Zıplanacak içerik

sardunyam

Φ Süper Üye
  • Katılım

  • Son Ziyaret

sardunyam tarafından postalanan herşey

  1. İstanbul Kamyonlar kavun taşır ve ben Boyuna onu düşünürdüm, Kamyonlar kavun taşır ve ben Boyuna onu düşünürdüm, Niksar'da evimizdeyken Küçük bir serçe kadar hürdüm. Sonra alem değişiverdi Ayrı su ayrı hava, ayrı toprak. Sonra alem değişiverdi Ayrı su, ayrı hava, ayrı toprak. Mevsimler ne çabuk geçiverdi Unutmak, unutmak, unutmak. Anladım bu şehir başkadır Herkes beni aldattı gitti, Anladım bu şehir başkadır Herkes beni aldattı gitti, Yine kamyonlar kavun taşır. Fakat içimde şarkı bitti cahit külebi
  2. diloş ve leyla öpüyorum sizi ya ne kadar tatlı ve sıcaksınız siz aklıma ne geldi biliyormusunuz, nereden bileceksiniz demi eskiden nikah şekerlerinin içinde beyaz bademli şekerler vardı bayırlıdım onlara birde o şekerlerin konduğu mermerimsi taştan yapılmış şekilli bibloları vardı ben o biblolarıda şeker gibi yemeye çalışırdım hafif tuzlu bi tadı vardı (çokmu iğrencim ya) horoz şekeri, elma şekeri, iğde, keçiboynuzu, alman pastası ve supangle vazgeçilmezlerimdi... gerçi elma şekerlerinden genelde kurt çıkardı ama kurda gelene kadar epey yemiş olurdum 80 lerin kıyafetleri nasıldı ama streç pantolonlar, tunikler, permalı saşlar, kelebek tokalar, iskarpinler, kocaman küpeler... Allah'ım bir daha o kadar rüküşlük görmedim... ibrahim tatlıses ve hülya avşar filmleri onlarda beter bişeydi... ama izlemişliğimiz var yapacak bişey yok... modern tolking şeri şeri lady.... benim saçlarım o denemde çok kısaydı ve önlerini perma yapmıştım şimdi onlara bakınca kendimi tanımazdan geliyorum... o fotoğraflar aleyhime delil olabilecek kadar berbatlar... ama michael jackson modeliydi canım çok popülerdi...
  3. sardunyam şurada cevap verdi: sardunyam başlık Anı Defteri - Defterleri
    ....::::: Dünde, bugünde, yarında. Yüreğin kadar yanındayım.Kendini yanlız hissettiğinde elini kalbine koy; çünkü BEN hep ordayım:::::...
  4. konuları birbirine karıştırıyorsunuz biko alıntıladığınız ilk iletim çocuk p... hakkındaki yazınız içindi hatta dam üstünde saksağan olmuş demiştim yani orada verdiğiniz cevabı konu ile alakasız bulmuştum... doğru söylüyorsunuz tartıştıkça bakış açıları ortaya çıkıyor... ama birşey soracağım madem öldürülen insanın durumunda üzüntü duydunuz ve ısrarla o bir Türk vatandaşıydı diyorsunuz öyle ise pankartlarda neden "HEPİMİZ TÜRKÜZ" "HEPİMİZ KARDEŞİZ" yazmadılar???
  5. Tarafsız İnsanları uyaran Kuran'dır, o uyarılara kulak tıkayanların zarara uğrayacaklarını söyleyende O'dur. İnançlara saygı duyması gereken insandır, din buna saygı duymaz, öyle olursa kendisi ile çelişir. O bir ultimatom verir, bu din hak dindir, iman edenler kurtuşuşa ererler, etmeyenler ziyana uğrarlar der... Eğer inanmazsanızda size saygı duyarız demek bir uyarı kitabına çelişki getirir. Ben bir insan olarak başka inançlara saygı duymakla dinimle çelişmem, din bana bunu emretmiyor zaten... Aksine iman etmeyenleri siz zorla inandıramazsınız onlar sizinle alay ederler diye uyarır. Özgür iradesi ile yaptığı seçimden mesul olan bireydir ve o bireyin seçimi beni bağlamaz saygı duymamıda engellemez... Hesabını soracak biz değiliz derken bunu söyledim. Tehdid edende Allah'tır ve bu çok doğaldır. Bir emir beyan ediyor aksine yönelenin akibetini bildiriyor. Yasalarda öyle değil midir? Uyarır, eğer uyarıları görmezden gelirsen cezasını çekersin. Ama o cezayı uygulamak yargının elindedir... Bilmem anlatabildimmi?
  6. sen bu sözü söyleyince kurtlar vadisinde Necati Şaşmaz'ın sözü geldi aklıma Geceyağmuru daha iyi hatırlar ama "ölüm ölüm dediğin nedir ki gülüm, ben senin için yaşamayı göze almışım" H Ü Z Ü N İçimdeki kopan fırtınaları bilemezsin.Yüreğimdeki yaraların sızısını hissedemezsin sen. Susturamazsın çığlıklarımı, üşüyen ellirimi ısıtamazsın. Her gece yaşadığım yanlızlığı göremezsin. Dilimdeki hüzünlü melodiyi duyamazsın paslı kulaklarınla. Sevemezsin sen , tatmamışsın o maviboncuklu sevdayı... Seven insan, sevdiğinin üzüntüsünü gördüğünde içinde hani o yüreğinin en ücra köşelerinden geliyor derler ya işte öyle derinlerden gelen bir acı hisseder, öyle bir acıdır ki bu ; saç diplerinden ayak uçlarına kadar sarar insanı.... Hani yaralı kuşlar vardır..bilir misin _? ..uçamazlar, konuşamazlar, sessizdirler,beyhude kanat çarparlar "yardım eden yok mu " diye soğuk eylül akşamlarında.. İşte ben de portakalım..sensiz geçen her gecede ellerimi açıyorum gökyüzüne hangi yıldız beni saracak diye.................ASi"ye
  7. begonya, hanımeli ve uyku çiçeği verirsen ben dayanamayabilirim söyleyim
  8. o pembe çiçekli bitki begonyamıydı kıss ondan bende yerdim yoksa yonca yapraklı pembe çiçekmi biz ona uyku çiçeği derdik akşamları kapanırlardı ondanda yerdim... birde hanımelinin ballını yerdim... bak damak zevkimizde uyumlu diloşum... annem yemek yaparken soğan ve salçayı kavururdu biz ekmeğin arasına koyar bitirirdik kadıncağız yeniden kavururdu, margarinli ekmeğin üzerine toz şeker serper yerdik... kışın damlardan sarkan buzları dondurma yapardık... okul önlerinde muhallebi satarlardı içinden para çıkardı o tadı hiç unutmadım ve her öğrencinin vazgeçilmezi simitle gazoz, uludağ ya da çamlıca... annem beslenmemize halka patates kızartırdı harika olurdu... sizde mahalleler arası savaş yaparmıydınız, biz elimize boş bidonları alır çalardık... erkek çocuklar kuşları sapanla vururdu bizde sapanla onları vururduk... sonra kuşları alır törenle defnederdik...
  9. sardunyam şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Havadan Sudan Konular
    Efe ve Nisa'da ellerinden öper ablası sağolasın
  10. sayın denizz teşekkür ederim meselenin özünde sizinle zıt olacak bir görüşüm yok... ve bende kabul ediyorum ki kendisine Türk diyen Türkiye cumhuriyeti vatandaşı Türktür... Atamızında kasdettiği bu coğrafyanın ulusal milliyetidir. uşaklık meseleside bu ulusun her bireyi için geçerlidir. uşak olmayanları tabiki... evrensel bu konuda sizinle anlaşamam, çelişkilerden kurtulun önce karar verin Hrant Dink Ermeni miydi Türk müydü? Mustafa Kemal ile alakalı yazıda eğer Hrant Dink kendisini Türk vatandaşı kabul ediyorsa sorun yok... ama benim diasporadan kastım bu cinayeti kullanmasıydı... siz tüccar adamsınız da bununla ne demek istediniz işiniz alıp satmaksa konuyla alakası yok...
  11. Kalabaliklara Karismak Herkesin, kendisi olmaktan sıkıldığı zamanlar vardır. Dertlerinin, sıkıntılarının, kederlerinin kendi küçük hayatının havuzuna sığmadığı zamanlar. Geçmişini, gününü hatta geleceğini unutmak, bütün varlığını ıslak bir palto gibi bir portmantoya asıp yürümek istediği zamanlar. Hemen hemen herkes bilir bu duyguyu. Bu kendinden kaçma isteğini. Sanırım, bayramlar bunun için icat edilmiştir. Herkes kendi “küçük havuzunun” suyunu, büyük kalabalıkların denizine boşaltabilsin, bir zamanlığına da olsa kendini unutabilsin diye. Herkesin bir araya gelip oluşturduğu ama kendisini oluşturan herkesten daha başka bir şey olan kalabalıklar iyi sığınaklardır. İnsanların acıları ne kadar artarsa, kalabalıklara olan tutkusu da o kadar artar. Ezilen, acı çeken, hayatın sıkıntılarıyla bunalan insanların, parçası oldukları kalabalıklara, aşiretlerine, dinlerine, milletlerine olan düşkünlüklerinin fazlalaşması, içine akacakları, kendilerini unutacakları bir denize duydukları ihtiyacın güçlenmesindendir. Bazen, insanlar ortak öfkelerinde buluşup, kalabalıklara karışarak, bir düşmana karşı kinlerini bileyerek unuturlar kendilerini. Bu tür kalabalıkların içinde acılarını unutanlar, kısa süre sonra daha büyük, daha ortak ve daha unutulmaz acılarla karşılaşırlar. Savaşlar, kıyımlar, kanlı saldırılar, bu tür kalabalıklara karışan insanların aktığı karanlık denizlerdir. Böyle zamanlarda, kalabalıkları uyarmak henüz kendini ve aklını kaybetmemiş olanlara düşer. Öyle zamanlarda “durun” diye bağırmaya uğraşırsınız. Bir de bayramlar, ortak sevinçler vardır. Bence, öyle zamanlarda, o kalabalığın içine akmamış olanlar da susmak nezaketini göstermelidir. Gerçekleri unutmak isteyenlerle birlikte birkaç günlüğüne siz de gerçekleri unutabilirsiniz. Hatta o kalabalıklara karışabilir, bir süreliğine, başkaları gibi siz de kendinizden kurtulmayı deneyebilirsiniz. Genç bir çocuğun vurduğu topun kaleye girmesiyle birlikte “gol” diye bağırabilir, bunu hayatınızın en sevinçli anlarından biri haline getirebilir, coşabilir, sevinebilir, sizi kucaklayıp, size kendinizi unutma imkanını verecek kalabalıklara karışabilirsiniz. Bir çiçek tarhının içine yatar gibi çocuksu bir neşeyle kalabalıklara bırakabilirsiniz kendinizi. Çiçekten bir spalto gibi sarınırsınız kalabalığı. O, sizi kucaklar Sizi ısıtır. Size, kendinizden başka bir şey olma olanağını bağışlar. Bayramlar bunun içindir. Kendisi olmaktan sıkılanların, yeniden kendileri olmadan önce durup, rahat bir soluk alarak, güç toplayacakları mola yerleridir onlar. Bugünlerde bize böyle bir bayram bağışlandı. Ait olduğumuz kalabalığın renklerini taşıyan genç çocuklar futbol denilen tuhaf ve eğlenceli oyunda mucizeyi andıran başarılar gösteriyorlar. İnsanın kendisi olmasının, bir kalabalığın parçası olmaktan daha önemli olduğunu bilebilirsiniz, kendinizi kalabalıklara bırakıp gerçekleri unuttuktan sonra yeniden kendinize döndüğünüzde gerçeklerin orada duruyor olacağını unutmayabilirsiniz. Ama her zaman kendiniz ve her zaman akıllı olmak zorunda değilsiniz. İnsan bazen kendinden başka biri olmak ister. Kalabalıklara karışmak ister. Bayramlar bunun içindir. Kapınızı çalan bir bayramı bence, cevapsız bırakmayın. Açın kapıyı, kendinizden ve aklınızdan çıkıp yürüyün. Korkmayın. Döndüğünüzde sizi bekleyen gerçekleri ve kendinizi bıraktığınız yerde bulacaksınız. Ahmet Altan
  12. Evrensel bir haftalığına Ermeni olamadık diyemi bu kadar alınıyorsunuz?
  13. ahmetcim hoşgeldin ya, nerelerdesin sen görüşemiyoruz şafak gitti singapurda phuket adasında tatilde kendileri bir hafta oldu gideli ayın 2 sinde gelecek ocak ayında okyanusta yüzmekte kendisi
  14. yukarıda kasdettiğiniz sözleri size kim söyledi? yazımı alıntıladınız ardından bunları soruyorsunuz dedim ki siz sadece kendi fikirlerinize sempati duyuyorsunuz kibarcası, (yani sadece kendinizi haklı buluyorsunuz) ardından bunları mı anlamam gerek diyorsunuz ne alaka gerçekten... gece yağmuru size gecekuşunun ırkçılıkla bağlantıladığı yazısını alıntıladı ama siz sürekli size kim ırkçı dedi diyorsunuz. siz bunu ima etmediyseniz neden bu kadar alınıyorsunuz? sizi vatan haini ilan eden olduysada o ben değilim neden sürekli ben söylemişim gibi yorum yapıyorsunuz?
  15. Konu anayasadaki eksiklikler ve adaletin tam sağlanamıyor olması ise o konuda sizinle hem fikirim. ama ülkede yaşanan içeride ve dışarıda cerayan eden olaylardan ötürü çoğumuzun kavram kargaşası yaşadığımız malum. bu ülkede yargılanmayan yazar yok gibi zaten üstelik pek çoğu Türklüğe hakaretten bile değil düşünce rahatsızlığından...
  16. kimin ajitasyon yaptığı nasılda belli oluyor... biko arkadaş benim çırpınacak bir durumum yok açık ve net ifade ediyorum. kurduğunuz mantık tutarsız...
  17. Bakın sizin ifadelerinizle nasıl farklı ifadeler kullanmışım değil mi? Ve enteresan olan Hrant Dink bir Türk vatandaşıydı diyorsunuz ardından o pankartı gururla taşıdım diyorsunuz... ne kadar çelişkili... öyle ise neden hepimiz Türk'üz yazan bir pankart taşımayı düşünmediniz. Ermeni asıllı Türk vatandaşı olduğunu hiç inkar etmedim. Yukarıdaki iletinizde lazı, çerkezi, arnavutu..v.s. sini Türk'ün oluşturduğu unusurlar olarak bildim, siz farklı gibi gösteriyorsunuz. Hiç öyle değil... iletinizde büyük harflerle belirttiğim noktayı unuttunuz sanırım. Benim iletilerimde o pankartları taşıyanlar Ermeni olmuştur gibi bir ima da bulamazsınız, bir ifadede...
  18. Kitabındaki karakter yüzünden yazar yargılanmamalı elbette ama eğer yargılanıyorsa da sonuçta mahkeme karar verecektir değerlendirdikten sonra... zaten bu yüzden 301. inci maddenin yeniden yorumlanması isteniyor...
  19. Benim yazıma hamaset diyen biri sanırım daha mantıklı bir şey yazabilirdi. ama yazamamış, çocuk p... suna bağladınız ya olayı gerçekten çok ilginç bir forum oldu... ama, lakin, fakat denecek bir şey yazmamışsınız ki, dam üstünde saksağan olmuş sadece cyrano iletilerimden o manayı çıkartabiliyorsanız size söyleyecek başka sözüm yok ama önce ben size sormuştum ırkçı demek istemiyorsanız ne demek istiyor sunuz?
  20. Bu akşam yıldızlar vedalaşırken kalabalıklarla, gene beni unuttular sanırsam.Gündüzümü gece bıraktılar. Evet tam 23 sigara yanığı var halımın üzerinde. Zaten gerisi demli çay lekesi. Ellerimin hainliği bu bana. Ben unuttum onu, ellerim unutmadı. Özleme diyorum. Titreme diyorum, dinletemiyorum. Dur ellerim. Dur titreme artık! Titreme ! Bırak şu şiir bitsin. Adını bile yazamadım. Özlüyorsun biliyorum. Bir şey yapamam artık. En son Ankara plakalı bir otobüste bıraktık onu. Ne o otobüs geçer bu duraktan Ne de ben beklerim onu , Senin beklediğin gibi. Dur artık ellerim. Titreme! --Vay gömleklerimde ütüsüz olduklarını hatırlatmasalar bana her aynaya bakışımda. Ne çabuk unuttular paketinden yeni çıkmış jilet gibi ütülediğim günleri. Mavi gömlek en çok sana kırgınım. Saatlerce uğraşırdım seni ütülemek için. Bir türlü düzelmezdin. Az mı elimi yaktım senin için? -- Her şey üstüme geliyor bugün. Daha geçen hafta tozunu aldım. Ne çabuk temizlik istiyorsunuz . biraz da tozları düşünün. Bırakın özgür kalsınlar. Siz istermiydiniz, bir toz bezine tutsak edilmeyi? Bencilsiniz, bencil. --Şampuan efendi senin buzdolabında ne işin var. On gün önce de aramıştım seni, demek buradaymışsın. Bir sıkımlık canın kalmış zaten. Elimde kalacaksın bir gün. Dua et saçım daha fazla kaşınmasın. --Beyaz peynir ne bu halin, bozmuşsun gene kendini. Dedim sana evde başka bir şey yok. Şimdi dışarı çıkarım üzerine bir kaşar getiririm görürsün. İçin rahat değil mi? Biliyorsun meteliğe kurşun attığımı. --Çorap kardeş ikizin nerde? Saklambaç mı oynuyorsunuz? Elma dersem çık armut dersem çıkma. Söz çıkarsan bu akşam balkonda havalandıracağım sizi. Nefes alacaksınız biraz. Bana yapmayın bunu kokunuza dayanmak o kadar kolay mı? Bütün kahrınızı ben çekeyim, sizin yaptığınıza bir bakın. Çık artık. -- 24 oldu işte, sana titreme dedim. Dinlemezsin ki beni. Ne oldu şimdi. Aklına gelir misin ki? Seni hatırlar mı, özler mi sanıyorsun? Koray Kahramanlı
  21. sardunyam şurada cevap verdi: arman başlık Forum Oyunları
    bunalım
  22. Ne mutlu Türk'üm diyene sözünün sahibi Türklüğün lideri Atatürk yaşasaydı, Ermeni diasporasının oyunlarını bozardı. Ve Atatürk milliyetçi bir liderdi, Türklüğü ve bağımsızlığı her türlü şanın üstünde tutmuştur... Onun yaşadığı dönemde cerayan eden bir olay şöyle gelişmişti... İngiliz subaylarından biri ile yemekte bulunan Mustafa Kemal servis yapan bir garsonun elindekileri dökmesinin üzerine büyük bir sessizlikle kendisine bakanların yüzüne dönerek şunu söylemiştir... "benim milletim herşeyi yapabiliyor ama malesef uşaklık yapmayı beceremiyor"
  23. sardunyam şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Havadan Sudan Konular
    evet doğru hatırlıyorsun teşekkür ederim, amin cümlesinin inşallah... sedat sahta karnecilikten aranıyormuşsun haberin olsun
  24. sardunyam şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Havadan Sudan Konular
    hadi canım kandırma bizi

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.