-
İçerik Sayısı
3.724 -
Katılım
-
Son Ziyaret
-
Lider Olduğu Günler
30
İçerik Tipi
Profil
Forumlar
Bloglar
Fotoğraf Galeresi
- Fotoğraflar
- Fotoğraf Yorumları
- Fotoğraf İncelemeleri
- Fotoğraf Albümleri
- Albüm Yorumları
- Albüm İncelemeleri
Etkinlik Takvimi
Güncel Videolar
GeceKuşu tarafından postalanan herşey
-
*** seninle aynı şeyleri düşünüyorum... *** Tamam anladık Dip not Çok ahlaksız, dine imana düşman bir insan, Çünkü İslamı Kendi amaç ve çıkarları için kullananların, toplumu 1400 yıl öncesine taşımaya çalışanların çirkin yüzünü sergiliyor… Peki sen nasıl bir insansın 'feneriumx' kardeş, Şu dip nota karşı çıktığın, kızdığın kadar, senin inançlarını böylesine ayaklar altına alanlara da kızıp, tepki duyuyor musun?., Ya hu siz nasıl insanlarsınız benim dinimi, böylesine ayaklar altına almazsınız diye karşı duruyor musun? Dip nota bunları dine mal ediyor diyorsun ama bu kitabı o yazmadı kardeş, Kitabı dağıtan da o değil, senin yaptıklarını görmemezlikten geldiğin Tuzla Belediyesi… Ya senin aklından zorun var yada gözlerin kör, kulağın sağır.., Çünkü ne okuduğunu, nede duyduğunu anlayabiliyorsun, aklın kirada besbelli… Berceste gibi bu yapılanlar yanlıştır demek dürüstlüğünü bile gösteremiyorsun… AGA_MAHMUT gibi takiyenin alasını bile yapmayı beceremiyorsun… *** Ama doğru ya sen takiye yapmayacak, Bu yapılanlar yanlıştır demeyecek kadar dürüstsün… Çünkü sen ; Diyebilecek kadar onların içindensin… Yaptığınız yobazlıklar ortaya çıkıp, bu sayfalarda sergilenince de, Yukarıdaki iletileri gönderecek kadar, açık sözlü ve cesurken neden şimdi.., Bütün bu yapılanlar doğrudur, “ Din devlet isine karışırsa ne olur ? Bırakın bunlarıda Allahın emirlerine karşı çıkmayın. Bizim için Allahın emri geçerlidir.”demek yerine, Sizin yaptıklarınızı bu sayfalara taşıdı için, İslam dinini kötülüyor diyerek, Utanmadan, Yüzün bile kızarmadan Yalan Söylüyorsun... *tna ***
-
9. CUMHURBAŞKANI DEMİREL'DEN AÇIKLAMALAR
GeceKuşu şurada cevap verdi: GeceKuşu başlık Güncel Konular
*** Paylaşımın için teşekkürler…Teşekkür ediyorum çünkü; Duygularıma, içimde yaşattıklarıma tercüman oldun… Bu yazıyı yazdığı için sayın Dündar’a ve bu sayfalara taşıyan sana sonsuz teşekkürler… Bu yazıdan çıkan sonuç ve anlamı, sende içinde hissetmiş olmalısın ki buraya taşıdın… Farklı noktalarda duran ikimizin, Aynı şeyleri hissediyor olması, Kendi adıma itiraf etmem gerekir ki, insana huzur ve mutluluk veriyor. Geleceğe daha umutla bakmaya başlıyor insan, Farklılıklarımızda ortak noktaları yakalayıp, Ortak geleceğimize, birbirimizle el ele yürüyebileceğimizi hissetmek, çok coşkulu bir şey… Birde çözümler konusunda aynı noktaya gelebilsek, Bu gün zor görünen bu çözümün, karşılıklı olarak, Birbirimizi anlamak için iyi niyetli çabalar için de olduğumuz, ve birbirimi yok saymadığımız zaman gerçekleşeceğine inanıyorum… Yukarıda başka bir iletimde de yazdığım gibi, Birlikte; Ortak geleceğimizi düşünebilmeyi öğrenebilir, Birbirimizi anlayamayıp, anlaşılamadığımız için, Karşılıklı güvensizlikleri ürettiğimizi anlar, Bu güvensizliğin yarattığı kuşkulardan kurtulabilirsek, Birbirimizi Anlayan ve kavrayan bir bakış açısını yakalayabilirsek…. Bence hala bu yataktan kalkıp yürümek gibi bir şansımız var… Sence de öyle değil mi Sevgili 'Su DaMLaSı' .?. *tna *** -
9. CUMHURBAŞKANI DEMİREL'DEN AÇIKLAMALAR
GeceKuşu şurada cevap verdi: GeceKuşu başlık Güncel Konular
*** “Mecliste sakallı milletvekilleri yok mu, onlar o sakalları çok yakıştığından mı bırakıyorlar.” Cümlenizde, Cumhuriyeti din esaslarına dayalı bir rejimle yönetmek isteyenlerin hangi noktalara geldiğini vurguluyorsunuz… Çok ama çok Haklısınız, Ama biz daha önce Arabistan’da “Allahsız Kemalist’ler….” Sloganlarıyla rejimi yok etmek için, Yemin ettirenlerinde bu meclise aynı odaklar tarafından taşındığını da görmüştük… Sonrada öyle yapmadıklarına dair ne yeminler edip, yurt dışına kaçtıklarını da… “siz onların sakallarının simge olduğunu ileri sürüp kestirtebiliyor musunuz?” Diyorsunuz, Ama unutmayın ki bizler berber değiliz, sakalını kendileri kesseler dahi kafaların içindeki amaçlar değişecek mi? Unutmayın ki bu ülkede yasalar var, "din esaslarına dayalı bir rejime yönelik dayatmalara", “başörtüsünün simge olduğu kanısına varıp”, önlemler alan bu yasalar, “ nasıl yasaklatıyorsunuz ve adres gösteriyorsunuz.” Diyerek saçmalamayın lütfen… Yine “dini bayramlarda resmi kuruluşlar tatil olması” yasalarla belirlenmiş… Elmalarla armutları zihninizde karıştırmayın, hatalı sonuçlara ulaşırsınız… Elbette,”başörtüsünü gelenek olarak” takan ve kullanan bir çok insan var ve bu geleneklerini çok rahatlıkla yerine getiriyorlar.. “asıl amaç da bizi geleneklerimizden koparmak dır.” gibi bir sonuca ulaşmanız bu kavramları karıştırmanızın bir sonucu… “başörtüsü takan birisi illa da simge olduğu için” takmıyor tabiî ki örneğin benim en yakın akrabalarım, İnançlarını başörtüsüne indirgemeden.. , ' Allah ' adına yapılan yanlışlara duyarlı.. , " Türban " üzerinizden politika yapanlara alet olmadan.. , Durun bakalım siz ne yapıyorsun diyebiliyorlar... Onların başında beni bu dünyaya getiren o yüce kadın ve eşimin annesi de var… Hiçte ayırt etmemize gerek yok çünkü onlarla birlikte yaşıyoruz… Ayrıca bizi hiçte korkutmuyorlar, huzur ve mutluluk veriyorlar, Hatta çoğu korku ve dertlerimize kol kanat geriyorlar… “başörtüsünü bir serbest bırakın bakalım rantçılara kim rağbet edecek” diyorsunuz, aynı şeyi düşünüyorum sizinle… Ama ufak bir itirazım var, rantcının önündeki kelime, kime hitap ederseniz edin yakışmamış… Ve bence Siz biraz cinlik yaparak yaklaşıyorsunuz ( rantcı kastınızı kimlerdir açıklamanız gerekli_ önyargılı olmak istemiyorum… Kastınız politikalarında baş örtüsünü dillerinden düşürmeyip 3.5 yıldır bir şey yapmayanlar mı.?. Yoksa yasalar çerçevesinde, baş örtüsüne değil de din odaklı dayatmalara karşı duranlar mı.?.. ) Oysa izin verecek *serbest bırakacak adres siz de dahil bizler değil, (* ki bizim beyinlerimizde zaten serbest ve özgür…) Şu anda yeterli çoğunluğa sahip içlerinde sakallılarında olduğu iktidardır, Ama sizce de bu yasaları çıkarmak gibi bir niyetleri var mıdır.?. Dediğiniz gibi düşüncelerinin arkasında ki hedef, Hedef her ne ise "içlerinde yaşattıkları korkular" nelerdir acaba.?. *tna *** -
*** Yukarıda zaman gazetesinden alıntı Sayın yazarın kendi deyimiyle "Hebe hübe lim lüm!" yazısını okuyunca.., Bir arkadaşında ifade ettiği gibi; olduğunu sayesinde farkettim... Yaşama sloganlarla bakmak, böylesine ciddi bir ortamda acınası halimize gülüp eğlenmek yerine, Sıkışıp pacayı kurtarma teleşıyla, Ülkemizi olumsuz ortamlara sürükleyenlerin içinde bulundukları durumu, Açıklamaktan uzak, dikatlerimizi gerçeklerden uzaklaştırmaya çalışan " Hebe hübe lim lüm! " yazıya, Bu gün okumuş olduğum daha aklı başında, gerçeklere dikkat çekerek, bu gün içinde bulunduğumuz şartları yorumlayan, aşağıdaki yazıyı alıntı yapmaya karar verdim... *** Sayın 'DİL BÖCEĞİ', vakit gazetesini okuyamamış olmaktan dem vurup, okumanın güzel olduğunu ifade etmişsiniz, Eminim ki yararlı olmuştur, ama birde farklı gerçekleride okuyarak beyninizi beslemelisiniz... O açıdan aşağıdaki yazıyıda okumanızın, "Analayana sivri sinek saz " anlamın da beyninizin gelişmesine yararlı olacağını umuyorum... O zaman bu sayfaların kuyruk acılarımızın, kişisel kalem savaşlarının değil, olması gereken üslupla fikirlerin tartışıldığı ortamlar olduğunu anlayabilirsiniz... Ayrıca dışımızdaki birirnin üslubunu düzeltmek gibi bir niyetim olamaz,sesimi duyurma şansım da yok, Ama siz 'DİL BÖCEĞİ', bunları okuyarak kendinize çeki düzen vermek gibi bir şansınız var... *** Bu arada Sevgili 'berceste'ye kaynağını da vererek yaptığı bu paylaşım için teşekkür ediyorum... Hepimizin de daha önce yapmaya çalıştığı gibi aşağıdaki yorumu da okuyarak değerlendireceğinizi, Bize bu yorumlarla ilgili görüşlerinizi de ifade edeceğinizi, katkılarınıza devam edeceğinize inanıyorum... Herkese sevgiler ...Saygılar... *** Peki o zaman yine eğlenmeye devam edecekmisiniz, insanlar ne oldum değil ne olacağım diyebilmeli... Size eğlence dolu yaşamınızın devamını.., huzur. sağlık ve mutluluklar diliyorum...ÇOK SEVGİLİ, çok sayın 'DİL BÖCEĞİ'.. *tna ***
-
Sevgili 'gugukcuk' ; Farklı eleştirel bakış açınla, Dikkatlerimizi, gördüğümüz ama dile getirmediğimiz yönlerede çekerek Bizlere katkılarda bulunacağın anlaşılıyor, Yararlı ve samimi paylaşımlarda buluşmak dileğiyle hoş geldin... Selamlar. sevgiler...
- 200 cevap
-
- TEHLİKENİN FARKINDAMISINIZ
- bölücü terör
-
(ve 1 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
BÜLENT ARINÇ'IN 23 NİSAN KONUŞMASINDAN METİNLER
GeceKuşu şurada cevap verdi: sardunyam başlık Güncel Konular
*** Farkındayım sardunya yokluğun hemen belli oldu... lütfen bu kadar uzak kalma, diğer forumda da baktım bir ara acaba orada kalıp buraya uğramıyormusun diye.., Her birimizin renkli farklılıklarında, güzelliklerinde paylaşılabildiğini, Anlaşılamayan görüşlerde bile, birbirini reddetmeden tartışılabileceğini, Amaçların kişisel haklılık değil, ortak görüş ve kazanımlar olduğunu örnekliyen arkadaşlara senin nezdinde teşekkür ediyorum... Selamlar sevgiler, yüreği sevgi ve hoşgörü dolu güzel anne, kardeşimiz, bacımız, ablamız... *tna *** -
Sevgili yumote, ne demek ilginç, berbat bir şey bu... Sabah sabah mahfetin beni... şaka bir yana, çok iyi, duygusal ve sevgi dolu bir paylaşım... Biraz buruldum ama daha duygu yüklü başlıyorum güne... teşekkürler...
-
HER ŞEYE RAĞMEN BİBİRİMİZİ SEVEBİLİYORMUYUZ ?
GeceKuşu şurada bir başlık gönderdi: Aşk - Sevgi - Mutluluk - Güzellik
*** Geçenlerde dosyalarımı ve notlarımı düzenlerken aşağıda size aktaracağım yazı geçti elime, Bizim ufaklık doğduktan sonra bir yerlerden bulup okumuş ve saklamışım… Sonra tekrar okudum… O zamanlar öyle düşünmemiştim ama, Tekrar okuduğumda yalnız çocuklar için değil her yaşta bizler içinde çok şey ifade ettiğini düşündüm… Ve sizlerle de paylaşmayı düşündüm… Umarım yararlı bir paylaşım olur… *** Onu HERŞEYE RAĞMEN Seviyor musunuz? Çocuklar samimiyeti çok çabuk fark ederler, İçi dolu samimi bir sevgi “ HERŞEYE RAĞMEN “ var olan sevgidir. Kimi anne_babalar ve çocuğun diğer yakınları “ Çünkü ” severler. Yani sevgilerini belli sebeplere bağlamışlardır ve çocuğa bunu hissettirirler. Çocuk, o sebep olmazsa sevilmeyeceğini düşünür… Örneğin; Seni seviyorum çünkü çok çalışkansın. Seni çok seviyorum çünkü beni hiç üzmüyorsun... Kimi ebeveynler de, “ .. İse ” severler. Bu anne _babalarda da sevgi şartlara bağlanmıştır. Çocuk, “ Eğer bana sundukları şart yerine gelmezse sevilmeyecek miyim ? ” diye düşünür… Örneğin; Yemeğini yersen seni severim. Ödevini yaparsan seni severim… Oysa sevgi belli sebep veya şartlara bağlanırsa gücünü ve etkisini kaybeder. Ve bu şekilde olan sevgilere çocuk güvenemez. Böylece çocuğun da size karşı içi dolu bir sevgi beslemesini ve yönlendirmesini engellemiş olursunuz. Olması gereken “Rağmen Sevgidir.” Her şeye rağmen sevildiğini ve anne_babasından gelen sevginin hiçbir zaman eksilmeyeceğini bilen çocuklar ebeveynlerine güvenir.Onlardan gelen her uyarıyı daha çok ve çabuk dikkate alır. Öyleyse “ her şeye rağmen ” sevgi hissedilmeli ve hissettirilmelidir. Ancak o zaman çocuğumuzla ve çocuklarla karşılıklı sevgi iletişimini kurabiliriz… *** Öyle sanıyorum ki, sizlerde aynı şeyi hissetmişsinizdir… Eğer çocuk kelimesi yerine bize dair uygun kelimeleri yerleştirirsek, Her yaştaki bizler içinde nekadar geçerli olduğunu anlayabiliyoruz... *** Çocukluğumuzdan bu yana bize verilen sevgi ve değerler kişiliğimizi oluşturuyor… Olumlu yâda olumsuz oluyoruz, Sevmeyi yâda kızmayı, nefreti öğreniyoruz, Hoşgörülü yâda anlayışsız, Yetine bilmeyi yâda doyumsuzluğu yaşıyoruz. Çevremizdekilerin, yaşamın, en önemlisi kendimizin, Kıymetini biliyor yâda değer vermeyerek yok ediyoruz. Yine en önemlisi, mutluluğu, sevgiyi, huzuru dolu dolu..., Yada mutsuz, yıkılmış, yaşama kırgın huzursuz yaşıyoruz. İşin en iyi yâda en kötü tarafı, Sevgiyle büyüdüysek çevremize sevgiyi, gülümsemeyi, pozitifliği, Sevgisiz kalmışsak eğer, güvensiz, kızgın asık suratımızla, negatifliğimizi, Yaşamın her alanında, evde, işte, sokakta… birbirimize yansıtıyoruz… Evet okuduktan sonra bunları düşündüm hep.., Yalnız çocuklar için değil, Hangi yaşta olursak olalım hepimiz için ne kadar geçerli olduğunu düşündüm. Çocukluğumuzdan bu yana üst üste binen bütün olumsuzluk ve anlamsızlıkların bizi nasıl birer birey haline getirdiğini… Sevgilerin, yaşamımızın ve kişiliğimizin olumlu gelişmesinde ne kadarda çok etkisinin olduğunu düşündüm… Çevremizdekilere ve yaşamımıza, Belli sebep ve şartlara bağlıyarak, içimizde yaşattığımız sevgilerimizin, Bizleri ne kadar mutsuz ettiğini düşündüm. Yada koşulsuz sevgilerimizin bizi ve onları ne kadarda çok mutlu ettiğini, İçi boş sevgilerle avunmaya çalışan, Sevgiye aç, Ya onu almaya, Yada vermeye çabalayıp durduğumuzu düşündüm. Ve sizlerle de paylaşmayı düşündüm… Hani farkına varırda, Her yaştaki biz çocuklara, Verebilirsek, Paylaşabilirsek, Koşulsuz ve şartsız sevgilerimizi, Kim bilir daha yaşanır, daha mutlu… Ve de sevgi dolu, Daha anlaşılır kılabilir miyiz yaşamımızı ? Herkesin; içi dolu “her şeye rağmen”, koşulsuz ve şartsız sevgileri dolu dolu yaşamasını diliyorum… *tna *** -
UYKU POZISYONUNUZ ILISKINIZI ELE VERIYOR
GeceKuşu şurada cevap verdi: angelflower başlık Aşk - Sevgi - Mutluluk - Güzellik
*** Linklere girmeden önce kafamdaki ilk beklenti, rahat yatabileceğimize örnek olacak, grafik, anlatım yada resimler bulacağımı sanıyordum... Önce alttakine baktım, çok hoştu... sonra ufaklığı görünce onun yerinde olmak istedim bir an, senden izinsiz süprizi açığa çıkardım ama hoş gör,diğeri hala süpriz... Küçükken şöyle bir Ayakkabımın olmadığına şimdi çok üzgünüm.... Müthiş bir olay...Anneciğinin kokusuylamı uyuyor dersiniz ? teşekkürler 'angelflower', eline sağlık, emeğin için teşekkürler... *tna *** -
arkadaşlar bugün, 1000 yılda bir gercekleşen sayısal bir dizi oluştu saat 01.02.03 tarihte 04.05.06 olacak 01.02.03.04.05.06 " 3006, 4006,5006,6006 ve nice **06 " larda da görüşmek üzere
-
9. CUMHURBAŞKANI DEMİREL'DEN AÇIKLAMALAR
GeceKuşu şurada cevap verdi: GeceKuşu başlık Güncel Konular
Yazdıkların baştan aşağı, Boş polemik...Dalaşma...Kalem savaşı...Söz dalaşı.... Bütün bunları bıraksanız da çözüme yönelik öneri ve yaklaşımlarınıza da okuyabilsek... "Canım benim neyim eksik bende katılayım" demek yerine akıllı bir iş yapsanız... Burada Hülya Avşarın olmadığı bir gerçek ama, Onun yerine bu seviyesiz üslubunla onu hiç aratmayacak sen varsın... Ne güzel iyiki varsın... Varlığınla bu dünyayı ve yaşamı daha iyi algılayabiliyoruz... Forma yaptığın bu değerli katkıların için herkes sana minettar... -
9. CUMHURBAŞKANI DEMİREL'DEN AÇIKLAMALAR
GeceKuşu şurada cevap verdi: GeceKuşu başlık Güncel Konular
*** Sayın 'berceste' yazınızda Diyorsunuz…İnanın sizi anlayabilmek hak verebilmek için, farklı şeylerden mi bahsediyoruz acaba diyerek, Yazıların tamamını tekrar tekrar okudum… Allah aşkına bu başlık altında İslamın irdelenmesi ile ilgi hangi satır var… Hepimiz sizde dahil bu boş polemiklerin çözüme yönelik olmadığını anlatmaya ve anlamaya çalışıyoruz. Elbetteki, Kim olursa olsun Diyemez, Hepimiz buna karşı olduğumuz için bu boş polemikleri bu sayfalara taşıdık ve eleştiriyoruz… Ama bir farkla, sizden farklı olarak işaret etmeye çalıştığımız nokta şu; İslam dinini sadece bir bez parçasına indirgeyenlere.. , ' Allah ' adına yapılan yanlışlara ses çıkarmayıp.. , " Türban " üzerinizden politika yapanlara alet olarak.. , Ve dur bakalım sen ne yapıyorsun dememek le.. Sizin sürekli sorunun sebebi, suçlusu olarak gördüğünüz, Sadece bizim gibi insanların değil, sizin gibi düşünenlerin de ayıbı olduğu... Ne yazık ki, empati kuramıyoruz diyorsunuz, haksızlık ediyorsunuz, Sorunun çözümsüzlüğüne karşı durmasak, bütün bu yazdıklarımız dilimizden, kalemimizden çıkabilir mi? İllaki sizin duruğunuz yerden anlayarak, Dayatılan tek taraflı çözümleri kabullenerek mi konuşmalı, yazmalıyız.. Kabul edersiniz ki bunun adı empati değildir... *** Niçin; “Sorun “Türban, baş örtüsü” değil, sorun onu kendi çıkar ve emelleri için kullananlardır,” İfadelerimizi Anlamamaya çalışmak da direniyorsunuz, Hangi vicdan sahibi, insanlıktan nasibini almış bir insan, Karşısındakinin acılarından, zevk, mutsuzluklarından huzur bulabilir… Ben kendi adıma yaşanan bu çözümsüzlükten, Türbanı nedeniyle sıkıntı çekenlerin içine bulundukları durumdan hiçte mutlu ve huzurlu değilim… Ama ben böyle düşünüyorum diye hiç kimse beni, siyasi ve dini emelleri içine çekemez. Ve ben onlara, İslam dinini sadece bir bez parçasına indirgeyemezsiniz, "Türban" üzerinizden politika yapamazsınız , Durun bakalım siz ne yapmak istiyorsun dediğim zaman, Sen "Türban"a karşısın diyemezsiniz… Ve “kalkmış burada nelerden bahsediliyor” diyerek beni anlamazlıktan gelememelisiniz.. Eğer; Diye ifade ettiğiniz, Sözünüzün arkasında duruyorsanız, En az benim sizi anlamaya, hak vermeye, ortak çözümlerimiz ne olabilir diye düşündüğüm kadar, Sizin de benim için, diğer aynı milletin evlatları için aynı yaklaşım ve hassasiyeti göstermelisiniz… Ve biz bu vatanın aynı milletin evlatları, Ortak çıkarlarımız için elele yürüyebilmeliyiz. Aramızda suni ayrımlar yaratanlara hep birlikte karşı durabilmeliyiz.. Benim bu bakış açısıyla onlara karşı duruşumu size karşıymış şeklinde değerlendirmeyip, Sizin değer Yargılarınızı, inançlarınızı kullananlarla onları çözümsüzlüğe taşımakta çıkar görenlere, Sizde hepimiz adına “Durun bakalım siz ne yapmak istiyorsunuz” diyebilmelisiniz… *** Buraya kadar, Ortak sorun ve Çıkarlarımızı, Birlikte, Birbirimizi Anlayarak çözebileceğimizi ifade etmeye çalıştım. Şimdi sizden istediğim aşağıda bu konuyla ilgili aktaracağım düşünce ve görüşleri lütfen beni anlamak adına okuyunuz… Elbette sizinde farklı çözüm ve önerileriniz olacaktır. Ama ortak doğru ve tespitlerimizi de vurgulamalı, Bir tek yerine, cümlesine karşı durup her şeyi toptan yok saymaktan vazgeçip, Beni ve benim gibi düşünenleri anlamak için sağduyulu bir yaklaşım gösterip, Çözümler üzerinde, “dayatmalarda bulunmadan” Hepimiz için görüş ve çözümler üreterek bize katkılarda bulunun lütfen.. *** Bugün geldiğimiz bu noktada; Üniversitelerde uygulanmakta olan türban yasağını kaldırmanın mümkün olup olmadığı, tartışmalı Ama herhalde yasağı kaldırmak için işe Anayasa değişikliğiyle başlamakta fayda var. Yalnız, bu Anayasa değişikliğini eğer 16 Mayıs 2007'den önce gerçekleştirmek isteniyorsa referandumun da göze alması gerekiyor. O referandum da, ister istemez hükümete güven oylamasına. Daha önemlisi, aynı referandum kolayca Türkiye'de laikliğin oylandığı bir referanduma dönüştürülebilinir. Türkiye'yi böylesine kutuplaştırmak çok ama çok vahim, hiç beklenmedik sonuçlara bizi götürebilir, O yüzden, kimsenin referanduma gitmeyi düşündüğü de yok! İşte bu yüzden, türban meselesinin kaşınmasının kimseye bir faydası yok. Ama bir an önce bu sorunun çözüme kavuşturulması ve yaratılan bu suni ayrımların ortadan kaldırılması da gerekli, Öte yandan iktidardaki AKP'nin özellikle “çelik çekirdekteki” taban kitlesi için bu sorunu çözmesi gerekiyor. AKP bu denli sıkışmışlıktan kendisine bir çıkış arıyor. O çıkış da, geçmişte çok kullanıldığı gibi mazlum rolüne geçmek, Yani 'Biz yapmak istiyoruz ama derin devlet bize yaptırtmıyor' diyebilmek. O bakımdan, Başbakan Erdoğan'ın, 9. Cumhurbaşkanı Demirel için söyledikleri ne kadar sert ve ağırsa, Demirel'in, Erdoğan'a verdiği cevap da o kadar acıtıcı. Doğrusu, üç yılı aşkın süredir devam eden iktidar döneminde bir uzlaşma ortamı yaratılabilmeliydi ama olmadı, olamadı. Burada belki kabahat AKP'nin değil ama yine de uzlaşma ortamını yaratmak sonuçta onların göreviydi. Uzlaşma olmadan bu sorunu çözmek kolay değil. Türban meselenin siyaseten görünen güçlükleri bunlar. Aslında, AKP bugüne kadar bu sorunu çözmeyi öncelikleri arasına da koymadı zaten. Zihniyetler uzlaşmacı değil sadece kendi kazanımları için dayatmacı olduğu için çözümsüzlük kaçınılmaz sonuç. Oysa belki de üniversitede türbanın serbest bırakılması çözümlenebilirdi, Bu arada imam-hatip sorununun kökünden çözülmesi gibi Türkiye'yi rahatlatacak uzlaşmalar bulunabilirdi. Oysa, Siyasi ve verilecek oylara tahvil etmek açısından daha kazançlı olduğu için bu çözümsüzlük, sürdürülüyor. Geçmişte Türkiye'nin İslamcı partileri türban yasaklarını oya tahvil etmeyi başardılar. Ama geçmiş geçmişte kaldı. Şimdi AKP iktidarda ve üstelik Anayasa'yı değiştirecek çoğunluğa da sahip. Ayrıca 20 kişilik ANAP Grubu da türban konusunda Anayasa değişikliği için hazır da bekliyor. Ama, bu işi uzlaşmasız çözmenin siyasi bedelleri var, AKP belki de kendini o bedellere hazır hissetmiyor. *** Evet, sevgili 'berceste' , sanırım aktardığım bu görüş ve düşünceleri de okudunuz, Bence şimdi yapmanız gereken; Farklılıklarımız ve katılmadığınız görüş ve tespitlere, Kendi düşüncelerinizi yazmakla birlikte. “Aynı milletin evlatları” olarak, “karşılıklı duygudaşlık” kurmak adına, Bizi ortak çözümlere ulaştıracak, Ortak görüş ve tespitlerinizi ifade eden bir yaklaşımla, Kendinize ve hepimize katkıda bulunmalısınız… Katkılarınızın kafalarımızdaki çözümsüzlüğü, çözüme dönüştürecek faydalar sağlaması dileğiyle... Saygılar, selamlar.. Mutlu ve sağlıklı kalın... *tna *** -
9. CUMHURBAŞKANI DEMİREL'DEN AÇIKLAMALAR
GeceKuşu şurada cevap verdi: GeceKuşu başlık Güncel Konular
*** Bir şeyin farkında olmak çok güzel ve duyarlı bir yaklaşım... Ancak tek başına yeterli değil ne yazık ki… Farkında olduğumuz şeyin ne olduğunu da anlamamız gerekiyor… Anlamaya çalıştığımız o şeyin, doğru sonuçlarını ve çıkarımlarını kavrayabilmek içinse… O konu hakkında yeterli bilgi birikimimizi oluşturmamız gerekiyor… Bir şeyin doğru tespit edilmesi de tek başına yeterli değil… Yaptığımız tespitleri hayata geçirmek için kararlı bir şekilde yılmadan mücadele etmek gerekiyor… İşte Atatürk’ün İleri görüşlü ve başarılı olmasının arkasında bu gerçek yatıyor… Bizi ancak; Farkında, Duyarlı, Kararlı, Gerekli bilgi birikimine sahip, Anlayan ve kavrayan bir bakış açısı doğru sonuçlara ulaştırabilir… Varsayımlarla olayları değerlendirmek.., Ve Sadece sloganlarla cevaplamaya çalışmak, bizi yanlışlara, başarısızlıklara götürüyor… *** Hepiniz çok haklısınız, hepimizde çok haklıyız... Bahsettiğiniz bu şeylerden kurtulmak ve bir daha tekrar etmemesi için ne yapılması gereklidir sorusuna, Bir de bu bakış açısıyla cevaplar arasak, Kendimizi sloganlarla avutmadan ve varsayımlar yerine doğru tespitleri yaparak olayları değerlendirsek daha doğru olmaz mı?… Türbanımız var, İnançlarımız var, Vatanımız var. Cumhuriyetimiz var. Atatürk Devrimlerimiz var… Derken, birileri bizleri silindir gibi ezip geçtiklerinde .., Asimile olmaktansa “bu vatan bölünsün razıyım” diyen bir sonuca ulaşmayalım sonra… Çünkü bu formun sayfalarında; Çözümsüz, çaresiz kalmış zihniyetlerin Bu sonuçlara ulaşan iletileri de var ne yazık ki… Yılların çabalarıyla elde ettiğimiz değerleri bir kalemde yok edebilecek görüşler, düşünceler ve eylemler, Bizler; Farkında, Duyarlı, Kararlı, Gerekli bilgi birikimine sahip, Anlayan ve kavrayan bir bakış açısından uzak kaldıkça ortaya çıkıyor çünkü…. Hani bedenimiz dirençsiz kalınca, mikropların galip gelip bizi hasta yaptığı yâda öldürdüğü gibi… Eğer böyle düşünebilmeyi ve davranmayı öğrenebilirsek Bence hala bu yataktan kalkıp yürümek gibi bir şansımız var… *tna *** -
Devletin bir bakanından talihsiz açıklamalar!
GeceKuşu şurada cevap verdi: Ya Sev Ya Sevr başlık Politika Bilimi
*** Bir şeyin farkında olmak çok güzel ve duyarlı bir yaklaşım... Ancak tek başına yeterli değil ne yazık ki… Farkında olduğumuz şeyin ne olduğunu da anlamamız gerekiyor… Anlamaya çalıştığımız o şeyin, doğru sonuçlarını ve çıkarımlarını kavrayabilmek içinse… O konu hakkında yeterli bilgi birikimimizi oluşturmamız gerekiyor… Bir şeyin doğru tespit edilmesi de tek başına yeterli değil… Yaptığımız tespitleri hayata geçirmek için kararlı bir şekilde yılmadan mücadele etmek gerekiyor… İşte Atatürk’ün İleri görüşlü ve başarılı olmasının arkasında bu gerçek yatıyor… Bizi ancak; Farkında, Duyarlı, Kararlı, Gerekli bilgi birikimine sahip, Anlayan ve kavrayan bir bakış açısı doğru sonuçlara ulaştırabilir… Varsayımlarla olayları değerlendirmek.., Ve Sadece sloganlarla cevaplamaya çalışmak, bizi yanlışlara, başarısızlıklara götürür… *** Hepiniz çok haklısınız, Bahsettiğiniz bu şeylerden kurtulmak ve bir daha tekrar etmemesi için ne yapılması gereklidir sorusuna, Bir de bu bakış açısıyla cevaplar arasak, Kendimizi sloganlarla avutmadan ve varsayımlar yerine doğru tespitleri yaparak olayları değerlendirsek daha doğru olmaz mı?… Vatanımız var. Cumhuriyetimiz var. Atatürk Devrimimiz var… Derken bizleri silindir gibi ezip geçtiklerinde .., Asimile olmaktansa “bu vatan bölünsün razıyım” diyen bir sonuca ulaşmayalım sonra… Çünkü bu formun sayfalarında; Çözümsüz, çaresiz kalmış zihniyetlerin Bu sonuçlara ulaşan iletileri de var ne yazık ki… Yılların çabalarıyla elde ettiğimiz değerleri bir kalemde yok edebilecek görüşler, düşünceler ve eylemler, Bizler; Farkında, Duyarlı, Kararlı, Gerekli bilgi birikimine sahip, Anlayan ve kavrayan bir bakış açısından uzak kaldıkça ortaya çıkıyor çünkü…. Hani bedenimiz dirençsiz kalınca, mikropların galip gelip bizi hasta yaptığı yâda öldürdüğü gibi… Eğer böyle düşünebilmeyi ve davranmayı öğrenebilirsek Bence hala bu yataktan kalkıp yürümek gibi bir şansımız var… *tna *** -
BAĞIMSIZ TÜRKİYE PARTİSİ (B.T.P) Prof.Dr. Haydar BAŞ
GeceKuşu şurada cevap verdi: trabzonlum başlık Politika Bilimi
*** Sayın 'Trabzonlu' arkadaşım... ilk iletinizi baştan sona okudum ... Buraya kadar tamam, sizin şahsi politik ve dünya görüşünüzdür... Söylenecek bir şey yok, kendinizce haklı da olabilirsiniz biz katılmasak ta görüşünüze saygı duyarız... Ama, aynı şekilde siz de karışınızdaki kişilere aynı duyarlılıkla yaklaşıp saygı duymanız gerekir... Eğer bunu yapamazsanız, tek doğru benim görüşlerimdir der, Dünyanın merkezi benim inançlarımdır diyerek çatışmacı bir mantıkla karşı görüşleri yok sayarsanız.., Varacağınz yer, iddia ettiğiniz gibi diğer siyasi görüşlerin varamadıkları yer, Yaptıklarınız onların yanlışlarından farklı olmayacaktır... *** Bunları neden mi yazıyorum, şundan yazıyorum... Sayın " DİL BÖCEĞİ' nin; Gözlem ve görüşlerini bizlere aktardığı, Ve size sizinle aynı şeyleri düşünmediğini ifade ettiği iletisine, göstermiş olduğunuz yaklaşımdan dolayı yazıyorum... Diyerek Sırf sizinle aynı şeyi paylaşmadı diye o kişiyi aşağılamak yada Diyerek bir takım ima ve ithamlarda bulunmak onu küçük görmek sizi bir yere götürmez... Ve onu asla ikna etmenizi ve doğrulara yönelmesini sağlayamaz... Ayrıca centilmen bir kişinin, ona cevap olarak yazdığınız iletinizde de belirtiğiniz üzere kadınlarının kızlarının ırz ve namusuna önem veren onlara saygılı bir erkeğin... Böyle elin günün içinde hem de hemşerisi bir genç kıza bu yaklaşımı reva görmesi... Savunduğunuz değerlerle ne kadar bağdaşıyor merak ediyorum... *** Öyle sanıyorum ki şimdi bana da kızarak ağzınıza geleni söylemez... Bir takım ima ve yaklaşımlarda bulunmazsınız... Böyle bir yaklaşımda bulunursanız, size cevap bile vermek gereğini duymayacağım için... Şimdiden bu kafayla bir yere varmazsınız demem gerekiyor... *** Büyük önder Atatürk'ün yüce değerleri arkasına saklanarak farklı hedefler gösterenlerin... Bugüne kadar da hiç başarılı olamadıklarını zaten biliyorum... Onun gösterdiği hedeflere ulaşabilmek için, Önce onu çok iyi anlamanın gerekli olduğunu biliyor ve düşünüyorum... Ayrıca " Biz kimleri iktidar yapmadık ki? " diyerek oy istemeniz... Hem bizleri basit birer oy deposu gören bir yaklaşım, Hem de yeterli kişisel ve siyasi birikimi oluşmamış... Ve etik olmayan sempatizan bir tutumdur.. Saygılarımla... mutlu, sağlıklı kalın... *tna *** -
*** Bence de ama boynuz kulağı geçer mi bilinmez? ... Göreceğiz... Şaka bir yana gündem çok ciddi konularla dolu... Son Terörle mücadele yasısına da sonradan kimin ilave ettiği belli olmayan bir maddede var üstelik... Ve Sayın hükümet sözcüleri bu maddeyi ilave eden gücün kim olduğunu bir devlet sırrı edasıyla açıklayamıyorlar... Bunu da dikkatle izliyorum... Senin bir tespitin yada duyumun olursa bizlerle burada paylaş... Ben diyorum ki, bu maddeyi ilave ettiren güç, Tübandır, Laikliktir tartışmalarının tozu dumanı arasında ABD olmasın sakın... Bu maddeyi kim ilave ettirmiş bir açıklanabilse anlayacağız bakalım... Yangından mal kaçırırken yakalandık galiba maddeyi değiştirebiliriz diyorlar şimdi de... Ama maddeyi ilave etireni açıklayamayız... Bakarmısınız Ben ispiyoncu olamam diyor sayın Erdoğan, Komediye bakarmısınız, Ülke çıkarları için orda bulunanlar, bu ülke çıkarına olmayan maddeyi bir başka gücün oraya koymasına izin veriyorlarda.., Kim bunlar diye sorulduğunda açıklayamıyorlar... İspiyoncu değil bunlar..Böyle bir davranış ahlaki olabiliyorda...Nede olsa serde kasımpaşalılık var... Ülke çıkarlarını korumak, Toplumsal huzuru sağlama sağduyusuyla hareket etmek, bir o kadar onurlu değil.. Bir zamanlarda ben Ülkeyi pazarlıyorum diye inciler döktürmüşlerdi...Bir tüccar edasıyla...Birileri de Alkışlar tutmuştu... Bu adamların yaptıklarını bu sayfalarda, bunlar yanlıştır, ne demektir bu diye eleştirincede kızıyor bazılarımız... Hangi partidensin sen diye sorguluyorlar... Sanki partili olmak, Cumhuriyetin ve Ülkenin çıkarları üzerinde hassas bir yurttaş olmaktan daha önemliymiş gibi... Ülkeyi geleceğe taşımak, bizim çıkarlarımızı korumak için demokrasinin imkanlarını kullanarak iktidara gelenler... Ne yaptıklarının, nereye gittiklerinin farkındalarmı acaba ?... Kimlerle kol kola dolaşıyorlar, yakında Amerika'ya yeni yolcularımız var galiba...Hadi hayırlısı... Boşuna değilmiş son haftalardaki, Laiklik, Türban kavgasıyla toplumu germeleri... "Egemenlik duvarda değil millette olacak" derken mecaz mı yapıyorlardı acaba ?... Yoksa Egemenliğimizi, millet sanıpta bu güçlere mi teslim ettiler... Dikkatleri başka yönlere çekmekmiş amaçları galiba ?... Selamlar, saygılar sevgili 'ErdalAktaş' tna ***
-
*** Haber oldukça yeni… Demirel ile Erdoğan arasındaki söz düellosu, Demirel cephesinden gelen yeni bir açıklama ile iyice alevlendi. “Demirel, Erdoğan'a tarihe geçecek bir cevap verdi.” Diyor basın… ( ? ) ... ... ( ! ) Oysa; Daha önce de çok izledik biz bu “ Söz dalaşı “ larını … Sayın Demirel bazı gerçeklere parmak bassa da, taraflar arasında horoz dövüşünden öteye gider mi bilinmez? İzleyip göreceğiz, Bu “ Söz dalaşı “ nın, Yılanmış, uzman ve tecrübeli uygulayıcısı sayın Demirel ile, Yeni kahramanı sayın Erdoğan arasında çözüme yönelik mi olacak ? Yoksa laf ebeliğinden öteye gitmeyecek mi? ... Göreceğiz ? … Neyse izlemeye devam edelim… Bakalım gerçek mağdurlar arka planda dönen dolapları gözlerini dört açıp görebiecekler mi..? Ve onların sözde savunuculuğuna soyunanların, laf ebeliğinden öteye gitmeyen söylemlerinden biraz olsun yüzleri kızaracak mı ? (!) Yazanın notu: ( P.S: ) Yabancı dil kökenli, “polemik” yerine, “Dalaşma “, “ Söz dalaşı “, “ Kalem kavgası “ diyerekten okuyabilirsiniz.. tna ***
-
Ahtapot, köpekbalığını böyle yuttu.
GeceKuşu şurada bir başlık gönderdi: Mizah - Mizahla ilgili herşey
Karanlık suların en tehlikeli yırtıcısı köpekbalığının, bir ahtapotun kolları arasında can çekişmesi nasıl olur hiç merak ettiniz mi? İşte o anın video görüntüsü.. İZLEMEK İÇİN TIKLAYIN Kaynak: Stevan Hogg " 2 min 24 sec " -
9. CUMHURBAŞKANI DEMİREL'DEN AÇIKLAMALAR
GeceKuşu şurada cevap verdi: GeceKuşu başlık Güncel Konular
*** Söylenecek daha fazla söze, ifade edilecek başka bir cümleye gerek kalmamış sevgili 'gelincik' , Yaşanan bu olaylarda, propagandist, kışkırtma ve dalaşmaya yönelik yaklaşımları kısaca özetlemişsin... Bir insanın, Duyu organlarının hepsi sağlam ve işlevini yerine getirirken, Göremeyenlerden daha kör, İşitemeyenlerden daha sağır olması.. Ona bir omirilik yeterli olacakken, nasıl olduysa kullanamadığı bir beyne sahip olması, onu, insanlık vasıflarını gösteremeyen, zavallı bir yaratık olmaktan öteye götüremiyor neyazıkki... *tna *** -
Emeği geçen herkese sonsuz teşekkürler...
-
*** 9. CUMHURBAŞKANI DEMİREL'DEN TARTIŞMAYA YOL AÇAN AÇIKLAMALAR Türban gericiliktir Demirel, "Anayasa ile türbanı çözemezler. Başı bağlı olarak okunabilen yerlere, Arabistan'a gidin. Türban özgürlük değildir" dedi. Hükümetin, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın Genelkurmay Başkanlığı'na atanmasını engelleyemeyeceğini belirten 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, "İsterlerse atamayabilirler, yetkileri var, ama böyle hilelerle bunu engellemeye kalkmayı fevkalade ahmakça bir şey bulurum" dedi. Demirel, önceki gün Habertürk TV'de özetle şöyle konuştu: • Cesur kararlar almak isteyen bir Başbakan düşünür: "Acaba yarın ben bu kararı aldığım için beni asarlar mı?" korkusundan kurtulmuş değil. • Bugün kurumlar arasında bir sürtüşme olduğu kesindir. Bu sürtüşmenin daha ileri gitmesi durumunda bu bunalım demektir. • Yüzde 26 ile Tayyip Erdoğan bu Meclis'te cumhurbaşkanlığına seçilirse, bu rahatsızlık yaratır. • Cumhurbaşkanının eşinin başı sarılı diye ordu harekete geçmez. Ama eşi siyasi bir simge olarak sarılı, Türkiye'de de türban tartışması var ise... Önemli kurumlar bundan hoşnut olmaz... Bir rahatsızlık yaratacaktır. Türban sorunu icat edilmiş bir sorundur. • AKP'nin içinde de bir ahenksizlik var. Sorsanız yok derler. • (TBMM Başkanı Bülent Arınç'a) Anayasa değişikliğiyle türbanı çözemezler. Çünkü, Anayasa Mahkemesi'nin, Danıştay'ın, AİHM'nin kararı var. Hadi aş bakalım bunları da görelim? Orası üniversite, oranın kuralları var. İlle başı bağlı okumak istiyorsan, başı bağlı olarak okunabilen yerler var, oraya git. Arabistan'da falan öyle yerler vardır, oraya gidin. Türban özgürlük falan değildir. Bu gericiliktir. Kaynak: ANKARA Milliyet * 02.005.2006* © 2006 Milliyet *tna ***
-
ALLAH'IN OLMADIĞINI SEN BANA İSPAT ET
GeceKuşu şurada cevap verdi: niyogara başlık Dini Konular - Din - Dinler
*** Sevgili 'Su DaMLaSı' , İletinden bana kırgınlığını, üzüldüğünü anlayabiliyorum... Ama biraz sakinleştikten sonra iletileri tekrar gözden geçirince ifadelerimin taraflı olmadığını anlayacağını biliyorum... Bir insanın özür dileyebilmesi, Eğer, gerekli kültür ve insani değerleri özümseyemediyse çok zordur... Sen doğru olanı yaptın, kültürlü ve Forumdaşlarına saygı duymanın onurlu davranışını gösterdin bizlere... "Kendisinin bu hassasiyeti göstereceğine inanıyorum..." dedikten sonra, senin bu örnek davranışı göstermen, senin hakkında yanılmadığımı görmekten ben kendi adıma mutlu oldum ama, Esas olan senin bu kişiliği, sağlam ayaklar üzerinde duran davranışının, forum var olduğu sürece örnek olarak duracağıdır. Taraflı olma konusuna gelince elbette benimde bir görüşüm var, kendim ve yaşam üzerine.., Hatta size duruşunuzdan ötürü taktirlerimi ifade ederken; diye kendi görüşlerimi dile getirmiştim... Ama hiç kimse benim bu sayfalarda kimseye öyle inanıyor diye eleştirimi, inançlarına saygısızlık ettiğimi söyleyemez... İnsanlar nasıl hissediyorlarsa, nasıl mutlu oluyorlarsa öyle inanıp öyle davranmaya hakları var... Ben yaşama böyle bakıyorum.., Benim karşı duracağım tek nokta kendi inançlarını üstün görüp diğer inanışları yok sayan dayatmacı zihniyetler olur. Bunun dışında tabiki herkes, inanışlarını,görüşlerini, bildiklerini, eleştirilerini uygun üslupla dile getirecektir... Burası bir fikir platforumu, dinsel inanış çatışmalarının değil, görüşlerin sergileneceği ortamlar... O nedenle ne kimse kimsenin inanışlarıyla alay etme, yok sayma hakkına.., Ne de hiç kimse bir diğerinin inanışlarını açıklama, karşı görüşünü ifade ederken eleştirel bakışını, inancına hakaret olarak görme hakkına sahip değil... Formun bu bölümü değişik fikirlere açılırken, olması gereken karşılıklı düzeyli ilişkiler..., diye açıklanmış,herkes bu başlığa girerken bunu okuyarak bunu bilerek giriyor... Bu kurallar ve değerlerin dışındaki hiç bir yaklaşım ve davranış elbetteki seninde benimde, ve bunun bilincinde olan diğer arkadaşlarında hoş göreceği bir durum değildir. Bu formu kullanan onun sahipleri olan bizler, bu kurallara sahip çıktığı ölçüde formun ve inançlarımızın saygınlığı artacaktır... Eğer yam yam'ın var olması ve bu eleştirileri yapmasının, seni ve diğer arkadaşlarla birlikte hepimizi araştırma yapmaya yönlendirmesini görebilirsek zaten sorun ortadan kalkacaktır... Aynı şey yam yam için ve diğerlerimiz içinde geçerli değil mi... Bunun dışında tutumlarda olan kişilerin inancını savunacağım derken, ne çatışmalara neden olduğunu, kendi inançlarını kendi davranışlarının, nasıl hırpaladığına yaraladığına hepimiz şahit olduk... *** Ben yine yazarken konuyu uzattım, her seferinde iki satır yazamak amacıyla oturuyorum, uzadıkca uzuyor... Sıkıcı olabileceğinin farkındayım... o nedenle başa dönüp kırgınlıklarımız ve üzüntülerimizi hatırlarsak, Seni istemeden de olsa üzmüş olmak beni rahatsız etti... Dediğim gibi ifadelerimi daha rahat ve sakin bir anında ele alırsan, eleştirimin sana değil o resimlere olduğunu göreceksin... *** "Sanırım 'Su DaMLaSı' istemiyerekte olsa" ifadesini kullanarak, "Bu rahatsızlığı verdiği için centilmence hepimizden özür diler.." dedim... Yine de yanlış anlaşılmada olsa seni kırmış yada üzmüş olmanın, En az senin olduğun kadar benide rahatsız ettiğini ve buna neden olmaktan üzüldüğümü belirtmek istiyorum... Sevgiyle ve sağlıkla kal.. *tna *** -
*** Şöyle diyordu, Afrikalı Siyah insan… “Sen beyaz adam, beni derimden ötürü bu güne kadar hep horladın… Kölen yaptın beni.., Sorgusuz sualsiz öldürdün… Rengimden ötürü aşağıladın.., Yaşamımı her koşulda sınırlamak için olmadık şeyler yaptın…" Bak Beyaz Adam Ben Doğarım; Siyah… Büyürüm; yine Siyah.., Güneşlenirim; Siyahım… Üşürüm; Siyahım.., Korkarım; yine Siyah… Hastalanırım; Siyahım…, Ölürüm; hala Siyah... Oysa sen beyaz adam Doğarsın; Pembe.., Büyürsün; Beyaz.., Güneşlenirsin; Kızarırsın… Üşürsün; Morarırsın.., Korkarsın; Yemyeşil olursun… Hastalanırsın; Sararırsın.., Ölürsün; Grileşirsin… Ve sen Beyaz adam, sen bana hala UTANMADAN, Renkli diyorsun…" *tna ***
-
*** Kendimi ve çevremi algılamaya başladığımdan bu yana farklılıklarımın neler olduğunu sorgulamayı öğrendim… Sonra kızmayı öğrendim yapamadıklarıma ve yaptıklarımın anlaşılmamasına… Daha sonra gereksizliğini öğrendim kızmanın… Bir şeyleri değiştirmediğini.., Anlaşılmazlığı arttırdığını gördüm… Daha sonra hoşgörüyü öğrendim .., Farklılıklarımızdan dersler almayı.., Yeni farklılıkları kavradıkça yaşamı daha iyi algıladığımı öğrendim… Anladım ki en sonunda; farklıda olsak, aynı acılar göz yaşlarımızı akıtıyor.., Aynı şeylere gülebiliyoruz.., Farklıda olsak her birimiz bir anadan doğuyoruz… İnançlarımız farklıda olsa… Yâda yok oluş nedenlerimiz, Bir hastalık, bir savaş yada kaza sonrası düşünmeyi yitirince bedenimiz.., Gördüm ki hepimiz ölebiliyoruz… Bütün farklılıklarımıza rağmen farklı olmadığımızı öğrendim… Sonunda kavradım ki; Dilimiz, İnancımız, Irkımız ne olursa olsun bizler birer insanız… Ayrımların yanlış, hastalıklı düşüncelerin ürünü olduğunu anladım… Sonra bir gün bir Afrikalının şu yazdıklarını okudum bir yerde.., Şöyle diyordu, Afrikalı Siyah insan… “Sen beyaz adam, beni derimden ötürü bu güne kadar hep horladın… Kölen yaptın beni.., Sorgusuz sualsiz öldürdün… Rengimden ötürü aşağıladın.., Yaşamımı her koşulda sınırlamak için olmadık şeyler yaptın…" "Bak beyaz adam ben ..; Doğarım; Siyah… Büyürüm; yine Siyah.., Güneşlenirim; Siyahım… Üşürüm; Siyahım.., Korkarım; yine Siyah… Hastalanırım; Siyahım…, Ölürüm; hala Siyah Oysa sen beyaz adam ; Doğarsın; Pembe.., Büyürsün; Beyaz, Güneşlenirsin; Kızarırsın… Üşürsün; Morarırsın.., Korkarsın; Yemyeşil olursun… Hastalanırsın; Sararırsın.., Ölürsün; Grileşirsin… Ve sen Beyaz adam sen bana hala UTANMADAN Renkli diyorsun…" *** Güneşin aydınlık yarınlara doğduğunu gördüm, iyice açınca gözlerimi… İnsan sevgisinin, ayrımsız olmanın, Canlı cansız her şeyin değerini bilebilmenin, günlük çıkarlarımızın üzerinde olduğunu.., Sevgilerimizde çoğalmanın, farklılıklarımızda olgunlaşmanın en büyük değer.., Kim olursak olalım mutluluklarımızın, birbirimiz de arttığını öğrendim… *** Ve bütün bunları en içten, duygusal bir anımda yazıyorum içimden geldiğince.., Ve ben bu ruh halinden çıkıp ta gerçek yaşamın acımasızlığıyla karşılaştığımda.., Üzdüğümüzü, kırdığımızı, hırpaladığımızı.., İnanç, dil, ırk ayrımlarını öne çıkararak yok etmeye çalıştıkça birbirimizi Ben gördükçe bütün bunları.., Yüzümü hep aydınlığa döneceğim.., Kör olasıya güneşe bakacağım bütün inadımla… Hiç aklımdan çıkmayacak bütün bunlar, Hatırlayacak ve Hatırlatacağım... *tna ***
-
ALLAH'IN OLMADIĞINI SEN BANA İSPAT ET
GeceKuşu şurada cevap verdi: niyogara başlık Dini Konular - Din - Dinler
*** Sevgili DİL BÖCEĞİ göndermiş olduğun mesajını aldım; Sana sadece mesaj yazabilirdim ama içimde hissettiklerimi herkesle paylaşmak istedim... *** Çok değerli DİL BÖCEĞİ; Kendimi ve çevremi algılamaya başladığımdan bu yana farklılıklarımın neler olduğunu sorgulamayı öğrendim… Sonra kızmayı öğrendim yapamadıklarıma ve yaptıklarımı anlaşılmamasına… Daha sonra gereksizliğini öğrendim kızmanın… Bir şeyleri değiştirmediğini.., Anlaşılmazlığı arttırdığını gördüm… Daha sonra hoşgörüyü öğrendim, farklılıklarımızdan dersler almayı… Yeni farklılıkları kavradıkça kazançlarımın arttığını… Anladım ki en sonunda; farklıda olsak, aynı acılar göz yaşlarımızı akıtıyor.., Aynı şeylere gülebiliyoruz.., Farklıda olsak her birimiz bir anadan doğuyoruz… İnançlarımız farklıda olsa… Yâda yok oluş nedenlerimiz, Bir hastalık, bir savaş yada kaza sonrası düşünmeyi yitirince bedenimiz.., Gördüm ki hepimiz ölebiliyoruz… Bütün farklılıklarımıza rağmen farklı olmadığımızı öğrendim… Sonunda kavradım ki; Dilimiz, İnancımız, Irkımız ne olursa olsun bizler birer insanız… Ayrımların yanlış, hastalıklı düşüncelerin ürünü olduğunu anladım… Sonra bir gün bir Afrikalının şu yazdıklarını okudum bir yerde.., Şöyle diyordu, Afrikalı Siyah insan… “Sen beyaz adam, beni derimden ötürü bu güne kadar hep horladın… Kölen yaptın beni.., Sorgusuz sualsiz öldürdün… Rengimden ötürü aşağıladın.., Yaşamımı her koşulda sınırlamak için olmadık şeyler yaptın… Bak beyaz adam.., Ben Doğarım Siyahım… Büyürüm Siyah.., Güneşlenirim siyahım… Üşürüm siyahım.., Korkarım yine siyah… Hastalanırım Siyahım…, Ölürüm hala siyah Oysa sen beyaz adam Doğarsın pembe.., Büyürsün beyaz, Güneşlenirsin Kızarırsın… Üşürsün Morarırsın.., Korkarsın yemyeşil olursun… Hastalanırsın Sararırsın.., Ölürsün grileşirsin… Ve sen Beyaz adam sen bana hala UTANMADAN Renkli diyorsun… *** Güneşin aydınlık yarınlara doğduğunu gördüm, iyice açınca gözlerimi… İnsan sevgisinin, ayrımsız olmanın, Canlı cansız her şeyin değerini bilebilmenin günlük çıkarlarımızın üzerinde olduğunu.., Sevgilerimizde çoğalmanın, farklılıklarımızda olgunlaşmanın en büyük değer.., Kim olursak olalım mutluluklarımızın birbirimiz de arttığını öğrendim… *** Ve bütün bunları en içten, duygusal bir anımda yazıyorum içimden geldiğince.., Ve ben bu ruh halinden çıkıp ta gerçek yaşamın acımasızlığıyla karşılaştığımda.., Üzdüğümüzü, kırdığımızı, hırpaladığımızı.., İnanç, dil, ırk ayrımlarını öne çıkararak yok etmeye çalıştıkca birbirimizi Ben gördükçe bütün bunları.., Yüzümü hep aydınlığa döneceğim.., Kör olasıya güneşe bakacağım bütün inadımla… Hiç aklımdan çıkmayacak bütün bunlar hatırlayacak ve hatırlatacağım... *** Bilmiyorum anlatabildim genç arkadaşım… Daha yaşamın başında ,ortasında bile değilsin.., Bir gün elbet sende öğreneceksin Üzmeye çalışmanın anlamsızlığını… Başkalarına kına yaktırmanın gereksizliğini… Gençsin heyecanlısın anlıyorum seni.., her şeyin merkezinde kendinin olduğunu düşünüyorsun… Hata yaparsan eğer ve bu hatanı birileri sana hatırlatırsa…, Başka nedenler aramak kolayına geliyor anlayabiliyorum seni… Ve bu kendine olan utancına, utandırıldığına kızdığının anlaşılması için.., Hakarete uğradığını düşünüp hakaret ettiğinin anlaşılmasını istiyorsun… Şimdi elbette “Ben gerçekten başkalarının inandıklarına saygı duyarım” diyerek.., Yinede Senden farklı düşündükleri için hakaret ettiğimin anlaşılmasını isterim diyeceksin… Ve bir gün gelecek sende benim gibi.., “yaşamın baharının heyecanı ve düşüncelerini taşıyan” genç bir kardeşine benim bu yazdıklarımı yazacaksın… Ne olursa olsun sen bir değersin, bir insansın, sen bu yaşamın geleceğisin… Ürettiğin değerler ve katkıların ölçüsünde geleceğe senin ve benim torunlarımıza.., Onlar için en iyisi ve güzelini miras bırakacaksın… Eğer varsa hakaretlerini Hoş gördüğüm ölçüde üzüntülerim az olacak…, Ama bu üzüntülerim artarsa bu benim acılarım.., Fakat asla senin kazancın değil maalesef zaafların olacak… Ve ben buna daha çok üzüleceğim… Ve inançlı, Allaha inanan bir insan olan sana Onun kullarını sevmeni, değer vermeni, senin gibi olma salarda.., Onları incitmemenin, yüceltmenin Allah katında senin kazancın olacağını… “Yaratılanı yaratandan ötürü sevmen gerektiğini” sana hatırlatmak istiyorum… Umarım seni daha çok kızdırmamışımdır… Sen her ne kadar her seferinde iyi günler …Selamlar yada sevgiler demekten uzak durmaya çalışsan da… Ben bir büyüğün olarak sana örnek olmak adına bunu bir gurur sorunu yapmadan, sana… Mutlu ve başarılı bir yaşam dileyip ve sevgiler göndererek… Sağlıcakla kal diyorum… *tna ***