-
İçerik Sayısı
481 -
Katılım
-
Son Ziyaret
İçerik Tipi
Profil
Forumlar
Bloglar
Fotoğraf Galeresi
- Fotoğraflar
- Fotoğraf Yorumları
- Fotoğraf İncelemeleri
- Fotoğraf Albümleri
- Albüm Yorumları
- Albüm İncelemeleri
Etkinlik Takvimi
Güncel Videolar
gugukcuk tarafından postalanan herşey
-
sünnet olmanın islamdaki yeri ve önemi
gugukcuk şurada cevap verdi: gugukcuk başlık Dini Konular - Din - Dinler
sevgili cryona ,bu başlığı attım zira konunun özü bu.Yahudi dünyasında sünnet olmanın din ile ilişkisini yazdım ki neyin ne olduğu bilinsin. Bu bir anlaşmanın bedeli. Peki İslamda sünnet olmanın gerekçesi ne? -
İşte milyonların haykırışı İşte güzel insanların söylemeye çalıştığı İşte söylenen lafın içeriğine bakılmadan sırf yazmak için yazanlara cevap İşte bu kadar ötesi yok BENDE SEVMİYORUM............BENDE GİTMİYORUMMMM
-
sünnet olmanın islamdaki yeri ve önemi
gugukcuk şurada cevap verdi: gugukcuk başlık Dini Konular - Din - Dinler
Yukarıdaki sevillon adlı türkçe yayınlanan bir musevi sitesinden alınmıştır.Özellikle altını çiziyorum -
sünnet olmanın islamdaki yeri ve önemi
gugukcuk şurada bir başlık gönderdi: Dini Konular - Din - Dinler
SÜNNET NEDİR? Basit bir mitzva, nasıl tüm Yahudiler üzerinde bu kadar sonsuz ve evrensel bir etki yaratabildi. Brit Mila ya da diğer bir adıyla sünnet, Yahudi çocukları doğduktan sekiz gün sonra yapılır. Bu prosedür, moel; yani Yahudi kurallarına uygun olarak yetiştirilmiş ve sünneti de içeren kapsamlı bir eğitim görmüş kişi tarafından gerçekleştirilir. Brit Mila’da, moel; bebeğe bir Yahudi adı verildikten sonra bebeğin sünnet derisini alır ve üreme organından kan akıtır. NEDEN BRİT MİLA? Brit Mila’ nın sözlük anlamı “sünnet sözleşmesi” dir. Yahudi dinin babası olan Avraam, tarihte ilk Brit Mila olan kişidir ve kendi kendini sünnet etmiştir. Avraam, kendi soyundan gelenlere büyük bir sadakatla Tanrı’ ya hizmet etmelerini öğreteceğine dair yemin etti. Buna karşılık Tanrı, Avraam’ ın soyunun hayatta kalacağını garanti edeceğine dair söz verdi. Bu İbrani ailesi, Yahudi olarak bilinen ve hala soyu devam eden İsrael milletini oluşturdu. Tanrı, Avraam’a dünyada insanlar var oldukça Yahudilerin de olacağının teminatını verdi. Tanrı, Avraam’a dünyada insanlar var oldukça Yahudilerin de olacağının teminatını verdi. Tanrı ile Avraam arasındaki bu sözleşme ya da diğer bir deyişle anlaşma, sünnet kanunu olarak kabul edildi. Bugün, Yahudiler sünnet olayını yerine getirirken, bu sözleşmeyi sürekli kılıp, çocuklarını verilmiş olan bu ebedi sözün bir parçası yapmış oluyorlar. DERİN ANLAM Brit Mila’nın, erkek çocuk doğduktan sekiz gün sonra yapıllması Yahudi toplumunun sonsuz sürekliliğini ifade eder. Tora’ da bahsedilen bütün sayıların büyük bir önemi vardır; örneğin altı sayısı; dört yönü (kuzey, güney, doğu ve batı) yukarı ve aşağı olan fiziksel dünyayı; yaratılışın altı gününü ve haftalık altı çalışma gününü temsil eder. Yedi, bedenselliğe manevi bir öğe katar, sekiz ise tamamıyla bedenselliğin sınırını aşar. Yedi, bu fiziksel dünyaya manevi bir öğe katar. Yedinci gün olan Şabat, yaşamımıza manevilik katmakla beraber fiziksel dünya aleminin içinde yerini daima korur. Diğer taraftan sekiz, tamamıyla bedenselliğin sınırını aşar. Örneğin, Hanuka’ nın sekiz gün mucizesi doğa üstü olmakla beraber doğal kuralların ve standartların ötesindedir. Sekiz, gerçekliğin daha yüksek boyutunu temsil eder. Tanrı, Avraam’ ın çocuklarının tabiat kanunlarına meydan okuyan millet olarak sonsuza kadar hayatta kalacaklarını garanti etti. Tarih, bunun en güzel ispatlarıyla dolu, yeryüzündeki en güçlü milletler bile er geç yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalmışlar; Mısırlılar, Yunanlılar ve Romalılar bu durumun en belirgin örnekleridir. Fakat Yahudiler sayısal olarak çok fazla olmamalarına rağmen hala buradalar, hayattalar ve iyiler. Sekizinci gün yapılan Brit Mila bize Yahudilerin hayatta kalmalarının doğal bir fenomen olmadığını , ancak doğaüstü olduğunu gösterir.Yahudilerin hayatta olmaları tabiat kanunlarına meydan okuyor. Bu da sünnet işaretinin neden üreme organına yapıldığını açıklıyor -- bu Yahudi toplumunun kökünün asla yok olmayacağı düşüncesini simgeliyor. Buna ek olarak Brit Mila, spesifik olarak güçlü fiziksel arzularımızla özdeşleşen bölgeye yapılıyor, bu bize vücudumuzun yükselen isteklerine yetki vermemizi sağlıyor. Eğer 8.gün Şabat’a ve bayram gününe rastlıyorsa Brit Mila iptal edilmez, aynı gün yapılır.Fakat çocuk sezaryenle dünyaya gelmişse bu ertesi hafta içinde bir güne ertelenir. ADET OLAN SÜNNETİN AMACI Brit Mila’ nın tercümesi sünnet sözleşmesinden ziyade sünnet olarak geçer, Fazlalık olan sünnet derisinin alınması mitzvanın en önemli unsurunu içerir. Tanrı ile Yahudi toplumu arasında yapılması amaçlanan sözleşme ile sünnet arasında bir bağlantı kurulmalıdır. Gerçekten, Tanrı ile Yahudi toplumu arasında yapılması amaçlanan soy sözleşmesi ile sünnet arasında bir bağlantı kurulmalıdır. Bu nedenle, bu emri yerine getirme amacı olmadan tıbbi sünnet olan kişi, bu mitzvayı tam anlamıyla yerine getirmek için onu takip eden prosedürleri uygulamalıdır. Onu takip eden prosedür diğerlerine nazaran daha ağrısızdır, sadece üreme organından kan akıtmayı içerir ve bu işlem Brit Mila adı altında gerçekleştirilir. KİŞİSEL TAAHÜT Yahudiliğin devamlılığının sırrı, insanın Tanrı’ya olan kişisel taahüdünü kuvvetlendiren Brit Mila’da gizlidir. Başarıya ulaşır ulaşmaz bu toplumsal taahüt kendiliğinden ortaya çıkar. Avraam, kendi sünnet sözleşmesinde, soyundan gelenlere kusursuz bir sadakatla Tanrı’ ya nasıl hizmet edeceklerini öğreteceğine dair yemin etti. Bu Brit Mila’ nın özüdür – bu bireyin Tanrı’ya olan kişisel taahüdünü temsil eder. Bireyin Yahudilikle toplumsal kişiliği arasında gerçekten pozitif birşey vardır ama Brit Mila mitzvası bize kişisel taahüt olmadıkça dayanmanın çok zor olduğunu öğretir. Umarız hepimiz çocuklarımızı Avraam’ ın sözleşmesinin geçerli olduğu dünyaya getirmeye layık olup, onların Yahudi kişiliklerinin büyüyüp geliştiğini görebiliriz. -
Birşeylerin olacağı belliydi zaten................
-
Zira şartlanmışlardır onlara göre Türkiye Cumhuriyeti emperyalizmin çıkarına olmayan hiç bir hareket yapamaz. ben bunu aşağılık kompleksine bağlıyorum. Cryona bu cümlesi bugünkü haber ile örtüşmüyor. 5 iran bir suriye uçagı D.bakır havaalanına indirilerek hizbullah'a silah sevkiyatı yapılıyor diye aranmış.İspiyon İsrael'den gelmiş. Kıbrıs konusunda unutulmuşları yazmak,atlanmış ayrıntıları burada ifade etmek ve haklı bir şekilde tebrik edilmek CRYONA'nın hakkıdır. Lakin zamanımızda bu bilgilerin şekillendireceği bir şey var mıdır? Yazında, konu hep bir takım itiraflar üzerine kurulu olduğuna göre asıl itiraf saklanmış olamaz mı? Soguk savaş dönemindeki iki super güç'ün hakimiyet oyunlarının gelgit taraftarlarından biri olduğumuzu sovyetlerin bizi desteklediğini yazıyorsun. Bir nato ülkesi nasıl oluyorda sovyetler birliğine arkasını dayayarak ABD'NİN desteklediği albaylar cuntasına ve etnik temizleme harekatına karşı çıkıyor hem rumları hemde yunanlıları tabii ki kıbrıslı soydaşlarımızı kurtarıyor? Sanırım bizim bilmediğimiz kapalı kapılar arkasında enteresan şeylerin olduğu kesin. Nedense bana pek inandırıcı gelmiyor.Sanırım bozan'a da gelmiyor. Keşke o yazılanlar kadar güçlü,kararlı haklı olabilsek.Kendi iç ve dış politikalarımızı üretebilsek. Komplo teorilerine atıfta bulunmuşsun ama sende biliyorsun ki o kapıların arkasındakileri ancak o teorilerle yakalayabilirsin dostum azınlık hakları-demokrasi hakları vs gibi uluslararası vicdana seslenen duyarlı konular kirli savaşların malzemeleri oldu.Amaçlar bu örtülerle saklandı.
-
Marmara üniversitesi'nin 17 agustos 2006 hürriyet gazetesindeki deniz araştırmalarının vahim ve hazin sonucu Yrd. Doç. Dr. Topaloğlu, “Bununla birlikte Kızıldeniz’den giren terörist yosun dediğimiz ‘Caulerpa Racemosa’ da buralara kadar gelmiş ve hızla yayılmaya başlamış. Yaptığımız dip araştırmalarında aşırı kirlenmeler nedeniyle oksijen miktarının zeminde yaşamlarını sürdüren canlılar açısından neredeyse yok denilecek kadar azaldığı ortaya çıkması deniz kirliliğine yönelik tehdidin boyutlarını ortaya koydu” diye ekledi. Yazık,cok yazık bu ülkenin,bu güzelliğinin günden güne yokolmasına seyirci olanların,hala evrim - fetullah gülen-pkk-adnan hoca gibi konularda yüzlerce yazı yazmasını resmen kınıyorum. GELECEK KUŞAKLAR BIRAKILAN ÇÖPLÜK İÇİN GEÇMİŞİ ELEŞTİRİRKEN GERİDE OLANLAR İÇİN GURUR DUYACAKLARINI HİÇ SANMIYORUM. BU KADAR DUYARSIZ BİR FORUMDA YAZI YAZMAK BİLE İÇİMDEN GELMİYOR.
-
İnan ki bu kadar güzel anlatır.Harika ifadeler müthiş bir yorum. Siz rezaki cinsi ufak taneli üzümleri afiyetle yemeğe devam edin.Özellikle sarı renkte olanları hem lezzet olarak daha tatlıdır hemde aroması güçlüdür. Bizim tek umudumuz yeni neslin bu bilgelikten faydalanarak geleceği daha güzel kurabilmelerini beklemekten öte gitmeyecektir sanırım.Ama olsun ne farkeder ki Biz bilmiyorduk ve ögrendikten sonra yıllarımız tükendi.Şimdi onlar biliyorlar yada bilecekler.Şeçimi onlar yapsın artık. Sevgiler ve saygılar
-
Nasıl hesaplandığı bir türlü netliğe kavuşamayan,Limitlerin sinsice aşıldığı,%20 ödemelerin eylül ayında başlayacağı yeni dönemin,birçok insanı derinden etkileyeceği aşikardır.Özellikle son zamanlarda tüketici derneklerinin ikazları ciddiye bile alınmamaktadır.%14ile %16 arasında seyreden yıllık faizlerin katlarca üzerine çıkılarak resmen hukuki soygun oluşturulmaktadır. Rekabetin kredi kartlarının faiz oranlarında ciddi bir düşüşe geçeceğini söyleyen hükümet ,vatandaşı bu rekabetten dolayı düşük faizli kartların kullanılması yolunu secmeleri konusunda uyardı. %80 -%90 faizle kredi kartı kullanan vatandaş,bu borcun içinden çıkılamayacak boyutlara ulaştığında ahlak ve edebten uzaklaşmak zorunda kalacakda kalacaktır. Binlerce insan,hukudışı davranışlara yönelecektir. Borcunu ödemek için yasal olmayan yollara başvurular artacak,kişilerin ellerindeki yaşamsal varlıkları üçe beşe bakılmaksızın telef edilecektir. Bankalar, her önüne gelene değişik cazibelerle verdikleri kartlardan oluşan portföylerini yabancı banka evliliklerinde birer referans olarak kullanıyorlar. 35 milyarlık bir araç kredisinin 2 yıllık toplam faizi 4 ila 5 milyar iken 35 milyarlık bir kredi kartının aynı dönemdeki faizi , 40 -50 milyardır. Kredi kartı sahipleri orta vadeli tüketiçi kredisi kullanmak istediklerinde sebepsiz bir şekilde reddedilmekte daha ötesi kredi kartınızın limitini yükseltelim önerisi ile karşı karşıya kalmaktadırlar. Bütün sagduyulu insanların bu konuya tepkisi,gerilmekte olan insan ilişkilerini hem tek bir platformda toplayacak ,hemde idari mercileri konuya yönlendirecektir. SEVGİ VE SAYGILARIMLA,
-
İman Etmeyenlerin Kendini Kandırma Yöntemleri ;
gugukcuk şurada cevap verdi: imtihaninsirri başlık Dini Konular - Din - Dinler
Bak yazıyı bile okuyamıyorsunuz.Benim canlılardan hiçbir farkım yok.Bunu zaten yazdım.İnsan tıpkı diğer canlıların var oldukları gibi varolmuştur.bilinmeyeni yada henüz çözümlenmeyeni bir takım varlıklara bağlamanın mahiyeti nedir? Elbette yiyip içip yaşayıp öleceğiz.Ne azı ne de çoğu.Sonu olan şeyi sen tercih etmedin.Bu olmayabilirdi de. Bu dünyanın imtihan sahası olmasının mahiyeti ne? fakirlik yada zenginlik bu kavramlar yaşamın içindeki ayrıntılardır. Neden insanlar var oldu? Kediler neden oldu ise sebebi budur. Kader nedir? Kader insanın yaşadıklarıdır.Binlerce mana yüklemeye gerek yok Öbür dünyada yargılanacağız? Neden ?O halde bu dünyada yargılanmamalıyız.Dinin en kesif olduğu yerlerde neden insan yargılanıyor o zaman?Nasılsa öbür dünyada yarğılanacak.Bir suça iki ceza nasıl olu? Yani dostum burada ben pek bilimsel yaklaşmak istemedim.İstemiyorum da.Bir insanı insan kılan özellikler var. Ben inançlı bir insan değilim ama senin inançlarına fevkalade saygı gösteririm. Hayatımda hiçbir şey çalmadım.Çalmam da.Zira haketmediğimi almak istemiyorum. Yalan söylemem Çünkü ikiyüzlülükten nefret ederim İnsanlara yardım ederim zira insan topluluk halinde yaşar. Sanatı severim o yaşamımıza ahenk katar bizim duygularımızı ateşler. İnsanın insana kıymasına tahammül edemem. Şimdi al sen beni götür ve yargıla bakalım. Erdemli olmak onurlu yaşamak herşeyden üstündür dinden bile Ama her insan bu bilgi ve tecrübeye sahip olmayacağından bir takım kurallarin üretimesi zorunlu kılınmıştır. İnsanları korku ile dize getirme ve gütme güdüsü Cok şey yazılır ama bu konunun aslında kapanması gerekiyor -
O egeyi seviyor egeliler de onu Ötesi olmayan bir güzellik.Daha ne olsun dostum.sevgiler ve teşekkürler
-
İman Etmeyenlerin Kendini Kandırma Yöntemleri ;
gugukcuk şurada cevap verdi: imtihaninsirri başlık Dini Konular - Din - Dinler
Bu yazının yeri burası değil ki? Dini konular bölümünde olmalı idi. İman etmeyenlere yönelik garip bir suçlama içindesin. Bir taşı suya atarsan oluşacak dalgaları engelleyemezsin. Atılmaması gereken taşlarla uğraşmak sana keyif verebilir ama oluşacak dalgaların birçok insana zarar vereceğini de unutma. İnsanlar hangi bahanelerle kendilerini kandırırlar Cevabi ise çok basittir KORKU Din insanların yaşam üzerine olan korkuları ile gelişir ve değişir. Ben kendimi asla kandırmam. Biyolojik bir canlı olduğumu,yaşamın bir parçası olduğumu,neticede öleceğimi ve yokolacağımı bilirim.Beni diğer canlılardan ayıran tek bir şeyin olmadığını da bilirim.Ölüm üzerine bir korkum yoktur. Bunun içinde hiçbir dini görüş beni etkilemez. Bu dünyadan başka bir dünyada da yaşamak istemem.Sonsuz bir kadar yaşam yoktur.Öyle hurma agaçlarının ters olduğu bir yerde kevser şarabının yudumlanarak yeni yetme hurilerle keyif filan da yoktur. Sürrealist bir yaklaşımdır. Bir balık ile bir orduyu ancak palavralarla besleyebilirsiniz. Bir asa ile kızldenizi ancak bir ilizyonist ikiye ayırabilir. İnsanüstü güçler ile donatılmanın cazibesi hala geçerlidir. Din,korkularımızı kabullenmenin bir şeklidir. Eski yunan mitolojisini inceler isen orada geçen birçok cümlenin ondan sonra gelen yada üretilen dinlerde kullanıldığı görürsün. Bence mitolojik tanrılar tek tanrılı dinlere göre çok daha etkileyicidir. Onların içinde bile korku ve şiddet vardır. Böyle konular laf olsun diye hani birşey yazmak yada topic açmak için kullanılamaz sevgili dostum. Biraz ciddiyet lütfen. -
Meselenin uluslararası politik yanını harika bir şekilde açıklamışsın.Gerçekten de mukemmel.Özellikle eoka-b örgütünün ingilizler tarafından örgütlenmesi de ayrı bir olay.Herzaman söylüyorum ingilizlere dikkat! tebriklerrr sevgili cyrano aslında sevgili bozan'dan beklerken sizden geldi derinlik.Bu vesile ile sizi de tanımış oldum
-
Bu ülkenin %98 i müslümandır demek matematikten istatistikten herbirşeyden yoksunluk manası taşır. Bu nasıl ölçülebiliyor ki? Bu iddiaya göre bu ülkede yaşayan tüm kominist ve sosyalistler müslümandır Tüm dinsizler müslümandır. Tüm yabancı azınlıklar da müslümandır. Süryaniler müslümandır. Bütün bebeklerde müslümandır Hadi yahu bu kadar ciddiyetsizlik mümkün değil. Sanki cinsiyet tayin ediyor.O bile bozuluyor Yurt dışındaki fetullah GÜlen okullarında bu tip bir matematik öğretiliyor ise aman oralarda kurun buralarda kurmayın aman..Güzide ülkemiz bari bu tip bir matematiğe kurban gitmesin. "Ne çagdaşlar gördük kendisine dogruyu anlatana yobaz gerici örümcek kafalı diyen" Müthiş bir saptama yılın fıkrası gibi yada asrın komedisi Hangi çağdaş dogruya hayır diyebilir ki?Onu çağdaş yapanda budur zaten Sen çağdaş birine yanlışları anlatmış olmayasın? Şu doğrularını yaz bakalımda bizde örümcek kafalı diyecekmiyiz diye ciddi bir şüpheye girdim. Amma korkuyorsunuz yahudilerden peki neden? Bunun cevabını ben biliyorum ama sen anlat bakalım Birşeyleri bilmeden yorum yapmak belki kişilerin anlık psikolojilerine bir tatmin yaratabilir ama uzun vadede topluma yanlış mesajlar verebilir dostum. "BEGENMEYEN VARSA KENELİĞİ BIRASIN BATIYA GİTSİN" Baksen ciddi misin? Böyle bir şey nasıl söylenebilir?Böyle bir etik olabilir mi? Elbette olmaz.Böyle birşey yazan kişinin ciddi sorunları olması gerekir. Bu ülke bir mozaiktir.Bu mozaikin içinden birşeyler ayıklanamaz.Bu yapılmaya kalkışıldığı takdirde bu ülke olmaz.Ayrıştırıcı değil birleştirici olmak gerekir.Sazımızla sözümüzle geleneklerimizin yöreselliği ile süryanisi olsun rumu olsun çerkezi olsun ne olursa olsun bu cografyada yaşıyor isek hem hudutlarımızı hemde kültürümüzü hemde kimliğimizi korumalıyız.Gerçek müslüman budur gerçek solcu budur gerçek sagcı budur. Biz bunları yapamadığımızdan o şikayet edilen kişiler oluşmuştur ve bu duruma gelinmiştir.
-
Aslında güzel bir köprü kullanılmış.Evet rumeli holding ile İhlas holdingin her ikisininde tek bir ortak noktası bulunmaktadır.Birisi yazılı hukuku diğeri de yazısız hukuku(anonim hukuk) kullanmışlardır. ihlas holding Türkiye gazetesinin kapı kapı dagıtılmasının yarattığı potansiyeli yahudi kurnazlığı ile kullanmış her eve bir elektrkli ısıtıcı ile girerek,ihlas holdingin temelini kurmuştur.O dönemlerdeki faiz haramdır hikayesini bir güzel kullanarak borsaya girmiş,kar zarar ortaklığı yutturmacasına 5000 tl bile etmeyen holding hisseleri önce 50000 tl den sonra 30000 tl den satarak vurgununu yapmış tüm müslüman insanların bu hisseleri almalarında ki hayrı bol miktarda kendi gazetesinden anlatmıştır. İhlas holdıng'in battığı dönemde 3 trilyon kar beyan etmiştir.Onca insanın itikatlerini bir güzel kullanmış,finans kurumu vasıtası ile gelinlik kızların askerdeki erkeklerin düğün paralarını emklinin ev parasını dualarla hortumlamış sonra da ben ödeyeceğim edası ile batmıştır. bazı arkadaşlar bazı şeyleri bilemeyebilir bu anlayış ile karşılanır bu tip insanlara karşı çıkmak için sagcı yada solcu olmak gerekmez.İnsan olmak erdemli davranmak yeter.Düşmanımın düşmanı benim dostumdur şiarları ile yorum yapmak sadece zıtlaşmayı getirir.Lütfen bırakın bu tip zıtlaşmayı da gerçeklerle uğraşın.Bu toplumsal gelişime bir katkı yaratır.Diğerinin ne yarattığını merak edenler yakın tarihe bir bakıversinler. sevgilerimle,
-
sevgili dipnot,harika bir özeleştiri olmuş.TEBRİKLERR Ben şahsen cesaret edemem Her dönemde bizler bir yerlere bakarken bakılmayan yanlarımızda olanların hep acısını çektik.Bu bizlerin duyarlılığı ile çözümlenebilecek şeyler değildi ve olmayacakta ne bugün ne de yarın. Öyle bir döneme girdik ki ne kadar renkli ifadelerde bulunsanız dahi kişiler bunları sadece siyah-beyaz algılıyorlar.Birçok duygularını kaybetmiş bir ulusa dönüştük. Ne değerlerimiz yıllarca dogru düşünmenin,dogru yapmanın yada doğru haykırmanın cezasını çekti.Dogrular hem ödülsüz kaldı hemde cezalandırıldı. "Ağlamazdık yıllar önce Çaresizliğin karşısında direndiğimizde Oysa şimdi Minik kaygılarda bile titreyerek Korku deresini Ummana çevirdik içimizde" İçimizdeki şavaş soğutuldu,doğrularımız bulanıklaştırıldı,geleceklerimiz,umutlarımız masa başlarında sözde bizi temsil edenler tarafından bedelini bilemediğimiz bedellere satıldı. Adına ister sağ densin ister sol densin ister ortayol densin ne farkederki bize bırakılan sadece korkular oldu. Artık kazanclarımızın insanı değil kazananların bedava elemanı olduk. Bizlerin ürettiği artı değerlerin tüketicileri artık yok. Herzaman savunduğum tek şey vardır.Şeytan ayrıntıda gizlidir deyimindeki ayrıntılar artık zamanımızı belirliyor.Dolayısı ile şeytan sahnededir artık. Sevgili dipnot okuyunca bu güzel yazıyı bunları yazmayı istedim.
-
DEVİR DEVİR CUMHURİYET GAZETESİ VE ONA BİÇİLEN ROL
gugukcuk şurada cevap verdi: ANTİ ŞAHVELİ başlık Güncel Konular
Bu nasıl bir gazetedir ki hem 70 milyon insanın yaşadığı bir ülkede 70 bin insana ulaşıyor diye korkuluyor ve ister ciddi ister gayri ciddi iddialar ile itham ediliyor? Yalan yada doğru haberin ne olduğunu ve buna karar verecek olan okuyucu kitlesi öyle sıradan olma özelliğine de sahip değil.Magazinleşmeden ayakta durabilen,mali sıkıntılarında bütünleştiği okuyucu kitlesinden güç alan bir gazete. Elinde cumhuriyet gazetesi olan bir kişi için yapılacak tek şey ona saygı duymaktır. Gerisi boş. İddialar gibi bir durum söz konusu olsa hiç merak etmeyin muhteremler bunu herkesten önce görebilecek bir anda arkasını dönebilecek yüksek kaliteli bir okuyucu kitlesine sahiptir. Böyle bir riski bu ülkede sadece CUMHURİYET gazetesi alamaz. sevgilerimle (Ben ne yazık ki bir cumhuriyet okuru değilim) -
Bazı şeyleri düşünemiyor muyuz yoksa başımıza geldikten sonra mı düşüneceğiz?Son yıllarda denizlerimizde çok değişik canlı varlıkların yaşamaya başladıklarına inanıyorum. Son kısa bir tailde deniz canlılarının çeşnilerinin arttığına tanık oldum.Kirlenmenin had safhada olduğu ve bu konuda duyarsızlığın da had safhada olduğu bir ülkedeyiz. Deniz aşırı ülkelerden gelen gemilerin ellerini kollarını sallarak ve hiçbir dezenfekteden geçmeden yolgeçen hanına çevirdikleri bir ülkede yaşıyoruz.Gemilerlin diplerine yapışan canlılar sanırım ülkemizin kıyı sahillerinde kendilerinin yaşayabilecekleri yerler bulmakta hiç zorlanmıyorlar.Garip prizma görüntülü ve değişken ışıklı saydam deniz canlılarının marmaranın güney sahillerinde yoğunlaştığını görünce böyle bir başlık yazmak istedim. 60 cm çapında ve değişken renklerde 110 cm'i bulan deniz analarını yıllarca görmemiştim en azından insanların denize girdikleri yerlerde ama artık varlar. Kimbilir bilmediğimiz ne tür yabancı canlılar gelmeye başladı.En azından bogazdan gececek gemilerin alt kısımlarının dezenfekte edilebileceği bir karantina havuzlarınin bogazlar dışında kurulması bu kirliliğe ciddi bir dur diyeceği kanısındayım.Marmarayı korumalıyız. Bu konuya gerekli duyarlılığı göstermeliyiz sevgili dostlar yoksa denize girmek yakın bir gelecekte hayal olacaktır. sevgilerimle
-
Sevgili bozan, gerçekten kişisel olarak sana karşı olan düşüncelerimi tescil ettiğinden dolayı minnettarım.Yazıda geçen herşeye tüm yüreğimle katılıyorum. ancak bugun minik tatil dönüşümde okuyabildim. Gercekten insan denilen bu garip vaka neden doğru ve güzelin peşinde koşmazda entrikaların peşinde koşarak bireysel hastalıklarını gizlerler anlamış değilim. Korku konusuna ulaşmışsın elbette çok doğru ve o ölçüde karışık bir saptama.Ne yazık ki korku hala hükmedebilme yetisi veriyor o sıraladığın statukodakilere. Aslında paylaşmanın keyfini ulusal olarak hiçbir zaman alamadık.Ondandır ki hep bireysel çıkarların arkasından gittik.Aslında bir başarabilsek birçok taş değişecek ve herşey yerli yerine oturacak. Bu cografyayı sözde sevmek değil özde sevmek cok önemli.Bunca tepkilerinizin aslında dibinde yatan bu öz sevgi.Ne yazık ki kişileri düşünsel eylemleri ile değil biçimsel konumları ile yargılıyorlar.Bu forumda Özü güzel düşüncesi güzel insanlar var ve sizde bunun farkındasınız. Ama bunca yıldır dogrular galip gelecek bekleyişimizin nedense hep ters gittiğini gördük.Bunun sebebini ben teknolojik gelişim ve onun yansımalarına bağlıyorum.Sizin tarihsel bilgi birikiminizin birçok konuda bizlere ışık tutacağı kanısındayım. Burada sevgili dipnot'un o harika Nesimi Çimen'in şiirine de buradan çok teşekkür ederim.Aslolan gerçekten insan olmanın zerafetini yaşamaktır.Bu bilgeliğe uzanan o müthiş yolda erdemli dostlar ile yol alacağımızı bilmek beni yüreklendiriyor. Sevgilerimle sayın bozan espritüel bakış açılarınızla yorumladığınız aktüalite'nin devamında başarılar dliyorum
-
Ben bu yazı yazanlara İNANAMIYORUM.Hiçbirşey okumamış insanlar, dünyayı titreten emperyal çıkarcı ülkelerin korkulu rüyası olan bir ideolojiyi bu kadar nasıl aşşagılar? Mülkiyet kavramını sevdalara kadar indirgemek ne demek? Sizi sevmeyen bir kadını nerede zaptedebilirsiniz ki kalkıp bu ideolojıde bunlarda serbest diyebilme cüretini gösterebiliyorsunuz. Yıllardır alevi kişiler için mum söndü zırvalığını yutturan leblebi kafalar,hiç araştırdı mı ki bu olayın bulgarıstan dolaylarındaki isevi tarikat olan bogonillere ait olduğunu? Temelinde olan düşünce biçiminin "aslında dünyadaki herşey seytanın hükümranlığındadır.Yalancı dünyadaki herşey seytana yarar.Tüm dogru gibi görünen herşeye itiraz seytana başkaldırıdır"olduğudur. Komünizm diye birşey zaten mümkün değildir.Bu yüksek bir ütopyadır.Öyle bir-iki yüzyılda filanda pek oluşmaz.Zannımca 2000 yılda bile oluşmaz.Zira insanı matematikselleştiremezsiniz.Genetik olarak üretebilirseniz belki diyeceğim ama bu zaten mümkün değildir.Onun adı olsa olsa mutant olur. İki kelime ile bir yaşam anlatılamaz.Lütfen düzeyli fikir teatileri bizleri çok daha birbirimize yakınlaştıracaktır. Bu tip jargonlarla sadece kutuplaşırız ki bunun ne bu güzel cografyaya faydası olur nede bizlere
-
SAVAŞ'a Karşı olmak diye birşey yoktur.İnsan olmanın ötesinde canlı bir yaşam var ise savaş her zaman olacaktır.Sadece cansızların böyle bir lüksü vardır. Canlı doğmanın gereğidir.Kanunlar,vicdan her nekadar bunu engellese de neticede genetik bir özelliktir ne yazık ki. Cocuk-yaşlı-kadın-yeni evli dinlemez.Nefes almak kadar kolaydır savaşta.Toplumsal bir histeridir.(vietnam filmlerinde de bu işlenir zaten) Sadece zamansal olarak ertelenebilir.
-
Herşey ayan beyan ortada. Hala neyi tartışıyoruz ki? Rahşan ECEVİT'in toprak kapatmaları konusundaki uyarıları hiç ciddiye alınmadı. Kıyıların talanı SAYIŞTAY tarafından beyan edildi (ki SAYIŞTAY'ın bu tip çıkışlarına pek rastlanmaz) Perakende satışı 25-30 ytl olan fındığın 2 ytl gibi alımlarlarına olan tepkiler ayyuka çıktı.Nedir bu soygun diyen yok Velhasıl garip bir memleketteyiz. Günü kotarmanın konforunu mu yaşıyoruz bilen yok. Ama yönetimlere bakarsak herşey güllük gülistanlık. Demek ki oradan aynen öyle görünüyor.Açı farkı
-
Biz böyle korkarmıydık,başımız eğilirmiydi..
gugukcuk şurada cevap verdi: bulenttg başlık Güncel Konular
Sürekli geçmişle öğünenler geleceklerini çoktan kaybetmişlerdir.Biz şöyleydik, yok böyleydik demekle başarılar kazanılmıyor. Ülkemizde hiçbir kurumun saygısı ve güvenilirliği eskisi kadar güçlü değildir.Sürekli yıpratılmış dejenere edilmiş ticarileştirilmiştir. Dogru olan herşey hiçleştirlmiş,içi boşaltılmış ve terk edilmiştir. Kıyılar,gelenekler,araziler,duygular,yağmalanmış.halk şaşkınlaştırılmıştır. Sıkışıldıkça ATATÜRK-BAYRAK kullanılmış,uyarılar hiç ciddiye alınmamış ve bunlar tüm iktidarlar tarafından onlarca yıl yapılmıştır. Yıllarca içimizdeki karmaşaları kullanıp,her çözüme bir sorun üretip yol alırken kalkıp"Heyt biz bu hallere düşecek milletmiydik?"jargonları ile dünyayı sadece güldürebiliriz. "Öyle komedilere mazhar olduk ki radyasyonu süzgeçle süzdük,Türk-iş başkanını çalışma ve sosyal güvenlik bakanı yaptık(hem türkiş başkanı idi hemde çalışma bakanı idi ) Bizi pek ciddiye almazlar. Hani haksızda değiller. -
O kadar cok korkularınız var ki?Sizi affedebilecek birini arıyorsunuz.Sizi siz affedersiniz.Başka bir varlık değil.Bu yaşamdan korkmak zorunda değiliz.Dogru olan şeyleri yapan sevecen akıl sahibi vefakar ve fedakar bir şahsiyeti sadece inançların yok diye yargılayıp cehenneme kim atar? mezar dediğin içinde yaşanılan bir mekan değildir.Sadece yokoluşun adreslendiği bir kutudur.
-
İslam ile bilimi öyle güzel bağdaştırmışsın ki ağzım bir karış açık kaldı.İki günü aynı geçen geçen bizden degildir'in felsefedeki yeri "iki gün aynı ise biri kaybedilmiş gündür" sevgili johnwalker Nasılda herşeyi değiştirebiliyorsunuz anlamış değilim. Kadercilik boyun eğme mistik değerlerin islamda yeri yoktur diyorsun. Hadi canım sendeeee böyle bir islam var ise sen beni hemen müridlerinin başına yaz. İslamın içine koyduğun Ömer HAYYAM özellikle çok sevdiğim bir şairdir "Bir elimde Kuran Bir elimde şarab Yarab Hangisi Hakikat" İnançlar bir meyve değildir ve istediklerini toplayıp mikserden geçiremezsin Galileo,newton da hristiyanlığın en kesif olduğu dönemde yaşamışlardı bunları hristiyanlık döneminin bilim adamı olarak görmek gerçeğin inkarıdır. Çokkk okumak gerekir çokkk.Aslında bizi Bu okumadan yorumlar yapmak getirdi ya bu hallere (inançlarına saygım var ama islami bir çizgide yol alan bir arkadaşımıza viski markası nick'i hiç yakışmamış) sevgilerimle