sardunyam tarafından postalanan herşey
-
ÇOK ŞEY BORÇLUYUZ........ÖTESİ YOK
sonra aynı vatanın evlatları olduğunu söyleyenler "kendi ülkelerinde başka bayraklarla" sokaklarda dolaşır adına özgürlük derler, ab'den fonlarla beslenen bir kısım örgütler "insan hakları" adı altında beyin yıkamaya ve devletine karşı kışkırtmaya çalışır ve birileri buna dayanışma der... Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan belediye başkanları teroristleri devletin ambulansı ile devletin arazisinde, ihanet ettiği topraklara törenle gömer birileri buna hoşgörü der... 20 yıldan fazla olmuştur bir avuç hain çökertilememiştir her gün yeni bir şehit haberi almayı kanıksarsınız, artık olağan olmuştur asker ölmek için var gibidir. ama dünyanın başka hiç bir yerinde böyle ölmez başka bir askerler. Kıbrıs'ta iki farklı milleti birleştirmeye çalışanlar aynı milletin insanlarını kendi planları için ayrıştırır, ödenek ayırır, temas halindedir, Kürt halkının arkasındadır ama Irak'ta ki Türkmenleri görmezden gelirler... Anlamakta zorlanırsınız... Siyasi oyunlara alet edilirsiniz tv'de konuşurken kükreyen birilerini alkışa tutarak vicdanınızı rahatlatırsınız... onlar sadece konuşur oysa siz anlamazsınız... Her Türk asker doğar doğrudur da, her Türk askeri hain kurşunlarla ölmek için mi doğar? Daha ne kadar asker ölmeli, kolu bacağı kopmalı, sakat kalmalı, hayattan ayrılmalı... Ezilen Kürt halkı uydurmasını çıkartan ve onları maşa olarak kullananlar pkk'nın arkasına saklanarak bir bölünmeye sürüklüyor ve kazanı sürekli kaynatıyorlar...
-
ÜLKESİNİ SEVEN LAİK DEMOKRAT ARKADAŞLARA KÜÇÜK BİR KAÇ SORU
laik ve demokrat olan vatandaşlar, laikliğin ilke olduğu, demokrasi ile yönetilen ülkenin güç kaynaklarıdır. çünkü laiklik bütün inançlılar için eşitliktir. demokrasi de fikir özgürlüğü ve idarecilerin seçimle getirilmesidir. şimdi bunlarla meselesi olan bu ülkeyi sadece taşı toprağı için mi sever? milletini de sever mi? laik değilse bağlı bulunduğu inanca ait olanları mı benimser, demokrat değilse kendi düşüncesine uygun olmayanları sindirir mi? bende bunları sormak isterim... laik ve demokrat olmayanlar elbette fikirlerini söylerler demokrasinin özü ve faydasıda budur. açık konuşun sayın aslan34 laiklik ilkesi ve anayasanın değiştirilemezleri sizce değişmeli mi?
-
Madde düşünebilir mi? Muhakeme, karşılaştırma yapabilir mi?
Sayın tarafsız Allah'ın herşeyi biliyor olması yarattığına müdahale ediyor olduğunu göstermez... Allah zamansız ve mekansızdır diyor kitabında değil mi, yani zaman kavramı (üstelik göreceli) bizim için var. Yani şuan ya da yarın dediğimiz şey Allah'ın bilgisi dahilinde. Uzay zaman ve dünya zamanı bile farklılık gösteriyor. Herşeyi bilmesi herşeyi yaratmış olmasından geliyor ve yarattığına hakim olmasından. Bir örnekleme vereyim... diyelim ki siz bir ev inşa ettiniz, kaç odası var, koridorun uzunluğu ne kadar, evin neresinde hangi tehlike var, neresinde huzur ve mutluluk var bilirsiniz. Çünkü evin mimarı sizsiniz. Sonra evinize misafirler davet ettiniz. ve onlara evin neresine gitmesi gerektiğini ve nereye gitmemesi gerektiğini söylediniz karşılaşacaklarını önceden bilirsiniz. Çünkü evin içine her şeyi yerleştirdiniz ihtiyaç duyacakları herşeyi temin ettiniz ve misafirlerden biri onu uyarmanıza rağmen tehlikeli yerlere gitti ve başına bir şey geldi siz böyle olacağını bilmezmisiniz... teşbihte hata olmaz... benim anladığım budur. Bilimsiz din kör, dinsiz bilim ise topaldır (Albert Einstein) Hayatı yaşamanın iki yolu vardır; Biri hiç bir şeyin mucize olmadığını düşünmek, diğeri ise, her şeyin mucize olduğunu düşünmektir. (Albert Einstein)
-
iks mine iks
Canım minexim buda çok sevdiğim bir yazı sana armağan olsun... diliyorum böyle kocaman bir yüreğin olsun ve böyle sev seveceksen... Böyle Sevdim Seni Ben seni kocaman bir yürekle sevdim. Gözlerim değil, yüreğimdi seni gören. Sen damarlarımdaki kana karışıp, geldin oturdun yüreğime. Bir başka yerde olamazdın zaten. Sen, benim en değerli yerimde, yüreğimde olmalıydın, orada kalmalıydın. Çok aşka ev sahipliği yapan bu yürek, ilk kez bu kadar kolay kabullendi seni. Herhangi bir konuk değildin artık. Bu yüzden ne ağırlama faslı vardı, ne de uğurlama. O yüreğin gerçek sahibiydin. Şimdi sonbahar, kışa giriyoruz ya... Ben dört mevsim baharı yaşadım seninle. Çiçek çiçek açtın yüreğimde. Gökkuşağı zayıf kaldı, senin renklerin karşısında. Taze bir yaprak gibi yeşildin. Açelyaydın pembeliğinle. Üzerine çiğ taneleri düşmüş sarı güldün. Kırmızıydın bir ateş gibi. Ve maviydin... En çok bu renkle anmayı sevdim seni. Denize tutkundum, denizi sensiz, seni denizsiz düşünemedim. Seni severken dünyayı da sevdim ben, insanları da... Kendime bile dar gelirken, içinde herkese yer olan bir hayatın sahibiydim artık. En kızgın, en tahammülsüz olduğum anlarda bile, seni düşünmek yetti bana. İçimdeki sevinç yüzüme yansıdı, güldüm. Beni güldüren senin sevgindi ve ben kaygısız, içten gülüşün ne demek olduğunu, nasıl güzel bir şey olduğunu anladım seninle. Her şeye rağmen sevdim seni. Güçlüydüm ve aşamayacağım hiçbir zorluk yoktu. Koca bir kente, koca bir ülkeye kafa tutabilirdim. Sen elimden tuttuğunda patlamaya hazır bir volkan gibi hissederdim kendimi. Menzil sendin ve ben o menzile ulaşmak için önüme çıkan her şeyi yok edebilirdim. Sana ulaşmamı engelleyecek her şeyi eritirdim, kül ederdim. Sana ulaştığımdaysa sakin bir göle dönüşürdüm. Ve o göle bir tek sen girebilirdin. Sevdim ve hayrandım da... Her halin çekti beni. Duruşunu, uyumanı, gülmeni, kızmanı, şaşkınlığını, saflığını, kurnazlığını, çocukluğunu, olgunluğunu sevdim. Sesini de sevdim suskunluğunu da. Küçük oyunlarını, kaprislerini, sitemlerini, korkularını sevdim. Seni ve o doyumsuz sevdanı, uçarı sevdanı anlatacak kelime bulamadım çoğu zaman. Sığmadın cümlelere ve hiçbir cümle seni yeterince tarif edecek kadar derin olmadı. Seni severken yorulmadım. Çünkü sen yaşam kaynağıydın. Her gün yenilendim. Seninle çoğaldım, büyüdüm. Eksik kalan neyim varsa tamamladın. Sevdim işte ötesi yok...
-
Biyolojik baba aranıyor
arkadaşınızı eleştirmiş olmanız sonuçta onu anlamanızı haklı kılmıyor arkadaşım. bir şey yanlışsa onu sadece duygusal düşünerek doğrulayamazsınız. şaka değilse eğer gerçekten çok trajik bir durum. şaka olsa bile kötü bir şaka... bir insan çocuk seviyorsa bütün çocukları sever eğer kendi kanından olması gerektiğine inanıyorsa o çocuk sevmiyor kendisini seviyor demektir. kendi kanından olduğu halde çocuklarına çeşitli şekillerde zarar verenleride görünce böyle bir istek çok acımasızca geliyor. büyük ihtimalle nikahsız bir birliktelik olacak ve anlaşmalı bir ebeveynlik yapılacak. ne mantığa, ne ahlaka, ne etik değerlere, nede yasalara uygun bişey değil. bencillik... başka hiç bir şey değil...
-
DÜNYA GÖRÜŞÜ NEDİR ?
Sevgili evrensel Sizin gibi düşünmeyen farklı ve birbirine yakın görüşleri olan insanları bir grup olmak ile itham ederken birde kendinizi sorgulamanızı rica ediyorum. Forumda ya da günlük hayatımızda hepimiz aslında tek başımızayız. Kendimiz gibi düşünüyor kendimiz olarak algılıyoruz. Bir şekilde inanmayı seçmiş ve kendince haklı sebebleri olan insanları sadece bizim gibi düşünmüyor diye suçlayamayız. Eleştiremeyiz. Neden öyle düşünüyorsun diyemeyiz. İnancını akıl yoluyla sorgulamış olanlar bilirler ki, Allah'a giden pek çok yol vardır. Bu o kişinin kendi yoludur. Kendi deneyimleri ve sorgulamaları ile vardığı sonuçtur. Siz istiyorsunuz diye eleştirmek zorunda değil hiç kimse. Kaldı ki asıl enteresan olan düşünce ve ifade özgürlüğünü savunmayı amaç edinmiş gibi görünen sizler yeri gelince bunlardan şikayet ediyorsunuz. İletinizin başında söylediğiniz noktalara katılıyorum ve bende ona benzer şeyler ifade ettim dün yani bireysel düşüncenin değerlendirilmesinden çıkıp asıl konuya geri dönelim istedim taraf olmakla itham edildim. Bana taraf olduğumu söyleyenler ise beni eleştirirken benzeri şeyi yaptıklarını farkedemiyorlar sanırım. Bunca tartışmaya rağmen hala bir arpa boyu yol alamadıysak burada hepimizin eksikleri var demektir. Şimdi itiraz edeceksiniz belki ama ben ve benim görüşüme yakın düşünceye sahip olanlar ne zaman ortak bir paydada buluşmak için bir adım atsak sürekli "ama aslında siz gerçekte şöyle düşünüyorsunuz, o düşünceniz yüzünden siz samimi değilsiniz" eleştirisi ile karşılaşıyoruz. Ardından grup olmakla suçlanıyoruz. Oysa bu forumda gerçek anlamda bir gruba dahil olmayan bir kaç kişiden biride benim. Şimdi yine eleştirileceğim ama düşüncemi söylemekten kendimi alıkoyamıyorum. Galiba iyi bir şey değil düşündüğünü söylemek istenilen yerlere çekilebiliyor. Buradan bunu dünya görüşlerine bağlayalım, insanların yapısında var sanırım düşüncelerine taraf bulmak isteği. Bir fikri savunurken birilerini karşınıza alırsınız, birileride yanınızda yer alır. Bazen yanınızda yer alanlarda size sırt dönebilirler. Çünkü herkes kendi düşüncesini temel doğru sanıyor. Bazende çok başka insani duygular ortaya çıkıyor... Hele hele az biraz aykırılık varsa fikrinizde hemen absürt olmakla itham ediliyorsunuz hemde sözde sizin gibi düşünenler tarafından... Dünyada "gerçek anlamda demokrasi ve ifade özgürlüğü" yok. Çünkü ifadeler birileri için rahatsızlık verici olabiliyor. Sonra o düşünceyi bastırmak için karşıt görüşler çeşitli eylemler yapıyor. Bunu her alanda görüyoruz. Siyasi meselelerde en başta. Ben bildiği ile yetinen ve şuana kadar edinmiş olduğum dünya görüşünün tek doğru olduğunu savunan biri değilim. O yüzden tartışmaların içindeyim. Toplumsal mutabakat sağlanmalı ve haklar eşit dağıtılmalı diyorum. Ama görünen o ki bizlerin o erdeme sahip olması için daha çok yol katetmemiz gerek... Toplumsal meselelerde hiç bir yaptırım etkisi ve yetkisi olmayan bizlerin bir forumda tartışırken bile ortak paydada buluşamadığımızı görünce siyasi platformda daha da imkansız olduğunu düşünmeye başladım... Çünkü siyasilerin düşünceleri örgütlenme ile varmak istedikleri hedefe gitmek için daha kemikleşmiş "dünya görüşlerine" sahip olmaları gerekiyor. Ve öyle... O yüzden hiç kimsenin umurunda değil kendileri gibi düşünmeyenlerin uğradıkları haksızlıklar. Kendileri hedeflerine ulaşsınlar yeter. Bu uğurda da kahramanlık, demagoji, ajitasyon, hedef şaşırtma, maskeleme yolları ile bindikleri gemide hedeflerine doğru devam ediyorlar. Birileri gemisini yüzdürürken başka gemiler batıyor ve kimse farkına varmıyor. Dünya görüşlerini hakim görüş kılmak için mücadele edenler ülkenin kamu mallarını, üstelik zarar etmeyenlerini, topraklarını, bankalarını, yani ekonomisini satıyorlar. Ve bu pek çok insan için sorun teşkil etmiyor. Dünyanın heryerinde banka ve kamu malları satılır, diyorlar. Oysa bizim satılan bütün bu şirketlere ve arazilere rağmen ne dış borcumuz azalıyor nede başka yatırımlar yapılıyor. İthalatımız artıyor, ihracatımız düşüyor. Ama cebindeki parası eksilmeyenler bunları umursamıyor ve o gemi hala yol alıyor... Dünya görüşünü hakim görüş kılmak isteyenler yollarına devam ederken geri kalanlar sadece seyrediyor. Bir kısmı hayatla mücadele ederken, bir kısmı bananecilik yapıyor, bir kısmı algılamıyor bile... Bir maç varsa o maçın iki oyuncusu var demektir ama şimdilik bir taraf oynuyor diğer taraf kendi arasında çarpışıyor... Selamlar
-
SEN BU FORUMUN......
sizde öyle
-
Benim İçin Ne Yapardın?
bir hınkır bakayım hıı de
-
SEN BU FORUMUN......
kestane şekeri
-
Benim İçin Ne Yapardın?
sakatatçıya döndü burası burnunuz kalkmış sizin keseyim biraz ucunu
-
Benim İçin Ne Yapardın?
benim için benim tırnaklarımımı sökersin bende gözünü oyayım bari senin için
-
diloş...
bende esir olcak göz varmı bak bi?
-
SARDUNYAM.... (Günlük... kendisini fark ettirebilen çok az şey vardır günlük yaşamımızda... )
açtım... konuşulacak bişey yoksa buluruz başka bişey
-
Frozen......
sanane, banane, kimene, onane sen ne yaparsan yapma ama
-
diloş...
katılmayacağını biliyorduk zaten katışıksız seni... esaret mecazi anlamdadır dikkatini çekerim yoksa kimseye esir olmak mümkünü olan bişey değil...
-
SARDUNYAM.... (Günlük... kendisini fark ettirebilen çok az şey vardır günlük yaşamımızda... )
ama neyin var msn açıyorum konuşalım mı?
-
Frozen......
yatmıycam niye yatıyo muşum ki beni başından defliyomusun yuksam?
-
ஐ๑((-_-))๑ஐ๑ LEYLA ๑ஐ๑((-_-))ஐ๑
kimi özledin peki? leylacım Sezen senin ve benim için söylüyor... ikimize gelsin... Yürüyorum hasretin acının üstüne Sığmıyorum dünyaya dar geliyor Geceler mi uzadı bu karanlık ne Gönlümün bayramları, şenliği söndü Seni kimler aldı kimler öpüyor seni Dudağında dilinde Ellerin izi var Deli gözlerin gelir aklıma Gülüşün, öpüşün, iç çekişin gelir Seni kimler aldı kimler öpüyor seni Dudağında dilinde Ellerin izi var
-
Frozen......
bunu versek nolar? Gel Bana kalbini göster ne olur Sen değilsin bu sudaki aksin Hadi gel kader değil bu Hepimize öğretilmiş öfkeler Ne olur teslim olmaz Bu kızgın, bu kalp kıran eller Bir zaman bebektiler Hadi gel Aslını göster Suretin çok zalim Çok mu üzdüler seni Sahiplenme, senin değil bu dikenler Sözlerin hançer Yareler açar Yareler gülüm Sür gözlerinin namlusuna Sür beni, aşktan olsun ölümüm Aşkları da vururlar Şarkıya şiir olur Adanır sonsuz anısına Kanayan sevdanın Eyvah! Şiirler azalmış Günümüz perişan Yanıyor içimizdeki Koskoca orman
-
SARDUNYAM.... (Günlük... kendisini fark ettirebilen çok az şey vardır günlük yaşamımızda... )
listeye eklenen benmiyim yoksam yani piyango bana vurdu galiba ama ben üzmemki seni zararsızım ben küçükken aldılar dikenlerimi kimseye batmasın diye...
-
Frozen......
hakikaten durum vahimmiş Geçti yıllar ah geç aydım Anladım ki boşa gün saydım Bakakaldım giden güne Ben hep düne ait kaldım Çocukluğum kavruk Gençliğim savruk Yetişkinliğimden hiç hayır yok Hayat, kadere inat Seni sil baştan yaşayacağım Ahdım olsun Esip geçtim, yağıp geçtim Kaçırdım tez zamanları Pişmanlıklar, düşmanlıklar Bitmez dilimin amanları benden armağan olsun
-
Benim İçin Ne Yapardın?
ikiniz için çiğ tavuk yiyebilerem yuksam fear factore mi katılsem?
-
SARDUNYAM.... (Günlük... kendisini fark ettirebilen çok az şey vardır günlük yaşamımızda... )
aynen katılıyorum
-
Frozen......
evet canım bizim bu duyguları hissetmemize sebeb oldu kendisi ayrıca tebrik ediyoruz... anlamaz mıyım? hep beraber anladık kıymetini ama keyfin yok gibi senin?
-
SARDUNYAM.... (Günlük... kendisini fark ettirebilen çok az şey vardır günlük yaşamımızda... )
aysel benmi oluyorum diloş başından gitmemimi istiyorsun yoksa yoksa sen başkasını mı buldun? Aysel git başımdan hala burdamısın aysel aysel sen laftan anlamıyon mu bir kıtlık söz konusu galiba anlayışında aysel?