Zıplanacak içerik

sardunyam

Φ Süper Üye
  • Katılım

  • Son Ziyaret

sardunyam tarafından postalanan herşey

  1. dün bu forumdan tanıdığım iki güzel insanla çok güzel bir gün geçirdik... sevgili yam_yam ve sevgili dipnotla... birlikte yemek yedik, sohpet ettik, forumu konuştuk kurduğumuz diyalogları... ve 3'ümüzün vardığı ortak kanı turkish-media çok özeldi hepimiz için en sert tartışmaların ardından dostluklar kurabilmişti buradaki insanlar... ve yine 3'müz ortak noktada anlaştık insan sevgisi din, dil, ırk tanımıyordu... dünyasal hırslarından soyutlanabilen (negatif anlamda) insan olmanın erdeminde anlaşabiliyordu... iki değerli arkadaşımada teşekkür ediyorum... bu anlamda da bana kazandırdığı dostlar içinde çok özel bu site. her konudan tartışabileceğin, seni yanlış anlayacağı kaygısı taşımadığın, karşısındaki insana dini, dili, ırkı, cinsiyeti nedir diye sormadan önce insan olduğunu görebilenlerle daha güzel bu dünya. bu forum bunun örneklerini gösteriyor... dilerim Türkiye'de bu erdeme sahip olan insanlar çoğalır... sevgili admin topu bize atmış ama hani bir laf var: bu iş ekip işi diye sanırım burada öyle bir ekip kuruldu... üyeleri olsun, yöneticileri olsun herkes birbirini anlamaya çalışıyor ve istisnalar bu kaideyi burada bozamıyor... Karanlıksa mum yakın, aydınlıksa sandalye verin otursunlar, aç olduklarında doyuracak bir iş bulun sırtlarını sıvazlayın, tok olduklarında kitap verin ellerine, uçamıyorlarsa uçmayı öğretin, sevemiyorlarsa sevmeyi öğretin en azından bir yerlerden başlayın sonunda başarılı olacaksınız utunmadan insan sevgisi olmazsa olmazlardan... bu söz çok anlamlı payıma düşeni aldım ben... teşekkürler sevgili admin
  2. biliyorum meleğim sen varsın iyiki varsın...
  3. Sorum yok soranım yok Yolum yok yordamım yok Bir çıkmaz sevdadayım Çekip vuranım yok Günüm yok güneşim yok Uykum yok düşlerim yok Kın olmuş susuyorum Bir tek sırdaşım yok Çektiğim acıların demindeyim bu akşam Pişman desem değilim Bir harmanım bu akşam Her gecenin sabahı Her kışın bir baharı Her şeyin bir zamanı Benim dermanım yok
  4. Bunca yıl herkesten kaçtın En sonunda buldum sandın Ansızın içini açtın Yapma dedim yaptın gönül Gözleri senden uzaktı Fark edilmez bir tuzaktı Sana böylesi yasaktı Yapma dedim yaptın gönül O bir yolcu sen bir hancı Gördüğün en son yalancı İçinde ki serin sancı Gitmez dedim kaldı gönül Sen istedin ben dinledim Senden ayrı olmaz dedim En sonunda bende sevdim Şimdi beni kurtar gönül Gözlerin bakar da görmez Ellerin tutar da bilmez Gece gündüz fark edilmez Demedim mi sana gönül Sabahın tam üçündesin Dertlerin en gücündesin Hâlâ onun peşindesin Gitme dedim gittin gönül Böylesi sevdiğin için Bir kördüğüm oldu için Ağlıyorsun için için Demedim mi sana gönül Sen istedin ben dinledim Senden ayrı olmaz dedim En sonun da bende sevdim Şimdi beni kurtar gönül
  5. Yillar geçse de üstünden Bu kalp seni unutur mu Kader gibi istemeden Bu kalp seni unutur mu Bir hasretlik yüzün vardi Içimde bir hüzün vardi. Söyleyecek sözüm vardi. Bu kalp seni unutur mu. Bu kalp seni unutur mu. Bu kalbim seni unutur mu. Anlami yok tüm sözlerin Sensiz geçen gecelerin Yasanacak senelerin Bu kalp seni unutur mu Bambaska bir halin vardi Fark etmeden beni sardi Benligimi benden aldi Bu kalp seni unutur mu. Bu kalp seni unutur mu. Bu kalbim seni unutur mu. Bana aski veren sendin Sonra alip giden sendin Yollarimiz ayri derdin Bu kalp seni unutur mu Oysa düslerim baskaydi Birden bire yarim kaldi Yasanacak çok sey vardi Bu kalp seni unutur mu Bu kalp seni unutur mu Bu kalp seni unutur mu
  6. ne demek istiyon diloşum frozen bir kereden bişey anlamaz mı demek istedin? bazen tekrar etmek gerekiyor galiba? aynen katılıyorum, dünya para üstüne döner, paran varsa dostunda var... karakter ve aşk para etmiyor...
  7. sardunyam şurada cevap verdi: sardunyam başlık Anı Defteri - Defterleri
    seni gözünden tanıdım diloşum... (annadın sen onu) kim kimi gözünden tanır? duyguların esiri, kalbinin esiri...v.s. daha ne esaretler var değilmi leylacım... ama duygularının esiri olmak galiba kötü bişey değil...
  8. siyahx canım kardeşim teşekkür ederim ne güzel bir resim...
  9. kadın tüccarları, organ mafyası yani insan tacirleri sanırım bu hakkı kimseye tanımıyor... ve bunların adı kölelik olmuyor. bedeninizi başkaları istediği gibi kullanabiliyor ama bu kölelik olmuyor çok ilginç...
  10. gerçekten duyu organlarının düşünmenin en önemli ölçütü olduğuna inanmanız beni şaşırtıyor. sizin mantığınıza göre bunlardan biri eksik olursa düşünemez sonucu ortaya çıkıyor ki bu mümkün değil... körlere ve sağırlara uygun bir öğretim ile onlarında bilimi öğrenmesi mümkün. ve bu mantıkla duyu organları olan bütün hayvanların düşünebilmesi gerekirdi ama insan düşüncesini duyguları ile yönlendiriyor. insanda hayalgücü, duygu, mantık gibi özellikler var ve insan düşüncesini hızlandıran en önemli şey "kelime" üretmesidir. yani eşyaya isim vermesi... eğer eşyayı adlandıramamış olsaydı düşünce bu kadar gelişemezdi... eşyaya ad koymada bir duygu eylemidir. kelime üretmede "gırtlak" yapısını kullanabilme özelliğine bağlı... diline değil. bunun yanında insan konuşma yeteneğine sahip olmasa bile işaret dili ile kendisini ifade edebiliyor ve alfabeyi öğrenebiliyor. körler içinde aynı şey geçerli. önemli olan eşyaya isim verebilmesi, kelime üretebilmesi yani duygusal eğilimlerinden kaynaklanan düşünce yeteneğidir...
  11. cennet ve cehennemden köleliğemi geldi konu... kölelik o çağın dünyasının gerçeklerinden gerçi zamanının adı kölelikti. şimdi kölelik kaldırıldı mı o ayrı konu... adına başka birşey deniyor artık. veda hutbesinde kan davasını kaldırdığını, faizi kaldırdığını söylemesini mi anlayamıyorsunuz? kan davası bir kin güdüsüdür ve bitmek bilmez acılara sebeb olur... köleliğin biranda kaldırılması ise o günün koşullarında dünya üzerinde mümkün değildi. kölelik denildiği zaman insanlık suçu olarak algılıyoruz ve benim gözümün önüne eskiden izlediğimiz diziler geliyor. Afrikadan zorla alınıp Abd'ye götürülen siyahi insanlar... ve onlara maruz görülen kötü muamele. Hz. peygamber zamanında müslüman olanların yanlarında bulunan kölelere öyle muamele edeceğini sanmam. zaten peygamberin emride bu yönde yani onlara yediklerinizden yedirin, giydiklerinizden giydirin yani kendiniz nasılsanız onlarda öyle olsun... o çağın insanlığının görmeye pek alışkın olmadığı bir tablo... efendi ve köle aynı şeyi giyip aynı şeyi yiyecek... bence bu önemlidir. verilen ayette anlatılan şey çok açık değil mi? içinde neden başka mana arıyorsunuz? "hiç özgür olan ile esir olan bir olur mu? "gerçekten olmaz...
  12. Türkiye'ye ve demokrasiye kara çalmak istediler belkide başardılar bu ayıbı taşımak bu millete ağır gelecek. Bu ülkede bu çağda hala inanlar düşüncelerinden ötürü öldürülüyorsa bu millet kafasını önüne alıp tekrar düşünmeli. Neden bu ülkede provakatörler ve teröristler bu kadar kolay can alabiliyor.??? Zanlı yakalandı üstelik çok kısa bir zaman içerisinde emniyet güçlerini kutlamak lazım. belkide çok farklı anlamları olduğu için yani Türkiye'nin dünyada kendisini aklaması için katilin hemen yakalanmış olması önemliydi ama insan biran düşünüyor daha önce öldürülen aydınlarımızın katilleri bulunamadı (!) onlar ne uğruna öldürülmüştü? onları öldürenlerde Türkiye'nin demokratikleşmesine kurşun sıkmışlardı. şuan beni bu düşünce rahatsız ediyor. sistemi ve sistemi idare edicileri eleştiren, düşünce üreten ve o düşünceleriyle insanlığa yol göstermiş aydınlarımızın katillerininde biran önce bulunmuş olmasını isterdik. onları unutmamalıydık. düşünceler tartışılmalıdır bir insan başkasının düşüncesinden rahatsızlık duymak yerine kendi düşüncesi ile kendisini ifade etmeli değil mi? ama malesef öyle olamıyor fikirlerden ve o fikirlerin ifade edilişinden rahatsızlık duyanlar fikir sahibini ortadan kaldırmakla bir kazanç elde ettiklerini sanıyorlar. vatanseverlik ırkçılık değildir vatan toprağı ve milletiyle bir bütünü oluşturur, ulus millet bilincinde olabilmeliyiz artık... ırkçılığa dayalı bir milliyetçilik, fanatizme dayalı bir dincilik insan sevgisi taşımayanlara mahsus... ve insan sevgisinden mahrum olan gözünü kırpmadan can alabiliyor
  13. melek kızım ne kadar şanslısın bak seni ne çok sevenin var ve hepsi özel insanlar o hüznü biraz uzaklaştır üzerinden sana cıvıl cıvıl bir gülücük yakışıyor...
  14. sevgiler bizden Taylan Abi... haklılık kişiye göre değil gerçeğe göre olur sizde bilirsiniz. o yüzden müsterih olun ben öyleyim... çok teşekkür ederim...
  15. sevgili gloria çok güzel özetlemişsin, fikirlerden ve o fikirleri savunanlardan korkmak yerine fikre müdahale adına eline silah alıp bir insanı katleden vahşilerden korkmalı... Hrant D i n k öldürüldü bu suiskastten insanlık birşey kazanabilir mi ?
  16. sevgili marcus bencede birazda sinema konuşmalıyız... dün akşam tarantinonun otel filmini izledim gerçekten etkileyici sahneler vardı gerçi ben gerilim filmlerinde kan görmekten hoşlanmıyorum ama film iyi işlenmişti ve gencin kurtulma mücadelesi etkileyiciydi. insanların zevk için işkence ile insan öldürmek adına binlerce dolar ödemeside çok ürkütücüydü.
  17. Demokrasi düşmanları yine işbaşındalar. Türkiye'nin demokratik gelişimine darbe vurmak isteyenler yine sahnedeler. Terörün hangi amaç için yapılırsa yapılsın bir insanlık suçu olduğu açıktır. Türkiye terörden en çok sıkıntı çeken ülkelerin başında geliyor. Bu kaçıncı hain cinayet... Bu cinayet ülkemize sürülen kara bir lekedir arkasındakiler bulunmalı ve hesap vermeli. Marcus gibi düşünüyorum haberi ilk duyduğum anda aklımdan geçende bu oldu. Ermeni lobisi dünya gündeminde bulunan sözde soykırım yalanına kendince bir fotoğraf belirledi. Bu fotoğrafta Türkiye dünyanın gözünde sıcak belgeli suçlu pozisyonundadır artık. Bu lekeyi temizlemek zorundayız. gerçekten ifade etmekte zorlanıyorum... Türk ve Ermeni vatandaşlarımızın başı sağolsun....
  18. sayın aslan34 bu konuda pek çok şeyi farklı düşünüyoruz size katılmıyorum ve sizinle herhangi bir noktada bağdaşabileceğimizi sanmıyorum tartışmaya kendi adıma son veriyorum... ben konu hakkında fikrimi söyledim sizin varmak istediğiniz noktayı gördüm size asıl üyeliğinizde bol muhabbetli günler diliyorum.
  19. Sizin inanmayada hakları var demenizin ardından söylediğiniz "inanmayana müdahale"den kastınız nedir? sizi müslüman olmanız konusunda kim zorluyor ya da zorlayan varmı? burada yapılan tartışmaları bir baskı unsuru olarak görüyorsanız tartışmaya dahil olmadığınızda kimse size müdahale etmeyecektir. Ganimet savaşların kendi kanunlarından birşey... Savaş şartları gereği hiç kimsenin hoşuna gitmeyen çok şey oluyor ganimet ise savaşın en masum taraflarından biri belkide... bütün insanlık dahil olduğu her savaşta bunu uygulamıştır. ama ganimet savaşların amacı değil sonucudur. çapulculuk ise bambaşka birşey, Kuranda bahsi geçen ganimet savaş sonrası ele geçirilmiş olan maldır. Malı ele geçirmek için haramilik yapmak değil... İsrâ Sûresinin 85 . Ayetinde Ve sana ruh hakkında soru soruyorlar. De ki: “Ruh, Rabbimin bileceği bir şeydir. Size pek az ilim verilmiştir.” Bakara(*) Sûresinin 257 . Ayetinde Allah iman edenlerin dostudur. Onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır. Kafirlerin velileri ise tâğuttur. (O da) onları aydınlıktan karanlıklara (sürükleyip) çıkarır. Onlar cehennemliklerdir. Orada ebedî kalırlar. Bakara(*) Sûresinin 94 . Ayetinde De ki: “Eğer (iddia ettiğiniz gibi) Allah katındaki ahiret yurdu (cennet) diğer insanlar için değil de, yalnız sizinse ve doğru söyleyenler iseniz haydi ölümü temenni edin!” Enbiyâ Sûresinin 8 . Ayetinde Biz onları yemek yemez bir beden yapısında yaratmadık. Onlar ölümsüz de değillerdi. bu ayetlerde ne anlatıldığını anlamak zor olmasa gerek...
  20. sayın tarafsız açıklamanız için teşekkür ederim önceki iletileri okudum ve duygu/duyu tartışmasının nasıl başladığını biliyorum. benim öğrenmek istediğim sizin duyuların düşünceye nasıl etki ettiğini açıklamanızdı. açıklamış oldunuz bende öğrendim... şimdi size bir şey daha sormak istiyorum biliyorsunuz dünyanın en zeki insanlarından biri olarak gösterilen Stephen W. Hawking duyu organlarını tam anlamıyla kullanamıyor. ama müthiş bir zekaya sahip ve düşünceye... üstelik araştırmasını yaptığı uzay bilimlerini duyuları ile tanımlama olasılığı yok ancak onu yönlendiren duyguları ile düşüncesini geliştirebiliyor. bu örnek bile insan görür/duyar/dokunur/tanımlar ve düşünür tezini çürütmeye yeter. Hayal gücü ve duygudur insanın görmediği halde düşünmesine sebeb olan...
  21. neden abes olduğunu bir önceki iletimde açıklamaya çalıştım ama kısaca özetleyim. halifelik ile yönetilmiş bir devletin yıkılmasının ardından inançların ve onu yaşamanın daha özgür ifade etmenin gerekliliği hasıl olmuştur. dine endeksli devlet yönetimlerinin sonucu ortadadır. siz aksini iddia ediyor olabilirsiniz ama bana makul bir sebeb gösteremezsiniz. propaganda yapmakla itham etmişsiniz ben buna alıştım artık, dinimi savunurken de ateistler aynısını söylüyor laikliği savunurkende dindarlar. oysa ben propaganda dan herhangi bir kurumun reklamını yapmayı anlıyorum. böyle olmadığımı düşünüyorum. laik bir ülkede inancımı meşru bir şekilde savunuyorum. ve asıl laik yönetilmeyen bir ülkede yaşamanın "özgürlüğe" müdahale olacağını biliyorum. devlet kimin için var ise varlık sebebini oluşturan bütünlüğün haklarını savunmak zorundadır. içerisindeki azınlıklara haksızlık yapmadan. devlet kontrolü olmazsa halk davulcuya ya da zurnacıya kaçar çünkü ortalık davulcu ve zurnacıdan geçilmez... artık müslüm gündüzlerin ve onlar gibilerin çalacağı davulu zurnayı düşünün... gerçi bu size göre hak olabilir ama ben asla hak olarak görmüyorum. İslami terör örgütlerinden ve onları bu ülkede ve ortadoğuda yaşayan insanlara verdiği zararlardan haberiniz yok mu? sanırım o örgütlerin isimlerini zikrememe gerek yok.... bir örgüt silah zoruyla kendi görüşünü ve ideolojisini yaymayı amaçlıyorsa ona terör örgütü denir. üyelerine de terörist... soyut/somut meselesi ile açıklanmaz bunlar realite ile açıklanır. ve oda ortadadır. diyanete bağlı olmadan açılan Kuran kurslarının ortaya çıkarttığı tabloyu görüyoruz buna da özgürlük derseniz o zaman bu zihniyete sahip olanların hakimiyeti ele geçirmeleri halinde başkalarının özgürlüğüne müdahale edeceğinide hesap etmelisiniz...
  22. o kadar çok varki hangisini anlatsam. bugüne kadar inanan arkadaşlarımın "insanın inanmamayada hakkı olduğunu" savunan söylemlerine şahit oldum... kendimde öyle düşünüyorum sonuçta bu bir tercih etme ve ikna olma sebebidir. ateizmi savunanlarda ise "inanmaya hakkı olma" savunusuna rastlamadım... ateizmin savunucuları inanan insanların bütün değerlerine (inanç bağlamında) bir küçümseme, alaya alma yöntemi uyguluyorlar ama itiraz edilince fikir özgürlüğüne müdahale diyorlar hatta "propagandacılıkla" itham ediyorlar... bilimden yoksun, samimiyetsiz, dogmatik düşünen, kullanılmaya müsait olduğumuzu iddia ediyorlar. aksini savunmamıza bile tahammülleri yok çünkü önyargılılar. kendilerince bunu ispatlamışlar... hoşgörü ve duygu varmı bütün bu olanlarda Armağan edilmiş veya edilmemişi kavramadan neyin sonucuna varıyorsun değerli arkadaşım. Eğer Allah yaratmış olduğu ruhun ebedi olmasını istemezse o ruh edebi olamaz yani sonu olur...
  23. Şu duyu organlarının ne olduğunu ve nasıl düşündüğünü açıklarsanız sevineceğim aksi takdirde sizi yine yanlış anlayacağım ve anlatmak istemediğiniz gibi anlayacağım... insanda bulunan duyu organları hayvanlarda da var ama hayvanlarda olmayan şey duygu ve düşüncedir. sizin teziniz doğru olsaydı insan ile hayvan arasında benzer gelişmeler olması gerekirdi...
  24. Sevgili brainslapper Ateizmin duygu ve hoşgörü hakkında nasıl düşündüğünü belirttiğim yazı desteksiz değil. Askine o yazıyı destekleyenler bizzat sizlersiniz. Herhangi bir konuda hoşgörüye hasıl olduğunuzu ben görmedim. Diğer tanrı tanımazlarda da görmedim. Hatta son derece önyargılı ve sabit fikirli olduklarını düşünüyorum. (katılmaya bilirsiniz ben bunu gözlemliyorum ve sizlerin genel tavrı ise bunu destekliyor)Boşanma mevzusunda verdiğiniz istatik anlamsız ateistlerin duygudan ziyade mantık ve fikri uyum ile evlenmeye karar verdiklerini düşünüyorum. O mantıkları devam ettikçe evlilikleride devam eder. Duygusal düşünceye sahip olan inançlılarda ise evlilik öncelikle duygu, sonrasında uyum beraberliğidir... Cennet meselesine gelmişsin bende geleyim. Cennete ruhun gideceğini söylemesine gerek varmı öldükten sonra başlayacağını söylediği hayatın ne ile devam etmesini bekliyorsunuz. Ölüm nedir bedeninden ayrılıştır... Allah'ın ezeli ve ebedi olmak konusunda tek olmadığı kanısına varmışsınız bu sizin için çok normal çünkü siz bunu böyle algılıyorsunuz yani düz mantıkla düşünüyorsunuz. Allah ezeliyeti ve ebediyeti kendinden olan... Ruh ise kendisine ebediyet armağan edilmiş olan. Ancak Allah dilemezse ruh ebedi olamaz. Bunu kavrayabiliyor musunuz? Ruh için renk tanımı varmı yokmu bilemiyorum. Ama beden için var ve Kuran mesajını bize bir bedende yaşarken bildiriliyor yani bedenin tanıdığı, bildiği, hoşlandığı, sevmediği, korktuğu deneyimleri ile örneklendiriyor. Bir insana tanımlayamadığı ve deneyimlemediği şeylerle örnek verebilir misiniz? Cennetin nimetleri olarak bildirilenler bedenin hoşlandığı şeyler. Cehennemdeki ceza için bildirilenlerde bedenin korktuğu yaşamak istemediği şeyler. Kuran'da bize bildirilmiş bilgilerden fazlasını bilmemiz mümkün değil... Ama Kuran zaman zaman "iş sizin bildiğiniz gibi değil" der... O yüzden bize bildirilenden fazlasını ancak Allah bilir. Hakikatte ruhun ne yaşayacağını ve hakikatte cennetin ve cehennemin ne olduğunu da Allah bilir. Bizim anladığımız cennet bizim sevdiğimiz güzelliklerin olduğu yer cehennem ise asla olmak istemeyeceğimiz bir yer. Gidince görürüz hakikatlerini...
  25. Batılılaşma ile başladığını söylediğiniz laiklik kavramının daha önceleri ihtiyaç olmadığı için uygulanmadığını söylemek abesle iştigaldir. Osmanlı Devleti bir hilafet devletiydi yani dine endeksli ve özellikle sünni/müslümanlığı benimsemişti. Bu koşulda Osmanlı'nın içerisinde yaşamış sünni olmayan müslümanlar bu görüşe itiraz edebilirler miydi? O şartlar altında bunun bir ihtiyaç olmadığını ifade etmek haksızlık olur. Ve laiklik ilkesinin Cumhuriyetin ilanından sonra neden ihtiyaç olduğunu geçmişten o günlere gelene kadar nelerin tecrübe edilmiş olduğunu gözardı etmemek gerekiyor. Devletin dine karışmaması ve dinin devlet işlerine karıştırılmaması ilkesi ile ters düştüğünü söylediğiniz Diyanet Kurumu ise Osmanlıdan günümüze geleneksel ve dini seçimi belli insanların çoğunluğunu oluşturan sünni/müslüman toplumun "din" hakkında müracat edeceği ve dini kurumlarına atamalarını devlet kontrolü ile yapan bir kurumdur. günümüz şartlarında bazı konularda yetersizdir (azınlık haklarına istinaden) ama gereklidir. Ve bu laik devlet ilkesine aykırı olmamalıdır. Sebebi ise "devletin kontrolü bıraktığı noktada" idareyi ele almak isteyenler başka bir gerilim ve sıkıntıya sebeb olur. Bu millet bunun tecrübelerini gördü ve hala görmekte. Diyanet Kurumu devlet işlerine karışmaz ancak devlete bağlı bir kurumdur. Dinlerin içinde birden fazla görüş var ve o yüzden bu kadar tartışma oluyor. İnsanların hassasiyet duydukları bir mesele olduğu içinde dini inanışını ideoloji haline getirmiş olanların devletin laik yönetimi ile kontrol altında tutulmaları gerekir. Bunlar reel sorunlar gözardı edilemez. Devletin politikası ve ilkesi ile çelişir gibi görünen meselelerde sorunun kontrolden çıkmaması için önlem almak gerekmez mi? Büyük çoğunluğunu müslümanların oluşturduğu söylenen millet mezheplerde ayrılıyor hatta mezheplerin kendi içlerinde bile farklı görüşleri olanlar çeşitli örgütler kuruyor. Hatta kimisi terör örgütüne dönüşüyor. Bunları kontrol altında tutmak devletin vazifesidir. O yüzden devlet dini halka bırakmaz bırakacak olursa neler olacağını tahmin etmek için kahin olmaya gerek yok...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.