Zıplanacak içerik

sardunyam

Φ Süper Üye
  • Katılım

  • Son Ziyaret

sardunyam tarafından postalanan herşey

  1. HAYAT NEDİR VE NE DEĞİLDİR Hayat skor tabelası tutmak değildir. Kaç arkadaşınız olduğu ya da kaçının sizi arkadaş kabul ettiği değildir. Bu hafta sonu için planlarınızın olması değildir. Hafta sonu yalnız olmanızda değildir. Şu sıralar sevgiliniz olması değildir. Geçmişte sevgiliniz olması değildir, geçmişte kaç sevgiliniz olduğu değildir. Bugüne kadar hiç sevgiliniz sevgilinizin olmaması da değildir. Sizi kimin öptüğü değildir. Aileniz ya da onların serveti değildir. Hangi okula gittiğiniz değildir. Ne kadar güzel ya da ne kadar çirkin olduğunuz değildir, giydikleriniz, Ayakkabılarınız değildir. Ne çeşit müzik dinlediğiniz değildir. Okul notlarınız değildir. Herkesin size verdiği akıl notu hiç değildir. Hayat standart testlerinin belirlediği kişiliğinizde değildir. Hayat bir kâğıda dökülmüş hayat hikâyeniz ve bu hayat hikâyesini kimin Kabul ettiği değildir. AMA HAYAT: Kimi sevdiğiniz, kimi incittiğinizdir. Kimi mutlu kimi mutsuz ettiğinizdir. Sizin onları koruyabilme ya da mahvedebilmenizdir. Dostluklarınızdır. Neyi söylediğiniz ve neyi kastettiğinizdir. Hangi önemli hüküm ve kararı verdiğiniz ve de niçin verdiğinizdir. İçinizde sevgiyi taşımak, büyümek ve dağıtmaktır. Ama en önemlisi, yalnız başına asla gerçekleştiremeyeceğiniz bir şeyi Yapmak, hayatınızı, başka insanların kalbine dokundura bilmektir. Başkalarının kalplerini etkileyecek yolu ancak siz seçersiniz. Ve hayat bu seçimlerdir zaten. Hayat silgi kullanmadan resim çizme sanatıdır. Ve insanlar böyle büyürler. Unutmayın; YAŞAMA KENDİMİZDEN NE KATARSAK, YAŞAMDAN DA ONU ALIRIZ...
  2. Atatürk'ün Türklük ile ilgili Sözleri... --"Ben her şeyden önce bir Türk milliyetçisiyim. Böyle doğdum. Böyle öleceğim. Türk birliğinin, bir gün hakikat olacağına inancım vardır. Ben görmesem bile, gözlerimi dünyaya onun rüyaları içinde kapayacağım. Türk birliğine inanıyorum, onu görüyorum. Yarının tarihi, yeni fasıllarını Türk birliğiyle açacaktır. Dünya sükununu bu fasıllar içinde bulacaktır. Türk'ün varlığı bu köhne aleme yeni ufuklar açacak, güneş ne demek, ufuk ne demek, o zaman görülecek.'' TÜRK KİMDİR? --"Bu memleket, dünyanın beklemediği, asla ümit etmediği bir müstesna mevcudiyetin yüksek tecellisine, yüksek sahne oldu. Bu sahne 7 bin senelik, en aşağı bir Türk beşiğidir. Beşik tabiatın rüzgarlarıyla sallandı. Beşiğin içindeki çocuk tabiatın yağmurlarıyla yıkandı. O çocuk tabiatın şimşeklerinden, yıldırımlarından, kasırgalarından evvela, korkar gibi oldu; sonra onlara alıştı; onları tabiatın babası tanıdı onların oğlu oldu. Bir gün o tabiat çocuğu tabiat oldu; şimşek, yıldırım, güneş oldu; Türk oldu. Türk budur. Yıldırımdır. Kasırgadır, dünyayı aydınlatan güneştir. --"Tanrı nasip eder, ömrüm vefa ederse; Musul, Kerkük ve Adaları geri alacağım. Selanik de dahil Batı Trakya'yı Türkiye hudutları içine katacağım --"İstanbul'da çıkan bir gazeteyi Kaşgar'da ki Türk de anlayacaktır." --"Türkiye Türklerindir." --"Kanını taşıyandan başkasına inanma!" --"Dünya yüzünde, Türkten daha büyük,ondan daha eski, ondan daha temiz bir millet yoktur ve bütün insanlik tarihinde görülmemistir." --"Birgün, ressamlar Türk'ün simasını kaybederlerse, yıldırımı alsınlar, yapıversinler." --""Milli benliğini bulamayan milletler başka milletlerin avı olacaklardır." --"Türk'lerin yasadiklari her yer misak-ı milli hudutlari içindedir." --"Hayattaki yegane üstünlüğüm, Türk doğmaktır! Muhterem milletime şunu tavsiye ederim ki; sinesinde yetiştirerek başının üstüne kadar çıkaracağı adamların kanındaki, vicdanındaki cevher-i asli'yi çok iyi tahlil etmek dikkatinden bir an feragat etmesin." --"Biz doğrudan doğruya millet severiz ve Türk milliyetçisiyiz. Cumhuriyetimizin dayanağı Türk topluluğudur. Bu topluluğun fertleri ne kadar Türk kültürüyle dolu olursa, o topluluğa dayanan cumhuriyet de o kadar kuvvetli olur." --"Beni olağanüstü bir kişi olarak yorumlamayınız. Doğuşumdaki tek olaganüstülük Türk olarak dünyaya gelmemdir." --"Türk budur: Yıldırımdır, kasırgadır, dünyayı aydınlatan günestir." --"Eger bende bazı fevkaladelikler görüyör, buluyorsaniz bunlari sadece ve yanliz Türk olmama, Türklüğüme bağlayınız." --""Ülkeniz sizindir, Türklerindir. Bu ülke, tarihte Türk tü bugün de Türk tür ve sonsuza dek Türk olarak yasayakcaktir." --"Yetişecek çocuklarımıza ve gençlerimize, görecekleri tahsilin hududu ne olursa olsun, en evvel, herşeyden evvel Türkiye'nin istikbaline, kendi benligine, millî an'anelerine düşman olan bütün unsurlarla mücadele etmek lüzumu öğretilmelidir." --"Türk aydınlarının kendi kendisini bilmemesinden ve başka milletlerde şu veya bu sebeple üstünlük olduğunu sanarak, kendini onlardan aşağı görmesinden doğmaktadır. Bu yanlış görüşe son vermek için Türklügümüzü bütün asaleti ve tarihi ile tanimak ve tanıtmak şarttir." --"Türkiye bir maymun değildir ve hiç bir milleti de taklit etmeyecektir. Türkiye ne Amerikanlaşacak, ne de Batılılaşacaktır; o sadece özleşecektir." --""Yüksek Türk! Senin için yüksekliğin hududu yoktur. İşte parola budur." --"Türk çocuğu ecdadını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır." --"Taş kırılır, Tunç erir, ama Türklük ebedidir" --"Türk aleminin en büyük düşmanı komünizmdir. Her görüldüğü yerde ezilmelidir." --"Milliyetin çok belirgin niteliklerinden biri de dildir. Türk milletindenim diyen insan, her şeyden önce ve kesinlikle Türkçe konuşmalıdır. Türkçe konuşmayan bir insan Türk kültürüne, topluğuna bağlılığını iddia ederse buna inanmak doğru olmaz." --"Millet sevgisi kadar büyük sevgi yoktur. Kurtuluş Savaşı'nda benim de milletime ettiğim birtakım hizmetler olmuştur zannederim. Fakat, bunlardan, hiçbirini kendime maletmedim. Yapılanın hepsi milletin eseridir dedim. Aranacak olursa doğrusu da budur. Mazide sayısız medeniyet kurmuş bir ırkın ve milletin çocukları olduğumuzu ispat etmek için, yapmamız lazım gelen şeylerin hepsini yaptığımızı ileri süremeyiz. Bugüne ve yarına bırakılmış daha birçok büyük işlerimiz vardır. İlmi araştırmalar da bunlar arasındadır. Benim arkadaşlarıma tavsiyem şudur: Şahsınız için değil fakat mensup olduğumuz millet için elbirliği ile çalışalım. Çalışmaların en büyüğü budur." --"Büyük devletler kuran ecdadımız, büyük ve şümullü medeniyetlere de sahip olmuştur. Bunu aramak, tetkik etmek, Türklüğe ve cihana bildirmek bizler için bir borçtur." --"Asla şüphem yoktur ki, Türklüğün unutulmuş büyük medeni özelliği ve büyük medeni kabiliyeti bundan sonraki gelişmesi ile geleceğin yüksek medeniyet ufkunda yeni bir güneş gibi doğacaktır." --"Yeni Türk yazısı, Türk'ün yaradılıştan gelen zeka ve kabiliyetini geliştirebileceğinden yeni yazımızı tarlalarında çalışan çiftçilerimize, sürüleri başında dağlarda dolasan çobanlarımıza kadar en az bir zamanda yaymaya çalısmak hepimizin vicdan ve milli haysiyet borcudur." --"Milletleri yükselten bu hususa bir amil daha ilave edelim; Milletlerin kalbinde intikam hissi olmalı. Bu alelade bir intikam değil, hayatına, istikbaline, refahına düşman olanların zararlarını dermeyi hedef tutan bir intikamdır." --"Bütün dünya bilmeli ki; karşımızda böyle bir düşman oldukça onu affetmek elimizden gelmez ve gelmeyecektir. Düşmana merhamet, aciz ve zaaftır; bu insaniyet göstermek değil, insanlık hassasının yok olduğunu ilan eylemektir." --""Yurttaşlarım! Az zamanda çok ve büyük işler yaptık. Bu işlerin en büyüğü, temeli Türk kahramanlığı ve yüksek Türk kültürü olan Türkiye Cumhuriyetidir." --"Türk Milletinin karakteri yüksektir, Türk Milleti çalışkandır, Türk Milleti zekidir." --"Şu anda, büyük Türk Milletinin bir ferdi olarak, bu kutlu güne kavuşmanın, en derin sevinci ve heyacanı içindeyim." --"Türk, Türk olduğu için asildir. çoğumuz, büyük babamızın babasını hatırlamayız. Bütün soy gururumuzu, Türk olmanın içinde buluruz." --" Mensup olduğum Türk milletinin şan ve şerefi varsa, benim de bir ferdi olmak sıfatıyla şanım ve şerefim vardır." --"Türk Milleti yüzyıllardan beri hür ve müstakil yaşamış ve istiklâli yaşamak için şart saymış bir kavmin kahraman evlatlarından ibarettir. Bu millet istiklalsiz yaşamamıştır, yaşayamaz ve yaşamayacaktır." --"Türk milletinin karakteri yüksektir. Türk milleti çalışkandır, Türk milleti zekidir. Çünkü Türk milleti milli birlik ve beraberlikle güçlükleri yenmesini bilmiştir. Ve çünkü, Türk milletinin yürümekte olduğu terakki ve medeniyet yolunda, elinde ve kafasında tuttuğu meşale, müspet ilimdir." --"Türklük, benim en derin güven kaynağım, en engin övünç dayanağımdır." --"Ulusal varlığımıza düşman olanlarla dost olmayalım. Böylelerine karşı...'Türk'üm ve düşmanım sana, kalsam da bir kişi!' diyelim." --""Evvela, millete tarihini, asil bir millete mensup bulunduğunu, bütün medeniyetlerin anası olan ileri bir milletin çocukları olduğunu göstermeliyiz." --"TÜRK çetin işler başarmak için yaratılmıştır!" --"Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki ASİL kanda mevcuttur!"
  3. İnsan beyni nasıl çalışıyor? beyin hücreleri neden farklı? beyni önemli kılan etkenler neler? beyin bilinci nasıl oluşturuyor? zihni fonksiyonları nasıl oluşturuyor? ve bu kadar kompleks bir organ bu özellikleri kendisinde nasıl bulunduruyor? insan beyni tek başına Yaratıcı'ya delildir. beynin titreşimleri, evrenin titreşimleri gibidir. birde göz, gözümüz nesneleri uzaklık ve yakınlıklarına göre algılayıp beyne sinyal gönderiyor. 15 katlı bir binayı 10 m'den farklı, 100 m'den farklı görüyoruz. göz bir tür optik ayarlama yapıyor. eğer bu ayarlamayı yapamıyor olsaydı nesneleri kendi ölçüleri ile görmek zorunda kalsaydı, hiç birşey göremezdi. oysa belli mesafelerden çok yüksek rakımlı bir dağı minimize ölçüye indirgeyerek şeklini görüyor. bunu yapması tamamen tesadüf mü? ve renkleri görmesi bile harika bir yetenek değil mi?
  4. starda köprü isimli dizi var rahmetli Recep Yazıcıoğlu'nun hayatından bir kesit... ülkede olup bitmekte olan gerçek sorunları dile getiriyor...
  5. sevgili admin çok güzeldi emeklerine sağlık
  6. Hırant Dink’in ardından Abdullah ÖZDOĞAN`ın Analizi. -------------------------------------------------------------------------------- Cinayet, dünya üzerinde hangi toplumda ve hangi şekilde olursa olsun, kabul edilemez ve hoş görülmesi mümkün olmayan bir olgudur. Bir insana zarar vermek, hayatının sona ermesine sebep, aracı ve neden olmak, herşeyden önce bağışlanması mümkün olmayan bir günahtır. Bir insan farklı fikirlere sahip olabilir ve bu fikirleri savunabilir. Ancak fikirlerinden, kimliğinden veya mensubiyetinden dolayı bir başkası tarafından canına, malına kast edilemez. Öncelikle şunu açıkça belirtelim. Yapılan hareket ve sebep olduğu sonuç, hiç bir şekilde kabul edilemez. Yaşam hakkı, her türlü hakkın üstündedir ve vicdan sahibi herkes gibi biz de Hırant Dink’in öldürülmesini şiddetle kınıyoruz. Ancak, bir cinayet üzerinde yapılan spekülasyonları iyi anlamak ve her yönüyle tahlil etmek, gazeteci olarak bizim ilk vazifemizdir. 19 Ocak 2007 Cuma günü, saat 15.00 sularında Ermeni asıllı gazeteci Hırant Dink, Genel Yayın Müdürlüğü’nü yaptığı Agos Gazetesi girişinde uğradığı silahlı saldırıda öldürüldü.. Olay Türkiye’yi olduğu kadar, dünya basınını da bu olaya odakladı. Polis, 32 saat gibi kısa bir sürede Emniyet kuvvetlerinin alarma geçmesi ve tüm izinlerin kaldırılmasıyla zanlı Ogün Samast’ı ele geçirdi. Peki, bu 32 saat içinde neler oldu? Bu 32 saatlik sürede, devletin güvenlik güçlerinin bulamadığı, aradığı, ip ucu topladığı saatlerde, kişi ve kuruluşlarca yapılan açıklamalarda olay kınandı, katil lanetlendi ama ’suçlu’, emniyetten önce bulundu. Daha önce işlenen hiçbir cinayette, polis 32 saatlik alarma geçmedi ve olayla ilgili kişi ve kuruluşların bu kadar peşin hükümlü açıklamalar yaptıkları gözlenmedi. Olayın hemen ardından, Dink’in cesedi vurulduğu yerde yatarken, ilk açıklamayı kızı yaptı: SERA DİNK : Şimdi kanları daha mı TEMİZ? Babasının ölüm haberinin ardından Hırant Dink’in kızı Sera Dink, gazetenin bulunduğu binada, “Babamı vurdular. Şimdi kanları daha mı temiz oldu? Babamın karşısına çıkamadılar, arkasından vurdular” dedi. Babasıyla kızı aynı şeyi söylüyor: ‘Türklerin kanı pistir’ Peki Sera Dink’in ‘Şimdi kanları daha mı temiz oldu?’ ifadesi neyin teyidi anlamına geliyordu? Dink, 13 Şubat 2004 tarihinde, Agos gazetesindeki ’Şap Parigce’adlı köşesinde, ‘Ermenistan’la tanışmak’ başlığı altında şu ifadelere yer veriyordu: ‘Türk’ten boşalacak o zehirli kanın yerini dolduracak temiz kan Ermeninin Ermenistan ile kuracağı asil damarında mevcuttur’ Dink, bu yazısındaki ifadesinden dolayı açılan davadan 7 Ekim 2005 tarihinde ’yazısı aşağılayıcı ve incitici nitelikte olduğu’gerekçesiyle 6 ay hapis cezası aldı, ceza ertelendi. Davanın devamında, Hırant Dink, amacının Türklüğü aşağılamak olmadığını ısrarla dile getirdi ve bu davadan bir gün bile ceza alsa Türkiye’yi terk edeceğini açıkladı. İşte Sera Dink’in, ‘kanları temizlendi mi?’ ifadesi, Hırant Dink’in mahkemede yaptığı savunmada , Türklüğü aşağılamak gibi bir kastı olmadığını ısrarla ifade etmesine rağmen, ailesinin içinde dahi yazısının ‘yanlış’ anlaşıldığını gösteriyordu. Dink’in ölümünden sadece birkaç saat sonra, eşi Rakel Dink, ölümün suçlusunun devlet olduğunu, hatta Dink’i devletin öldürttüğünü öne süren şu açıklamayı yapıyordu: “Devlet taşlarının altını temizlesin, onu öldürerek kurtulamaz” Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hırant Dink’in cenazesi Şişli Etfal Hastanesi’ne getirildiğinde, morg kapısında bekleyen eşi Rakel Dink, kızı Sera Dink ile yakınları ambulansla gazeteye getirildi. Gazeteye geldiği sırada ısrarlı sorular üzerine Rakel, “Devlet taşlarının altını temizlesin, onu öldürerek kurtulamaz” dedi. Bu esnada, toplumun çeşitli kesimlerinden açıklamalar yapılıyor, yapılan saldırı kınanıyordu. Ancak, daha soruşturması yeni başlayan bir cinayet için, herkes ‘içindeki düşmanı’ ön plana çıkartan açıklamalar yapıyor, varolan karmaşa ve panik ortamı daha da içinden çıkılmaz bir hale geliyordu. Daha sonra yakınları araya girerek kameraları uzaklaştırdı. Rakel ve kızı daha sonra yürüyerek gazete binasına girdi. Gazetenin önünde bulunan bir gurup ellerinde pankartlarla “Hepimiz Ermeniyiz” yazılı bir pankart açtı. PROVOKASYON BAŞLIYOR Hırant Dink’in cesedi ambulansa konulduğunda bir grup yumruklarını havaya kaldırarak ‘Yaşasın halkların kardeşliği’, ’Katil devlet hesap verecek’, ’Hırantlar ölmez’sloganları attı. Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Dink’in cenazesinin ambulansa konularak olay yerinden kaldırılmasından sonra, 40-50 kişilik bir grup sloganlar atarak yürüyüşe başladı. Gruptakiler Taksim yönüne doğru yürüyüşlerini sürdürürken, cadde çift yönlü olarak trafiğe kapatıldı. Bu arada aşırı sol marjinal partiler ve sivil toplum örgütleri de bu konvoya katılarak ‘Susma, sustukça sıra sana gelecek’, ’faşizmi döktüğü kanla boğacağız’sloganları attılar. Ve neticede Dink vurulduğu yerden kalkmadan ’katil’bulunmuştu. ‘Katil devlet’ sloganıyla 2 saatte 5 bin kişi nasıl TOPLANDI? SUİKASTIN hemen ardından aralarında PKK ve DHKP/C’nin de bulunduğu terör örgütleri, halkı sokağa dökmek için harekete geçti. Dink posterleri, “katil devlet”, “hepimiz Hırant Dinkiz” pankartları önceden hazırlanmış görüntüsü verdi. Öte yandan istihbarat birimleri, eylemin ardından aralarında PKK ve DHKP-C’nin bulunduğu terör örgütlerinin halkı sokağa dökmek için harekete geçtiğini belirledi. Yurt genelinde asayiş taramasına geçen polis, vatandaşı provokasyonlar konusunda dikkatli olmaları için uyardı. Eldeki bilgileri doğrulayacak gelişmeler sanal âleme de yansıdı. Köxüz adlı bir site, okuyucuları İstanbul’da eylem yapmaya davet etti. ‘Hepimiz Ermeniyiz’... Dink’in öldürülmesinin ardından başlayan kronik histeri daha da büyüyerek devam etti. Protestolarda taşınan pankarlarda da değişim gözlenmeye başladı. Protesto pankartlarındaki ifadeler, ’Hepimiz Hırant’ız’dan ‘Hepimiz Ermeniyiz’e dönüştü. Oysa ki 1980’li yıllarda Fransa’da yaşanan Türk diplamat katliamlarında, hiçbir Ermeni vatandaşı bu boyutta bir gösteri yapmamış, ‘Hepimiz Türk’üz’ pankartları taşımamıştı. Daha on gün önce Güneydoğu’da şehit edilen Teğmenimizin cenazesinde ‘Vatan sağolsun’ sözleri ve sükunet hakimken, devlet ricali bununla ilgili bir açıklama yapmazken, Hırant Dink’e devlet töreni yapılması, tabutunun Türk Bayrağına sarılması ve hatta daha da ileri giderek Dink’in ‘şehit’ ilan edilmesi ’gerektiği konuşulmaya başlandı. Oysa ki şehitlik İslam inanışına göre Allah ve vatan yolunda canını veren kişilere ait bir mertebedir. Hem bu anlamda, hem de siyasal ve sosyal anlamda Dink’e şehit denmesinin mümkün olmadığını bildiği halde bu teklifi dillendirenlerin niyetinin ajitasyondan başka bir şey olduğunu söylemek mümkün değildir. Dink, niye ‘güvercin gibiydi?’ Hırant Dink, kaleme aldığı son yazsında : ’Tıpkı güvercin gibiyim, önüme, arkama, sağıma soluma göz takmışım’ diyordu. Peki Dink’in sağına soluna göz takmasına sebep olan neydi? Dink, ‘kirli Türk kanının Ermeni kanıyla temizlenmesi’fikrini işlediği yazısında, 301. Maddeyi ihlal etmiş, alenen Türklüğe hakaret etmişti. Doğal olarak da vatanını seven pek çok kişi ve kuruluştan tepki almıştı. Bu tepkilerin bu boyutta olacağını belki tahmin etmemiş, tepkinin bu derece yüksek sesle dile getirilebileceğini ummamıştı. Dünyanın herhangi bir ülkesinde, o ülkede yaşayan birinin ülkenin büyük çoğunluğunu oluşturan bir millet hakkında bu tarz bir ifade kullandığında alacağı tepkiden farklı bir tepki değildi bu. Ülkesini seven herkes, kanına kirli diyene karşı tepki göstermekte serbesttir. ‘Sizin kanınız kirli ’diyenin fikir özgürlüğü olduğu kadar, buna itiraz eden, medeni ve adli yollarla bunun hesabını soran herkesin de en az onun kadar fikir ve ifade özgürlüğü vardır. Dink’in ‘güvercin tedirginliği’yaşamasının tek sebebi yine kendi söyledikleriydi. Her ne kadar ‘söylediklerim yanlış anlaşıldı’ dese de, bu ifadesinin doğruluk taşımadığı, kızı Sera Dink’in, babasının cesedi kaldırımda yatarken kullandığı ’şimdi kanları temiz-lendi mi?’ ifadesiyle ispatlandı. Demek ki kızı ve babası, Türk kanının kirli olduğu konusunda hemfikirdi. Pamuk, Dink’in ölümünden kimi sorumlu TUTTU? Orhan Pamuk, “Dink’in öldürülmesinden başta 301. Madde’yi savunanlar ve Dink hakkında kampanya başlatanlar sorumludur” diyordu Agos gazetesine yaptığı taziye ziyaretinde. Orhan Pamuk, Dink’in çok parlak ve altın kalpli bir insan olduğunu belirterek, “Ne kadar üzgün olduğumu anlatamam” dedi. Pamuk, şunları söyledi: “Dink’in öldürülmesinden başta 301. Maddeyi savunanlar ve hakkında kampanya başlatanlar olmak üzere hepimiz sorumluyuz. Hırant Dink, devletimizce kabul edilmeyen düşüncelerinden dolayı öldürüldü.” Bu ifadeleriyle Orhan Pamuk da Dink’in katili olarak Devleti işaret ediyordu. Bu da, Türklüğe hakaretin suç olmaktan çıkartılmasına fikir özgürlüğü kılıfı giydirmeye çalışanların, sahip çıkmış gibi göründükleri Hırant Dink üzerinden rant elde etmeye çalışanların yeni bir oyun kurgusu olduğuna işaret ediyor. Dink’i tehdit mi ettiler? Hırant Dink’in arkadaşı Aydın Engin, bir süre önce İstanbul Vali Yardımcıları’ndan birinin telefon açıp Dink’i çağırdığını öne sürerek şu iddiada bulundu: “Hırant Dink oraya gittiğinde kimse onunla ilgilenmemiş. Vali Yardımcısının yanında iki kişi varmış. ‘Bunlar benim yakınlarım’ diyerek tanıştırmış. Bundan sonra o iki kişiden erkek olanı uzun uzun konuşmuş, ‘sokaklarda bin türlü insan var, başına birşey gelebilir’ diye konuşmuş. Hırant Dink bu olayı AİHM’e yaptığı başvuru sırasında uzun uzun anlatmıştı.” Bunlar Engin ’in ifadeleri. İstanbul Valisi Muammer Güler ise, cinayetin ardından yaptığı açıklamada, Vali Yardımcısının odasında gerçekleşen görüşmeyi teyid etti ve olayın bir bilgi alış verişi olduğu konusunun altını çizdi. Güler, Vali Yardımcılarından Ergun Güngör’ün makamında Hırant Dink’e uyarılarda bulunan kişinin istihbaratçı olduğunu açıkladı. Vali Güler, “...Ermeni Patriği Mutafyan’a yönelik tehditler konusunda Dink haberdar edilmek üzere davet edilmiştir. Orada bulunan kişiler istihbari bilgilerin ulaştığı istihbarat ve güvenlik görevlileridir.” Bu ülkede İstihbarat Teşkilatı’nın, herhangi bir kişi ve kuruluşla , belirlenen çerçevede görüş alış verişi yapması doğaldır. Bu, sadece bize özgü değil, bütün dünyada yaşanan bir gerçektir ve istihbaratın özüdür. Bu görüşmenin cinayetin ardından dile getirilmesi, daha araştırma safhasında olan bir cinayette yönlendirme çabasından başka bir anlama da gelmez. Basının yönlendirmeleri... Olayın ardından basın ve yayın organlarında yapılan değerlendirmelerde, cinayeti işleyen Ogün Samast’ın ve ailesinin yapısı hakkında peşin hükümlü analizler yapılıyordu. Oysa ki tahkikat aşamasındaki bu olayda, savcılık bilgi ve enformasyon kirlilğini önlemek için yayın yasağı getirebilir, puslu havanın daha da koyulaşmasını engelleyebilirdi. Yapılan yayınların bir bölümünde, Samast’ın Alperen Ocakları’na kayıtlı olduğu dile getirilirken, televizyon programlarında, Dink’e dava açan ve davalara da müdahil olan Avukat Kemal Kerinçsiz linç edilmeye, hedef gösterilmeye çalışılıyordu. Basın organlarında yapılan yayınlarda, cinayetin milliyetçi kesime maledilmeye çalışılmasının sebebi, Türklüğe hakaretten yargılanan ve 6 ay hüküm giyen Dink’in, ‘Kirli Türk Kanı, Ermeni kanıyla temizlenecek’ ifadelerine karşı, milli duyarlılığı olanların gösterdiği demokratik ve sert tepki olarak gösterilmeye çalışılıyordu. Bu arada, Samast’ın ailesi hakkında bilgi veren bazı basın ve yayın organları da, ailenin vatansever ve geleneklerine bağlı bir aile olduğunun altını çizerek, cinayetin sebebi olarak milliyetçi duyguları ön plana çıkarmaya çalışıyordu. Cerrah: ‘Dink CİNAYETİNİ milliyetçi duygular İŞLETTİ! Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni gazeteci Hırant Dink cinayetinin “milliyetçi duygularla” işlendiğini açıklayan İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, cinayete ilişkin gözaltına alınan 7 kişinin sorgusunun sürdüğünü, cinayetin herhangi bir siyasi boyutu ve örgüt bağlantısı bulunmadığını açıkladı. Ancak, olayı araştıran savcı, bu açıklamadan iki saat sonra olayda örgüt bağlantısı olduğunu söylüyordu. Emniyette kafası karışık bir tablo çizen bu açıklamalar sonrasında, bütün milliyetçiler üzerinde psikolojik bir harekatın başladığı sinyali veriliyordu. Olayla ilgili tüm karanlık noktalar açığa çıkmadan verilen bu beyanatlar, halkın çeşitli kesimlerinde farklı olarak algılanmaya başlandı. İstanbul Emniyeti bir yandan 32 saat gibi olağanüstü kısa bir sürede zanlıyı yakalarken, aynı başarıyı basınla ilişkilerde ve tutarlı açıklama yapmakta gösteremiyordu. Enteresan açıklamalar: Olayın ardından Başbakan, Bakanlar Kurulu toplantısını iptal ediyor, İçişleri Bakanı ve Adalet Bakanı İstanbul’a geli-yordu. Erdoğan konuyla ilgili ilk yaptığı açıklamada, “Dink’in kurban seçilmiş olması son derece manidardır. Bazı ülkelerde sözde Ermeni soykırımına ilişkin tasarılar varken bu cinayetin işlenmiş olması manidardır” diyordu. Olayın sıradan bir cinayet mi, örgüt bağlantılı bir suikast mi olduğu daha belli olmadan yapılan bu açıklamalar, karanlığa kurşun sıkmaktan başka bir şey değildi. Bu arada karanlığa kurşun sıkanlardan, Dink’in şehit ilan edilmesinden devlet töreni yapılmasına, tabutuna Türk Bayrağı asılmasından anıt dikilmesine kadar pek çok öneri getiren vardı. Hatta bazıları ’Dink, milli kuvvetlerdendi diyecek kadar işi ileriye götürmüş, Dink’in Türkiye’nin üzerinden ağır bir yükü kaldırmakla görevli olduğunu savunacak kadar teori üretimine başlamıştı. Bir cinayet, dört RANT 1- 301. Madde Cinayetin ardından 301. Madde’nin kaldırılması tartışmaları alevlendi. TBMM Başkanı Arınç, yaptığı açıklamada 301. Maddenin kaldırılması konusunda olumlu görüş sahibi olduğunu ifade etti. Meclis bu konuyu yeniden gündeme getirecek. 2- Milliyetçilere karşı psikolojik savaş Celalettin Cerrah’ın ifadesiyle ‘Cinayet milliyetçi duygularla’ işlenmiş. Demek ki bundan sonra milliyetçi duygulara sahip olanlar ve bunu gösterenler her olayda potansiyel suçlu ve zanlı olarak görülecek. Türklüğe hakaret edene kimse müdahale etmeyecek, hakaret edenin başına bir şey gelirse milliyetçilerden bilinecek. Şehit cenazelerinde ‘Nerede bu devlet’ demek suç, bölücü gösterilerde ’katil devlet ’demek demokratik hak sayılacak. Bu sayede, Türkiye’de artmaya başlayan milli bilinç bastırılmış olacak ve dayatmalara karşı duran bir duvar yıkılmış olacak. 3- AB baskısı AB baskısı, bir hafta öncesine oranla iki katına çıkacak, yaptırımlar ve dayatmalar daha da keskinleşecek. Fikir ve demokrasi özgürlüğünün Türkiye’de olmadığı bu olayda altı en çok çizilen konu. AB dayatmaları, demokratik hak ve özgürlükler konusunda daha da ileri bir noktaya taşınacak. Azınlık hakları, misyonerlik, ana dil konuları daha da tırmandırılacak ve AB görüşmelerinin ilerlemesi için istenen tavizlerin boyutu değiştirilecek. 4- Bölücü propagandasının önü açılacak. ‘Türküm’ diyen yargılanacak, hepimiz Ermeniyiz’ diyen demokratik hakkını kullanmış sayılacak. ’Hepimiz Ermeniyiz’diyen hakkını kullanmış olacak, ’Türküm’ diyen ırkçılık yapmış olacak. 301. Maddenin kaldırılması halinde ise, milliyetçilik suç sayılıp Türklüğe hakaret eden demokratik hakkını kullanmış olacak. DÜNYA BASININDA NASIL YANKI BULDU? BBC: TÜRK ERMENİ YAZARI ÖLDÜRÜLDÜ İngiliz yayın kuruluşu BBC, “Türk-Ermeni yazarı, ateş edilmesi sonucu öldürüldü” sözleriyle haberi duyurdu. DİNK: ‘BENDEN NEFRET EDİYORLAR’ Haberi son dakika olarak geçen AP ajansı, Dink’in AP’yle bir süre önce yaptığı bir röportajında aynı ülkede yaşadığı insanların kendisinden nefret ettiğini anlatırken ağladığını ve istenmediği bir ülkede kalamayacağını açıkladığını yazdı. CNN: ‘ERMENİ TOPLULUĞUNUN ÖNDE GELEN İSMİ ÖLDÜRÜLDÜ’ Suikasti son dakika haberi olarak duyuran CNN ise haberi ‘Türkiye’nin küçülen Ermeni topluluğunun önde gelen seslerinden olan Dink İstanbul’da öldürüldü’ şeklinde geçti. Yeni Şafak gazetesi köşe yazarı Fehmi Koru’nun şu sözlerine yer verdi: ‘Bu cinayet, Türkiye’nin dengesini bozmaya yönelik bir saldırıdır. Onun kaybı, Türkiye’nin kaybıdır’. ERMENİ DERNEKLERİ KOORDİNASYON KONSEYİ BAŞKANI ALEXIS GOVCIYAN: ‘SALDIRI TÜRKİYE İÇİN BÜYÜK DARBE’ Fransa Ermeni Dernekleri Koordinasyon Konseyi Başkanı Alexis Govciyan, Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hırant Dink’in öldürülmesinin Fransa’da yaşayan Ermeni toplumunda derin bir üzüntü yarattığını söyledi. DHA’ya açıklamalarda bulunan Govciyan, saldırının Türkiye için de büyük bir darbe olduğunu, bazı çevrelerdeki bakış açısını gözler önüne serdiğini ifade etti. Fransa’daki Ermeni derneklerinin saldırıya verilecek tepki ile ilgili değerlendirmede bulunduğunu da belirten Govciyan, yazılı bir açıklama yapılacağını ya da bir protesto gösterisi düzenlenebileceğini söyledi. Olası bir gösterinin, Türkiye’nin Paris Büyükelçiliği önünde gerçekleşeceği öğrenildi. Tarihte Ermeni gerçeği Osmanlı, varlığı süresince Ermeni tebaasına özel bir önem vermişti. Osmanlı içinde çoğunlukta bulunan Türkler çiftçilik, askerlik ve esnaflık gibi işlerle meşgul olurken, Ermeni vatandaşlar vezirliğe, elçiliğe kadar yükselmişti. Bu ilişki, Osmanlı’nın dağılma döneminde, bu topraklarda yaşayan bir kısım Ermeni’nin, Fransa ile işbirliği yaparak kendi devletine ihanet etmesiyle son bulmuştu. Sadece Tanzimat’tan sonra Ermeni vatandaşlardan elçi olarak atananların bir kısmı ise şöyledir: Londra’ya Kalimaki Bey ve K. Mansurus Paşa, Atina’ya Kostaki Mansurus, Brüksel’e Kirkor Bey, Berlin’e Arastaki Bey, Lahey’e Yanko Karaca, Napoli’ye M. Spiçer, Atina’ya Fotyadi bey, Washington’a Blak bey, Roma’ya Serkiz bey, Viyana’ya Aleko Paşa.
  7. prensesim doğum günün kutlu olsun canım nice mutlu yıllar yaşa Olmaz olsun cüzdanımda milyonlar Kalbimde sevgin oldukça Zenginlik, mal, mülk, para neye yarar Yanımda sen olmayınca Bazen neşe, bazen keder Hayat böyle geçip gider Tatlı günler, acı günler Bir yastıkta hep beraber Altın, gümüş, pırlanta Zümrüt, sedef, yakutla Kim mutlu olmuş dünyada Bir tek içten gülüş Bir tatlı söz, bir öpüş Sevdalı bir tek bakış yeter bana Altın, gümüş, pırlanta Zümrüt, sedef, yakutla Kim mutlu olmuş dünyada Bir tek içten gülüş Bir tatlı söz, bir öpüş Sevdalı bir tek bakış yeter bana
  8. sardunyam şurada cevap verdi: arman başlık Anı Defteri - Defterleri
    Be hey kardeş hakkı bulam mı dersin Hakka yarar amel işlemeyince Bu sırrın ötesin duyam mı dersin Mürşid-i kâmille başlamayınca Hu hu hu hu Hak lâ ilahe illallah illallah Hak lâ ilahe illallah illallah Gel hey kardeş birliğe özen Birliktir her nefsin kal'asın bozan Hiç kendi kendine kaynar mı kazan Çevre yanın ateş eylemeyince Hu hu hu hu Hak lâ ilahe illallah illallah Hak lâ ilahe illallah illallah Aşkın odu geldi yüreğim harlar Aşkı olan arı namusu neyler Behey Yunus sana söyleme derler Ya ben öleyim mi söylemeyince Hu hu hu hu Hak lâ ilahe illallah illallah Hak lâ ilahe illallah illallah sezen aksu
  9. Ne zaman canın yansa bu kadar derinden Sanırsın mümkün değil bir daha üzülmen Ne inat ne gözü kara ne dayanıklı yürek Acıyor aynı yerden her şeye rağmen Ne akıl kâr ediyor ne fikir o sırada Biliyorsun geçiyor zamanla ama ne fayda Yaralı tepeden tırnağa herkes yaralı Alışılmıyor acıya yok kaidesi kuralı Kanayıp ne kadar tutabilirsin gül uğruna dikeni Ne gelen anladı ne giden olanı biteni Adıyorum aşka geri kalanımi Suya söyledim gitti en son yalanımı Aşkın da en hesapsız kitapsız olanını Yaşamazsam kara kaplıya kaydedin beni.
  10. bende hep yanındayım insanlardan buz gibi soğumuş olsamda içimi ısıtan dostlarım yetiyor bana... Bir masaldı aslında Ne yazık sonu yoktu Bir şarap sofrasında hazin Kibar bir vedayla son buldu Ama biz biliyorduk Bir daha çok zordu Kederle gülüyorduk o esnada Bir yıldız hızla kayıyordu Ah geçiyor bizden de Ah bitiyor ömürler Can çekiyor elbette Ama çok yaralı gönüller Bıraksam her şeyi Dönsem bir türlü Vazgeçsem hayattan Ölsem bir türlü Söz-Müzik: Sezen Aksu
  11. diloşum, yumotem sağolun bende sizi özledim yumotem, karneler çok güzeldi Efe'nin 1. sınıf hepsi 5, Nisa'nın 4. sınıf takdirname aldı, notları 5 ve teşekkür ederim iltifatın için bütün gayretim ve umudum onlar için... sen de iyisindir inşallah canım çalıkuşum öpüyorum sizi... sizin için: Hep karanlık hep karanlık Yeter artık yeter Bir avuç kar beyazı Bir adım yol bana Bir nefes ver Bir fısılda Dağlar duvar olsa önüme Yollar kördüğüm düğümlense Dönmem gözümü dağlasalar İpe götürseler bir kuş uçur yeter Bir küçük pencere Bir aydınlık bana
  12. sardunyam şurada cevap verdi: sardunyam başlık Anı Defteri - Defterleri
    iğde dalım sen ben leyla ve frozen güzel bir bağ oluşturduk bunun hiç bozulmamasını diliyorum sensin muhteşem olan, o kadar berrak ve samimisin ki, bana çok eskilerden kalan bir duyguyu hatırlatıyorsun o duygu ne mi? karşılık ve koşul beklemeyen sevgi
  13. canım leylam bende özledim sizi canım annem ve canım babam bendeler 10 gündür onlarla vakit geçirdiğim için fazla giremiyorum foruma arada girip bir iki karalıyorum çıkıyorum o aralar sizi bulamıyorum ama hep aklımdasınız,
  14. cancağızım hanımeli sarmaşık türü sarı beyaz açan minik ama mis kokulu çiçekleri var ortasında bal gibi bir sıvı var dibini kopardıp o balı emerdik, hani bir sokakta hanımeli varsa o sokak mis gibi kokar, bir de iğde ve birde akasya... sende benim mis kokulu iğde dalımsın... demek 80 leri yaşatma çabasındasın ee tebrik ediyorum seni, 80'lere bu kadar bağlılık göstermen takdire şayan bir davranış... 80 kuşağı seni... streçler yine moda farkındayım, ama ben giymeyi düşünmüyorum canım zira 80 lerden kalmış gibi hissediyorum... kısım 2000 lere geldik hatırlatırım milenyuma yakışır giysiler giymeliyiz mesela gümüşi astronot kıyafetleri... çokmu uçtuk, normaldır mustafa topaloğlu ile tanışıklığımız var...
  15. Türkiye'de öyle yazarlar varki Avrupalıdan daha Avrupalı... Neymiş dünyada milliyetçilik sadece ilkel zihniyetlerde kalmış onlardan biride Türkiye... Fikir özgürlüğü, düşünce özgürlüğü taleb ederek Türkiye'deki milliyetçi zihniyeti (bahsettiğim ırkçılığa dayalı olmayan Atatürk milliyetçiliğidir) ve o düşünceye sahip olanları ilkel göstermeye çalışmaktalar. Global dünya, global ülkeler ve insanlar artık dünya vatandaşı... böyle söylüyorlar ama bakıyorsunuz dünyaya hiçte öyle değil. Hele hele Avrupa'da hiç yok global düşünce. Ve siz kendisine ben Avrupalıyım diyen bir Alman, bir Fransız, bir İngiliz gördünüz mü? göremeyiz... 301. madde neden bu kadar tartışılıyor yapılmak istenen nedir... Sevgili suheda Avrupanın 301'e benzer yasalarını anlatmış. Her milletin kutsaliyetleri vardır bunlar o milleti bir arada tutan unsurlardır. Bütün bunların bir senaryo olduğunu düşünüyorum Türkiye'yi parçalamanın bir yoluda Türklerin kutsaliyetlerini karalamaktır. Ilımlı Abd İslamı, (!) ve global düşünen milli değerlerini bir kenara bırakmış bir millet. Ardından Türklük tartışılacak kim Türk'tür kim değildir, hatta Türk kalmışmıdır? Etnik kökeniniz, alt kimlik, üst kimlik derken bir bakmışsınız karadenizlisi kendine ben lazım, doğulusu kürdüm, göçmeni muacırım, ermeni kökenlisi ermeniyim...v.s. artık ne kadar ulusal kimlik varsa; bunu ön plana çıkaracak ve kendisine Türk'üm diyen kalmayacak. o zaman 301. de kalmaz, tartışmasıda yani özetle Türklük yoksa, Türkiye yok olacak... yüzyılın yeni vizyonu budur...
  16. sardunyam şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Güncel Konular
    başbakan neyi oldu bittiye getirmiyor ki? Türkmenler neler yaşıyor orada Allah yardımcıları olsun ama Türkiye'nin yardımcı olacağı mechul... Abd'den habersiz ve izinsiz hangi adımı atabiliyor ki başbakan oldu bittiye getirmesin... pkk konusunda bile gereken adımları atamıyor Kerkük yanar biz bakarız... Yaşar Nuri Öztürk'ün bir tespiti var bu konuda "Irak Devleti resmen yıkıldığı için 1947'deki antlaşma fes olmuştur, Kerkük bu şartlarda Türkiye'ye verilmelidir" diyor. Ancak bu konuya duyarlı bir hükümet yok Türkiye'nin ve Türkmenlerin çıkarları ve hakları gaspediliyor... kerkük türküsü Altın Hızma Mülayim Seni Hak'tan Dileyim Yaz Günü Temmuzda Sen Terle Ben Sileyim Gün Gördüm, Günler Gördüm Seni Gördüm Şad'oldum Altın Hızma İncidir Gömleği Nar İncidir Benim Lal Olmuş Dilim Ne Dedim Yar İncinir Gün Gördüm, Günler Gördüm Seni Gördüm Şad'oldum Altın Hızma Tumağa Yanaşıp Al Yanağa Güzel Gel Görüşelim Men Gidirem Irağa Gün Gördüm, Günler Gördüm Seni Gördüm Şad'oldum
  17. hacivat ve karagöz neden öldürüldü'yü izledim çok güzeldi hem dönem filmi olması ve dönemin gerçeklerini yansıtması hemde oyuncuların çıkardığı muhteşem rol çok güzeldi...
  18. eee gülme komşuna gelir başına
  19. gullu birde şuan çalan melodiyi (ayrılık ayrılık aman ayrılık)
  20. teşekkür ederim canım arayacağım okumadım leylacım ama eğer bulursam okumak isterim Tolstoy'un bir çok kitabını okudum özellikle Diriliş'i tavsiye ederim...
  21. yok ben yapıyom iyi geçiniyorlar özellikle midemde bayram ediyorlar kara çevireyimde heryer bembeyaz olsun kardanadam yapalım burnuna havuş takarız
  22. gulllu birde imamı
  23. süzme yoğurda çevireyim yanında pekmezde olsun
  24. bilmemki napıyordur

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.