gugukcuk

Sevgili vakana'ya katılıyorum.Kültür yozlaşması globelleştirilmek zorundadır.Kültürel seviyenin yüksek olduğu bir toplumda anlayışlar,tevazuu,saygı,kültürel kimliklere sahip çıkma,yokolmuş kültürleri yeniden yaşama geçirme,çevrecilik gibi konular ön plana çıkar. Böyle bir tarz elbetteki zamanımızdaki politik tarza pek uymaz. Egemenlik arayan emperyal ülkelerin en güzel kozları bunlardır. Heran kaşınabilecek ve sonuç alınabilecek noktalardır. Kültürel üretkenlik için zamanımızda yeterli bir zaman bırakılmamıştır. Kentsel seviyeler, çıkarlar için taşralaştırılmıştır. Bilişim kültürüne dogru yöneliş,kültürel kuşatmanın yeni dünya düzenidir. İktisadi depremlerin birey üzerindeki yansımaları,kısıntı yada tasarruf fikrini gazete,kitap,tiyatro'ya yonlendirmiş sigara-içki-kahve kısmı muaf tutulmuştur. Milyonlarcası yazılabilir.Ama yeni nesil bunları zaten anlayamayacaktır. Onlar için chat,hack,asalak yaşama tarzı,kopyacılık her zaman popülerliğini koruyan stiller olarak kalacaktır. Tüketilmeyen kültür yokolmak zorundadır sevgili sardunyam. sevgılerımle,

Yıllarca hristiyanlığın neden gelişmiş ülkelerin dini olduğunu,islamın ise gelişmemiş ülkelerin dini olduğunu yıllar önce Umberto ECO'nun Gülün Adı adlı eserini okuyunca buldum.Misyonerlik sistemini ilkel bir bilgi işlem terminaline çevirdiklerini,tüm misyonerlerin latin diline vakıf olduktan sonra dünya üzerindeki hemen hemen herşeyi latince kullanılarak bir günceye kaydedip Vatikan'a gönderdiklerini okuyunca şaşırdım. Müthiş bir bilgi yığını,bilimsellikte kullanılan latince ile yazılmış milyonlarca günce. Mükemmel bir kütüphanecilik,insanı sersemletecek boyutta tasnif. Korkutan bir güç. O gücün temsilcisi birşeyler söylüyor ise ciddiye alınmalıdır. Böyle bir gücün yanında F.Gülen fazla sönük kalır. sevgilerimle

Bu tip çıkışlar her zaman olmuştur.Her zaman da olacaktır.Neticeyi etkilemeyeceğinden dolayı ciddiye de alınmayacaktır.ABD tüm senaryolarını zaten yıllar öncesinden hazılıyor.Günü birlik politikalarla işi yok. Sermayenin ülkesi konumunda olan ABD,gelecek zamanlarında politikalarını belirlemiştir.Önemli olan akıllı ve sağduyulu hareket ederek bundan enaz zararı görerek çıkmaktır.Ama bizim kaşınacak çok hassas yerlerimizi bizden iyi bilenler buna fırsat vermeyeceklerdir.

BU SLOGANI KABUL ETMİYORUM Sevgili dipnot şimdi kızacaksın. Ama değil sevgili dostum.Ben bu okulların kapatılmasından yana değilim.Bu olmamalı. NE OLMALI? 1-Her cemaat okulunun karşısına ondan çok daha büyük,yüksek kaliteli okullar yapılsın. 2-Her kuran kursunun yanına dev bir kütüphane,eğitim salonu,yüzme havuzu,tiyatro,kreş yapılsın. 3-Cocukların yaz tatiline girdikleri dönemde onların hem eğlenmesi hemde ögrenmesi için hobi işler kursları açılsın. İşte sevgili dipnot,işte ancak o zaman herşey değişir.Korku çözülür,bir avuç gizemde kaybolur. Bu cemaat okullarının hesapları didik didik edilmeli.Oraya milyarlarca lira bağışta bulunan kişi yada kuruluşların ticari defterleri incelenmeli.Vergisi verilen her kuruşun harcanmasına saygımız sonsuz. Yoksa bu okulları kapatıldığında her ev,her camii bir okul olacaktır. Sevgilerimle,

Sevgili Bozan, Bizi hala anlayamıyorlar.Yazdığımız kelimeleri okuyorlar,ama yüklendikleri o agır yükü bir türlü anlayamıyorlar.Tehlikecilerin tehlikeden bile daha tehlikeli olduğunu uyarıyorsunuz ama ya sizi eleştiriyorlar yada alkışlıyorlar. İkisinin arasındaki çizgi de belirsiz. En güzel alkış,aynı paralelde yürüyebilmek,konuşabilmek,katkılar sunabilmektir.Şekillendirmeden,nitelemeden sorunların üzerine tam kararlılıkla ve uyanıklıkla farklı idollerin birlikteliğinin sevecenliği ile gidebilmektir.Neticede bu cografya bizim.Bu insanlar bizim. Daha eğitimli bir ülkeyi,daha çok gülümseyen yüzleri,paylaşırken keyf almanın maharetini nezaket ve nazikliğin zerafetini daha çok mu özleyeceğiz bilemiyorum. Son bir hafta ege kıyılarında dolaşırken her yediğim üzümde hep aklıma geldin muhterem.Çok yaşa sen:) İngilizler, Çakkale'den değil ama bu sefer Didim'den girmişler.Diyorlar ki"eger belediye başkan adayı çıkarsa yabancı bir belediye başkanımızda olur işte o zaman bizi AB'ye alırlar"

Hemen celalleniveriyoruz sevgili sardunyam.Duygularımız aklımızın ve mantığımızın yerini alıveriyor.Yüzlerce yıl önce söylenmesi gereken bir şeyi şimdi duyunca içimizdeki heyecan isyana dönüşüyor değil mi? Papa'nın bu şekilde çıkışını İSKENDER'in düğümüne benzetiyorum.Kısa ve net Bence dünyada tek bir din vardır .O da museviliktir. Hristiyanlık Museviliğin kavimsel olmasına bir isyandır.Zaten Hz İsa'nın musevi oluşu da bundandır. İslam ise Hristiyanlığın yayılması ve museviliği yok edeceği korkusunun bir sonucudur. "Ey israel kavmi biz sizi alemlere üstün kıldık "ibaresi de Kur'an da yerini alır. "Ey arab kavmi siz bunu anlayasınız diye arabca indirdik "ibaresini böyle yorumluyorum Umberto ECO kitabinda çok enteresan bir yorum yapar. "Bizim allah'a ihtiyacımız yoktur.Ama Allahın bizlere ihtiyacı vardır.Biz onu ne kadar sever ve ne kadar yüceltirsek kötülükler o kadar azalacak ve insanlar huzurla ve mutlu olarak yaşayacaklardır. Neticede insanların kısıtlanmış yaşamlarını rahat ve huzurla geçirebilmeleri için din,hukuk'un öteşinde bir oluşumdur sevgili sardunyam. Aslında islam,sürekli gelişen ve değişen dünyayı güzel ve insanca duygular ile yeni yorumlar ile geliştirebilse idi inan ki bu söylemler asla olmayacaktı. Ama zamanımızda Ömer hayyam'lar artık yok. sevgilerimle,

Kesinlikle üstesinden gelinmesi enzor bilmece bu zaten sevgili alio_1.Nasıl duygularımızı zapt edebiliriz.? Öncelikle meselenin mantığına bakmak gerekiyor. Bizleri birbirimize insan olarak yakınlaştıracak tek şey budur. Şikayet ettiğimiz konular hepimizi rahatsız ediyor.O halde o rahatsızlıgın giderilmesi için elele vermeliyiz. Sanırım global çözümlerdense lokal çözümler daha birleştirici olacaktır. Çözümler konusunda mantıksal üretimler yapmalıyız. Dogruyu kim reddedebilir ki? sevgilerle

Rüşvet ve yolsuzlukların az olduğu yada istatiksel sıralamalara bile giremediği ülkelerdeki adalet sistemine bakarsanız sorunun cevabını zaten bulursunuz. İnsan yapısındaki kaypaklık,hukuk ile anane ile inanç ile engellenmeye çalışılmış,ama bu genetik hatanın kökü kurutulamamıştır. İnsanlar neden yolsuzluk yapar? İnsanlar neden rüşvet verirler? Ciddi bir araştırma yapılırsa bütün sebepleri haklı çıkacaktır. Firma ithalat yapmış ve muz ithal etmiştir.Başka bir firma pik demir yada kereste ithal etmiş ve iki gemiden kereste önce,muz sonra gelmiş.Gümrükte bu geminin tahliyesindeki öncelik pik demirdedir.ama muz çok çabuk bozulmaktadır.Muz ithalatcısı bu durumda ne yapmalıdır? İşte rüşvet burada devreye girer. Gerçek çözüm nedir? Çabuk bozulabilen malların öncelikle tahliyesi maddesini kanuna eklemektir. Bu durumda kereste ithalatcımız 200 kg da dometes ithal eder ve öne keresteleri arkaya da dometesleri yerleştirir bu kanundan bir güzel faydalanır. Buna benzer binlerce vaka vardır. Haklı olduğumuz hangi konuyu mahkemelere kadar taşıdık? Taşıyamayız ki? bir ay sonra davaya geleceksiniz(ciddi bir iş kaybı veya izin alma durumu)dava bir sonraya ,daha sonraya ertelenecek sonunda vazgeçeceksiniz.Çünkü devamlı ertelendikçe haksız olmayı düşleyeceksiniz.Özleyeceksiniz.Vazgeçeceksiniz. Sonra rüşvet denen o sihirli anahtarı keşfedeceksiniz.Her kapıyı açan mucizeyi hissedeceksiniz. Mesele bu kadar basit işte. Meselenin temelinde hukuk,devamında da eğitim ve insan kalitesi yatmaktadır. Müslüman ülkelerdeki yaygınlığı adaletin değil uygulamanın zaafından gelmektedir.

Okuyuncan böyle mi yazıyon.Evrimci solcuyun ya hakikatlen değel çamurlarlen ilğiliyiyk. Mazur görsünler ama böyle bir şey yazacağımı hiçbir zaman düşünmemiştim.

Sevgili bozan,.O kıvılcam çoktan düştü.Her rengi ile her ahengi ile bu coğrafyanın rengarenk insanları ,yavaş yavaş ateşin etrafında toplanıp bu ANADOLU'nun türkülerini yeniden söyleyecekler. Yavaş yavaş nereye doğru çekildiğimizi yada yarınlarda nelerin kullanılabileceğini bilmiyoruz.Ama birilerinin hesaplarında olduğumuzu çok iyi biliyoruz. Bulanık puslu gelecekte,birilerinin tuzaklarını hissediyoruz ama nerede kurulduğu göremiyoruz. Ama yavaş yavaş bu bulanıklık kayboluyor. Yavaş yavaş birbirimizi inançlarımızın,ideolojilerimizin dışında sevmeye başladık. Ne kadar çok bilgiyi taşırsak o kadar çok bilgeliğe ulaşacağımızı,ne kadar yakınlaşırsak o kadar çok birbirimizi kabulleneceğimizi biliyoruz. Bernard russell bir matematik dehası idi.yetmişli yıllarında hala profesörlük yaparken bir ögrencisinin uyarısı ile yıllarca yaptığı yanlış hesaplamanın farkına vararak ögrencilerinden özür dilemiştir. Bu tevazuu diğer ülkelerde birey bazında olabilir ama bizim ülkemizde çok daha derindir.Gelenekselleşmiştir. Önemli olan bu güzelliğimizi yeni kuşaklarla tanıştırmaktır sevgili bozan. Zaten bu müthiş adımı attınız. İnanıyorum ki bu ayak sesi bircok ayaklarıda harekete geçirecektir. Her ülkenin aydınlık insanları o ülkenin güneşidir. sevgilerimle,

Bu harika yazıya hakikate minnettarım.Sevgili Bozan ile siyasi bir çizgi farkımız olsa dahi aynı şarkıyı beraber söyleyebiliyor isek,İçimizdeki güneşi ellerimize alabiliyor isek,inanıyorum ki dedelerimiz de aynı şeyleri hissediyorlardı.Bu cografyayı seviyorlardı bir şekilde onlarda üzerine düşen misyonu tamamladıklarına inanıyorum. Asla birbirleri ile savaşmadılar.Kültürleri inançları farklı olsa bile kimbilir? İşte bu cografyayı sevmek ve onun üzerinde aynı noktada kesişmek buna denir. Dilerim birçok forumsever ayrı tepkileri,kişilerin ideolojilerine bakmaksızın aynı buketin içinde birleştirebilsin.Saygı ve sevgi ile dogrular artık ödülsüz kalmasın.

Sevgili dipnot,yine yaptın yapacağını Öyle bir konuya dokunmuşsun ki ne yazılması gerektiğinin ciddi bir şekilde düşünülmesi gerekir Sevgili bilim adamımızın medyatik olma isterisinin bir parçası mı olacağız onu bilemiyorum. BU konu burada tartışıldığı takdirde,Eroinden ölenler,fuhuş,uyuşturucu ticareti ve cocuklarımızın içinde olduğu felaketler,Ahlaksız teklifler,bozulmuş ve parçalanmış aile dramları,medyada alınıp satılan gizli çarpık ilişkiler gibi birçok uç olay,bu düşünceyi savunmanın kanıtları olacaktır. Asıl konunun insana değer verme olduğu,paylaşma olduğu bilerek saptırılacak,konu özünden uzaklaştırılıp değişik bir platforma taşınacaktır sevgili dipnot Ama sürekli okuyacağım ve kişisel düşüncelerimi yazacağım. Dilerim ki düşüncenin temelindeki tartışılır. Bir yerde bu yazıyı yazmak zorunda oluşumun sebebi,konunun saptırılma korkusudur. sevgilerimle

CECİLE SEN ÇOK YAŞA EMİ

Sevgili ATİLLA,işte saygı duyduğum bir düşünce ve biçimi anlatmışsınız.Ben her zaman içten ve inançlı insanlara saygı duydum.Asla onları ne zorladım nede ikilem içinde kalmalarını sağlayabilecek şeyler yaptım. İlk yazdığım mesajın nihayetine bakarsan bunu görebilirsin. Ama yazdıklarım ne yazık ki dogrudur.Hatta Kuşadası davutlar beldesi sevgi plajında öyle görüntüler ile karşılaştım ki soluğu marmarıste aldım. Ama inanıyorum ki o tatili beraber yapmış olsa idik benden evvel ilk tepkiyi sizin vereceğinize inanıyorum. sevgılerım ile

bozan Bu kadar işte. Bir ülkenin temel taşlarını okey taşlarına dönüştürürseniz sonucu bu olacaktır elbet.İşin enteresan yanı ise birçok forumda gördüğüm ise tahammül sınırının sürekli daralması. Turkiyede islami hareket dinsel değil ,sınıfsaldır iddianız fevkalade dogrudur.İslam ülkemizde gerçekten sınıfsallaştırılmıştır ve elbetteki sınıflaştırıldığı takdirde siyasallaşacaktır. Rant ekonomisi ile gemilerini dolduranların geride bıraktıkları sintineden etkilenen kısım eger bir sınıfa kadar uzanırsa,ters dönüşler kaçınılmaz olacaktır.Asıl ürküten tepkilerden oluşan duyguların akılın yerini almasıdır. Galiba birşeyleri yazmamanın yazmaktan iyi olduğu günlere doğru gidiyoruz. Hoşgeldin sevgili bozan.

Bu yoruma ne yazılabilir ki? Sen örtülerle geleceksin,karıma kızıma bakacaksın.Seninkinlere hiç kimse bakmayacak.Baksen. Yahu kardeşim o halde sende insanların olmadıkları yerleri niye secmiyorsun? altında son model araba.Kıyılarımız kumsallarımız kilometrelerce Seçmez ki.. Bunlar özellikle bu tip yerleri seciyorlar. Şeytani keyif var da ondan Bunlar fasa fiso şeyler değil.Örneklerini bizzat yaşadım hemde defalarca Ama şöyle bir fikir geliştirebilirler. Biz zaten islami kurallarda yaşıyoruz.Sizler ise şeytani kurallarla yaşıyorsunuz.Bikini karınızı kızınızı taciz edersek onları kapanmaya teşvik ederiz siz günahtan kurtulursunuz bizde bu eylemden dolayı sevap kazanırız.. İdeolojilerinde var ise bu tip münferit olaylar çoğalacaktır. Onun için kendilerine özel bir alan ayırıp, orada ibadet ve tatillerini yapıyorlarsa, en azından bu tip yerlere olgun kendini bilen kişilerinde kamu alanı iddiası ile oraya üzüm yemek değil bağcı döğmek maksadı ile bulunmasını da dogru bulmuyorum açıkcası.

Bu yoruma ne yazılabilir ki? Sen örtülerle geleceksin,karıma kızıma bakacaksın.Seninkinlere hiç kimse bakmayacak.Baksen. Yahu kardeşim o halde sende insanların olmadıkları yerleri niye secmiyorsun? altında son model araba.Kıyılarımız kumsallarımız kilometrelerce Seçmez ki.. Bunlar özellikle bu tip yerleri seciyorlar. Şeytani keyif var da ondan Bunlar fasa fiso şeyler değil.Örneklerini bizzat yaşadım hemde defalarca Ama şöyle bir fikir geliştirebilirler. Biz zaten islami kurallarda yaşıyoruz.Sizler ise şeytani kurallarla yaşıyorsunuz.Bikini karınızı kızınızı taciz edersek onları kapanmaya teşvik ederiz siz günahtan kurtulursunuz bizde bu eylemden dolayı sevap kazanırız.. İdeolojilerinde var ise bu tip münferit olaylar çoğalacaktır. Onun için kendilerine özel bir alan ayırıp, orada ibadet ve tatillerini yapıyorlarsa, en azından bu tip yerlere olgun kendini bilen kişilerinde kamu alanı iddiası ile oraya üzüm yemek değil bağcı döğmek maksadı ile bulunmasını da dogru bulmuyorum açıkcası.

sevgili grejuva,eger yalıtılmış bir tarzda iseler bu çok iyi.Asıl kötüsü bunlar yanlarında onca örtülü kadınlar ile deniz kenarlarında insanların yanlarına geliyorlar, erkekleri uzun paçalı donlarla hem denize giriyor hem de yamyam gibi etrafı keserler. Cok iyi olmuş zira coluk çocuk bu yakışıksız görüntülerden kurtulmuş oluruz.

Sevgili Marti_name bu güzel yazınıza "TOK OKUNMASI TAVSİYE EDİLİR"diye yazsanız olmazmıydı?

Rahmi Koç'un enteresan bir çıkışı vardı.Kemek sıkma politikalarına uyarak sürekli tasarrufa yöneldik ama bunları bizden isteyen hükümet,hiçbir şekilde tasarrufta olmayıp sürekli harcamalarını arttırmaktadır. İki sene önce alınan bir klima veya bir televizyonu bugun almaya kalkarsanız yarı fiatı ile karşılaşıyorsunuz. Şirketler karlarından tasarrufta bulunurken,Hükümet açıklarını sürekli zam yaparak karşılıyor. Bu ülkede birilerinin paralarını şunu yapacağım diye alıp,olayı gerçekleştirmez iseniz dolandırıcılıktan yargılanıyorsunuz. Ama iktidar partileri aldıkları bu gelirlerinin nasıl harcandığına dair en ufak bir hesap vermiyorlar. Sıkışıldıkça zam yapmak kolay geliyor.

Ben inanmıyorum.Her veri ile oynanabilir.Saglıklı olduğuna inanmıyorum.Ama 531 ytl asgarı ücrete istihdam olumlu yönde artıyor diyor iseniz,bu vahimdir.Bu ürkütücüdür.Ben bu ücrete çalışmam diyenlerin asgari ücrete kadar gerilemelerini gösterir ki bunu başarı diye göstermek bence yanlıştır.

Bu ülkede, bu ülkeye zarar vermediğin müddetçe elbette kalabilirsin.Bu haykırışların Türkmenistan için ise buna bir sözümüz yok. Ama sen oradan kaçacaksın geleceksin bu ülkeye,gireceksin bir foruma,bu ülke için canlarını kanlarını evlatlarını kaybetmiş,çılgın vergiler ödemiş(sen bunu bilemezsin konuya münhasır derin bir mevzuu'dur)insanları bir kenara atıp,sanki kurtuluş savaşında dedesini kaybetmiş birisi gibi ortalıkta eseceksin. Ya sev ya terket diyeceksin. Hadi yoluna kardeşim diyeceksin. Bu show'u ülkende yapmalısın.Orada haykırmalısın. Bizim ülkemizde değil. Kazaklar Özbekler Türkmenler türklerden nefret etmiyor sen hiç merak etme. Onların gönlündeki TÜRKİYE ile Gördükleri TÜRKİYE'nin arasındaki farka kızıyorlar. Sevmiyorum derken onların da sevmedikleri şeylerden bahsettiğimizi anlayamayacak ölçüde gençsin. Belli ki lisanınız yetmiyor . Bu Cografyayı seviyoruz.Bnu ne özbeklere,ne ruslara,ne türkmenlere,ne kürdlere,ne ingilizlere ne de diğerlerine kaptıracak,hediye edecek te değiliz. Senin türkmenistan vatandaşı olman bu ülkenin de vatandaşı olmanı yaratmıyor.Tıpkı benim türkmenistan yada özbekistan vatandaşı olmadığım gibi. yani arkadaş,bu ülkenin sıkıntıları seni hiç ilgilendirmez.Bu ülkenin vatandaşlarını ilgilendirir. Daha ötesi canını kanını,hayallerini bu ülke için seve seve verecek milyonlar var.Sizlere pek ihtiyacımız yok. Ucuz milliyetcilik naraları ile ancak antipati toplarsın ki zaten yazılanlardan da pek sempati topladığın çıkmıyor. sevgilerimle

galiba ölüleride sayıyorsun doğmamış olanlarıda.Burada ciddi bir matematik hatası var ama bunu anlamak için matematik bilmekte gerekiyor.Ama bunu orta asya için söylüyorsan o başka tabii.Hemen gidebilirsin. Fiatlar konusunda da çokkk tutarsız ifaedeleriniz var.Bu ülkede yetişen ve bizim tükettiğimiz bir şey söyleyin ki(elbette kalibrasyonları atlayarak değil)avrupa'dan ucuz olsun. Eskiden vardı ama şimdi yok. İnanmayanlar Avrupa'daki migros fiatlarına baksın. Deveci armudu kg fiatı 3.45 ytl santa maria :1.65 ytl

Aile içi şiddetin kaynağı,sevgili hocamızın iddia ettiği şeyler değildir.Hiçbir zamanda böyle olmamıştır.Bunu bir bilim insanı yazınca dogru olmuyor tabii ki. Aile içi şiddetteki birçok insan iyi bir eğitimden geçmiş insanlardır. Aile içi demokrasiyi oturtmaya çalışan insanlardır. Bu sorun kişilik sorunu filan da değildir. Bu sorun özellikle asırlardır baskı ve tazyik altında şekillenmiş kadının,demokratik haklarla kuşatıldığında içine düştüğü uyumsuzluk sorunudur. Bu hastalığın birçok belirtileri vardır. 1-Erkek üzerinde egemenlik kurma saplantısı(yıllardır tam tersi olduğundan genetik bir intikam olarak algılanır) 2-Kıskançlık feryadı(Bu da hiçbir bayanın zamana karşı durabilmelerinin biyolojik olarak mümkün olmadığını bildiklerinden dolayı biyolojik intikam) 3-Arada kalan çocukların anneye olan yakınlığından dolayı, babanın böyle bir durumda karşısındaki hasıma onlarıda bilinçsizce eklemesi 4-Toplumsal yaşam şeklinde kadına verilmiş yükümlülüklerin zamanımızdaki değişikliği,hakların eşit kullanılma prensibinden hareket ile şiddete yönelmiş kavgalar(sabah kahvaltısını ben hazırlıyor isem akşamı da sen hazırlayacaksın iddiası) Dahası ekonomik bağımsızlığını ele geçiren tarafın, diğer taraf üzerindeki efendi-köle ilişkisi. O kadar çok ki....

sevgili cryona ,bu başlığı attım zira konunun özü bu.Yahudi dünyasında sünnet olmanın din ile ilişkisini yazdım ki neyin ne olduğu bilinsin. Bu bir anlaşmanın bedeli. Peki İslamda sünnet olmanın gerekçesi ne?