-
İçerik Sayısı
3.724 -
Katılım
-
Son Ziyaret
-
Lider Olduğu Günler
30
İçerik Tipi
Profil
Forumlar
Bloglar
Fotoğraf Galeresi
- Fotoğraflar
- Fotoğraf Yorumları
- Fotoğraf İncelemeleri
- Fotoğraf Albümleri
- Albüm Yorumları
- Albüm İncelemeleri
Etkinlik Takvimi
Güncel Videolar
GeceKuşu tarafından postalanan herşey
-
Ne kadar acı... Yüreğimin ne kadar burkulduğunu tarif etmem imkansız... Çocuklara karşı yapılan bu tür yaklaşımları anlıyamıyorum...Kavrayamıyorum... Nasıl olurda bir büyük kendin küçüğüne...Ona ihtiyac duyan bir değere... Her ne olursa olsun...Bu duyguları besleyebilir ona kötü davranabilir.. Kendi çocuğu olmasa da onu sevmek, üzerine titremek varken... Kendi canından kanından bir çocuğa bunları nasıl yapabilir... Anlamak ...kavramak...hatta hak vermek bile istiyorum.! Ama olmuyor... Kabüllenemiyorum... Ve çok Üzgünüm... Kızgınım...Affedemiyorum... *tna
-
ATATÜRK SUÇLU... (Neden mi?... Çünküüüü...........................................)
GeceKuşu şurada cevap verdi: DİPNOT başlık Güncel Konular
Siz ne diyorsunuz ve ne yaptığınızın farkında mısınız sayın fakir.? Okuduklarınızı, Size yazılanları hep işinize geldiği gibi mi algılarsınız? Sizi daha öncede uyarmıştım... Söylemek istediklerinizi benim üzerimden yönlendirmelerle yapamazsınız diye... Ve yine aynı şeyi yapıyor...Yazılanlardan işinize geldiği gibi anlamlar çıkartıyor ve çarpıtarak konuyu başka yönlere çekmeye çalışıyorsunuz... Ardındanda ahlaktan bahsedip karşınızdakilerin söylemedikleri şeylerden yeni ifadeler üretip, "hor görmek küçümsemek ne derece alçakca bir düşünüştür" diyerek alçaklıkla suçluyorsunuz... Şimdi değerlendiriyorum da...Sorularınıza verilen yanıtlara yazdılarınız Eğer ( yazılanları çarpıtarak yargılamaya yönelik ) ahlak dışı bir yaklaşım değilse... O zaman ya verilecek yanıtlarınız yok ya da algılama zorluğu çekiyorsunuz... Unutmayın ki konumuz Ve sorunuz medeniyet üzerineydi... Yukarıdaki ifadem de sizin inancınıza dair bir kelime görebiliyor musunuz? Orada medeniyetlerden söz ediliyor...Sizin anlamaya çalıştığınız gibi dini inançlardan değil... Ayrıca "hiç bir insanın hiç bir insandan üstünlüğü yoktur" ifadesine elbetteki katılıyorum... Yaşama insancıl değerleri öne çıkararak bakan birine bu doğru ifadeleri söyleyebilirsiniz, Ama bu değerleri beynine kazımış, yüreğine işlemiş birine bunları söyleyip... ardından onu alçaklıkla itham etmeniz yakışık almaz...O kişilerin yüreğini yaralarsınız... "Biz medeniliği maddeye değil ahlaka dayandırıyoruz" Derken Bahsettiğiniz ahlak anlayışınız bu mudur? Hem ahlaktan bahsedeceksiniz, hemde kişilere söylenmediklerini yakıştırıp alçaklıkla itham edeceksiniz... Eğer öyleyse uzak durun benden.!... Bu yaklaşımınızı hiçte hoş karşılamadığımı ve kınadığımı belirtmek istiyorum... *** Sizden o yazıyı yeniden okumanızı ve bu sefer daha anlamaya çalışarak... Ve bahsettiğiniz ahlaki değerlere uygun davranarak yanıt vermenizi rica ediyorum... http://www.turkish-media.com/forum/index.php ve bu iletiyi de oradaki son ifadelerimle bitirmek istiyorum... ama bir farkla orada "belkide farkında olmadan yaptığınız bir haksızlık var..." demiştim... Şimdi tam öyle düşünemsemde yine de öyle olduğuna inanmak istiyorum... Ve lütfen; Ahlak kelimesini kullandığınıza göre... Size yöneltilen soruları göz ardı etmeden... Atlamadan... Üstünü başka yaklaşımlarla örtmeden... Verdiğiniz sözün arkasında duran ahlaki duruşu bize sergileyin... Cevaplamaya söz verdiğiniz Sorular şunlardı Sayın Fakir: *tna -
Forum Bir ay içinde güncellenecektir.
GeceKuşu şurada cevap verdi: Admin başlık Öneri ve Eleştirileriniz
Tek kelimeyle H A R İ K A ... Yönetimin...Gelişmeye yönelik tasaruflarını ve objektif yapısını taktir ettiğimi bir kez daha yineliyor... Tüm forumdaşlara, formumuzun yeni, güncel haliyle daha yararlı olmasını diliyorum... Emeği geçenlere teşekkürler... Tüm forumdaşlara Sevgiler... *tna -
BENİ DUYUYOR MUSUN? Leyla Navaro
GeceKuşu şurada cevap verdi: GeceKuşu başlık Edebiyat Dışı Kitaplar Alt Forumu
SEN DİLİ YERİNE BEN DİLİYLE KONUŞMAK *** HATIRLATMA Kızgınlık ve öfke duyduğunuz sinirlendiğiniz zaman: 1) Kızgınlık kendinizden (özel yaşantınızdan, kendi sorununuzdan) kaynaklanıyorsa, Önceden tedbir alıp durumu açıklayın. (Bugün çok sinirliyim, beni rahatsız etmeyin) (Bugün çok yorgunum, gürültüye tahammüt edemiyeceğim) 2) Duygu ve düşüncelerinizi sen dili yerine ben dili ile açıklayın. Kavga etmeyin. Uslu durun yerine; Kavga ettiğiniz zaman hem başım ağrıyor, hem de üzülüyorum. 3) Suçlayacağınıza, davranışı tanımlayın: Geri zekalı, Tembel yerine; Yemeğini (dersini) vaktinde bitirmediğin zaman... 4) Karşı tarafa yükleneceğinize, davranışın veya durumun kendi üzerinizdeki etkisini açıklayın: Sınıfta kalacaksın, Hasta olacaksın, Büyümeyeceksin yerine,.... yaptığın zaman çok vakit kaybediyorum, çok ta yoruluyorum: 5) Tehdit edeceğinize, duygularınızı açıklayın: Bu evden gideceğim, Bıktım artık, Seni geberteceğim yerine; Çok sinirleniyorum, Çok içerliyorum, Kızıyorum, Kırılıyorum gibi. *tna 1460 -
BENİ DUYUYOR MUSUN? Leyla Navaro
GeceKuşu şurada cevap verdi: GeceKuşu başlık Edebiyat Dışı Kitaplar Alt Forumu
SEN DİLİ YERİNE BEN DİLİYLE KONUŞMAK *** ALIŞTIRMA Aşağıda bazı olumsuz davranış örnekleri verilmiştir. Bu gibi durumlarda ifade edebileceğimiz… Ben mesajları ne olabilir? 1) Çocuk okuldan gelir gelmez çantasını kapının önünde bırakıyor ve oyuna gidiyor. Çantayı kaldırmak her gün anneye düşüyor. Ben dili ile mesajınız ne olabilir? ... (Örnek: Çantanı kapının önünde bıraktığın zaman her gün benim toplamam gerekiyor hem yoruluyorum hem de sinirleniyorum veya Ayağım takılıp düşeceğimden korkuyorum.) 2) Çocuğunuz okuldan gelince derse oturmuyor, sürekli annenin hatırlatması, ikaz etmesi gerekiyor. Ben dili ile mesajınız ne olabilir? ... (Örnek: Dersini yapman için sürekli ikaz etmek gerekiyor, bu da beni hem yoruyor hem de sinirlendiriyor Veya Dersini yapacağına oynadığın zaman, dersin yemekten sonraya kalıyor Ve benim sana yardım etmem gerekiyor, Yemekten sonra dinleneceğime (TV’ye bakacağıma) ders yapmak beni kızdırıyor (sinirlendiriyor). *tna -
BENİ DUYUYOR MUSUN? Leyla Navaro
GeceKuşu şurada cevap verdi: GeceKuşu başlık Edebiyat Dışı Kitaplar Alt Forumu
SEN DİLİ YERİNE BEN DİLİYLE KONUŞMAK *** "Kes şu gürültüyü, geri zekalı! Çabuk odana git, gözüm görmesin!" Diyerek KIZIP SUÇLAYACAĞINIZA.., KENDİNİZİ İFADE EDİN, "Ali, işten yeni geldim, çok yorgunum. Kapakları birbirine vurduğun zaman müthiş başım ağrıyor." Çocuklar, kızgınlık veya öfkemizin gerçek nedenini anladıklarında bize yardım etmek için davranışlarını değiştirebilirler. "Çabuk defolun buradan, ne çekilmez şeylersiniz!" Diyerek KIZACAĞINIZA, ÖNCEDEN TEDBİR ALIP NEDENLERİ AÇIKLAYIN, "Bu akşam misafirim var, çok telaşlıyım. O zaman da sinirli oluyorum. Lütfen beni rahatsız etmeyin olur mu?." Önceden önlem alınıp, durum ve duygular açıklandığı zaman anlaşılma olasılığı çok daha yüksektir. ÇOCUĞU SUÇLAYACAĞINIZA, "Nerede kaldın? saatin kaç olduğunun farkında mısın?"DUYGULARINIZI İFADE EDİN. "Nerede kaldın? Çok merak ettim." ÇOCUĞU CEZALANDIRACAĞINIZA, "Bir daha arkadaşlarla buluşmak yok!" KABUL EDEBİLECEĞİNİZ BİR YOL GÖSTERİN. "Bir daha sefer geç kalırsan telefon et." Çocuk yaptığı olumsuz davranışların farkındadır. Suçlanırsa daha çok savunuculuğa geçer. Olay kavgaya dönüşür. Buna karşılık annenin (babanın) gerçek duyguları ve alternatifler, çocuğu onlarla işbirliği yapamaya sevkeder. *tna -
BENİ DUYUYOR MUSUN? Leyla Navaro
GeceKuşu şurada cevap verdi: GeceKuşu başlık Edebiyat Dışı Kitaplar Alt Forumu
SEN DİLİ YERİNE BEN DİLİYLE KONUŞMAK Başka örnekler: (3) Anne salonda misafiri ile konuşurken, Ebru (5 yaş) sürekli gelip bir şeyler istiyor ve anneyi rahatsız ediyor. “Ebru, ben sana odanda oyna demedim mi? Niçin laf dinlemiyorsun?” yerine; Anne: “Teyzenle önemli bir şey konuşuyorum. Sürekli bir şey istersen (davranış) ne söylediğimi unutuyorum (etki). Sözlerimi kesmeden biraz konuşmama imkan verirsen; çok sevineceğim” derse, Çocuk annenin onu neden salonda istemediğini daha belirgin olarak anlar, (teyze ile konuşmak için; Ebru’yu istemediğinden, sevmediğinden değil) Anneyle daha kolay işbirliğine girer. Böylelikle başkalarına saygıyı da öğrenmiş olur. Bu tür yaklaşımlar çocuklarda sorumluluk ve işbirliği duygularını arttırdığı gibi, Hem söz dinlemelerine hem de anne veya babayı memnun etmek için Davranışlarını düşünerek değiştirmelerine yol açar. *** (4) İşten çok yorgun olarak döndüğüm bir akşam üstü, salonda oturmuş kahve içerken, Aynı odada arkadaşıyla TV seyretmekte olan Erez (6 yaş) arkadaşına: Gel odamda oynayalım, sonra seyrederiz dediğini duydum, Hayretle onları seyrederken Erez’in yolda Annemin TV’den başı ağırır dediğini duyarak iyice şaşırmıştım. Tabii, sonra Erez’e anlayışından dolayı teşekkür etmekten kendimi alamadım Ama Ben mesajlarının uzun süreli geçerliliğine de daha çok inandım. Ben mesajları istek, gereksinim ve duygularımızı bilinçli ve saygılı bir şekilde karşı tarafa anlattığından, Böylelikle de çocuğun bizi anlamasına olanak sağladığından saygılı bir iletişim temeli kurar. Uzun bir süre ben mesajları ile uyarılan çocukların bir müddet sonra Kendilerini ben mesajları ile dile getirdikleri gözlenmiştir. Kızgınlık ve öfke gibi olumsuz duygularımızı yapıcı bir dille ifade etmek öğrenilebilir bir yöntemdir. Kızgınlığın veya olumsuz duyguların yapıcı ifadesi için önce ne hissedildiği hakkında bilinçlenmek, Bu duyguyu ifade etmek ve buna olumsuz davranışın kişi üzerinde yarattığı etkiyi eklemek gerekir. "Sokağa beraber çıktığımızda her gördüğünü istediğin zaman (davranışın tanımı) Çok sinirleniyorum (duygu) zira hem para harcamam gerekiyor, (etik) Hem de herşeye hayır olmaz demek gerekiyor (etki). Beraber çıkmanın keyfi kaçıyor (etki):" Bu durumun normal tarzda ifadesi aşağı yukarı şöyle olabilirdi: Ne yaramaz çocuksun. Bir daha seninle sokağa çıkmayacağım. (bir daha sefer seni evde bırakacağım!) Çocuk hangi ifadeyi daha iyi anlar acaba? *tna -
BENİ DUYUYOR MUSUN? Leyla Navaro
GeceKuşu şurada cevap verdi: GeceKuşu başlık Edebiyat Dışı Kitaplar Alt Forumu
SEN DİLİ YERİNE BEN DİLİYLE KONUŞMAK Başka örnekler: (1). Mehmet (7 yaş) yemek yerken yemeği üstüne döktü. Annesinin henüz giydirmiş olduğu kazağı lekeledi. Genellikle Mehmet çok dikkatsiz yemek yiyor ve hem üstünü hem de masa örtüsünü sürekli lekeliyor. “Ne pis çocuksun sen. Doğru dürüst yemek yemesini bilmiyorsun” yerine, Yemeğini yerken üstüne döktüğün zaman (davranış tanımı) Tekrar yıkamam gerek (etki) ve boş yere yoruluyorum (etki) Ve vakit harcadığıma da sinirleniyorum (duygu). Acaba Mehmet hangi tepkiye daha olumlu karşılık verir? Birinciye mi? ikinciye mi? *** (2) Çocuk sokakta oynadıktan sonra koşarak eve girdi Annee, nerdesin? “Çabuk dışarı çık. Sana pis ayaklarla eve girme demedim mi? Ne laf dinlemez çocuksun” yerine; Anne: “Evi yeni silmiştim, çamurlu ayakkabılarla girdiğin zaman (davranış) Tekrar silmem gerekiyor (etki) bayağı sinirleniyorum hem de yoruluyorum (duygu).” Bu şekilde bir açıklama ile karşılaşan çocuk, (sen mesajının uyandırdığı savunuculuğu da olmadığından) annenin neden kızdığını veya sinirlendiğini, neden çamurlu ayakkabılarla girmemesi gerektiğini daha iyi anlar, anneye küseceğine (Tamam, tamam, anladık.) davranışını değiştirmeye, daha dikkatli olmaya yönelir. *tna -
BENİ DUYUYOR MUSUN? Leyla Navaro
GeceKuşu şurada cevap verdi: GeceKuşu başlık Edebiyat Dışı Kitaplar Alt Forumu
SEN DİLİ YERİNE BEN DİLİYLE KONUŞMAK Çocuğun olumsuz davranışları karşısında alışılagelmiş tepkilerimiz şöyledir: Örnek: Anne işten eve yorgun gelmiş, divana uzanmış dinleniyor. Çocuksa mutfaktan tencere kapaklarını almış birbirine vurarak evi dolaşıyor: Anne: Aliii, kes şu gürültüyü... Çocuk: Dan, dan, dan... Anne: Aliii, sana gürültü etme diyorum... Çocuk: Dan, dan, dan.. Anne: Bu çocuk bir gün beni öldürecek, Aliii, sana sus diyorum, şimdi kalkarsam görürsün gününü... Çoçuk: (Devam eder)... Anne: Şimdi o kapakları alıp da kafana çalayım... Geri zekalı... Sana yapma demedim mi?.. Çocuk: (Devam eder) veya ağlar... Ama anne, ben oynamak istiyorum. Anne bunun yerine ne yapabilirdi? 1) Olumsuz davranışa yargı koyacağına davranışı tanımlayabilirdi. Yaramaz, geri zekalı yerine; Kapakları birbirine vurduğun zaman... 2) Olumsuz davranışın kendisi üzerindeki etkisini açıklayabilirdi. Bu çocuk beni öldürecek yerine; Başım ağrıyor: Kapakları birbirine vurduğun zaman başım ağrıyor (etki) 3) Durumun kendisinde yarattığı, duyguları açıklayabilirdi. Şimdi kalkarsam görürsün gününü yerine; Sinirleniyorum (duygu). Annenin bütün bir Ben mesajı şöyle olabilirdi: İşten yeni geldim, çok yorgunum, kapakları birbirine vurduğun zaman müthiş başım ağrıyor, çok da sinirleniyorum. *tna -
BENİ DUYUYOR MUSUN? Leyla Navaro
GeceKuşu şurada cevap verdi: GeceKuşu başlık Edebiyat Dışı Kitaplar Alt Forumu
BİLiNÇLENME ALIŞTIRMASI 1) Bu hafta içinde kendi konuşma tarzımızı inceleyelim. Kızgınlığımızı, hoşnutsuzluğumuzu ifade ederken sen dili kullanıyor muyuz? ... 2) En sık kullandığımız sen mesajları nelerdir? (Zaten sen adam olmazsın. Hiç laf dinlemiyorsun. gibi.) ... 3) En çok kullandığınız sıfatlar, nitelemeler var mı? (Geri zekalı, salak, tembel, gibi...) ... 4) Bunlardan arınmayı göze alabilir misiniz? Beğenmediğimiz ve göz ardı edemediğimiz davranışlara tepki gösterirken sen dili ile konuşmanın sakıncaları çoktur. Ancak, sen-dili yerine söyleyebileceğimiz başka bir tarz ne olabilir acaba? Bu yeni tarza Ben-dili diyebiliriz. *tna 1428 -
BENİ DUYUYOR MUSUN? Leyla Navaro
GeceKuşu şurada cevap verdi: GeceKuşu başlık Edebiyat Dışı Kitaplar Alt Forumu
Kızgınlığın yapıcı bir dille ifade edilme yöntemleri Şimdiye kadar, kızgınlık kendimizden kaynaklandığı zaman çocuğu kırmamak ve ilişkimizi bozmamak için neler yapabileceğimizi konuştuk. Şimdi ise, kızgınlığımız gerçekten çocuğun bir davranışı veya sözünden kaynaklanıyorsa, neler yapabileceğimizi gözden geçirelim. Gerçekten de çocukların bazı davranış veya sözleri bizde göz ardı edilemeyecek derecede hoşnutsuzluk, kızgınlık duyguları yaratabilir: Kaç kere tenbih ettiğimiz halde taşın üstünde yalın ayak dolaşması, burnunu karıştırması, yeni koltuğun üzerine boya sürmesi, ters cevap vermesi, gibi... Bu gibi durumlarda, genellikle kızgınlığımızı aniden ifade eder: Neden dikkat etmiyorsun?.. Sana bin kere tenbih ettim, ne laf dinlemez çocuksun... Geri zekalı... Bıktım senden, gibi sözler sarf ederiz. Burada dikkat edersek, sürekli sen diye hitap etmekteyiz… Neden doğru dürüst yemek yemiyorsun?.. Sen çok yaramaz bir çocuksun. ... Salak sen de... Sen diyerek sarfedilen bu sözler aslında karşı tarafın, yani çocuğun kişiliğine bir saldırıdır. Bu tür ifadeler çocuğu gocundurur, üzer, güvenini sarsar, ayrıca da sinirlendirir, kızdırır ve direnmesine neden olur. Kendimizi ele alalım: Akşam sofrayı kurarken elimizden bir tabak düşürsek, eşimiz: Ne sakar şeysin. Bir sofrayı bile doğru dürüst kuramıyorsun. Her şeyi kırıp döküyorsun, dese, veya bir hesap yaparken yanlışlık yapsak: Ne geri zekalısın. Bir hesap bile yapmaktan acizsin... dese, veya annemiz, Ne biçim annesin sen? Çocuklarına bakmasını bilmiyorsun... dese, neler hissederiz acaba? Davranışımızı ne kadar değiştirmek isteriz? ... Bu sözleri söyleyen kişiye karşı neler duyarız? ... Sen dili ile olumsuz duygularını dile getirmek, eleştirmek, hoşnutsuzluğunu belirtmek, karşı tarafta çok olumsuz duygular ve sonuçlar doğurur. Çocuk kendini itilmiş, sevilmemiş, reddedilmiş hisseder, özgüveni sarsılır. Özellikle geri zekalı... Salak gibi sıfat ve lakaplar çocukların benliğini çok zedeleyicidir. Bir süre sonra çocuk bunların gerçek olduğuna inanabilir. Kişiliğine gelen zararların dışında, sen dili ile ifade edilen hoşnutsuzluk ve eleştiri sözleri, Çocuğun direnmesine, karşı gelmesine, kızmasına ve dolayısıyla söz dinlememesine neden olur. *tna -
BENİ DUYUYOR MUSUN? Leyla Navaro
GeceKuşu şurada cevap verdi: GeceKuşu başlık Edebiyat Dışı Kitaplar Alt Forumu
Kızgınlığın yapıcı bir dille ifade edilme yöntemleri Kişinin ruh halinin çok değişken olduğunun bilincinde olup, kendini ve ailesini korumak için yaratıcı bir yöntem uygulamaya başvuran bir annenin ilginç öyküsünü okuyalım; Kızgınlığımızı yıkıcı bir şekilde dile getirerek istenmedik olaylara neden olmak yerine, bilinçlenerek önceden tedbir almak gerek karşı tarafı (çocuğu), gerek kendimizi, gerekse ilişkimizi korur. Kişisel nedenler dışında, aşırı gürültü, kalabalık, acele, baskı, işlerin kötü gitmesi, sinirli bir kişinin yanında olma gibi çevresel faktörler ve yorgunluk, açlık, baş ağrısı, kadınların ay hali, sıhhat sorunları gibi bedensel faktörler de hoşgörü sınırlarımızı zorlar ve bu gibi huzursuzlukların kızgınlığa dönüşmesine neden olabilir. Dolayısıyla, eğer aşırı hırçın olduğumuzu, çocuğa fazla kızdığımızı fark ediyorsak: Neden bu kadar sinirliyim? Gerçekten çocuğa mı kızıyorum? Yoksa kızmak için bahane mi arıyorum? diye kendine bir düşünme payı ayırıp bilinçlenmek çok yararlıdır. Bu şekilde, çocuğu bahane edip kızgınlık duygularımızı boşaltma, dolayısıyla rahatlama (karşılığında da çocuğu kırma, ona yüklenme, ilişkiyi bozma) yerine, bilinçli bir şekilde çocuğu ve çocukla ilişkimizi korur, kızgınlık ve öfke duygularımızı gidermek için başka bir çareye başvurabiliriz. Kimi insan kızgınlığını sokağa çıkıp yürüyerek, kimi odasına kapanarak kendi kendine, kimi bir arkadaşıyla konuşarak, telefon ederek, veya örgü örmek, kitaplık düzeltmek, yemek yapmak (veya yemek) gibi uğraşılarla giderir. Ben çok kızgın olduğum zaman düşünce ve duygularımı sürekli yazarak gidermeye çalışırım. Tanıdığım bir hanım, kızdığı zaman mutfağındaki bütün tencereleri dolaplardan indirir ve telle parlatırdı. Bu şekilde öfke duygularını hareketle boşaltma ve rahatlama yolunu seçmişti. Acaba siz kızgınlık ve öfke duygularınızı karşı tarafa zarar vermeden nasıl giderebilirsiniz? ... Ancak bazı durumlarda, pek tabii, sokağa çıkmak, bir arkadaş bulup konuşarak rahatlamak, veya örgü örerek kızgınlığını gidermeye ortam ve vakit yoktur. Bu gibi durumlarda, gerçekten kızgınlığımız kendimizden kaynaklanıyorsa, en yapıcı yöntem,tedbir alıp karşı tarafa haber vermektir: Ben bugün çok sinirliyim, lütten bana ilişmeyin. Çok yorgunum, en ufak gürültü beni sinirlendirecek, lütfen odanızda oynayın. Bugün... nedenle biraz asabım bozuk, beni kızdırmamaya yardımcı olur musun?. Bu şekilde bir taleple karşılaşan çocuk anne (veya babayı) anlar, duygusuna veya durumuna saygı duyar ve ona yardım etmek için dikkat etme yolunu seçer. Bu gibi bir yaklaşım, çocuğa kızgınlık ve öfke duygularının doğal olabileceğini anlattığı gibi, bu duyguların yıkıcı olmadan da giderilebileceği mesajını vererek çocuğa iyi bir örnek oluşturur. *tna -
BENİ DUYUYOR MUSUN? Leyla Navaro
GeceKuşu şurada cevap verdi: GeceKuşu başlık Edebiyat Dışı Kitaplar Alt Forumu
Kızgınlığın yapıcı bir dille ifade edilme yöntemleri Temelde kızgınlık 2 nedenden doğabilir: 1) Kişinin olumsuz ruh hali (yani, o günkü veya o sıradaki yaşantısı ile ilgili olumsuz birikimler, istenmeyen olay veya sonuçlar) 2) Karşı tarafın olumsuz bir davranışı. Yani, kısacası, kızgınlığımın nedeni ya benden (özel yaşantımdan) ileri gelir veya karşı tarafın olumsuz bir davranış veya sözünün bende yarattığı olumsuz duygulardan. Kişinin ruh halleri çok değişkendir. Kimi zaman işlerimiz çok iyi gitmiştir. Önemli bir derdimiz, yoktur, sevdiğimiz bir şeyi yapmış veya sevdiğimiz bir kişiyi görmüşüzdür, o zaman sabır ve hoşgörü sınırlarımız hemen hemen sonsuz gibidir. Bu durumlarda, çocuğumuzun ufak yaramazlıklarını hoşgörü ile karşılar, güler geçeriz. Kimi zaman ise, işlerimiz ters gitmiştir, eşimize sinirlenmiş veya gücenmişizdir, sıhhat sorunlarımızdan dolayı kaygılıyızdır veya maddi sorunlarımız vardır, veya o gün herhangi bir nedenle huzursuz veya tedirginizdir. Bu gibi durumlarda, en ufak bir olumsuz hareket, gürültü veya söze hemen tepki gösterir, kızar bağırırız. Örneğin, ben özellikle, acelem olduğunda, bir yere yetişmem gerektiğinde, geç kaldığımda, yani üzerimde bir zaman baskısı olduğunda, çok asabi olduğumu, en küçük şeye dahi sinirlendiğimi bilirim. Bu durumun farkına vararak karşı tarafı korumak, kırmamak veya evin havasını bozmamak için bir ön mesaj verebilir ve Şu anda çok acelem var ve çok sinirliyim. Sakın bana ilişmeyin diyebiliriz... *tna 1428 -
BENİ DUYUYOR MUSUN? Leyla Navaro
GeceKuşu şurada cevap verdi: GeceKuşu başlık Edebiyat Dışı Kitaplar Alt Forumu
Kızgınlığın yapıcı bir dille ifade edilme yöntemleri Kızgınlığın yapıcı bir dille ifade edilme yöntemlerine girmeden önce, kendimize yönelik bir bilinçlenme alıştırması yapalım. Bilinçlenme alıştırması: 1) Beni en çok kızdıran şeyler: ... 2) Kızdığım zaman ne yaparım? ... 3) Çocuğumda en çok nelere kızıyorum? ... 4) Çocuğuma kızdığım zaman ne yapıyorum? ... 5) Çocuğunuza son zamanlarda kızdığınız iki olayı hatırlamaya çalışın, Kızgınlığınızın nedeni çocuğun bir olumsuz davranışı mıydı? Yoksa çocuğunuz dışında başka bir olaya kızdığınızdan dolayı bahane mi arıyordunuz? ... Kendi tarzımız hakkında bilinçlenmek ve yaptığımız veya yapabileceğimiz davranışları önceden bilmek çok yararlıdır. Bunları bilen kişi kendini daha kolaylıkla kontrol edebilir, davranış ve sözlerini daha dikkatli sarf edebilir. *tna 1405 -
BENİ DUYUYOR MUSUN? Leyla Navaro
GeceKuşu şurada cevap verdi: GeceKuşu başlık Edebiyat Dışı Kitaplar Alt Forumu
KIZGINLIK NEDİR? Kızgınlığı bir buzdağına benzetirsek, suyun altında kalan bölüme Temel Duygularımız, suyun üstünde buzlaşmış, kaskatı olarak üst tarafı görülen bölüme de Kızgınlığımızdır. Denizin Altı: Temel duygular, merak, sıkıntı, kıskançlık, yalnızlık, üzüntü, anlaşılmamak, itilmişlik. Denizin Üstü: Kızgınlık öfke. Kızgınlık, birçok temel duygunun (merak, yalnızlık, itilmişlik, üzüntü, kaygı, haksızlık, gibi...) sertleşmiş, buzlaşmış yani şekil değiştirmiş (kızgınlığa dönüşmüş) ifadesidir. Gerçekten de, çocuğumuzu çok merak ettiğimizde, uzun süreli kaygılı bir bekleyişten sonra çocuk kapıyı çaldığında ilk tepkimiz: Neredeydin? Neden haber vermeden gittin? Sen ne düşüncesiz çocuksun? Bir daha sokağa çıkmak yok gibi bir öfke gösterisinde bulunuruz. Bunun karşısında gerçek temel duyguyu dile getirebilseydik: Seni öylesine merak ettim, öyle korktum ki... Diyebilirdik... Öfkeyi, tekrarlaması yönünden basit bir nezleye benzetebiliriz. Ondan hoşlanmayabiliriz ama kaçamayız da. Onu yakından tanırız fakat ortaya çıkmasını engelleyemeyiz… Gerçekten de, öfkelendiğimiz, çok sinirlenip kızdığımız zaman, kendi kendimizi dahi tanımaz hale gelir, aslında söylemek istemediğimiz şeyleri söyler yapmak istemediğimiz şeyleri yaparız. Büyüklerimiz boşuna Öfkeyle kalkan zararla oturur dememişler. Bu gibi aşırılıkları da nedense çocuklarımızla daha sık göstermeye yatkınız. Sanki onların bize bağımlı olmaları, küçük ve güçsüz olmaları, aynı şekilde yanıt verememeleri bize bu hakkı mı tanıyor? Kızgınlığımızı kendimize eşit veya üstün birine yöneltirken dikkatli ve kontrollü olmaya çalışabiliyoruz da, (üstelik kendi özümüz olan) öfkemize karşı savunmasız küçük bir çocuğa karşı neden kendimizi kontrol edemiyoruz? Veya etmiyoruz? Küçük bir çocuğa bağırabiliyor (el kaldırabiliyor) da Neden büyüyünce örneğin 17–18 yaşında bir oğlana aynı şekilde yapamıyoruz? Bizi terk edebilir veya karşılık verebilir diye mi? Mantıkla bakıldığında bir haksızlık yaşanmıyor mu? Kızgınlık ve öfke yaşam sürecinde, ikili ve çoklu ilişkilerde doğal ve gerekli bir duygudur. Ancak önemli olan, öfke ve kızgınlığı ifade etmemek değil, onu yapıcı bir şekilde ifade edebilmektir. Yani yıkıcı, yaralayıcı kızgınlıktan, yapıcı kızgınlığa geçebilmek, öfke ve kızgınlığı bilinçli bir şekilde kanalize ederek etkin bir dille ifade edebilmektir. *tna -
Bencede.. *tna
-
Neyse diye bitirdik yine öyle devam edelim... *** Neyse ben aranızdan çekileyim...konu yörüngesinden sapmasın... Ve... Sakın okumadığımı düşünmeyin... Konunun yörüngesinde yürüyüşünü dikkatle takip ediyorum... Bende saygılarımı yolluyorum... *tna
-
BABAMIN BAVULU - (Orhan Pamuk’un Kraliyet Akadamesindeki konuşmasının tam metni )
GeceKuşu şurada cevap verdi: GeceKuşu başlık Güncel Konular
*** *tna -
BABAMIN BAVULU - (Orhan Pamuk’un Kraliyet Akadamesindeki konuşmasının tam metni )
GeceKuşu şurada cevap verdi: GeceKuşu başlık Güncel Konular
*** -
BABAMIN BAVULU - (Orhan Pamuk’un Kraliyet Akadamesindeki konuşmasının tam metni )
GeceKuşu şurada cevap verdi: GeceKuşu başlık Güncel Konular
*** Orhan Pamuk'u yakından takip eden arkadaşlar bu konuşmayı Canlı olarak CNN'den takip etmişlerdir... Ancak kaçıranlar yada tekrar gözden geçermek isteyebilecek arkadaşlar için o konuşmasının tam metnini alıntılamak istedim... Sizlerinde bir edebiyatcının iç dünyasını, yaşam kesitlerindeki duygularını ifade ederken başarısını... Bir roman tadındaki bu kısacık anlatımında bulacağınızı düşünüyorum... Ancak Konuşmanın tamamını (25600 - Karekteri aştığı için ) birkaç bölümde iletmek zorunda kaldım... *** İşte Pamuk'un roman tadındaki konuşması Orhan Pamuk’un Kraliyet Akadamesindeki konuşmasının tam metni 07.12.2006 18:24 *** -
BABAMIN BAVULU - (Orhan Pamuk’un Kraliyet Akadamesindeki konuşmasının tam metni )
GeceKuşu şurada bir başlık gönderdi: Güncel Konular
Orhan Pamuk'tan duygu yüklü konuşma Nobel Edebiyat Ödülü kazanan yazar Orhan Pamuk, İsveç’in başkenti Stockholm’deki İsveç Kraliyet Akademisi'nde Nobel ödülüyle ilgili konuşma yaptı. Pamuk ‘Babamın Bavulu’ adlı konuşmasını babasına ithaf etti. Pamuk konuşmasında babası ve ailesiyle ilişkilerini, gençliğini, edebiyat ve romana bakışını, bir hikaye diliyle izleyicilere anlattı. Konuşmasında, Doğu - Batı ilişkilerine değinen Pamuk, "Benim için yazarlığın sırrı, nereden geleceği hiç belli olmayan ilhamda değil, inat ve sabırdadır. Türkçe'deki o güzel deyiş iğneyle kuyu kazmak, bana sanki yazarlar için söylenmiş gibi gelir" ifadesini kullandı. Konuşmasının sonunda babasının 2002 yılının Aralık ayında öldüğünü hatırlatan Pamuk, "Bugün babam aramızda olsun çok isterdim" diye konuştu. Pamuk’un konuşmasını, edebiyat ve sanat dünyasının önemli isimleri izledi. Orhan Pamuk'un konuşması, izleyiciler tarafından ayakta alkışlandı. Pamuk, ödülünü 10 Aralık Pazar günü, İsveç Kralı 16’ncı Carl Gustaf'ın elinden alacak. Orhan Pamuk, dün düzenlediği basın toplantısında, Nobel Ödülü'nü "hayatımdaki en güzel bir iki şeyden biri" olarak nitelemişti. *** *tna -
ATATÜRK SUÇLU... (Neden mi?... Çünküüüü...........................................)
GeceKuşu şurada cevap verdi: DİPNOT başlık Güncel Konular
Konuya yapılan yaklaşımları daha iyi toparlamışsın Cyrano; Ve ifade ettiğin görüşlere aynen katılıyorum... *tna -
sadece iletinizin başındaki bu cümleyi ele alıp bırakmak istiyorum... Sizin; ifadeniz üzerine sorusu tarafımdan yöneltildi? Orada dikkat ederseniz arayıpta bulacağınızı mı söylüyorunuz? ifadesi var... Yani orada "böyle bir yaptırım olduğu yada olmadıgı" anlamı çıkmaz... Yazdıklarımı okumuyorsun diye bir görüş belirtiyorsunuz... ama kimin okuyup, okuduğunu anlamlandırdığı görülüyor... *** Neyse...ironi yaptım diyorsanız... o zaman denilecek bir şey kalmıyor... Ama bilmelisiniz ki, her yazıyı dikkatle okuyorum... *tna
-
Kuran'ın bir masal kitabından ne farkı var?
GeceKuşu şurada cevap verdi: BrainSlapper başlık Dini Konular - Din - Dinler
Neden böyle bir şeyi söyleme ihtiyacı duyulmuş...? Siz bu ifadeyi kullanınca merak ettim doğrusu... Siz neden acaba diye düşünüp araştırdınız mı?... Aklıma şimdi şöyle bir şey geliyor... İnsan ilişkilerini belirleyen ve " bir masal gibi gelir bizim maddelerimiz " diyen anayasalarda var mı acaba...? Eğer varsa şaşırmamak mı..Yoksa o anayasalara kuşkuyla bakmak mı gerekir...? *tna -
Siz hala böylesine ahlaki ve ciddi bir konuda ve iddia karşısında... İnancınızda böyle bir yaptırımın var olup olmadığını arayıpta bulacağınızı mı söylüyorunuz? Çok İlginç... Hemde buna emin olun edasıyla... Hadi bu benim için anlaşılır olabilir belki, çünkü benim bilgi ve ilgi alanımın dışında kalıyor... Bence Katakuta'ya hiç kızmayın o sizin inancınızla ilgili araştırma yapıp bilgilenmenize yardımcı oluyor... Umarım sizde bundan sonra kulaktan dolma duyumlar ve üstün körü yaklaşımlar yerine... Savunduğunuz şeylere alt yapısı daha dolu ve daha çiddi yaklaşırsınız... *tna