Zıplanacak içerik
View in the app

A better way to browse. Learn more.

Tartışma ve Paylaşımların Merkezi - Türkçe Forum - Turkish Forum / Board / Blog

A full-screen app on your home screen with push notifications, badges and more.

To install this app on iOS and iPadOS
  1. Tap the Share icon in Safari
  2. Scroll the menu and tap Add to Home Screen.
  3. Tap Add in the top-right corner.
To install this app on Android
  1. Tap the 3-dot menu (⋮) in the top-right corner of the browser.
  2. Tap Add to Home screen or Install app.
  3. Confirm by tapping Install.

Terapi

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

Terapi tarafından postalanan herşey

  1. Sevgili Toksözlü arkadaşım. Lütfen yorumlarımı yaparken ve hadiseleri yorumlarken dikkat edelim.. Yazmış olduğunuz gazetedeki yazı o kişinin kişisel görüşüdür. İslamı ve inanç sistemini bağlamaz. Müslümanları bu şekilde gösterme çabasını doğru bulmuyorum. Yolcuya bakıp yolu yargılamayınız. Herkes hatasından ve yanlışından kendisi sorumludur. İslam ile terör inanılmaz zır şeylerdir. Böyle bir şeyi telaffuz dahi etmekten utanıyorum. "Bir kişiyi öldürmek, bütün bir Kainatı öldürmek gibidir." İslam bize bunu öğretir. Yukarda peygamberimizden vermiş olduğunuz örneğin, öncesini ve sonrasını iyi araştırınız. Yaşananlara bütün olarak bakınız. Sebepleri irdeleyiniz. Unutmayınız yeni bir inanç sisteminin gelmesi beraberinde savaşları kaçınılmaz kılar bu doğaldır. Bunun sebeplerinede gireriz isterseniz hepsi detaylı araştırılması gereken meseleler.. Fakat peygamberimiz 63 yıllık hayatı boyunca acaba kaç günü savaşlarla geçmiştir ve bu savaşlarda kaç kişi ölmüştür ??? Dikkat ediniz tüm şavaşlar Medine dönemindedir. Özellikle Uhud manidardır. Siz kalkıp Mekke'den MEdine hicret etmiş insanların hayatına kast ederseniz. O insanların ne yapmasını bekliyorsunuz..Buyrunuz mu demesini...? Kısa bir örnekle bitireyim. Tarihimizin en şanlı savaşlarından birisi Çanakkale'dir. Ve orada binlerce düşman askeri öldürülmüştür ve binlerce de şehit verilmiştir. Öldürme hadisesini dikkatlere vererek yorum yapmak doğrumudur. Bizlerde binlerce kişiyi öldürdük o zaman suçluyuz denilebilir mi? Tabiki savaşları kimse istemez. İnsanların ölmesini kimse istemez ama bu bazen kaçınılmaz olur. Birileri sizin vatanınıza, varlığınıza, namusunuza, şerefinize kast ederse ne yapacaksınız..Oturup seyir mi edeceksiniz ? Evet bende ülkemizde yaşanan son hadiselerden çok üzgünüm ve bunu yapan insanları şiddetle ve nefretle kınıyorum..Kimse kimseye kast etmediği müddetçe, herkesin görüşüne saygı duyulmalı ve kimse görüşlerinden dolayı asla cezalandırılmaya çalışılmamalıdır... Saygılarımla Terapi
  2. Sevgili Gecekuşu üslubunuz ve olaylara yaklaşım tarzınızdan dolayı sizi tebrik ediyorum. Sizinle bir çok konuda görüş alışverişi yapabileceğimiz ümidini taşıyorum... Yazınızı büyük bir dikkatle okudum. Yazdıklarınızla alakalı olarak fikirlerimi geniş bir şekilde ifade edeceğim inşAllah.. Şimdilik sadece şöyle bir eklemeye yapayım. Vaktim olunca daha geniş yazacağım inşallah.. "Allah insana akıl ve bilinçli benlik vermiştir. İnsan Kainattaki tek gözlemcidir. Mesela çiçekte var olan güzelliği fark edebilecek olan varlık İnsandır. Ve tabiki akıllı olan insan gözlemler yaparak, araştırarak ve mantıklı düşünerek tercihlerini yapmalıdır. Bu sebeple kesinlikle her söyleneni, her anlatılanı peşinen kabul etmek gibi bir zorunluluk yoktur. Bu insanı taassuba götürür ki çok vahim neticeler verebilir bu süreç.. Yani önce kabul etmek sonra hadiseleri inanca göre yorumlamak gibi bir şey kesinlikle yoktur. Bunu yapan insanların varlığıda inanç sisteminin bu şekilde olduğu sonucuna bizleri ulaştırmamalıdır. Zira yolcuya bakıp yolu tanımlamak yanlıştır........ " "İslamiyet kimseyi asla dini kabule zorlamamaktadır. Zorladığını iddia edenler ayetleri ve inanç sistemini yanlış yorumlayan insanlardır. Bizzat Allah kendisi insana tercih yapmak hakkı vermiştir. Ama devamın da da birçok argumanı insana sunmuştur. Gözlemlerini yaparken....Önemli olan insanın gözlemlerini önyargısız ve maksatsız sadece GERÇEĞİ ARAMAK İÇİN yapmasıdır...." Bilim ve Evren bizzat Allah'ın Kendisini bizlere tanıtmak için varettiği memurlardır. O'nun emrinde izninde çalışır. Zaten bakınız bunu size inşAllah güzel şekilde ifade edeceğim. İnsan Evreni Bilimdeki gelişmelerle gözlemleme fırsatı bulmuştur. Yani varoluşu gözlemleme fırsatı bulmuştur. Yani varoluşa katkıda bulunmamıştır. Bu ayrımı iyi yapmak gerekir.. Buyrunuz hiç benzeri ve örneği olmayan asla taklit olmayan farkı bir evren farklı bir oluşum ve alternatif yaratınız. Farklı bir varoluş kurgulayınız. Anlatmak istediğim bu.. Bakınız bilim birçok kez kendisini tekzip etmiştir. Bu doğrudur. Ve normaldir. Bu bir suç değildir. Çünki bilim sürekli gelişir. Bu bilimin vazgeçilmez bir özelliğidir.Önceden savunduklarının zamanla ulaştığı teknolojik gelişmeler neticesinde yanlış olduğunu fark eder ve düzeltmeler yapar. Mesela deprem şartnamemiz. Yıllar içersinde sürekli değişimler görmüştür. Eski şartnameye göre yapılan yapıları, bizzat yeni şartname yetersiz bulur. Bu örneği derinlemesine açarız inşAllah.. Yani Bilim sürekli araştırmalar ve keşifler yaparak halihazırda Kainatta var olan kanunların nasıl işlediğini tespit ederek insanlığa faydada bulunur. Bilim ve Dini ayrı göstermek çok yanlış olur. İkisi iç içedir. Ayrılmaz bir bütündür.Dini gönderende Allah'tır. Bilimi Yaratan'da Allah'tır. "Allah kaldır başını ve bak" derken burada derin manaları ifade eder. Yani gayret et sana verdiğim imkanları kullan, aklını kullan zekanı kullan. Göklerde ne deliller var. Ben seni bunun için yarattım. Gözlemle ve devamlı kendini ilerlet geliştir. Geliştir ki Ben'im ilmimim sonsuzluğunu keşfet der. Bilimin bizlere göstermiş olduğu veriler bizlere öyle muhteşem bir kainatta ve düzende yaşadığımızı öğretir ki dürüst bir gözlemci şu soruyu sormadan edemez... Bu düzen ve hayat nasıl oluşmuştur...? Bunu yapan kimdir ? Ben değilim O zaman Kim? Devam ederiz inşAllah... Saygılarımla
  3. Sevgili bilimselci arkadaşım nasılsın hatrını sorayım istedim..?? Birde soru sormuş olayım. Kız çocuklarının diri diri toprağa gömülmesini engelleyen ve yukardaki ahirzaman kardeşimin yazdıklarını bize öğütleyen kimdir..? Bizlere bizzat hayatında uygulayarak anlatan kimdir..? Etrafımda kadın hakları savunucularına bakıyorum...da. Kadını en çok onlar ticaret maksatı yapıyorlar. Reklamlarda vs yerlerde kullanıyorlar.. Her türlü reklamda kadınların kullanılıyor olmasını bence inceleyiniz.. Ve lütfen ayetleri incelerken önceki söylediğim uyarıları dikkate alınız.. Görüşmek üzere bilimselci
  4. Sevgili Bilimselci arkadaşım. Bizlerin ve medeniyetimizin neler yaptığına bizzat bu topraklarda yaşayanlar şahittir. Bizler görüyoruz neler yapıldığınız. Daha Mimar Sinanın yaptığı eserleri anlamakta acziyete düşenler gene bizleriz... 3 Yılda yapmış olduğu eseri 9 yıldır restore edemeyen gene günümüz insanı.. Peki ne oldu bize ne değişti...Neden bu hallere düştük....? Bunun araştırılması lazım... İslamiyetin İnsanlığa yaptığı katkıları görmemezlik gelemezsiniz. Buna en büyük örnek bizzat 14 asır önce asrı saadettir.İnsanlığın geçirdiği değişimdir. Mesela Hz. Ömer hakkında ufak bir örnek vermiştim. İslamdan önceki ömer, islamdan sonraki ömer.. Sevgili dilböceği çok tutarlı ve güzel sorular sormuş.. Buyrunuz bekliyoruz...
  5. Yam yamın mesajını okuyunca iletmek istedim. Gene demiş ki: "O zaman Kur'an okumanın ne anlamı var sayın terapi? O kadar insanın uğraşıp da Kur'an'ı kendi dillerine çevirmelerinin ne anlamı var? Sinirleniyorum böyle yapılınca yahu. "O ayet o anlama gelmez" miş...Çok biliyorsan hangi anlama geldiğini söyle de müslüman dünyası duaya boğsun seni... Amaç kimse Kur'an okumasın, herkes sağdan soldan öğrensin de, içinde yazılanlar ortaya çıkmasın. Çıkarsa da "O ayet o anlama gelmez" diye kıvırılsın... Offfff offffff....." Uslübun neden bir anda değişti yam yam arkadaş. Sinirlenme. Rahat ol. Cevaplarını aldın. Amacın cevap almak degil mi?? yoksa Maksadın başka mı?. Cevap almak isteyen insan sinirlenmez. Cevapları aldıkça rahatlar... yukarda sorduklarına cevabı ben mesajını okumadan zaten vermişim ama genede kopyalayayım.. yorulma: Arapça bilmeden mealden alınan tefsir metinlerinde hata aramak yanlış bir metottur. Mealler sadece iyi niyetle anlama çabasında olan insanlara yani bizlere yardım eder. İnkar peşindeyseniz Arapça metinler üzerinde çalışınız. Tabi ki ciddi bir edebi dil bilgisi de lazım : Kızmayınız yam yam. Cevap veremediğiniz ve acziyete düştügünüz tüm konulara Yüce Yaratıcı'm tastamam doyurucu cevaplar veriyor. O bana yeter. Siz kafanıza takmayınız sayın yam yam Saygılarımla
  6. Buyrunuz tek bir tanesini bile nasıl çarpıttığınızı ispatı. Ama siz gene birşeyler bulursunuz...Bu sizi son muhatap alışım bilesiniz...Artık vaktimi iman eden değerli kardeşlerimle paylaşımlara ayıracağım........Benim vaktim çok önemli yam yam. Sayın yam yam diyor ki: <<<< Sizin iddianıza göre evreni ve her şeyi tanrı yaratmıştır. Tanrı önce yeri, sonra da gökleri (!)yaratmıştır. 2/29- O, yeryüzünde olanlarin hepsini sizin için yaratan, sonra göge yönelip onlari yedi gök halinde düzenleyendir. O, her şeyi hakkiyla bilendir. Oysa ki bu doğru değildir. Evren yeni hesaplara göre 14-15 milyar yaşındadır. Halbuki dünyanın yaşı 4,5 milyardır. Yani dünya, evrenden sonra oluşmuştur. Zaten iddianız daha burada çürümüş oluyor. Ancak ben yine de devam edeceğim... >>>>> Bende derim ki : Yazdığınız ayetten önce evrenin sonra dünyanın yaratıldığını nereden çıkarıyorsun ki : Buyurunuz okuyunuz arkadaşlar: Bakara Suresi :29. Yerde ne varsa hepsini sizin için O yarattı; bir de semâya yönelip onu yedi gök halinde düzenledi. O her şeyi hakkıyla bilendir. (Bu da başka bir mealden alınma. Benzer konuda bilimselci arkadaşım ile de aynı sorunu paylaşmıştık. Oraya da bakılabilir.) Açıklama: Gerek tefsir ve gerekse kelâm (tevhid) bilginleri yeryüzünün ve göklerin yaratılışından çokça söz ederler. Bunlardan hangisinin önce, hangisinin sonra yaratıldığını, ``istiva" ve "tesviye" terimlerinin ne anlama geldiğini uzun uzun anlatmaya çalışırlar. Fakat böyle yaparken "öncelik" ve "sonralık" kavramlarının insana özgü olduğunu, yüce Allah'a göre bunların bir değer taşımadığını unutuyorlar. Yine unutuyorlar ki, "istiva" ve "tesviye" kelimeleri sınırsızın imajını sınırlı insan idrakine yakınlaştırmaya yarayan iki terimden başka bir şey değildirler. Daha devam edecektim ama zaman problemi isteyenler bilgili tefsircilerimize danışabilir. İlave olarak: “Yedi” sözcüğünün kesin bir rakamı ifade edip etmediği konusu önemlidir. Çünkü yedi, yedi yüz gibi deyimler, çokluk ifade etmek üzere de kullanılmaktadır. Rakam olarak alınacak olursa, semâ’dan dünya semâsının kastedilmesi halinde atmosfer tabakaları, uzayın kastedilmesi halinde de gezegenlerden başlayan ve Güneş Sistemine, Samanyoluna, galaksi kümelerine ve daha ötelerine uzanan çeşitli tabakalar anlaşılabilir. Her ne olursa olsun, âyet, bizim hayal sınırlarımızı bile aşan bir yaratılış alanından söz etmekte, bunu Allah’ın her şeyi kuşatan ilmine bağlamakta, Onun sınırsız ilmi ve kudretiyle yarattığı nimetlerin odak noktasında da insanı göstererek, bizim üzerimizdeki İlâhî lütufların büyüklüğünü hatırlatmaktadır. Arapça bilmeden mealden alınan tefsir metinlerinde hata aramak yanlış bir metottur. Mealler sadece iyi niyetle anlama çabasında olan insanlara yani bizlere yardım eder. İnkar peşindeyseniz Arapça metinler üzerinde çalışınız. Tabi ki ciddi bir edebi dil bilgisi de lazım : Diğer yazdığın şeylere yorum dahi yapmak istemiyorum artık. Her şey apaçık ortada. Olayların nasıl çarpıtıldığı da ortada, insanların nasıl yanlış yönlendirilmeye çalışıldığı da ortada.. Sorularımın nasıl cevapsız bırakıldığı da…. Artık asla cevap yazmayacağım..Ben niyeti ve maksadı çok iyi anladım. Apaçık delillerle mucizelerle de gelsek siz gene kendi mantığınıza göre bir şeyler bulursunuz. Sen tercihini yapmışsın sayın yam yam bende sana tebliğimi yaptım. Tercihini gözden geçirmekte senin elinde geçirmemek te... İnanan kardeşlerimizle paylaşımlarımızın devam etmesi ümidiyle.. Saygılarımla Terapi
  7. Söylemlerimi sakın gene uslübü değişti şeklinde yorumlamayınız. Söylediklerim bizzat tespittir. Kişisel değildir. Yanlış anlaşılma olmasın.....Eğer ayetler yanlış yorumlanıyorsa bu o kişinin ayetleri doğru yorumlayamadığının bir ispatıdır.
  8. Sayın yam yam yapamıyorsunuz. Beceremiyorsunuz. Çırpınıyorsunuz ama olmuyor. Malesef. Bakınız size bir usül ögreteyim öncelikle. Kur'anı Kerimi okurken herhangi bir ayeti herhangi bir mealden alıntı yaparak anlamaya ve anladıklarınızı da başkalarına kabul ettirmeye çalışmak acemice bir davranıştır. Ama siz malesef bunu büyük bir ustalıkla yapıyorsunuz. Allah'ın indirmiş olduğu ayetler öylesine durup dururken indirilmemiştir. Hepsi bir olay neticesinde ve yaşanan bir hadise sonrasında indirilmiştir. Mesela Örnek: Efendimize 14 asır önce bir insan gelip soruyor. Herşeyi Allah yarattı. Peki onu kim yarattı. O nasıl oluştu diye.. Kendi kendinemi tesadüfler le mi evrimler geçirerek mi ? Şeklinde Bu soruya cevabı bizzat Allah Şu şekilde vermiştir. 1. De ki: O Allah birdir. 2. Herşey her halinde o Allah’a muhtaçtır; O hiçbir şeye muhtaç değildir. 3. O doğmamış, doğurulmamış, 4. Hiçbir şey Ona denk olmamıştır. Hepinizin bildiği ihlas suresinin bir özetidir bu. Şimdi ayetlere böyle bakmak durumundasınız. Öyle cımbızla birşeyleri çekip kafanıza göre meallere yorumlar katıp olayları çarpıtamazsınız. Size soruyorum yam yam meal denen çeviriler ne kadar gerçeği yansıtabilir size..? Eğer arapça biliyorsanız ama kusursuz. O zaman bizzat metinlerden okuyunuz. Sonra birçok kitabı araştırınız tefsirleri sonra gelip çıkarımlarınızı paylaşınız... Öyle ordan burdan 5-10 dakkada kopyala yapıştırlarla olmuyor yam yam Buyrun sizi davet ediyorum. Bu kadar zekiyseniz elinizdede ilim varsa çıkınız akademi dünyasına tezler ortaya koyunuz. Tüm cihana tezlerinizi duyurunuz. Bu işin yolu açıktır. Buyrun sayın yam yam hodri meydan.. Siz daha ayetleri dopru okuyup yorumlayamıyorsunuz ki..Bu konuda ehil değilsiniz. Artık bu yöntemden umudumu kestim. Cevap alamıyorum.. Hala bana bizzat kendi kaynaklarınızdan varoluşu tutarlı bir şekilde açıklayamadınız. Hala yukarda bahsettiğim metodlarla bana ayet yazıyorsunuz. Bir önceki bir çok yazımda yazdığım yazılara ve sorduğum sorulara cevap istiyorum... Cevap.. Tekrar bir tanesini hatırlatayım. Hatırlatmaktan bile yoruldum:bizim dışımızda bir dünya vardır. Bizim inançlarımızdan, tahminlerimizden, arzularımızdan bağımsız, istesek de istemesek de varlığını bize zorla hissettiren ve ne düşünebileceğimiz, ne söyleyebileceğimiz, ne yapabileceğimiz konusunda bizi yönlendiren bir dünya olduğuna dair yaşam deneyimize dayalı "esaslı bir duyguya" sahibiz. Yani ortada KOCAMAN BİR ESER var.. Bana bunu açıklayınız. O eserin nasıl çalıştığını değil. Nasıl oluştuğunu. Daha çok sorum var... Yeter artık ...Saadete gelin sayın yam yam
  9. Sayın yam yam. "İddia edilen paragrafı Bilim ve Teknik Dergisi'nden aldığınızı iddia eden sizdiniz sayın terapi.. Daha sonra da bunu dergiden almadığınızı, bir başka internet sitesinden alıntıladığınızı söylediniz. Böyle bir durumda ilk söylediğiniz "yalan" ın tarifi içine girmiyor mu?" Yalan aslında olmayan birşeyin işimize öyle geldiği için uydurulmasıdır temelde. Ben alıntı yapmış olduğum siteyi söyledim. Orasıda kaynak olarak Bilim ve Tekniği verdiğine göre bende tabiki Bilim ve Teknik dergisi dedim. Ne var bunda ortada yalan mı var.? Ki Orada başka birçok bilgi var diğer sayılarından alınmış...Yanlış mı? Ama önceden de ifade ettiğim gibi eğer senin değerli katılımınla o metin Bilim ve Teknik te yoksa. Bu kesin ve net ispatlanırsa Bu benim yalancı olduğumu göstermez. Bu o siteleri bağlar. Bende bu vesileyle çok daha dikkatli olurum. Bu da senin bana bir katılımın olmuş olur. Beraberce de bütün bu sitelere uyarıda bulunuruz oldumu. Durum böyleyse eğer yalancı olan siteler olmuş olur. Biz ise beraber gayretlerimizle yalanı ortaya çıkaranlar oluruz. Yalancı değil ...!!!! Bir ilave. O metinin yanlışsa eğer yapılacak çıkarım sadece bazı sitelerin yanlışlığının ortaya çıkarılmasıdır. Benim savunduğum Evrendeki muhteşem düzenin varlığını o alıntıya indirgemek gibi bir hatayada düşmeyelim lütfen... Yukarıda bahsettiğim konularda Ayrımı iyi yapmak lazım dimi sayın arkadaşım... Saygılarıma...
  10. Evet zaman zaman ben de internet sitelerinden alıntılar yapıyorum. Ve hemen hepsinde de alıntı yaptığım sitenin linkini veriyorum sayın terapi. demişsin sayın yam yam farkındaysan bende link verdim... "Hiç bir zaman da elimde olmayan bir kaynağı elimdeymiş gibi gösterme çabasında da bulunmadım. Bu, en hafif ifadeyle sahtekarlık olurdu. diyorsun.. "Bende böyle birşey yapmadım sayın yam yam. Siteye gir bak eğer o sitede yanlış yayımlamışsa beraber uyaralım olurmu arkadaşım..Ordada diyor değil mi bilim ve teknik diye ....Gerçekten söylüyorum bir katkıda bulunmuş ve uyarmış oluruz eğer iddianız doğruysa kabul... "Bir deprem uzmanından beklenmeyecek sorular soruyorsunuz sayın terapi... Bu sorularınız, hakkınızda düşündüğüm bir akademisyen olmadığınız düşüncemi pekiştiriyor. " diyorsunuz sizin görüşünüz sizi bağlar... Gelelim sorularınıza "Dünya çizmesi gereken bu yörüngeyi nereden biliyor" demişsiniz. İşte yanıtı : Birbirleriyle kütle çekim ilişkisi olan iki kütle, ortak kütle çekim merkezinin etrafında dolanırlar. Yörüngelerin elips biçiminde olmasının temelinde de bu yatar... Şeklinde verdiğiniz yanıta karşı derim ki :. Bu ilişkiyi koyan Kim? [/b] Nasıl oluyorda bu iki kütle bu şekilde bir çekim merkezi oluşturabiliyor ? Bana bizzat benimde savunduğum düzene ait açıklamalar yapmayınız. Bunlar halihazırda varedilmiş gerçeklerin bilimsel karşılığı. ben varoluşunu soruyorum sayın yam yam . Varolmuş halihazırda işleyen bir sistemin tanımını değil .Bana bunun nasıl olduğunu ispat edip açıklayınız....... "Güneş, çekirdeğinde meydana gelen termonükleer tepkimeler sayesinde parlar. Güneş, büyük oranda hidrojenden oluşur. Çekirdekteki hidrojen atomları, basınç ve sıcaklığın etkisiyle tepkimeye girer. Dört hidrojen atomu çekirdeği birleştiğinde, bir helyum atomu çekirdeği ve bir miktar enerji ortaya çıkar. Ortaya çıkan bu enerji, Güneş’in yaydığı ısı enerjisidir. Güneş, bu şekilde yaklaşık 4,5 milyar yıl daha parlayacak." Demişsiniz.... İşte yukarda gene benim bahsettiğim düzenin bilimsel açıklaması. Ben bu açıklamaları ve tıkır tıkır işleyen sistemlerin anlatılmasını sormuyorum. Sayın yam yam. Ben Güneşin çekirdeğinde yer alan bu tepkimeler nasıl oluşmuş...? Güneşe bu hidrojen nereden gelmiş, Bu mükemmel enerji oluşturan DEV FABRİKA nasıl oluşmuştur. ? ben ısının nasıl oluştuğunu sormadım ki .Isı halihazırda işleyen sistemin bir ürünüdür.. Bunları geçiniz..... O fabrika nasıl kurulmuş ve tıkır tıkır nasıl işliyor onu anlatın bana görelim..? "Sanırım gerekli cevapları aldınız. Eğer bir akademisyen olsaydınız, bunları zaten biliyor olmanız gerekirdi. Özellikle de fizik alanında uzman olduğunuzu iddia ediyorsanız. Bahsettiğiniz düzen (!) için bir yaratıcıya gerek olmadığını anlayabilmişsinizdir umarım... " Diyorsunuz.... Evet doğrudur. Ben dunları biliyorum. Bunları herkes biliyor. Deprem mühendisliği bizzat bu mükemmel düzenin bir parçasıdır. Mesela Zemin bizi hiç şaşırtmaz sayın yam yam. Zemin sınıfları bellidir. Ve her sınıf kendisine has özelliğini herderde gösterir şaşırmaz. Ki bu özellik zaten sınıflandırmanın temelini oluşturur...Buda benim katkım olsun...:) Şimdi devamlı tekrar ediyorum sayın yam yam. Siz bana gözlemler neticesine keşfedilen, aslında keşfedilmeden çok öncelerde dahi tıkır tıkır işleyen sistemlerin nasıl işlediğini günümüz Bilimin tespitleri doğrultusunda aktarmışsınız. Ben bunu sormuyorum ki.... Bana bunların varoluşunu açıklayınız... Bir zahmet.....Halihazırda varedilmiş ve sistematik bir düzende işleyen ve kendisine takdir edilen vazifeyi yapan sistemlerin işleyişini bana anlatmayınız.... ( VAROLUŞU İZAH EDİNİZ::: Ama bence uğraşmayın. Açıklayamazsınız. Yapacağınız bütün açıklamalar temelde gidip GÖZLEMLERE dayanacak. İşte şu oluyo da ondan bu olayu vs vs..... Varoluşu ancak Vareden açıklayabilir. Bizler gibi varedilmişler, ancak halihazırda hazır bulduğumuz sistemleri gözlemleriz. Başka hiçbirşey yapamayız.....Bu insanı aşan bir şeydir. Lütfen ALLAH VAR başlığı altında "Evrende Herşey Anlamlıdır" yazıma bakınız. Bu konunun temel dinamikleri orada NET birşekilde açıklanmıştır...Devam da edecek inşAllah Beni tatmin edemediniz sayın yam yam arkadaşım...Ama şu konuda teşekkür etmek isterim. Yüce Yaratıcı'nın koymuş olduğu muhteşem düzeni daha iyi tanımam noktasında büyük katkılarda bulundunuz yazdıklarınızla... Bu maksatla bol bol yazabilirsiniz. Bizlerde istifade ederiz.. Fakat Esas sorduklarıma malesef hiç cevap veremediniz.. Cevap bekliyorum....... Saygılarımla Terapi
  11. Konumuz Evren deki düzen di değil mi hatırlamış olalım. Sayın yam yam aşağıdaki şekilde bir katkıda bulunuyor saolsun. "Bildiğiniz gibi Dünyamız, Güneş çevresinde elips bir yörünge çizer ve ona bir en yakın, bir de en uzak olduğu konumlar vardır. Dünyamız 6 Temmuz saat 13 de Güneş'ten en uzak konumda bulunacak. Bu durumda Dünya-Güneş uzaklığı 152.104.977 km.dir" Yukardaki cümleler dahi müthiş bir düzenin ifadesi değilmidir. Dünya çizmesi gereken bu yörüngeyi nereden biliyor? Güneş bunca km ötelerden bizim ve bütün canlıların hayatını devam ettirebilmesinin onun ısısına bağlı olduğunu nasıl anlıyor da bizi ısıtıyor.? Yakıtını nereden alıyor..?? Güneş ay ve bütün yıldızlar desteksiz uzay boşluğunda müthiş bir hızla nasıl ilerliyor ve durabiliyor...? Sorularıma mantıklı ve tutarlı cevaplar bekliyorum. Buyrunuz Efendim....
  12. " Bu arada Bilim ve Teknik Dergisine'de mail göndererek, bazı internet sitelerinde derginin Temmuz 83 sayısı kaynak gösterilerek ilgili paragrafın bulunduğunu, bunun bahsi geçen dergide mevcut olmadığını ifade ettim ve bir başka sayıda olup olmadığını sordum. Sanıyorum konuyu netleştirecek cevap gelecektir. Ben hala o sayıda öyle bir ifadenin olmadığı konusunda ısrarcıyım. " diyorsunuz. Sayın yam yam bu konu kainattaki düzen ve intizamdan bahsederken açılmıştı. Bu 1. İkinci olarak size daha başka bir sürü ifadeler yazdım düzenle alakalı onları görmemezlikten gelemezseniz bu 2. Ben Bilim ve Teknik dergisinden aldığımı ifade ederken vermiş olduğum adrese bakarsanız orada sadece bahsettiğim konudan değil daha başka konulardandan Bilim ve Teknik dergisi referans verilerek alıntılar yapılmıştır. Bu 3. Alıntı yapmış olduğum yer bizzat Bilim ve Teknik olmasa bile farklı bir sitedir. Bu site HY ya ait bir site değildir olayları çarpıtmayalım bu 4 Eğer bu metin Bilim ve Teknik te yoksa sizden özür dilerim hiç problem değil ama bu kainatta düzen olmadığı manasına gelmez. Böyle yüzbinlerce kanıt verebiliriz. Konuyu sadece derğide var mı yok mu noktasına indirgemeyi doğru bulmuyorum. Sizde bir çok siteden alıntı yapıyorsunuz direk kaynaktan değil bir çok siteden değil mi? Son sözüm bizzat ortada kesin bir şey yokken bana yalancı demeniz hiç hoş değil bu arada. Verdiğim siteye girin bakın yazdıklarım aynen var.....O zaman o site yalancıdır. Gerekli girişimleri beraber yaparız merak etme.. Unutma şuan kesin olan 2 şey var. Ben alıntı yapılan siteyi kesin olarak veriyorum. Sen ise kendin ben hala ısrarcıyım diyorsun. Kesin emin değilsin.. Kesin emin olsan Bilim ve Teknik dergisine mail hadi atmazdın... Sayın yam yam artık bu dar konulardan çıkalım konuşacak çok şey var.....
  13. Terapi şurada cevap verdi: yam_yam başlık Dini Konular - Din - Dinler
    Evet değerli kardeşim söyleyecek sözü olan herkesi dinlerim ben. Yeter ki içersinde hassasiyetlerimizi aşağılama ve hakaret tarzı cümleler yapılmasın. Mesela sizin inancınıza göre .... şeklinde yazılar ve rivayetler var bu konudaki düşüncelerinizi açıklarmısınız şeklindeki bir sorunun başım üstünde yeri var.. Fakat acayip usluplarla yapılan alıntılar canımı sıkıyor bu benim inanç meselem saygı bekliyorum. Gerekli uyarıları çok defalar yaptım.... Anlayana... Evet inşAllah paylaşıma devam sevgili erdoğan kardeşim
  14. Sevgili bilimselci bu konu hakkındaki görüşlerimi söyleyerek konuyu kapattım ve yam yam arkadaşımın iddiaları hakkında gerekli açıklamayıda yaptım. Ama isterseniz Bende yam yam arkadaşımızdan bu şekilde bir sürü alıntı yapabilirim. Mesela bir arkadaşa "sen bakckgroundunu yükseltte öyle gel" demişti...İsterseniz tek tek bulayım.... Eğer gerçekten dergide o ibareler yoksa lütfen ispat edin bizlerde bu bilgileri yayınlayan yerlere tekzipler gönderelim. Dikkatini çekerim alıntı yaptığım yer Giresun emniyet müdürlüğü eğer bir yanlışlık varsa düzeltme yapmış oluruz ne dersiniz...... Eğer dergide bu yazı varsa da lütfen bu konudaki yorumlarınızı da gönderiniz... Lütfen artık birazda diğer noktalara yoğunlaşalım derim ben. Mesela benim bugündür vermeye çalıştığım mesajlara. ALLAH VAR. başlığı altında yazdıklarıma kulak verelim ne dersiniz... Bir konuda hala beklemedeyim. Yazdığım yazılara bakarsanız sormuş olduğum bir çok soru var hala cevap alamadım. Saygılarımla Terapi
  15. Sevgili arkadaşlar ve Erdoğan kardeşim. Uyarıların için teşekkür ederim. Haklı olduğun noktalar var. Bende bugün bazı noktalarda hislerime kapılmış olabilirim. Fakat yam yam arkadaşımız bana "vay benim akademisyenim" vs. tarzda ve bazı konularda kesin konuşarak meydan okur tarzdada konuşmamalıdır. Bizlerde insanız değil mi.. Evet şimdi gelelim konumuzu Artık kişiselleştirmeyi bırakıyorum bu konuyu ve lütfen herkesi objektif olmaya davet ediyorum... Buyrunuz.. Dünyanın yörüngesi hakkında Bilim ve Teknik dergisinde benim sizlere aktarmış olduğum yazı vardır. Kimse asla böyle bir yazı yoktur diyemez. Dergiyi tamamen scan etsin göndersin yok diyen. Bir çok internet sitesinde de yazmış olguğum konu kaynak ismi verilerek alıntı yapılmıştır. Evet Bilim ve Teknik dergisinin Temmuz 1983 yılında yayınlanan sayısı 188 nolu sayısıdır. Ve Bu sayıda size yazmış olduğum ibareler bulunmaktadır. Bir çok sitede bu ibareyi kaynak vererek yayınlamıştır. Mesela size bir örnek : http://www.giresun.pol.tr/bveilko.htm bu adreste bilimsel ve ilginç konular başlığı altında çoğunluğu Bilim ve Teknik dergisinden alınmış bilimsel yazılar yazmaktadır. Benim yazmış olduğum alıntıyı buradan ve buna benzer bir çok siteden alabilirsiniz. Sitede yazı: ( DÜNYANIN YÖRÜNGESİ Dünya güneş çevresinde dönerken öyle bir yörünge çizer ki her 18 milde doğru bir çizgiden ancak 2.8 mm. ayrılır. Dünyanın çizdiği bu yörünge kıl payı şaşmaz, çünkü örneğin yörüngeden 3 mm. Iik bir sapma bile büyük felaketler doğururdu: Sapma 2.8 mm yerine 2.5 mm. olsaydı yörünge çok geniş olurdu ve hepimiz donardık, sapma 3.1 mm. olsaydı hepimiz kavrularak ölürdük. Not: Yazı, Bilim ve Teknik dergisi sayı 188'den alınmıştır. ) yayımlanmaktadır. Başka adreslerde verebilirim. Kaynak isteniyor ya.. Eğer hala inanmıyorsanız lütfen Bilim ve Teknik dergisine maille ulaşınız ve beni tekzip ediniz.. Bizde o zaman bütün bu sitelere düzeltme gönderelim olur mu ne dersiniz..? Hiçbirşeyi kafamdan yazmamaya gayret ediyorum.... Saygılarımla Terapi
  16. Terapi şurada cevap verdi: yam_yam başlık Dini Konular - Din - Dinler
    Sevgili erdoğan kardeşim... "" Yam yamı kötü göstermeye çalışıyorsunuz ama siz kendiniz yalan yazılara yazıyorsunuz... Örnek mi? Bu başlığı okuyun lütfen arkadaşlar..."" demişsiniz... Ortada yalan olan ne var söylermisiniz sevgili erdoğan kardeşim anlayamadım.... Buyrun ispat ediniz... "Sadece aldığım yeri bilmiyorum dersiniz olur biter".... demişsiniz derim ki Yazdığım konu bilimsel bir gerçektir. Bu gerçeğe bakmak lazım değil mi...... nereden alındığı önemlimidir sizce... ki olmadığını buyursun ispat etsin arkadaşımız. Kimseyi susturmak gibi bir derdim yok fakat tavsiyeleriniz içinde gene gönülden teşekkür ederim.. Dışardan böyle algılanmış olmak üzücü ...
  17. <<<İnsanların vereceği yanıtları olmayınca hep karşıdakinin kişiliği veya karekteri ile uğraşırlarmış... Bugün yazdığın bir çok şeyde hep bunu gördüm arkadaşım başka şey yazmıyorsun karşıdakine sen şöylesin sen böylesin... Bize anlatmak istediğin başka bir şey varmı? Bilgi? Paylaşım? >>>> ... Sevgili erdoğan kardeşim yazmış olduğum ileti sayısı 30 yaklaştı lütfen önyargısız yazdıklarımı özellikle yazılar kısmını okurmusunuz. Orada bir sürü paylaşım ve bilgi vardır. Ben kesinlikle yanlış bilgiler vermiyorum. YUkarda sordum sorduklarımın hangisi yanlış bilgi lütfen söylermisiniz. Kimseye hakaret etmedim. Söylediklerim hakaret değildir. Tespittir. Bazen farkında olmadan yanlış kelime kullanmış olabilirim ki bunun içinde zaten özür diledim... Neden yam yamın yazdıklarına ve yaptıklarına hiçbir şekilde karşılık vermiyor sessiz kalıyorsunuz. Benim söylediklerim zorunuza gidiyor anlayamadım. Yazdıklarımın hepsinin arkasındayım. Buyrun çürütün....Üslubumun konusuna da açıklık getirdim...Buyrun kim yanıt vermektense insanların üzerine oynamaya devam ediyor siz cevap verin... Bir çok soru sordum yazdıklarımla ilgili bir tanesine cevap verdiniz mi?? Lütfen önyargılı olmayalım sevgili erdogancığım...
  18. Terapi şurada cevap verdi: hasan17 başlık Dini Konular - Din - Dinler
    "Evrende Herşey Anlamlıdır" Evrende her şey anlamlıdır ve bu anlamlılık bir hakikati ifade eder. İnsan ise, evrenin anlamını anlama ve dolayısıyla evrensel hakikati bulma duygusuna sahiptir. Zaman ve mekân içerisinde yaratılan insan, evrenin ayrılamaz bir parçasıdır. Varlık âlemini kuşatabilmesi için yaratılmışlık gerçeğinden kendini soyutlaması gerekir. Böyle bir imkânsızlığı özünde taşıyan insanın bizzat kendisinden evrensel hakikati bulması beklenemez. Ancak, insanın tüm ihtiyaçlarını karşılayan yaratıcı, evrenin anlamını anlamaya muhtaç yarattığı insanın bu ihtiyacını da karşılar. Tarih boyunca insanlar hakikatı arama çabası içinde olageldiler. Her şeyin kasıtla yaratıldığını görüp, evrenin bir yaratıcısının olması gerektiğini düşünenler, peygamberlerle gönderilen mesaja muhatap oldular. Evrenin konuştuğu dili bu mesajın rehberliğinde yorumladılar ve nasıl bir hakikata işaret ettiğini anladılar. Diğerleri ise, bu mesaja sırtlarını çevirip, evrenin konuştuğu dili bizzat kendilerinin anlayabileceklerini iddia ettiler. Hakikati kendilerinin bulabileceklerini sandılar. Fakat, vakıa hiç de böyle olmadı. Vahyi dinlemeyen filozoflar, sistematik bir metodolojide ittifak edemediler ve tarih içinde hep birbirlerini yanlışlayarak geldiler. Bu durum, 20. yy düşünürlerinin, insanın hakikati bizzat kendisinin bulmasının mümkün olup olmadığını açıkça ve cesurca gündeme getirmelerine neden oldu. Dışımızdaki olayları nasıl anlıyoruz ve anladığımızı nasıl biliyoruz? Anladığımızın doğru olup olmadığını nasıl test edebiliriz? İnsanın önyargısız bir anlama faaliyetinde bulunması mümkün müdür? gibi sorulara cevap arandı. Hermenötik (Anlambilim) üzerine çalışmalarıyla tanınan Gadamer, bütün anlamaların aslında birer yorum olduğunu açıkça ifade etti. Anlama ile yorum arasında temelde bir farkın olmadığını kabul eden filozoflar, artık, yorumlardan etkilenmemiş, önyargılardan kendini sıyırmış 'objektif', tarafsız bir anlamadan söz etmenin imkânsızlığını ilân ettiler. Post-modern düşünürlerin çoğu, kâinatın kendisi konuşmaz, biz onu konuştururuz, herkes kendine göre bir anlam verir; dolayısıyla evrensel bir doğru veya yanlıştan bahsedilemez, tezinde birleştiler.Böylece hakikatın varlığını inkâra kadar gittiler. Eğer hakikat yoksa, zorunlu olarak insanlığın "önlenemez yıkıma" terkedileceği de bilinen bir gerçekti Bununla birlikte, problem, yalnızca insanın neyi bilip bilemeyeceği konusunda entellektüel bir tartışmadan ibaret değildi. Problem, insanlık için en temel soruların cevapsız kalışıydı: Biz neyiz? Hangi kurallar bizi bağlayıcı olmalıdır? Geleceğe ait ümitlerimizi hangi esaslara dayandırmalıyız? Bu sorulara evrensel cevapların bulanamamasından kaynaklanan rahatsızlık, moral, sosyal ve politik hayatımızı da etkilemekteydi. Şurası bir gerçektir ki, bizim dışımızda bir dünya vardır. Bizim inançlarımızdan, tahminlerimizden, arzularımızdan bağımsız, istesek de istemesek de varlığını bize zorla hissettiren ve ne düşünebileceğimiz, ne söyleyebileceğimiz, ne yapabileceğimiz konusunda bizi yönlendiren bir dünya olduğuna dair yaşam deneyimize dayalı "esaslı bir duyguya" sahibiz. Ve bu duyguyu görmemezlikten gelemeyiz. Demek ki, gerçek vardır. Ancak, insan bu gerçeği kendisi tespit edemez. Kendisinin ve beraberinde bulunan şu evrenin hakikatını anlamak için çırpınan insana, 'objektif ol', 'önyargısız ol', 'bilimlere güven', 'aklın sana yeter' türünden yapılan tavsiyelerin tümünün sahte olduğu artık açıkça ortaya çıkmış oldu. İnsan, evrenin bir parçası olarak yaratılmıştır. Zaman ve mekân boyutuyla evrenin dışına çıkıp onun tümünü kavrayabilecek bir özelliğe sahip değildir. Evrenin anlamını, hangi dili konuştuğunu, tahminen değil, gerçek anlamda ancak evrenin yaratıcısı bilebilir ve insana da ancak O bildirebilir. Devam edecek... Saygılarımla .. Terapi
  19. Yazdıklarımın hiçbiri yalan değil yam yam inatlaşmayı bırak. İnatlaşmayla biryerlere varılamaz. Katılmak zorundada değilsin. Benlik meselesi yapma lütfen. narsistleşmeyede gerek yok. Hiçbirşeyi kurtarma çabasında değilim. Dergiyi bu kadar kısa sürede ne çabuk okudun tek tek taradın yapma yahu hiç inandırıcı değilsin.....Derğide yokmuş !!! ( ki yazdıklarım bilimin malıdır derğinin değil hala anlatamadım...) Aynı günümüz siyasetinin muhalefet liderleri gibisin. Bakınız yam yam yörünge uzaklıkla bağlantılıdır. Fakat uzaklık değildir. Uzaklığı etkileyen bir parametredir. Yörünge Dünyanın izlediği yoldur. Bu yolun her noktasında uzaklık değişkenlik gösterir. Astronomik çaplarda matematiği birazcık bilseniz ki ben akademisyen bir deprem muhendisi olarak size söyleyeyim isterseniz , böyle aklınızın alamayacağı çaplarda izlenen bir yörüngedeki sapmalar büyürse bunun uzaklık olarak karşılığıda çok büyük olur. Belki binlerce km. Sen tuttun bu yazdığımı aaa bakın bizim akademisyene dünya ile güneşin arasındaki uzaklık değişmezmis eğer değişirse donarmışız şeklinde algılayıp , Alman bilim adamından örnekler verdin. Bu büyük bir hatadır..... İşte sana cevap. Algılama seviyene inemiyorsam üzgünüm yam yam HY siteleriyle verdiğim coğrafi bilgilerin ne alakası var. Bunlar bilimsel veriler. Sen şimdi oradan bulur bana kopyalarsın ama unutma orada yayınlanmış olması önemli değil. Bilim malı olan herşey heryerde yayınlanabilir. Bilim ve Teknik Dergisi'nin Temmuz 1983 sayısında böyle bir ifade kesinlikle yoktur. diyorsun. bende hala ne çabuk inceledin diyorum. Koskaca bir degiyi 15-20 dakkada taradı. Ki söylediklerim bilimim malıdır referans Bilim ve Teknik değildir...... Halin neye benzer bilirmisin yam yam arkadaşım. Büyük hadiselerin içersinde ufacık şeylere takılıp kalmaya. Artık ufkunu genişlet... Yada kendini ve kaliteni tanımlaki senle öyle konuşalım.. Kısa bir örnek..: Dünya’nın Güneş etrafındaki hareketi sırasında izlediği yola yörünge denir. Dünya’nın yörüngesinden geçen düzleme yörünge düzlemi veya ekliptik düzlem adı verilir. Bu bilgi yanlış mı..? Dünyamız Güneş çevresinde dolanırken yumurta biçiminde bir yol izler. Bu yola dünyanın yörüngesi denir. Yerkürenin içinden geçip, kutupları birleştirdiği varsayılan eksen dünyanın yörüngesine dik değildir. 23,5 derece eğik durumdadır. Bu nedenle Dünya üzerindeki herhangi bir yere Güneşin ışınları yıl boyu aynı eğimle gelmez. Yılın kimi zamanları ışınlar dik olarak gelir. Bu yörelerde gündüzler uzun, havalar sıcak olur. Kimi zaman ışınlar eğik gelir. Bu durumda da gündüzler kısa, havalar soğuk olur. Bu sıcaklık ayrımları mevsimleri oluşturur. Bir yılda dört mevsim vardır. Bu bilgi yanlış mı...?? Dünya yörüngesi 939 milyon km uzunluğundadır. Dünya bu yörüngede ortalama 107.118 km/h’ten (saniyede 30 km) daha hızlı dönmektedir. Bu bilgi yanlış..mı? Dünya’nın güneşe olan ortalama uzaklığı 149.5 milyon km’dir. Dünya’nın yörüngesi elips şeklindedir. Bu nedenle Dünya’nın Güneşe olan uzaklığı yıl içerisinde değişir. Bu bilgi yanlış mı...? Evrenin görebildiğimiz kısmında 100 milyardan fazla galaksi mevcuttur ve küçük galaksilerde yaklaşık bir milyar, büyük galaksilerde ise bir trilyondan fazla yıldız bulunur. Bu yıldızların pek çoğunun gezegenleri, bu gezegenlerin de uyduları vardır. Tüm bu gök cisimleri çok detaylarla hesaplarla saptanmış yörüngelere sahiptir. Ve milyonlarca yıldır her biri kendi yörüngesinde diğerleriyle kusursuz bir uyum ve düzen içinde akıp gitmektedir. Bunların dışında pek çok kuyruklu yıldız da kendisi için tespit edilmiş olan yörüngede yüzüp gider. Yanlış mı...? Güneş çevresinde dönerken öyle bir yörünge çizer ki, her 18 milde doğru bir çizgiden ancak 2,8 milimetre ayrılır. Dünya'nın çizdiği bu yörünge kıl payı şaşmaz; Yanlış mı...? Ben büyük ve önemli bilgiler vererek kendimi anlatmaya çalışıyorum.. Sen hala nelere takılıp kalıyorsun yapma..... Eğer yazdıklarımdan bir tanesinin yanlış olduğunu yetkin kurumlardan onay yazısı alarak ispat et ve yayınla sana bu konuda hak vereceğim yamyam buyur meydan.... Buyur dediğimi yapmadığın müddetçe artık bu konuyla ilgili sana ilave açıklama yapmayacağım... Saygılarımla...
  20. Bugün tüm dünyada hızla yayılan din İslamdır. Buna bütün dünya şahittir. Araştırıp öğrenebilirsiniz. Avrupada ve Amerikada bırakın İslamı seçen, bu konularda artık akademik tezler üreten binlerce bilim adamı vardır. Göremiyorsanız bizler ne yapalım ki kendinizi çepeçevre inkarla kuşatmışsanız bizler ne yapalım. Bakıyorum da tezinizi savunmuyorsunuz. Açılımlarınız yok. Tek yaptığınız hemen savunmaya geçip, hemen yazılanlarda kendi mantığına göre birşeyler bulup ELEŞTİRMEK.. Yapmayın yahu değişin artık
  21. Terapi şurada cevap verdi: yam_yam başlık Dini Konular - Din - Dinler
    Sevgili toksözlü arkadaşım sormuş olduğunuz sorunun muhatabı bu konularda ehliyet sahibi insanlardır. Siteler arasında gezip kopyala yapıştır yaparak anlam bütünlüğü dahi olmayan bilgilerin buraya aktarılması değildir. yam yam arkadaşımız bu işin ehli değildir. Çünkü kendisi hem inkar ettiğini söylüyor. Hemde inkar ettiği şeylerden beslenerek karşımıza çıkıyor ne büyük bir çelişki yahu Dini konularda ehil olan insanlar o işin alimleridir. Ve bu konularda yetkin bilgilere sahip olan tutarlı insanlardır. Başkaları değil..
  22. Bir ilave daha sevgili yam yam demiş ki; " Temmuz 1983 sayılı Bilim ve Teknik Dergisi'ne ulaşamayacağımı mı sandınız sayın terapi? buraya aktardığınız bilgileri malum sitelerden aldığınızı itiraf edin. Lafı eveleyip gevelemeyin..." yam yam arkadaş ben hiç bir şey sanmadım. İsteyen herkes herşeye ulaşabilir. Sadece oturup düşünerek detaylıca yazdım. Ama siz yazdıklarıma hızlıca bir göz attınız yazdıklarımı okurken ACABA HAKLIMI? diye düşünmediniz ki hemen birşeylerin ucundan yakalayıp cevap vereyim dediniz. çünkü tarzınız bu yam yam arkadaşım. Ben mesajımı yazdıkdan yaklaşık 20 dakka geçtikten sonra sen hemen internetten hızlı taramalarını yapmış bana cevap yetiştirmişsin. Yani senin olaylara bakış açın psikolojin bu. Ben gerçekten sana temel bilgiler içeren (Kainatla Güneşle, evrenle alakalı..) şeyler yazdım. Dünyanın yörüngesini yanlış algıladığını anlatmaya çalıştım. Güneşle dünyanın arasındaki mesafenin yörüngenin izlediği hatta göre degişebileceğini izah etmeye çalıştım. Sen bütün bunları hızlıca geçtin yada okumadın bile hemen NE YAPARIMDA İTİRAZ EDECEK BİRŞEYLER BULABİLİRİM DİYE, harekete geçtin....İşte senin tarzın bu... Belki şöyle yapsaydın ha Terapi gerçekten şu konularda haklısın eyvallah. Fakat diğer meselede aslında başka bir kaynakta da şöyle deniyor belki diğer konuları hallettik ama o konuya yönelmemiz isabetli olur tarzında bir yaklaşım gösterseydin seninle sonuna kadar devama vardım...... Ama hiç ümidim yok....Ricam en azından Mukaddesatımıza karşı saygı gösterin lütfen....Sizin için hiç önem arz etmese bile bizim için çok önemli bu konu Teşekkürler yam yam ve katılımcılar
  23. Yam yam arkadaşım eger arayıp bulma konusunda problem varsa ? Bilim ve Teknik dergisine maille ulaşıp , Dünyanın yörüngesi ve sapma aralıkları hakkında bilgi alabilirsin. Ve bu sapmaların hassasiyet derecesini, sapmaların artması konusunda ise dünyada yaşanabilecekleri öğrenebilirsin. Aslolan bilgidir değil mi? ::)) Yörünge ile güneşe olan mesafenin farkı şeyler olduğunu vs...
  24. Sevgili yam yam Bakınız. Derginin o sayısında 48 adet farklı konu vardır. Bugün herkes istediği her şeye ulaşabilir. Ki sen bir şeyleri aratıp kopyalama konusunda ustasın. Bu konuda sana hayranım. Şunu unutma ve konuyu saptırma lütfen, konu Bilim Teknik dergisi değil. Konu benim orada yazdıklarım. İyi oku onları lütfen, gerçekten ya sende anlayış problemi var yada önyargı duvarların çok yükselmiş. Benim orada anlatmak istediğim apaçık ve netti. Dünyanın yörüngesi ve dengelerden bahsettim. Ama Sen onlara hiç bakmadan hemen atladın ve güneşin dünyaya olan uzaklığından bahsettin halbuki ben yörüngeden bahsetmiştim. İkisi çok farklı şeyler hala anlatamadım. Bir defa orada fena çuvalladın artık kabul et.: İkinci olarak yazdıklarım ilköğretim kitaplarında dahi coğrafya derslerinde var.!!!! Tabi eğer o dersleri hatırlayamıyorsan beni nasıl anlayacaksın ki !!!! Yazdıklarım sadece Bilim ve Teknikle alakalı değil yani tüm bilim dünyasının kabul ettiği ve onayladığı gerçekler. Senin bana örnek olarak verdiğin Alman bilim adamı dahi benim dediklerimi ispatlıyor ve destekliyor. Ama sen onu bile anlamakta acziyete düşüyorsun. Ben ne yapabilirim ki.. Bu haline de gene de saygım var bunu da belirteyim. Olabilir… Bahsetmiş olduğun derginin sayısında daha bir çok başlık var yam yam. Orada tam 48 adet başlık var iyi bak ve iyi oku dergiyi. Ayrıca dergiler de sadece konular değil ara bölümler ve orada bilim dünyasıyla alakalı bilgiler de vardır. Kısa kısa. Sana ödev veriyorum. Aradığın şeyi vakit ayır dergide bulacaksın. Ki derginin tamamımı incelemiş ve bir çok şey öğrenmiş olursun…. Artık sana cevap vermeyeceğim. Eğer Bilimselci gibi bir insan olsaydın sonuna kadar seninle devam edebildik fakat sen ayrıntılara takılıp kalmakta ustasın. Kendini dar kalıplara sıkıştırmada ustasın. Bu senin kendi tercihin ve ben buna saygı gösteriyorum. Senin için yapabilecek bir şeyim yok yam yam. Sadece tavsiyem insanların Mukaddesatına saygı göstermeyi öğren. Fikirlerini özgürce savun hala saygım var fakat İnsanları alaya alma. Küçük görme. Değer verdiklerin hakkında yaptığın yorumlarda üslubuna önem göster. HERKESİN EN AZ SENİN KADAR AKILLI VE ZEKİ OLABİLECEĞİNİ AKLINDAN ÇIKARMA BENCE… Fikirlerimizi beğeniriz beğenmeyiz ama hepimiz insanız ve saygıyı hak ediyoruz.. Eğer bende bazen üslup sınırlarını farkına varmadan aşmıssam katılımcılardan özür dilerim. Saygılarımla Terapi Son bir söz: Ben bir akademisyenim bu doğru yam yam . Bizler Müslümanız asla yalan konuşmayız. Ve yazdıklarımın hiçbir taneside akademi dünyası tarafından yalanlanamaz. Yazdıklarım akademik doğruluğunu ispatlamış olduğu için ( Değil doktora seviyesinde ) ilköğretim kitaplarında dahi yerini yıllar önce almış bilgiler.... ( Dünya yörüngesi, güneşin dünyaya olan uzaklığı vs........istersen açıp bakabilirsin)
  25. Sevgili yam yam izlemiş olduğun metod hep aynı. Artık sıktın. Bende bir panik havası yok. üslubumda değişmede yok. Sen öncelikle yörüngeyle uzaklık arasında vermiş olduğum tanımlamayı bir ögren. Doğru okumayı anlamayı ve yorumlamayı öğren sonra konuşalım oldumu sevgili yam yam cım...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.

Configure browser push notifications

Chrome (Android)
  1. Tap the lock icon next to the address bar.
  2. Tap Permissions → Notifications.
  3. Adjust your preference.
Chrome (Desktop)
  1. Click the padlock icon in the address bar.
  2. Select Site settings.
  3. Find Notifications and adjust your preference.