Zıplanacak içerik

gloria

Φ Süper Üye
  • Katılım

  • Son Ziyaret

gloria tarafından postalanan herşey

  1. Bu nasıl bir rezilliktir anlam veremedim... Rezil bir katilin peşinde rezil bir medya ordusu... Utanç verici... Öldürülen aydınların aileleri ortak bir bildiri yayınlamış, "Düşünceyi kurşunla susturmaya çalışan, kurbanını tanımadan öldürenleri övmek bir insanlık suçudur" demişler.... Evet Ağca ve benzerlerini övmek bir insanlık suçudur. Ve dün Medya da bu insanlık suçuna Ağca ile birlikte ortak olmuştur... Bakın Hürriyetten birkaç başlık: Sanki kendisi bir katil değil de bir prens!!! AĞCA KALABALIKTAN BAYILDI AĞCA ÇÜRÜK ÇIKTI.. AĞCA NIN TAHLİYE SERÜVENİ... MERCEDES TEN İNDİ AUDI YE BİNDİ... İŞTE AĞCA'NIN İLK SÖZLERİ... 20 OCAK'TA BASIN TOPLANTISI DÜZENLEYECEK YEMEĞİ DIŞARDA YİYECEK HANGİ ODA KAÇ PARA? Diğerlerine bakmadım bile, burada neler yazdığını okumak dahi istemiyorum, başlıklar bile tek başına insanı insanlığından utandırmaya yetiyor... Katillere özgürlük, aydınlara ise ölüm... Daha da ayrıntılı okumak isteyen için bu da link: http://www.hurriyet....861.asp?gid=229
  2. gloria şurada cevap verdi: nyx-fallen angel başlık Yabancı Sinema
    Bugün izledim hem de 3D izledim Mutluyum gururluyum... Yalnız izlerken kendime de inanılmaz güldüm. Savaş sırasında savaş uçaklarından bir parça kopup son hızla üstüme doğru gelirken, vücudumu, o gelen parçadan korumak için sola doğru çektiğim an ise sanırım koptuğum andı.. Bu filmi 3D ile izlemekle ilgili diyeceğim odur ki eğlenceli ve heyecanlıydı... Ama şart değil... Filmi 3D li ya da 3D siz mutlaka izlemek lazım çünkü o 3 saatin her anına değiyor... Konusu ve konunun işlenişi ise mükemmeldi bence...
  3. Eğer boyle bir olay gunumuzde yaşanmış olsaydı, bu dediklerinizde ve hatta yaptığınız suçlamalarda (pedofili vb.) son derece haklıydınız lakin bundan 1400 yıl önce yaşanmış ve o donemin adetlerine gore hiç de tuhaf karşılanmayacak bir durum üzerinden, "sen şimdi çocuğunu 50 yaşındaki adamla evlendirir miydin" diye sormak ya da buna benzer örneklerle düşüncelerinizi anlatma çabasına girmek büyük bir yanılgıdır diye düşünüyorum. Bu durumu problem etmek bugünkü düşünüş tarzıyla ilgili birşeydir, halbuki böyle bir tartışmanın içine giriyorsanız olayları kendi zamanına göre değerlendirmelisiniz... Değil mi Sayın Buckminster? Takılmayın bunlara bu kadar bence, Kleopatra da kardeşiyle evlenmiş, Hint efsanesinde Tanrı Brahma’ nın öz kızı Savarti ile evlendiği söylenir, Mısır tanrısı Ammon, hem annesinin kocası hem de oğluymuş, İsa'nın babası da Allah'mış diye gider bunlar... Boş yani bu tartışma, çözülemez ancak böyle kısır döngülere sokar adamı...Sanmayın ki bu olanları onaylıyor veya savunuyorum, sadece bu tartışmayı kendimce hiç de mantıklı bulmadığımı açıklıyorum... Mantıksız bir tartışmanın ortasında ne işim var peki o halde... Galiba ben bu mantıksızlığa tahammül edemedim... Bir daha da gelmem zaten bu başlığa, bu da son olsun...
  4. 8 - 2 / 3 + 6 / 4 + 9 / 1 * 7 - 5 = 72
  5. gloria şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Bilmeceler ve Zeka Soruları
    Tamam ama kehanet hangi kehanet.. 2012 ile ilgili kehanetler değişik değişik ve hepsi mayalara atfediliyor, önce tam olarak hangi kehanetten bahsediyorsun.. yani mesela 2012 yi kıyamet olarak belirleyen ve dünya ve insanlığın bu tarihte yok olacağını söyleyen kehanet MÖ 24000 yılında başlayıp şu an hala devam eden ve tam olarak Aralık 2012 yılında biteceğini ve yeni bir çağın başlayacağını, bunun da tüm insanlık ve dünya için buyuk bir değişim olacağını söyleyen kehanet 2012 yılında marduk denilen gezegenin/gök cisminin dünyaya veya dünyanın bir kısmına çarpacağını dünyayı ya da dünyanın bir kısmını (özellikle ABD oldugu soylenir) yok edeceğini söyleyen kehanet (Marduk her 3600 yılda bir dünyayı teğet geçer ve Maya takvimine göre yeni ziyaret 2012 yılındadır. Yani zamanın (çağın) mı, yoksa dünyanın mı, yoksa dünyanın bir kısmının mı yok olacağını söyleyen kehanet? Hangisi yani? hani bir tahminde bulunacak olursam şu anda çok saçma gelecektir ama yine de saçma falan bulunayım bakalım Diyelim ki Marduk la ilgili olan kehanetten bahsediyoruz ve bazı teorilere göre Marduk, 10. gezegen olarak kabul edilir. Birkaç sene öncesine kadar da 9 gezegenimizin olduğu varsayıldığında Marduk 10. gezegen sayılabilirdi ama artık 8 gezegenimiz var ve Marduk bu durumda 10. değil 9. gezegen olarak da adlandırılabilir. Sen de bundan yola çıkarak kehanetin gerçekleşmeyeceğini söyleyebilirsin. Yani Marduk aslında 10. değil 9. gezegen ve bu zamana kadar onun 10. gezegen olduğu varsayılmışsa bu hatalı bir varsayımdır... Burada hata varsa kehanette de hata vardır gibi bir mantık yürütmüş olabilirsin.. Sonuç itibariyle bize önce tam olarak Mayaların 2012 kehanetiyle hangi kehanetten bahsettiğini açıklarsan biz de daha mantıklı bir cevap verebiliriz gibime geliyor..
  6. İkizler burcuyum ve bence iyi ya da kötü özellikleri hiç fark etmiyor bu burç baya baya beni anlatıyor...
  7. gloria şurada cevap verdi: arman başlık Beslenme ve Diyet
    Kilo almak gibi kilo alamamak da bir sorun... Her iki durumda da bir diyetisyene gidin, sizi en doğru onlar yönlendirecektir.
  8. 1- Sevgilinizin gözünü kapatın ve ona bir sürpriz gösterin. (Kötü bir sürpriz değilse bence butun kadınlar sever bunu neden olmasın ki) 2- Ona söylemeden bir haftasonu şehir dışında plan yapın.(Sevgiliniz gezmeyi sevmiyor ve evde oturmayı tercih ediyorsa bence mantıklı degil... Yani bütün hafta çalışıp yorulan birisi için hafta sonu da evinde oturmayı istemek kadar doğal bir şey olamaz.. Ama gezmeyi seven kısa seyahatlerden zevk alan birisi için ideal bir madde olabilir.. Tabii buradan çıkan sonuç sevgilinizi ne kadar tanıdığınız veya tanımadığınızla da ilgili) 3- Ona şarkı ya da şiir yazın. (Yeteneksiz bile olsanız bu yine de sevgilinizin hoşuna gider diye düşünüyorum...) 4- Ona hayatınızda karşısına çıkan en güzel ve mükemmel kadın olduğunu söyleyin. (Bunu sözlerle değil,gözlerle ve davranışlarınızla ifade etmeniz emin olun daha etkili olabilir...) 5- İşten yorgun argın geldiğinde, ona sıcak bir banyo hazırlayın. (Rahat bırakın yeter.. Banyoya ihtiyacı varsa zaten kendisi de yapabilir...) 6- Evin bazı yerlerine onun görebileceği şekilde aşk mesajları yazın. (Hoş!.. Neden olmasın...) 7- Bir haftasonu yatağına kahvaltı götürün. (Böyle abartılara gerek yok, onun yerine sevgilinizden 1 saat erken kalkıp ona güzel bir kahvaltı masası hazırlayın, kahvaltıdan sonra masayı toplayın, bulaşıkları da yıkayın yeter, emin olun daha çok makbule geçer...) 8- Hava soğuk olduğunda, ceketinizi verin. (sarılın yeter, sevginiz sevgilinizi ısıtır zaten... Zaten sizi çok seven birisi ceketinizi ona verdiğinizde sizin üşüyebileceğinizden endişelenecek ve mantık olarak böyle bir şeyi kabullenmeyecektir.) 9- Ofisine çiçek gönderin. (Riskli bir madde.. İş yerinde özel hayatı deşifre ediyor... Hoşa gidebilecek ya da ters tepebilecek bir madde... örneğin herhangi bir zamanda olmaz, yapılmamalıdır ama özel günler (doğum günü vs.) için istisna kabul edilebilir bence) 10- Sevdiği şarkılardan bir CD hazırlayın (Çook hoş...) bu an şeyi kızlar siz doğrular mısınız bilmem
  9. Bence doğru olur Bu arada ben gecen ay oturdum bu filmin kitaplarını da okudum 4 cildi iki haftada bitirdim... kitapları bitireceğim diye uyuyamaz oldum, çok güzellerdi neredeyse son zamanlarda okuduğum en heyecanlı en elimden bırakamadığım romanlar bunlar oldu... Aynı heyecanı bulamayacağımdan olsa gerek şu aralar kitap okumak bile sıkıcı gelmeye başladı... Hem de benim gibi bir kitap kurduna Nasıl birşeyse gündüz okuduklarım gece de rüyalarıma giriyordu yani bu kitaplar benim için aynı zamanda tam bir görsel şölendi de...
  10. gloria şurada cevap verdi: nyx-fallen angel başlık Yabancı Sinema
    Ahhh gideceğim gideceğim ama hala gidemedim sanırım yarın gideceğim
  11. gloria şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Yabancı Sinema
    Tabii bu açıdan bakınca Buckminster süperdi sanki Buckminster da biraz Jack Sparrow havası vardı, zaten ben Jack Sparrow u da karakter olarak cok begenirim o nedenle Buckminster ı da çok hoş buldum
  12. Bence izlediğinizi unuttuysanız filmi de unutmuşsunuzdur Admincim bir kez daha izleyin derim... Ve hatta izlemişken devamını getirin diğer tm Miyazaki filmlerini de izleyin Ben sizin tavsiyelerinize uyuyorum siz de benimkine uyun bence Howl's Moving Castle : Yürüyen Şato Kiki's Delivery Service : Küçük Cadı Kiki My Neighbour Totoro : Komşum Totoro Şimdilik bunların tanıtımını yaptım ama diğerlerini de izledim, ilk fırsatta onları da tanıtacağım
  13. gloria şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Moda, Güzellik ve Kişisel Bakım
    şekerim bunlar son moda tırnaklar mı yoksa ilgin. tırnaklar mı? Ona göre tırnak modasını takip edip etmemek gerektiğine karar vereceğim de
  14. Olur mu hiç öyle şey, ne haddime sinirlenmek ben sadece sizin söylediğinize karşılık fikrimi söyledim Sayın Son-Dem... Bir çocuk daha yapsam mı diyorsunuz, hiç olur mu öyle şey, önce kendinizi anlayın lütfen... Ne yapmak istediğinize karar verin... Eğer eşinizle kalmaya devam etmek istiyorsanız ve bir çocuğunuz daha olsun istiyorsanız o zaman çocuğu yaparsınız... Ama Sevgili Zebercet İn de dediği gibi belki de bu kaçırmak üzere olduğunuz büyük balıktır ve siz bu balığı yakalamayı tercih edebilir ve kimbilir belki de eski sevdiğinize döner, onunla mutlu bir evlilik kurar ve bir de çocukla ailenizi daha da güzeleştirirsiniz... Ama şimdi lütfen çocuk düşünmeyiniz... böyle kararlar vermeyiniz.. Şu an düşünmeniz gereken başka öncelikleriniz var diye düşünüyorum...
  15. Çocuklar insanları sadece bir anne veya bir baba yapar, iyi aile yapmaz...
  16. Mecidiyeköy’ de Dün İnsanlık “İzne” Çıkmıştı Mecidiyeköy metrobüs durağı önünde eylem yapan engellilere tahammülsüzler ‘Sokağa niye çıkıyorsunuz’ diye bağırdı. Ezilme tehlikesi geçiren eylemcinin yardım çağrısını polis ‘Siz başlattınız, niye yardım edeyim’ diye geri çevirdi. “Bir grup tekerlekli sandalyeli metrobüsle gezmeye çıkarsa ne olur?” diyerek yola çıkan Özürlüler Vakfı üyeleri, engelli asansörünün bozuk olduğu Mecidiyeköy Metrobüs Durağı’nda, tekerlekli sandalyeleriyle tek merdivenin girişinde eylem yaptı. Dertleri, engelsiz yolculara “Bir dakika bakar mısın?” diye sormak, “Buradan geçemiyoruz” diye seslerini duyurmaktı. Beş dakikalık eylem merdivenleri tıkayınca kimi ‘engelsiz ancak demokrasi özürlü vatandaşlar’, “Burada ne işiniz var, sokağa niye çıkıyorsunuz!” diye bağırdı. Polis de “Artık eylemi bitirin” diye çıkıştı. Engelliler, seslerini duyurmak için geldikleri merdivende, izdihamda ezilmekten son anda kurtuldu… Toplumsal Haklar ve Araştırmalar Derneği’nin, metrobüs duraklarının engellilerin kullanımına uygun hale getirmesi için açtığı davanın ardından bu kez Özürlüler Vakfı ile çeşitli engelli derneği üyeleri soruna dikkat çekmek için, engelli asansörünün ‘nedense’ çalışmadığı Mecidiyeköy Metrobüs Durağı’nda buluştu. Eylemciler ellerinde, “Bir dakika bakar mısınız”, “Buradan geçemiyoruz”, “Özür dileriz sokağa çıktık” yazılı dövizler taşıdı. Durağa çıkan turnikeleri geçen 10’a yakın tekerlekli sandalyede bulunan 50 civarında engellinin amacı, seslerini ‘engelsizlere’ duyurmaktı. Kaldı ki, engellilere göre, merdivenleri sadece engelliler değil, yaşlılar ve nefes darlığı çekenler de kullanamıyordu. ‘Sonuç alana kadar devam’ Açıklamayı yapan Vakıf Başkanı Seyhan Sandıkyapan sonuç alana kadar bu eylemlere devam edeceklerini belirtti. Metrobüslerin, özürlülerin binmemesi için dizayn edildiğini ifade eden Sandıkyapan “Ülkede sekiz milyona yakın özürlü var. Bu insanların da özgürce dolaşabilmesini, sosyal hayata katılabilmesini istiyoruz” dedi. Yaklaşık beş dakika süren bu eylem yüzünden metrobüslerden boşalan yolcular merdiven başında kaldı. Kimi yolcular, “Bir dakika bakar mısınız?” çağrısına uyup eyleme destek verirken, merdivenin sıkışmasından ve beklemekten rahatsız olan ‘engelsizler’ eylemcilere “Burada ne işiniz var”, “Gidin eyleminizi başka yerde yapın”, “Sokağa niye çıkıyorsunuz” diye bağırdı. Giderek artan tepki ve izdiham karşısında polis, engellilere, “Eylemi bitirin” dedi. Ancak, dışarı çıkamıyorlardı. Vakıf üyelerinden biri, engellileri dışarı çıkarabilmek için eylemi izleyen polisten yardım istedi. Polisin verdiği cevap “Siz yaptınız, niye yardım edeyim” oldu. Vakıf Başkanı Sandıkyapan insanların tepkisini üzüntü verici olarak nitelendirerek “Bu toplumun bilinçlenmesi için uğraşacağız” diye konuştu. ‘Tepki acizliklerini gösteriyor’ Vakıf Genel Sekreteri Esra Berberoğlu’na göre, eyleme yönelik tepkinin toplumun özürlülere yönelik bakışını da gösterdiğini belirterek, şunları söyledi: “Biz metrobüsün ulaşıma uygun olmadığı ve düzeltilmesi noktasında farkındalık oluşturması için bu eylemi yaptık. Sadece tekerlekli sandalyeliler değil, yaşlılar, hamileleler ve nefes darlığı çekenler dre metrobüse ulaşamıyor. Herkesin erişimine uygun mekanlar oluşturulmasını istiyorduk. Bir kısmı destekledi, bir kısmı da beş dakika engellenmeye tahammül edemedi. Düşünün ki, engellilerin bütün ömrü böyle geçiyor. Bu tepki onların acizliğini gösteriyor. Çok da şaşırmadık. Türk toplumunun özürlüye bakışını gösteriyor. İnsanların bu durumu anlaması için bizim yaşadıklaramızı yaşamaları gerekmiyor. Bir arkadaşım ömrü boyunca oraya çıkmakta zorlanacakken, onların beş dakikalığına bu sıkıntı yaşaması çok mu önemli? Alıntıdır.
  17. 1 çocuğunuz var, üstelik iyi bir de eşiniz var ve siz yüreğinizin götürdüğü yere mi gitmelisiniz bir karar veremiyorsunuz... Hani demişsiniz ya; "Evlenmiştim ama ben ben değildim de bir robottum sanki,eşimide üzmek istemedim hiç,çünkü o da iyi bir insandı. Bu evlilikten daha iyisini hakettiğini düşündüm hep" Belki de eşiniz bu evlilikten daha iyisini haketmiştir... Hiç bunu da düşündünüz mü? Nasıl istiyorsanız öyle yapın, tekrar söylüyorum, en doğru kararı siz verirsiniz...
  18. Bence de UFO konusu henüz kanıtlanmamış ama kanıtlanmaya çalışılan bir teoridir, gerçek de olabilir, olmayabilir de ama bu bilim altında rahatlıkla tartışılabilir ve paylaşılabilir. Bir sakıncasını görmüyorum... Ayrıca insanların aklına UFO denildiğinde ilk olarak uzay konusu gelir, bilimkurgu gelmez, doğal olarak bu konunun bu bölümde bulunması konunun ulaşılabilirliğini kolaylaştırır.
  19. Bir psikolog böyle birşey demez ya da demişse bile aslında dememelidir. Onun sana demesi gereken tek şey; "kararı kendin vermelisin" şeklinde olmalıydı... Ve tabii ki kararı kendin vermelisin...
  20. Ben de Doğa'dan birkaç örnek vereyim... Geçenlerde birlikte bir eczaneye gittik, eczacı yaşlıca bir amca, yanında bir de gençten bir çocuk çalışıyor... Doğa etrafa bakınırken prezervatif kutularını fark etti ve sordu? -Teyze şu renk renk şeyler ne? Ben tabii ilk önce bir güzel kızardım, yıllardır öğrencilerle çalıştığım halde ve yıllarca "çocuklar ve cinsellik" eğitimi aldığım halde kala kaldım. Ne diyeceğim diye düşünürken eczacı amca, bıyık altından gülerek; -şeker yavrum onlar şeker. dedi... Doğa hala ısrarla bana bakıyor ve mantıklı bir cevap bekliyordu ki en sonunda ağzımdan birkaç cümle döküldü; -Dışarı çıkınca anlatayım canım olur mu? Dışarı çıktık ve tabii Doğa hala aynı merakla yüzüme bakıyor... Ne desem, ne desem diye düşündüm ve sonra dedim ki; -İleride büyüdüğünde eğer anne ve baba olmak istenmediğinde, bu durumdan korunmak için bunlardan kullanılır... -Hımm anladım o halde ben de büyüyünce bunlardan kullanayım, çünkü ben anne olmak istemiyorum... şimdiiiii ben burada desem ki onu anneler değil de babalar kullanır falan laf uzayacak, kimbilir nerelere varacak, en iyisi kısa keseyim nasılsa ileride kendisi öğrenecek diye düşüüp "tamam canım" dedim ve olayı kapattım...
  21. HOWL’ UN YÜRÜYEN ŞATOSU Yönetmen : Hayao Miyazaki Senaryo : Hayao Miyazaki, Diana Wynne Jones Orijinal Adı : Howl’s Moving Castle Filmin Türü : Animasyon Filmin Süresi : 119 Yapım Yılı : 2004 Sophie, kendi dünyasında yaşayan sıradan bir genç kızken Kötülükler Cadısı’nın yaptığı bir büyüyle birdenbire 90 yaşındaki bir kadına dönüşür. Büyüyü çözecek birisini bulmak üzere evinden ayrılır ve yürüyen bir şatoda yaşayan Howl adındaki bir büyücünün yanına yerleşir. Temizlikçilik yaparak şatodaki hayatına devam eden Sophie, yine kendisi gibi kötü bir büyünün etkisinde olan Ateş Cini Calcifer ile birlikte büyüden kurtulmanın yollarını ararken şatonun dışında da amansız bir savaş devam etmektedir.
  22. KÜÇÜK CADI KİKİ Yapım : 1989 Japonya Tür : Animasyon / Aile / Fantastik / Komedi Yönetmen : Hayao Miyazaki Senaryo : Hayao Miyazaki Yapımcı : Hayao Miyazaki Müzik : Joe Hisaishi Süre : 1 saat 43 dk. Geleneklere göre 13 yaşına gelen her cadı, tam bir cadı olabilmek için bir yıllığına evinden ayrılır ve cadılık eğitimini tamamlamak üzere kendi seçeceği bir şehre yerleşir. Kiki de 13 yaşında bir cadı adayı olduğundan güzel bir akşamüstü kedisi Jiji ile birlikte annesinin süpürgesine binerek, sevdikleriyle vedalaşır ve evinden ayrılır. Yerleşeceği şehrin bir cadısı olmamalıdır. Kiki bunu da dikkate alarak okyanusun hemen kenarındaki bir şehre yerleşmeye karar verir. Kiki henüz uçmaktan başka bir cadılık deneyimine sahip olmadığından yapacağı işi de bunun üzerine kurmayı düşünmektedir. Kiki’nin şehre yerleşmesiyle macera da başlamış olur.
  23. KOMŞUM TOTORO Yapım : 1988 Japonya Tür : Animasyon / Aile / Fantastik / Macera Yönetmen : Hayao Miyazaki Senaryo : Hayao Miyazaki Müzik : Joe Hisaishi Süre : 1 saat 26 dk. Anneleri hastanede yatan Satsuke ve Mei babalarıyla birlikte hastaneye daha yakın bir eve taşınmaya karar verirler. Çok geçmeden Mei, Ormanın ruhu olan Totoro ile tanışır. Bir süre sonra iki küçük kız kardeş ile Totoro arasında sıcacık bir dostluk başlar. Totoro yani ormanın ruhu büyülü bir yaratıktır ve bu dostluk küçük kız kardeşlere büyülü bir dünyanın kapılarını aralar.
  24. gloria şurada bir başlık gönderdi: Yabancı Sinema
    Bu bir Hayao Miyazaki klasiğidir. Peki Hayao Miyazaki kimdir? Hayao Miyazaki Japonya’da animasyonun efsane yönetmenidir. Kariyeri boyunca hem pek çok uzun metrajlı animeye, hem de Japonya'da manga olarak adlandırılan çok sayıda çizgi romana imza atmıştır. Eserleri Japonya'da olağanüstü ilgi ve saygı görmektedir. 2002 yılında Ruhların Kaçışı adlı anime filmiyle Oscar Ödülü’nü kazanmış, bununla yetinmeyip Berlin Film Festivali’ninde ödül alan ilk animasyon film olmuştur. Ayrıca Japonya’da bu filmle gişe rekorlarını kırarak, 1997 yılında yönetmenliğini yaptığı Prenses Mononoke filmiyle kendisine ait olan gişe rekorlarını yine kendisi kırmıştır. Türkiye’de ise ilk olarak Isao Takahata ile beraber yaptığı Heidi isimli çizgi dizisi ile tanınmıştır. Miyazaki özellikle son zamanlardaki eserlerinin büyük bir kısmının yönetmenliğinin yanı sıra metin yazarlığını da yapmıştır. Bu türden ilk eserlerinden birisi kendi yarattığı bir mangadan uyarlama olan Rüzgarın Vadisinin Nausicaä'sı 'dır. Bu eserinden sonra Stüdyo Ghibli’yi kuran Miyazaki eserlerini burada hazırlamaya başlamış ve bu stüdyo aracılığıyla hayranlarına ulaşmaya devam etmiştir. Yönetmenliğini Yaptığı Filmler: Kagliostro'nun Şatosu (Lupin III) - (Rupan sansei: Kariosutoro no Shiro; İng: The Castle of Cagliostro2), 1979 Rüzgarlı Vadi - (Kaze no tani no Nausicaä; İng: Nausicaä of the Valley of Wind ), 1984 Gökteki Kale - (Tenku no Shiro Lapyuta; İng: Laputa: The Castle in the Sky), 1986 Komşum Totoro - (Tonari no Totoro; İng: My Neighbor Totoro), 1988 Küçük Cadı Kiki - (Majo no Takkyubin; İng: Kiki's Delivery Service), 1989 Kırmızı Kanatlar - (Kurenai no buta; İng: Porco Rosso), 1992 On Your Mark (şarkı için video klip niteliğinde çizgifilm), 1995 Prenses Mononoke - (Mononoke Hime; İng: Princess Mononoke), 1997 Ruhların Kaçışı - (Sen to Chihiro no Kamikakushi; İng: Spirited Away), 2001 Howl'un Yürüyen Şatosu - (Hauru no Ugoku Şiro; İng: Howl's Moving Castle), 2004 Kayalıktaki Balık - (Gake no ue no Ponyo; İng: Ponyo on the Cliff), 2008 Alıntıdır. RUHLARIN KAÇIŞI-SPIRITED AWAY Tür : Fantastik / Macera / Animasyon / Anime Yönetmen : Hayao Miyazaki Senaryo : Hayao Miyazaki Görüntü Yönetmeni : Youji Takeshige Müzik : Joe Hisaishi , Yumi Kimura Yapım : 2001, Japonya , 124 dk. Babasının işi nedeniyle başka bir şehre taşınmak zorunda kalan Chiro ve ailesi yeni evlerine taşınmak için çıktıkları yolculukta oldukça ilginç olaylarla karşılaşacaktır. Bu olaylar Chiro’nun anne ve babasının karınlarını doyurmak isterlerken bir domuza dönüşmeleri ile başlar. Chiro, anne ve babasını kurtarmaya uğraşırken hava kararır ve havanın kararmasıyla ortalıkta korkunç hayaletler dolanmaya başlar. Chiro’nun anne ve babasını kurtarabilmesi ve aynı zamanda hayatta kalabilmesi için yapması gereken tek şey hayaletlerin yaşadığı bu yerde bir iş bulup, çalışmak zorunda oluşudur
  25. gloria şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Yabancı Sinema
    Ben de bu akşam nihayet Türkçe dublajlı haliye izleyebildim, çok da eğlendim Buck da iyiydi ama benim asıl kahramanım 3 çocuklu bekar bir anne olan Syd'di Hele ki "Hanım hanım bunlay benim yavyulayım" dediğinde gülmekten neredeyse iki büklüm oldum.. Syd'siz bu film o kadar da komik olmazdı diye düşünüyorum...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.