Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

GeceKuşu

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    3.724
  • Katılım

  • Son Ziyaret

  • Lider Olduğu Günler

    30

GeceKuşu tarafından postalanan herşey

  1. Cevap 1- Bence Haksöz'ün akli problemi değil sizin yöneltilen soru ve ifadeleri algılama probleminiz var Cevap 2- Cümlenin bütününün içinden "O yaşadığı dönemim ve şartların etkisinden bağımısz konuşamaz.Evrensel olan ise Allahın sözüdür" kısmını atlayıp peygamber karşıtlığı olarak algılayıp insanları bu çelişki ile yönlendirip yanıltmaya çalışmak cevap değildir... Tespit doğrudur... "Evrensel olan ise Allahın sözüdür" cümlesini gözardı etmeniz, vurgulanmaya çalışılan "yaşanılan dönemim ve şartların etkisinden bağımsız konuşulamaz" ifadesindeki gerçeği anlamanıza engel oluyor...Kendi dünya ve inanç yaklaşımınızla, yapmaya çalıştığınız saptırmalar birkaç iletide bir kendinizle ve çağın gerçekleriyle çelişiyor... Cevap 3- Ben o yada bu başlıkta verdiğiniz cevaplarda kendi içinde tutarlılık ve doğru bilgi göremiyorum... Yapmaya çalıştığınız sürekli kendi anladığınız inanç değerlerini tek doğruymuş gibi burada dayatmak. Sizin çelişkilerinizi sergileyen ifadelere ve kişilere de kendinizde var olduğunu düşündüğünüz ( düzgün, tutarlı, ilkeli, dürüst)( ! ) kişilik yapınızı başkalarına yamamaya çalışmak...Verdiğiniz her cevap kendinize attığınız bir tokat olarak duruyor... Cevap 4- Kendinize atmış olduğunuz tokatlar ayılamanıza yetmiyor olamlı ki,verilen yukarıdaki alıntıda ifade edilenleri ve cevapları görmemezlikten gelip, çelişkili yaklaşımlarınızı nasıl bir akademik algılamadır ki..""Ben size, eğer sarılırsanız asla doğru yoldan sapmayacağınız,"ALLAH'ın Kitabını " bırakıyorum." yanıtını ve gerçeğini hala inkar edip önümüze bir çelişkiymiş gibi sunabiliyorsunuz*.. Cevap 5- Evet yazdıklarınız ve algılamalarınız çelikilerle dolu, bunu farketmiş olmanız, eğer üzerine gitmeyi becerebilirseniz,sizin için büyük kazanç olacaktır.. Cevap 6- Kafanızda yarattığınız en büyük çelişkilerden biri de bu zaten.Bahsettiğiniz bizlerin, kafasında Yaratıcı inancı taşıyan hiç kimseyle bir çelişkimiz yok..Herkes inancı ve anlayışında özgür.. Sizin farkedemediğiniz, anlayamadığınız için bir çelişki olarak beyninizde duran ve dile getirdiğiniz bu şaşkınlık, aslında... bu inanışları eksik, yanlış, sapıtırarak her türlü sömürü amaçlı kullananlara karşı olduğumuzu görememeniz... Günü gelipte bu yanlışları ortaya döken, inancı ne olursa olsun gerçekleri dile getirenlerin bu doğru yaklaşımlarına elbette haklı göreceğiz...Sizin kafanızda oluşturduğunuz karşıtlıklar birbirini reddeder, doğrularda bile anlaşamaz saplantınız,elbette bunu anlayamaz ve şaşırdım çeliştim, çelişkili gibi kendi düşünsel aymazlığını ortaya döker...Bu tokat kendinize attığınız bir tokattır...Umarım uyanır ,ayılır, kendinize gelip, kendinizle artık bukadar çok çelişmezsiniz... Cevap 7- Evet finalde sergilediğiniz son görünümde bu "Artık bu kadar çelişkinin olduğu bir ortamda buyrunda paylaşımdan söz edin"...Pes doğrusu evet insanlar kendi yarattıkları çelişkilerde nasıl da boğuluyorlar değil mi? Cevap 8- Sonun da Baş edemezsen, gerçekleri verilen yanlış cevaplarla örtemezsen...hemen bildik tavırlar.. Kendi saçmalıklarını itiraf edemeyenlerin saçmasın suçlamaları ve ve ve düello teklifleri... Çeliş ki terapi Çelişki... Akademik sonuçlar üretme ve sezgisel yetenek eğitim aldığını iddia eden birinden tam tersi yaklaşım ve nüanslar.... Hayatımda gördüğüm en büyük çelişkilerden birincisi kim ve ne olabilr diyerek kendinize dönüp bakmanızı öneriyorum...
  2. Sevgili berceste ben sana yada bir başkasına hitaben yazmadım... Konuyu talip ettiğim kadarıyla yanıtlanmayan soruları bir araya getirdim... Kim üstüne alınır yanıtlar bilemem ama galiba herkes kendi içinden yüksek sesle bu soruların yanıtını verebilmeli... Örneğin ben "bu safsatalara gerçekten inanıyormusunuz?" sorusuna hayır diye yüksek sesle yanıt veririm... Kulağına bir şeyler fısıldanan insanların "Kuranı Muska kitabı yapma yetkisini kullananlara" değilde en yakın sağlık kurumuna bir an önce gitmesi gerektiğine inanırım... *** Şu sıra copy/paste saplantısınında bir çeşit ruh sağlığı sorunu olduğunu düşünüyorum... İnsanlar bu rahatsızlığın pençesine düşünce, kendi içlerinde kaygı ve kuşkular üretip, bu cevapsızlıklarını birilerine yamamak telaşıyla, İnsanları düşüncelerinde yargılayıp kafasında sınıflara ayırıp onlara olduklarından az yada çok değerler biçip; Gibi sonuçlara varılabiliyorlar... ""Copy yapanları görmeyip,paste yapanları anlamak, zihinsel ve görsel bir rahatsızlıktır...Bu sinsi ve gizli rahatsızlıkların bir an önce tedavisi gereklidir...Beyin hücerelerine yapışıp kaldığında öldürmeyen ama süründüren, tedavisi çok zor olan düşünsel bir rahatsızlık haline dönüşüverir... Baş dönmeleri ve sıkıntılar artar,herkes düşman ve yok edilmesi gereken zavallı yaratıklar haline dönüşür.İlgili ilgisiz her söylenene aynı anlamlar yüklenir, Ahmet..Fatma, Ayşe..Ali olarak anlaşılır.Bisikletle kamyon arasındaki önemli farklar göz ardı edilir...Bu görsel ve anlam farklılıklarını sezen normal zekalılar bu hastalığın pençesinde kıvrananlara, üzüntülü ve yaşlı gözlerle bakarlar ama ne yazıkki tedavisi bulunamadığı için çözümsüz kalırlar..."" Bu son paragrafın copy/paste yapıldığı kaynak, uzun aramalar sonucu bulduğum, "psikolojik sapma ve saplantılar " adlı yazının bir bölümüdür... site adresi ulaşmak isteyenler için aşağıda verilmiştir... SİTE ADRESİ Selametle...
  3. yok ben almayayım afiyet olsun... bu tür maddeler bana dokunur... Öyle anlamam ben bir cisim iki varlık...mantığımı kaybederim sonra..Hem sorunuza önceden cevap gelmiş okudunuz mu?..Düz mantığın babasından bahsediyor...
  4. Kavram karışıklıkları üretmekte ve polemik yaratmakta uzman arkadaş... kendini olduğundan değerli atfeden yeni yazılar yazamana neden olmamak için okuduklarımızı ciddiye alıp sana bir şeyler yazmamak konusunda oldukca dikkatli olmamıza karşın... Bu seferde sen bunu fırasat bilip salladıkca sallıyorsun...Sen insan olmakla olmamak arasındaki farkları anladığın anda beynini bu alıklık deryasından uzaklaştırıp anlayamadığın bir çok şeyin farkına varabilirsin... Sözünde ve davranışlarında doğruluktan ayrılmayanlara, laf atıp kaçmayı ilke edinmiş birinden böyle bir yakıştırma gelmeside abesle iştigal oluyor ne yazık ki...Senin kafanda oluşan eksik bilgileri, kavram karışıklarını ve bunun sonucu ortaya çıkan ucube sorulara, oturupta üşenmeden birde cevapmı yazmamız gerekiyor be kardeşim...insaf yani...
  5. Sayın fakir yani yine üstün zekanızla harikalar yaratmışsınız... Her geçen gün hayran kitleniz artacak bu gidişle...Hazırlayın kendinizi, ünlü olmak altından kalkılması zor, sorumlulukları ağır bir durumdur... İsterseniz biraz dinlenin pek yanıt vermeyin öyle olur olmaz herşeye... Ünlü olmak sizi rahatsız etmesin...
  6. Sevgili ahirzaman... Bundan önceki iletinizi polemiğin uzamaması için yanıtsız bırakmıştım...Ancak görüyorum ki, seni tatmin etmeyen noktalar var...Ve haklı olabilirsin... Yazdığım soru diyorsun...Döndüm baktım soruyu okudum...Varsayımlara dayalı soruları yaşamımda pek dikkate almadığım için, üzerime alınıp cevaplamamıştım Aklımdan da çoktan çıkmış...Siz tekrarlayınca tekrar baktım...Onun cevabınıda kim sizin yakınlarınızı ateşe atıyor diye ifade etmiştim... Benim üzerime alınacağım taraf bundan başkası olamaz...Çünkü kimseyi yakamak gibi bir niyetim olamaz, O nedenlede kimse başka ifadelerini bu varsayım üzerine dayandırıp savunma yapmamalı düşüncesiyle o iletiyi yazdım zaten... Öncelikle senin bu mesajı yazmandan kaç gün geçti bilmiyorum belkide artık ne olduğum ortaya çıkmıştır. diyorsunuz... Böyle olmaması hepimizin temennisi, zaten iş o noktalara gelmeden yapılmaz mı karşılıklı uyarılar... Ve sert yada kırıcıda olsa bu yapıcı yaklaşımlar değilmidir olumsuzlukları ortadan kaldıracak olan... Siz kırıldığınızı ifade ettiğinize göre burada bana düşen, buna neden olamaktan duyduğum üzüntüyü, samimi olarak belirtmek olacaktır... Yaklaşımımdaki algılayıp kırıldığınız sertlik, şahsınıza değil, o davranışınıza neden olan fikrinize olabilir ancak...bunu böyle düşünmenizi istiyorum... Samimiyetle ve kesinliklede öyledir. Herbirimiz ne yaptığımıza dikkat edip bu polemiğin uzamasına izin vermeyelim isterseniz.. Selam ve sevgilerimle...
  7. Bence şöyle olabilir... Siz birine dersiniz ki, "siz sihir,büyü denilince ne anlıyorsunuz veya büyüyü nasıl tarif ediyorsunuz " Yani ondan kendi görüş ve tanımlarını istersiniz... O da gider, kendim görüşümdür "buyur kardeşim" diye "www.ahmedbaki.com" dan bunla iligili yazılanlar buraya aktarır... Artık orada yazılanlar kendi görüşüdür... Aklının ürettiği kendi ilminin derinliğinden çıkan yorumları arayıpta bulun ... Nerde...Ezberler vardır...klişeleşmiş cümleler... pişir pişir koy önüne...buyur kardeşim burdan ye bakalım... birileri büyünün ve ona önem arzedmenin zararların dan bahseder...ya çok mu zordur... bu böyledir haklısın diyebilmek... Zina yapılıyor ya eh ozaman nedemek oluyor... anlayabilene aşk olsun... Şimdi ben merak ediyorum, 1-Birilerinin paşa keyfi için bunlardan her insan mutlaka korkmak zorunda mı, değilmi?... CEVAP YOK... 2-Birileri kuranı,muskacılık,hurefecilik,büyücülük kitabı halne getirme yetkisini kimden alıyorlar.? ... CEVAP YOK... 3-Bunlar efsun mu, üfleme mi bunlar sadece birilerini kuruntuları mı ? ... CEVAP YOK... 4-Birileri israiloğulları gibi kuranın bir kısmına inanıp bir kısmını inkar ederler mi ?...evet mi hayır mı...CEVAP YOK... 5-Efendim bunlar kuranda var mı yok mu?...Bu işler böyle sallamakla olur mu, olmaz mı?...Yine CEVAP YOK... Tövbe estağfurullah.... Ne diyorsunuz siz yahu dehşete kapıldım yazmadıklarınızdan ! Bugüne kadar siz haksız mıydınız ? Bu yazılanlar doğru mu yoksa?.. Bizi hep aldatmışmıydınız bu güne kadar.? Bütün bu sorulanlara CEVAP YOK... çok ayıp ama, ÇOK AYIP ÇOK..!
  8. Sevgili 'gelincik' ; 'by_x_men'; Sizce örneklemeye çalıştığınız bu kişilikli yaklaşımı, hitap ettiğiniz o birilerinin algılayacak yeterli beyni var mı ben şüpheliyim.? Kimse bana kızmasın... Kimseyi küçümsemek değil amacım.... Ama bu kadarıda pes dedirtecek... Aynı kör gözlükleri, kollarında üç nokta pazubant, papağan gibi ezberlenmiş aynı tekrar cümleler... Herkesin yapabileceği aptalca davranışlar vardır da... bu kadarı da fazla bu ondanda öte bir şey galiba... Kimse bana kızmasın... Kimseyi Aptal demek değil amacım.... Tercihler bu yöndeyse kimsenin yapabileceği şeyde yok zaten... Kale almamak daha mı yararlı nedir...çünkü artık şahıs tescilli... okundukca bulaşır mı dersiniz... İlaç kullanılması gerekir mi?
  9. *** sayın terapi bazı yazıları ve yazanları muhatap alırken formun geçmişini de iyi tanımanız lazım... Berber yürürüz bu yolarda derkensırılsıklam ıslanırsınız sonra... Size bir şemsiye tutan bilebulamazsınız sonra... Kafanızda bir soru işareti oluştu biliyorum.. Şu...http://www.turkish-media.com/forum/index.p...ndpost&p=207042 bahsediyorum... *** Ve hepinize sorulan şu sorulara saptırmadan cevap verin artık.. Bunlar cevap değil "Ve sonuçlarına katlan" diyen hep bildik yaklaşımlara giriyor... Arkadaşın deyişiyle "birşey ispatlayacaksanız delillerinizle gelecek. laf atıp kaçmayacaksınız." "boş demeyle boş olmuyor ortada Alemlere öğüt ve esenlik kaynağı olarak indirilen kitap var." Diyor arkadaş hani yanlışmı söylüyorda, sizden farklı bir dil mi kullanıyorda, Farklı bir inançın doğrularından mı bahsediyorda öbek öbek karşı durup, Ona saldırmayı seçiyorsunuz... Hazır konular bu kadar açık ve seçik açılmışken bize doğruları gösterecek fırsatları değerlendirip, Katkılar da bulunmanız gerekirken neden üstünü örtüp kapatmaya çalışıyorsunuz... Eğer sizi aşıyorsa kolayı var, bir üste haber verin, başka ilmi bütün müritler bulunur nasılsa... hem bu konuda uzman sezgili kişiliğinizle pat diye anlayıverdiniz... Aynı kişiler olabileceğini öne sürüverdiniz...Kırk yıl düşünsem aklıma gelmez di doğrusu, Ama bunlarıı yapmayınca nerden bilebiliriz ki öyle değil mi? Hem sonra ne farkeder canım ha ayrı ha ayını önemli olan birşeylerin söyleniyor olması değilmidir.. Ama birilerinin yanlışları deşifre ediliyorsa olmaz değil mi..? Verilecek cevaplar havada kalınca onları tu rezil ilan etmek daha kolay oluyor değil mi? Bence susmakta yarar var, böyle veilecek cevaplar olmayınca yazdıkca konuştukca batabilir insanlar... Nasılsa konuşur konuşur yorulurlar mı acaba?... Bu daha mı akılcıdır nedir bilmemki , Bence ahirzamanı örnek almalısınız... sesizce izleyip verilecek cevaplarınız olduğunda hımm demelisiniz... Baksanıza gittikce çoğalıyorlar, Galiba sizi bir yerlerden tanıyorlar baksanıza; *** terapi ilminle birşeyler yazabilirmisin ? neden niçin soru soracağağına ilminle bilgilerini çürütecek bir şeyler yaz ! *** Gibi sorular soruyorlar... Sizin nasıl bir akademisyen olduğunuzu biliyorlar galiba... Kolay gelsin...Sorular çok yanıtlar uzun olacak sanırım... Saldırmaktan vazgeçipte, saptırmaktan uzak doğru yanıtlar verildikçe tabi... Eh ozamanda biz çok şanslı olacağız... gerçekleri doğruları anlayabileceğiz.. Buna fırsat tanır katkıda bulunabilirseniz tabi... Eskiden hep kafa sallıyan, evet ha anladım, hımmm evet efendim diyenler varken bu işler kolaydı, Ona buna kanca, istenildiği gibi ifadeler, nasılsa bizler vardık boş çekişmeler yapabilen, Dediğiniz gibi bu arkadaşların ilimleri kuvvetli görünüyor..Kolay gelsin sayın terapi... Ben bu iletiyi yazmadım haberiniz olsun .bana cevap verip vermeniz gereken cevaplar ortada kalmasın... Konu dağılmasın... Mecrasından sapmasın...birilerine bu fırsat doğmasın... Cevap istemek gibi bir arzum ve derdim yok... Aslında gitselerde birilerinin yarım kalan saptırma ve ajitasyonlarına kaldıkları yerden devam etseler... Nerden çıktı bu adamlar yahu... okadar da işiniz gücünüz vardı... *tna ***
  10. *** EYVAH ki ne EYVAH... Adam doğru da söylüyor galiba, ha nedersin?... EYVAH ki ne EYVAH... Şimdi bunun altından nasıl kalkacaksın... EYVAH ki ne EYVAH... öyle boş denilmekle olmuyor, dolusunu sen yazacaksın EYVAH ki ne EYVAH... ve ortyaya atılan gerçeklerin batıl olduğunu ispatlayacaksın. EYVAH ki ne EYVAH... boş demeyle boş olmuyor ortada Alemlere öğüt ve esenlik kaynağı olarak indirilen kitap var. EYVAH ki ne EYVAH... birşey ispatlayacaksan delillerinle gelecek. laf atıp kaçmayacaksın. EYVAH ki ne EYVAH... 1500 yıllık hurafelerin arkasına sığınmayıp. Allah azabının çok çetin olduğunu düşüneceksin. EYVAH ki ne EYVAH... EYVAH ki ne EYVAH... EYVAH ki ne EYVAH... Şimdi sen de bunların altından kalkabilecek , yüzünün kızarmasından utanacak ar edep te yoktur.. EYVAH ki ne EYVAH... Ama neyse sen yine yırtarsın bir yerlerden bir şiir bulur yazarsın, Bunların altından kalkmak için akla fikre, namuslu düşünceye, temiz imana ne gerek var, bir laf atıp kaçarsın ... unutulur nasılsa...sanaldayız ya..olsun varsın... *tna ***
  11. *** Şair ruhlu iftiracı kardeşim; imanının pamuk ipliğine bağlı olduğunu düşünen... İnsanları bu konuda uyarmayı görev bilimiş peygamber ruhlu asil kardeşim... Devamını neden yazmadın... Hani ahlaka aykırı olur diyemi ? Dahada devamı var biliyorsun demi... Kendinize ajite ama gerçek, çirkin, yobaz yüzünüzü ortaya çıkaran,bu yaklaşım ve şair ruhunuzla Bizleri birer döl haline getiren çirkin benzetmeler yaparak, iman ölçer kafalarınızla çok çirkin sırıtıyorsunuz... çok hemde çok.. Bu arkadaşlarıda Yazıklar olsun Allahın kitabına anlaşılmaz zor diyenlere, Yazıklar olsun Elçinin görevini tam yapmadığını ima edenlere.... diye bağır bağır bağırtıyorsunuz... Canım kardeşim sen o mutlu yobaz yaşamına devam et... Mutlu ol Cennete Git inşallah.. Ama bırak ta bizler senin gibilerin şerrinden uzak bira nefes alalım... Başörtüsü takanda,takmayan da bütün bacılarımızdan okunmuş üflenmiş şu ellerinizi biraz uzak tutun... *** Görüyorsun ya; Hala daha … Çok tehlikeli ve dediğin gibi yobaz bir insansın, gittikçe o senin tanımladığın cennete ulaşma yolunda sağlam adımlarla ilerliyorsun.. Allah kabul edermi bilmem ama sen tabiki daha iyi bilirsin... İyi bir yorum yapıp ayetin birinide istediğiniz gibi değiştirirseniz neden olmasın ki.. Sağlıklı ve sevgiyle kal… ki, İnsanların iman derecesi ölçmekten kurtulup, yobaz olmaktan uzak aklı başında düşünceler üretebilesin *tna ***
  12. *** Bütün bu Sorulara ve ifadelere cevaplar gelmedi...Gelenlerse anlaşılır olmaktan uzak, imalara yönelik yaklaşımlar... Lafı dolandırmadan, kişiselleştirmeden gayet açık ve net sorulmuş bu soru ve ifadelere cevap yerine neden hemen saldırı ve saptırmalara gidiyorsunuz... Ben bu yazıyı muhatap alıp bana ehem-ühem, kemküm, işte şöyleydi,işte böyleydi cevaplar istemiyorum... Bana değil size yönlendirilen bu soru ve ifadelere yanıt verin yeter... Bütün bu yazılanlarda sorulanlara yanıt değil... Saldırı, küçümseme , eveleme geveleme, dikkatleri başka taraflara çekme, monolog muhabbet yaklaşımlar... Diyorusunuz iyi hoşta , bizim inançlarımız bize dediğiniz, size ait yorum ve yaklaşımları ozaman niye başkalarına dayatıyorsunuz a canım kardeşim... Herkes nasıl olsa ahirette hakikati öğrenecek..... Diyorusunuz iyi hoşta, o güne gelesiye kadar, Bütün bu dayatmalarla yaşamaya devam mı edeceğiz, yoksa birleri çıkıpıta bunların yanlış olabileceğini ifade ettiklerinde "Komik olmayın. Biraz tutarlı olun......Bu konuyu burada kapatıyorum..." deyip hep üstünü mü örteceğiz...Hep sizin istediğiniz gibi, anlıycaz, yaşıycaz, düşünmeyeceğiz, yorumlamayacağız, hep birileri bizim adımıza düşünecek, bizde hep peşin peşin kabul edicez, etmeyenler, üzülecek, küçümsenecek, birşeyler ilan edilecekler, üstelik bütün bu gerçekleri öğrenmek için birde ahiret gününü bekliyecekler... İyi iş valla, siz bilirsiniz, siz üstad, siz mürid siniz, sizbilmeyip kim bilecek vallahi haklısınız... Neyse boş verin siz yinede sorulanlara cevap verin, başka şeylere değil... saptırmayın...koro halinde saldırmayın.. Tekrarlıyorum bu ileti cavap isteme amaçlı yazılmamıştır...Üstüne alınanlar..o sorulan sorulara cevap versin bana değil... *tna ***
  13. *** Açıklama yapmış olamak bir zorunluluk değildi, bu anlamda üzüntü duymanı istemem. Bu durumu, inasanların,sıkıntılı, zor anlarında ve ihtiyac duyduklarında yanlarında olmanın bir gereği olarak bakıyorum... Ayrıca seninle ve diğer arkadaşlarla ilgili görüşlerim samimi düşüncelerim idi... Dediğin gibi umarım herkes için yararlı ve katkıda bulunacak, samimi ve iyi niyetli paylaşımlarımız devam eder... Herkese selam ve sevgilerimi yolluyorum... ** Eğer o arkadaşların kuşkuları hala devam edecek olursa, Onları formun sohpet odasına davet ederek bizimle ayrı ayrı görüşmelerini sağlayabiliriz... *tna ***
  14. *** İkinize de katılıyorum... Samimi, yararlı paylaşımların devamı dileğiyle... Öpüyor seni Ablası/ Teyzesi... En içten dilek,sevgi ve selamlarımı yolluyorum.. *tna ***
  15. *** *** Sevgili 'EmiLY_pandora' ; Sıkıntını anlıyorum... Sana bu yaklaşımı gösteren kişiler sanırım değer verdiğin ve önemsediğin insanlar olmalı ki, onların sana yaptığı bu baskıyı ortadan kaldırmak istemişsin, umarım iyi niyetlidirler ve seni üzdüklerinin farkındadırlar ve senden bir özür dilemek nezaketini gösterirler... Yapmış olduğun iltifatın beni çok onurlandırdığını ve mutlu ettiğini söylemek istiyorum... Sanırım bir zamanlar neden özeline mesaj çektiğimi daha iyi anlıyorsun... Çünkü, aynı yada yakın bir dünya görüşünü paylaşıyoruz... Çünkü, aynı yada yakın tepkileri veriyoruz, Çünkü, İyi birer insan olmaya çalışıyoruz... Bu taraflarımızı benzetmiş olabilirler... Ancak, Aramızda çok önemli bir fark var sanırım sen bir bir bayan, bense bir erkeğim.... Yanılmıyorum değilmi, çünkü avatarın ve Rumuzun bunu ifade ediyor... Aslında bu şekilde yaklaşıp kuşkular üretmek yerine, İkimizinde profil bilgilerime girip gerekli araştırmaları yapmış olsalardı sanırım hiç bunlara gerek kalmayacaktı... Ama ne düşünüyorum biliyor musun, Sana benzetilmiş olmak yada seni ben sanmaları beni mutlu etti ... Keşke sen olabilseydim diye düşünüyorum aslında.... Çünkü uzun bir süre forumu izlerken ifadelerin ve yorumlarındaki yaklaşımlarını beğenip, yine diğer benimsediğim birkaç arkadaşla birlikte, senide arkadaşlarım listesine ilave etmiştim... Ve bundan bir süre öncede o listeden sizlere ulaşıp mesajlarımı yollamıştım... Belki bu yaklaşım seni üzmüş olabilir ama ben umuyorum ki bu durumu, diğer arkadaşlarla birlikte herbirimizin iyi bir diyalog içinde olmamızı sağlayacak bir gelişmeye dönüştürebiliriz.. Merak eden arkadaşlara gerekli incelemeleri yapmaları için Bloğumun ve Albümlerimin kısa yollarını aşağıda veriyorum Onu tıklayarak bana ulaşabilirler...resimlerden de sen olamıyacağımı anlarlar sanırım... Seni selamlıyor... sevgilerimi yolluyorum... Üzme tatlı canını ... Sana mutlu ve sağlık bir yaşam diliyorum... http://www.turkish-media.com/blog Albümlerim *tna ***
  16. *** 10 puan... Madem Euro'nun Türkçesi Avro... O zaman neden Avrovizyon demiyoruz? *** Madem Türkçe şarkıyla katıldık... Suppırstar ne? *** Kafası karışık bu ülkenin. *** Bakın yedi sülalemize "çocuk kasabı" diyen Ermenistan'a 10 puan vererek, "dünya kerizlik tarihi"ne geçtik. Hâlâ "iyiniyet mesajı verdik" diye seviniyoruz. *** Evet, bir mesaj bu. Ama "Türkiye'nin verdiği" değil bana göre. "Türkiye'ye verilen" bir mesaj... *** Çünkü Almanya'daki Türkler nasıl canhıraş şekilde oy yağdırıyorsa Türkiye'ye, Türkiye'deki Ermeni vatandaşlarımız da öyle oy yağdırdı Ermenistan'a. *** Rencide etmek istemem hiçbirini... Aralarında çok arkadaşım var. Ama ellerine geçen ilk fırsatta "diaspora" gibi davrandılar. İyi okumamız gereken mesaj bu. *tna *** Ve De 12 puan... Fransızlar kendi politikacılarının 'Ermeni soykırımı' konusundaki tavrına rağmen Sibel Tüzün'e 12 puan verdi. Keşke Türkler de Fransız şarkıya benzer şekilde karşılık verebilseydi. Anlaşılan; politikanın çelişkileri müzikte kendini gösterdi. *** İsrail ve Amerika'daki Yahudi lobileri AK Parti hükümetinden ve dolayısıyla Türkiye'den pek hoşnut değiller. İsrailliler Sibel Tüzün'e bir oy verdi. Türkler ise İsrailli gruba hiç puan vermedi! Keşke Amerikalılar da Eurovision'a katılsaydı da kaç puan alabileceklerini görebilseydik! *tna ***
  17. 'Vatandaşın tepkisi memnun edici' Cumhurbaşkanı Sezer, 53 devlet üniversitesinin rektörüyle yaptığı görüşmede, Danıştay 2. Daire Üyesi Özbilgin'in cenazesine katılan vatandaşların toplumsal refleksinden memnun olduğunu söyledi www.milliyet.com.tr Sezer’den rektörlere: Kampüslere kapanmayın, toplumla bütünleşin Devlet üniversitesi rektörlerini Çankaya Köşkü’nde ağırlayan Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in, Danıştay’a düzenlenen saldırının ardından, halkın, "kendiliğinden tepkiyle, cumhuriyete sahip çıkma" yönünde gösterdiği tavırdan memnun olduğunu söylediği öğrenildi. www.hurriyet.com.tr www.sabah.com.tr *** Danıştay saldırısında ibre Susurluk'a döndü Saldırının azmettiricisi diye sorgulanan Muzaffer Tekin'in Susurlukçu İbrahim Şahin ve Veli Küçük'le görüştüğü belirlendi. Şahin, tahliye olurken kolunda Tekin vardı... //www.radikal.com.tr
  18. 'Vatandaşın tepkisi memnun edici' Cumhurbaşkanı Sezer, 53 devlet üniversitesinin rektörüyle yaptığı görüşmede, Danıştay 2. Daire Üyesi Özbilgin'in cenazesine katılan vatandaşların toplumsal refleksinden memnun olduğunu söyledi http://www.milliyet.com.tr
  19. *** Yazılarında dikkatimi çeken, akıcı bir yazım dili, düşüncelerini rahatlıkla kaleme aktaran bir tarzın var.Ve çok doğal olarak, bir Müslüman olarak düşünen, sonuçlara ulaşan ve dillendiren Bir o kadar da okuyup, dinleyip, kafanda yorumlayıp tespitler dönüşmüş fikirler var… Buraya kadar her şey olumlu denebilir, salt senin pencerenden bakarsak eğer.Ama yazının bütününü ele alıp değerlendirdiğimde, görüyorum ki,Bütün bu sentez ve yorumlardan sonra karşımıza çıkan iddialı tespit ve sonuçlar tek taraflı kalıyor… Yanlıştır demiyorum, taraflı, eksik yönleri olan cevaplanmamış, atlanmış yönleri olan sonuçlara ulaşıyor… Böyle olunca da bir ülkenin siyasal ve toplumsal yapısında ki zaaflarının tespitlerini yapma iddiamız, Çözüme yönelik olmaktan uzak kalıyor. Aslında buda önemli olmayan bir durum, Bizler ne kadar doğru tespitlerde bulunursak bulunalım, sonuçta ulaştığımız son noktada bütün iş ellerine yönetim erkini verdiklerimizin, yada zorla talip olanların ne yapıp yapmadıklarına kalıyor. Bana kalırsa işin düğümlendiği nokta tam burası… Bizlerin demokrasi anlayışında ve onu isteyip koruma arzumuzun ne kadar doğru ve güçlü olduğu noktasında düğümlenip kalıyor. "Demokrasi amiyane tabirle kitabına uydurma rejimidir" gibi, satır arası bir tanım üretmek, bizleri okuyup anlayan, anlamaya çalışan kişilerin,kafalarının bir kenarında böyle bir tanım kalıveriyor.böyle olunca da ne kadar doğru tespitler yaparsak yapalım, sonuçta birileri hep böyle bazı kavramların içini boşaltarak onların doğru anlaşılmamasına ve işlevinin gecikmesine katkıda bulunulabiliyor.Denilebilir ki herkesin bir araştırma kendini geliştirme gibi görevi var. Oysa eğitimin ve kültürel değerlerin aşağılarda dolaştığı toplumlarda bu tür yaklaşımlar her zaman amaçlanan başka mecraların işine yaramıştır.Üstelik, geleneklerinde ve inançlarında sizin gibi sorgulamayı ve değerlendirmeleri yaparak doğru sonuçlara ulaşma alışkanlığını kazanmamış bireylerde,sizin bu tesbit ve değerlendirmelerinizi kolayca tüketip kabullenme alışkanlığına da sahip oldukları için sonuçta bu sorunlar biz istemiyor olsakta, bu tespitleri bir şeylerin düzeltilmesi iyi niyetiyle yapıyor da olsak,elbetteki bir yere varamıyor. Gerçekte ortada kalan şey, genel inanç ve değerler üzerinde onları kullanarak toplumları harekete geçirip, istenilen yönde hareket ettirmeye kalıyor.Buda her dönem hep yapıldı ve bugünde bu son saldırıyla karşımızda duruyor. (Biri beni acilen konu dağılıyor diye uyarmalı... dediğin gibi) konular hep birilerinin istediği yönde değiştirilebiliyor, Yada kelimeler kendi anlamlarının dışında kullanılıp istediğimiz tespitlere ulaşma yolunda kullanılabiliyor. (Yeni düzene karşı direnen kimse, gerici.)anlamında kullanılan ‘Mürteci’ nin bu anlamda da kullanılabileceğini gördüğümde olan biten bu şeylere hak vermedim de değil.Öyle ya toplumları yada kişileri kendi istedikleri yöne yönlendirme amacındaki lider özellikte ki birileri bunu da çok rahatlıkla becerebiliyor… Neyse aslında konuyu daha fazla dediğin gibi başka yönlere çekmemek gerekiyor… Siz devam edin ben sizi izlemeye devam ediyorum, gerçi yazılanlara zaman zaman cevaplar geciktiğinde ne oluyor dediğimiz oluyor ama birçok kişinin konuları gerçek yaşamdan buraya döndükçe takip ettikleri bir gerçek.Gerçek yaşam dedikte, günlük yaşamımda sizin gibi bir arkadaşım olup onunla farklı görüşlerimizi karşılaştırıp, farklı yorumaların bakış açılarının ne olduğunu birinci ağızlardan dinleyip anlamak isterdim.Elbette çevremizde böyle kişilerden var onlarla da gayet düzeyli ilişkileri içinde görüşüyoruz.Ama sizin gibi liderlik özellikleri olan ve lafları dolandırmadan ifade edenler öyle pek kolay bulunmuyor. Son olarak ifade etmek istediğimde şu; bizi yönetenler yada güçü elinde bulunduranlar, siyasetçiler ve biz vatandaşlar, birbirlerine ayrımcı gözlerle değil sevgi ve saygıyla bakmayı becerebilsek, Son Danıştay olayında olduğu gibi o suçları işlemeye kalkanlar, amaçlarına ulaşamazlar. Ama gelişmeler tam da bu povakasyon sahiplerinin istediği gibi yönlendirilmeye devam ediliyor.Bunda en büyük payın da bence neyin içinde olduğunun farkında olup olmadığı belli olmayan şu anki iktidarın yaptıkları. Umarım ne yaptıklarını biliyorlardır ve bizlerde doğabilecek kaos ortamında hep birlikte telef olup gitmeyiz.Ama görünen o ki güçler dengesi hala yerli yerinde değil ve güç ve yarar halkın ve ülkenin genel çıkarlarına pek cevap verecek görünmüyor... Bence Demokrasi ve diğer kavramlar kendi işimize geldiği anlamlar içinde değil de hepimizin yararına yorumlanıp yerine getirilseler, ve bunu güvence altına alacak bir siyasal ve toplumsal yapının oluşmasına herkes katkıda bulunabilse içinde bulunduğumuz ne sizin şikayet ettiğiniz laiklik anlayışı ve uygulamaları, nede bizim şikayet ettiğimiz laikliğe müdahele olarak düşünüp yorumladığımız, dinsel görüş ve onun yorumlarının dayatmalarının ortaya çıkardığı bu suni ve bir okadarda çok ciddi ve toplumun yapısını bozan bu çatışmalar yerini uzlaşamadığımız başka sorunlara, belki de birinci dereceden geleceğimizi etkilemekte olan ekonomik ve bütünlüğümüze yönelik çözümler üzerine tartışmalara bırakacaktır. Yinede sonuç olarak şunu düşünüyorum, şimdi Akp iktidarda olması nedeniyle hemen gözü kapalı (Aaaaaa ) sesleri yükselecektir ama bunun birinci derecedeki sorumlusun, her ülkede olduğu gibi, bizim ülkemizde de, bu güne kadar ülkeyi yöneten ve şu anda 'işbaşında'ki siyasal iktidarlardır. Birde gerçek olan şu ki onlar bizlerdir… Bekirdir, gece kuşudur vs dir vs dir…yani çözüm kendimizde kendi içimizdedir… Direk kendimize, yönelip dürüst,ilkeli,duyarlı, samimi özeleştiri ve yargılamalarımızı yapabilirsek, bireysel çıkarlarımızın keşmekeş...Toplumsal çıkar ve haklarımızın çözüm olacağını görebilecek kafalar yaratabiliriz… Konunun daha fazla dağılmaması adına burada son veriyorum siz devam edin.Ben takip ediyorum… Selamlar *tna ***
  20. *** Danıştay saldırısında ibre Susurluk'a döndü Eski yüzbaşı Muzaffer Tekin, eski polis şefi İbrahim Şahin'i cezaevi çıkışı karşılayanlar arasındaydı. Tekin'le Şahin'in kolkola resmi kameralara böyle yansıdı. Eski yüzbaşı Muzaffer Tekin, eski polis şefi İbrahim Şahin'i cezaevi çıkışı karşılayanlar arasındaydı. Tekin'le Şahin'in kolkola resmi kameralara böyle yansıdı. Saldırının azmettiricisi diye sorgulanan Muzaffer Tekin'in Susurlukçu İbrahim Şahin ve Veli Küçük'le görüştüğü belirlendi. Şahin, tahliye olurken kolunda Tekin vardı... SONER ARIKANOĞLU (Arşivi) ANKARA - 'Kızılelma'dan 'Sauna' çetesine, Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Hareketi'nden Türk Mukavemet Teşkilatı'na kadar birçok 'milliyetçi' örgütlenmeyle ilişkisi belirlenen Danıştay suikastçılarının son bombası ise Susurluk... Cumhuriyet gazetesi ve Danıştay saldırılarının başrolündeki Alparslan Arslan'ı yönlendirdiği gerekçesiyle gözaltına alınan eski yüzbaşı Muzaffer Tekin'in Susurluk soruşturmasının öne çıkan isimlerinden İbrahim Şahin ve Veli Küçük ile defalarca telefon görüşmesi yaptığı tespit edildi. Tekin'in Şahin ile kol kola çekilmiş görüntüleri de ortaya çıktı. Cumhuriyet gazetesi ve Danıştay'a düzenlenen saldırılarla ilgili soruşturma gün geçtikçe 'derin'leşiyor. Suikastçıların sevk ve idaresindeki kilit isim olduğu iddiasıyla aranırken İstanbul Acıbadem Hastanesi'nde yaralı halde bulunan eski yüzbaşı Muzaffer Tekin'in, Susurluk hükümlüsü eski Özel Harekât Daire Başkanı İbrahim Şahin ve emekli Tuğgeneral Veli Küçük ile ilişkisi ortaya çıktı. Telefon trafiği Ordudan 26 yıl önce atılan Tekin'in telefon defterinde, Küçük ile Şahin'in telefon numaraları bulundu. Telefon irtibatları incelemeye alınan Tekin'in, hem Küçük hem de Şahin'le defalarca karşılıklı telefon bağlantısı kurdukları tespit edildi. Herhangi bir dinleme söz konusu olmadığı için telefon görüşmelerinin içerikleri konusunda bilgi bulunmuyor. Kol kola görüntüler Kanal D'de de Tekin'in, Şahin'le ilişkisini yansıtan görüntüleri de yayımlandı. Kanal D Ana Haber Bülteni'nde yayımlanan 7 Ağustos 2002 tarihli görüntülerde yüzbaşı Muzaffer Tekin, tahliye olan İbrahim Şahin'in sol koluna girmiş halde görülüyor. Tekin, Şahin'e destek vermek için tahliye olduğu gün cezaevine gitti ve işlemlerin tamamlanmasından sonra kol kola cezaevini terk ettiler. Çete kurmaktan mahkûm Şimdi DYP Genel Başkanı olan Mehmet Ağar'ın Emniyet Genel Müdürlüğü döneminde vekâleten Özel Harekât Daire Başkanlığı'na getirilen İbrahim Şahin'in Susurluk'taki trafik kazasında ölen firari hükümlü Abdullah Çatlı ile yakın arkadaş olduğu belirlenmişti. Şahin'in adı, İsrail'den satın alınan kayıp silah olayına da karıştı. Susurluk davasında çete oluşturmak suçlamasıyla yargılanan Şahin, eski MİT görevlisi Korkut Eken'le birlikte 'Cürüm işlemek için çete oluşturmak ve bu çeteyi yönetmek' suçundan altı yıl ağır hapis cezasına mahkûm oldu. Yargılama sırasında geçirdiği trafik kazası nedeniyle 'hafızasını yitiren' Şahin, 7 Ağustos 2002'de sağlık durumunun cezaevinde yatmaya elverişliği olmadığı gerekçesiyle salıverildi. Veli Küçük'ün adı ise, Susurluk soruşturmasında ciddi iddia ve belgelerle gündeme gelmişti. Çatlı ile defalarca telefon görüşmesi yaptığı tespit edilen Küçük, resmi olarak varlığı kabul edilmeyen JİTEM'in de kurucusu olarak tanınıyor. "Yeşil" kod adlı Mahmut Yıldırım'ın kullandığı cep telefonu numarasının Küçük üzerine kayıtlı olduğu ortaya çıktı. Aleyhindeki tüm suçlamaların Genelkurmay'ca reddedildiği Küçük, Ağustos 2000'de emekli edildi. 'Çuval geçirmesinler diye' İntihar girişiminde bulununca polisin hastanede yakaladığı eski yüzbaşı Tekin, "Bu işlerle ilgim yok. Şerefli bir Türk askeriyim. Kimse başıma çuval geçiremez. Başıma çuval geçiremesinler diye intihar etmek istedim" dedi. Soruşturmada, Ankara'daki saunacıları haraca bağlayan çeteye yönelik Küre Operasyonu'na da adı karışan eski Ata Ocakları Başkanı Ayhan Parlak da aranıyor. Parlak'ın, Küre'de gözaltına alınan eski başkomiser Tamer Topsakal'la bağlantısı ortaya çıkmıştı. Kaynak:© RADİKAL 23/05/2006 *tna ***
  21. *** Sevgili 'Suheda'; Ben hala ikna olmuş değilim... Bana ne diyebilir yâda önemsemeyebilirsiniz... Ama bu yapmış olduğunuz yaklaşımı ortadan kaldırmaz... Hala anlamadığınızı yâda anlamazlıktan geldiğinizi gösterir... Bu bir alınganlıktan öte ne yaptığınızı görebilmektir... Benim de yazı yazarak dâhil olduğum bir başlığa böyle bir yazı göndermeniz, elbette ki dikkatimi çekecek ve hassas davranacağım... Üzerime alınmış olmam söz konusu değil, çünkü ben ne yaptığımı ve nasıl bir kişi olduğumu siz bilmeseniz de biliyorum... Ama benim bunu biliyor olmam başkalarının da böyle düşündüğü anlamına gelmediği için, Elbette ki yapmış olduğunuz bu hoş olmayan yaklaşımı açığa çıkarmak amacıyla, sizi uyarıp, kınayacağım... Sizin başkalarının yaptığını söylediğiniz hatalarla kendinizi savunmaya çalışmanızda sizi haklı konuma getiremez... Bence fazla uzatmaya da gerek yok.. Galiba yapılması gereken en doğru şey gerekli dersleri çıkararak bu tür yaklaşımları bir daha tekrarlamamak Ve bir daha tekrarlanmaması koşuluyla birbirimizi hoş görmeye çalışarak, yapıcı olmak en doğrusu... Ve Artık; sanırım size hitabende yazılmış o yazıdaki katılıp katılmadığınız noktaları açıklamanıza sıra geldi.? sevgilerimle *tna ***
  22. *** Sayın 'bekir' Siz öyle diyorsanız peki öyle olsun... Ama ben hala ikna olmuş değilim.... Ve onun Bir nezaket yazısı olmasının ötesinde önceki yazımda belirttiğim gibi hiçte hoş olamayan yaklaşımlar söz konusu... Ben burada Suheda'ya tekrar teşekkür ediyorum... Konunun takip edildiğini onun sayesinde görmüş oldum... diyorsunuz ama En azından O ifadelerin kendi içinde bir nezaket yazısı olmaktan öte anlamlar içerdiğini artık biliyorsunuz... Ve sanırım, sezgileri ve duyarlılığı güçlü bir kişi olarak, bu yaklaşımı tasvip etmiyorsunuzdur... *** Neyse bunlar hoş olmayan gelip geçici ve gerekli olan dersler çıkardıkça düzelecek şeyler... Bence her konuda olduğu gibi bu konuda da hassas ve samimi olmak gerekli ve yeterli… Sizden samimi ve hassas davranmanızı bekliyorum… *** Aslında esas olarak; Sizden konuyu geliştirmek adına alt bölümde yazdıklarım da katılıp katılmadığınız şeylerle ilgili görüşlerinizi öğrenmek istiyorum.. Katıldığınız noktaları, katılıyor da olsanız tekrar ele alarak, Onları daha da geliştirmek adına katkılarda bulunmanızı, Katılmadığınız noktalar da da gerekli yapıcı eleştirilerinizi yaparak doğruları ifade etmenizi rica ediyorum... Burada bilgi paylaşımlarının ve tartışmaların birbirini reddederek değil de, Birbirimize katkılarda bulunarak yapılabileceğini örneklemeyi becerebilirsek Hem kendimize, hem de bunu böyle yapamayanlara çok büyük katkılarda bulunabiliriz Bu doğru bakış açısını yakalamak, hem bizim, hem de hepimizin kazancı olacaktır diye düşünüyorum... Selamlar... *tna ***
  23. *** Sevgili 'sedelina'; Yapmış olduğunuz olumlu yada olumsuz değerlendirmelerinizi okumak beni sevindirdi... Teşekkürler... "siz de tarafsız bakın" diye bir ifade kullandığınıza göre, Anladığım kadarıyla benimle ilgili, bazı şüphelerinizi yada beni tam olarak tanıyamadığınızı ifade etmek istiyorsunuz.. "siz de tarafsız bakın" ifadenizde size bir yere kadar hak verebilirim... Bir sosyolog olarak, yaşamı ve toplumları değerlendirip yorumlarken, Onları oluşturan bireylerin toplumun genel yapısını etkilediği ve belirlediğini bilirsiniz, Aynı şekilde toplumun kültür yapısı ve genel değerleri de bireylerin kişilik yapılarının oluşumunda etkilidir... Bu nedenle, bizler düşüncelerimizin, yorumlarımızın, yaşamı algılamamızın tarafı olarak, Oluşturduğumuz görüşlerimizle gerekli değerlendirmeleri yaparak bir sonuca ulaşır, ifadelerimizi, yorumlarımızı ve tepkilerimizi ona göre yaparız.... Burada karşılıklı olarak birbirimizi anlamada belirleyici olan, Birbirimizin ne anlatmak istediğini anlamaya çalışmak ve kendimizi doğru ifade edebilmemizdir. Bunu yaparken de karşımızdaki düşünce ve görüşlere saygılı olabilmeli, Daha da özetle, birbirimize demokrat bir kişilik yapısını kavramış, özümsemiş olarak yakalaşabilmeliyiz... Bunun dışında bir tarafsızlık olamaz, bunun ötesi kişilik ve düşüncelerimizden ödün vermek olur... Yapılması gereken, yaşamın gerçeklerini ve doğrularını birlikte kavrayarak ortak doğruları oluşturabilmektir... Yoksa birbirimizin yanlışlarına hak vererek, tarafsız olma çabası bizi hep beraber çıkmaza götürür.. Bu elbette ki her farklı görüşten kişilerin, demokrat, hoşgörülü olmak temelinde yapıcı ilişkilerini ifade eder.. Birde bu değerleri kavrayamamış kişiler arasında yada onlarla olan ilişkiler söz konusudur ki, Bu da o kişileri ve bizleri çok yorar, çok zorlar, ve olması gereken sonuçlar genelde ortaya çıkmaz... Ve orada artık, kendinizi ifade edebilmeniz, ortak sonuçlara ulaşabilmeniz çok zor yada imkansızdır. Sanırım aramızda ki diyaloglar, bu aşamada değil ve birbirimizi anlamaya ve ortak sonuçlara yönelik olacaktır. Buraya kadar bunları bir kaç satır ifadenize yönelik olarak, Hakkımda ki görüş ve düşüncelerinizin biraz daha artması için yazmaya çalıştım... Bu konuda hem fikir olabileceğimizi düşünüyorum... Sizden şimdi o yazdıklarımı birde bunları göz önünde bulundurarak, Bir sosyolog gözüyle yazılanları değerlendirmenizi, Katıldığınız noktaları, katılıyor da olsanız tekrar ele alarak, Onları daha da geliştirmek adına katkılarda bulunmanızı, Katılmadığınız noktalar da da gerekli yapıcı eleştirilerinizi yaparak doğruları ifade etmenizi rica ediyorum... Burada bilgi paylaşımlarının ve tartışmaların birbirini reddederek değil de, Birbirimize katkılarda bulunarak yapılabileceğini örnekleyip becerebilirsek Hem kendimize, hem de bunu böyle yapamayanlara çok büyük katkılarda bulunabiliriz... Bu iletiyi de aynı ifadeyi kullanarak bitirmek istiyorum Bu doğru bakış açısını yakalamak, hem bizim, hem torunlarımızın, hem de bütün insanlığın kazancı olacaktır... . Size en içten sevgi ve selamlarımı yolluyorum... Not: Bu arada küçük kızımın adaşı olmanız beni ayrıca sevindirdi... *tna ***
  24. *** Sayın 'bilimselci'; Yazılarınızı dikkatle takip ediyorum ve yararlanma çabasındayım, Bize örneklemeye çalıştığınız yaşamı doğru pencereden, Gözlemleme ve izlemeyi Araştırıp, değerlendirmeyi, onları sınayıp, doğru sonuçları akıl yürüterek anlamaya çalışmamızı kısa ve öz olarak vurgulamaya çalıştığınızın, her yazınızda bu yaklaşımı sabırla önerdiğinizin farkındaym.. kısaca sizi anlamaya çalıştığımı ifade eden bu girişten sonra sizden ricam şu; Yukarıda ki yazıyı size de hitaben yollamıştım, Ya tamamen katıldığınız için, Yada cevaplamaya bile gerek görmediğiniz için olsa gerek bu konuda bir görüş belirtmemişsiniz... Eğer katıldığınız noktalar varsa ele alıp geliştirmeniz, Katılmadığınız noktaları da eleştirerek doğruları ifade etmeniz beni sevinderecektir... saygılarımla... *tna ***
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.