Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

gugukcuk

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    481
  • Katılım

  • Son Ziyaret

gugukcuk tarafından postalanan herşey

  1. İşte mesele bu sevgili dostum.Meselenin gerçekten özünü yakalamışsın.Atatürk'ün başardığı birçok liderin başaramadığı ayrıntı bu. Biz var olalım ama diğerlerini yoketmeden bilakis onları koruyarak varolalım felsefesi. Belkide kullandığımız kelimelerde bir uyuşmazlık oldu. Bu fikir genel kabul görmüş milliyetçi bir siyasal akım değil.Zaten onun için yönetim biçimini Cumhuriyet seçmiştir.Irkçı oluşumları menetmiştir.Halkçılık kavramını genişletmiştir.Milli birlik ve beraberlik kavramında yogunlaşmayı onun için arzu etmiştir.Ama zamanımızın milliyetçilerine gelin bunu anlatın bakalım . Ben genel olarak siyasi ideolojideki milliyetçiliği anlatırken yogunlaşmanın ırkçılık olduğunu izah etmeye çalışıyordum.Bir ulusa yönelik her saldırı ırkçılıktır dememdeki kasıt bu idi. Söylemlerde uluslar yer alıyor ise söylem ırkcıdır.Ey yunanlılar,Bakın arablar,siz ermeniler gibi. Kişilerde,organizasyanda yada siyasal görüşlerde değil. Bakın faşistler yada dinleyin koministler diye başlayan eleştirilerde politik bir rekabet vardır.Siyasi düşünce ayrımı vardır. Aynı ülke içindeki farklı uluslardan insanlar sag yada solu seçmişlerdir.aynı ulustan sagcılar vardır solcular vardır . Milliyetçi kelimesinin kendi dilimizdeki hassas duruşu sanırım birbirimizi zor anlamamızı yarattı sanırım. sevgilerimle,
  2. o Neden birşeyleri anlamamakta direniyorsunuz.Sanırım türk milliyetçiliğini Osmanlı ile karıştırıyorsunuz.Milliyetçilik siyasal bir fikire dönüşürse dedim.""Türkiye Türklerindir" şiarının temelinde Türk kaynaklı olmayanların tasfiyesi vardır.Bu ırkçılık değilmidir? Birleştirici olan koruyucu olan tarafsız olan demokrasidir.Hukuktur. O ülkenin içinde birçok ulus bulunabilir.Ama bunun yapıştırıcısı milliyetçilik kesinlikle olamaz.Eşyanın tabiatına aykırı Ermenilerin yaptıkları ile Adolf Hitlerin yaptıklarının arasında hiçbir fark yoktur. Milliyetçilik politikleşmiştir.Atatürk milliyetçiliği politikleştirmemiştir.Eğer böyle bir şey olmuş olsa idi Milliyetçi türk partisini kurardı.Cumhuriyet partisini değil. politikleştirmeği biraz açmak gerekiyor sanırım. Her insanın bir milliyeti vardır.Yani bir ulusu vardır.Herşeyini değiştirebilir ama kendi milliyetini değiştiremez. Her insan milliyetçidir derken bunu kasdetmiştim. Siyasal bir iktidar için şiarınızın içine milliyetçiliği koyduğunuz takdirde ırkçı olmak durumunda kalırsınız. Aynı şiarın içine dini koyduğunuz takdirde irticai konuma geçersiniz. Her insanın vazgeçemeyeceği ve değiştiremiyeceği milliyeti ve dini ile politika yapılamaz iktidara gelinemez.Eger bu mümkün olur ise(ne yazık ki mümkün örneklerini görüyoruz)neticesi acıdır. Bunları demokrasi ile harmanlarız bir milliyetci olarak diyenler,o postun içindeki kurttur dostum Atatürk,o zarif ayrıntıyı çok iyi bilen ve starejik hamleyi çok iyi yapan liderler üstü bir liderdir diye yazacağım ama şimdi de beni Atatürk şakşakcısı mısın diye itham edeceğinden korkuyorum. Cyrano hayranlığı için bir not; Syn CYRANO bu yazıları okurken içinden güleceğini biliyorum.Ama hiç önemli değil Kendisinin araştırma ve sunma kalitesini birçok forumda bulamadım.Mükemmele yakın bilgileri bulan ve en önemlisi onu paylaşan bir kişiyi her zaman ayakta alkışlarım.
  3. İşte aslında en üzücü haber de bu zaten.Ben ülkemin en güzel ülke olduğunun bilinmesini şu zamanda hiç istemiyorum. Daha saksındaki yeşile bile sahip olamamış insanların,Koca çınarları,sarıçam ormanlarını üçbeş kuruşluk rantlar için bogazlayanyöresel müteahhitlerin ,Kıyı talanının,şehir plansızlığının en yüksek seviyede olduğu bir ülkenin dünyanın gözdesi durumuna gelmesi çok üzücüdür. Bunun anlamı daha çok turist,daha cok talan,yıkım yağma ve hem organık hemde politik kirliliktir.Alt yapısını arıtma tesisini bile kuramamış bir ülkenin harika kıyılarının,antik kültürünün yağmasından başka birşey olmayacaktır.Zeus sunağını kaptırdığımız gibi şimdi dahaçok şeyleri kaptırmak zorunda kalacağız.
  4. Bu politika ile demokratik bir düşünceye sahip olmak mümkün mü? En ufak bir vatandaşın yapabileceği bir yanlışlığı onun ermeni kimliğini kürd kimliğini ön plana çıkararak ulusların yargılanmasını sağlamak ırkçılığın ta kendisidir. Atatürk milliyetçiliğinden anladğınız bu kadar ise BEN ATATÜRK milliyetçisi değilim. Ulusların haklarının kazanımlarının savunulması, diğer ulusların yokedilmeleri ile alakalı değildir.Irkçılığın sizin tarafınızdan yapılmış son bir tahlili var ise lütfen yazın ki bizde okuyalım. Hangi siyasal çizğiye sahip olunursa olunsun herkes milliyetcidir.Stalin bile ulusların kendi kaderini tayin hakkının ısrarlı bir savunucusudur. Önemli olan bu ayrıntıyı farkedebilmektir sevgili politika. Endişelerinizin tümüne katılıyorum.Ulusların korunmaları ve kollanmaları gerekiyor.İşte her zaman söylediğim tek şey var.Milliyetçilik ile politikleşmiş milliyetçiliğin arasındaki müthiş bir fark vardır.politik milliyetçilik ırkçılığın ta kendisidir.Diğer ırklara tahammülsüzdür.Azerileri katleden siyasal fikir de ırkçı bir fikirdir. Saldırılar bir ulusun tümüne yönelmiş ise orada ırkcılık ön plandadır dostum. Demokratik milliyetci bir siyasal oluşum sadece yutturmacadır.İçindeki sapmayı gizler. Aslında buradaki sıkıntı milliyetçik kavramının yeterince anlaşılamamasından kaynaklanıyor.Sayın CYRANO'nun da altını çizdiği bu ama ne hikmet ise bir türlü anlaşılamıyor. Milliyetçilik tektir.Bu dünyada da böyledir.Ulusun devamı için gereklidir.ÖZELLEŞTİRİLEMEZ. O her ulusun insanının dogumla beraber sahip olduğu bir niteliktir.Politikleştirildiği takdirde sanki sağcıların hepsi milliyetçi solcuların hepsi anti milliyetçi gibi bir zırva doğar ki ayıklayabilene aşk olsun.
  5. Milliyetcilik siyasallaştığında ulaşabileceği mevki ırkçılıktır. Milliyetçi olmayan insan olabilir mi?Bu mümkün değil. Ama siyasallaşmış milliyetcilik çok farklı bir şey. Demokratik olması mümkün değil. Elbette demokrasiye karşı değil iseniz.
  6. Bir ulusun var olabilmesini sürdürebilme olgusuna milliyetçilik denir.Kendi cografyasını,ananelerini ,kültürünü,genetik yapısını korumanın yegane yolu budur.Hiçkimsenin bunu eleştirmesi mümkün değildir.Hatta korunması ve kollanması gerekir. Irkçılık ise,kendi ulusundan başka ulusların kabullenilemezliğidir. O halde ırkçılığın çıkış noktası milliyetçiliktir.Irkçılık var olma güdüsünü yok etme güdüsüne çevirir.FAŞİZM işte budur. CYRANO'nun ; "bu ülkede bir tane milliyetçilik anlayışı yok, Atatürk milliyetçiliğinden kafatası milliyetçiliğine kadar çok farklı milliyetçilik anlayışları var dediğimde" sözü fevkalade dogrudur.zira kendisinin olağanüstü bilgilere ulaşabilmesi ve burada bunları ifade edebilmesi bizlerinde bu bilinmeyenlerden faydalanmamızı sağlamaktadır. Milliyetçilik yada ulusculuk,liderleri yada kahramanları aşan bir kavramdır.Aslında onları var eden kaynakta budur.Sapmasıda ırkçılıktır. Milliyetciliği siyasal bir kimliğe,bir iktidar gücüne dönüştürdüğünüz takdirde bu oluşum, sapmanın ta kendisidir.Bu fikri birtakım degerlerle ambalajlamak, kuzu postundaki kurd hikayesinin siyasal bir versiyona dönüştürülmesinden başka birşey değidir.
  7. Süpersin Cyrano.... Devamm.....
  8. İki yanı birbirine bağlayan köprünün adıdır DEMOKRASİ. Bir yanda dogrular diğer yanda yanlışlar vardır. Ne yazık ki o köprüyü her ikisi de kullanır. Önemli olan o köprünün dogrular tarafından daha fazla kullanılmasıdır.Diğer yan tarafından daha fazla kullanılmasının neticelerini zamanımızda çok net görebiliyoruz. Ama herşeyde bu böyle. Dinamit,insan yaşamını kurtarmak içindi,İnsan yaşamını yoketmek için kullanıldı. Önemli olan neyi,nasıl kullanmakta yatmaktadır. O zaman demokrasiden önce demokrasinin bilincine varan insanların çoğunlukta olması gerekmektedir. Belki de sıkıntı buradadır. Bu fikir yada eylemler,yıllarca iktidarlar tarafından ******lanmış,yıpratılmış,örselenmiştir. Okullarda yurt-kantin sorununa cevap bulamayan ve neticesinde eylem yapan ögrencinin haklılığı ittirilmiş,anarşizanlığı reklamlaştırılmış,yanında bol coplu,bol acılı ve gözaltılı günler hediye edilmiştir. Yemekten isyan eden yurt ögrencileri de aynı akibete kurban gitmiştir.Bir allahın kulu kalkıpta bu dogru mu diye araştırmamıştır bile. Ogrenci demokratik haklarını kullanmıştır,yönetim de demoktarik hukuk kurallarının hiçe sayıldığı bir eylem olmasından dolayı demokratik haklarını kullanmış ve kullanılacak hak kalmadığından dolayı sorun sadeleşerek yeni kullanıcılarını bekler olmuştur. Bu tip masum isteklerde bile acı tecrübelere derdest olan genclik,ilerideki yaşamında demokratik hakların nasıl kullanılması gerektiğini sorgulamaz bile. Cocuklarına bu tecrubelerini anlatır. Artık cocukları da sorgulamaz. Az gelişmiş ülkelerdeki temel demokrasi doktirini budur. Fındık reklamındaki gibi"y e r s e n"
  9. Fil'i de uçurdunuz ya helal olsun.Türkçeye ne kadar sahip olduğunuz kelimelerinizden belli:) Arap değil, arab **********
  10. Bu tip cevaplara uçturmaca bobini derlerdi .Fiii tarihinde (ki bakk fil bile yazamamış diye cevap yazarsanız diye ekledim) Zaviyeye ulaşmamışsanız eğer. Hiçbir cevap değildir size muteber
  11. Ne alakası var?Belli bir kültürü filan göstermiş değilim.Herşey okadar karmaşıklaşıyor ki ve bunlar öyle güzel kullanılıyor ki benim dikkat çekmeye çalıştığım mesele de bu zaten. Her cografya kendi ortak kültürünü ürettiği ölçüde varolacaktır demek istemiştim. Özellikle ülkemizdeki renklilik bu tip bir üretimi zorunlu kılıyor.Kırılma noktalarını da bu yaratmıyor mu zaten.Neden kırılalım? Ve siz,neden bu ölçüde acımasız ve suçlayıcısınız? Denizler sadece hamsiden ibaret değildir . Lütfen.... iskorpit ise(scorpion fish)hamsilerin tarlasında pek dolaşmaz.Neticede akrep balığıdır. Corbası literatüre derdest olmuştur lakin,beyaz etinin ızgara lezzeti de pek muteberdir. bilmem kendimi anlatabildim mi? Ayrımcı filan da değilim.Buna ne yaşım yeter ne de onca yılın yüklenimleri Biraz iyimserlik,az buçuk tevazuu işte bizi biz yapacak formül. Türkiyeli olmanın ,anadolulu olmanın zerafeti Belkide bu duruş sizi ürkütor. Ama ürkmeyin. Az zaman sonra bizim gibiler veya bizler de unutulan hatıraların arasında olacağız.Hani şunları da söyleseydik diye hayıflanmamak için biz bu yorumları yaptık. belki de siz haklısınız. Kimbilir?
  12. Sevgili Dinazor,Hangi kültürlerden diye sorgularsanız yazınızı ciddiye bile almak gereksiz kalır.Anadolu mozaikini ortaya çıkaran kimliklere ilişkin kültürlerden bahsediyorum.İngilizce'nin dünya dili olmasının diğer kültürlerin diline karşı eşitsizlik ilkesini yarattığını söylemeniz çok dogal. O zaman dünya dilinin kuzey kutbunda yaşayan eskimo dili olmasını talep ediyorum.Ya da yok olmuş bir uygarlığın dili olmasını taleb ediyorum. Neticede 40 yıllık bir zaman dilimine ihtiyaç vardır.Hiçbir kültür de alınmaz.Elbette eşitsizlik ilkesi de kalkmış ne dersiniz? Hirant dink meselesini taşımamın felsefesi,ermeni bir kişinin ermeni olmasından dolayı bir cinayete kurban gitmesi ve bunun toplumda siyasal oluşumları tetiklemesidir.Bu organizasyonu yapan kişilerin böyle bir oluşumun olacağını tahmin ederek kurban seçtiler.Bu kurban alevi bir şıh ta olabilirdi,Büyük bir kürt aşiretinin reisi de olabilirdi,fener patriği de olabilirdi. Buradaki amaç ,diğerlerini tetikleme,harekete geçirme planıdır. Yani,diğerlerini sindirme planıdır.
  13. Milliyetçilik ile Atatürk milliyetçiliğinin arasındaki farkın anlaşılamamasının asıl nedeni hiçbir zaman ayrıntıları ile konuşulmamış olmasında ve türkçemizin uzun zamandan beri geliştirilememesinden kaynaklanmaktadır. Bir cografyada yüzlerce yıllık bir geçmişe sahip iseniz,o cografyanın da bir parçası olmuşsunuzdur. Bir çografyada yaşıyanların tümünün aynı ırk yada kimlikten gelmesi elbette mümkündür ancak çok nadir bulunabilir. Değişik etnik kimliklerle aynı cografyada eşit koşullarda yaşayabilme sanatı,bir kimliğin diğer kimlik yada kimlikler üzerinde üstünlük kurmadan her kültüre eşit mesafede durabilme sanatıdır. Demokrasi bir terazidir.Her kültürü her kimliği ölçebilecek tartabilecek bir niteliğe sahiptir. Kurtuluş savaşında ve sonrasında Atatürk,yeni oluşturulmaya başlayan Türkiye Cumhuriyeti için lokomotif görevini türk milliyetciliği üzerine tesis etmiştir. Bugünkü konumda böyle bir düşünce ırkçı yada fazla milliyetçi görünse de "Ne mutlu türküm diyene" ifadesindeki milliyetçiliği bir ırkın dışına taşımanın zerafetini göstermiştir. Aslında Atatürk Milliyetçiliğini ben Bir ANADOLU'luk bir Türkiyelilik olarak görüyorum. Onun için ANADOLU kelimesi bende çok daha güzel çagrışımlar yapıyor. Türk kimliğini de Kürt kimliğini de Çerkes kimliğini de ön plana çıkarmak ve bunun üstünlüğünü iddia etmek mevcut cografyadan pay ayırmak ırkçılık ve faşizm'dir. Ortak paydamız bu güzel vatandır.Ortak paydamız aynı cografyada birlikte gecen binlerce yıldır. Pilaki'dir,Kürt köftesidir,Lahmacundur,dönerdir,saz'dır,zurna'dır davuldur. Ortak paydadaki kültürlere eşit mesafeli bir demokrasiyi oturtabilseydik şimdi bunların hiçbiri konuşulmayacaktı.Hiçkimse de Hirant dink ve gibilerini öldürmeyecekti. Hiçbir kalem kırılmayacaktı.
  14. Sayın by_xman,çok dogrudur söyledikleriniz.Bana bir repliği hatırlattı."Herşey olabiliyoruz da bir türlü kendimiz olamıyoruz"Burada yorumlarımı nacizane yazarken kendi savunduğum yada kendimce dogru bulduklarımı yazmaya çalışıyorum.Neticede birbirimize fark atabileceğimiz seviye yapabileceğimiz bir kulvarda değiliz.Sadece bize batan,kimliğimize ters gelen ve medyaya düşmüş haberleri yorumluyoruz.Ama hep haberlere şüphe ve kuşku ile baktım.Ya içleri bizim bildiklerimizden farklı ise,farklı niyetlerle üretilmiş ise o zaman içimizde kendi bilgilerimiz ve yorumlarımızla karmaşık bir ormana girmeyecek miyiz? Bir insanı ayakta tutan tek şeyin inandığının, bildiğinin dogruluğu ve temizliği değil midir? Bir dönem sevgili CYrano ile ters düştüğümüz Fransa'nın ermeni yasasına olan silahlı kuvvetlerin tepkisi ve ihale dışına ittirerek ilişkileri askıya alması ve bugun denizaltı ihalesine giren yada girecek olan fransız firması.Bu kadar kısa bir dönüşü yaratan Fransa ermeni yasasını mı reddetti.? İdeolojiler,tavırlar,duygular sanki günlük hava raporuna döndü."Dün dündür,bugün bugündür"jargonuna mı geri dönüyoruz yoksa bu cümleyi yeni mi keşfettiler bilemiyorum. Hiçbir siyasi düşünceyi benimseyemiyorum. Neden bir türlü inandırıcı yada samimi gelmiyor? Sadece forumlarda sürekli aynı çizgiyi koruyan kişileri görünce seviniyorum.Enazından onun ne olduğunu biliyorum.Bunlara karşıdır ama şunlara değildir diyebiliyorum. Fikirsel olarak ne kadar aykırı olsa da yazılarını büyük bir zevkle okuyorum. Bu tip çizgilerden zarar gelmeyeceğine inanıyorum. Saf kan türk olmak silah yada bayrak ile yemin etmek,çetele tutmak ve kalkıp hirant Dink'in ölümünü tel'in etmek.Eşyanın tabiatına aykırı bir şey ama ciddi bir şekilde iddia ediyorlar. Atatürk'ün mantığının içine girince ciddi bir şekilde bocalıyor insan.Döneminde ürettiği strateji ve taktiğin binde birini hiçbir liderde görmedim.Aslında ATATÜRK anlatılanda değil anlatılmayanda gizli.Müthiş bir breysel kaabiliyet. Öyle sulandırdılar ki Törenler,anmalar,komik resimler, Yok rakıda resmi varmış,yok elleri dua ederken görünüyor çok dindarmış,filan falan. Ciddi ciddi bunlar konuşulurken hiç kimse elinde onca imkan varken diktatör olmayı seçmemesinin nedenini sorgulamadı. Fidel Kastro gibi olamaz mıydı? Ama o demokrasiyi Anadolu insanı ile buluşturdu.Ama Fikirlerindeki incelik ciddiye alınmadı.Onun içindir ki sürekli biryerlerde kullanılıyor.Kim ki Atatürk kavramını kullanıyor samimi olduklarına inanmıyorum . Cyrano'nun emperyal güçlerin 100 yıllık planlarına katılıyorum.Elbette sermayeyi yöneten bir güç'ün planları 100 yıllık olacaktır.Milliyetci ve dinci grupların bu sermayeyi etkileyeceğini çok iyi bildiklerinden en ufak bir kayıba bile tahammülleri oluşmuyor.Zaten yakın bir gelecekte bu sermaye yönetimi büyük bir olasılıkla Avrupa birliğine kayacak.Uluslararsı bir devlet üretmeye çalışmalarının da temelinde yatan gerçek bu olsa gerek.Zira ulusal bir devletin uluslarası sermayeye yön vermesi mümkün değil zaten. Ne kadar birbirimize kızsak ta didişsekte sevgili by_x_men hiç önemli değil.Belki de bizleri taraftar yapamayacaklarından dolayı sevinmeliyiz.
  15. Konuya olan duyarlılığınız ve verdiğiniz cevap için içten teşekkür ederim.Cyrano'nun degerlemesine de ayrıca katılıyorum.Sadece konunun birden gündemleşmesi ve bu derneğin daha doğrusu iki ayrı derneğin başkanlarını ve savunduklarını değerlendirince sizin böyle bir oluşumun içinde olmanızı kabullenemedim.Bna biraz kendiliğinden değilde üretilmiş yapay bir oluşum olarak geldi. Daha garip gelen ise bu tip bir oluşuma yada bu iki derneğe olan yogun destek aklımı karıştırmadı desem yalan. Çok garip sanki derinliklerinde saklanan birşeyler gizli. Sanki destekleniyor gibi bir izlenimim oluştu. yanılmışta olabilirim.Herşey çok farklı gelişiyor ama bildiğim tek bir şey var. İçten içe bir başkaldırı oluşuyor. Çelişkiler ,uzlaşmazlıklar bir kenara dogru ittiriliyor ve belkide o su taneleri birbirleri ile buluşuyor birleşiyor. Galiba yavaş yavaş dogruyu buluyoruz.
  16. O halde sizin düşüncelerinize göre (ki kuvvai milliye derneğinin bir üyesi olduğunuzu beyan etmiştiniz) birilerini kullanan kimlerdir?Derneğinizin bayrağın bu ölçüde istismar edilmesine cevabı nedir? (hepimiz kuvai milliye ruhundayız derken bu tip bir derneğin sempatizanı olduğum çıkarılmasın bu arada bu yanlış anlaşılmayı da kendimce düzeltmiş oldum)
  17. Sevgili enes.34 önce birşeyi açığa kavuşturalım. Buradaki fikirler tamamen bizlere ait. Benim burada ifade ettiğim yada üretmeye çalıştığım ana fikir şu. -Derin devletin varlığını iktidardan ayrı tuttuğumuz takdirde,oluşturulabilecek her türlü iktidar kaynaklı komplolara bir kaçış zemini yada koridoru oluştururuz. Bu kolaylık ,bazı durumlarda iktidarın,organize edebileceği durumlarda kaçış kozu olur. Faili meçhul kavramını genelleştirirsek, meçhul olmayacak faillerinde korunmasına olanak veririz. O halde derin devlet yoktur der isek bu iktidarlardan yada siyasi erk'ten bağımsız olamaz dersek ve baskıyı iktidara yöneltirsek; -İktidar seçmenlerini kaybetmemek için ,seçilememe korkusu ile ,kendi dışında oluşmuş olayların üstüne daha sıkı gidecektir. -Kendisi bu tazyikin altında kalacağından ulu orta derin devlet maskesi altında kendi siyasi kanunsuzluklarını hayata geçiremiyecek yada çok azını geçirebilecektir. Neticede halk kazanacaktır.Demokrasi kazanacaktır.Adalet kazanacaktır. Tabii ki bunlar birer hayal birer temenniden öte şeyler değildir.Ama her abuksubuk olaylarında bilinmezler çukuruna atılmasına inan ki bir insan olarak dayanmak kolay değil.
  18. Yani muhterem nereden çıkarırsın böyle nazik konuları suyun üstüne Elbetteki muhtemeldir. Neden olmasın? Dünyada birçok düşünür yada yazar yada kendini öyle sananlar birçok eseri ufak rötüşlarla kendilerinmiş gibi bastırmışlar,haklı yada haksız bir ün elde etmişlerdir. Bu tip bir dünyanın cocuklarının bizde de olmalarında kanaatimce bir zarar yoktur. Geçmiş zamanda bir cümle okumuştum.Tablolar üzerine "Kopya yoktur.Zira her kopya kopyalayanın orjinale olan katkısını yaratır ki bu bile orjinalin ta kendisidir." Düşününce hak vermiyor değil insan. Rahmetli A.Ağaoglu'nun "Bir Düğün Gecesi" ni okurken yaşadığım zorluk,kavram karmaşalarım onlarca defa eseri okumadan bir kenara koymayı gerektirdi.Sonunda Gençliğin inadı ile eseri bitirince alışılagelmiş kahraman kalıplarına hiç uymadığını gördüm. Eserde kahraman yada kahramanlar yoktu. Bu eserdeki kahraman aslında bir düğün'dü. Yazar,düğüne katılan herkesin içine girip,o düğüne bakış açılarını ayrı ayrı anlatıyordu. Derken bu eser ben okuduktan bir yıl sonra ciddi ödüller aldı. Yıllar sonra öğrendim ki bu eser basılmayan bir deneme ve irlandalı bir şahısa ait. Selim İleri'nin yaşarken ve Ölürken eseri çok ciddi bir kurguya sahiptir.Gel gelelim bırakın nobel'i ülkemizde bile bir ödüle deger görülmemiştir. Selim İlerinin diğer eserlerini de okudum ama bu tip bir çizgiye asla raslamadım. Büyük bir ihtimal ile A.Ağaoglu'nunkine benzer bir akibeti paylaşıyordu. Artık yazarlara pek inanmıyorum sevgili Bozan
  19. İmalat sektörümüz,son zamanlarda üretimini Çin'e havale ediyor,oradan getirip burada satıyor(çok ucuza maloluyor da) Tarım bakanlığımız niye var?Tohum islahını beceremiyor ise,ziraat mühendislerimizin birçoğu konularının dışında çalışıyorlarsa suç kimin? ABD ve AB den subvansiyonlu ürünler hangileri imiş? Subvansiyon mu kaldı.Türkiye'de satılan %80 oranındaki ürünlerin hepsi Avrupa ve ABD'de %20 ile %40 daha ucuz (merak edenler nette araştırsınlar ben sahsen şok olmuştum) Doların her düşüşünde imalat girdilerinde devletin tekel olduğu maliyet kalemlerinin sabit kalması bile ihracaatcının iflahını kesmeye yetiyor.Kar makası zarara dönünce ihracaattan vazgeçiliyor.Bu durumda ithalat, azalan ihracaata göre yukarı çıkacaktır elbet. En tatlı paranın Bankalar yolu ile Türkiye'de kazanıldığını görenlerin ağzının suyunun akması doğaldır.%7,8 enflasyon oranı olan bir ülkede kredi kart faizlerinin %80 lerde dolaşması kadar iştah açıcı ticaret nerede var? Bir tarafta Çin,bir tarafta yüksek maliyetler ve arasında sanayici,ya fabrikayı kapatacak yada yabancı bir ortak alarak onurunu kurtaracak İMKB 'e geçmiş zamanlardan kısa bir örnek vereyim.(Ökkeş ÖZUYGUR,"Petkim hisselerini 3bine satıp 2bin'in altında topladık iyi para kazandık demiştir.) İhlas,3 trilyona yakın kar beyan edip hemen iflas etmiştir. Yüksek vergiler,hesaplanamayan enflasyonlar ve sürekli yükselen maliyetler,namuslu işadamını bile kayıt dışına itmiştir. Bu arada çılgın vurgunlar,iktidar talanları,yandaş kayırmaları,bir gecede trilyonerler ordusu,rüşvetler,hediyeler. Bu paraları kim yedi ? ABD mi? AB mi? Akademik platformdan bakılınca ayrıntılar pek görünmüyor ne yazık ki. Bunların tümünü ABD yada AB organize etti ise (ben inanmıyorum zira içimizdeki yamyamların eline Bırakın ABD'lileri yahudiler bile su dökemez)helal olsun diyeceğim. Hani meşhur Sokollu'nun bir cevabı vardır "Siz dışarıdan biz içeriden yıkamadık şu osmanlıyı" Ya da harika bir Anadolu sözü vardır. Bırakın dışarıyı insanı yorgan biti sokmasın. Sevgili dipnot,Sayın hocamızın neticeleri bilinenin ötesinde değil.2,5 m2 lik bir polar'ı 4 ytl perakende olarak alıyorsanız inanın ki bu ülkede çamaşır makinasına bile ihtiyaç yok.Yıkama maliyeti bile yenisinin üstüne çıkar. Sorunları değil çözümleri üretmek zorundayız. Bunlarda o kadar güç şeyler değil. Ama koca bir ekmek iken kırıntıya dönüşmüşüz,o kırıntıdan bir ekmek üretmek,çok zordur ama imkansız değildir. Devletin dehşet karlardan uzak durması ile başlayabiliriz. En azından hocamızın bunları dile getirmesini beklerdim. Zira bunların değişik versiyonları iktisat kitaplarında vardır. (İki milyarlık bir malı size satıp tekrar iki milyara geri aldığımda 4 milyarlık bir piyasa yaratmış olmuyoruz dostum.Bunlar sadece iktisat oyunlarıdır.İstatistiksel kandırmacalardır. Sadece safların dikkatini çeker.) Gerçek çok daha kolay bir yerdedir.Sadece keşfedilmeyi bekler. sevgilerimle dipnot,umarım kızmamışsındır.Zira seni asla kızdırmak istemem c:)
  20. Meseleye bakış açınız bana biraz samimi gelmedi sayın enes.34 Zira öyle birşeyin iktidar oluşumlarının üstünde olmasını kabul edersek eğer,İktidara her gelen parti yada partilere kullanabilecekleri kozlarıda vermiş olmazmıyız? Kişisel kanaatim bu konuyu ciddi bir şekilde iktidarın üzerine yüklemektir.İktidarın birçok bilgi ve belgeye ulaşması çok daha kolaydır.Ama gerek toplumsal gerek tabansal olarak böyle bir yük karşısında kaldığı zaman çözümüde üretecektir.Yoksa bu tip vakaları derin devlet,ve devlet içindeki lokal örgütlenmelere yüklersek,iktidara gelenler bu tip olayların içinde olduklarında çok kolay bir kaçış yolu bulmayacaklar mı? Bu tip faili meçhullerin bedelini iktidara yüklemek bir anlamda iktdardaki kişilere bir otokontrol sistemi üretir.İktidar dışından müdahaleler olacaksa onlarıda çekimser yapacaktır.Neticede kilitlerde medya da iktidarın elindedir. Bu tip olaylarda aklanmak iktidarı hem halk gözünde yüceltecektir hemde uluslararası hukukta yüceleştirecektir. Bundan evvel oluşan olaylarda böyle bir yönleniş olsa idi belki de bugün böyle cinayetlere tanık olmayacaktık kimbilir. Derin devlet kavramı biraz bana görünmezlik pelerini gibi gelmeye başladı. Elbette başka oluşumlarda olabilir ama önce iktidarın bunu haysiyet meselesi yapması gerekir.
  21. Sevgili dostum,başka birşeyin varlığı nasıl ispatlanacak o zaman? Şuçlular hükümetin desteğinde iseler,sorumluluğuda paylamışlar demektir. Devlet,hiyerarşik bir kurum ise(ki öyledir Cyrano'nun çok kalın çizdiği durum budur)bu tip şeylerin bilgidışı oluşmasına imkan yoktur.O halde bu dairenin dışında oluşumlar,teoriler aramak olanaksızdır. Bu düşünce tarzı,sorumluluklukları yeniden gündeme getirecektir.Hiyerarşik düzende en üstten en alta kadar ciddi bir tazyik oluşacak ve olay aydınlanacaktır.Netice ortaya çıkacağından ortakmış yada bizzat içindeymiş yorumlar ortadan kalkacaktır.İçinde olmadığı yada ortak olmadığı ispat edilince bu sefer hukuk, bunun dış kaynaklarını araştıracaktır.Galiba en dogrusuda bu zaten.Ama bu kovuşturmanın nasıl uzayacağını yada uzatılacağını,daha vahim taze olaylarla saptırılmayacagına kim tahaahhüt verir bilinmez.
  22. Cevabın fevkalade samimi Cyrano.Çok kısa ve öz.Beni korkutan yanı ise yazdıklarının dogrulugu. Yazılanlardan yola çıkıldığında bilgisi dahilinde olanların suça iştirakleri oluşmaktadır. Ucuz suistimallerden bahsetmek dogru değildir. "Ben cinayet işleyeceğim sende göz yumacaksın"(faili meçhul kalacak sandım ifadesinin anladığım çevirisi bu) Resmen işbirliğinin teyididir. O halde neden hakkında suç duyurusunda bulunulmuyor?Dokunulmazlık demek çekip silahı insanların gözlerinin önünde insanları öldürme serbestliği midir? Bu ülkenin aklı başında hukukçularının niye hiç sesi çıkmıyor? Derinliklerden mi ürküyorlar? Belkide Orhan Veli'nin dediği gibi "bu işte bir iş var"
  23. Herşeyi güzel anlatmışsın Cyrano. Rahmetli ECEVİT,kırmızı koltukta konuşurken"Öyle yerler varki oralara girebilmek için başbakan olmanız bile yetmiyor" tarzında bir cümle etmişti. Yetkili üst makamlardan daha yetkili bir makam mı var acaba yoksa gerçekten ifade ettiğiniz gibi tüm oluşumlardan başbakanlığın haberi var mı? Hiyerarşik bir şekilde açıklamışsınız.Gerçekten olması gereken bu ama bu hiyerarşik düzenekteki kırık parçanın temsil ettiği güç ne? "Suç benim ben söylemedim"derken bu ifade sizce masum bir unutkanlık yada sıradan bir zaaf mıdır? Yıllarca reddedilen derin devlet kavramı yeniden ortaya çıktı.Şimdi bunu söyleyenler sıradan kişiler değil.Bir başbakan. Acaba birşeylerden kaçmak için kullanılan son kale mı bu derin devlet? Herkesin susmasını sağlayan. Sadece cinayetlerin bu kadar kolay kurulacağına pek inanamıyorum. Yada bu kararlar alınırken üst yöneticilerin herşeyi kolayca harcayabileceklerine inanmıyorum. Neticede ciddi bir seçmen kitleleri var.
  24. Tebrik ediyorum sayın Markus.Gerçekten tebrik ediyorum. Sevgili Sardunyam'ın içtenlikle içini açması beni şaşkına çevirdi.İnanamıyorum ve hala şoktayım. Hepimiz kuvai-milliyeciyiz sevgili sardunyam.Sizin inançlı bir sosyal demokrat olduğunuzu zaten biliyorum.Birbirimizi neden tanıyamıyoruz? Sevgili Bozan'ın yazılarındaki muzipliğin farkına vardığımda çok şaşırmıştım.O ince mizah anlayışının arkasının çok dolu olduğunu biliyordum. Çetin ALTAN'ın geçmişteki bir yazısında harika bir oturtma vardır. Özgürlüğün olmadığı bir iktidarın olduğu ülkede yönetimi övmek,onu yüceltmek değil onunla resmen dalga geçmektir tarzında bir cümle idi. Birbirimizi yavaş yavaş tanıyoruz değil mi sevgili Bozan farkında mısınız? Ahenkli bir mozaik oluşacak yavaş yavaş. Sanırım bundan sonraki sarmallık daha renkli olacaktır. Bunca değişik yorumların tümünün tek ortak paydası ÜLKEMİZDİR. Tek renklilik bize asla yakışmaz. Biz renkleri seviyoruz. En önemli çıkış o renkleri bukete döndürebilme sanatıdır. Siz buna gökkuşağı da diyebilirsiniz. Bu ülkeye bu yakışır zaten.
  25. Son zamanlarda gelişen olaylara bakar isek,sanki dikkatler bir yerlere çekilmeye çalışılıyor.Saçma sapan bir cinayetin boyutları inanılmaz bir şekilde örgüleniyor,Ermeni yasasının temsilciler meclisine sevkinden önceye tesadüf ettiriliyor.Bu arada Irak ateşi,kontrol dışına dogru hızla yayılıyor.Akdeniz birden barut fıçısına dönüyor,harb gemilerimiz rutin! görevlerini kıbrıs açıklarında yapıyor.ABD ve uzatılmış aşkı ingiltere devreye giriyor.haberlerde sapık ilişkiler,po*nografi,internet kahveleri,işleniyor.Tüm gazetelerin sayfalarını azgın ve çıplak mankenler süslüyor.Alo beni ara, ateşli hatlar vs için turksat bile kuşatılmış.Network ağından engellenemeyen yükle-red et uyanıklığı ile anlamsız kazançlar,bu arada insanı çileden çıkaracak cinayetler,onların arka yüzü ve "Hepimiz ermeniyiz" saçmasapanlıkları vs.vs. vs Arkasından Atatürk'ün gençliğe hitabesi Ve gençliğe hedef gösteren ajitatör bir nutuk. Ben korktum Sardunyam.
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.