyarak Allah’ın Resulu’nu kendimize örnek almak istiyor ve hadis muhaliflerine sesimizin en yüksek tonuyla soruyoruz: “Rasulullah’ın yaşayışı (hayatı) demek olan sünnet ile Müslüman’ın hayatına yön veren hadisler devre dışı bırakıldığı takdirde, bugünün Müslüman’ı Resullah’ı nasıl örnek alacaktır? Allah O sizin için güzel bir örnektir diyor ama? Madem Allah böyle diyor. Burada bir incelik var. Değil mi? İşte bütün mesele bu sorunun cevabında yatmaktadır. Ashabı kiramın Rasulullah’ı hem sağlığında hem de vefatından sonra nasıl örnek aldıklarını ve onun buyruklarına nasıl sarıldıklarını çok iyi biliyoruz.İşte bunun iki örneği : Bir gün Rasulullah efendimiz ashabına hitap etmek üzere minbere çıktığında , ayakta bulunanlara oturmalarını söyledi.O sırada mescide girmekte olan ibn Mesud “oturunuz” emrini duyunca, mescidin kapısına çöküverdi. Onun bu halini ve itaatinin derecesini gören Rasulü Muhterem memnun oldu ve ona : “İçeri gel, Abdullah ibn Mesud “ buyurdu.(Ebu Davud, salat :220) Abdullah İbn Revahanın bana benzer bir davranışı:Onun “ oturunuz!” emrini avluda iken duyduğunu ve olduğu yere çöktüğünü, bu hali Efendimize anlatıldığı zaman memnun olduğunu ve ona “ Allah itaatini artırsın” diye dua ettiğini biliyoruz. “KARINDA YAPIYOR!” İlk Müslümanlardan olup Rasulullah’ın vefatından sonra Kufe’ye yerleşen, tefsir ve fıkıh sahasındaki derin bilgisiyle Kufe’de tefsir ve fıkıh mekteplerini kurduğu kabul edilen Abdullah b.Mesud’un “Peygamber size ne verdiyse onu alın; size neyi yasakladıysa ondan sakının “ (Haşr ,7 ) ayetini nasıl anladığını görelim: Bir gün Abdullah b.Mesud, Arap kadınları arasıda pek yaygın olan “dövme” yaptırma, yüzdeki kılları alma ve tedavi için değil de, güzel görünmek için dişleri törpületme adetlerine temasla bunları yapanlara ve yaptıranlara Allah’ın lanet ettiğini söylemişti. Onu bu sözünü duyan Beni Esed Kabilesinden Ümmü Yakup adlı bir hanım kalkıp Abdullah’ın yanına geldi ve ona:- Nedir bu söylediğin sözün aslı? Dövme yapan ve yaptıranlara, yüzünden kıl aldıranlara, güzellik için diş törpüleyenlere, lanet etmişsin, öğle mi? Dedi. Abdullah da:”Rasulullah’ın lanet ettiğine ben niye lanet etmeyecekmişim.Üstelik bu Allah’ın kitabında var, deyince Ümmü Yakub itiraz etti: - Vallahı ben bütün Kuran’ı okudum.Ama bu söylediklerini orada görmedim,dedi. Abdullah: - Kuranı gerçekten okumuşsan, onu mutlaka görmüşsündür,diyerek “Peygamber size ne verdiyse onu alın; size neyi yasakladıysa ondan sakının” ayetini okudu.Ümmü Yakub bu yaygın adetlerden birinin mutlaka İbn Mesud’un evinde de bulunacağını düşünerek: -Yasak olduğunu söylediğin bu şeylerden birini şu anda senin karının da yaptığından kesinlikle eminim, dedi.O zaman İbn Mesud: - Öğle ise git bak dedi. Kadın kendinden emin bir şekilde kalkıp Abdullah b.Mesud’un evine gitti ve karısı Zeynep’i kendi açısından incelemeye başladı.Fakat sözü edilen hususlardan hiçbirinin onda bulunmadığını görünce tekrar ibn Mesudun yanına geldi ve : - Baktım ama bir şey göremedim, dedi. O zaman Abdullah b. Mesud insanı yıldırım gibi çarpan şu sözleri söydi: - Bana bak ! Eğer Rasulullah’ın yasakladığı şeylerden biri karımda bulunsaydı, biz onunla bir arada olamazdık,dedi.( Müslim, Libas 120 ) Hz.Peygamber (a.s.)sünnetinin canlı tutulmasını önerirdi.Bir gün Medineli Sahabi Bilal b.Haris’e:”Bilal şunu öğren “dedi. Efendimizin adeti böyleydi. Önemli bir şey söyleyeceği zaman önce muhatabının dikkatini çekerdi.Bilal :-Neyi öğreneyim Ya Rasulellah! Dedi.Bu diyalog tam üç kez tekerrür etti.Sonunda Efendimiz, kendisinin vefatından sonra uygulamadan kalkan bir sünneti kim yeniden hayata geçirir, insanların onu yapmasına vesile olursa, o sünneti uygulayan her bir şahsa verilecek sevabın bir katı da ona verilir, buyurdu.(Tirmizi,ilim 16;İ.Mace, Mukaddime 15 ) Diğer bir hadisi şerifte Efendimiz (s.a.v.) :”Benim sünnetimi kim canlı tutarsa, beni seviyor demektir.Beni kim severse, cennette benimle beraber olur.”(Tirmizi:İlim, 16 ) Rasulullah’a itaatin nasıl anlaşılması gerektiğini ve onun hadislerinin hayatımızdaki yerini ve önemini bu olayların pek güzel açıkladığını görüyoruz. Şu hususu da her zaman göz önünde bulundurmak gerektiğine inanıyoruz: Ashabı Kiram hem Allah’ın ve hem de Rasulullah’ın övdüğü kutlu insanlardır. Hem Kur’an-ı Kerim hem de Rasulullah’ın sünnetini ve hadisini bize getiren onlardır.Kuranın inişini gözleriyle gören ,Rasulullah’ın sözlerini kulaklarıyla duyan ve dinin nasıl anlaşılıp yaşanması gerektiğini bizzat ondan öğrenen bu yıldızlara şükran borçluyuz.Bize düşen onları kendimize örnek almak, peşlerine takılıp izlerince yürümek ve Rasulullah’a itaati olanlardan öğrenmektir. Evet Sevgili Arkadaşlar Artık Bu konuya cevabımız burada son bulmaktadır. Saygılarımla Terapi